Genç Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, tüm halk cephede düşmanla savaşırken, savaşta yer almayanlar cephe gerisinde daha o zamandan başlayarak servet biriktirme ve servet edinme çabalarını hızla sürdürmekteydi.
1.nci ve 2.nci Dünya Savaşları'nın ardından, MILLENYUM hazırlıkları gereği Türkiye hep hedef ülkeydi ve çok partili sistem içerisindeki mücadele önce finansal hakimiyet altına almak, ardından çok partili görünmesine rağmen aslında hep tek bir kaz*****n olduğu fakat hep halkın kaybettiği bir sürecin ardından, Türkiye'nin fiziki işgali, Türkiye-İran Savaşı'nın tezgahlanmasıydı; tıpkı Orta Çağ'da Avrupa'daki katolik-protestan savaşları misali. Irak'ta neden sürekli olarak Şii-Sünni geriliminin karşılıklı sabotajlarla yabancı mihrakların kışkırttığına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. 2007 yılında Irak'ta Sünni militan kılığında Şii türbelerini bombalayan İngiliz ajanlarının tüm dünya basınına yansıyan tutuklanmalarına bakın anlarsınız yine.
MILLENYUM'un aslında Batı'yı nasıl köktendinci bir hale getirdiğini, nasıl olup da George W. Bush ile Usame Bin Laden'in görev sürelerinin eşgüdümlü bir şekilde yaklaşık aynı tarihlerde başlayıp ve bittiğine dikkatinizi çekerim. Hakikaten, Bush Beyaz Saray'I terk etti, Ladin ise artık bir ''video star'' değil, klipleri neden dünya basınına yansımıyor, hiç düşündünüz mü?
Dönelim Türkiye ve dünyada yaşadığımız 2,5.inci Dünya Savaşı'na ve öncesinde Türkiye'de yaşanan siyasi ve finansal çatışmaya.
Ecevit Hükümeti'nin işbaşına getirilmesi için Kenya'da Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye teslim edenler, Ecevit Hükümeti'ni devirmek için Uzak Doğu'da başlattıkları mali krizi Türkiye'ye taşımak suretiyle, nasıl da çok kısa bir süre içerisinde alaşağı etmişlerdi.50gr. bile olmayan Anayasa kitapçığının fırlatılması nedeniyle 2001-02 krizlerinin yaşandığına inanmak en hafif tabirle saflıktır. Gerçekte yaşanan ise kurnazca tezgahlanan bir finansal harp oyunu ile medyanın kitapçık olayını kamuflaj olarak kullandığı aldatmaca idi.
Temelde döviz stoklarının bir anda, şok bir şekilde merkez bankalarından çekilmesidir bu tür finansal harp operasyonlarında yapılan. Biz '80 öncesi de yaşamıştık aynı oyunu, Latin Amerika da, Arjantin de, Uzak Doğu da, Rusya da. Özetle ekonomik kriz çıktı dediğiniz her ülke veya ülkeler topluluğunda aslında yaşanan şey hep aynıdır. Ulusal şuura sahip olmayan, ya da ulusal olduğunu iddia eden,hatta kimi zaman faşizm eğilimleri ağır basan yönetimler ve elitler aracılığıyla 5-7 yıllık periyodlar halinde tekellerde toplanan milli servetlerin ve özellikle de döviz rezervlerinin suni gerilimleri bahane ederek Soğuk Savaş'ın MALİ YÖNETİM MERKEZİ olan New York-Paris-Londra-Frankfurt-Tokyo borsaları da kullanılarak Amerika'ya aktarılmasıdır.Aslında Amerika derken,kastettiğim Amerikan halkı falan da değildir,çünkü onlar yüzyıldır küresel hakimiyetin labratuar fareleri konumundadır.Kastettiğim Amerikan yönetiminin iplerini elinde bulunduran belli aileler,Amerikan Güç Merkezi'nin hissedarları olan CIA,Pentagon ve en nihayetinde NSA'dır.
Küresel Kraliyet adına Amerika (Yeni Dünya) Rockefeller, Avrupa (Eski Dünya) Rotschild tarafından yönetilir. Temelde hedef, hırsız ve vatansızların oluşturacağı TEK DÜNYA HÜKÜMETİ'dir. Bu hükümete ulaşmak için her türlü soykırım, savaş, soygun, sabotaj, suikast, komplo mubahtır. Sizlerin Rolls Royce diye sadece bir araba markası diye bildiğiniz şey DÖNÜŞÜMLÜ KRALİYET anlamına gelir. Sadece Küresel Kraliyet'e hizmet eden hükümet liderleri o marka araca binebilir. RR Logosu bunu ifade eder, Dönüşümlü Krallık.
Alıntıdır..
Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte hem ışığı hem de gelecek treni görür.!!!
Yer İmleri