Sayfa 11/637 İlkİlk ... 9101112132161111511 ... SonSon
Arama sonucu : 5090 madde; 81 - 88 arası.

Konu: ...:::Beyaz Yaka için Yatırım Koçluğu...:::

  1.  Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    Bence psikolojik olarak kendini rahatlatmak için uç örneklere odaklanıyorsun

    Bir kere amaç zaten 65-70 i beklemeden 40 lı yaşlarda emekli hayatı yaşayabilecek birikime sahip olmak..illa ki kurumsal hayattan çıkacaksın diye bir kaide de yok...yani tercih senin olacak..30 yaşında senin elinde yetişmiş karakteri bozuk bir yöneticin sana hakaret ettiğinde, "kafayı koyup" karizmasına ve kariyerine ağır bir darbe indirebilme özgürlüğüdür benim anlatmak istediğim...bu özgürlük sana özgüven verir, mutlu eder...kalma ya da çıkma kararı senin elinde olur..zamanı geldi diye düşünürsen eyvallah der çıkarsın, her perfons değerlendirmesinde acaba sıra bana mı geldi diye tir tir titremezsin.

    zaten bu topiğin amacı, 40 lı yaşlarda, hala sağlıklı ve hayatı yaşayabilecekken, bu kararı alabilecek maddi-manevi birikime sahip olabilmek...bu özgürlük bile ruhen genç kalmanı ve mutlu olmanı sağlar...şu an bile her sabah küfrederek işe geliyor pek çok arkadaşım..üstelik maddi durumları da fena değil, sadece cesaret eksikleri var radikal kararlar konusunda..ama bir sonraki nesil, eğer zamanında iyi tasarruf etmeyip, iyi yatırımlar yapmazsa, hiç bir şansı olmayacak, tam kapana kısılmış hissedecek.

    tasarruf konusunda ifrat tefrit dengesini herkes kendi sağlayacak...bim den ben de alış verş yapıyorum yeri geldğinde, ama haftada 1-2 kez dışarda yiyip, 100-150 arası hesapta ödüyoruz ailecek...ama trend bir mekana gideceğim diye, bir kahveye 50 tl de vermiyorum tabii ki.

    dediğim gibi uç örneklere takılmayalım, makul olanı bulmaya çalışalım.
    Ilginc. Sizin yazdiklarinizi okurken kendim yazdim zannettim.
    Acaba bize benzer dusunen ve yasayan cok insan var da haberimiz mi yok?
    Gercekten dedelerimden ogrendigim sey, hicbirseyi abartmadan yasamak. Yemek, icmek, gezmek, calismak vs vs ama uclara gitmeden, ortadan ortadan. Onlardan oyle gordum, ogrendim, uygulamaya calisiyorum.

    Bence de para, guc hepsi hikaye, asil olan yasamaktir ve mumkun oldugu kadar ozgur olmaktir. Para kazanacagim diye esir olmak da degil, esir olmayalim diye rezil olmak da degil. Ailenle, saglikli ve huzur icinde yiyip icip gezebiliyorsan hayatin anlami budur bence.

  2.  Alıntı Originally Posted by Ceqo Yazıyı Oku
    Forumun yeni üyesiyim. Başlıkları incelerken "işte buldum" dedim bu başlığı görünce. Sadece şu ana kadar yazılanlar bile ufkumu genişletmeye yetti. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

    Ben de 33 yaşında, büyük kurumsal firmada çalışan bir mühendisim. Ev kredim devam ettiğinden an itibariyle pek birikim yapamıyorum. Ama birkaç ay içerisinde her ay cüzi bir birikim yapabilecek konuma gelebileceğim. Bu birikimi borsada, uzun vadeli olarak değerlendirmek istiyorum ancak öncesinde konuya olabildiğince hakim olmak istiyorum.

    Yıllarca eğitim alıyoruz. Çoğumuz, ileride bize yeterli parayı kazandıracak mesleklere sahip olmak için saatlerce derslere çalışıyoruz. Üniversiteyi kazanınca da çalışmalarımız artarak devam ediyor. Mezun olup istediğimiz, dolgun maaşlı işlere girebilirsek, biraz para kazanmaya başladığımızda film kopuyor. Çünkü yıllarca "çok para kazandıracak" işlere girmek için çalışıp durmamıza rağmen, kazandığımız parayı nasıl kullanmamız gerektiği ile ilgili en ufak bir eğitim verilmiyor. Dünya kapitalizm üzerine kurulu, en temel araç para, ancak bu aracı nasıl kullanacağımız konusunda neredeyse sıfırız. İş arkadaşlarıma "borsa neden yükseliyor, bilen var mı?" veya "TL/Dolar/Euro'dan pek anlamıyorum, birikimlerimi nasıl değerlendirebilirim" diye sorduğumda aldığım cevaplar neredeyse hep aynı: "Borsa kumar abi, bize gelmez." veya "Ev al, arsa al gerisi yalan.". Yatırım amaçlı olarak "araba al" diyen bile çıkıyor

    Okul hayatım boyunca alamadığım temel ekonomi bilgilerini edinebileceğim, borsa, tahvil, eurobond, alternatif yatırım araçları... konularında bilgi sahibi olabileceğim kitap/kaynak önerilerinizi paylaşabilirseniz gerçekten çok sevinirim.

    Herkese iyi günler dilerim.

    https://www.borfin.com.tr/egitim/Ice...72&UrunID=2277

  3.  Alıntı Originally Posted by alisutcu Yazıyı Oku
    Ilginc. Sizin yazdiklarinizi okurken kendim yazdim zannettim.
    Acaba bize benzer dusunen ve yasayan cok insan var da haberimiz mi yok?
    Gercekten dedelerimden ogrendigim sey, hicbirseyi abartmadan yasamak. Yemek, icmek, gezmek, calismak vs vs ama uclara gitmeden, ortadan ortadan. Onlardan oyle gordum, ogrendim, uygulamaya calisiyorum.

    Bence de para, guc hepsi hikaye, asil olan yasamaktir ve mumkun oldugu kadar ozgur olmaktir. Para kazanacagim diye esir olmak da degil, esir olmayalim diye rezil olmak da degil. Ailenle, saglikli ve huzur icinde yiyip icip gezebiliyorsan hayatin anlami budur bence.
    maalesef...inan sayımız fazla değil..amaç zaten mümkün olduğunca bu sayının artmasına katkı sağalamak...toplumsal olarak hzuurlu, psikolojisi düzgün nesiller için bu sayının artması gerekiyor...olduğu kadar, olmadığı kader

  4. #84
    aynen orta yol iyidir.
    bir de hayatta bir çok şey görecelidir. yani kişiden kişiye değişir.
    dolayısıyla, hayata bakış açısı da insanın ömrünün sonunda hayattan ne aldığını çok etkilemektedir.
    insanların maddi durumları da böyle. maddi olarak belli bir seviye bir insan için mutlu ve huzurlu olmak adına yeterli iken, diğer bir insan için çok yetersiz olabiliyor.
    bunları neden söylüyorum? eğer hayatınızda belli bir yaşa gelmiş ve hayat standardınız açısından yeterli birikim yapamadığınızı düşünüyorsanız, karalar bağlamaya gerek yok. hayata bakış açınızı değiştirirseniz, yaşam standardınızı maddi olarak düşürseniz de mutlu olabileceğiniz daha düşük bütçeli bir alternatif yaşam standardına kavuşabilirsiniz.
    bu söylediğim, yaşı ilerlemiş olup istediği hayat standardı için yeterli maddi birikimi olmadığını düşünen insanlar içindir.
    Psikoloji, bakış açısı, kendini tanıma hayatta problem olarak gördüğümüz birçok durumu farklı bir hale dönüştürebilir bildiğiniz üzere. Bu da aklımızın bir köşesinde dursun.

  5. Beyaz yaka kapitalizmin en zavallı grubu oldu dünya üzerinde ama özellikle bizde..

    Maaş skalası daraldı ve ülke zenginliğinden alınan pay azaldı zaman içinde..Kuzey avrupa, Avustralya-Yeni zelanda, Kanada gibi ülkelerde eğitimli iş gücü hala geçer akçe ama bizim gibi ülkelerde popüleritesini yitiriyor artık.

    Kapitalizmin en büyük başarısı verdiği maaşı yine kendi ürettiği endüstriyel tasarımlarla bizden geri alması..Yani hem daha az pay alıyoruz hem de harcamalarımızı nereye isterselerse biz de oraya yapıyoruz. Bu harcamayı yapmayan kişiler toplumsal popülaritesini kaybediyor, şaka gibi ama öyle..

    Bizim gibi ülkelerde ve aslında özelinde bizde ise durum bence daha vahim..Örneğin geçen ay yayınlanan bir veriye göre ülkesini terk eden eğitimli ve para sahibi kişiler sıralamasında ülkemiz ilk üçte..Yani ülke aslında kapital sahibi eğitimli insanlarını kaybediyor çünkü birçok kişi durumun farkında.

    http://t24.com.tr/haber/son-1-yilda-...0-artti,391142
    http://www.sozcu.com.tr/2017/ekonomi...ciyor-1700873/

    Neden kaçıyor bu insanlar..? Ülkeyi bir arada tutan çimentoların dağılmasından aslında..Siyasi konulara girmicem, işimiz bu değil..Lakin ülke hızlıca bir kasabalı cehennemine dönüştü son dönemlerde...Kasabalı zevki, kasabalı ahlakı, kasabalı adaleti...Beyaz yakalı için çekilmez bir cehennem ...Bu güruhun beyaz yakalıya olan saygısı da zaten yok...Saygı yoksa para da yok...Bunlar daha iyi günlerimiz diye düşünüyorum....

    Aslında köy güzeldi eskiden, şehir de güzeldi...Örneğin Hollanda'da köy nüfusu az değil, köylü de öyle..Fransa da öyle..Bence bizim insanımızı kandırdılar..Köylerini elinden alıp zevksiz ve iğrenç kasabalara yerleştirdiler..Orada amelelik yapıyor ülkenin büyük bir kısmı...Eğitilmediği ve zaten eğitim ile ilgisi olmadığı için ülkenin, kasabalılar cehennemi oldu ülke..Hakim güç şu an bunlar...

    Eğitimli insanlar çaresiz durumda..Eskiden forum başlıkları daha ümitli daha tartışma yoğun geçerdi..Şimdi emekliliğimizi nasıl kurtaracağız diye düşünüyoruz...Haklı düşünce, herkes zaten hemfikir, evet bişeyler yapmalı ama ne...?

  6. sn. ahmetg,
    Farkındaysanız BES i tavsiye ederim demedim, herkesin şartları farklı, digger arkadaşlar da detayları yazmış.

    benim açımdan bakacak olursak

    - eşimin bes i onun için zorunlu bir tasarruf, kadınlara aylık ufak mablağlarda tasarruf yaptırmanın, pratikte yürüyen iki yolu var altın aldırmak veya BES tarzı maaştan direk kesinti. malum altın fiaytaları sebebi ile her ay altın almak pratikte çok mümkün olmuyor.

    -benim açımdan ise şirket katkısı olduğu için girmemek zaten mantıklı değil, benim nazarımda BES te biriken para benim emekliliğim için değil çocuğumun geleceği (eğitim, evlilik, ev alımı artık ne denk gelirse) kenara ayırdığım paradır.

    15 yıl sonra 50 me merdiven dayamışken çocuğumun masrafları için ne kadar çalışacak durumda olabilirim bilemiyorum bu yüzden BES benim için bir sigorta.

    özel okul konusunda açılmışken, etrafımda keşke çocuğu özel okullarda okutacağımıza parayı biriktirip ev alsaydık diyen o kadar çok insan var ki gelecekte bu iş nasıl yürür bilmiyorum.

    Şahsen lise öncesi çocuğu özel okula vermeyi lüks olarak görüyorum



     Alıntı Originally Posted by Ahmetg Yazıyı Oku
    thron bey

    kiminle konussam BES ten uzak dur diyor. Rxpu bu konu hakkinda uzun uzun yazmisti

  7. Ben Dudu Abi'ye katılıyorum, çok çalışıp çok kazanmaya odaklanmak ve agresif tasarruf şart. Özellikle çalışma hayatınının ilk 10 yılında.

    Eğer aileden varlıklı iseniz tamam kendinizi kasmaya gerek yok ama aileden kalacak birşey yoksa, sizde de birşey yoksa. Kısacası yok oğlu yok modunda iseniz sıkı tasarruf yapıp, biran önce hayatın zor günlerine karşı birikime odaklanın.

    Mesela ayağınızı yerden kesecek bir otomobil yeterlidir, gidip 80bine sıfır 3 yıl kredili araba almanın bence manası yoktur, yada iphone 7 almanın manası yoktur. Tatili illa 5 yıldızlı otellerde yapmanın anlamı yoktur. Çünkü Allah korusun zor günler geldiğinde, işsiz kaldığınızda vs geçmişte yiyip içtiğinizi hatırlayarak mutlu olamazsınız, onların hepsi gelip geçmiştir.

    Belli bir birikime ulaşırsınız, diyelim ki 100bin TL'niz oldu, size yıllık 5.000 TL temettü veriyor. Bunu yiyin mesela, bu para ile tatile çıkın ya da yapmak istediğiniz başka birşeyi yapın çünkü sermayeden yemiyorsunuz, sermayenin getirisinden yiyiyorsunuz, bunda sakınca yok.

    Kısacası harcamak için önce hakedin.

  8. beyin fırtınası olması adına konu hakkında ekşli sözlükten bir yazı paylaşmak istiyorum


    sozluk'te hemen hemen her hafta "neden omrumuzu zengin sirketleri daha zengin etmek icin heba ediyoruz" tarzi basliklar aciliyor ve cok az insan bu konuda gercekten somut adimlar atiyor. madende, fabrikada calisip aldigi maas zaten ucu ucuna yeten veya yetmeyen mavi yakalilari anlayabiliyorum ama ortalamanin ustu maas alan beyaz yakali olup da finansal ozgurluk icin planlama yapmayan veya bu konuda bir amac bile belirlemeyen insanlari bir turlu anlayamiyorum. bir insan neden surekli sikayet ettigi ve kendisini mutsuz eden bir konuyu duzeltmek icin bir sey yapmaz ki?

    finansal ozgurluk herkesin ulasmak icin cabalamasi gereken hedeflerden biridir. su anda calistigim sirketle is gorusmesine girdigimde su anki mudurum artik kliselesmis "uzun vadede kariyer hedefin nedir?" veya "x yil sonra kendini nerede goruyorsun?" tarzi bir soru sormustu, ben de durustce bir cevap verip "uzun donem kariyer hedefim kariyerimin olmamasi" deyince adamcagiz sasirmisti. sonradan uzun vadedeki hedefimin finansal ozgurluk oldugunu anlatinca olayin bu kadar da abes olmadigini gordu.

    ornegin kendime 37-38 yaslari arasinda yani bugunden itibaren 7 yillik donemde tamamen finansal ozgurluk ilan edip emekli olma hedefi koydum ve bunun gerceklesip gerceklesmeyecegini zaman gosterecek. bu konuda bir plan yapip ilk adimlari atmak bile olumludur cunku en azindan somut bir seyler yaptiginizi gosterir.

    finansal ozgurluge daha erken yasta ulasabilmek ve sozlukte bir coklarinin deyimiyle "modern kole" (aslinda sahsen katilmadigim bir deyim) olmaktan kurtulmak icin atilabilecek bazi adimlari siralayayim (not buradaki liste belli bir onem veya oncelik siralamasina tabi degil. ornegin 24 numara 17 numaradan daha onemli olabilir de olmayabilir de):

    1.) para biriktirmenin ilk kurali para kazanmaktir. kazanmadiginiz seyi biriktiremezsiniz. kazandiginiz paranin ilk etapta temel ihtiyaclarinizi gidermesi, daha sonra da geriye para artmasi gerekir. bu yuzden mevcut bir isiniz varsa uzun sure issiz kalmamaya dikkat etmeniz gerekmektedir. mevcut isinizden memnun degilseniz yeni bir is aramaya baslayabilirsiniz ama yeni bir is bulmadan eski isinizden ayrilmayin ("maymunlar yeni bir dal tutmadan eski dali birakmazlar" diye bir soz var, bunu hatirlayin).

    2.) turkiye'de yasiyorsaniz ve maasinizi turk lirasi uzerinden aliyorsaniz maasi alir almaz dolar veya euro'ya cevirin. boylece uzun vadede paraniz durdugu yerde deger kaybetmez. kazandiginiz paranin degerini korumasi en az degerine deger katmasi kadar onemlidir. nasil kazanilmayan para biriktirilemezse degerini surekli kaybeden ve enflasyon karsisinda eriyen para da biriktirilemez (biriktirilse de bir sey ifade etmez). dolar veya euro bir yatirim araci degil ama uzun vadede paranizi erimekten kurtaran araclardan biridir (bir digeri de altin). dolar bazli yatirimlar turkiye'de uzun vadede kolay kolay deger kaybetmez.

    3.) finansal ozgurluk icin en onemli kavramlardan biri para biriktirmektir. ilk adimda parayi kazandiniz, ikinci adimda kazandiginiz paranin durduk yere erimesinin onune gectiniz ve simdi sirada ucuncu adim var. bu adimda da masraflarinizi kisarak gereksiz masraflardan kurtulacaksiniz ve kazandiginiz paranin daha buyuk bir kismi cebinizde kalacak. ilk olarak bir ay boyunca harcadiginiz paralari listeleyin ve nereye ne kadar para harcadiginizin farkindaligini olusturun.

    4.) simdi bir aylik temel harcamalarinizdan olusan bir butce hazirlayin. aylik harcamalariniz arasinda bazilari olmazsa olmaz kategorisindedir (ornegin kira, elektrik faturasi ve yiyecekler). bazi harcamalar daha cok "luks" kategorisinde olacaktir ve bazilari iki grubun arasinda (olsa da olur olmasa da olur seklinde) olacaktir. tum harcamalarinizi bu uc kategoriye ayirin ama is burada da bitmiyor.

    5.) is burada bitmiyor cunku bazi "temel harcamalar" ayni zamanda "luks harcama" da olabilir. ornegin odemeniz gerekenden fazla kira oduyorsaniz bu harcama bir anda temelden lukse sicrayabilir. bir oda eve ihtiyaciniz varken 2-3 odali ev tuttuysaniz, gereksiz yere luks bir yerde ev tuttuysaniz, hemen hemen hic kullanmayacaginiz halde bazi seylere fazladan para odediyseniz (ornegin sitedeki yuzme havuzu gibi) burada durup dusunmek gerekiyor. tabi ki hayatin gerceklerini de dusunmek gerekiyor. ornegin istanbul'un avrupa yakasinda yasiyorsaniz ucuz kira odemek icin gunde 2-3 saatinizin yolda gecmesi de hic karli degil cunku stres katsayiniz artacaktir (bir de ise arabayla gidip geliyorsaniz arabaya yapacaginiz masraf kiradan fazla olabilir).

    6.) calistiginiz sektorde buyuk sehirde calisip yasama zorunlulugu yoksa buyuk sehirlerden uzak durmaya calisin. atiyorum a, b ve c isimlerinde 3 tane sehrimiz olsun. burada a mega-buyuk bir sehir, b orta buyuklukte bir sehir ve c kucuk sehir. a sehrinde daha cok is bulma imkaniniz var ve maaslar da daha yuksek ama ayni zamanda masraflar da deli gibi yuksek. b sehrinde maaslar da masraflar da daha dusuk ve c sehrinde yine maaslar da masraflar da epeyce dusuk. ilk bakista ucu de ayni yola cikiyor gibi ama oyle degil. bir arastirmadan hatirliyorum, buyuk sehirlerde kucuk sehirlere gore maaslar %30 oraninda daha yuksekken masraflar %60-70 oraninda daha yuksekti ve kucuk sehirlerde yasayanlar kara geciyordu.

    7.) imkaniniz varsa ortalamaya vurdugunuzda gelirlerin turkiye'den cok daha yuksek oldugu abd, kanada, avustralya, avrupa gibi yerlere cikabiliyorsaniz cikmaya calisin. buralarda birkac senede biriktireceginiz para sizi turkiye'de yillarca ihya eder. tabi bunu soylemesi yapmasindan daha kolay ve herkesin bunu gerceklestirme imkani yok, bu yuzden bu madde uzerinde fazla durmuyoruz. bunu yapmanin en "kolay" yolu turkiye'de ofisi olan bir uluslararasi sirkete girip 1-2 sene sonra yurtdisindaki ofislerden birine transferinizi istemek. son donemlerde bu sekilde yurtdisina cikan cok insan var.

    8.) elini verenin kolunu kaptiramadigi hicbir servis saglayicisiyla uzun donem kontrat yapmayin. ozellikle kablolu tv, dijital tv gibi platformlara fazla para dokmeyin. gunumuzde hemen hemen her sey internetten izlenebilmekteyken insanlarin tv izlemek icin neden para harcadigini ve bunun icin neden 1-2 yillik uzun kontratlar yaptiklarini anlayabilmis degilim.

    9.) hayatinizdaki "gizli masraflari" aciga cikarin. mesela cogu insan 3 yilda bir bilgisayar ve telefon yeniledigi icin bu masraflar uzun vadede goze gozukmez. 3 yilda bir bilgisayara ve telefona 1,500'er lira veren biri bu donemde sirf bu iki alete bile 3 bin lira vermektedir. bu da 3 yila bolununce ayda 83 liralik bir masraf cikar. cogu insan aylik butce yaparken "yeni bilgisayar ve telefon parasi" diye kenara 83 lira ayirmaz ama aslinda olmasi gereken budur. yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 12'ye, 2 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 24'e, 3 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 36'ya bolerek aylik masrafiniza ekleyin. boylece aylik masrafinizin gercekte ne oldugunu daha net bir sekilde gorursunuz. ha bu arada elektronik esyalari surekli yenilemek zorunda degilsiniz. ozellikle laptop ve telefon gibi pahali esyalari yenilemeden once kullanabildiginiz kadar kullanin.

    10.) hicbir yere gereksiz yere faiz veya ceza odemeyin. faturalarinizi zamaninda odeyin.

    11.) finansal ozgurlugunuzu ilan etme konusunda hirsliysaniz kendiniz gibi bu konuda hirsli olan insanlarla beraber olun. arastirmalara gore arkadaslari savruk olan insanlar daha savruk oluyor cunku insanlar beraberce para harcamayi ve bazi konularda arkadaslarindan geri dusmemeyi seviyorlar. aslinda bunun tam tersi olmasi mantiga daha uygun olurdu. simdi bir insan dusunun, arkadaslari luks meraklisi oldugu icin kendisi de luks meraklisidir ve onlardan "geri kalmamak icin" parasini bolca harcamaktadir. aslinda bu kisi parasini biriktirse uzun donemde arkadaslari birer birer borc bataginda yuzerken kendisi finansal olarak onlardan fersah fersah ilerde olacaktir ama cogu insan uzun vadeyi degil kisa vadeyi dusundugu icin gosteris yapmasini saglayan seylere para harcayarak bunu "sosyal statu yatirimi" olarak goruyor.

    12.) 11. maddede soylediklerim sadece duz arkadaslar icin degil iliskiler icin de gecerli. para harcamayi seven, her yerden masraf cikartan sevgiliden de uzak durmaya calisin. en basit ve goze carpan ornek olarak dugun masraflarina dikkat cekmek istiyorum. bazi insanlar "hayatimda bir kere evleniyorum" deyip oyle bir dugun masrafi yapiyor ki bu masrafin geri odenmesi 3-4 yil suruyor. halbuki butceye uygun ve sade bir nikahla evlenilse o para cepte kalacaktir veya bir yatirim olarak geri donecektir. son yillarda ozellikle avrupa'da sade ve masrafsiz nikah torenleri giderek daha da tutuyor.

    13.) gelelim tatil konusuna. yilda bir defa 2-3 hafta tatil yapip yil boyunca biriktirilen tum parayi bu tatile yigmak, sonra yilin 11 ayini melankonide gecirmek (veya daha da kotusu yil boyunca tatilden dogan taksitleri odemek) mantiga uygun mudur? hayir. o zaman neden herkes bunu yapiyor? cunku insanlarin cogu uzun donem dusunme yetisinden yoksun ve herseye kisa donemlik olarak bakiyor. tatil yapmayin demiyorum, tatil her insan icin gereklidir ama tatilinizi en luks yerlerde yapmak zorunda degilsiniz. ben sahsen yillik izin kullanmayi biraktim. yilda 3 hafta (yani 15 is gunu) izin kullanip butun sene tatil ozlemi duymak yerine yil boyunca 15 farkli cuma gununde tatil kullanip haftasonlari "mini tatile" cikiyorum. boylece hem yerel takildigim icin daha az masraf gidiyor hem de yilda bir degil 15 kere tatile cikmis oluyorum.

    14.) bu arada tatil demisken kamp yapmayi ogrenin. 4-5 gunluk otel parasina alacaginiz kaliteli bir kamp cadiri ve kamp malzemeleri sizi yillarca idare edecektir ve bir kere alisinca kamplar otel tatillerinden cok daha eglenceli gecmektedir.

    15.) saglikli beslenin. cogu zaman sagliksiz yiyecekler (ornegin fast food veya kutuda gelen dondurulmus yiyecekler) daha ucuz olsa da uzun vadede kaybedeceginiz sagligin degeri daha fazla. gunumuzde saglik giderlerinin bir cok insanin en gider kalemini olusturmasinin bir yana sagliksiz insan hayattan zevk alamaz.

    16.) finansal ozgurluge kavusunca "emekli olup" tasinacaginiz yeri belirleyin ve orada yatirim yapmaya baslayin. atiyorum kucuk bir sahil kasabasina tasinmak istiyorsaniz simdiden oralardan taksitle ev bakin. bu sayede kendinizi her ay kenara para koymaya zorlamis olacaksiniz. zaten cogu kucuk kasabada ev fiyatlari da daha ucuz olacagi icin yapacaginiz yatirim buyuk sehirlerden daha ucuza gelecektir. ustelik boyle bir yatirim yaparsaniz yaz tatillerinde gideceginiz yeri de belirlemis olursunuz ve bu tatillerde yapacaginiz masraf da epeyce duser.

    17.) yatirim cok onemlidir. sirf disinizden tirnaginizdan arttirdiginiz parayla finansal ozgurluk ilan etmeniz cok zor. biriktirdiginiz paranin bir sekilde buyumesi gerekiyor. bunun icin de yatirim yapmaniz gerekiyor. gunumuzde binbir cesit yatirim kanali var ve bazilari cok riskliyken bazilari daha az risk tasiyor. kendinize en uygun yatirim kanalini belirleyip onun inceliklerini ogrenin. bu biraz zaman alacak ama uzun vadede cokca ekmegini yiyeceksiniz.

    18.) disardan yiyecek soyleme isini mumkun oldugunca azaltin ve evde yemek yapmayi ogrenin. boylesi hem daha saglikli, hem yeni bir hobi edinmis oluyorsunuz hem de yemeginizde ne oldugunu bilmis oluyorsunuz. yemek endustrisinde (ozellikle mutfakta) calisanlar genelde disarda yemeye sicak bakmazlar cunku o mutfakta nelerin dondugunu en iyi onlar bilirler.

    19.) ozellikle giyecek konusunda marka takintiniz olmasin ama kalite takintiniz olsun. ornegin 2-3 senede bir yeni bir mont alacaginiza kaliteli bir mont alip 10 sene giyin. aynisi ayakkabi ve botlar icin de gecerli. bununla beraber kisa surede tukenen seyler icin (ornegin abur cubur yiyecek veya tuvalet kagidi) ille de en kalitelisini almaniza gerek yok. bunlarda en ucuzunu alabilirsiniz.

    20.) minimalizm felsefesiyle yasamayi ogrenin. ortalama bir evde bulunan esyalarin yarisi veya yarisindan daha azi kullanilmaktadir. hemen hemen herkesin evinde "bir gun lazim olur" diye alip atmaya kiyamadigi seyler mevcut. bir sey satin alirken "bir gun lazim olur" diye degil "bugun buna ihtiyacim var mi?" diye bakarak alip almama konusunda karar verirseniz uzun vadede cok tasarruf edersiniz.

    21.) kazandiginiz paranin bir kismini "yokmus" gibi gorun. ornegin ayda 10x lira kazaniyorsaniz sanki maasiniz 8x liraymis gibi davranin ve 8x ile gecinmeye calisin. butcenizi de gercekci olarak buna gore yapin. uzun vadede buna alisacaginiz icin yatirim yapabileceginiz para giderek artacak ve paranizin verimi artacaktir.

    22.) yukarda "yeni bir is bulmadan elinizdeki mevcut isi birakmayin" demistim ama bu is aramayi tamamen birakmaniz anlamina gelmiyor. isinizden olesiye memnun bile olsaniz 6 ayda bir cv'nizi yenileyip birkac ise basvurun. bu sayede son donemde degisen is piyasasi konusunda guncel bilgi sahibi olursunuz, isverenlerin nelere deger verip vermedigini gorursunuz ve sansliysaniz su anki isinizden daha iyi sartlar sunan bir is bulabilirsiniz. bu her zaman tutmaz ama 3-4 yilda bir tutsa bile kar edeceksiniz.

    23.) yukarda bilgisayar, telefon gibi pahali urunleri aylik olarak bolun ve butcenize ekleyin demistim ama simdi de tam tersini soyleyecegim. gunluk olarak tukettiginiz seylerin gercek fiyatini anlamak icin yillik hesaplamalar yapin. ornegin disarda kahve icmek icin gunde 5 lira harciyorsaniz bu size koymaz ama yilda 1825 lira harcamak (ayni hesaba geliyor) koyabilir. bu bakis acisi da yaptiginiz bazi gunluk harcamalari kismaniza yardimci olabilir.

    24.) araba almaya mecbur degilseniz almayin. gunumuzde arabalar konfor ve rahatlik demektir ama vergisiydi, taksidiydi, bakimiydi, trafik cezasiydi, tamiriydi derken arabalarin faydasindan cok masrafi var. isyeri yakin mesafedeyse bisiklet dusunulebilir. bu arada ayda yilda bir arabaya isiniz dusuyorsa satin almak yerine kiralamak cok daha ucuza geliyor.

    25.) mutfak alisverisinizi yaparken belli bir plana gore yapin. ornegin supermarkete gittigimde cogu zaman aldigim seyleri "bu pazartesi, bu sali, bu carsamba" diyerek kategorilere sokuyorum ve hangi gun ne yiyecegimiz, hangi yiyecegi neden aldigimi biliyorum. her hafta bittiginde ne ac kalmis oluyorum ne de cope giden yemek oluyor. en son cope yemek artigi atali 3-4 sene olmustur.

    26.) kisin evde donla gezip isiticiyi kokleyeceginize 1-2 kat giyinip isiticiyi birkac derece dusururseniz faturaya epeyce yansiyacaktir. birkac sene once normalde satin almayacagim fiyatta pahali bir battaniye almistim ve en basta sucluluk duygusu duymustum ama o battaniye beni sicak tuttugu icin dogalgaz faturalarindan yaptigim tasarrufla o battaniyenin parasi kim bilir kac kere cikmistir.

    27.) araba kullanacaksaniz da cok dikkatli kullanin. gerekirse yollarin kalabalik oldugu veya havanin kotu oldugu zamanlarda araba kullanmamaya calisin. bu sayede hem daha az kaza yaparsiniz, hem arabanin omru uzar, hem de trafik cezalarindan yirtarsiniz.

    28.) bir sey satin alirken mutlaka ama mutlaka indirim kuponlari ve ozel firsatlar arayin. donanimhaber olucusu olun demiyorum ama bir seyi daha ucuza alma sansiniz varsa bunu degerlendirin. ornegin kislik giyecekler yazin, yazlik giyecekler kisin ucuz olur.

    29.) bugun yemek yapmaktan ev tamirine kadar hemen hemen her seyi youtube'dan ogrenebilirsiniz. bunu degerlendirin.

    30.) artik kullanmadiginiz eski esyalari bir sekilde geri donusum yoluyla yeniden kullanima sokmayi deneyin. internette bu konuda binlerce fikir mevcut ve hemen hemen her esyanin geri donusturulebilecegini ufak bir google aramasiyla gorebiliyorsunuz.

    31.) pazarlik etmeyi ogrenin. inanir misiniz, pazarliklar sadece kucuk esnaflara ait bir kavram degil. bugune kadar buyuk magaza zincirlerinden pazarlik yaparak indirim koparan insanlar bile gordum. bazi magazalarda defolu mallara ozel indirim yapiliyor ve bazi magazalarda fazladan indirim kuponlari oluyor. turkiye'yi birak yurtdisinda bile pazarlik yaparak fiyat indirimi saglayacaginiz magazalar var.

    32.) ne nerede ucuzsa oradan alin. mesela bazi marketlerde sut daha ucuzdur, bazilarinda et daha ucuzdur, bazilarinda meyve daha ucuzdur. genelde bir markete gidince tum alisverisinizi oradan yaptiginiz icin sut ucuzmus deyip girdiginiz bir markette meyveden kazik yiyebilirsiniz. onun yerine sutu sut nerede ucuzsa oradan, meyveyi meyve nerede ucuzsa oradan, eti et nerede ucuzsa oradan alin. yiyeceklerini 5-6 farkli marketten alan ve yedigi herseyi indirimli alan insanlar taniyorum.

    33.) calistiginiz isyeri ogle yemegi vermiyorsa evden sandvic veya ufak bir paketle yiyeceginizi getirin. bir klise olacak ama yurtdisinda kurumsal firmalarin para icinde yuzen kodaman mudurleri bile disarda yemektense evden getirdikleri ogle yemegi pakedini yiyorlar. turkiye'de disarda yemek bir statu sembolu gibi gozukuyor ama bu boyle olmak zorunda degil.

    34.) yasadiginiz sehirde kutuphane varsa kitap okuyacaginizda oraya gidin. gunumuzde kutuphanelerde muthis bir kitap cesitliligi var ve cogu zaman yeni kitaplar bile oluyor. bazi kutuphanelerde uyeler o anda mevcut olmayan kitaplari siparis verip getirtebiliyorlar ve bazi kutuphanelerde e-kitap uygulamasi oluyor.

    35.) kendinizi psikolojik olarak emeklilige hazirlayip motive edebilmek icin emekli olunca tasinmayi dusundugunuz yerin (mesela bir sahil kasabasi veya dag evi) resmini cekip odanizin duvarina ve bilgisayarinizin duvar kagidina yapistirin. gereksiz para harcama durtunuz geldiginde bu sizi motive edecektir.

    36.) bilgisayariniza adblock veya benzeri programlar yukleyin. boylece hayatinizda %95 oraninda reklamlari cikartmis olacaksiniz. ne kadar az reklama maruz kalirsaniz o kadar az para harcama durtunuz olusacaktir. televizyon da izlemiyorsaniz reklamlara neredeyse hic maruz kalmayacaksiniz demektir.

    37.) "tuttugum takima destek olmak icin her sene lisansli urun almak zorundayim" diye dusunuyorsaniz karilarina ve metreslerine bile milyon dolarlik arabalar alan futbolculari unutmayin. bir saatte ortalama bir vatandasin 5-10 senede kazandigi parayi kazanan futbolculara "destek" olmayi unutun, kendinize destek olun.

    38.) gereksiz gururlar yapmayin. ikinci el veya kullanilmis esya almak kimseyi eksik veya kotu bir insan yapmaz. bazen bir esyanin az kullanilmis temiz bir versiyonunu sifirinin yari fiyatina veya ceyrek fiyatina bile bulabiliyorsunuz.

    39.) indirim kovalayin ama sirf bir yerde indirim var diye ihtiyaciniz olmayan seyleri de satin almayin. ornegin el kremlerinde indirim var diye gidip 100 tane almayin. ne alirsaniz alin kullanacaginiz kadar alin ve fazlasindan kacinin.

    40.) tatil konusuna deginmistim ama ille de tatile cikacaksaniz kimsenin gitmedigi donemlerde (sezon disi donemlerde) gidin. tatilinizi cok daha ucuza getirirsiniz hem de sessiz, sakin ve huzurlu bir tatiliniz olur.

    41.) coursera, lynda gibi egitim sitelerinden egitim alin ve bazi konularda yeteneklerinizi arttirin. uzun vadede kariyerinize cokca faydasi olacaktir.

    42.) para biriktirmeye ne kadar erken yasta baslarsaniz o kadar erken yasta emekli olursunuz.

    43.) ailenizle yasama imkani varsa bu imkani sonuna kadar kullanin. ne kadar uzun sure faturalariniz ve kiraniz olmadan yasayabilirseniz o kadar cok para biriktirirsiniz. yine gunluk masraflarinizi karsilayan bir is (mesela gece yatmali isler veya yurtdisinda uzun sureli insaat projeleri) bulabiliyorsaniz baliklama atlayin cunku maasinizin tamami cebinizde kalacak demektir.

    44.) yasadiginiz yerdeki vergi sistemini iyice ogrenin ve hile yapmadan ama sistemin size verdigi haklari kullanarak verginizi dusurebildiginiz kadar dusurmeye calisin. vergi iadelerinizi asla unutmayin.

    simdi diyeceksiniz ki "ona para harcama, buna para harcama, ben oyle rahibe hayatini ne yapayim? insanlar dunya'ya bir kere geliyor ve gencliklerinde eglenmeyeceklerse ne zaman eglenecekler?" bu gecerli bir kaygi ve buna da cevaplarim var:

    1.) burada "hic para harcamayin, ot gibi yasayin" demiyorum. para mutlaka harcanacak. hayatta cok para harcanarak yapilacak herseyin az para harcanarak yapilacak versiyonu da bulunabilir. ornegin herhangi bir tatile biri x lira harcasa bir digeri 10x lira harcasa burada ikinci eleman ilkine gore 10 kat fazla mi zevk almis oluyor?

    2.) yukarda bahsettigim bazi seyleri yaparak "ot gibi yasamak" bir yana yasadiginizi daha da hissedeceksiniz. ornegin yilda bir tatile gitmek yerine haftasonlari mini tatile cikmak, otelde kalmak yerine kamp yapmak, disarda kimin nasil yaptigi belli olmayan yemekleri yemek yerine kendi yemegini yapmak gibi aktiviteler insana uzun vadede daha cok zevk verir.

    3.) bir yanda 25-40 yaslari arasi disini sikip sonra ozgurluk ilan ederek hayatini yasamak var. diger yanda savurganlik yaparak 65-70 yasina kadar, belki olene kadar kole gibi calisarak mutsuz olmak var. hangisi kulaga daha hos geliyor? bu tabi ki sizin seciminiz.

    4.) bir sure sonra para biriktirme aktivitesinin kendisi bile zevkli gelmeye basliyor ve sanki hayat bir bilgisayar oyunuymus, biriktirdiginiz veya tasarruf ettiginiz paralar da kazandiginiz puanlarmis gibi geliyor. emekliligine 30-40 yil kalan birine emeklilik sonsuz otedeymis gibi gelir ve hicbir motivasyon vermez. emekliligi 5-10 yil otede olan insanlar da daha motivasyonlu olurlar cunku cok yakinda ozgurluklerini ilan edeceklerdir.

    5.) kisa bir kariyere sahip olmak insani sacma sapan bir cok hirstan arindiriyor. onceki calistigim asiri kurumsal sirkette calisanlara "10 yillik kariyer planlari" yapiliyordu. ben de kariyerimin ancak o kadar uzun olacagini tahmin ettigim icin bu tur hirslara kapilmiyordum ve hala kapilmiyorum. su asamada isyerinde yukselip yukselmemek gram umurumda degil ve cogu insanin yasadigi isyeri stresleri benim yanimdan bile gecmiyor.

    6.) gunumuzde insanlar eski gunlere gore cok daha uzun yasiyor. eskiden insanlar 40 yasinda vefat edermis ama bugun ortalama bir insan omru 80 seneye dayandi ve gelisen tip ve teknolojiyle beraber bunun giderek de artmasi bekleniyor. ben 50 yil sonra 80 yasima geldigimde ortalama insan omru 100 yili gecmis olacak. o zamana emeklilik yasi da 75-80'i gecmis olur. boyle bakinca 40 yasinda emekli olma fikri hic de kotu degil. zaten 40'lar eskinin 30'lari gibi derler (40s are the new 30s).

    peki finansal ozgurlugu ilan edince nasil yasayacagiz ve nelere dikkat edecegiz?

    1.) artik finansal ozgurlugunuz varsa calismaya ihtiyaciniz yok demektir. bu durumda istanbul gibi buyuk sehirlerde yasamaniza gerek yok. ege'de bir sahil kasabasi, burdur'da bir dag kenari, karadeniz'de bir orman dibi gibi herhangi bir yerde yasayabilirsiniz. bu durumda masraflariniz da otomatikman dusecektir, yani emekliligini istanbul'da gecirmek isteyen birine gore kara gececeksiniz demektir.

    2.) o zamana kadar bulmadiysaniz omrunuzun geri kalanini beraber gecirip mutlu olabileceginiz kafa denginiz birini bulun. yalniz yasamaktan hoslaniyorsaniz da 1-2 ev hayvani alabilirsiniz.

    3.) ucuz ama zevkli olabilecek yeni hobiler edinin. dunya'yi ve dogayi bir oyun tahtasi olarak gorursek dusuk butceyle yapilabilecek o kadar cok sey var ki.

    4.) ufak bir arazi alip meyve-sebze yetistirmek istiyorsaniz bu isten anlayan birilerinden veya bir kitaptan isin inceliklerini ogrenin. "duse kalka ogrenirim" diyorsaniz ilk birkac yiliniz ogrenmeyle ve hatalarinizdan ders almakla gececegi icin bu surede mahsul beklemeyin.

    5.) havasi surekli sicak bir yerde yasamaya karar verdiyseniz kislik esyaya ihtiyaciniz olmayacak demektir. havasi surekli soguk olan bir yerde yasamaya karar verdiyseniz de klima masraflariniz az olacak demektir. nerede yasamaya karar verirken bu tur ayrintilari da unutmayin.

    ayrica notlar:

    1.) burada coluk cocuga karismayi hesaba katmamisim. cocuk basina emeklilik planiniz 5 yil kadar ertelenir. bunu hesaplamalariniza ekleyebilirsiniz.

    2.) ya hic evlenmeyin ya da sadece bir kere evlenin (soylemesi kolay tabi). her evlenip bosanmada masraflariniz ve borclariniz katlanarak artacaktir. erken emeklilik ve finansal ozgurluk konusunda israrciysaniz sizinle ayni fikirde olan bir es secin. esinizi iyi secmezseniz ve bu konuda ayni fikirde olmayan biriyle hayatinizi birlestirirseniz bir yandan siz para biriktirmeye calisirken ote yandan diger taraf parayi har vurup harman savurur.

    3.) dikkatinizi cekerse hicbir yerde "kredi kartinizi yirtip atin" demedim. kredi kartinin da kendince faydalari var ama bu baska bir entry'nin konusu. kredi kartiniz varsa her ay hesabi sifirlayacak sekilde kullanin. aksi taktirde zarar edersiniz.

    4.) finansal ozgurluk uzun vadede belki de omur boyu surecek bir alman disiplini sahibi olmayi gerektirir. surekli gaza gelip bir seylere heveslenen ve sonradan fikir degistiren biriyseniz (ornegin her hafta diyete baslayip carsamba gunu iptal edenlerdenseniz) finansal ozgurluk yolunda basarili olabilmek icin epeyce disiplin gelistirmeniz gerekiyor cunku finansal ozgurluk hata kabul etmez. ornegin epeyce para biriktirip sonra yatirimlarinin getirisiyle yasayan bir insan gaza gelip tum parasini borsada yanlis bir hisseyi alarak batirabilir ve yeniden is hayatina donmesi gerekebilir. bir insana her gun ise gitmek koymaz da finansal ozgurluk ilan ettikten sonra ise donmek feci koyar.

    5.) yukarda da dedigim gibi sagliginiza cok dikkat edin. saglik insanin elindeki en buyuk sermaye olmakla beraber sagliginizi kaybetmenizin de bir suru maddi ve manevi goturusu var. gunumuzde saglikli beslenmek pahali ama emin olun ki sagliginizi kaybetmek, doktordan doktora kosmak, surekli ameliyat olmak ve operasyonlar gecirmek daha pahali.

    6.) basta ozel saglik sigortasi olmak uzere sigorta konusuna dikkat edin. ozellikle finansal ozgurluk ilan ettikten sonra saglik masraflarinizi cikartmaniz gerekecek ve yasiniz ilerledikce sigorta masraflariniz artacak.

    17.03.2016 07:57 ~ 20:43 diesel1907

Sayfa 11/637 İlkİlk ... 9101112132161111511 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •