Bu haftanın idman vakayi’-i mühimmesinden (önemli vakalarından) birincisini, Fenerbahçe- Rambelares (Rumblers) müsabakası teşkil itse sezadır (uygundur).. Hava, kanun-ı saninin (Ocağın) karlı havalarını aratacak kadar soğuk, yer çorlu ovası kadar çamur olduğu halde yine seyircilerin adedi ehemmiyetlice idi. Her müsabakadan evvel olduğu gibi ber-mu’tad (olağan bir şekilde) her iki taraftan tahminler, takdirler olunuyor, Fenerbahçe’nin galip geleceği söyleniyorken bazı ihtiyatlılar çıkacak timin (takımın) görülmesi lazım geleceğini serd ediyordu (öne sürüyordu). Zaman geçtikçe seyircilerde sabırsızlık nümayan (görülür) olmağa başladı.
Nihayet önce İngilizler, biraz sonra Fenerbahçe sahaya çıktı. Biri, kalenin birini diğeri ötekini işgal ederek birkaç dakika ayaklarının tutukluğunu gidermek içün egzersiz yaptıktan sonra oyun başladı… İngilizler tam değildi… Dokuz kişi idiler. Fenerbahçe ise, sağ yardımcıya Nüzhet yeni ve iç sol akıncıya da Sadi Beyi koymuş ve bu suretle evvelkinden biraz zayıf çıkmıştı…
Oyun başlar başlamaz rüzgâra karşı olmasına rağmen Fenerbahçe’nin akıncı hattında görülen güzel faaliyet biraz sonra, semeresi, İngilizlerin kalesine topu atmakla elde edildi. İngilizlerin kalecisi her zamanki zat idi… Golü müteakip kaleci değişti. Ayağında bol külotu olan bir zat kaleciliğe ve atik (!) kalecide arka hattına geçti. Bu suretle İngilizlerin adedi ona baliğ oldu (ulaştı). Fenerbahçe yemindeki (sağdaki) nısbi (orantılı) zaafa karşı Rumblers’in şu eksikliği arkadaki nisbeti değiştirmeyecek zan olunuyordu.
Fakat, iş böyle çıkmadı.. İngilizler golü yer yemez; sağ tarafın paslarıyla besilenen bir merkez hücumuyla Fenerbahçe’yi sıkıştırdılar. Ve iyi mevki’ tutan İngiliz senterhafı (orta yardımcısı) red edilen (geri gönderilen) topu otuz metreden kaleye attı. Havai geçeceği zan olunan bu geyik Fener’e bir gol olmasına sebep oldu.
Rüzgâr, İngilizlerin lehine idi. Fenerbahçeliler gol olduğunu görünce, kuvveti, İngilizlerin zayıf cihetine sevke hazırlandılar ve eski kalecinin arka (bek) durduğu sol tarafı yani kendilerinin sağ cenahı kalecinin daha ziyade isti'male (kullanmaya) başladılar, Miço beyin eski, güzel atışları çamur hasebiyle görülmüyordu. Bilhassa her tarafa yetişen İngiliz arkası mister Novilik doğrusu şayan-ı takdir olacak savletleri (atılışları) , bu taraftaki hücumu da akim bırakacak mahiyette görülüyorken; Fenerbahçe bu defa da Hikmet Beyin soldan sıkı şutlarına istinaden yürümek istedi.. Hikmet Bey’in yeri de kuru olmak hasebiyle muvaffakiyet ihtimali fazla idi… Soldan atılan bir pasın kale önünden bir buçuk, iki dakika ayrılamaması İngiliz hatt-ı müdafaasını yormuş, mevki’lerini gaib ettirmişti ki; Hasan Kamil Bey’in, kaleye dört beş metrelik bir mesafeden fakat on beş yirmi ayağın arasından çektiği şutu İngiliz kalesini deldi, geçti. İngilizlere ikinci gol oldu…
Yer İmleri