Sayfa 684/1005 İlkİlk ... 184584634674682683684685686694734784 ... SonSon
Arama sonucu : 8036 madde; 5,465 - 5,472 arası.

Konu: EREGL - Ereğli Demir Çelik

  1.  Alıntı Originally Posted by kribensis Yazıyı Oku
    o zamanki konjuktüre bakmak lazım ama bunca yıllık borsa tecrübem bana zaman zaman karı realize etmenin gerekli olduğunu gösterdi
    Bende aynı görüşteyim dolar bazlı zirvelerden çekilme defalarca yaşandı yıllar içerisinde

    Ama bazen böyle bist 5 dolar falan olursa daha da gider mi gibi bir düşünce realizeyi engelleyebiliyor...

  2.  Alıntı Originally Posted by Mathias Yazıyı Oku
    Çok akıllı borsacılar yine fikir vermeye başlamışlar. Ben elimdeki para ile hisse alırım. Short falan anlamam. Param varsa alırım yoksa almam. Düşeceğini düşünüyorsam beklerim yükseleceğini düşünüyorsam alırım. Geçen sene paramın 4 de birisi ile 10 hisse sattı isem şimdi 10 12 hisse alabilecek durumdayım 4 de biri ile. Hep dedim. Hisse değil nakit dolar biriktirin diye. froto yu 36 dolardan aldı 50 olduğunda eregl ortadan kayboldu ee short girse idin madem biliyordun. Bu tip sataşmalara son cevaplarım bunlar. 40 kere anlattım . Sonra kötü niyetli ben oluyorum sizler de iyilik perisi mübarek insanlar. fedor bırakamaz topiği çünkü satmadı. Burada aklı sıra totem yapıyor benim patronun adamı falan olduğumu düşünüyordur büyük ihtimal. Sizi dökmek istiyorum falan. Kimse gülmesin. Son 1 haftada "tebrikler onu döktün bunu döktün işini iyi yapıyorsun yazıları gırla" demek ki insanlar inanıyorlar bunun gerçek olduğuna.
    Öyle şort mort anlamam diyerek kurtulamazsınız. İyi bir borsacı aşağı yönlü de poz alır yukarı yönlü de. Belki de siz kendi söylediğinize kendiniz emin olamadınız, zira şort zordur, terste yakalarlarsa biliyosunuz. Ben anlamam diyip burda haftalardır aşağı yönlü ısrarla hedef vermeniz insanların algısını bozan bir hareket. Burada insanların satmasına vesile olmanın vicdani rahatsızlığı, şort poz açıp kendinizin kaybetme korkunuzdan daha küçükmüş. Bu da ayrı bir vicdansızlık

  3.  Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
    Sn. yelpaze,
    Yaşanan olayların yanına yorumlarınızı da eklemenizi rica ediyorum.
    Sn. Kaan yaşlarımız yakın aslında dikkat ederseniz hafızama güvenerek hatıra anlatma taraftarı değilim. Doğru kaynaklar ve veri setlerini kullanarak 1986'dan günümüze Türkiye ekonomisini, borsa ana ekseni etrafında kendimce arşivlemiştim. Böyle şeyleri ABD ve Avrupa'da akademisyenler yapıyor ancak bizde pek yok. Mesela FED başkanın masasında 250 yıllık tahvil getirileri grafiği olduğunu kendileri söylemişti. Yüksek enflasyonun rakamları aşırı derecede bozması makro ekonomik ve hatta piyasa verilerini geriye doğru takip etmeyi zorlaştırıyor. 1988'in bilançolarıyla 2000'inkiler arasında 5-6 sıfır ilave var mesela.

    Derin ilgi duymadığımız konularda genelde sonuç odaklı düşünürüz, ben de daha özet bir yaklaşımda bulunayım. 1999-2002 dönemini, volatilite bakımından örnek verdim aslında. 2024 ve 2025 de çok iniş çıkışlı olacak diye kendimce öngörüde bulunmuştum yıl başında. Öte yandan ilginç benzerlikler de yaşıyoruz, iktidar partisi dönemin başbakanını çok eleştirmişti. 2001 krizinin en sıcak günlerinde sadece bankalar arası piyasada gecelik faizler %1300 oranını görmüştü. Tesadüfe bakın ki; 2019'da Londra swap piyasasında Gecelik Türk Lirası swap faizi de kısa süre için %1300'ü aştı. 2023'ün deprem, erken seçim ve borsa hareketleriyle 1999 ilginç biçimde benzerlik gösteriyor ama bu sadece tesadüf kabul edilmeli. 1999'da Avrupa ve ABD'de faizler %5-8 aralıklarında dalgalanırken bizde %35-50 arasındaydı. 2012 sonrası ABD ve Avrupa'da %0-2 aralığındayken biz en fazla %10'lara düşebildik, bu durumda %10 düşük değil çok çok yüksektir. Ülke ekonomik olarak büyük bir değişim gösterdi denirken çok hızlı biçimde eski dengelere geri döndük. Elbette bunlar için sadece politikacıları suçlamamalıyız. Halkın davranışları da en az politikacılar kadar kötü. EYT benzeri uygulamayı Demirel de yapmıştı, ben sizden farklı olarak EYT'lilerin mevcut emeklilerin payını küçülteceğini geçen sene ailemdeki emeklilere müjdelemiştim. 1997 asya krizinde Endonezya'da emekliler çok daha zor durumda kalmıştı. Göçmenler bir iş gücü transferi olarak değerlendirilmeli, bir toplum işverenlerine oy atarak, patronluğa ilaveten yasama yetkisi verirse sonuçlarına katlanır.

    Bir ülkede %20 üzeri hatta %60 enflasyon varsa zaten çöküş olmuştur bana itiraz eden varsa tüm varlıklarını TL'ye çevirip vadesiz mevduat hesabına yatırsın ve 1 yıl sonra hesaptan parasını çeksin. Arjantin, Venezuella, İran, Mısır gibi ülkelere bakıp yanlış düşüncelere kapılmayın, bunların hepsi petrol ülkesi. Bir şekilde karaborsada satabilecekleri siyah altınları var ve ambargo altında bile halklarını destekleyebiliyor. Bizim çok çalışmaktan başka seçeneğimiz yok.

    İki dönemin belirgin farklılığı olan Başkanlık sistemi ile koalisyon iktidarları birbirinden çok farklı diyoruz ama ülkenin kaynakları kuruduğunda hiç bir farkları kalmıyormuş. Genel kanı 23 yıl öncenin bugünkünden daha olumsuz olduğu şeklinde ama bunu henüz bilemeyiz. Rusya 1998'yılında korkunç bir ekonomik krizle moratoryum ilan etmiş adeta yıkımın eşiğine gelmişti ama gençler zorla askere alınıp cepheye gönderilmiyordu. Bu gün Rusya'da özellikle kalifiye insanlar için ekonomik hayat koşullarının çok olumlu olduğunu duyuyorum ama silah altına da alınabilirsiniz. Kriz kavramı dönemin koşullarına göre, medyanın yaygara şiddetine veya sizin ne anladığınıza göre de değişir. En doğru kriz kavramı günümüzün koşullarıyla değil ülkenin geleceğine ilişkin beklentilerle tarif edilebilir olandır.

    Son 20 yılda yapılan özelleştirmeleri ben olumlu görüyorum. İhracat artışıyla birlikte ekonomimizin dayanıklılığını artıran faktör bu olabilir. Ama şu soruyu da sormadan geçemiyorum; neden dış ticaret açığımız hala bu derece yüksek? Dışa bağımlılık azaltılamamış, bu kesin ve sonuçları da ortada. Finans piyasalarımız artık çok daha derin, çeşitlendirilmiş ve sofistike, bence bu da TL'nin itibarı bakımından önemli. Halkımız dini temelli karmaşık duygular içinde olsa da hayatlarını etkileyen gelişmelerin farkında, 10 ay içinde değişebilen siyasi eğilimlerinden bunu anlayabiliyoruz. Türkiye'ye güveniyorum ancak aynı gemi sakin sularda da yüzebilir fırtınada da! Konu çok detaylı ama benim tavsiyem piyasalara, şirketlere, iş dünyasının mekanizmasına odaklanıp siyasi tartışmalara kulak tıkamaktır.

    C.başkanı bir politikacı ekonomist değil. En iyi bildiği, hep kazandığı oyun neyse onu oynamak isteyecektir, zaten ekonomiyi idare edebilecek güç artık politikacılarda değil. Sizde görüyorsunuz ülkeleri satın alabilecek hatta ordu kiralayıp işgal edebilecek güçte şirketler var artık dünyada. Türkiye ne yaparsa yapsın global ekonomik dengelere bağlı bir seyir izleyecektir. Türkiye dünyada benzeri olmayan bir ülke bence bu yüzden aşırı kötümserlik doğru değil. Bakın faizler %30'lara geldiğinde ekonomi yavaşlayacak dedik 2023'de, tersine toplum enflasyonun daha da yükseleceğini düşünerek tüketimi artırdı; bir anda herkes galerici, emlakçı, borsacı, criptocu olabiliyor. Yarın halk tasarrufta aşırıya kaçar ve politika yapıcıların tedbirlerine rağmen ekonomik aktivite artmayabilir. Siyaset çok yanıltıcı olduğundan önyargılı olmak doğru değil. Ekonomiye odaklanmak lazım, politikayı şekillendiren bu ve ekonomi tarafından şekillendirilmiş yeni siyasi haritada C.başkanı yanına ilave bir destekçi daha bulmaya odaklanacak hepsi o kadar.

  4.  Alıntı Originally Posted by fedoramca Yazıyı Oku
    Ben de daha tam inanamıyorum ki, ben de senin ve tüm arkadaşların Ramazan Bayramını kutluyorum.
    Bazen hisse değişimi işe yarıyor.
    Yorumlarım ve yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir. Kendime not: İt olma beyefendi ol ki ardından iyi ansınlar.

  5. #5469
     Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    C.başkanı bir politikacı ekonomist değil. En iyi bildiği, hep kazandığı oyun neyse onu oynamak isteyecektir, zaten ekonomiyi idare edebilecek güç artık politikacılarda değil. Sizde görüyorsunuz ülkeleri satın alabilecek hatta ordu kiralayıp işgal edebilecek güçte şirketler var artık dünyada. Türkiye ne yaparsa yapsın global ekonomik dengelere bağlı bir seyir izleyecektir. Türkiye dünyada benzeri olmayan bir ülke bence bu yüzden aşırı kötümserlik doğru değil. Bakın faizler %30'lara geldiğinde ekonomi yavaşlayacak dedik 2023'de, tersine toplum enflasyonun daha da yükseleceğini düşünerek tüketimi artırdı; bir anda herkes galerici, emlakçı, borsacı, criptocu olabiliyor. Yarın halk tasarrufta aşırıya kaçar ve politika yapıcıların tedbirlerine rağmen ekonomik aktivite artmayabilir. Siyaset çok yanıltıcı olduğundan önyargılı olmak doğru değil. Ekonomiye odaklanmak lazım, politikayı şekillendiren bu ve ekonomi tarafından şekillendirilmiş yeni siyasi haritada C.başkanı yanına ilave bir destekçi daha bulmaya odaklanacak hepsi o kadar.
    Teşekkürler Sn. yelpaze,

    Ama sorduğum sorulara pek yorum yapmadınız. Ya da yazdınız ama benim seviyem yetmedi

    - 2021 Eylül ayında sizce Erdoğan ne yapmak istedi? Yabancıları piyasadan kovmak mı yoksa gerçekten yeni bir "küçük" Çin olma hayallerine mi kapıldı? Ya da başka bir neden var mı?
    İlgili tarihteki bu hareketi bir türlü anlamlandıramıyorum. Yazdıklarınızdan sanki "Erdoğan ekonomist olmaya çalıştı" anlamı çıkıyor gibi ama kendini ekonomist zannetse bile bir amacı olmalı bu hareketin. Popülist de diyemiyorum çünkü seçimlere 2 yıla yakın bir süre vardı.



    - Etrafıma, gündemdeki olaylara vs bakınca büyük bir kriz yok gibi? İnsanlar söyleniyor, sıkıntı çekiyor ama bir çöküş yok. Sizce çöküş var, bastırılıyor ve yakın gelecekte büyük sorunlar oluşacak mı? Yoksa çökmedik mi?
    Bu yorumum için de sanırım "aslında çöktük" yorumu getirdiniz. Ben İstanbul'da yaşıyorum ve etrafımda feryat figan durumda olan bir yoğun kesim yok. Ecevite yazar kasa atılmasını da aslında krizin sembolü şeklinde yazmıştım. Şimdi öyle bir durum ben göremiyorum. Maltepe' de yaşıyorum ve kapanan ya da sert indirim kampanyaları yapmak durumuna düşen dükkanlar, menü fiyatlarını indiren restoranlar vs yok. Bu nedenle size de sordum. Acaba seçimlerden dolayı sürekli ötelenen bir krizle mi karşılaşacağız. Şu an krizdeyiz yazmışsınız ama sanki devlet krizde evet ama halka tam yansımadı gibi?

  6. Bence

    1- Erdoğan kendi tezini ölmeden görmek istedi, işe yarasa dünyada bir ilk olacaktı! Yani büyük oynadı ama biz de göreceğimizi tam görmedik ki tekrar onu başkan seçtik!
    Bu net! Ekonominin sorumlusu da patronu da benim demedi mi meydanlarda! Bu aslında halk olarak onu ne hale soktuğumuzun da bir resmi idi!


    2- Evet, sürekli ötelenen bir krizler yaşıyoruz.
    Bir ekonomist şöyle demişti: Eskiden kriz yaşar ne olacaksa, bir kaç haftada ayda olur, kriz pik yapar sonra alınan önlemler ile bu krizin yaraları sarılmaya başlar ve bir süre sonra geçer.
    Ama krizi önce kabul etmek lazım demişti.

    En yakında bunu 1994’de yaşadık geçti 2001’de yaşadık 2022’de iktidarı alırken Akp geçmişti.

    Ondan sonra hiç kriz yaşamadık biz 2008’de teğet geçti bir daha da teğet bile geçmedi

    Bu arada da kriz yaşamamak için kaynaklarımızın çoğunu SIFIRLADIK…
    Aslında kriz yaşamak iyi bir şeymiş, şimdi sürekli ertelenen bir krizle yaşamak da kolay değil.

    Normal de değiliz ki. Net hata noksanından gelen para belirsiz, satılan kamu kaynaklarından kaç krizi finanse ediyoruz kaç nesili SIFIRLIYORUZ, belirsiz. O gizli bu saklı vs vs…

    Mesela yarın Swapları serbest bıraksak …
    Bunu şu an hayal bile edemiyoruz nasıl olurdu…

    Neyse siyasete girmek istemem ama sn yelpaze güzel yazmış, son cümlesine cevap verirsem, Erdoğan İmamoğlu’nu bassın bağrına ülke şahlanır 😎 Ya da İmamoğlu bassın bağrına…😎

    Savaştan kurtardığımız Kore 50 yıl önümüzde…

  7. Erdoğan-İmamoğlu kucaklaşmasını dün gece yazdım Sn Yelpaze’ye, Sn Kaan’dan önce. Ama sonra siyaset yapar gibi olmasın diye yollamadım.
    Şimdi X’te Emine Erdoğan ile ortak proje yapmak isteyen Dilek İmamoğlu’nu gördüm.


    Enteresan!

    Ya kalbim çok temiz ya da aklın yolu bir!

    Ama bu kutuplaşma bu KUCAKLAŞMAYI zor kaldırır ki çıkar çevrelerinin de hiç işine gelmez.

    https://x.com/t_c_kemalbildis/status...366627345?s=46
    Son düzenleme : fedoramca; 09-04-2024 saat: 09:16.

  8. Fiziksel ekonomik gelişim olmaz ise finansal ekonomik gelişmede olmaz.
    Son 20 yılda Türkiye dünya ile rekabette geri kalmaya başladı.
    Artık her ülke bir şey üretiyor.
    Önce bir sistem kur.
    Sen sadece sistemi denetle yeter.

Sayfa 684/1005 İlkİlk ... 184584634674682683684685686694734784 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •