Sayfa 62/178 İlkİlk ... 1252606162636472112162 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 489 - 496 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. İlk yerli kağıt İzmit Kağıt Fabrikasında üretildi. 18 Nisan 1936


  2. San Fransisco 50 saniye süren 7.8 şiddetindeki depremle sarsıldı.
    Çıkan yangınlarla birlikte 3000 kişi hayatını kaybetti. 18 nisan 1906




  3. Kore savaşında kamufle edilmiş bir Amerikan Reo kamyonu 1952


  4. Geri çekilen K.Kore ve Çin birlikleri savaş esirlerini ve sivilleri katlediyor. 1952




  5. University of the Philippine Visayas'da 15185 fener uçurulup dünya rekoru kırılıyor 2013


  6. Pisikopat katil Ed Gein' in yakalanışı 1957 Abd


    Ed Gein önce mezarlıklardan yeni gömülmüş kadın cesetlerini çıkararak çeşitli organlarını keser.
    1954 yılından sonra cinayetler işlemeye başlar.

    Edward Gein bir seri katil değildir; çünkü görünüşe göre yalnızca iki kadını öldürmüştür. Ancak işlediği suçlar o kadar sıra dışı ve tüyler ürperticiydi ki ardından bir çok korku filmine ilham kaynağı olmuştur.
    Yakalandığında evinde insan derisinden yapılmış bir çok obje bulunur.

    Bir akıl hastanesinde 10 yıl yatmasının ardından Gein in duruşmaya çıkabileceğine karar verilip yargılama sonunda suçlu bulundu, ancak akli yetersizliğine kanaat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984 yılında 77 yaşında uzun zamandır çektiği kanser hastalığı sonucu yaşamını yitirdi

  7. Akıncılar Ocağının Katledilişi "Yergöğü Köprü geçişi" 1595





    Romanya Beyi (Eflak Voyvodası) Mihai'in isyanını bastırmak üzere Sadrazam Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu aradıkları Mihail ve ordusunu bulamadıkları için geri dönüşe geçerler.

    Tuna nehri üzerindeki ahşap yapılı, geçici, Yergöğü köprüsü geçişi sırasında Mihai 16.000 kişilik ordusuyla uzaktan takip ettiği Osmanlı ordusunun ağırlıklarının ve 100.000 kişilik ana ordunun geçişine müdahale etmez.

    Ancak hızlı geçişin gerekliliği konusunda uyarılan Sinan paşa köprüye tahsildarlar yerleştirerek devlete ve kendine(Serdar) mahsus alınan "Pançik vergisi" tahsilatı yapmaya başlar.

    "Sinan Paşa, bu ganimetten beşte bir devlet payı, bilhassa serdar payını kaçırmamak için köprü başlarına tahsildarlar koydu. Savaş alanında bulunan bir ordudan ganimet payının o zamana kadar bu şekilde toplandığı görülmüş şey değildi. Sinan paşanın icadıydı. Tahsildar köprüden geçen her askerin eşyasını yoklayıp, hazine ve serdar payını aldıktan sonra askerin geçişine izin veriyordu."

    Dolayısıyla geçiş yavaşlar ve yarım günde bitecek geçiş hareketi 3 güne uzar.

    10-15.000 kişilik Akıncı birliklerinin geçişi ise Mihai'in hareketliliği nedeniyle, ordu arka emniyeti için tedbir amacıyla en sona bırakılır.
    Geçiş sırası Akıncılara gelince, Mihai beklediği fırsatı bularak ordusuyla baskın verir. Şiddetli top ve tüfek ateşi ile köprü ve Akıncılar ateşe tutulur. Köprü yanar ve yıkılır. Akıncıların bir kısmı boğulur, kalanlar da ağır ateş altında şehit olur. Köprü gerisinde kalanlar ise Mihail'in ordusu tarafından yok edilir.

    Dikkat edilirse Ağırlıklar ve toplar önce geçirildiği için Tuna nehrinin öbür kıyısında Akıncıları koruyabilecek hiç bir ağır silah unsuru kalmamıştır.
    Bu katliam derecesindeki baskın tarihte "Calugareni Savaşı" olarak geçer ve maalesef geçişi tamamlamış ana ordunun gözleri önünde cereyan eder.

    Gözünü para hırsı hırsı bürümüş ******** bir vezirin yaptığı akıl almaz uygulama binlerce askerin hayatına mal olur ve güzide bir ocak mevcudunun %80 ini bir günde kaybederek bir daha dirilemez.

    Şerefsiz Sinan paşa dönünce görevden alınır. Ancak kısa bir süre sonra "Ben ne eddu isem devletumun vergı tahsilatını tam almak içün ettum" diyerek yine vezirlik makamına getirilir. O anda Bir tane akıllı "Niye geçtikten sonra tahsil etmedin yahu" diyememiş anlaşılan..

    Bu acı olay gelecekte ders olur diye düşünenler vardır.
    HAYIR...
    Takip edin...Bir sonraki başlıkta, yine bir facia, yine bir ********..

  8. Saint Gotthard Muharebesi 1664



    Vasvar Antlaşmasını onaylayarak Avusturya İmparatoruna gönderen Osmanlı ordusu başkomutanı Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa, Vasvar Antlaşması'nda bulunan Osmanlı ordusunun askeri harekâtında serbest olacağı maddesine dayanarak Çakani'den (Cskany) batı yönünde başarılı bir manevra yaparak ilerlemeye başladı. Ordu, Szentgotthárd bölgesine ulaştığında, keşif birlikleri Avusturyalılara hizmet eden İtalyan Mareşal Raimondo Montecuccoli kumandasında birleşik ordu ile karşılaştı. Osmanlı ordusu ile müttefik ordu arasında Raab Nehri bulunuyordu.

    Bahsedildiği üzere Fazıl Ahmet Paşa, Yanıkkale'yi (Raab) alıp, Viyana'ya yürüyüşe geçer görünmek izlenimi ve tehdidi oluşturmak amacındaydı. Bu sebeple Raab Nehri üzerine daha çok piyadelerin geçebilmesi için küçük bir köprü inşa edilmesi bu sebepledir

    Raab Nehrini aşan sayıca az Osmanlı birlikleri Moggersdorf köyünü ele geçirdi. Avusturya kuvvetleri arasında kopukluk ve geri çekilme baş gösterdi. Ancak Fransız ve Almanların karşı hücumu takviye alamayan yeniçerileri sıkıştırdı. Teslim olmayı reddeden yeniçeriler son askerine kadar çarpışarak burada öldü.

    Birleşik ordunun tekrar bir saldırıya geçeceği düşünülmediği için Osmanlı kuvvetleri nehir yönünde geri çekilmekte idi. Bu durumu gören Mareşal Montecuccoli Birleşik ordunun derhal saldırıya geçmesini istedi. Diğer komutanlar ise buna karşı çıktı. Buna rağmen Mareşalin emriyle çekilmekte olan Osmanlı ordusuna ani ve şiddetli bir saldırı başlatıldı. Osmanlı ordusuna tam cepheden saldıran Birleşik orduya Osmanlı kuvvetleri direndi ve iki ordu arasında en kanlı çarpışmalar bu esnada meydana geldi.

    Saldırıya hazırlıksız yakalanan Osmanlı ordusu kayıplar verse de Birleşik ordu tarafından imha edilemedi. Çünkü Osmanlıların birçok birliği henüz Raab nehrinin karşı yakasına geçmemişti. Karşı kıyıya geçmiş Osmanlı kuvvetleri arasında panik baş gösterdi ve Fransızların yoğun saldırısı sonucu köprüye ve nehre doğru dönüş başladı.
    Üzerindeki binlerce askeri taşıyamayan köprü yıkıldı, askerin bir kısmı nehirde boğulurken öldü, bir kısmı nehirden kurtulmaya çalışırken müttefik kuvvetlerce öldürüldü, bir kısmı da karada çarpışarak öldü. Moggersdorf köyünün kaybından sonra Sipahilere saldıran Fransız süvarilerinin uzun saçlarını ve sakalsız yüzlerini gören Sadrazam "Bu genç kızlar da kim?" diye sorunca, kendisine Fransızlar olduğu söylenmiştir.

    Savaş sadece karşıya geçebilen Osmanlı birlikleri ile müttefik güçler arasında cereyan etti. Nehrin öte yakasına geçmemiş önemli sayıda Osmanlı süvari ve topçu birlikleri duruma müdahalade bulunamadılar ve çarpışmayı üzüntüyle seyrettiler.

    Bu durum birleşik ordunun bilinçli bir stratejisinden çok, Osmanlıların kendilerinin yanlış hesaplarından ve anlık paniklerinden kaynaklanmıştır. Buna rağmen Osmanlılar kesin bir yenilgiden kurtuldular. Bütün kayıplara rağmen Osmanlı ordusu düzenini korudu ve savaşın kazanılamayacağı anlaşılınca düzenli olarak geri çekildi.

    BENİM NOTUM: 1595 teki "Yergöğü Köprü geçişi faciası" ile karşılaştırıyorum yine aynı hezimet. Yazar birde ordu düzenini kaybetmedi demiş. Hangi düzen.?
    Nehrin karşı kıyısında olan asıl ordu hiç bir saldırıya maruz kalmıyor ki.
    Karşıya geçmiş olanları kaderlerine terkediyorlar o kadar. Bunun adı düzen mi oluyor şimdi..?
    4.000 askerimiz göz göre göre, savunmasız, topsuz tüfeksiz ölüyor oralarda...

    Geçmişten ders almamak konusu bitti mi şimdi?
    HAYIR daha bitmedi....!
    Benzer şekilde ZENTA MUHABERESİ var. Çok değil 33 yıl sonra..!
    Bir sonraki başlıkta..

Sayfa 62/178 İlkİlk ... 1252606162636472112162 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •