Sayfa 1017/7020 İlkİlk ... 1751791796710071015101610171018101910271067111715172017 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 8,129 - 8,136 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz filozof Pierre Teilhard de Chardin’in dogum yildonumu (1 Mayis 1881)



    “En guclendirici iliskiler, ciftlerden her birinin digerini kendi varliginin daha ustun bir boyutuna goturdugu iliksilerdir.”




    “Sadece sevgi canlilari tamamlayacak bir bicimde birlestirme yetenegine sahiptir, cunku sadece o anlari alir ve birbirleriyle en derinliklerindeki seylerle birlestirir.”




    “Biz, ruhsal bir deneyim yasayan insani varliklar degiliz. Insani bir deneyim yasayan ruhsal varliklariz.”

  2. Italyan sair Vincenzo Cardarelli'nin dogum yildonumu (1 Mayis 1887)





    Bilmiyorum, nerede yuva yaptiklarini,
    nerede barisi bulduklarini.
    Ben onlar gibiyim
    surekli ucmakta havada.
    Yasami siyirip geciyorum
    onlar gibi suda yiyecek bulmak icin.
    Belki onlar gibi ben de barisi seviyorum,
    denizdeki o sonsuz olani,
    ne ki, benim yazgim yasamak,
    firtinada cakip cakip sonen simsekler gibi.





    Uctun, guvercin gibi
    Kacip kayboldun, oraya,
    doguya dogru.
    Seni goren yerler bende kaldi
    Ve buluslarimizin saatleri.
    Issiz saatler,
    bana bir gomut gibi gelen yerler
    onlarin nobetcisiyim.

  3. Italyan yazar Ignazio Silone'nin (Secondo Tranquilli) dogum yildonumu (1 Mayis 1900)

    "Bizim oradakiler Italyanca konusmazlar, Italyanca bizim icin mekteplerde ögrenilen bir dildir; Latince, Fransizca gibi.Italyanca bizim icin yabanci dildir; bizim hayatimiz, bizim hareketlerimizi, dusuncelerimizi, duygularimizi ifade etmeyen bir dil. Italyanca bizim dusuncelerimizi daraltmaktan, bozmaktan, onlara carpik ve kaba bir ifade vermekten baska bir sey yapmaz."



    "A nessuno venga in mente che i Fontamaresi parlino l'italiano.La lingua italiana è per noi una lingua imparata a scuola, come possono essere il latino, il francese, l'esperanto. La lingua italiana è per noi una lingua straniera, una lingua morta, una lingua il cui dizionario, la cui grammatica si sono formati senza alcun rapporto con noi, col nostro modo di agire, col nostro modo di pensare, col nostro modo di esprimerci."

  4. Italyan gazeteci, karikaturist ve mizah yazari Giovanni Guareschi’nin dogum yildonumu )1 Mayis 1908)

    “1 Mayis 1908'de baslamis hayatim, olaylar arasinda surup gitmekte. Ben dogdugumda, annem dokuz yildir ilkokul ogretmenligi yapiyormus. 1949 yilinin sonuna dek de surdurdu bu işini. O zaman bolgenin papazi, butun kasaba halki adina, bir calar saat armagan etti hizmetlerine karsilik. Elektriksiz, susuz ama bol bol hamambocekli, sivrisinekli okullarda elli yil ogretmenlik yaptiktan sonra, calar saatinin tik tak'larini dinleyerek, hukumetin dilekcesine ilgi gosterip, kendisine bir emekli ayligi baglanmasini bekliyor simdi annem. Ben dogdugum siralarda, babam bicerdoverden gramofona kadar, her turlu makineye merakliymis. Benim burnumun altındakine benzer, koskocaman biyiklari varmis. Simdi de guzel biyiklari var, ama artik hemen hemen hic bir seye merakli degil. Gazete okumakla geciriyor gununu. Benim yazdiklarimi da okuyor okumasina ya, yazma tarzimi da, dusunme tarzimi da begenmiyor. O eski gunlerde, piril piril bir adammis babam.”



    “La mia vita cominciò il 1° maggio del 1908 e, tra bene e male, pare che continui ancora. Quando io nacqui, mia madre era già da nove anni maestra elementare e continuò a fare la maestra fino al 1949. Il parroco del paese dove essa risiedé le regalò una sveglia a nome della popolazione e mia madre, dopo cinquant'anni di insegnamento in scuole prive di luce elettrica e di acqua potabile ma, in compenso, fornite abbondantemente di scarafaggi, mosche e zanzare, trascorse il suo tempo aspettando che lo Stato prendesse in considerazione la sua domanda per ottenere la pensione. E, mentre si divertiva ascoltando il ticchettio della sveglia regalatale dalla popolazione, arrivò la morte e la portò via. Mio padre, invece, quando io nacqui, si occupava di macchine di ogni genere: dalle trebbiatrici ai grammofoni e possedeva due buoni baffi che assomigliavano molto a quelli che io porto sotto il naso: continuò ad avere due ottimi baffi, ma da un pezzo non si occupava più di niente e trascorreva il suo tempo leggendo dei giornali. Leggeva anche quello che scrivo io, ma il mio modo di scrivere e di pensare non gli piaceva.”


  5. Yunan sair Yannis Ritsos’un dogum yildonumu (1 Mayis 1909)



    Bazi dizeler var bastan basa siirler, bazen de ben de bilemem ne demek istediklerini.
    Hala ayakta tutar beni bu bilemedigim sey. Sen de haklisin sorarken.
    Sorma. Soyledim ya bilmedigimi. Birbirine kosuk iki isik aynı ozekten gelen. Suyun gurultusu,
    kisin, dolu oluklardan tasan ya da sulanmis bir bahcede bir gulden
    dusen su damlalarinin sesi usulca usulcacik bir ilkyaz gecesi
    hickirigi gibi bir kusun. Bilmiyorum
    nedir anlami bu sesin; ama kabul ediyorum onu.
    Acikliyorum bildigim seyleri sana. Savsaklamiyorum.
    Ama bunlar da katkida bulunurlar yasamimiza. Bakiyorum
    onun uyurken carsafi koselendiren dizine-
    Yalnizca ask degildi bu. Doruk cizgisiydi
    sevecenligin bu aci ve kokusu
    carsafin, temizligin ve ilkyazin, tamamliyordu
    o aciklanmaz olani, aradigim hala bosu bosuna,
    sana aciklamak istedigim.




    "Siire, aska ve olume inaniyorum, diyor, iste bu yuzden olumsuzluge de inaniyorum.Bir dize yaziyorum, dunyayi yaziyorum; ben varim; dunya var. Bir irmak akiyor serce parmaginin ucundan. Yedi kere bu irmak gokyuzunun mavisi. Yeniden ilk gercek oluyor bu arılik, bu benim son dilegim."

  6. Kanada dogumlu Amerikali Aktor Glenn Ford'un dogum yildonumu (1 Mayis 1916)




  7. Amerikali roman, kisa oyku, oyun ve senaryo yazari Joseph Heller’in dogum yildonumu (1 Mayis 1923)

    “Gormustu ki, ahlaksızligi erdeme, iftirayi gercege, iktidarsizligi cinsellikten kacinmaya, kibiri tevazuya, yagmayi hayırseverlige, hirsizligi onura, kufuru bilgelige, zulmu vatanseverlige, sadizmi adalete donusturmek hic zor degildi. Bunu herkes yapabilirdi; insanin kafasinin calismasi bile gerekmiyordu. Tek gereken, karaktersiz olmakti.” Madde 22



    “It was miraculous. It was almost no trick at all, he saw, to turn vice into virtue and slander into truth, impotence into abstinence, arrogance into humility, plunder into philanthropy, thievery into honor, blasphemy into wisdom, brutality into patriotism, and sadism into justice. Anybody could do it; it required no brains at all. It merely required no character.”

  8. Italyan Aktris ve Pier Paolo Pasolini'nin ilham kaynagi Laura Betti'nin dogum yildonumu (1 Mayis 1927)




Sayfa 1017/7020 İlkİlk ... 1751791796710071015101610171018101910271067111715172017 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •