Sayfa 2105/2115 İlkİlk ... 1105160520052055209521032104210521062107 ... SonSon
Arama sonucu : 16913 madde; 16,833 - 16,840 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. Sn. Deniz hocam selamlar

    Sosyal medyada kendini uyanık zanneden birisi ingiliz web sitesi üzerinden antalya da meşhur kodaman otel zincirinde rezervasyon yaptığı ve gittiğinde kendisine milliyet farkı adı altında ödeme alındığı haberi vardı belki rastlamışsınızdır.

    Benim anlamadığım nokta misal avrupalıya 1100 euro dan satılan 15 günlük tatil bize neden 2 katından "kaktırılıyor" burası ticarethane değil mi otel sahibinin cebine aynı para girmiyor mu? bizede bilemediniz %20 farkla 1300 euro civarı olsa oteller gene full kapasite çalışırlar. bilmediğimiz bir takım teşvikler vergi muafiyetleri mi mevcut acaba?

    Ayrıca gelen turistin bir çoğu zaten alt tabaka olup HD otelde ve dışarıda pek harcama yapmayan kişilerden oluşmakta.

    Konu hakkında bizleri aydınlatabilir misiniz?

    Saygılarımla

  2.  Alıntı Originally Posted by Batman Yazıyı Oku
    Sn. Deniz hocam selamlar

    Sosyal medyada kendini uyanık zanneden birisi ingiliz web sitesi üzerinden antalya da meşhur kodaman otel zincirinde rezervasyon yaptığı ve gittiğinde kendisine milliyet farkı adı altında ödeme alındığı haberi vardı belki rastlamışsınızdır.

    Benim anlamadığım nokta misal avrupalıya 1100 euro dan satılan 15 günlük tatil bize neden 2 katından "kaktırılıyor" burası ticarethane değil mi otel sahibinin cebine aynı para girmiyor mu? bizede bilemediniz %20 farkla 1300 euro civarı olsa oteller gene full kapasite çalışırlar. bilmediğimiz bir takım teşvikler vergi muafiyetleri mi mevcut acaba?

    Ayrıca gelen turistin bir çoğu zaten alt tabaka olup HD otelde ve dışarıda pek harcama yapmayan kişilerden oluşmakta.

    Konu hakkında bizleri aydınlatabilir misiniz?

    Saygılarımla
    Günaydın

    Ekşide bu işle uğraşan birisi detayı bir açıklama yapmış sn Batman.
    https://eksisozluk.com/entry/163893973

  3.  Alıntı Originally Posted by Xer Yazıyı Oku
    Günaydın

    Ekşide bu işle uğraşan birisi detayı bir açıklama yapmış sn Batman.
    https://eksisozluk.com/entry/163893973
    teşekkürler üstadım yazıyı okudum bu arkadaşta benimle aynı sıkıntıyı dile getirmiş zaten gizli saklı birşey yok

    "sıkıntı bizim son halka olmamız. elin ingilizinin ya da ingiltere pasaportu/oturumu sahibi bir kişinin yaptığı tatili biz yapamıyoruz ona sunulan koşul bize sunulmuyor. adam 80-100 pounda ya da euroya günlük ultra her şey dahil konaklarken sen aynı hizmeti 7000-9000+ tl bandında alabiliyorsun. onlar alırken ben alamıyorum çünkü milliyetimiz/pazarımız farklı. oteli ve çalışanları da sisteme dahil oldukları için suçlamak yerine genel olarak vatandaşlarımızın sistemin neden dışında tutulduğunu ve sisteme dahil edilmediğini sorgulamamız gerekir.

    şahsi görüşüm iç pazarın belirlenen en ucuz pazardan daha pahalı olamayacağı yönünde yasal adım atılması ve düzenleme yapılması yönündedir.
    " alıntıdır ekşiden

    neticede aradaki fiyat farkı akıl alır gibi değil merakım belki Deniz hocam aydınlatabilir bu rakamlardan tatil yapılması bizim ülkece ne kadar karımız var otelin elektriği ve gazı bile sübvansiyonlu tüketim mallarının bir kısmı ithal ve sonucunda milletimiz faydalanamıyor ciddi bir sıkıntı var bu konuda bence.

    Saygılar

  4. #16836
     Alıntı Originally Posted by Batman Yazıyı Oku
    teşekkürler üstadım yazıyı okudum bu arkadaşta benimle aynı sıkıntıyı dile getirmiş zaten gizli saklı birşey yok

    "sıkıntı bizim son halka olmamız. elin ingilizinin ya da ingiltere pasaportu/oturumu sahibi bir kişinin yaptığı tatili biz yapamıyoruz ona sunulan koşul bize sunulmuyor. adam 80-100 pounda ya da euroya günlük ultra her şey dahil konaklarken sen aynı hizmeti 7000-9000+ tl bandında alabiliyorsun. onlar alırken ben alamıyorum çünkü milliyetimiz/pazarımız farklı. oteli ve çalışanları da sisteme dahil oldukları için suçlamak yerine genel olarak vatandaşlarımızın sistemin neden dışında tutulduğunu ve sisteme dahil edilmediğini sorgulamamız gerekir.

    şahsi görüşüm iç pazarın belirlenen en ucuz pazardan daha pahalı olamayacağı yönünde yasal adım atılması ve düzenleme yapılması yönündedir.
    " alıntıdır ekşiden

    neticede aradaki fiyat farkı akıl alır gibi değil merakım belki Deniz hocam aydınlatabilir bu rakamlardan tatil yapılması bizim ülkece ne kadar karımız var otelin elektriği ve gazı bile sübvansiyonlu tüketim mallarının bir kısmı ithal ve sonucunda milletimiz faydalanamıyor ciddi bir sıkıntı var bu konuda bence.

    Saygılar
    Konu ile ilgili bir araştırmam olmadı.Otellerle, tur düzenleyen yabancı şirketler arasında;belirli sayıda turist getirmeyi ve ödeme yapmayı garanti etmesi,uçakla yolculuk masraflarının bir bölümünü karşılama,turizm mevsimi dışında da avans ödemesi yapılması gibi avantajlar sağlama karşığında, paket tur fiyatlarında otellerden yüksek oranlı indirimler alıyor olabilirler.

  5. Deniz bey iyi günler dilerim. Düşüncelerinizi öğrenmek istediğim konu, aslında hepimizin son haftalarda şahit olduğu kur değeri dengesi ve döviz finansmanı hakkında.
    Son haftalarda, Merkez Bankasının net döviz rezervlerinde belirgin bir iyileşme söz konusu.(Son 1 aylık iyileşme yaklaşık 17 milyar dolar) Üstelik bunu, kuru dengelenmiş seviyelerden başarıyor.(Son 1 aylık USD/TLde hiç artış yok) Diğer taraftan, cari açıkta(altın ithalatında kotayla, negatif etkisini tam bilemediğimizden) kayda bir iyileşme yada düzelme/dengelenme söz konusu değil, zaten mümkün de değil (İhracatçıların ortak söylemleri)
    Yukarıda belirttiğim iki ana dal, dış finansman ihtiyacının sürdürülmesi gerektiğini gösterse de, nasılsa bir şekilde hem Merkez Bankası döviz biriktirebiliyor, hem cari açığı finanse edebiliyoruz. Üstelik bunu kuru artırmadan yapabiliyoruz!
    Diğer tarafta, politika faizinin dahi, enflasyonun tuike göre dahi 18 puan altında olduğu aşikarken(enagı söylemiyorum bile, ki gerçeği hepimiz biliyoruz), bunu becerebiliyoruz. Üstelik enflasyonun baz etkisini de ancak temmuz ve ağustos aylarından sonra görebileceğiz. (Zaten tüm ekonomi yönetimi de buna odaklanmış durumda)

    Bütçe açığı değerleri rekor kırarken, kamuda şimdiye kadar hiçbir tasarruf önlemi alınmamışken(dahası israf artarak devam ederken), stabil kur ile turizm gelirlerinin geçtiğimiz yılı yakalaması pek mümkün görünmezken, elektriğe neredeyse 2 yıldır zam yapılmamışken, bu yaşananlar bahar havasından fazlası sanki.
    Benzer şekilde, Borsada işlem gören bist30 şirketlerinin de halihazırda ilk çeyrek bilançoları gelmeye de başladı. Parasal sıkılaştırmanın en fazla negatif yönde etkisini göstereceği sektör olan bankacılıkta dahi, bugün gelen garanti bankası bilançosu düşüncelerimi çürütüyor. Dahası, ben Koç, Sabancı yada OYAK grubunu düşünemiyorum (pozitif anlamda)
    Yazılarınızın tümünü bazen üstünden tekrar geçerek okuyorum ve kendimce ülke ekonomi gündemini de takip ediyorum. Ama, maalesef bu yazdıklarımı aklım almıyor. Ben iktisatçı değilim, ama ülkede iktisatçılar mı çok pesimist, anlayabilmiş değilim, lütfen üstünüze alınmayın. Siz iyi ki varsınız.
    Sizin fikrinizi gerçekten merak ediyorum.

    Redmi Note 9 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  6. #16838
    Tuesday April 30 2024 Actual Previous Consensus
    04:30 AM
    CN
    NBS Manufacturing PMI APR 50.4
    50.8 50.3
    04:30 AM
    CN
    NBS Non Manufacturing PMI APR 51.2
    53.0 52.2
    04:30 AM
    CN
    NBS General PMI APR 51.7
    52.7
    04:45 AM
    CN
    Caixin Manufacturing PMI APR 51.4
    51.1 51

    https://www.reuters.com/markets/asia...il-2024-04-30/

    China's factory activity grows at slower pace in April

  7. #16839
     Alıntı Originally Posted by ragwaer Yazıyı Oku
    Deniz bey iyi günler dilerim. Düşüncelerinizi öğrenmek istediğim konu, aslında hepimizin son haftalarda şahit olduğu kur değeri dengesi ve döviz finansmanı hakkında.
    Son haftalarda, Merkez Bankasının net döviz rezervlerinde belirgin bir iyileşme söz konusu.(Son 1 aylık iyileşme yaklaşık 17 milyar dolar) Üstelik bunu, kuru dengelenmiş seviyelerden başarıyor.(Son 1 aylık USD/TLde hiç artış yok) Diğer taraftan, cari açıkta(altın ithalatında kotayla, negatif etkisini tam bilemediğimizden) kayda bir iyileşme yada düzelme/dengelenme söz konusu değil, zaten mümkün de değil (İhracatçıların ortak söylemleri)
    Yukarıda belirttiğim iki ana dal, dış finansman ihtiyacının sürdürülmesi gerektiğini gösterse de, nasılsa bir şekilde hem Merkez Bankası döviz biriktirebiliyor, hem cari açığı finanse edebiliyoruz. Üstelik bunu kuru artırmadan yapabiliyoruz!
    Diğer tarafta, politika faizinin dahi, enflasyonun tuike göre dahi 18 puan altında olduğu aşikarken(enagı söylemiyorum bile, ki gerçeği hepimiz biliyoruz), bunu becerebiliyoruz. Üstelik enflasyonun baz etkisini de ancak temmuz ve ağustos aylarından sonra görebileceğiz. (Zaten tüm ekonomi yönetimi de buna odaklanmış durumda)

    Bütçe açığı değerleri rekor kırarken, kamuda şimdiye kadar hiçbir tasarruf önlemi alınmamışken(dahası israf artarak devam ederken), stabil kur ile turizm gelirlerinin geçtiğimiz yılı yakalaması pek mümkün görünmezken, elektriğe neredeyse 2 yıldır zam yapılmamışken, bu yaşananlar bahar havasından fazlası sanki.
    Benzer şekilde, Borsada işlem gören bist30 şirketlerinin de halihazırda ilk çeyrek bilançoları gelmeye de başladı. Parasal sıkılaştırmanın en fazla negatif yönde etkisini göstereceği sektör olan bankacılıkta dahi, bugün gelen garanti bankası bilançosu düşüncelerimi çürütüyor. Dahası, ben Koç, Sabancı yada OYAK grubunu düşünemiyorum (pozitif anlamda)
    Yazılarınızın tümünü bazen üstünden tekrar geçerek okuyorum ve kendimce ülke ekonomi gündemini de takip ediyorum. Ama, maalesef bu yazdıklarımı aklım almıyor. Ben iktisatçı değilim, ama ülkede iktisatçılar mı çok pesimist, anlayabilmiş değilim, lütfen üstünüze alınmayın. Siz iyi ki varsınız.
    Sizin fikrinizi gerçekten merak ediyorum.

    Redmi Note 9 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Tabloya baktığımızda son dönemde;

    -Merkez bankası yerel bankalardan döviz satın almış, bankalara TL vermiş.
    -Bankalar da merkez bankasına swap ile verdikleri dövizlerden bir kısmını geri alıp merkez bankasına TL vermiş.
    -Bankalar yılbaşından bu yana ellerindeki dövizin 7.2 milyar dolarını şirketlere döviz kredisi olarak vermişler.(Daha önce şirketler TL kredileri negatif faizli "bedava para" oldukları için döviz kredisi hiç talep etmiyordu,şimdi şirketler TL faizlerin yükselmesiyle artık döviz kredisi de talep ediyorlar.
    -Merkez bankasının rezervlerine etki eden bir diğer unsur da ihracaçıların zorunlu olarak merkez bankasına vermek zorunda oldukları ihracat döviz kazançlarının %40'1.Eğer merkez bankası döviz kurunun yüksememesi için satış yapmaz ise ,
    döviz rezervleri otomatik olarak her ay ortalama 22*0.4=8.8 milyar dolar artar.
    Merkez bankası zaten döviz hiç satmasa rezervlerinin ayda ihracatçıların zorunlu verdiği dövizlerle rezervinin 9 milyar dolar yükselmesi gerekir.Üstüne turizm döviz kazançlarının %40'ı da zorunlu olarak merkez bankasına verilmek zorunda,ilave olarak reeskont kredilerinden gelen dövizler var.Bir de hazine,kamu bankaları ve özel bankaların son dönemde taze döviz girişi sağlayan yoğun olarak yaptıkları net borçlanmalar var.Bir de vaat edilen kısa vadede yüksek getiri ile son dönemde ülkeye hedge fonlardan sıcak para girişi var.Bu şekilde kısa vadede gün kurtarılıyor.

    Ama makroekonomik veriler son derece kötü ve daha da kötüye gidiyor:

    1.Enflasyon

    TÜİK:%68.50
    ENAG:%124.63

    Enflasyon çok yüksek kalmaya devam ediyor,döviz kurlarını neredeyse sabitlemelerine rağmen enflasyonda bir düşüş yok,çünkü önceki sayfalarda yazdığım gibi,enflasyonu besleyen nedenler çok farklı.

    2.İşsizlik

    https://pbs.twimg.com/media/GMEz7hhW...jpg&name=large

    İşsizlik rekor seviyede. TÜİK'in geniş işsizlik oranı %26.1,çalışma çağında olup bir işte çalışmayan %42.7

    3.Dış ticaret açığı:

    -yılın ilk 3 aylık döneminde dış ticaret açığımız 20.472 milyar dolar oldu.Azalma var ama petrol fiyatının düşüşü ve altın ithalatının kısıtlanmasından kaynaklanıyor,tüketim malları ithalatı ise hızla artmaya devam ediyor.Girişi kısıtlanan altın ithalatı ise kaçak yollardan ülkeye giriyor,yurt dışına döviz çıkışı oluyor.

    https://www.ekonomim.com/ekonomi/alt...-haberi-734910

    4.Cari açık:

    Türkiye yılın ilk 2 ayında 5.787 milyar dolar cari açık verdi ama:

     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Türkiye Şubat ayında 3.265 milyar dolar cari açık verdi.Azalmış göründüğü için iyi gözükse de,işin gerçeği biraz farklı.Altın ithalatına getirilen kıstlamalarla yurt içi ve yurt dışı piyasalarda altının kg fiyatında 5 bin doları aşan müthiş bir arbitaj fırsatı oluşunca,bunun kaçakcılığı özendireceği ,cari açık azalmış gibi gözükse de ,bunun altın kaçakcılığının ödemeler dengesi tablosunda "net hata ve noksan" satırına yansıyacağını önceki aylarda bu başlıkta yazmıştık.Nitekim de böyle olduğunu görüyoruz,Şubat ayında "net hata ve noksan" kaleminde ,yurt dışına 4.982 milyar dolarlık bir döviz çıkışı olduğunu görüyoruz ki ,aslında Şubat ayında gerçek cari açığı en az 3.265+4.982=8.247 milyar olması kuvvetle muhtemel.En az diyoruz,çünkü ödemeler dengesi raporlarında Türkiye uzun yıllar ortalamasında, hep net hata ve noksan kaleminde genellikle (+) olan bir ülke.Geçen yılı referans almak hatalı olur çünkü iktidar değişeceği endişesiyle servetini yurt dışına kaçıranlar vardı,sonra bir bölümü yeniden ülkeye geri döndü.Mesela 2022 yılna baktığımızda net hata noksan kaleminden Türkiye'ye 26.184 milyar dolar,aylık ortalama 2.182 milyar dolar döviz girişi olmuş.Dolayısıyla Şubat ayında altın dahil cari açığımızın 8.247 milyar dolardan da daha yüksek olması kuvvetle muhtemel.
    Şubat ayında bu döviz çıkışlarını karşılamak için döviz rezervlerinde 6.230 milyar dolarlık azalma olmuş.Ocak-Şubat 2 aylık rezervlerdeki azalma ise, 12.437 milyar dolar.
    5.Doğrudan yatırımlar:

    Portföy olarak kısa vadeli sıcak para girişi var ame esas ihtiyaç duyduğumuz doğrudan yatırımı girişi yok,tersine çıkış var.

     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    https://www.ekonomim.com/ekonomi/yab...-haberi-738882

    Yabancı doğrudan yatırımlar şubatta "negatif"e döndü

    Türkiye'ye yabancı doğrudan yatırım girişindeki azalma ve Türkiye'den yurt dışına giden yatırımdaki artış eğilimi, Şubat ayında, aylık bazda giden yatırımın gelen yatırımdan fazla olmasıyla sonuçlandı. Uzun süredir Türkiye'ye gelen yatırımlarda gayrimenkul alımlarının etkisiyle doğrudan yatırım pozitif seyrediyordu. Şubat ayında Türkiye'den yurt dışına net 142 milyon dolarlık yatırım çıkışı oldu. Tasfiyeler, gayrimenkul vb. unsurlar dışında, doğrudan yatırım için çıkmış tutara bakıldığında net çıkış 244 milyon dolar olarak belirlendi.

    Türkiye'ye gelen gayrimenkul yatırımlarında düşüş emareleri görülüyor. Geçen yıl Ocak-Şubat döneminde 920 milyon dolar olan gelen gayrimenkul yatırımı, bu yıl aynı dönemde 567 milyon dolar oldu. Türkiye'den yurt dışına yapılan gayrimenkul yatırımlarında da artış eğilimi devam ediyor. 2023'ün tamamında 2.1 milyar dolar ile çok yüksek bir sıçrama gösteren gayrimenkul yatırımlarında, 2023 Ocak-Şubat döneminde 219 milyon dolar olan Türklerin yurt dışındaki gayrimenkul yatırımları, 2024 Ocak-Şubat döneminde 298 milyon dolar oldu.

    Ocak-Şubat döneminde gayrimenkul için giden yatırımın artış oranı bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 36 oldu. 2023'te Türklerin yurt dışındaki gayrimenkul yatırımları yüzde 136 oranında artarak 2 milyar 86 milyon dolara ulaşmıştı. 2022'de bu tutar 791 milyon dolar düzeyindeydi. Bu yılın ilk iki ayında da, rekor yılına kıyasla artış eğiliminin devam ettiği görüldü.
    6.Gelir dağılımı:

    Aşırı bozuldu %2'lik kesim fiyatına bakmadan aşırı tüketim yaparak enflasyonu ve tüketim malları ithalatını beslerken,milyonlarca kişi açlık sınırının altında yaşıyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.

    7.Kısa vadeli borç:

    Vadesine bir yıl ya da daha az kalmış kısa vadeli dış borç stoku Şubat ayında 227.544 milyar dolarla yeni rekor seviyesine yükseldi.

    Kısa vadeli dış borçlar toplam 500 milyar dolar olan dış borçların %45.5 gibi çok yüksek bir oranını oluşturuyor.(dünya birincisi)

    1 yıl önce ,Şubat 2023 tarihinde bir yıl ya da daha az kalmış kısa vadeli dış borç stoku 196.3 milyar dolar imiş:

    https://geoim.bloomberght.com/2023/0...58a3f055bd.jpg

    8.Kamu borcu :
    Hızla yükseliyor
    Merkezi yönetim borç stoku 31 Mart 2024 tarihi itibarıyla 7.499,8 milyar TL olarak gerçekleşti.
    Borç stokunun 2.712,5 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 4.787,3 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır
    https://tradingeconomics.com/turkey/government-debt

    9.Bütçe dengesi:

    Yılın ilk 3 ayında bütçe açığı 513.5 milyar TL.1 Yıl önceye göre %105.4'lük artış var.Kamu harcamalarında israf ve şatafat harcamalarında bir azalma yok.

    10:Merkez bankası net döviz rezervleri(swaplar hariç);(-)62.1 milyar dolar(24 Nisan itibariyle)(Rezerve son 2 ayda kabaca 6 milyar dolar altının usd/ons değerlenmesi katkısı var.)

    11.Ülke kredi notu:

    Yatırım yapılabilir seviyenin 4-5-6 kademe altı.
    Son düzenleme : deniz43; 30-04-2024 saat: 07:21.

  8. #16840
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    https://www.hisse.net/topluluk/showt...11#post6789711


    Doğru,para arzındaki artış varlık fiyatlarında balon yaratmış durumda.ABD ,Japonya gibi sadece kendi parasıyla borçlanan ülkeler için borcun çerilmesi sadece ulusal servetin ve ulusal gelirin yeniden dağıtılması ve paylaşılma olayı.Linkteki yasa tasarıları gibi yasal düzenlemelerle para ve maliye politikalarıyla ,hem kamu borcunun düşürülmesi hem de bütçe açıklarının kapatılması mümkün.Yapılmaz ise de varlık balonlarının patlaması ihtimal dahilinde.

    Bizim gibi dış ticaretini yabancı para ile yapan ve borçlanan ülkelerin ise , borçlarını belirli rasyoların içinde tutmazlarsa,herhangi tetikleyici bir nedenle her zaman darboğaza girme riski var.

    İstatistiksel olarak kapitalist serbest piyasa ekonomilerinde belirli periyotlarla hep varlık balonları ve sonrasında makroekonomik veriler daha fazla sürdürülemez bir dengesizliğe gelince, tetikleyici bir nedenle ekonomik krizlerin çıkıp ,makroekonomik dengelerin yeniden olması gereken seviyelerde oluştuğunu ve varlık balonlarının da ortadan kalktığını görmekteyiz.Bir süre sonra da yeniden varlık balonlarının şişmeye başladığını.Bu döngüsel bir süreç,yine olacaktır,sadece depremler gibi tam olarak ne zaman olacağını bilmiyoruz.
    Küresel piyasalar genel olarak ülke ekonomilerinin durumunu yansıtmıyor.Bizim piyasamız ise hiç yansıtmıyor.En derin piyasalarda bile bolca spekülasyon ve balon yaratma, bazan de manipülasyon var.İstatistiksel olarak piyasalar kaçınılmaz olarak balonların patlamasıyla makroekonomik göstergelerin gösterdiği yere geliyorlar ve dengeler yeniden oluşuyor ama ne zaman olur,çok fazla değişken var,bilmesi oldukça zor.
    Bizim piyasalar da ,ülke ekonomisinin makroekonomik verilerinin gösterdiği çizgiden çok fazla sapmış durumda ,ama önünde sonunda makroekonomik seviyelerin gösterdiği ibre ile örtüşür.Zamanını bilemeyiz ,sapma çok fazlaysa tetikleyici bir nedenle yarın da olabilir,5 yıl sonra da...

Sayfa 2105/2115 İlkİlk ... 1105160520052055209521032104210521062107 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •