Sayfa 126/2070 İlkİlk ... 26761161241251261271281361762266261126 ... SonSon
Arama sonucu : 16555 madde; 1,001 - 1,008 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. Sayın deniz43 hocam, DXY hakkındaki görüşleriniz nedir acaba?

  2. #1002
    Thursday July 19 2018 Actual Previous Consensus
    3:30 PM
    US
    Initial Jobless Claims 14/JUL 207K
    214K 220K 217K
    03:30 PM
    US
    Philadelphia Fed Manufacturing Index JUL 25.7
    19.9 21.5

    https://www.reuters.com/article/us-u...-idUSKBN1K91R5

    U.S. weekly jobless claims drop to more than 48-and-a-half-year low


    ABD'de işgücü piyasası kuvvetlenmeye devam ederken,haftalık işsizlik başvuruları Aralık 1969'dan bu yana son 48.5 yılın en düşüğüne geriledi.
    Bu istatistik ABD'de 1967 yılından beri tutuluyor.

  3. #1003
     Alıntı Originally Posted by BaşKara Yazıyı Oku
    Sayın deniz43 hocam, DXY hakkındaki görüşleriniz nedir acaba?
    Yılbaşında Euro/Usd paritesi %1.2005 iken, bu yıl sonu için paritede %1.03 tahmini yapmıştım.Bu tahminimi hala koruyorum ve bu öngörüye paralel dolar endeksinde de yükseliş öngörüyorum,dolar endeksinin de orta vadede yeniden 103 seviyesini göreceğini tahmin ediyorum.Temel analiz bunu gösteriyor.

  4.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Yılbaşında Euro/Usd paritesi %1.2005 iken, bu yıl sonu için paritede %1.03 tahmini yapmıştım.Bu tahminimi hala koruyorum ve bu öngörüye paralel dolar endeksinde de yükseliş öngörüyorum,dolar endeksinin de orta vadede yeniden 103 seviyesini göreceğini tahmin ediyorum.Temel analiz bunu gösteriyor.
    dolar/tl kaç olmalı enflasyon hesabına göre ........?????

  5. #1005
     Alıntı Originally Posted by ugolnili Yazıyı Oku
    dolar/tl kaç olmalı enflasyon hesabına göre ........?????
    Çarşamba günü hisse.net blog'da güncellemiştim.

    http://www.hisse.net/topluluk/entry....682#comment682

    En son elimizde olan Haziran enflasyon verileriyle çalışmamı güncelledim.

    TÜRK LİRASININ REEL DEĞERİ (Haziran 2018 Sonu itibariyle)


    Merkez bankamız reel efektif kur tablolarında referans olarak 2003 yılı başını referans alıyor,2002 yılı cari açığın sıfıra en yakın yıl olduğu için bence de çok mantıklı bir referans noktası.Buna göre hesaplamamızı yaparsak:

    31.12.2002

    1 USD 1.6477 TL
    1 EURO 1.7272 TL

    %50 Eşit Ağırlıklı Kur paketi:1.6477+1.7272=3.3749 TL

    2018 Haziran ayı sonuna kadar Türkiye'de olan enflasyon:

    357.44/88=% 306.18

    Ama ABD ve Euro bölgesinde de enflasyon olduğu için aradaki enflasyon farkını bulmamız gerekiyor.

    Euro bölgesi enflasyonu:103.95/80.3=%29.45

    ABD'de enflasyon:250.857/181.8=%37.99

    %50 eşit ağırlıklı dolar+euro enflasyonu=(37.99+29.45)/2=%33.72

    Türk lirası ve kur paketi arasında enflasyon farkı=406.18/133.72=%203.75 olmuş.

    Yani %50 usd+%50 euro ağırlıklı kur paketi enflasyon kadar artsaydı:

    Nisan 2018 sonu itibarıyla Kur paketimizin:3.3749*3.0375= 10.2513 TL olması gerekecekti.

    Bu yazının kaleme alındığı andaki (1euro+1 usd) kur paketi =(4.7845+5.5639)=10.3484 tl olduğu için

    Türk lirasının 15 yıla yakın uzunca bir süre aşırı değerli olduğu dönemi artık kapatmak üzere olduğu ve hatta artık (%50 euro+%50 usd) kur paketinin TL'ye karşı ,%1'den az yani -çok az da olsa- 10.3484/10.2513=% 0.95 değerli olduğu görülüyor.


    -Yani bundan sonra kur artışları yıllık olarak sadece aradaki enflasyon farkı ile sınırlı kalacak şekilde olursa (Örneğin Türkiye'de yıllık enflasyon yıllık %16,ABD+Euro bölgesi ortalaması %2 ise,yılın tamamına homojen yayılmış yıllık %14 kur artışı ile) kurlar uluslararası ticarette rekabet gücünü koruyabileceğimiz bir seviyeye gelmiş görünüyor.

    -Not1:Türk lirasının ticari rekabet gücünü koruyacak denge kuruna gelmiş olması,bundan sonraki kur artışlarının enflasyondan fazla olmayacağı anlamına gelmez,nasıl 15 yıl boyunca türk lirası ''aşırı değerli'' olmuşsa bundan sonra bir süre de siyasi,jeostratejik riskler ve makroekonomik dengelerde derin bozulmanın kurlara olumsuz yansıması nedeniyle denge değerinin altında ''değersiz'' olarak seyredebilir.Eğer kur artışları bundan sonraki aylarda enflasyondaki artışların gerisinde kalır ise bu sefer de yeniden 'değerli' hale gelmiş olur.

    -Not2:Bu çalışmanın önceki güncellemelerini okumayan arkadaşlar aklına takılan soruların cevapları için bu başlık altında en son 5 Nisan tarihinde yaptığım Şubat sonu 'Türk Lirasının Değeri' çalışmasına göz atabilirler.

    Not3:Bu hesaplama TUİK'in yayınladığı enflasyon verilerinin 'gerçeği yansıtan' 'doğru' veriler olduğu varsayımında geçerlidir.(Yani gerçek enflasyon oranları eğer daha yüksek ise ,paramız da aynı oranda değerli olmaya devam ediyor manasına gelir.)
    Son düzenleme : deniz43; 21-07-2018 saat: 15:23.

  6. #1006
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Çarşamba günü hisse.net blog'da güncellemiştim.

    http://www.hisse.net/topluluk/entry....682#comment682

    En son elimizde olan Haziran enflasyon verileriyle çalışmamı güncelledim.

    TÜRK LİRASININ REEL DEĞERİ (Haziran 2018 Sonu itibariyle)


    Merkez bankamız reel efektif kur tablolarında referans olarak 2003 yılı başını referans alıyor,2002 yılı cari açığın sıfıra en yakın yıl olduğu için bence de çok mantıklı bir referans noktası.Buna göre hesaplamamızı yaparsak:

    31.12.2002

    1 USD 1.6477 TL
    1 EURO 1.7272 TL

    %50 Eşit Ağırlıklı Kur paketi:1.6477+1.7272=3.3749 TL

    2018 Haziran ayı sonuna kadar Türkiye'de olan enflasyon:

    357.44/88=% 306.18

    Ama ABD ve Euro bölgesinde de enflasyon olduğu için aradaki enflasyon farkını bulmamız gerekiyor.

    Euro bölgesi enflasyonu:103.95/80.3=%29.45

    ABD'de enflasyon:250.857/181.8=%37.99

    %50 eşit ağırlıklı dolar+euro enflasyonu=(37.99+29.45)/2=%33.72

    Türk lirası ve kur paketi arasında enflasyon farkı=406.18/133.72=%203.75 olmuş.

    Yani %50 usd+%50 euro ağırlıklı kur paketi enflasyon kadar artsaydı:

    Nisan 2018 sonu itibarıyla Kur paketimizin:3.3749*3.0375= 10.2513 TL olması gerekecekti.

    Bu yazının kaleme alındığı andaki (1euro+1 usd) kur paketi =(4.7845+5.5639)=10.3484 tl olduğu için

    Türk lirasının 15 yıla yakın uzunca bir süre aşırı değerli olduğu dönemi artık kapatmak üzere olduğu ve hatta artık (%50 euro+%50 usd) kur paketinin TL'ye karşı ,%1'den az yani -çok az da olsa- 10.3484/10.2513=% 0.95 değerli olduğu görülüyor.


    -Yani bundan sonra kur artışları yıllık olarak sadece aradaki enflasyon farkı ile sınırlı kalacak şekilde olursa (Örneğin Türkiye'de yıllık enflasyon yıllık %16,ABD+Euro bölgesi ortalaması %2 ise,yılın tamamına homojen yayılmış yıllık %14 kur artışı ile) kurlar uluslararası ticarette rekabet gücünü koruyabileceğimiz bir seviyeye gelmiş görünüyor.

    -Not1:Türk lirasının ticari rekabet gücünü koruyacak denge kuruna gelmiş olması,bundan sonraki kur artışlarının enflasyondan fazla olmayacağı anlamına gelmez,nasıl 15 yıl boyunca türk lirası ''aşırı değerli'' olmuşsa bundan sonra bir süre de siyasi,jeostratejik riskler ve makroekonomik dengelerde derin bozulmanın kurlara olumsuz yansıması nedeniyle denge değerinin altında ''değersiz'' olarak seyredebilir.Eğer kur artışları bundan sonraki aylarda enflasyondaki artışların gerisinde kalır ise bu sefer de yeniden 'değerli' hale gelmiş olur.

    -Not2:Bu çalışmanın önceki güncellemelerini okumayan arkadaşlar aklına takılan soruların cevapları için bu başlık altında en son 5 Nisan tarihinde yaptığım Şubat sonu 'Türk Lirasının Değeri' çalışmasına göz atabilirler.

    Not3:Bu hesaplama TUİK'in yayınladığı enflasyon verilerinin 'gerçeği yansıtan' 'doğru' veriler olduğu varsayımında geçerlidir.(Yani gerçek enflasyon oranları eğer daha yüksek ise ,paramız da aynı oranda değerli olmaya devam ediyor manasına gelir.)
    Hükümet de
    aristoktat anlayıştan gelen TÜRK PARASININ DEĞERİNİ KORUMA mantığından
    realist TÜRK PARASINI REKABETÇİ YAPMA mantığına nihayet geldi.

    İhracatın artışını, ithalatın azalmasını sağlayabilecek bu politikayla vasıfsız gençlerimiz işsiz ve aç olmaktan, işli ve yarı aç seviyesine gelebilecek.

    Bu da bir şey..bea...!
    Sıra teknoloji geliştirmeye de gelir inşallah.
    Yazdıklarım, paylaştıklarım yatırım tavsiyesi değildir, herkes kendi kararını verir.

  7. #1007
     Alıntı Originally Posted by 0101 Yazıyı Oku
    Hükümet de
    aristoktat anlayıştan gelen TÜRK PARASININ DEĞERİNİ KORUMA mantığından
    realist TÜRK PARASINI REKABETÇİ YAPMA mantığına nihayet geldi.

    İhracatın artışını, ithalatın azalmasını sağlayabilecek bu politikayla vasıfsız gençlerimiz işsiz ve aç olmaktan, işli ve yarı aç seviyesine gelebilecek.

    Bu da bir şey..bea...!
    Sıra teknoloji geliştirmeye de gelir inşallah.
    Forumda hala bazılarının küresel ticarette rekabetçi kurun ne derece önemli olduğunu algılayamadıklarını görüyorum.Bunlar artık herhalde Trump'ın hafta içinde Çin,Avrupa Birliği ve hatta daha önceleri Japonya'yı da suçlayarak ''Kur manipülasyonu yaparak paralarının değerini düşük tutarak ticarette ABD'ye karşı rekabet gücü sağlıyorlar'' diye ortalığı birbirine katmasından sonra uyanmışlardır. Aslında bu ülkelerin hepsi aynı zamanda yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünler üretebilen gelişmiş ülkeler,bu tür ürünleri üretemeyip ağırlıklı olarak düşük ve orta teknolojili ve katma değerli ürünler üretebilen Türkiye için kurların rekabetçi olmasının ne derece hayati olduğu açık.
    Tabii bir de kurlarda yükselme olmasına rağmen niye dış ticaret dengemizde iyileşme olmadı diyenler var.İşin bir ihracat bir de ithalat ayağı var.İhracatta kur yükseldiği zaman ihracat da hemen yükselmez.15-20 sene önce şimdi %70'e kadar çıkan üretimde yabancı girdi oranı %30 civarında idi.Örneğin tekstilcilerimiz ipliği yerli üreticilerden alırdı,bu fabrikalar son teknololoji fabrikalardı ama 2002-2012 arası yüksek enflasyona rağmen paramız dolara karşı neredeyse aynı kalıp aşırı değerlenince bu fabrikalar yurt dışından kurların
    seviyesi dolaysıyla çok ucuza gelen iplik fiyatlarıyla rekabet edemediler ve bu son teknolojili fabrikalar hurda fiyatına pakistan'a bengaldeş'e endenozya'ya satıldılar.Şimdi bu fabrikaların kurlar yeniden rekabetçi seviyeye geldiler diye kaldığı yerden üretimine başlamaları mümkün değil.Önce yeniden yatırım fabrika kurulması sonra da üretimde deneyimli ustalar ve mühendislerin toplanıp ekip oluşturulması lazım.15-20 sene sonra bu sektörde çalışanlar hala aktif çalışma hayatında mı,şirket sahipleri yeniden yatırım yapmaya ne derece hevesli olurlar,ya kurlar yatırım yapıldıktan sonra yeniden rekabetçi seviyelerini korumazlarsa yapılacak yatırım yine boşa mı çıkar,bunlar hep soru işaretleri.Bu yüzden kurlar arttı diye ihracatta da hemen anlamlı bir artış gerçekçi değil,bunun için zamana ihtiyaç var.
    Buna karşı kurlarda artışın ithalatta frenleyici etkisinin kısa zamanda görülmesi gerekir,ekonomi teorisi bunu öngörüyor.Ama kurlardaki artışın ithalatı frenleyici etkisini ilk defa Haziran ayı için Ticaret Bakanlığının yayınladığı geçici Haziran ayı dış ticaret rakamlarında görebildik,bunun daha erken olması gerekirdi,bu da bana üçüncü madde de yazdığım gibi enflasyon rakamlarının gerçeği tam yansıtmadığını düşündürüyor .John Hopkins üniversitesinden Steve Hanke enflasyonu %39.2 hesaplamıştı.Bu enflasyon -bence-bu yıla ait değil,endeksin kullanılmaya başlandığı 2001 yılından beri ,yıllara yedirilmiş ve yayılmış bir kümülatif enflasyon farkı olabilir,eğer Hanke'nin hesabı doğruysa o zaman türk lirası hala 139.2/115.39 ,%20.6 değerli olmayı sürdürüyor olabilir.Ama kurlar denge kuru seviyesine gelmiş, değerli kısmını üzerinden atmışsa muhakkak ithalatta frenleyici etkisi olacaktır.
    Paramızın aşırı değerli olmasından çıkmasıyla üretimdeki yabancı girdi seviyesini zaman içinde 15-20 yıl önce olduğu gibi yeniden %30 seviyesine çekmek mümkün olabilecek,bu da daha çok kişiye iş,daha kaliteli büyüme ve arzın artmasıyla enflasyonla mücadeleye de katkı demektir.
    Trump bir de Fed'e saldırdı.Fed'in faizleri arttırarak ABD dolarına değer kazandırdığını ve ABD'nin ticaretteki rekabet gücünü zayıflattığını söyledi.Burada ise Trump haksız,gelecek hafta ABD büyüme verisi gelecek piyasa beklentisi %4.1,bu çok güçlü büyümeye %4 düzeyine inmiş tam istihdam seviyesine gelmiş düşük işsizlik seviyesi ve %2.9'a gelmiş enflasyon seviyesi eşlik ediyor,Trump vergi indirimleri ve büyük bütçe açıkları ile gevşek maliye politikası uygularken bir de Fed'den gevşek para politikası uygulanmasını istemesi yanlış,enflasyon kısa zamanda kontroldan çıkar ,bu sefer enflasyonu frenlemek için Fed sert faiz arttırımları yapmak zorunda kalır ve ABD ekonomisi durgunluğa girer,bu yüzden Fed'in bu temel ekonomik göstergeler ile faiz arttırımlarına devam etmesi son derece doğru,hatta geç kaldığı da bir gerçek, çünkü uzun zaman uygulanan gevşek para politikalarıyla ekonomideki verimlilik artışı düştü,normal olarak reel faizin geçerli olduğu bir ortamda kar edemeyip piyasadan elenecek ve piyasayı yüksek verimlilikle çalışarak reel faizi de ödedikten sonra kar edebilen yüksek verimle çalışan firmalara terk etmesinin yolunu açacak ve piyasayı domine edecek olmasının önüne set çekmiş oldu.Eğer tersine Fed daha önce faiz arttırımlarına gitmiş olsaydı,yüksek verimlilik artışı ile maliyetlerini düşüren firmalarla dış ticarette daha fazla rekabet gücü kazanmış olacaktı.
    Trump'ın dış ticarette esas bakması gereken yer ise,daha önce bütün dünyadan ABD'ye neredeyse %0 'a yakın gümrük vergisiyle mal girereken,ihracat yaptığında eşit olmayan bir şekilde gümrük vergisi uygulanması,daha da önemlisi özellikle uzak doğu ülkelerinde uygulanan tarife dışı uygulanan engeller.Gümrükten mal çekilirken engeller çıkarılması,çekildikten sonra dağıtım ve satışında engeller çıkarılması,mevzuattan gelen bir takım talepler gibi.Trump'ın haklı olduğu ve eşitsizlik olan kısım burası.

    Sürekli borç alarak,üzerine ülke riski nedeniyle eklenen yüksek faizlerle borcunuzu kar topu gibi büyüterek bir yere varamazsınız,bir yerde borç verenler,'daha fazlası geri ödenemez seviyeye girer' diye borç vermeyi keser ve temerrüde düşersiniz,duvara çarpıp ekonomik krize girersiniz.Ama ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için tek başına rekabetçi kura sahip olmak da yeterli olmaz,yapısal önlemlerle tüm alanlarda reform yaparak ekonominizi rekabetçi hala getirmeniz gerekir,aksi takdirde mevcut statü sürdürülemez,kaçınılmaz olarak çıkacak ekonomik krizden sonra acı bir fatura ödenerek makroekonomik dengeler kartların yeniden dağıtılmasıyla yeni seviyelerinde oluşur.
    Son düzenleme : deniz43; 21-07-2018 saat: 23:41.

  8. #1008
    Haftaya bakış ve önemli gündem maddeleri


    Önümüzdeki hafta global piyasalar için önemli ABD'den;Pazartesi ikinci el ev satışları,Salı günü konut fiyat endeksi,
    Markit PMI Flash,Çarşamba yeni ev satışları,Perşembe dayanıklı mal siparişleri,dış ticaret dengesi,perakende ve toptan stoklar,Cuma ikinci çeyrek gsyih büyüme oranı ve Michigan tüketici eğilimleri verileri gelecek.

    Önümüzdeki hafta Çin'den gelecek önemli bir veri yok.

    Önümüzeki hafta Euro bölgesinden Pazartesi tüketici güveni ,Salı Markit PMI Flash verileri gelecek.

    Önümüzdeki hafta içeriden gelecek önemli bir veri yok.

    Bu gelecek verilerden en önemlisi şüphesiz Cuma günü yayınlanacak ABD ikinci çeyrek gsyih büyüme verisi olacak.Reuters'in yaptığı surveye göre analistlerin beklediği büyüme oranı %4.1.Benim tahminim ise %4.2-%4.3.Bu öngörüyü 1 Haziran tarihinde Vobelit topiğinde, o zamana kadar yayınlanan veriler ve öncü göstergelerden yola çıkarak elde ettiğim projeksiyonla yapmıştım.21 Temmuz olarak hala aynı öngörümü koruyorum.
    Yalnız hatırlatmak istediğim önemli bir nokta var,bilindiği gibi ABD'de ağır kış koşulları nedeniyle birinci çeyrek büyüme oranları diğer çeyreklere göre daha düşük oluyor,veriyi hazırlayan kurum mevsimselliği ayıklayan yeni bir hesaplama yöntemi üzerinde çalıştığını duyurmuştu,eğer çalışmasını tamamlar ve bu veriyi yeni hesaplama yöntemiyle yaparsa birinci çeyreğin büyüme oranının 0.5 puan civarında yukarı yönde revize edilebileceği ifade ediliyor.Bu takdirde ikinci çeyrek büyüme oranı da aynı oranda düşecektir,çünkü ABD'de büyüme oranları bir önceki çeyreğe göre mukayese edilerek yapılıyor ve yıllıklandırılıyor.İkinci dikkat edilmesi gereken husus ise bu birinci okuma ve bazı veriler henüz gelmeden diğer verilerden türetilen bilgilerle gsyih büyüme oranı geçici olarak hesaplanıyor,örneğin Haziran ayı tüketici harcamaları verisi bu veriden 4 gün sonra yayınlanacak.İkinci ve üçüncü okumalarda sonradan yayınlanan veriler ve varsa daha önce yayınlanmış verilerde revizyon varsa bunlar dikkate alınarak üçüncü okumada rakam kesinleşiyor.

    Bu haftanın global piyasalar için önemli gündem maddesi Avrupa Merkez Bankasının Perşembe günü yapacağı toplantı olacak,AMB'nın politika faizlerinde bir değişiklik yapması beklenmiyor.

    İç piyasalar için en önemli gündem maddesi ise bizim Merkez Bankamızın Salı günü yapacağı toplantı olacak.Piyasa beklentisi politika faizinin %17.75'den %18.75-%19 dolaylarına 100-125 puan civarında yükseltilmesi şeklinde.Kişisel olarak ben faiz arttırımı yapılmasını beklemiyorum.

Sayfa 126/2070 İlkİlk ... 26761161241251261271281361762266261126 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •