Bana kalırsa.

[alicemal]

... ailesinin Selanik’ten mübadele sırasında Türkiye’ye geldiğini söylüyor. Arcayürek, Çiller’in kökeniyle ilgili Demirel’le arasında geçen ilginç bir diyaloğu şu satırlarla aktarıyor:
DEMİREL: Kadın da Selanikli. Köken de. Bunlar birbirini tutarlar.
ARCAYÜREK: Aman efendim ilk kez duyuyorum. Çiller dönme mi?
DEMİREL: Dönme mi bilmem. Ama babası Selanik’ten gelme. Mübadele sırasında Milas ve civarına yerleştirilenlerden...
Arcayürek, bu sözleri müthiş ve kanıtlanması oldukça zor bir sav olarak değerlendiriyor."

...

Selanik'le ilgili fazla bağ kurulmuş. Önemini anlamadım.

Osmanlı döneminde balkanlar alınınca her zaman yaptıkları gibi işgal ettikleri yerlere Türk leri yerleştirmişler. Cumhuriyet dönemi mübadele sırasındada Balkanlara yerleştirilen Türklerin bir kısmı geri gelmiş, Rumlarda gönderilmiş. Gelmeyen Türkler de var. çiller'in Selanik'ten gelmesi bana bir şey ifade etmedi.

[alicemal]

Örneklerle toplumun ne kadar kolay bozulabileceğini anlatmıştım. Bozulmak zorunda kalıyorlar.

Toplumda adalet sağlanmazsa, tüm toplum büyük hızla bozuluyor.

En basit örnek futbol maçı. 22 kişi oynuyor, adaleti sağlaya kişi hakem denen maaşlı kişi. Futbol takımlarının ortak kuruluşu bu hakeme para verir ki, sahada adaleti sağlasın. Hakem denilen meslek, futbol takımlarının cebinden çıkan para ile adaleti sağlaması gereken kişilerin mesleğidir. Futbol takımlarının maaşlı elemanlarıdır. Aynen devlet çalışan ve yönetenleri gibi.

Maç esnasında hakem adaleti bariz şekilde sağlamazsa, bir takımı tuttuğunu belli ederse, diğer takım kontrolu kaybeder. Adaleti kendisi sağlamaya çalışır. rakip takım oyuncularını tekmelemeye başlar. Ne kadar çabalarsa çabalasın bu hakemle maçı kazanamayacağını düşünür, bu sebeplede kayrıldığını düşündüğü rakip takım oyuncularına sert girer. Kendisi tekme yer hakem düdük çalmaz, o zaman kendiside tekme yediği rakibe daha sert dalarak adaleti sağlamaya çalışır.

Hakemin tuttuğu takımın oyuncularıda en küçük şeyde faul olmasa bile kendilerini yere atarlar, hakemin düdük çalacağını bilirler.

Hem hakemin tuttuğu takım sahtekar oldu, hemde rakip takım suçun dibine gömüldü. İki tarafta 45 dakika içinde bozuldu.

Benzer örneği yaşadığım olaydan vermiştim. Sessiz bir cafe ye bağırarak konuşan biri girdikten sonra 30 dakika içinde cafede herkes bağırarak konuşmak zorunda kalmıştı. Cafeyi yöneten kişi bağıran kişiye sessiz olmasını söylemediği için. tabi bu hassas bir örnek ama doğru örnek.

İnternet alışveriş sitelerinden örnek vermiştim. Bir satıcı fatura göndermezse, diğer tüm satıcılarda zamanla fatura göndermemeye başlar. Çünki fatura göndermeyen %18 KDV ve yıl sonu gelir vergisi ödemeyeceği için, fatura kesenlere göre biraz daha fazla fiyat kırabilir. Herkesin satışı düşerken, onun satışları katlanır. Satışı düşen işletmelerde, fatura kesmeyene ceza gelmediğini görünce, batmamak için mecburen fatura kesmemeye başlarlar. Bir kaç yıl içinde bozulma başlar.

15 yıl önce faturasız ürün gelmezdi. Son 4-5 yıldır aldıklarımın üçte biri faturasız geliyor. hepsiburada dan son aldığım üç ürünede fatura gelmedi en berbatı hepsiburada. En iyisi maalesef Çin li trendyol. Son 1 ayda aldığım tüm ürünlere satıcı firma değil bizzat trendyol un kendisi fatura kesip gönderdi.

Fatura kısmını bir tarafa bırakırsak, bu sitelerde bozulma devam ediyor. Suçlular cezalandırılmadıkça bozulma devam edecek. özal ve ekibi ciddi bir yargı karşısına çıkmadı akp geldi. akp içindeki yolsuzluğa batmış olanlar cezalandırılmazsa çok daha kötüsü gelecek.

Alışveriş sitelerine döneyim.
Hobi işlerini severim, elim de yatkındır. Bir sürü hobi techizatım var. Bugün matkaba takılan tel fırça seti almam gerekti. hepsiburadadan alışverişi bıraktım çünki son üç ürüne fatura gelmediği gibi hepsiburada sitesi satıcıları korudu. Sorunu yazmamı engellediler. trendyol ve n11 den tel fırça seti arıyorum. Beğendiğim setlere girip yorumları okuyorum, inanılmaz. Satıcılar hep eksik parça göndermişler.

Setlerde 5 parça olması gerekiyorsa. Parçanın birini çıkarmış 4 tane göndermiş. Çıkardığı parçayı da tek olarak satıyorlardır.
Yorumlarda o kadar çok var ki. Özellikle fiyatı daha uygun olan setlerde hep parça eksik gönderilmiş veya daha ucuz set gönderilmiş. Özellikle ortalamanın altında ucuz fiyat koyanlarda hem parça eksik, hemde fatura gelmiyor.
Neden eksik parçalı set gönderiyorlar. Bu şekilde daha çok fiyat kırabiliyorlar. Öne geçiyorlar.
Tam seti daha ucuza alacağını sanan alıcılar, aynı ürün daha ucuz diye sahtekardan satın alıyorlar. Pek çoğu iade işlemleri ile uğraşmıyor. Normal fiyata satmaya çalışanlar satamıyor. Olayı görüyorlar ve bir müddet sonra onlarda benzerini yapıyorlar. Yapmak zorunda kalıyorlar. Bir nesil böyle geçerse, yeni nesil bu şeklin içine doğduğundan, bu tür sahtekarlıklar onlara doğal ve normal geliyor. akp bir nesil büyüttü.

Bozulma fatura göndermeme den, eksik ürün göndermeye de sıçramış. Kimbilir daha nerelere sıçrayacak.

Aynen söylediğim şey gerçekleşiyor.

Suçlu cezalandırılmazsa, herkes bozulmak zorunda kalır.

"amaaan ne olacak" dediğiniz anda bozulma başlar ve zamanla altında kalırsınız. Sizin ömrünüz yetmezse çocuklarınız torunlarınız o pisliğin altında kalır. Onlara miras bırakırsınız. Bize dedelerimiz bıraktı, bizde devam ettiriyoruz.

TİP liderinin akp zamanındaki yolsuzlukları kesin yargı karşısına çıkaracağız demesine o sebeple büyük önem veriyorum. Mucize olurda başa geçerlerse yaparlarmı bilmem. Yapabilirlermi de bilmem çünki ben bile geçsem başa yapabilirmiyim bilmiyorum. Ülke bu sistemi yaratanların ellerinde, medya ellerinde sesini duyuramazsın destek toplayamazsın tersine o medya seni kötüler durur. Şirketler, bankalar ellerinde, tarım alanları epeyce ellerinde. Yani başa geçen özgür değil.

Yarın nalbura gidip oradanmı alsam. Onlarda fatura kesmiyor. Bana belki gülen vardır ama olayın önemini anlamadığınızdan. Bu olayın dönüp dolaşıp sizi nasıl vurduğunu anlamadığınızdan. fatura kesmeyen de olsanız, faturayı alamayanda olsanız, o iş sizi vurur yada gelecek nesillerinizi. Geçmişte yolsuzluğa ses çıkarmayanlar yüzünden ülke bu halde, gelecek nesillerde bizim yüzümüzden daha kötü olacaklar.

Bu yazıyla benimde içim karar dı yaw, niye yazdırıyorsunuz ki.? Hep sizin suçunuz.


.

[selimhan01]

Buda bağlı ama ayrı konu.
Örneğin bu vatanı kurtarmak için Kürtlerle beraber batılılara karşı savaştık, herkes can verdi ama sonra fakir bırakılan doğu bölgemizdeki Kürtleri ingiliz ve amerikalılar para ve vaad ile ayartarak bize karşı bir kısmını kullanıyorlar.
Para için Türkiyeyi satan Türkler var, Türkiyeyi batılılara karşı savunan Kürtler Ermeniler var.
Çin'i satan bir sürü Çin li var. Para için Türkiye'yi satan Türkler var.

İnsanın doğası bu.

Ayrımı faydalı zararlı diye ayırmak gerekir ve şu milletten dememek gerekir ancak ibrani kökenlilerde ve yahudilerde bu durum biraz farklılık gösteriyor. Onlar birlik olarak tüm dünyaya karşı savaşıyorlar. Belli ülkelerde kullandıkları belli azınlıklar var. Mesela Çin de Uygur Türklerini ayartıp kullanmaya çalışıyorlar, sonra Taiwan Çin'lilerini ayartıp kullanmaya çalışıyorlar. Türkiyede ermenileri 100 yıldır aktif kullanıyorlar, sonrasında doğu sınırındaki fakir bırakılmış Kürtleri aktif kullanmaya başladılar. Fakirliğe vurgu yapıyorum, zengin refah içinde yaşayan iyi eğitimli topluluğu ayaklandıramazsın, büyük ihtimalle çok çok çaba gerekir belki yine ayaklanmaz. Fakir bırakılmış sürünen kalabalıkları ise çok kolay ayaklandırırsın.

Türkiyede 100 yıldır ermenileri, sonrasında doğu sınırımızda fakir bırakılan Kürtleri kullanıyorlar.
Bunlarıda bilmek gerekiyor.

paşinyan'ı satın alıp kendinden çok daha güçlü Azerbaycan'a saldırttılar. Ermeni halkı kullanıldı. Kullanan kişiyi bilmek gerekiyor, kullanılanı bilmek gerekiyor.

Aşırı iyi niyet ve gözü kapalılıkla ülkeyi savunamazsın.
Benim anne tarafından sülalemde Türkler ve Ermeniler var. Baba tarafımdan Arap, Türk, Hint filan var.

Bu ayrı konu.
Türkiyeyi savunabilmek için gerçekleri bilmek ayrı konu.

Bende sürü olma psikolojisi yok. Gerçek ne görüyorsam onu yazıyorum.
Birde şunu biliyorum, kendi çıkarını değil içinde yaşadığın topluluğun çıkarını önce düşüneceksin. Hali ile hangi kökenden olursam olayım bu ülkeyi savunursam, kendimi savunmuş olacağımı bilecek bilinçteyim.
Buda sürüyü savunmaktır ama sebep farklıdır.

Yazınızı okudum

..
Belirtilen konularda bazı çekincelerimi ifade etmek istiyorum...

Birinci olarak Çin meselesi ...Maonun Çini oluşmadan önce milliyetçi Çin vardı bunu sizde çok arkadaşım da sanırım biliyordur. İşte bu milliyetçi Çin bugün Tayvan olarak bildiğimiz yönetimin iktidarı koruyan muhafız seçimi Uygur Türkleri arasından seçilirdi yani milliyetçi Çin rejiminin muhafız alayları Uygur Türkleri idi şimdi kendinizi Maonun rejiminin yerine koyup düşünün potansiyel bir tehlike arz ediyor mu kararı size bırakıyorum...

Gelelim bize...

Bizim coğrafya da azınlık olarak bahsettiğiniz toplumlar aslında bu coğrafyanın yerlileri dir ve bu coğrafyanın en eskisi de Ermeniler sonrasında Rumlar gelir bizim bu coğrafyada etkinlik göstermemiz yaklaşık İsa'nın doğumundan 1000 yıl sonrasında olduğu nu düşünürsek bize istilacı gibi bakmalarını anlarım... ama bu onları haklı bulduğumu göstermez..zira insan doğası boşluk kabul etmez varlığı baskın olmak üzere kodlanmıştır bunun en iyi örneği kuzey ve güney ABD dir istilacı kavimlerin çelik ve barutu yanında hastalıkları kullanmaları kıtanın yerlilerini neredeyse yok etmiştir sonrasında Avrupa'dan gelenler burada yeni bir medeniyet kurdular...bizim tek farkımız bizdeki yerli nüfusu ya asimile etmedik yasattık yada bugün Azerbaycan ve Kuzey Suriye'ye bölgesine gönderdik, Kürtlerin durumuysa daha ziyade dinsel ve mezhep olarak kabul görmesi nedeniyle isyanlar olsa da varlıkları kabul görmüştür ama bu hoş görü Bektaşi Türkmenlerine gösterilmemiştir... Kürt ve Ermenilerin meselesini saymazsak birde Çerkes olayları vardır özelikle Ahmet anzavur ayaklanmaları Kürt isyanlarından daha tehlikelidir ama bu konu genelde konuşulmaz zira isyanı yapanlar Bektaşi yada Ermeni değildir.
Sonuçta konuyu fazla dağıtmamak adına devletin varlığı ekonomik ve siyasi olarak zayiflarsa bir şekilde toplumun farklı unsurları bunu suistimal etme içgüdüsü olarak görmektedir bunun da en büyük nedeni bu coğrafyada Kutsal kabul edilen devlet anlayışının İlk zafiyeti onun kutsallığını ortadan kaldırılmasıdır sonuçta kutsalin İlk kanı dökülünce artık Kutsal olan olağan hâle gelmiştir.....ve sadece fanidir.....

Redmi Note 9S cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

[Babadağlı]

...

Bizim coğrafya da azınlık olarak bahsettiğiniz toplumlar aslında bu coğrafyanın yerlileri dir ve bu coğrafyanın en eskisi de Ermeniler sonrasında Rumlar gelir bizim bu coğrafyada etkinlik göstermemiz yaklaşık İsa'nın doğumundan 1000 yıl sonrasında olduğu nu düşünürsek bize istilacı gibi bakmalarını anlarım...

...

Ermeni adına ilk defa M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen Pers Kralı Darius’un kitabelerinde rastlanır. Ve asıl ilginç olan nokta şudur ki,
Ermeniler kendilerine hiçbir zaman “Ermeni” dememişler, bilâkis kendilerini “Haiklar” olarak adlandırmışlardır. Ermeni adı, Ermeniler tarafından sonradan benimsenmiş olup, bu isim aslında coğrafi bir bölgeye işaret etmektedir. Bu bölge, Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Çünkü M.Ö. 3. Binyıla ait Akkad çivi yazılı belgelerinde de Doğu Anadolu bölgesine “Armanu” yada “Armenia” denilmekteydi. Demek oluyor ki, Ermenilerin bu bölgeye gelmesinden yaklaşık 1600 yıl önce de Doğu Anadolu Bölgesi “Armenia” adıyla anılıyordu. İşte Pers Kralı Darius, hakimiyeti altında
bulunan ve muhtemelen batıdan göçmen olarak gelen bu yabancılara “Armenia Bölgesinde oturanlar” anlamına “Ermeniler” ismini vermişti.

Şu hususu da özellikle belirtmek isteriz ki, Ermenilerin, adı geçen bölgede kendilerinden önce oturan Urartularla da herhangi bir akrabalıkları söz konusu değildir. Çünkü Urartuların dili Asyanik kökenli olduğu halde, Ermenilerin dili Hint-Avrupai dillerdendir. Öyle sanıyoruz ki Ermeniler, M.Ö. 8. yüzyılda vuku bulan Trak göçleri neticesinde Anadolu’ya gelmişler ve iki asır göçebe bir hayat yaşadıktan sonra, Urartu Devletinin yıkılmasını fırsat bilerek gelip onların topraklarına yerleşmişlerdi.

O halde Ermenilerin Anadolu’daki tarihleri M.Ö. 6. yüzyıldan daha geriye gitmemektedir. Halbuki, çivi yazılı metinlerden öğrenildiğine göre Türkler, M.Ö. 3. Binyılın sonlarından itibaren Anadolu’da mevcutturlar ve
Anadolu’nun kaderinde önemli roller oynamışlardır.

ERMENİLERİN KÖKENİ VE GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ
Prof. Dr. Ekrem MEMİŞ

[snkleyp]

Selanik'le ilgili fazla bağ kurulmuş. Önemini anlamadım.

Osmanlı döneminde balkanlar alınınca her zaman yaptıkları gibi işgal ettikleri yerlere Türk leri yerleştirmişler. Cumhuriyet dönemi mübadele sırasındada Balkanlara yerleştirilen Türklerin bir kısmı geri gelmiş, Rumlarda gönderilmiş. Gelmeyen Türkler de var. çiller'in Selanik'ten gelmesi bana bir şey ifade etmedi.

15.yy'dan itibaren İspanya'dan zulümden kaçan yahudiler (sefarad deniyor sanırım bunlara) Osmanlı İmparatorluğu'na sığınıyor. İstanbul, İzmir ve Selanik dolaylarına yerleşiyor.
Sebatay Sevi döneminde yahudi sosyal dokusu bir tür siyasi harekete dönüşünce devletin sert tedbirleri ile karsılaşıyor.
Bu tedbirler karşısında topluluk üyeleri Müslüman kimliğinin arkasına gizleniyor. Bunlara "dönmeler" deniyor ve yoğun olarak da Selanik şehrini mesken tutuyor.
Bugün bu tür tartışmalarda kastedilen şey bizden görünüp aslında bizim aleyhimize iş tutanlar.
Ben yine de etnik ve dini kökenlerin siyasi tartışmalara konu edilmesini tatsız bulurum. Medeni insanlar adabınca tartışabilse de cahil kitlelerin nasıl manüpile oldukları ve sonunun ne tür felaketler getirdiği 2.dünya savaşında görüldü.
Şimdiden herkese iyi bayramlar dilerim.

[selimhan01]

Ermeni adına ilk defa M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen Pers Kralı Darius�un kitabelerinde rastlanır. Ve asıl ilginç olan nokta şudur ki,
Ermeniler kendilerine hiçbir zaman �Ermeni� dememişler, bilâkis kendilerini �Haiklar� olarak adlandırmışlardır. Ermeni adı, Ermeniler tarafından sonradan benimsenmiş olup, bu isim aslında coğrafi bir bölgeye işaret etmektedir. Bu bölge, Doğu Anadolu Bölgesi�dir. Çünkü M.Ö. 3. Binyıla ait Akkad çivi yazılı belgelerinde de Doğu Anadolu bölgesine �Armanu� yada �Armenia� denilmekteydi. Demek oluyor ki, Ermenilerin bu bölgeye gelmesinden yaklaşık 1600 yıl önce de Doğu Anadolu Bölgesi �Armenia� adıyla anılıyordu. İşte Pers Kralı Darius, hakimiyeti altında
bulunan ve muhtemelen batıdan göçmen olarak gelen bu yabancılara �Armenia Bölgesinde oturanlar� anlamına �Ermeniler� ismini vermişti.

Şu hususu da özellikle belirtmek isteriz ki, Ermenilerin, adı geçen bölgede kendilerinden önce oturan Urartularla da herhangi bir akrabalıkları söz konusu değildir. Çünkü Urartuların dili Asyanik kökenli olduğu halde, Ermenilerin dili Hint-Avrupai dillerdendir. Öyle sanıyoruz ki Ermeniler, M.Ö. 8. yüzyılda vuku bulan Trak göçleri neticesinde Anadolu�ya gelmişler ve iki asır göçebe bir hayat yaşadıktan sonra, Urartu Devletinin yıkılmasını fırsat bilerek gelip onların topraklarına yerleşmişlerdi.

O halde Ermenilerin Anadolu�daki tarihleri M.Ö. 6. yüzyıldan daha geriye gitmemektedir. Halbuki, çivi yazılı metinlerden öğrenildiğine göre Türkler, M.Ö. 3. Binyılın sonlarından itibaren Anadolu�da mevcutturlar ve
Anadolu�nun kaderinde önemli roller oynamışlardır.

ERMENİLERİN KÖKENİ VE GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ
Prof. Dr. Ekrem MEMİŞ

Güzel bir Yazı olmuş zaman ayırmışsın teşekkür ederim..
Anadolu'nun türk izleri milattan önce tarihler verilse de bunların bilimsel olarak kabul görmesi sıkıntılıdır bunun da en büyük nedeni Türk kültürü ve dili konusunda araştırma yapan kurumlarımız pek de oturmuş bir yapıda olmamasıdır bu nedenle ülke dışında pek itibar görmüyor itiraz edilecektir ama kuzey Avrupa'da bile birçok üniversitede Türkolog arastırması yapan bölümler yaklaşık 2 yüzyıllık birikime sahiptir Orhun kitabeleri ve Sovyetler birliğinde bulunan kurgan Türk mezarları bunun için örnek olabilir bizim ülkemizde gerek bilimsellik ve kültürel araştırmalar siyasal fanatik bir şekilde siyasallaşması ve karbonhidrat beslenme sorunu yaşayan Türk coğrafyasındaki toplumun bilgi birikimi yapmasının önündeki en büyük engellerden biridir ayrıca bu araştırma için yeterli fonların oluşturulamayışıda da ciddi bir engeldir... halkın ve idarenin zaten böyle bir beklenti içinde olmadığı da ortadadır

Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

[alicemal]

Mutlu bayramlar herkese, sağlıklı ve sevdiklerinizle olun.

---

selimhan'ın ilk yazısının muhalefet ettiği yeri anlamadım. Fırsattan istifade yerlilik konusuna genel bir şey yazayım.

Yerlilik zamana göre değişir. Anadoluda 100 yıl önce yaşayanlar farklıdır, 500 yıl önce yaşayanlar farklıdır, bin yıl önce 5bin yıl önce 20 bin yıl önce yaşayanlar farklıdır. Her biride kendine yerli diyebilir. Hangisi yerli.? Yerli konusuna girmektense vatanı ve içinde yaşayanların birlik olması konusu önemli. Birlik olunmazsa mutlu ve kalıcı olunmuyor.

Benim burda doğan arkadaşım bana göre yerli. Ama o aile 50-60 yıl önce Konya'dan gelmiş. Konya lıda değiller nereden geldiklerini bilmiyor. Ben biliyorum. Kuzey Asya tipi var. Şimdi bu arkadaş nerenin yerlisi.? 100 yıl önce gelenlerde başka yerden, 500 yıl önce gelenlerde.

En eskiye gidersek insanlar 3 farklı yerden dağılmışlar. Kuzey Asya, Güney Asya, Güney Afrika.(Bu benim teorim. Dünyaya öğretilen ingiliz teorisi ise insanlar sadece Güney Afrikadan yayılmışlar.) Kalan heryere buralardan gitmişler ve karşılaştıklarında melezleşmişler. Yerlilik aranacaksa herkes bu 3 yerin yerlisi. Melezler hiç bir yerin yerlisi.

Avrupalılar Güney Afrika yerlisi, Amerikalılar Kuzey Asya yerlisi, Ortadoğu halkları Hindistan-Pakistan yerlisi. Anadolu halkları üçünün karışımı.

---

Çok İlginç, az önce Suriyeli çocuklar benden şeker aldılar. Türkçe bilmiyorlar, yanlarındaki bir kaç mahalle çocuğu onları yönlendiriyor. Bizim bölgeye yeni yerleşenler olmuş anlaşılan.

Belliki Suriyelilerin doğum oranı ile 50 yıl sonra çoğunluk olacaklar ve kendilerini buranın yerlisi görecekler. abd nin kurdurduğu(akp li iş adamı ethem sancak'ın söylemi) akp ye oy verenlerin hediyelerinden biri bu kaç milyon olduğunu bilmediğimiz Suriyeliler. Şu ana kadar 1.300.000 tanesi oy versin diye vatandaş yapılmış. Bugüne kadar 750bin çocuk doğurmuşlar(yoksa 1 yıldamıydı?)

[alicemal]

Babadağlı belliki konuya hakim. Bende Runik alfabeyi araştırırken Anadoluda hatta Egedeki bulgulardan Anadolu hatta Avrupa ve Amerika halkları konusunda bir miktar bilgi edinmiştim.

Tekrar görüşümü belirteyim. Dünyanın yerlisi yok. Maymunluk var. Tamamen maymun dan gelmekten kaynaklanan iç güdülerle kimisini düşman kimisini dost görüyoruz. Kimisini altta, kimisini üstte görüğyoruz. Dost gördüğümüz ü çıkar çatışması olunca tekrar düşman görüyoruz. Maymunlardaki iç güdülerin devamı bunlar. Birebir aynı davranışları sergiliyoruz.

Hangi maymundan evrildiğinize göre, zamanla davranışlar ayrışıyor. İnsanların %80 i yaşlandıkça hiç olgunlaşmıyor, kendisine ne yapılmışsa, sonraki nesillere aynısını yapıyor.(Çocukluk eğitimlerinin yaptığı değişimleri ayrı kabul edelim, farklıymış gibi görünebiliyor. Ama bilinçli olmuyor, ezbere oluyor, şartlandırıldığı için oluyor.) %20 si yaşadıkça doğruları yanlışları ayırd etmeye ve kendisine yapılan yanlışları sonrakilere yapmamaya çalışıyor.

Benden senden(sürü ayrımı) ayrımı yapanlar %80 e dahil olan grup. Faydalı insan zararlı insan ayrımı yapansa %20 ye dahil olan grup.
Benim ibrani leri ayırmam bu ayrıma girmiyor. Onlar binlerce yıldır kendilerini üstün, diğerlerini aşağı ırk olarak görüp yok etmeye köle etmeye çalışan insanlar. Grup olarak ayrışmadıkları için mecburen grup olarak değerlendirmek gerekiyor. ermenilerden de ibranilerin ve diğer güçlü ülkelerin topluca kullandıkları bir millet gözü ile bakıyorum. ermeniler düzeltilir çünki kolay yönelndiriliyorlar, ibraniler düzeltilemez gibime geliyor. 3 bin yılda genlerine işlemiştir.

Her neyse, şeker azaldı, çocuklarda azaldı gibi sanki.!