Sayfa 127/2105 İlkİlk ... 27771171251261271281291371772276271127 ... SonSon
Arama sonucu : 16835 madde; 1,009 - 1,016 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    -Not1:Türk lirasının ticari rekabet gücünü koruyacak denge kuruna gelmiş olması,bundan sonraki kur artışlarının enflasyondan fazla olmayacağı anlamına gelmez,nasıl 15 yıl boyunca türk lirası ''aşırı değerli'' olmuşsa bundan sonra bir süre de siyasi,jeostratejik riskler ve makroekonomik dengelerde derin bozulmanın kurlara olumsuz yansıması nedeniyle denge değerinin altında ''değersiz'' olarak seyredebilir.Eğer kur artışları bundan sonraki aylarda enflasyondaki artışların gerisinde kalır ise bu sefer de yeniden 'değerli' hale gelmiş olur.
    Bugün 2002 reel kuruyla bile bu kadar CariAçık veriliyorsa 2002 reel kuru artık denge kuru değildir.
    Sepet kur 15.00 tl olursa belki sıfır CariAçığa ulaşabiliriz..

  2. Eline sağlık Deniz Hocam. Denge kur + enflasyon üzeri fiyatlamada birikmiş dış borç yükü, vadesi ve yeni dış finansmanın daha zor ve pahalı olması da etken olabilir mi? Saygılar hayırlı günler.

  3. Eline saglik Deniz; faiz artisi olmamasi durumunda bizim borsa nasil bir tepki verir projeksiyonunuz nedir?

  4.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Haftaya bakış ve önemli gündem maddeleri


    Önümüzdeki hafta global piyasalar için önemli ABD'den;Pazartesi ikinci el ev satışları,Salı günü konut fiyat endeksi,
    Markit PMI Flash,Çarşamba yeni ev satışları,Perşembe dayanıklı mal siparişleri,dış ticaret dengesi,perakende ve toptan stoklar,Cuma ikinci çeyrek gsyih büyüme oranı ve Michigan tüketici eğilimleri verileri gelecek.

    Önümüzdeki hafta Çin'den gelecek önemli bir veri yok.

    Önümüzeki hafta Euro bölgesinden Pazartesi tüketici güveni ,Salı Markit PMI Flash verileri gelecek.

    Önümüzdeki hafta içeriden gelecek önemli bir veri yok.

    Bu gelecek verilerden en önemlisi şüphesiz Cuma günü yayınlanacak ABD ikinci çeyrek gsyih büyüme verisi olacak.Reuters'in yaptığı surveye göre analistlerin beklediği büyüme oranı %4.1.Benim tahminim ise %4.2-%4.3.Bu öngörüyü 1 Haziran tarihinde Vobelit topiğinde, o zamana kadar yayınlanan veriler ve öncü göstergelerden yola çıkarak elde ettiğim projeksiyonla yapmıştım.21 Temmuz olarak hala aynı öngörümü koruyorum.
    Yalnız hatırlatmak istediğim önemli bir nokta var,bilindiği gibi ABD'de ağır kış koşulları nedeniyle birinci çeyrek büyüme oranları diğer çeyreklere göre daha düşük oluyor,veriyi hazırlayan kurum mevsimselliği ayıklayan yeni bir hesaplama yöntemi üzerinde çalıştığını duyurmuştu,eğer çalışmasını tamamlar ve bu veriyi yeni hesaplama yöntemiyle yaparsa birinci çeyreğin büyüme oranının 0.5 puan civarında yukarı yönde revize edilebileceği ifade ediliyor.Bu takdirde ikinci çeyrek büyüme oranı da aynı oranda düşecektir,çünkü ABD'de büyüme oranları bir önceki çeyreğe göre mukayese edilerek yapılıyor ve yıllıklandırılıyor.İkinci dikkat edilmesi gereken husus ise bu birinci okuma ve bazı veriler henüz gelmeden diğer verilerden türetilen bilgilerle gsyih büyüme oranı geçici olarak hesaplanıyor,örneğin Haziran ayı tüketici harcamaları verisi bu veriden 4 gün sonra yayınlanacak.İkinci ve üçüncü okumalarda sonradan yayınlanan veriler ve varsa daha önce yayınlanmış verilerde revizyon varsa bunlar dikkate alınarak üçüncü okumada rakam kesinleşiyor.

    Bu haftanın global piyasalar için önemli gündem maddesi Avrupa Merkez Bankasının Perşembe günü yapacağı toplantı olacak,AMB'nın politika faizlerinde bir değişiklik yapması beklenmiyor.

    İç piyasalar için en önemli gündem maddesi ise bizim Merkez Bankamızın Salı günü yapacağı toplantı olacak.Piyasa beklentisi politika faizinin %17.75'den %18.75-%19 dolaylarına 100-125 puan civarında yükseltilmesi şeklinde.Kişisel olarak ben faiz arttırımı yapılmasını beklemiyorum.
    tşkler ,olması gerektiği değere ulaşmış anlasılan ,bundan sonra konsolidasyon dönemi olacak anlaşılan ,4.5 altına inmeyen 5 i geçmeyen bir dönem (8ay-2 yıl arası belki)ytd,enflasyonu dizginlemek için başka çareleri yok.......

  5. #1013
    Anlık realitemiz, ÜFE enflasyonunun üzerinde kur artışlarının yıllarca sabırla sürdürülmesi.

    İşsizliğin ve cari açığın geçici çözümü bu.

    Kalıcı olanı ise, bu yıllar içinde teknolojiyi yakalamak ve ilerisine geçebilmek.

    Londra fon yöneticilerinin kaypak nakitleri değil, rekabetçi tl ve teknoloji yoğun çabaları geliştirme kapasiteli dengeli askerî bütçeler/kamu harcamaları geleceğimizi daha sağlam zeminlere getirecektir.
    Yazdıklarım, paylaştıklarım yatırım tavsiyesi değildir, herkes kendi kararını verir.

  6. #1014
     Alıntı Originally Posted by frappe Yazıyı Oku
    Eline saglik Deniz; faiz artisi olmamasi durumunda bizim borsa nasil bir tepki verir projeksiyonunuz nedir?
    Daha önce de yazmıştım,Merkez Bankasından bir faiz arttırımı beklememenin sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizler hakkında herkes tarafından bilinen görüşleri,Tabii denilebilir ki merkez bankası yakın zamanda 500 puan faiz arttırımı yaptı.Ama o seçimlerden önce bir kaza olmaması içindi,şimdi ise seçimler geride kaldı.
    Peki ekonominin temel dengeleri açısından bir faiz arttırımına ihtiyaç var mı?Enflasyon şu anda %15.39 ama fiyatı devlet tarafından belirlenen benzin,elektrik,doğal gaz,ilaç hatta süt gibi ürünlerde zam kapıda,otomobil ve beyaz eşya gibi özel sektör tarafından bir süredir bekletilen zamların da yakında uygulanacağı sektör temsilcileri tarafından ifade ediliyor,geçen senenin Temmuz ve Ağustos aylarının enflasyon oranları da düşük olduğu için merkez bankasının bir sonraki toplantısına kadar enflasyonun %17'leri görmesi olası,ÜFE'nin de %23.7 olduğu ve oradan tüketici tarafına da yansıma olacağı için enflasyonla mücadele açısından teknik olarak bir faiz arttırımı gerekli görünüyor.
    Peki faiz arttırımı tek başına bir işe yarar mı?Yaramaz.Ancak eş zamanlı olarak ,yapısal önlemleri de içeren,içinde sıkı mali politikanın da yer aldığı kapsamlı bir ekonomik programın parçası olabilirse işe yarar.

    http://www.hisse.net/topluluk/showth...25#post2407825

    Daha önce neler yapılabileceği ile ilgili bir egzersiz bu başlıkta yazmıştım.
    Enflasyonun biri talep,diğeri maliyetten gelen 2 ayağı var.Talep tarafından enflasyonu hızla aşağı çeken tedbirleri kısa zamanda uygulamaya sokmak mümkün.Verdiğim linkte daha kapsamlı yazdım en önemli kısımlarını tekrar yazayım:

    Enflasyon ve cari açıkta tehlikeli seviyelerden uzaklaşıncaya kadar:

    -Devletin döviz kazandırıcı olanları dışında bütün yatırımları durdurması ve yeni yatırımlara başlamaması,kamu harcamalarında her türlü israfa son verme,sosyal harcamaları yarıya indirme,yurt dışında yapılan bağışları,hibeleri,her türlü harcamayı durdurma.

    -Tüketici kredilerine vergi koyarak,bu kredileri sanayi yatırımlarına yönlendirme,kredi kartlarında taksit uygulamasını kaldırmak.

    Enflasyonun talep tarafından gelen baskıyı ciddi olarak azaltır.

    Enflasyonun maliyet tarafından gelen baskıyı azaltmak ise talep kısmından farklı olarak zaman alacak bir süreç.Başta tarım ve hayvancılık olmak üzere hem arzı arttıracak yapısal önlemleri uygulayacaksınız,hem de şu anda %70'lere çıkan üretimde yabancı girdi oranını 15 yıl öncesinde olduğu yeniden %30'lara indirecek yapısal önlemleri uygulamaya sokacaksınız,teşvikleri bu yönde üretime yönlendireceksiniz,rekabetçi döviz kurunu koruyacak para politikaları üreteceksiniz.O zaman üretimde dış girdi oranı %30'lara indiği zaman döviz kuru artışlarında maliyet baskısı da azalmış olacak,hem enflasyonu aşağı çekmenize hem de cari açığınızı azaltmanıza destek olacaktır.

    Bunların hiç birini yapmadan sadece faiz arttırırsanız piyasalar üzerinde etkisi sadece birkaç gün olur,yurt dışından sıcak para geleceği beklentisiyle kısa bir süre borsa yükselir,kurlar düşer ama ekonomi kur faiz enflasyon sarmalına girdiği ve enflasyon kendini besleyen ve büyüten bir yapıda olduğu için bir sonuç elde edemezsiniz,enflasyon da cari açık da artmaya devam eder,bir sonraki merkez bankası toplantısında yine yeni bir faiz arttırımı konuşulmaya başlanır.Faiz arttırmazsanız ise bu sefer döviz kurları yükselir,borsa düşer.Ama bu-durumu günlük olarak idare etme- hep böyle sürgit devam edemez bir yerde filim kopar.
    Son düzenleme : deniz43; 22-07-2018 saat: 18:30.

  7. #1015
     Alıntı Originally Posted by ugolnili Yazıyı Oku
    tşkler ,olması gerektiği değere ulaşmış anlasılan ,bundan sonra konsolidasyon dönemi olacak anlaşılan ,4.5 altına inmeyen 5 i geçmeyen bir dönem (8ay-2 yıl arası belki)ytd,enflasyonu dizginlemek için başka çareleri yok.......
    Yazının sonunda aşağıdaki şeyleri yazmıştım:
    ************************************************** ****************************************
    ''-Yani bundan sonra kur artışları yıllık olarak sadece aradaki enflasyon farkı ile sınırlı kalacak şekilde olursa (Örneğin Türkiye'de yıllık enflasyon yıllık %16,ABD+Euro bölgesi ortalaması %2 ise,yılın tamamına homojen yayılmış yıllık %14 kur artışı ile) kurlar uluslararası ticarette rekabet gücünü koruyabileceğimiz bir seviyeye gelmiş görünüyor.

    -Not1:Türk lirasının ticari rekabet gücünü koruyacak denge kuruna gelmiş olması,bundan sonraki kur artışlarının enflasyondan fazla olmayacağı anlamına gelmez,nasıl 15 yıl boyunca türk lirası ''aşırı değerli'' olmuşsa bundan sonra bir süre de siyasi,jeostratejik riskler ve makroekonomik dengelerde derin bozulmanın kurlara olumsuz yansıması nedeniyle denge değerinin altında ''değersiz'' olarak seyredebilir.Eğer kur artışları bundan sonraki aylarda enflasyondaki artışların gerisinde kalır ise bu sefer de yeniden 'değerli' hale gelmiş olur.

    -Not2:Bu çalışmanın önceki güncellemelerini okumayan arkadaşlar aklına takılan soruların cevapları için bu başlık altında en son 5 Nisan tarihinde yaptığım Şubat sonu 'Türk Lirasının Değeri' çalışmasına göz atabilirler.

    Not3:Bu hesaplama TUİK'in yayınladığı enflasyon verilerinin 'gerçeği yansıtan' 'doğru' veriler olduğu varsayımında geçerlidir.(Yani gerçek enflasyon oranları eğer daha yüksek ise ,paramız da aynı oranda değerli olmaya devam ediyor manasına gelir.)''
    ************************************************** ************************************

    Yani paramızın rekabetçi seviyesini koruması için bundan sonraki aylarda da döviz kurlarının enflasyon kadar artması gerekir,aksi halde yine değerli hale gelir rekabetçi olmaz.Türk lirasının ticari rekabet gücünü koruyarak dar bir band içinde kalabilmesi için ancak enflasyonun da ABD ve Euro bölgesi enflasyonları seviyesine inmesiyle mümkün olabilir,aksi halde paramızın yeniden değerlenerek ticari rekabet gücünün azalmasına yol açar.

  8. #1016
     Alıntı Originally Posted by tospa Yazıyı Oku
    Eline sağlık Deniz Hocam. Denge kur + enflasyon üzeri fiyatlamada birikmiş dış borç yükü, vadesi ve yeni dış finansmanın daha zor ve pahalı olması da etken olabilir mi? Saygılar hayırlı günler.
    Eğer bir ülkenin kısa vadeli borçları yüksekse,cari açığı yüksekse,merkez bankasının rezervleri düşükse, dış finansmana zor ve yüksek maliyetle erişebiliyorsa,o ülkenin parasının denge kuruna göre daha değersiz olması beklenir.

Sayfa 127/2105 İlkİlk ... 27771171251261271281291371772276271127 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •