Sayfa 248/280 İlkİlk ... 148198238246247248249250258 ... SonSon
Arama sonucu : 2234 madde; 1,977 - 1,984 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1. Deva hocam, izin verirsen kendimce sadece bir not iliştireyim. Bu not bana göre pek çok kişinin yaptığı bir yanlışı barındırmakta, belki işine yarar.

    1 not: Tüm analizlerde (kim yapıyor olursa olsun, temelden bahsediyorum, zira teknik zaten geçmişin verilerini işler) kullanılan veriler ve çıkarılan sonuçlar geçmiş zamanın bilançosudur. Gelecekle ilgili bir şey söylemez. Ancak tahmin etmemize olanak sağlayabilir, o da iyi bir analiz yapılmış ise. Ancak göz ardı ettiğimiz hadiseler var. Bunlar ilgilendiğimiz sektörde yaşanabilecek olaylardır. Bu olayların bir kısmın olacağı bilinir ve analizlere kısmen dahil edilir (pek çok analist elini taşın altına koymaya çekinir, malum onların da karneleri var, alacakları notlara göre primleri yatacak). Ancak, sektörün içinde olan veya yakından takip eden vizyoner insanlar ise gelecekte onları nelerin beklediğini en baba analistten pekala daha iyi bilir. Biraz finansal okur yazarlığı varsa da bunu fiyatlandırabilir, yatırımlarını da buna göre dizayn edebilir. Ben yatırımcılığa salt bu gözlükle bakıyorum.

    1 atasözü: herkesin bildiği para kazandırmaz, az kişinin bildiği zengin eder (tamamen benim uydurmamdır, biraz yüzlerde tebessüm olsun deyu)

    Portföyler yapılırken, bu not ve atasözünü de bir yerlere not almak gerekir diye düşünüyorum.

    Sevgiler, saygılar, bol kazançlar.

  2.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Sadede gelelim diyeniniz vardır elbette.. Beklemekle olmuyor, piyasa işlemeye devam ediyor.. Algoritmik trading işine girmezsem, sürekli trading ile uğraşmaya zaman harcamayı da düşünmüyorum. Bu durumda yeni bir portföy oluşturma yöntemi gerekecek. Mayıs'ta tüm şirketlerin hem 2023-12 hem de 2024-3 bilançolarının açıklanmasından sonrası için en azından bir sonraki bilançolara kadar bir süreliğine portföy yapıp takip etmek üzere ana hatlarıyla kendimce bir yol haritası belirledim.

    Alıp tuttuğumuz ya da sattığımız şirketleri ne kadar seversek sevelim, önemli olan onların yönü hakkında bir karar verebiliyor muyuz? Pek de değil.. En azından bu karmaşıklık içerisinde. Bu durumda margin of safety'si en yüksek şirketlere odaklanmayı riskten kaçınma ve defansif hareket etme açışından önemli buluyorum. Bu konuda da epeyce zamandır demode bulduğum Graham Dede'nin yaklaşımları ile maksimum margin of safety arayışı içerisinde olacağım..

    Bazıları Graham'dan esinlenme olmak üzere önüme bazı kriterler koydum:

    1) Öz Kaynaklar Büyümesi (%) > ZZ,ZZ
    2) Aktifler Büyümesi (%) > ZZ,ZZ
    3) Öz Kaynaklar Büyümesi (%) > Aktifler Büyümesi (%)
    4) Cari Oran > 1
    5) Aktifler > (2 X Toplam Net Borç)
    6) Uzun Vadeli Borçlar < Öz Kaynaklar
    7) F/K < 15
    8) (PD/DD) X (F/K) < 22,5
    9) Net Finansal Borç / Yıllıklandırılmış FAVÖK < YY,YY

    bu kriterleri ön eleme kriterleri olarak kullanmayı planlıyorum.. ZZ,ZZ ve YY,YY olarak belirsiz bıraktığım rakamsal değerleri sonradan belirleyeceğim.

    Bu eleme kriterleri ile bir ön liste oluşturduktan sonra listedeki tüm şirketler için şu yöntemi uygulayacağım:

    1)

    (PD/DD) / Öz Kaynaklar Büyümesi
    (PD/A) / Aktif Büyüme

    değerlerini bulup ikisinin ortalamasını alacağım ve en düşükten en büyüğe doğru sıralayacağım.

    2)

    Aynı şirketlerin Dolar Bazlı grafiklerinde 250 günlük hareketli ortalamalarından yüzdesel olarak uzaklığını hesaplayacağım.

    3)

    1 ve 2 nolu uygulamalara göre bir puanlama sistemi oluşturup en uygun 10-12 şirketi seçeceğim ve portföyü oluşturacağım.

    Sonrasında portföy performansını trend takip bazlı izleyeceğim.
    Bir arkadaş 250 günlük hareketli ortalamada 250 rakamı nereden çıktı diye sormuş.. Öyle sırlı rakamlar filan değil, yok bilmem fibo sayısı falan gibi.. Son 5 yılda borsanın açık olduğu iş günlerine baktım, yılda ortalama 249 gün ile 250 gün arası dalgalanmış. Ben son bir yıllık fiyat hareketini baz alarak değerlendirme yapacağım için tam bir yılı kapsayan bir hareketli ortalama aşağı yukarı 250 günlük HO'ya tekabül ediyor. Başka özel bir sebebi yok. Piyasa 200 günlüklere bakmaya ayarlı olsa da tam 1 yılı yansıtmadığı için benim için eksik kalıyor.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  3.  Alıntı Originally Posted by müzikal Yazıyı Oku
    Deva hocam, izin verirsen kendimce sadece bir not iliştireyim. Bu not bana göre pek çok kişinin yaptığı bir yanlışı barındırmakta, belki işine yarar.

    1 not: Tüm analizlerde (kim yapıyor olursa olsun, temelden bahsediyorum, zira teknik zaten geçmişin verilerini işler) kullanılan veriler ve çıkarılan sonuçlar geçmiş zamanın bilançosudur. Gelecekle ilgili bir şey söylemez. Ancak tahmin etmemize olanak sağlayabilir, o da iyi bir analiz yapılmış ise. Ancak göz ardı ettiğimiz hadiseler var. Bunlar ilgilendiğimiz sektörde yaşanabilecek olaylardır. Bu olayların bir kısmın olacağı bilinir ve analizlere kısmen dahil edilir (pek çok analist elini taşın altına koymaya çekinir, malum onların da karneleri var, alacakları notlara göre primleri yatacak). Ancak, sektörün içinde olan veya yakından takip eden vizyoner insanlar ise gelecekte onları nelerin beklediğini en baba analistten pekala daha iyi bilir. Biraz finansal okur yazarlığı varsa da bunu fiyatlandırabilir, yatırımlarını da buna göre dizayn edebilir. Ben yatırımcılığa salt bu gözlükle bakıyorum.

    1 atasözü: herkesin bildiği para kazandırmaz, az kişinin bildiği zengin eder (tamamen benim uydurmamdır, biraz yüzlerde tebessüm olsun deyu)

    Portföyler yapılırken, bu not ve atasözünü de bir yerlere not almak gerekir diye düşünüyorum.

    Sevgiler, saygılar, bol kazançlar.
    Söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Ancak her bir sektörü ve her bir şirketi en ince ayrıntılarını bilecek kadar o sektöre / şirkete zaman harcayanımızın/harcayabilenimizin sayısı oldukça az. Sektörü ve/veya şirketi çok iyi biliyor olmanın da para kazandıracağının garantisi yok. Çünkü uzmanı olduğumuz sektör ya da şirketin en kötü dönemini de yaşıyor olabiliriz. Mesela Ereğli'yi dibine kadar bilseniz en fazla son 2 yılda yatırım yapılmayacağı kanaatiniz oluşur. Bu arada onun yerine kime yatırım yapılabileceği sorusuna cevabımız varsa eğer bu uzmanlık para kazandırır. O cevabı verebilecek şekilde bu sefer diğer sektörlerin ya da şirketlerin de uzmanı olmamız gerekebilir. Bir insan her dönem hangi en iyi şirkete yatırım yapılabileceğini bilebilmesi için tüm sektörleri tüm ayrıntılarıyla bilmeli ve takip etmeli bu durumda. Ya da her zamanın / her dönemin şirketleri olabileceklere yoğunlaşmalı.

    Ben sadeleştirilmiş çözümlerin her zaman 'herkesin bildiği çözümler' kategorisine düştüğünü düşünmüyorum. Böyle bir iddianızın olmadığının farkındayım, ancak piyasada bu tarzda çokça iddia da mevcut. 'Bir şey basitse ve sade ise zaten onu herkes keşfetmiştir' ön kabulüne sahip bir çok kişi. Ama realite pek de öyle değil. Çoğu kişi aksine kompleks kurguların basit kurgulardan daha iyi verim verdiğine inanıyor. Ben borsada para kazanmanın olabildiğince kompleks kurgulardan uzaklaşmaktan geçtiğini düşünüyorum.

    Ha yukarda bir çok madde sayıp sıraladım, bu dediklerimle çelişmiyor mu? Görüntüde evet. Ama sürekli benzer uygulamaları yaptığım için bence çok sade bir yapı, çok maddeli olması basitlikten /sadelikten uzaklaşıldığı anlamı taşımıyor. Ayrıca kullandığım bir çok veri seti de zaten gerçekleşmiş olan üzerine kurulu.. Yani gelecek bilanço tahminlerine ya da gelecek büyüme ihtimallerine dayalı da değil. Belki de en çok itiraz ettiğiniz ya da edeceğiniz nokta da burası.. Peki bu sistem işe yarıyor mu? Bende şimdiye kadar hep yaradı. Hep beklentilerime cevap verdi, hatta ben çoğu zaman buna dayalı kurduğum portföylerdeki şirketleri daha erken terk ettim, beklese idim beklentilerimin de çok çok üzerinde getiriler sağlardı. Peki bu sistemin şimdiye kadar işe yaramış olması gelecekte de işe yarayabileceği anlamı taşır mı? Elbette taşımaz. Ama buna kesinlikle hayır diyebilecek bir done var mı elimizde? O da mevcut değil. Hani futbolda kazandıran 11 değiştirilmez diye bir mantık kullanılır ya, sistem çökene ya da deşifre olana kadar kazandırandan vazgeçmenin pek bir manası yok bana göre.

    Elbette herkesin beklentileri ve hevesleri farklı olabilir. Henüz bir Buffet seviyesine erişmedim, ama istikrarlı büyüyen herkesin Buffet yaşında Buffet gibi olabilme potansiyeli olduğuna inanıyorum. Murat Ülker'e göre benim portföy büyüklüğüm tebessüm edilerek geçilebilecek bir büyüklükte olabilir an itibariyle. Ancak ben bir gün Murat Ülker'e tebessüm ederek yola devam edeceğime inanıyorum. İsim seçimim sadece kişisel servet sıralaması ile ilgili. Yarın Ülker'in yerini elbette bir başkası alacaktır. Aramızdaki fark Murat Ülker zenginliğini babasından devralmıştır ve belki bunu bileşik olarak büyütmeye devam etmiştir. Bileşik getiri mucizesinin nelere kadir olduğunu insan ancak tecrübe ederek hissedebilir.

    Sizin önerilerinize yüzde yüz katıldığımı en başta belirtmiştim. Böylesi genişçe bir zamana ve aynı zamanda büyükçe bir vizyona sahip olan arkadaşlarımıza samimiyetle ve ısrarla tavsiye edebilirim. Ama bu zamana ve enerjiye sahip olmayanlar/olamayanlar için 'shortcut'lar sunmaya çalışıyorum. Denenmiş ve başarılı olunmuş 'shortcut'lar bunlar. Her bünyeye aynı şifayı veren ilaçlar olmayabilir elbette, ama yan etkilerine rağmen bir çok bünyede benzer sonuçlar verecektir.

    Sadede gelirsem, Mohnish Pabrai gibi davranabilir insanlar. İnsanlar başarılı sistemleri kopyalamaktan çekinmemeli, bu hususta kibirli davranışlara girip olaya istihza ile yaklaşmamalıdır. Ben olaya böyle bakıyorum. Şahsen bana sürekli ve düzenli kazandıran bir sistem önermeniz durumunda onu hemen tatbike başlayacağıma sizi temin ederim. Ben kendi keşiflerim haricinde iyi kazandıran her türlü mantık kurgusuna açığım.

    Sizden bir ricam: İpucu veren ve güzel çağrışımlar yapan önerilerinizin yanında doğrudan uygulanabileceğini ve insanlara faydalı olabileceğini düşündüğünüz ve başarılı olmuş yöntemlerinizi burada bizlerle paylaşabilir misiniz?

    Selam ve hürmetlerimle.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Ancak her bir sektörü ve her bir şirketi en ince ayrıntılarını bilecek kadar o sektöre / şirkete zaman harcayanımızın/harcayabilenimizin sayısı oldukça az. Sektörü ve/veya şirketi çok iyi biliyor olmanın da para kazandıracağının garantisi yok. Çünkü uzmanı olduğumuz sektör ya da şirketin en kötü dönemini de yaşıyor olabiliriz. Mesela Ereğli'yi dibine kadar bilseniz en fazla son 2 yılda yatırım yapılmayacağı kanaatiniz oluşur. Bu arada onun yerine kime yatırım yapılabileceği sorusuna cevabımız varsa eğer bu uzmanlık para kazandırır. O cevabı verebilecek şekilde bu sefer diğer sektörlerin ya da şirketlerin de uzmanı olmamız gerekebilir. Bir insan her dönem hangi en iyi şirkete yatırım yapılabileceğini bilebilmesi için tüm sektörleri tüm ayrıntılarıyla bilmeli ve takip etmeli bu durumda. Ya da her zamanın / her dönemin şirketleri olabileceklere yoğunlaşmalı.

    Ben sadeleştirilmiş çözümlerin her zaman 'herkesin bildiği çözümler' kategorisine düştüğünü düşünmüyorum. Böyle bir iddianızın olmadığının farkındayım, ancak piyasada bu tarzda çokça iddia da mevcut. 'Bir şey basitse ve sade ise zaten onu herkes keşfetmiştir' ön kabulüne sahip bir çok kişi. Ama realite pek de öyle değil. Çoğu kişi aksine kompleks kurguların basit kurgulardan daha iyi verim verdiğine inanıyor. Ben borsada para kazanmanın olabildiğince kompleks kurgulardan uzaklaşmaktan geçtiğini düşünüyorum.

    Ha yukarda bir çok madde sayıp sıraladım, bu dediklerimle çelişmiyor mu? Görüntüde evet. Ama sürekli benzer uygulamaları yaptığım için bence çok sade bir yapı, çok maddeli olması basitlikten /sadelikten uzaklaşıldığı anlamı taşımıyor. Ayrıca kullandığım bir çok veri seti de zaten gerçekleşmiş olan üzerine kurulu.. Yani gelecek bilanço tahminlerine ya da gelecek büyüme ihtimallerine dayalı da değil. Belki de en çok itiraz ettiğiniz ya da edeceğiniz nokta da burası.. Peki bu sistem işe yarıyor mu? Bende şimdiye kadar hep yaradı. Hep beklentilerime cevap verdi, hatta ben çoğu zaman buna dayalı kurduğum portföylerdeki şirketleri daha erken terk ettim, beklese idim beklentilerimin de çok çok üzerinde getiriler sağlardı. Peki bu sistemin şimdiye kadar işe yaramış olması gelecekte de işe yarayabileceği anlamı taşır mı? Elbette taşımaz. Ama buna kesinlikle hayır diyebilecek bir done var mı elimizde? O da mevcut değil. Hani futbolda kazandıran 11 değiştirilmez diye bir mantık kullanılır ya, sistem çökene ya da deşifre olana kadar kazandırandan vazgeçmenin pek bir manası yok bana göre.

    Elbette herkesin beklentileri ve hevesleri farklı olabilir. Henüz bir Buffet seviyesine erişmedim, ama istikrarlı büyüyen herkesin Buffet yaşında Buffet gibi olabilme potansiyeli olduğuna inanıyorum. Murat Ülker'e göre benim portföy büyüklüğüm tebessüm edilerek geçilebilecek bir büyüklükte olabilir an itibariyle. Ancak ben bir gün Murat Ülker'e tebessüm ederek yola devam edeceğime inanıyorum. İsim seçimim sadece kişisel servet sıralaması ile ilgili. Yarın Ülker'in yerini elbette bir başkası alacaktır. Aramızdaki fark Murat Ülker zenginliğini babasından devralmıştır ve belki bunu bileşik olarak büyütmeye devam etmiştir. Bileşik getiri mucizesinin nelere kadir olduğunu insan ancak tecrübe ederek hissedebilir.

    Sizin önerilerinize yüzde yüz katıldığımı en başta belirtmiştim. Böylesi genişçe bir zamana ve aynı zamanda büyükçe bir vizyona sahip olan arkadaşlarımıza samimiyetle ve ısrarla tavsiye edebilirim. Ama bu zamana ve enerjiye sahip olmayanlar/olamayanlar için 'shortcut'lar sunmaya çalışıyorum. Denenmiş ve başarılı olunmuş 'shortcut'lar bunlar. Her bünyeye aynı şifayı veren ilaçlar olmayabilir elbette, ama yan etkilerine rağmen bir çok bünyede benzer sonuçlar verecektir.

    Sadede gelirsem, Mohnish Pabrai gibi davranabilir insanlar. İnsanlar başarılı sistemleri kopyalamaktan çekinmemeli, bu hususta kibirli davranışlara girip olaya istihza ile yaklaşmamalıdır. Ben olaya böyle bakıyorum. Şahsen bana sürekli ve düzenli kazandıran bir sistem önermeniz durumunda onu hemen tatbike başlayacağıma sizi temin ederim. Ben kendi keşiflerim haricinde iyi kazandıran her türlü mantık kurgusuna açığım.

    Sizden bir ricam: İpucu veren ve güzel çağrışımlar yapan önerilerinizin yanında doğrudan uygulanabileceğini ve insanlara faydalı olabileceğini düşündüğünüz ve başarılı olmuş yöntemlerinizi burada bizlere paylaşabilir misiniz?

    Selam ve hürmetlerimle.
    Hocam benim haddime değil öneri vermek, ancak tecrübe ettiklerimi paylaşabilirim ki, bunlar da geçmişi ihtiva eder.

    Gelecek, ne kadar bilinmez? Bu kavramı hiç düşünmüyorsam günde hemen hemen her yaptığım işte, her aldığım aksiyonda aklımın bir köşesinden bana bir ışık çakıyor. O ışıkların frekansı arttıkça doğrular çoğalıyor gibi geliyor bana.

    Tecrübeye önem veririm ve saygım sonsuzdur, ancak bir o kadar da geçmişe dem vurarak hareket etmenin vizyonumu kısıtlayıcı bir unsur olduğunu düşünürüm hep. Karşıma çıkan her doneden yeni bir ışık almaktır gayem. Bakan değil gören olmaktır bence doğru yolu bulduran. Bu felsefeyle olaya yaklaşınca, yatırımcı olmanın da kendimce en has öznesi ortaya çıkıyor. Hatalar yok mu, elbette var. Aşklar yok mu, elbette var. Ama toplamda olaya bakınca o hatalar, engeller ve aşklar olayın tuzu biberi, daha vizyoner olabilmenin ön koşulları gibi oluyor benim için.

    Bu düşünsel karalamalardan sonra yatırıma bakış açımı özetlemek isterim. Belki okuyanlara faydası olur.

    1- Yatırım yapmaktaki amacım ne? Benden sonra gelecek olan aile fertlerine, maddi olarak kendilerini refaha ulaştırabilecek bir servet bırakmak. Yatırım=birikerek büyüyen servet. Olay maddi olduğu için, maneviyata hiç girmiyorum, o kısım her şahsın kendisi ile alakalıdır, yorum asla yapmam.

    2- Amacım servet sahibi olmaksa, bunu kısa yoldan mı yapmalıyım yoksa bu bir serüven edasıyla mı yol almalı? Benim senaryomda (17 yaşında borsayla tanıştığım için biraz da mecburen oldu) bu uzun soluklu bir serüven, ne kadar uzunu şöyle ifade edebilirim; kızıma da öğreteceğim ve o da kendinden sonrakilere aktaracak. Sanırım sonsuz vade kısmı buna denk düşüyor.

    3- Uzun soluklu bir serüvene çıktıysam riskimi nasıl hesaplayacağım? Hesaplayamam, ama azaltabilirim. Portföy yaparım, mümkün olduğunca büyük bir portföy.

    4- Portföy yapacağım ama bu portföye ne koymalıyım? Bugünden sonra en çok kazandırma potansiyeli olan sektörlerde olan halka açık firmaların hisselerini.

    5- Bu sektörler neler olabilir? Öncelikle emekleme evresinde olmalılar, sürekli büyümek zorunda olmalılar, ben vizyonersem o şirketleri yönetenler benden daha da vizyoner olmalılar. Bu noktada şirket yöneticilerinin özgeçmişlerini alır okurum, incelerim, haklarında çıkmış her haberi arar bulurum. İçlerinde çürük elmalar da olacaktır, ama en azından ne kadar çürük olduklarını bilirim, marjinal zararı olabilecekse değerlendirmeme kanaat notunu eksi vermem.

    6- Buraya kadar geçmişe dair hiçbir şey (özgeçmişler hariç) yok. Sektörleri belirledikten sonra, o sektörlerin geçmişini ve varsa nerden türediklerine bakarım. Bu inceleme bence çok önemli, geleceğe dair pek çok done verecek bize. İçlerinde potansiyel gördüklerime odaklanıp, halka açık olanlar varsa (veya halka açılma potansiyeli olanlar) detaylı bir araştırma yaparım. Bu noktada her türlü veriyi (ne bulduysam diye geniş bir perspektifte) kullanırım.

    7- Analizlerimin sonucunda zaten ortaya sektör ve şirketler çıkacaktır. Bundan sonrası tamamen zamanlama. Doğru zaman olduğuna inandığımda yatırımlarımı yapmaya başlarım. Tek seferde asla, zaman içinde sürekli (bazen alımlarım bitmiş olmasına rağmen 2 sene sonra da ekleme yaptıklarım var, örnek olması açısından). Fiyat düşüşleri benim için hep alım fırsatıdır, bazen yakalarım bazen yakalayamam.

    8- Portföyü tamamladım. Şimdi ne olacak? Artık bilanço zamanı. Her bilanço döneminde finansallara bakarım, fiyat hareketleriyle ne kadar paralel analiz ederim. Kısa süreli tahta hareketlerine sürekli al sat yapmadığım için önem vermem. Uzun vadeli ivmedir benim için önemli olan, bir senelik iki senelik fiyat istikrarsızlığı değil, o zamanlar alım fırsatıdır aksine.

    Bütün bunları özümsemem 30 yılımı aldı. Hala daha öğreniyorum, hoşuma gidiyor, bıkmıyorum. Geleceği görebilen vizyoner insanları takip ediyorum, onlardan faydalanıyorum. Arkasında bilanço olmayan hiç bir şeye de yatırım yapmıyorum. Ne döviz, ne emtia, ne coin, sadece şirketlere yatırım yapıyorum.

    Kısa bir özet yapmak istedim. Bu yolculuk kitaplara sığmaz, her yatırımcının kitabı da farklıdır. Aldığım terbiye gereği saygım sonsuz.

    Sevgiler, saygılar.

  5.  Alıntı Originally Posted by müzikal Yazıyı Oku
    Hocam benim haddime değil öneri vermek, ancak tecrübe ettiklerimi paylaşabilirim ki, bunlar da geçmişi ihtiva eder.

    Gelecek, ne kadar bilinmez? Bu kavramı hiç düşünmüyorsam günde hemen hemen her yaptığım işte, her aldığım aksiyonda aklımın bir köşesinden bana bir ışık çakıyor. O ışıkların frekansı arttıkça doğrular çoğalıyor gibi geliyor bana.

    Tecrübeye önem veririm ve saygım sonsuzdur, ancak bir o kadar da geçmişe dem vurarak hareket etmenin vizyonumu kısıtlayıcı bir unsur olduğunu düşünürüm hep. Karşıma çıkan her doneden yeni bir ışık almaktır gayem. Bakan değil gören olmaktır bence doğru yolu bulduran. Bu felsefeyle olaya yaklaşınca, yatırımcı olmanın da kendimce en has öznesi ortaya çıkıyor. Hatalar yok mu, elbette var. Aşklar yok mu, elbette var. Ama toplamda olaya bakınca o hatalar, engeller ve aşklar olayın tuzu biberi, daha vizyoner olabilmenin ön koşulları gibi oluyor benim için.

    Bu düşünsel karalamalardan sonra yatırıma bakış açımı özetlemek isterim. Belki okuyanlara faydası olur.

    1- Yatırım yapmaktaki amacım ne? Benden sonra gelecek olan aile fertlerine, maddi olarak kendilerini refaha ulaştırabilecek bir servet bırakmak. Yatırım=birikerek büyüyen servet. Olay maddi olduğu için, maneviyata hiç girmiyorum, o kısım her şahsın kendisi ile alakalıdır, yorum asla yapmam.

    2- Amacım servet sahibi olmaksa, bunu kısa yoldan mı yapmalıyım yoksa bu bir serüven edasıyla mı yol almalı? Benim senaryomda (17 yaşında borsayla tanıştığım için biraz da mecburen oldu) bu uzun soluklu bir serüven, ne kadar uzunu şöyle ifade edebilirim; kızıma da öğreteceğim ve o da kendinden sonrakilere aktaracak. Sanırım sonsuz vade kısmı buna denk düşüyor.

    3- Uzun soluklu bir serüvene çıktıysam riskimi nasıl hesaplayacağım? Hesaplayamam, ama azaltabilirim. Portföy yaparım, mümkün olduğunca büyük bir portföy.

    4- Portföy yapacağım ama bu portföye ne koymalıyım? Bugünden sonra en çok kazandırma potansiyeli olan sektörlerde olan halka açık firmaların hisselerini.

    5- Bu sektörler neler olabilir? Öncelikle emekleme evresinde olmalılar, sürekli büyümek zorunda olmalılar, ben vizyonersem o şirketleri yönetenler benden daha da vizyoner olmalılar. Bu noktada şirket yöneticilerinin özgeçmişlerini alır okurum, incelerim, haklarında çıkmış her haberi arar bulurum. İçlerinde çürük elmalar da olacaktır, ama en azından ne kadar çürük olduklarını bilirim, marjinal zararı olabilecekse değerlendirmeme kanaat notunu eksi vermem.

    6- Buraya kadar geçmişe dair hiçbir şey (özgeçmişler hariç) yok. Sektörleri belirledikten sonra, o sektörlerin geçmişini ve varsa nerden türediklerine bakarım. Bu inceleme bence çok önemli, geleceğe dair pek çok done verecek bize. İçlerinde potansiyel gördüklerime odaklanıp, halka açık olanlar varsa (veya halka açılma potansiyeli olanlar) detaylı bir araştırma yaparım. Bu noktada her türlü veriyi (ne bulduysam diye geniş bir perspektifte) kullanırım.

    7- Analizlerimin sonucunda zaten ortaya sektör ve şirketler çıkacaktır. Bundan sonrası tamamen zamanlama. Doğru zaman olduğuna inandığımda yatırımlarımı yapmaya başlarım. Tek seferde asla, zaman içinde sürekli (bazen alımlarım bitmiş olmasına rağmen 2 sene sonra da ekleme yaptıklarım var, örnek olması açısından). Fiyat düşüşleri benim için hep alım fırsatıdır, bazen yakalarım bazen yakalayamam.

    8- Portföyü tamamladım. Şimdi ne olacak? Artık bilanço zamanı. Her bilanço döneminde finansallara bakarım, fiyat hareketleriyle ne kadar paralel analiz ederim. Kısa süreli tahta hareketlerine sürekli al sat yapmadığım için önem vermem. Uzun vadeli ivmedir benim için önemli olan, bir senelik iki senelik fiyat istikrarsızlığı değil, o zamanlar alım fırsatıdır aksine.

    Bütün bunları özümsemem 30 yılımı aldı. Hala daha öğreniyorum, hoşuma gidiyor, bıkmıyorum. Geleceği görebilen vizyoner insanları takip ediyorum, onlardan faydalanıyorum. Arkasında bilanço olmayan hiç bir şeye de yatırım yapmıyorum. Ne döviz, ne emtia, ne coin, sadece şirketlere yatırım yapıyorum.

    Kısa bir özet yapmak istedim. Bu yolculuk kitaplara sığmaz, her yatırımcının kitabı da farklıdır. Aldığım terbiye gereği saygım sonsuz.

    Sevgiler, saygılar.
    Hocam yazdıklarınız prensip olarak itiraz edilebilecek şeyler değil. Yatırım kavramına bakışınız ancak saygıyla karşılanır. Lâkin son paragrafınızda belirttiğiniz gibi her yatırımcının kitabı farklıdır. Benim bakışım, vadem, sabır testlerine vereceğim reaksiyon, hedeflediklerim, kazanma şeklim/metodum, hislerim beni yanıltmıyorsa, sizin bakış açınıza çok da uygun düşmüyor olabilir. Sizin fikirlerinizin bazıları da muhtemelen benimki ile örtüşmüyordur. Ben farklılıkları zenginlik olarak gören bir insanım ve her farklı yaklaşımdan, başta kendim olmak üzere, istifade edebilecek insanlar olduğunu düşünüyorum.

    Kimisi akademisyenliğe bayılır, kimisi nefret eder. Kimisi şehir tutkunudur, kimisi şehirdeki keşmekeşlikten dağlara atar kendini. Kimisi klasik müzikten ötesini müzik saymaz, kimisi için türkülerden gayrısı duygu yoksunudur, dinlenesi bile değildir. Kimisi aruz vezni ile şiir yazar, kimisi için kafiye bile gereksizdir şiirde, düz nesrin bile kendine göre bir ritmi vardır kendi içinde..

    O sebeple deyişim odur ki, ben kendi yöntemlerimin uygulanabilme şeklini formüle edip başkalarına sunmaya çalışıyorum. Ama bana şiirsel gelen bir yöntem başkasına kabız bir söylem ya da bir ritimsizlik gibi görünebilir.

    Hâsıl-ı kelâm, ne kadar fazla çeşit ve ne kadar fazla yöntem varsa paylaşılmasından yanayım. Herkesin bakracına uygun bir su, herkesin heybesine uygun bir azık mutlaka vardır.

    Selam ve hürmetler.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  6. Ortalık 'değer yatırımcısı' kaynıyor.. Adam neredeyse ismini cismini sevdiği önüne gelen her hisseyi portföyüne eklemiş, sonra 'değer yatırımcılığı'ndan dem vuruyor. Yaw önce pazarladığın 'değer yatırımcılığı'nın bir anlamını öğrenseydin!

    Önce bu işin lugatından başlayalım istersen. Burada daha önce de özellikle yeni başlayanlar için investopedia'nın yatırım ve/veya trading temel kavramlarının ve yöntemlerinin basit ve sadelikle anlatıldığı faydalı bir platform olduğunu belirtmiştim. Hiç kendi ifadelerimi katmadan 'değer yatırımcılığının tanımını alalım önce investopedia'dan:

    'Value investing is a strategy where investors actively look to add stocks they believe have been undervalued by the market, and/or trade for less than their intrinsic values. '

    Google amcanın tercümesini çok beğenmediğim için (kafa karışıklığına neden olabilir diye düşündüğüm için) kendi izahlı tercümemi koyayım:

    Yani kısaca diyor ki:

    Değer yatırımı dediğimiz olay yatırımcıların aslında 'içsel değer'i altında işlem gördüklerine inandıkları hisse senetlerini portföylerinde topladıkları bir stratejidir.

    Burada 2 temel nokta var:

    1) Portföye alınacak şirketlerin 'içsel değeri'nin ne olduğunu biliyor olmak
    2) Bu şirketlerin, en azından ciddi bir güvenlik marjı oluşturacak kadar, yani ciddi oranda bir iskonto oluşturacak kadar, 'içsel değer'i altında işlem görüyor olması

    Bu gerçek tarifini dahi bilmedikleri bir stratejiyi pazarlamaya çalışan arkadaşlara sorularım şu:

    Elinizin altında tuttuğunuz hisselerin içsel değerlerini neye göre, nasıl hesapladınız? Ve bu hisseler içsel değerinden ciddi oranda iskonto içeriyor mu, yani 'eder'inin ciddi oranda altında işlem görüyor mu?

    Ne aldığınız, ne taşıdığınız benim açımdan önemli değil. Ama her tarafı çelişkilerle dolu bir 'değer yatırımcılığı' propagandası yapmayın. Pazarlamasını yaptığınız yatırım tarzının önce ne anlama geldiğini öğrenin ve elinizdeki portföyün bu tarza uygun olup olmadığına bir bakın..

    Tek yatırım tarzı değer yatırımcılığı değildir. Siz aslında başka bir tarz uyguluyor, ama bunu değer yatırımcılığı sanıyor da olabilirsiniz. Tarzınızdan dolayı, hangi hisseyi ne sebeple taşıdığınızdan dolayı, kimse sizi kınamaz, emin olun. Sadece elmaya karpuz demekten vazgeçin lütfen.

    ------------------------

    Başka sorum yok, Hakim Bey!
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7. Ben bu filmi daha önce seyretmiştim sanki.

  8. PD/DD ve F/K'yı aynı anda ortak kullanılacak şekilde bir değerlemeye sokabilecek bir formul üzerinde çalışıyordum ve Graham'dan daha anlamlı bir ortalama değerleme rasyosu bulduğumu düşünüyorum. Graham o zamanki şartlara göre basit bir mantıkla bir şirketin PD/DD'si en fazla 1,5 olmalı, F/K'sı da en fazla 15 olmalı, ikisinin çarpımı dolayısıyla 22,5 değerini aşmamalı gibi bir mantık gütmekte ve şirketler için içsel değeri de yine bu mantık üzerine kurduğu bir formul ile hesaplamaktaydı. Benim üstüne çalıştığım konu içsel değer bulma olayı değil. Amacım şirketleri göreceli olarak ucuzluk ve pahalılık anlamında karşılaştırırken 2 farklı değerleme rasyosu (PD/DD ve F/K) için belli ve anlamlı bir ağırlık katsayısı kullanıp, sonra bunların anlamlı bir ortalamasını oluşturmak şeklinde idi. Graham'ın olaya yaklaşımı biraz daha farklı. Ama ondaki temel sıkıntı bazı çelişkili durumlara tam cevap verememesi. Mesela bir şirket 2,5 PD/DD ile Graham'ın şartlarına göre pahalı ama aynı şirket 6 F/K ile ucuz durumda ise Graham bunun içinden çıkamıyor idi ve çareyi iki şartı da sağlayamayan şirketleri liste dışı bırakmakta buluyordu. Ömrünün son dönemlerinde bu yaklaşımın bir çok fırsatın kaçmasına neden olduğunu farkedince kendince yeni formulasyonlar icad etmeye çalıştı. Graham'ın kullandığı büyüyen şirketler için farklı değerleme, olgun şirketler için farklı değerleme yöntemlerini vakt-i zamanında baz alarak çokça denemeler yapmıştık geçmişte, ancak çok da iyi çalışmadığını görmek fazla uzun sürmemişti. tabii ki Graham'ın defansif yatırımcı ve agresif yatırımcı için koymuş olduğu başka değişik filtreleme kriterleri de mevcut. Olayı sadece 2 basit değerleme rasyosuna indirgediğini kastetmiyorum elbette. Sonuçta ortada Değer yatırımcılığı konsepti var ise en azından bunun fikir babası Graham olduğu için gereken saygıyı kendisine teslim etmek gerekli.

    Sayın Müzikal hocamızın dediği "herkesin bildiği şey para kazandırmaz" önergesini dikkate alarak kimseciklerin bilmediği bir yöntem icad ettim ve sadece kendime saklayacağım. Ya iflasıma ya Buffet'lığıma yolculuk başlar artık
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

Sayfa 248/280 İlkİlk ... 148198238246247248249250258 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •