Bana kalırsa.

[proleter]

Alicemal bey akşam "ABD ile ilişkilerimizi baltalamak isteyenler başarısız oldular" ı izledikten sonra artık pes dedim. valla pes..

[alicemal]

proleter, bende kılıçdaroğlu Ankara'dan, İstanbul'a yürümeye başlayınca pes ettim.

O zaman anladım chp ninde abd uşağı olduğunu. Ondan önce azda olsa chp den ümidim vardı. Diğer partilerin CIA tarafından üretildiği zaten belgeleri ile tonla yerde açıklandığından biliyordum. Ama içinde olduğum için chp yi bilmiyordum.

Adam İstanbula doğru yürümeye başlayınca, "lan nooluyo?" dedim.
"yargı hapse atıldı, yürümedi,
ordu hapse atıldı yürümedi,
eğitim sistemi baltalandı yürümedi,
sermayenin adamı bi gazeteci için yürümeye başladı. Bi iş var bunda" deyip chp yi incelemeye başladım. taaaa 1938 e kadar indim.

O zaman aydınlanma yaşadım. baykal dönemindede yapılan bir sürü anlamlandıramadığım uygulamada açıklanmış oldu. Her şey yerli yerine cuk oturdu. chp ninde abd den emir aldığına karar verdim.

Ondan sonrada ülkeden ümidi kestim. hayatı gırgıra vurmaya başladım.
Epey rahatlatıcı oldu. Ülkeyi sahiplenmeyi bırakırsan, rahat ediyorsun.
Bedeni sahiplenmeyi bırakırsan, dahada rahat ediyorsun. Ölümü kast etmiyorum, farklı bişey.
Bu konuda yeni bişey buldum, ama paylaşmicam.

[alicemal]

BIST de kontrolum dışında bişey yok o sebeple girmiyorum. Ekistıra bi veride gelmedi, herşey beklendiği gibi. Son yazdığım öngörüde değişen bişey yok.
BIST başganı da aradı "abi böyle iyimi?" dedi. Bende "iyi iyi." dedim.

Hali ile portfoy belli, aynen devam.

"Avrupa asya durgunluğa gidiyor.? PMI lar 50nin altına inmeye başladı.!"
"Evet biliyorum, durgunluğu yazmıştım."
"O zaman TRyi kötü yönde etkilemezmi.?"

Yaw biz zaten dibe yakınız, minimumda yaşıyoruz. Bizda aylardır PMI 45in altında, daralma korkunç.
Halkın işsizlik fonu gibi biriktirdikleri ve geleceğimiz YİD lerle borçlandırılarak, cila yapıp, uydurma verilerle TVlerden reklam yapılıyor. Kaç kişi kendini yaktı. Tarihte böyle bir dibe inmemiştik. Ancak bunu dillendirmesi gerekenler uzayda yaşadığı için farkında değiller. Adamlar, yani medya(gazete TV) ve kaymak tabaka siyasetçi, halktan bağımsız yaşıyor. Halkın parası ile halktan UZAK sefa sürdüklerinden, durumu görmüyor, anlamıyor dolayısı ilede anlatmıyorlar.

Netçe: dünyanın durgunluğa gitmesi bizi fazla etkilemez. biz zaten diplere yakınız. Avrupanın devlet yardımı ile yaşayanları Türkiyeye gelip herşey dahil otellerde tatil yapıyorlar yaw. daha ne olsun. 10 TL lik şortla gelmiş, cafe de çay içmeye parası yok cafe önündeki bankta oturuyor, ama devlet yardımı parası ile ailecek denize sıfır 4 yıldızlı otelde herşey dahil 7 gün kalabiliyor. daha ne olsun... ekmeğe hücuma bak, pazardan çürük toplayanların sayısına bak... her neyse yaw...

Tek hatırlatmak istediğim şu var.
hükümet abd nin kucağına yerleşti. Birde ortak halay çekmeye başlarlarsa, o zaman seçim sonrası USD uçacak, BIST yükselmeyecek beklentisi değişir. IMF parası başka isim altında gelir.

Burda dikkat edilmesi gereken husus. Halay işareti.

hükümet yada damadı, sağ eline mendil alıpda sol kolunu da kaldırır, kafayıda aşağı eğerse, seçim sorası tüm beklentiler sıfırlanır. Herşeyi, halay ortamına göre yeniden analiz etmek gerekir.

2018 son çeyrek bilançoları idare eder nitelikte, kötü değil. devletin halktan alıp verdiği paralarla, kötü olması gereken bazı şirketler durumu kurtarmış. Tamamen ithalata dayalı iş yapan firmalarda zarar oluşmuşki batsın namussuzlar. Tabi onları buna itende yine siyasetçi. Sistemi ithalata göre kurarsan, iş adamıda ithal eder.

Kötü yan, bu ithalatçıların kurtarılmaya çalışılması.
İthalattan büyük paralar kazanırken, halkla paylaştınmıki, zarar yazmaya başlayınca elini halkın cebine koyuyorsun.

Ama sistem böyle ne yaparsın.

Halk ölsün kimse umursamaz. Ancak dolandırıcılar tarikat ve işadamı kılığı altında, kurtarıcı olarak senin çevrene doluşur.
Yok şu işi yapacaz, yok cennete götürecem.

[alicemal]

Almanya da emekli maaşı ortalaması 700 avro.
Türkiyede ortalama 1500 TL. (tahminim. özellikle bağkurlulardan bi sürü kişi hala 1000 tl altında alıyordu geçen sene)

Türk emekli gitsin almanyada yaşasın. 1500 TL / 6 = 250 AVRO eder.
Yaşa ayda 250 avro ile Almanyada. Kira dahil 3 gün yaşayabilirmisin bilmem.

Alman emeklisi gelsin Türkiyeye. 700 avro * 6 = 4200 TL eder. Git antalyada 2+1 güzel ev tut 1500 TL. Kalıyor 2700 TL. Çok rahat orta sınıf hayat yaşarsın. Emekli neye harcarki.? Birde karı koca emekli ise.? yada emekli maaşı ortalamanın üstündeyse. Zengin hayatı yaşarsın.

İddia ediyorum. Hepsine Türk vatandaşlığı ver.
Tüm avrupa emeklileri bu ülkede yaşar. Tabi kendi ülkeleri maaşı kesmeyecek.

Bu sene kış oldu, bi sürü yaşlı avrupalı görüyorum buralarda. Geçen sene tek kişi yoktu.

[alicemal]

Hakkatende, bu avrupalı ortalama ve üstü emeklilerle anlaşma yapılsa. Hepsine ömür boyu oturma izni verilse. güzel kaynak.

Tabi bu kaynağı yine hırsızlar yer, halka kırıntılar düşer.

Bide gelenler gruplaşıp Türkü aşağılayıp dışlıyorlar, öyle bi durumda var. Kapatılmış bölgeler yaratıyorlar. kendi ülkende bazı yerlere giremiyorsun, ancak kızın oğlun hizmetçi olarak girebiliyor.

Bunu kabulleniyorsan çağır. benden izin.

[alicemal]

Sebze meyve konusu bitmiyor. Bitmezde.

Halkın %40'ı, ekmek bulamazsa pasta yiyor ama kalan %60 yiyemiyor. Mecburen konuşacaksın.

Şu depoculuğun aptalca kötüye kullanılmasına bir örnek daha vereyim. O zamanlar anlayamıyordum ama şimdi sebebin depoculuk olduğunu anlıyorum.

kiwi meyvesi yazın olgunlaşır, fiyatının en ucuz olması gereken dönemdir.

Geçen yaz bizim en büyük migrosda 19 TL idi.

Şimdi kışın ortasındayız kiwi yetişmiyor ve fiyatı 5-6 TL arasında değişiyor. Yinede kimse almıyor. Olması gerekende bu. İTİ UĞURSUZU cezalandırmazsan, sonun çöp çuvalı olur. Aslında biz o çuvalın içindeyizde, yeni nesiller çuvalda doğduğundan, koku onlara normal. Onların normali bu. Zamanında buralar dutluktu desen, kafasında canlandıramıyor.

Aşırı pahalılanmışsa, PARAN BOL olsada almayacaksın. Suçluyu cezalandıracaksın.

Her neyse.

Dün gene domatis alayım dedim, baktım koca 4 kasa sera domates dolu ve hepsi saydamlaşmış.
Almadım. Üste para verseler almam.

Saydamlaşma, meyvenin ve sebzenin dondurucudan çıktığını gösterir.

Salkım domateste, açık domateste saydamdı. Salkım domates geçen seneye kadar hep taze yedim. Son senedir böyle. Saydam geliyor.

USD nin fırlaması ile aynı döneme geldiğinden belliki tüm kaliteli ürün ihraç ediliyor. Yabancı bizim ürünü bizden daha ucuza ve taze yiyor.

[alicemal]

Bugün bilimin karanlık taraflarında dolaşıp, belli kesimlerini aydınlatalım diyorum.

Hafta içi aklıma konular geliyor. Bu konuya gireyim, konuyu ışıldatayım diyorum.

Hafta sonu gelince unutuyorum. Şimdide aklımda hiç bişey yok.

Aklıma Fransa ile italyanın kapışması geliyor. Kavga etmeye başladılar. Almanlarla ingilizler kavgalı.

Para bolken kavgalar bu kadar bariz değildi, bel altına vurmuyorlardı. Ortak odakları doğu ülkeleriydi, afrikaydı, güney amerikaydı. Soyup duruyorlardı.
Şimdi soygun parası yetmiyor, kavgaya başladılar.

Ailede böyle değilmidir.? Aha bilime burdan girebilirim.

Para bolsa ailede kavga olurmu.? Bel altı hadım edecek şekilde vururmusunuz.?

Para bol, baba metres tutmuştur, kadının haberi vardır
Kadında bol para harcayarak intikam alır ve gittiği kursta intikam için kendine metres tutar-tutabilir(yapmayanı çok günahlarını almayayımda. Erkeğin garantisi var ama. Yapabiliyorsa, 100 dişi bulsa hepsine atlar. Niyet garantidir, cesaret ise çocukluktaki yetiştirmeye bağlıdır.), babanın haberi vardır. Ama ikiside hallerinden memnundur.

Eve parayı getiren Baba kafayı uçkura takınca, işler bozulmaya başlar, para suyunu çeker. Ciddi kavgalar başlar. Önce dişiler bayrak kaldırır. doğa belgesellerindede sürü halinde yaşayan hayvanlarda böyledir. Erkek güçden(para) düşmüşse, dişi, kuyruk ve işmar sallayarak yedekte tuttuğu en yakındaki erkeği sisteme sokar.
Kadın ayaklandıktan sonra, erkekler "sizde orspusunuz biz bişey demedik ama yetti" demeye başlar filan.

Avrupadada olan bu.?

Dediğim gibi batının krallığı bitiyor ve dönüşü olmayan yoldalar. Aynen bizim gibi her seferinde daha kötü yöneticileri seçmeyi başaracaklar.

Aslında bu durum sürpriz değil. Nash kanunu nu okuduysanız, az çok biliyorsunuzdur.

İnsanlara özgür seçme hakkı verirseniz, sürekli kendi ayaklarına sıkarlar. Eni sonu kendi çocuk ve torunlarının geleceğinin içine ederler.

Nash kanununu, ondan öğrendim. Genelde hep ben bulurdum, ancak bu konuya hiç kafa yormamıştım. Nash filmini izleyince biraz kafa yordum ve olayı detaylandırdım.

Mesela apartmana yönetici seçeceksin. Kimi seçersin.?
En iyi yöneticiyi, apartmana en faydalı olacak, kapasitesi yüksek ve dürüst temiz hırsız olmayanı.!!!

Değilmi.?

Maalesef, orta-uzun vadede, en hırsız en namussuz kimse o seçiliyor.

Neden.?

Çünki insanlar karar verirken, gruba en faydası olacak olanı düşünmez. Kendi kişisel çıkarını düşünür.
Sebepler boldur.
"Vay ben zemin kattayım, zemin katta oturanı seçeyim, girişe mermer yaparız."
"Vay ben adanalıyım, adanalıyı seçeyim."
"Ben bakkalım, marketçiyi seçeyim."
"10 numaranın karısı süper, onu seçeyim sık sık görüşürüz."
"7 numara bana hep selam veriyor, diğeri bana uzak."
"3 numara ile aram iyi onu seçeyim"
"8numara şunu şunu yaparız diyor, çok işime yarar onu seçeyim."
Lan en çok yapacam verecem diyen en hırsız olandır. Senin istediğini söyler. Sonra kendine yontar.

Her neyse ...

10 kişi varsa, her biri grubun değil kendi çıkarını düşündüğünden, çok küçük şeyler bile uzun vadede düşmanlıklar, kin, nefret doğurur. Bakmışsınız apartmanı, apartmanda oturan kadın ve uyuşturucu satıcısı pzevenk yönetiyor.

Peki neden orta-uzun vadede pzevenkler tarafından yönetiliyoruz.
Çünki maymunuz abicim. kaç sefer söyledim haala anlamadınız. maymunuz, yani hayvan ıııız. İnsan ismi verilmiş bir hayvan türüyüz.

Hey allaaam ya. yine kızdım. Bilimde sinirlenme olmamalı. Siz böyle yapmayın.

İşte yahudilerin tüm dünyayı 300 yıldır seçimli sisteme geçirme sebepleri bu. neyse bu konuya girmeyeyim yoksa anlaşılması için, avrupada yahudilere yasaklanan mesleklere girmem lazım, bu kısıtlamalar sonucu yahudilerin geliştirdikleri çözümleri yazmam lazım filan..
Netçe de yahudiler seçimli sistemin profesörleri. Bugüne kadar krallıkları yıkıp seçimli sisteme geçirdiler, sonrada o ülkelerin, maden, arazi ve değerli neleri varsa ele geçirdiler. Bunuda kendi yetiştirdikleri adamları seçtirerek yaptılar.

Misyoner okullalrında yetiştiriyorlar. Bizde 100 yıl önce robert kolejlerdi o işi üstlenen. şimdi fetö okulları daha önde.
Sonra bolca sahip oldukları parayı ve satın aldıkları gazete ve dergilerle, kendi adamlarını seçtiriyorlardı. Sonrası kolay. Devlet senin adamındaysa, zamanla o ülkenin her şeyi senin emrinde olur.

Her neyse... bilimden uzaklaşmayayım, hafta sonu...
Bu mavzuda karanlık bişey kalmadı umarım.

[alicemal]

Soyulan halk daha ucuza gıda alsın diye izmir de 1973 de tansaşlar açılmıştı. Bir kısmı 1996 da yahudi koç ailesine ait migroslara satıldı. Sonra tamamen kayboldu.

Yıl 2019, tansaşları açma müjdesini veriyor. 45 yıl önce açılmak zorunda kalan tansaşlar, avrupanın kıskandığı, yere göğe sığdırılamayan süper hükümetimiz tarafından yeniden açılıyor.

Ülke 45 yıl geri gitti. Zihniyet açısındansa 100 yıl gerideyiz.

Eğitimli gençler yurtdışına kaçmaya devam ediyor. Ülkedeki devlete ait teknoloji firmalarının teknolojisi ve fabrikaları çember sakallılara ve katar lılara verilip duruluyor. Halka ait son mallarda gidiyor.

4 milyon cahil eğitimsiz suriyeliyide ülkeye aldık, %90 ını sırtımızda taşıyoruz. Eğitimliler giderken cahilleride bi yandan dolduruyoruz.

Eğitim sistemide bağnaz sisteme dönüyor. hastaneler özelleşiyor...

Geri gitmeye devam ediyoruz. Soyulduğu için akp ye sığınan halk, şimdi gırtlağa kadar borçla akp den ümidini kesti. Artık son yalan dolanlarla devam ediliyor.

akp gidecek, yerine cübbeli gibi birinin kuracağı daha berbat bir parti gelecek, millet bayılacak...

yılmaz özdil yine kahramanlığa soyunacak, 5bin kere Atatürk dedikten sonra, yeni Atatürk kitabı basıp 10 milyon daha cebe atacak. Eğitimli bağnazlarda yılmaz özdil gibi sahte kahramanları zengin etmek için koşturacak.

hayırlı olsun.