Sayfa 17/35 İlkİlk ... 7151617181927 ... SonSon
Arama sonucu : 276 madde; 129 - 136 arası.

Konu: Dolar boşalır euro ya kulum



  1. ters orantı uyuyor. bizde tersten (usd/euro)bakarsak grafikler birebir uyumlu







    ters orantı uyuyor.
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.



  2. TRY/USD 2018 ocak-mart arası muhtemel hareket.

    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.




  3. burası güçlü destek, aşağıda 3,74 ve daha aşağılarda 3,65 ler var. Tabii bunlar ihtimal
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.




  4. 2001 krizi 21 şubat 2001 de başladı. dolar 68 kuruştan 1 lira 78 kuruşa yükseldi. %161
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.

  5. 21 Şubat 2001 ekonomik krizi!
    MGK'da anayasa kitapçığının fırlatılması sonrasında, 10 yıl önce Türkiye eşi görülmemiş bir ekonomik krize sürüklendi. Faiz bir gecede yüzde 7 bin 500'e yükseldi. Dolar 1.1 milyon lirayı aştı, enflasyon yüzde 70'e yaklaştı.
    Türkiye ekonomisi 21 Şubat 2001'de, bundan tam 10 yıl önce hiç yaşamadığı kadar büyük bir krize girdi. Krizin kıvılcımı iki gün önce çakılmıştı. 19 Şubat 2001'deki MGK'da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlattığı haberiyle piyasalar alt üst oldu.

    Borsa yüzde 15 gibi tarihi bir düşüş yaşadı, 21 Şubat'ta gecelik faiz yüzde 7 bin 500'e fırladı. Merkez Bankası'ndan yaklaşık 7.6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. Ziraat ve Halk Bankası, tarihlerinde ilk defa 3 milyar dolar açık verdi.

    Piyasaların kontrol edilemeyince o dönemin DSP-MHP-ANAP'tan oluşan koalisyan hükümeti sabit kur rejiminin yerine dalgalı kura geçme kararı aldı. Bu kararın ardından dolar 690 bin liradan 900 bine yükseldi. Nisan ayında dolar 1 milyon 161 bine kadar tırmandı. Türk Lirası değer kaybettikçe sermaye kaçışı hızlandı.
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.

  6. 2001 krizi

    https://www.sabah.com.tr/ekonomi/201...n_gizli_tarihi

    Galatasaray'ın UEFA Kupası'ndaki başarıları hemen tüm toplumu esir almış, Milenyum'a tüketim çılgınlığıyla giriyordu 2000 yılının baharına Türkiye... DSP-ANAP-MHP koalisyonunun Aralık 1999'da yaptığı IMF anlaşmasıyla 4 milyar dolar dış borç garanti edilmiş, dolar kuru sabitlenmiş, bu sayede enflasyonda düşüş sağlanmıştı. Hazine, o güne kadar görülmedik düşük faizle borçlanıyordu. Her ihalede faiz düşüyor, Hazine bonolarının en büyük müşterisi olan Halit Cıngıllıoğlu'nun Demirbank'ı, kağıt üzerinde kar rekorları kırıyor, televizyonlarda sektörün dört büyük özel bankası; İş, Yapı Kredi, Akbank ve Garanti'ye isim vermeden meydan okuyan reklamlarını döndürüyordu...

    Yaz aylarına bu rehavet içinde girilirken, Cıngıllıoğlu'nun meydan okuduğu bankalardan bazıları bono piyasasında pozisyon değiştirdi ve fitil gizliden gizliye yanmaya başladı. Yaz boyunca Demirbank, kendisini batıracak faiz yükselişini engellemek için, hem rakiplerinin sattığı bonoları piyasadan satın almak hem de Hazine'nin yeni ihraç ettiği kağıtlara 'zoraki müşteri' olmak zorunda kaldı. Öyle ki piyasada, 2000 Ağustos ve eylül aylarında yapılan iki Hazine ihalesinde diğer bankalar alıcı olmadığı için Demirbank'ın tek başına kağıtların büyük bölümünü almak zorunda kaldığı dedikoduları çıktı. (Bankanın bu kadar Hazine bonosu almasına başta Hazine ve BDDK olmak üzere ekonomi yönetiminin nasıl göz yumduğu ise bir bilmece...)

    Özetle Demirbank'ın patronu Halit Cıngıllıoğlu, yakın arkadaşı Tansu Çiller'in iktidarı döneminde, 1995 ve 1996'daki faiz düşüşü sırasında oynadığı ve çok para kazandığı bono kumarına, bu kez daha gözü kara girmişti. Ve satın aldığı 3,6 hatta 1 yıl vadeli bonoların parasının önemli bölümünü gecelik piyasadan, yani televizyonlarda isim vermeden meydan okuduğu rakiplerinden gecelik borç alarak yapıyordu. O rakipler sonbahar aylarında Demirbank'a borç verme koşullarını iyice ağırlaştırdı, hatta borç vermemeye başladı. Piyasalarda likidite sıkışıklığı bir krize dönüştü. (Sektörün büyük bankaları için 'Demirbank'ı batırdılar' dedikodusu da bu yüzden çıktı.) Demirbank hem repo hem de bono piyasasındaki faiz yükselişine karşı daha hassas bir konuma geldi. Bu dönemde bankanın finansman kaynağı çok yüksek faizle toplanan mevduat, açık pozisyon ve Merkez Bankası'ndan alınan gecelik borçlar oldu.
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.

  7. 'DEUTSCHE'NİN RAPORUNU ATLAMIŞIZ!'
    Demirbank köşeye sıkışırken, piyasalardaki likidite krizi ilk kurbanlarını 2000 yılının ekim ayında aldı. Kötü yönetildikleri sonradan iyice ortaya çıkan Ceylan Grubu'nun Bank Kapital'i ve Dinç Bilgin'in Etibank'ına 27 Ekim 2000'de el konuldu.

    Kasıma girildiğinde IMF'nin direttiği Türk Telekom özelleştirmesinin koalisyon ortakları arasında çıkardığı gerilim nedeniyle tansiyon iyice yükseldi ve ayın ikinci yarısında kıyamet koptu. Merkez Bankası'nın araştırma bölümünden bir yetkili 2001 yılının ilkbaharında şu sözlerle anlatıyordu o günleri: "Alman Deutsche Bank, o günlerde 'Türkiye'de faizler yükselecek' şeklinde bir rapor yayınlamış müşterilerine (Deutsche Bank'ın 2009 başındaki Türkiye batacak raporunu da unutmamak gerekiyor). Biz aslında Türkiye piyasalarıyla ilgili çıkan her yayını takip ederiz. Gerektiğinde önceden müdahale ederek önlem alırız. Ancak nasıl olduysa! O raporu atlamışız. Raporu gören iki büyük yabancı fon bonolarını satıp dövize geçti. Piyasadan 2 milyar dolara yakın döviz çektiler. Ondan sonra olanları biliyorsunuz..."

    Biliyoruz... 16 Kasım'da piyasada panik çıktı, borsa çakıldı, yatırımcıların bono piyasasından kaçmasıyla faizler tırmanmaya başladı, bankalar birbirine borç vermeyi kesti. Kasım sonuna kadar piyasalardaki hızlı çalkantılar ve yabancı yatırımcı çıkışı sürdü. Kasım'ın son gününde Merkez Bankası piyasaya "Sadece döviz satarsanız TL alırsınız" ültimatomu verdi ve bu açıklamanın ardından 30 Kasım'da gecelik faiz yüzde 400'e kadar yükseldi. Aynı gece Washington'da IMF Yönetim Kurulu Türkiye için acil toplantıya başlamıştı.
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.

  8. O gün bono faizi yüzde 74'e kadar yükselirken, yılın ilk 10 ayında ortalama yüzde 37 faizle, kapasitesinin çok üzerinde Hazine bonosu alan Demirbank bir anda çift darbe yedi. Hem elindeki bonoların değeri düşmüş hem de gecelik borçlanma faizinin aşırı yükselmesiyle maliyetleri katlanılamaz boyuta ulaşmıştı. Böylece banka öz sermayesini birkaç günde eritti. Son umut kapısı Merkez Bankası ise bankaya para vermeyi reddediyordu (Gazi Erçel yönetimindeki Merkez Bankası'nın, Demirbank'a ihtiyacı olan parayı neden vermediği bugün bile tartışılır. Özellikle ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin son krizde batıkları önlemek için piyasaya para pompalaması ve en azından şimdilik bu yönteminde başarılı olması bizdeki ekonomi yorumcularına 'Bernanke'nin yaptığını Türkiye yapsaydı 2001 yaşanmazdı' dedirtiyor. Ancak bu yorumları yapanlar arasında o zaman Hazine ve Merkez Bankası'nın tepe yönetiminde olan isimlerin de olması olayın bir başka şaşırtıcı yönü. Tabii o günlerde piyasaya para vermemek Merkez Bankası'nın kriz boyunca yaptığı ne ilk ne de son hataydı).

    Merkez Bankası da para musluğunu kapatınca Cıngıllıoğlu havluyu attı ve Demirbank 6 Aralık 2000 sabahı TMSF'ye devredildi. Tabii arkasında katrilyonlarca lira borç bırakarak. Demirbank'ın batışı sektör açısından sistematik bir çöküşü de gündeme getirdi. Bankaların Kasım 2000'de 18.4 milyar dolara ulaşan döviz açığı, ani sıcak para çıkışı ve yurtdışı finansörlerin kredi hatlarını kesmesiyle sürdürülemez boyuta ulaştı. Bülent Ecevit'in Başbakanlığı'ndaki Hükümet, aynı gün IMF'nin yeni ve daha ağır şartlarını kabul ederek 10.4 milyar dolarlık ek bir borç anlaşması daha yaptı. IMF'den gelecek yeni kaynağı duyan piyasalar morfin yemiş gibi sakinleşti.
    Geçmişi oku geleceğe yön ver.Yazdıklarım yatırım ve siyasi tavsiye değildir.
    Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun demiş bilge bir adam.

Sayfa 17/35 İlkİlk ... 7151617181927 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •