Dowes

[inti]

Sayın @jondowes

TL piyasalarına geri dönelim

05.05.2017 (son veri bu) tarihinde Türk Lirası Yükümlülükler İçin Tesis Edilen Zorunlu Karşılıklar 96.459 (milyon) ve
Türk lirası tesis edilen 22.751 (milyon).

TCMB’nin yaptığı toplam fonlama miktarı 97 milyar TL....

Bankalarımız APİ işlemiyle aldıkları 97 milyarın hepsini, TL ZK'lar için mi kullanıyorlar ?
Yoksa, APİ'nin sadece 22.751'lık bölümünü mü bu işe ayırıyorlar ?

[JonDowes]

Sayın @jondowes

TL piyasalarına geri dönelim

05.05.2017 (son veri bu) tarihinde Türk Lirası Yükümlülükler İçin Tesis Edilen Zorunlu Karşılıklar 96.459 (milyon) ve
Türk lirası tesis edilen 22.751 (milyon).

TCMBâ€ââ€�¢nin yaptığı toplam fonlama miktarı 97 milyar TL....

Bankalarımız APİ işlemiyle aldıkları 97 milyarın hepsini, TL ZK'lar için mi kullanıyorlar ?
Yoksa, APİ'nin sadece 22.751'lık bölümünü mü bu işe ayırıyorlar ?

Banka çalışma prensibi "APİ'den para alayım, bunu da zorunlu karşılığa yatırayım" şeklinde çalışmaz. Banka bir havuzdur. Havuza farklı kaynaklardan para gelir, ve farklı yerlere para çıkar. APi girenlerden, ZK da çıkanlardan sadece biri. Tutarların birbirine yakın olması "TCMB zaten kendinde tuttuğu ZK'ları fonluyor" şeklinde yorumlanabilir. Matematiksel sonuç doğrudur. Ama işleyişte böyle bir "şema" yok. ZK için tutulacak para belli her banka için. Kimi banka likidite fazlasına sahiptir; APİ'den borçlanmıyordur. Kimi banka sadece ZK değil, kredilere bile APi'den para sağlıyordur. Sistemin toplamındaki rakamların denk gelmesi, bunları izole ve birbirini örten işlemler gibi görmemizi gerektirmez. ZK sistemi onyıllardır var. Sistemde atıl likidite varken de vardı. Likidite açığı nispeten yeni bir kavram, ZK ile "iliştirilemez".

[rxpu]

Sn jondowes.

Glp öncesi sisteme döndüğümüz düşünelim. Bir bankanın likidite fazlası var ve bunun daha fazla rekabet avantajı yaratması için likidite fazlasina rağmen tcmb ihalesinden para alma yoluna gidiyor ve böylelikle sınırlı ihale kaynağını spekülatif amaçlı rakibi aleyhine daraltiyor diye düşünelim . Bu büyük bir banka olsun. Glp dışındaki ihalelerde hakkaniyeti ortadan kaldırabilecek böyle bir duruma karşı tcmb nin alabileceği/almak isteyecegi bir tedbir var midir.

[inti]

Sayın @jondowes

10 bankanın aktifinden zk ları pasifinden repoyu (tl) çektiğimizden çıkan sonuç bu.

[JonDowes]

Sn jondowes.

Glp öncesi sisteme döndüğümüz düşünelim. Bir bankanın likidite fazlası var ve bunun daha fazla rekabet avantajı yaratması için likidite fazlasina rağmen tcmb ihalesinden para alma yoluna gidiyor ve böylelikle sınırlı ihale kaynağını spekülatif amaçlı rakibi aleyhine daraltiyor diye düşünelim . Bu büyük bir banka olsun. Glp dışındaki ihalelerde hakkaniyeti ortadan kaldırabilecek böyle bir duruma karşı tcmb nin alabileceği/almak isteyecegi bir tedbir var midir.

TCMB para satarken, o paranın ne amaçla borç alındığını kontrol etmez. Bankaların işi belli; fon alıp satmak. Bir banka zarar edeceğini bile bile GLP'den para alıyorsa; sonra elinde atıl kalan parayı da TCMB'ye ciddi zararla geri vermek zorunda kalır. Bu nedenle TCMB'nin buna müdahil olması yanlış olur, serbest piyasa mantığına ters. Bir banka 5 puan zarara razı olabilir ama bu yaptığı piyasayı etkilemez, ettiği zararla kalır. Açığı olan bankalar o parayı ya interbanktan ya da TCMB'den alacak sonuçta. Repoda %12.25 alıcı varken, bile bile, TCMB'ye %7.25'ten para satarak edilecek sağlam zararı patronlarına açıklayabilmesi gerek öyle bir şey yapacak bankanın. 1 puan ek maliyet için adam kesilecek bir ortamda, 5 puan zarara "bile bile" katlanılması biraz distopyaya kaçar.

[JonDowes]

Sayın @jondowes

10 bankanın aktifinden zk ları pasifinden repoyu (tl) çektiğimizden çıkan sonuç bu.

Tek bu tabloya göre yorum yapmak doğru olmaz. TL ZK için bankalar döviz veya altın da gönderebiliyor, TL'nin az gözükmesinin nedeni o. Elinde TL bile olsa bankalar bunu altın veya dövize swaplıyor, TCMB'ye bunları gönderiyor. Böylece yüksek faizi kazanıp, düşük faiz maliyetine katlanıyor. TCMB'nin altın rezervinin; kendisinin satın aldığı 110 ton değil de 450-500 ton olmasının veya döviz rezervinin net 25 milyar değil de 80-85 milyar dolar olmasının nedeni bu. Bu mekanizma nedeniyle zaten fonlamayla ZK'yı birebir eşleştirmeyin diye yazdım bir bakıma. Bilanço içi veya piyasa içi aktarımları, swapları, arbitrajları bilmeden uzaktan tahmin etmeniz mümkün değil akışı.

ZK konusuna çok genel ve yuvarlak yaklaşmak gerekir:

Banka pasifleri 2.8 trilyon. Bunun düz hesap 2.5 trilyonuna ZK gerekse, ve ortalama ZK oranı da %10 olsa: TCMB'de 250 milyar TL'ye denk "TL+döviz+altın" tutulması gerekir. Bu rakam bilanço kalemlerinin gerçek değerlerine göre değişir. TCMB'nin ROK sistemi (rezerv opsiyon katsayısı) sebebiyle tutulan toplam ZK bundan yüksek olabilir. Bunlar teknik ve detaylı. Özeti: 250 milyar veya daha üstü bir varlık, bankalar tarafından TCMB'de ortalamada çok düşük faizle tutuluyor. Buna karşılık TCMB piyasayı %11.xx'lerden 90-100 milyar TL fonluyor. Hem alış hem satış yönünde gelirler sayesinde: TCMB piyasadan ciddi faiz geliri elde ediyor. Bunu da her yıl açıkladıkları karlılıktan görüyoruz.

[rxpu]

TCMB para satarken, o paranın ne amaçla borç alındığını kontrol etmez. Bankaların işi belli; fon alıp satmak. Bir banka zarar edeceğini bile bile GLP'den para alıyorsa; sonra elinde atıl kalan parayı da TCMB'ye ciddi zararla geri vermek zorunda kalır. Bu nedenle TCMB'nin buna müdahil olması yanlış olur, serbest piyasa mantığına ters. Bir banka 5 puan zarara razı olabilir ama bu yaptığı piyasayı etkilemez, ettiği zararla kalır. Açığı olan bankalar o parayı ya interbanktan ya da TCMB'den alacak sonuçta. Repoda %12.25 alıcı varken, bile bile, TCMB'ye %7.25'ten para satarak edilecek sağlam zararı patronlarına açıklayabilmesi gerek öyle bir şey yapacak bankanın. 1 puan ek maliyet için adam kesilecek bir ortamda, 5 puan zarara "bile bile" katlanılması biraz distopyaya kaçar.

GLP için değil ama GLP sonrası klasik sınırlı ihale yöntemine dönüldüğünde hala bu kadar likidite açığı var ise acaba likiditesi o kadar da fazla açık vermeyen bankalar onlara daha fazla hak veya pay tanındığı için (büyük, piyasa yapıcı , kamu v.s) böyle bir kaynağı küçük bankalar aleyhine daraltabilirler mi diye düşünmüştüm. Zira 4-5 büyük piyasa yapıcı bankanın tcmb'den klasik ihalelerde hacimlerinden dolayı yüksek miktarlarda para aldığını düşünelim ve mevduat faizlerininde hala %15-%16 larda gezindiğini varsayalım. Böyle bir ortamda parayı finans mühendisliği ile diğer bankalara (%15-%16 ile) satması mümkün olabilir mi?. Yani kendi likidite fazlasını koruyacak şekilde tcmb'den aldığı ek artı likiditeyi diğer bankalara pas edebilir mi? .

[JonDowes]

GLP için değil ama GLP sonrası klasik sınırlı ihale yöntemine dönüldüğünde hala bu kadar likidite açığı var ise acaba likiditesi o kadar da fazla açık vermeyen bankalar onlara daha fazla hak veya pay tanındığı için (büyük, piyasa yapıcı , kamu v.s) böyle bir kaynağı küçük bankalar aleyhine daraltabilirler mi diye düşünmüştüm. Zira 4-5 büyük piyasa yapıcı bankanın tcmb'den klasik ihalelerde hacimlerinden dolayı yüksek miktarlarda para aldığını düşünelim ve mevduat faizlerininde hala %15-%16 larda gezindiğini varsayalım. Böyle bir ortamda parayı finans mühendisliği ile diğer bankalara (%15-%16 ile) satması mümkün olabilir mi?. Yani kendi likidite fazlasını koruyacak şekilde tcmb'den aldığı ek artı likiditeyi diğer bankalara pas edebilir mi? .

Hayır, para piyasası bu şekilde komplo teorileri üzerinden yürümez. Bankalar birbirlerine repo ile para satabilirler. Repo ekranında en iyi alış ve en iyi satış fiyatı yazar. O piyasada karşı tarafın kim olduğunu bilmeden işlem yaparsınız. Ben küçüklere para satmayayım da, büyüklere satayım diyemezsiniz. Bu nedenle, kaynağı ve maliyeti ne olursa olsun elinde fazla para kalan bir bankanın o likiditeyi değerlendireceği 2 yer var: TCMB %7.25 veya para piyasasındaki "bilinmez" karşı taraf 12.25. Ve TCMB'nin 7.25 ekranındaki satılan paranın yok denecek kadar az olması sayesinde biliyoruz ki böyle bir durum yok.

Milyar cinsi fonlama tutarlarında 0.5 puanlık kayba bile tahammülü olmayan bankaların 5 puan zarar edip başka bankaları sıkıştırması diye bir şey olamaz. Böyle bir mantık yok bankacılıkta. Başkasını sıkıştırmak isteyen banka mevduat oranlarını arttırır, bu kadar basit. Para piyasası başka işlerde maşa olarak kullanılamaz, sistem buna müsait değil.