Sayfa 1118/7020 İlkİlk ... 1186181018106811081116111711181119112011281168121816182118 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 8,937 - 8,944 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz yazar ve romanci George Sand'in (Amandine Aurore Lucile Dupin) olum yildonumu (8 Haziran 1876)

    "İyi piyano caliyordum, muhtesem dans ediyordum, sulu boyayi hayranlik uyandiracak keskinlik ve durulukta kullaniyordum ama hayat veren ve hayatin anlasilmasini saglayan o kutsal atesten bir kivilcim bile yoktu icimde. Anne babami seviyordum ama az ya da cok sevmek ne demektir bilmiyordum. Genc arkadaslarimdan birine cok guzel bir mektup yazabiliyordum ama duygularin oldugu gibi ifadelerin de degerini bilmiyordum. Onlari aliskanlikla seviyordum, itaat ve tatlilikla davraniyordum ama karakterleri konusunda endise duymuyordum, hicbir seyi irdelemiyordum. Aralarinda herhangi bir ayrim gozetmiyordum. En cok sevdigim, beni en SIK gormeye gelendi."



    "I performed brilliantly on the piano, I danced beautifully, I painted in water-colors with admirable precision and vigor; but there was within me no spark of that sacred fire which gives life and enables one to understand life. I loved my parents, but I did not know what it was to love in any other way than that. I was wonderfully clever in inditing a letter to one of my young friends; but I had no more idea of the value of words than of sentiments. I loved my girl friends as a matter of habit, I was good to them because I was obliging and gentle, but I did not trouble myself about their characters; I scrutinized nothing. I made no well-reasoned distinction between them; I was fondest of the one who came oftenest to see me."

  2. Victorian donemin unlu sairlerinden Ingiliz Gerard Manley Hopkins'in olum yil donumu (8 Haziran 1889)



    Márgarét, yapraklarini dokuyor ya Altinkoru
    Seni kederlendiren yoksa bu mu?
    Yapraklarin gidisi, insan hali gibi ya, yasina o gonca
    Dusuncelerinin mazhar olusu bundan mi yoksa?
    Lakin, heyhat! yurek usul usul olgunlasir
    Ve goz gorur, ama gonul gene de katlanir,
    Bir ah vah bile etmez zamanla, oysa yerle yeksan
    Curumektedir agac kabuklari, yapraklar gene darmadagin;
    O zaman da aglarsin ama sir degildir artik niye agladigin.
    Bak, yavrum, ne olursa olsun adi:
    Hep aynidir elem pinarlari.
    Ne agzindan, ne de zihninden dokulur soze
    Yureginin duyduklari, doganlar ruhunun icine:
    Bu muhru yemis de dogmus insan denen,
    Bu sensin Margaret, yasini tuttugun, sen.




    Uyanirim da, gunduzun degil, karanligin zulmu basar icimi.
    Ne saatler, Ah ne kara saatler gecirdik bu gece
    Boyunca! Neler gordun yurek, neler; girdin ne hallere!
    Ve dahasi da isil isil daha uzun gunlere ertelenmisti.
    Sahidim var ki konusuyorum boyle. Fakat, saat dilimdeki,
    Yillardir aslinda, bir omurdur. Ve agidim var ya agidim ince
    Bitmek bilmez cigliklarimdir, heyhat! yad ellerdeki can kisiye
    Gonderilmis de yerine ulasmamis mektuplar gibi.

    Safrayim ben, ben mide yanmasiyim. En kati hukmu Tanrinin
    Acidir, ben bakayim ister tadina: oysa bendim benim tadim;
    Kemikten yapilmisim, etle doldurulmusum, laneti kan, tika basa.
    Ruhumun kendi mayasi ucuz bir hamurdur, eksir. Yok olan,
    Yitip gidenler de boyledir, gorurum, ve geride bıraktiklari yangin
    Benimkine benzer, onlarin kan ter benleri; beterin beteridir benimki ama.

  3. Belcika dogumlu Fransiz Roman ve deneme yazari Marguerite Yourcenar'in (Marguerite de Crayencour) dogum yil donumu (8 Haziran 1903)

    "Yeter Alessandro!" dedi Marcella birden, tutkulu bir kederle. "Gecmisi rezil yatak kavgalarina indirgemeyelim.Bizi ayiran siyasetti, o kadar. Daha once ben sizi sevdigimi saniyordum."

    "Hayir," dedi Alessandro, "hayir. Bir erkekle bir kadin arasinda siyaset daima kotu bir bahanedir sadece. Siz beni taniyordunuz.Deli degildim, partiye kaydolacaktim elbette. Ayrica ikiyuzluluk bir yana, ben bir halk yaratmaya calisan o eski duvarciyi takdir ediyorum.Basari dalkavuklugu kadar asagilik bir sey olamaz, ama butun basarilar gecici olduguna gore, ben sadece zamanimin ilerisindeyim; bu adam da butun galipler gibi tarihte buyuk bir maglup olarak yerini alacak sonunda.Ben de bu arada pratik sonuclara sonsuz saygi duyuyorum.Bu adamin yukselisi sizi hic etkilemiyor mu?" Dus Parasi



    "Enough, Alessandro!" Marcella said sharply, with aching sadness."Let's not reduce the past to pitiful bedroom squabbles.Politics drove us apart, that's all. Before that I thought I loved you."

    "No, no," Alessandro said. "Politics between a man and a woman is never more than a pretext. You knew me. I wasn't foolish enough not to enroll in the party. Besides, all hypocrisy notwithstanding, I rather admire this former mason who's trying to build up a nation. Nothing is more despicable than the adulation of success, but since success is always fleeting, I'm only anticipating that time in history when this man like all winners, will figure as a great loser. Meanwhile, I don't deny bestowing on practical results my temporary esteem. Aren't you the least bit impressed by this man who made it?"

  4. Carl Laemmle, 8 Hazira 1912 tarihinde Universal Pictures'in acilisini yapti.




  5. Fransiz sair Robert Desnos'un olum yil donumu (8 Haziran 1945)



    Seni oylesine dusledim ki yitirdin gercekligini.
    Bu canli bedene sahip olmanin ve benim taptigim sesin ciktigi bu
    agzi opmenin daha zamani degil midir?
    Seni oylesine dusledim ki senin golgeni kucaklaya kucaklaya,
    gogsumun ustunde kavusmaya alismis olan kollarim
    belki de senin belini saramayacak.
    Beni gunler boyu ve yillar boyu yoneten ve kendine ceken gercek
    goruntun karsisinda bir golge gibi kalacagim kuskusuz.
    Ey duygusal dengeler.
    Seni oylesine dusledim ki zaman yok artik uyanmama hic kuskusuz.
    Ayakta uyuyorum, yasamin ve askin butun gorunumlerine
    sunulmus beden ve sana, benim icin bugun tek onemli sey olan
    sana, senin alnina ve dudaklarina belki de hic dokunamam, ilk
    gordugum birinin dudaklarina ve alnina dokundugum kadar.
    Seni oylesine dusledim, goruntunle oylesine yurudum, konustum,yattim ki
    goruntun bile silindi gozlerimin onunden ve yine de yasaminin
    gunes saati ustunde agir agir gezinen ve gezinecek olan golgeden
    yuz kat daha golge ve hayaletler arasinda hayalet olmaktan baska
    bir sey kalmiyor bana yine de.

  6. George Orwell, 1984 romanini Londra'da 8 Haziran 1949 tarihinde yayinladi.

    "Bu uc kesimin amaclari asla uzlastirilamaz. Yuksek kesimin amaci, bulundugu yeri korumaktir. Orta kesimin amaci, yuksek kesimle yer degistirmektir. Asagi kesimin amaci ise - bir amaci varsa kuskusuz, cunku asagi kesimin temel ozelligi, agir ve SIKICI islerin altinda cogu zaman gundelik yasam disinda hicbir seyin farkina varamayacak kadar ezilmesidir - tum ayrimlari ortadan kaldirmak ve tum insanlarin esit olacagi bir toplum yaratmaktir.O yuzden, ana cizgisi degişmeyen bir savasim, tarih boyunca tekrarlanip durmaktadir. Yuksek kesimin uzun donemler boyunca iktidari güvenli bir bicimde tuttugu gorulmus, ancak onunde sonunda ya da kendine olan inancini ya da guclu bir bicimde yonetme yetenegini yitirdigi, hatta her ikisini birden yitirdigi dönemler de hep yasanmistir. Boyle donemlerde, ozgurluk ve adalet ugruna savasiyor gorunerek asagi kesimi de yanina alan orta kesim tarafindan devrilmistir. Ne var ki, orta kesim hedefine ulasir ulasmaz, asagi kesimi eski kolelik konumuna geri gonderir ve kendisi yuksek kesim konumuna gecer."



    "The aims of these three groups are entirely irreconcilable. The aim of the High is to remain where they are. The aim of the Middle is to change places with the High. The aim of the Low, when they have an aim - for it is an abiding characteristic of the Low that they are too much crushed by drudgery to be more than intermittently conscious of anything outside their daily livesâ€â€is to abolish all distinctions and create a society in which all men shall be equal. Thus throughout history a struggle which is the same in its main outlines recurs over and over again. For long periods the High seem to be securely in power, but sooner or later there always comes a moment when they lose either their belief in themselves or their capacity to govern efficiently, or both. They are then overthrown by the Middle, who enlist the Low on their side by pretending to them that they are fighting for liberty and justice. As soon as they have reached their objective, the Middle thrust the Low back into their old position of servitude, and themselves become the High."

  7. Bill Murray, Dan Aykroyd ve Sigourney Weaver’in rol aldigi aksiyon-komedi Hayalet Avcilari (Ghost Busters - Acchiappafantasmi) 8 Haziran 1984’de vizyona girdi.






  8. Ingiliz hard rock grubu Def Leppard, 7.studyo albumu Euphoria'yi Mercury Records etiketiyle 8 Haziran 1999 tarihinde piyasaya surdu.


Sayfa 1118/7020 İlkİlk ... 1186181018106811081116111711181119112011281168121816182118 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •