Sayfa 141/1312 İlkİlk ... 41911311391401411421431511912416411141 ... SonSon
Arama sonucu : 10492 madde; 1,121 - 1,128 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım 2

  1. Meraklısı için...


    Emlak vergisinde 4 yıl için geçerli olacak takdirlere karşı mükelleflerin dava açma hakkı var mıdır?


    İçinde bulunduğumuz 2021 yılı 2022-2026 yıllarına ilişkin 4 yıl için geçerli olacak takdirler yapıldığı bir yıl
    Emlak vergisi, her 4 yılda bir takdir edilen arsa ve arazi metrekare birim değerleri (uygulamada bu değerlere belediye rayiçleri deniyor) üzerinden hesaplanır. Arsanın üzerinde bina varsa, arsanın takdiri değerine her yıl için ilan edilen metrekare inşaat maliyet bedeli eklenerek bina emlak vergisi değeri bulunur.

    Bu şekilde belirlenen ilk yıla ait emlak vergisi değeri (dolaysıyla emlak vergisi) izleyen 3 yıl, yeniden değerleme oranının yarısı oranında artırılarak belirlenir.

    İçinde bulunduğumuz 2021 yılı 2022-2026 yıllarına ilişkin 4 yıl için geçerli olacak takdirler yapıldığı bir yıl.

    Takdirleri bu iş için özel olarak oluşturulan takdir komisyonları yapıyor. Komisyonlarda ağırlık kamu temsilcilerinde. Örneğin arsalara ait takdir komisyonu aşağıdaki şekilde oluşturuluyor:

    Başkan (belediye başkanı veya belirleyeceği memur)
    Belediyeden 1 memur
    Vergi dairesi başkanının görevlendireceği 2 memur (Vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde bu üyeleri defterdarlar belirliyor)
    Tapu sicil müdürü veya belirleyeceği 1 memur
    Ticaret odasınca seçilmiş 1 üye
    Mahalle veya köyün muhtarı
    Toplam 7 üyenin 5'ini kamu temsilcisinin oluşturduğu bir yapıda takdirlerin mükellef lehine olması çok zor.

    Mevcut sistemde takdir komisyonlarını dengeleyecek/denetleyecek bir idari mekanizma yok. Bu amaçla kurulan merkez komisyonları çözüm üretemiyor. Daha doğrusu merkez komisyonlarının tespitlerini takdir komisyonları dikkate almıyorlar. Çünkü sistem yanlış kuruldu.

    Pandemi ortamı takdir sürecine etkili olmadı, süreç halen devam ediyor. Emlak vergisine yönelik takdirler ile ilgili haberler basında çıkmaya başladı. Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, bu yıl İstanbul Beyoğlu Belediyesi, komisyon üyeleri ve muhtarların şerhlerine rağmen emlak rayiç bedeline yüzde 45 artı enflasyon oranında zam yapılmasını istiyor. Bu zam gerçekleşirse Beyoğlu'nda 5 yıl içerisinde emlak vergilerine yüzde 500 (yani 5 kat) zam yapılmış olacak.

    Aslında bu durum takdirlerin dava konusu edilmesiyle yargının denetimine tabi tutulabilir. Ancak bu denetim süre darlığı nedeniyle işlemiyor. Çünkü takdirlerin bir an önce kesinleşmesi ve takip eden yıldan itibaren uygulanmaya başlaması gerekli.

    Takdir edilen değerleri mükellefler dava edebilirler mi?
    2022-2026 yılları arasında geçerli olacak takdir işlemlerinin tamamlanarak karara bağlanması ve kararların ilgililere[1] tebliği işlemlerinin 30 Haziran 2021 günü mesai saati bitimine kadar yapılması gerekiyor. Takdir kararları mükelleflere tebliğ edilmiyor.

    Vergi Usul Kanunu'nun, "Emlak vergisine ait bedel ve değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi" başlıklı, mükerrer 49'uncu maddesinin (b) fıkrasının üçüncü paragrafı, "Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları on beş gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine on beş gün içinde Danıştaya başvurulabilir." şeklindeydi. Bu paragrafın ilk cümlesi, sadece karar tebliğ edilenlere dava açma hakkı veriyor, emlak vergisi mükelleflerine dava açma hakkı tanımıyordu.

    Bu cümle, Anayasanın 2'nci maddesinde yer alan "hukuk devleti ilkesi" ile 36'ncı maddesinde yer alan "herkesin dava açma hakkına" aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesince iptal edildi.[2]

    Böylece mükellefler takdir kararlarına karşı doğrudan dava açma hakkına kavuştular. Düşünün vergiyi ödeyenler ancak yeni sayılabilecek bir tarihte dava hakkına sahip oldular.

    Kanun koyucu, iptal kararından sonra bu hakkın kullanımına ilişkin özel bir düzenleme yapmadığından bu hak halen genel hükümlere göre kullanılabiliyor.

    Özetle, takdir komisyonlarının her 4 yılda bir yaptıkları takdirlere karşı, kendilerine karar tebliğ edilen kişi ve kurumların yanı sıra kendilerine takdir kararı tebliğ edilmeyen emlak vergisi mükellefleri de vergi mahkemelerinde dava açabilirler.

    Mükellefler dava açma hakkını nasıl kullanabilirler?
    İptal edilen düzenlemede, dava açma hakkı bulunan kişi ve kurumlara, genel dava açma süresi olan 30 günden daha kısa bir dava açma süresi (15 gün) öngörülmüştü. Bunun nedeni takdirlere yönelik davaların bir an önce sonuçlandırılmasını ve değerlerin kesinleşmesini sağlama çabasıydı.

    Nitekim iptale konu olmayan ikinci cümlede, vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine 15 gün içinde Danıştay'a başvurulabileceği hükmü varlığını koruyor. Bu süre de 30 gün olan genel temyiz süresinden kısa. Ayrıca bu özel düzenleme nedeniyle, vergi yargısı sürecine yakın zamanda dahil edilmiş olan istinaf yolunun da bu uyuşmazlıklara kapalı olduğu anlaşılıyor.

    Anayasa Mahkemesi, iptali istenen ilk cümleyi Anayasaya aykırı bulup iptal etmekle 15 günlük dava açma süresini de kaldırmış oldu. İptal kararından sonra iptale konu maddede herhangi bir düzenleme yapılmadığı için, genel dava açma süre olan 30 gün, takdir kararlarına karşı açılan davalar için de geçerli.

    Kendilerine takdir kararı tebliğ edilen kişi ve kurumların, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilecekleri konusunda tereddütsüz bulunmuyor.

    Emlak vergisi mükelleflerine doğrudan bir karar tebliği yapılmadığı için bunların dava açma haklarının nasıl kullanacakları ise tartışmalı.

    Emlak vergisi mükelleflerinin takdir kararlarını muhtarlıklara asılan ilan panolarından öğrenmeleri mümkün olduğu için, bu yolla öğrendikleri değerleri öğrendikleri (ıttıla) tarihten itibaren 30 gün içinde dava konusu edebileceklerini düşünüyorum.

    Ancak öğrenme (ıttıla) tarihinin tevsikinde yaşanabilecek tartışmaların peşinen önlenmesi bakımından, dava açmayı düşünen mükelleflere, takdir kararlarının muhtarlıklara tebliği işlemlerinin 30 Haziran 2021 günü mesai saati bitimine kadar yapılacak olması nedeniyle, 30 Haziran 2021 tarihinden itibaren 30 gün içinde (30 Temmuz akşamına kadar) davaları açmalarını tavsiye ediyorum. 30 Temmuz tarihi adli tatil süresi içinde olduğundan, bu davayı 30 Temmuz'a kadar açmayıp adli tatil süresi bittikten sonra 7 gün içinde de açmak mümkün. (İdari Yargılama Usulü Kanununa göre adli tatil 20 Temmuz ile 31 Ağustos arasında ve son günü bu süreye rastlayan davalar, 31 Ağustos'tan itibaren 7 gün içinde -en geç 7 Eylül günü- açılabiliyor.)

    Takdir Komisyonlarının sınırsız yetkiye sahip olmaları ve belediyelerin gelir sağlama istekleri, fahiş takdirleri hayatımızın bir parçası haline getiriyor.

    Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sayesinde, takdir işleminden etkilenecek olan emlak sahipleri, takdir işlemine karşı belediyenin bulunduğu yer vergi mahkemesinde dava açarak fahiş takdirleri iptal ettirebilme olanağına sahip oldular. Bu davalar belediyelere karşı açılacak, yani davalarda muhatap, takdir kararına iştirak eden belediyeler olacak.

    Dava süreci ve davaların tahakkuka etkisi
    Şimdi, biraz teknik ve karışık bir konu olan dava süreci ve açılan davaların vergi tahakkukuna etkilerini irdeleyeceğim.

    Takdir komisyonu kararları aleyhine 30 gün içinde dava açılmazsa takdir edilen değerler kesinleşir ve vergiler bu değerler üzerinden tahakkuk ettirilir.

    Dava açılır ve açılan davada vergi mahkemesi, takdir komisyonu kararını iptal ederse, takdir komisyonu derhal toplanarak yeniden bir değer tespiti yapar. Bu değerin de dava konusu edilmesi mümkün tabii ki. Ancak vergi mahkemesi kararları üzerine yeniden takdir edilen değerlerin Danıştay'dan nihai karar alınıncaya kadar uygulanmasına devam edilir.

    Vergi mahkemesi kararı uyarınca takdir komisyonu tarafından yeniden belirlenen değerler dikkate alınarak tahakkuk ettirilen emlak vergisi; yargı kararının temyiz edilmesi halinde, Danıştay kararına göre kesinleşen değerlere göre düzeltilir.

    Vergi mahkemesince verilen kararlar, takdir komisyonunca belirlenen değerlerin belli bir oranda artırılması veya azaltılması veyahut yeni bir değer belirlenmesi şeklinde olursa, takdir komisyonlarınca yeni bir takdir yapılmaz, vergi mahkemesi kararları esas alınarak vergi hesaplanır.

    Bu nedenle, dava açacak mükelleflere önerim, sadece takdir kararının iptal talebi ile yetinmemeleri, olması gerek makul değere mahkeme kararında yer verilmesini de talep etmeleri yönündedir. Bu değer örneğin yeniden değerleme oranında artırılarak saptanan bir değer olabilir.

    Yargı kararları üzerine takdir komisyonlarınca yeniden verilen kararlar ile daha önce verilen kararlardan kesinleşenler, belediye ve muhtarlıklarda ilana mahsus yerlere asılmak suretiyle 2022 yılının Mayıs ayı sonuna kadar mükelleflere duyurulur.

    Emlak sahiplerinden biri tarafından açılan dava sonucunda değişen değerler ilgili tüm emlak sahipleri için geçerlidir.

    Dava süreci yeniden düzenlenmelidir
    Mükelleflerin dava hakkı açma hakkı kazanmasından sonra takdir kararlarına karşı dava açma sürecine ilişkin henüz bir düzenleme yapılmış değil. Genel dava açma süreci emlak vergisinin yapısına uygun değil, bu nedenle sürecin acilen düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü genel hükümlerin uygulandığı mevcut durum karmaşa yaratıyor.

    Bence takdirlerin yapıldığı yılı izleyen yıla (takdirlerin geçerli olduğu ilk yıla) ilişkin emlak vergilerinin daha geç tahakkuk ettirilmesi ve bu sayede kazanılacak sürede emlak sahiplerinin de dava açma hakkını kullanabilecekleri, ancak daha hızlı işleyen bir yargı süreci kurgulanabilir. Böylece hem süreç kolaylaştırılır, hem de takdir edilen değerlerin kesinleşmesi daha erken sağlanır.

    Emlak vergisinde takdir yetkisi kanunla sınırlandırılmalı
    Önceki takdir döneminde belediyelerin etkilediği komisyonlar çok yüksek takdirler yaptılar. Bu durum mükelleflerin dava açma hakkı kazandığı ilk döneme rastladı ve pek çok kişinin dava açmasına neden oldu.

    Bu gelişmeler karşısında 7061 sayılı Kanunla Emlak Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 23. madde ile yapılan takdirleri sınırlamak zorunda kaldık.

    Söz konusu geçici madde, takdir komisyonlarınca 2017 yılında 2018 yılı için takdir edilen birim değerlerinin, 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin yüzde 50'sini aşması durumunda, 2018 yılına ilişkin bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında, 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin yüzde 50 fazlasının esas alınmasını sağladı. Yani emlak vergi değerlerindeki artış yüzde 50 ile sınırlandırıldı.

    Bu artış bile çok yüksek, ancak bu düzenleme sonrasında pek çok kişi açtığı davadan vazgeçti. Mahkemeler de bu düzenlemeye dayanarak "karar verilmesine gerek olmadığı" yönünde hüküm verdiler.

    Benzeri bir sürecin bu dönemde de yaşanması söz konusu olabilir. Bu nedenle benzer bir sınırlandırmanın kalıcı düzenleme olarak yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü emlak vergisi en yaygın vergilerden biri ve mevcut sistem mükellefler açısından öngörülebilir ve güvenilir değil.

    Diğer taraftan bence her 4 yılda bir takdir uygulamasının da gözden geçirilmesinde yarar var.

    [1] Arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar ise il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığında verilir. (Vergi Usul Kanunu Md. 49)

    [2] Anayasa Mahkemesinin 31.5.2012 gün ve E: 2011/38, K: 2012/89 Sayılı Kararı

    https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-...ar-midir,31028

  2.  Alıntı Originally Posted by Alidelta Yazıyı Oku
    Kırk yaşından genç arkadaşların daire alınır mı zamanı mı gibi soruları çok saçma.. Kardeşim kırk yaşından önce ilk gayrimenkulünü alacaksın ki gözün açılacak.. Ben en son aldığım sıfır daireme taşındım bir öncekinide 2000 tl ye kiraya verdim.. Bundan önce verdiklerimle kar topu büyüdü ve şu an geriye bakmanın çok saçma olduğunu görüyorum.. Kira geliri sizin nakit akışınızı güçlendirir diğer kazancınız veya maaşınızla kartopunu büyütürsünüz... Burada 150-200 daire almış insanlara aptal diyecektiplerin varolduğunu bildiğim için yazdım.
    haklısınız hocam. faizlerin fazlalığı biraz çekindirtiyor sadece

  3.  Alıntı Originally Posted by Cezer Yazıyı Oku
    6 aylik TL değer kaybı %17 ise konutta balon var mı
    Konut fiyatlarını gayrisafi milli hasılaya göre değerlendirmek de mümkün.

    2013 yılında kişi başı milli gelir 12.480 usd. ABD enflasyonunu ekleyip günümüze taşırsak 14.421usd eder.

    2020 yılında kişi başı milli gelir 8.599 usd. ABD enflasyonunu ekleyip günümüze taşırsak 8.944usd eder. Yalnız 2015 yılında milli gelir hesaplaması değiştirildi savunma harcamaları vs. gibi daha önce hesaba katılmayan şeyler de eklendi. Ve bu eklentiler o yıl milli gelirde %19 artış sağladı.

    Eski ile kıyas yapacak olursak bu artışı çıkarmamız lazım, şu durumda milli gelir 7000 dolar civarında diyebiliriz. Yarı yarıya düşmüşüz.

    Türkiye ortalamasında da ev fiyatlarının 2014 yılına göre dolar bazında yarı yarıya düşmesi normaldir.

    Düşmemişse şöyle bir sorun ortaya çıkar, bu konutları kim alabilecek?


    İnşaat maliyetleri dolar bazında arttı ancak şu sıra düşüşe geçti. Kereste fiyatları olsun demir fiyatları olsun dolar bazında geriliyor.

    Ama yine maliyetler yüksek derseniz arsa payı düşer, kullanılan ince yapı malzemesi kalitesi düşer. Ve halkın dolar bazında yarı yarıya düşen alım gücüne uygun daireler üretilir.


    Şu anda 2014 yılına göre dolar bazlı %40-50-60 düşmüş durumda zaten fiyatlar. Takip ettiğim için biliyorum, İstanbul kadıköyde 2013 yılında 550 bin usd istenen ev son fiyat artışlarına rağmen 250 bin usd. 2018 krizinde 150 bin dolara kadar gerilemişti.
    Yukarıda yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.

  4.  Alıntı Originally Posted by Turnike Yazıyı Oku
    2021 yılının ilk 6 ayında konut fiyatları dolar bazlı olarak Ankara'da %7,1 İstanbul'da %7 düştü.
    Kaynak: sarı sitenin dolar bazlı emlak endeksi.
    Bu bilgi *doğru değil sanki. Mesela İstanbul'da fiyatlar son 1 senede Dolar bazında yüzde 6.95 artmış.

    https://www.sahibinden.com/emlak360/...tilik/istanbul

  5.  Alıntı Originally Posted by efet Yazıyı Oku
    Bu bilgi *doğru değil sanki. Mesela İstanbul'da fiyatlar son 1 senede Dolar bazında yüzde 6.95 artmış.

    https://www.sahibinden.com/emlak360/...tilik/istanbul
    2021 yılının ilk altı ayına bakacaksınız. 653'ten 607'ye düşmüş durumda.
    Yukarıda yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.

  6.  Alıntı Originally Posted by Turnike Yazıyı Oku
    Konut fiyatlarını gayrisafi milli hasılaya göre değerlendirmek de mümkün.

    2013 yılında kişi başı milli gelir 12.480 usd. ABD enflasyonunu ekleyip günümüze taşırsak 14.421usd eder.

    2020 yılında kişi başı milli gelir 8.599 usd. ABD enflasyonunu ekleyip günümüze taşırsak 8.944usd eder. Yalnız 2015 yılında milli gelir hesaplaması değiştirildi savunma harcamaları vs. gibi daha önce hesaba katılmayan şeyler de eklendi. Ve bu eklentiler o yıl milli gelirde %19 artış sağladı.

    Eski ile kıyas yapacak olursak bu artışı çıkarmamız lazım, şu durumda milli gelir 7000 dolar civarında diyebiliriz. Yarı yarıya düşmüşüz.

    Türkiye ortalamasında da ev fiyatlarının 2014 yılına göre dolar bazında yarı yarıya düşmesi normaldir.

    Düşmemişse şöyle bir sorun ortaya çıkar, bu konutları kim alabilecek?


    İnşaat maliyetleri dolar bazında arttı ancak şu sıra düşüşe geçti. Kereste fiyatları olsun demir fiyatları olsun dolar bazında geriliyor.

    Ama yine maliyetler yüksek derseniz arsa payı düşer, kullanılan ince yapı malzemesi kalitesi düşer. Ve halkın dolar bazında yarı yarıya düşen alım gücüne uygun daireler üretilir.


    Şu anda 2014 yılına göre dolar bazlı %40-50-60 düşmüş durumda zaten fiyatlar. Takip ettiğim için biliyorum, İstanbul kadıköyde 2013 yılında 550 bin usd istenen ev son fiyat artışlarına rağmen 250 bin usd. 2018 krizinde 150 bin dolara kadar gerilemişti.
    Cok iyi bir paylasim. 2013-14 seviyeler bir daha ne zaman gorulur acaba.

  7.  Alıntı Originally Posted by adanalı Yazıyı Oku
    Yazlık almak ne kadar mantıklı peki arkadaşlar?Kirada olan bir evim var.Oturdugum evin mülkiyeti de bana ait.üniversite okuyacak 1 çocuğum var sadece.Altın hesabında 1 yazlık alacak para var.Mülk mülktür deyip almalı mı?Yoksa yazlık ölü yatırım mı?
    Yazlık, bana 12 kilo meyve parası verip içinden sadece 2-3 kilosunu yiyip gerisini çöpe atmak gibi geliyor.
    Sonuçta bir ev alıyorsunuz, sadece 2-3 ay kullanacaksınız, fakat tam ev parası ödüyorsunuz.

    Maddi açıdan düşüncem böyle.
    Yok eğer "yazları sezonluk kiralanan evlerde veya otelde rahat edemem, kendi yazlığımda daha rahat olurum" derseniz o ayrı.

    Gerçi her yıl aynı yerdeki aynı eve gitmek de bana sıkıcı gelir.
    İnanın boğazda balık tutarken bile her gün sahilin farklı noktalarına gidiyorum.
    Hep aynı noktaya gidince sanki hobi değil de işe gidiyormuşum, mesai yapıyormuşum gibi geliyor.

    Bir de temizlik meselesi var.
    İnsanlar yazlığa gidince o yol yorgunluğunun üzerine bir de temizlik yapıyorlar.
    Geçende şarköy taraflarında 10 günlüğüne ev kiraladık. Bizden 1 gün önce temizlettiler.
    Gittik tüm eşyalar pırıl pırıl, banyosu mutfağı da öyle. Ne bir toz, ne bir çöp.
    Yedik içtik eğlendik, çıkarken çöp poşetimizi konteynere atmak dışında bir şey yapmadık. Kir pas toz ev sahibine kaldı.

    Bir de şöyle kafa rahatlığı var, biz yokken yazlığa hırsız mı girdi, kışın çatısı mı aktı, ortalıkta yiyecek unuttuk da içeriyi küf kokusu veya böcek mi bastı, gelirken vanasını şalterini açık mı unuttuk, hiç umurumuzda değil.
    Evi tutarken herkes iyidir. Yeni kiracı adayınız iyi birine benziyor olsa da, DAVA GEÇMİŞİNİ mutlaka isteyin.
    https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/...nir-mi-6994969

  8. Siteden bağımsızlığını ilan eden blok! Hukuk ne diyor?


    https://www.hurriyet.com.tr/gundem/s...tm_medium=post

Sayfa 141/1312 İlkİlk ... 41911311391401411421431511912416411141 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •