Sayfa 7/8 İlkİlk ... 5678 SonSon
Arama sonucu : 58 madde; 49 - 56 arası.

Konu: Saadet Zinciri, Ponzi ve Dolandırıcılık haberleri bilgi paylasim..

  1. Bir bankacı gözüyle Denizbank meselesi

    Denizbank Şube Müdürü Seçil Erzan’ın aralarında ünlü futbolcuların ve teknik direktörlerin de bulunduğu bir grubu açgözlülüklerinden istifade ederek dolandırdığı dava gündemden düşmüyor.

    Her gün yeni boyut kazanan dava ile ilgili okurlar çok soru soruyor.

    Burada merak edilen bazı soruları yanıtlamaya çalışayım.

    En fazla sorulan soru “Banka bu dolandırıcılığın bir parçası mı?”

    Bence kesinlikle değil.

    “Banka genel müdürü bu işin parçası mı?”

    Bence bu da pek olası görünmüyor.

    Peki, böylesine büyük bir dolandırıcılık banka yönetiminden gizli yapılabilir mi?

    Bunu bir başka büyük bankanın genel müdürüne sordum.

    Aldığım yanıt şu oldu:

    “Banka şubesine milyonlarca dolar girip çıkacak ve sisteme kaydedilmeyecek. Banka üst yönetimi bunu fark etmiyorsa, ortada büyük bir zaaf var demektir. Burada bırakın futbolcuların dolandırılmasını, banka da kendi müdürü tarafından dolandırılıyor demektir. Seçil Erzan şube içinde şube gibi hareket etmiş ve yönetim bunu fark etmemiş. Bu çok büyük bir yönetim zafiyetidir. Bahsedilen para 44 milyon dolar. Bu yaklaşık yarım ton para demektir. Sadece Emre Belözoğlu’nun tek seferde getirdiği para 4,5 milyon dolar yaklaşık 50 kilo eder. Bu öyle cepten çıkarılıp masaya koyulacak para değildir. Şube içinde böyle bir para trafiği oluşuyor ve banka üst yönetimi bunu fark etmiyorsa, bankada sorun vardır.”

    Bir diğer soru “Banka bu rezalet nedeniyle büyük prestij kaybına uğradı. Marka değerindeki kayıp, 45 milyon doların çok üzerinde. Banka bu parayı ödeyip, bu rezaleti engelleyemez miydi?”

    Bunu da bir büyük bankanın genel müdürüne sordum.

    “Banka sahiplerinin böyle bir yöntem düşündüğü söyleniyor. Bilmiyorum. Ama banka yönetimi, yasal olarak böyle bir şey yapamazdı. Bankaya giriş kaydı olmayan bir paranın çıkışını yapamazsınız. Bu bankacılığın en temel kurallarına aykırı. Bankaya yatırılmayan bir para, birine verirseniz bu düpedüz hırsızlıktır. Bankacılık açısından da zimmet suçudur. Ödemeyi yapan ve yaptıran açısından ağır cezalık suçtur. Cumhurbaşkanı da emretse bankacı bu parayı ödeyemez. Ancak Cumhurbaşkanı örtülü ödenekten öderse öder.”

    “Futbolcular paralarını geri alabilirler mi?” sorununun yanıtını da yine aynı genel müdürden istedim.

    “Mahkeme ne karar verir bilmiyoruz elbet. Ama gördüklerimize bakarak parasını geri alma ihtimali olan bir belki iki kişi var. Basına yansıdığı kadarı ile Emre Belözoğlu’nun elinde banka kaşeli, mühürlü bir dekont benzeri kağıt var. Eğer bu kağıt Emre Belözoğlu parayı yatırdığı sırada kendisine verilmiş ise o parasını büyük ihtimalle geri alır. Ama iddia edildiği gibi bu belge aylar sonra hazırlanmışsa, o zaman Emre Belözoğlu’nun başı belaya girer.”

    Ve hep söylediğim gibi bankalarda böyle olaylar çok oluyor.

    Pek çoğunda banka ya sorumlu olmuyor ya da sorumluluktan kaçıyor ve davalar yıllarca sürüyor.

    Gelin size aşağıdaki yazıda, bir bankanın mahkemece tescilli müşteri dolandırma hikayesini anlatayım.

    ****************

    86 yaşındaki kadının parası bankada nasıl buhar oldu!

    Bundan 8 yıl kadar önce, bir zamanların ünlü bir iş adamının 86 yaşındaki dul eşinin ve birlikte yaşadığı kızının başına gelenleri anlatayım.

    Yaşlı kadın, eşinden kalan bir gayrimenkulü satarak, bunun faizi ile geçinmek ister.

    Ve çok değerli bir gayrimenkulünü 15 milyon dolara satarak, yabancı sahipleri olan bir bankanın Bebek Şubesi’ne yatırır.

    Klasik, eski moda bir banka müşterisidir. İnternet bankacılığı falan bilmeyen, tüm işlemlerini banka şubesine giderek yapan ve yaptığı her işlemi banka hesap cüzdanına işleten anam babam usulü bir müşteri.

    Bir süre sonra bankadan kendisine bir teklif gelir.

    “Yüksek montanlı bir müşterisiniz. Sizi özel bankacılık bölümümüze alalım.”

    Ne olduğunu bilmediği bu bölümle ilgili yaşlı kadının hoşuna giden “özel” lafıdır.

    Özel bankacılık şubesine geçer.

    Özel bankacılık şubesi, kendisine özel muamele etmektedir.

    Daha yüksek getirili hesap türleri önerilir.

    Anlamaz bile.

    Adına işlemler yapılır.

    Ana ve kızı yurt dışında iken adlarına düzenlenmiş işlem emirleri imzalanmış görünür.

    Ve birkaç içinde para buharlaşır.

    15 milyon dolar yok olur.

    Azalır demiyorum.

    Para sıfıra iner.

    Kendileri ile ilgilenen müşteri temsilcisi, kadının ve kızının bilgisi dışında, ana kızın hayatında duymadığı bilmediği riskli işlemler yapar, 1,2 olan dolar euro paritesinin birkaç içinde 0,8’e düşeceğini varsayımına dayalı hesapsız oyunlar oynar.

    Ve 2 ay içinde 15 milyon dolar sıfıra iner.

    Ana kızın paralarının buhar olduğundan haberi bile yoktur.

    Bir gün şubeye gittiklerinde, beş kuruşlarının kalmadığını öğrenirler.

    Hemen bankaya dava açarlar.

    O sırada banka bir yabancıdan, bir başka yabancıya satılmak üzeredir. Banka ödemeyi yaparak, bankanın değerini düşürmek istemez.

    Dava görülmeye başlanır.

    Mahkeme davayı bilirkişiye götürür.

    Bilirkişi raporu yaşlı kadının lehine gelir.

    Banka suçludur.

    Banka itiraz eder.

    Bir bilirkişi raporu daha istenir.

    O da banka aleyhine gelir.

    Mahkeme, bankayı 9,5 milyon dolar ödemeye mahkum eder.

    Ancak konu orada kapanmaz.

    Dava istinafa gider.

    İstinaf mahkemesi, yeni bir bilirkişi raporu istemeden, yeni bir araştırma inceleme yapmadan aynı dosya ve aynı bilirkişi raporu üzerinden tam tersi bir karar verir ve bankayı kurtarır.

    Sonra Yargıtay aşamasına geçilir.

    Bankanın hukuk servisi güçlüdür ve bankanın sermayedarlarının arkasında siyasi güç de vardır.

    Yargıtay da ne bir ek bilirkişi raporuna, ne de bir başka incelemeye gerek duymaksızın, bilirkişinin banka yönetimini suçlu bulduğu rapora rağmen bankayı haklı çıkarır.

    Şimdi 86 yaşındaki kadın Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekliyor.

    Bankanın gücünün oraya kadar uzanmayacağını umarak.

    Sonuçta bankalar güçlü kurumlardır.

    Hele Türkiye gibi adaletle ilgili tartışmaların olduğu ülkelerde çok güçlü.

    Hele bir de arkasında “dost ve kardeş” ülkelerin sermayeleri var ise!

    Kaynak: https://fatihaltayli.com.tr/kose-yaz...zbank-meselesi

  2. İkinci Seçil Erzan vakası! 200 kişi, 100 milyon dolar!

    Seçil Erzan vakası Türkiye'nin gündeminden düşmezken yeni bir dolandırıcılık olayı daha yaşandı.

    İstanbul'da bir kamu bankasında çalışan Ü.G.'nin iddiaya göre yüksek kâr vaadiyle dolandırıcılık yaptığı iddia edildi.

    Çevresindekilere ilk olarak yüzde 5 kâr vadeden Ü. G. daha fazla para getirmeleri sonucunda kâr vaadinin yüzde 6, yüzde 7'ya çıkacağını söyledi. Bu şekilde çevresinde bulunan çok sayıda kişiyi dolandırdı. Şüpheli hakkında 2022 yılında şikayetler olması nedeniyle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadesi alındı. Ü. G. ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

    MAĞDURLAR EYLEM YAPTI

    Ü.G.'nin kurbanlarından olduklarını belirten 15 kişilik grup, Anadolu Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı

    Grubun, Ü.G. hakkında suç duyuruları bulunduğu belirten avukat Abdullah Bişaroğlu, şunları söyledi:

    - Kamuoyunu meşgul eden futbolcular kadar belki de ünlü olmadıkları için dosyalarında hiçbir ilerleme kaydedilmiyor. Savcılığa yöneltilen ısrar dilekçelerine rağmen savcılık tarafından bu dosyada herhangi bir işlem yapılmıyor.

    BEŞ TANE DOSYASI VAR

    - Ü.G., 4 Ağustos 2022 tarihinde ifadesi alındıktan sonra da adliyeden hiçbir tedbir alınmadan serbest bırakılmış ve müştekilerin hiçbirisi bu şahsa ulaşabilmiş değil. Şahıs hakkında devam eden beş tane soruşturma dosyası var hepsi bugün bu dosyada birleştirilmiş durumda. Suç duyurusunda bulunmayan müştekiler var. Bugün onlar için ayrıca suç duyurusunda bulunacağız. Bu şahıs hakkında adli işlemlerin ivedilikle ve usule uygun bir şekilde yapılması gerektiği inancı taşıyoruz.

    YÜZDE DÖRTTEN YÜZDE YEDİYE

    - 100 milyon doların üzerinde bir paranın Ü. G. isimli şahsa havale edildiğini biliyoruz. Bu havalelerin altın gönderme, Euro gönderme, elden para verme şeklinde olduğunu biliyoruz. Başta küçük bir miktar aldıktan sonra yüzde 4 oranında kâr vaad ediyor. Akabinde bu paranın arttırılması şartıyla kâr marjı yüzde 5'e, yüzde 6'ya ve yüzde 7'ye çıkarılıyor. Böylece insanların daha çok para getirilmesi sağlanıyor.

    200 KİŞİDEN BAHSEDİYORUZ

    - Banka içerisinde bir para alışverişi en azından arkanızda gördüğünüz müştekiler çerçevesinde yok. Biz bu tarz işlemlerin bankadan habersiz ve bankadaki müdürlerden habersiz yapılmasını mümkün görmüyoruz. Futbolcular kadar ünlü olmayabilirler ama bu insanlar futbolculardan çok daha fazla para kaptırdılar ve futbolculardan çok daha fazla sayıdalar, 200 kişiden bahsediyoruz.

    Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/ikinci-seci...on-dolar-p8366

    ****************************

    Ü.G.’nin kurbanlarından olduklarını belirten 15 kişilik grup, Anadolu Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.

    Grubun Ü.G. hakkında suç duyuruları bulunduğu belirten avukat Abdullah Bişaroğlu, “Ü. G.etrafındaki insanlardan çeşitli miktarlarda paralar toplayarak yüksek kar vaadinde bulundu. Akabinde de bu paraları alarak ortalıktan kayboldu. Müşteriler, 2022 tarihinde şüpheli hakkında suç duyurusunda bulundu” dedi. Avukat Abdullah Bişaroğlu, “Kamuoyunu meşgul eden futbolcular kadar belki de ünlü olmadıkları için dosyalarında hiçbir ilerleme kaydedilmiyor. Savcılığa yöneltilen ısrar dilekçelerine rağmen savcılık tarafından bu dosyada herhangi bir işlem yapılmıyor. Ü. G., 4 Ağustos 2022 tarihinde ifadesi alındıktan sonra da adliyeden hiçbir tedbir alınmadan serbest bırakılmış ve müştekilerin hiçbirisi bu şahsa ulaşabilmiş değil. Şahıs hakkında devam eden beş tane soruşturma dosyası var hepsi bugün bu dosyada birleştirilmiş durumda. Suç duyurusunda bulunmayan müştekiler var. Bugün onlar için ayrıca suç duyurusunda bulunacağız. Bu şahıs hakkında adli işlemlerin ivedilikle ve usule uygun bir şekilde yapılması gerektiği inancı taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

    işaroğlu, “100 milyon doların üzerinde bir paranın Ü. G. isimli şahsa havale edildiğini biliyoruz. Bu havalelerin altın gönderme, Euro gönderme, elden para verme şeklinde olduğunu biliyoruz. Başta küçük bir miktar aldıktan sonra yüzde 4 oranında kar vaad ediyor. Akabinde bu paranın arttırılması şartıyla kar marjı yüzde 5’e, yüzde 6’ya ve yüzde 7’ye çıkarılıyor. Böylece insanların daha çok para getirilmesi sağlanıyor. Banka içerisinde bir para alışverişi en azından arkanızda gördüğünüz müştekiler çerçevesinde yok. Biz bu tarz işlemlerin bankadan habersiz ve bankadaki müdürlerden habersiz yapılmasını mümkün görmüyoruz. Futbolcular kadar ünlü olmayabilirler ama bu insanlar futbolculardan çok daha fazla para kaptırdılar ve futbolculardan çok daha fazla sayıdalar, 200 kişiden bahsediyoruz” diye konuştu.

    Bu arada Ü.G.’nin suç duyuralarının ardından bankadaki görevine son verildiği kaydedildi. Kadıköy’deki banka şubesinin de taşındığı belirtildi.

    DHA/İHA/MİLLİYET

    Kaynak: https://bankavitrini.com/35015-2/

  3. İstanbul Kadıköy'de bir kamu bankasında çalışan Ümit G.'nin yüksek kar vaadiyle çok sayıda kişiyi dolandırdığı öne sürüldü. Suç duyurusunda bulunan mağdurların avukatı Abdullah Bişaroğlu, dolandırıcılığın boyutunun 100 milyon dolar olduğunu iddia etti

    Yüksek kar vaadiyle bono aldığını söyleyen ve çevresindekilere ilk olarak yüzde 5 kar vadeden şüpheli Ümit G. daha fazla para getirmeleri sonucunda kar vaadinin yüzde 6, yüzde 7'ya çıkacağını söyledi.

    Bu şekilde çevresinde bulunanlar dolandırdı. Şüpheli hakkında 2022 yılında şikayetler olması nedeniyle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadesi alındı. Şüpheli Ümit G. ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

    "GÜVENDİK ÇÜNKÜ ÇOCUKLUK ARKADAŞIMIZDI"

    750 bin dolar dolandırıldığı söyleyen Ergin Sarı,"Son 2- 2 buçuk yıl kadar önce başlayan bir vakadan bahsediyoruz. Aslında battık denilen bir sistemde aslında dolandırıldık. Ümit G. adlı kişi , bizim çocukluk arkadaşımızdır. Bir ponzi sistemi kurmuş ve bu ponzi sistemine bize ortak etmiş. Aynı zamanda suç ortağı etmeye çalışmış bizi. Suç ortağı olduğumuzu da battıktan sonra anladık. Yaklaşık 750 bin dolar kadar bir para verdim ben. Tabii paranın tamamı bana ait değil. Eşimiz dostumuz arkadaşlarımız. İnsanların da verdiği paralarla 750 bin dolardan söz edebilirim. Kendisine de güvendik. Çünkü çocukluk arkadaşımızdı" dedi.

    "BU SİSTEM ÜZERİNDEN PARA KAZANDIĞINI İDDİA EDİYORDU"

    Sarı Ümit G.'nin kurduğu sistemi şu sözlerle anlattı:

    "Biz aslında kuruculardan biriyiz diyebiliriz. Ama dolandırıcılık anlamında değildi. Yani para kazanma üzerine bize verilen, vaadedilen üzerine. Biz kuruculardandık. Ben vardım. Benimle birlikte 5 kişiydik. Ümit'le beraber 6 kişiydik.

    Örnek vereyim. Size yüzde 4 vereceğim veya sana yüzde 5 vereceğim. Sen birini daha dahil et. Ona yüzde 4 vereceğim. Aradaki yüzde 1'i sana vereceğim. Ve ben birini bulup koyduğumda sisteme, ona da yüzde 5 veriyordu. Onun yeni getirdiği kişiye de yüzde 6 veriyordu.

    Borsacıyım ben diyordu. Bankada çalıştığını biliyorduk o süreç içerisinde. Bankada brokerlık yaptığını iddia ediyordu. Aynı zamanda bankanın sistemine, özel erişim yerlerine girebildiğini, erişebildiğini iddia ediyordu.

    Tabii biz bunun da yasak olduğunu bilmiyorduk, dürüst konuşmak gerekirse. Bu sistem üzerinden para kazandığını iddia ediyordu. Yani borsacıyım. Hisse senetleri alıp satıyorum. Fon alıp satıyorum. Bu tarz yatırım araçları, enstrümanlarına girip para kazandığını vaadediyordu.

    Hukuksal boyutta ilk süreci başlatan bizleriz. Ben ve 3 arkadaşım. İbrahim Savur ve Ayhan arkadaşımızla biz süreci başlattık. 2 yıl öncesinde bizimle birlikte dosyaya dahil olan toplamında 12 kişi oldu. Ama 200'ün üzerinde insanın olduğunu da biliyoruz."

    "HASTA ÇOCUĞUNU DA BURADA BIRAKIP KAÇTI"

    Sarı, "Bu sadece bireysel olarak ve bunların da ailelerini katarsak yaklaşık 600, 700 insan diyebiliriz. Yani sıkı bir araştırmaya bağlı olarak baktığımızda ulaşamadığımız kişileri katmıyoruz. Toplamda 100 milyon dolar. Bir süre Kıbrıs'ta kaldı. Uzun bir süre Kıbrıs'tan sonra Avusturalya'ya kaçtığının haberini aldık. Ailesi burada. Bütün yakınlarını burada bırakarak, hasta bir çocuğunun da burada insanların tehditlerine maruz bırakarak buralardan kaçıp gitti. Çok mağdur oldum. Bu olanlarda en çok mağdur olan benim. Çünkü bu süreçte bu sürecin etkisiyle ben annemi kaybettim. Ve dolayısıyla bununla birlikte birçok insan benim kadar mağdur olur. Yani gerek manevi gerek maddi" dedi.

    "BANKA ARACILIĞYLA BAZI ÖZEL BİLGİLERE ULAŞTIĞINI SÖYLEDİ"

    Bankacı Ümit G.'nin eşinin dayısı olduğunu söyleyen mağdurlardan İbrahim Sabur ise yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

    "Bankada çalıştığı dönem içerisinde bize kar payı vermek üzere bizden paralar talep etti. 2017 yılında ilk defa bizimle çalışmaya başladı. Bundan sonra bize kar payı vereceğini söyledi.

    Bankada çok iyi konumda olduğunu, bazı özel bilgilere hakim olduğunu söyledi. Kendisinin deyimiyle başında bulunan müdürü Ahmet O. isimli şahıstan bilgi aldığı iddiaları vardı.

    Bu şekilde başladık. 2022 yılına gelinceye kadar yaklaşık 200 kişiyi mağdur edip ve 100 milyon doların üzerinde bir parayla ortadan kayboldu.

    "HESABININ BLOKE OLDUĞU BAHANESİYLE BİZİ BİR SÜRE OYALADI"

    Bize kaybolmadan önce son söylediği şey borsada çok fazla hareketlilik olması sebebiyle hesabının kilitlendiğiydi. Birkaç ay bizi böyle dolandırdıktan sonra beklettikten sonra ortadan kayboldu.

    6 Mayıs 2022'de Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum. Bu kişi benim eşimin dayısıdır, oradan tanıyorum. Kendisi birkaç kez borsa işini çok iyi çözdüğünü söyledi. Benim de sisteme katılmamı istedi."

    "SİZ KAZANIYORSUNUZ AKRABALARINIZ DA KAZANSIN"

    "İlk olarak 2017 Ağustos ayında 40 bin TL verdim" diyen Sabur sözlerini şöyle sürdürdü:

    "İlk zamanlarda düzenli olarak paramı veriyordu. Düzenli olarak veriyordu ama daha sonra da bizden geri istiyordu. Mesela 2021 yılında elimde 500 bin TL civarında para birikmişti. Kendisi yurtdışında acil bir çıkışı olduğunu söyleyerek çalışanını bana yollayacağını ve bu parayı ona göndermemi istemişti. Aldı ve geri verdi. Güven sağlayarak, bu parayı bir şekilde geri topluyordu.

    2021 yılının sonuna geldiğimizde öğrendim ki bunu herkese yapmış. Olabildiğince para toplamış. Özellikle kendisi şunu dile getiriyordu; 'Ben kazanıyorum, siz de kazanıyorsunuz. Sizin altınızda akrabalarınız da kazansın istiyorum.'

    Böyle söyleyerek hem bizi manipüle ediyordu hem de bir yandan ben onlarla uğraşamam, ben çok büyük şirketlerle çalışıyorum, onlarla siz ilgilenin diyordu.

    O paraları temsilci olarak siz yönetin diyerek bizi görevlendiriyordu. Alttan insanlar bize getiriyordu paraları, biz de onlara veriyorduk. Paraları işletip ay sonu geldiğinde bize geri gönderiyordu.

    Bu durum bir süre yürüdü. 2019 -2021 yılları arasında yaklaşık iki yada iki buçuk yıl benim üzerimden bu şekilde yürüdü. Bize sürekli akrabalar içerisinde çalıştığını, onun dışında kimseyle çalışmadığını söylemişti.

    2021'in ortasında bizim çok fazla benimsemediğimiz ya da kendilerinin iyi işlerle uğraşmadığını düşündüğümüz insanlarla bu kişiyi yan yana görmeye başlayınca biz bu işin başka bir yola evirildiğini düşündük. Bu işin bizi dolandırmaktan ziyade kirli işlere gireceğini düşünerek kendisinden uzaklaşmaya çalıştık.

    Sonrasında hesabının bloke olduğu bahanesini ortaya koyarak bizi bir süre oyaladı. Sonrasında da ortadan kayboldu. Kendisini bir türlü yakalayamadık. Bu işe son noktayı koymak için de 2021 Mayıs ayında kendisinden şikayetçi olduk. Ben bugünün parasıyla yaklaşık 1 milyon dolar dolandırıldım. 2021 yılında 8 milyon lira civarındaydı bu miktar.

    Buradan ona sesleniyorum. Ümit G., bu dolandırıcılığın hesabını devletin karşısında vereceksin. Bunun peşini ne biz ne de geri kalan mağdurlar bırakmayacak. Sen ve arkandaki güçler kimse bunlar devlete hesap verecekler. Bunu hiçbir zaman unutma. Er ya da geç kanun sizi yakalayacak ve cezanızı size verecek"

    Kaynak: https://gazetememur.com/gundem/kamu-...JkCPGp4JHu-Tsw

  4. Wink

    Trabzon'da 19 yaşında bir gencin internetten tanıştığı bir eskortla geçirmeyi planladığı yılbaşı gecesi hayali kabusa dönüştü. Genç, dolandırıcı eskortlara 100 bin lirasını kaptırdı.

    Alınan bilgiye göre, 19 yaşındaki M.T. yılbaşı gecesi için internet ortamında gördüğü eskort ilanına tıklayarak ilanda yer alan kadınla irtibata geçti. Kendisi ile görüşmek isteyen M.T.'den 100 bin talep eden ve verdiği hesap numarasına parayı çıkartmasını isteyen kadın, paranın hesabına geçmesinin ardından M.T.'nin telefonlarına çıkmayarak telefonunu kapattı. Eskort kadına tüm çabalarına rağmen ulaşamayan genç polise başvurarak dolandırıldığı şikayetinde bulundu.

    Trabzon Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele ekipleri, olayla ilgili inceleme başlattı.

    Kaynak: İHA

    Yeni yılınız kutlu olsun. Sağlık ve mutluluklar dilerim..

  5. Bursa'da yaşayan İrfan Kahraman (50), mobil bankacılık hesabının ele geçirildiğini, kredi kartının 20 bin TL olan nakit avans limitinin artırılıp 300 farklı hesaba 452 bin TL gönderildiğini iddia etti. Alışveriş yaparken 'yetersiz bakiye' uyarısı alınca durumu fark ettiğini, durumu şikayet ettiğini söyleyen Kahraman, avukatı aracılığıyla da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili bankanın da inceleme başlattığı belirtildi.

    Olay, 23 Aralık 2023'te İnegöl ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre; mobilya firmasından işçi olarak emekli olan İrfan Kahraman, alışverişe gittiği markette, yanında nakit olmadığından kredi kartıyla ödeme yapmak istedi. 20 bin TL limiti olan kredi kartının 'yetersiz bakiye' uyarısı üzerine Kahraman, bankanın müşteri hizmetleri servisini aradı. Kredi kartının nakit avans limitinin yükseltilip, 49 ayrı seferde çekilen 452 bin TL'nin 300 farklı hesaba gönderildiğini öğrenen Kahraman, dolandırıldığını anlayıp kredi kartını kapattırdı, 24 Aralık'ta da polis merkezine gidip şikayette bulundu.

    'KARTIMI HİÇ KULLANMIYORDUM'

    Sorumluların ortaya çıkarılıp, mağduriyetinin bir an önce giderilmesini isteyen İrfan Kahraman, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

    "Kredi kartımı hiç kullanmıyordum. Aralık ayında kullanmaya kalktım, 'bakiye yetersiz' dedi. 20 bin TL limitim vardı. Komple ele geçirmişler. Hesabımdan 452 bin lira para çekilmiş. Banka hiçbir bildiri vermedi bana. Bu para yaklaşık 300 farklı IBAN'a gönderilmiş. Kartı öğrendiğimde, hemen müşteri hizmetlerini arayıp bloke ettirdim. Emniyete gidip suç duyurusunda bulundum. Aynı günde 2-3 kere para çekildiği günler var. Dekontta öyle görünüyor. Nakit avans olarak çekiliyor. 20, 30, 40 bin lira olarak çekilip farklı kişilere gönderiliyor. 20 bin TL'lik limitim artırılarak 452 bin liraya kadar çıkarılıyor. Bana hiçbir şekilde bildirim gelmedi. 30 senedir çalışıyorum. Kredi çekip ev aldım. İşlemediğim borç yüzünden evimin gitmesinden korkuyorum. Kartı öğrendikten sonra eşim rahatsızdı ve iyice psikolojik çöküntüye uğradık. Düzenimiz kalmadı. Gereken neyse yapılmasını istiyorum."

    'TAM RAHATA ERECEKTİK, ŞU YAŞADIKLARIMIZA BAK'

    Bağırsaklarındaki rahatsızlık yüzünden bugüne kadar 12 kez ameliyat olduğunu ve oturdukları evin kredisini ödeyebilmek için hasta olmasına rağmen, gündelik işlerde çalıştığını söyleyen Hanife Kahraman ise gözyaşlarıyla konuşarak, "Ben meyve topladım, evimi ödeyebilmek için. Neler yaşadım, neler gördüm. Mağdur ettiler bizi. Ben kimsenin hakkına girmedim. Neden onlar bizim hakkımıza girdi? Ben zaten hastalık içerisindeyim. Yaşadıklarım beni mahvetti. Allah herkesin hakkını herkesten sorsun. Şu halime bakın, ayakta zor duruyorum. Bu yaşadıklarım reva mı? Oturduğum yerden, olmadık insanlar bizi dolandırıyor. Şu mahallede sorun, ben kimsenin hakkına girmemişim. 10 senedir burada oturuyorum. Yetimim, anam yok, babam yok. Yetimin hakkını neden yediler? Çok zoruma gidiyor. Ben çok şey yaşadım, bu yaşantımı kimseye yansıtmadım. Tam rahata erecektik, şu yaşadıklarımıza bak. Allah sorsun, ne diyeceğimi bilmiyorum, çok zoruma gidiyor. Ben hiç kimsenin hakkına girmedim. Ben çoluğumu çocuğumu tarlalarda büyüttüm. Haram lokma yedirmedim. Ameliyat olacağım. Ben kocamı mı kayırayım, oğlumu mu? 12 kez ameliyat oldum. Hayata tekrar tutunmuşken şu yaşadıklarıma bak" dedi.

    'HESAPLARI GÜVENDE TUTMAK, BANKANIN SORUMLULUĞUNDA'

    Savcılığa suç duyurusunda bulunup konuyu yargıya taşıdıklarını söyleyen ailenin avukatı Hasan Balyoz ise olayda bankanın kusuru olduğunu öne sürerek, "Bir gün bir alışveriş esnasında kartını kullanmaya çalışan müvekkilim, bakiye yetersiz uyarısı alıyor. Hemen akabinde bankaya bildiriyor ve bunun nedenini bankaya sorduğunda, kredi kartının kullanılmış olduğunu, yarım milyona yakın paranın defalarca kez, 300 farklı hesaba, Türkiye'nin dört bir tarafına dağıtıldığını söylüyorlar. Sonrasında müvekkilim suç duyurusunda bulunuyor ve bankayı arayıp hesaplarını kapatıyor. Kredi kartlarını bloke istiyor. Biz de bunun akabinde gerekli yerlere ve bankaya müracaatta bulunduk. Ancak geçen zaman içerisinde bankadan bize herhangi bir geri dönüş sağlanmadı. Biz bunu yargı yoluna taşıyacağız. Burada müvekkilimin herhangi bir şekilde kusuru yok. Tüketicilerin mevduatlarını, hesaplarını teminat altına almak, güvende tutmak bankanın sorumluluğundadır. Siz ufak bir işlem yapmak istediğinizde dahi bir onay kodu gelir ve sizin müşteri hizmetleriniz, şüpheli işlem yapıldığına dair arama yapar, sizden onay ister. Burada yaklaşık 300 farklı hesaba, Türkiye'nin dört bir tarafına küçük miktarlarda krediler çekilerek dağıtılmış ve banka hiçbir şekilde bunu müvekkilimi bildirmemiştir. Tüketiciye bunu bildirmesi, en azından bir onay kodu alması gerekirken, banka bu güveni sağlayamamış. Biz bu doğrultuda mahkemeye başvuracağız, emsal kararlar aynı bizim yönümüzde. Bu işlemleri iptal ettireceğiz, mağduriyetimizin giderileceğini düşünüyoruz. Bu tür dolandırıcılıklar karşı bütün vatandaşlarımızı uyarıyoruz" ifadelerini kullandı. Öte yandan olayla ilgili, bankanın İnegöl Şubesi tarafından da inceleme başlatıldığı öğrenildi.

    Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL, (Bursa), (DHA)

    https://www.dha.com.tr/video/hesabin...-video-2379346

  6. 2.5 Milyar TL civarlarında bir vurgundan bahsediliyor.

    'Ocakçı Holding' vurgununda mağdurların sayısı artıyor

    Yozgat'ta dron fabrikası kurma vaadiyle tanınan Ocakçı Holding mağdurları büyüyor. İzmir’in Çiğli ilçesinde, ponzi sisteminde olduğu gibi hem İzmir Token hem de yüksek faiz vaadiyle binlerce kişiden para topladığı belirtilen Ocakçı Holding’in sahibi Sedat Ocakçı, yeğeni Siber Güvenlik Uzmanı Salih Han'ın holdinge ait 2 milyar 500 milyonluk soğuk cüzdanla Dubai’ye kaçtığını iddia etmişti. İş insanı Sedat Ocakçı’ya bir haftadır ulaşılamadığı ifade edilirken, holding binasının girişindeki levhaların kaldırıldığı ve holding binasına kiralık pankartı asıldığı ortaya çıkmıştı.

    Sırra kadem basan Sedat Ocakçı ve 8 şüpheli hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirilirken, yüzde 17 gibi yüksek faiz vaadine inanarak aralarında aracını satan, kredi çeken vatandaşların da olduğu çok sayıda mağdur, holdinge ait Çiğli ilçesindeki Hira Danışmanlık Eğitim ve Yazılım önünde toplandı.

    ARACINI SATTI, ELİNDEKİ ÇANTA BOMBOŞ KALDI

    1 ay önce bir devlet kurumundan emekli olan 62 yaşındaki Sedat Kekevi, 200 bin lira parasını kaptıranlardan. "Elimde çantam bomboş kaldı" diyen Kekevi, “'Borsadan kar geliri elde ediliyor' dediler. Bende aracımın birisini Adana’ya götürüp sattım. 200 bin lira parayı da getirip bunlara verdim. 200 bin liranın içerisinde 2-3 ay bana bir ödeme yapıldı. Daha sonra ‘yılbaşından sonra toplu ödeme yapacağız’, ‘paranızı borsada çalıştırıyoruz’, ‘paranız emin ellerde’ dediler. ‘Borsada elde edilecek karın belli bir kısmını size verilecek’ diye Harmandalı köy sakinlerine inandık, verdik. Şuan mağdurum. Elimde çantam bomboş kaldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sesleniyorum, lütfen bu işin peşini bırakmayın” şeklinde konuştu.

    “KOYUNLARIMI SATACAĞIM YOK PARASINA”

    Mağdurlardan 63 yaşındaki çiftçi Seyfettin Arıcı da, "Bütün milletin para verdiğini gördüm. Evvelden yüzde 15 gibi yüksek faizle para veriyordu, o esnada bende yatırdım. Aslında benim paramın tamamı 90 bindi. 90 bin, faizle 200 bin lirayı buldu. 200 binden sonra alıyordum, bende ona güvenerek işten çıktım. O paraya güvenerek koyun aldım. Şimdi insanlar paralarını istiyor benden. Koyunlarımı satacağım yok parasına” ifadelerini kullandı.

    “1,5 MİLYON KREDİ ÇEKEREK VERDİM”

    “Yüksek kar vaadinde bulundular, akrabaları bizi ikna etti” diyen mağdurlardan Zümrüt Özşen ise, “Her gün bizim oradan geçiyordu kendisi. ‘Siz vermiyorsunuz, herkes veriyor’ diye bizi kandırdılar. Bankalardan ve esnaf kefaletten 1,5 milyon kredi çekerek verdim. Benim şuan 300 bin lira ödemelerimle 1 milyon 700 bin lira borcum var” diye konuştu.

    “HAYIRSEVER BİR PROFİL ÇİZDİ KENDİSİNE”

    “Çuval çuval, valiz valiz paralar geliyordu buraya. Millete elden para dağıtıyorlardı” diyen mahalle sakinlerinden Mustafa Araz (21), “Parayla buradaki milletin gözünü boyadılar. Para hırsı bürüdü insanları, insanlar kandı. Milletin paralarıyla burada tavuklu pilavlar dağıttılar, lokmalar döktürdüler, garibanlara yardım ettiler. Hayırsever bir profil çizdi kendisine burada” şeklinde konuştu.

    “İZMİR TOKEN’İ ARADIKTAN SONRA OCAKÇI HOLDİNG’E YÖNLENDİRDİLER”

    İzmir Token reklamlarını gördüğünü belirten mağdurlardan 44 yaşındaki Cenan Öztürk de, “150 bin lira kredi çektim. İzmir Token’i aradıktan sonra Ocakçı Holding’e yönlendirdiler. Burada ‘daha hızlı kar’ edebileceğimi söylediler. Ben Token kısmıyla ilgilendim açıkçası; ama sonra bu tarafa yönlendirdiler. Sonra Sedat Ocakçı’nın hesabına 150 bin lira para gönderdim. Ocak ayında ihtiyaçlarım olunca parayı çekmek istedim. ‘Sıkıntıları’ olduğunu söylediler. Akrabası ‘Salih Han’ın soğuk cüzdanı alıp kaçtığını’ söylediler. Kenarda duran bir paramız da değildi. Öyle olsa ona da gam yemeyeceğim. Kredi çektik borçlardan bir an önce kurtulmak için. Borcun üstüne borç ekledik. Tüm vatandaşlarımıza buradan kendim adıma sesleniyorum; lütfen böyle kurumlara hiçbir şekilde itibar etmeyin. Ben bile kanmam diyordum; ama maalesef bende aynı tuzağa düştüm” diye belirtti.

    MAĞDUR OLAN HOLDİNG ÇALIŞANININ 700 BİN LİRASI GİTTİ

    Ocakçı Holding’in çalışanlarından olan ve yaşanan süreçte kendisi de mağdur olan İsmail Çoban, yaşananları anlattı. Onlarca çalışanın parasını kaptırdığını belirten Çoban, “AR-Ge bölümünde mekanik montaj elemanıydım. Sağdan soldan, çalışan ekip arkadaşlarımdan sistemi duyuyordum. Portföy diye bir sistem vardı, yüzde 17 faiz veriyordu. Bende aracımı satarak yüksek faiz vaadine 700 bin lira para yatırdım. İzmir Token kısmına da 30 bin lira para yatırdım. Paramızı alamadık. Gerek WhatsApp konuşmalarında, gerekse de yapılan toplantılarda ‘arkadaşlar korkmayın, bin x olacak’ şekilde sürekli konuşmalar yapıldı. Paramızı çekmeyelim diye bize yine bir güven sağladılar” diye konuştu.

    ÇALIŞANLARINI İZMİR TOKEN'E YÖNLENDİRMİŞ, VİDEO ÇEKMİŞ

    Ocakçı Holding sahibi Sedat Ocakçı’nın, daha önce çekmiş olduğu bir video ile çalışanlarına İzmir Token’i anlattığı ortaya çıktı. Görüntülerde Sedat Ocakçı, “1 milyon portföyü olan bir çalışanımız, nisan ayında isterse nakit olarak 1 milyonunu alacak, kendi tasarruflarını kendisi yönetecek. ‘Eğer ben yine eskisi gibi sizin yönetmenizi istiyorum’ diyorsa, biz bunu artık İzmir Token üzerinden yapacağız. Örneğin; Ahmet’in bugün itibariyle bizde 1milyon lirası var. Biz bu 1 milyon lirayı İzmir Token’e çevireceğiz. Tanesi 1 liradan 1 milyon adet İzmir’e çeviriyoruz. Bu 1 milyon adet İzmir’inizi borsa cüzdanınıza atıyorum. Artık 1 milyon İzmir Token’iniz var” dediği görüntülerde ortaya çıktı.

    https://www.medyaege.com.tr/buyuk-oc...or-235227h.htm


  7. İzmir'de yüksek kar vaadiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan haklarında gözaltı kararı verilen holding sahibi Sedat Ocakcı (34) ve eşi Seçilay Ocakcı'nın (30) da aralarında bulunduğu 28 şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor. Gözaltına alınan şüpheliler arasında holdinge bağlı şirketlerden Metayıldız'ın genel müdür yardımcılığı görevini yürüten emekli Tuğgeneral Mehmet Rıfat Alkan'ın da olduğu ortaya çıktı.

    Dünyanın ilk şehir tokeni olan İzmir Token'i halka arz eden Barış Turgut'la yaptığı protokol sonucu, 15 milyonluk yatırım yaparak gündeme gelen Ocakcı Holding'de, iddiaya göre; holdingin sahibi Sedat Ocakcı'nın yeğeni siber güvenlik uzmanı Salih Han, kuruma ait 2,5 milyar liralık soğuk cüzdanla Dubai'ye kaçtı. Yüksek kar vaadiyle paralarını verenler, dolandırıldıkları iddiasıyla polise şikayetçi olmaya başladı. Şüphelilerin, satışını yaptıkları token ile kripto piyasalarında para kazandıracaklarını vaat ettiği, ayrıca dron fabrikası kurarak da yine kar sözü verdikleri öğrenildi.

    Şüphelilerin 2 bin 500 kişiden yaklaşık 2,5 milyar TL para topladıkları öne sürüldü. Şu an 30 mağdurun şikayetçi olarak polise başvurduğu ortaya çıktı. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, dolandırıcılık iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Savcılığın talimatıyla dün sabah harekete geçen İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, haklarında gözaltı kararı çıkartılan aralarında Ocakcı Holding sahibi Sedat Ocakcı, eşi Seçilay Ocakcı'nın da bulunduğu 30 kişiye yönelik eş zamanlı operasyon düzenledi. Ocakcı Holding ve bağlı işletmelerinde arama yapıldı.

    SEDAT OCAKCI, TSK'DAN İHRAÇ EDİLMİŞ
    Ocakcı çifti, İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin desteği ile Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Adana'da saklandıkları kiralık evde yakalandı. Ocakcı çifti ile 1'i yardım ve yataklık suçundan olmak üzere toplam 28 kişi gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı bulunan 3 kişinin arandığı bildirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde üsteğmen olarak görev yapan Ocakcı'nın, 2017 yılında Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında önce açığa alındığı, 2 yıl sonra da ihraç edildiği de ortaya çıktı.

    YURT DIŞINA ÇIKMAYA ÇALIŞMIŞ
    Ocakcı çiftinin operasyon öncesi Türkiye'yi terk etmeye çalıştıkları da ortaya çıktı. 1 Ocak 2023'te Ocakcı Holding'i kurduğu belirtilen Sedat Ocakcı hakkında ilk olarak 1 Şubat 2024'te İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne şikayette bulunulduğu bildirildi. Şikayetin ardından Emniyet Müdürlüğü'nün talebi üzerine mahkemece Ocakcı hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirildiği kaydedildi. Ocakcı'nın 2 Ocak'ta Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan eşiyle yurt dışına gitmeye çalıştığı ancak hakkında yurt dışı çıkış yasağını öğrenince Adana'ya geçip, eşyalı kiralık ev tuttuğu belirtildi. Sedat Ocakcı'nın Adana'ya gitmesindeki amacının, buradan da yasa dışı yollardan Kıbrıs'a gitmek olduğu öğrenildi. Ocakcı Holding bünyesinde 10 şirketin bulunduğu bildirildi.

    LÜKS HAYATLARI KAMERADA
    Öte yandan Sedat Ocakcı'nın paylaştığı bir videoda, lüks yaşamlarını gözler önüne serdi. Holdingin bahçesinde eşi ile yürüyen Ocakcı'nın, iki büyük hediye paketinin kurdelesini eşine açtırdığı, eşinin 'İnanmıyorum' diyerek şaşkınlık yaşadığı, açılan paketlerde lüks spor arabaların ortaya çıktığı görüldü. Biri siyah, diğeri kırmızı renkteki iki otomobili gören eşinin, Sedat Ocakcı'ya sarıldığı da video görüntülerinde yer alıyor.

    DRON İMALAT YAPACAKLARDI
    Öte yandan şüphelilerin polisteki işlemleri sürüyor. Gözaltına alınan şüphelilerden birinin emekli Tuğgeneral Mehmet Rıfat Alkan olduğu ortaya çıktı. Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nda alınan kararla, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Tuğgeneral Alkan'ın, 30 Ağustos 2022'de emekli edildiği öğrenildi. Alkan'ın, emekli olduktan sonra holdinge bağlı şirketlerden Metayıldız'ın genel müdür yardımcılığı görevini yürüttüğü kaydedildi. Şirkete, 15 Temmuz 2023'te, Yozgat Bozok Organize Sanayi Bölgesi Yatırım Alanı'nda yer tesis edildiği öğrenildi. Dron imalatı üzerine fabrika kuracağını beyan eden şirket yetkililerinin, bu alanda 3-4 ay kadar hafriyat alım çalışması yaptığı ancak 'Bozok Organize Sanayi Meta Yıldız Dron Fabrikası Meta Yıldız Bilişim Teknolojileri Dış Ticaret Sanayi Anonim Şirketi ibarelerinin' yazılı tabelanın dışında alanda başka hiçbir icraat gerçekleştirmediklerinin otaya çıktığı belirtildi.

    GÖZALTI SAYISI 30 OLDU
    İzmir'de yüksek kar vaadiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerden 1'i daha yakalandı. Böylelikle operasyon kapsamında gözaltına alınanların sayısı 30'a yükseldi. Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan 1 kişinin daha yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

    'KOMUTANINI ŞİRKETİNE GENEL MÜDÜR YARDIMCISI YAPMIŞ
    Öte yandan gözaltına alınan şüpheliler arasındaki holdinge bağlı şirketlerden Metayıldız'ın genel müdür yardımcılığı görevini yürüten emekli Tuğgeneral Mehmet Rıfat Alkan'ın, üsteğmen olarak görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nden FETÖ soruşturması kapsamında ihraç edilen holding sahibi Sedat Ocakcı'nın geçmişte komutanı olduğu öğrenildi.

    Kadir ÖZEN/İZMİR, (DHA)

    *****************************************

    İşçi emeklisi Garip Kardaş, mağdur olduğunu dile getiren isimlerden.

    Kardaş, "Birikimim olan 700 bin lirayı 3 ay önce verdim, 150 bin lirasını geri aldım. Yüksek kâr vadettiler. Drone fabrikası kurup parayı burada değerlendireceklerini söylediler. Bu parayla iş yapacaklarını söylediler. Kredi borçlarım var. Ne yapacağımı bilmiyorum. Böbreğimi satmayı bile düşündüm" dedi.

    28 yaşındaki Melih Mekik ise zararının 500 bin olduğunu belirterek, “Harmandalı Mahallesi'nin neredeyse tamamı para yatırdı. Evini, arabasını satanlar var. Eşimin, dostumun ve akrabalarımın milyon liralık zararı var. Ödeme yaptım, sadece 50 bin lira geri alabildim” açıklamasında bulundu.

    Kamyon şoförü Ali Doğan ise, "Kamyonumu satıp parasını yatırdım. 500 bin lira verdim. Bunun 200 bin lirasını geri aldım. Vereceklerini söylediler ama nasıl verecekler belli değil" ifadesini kullandı.

    Diğer yandan Ocakçı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri'nde üsteğmen olarak görev yaparken 2017 yılında Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında önce açığa alındığı, iki yıl sonra da ihraç edildiği aktarıldı.

    1 Ocak 2023'te Ocakçı Holding'i kuran Ocakçı hakkında ilk olarak 1 Şubat 2024'te İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne şikayette bulunulduğu ifade edildi.

    Şikayetin ardından Emniyet Müdürlüğü'nün talebi üzerine mahkemece Ocakçı hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirildiği kaydedildi.

    Ocakçı'nın 2 Ocak'ta Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan eşiyle yurt dışına gitmeye çalıştığı ancak hakkında yurt dışı çıkış yasağı olduğunu öğrenince Adana'ya geçtiği ve eşyalı kiralık ev tuttuğu belirtildi.

    Sedat Ocakçı'nın Adana'ya gitmesindeki amacın, yasa dışı yollarla Kıbrıs'a geçmek olduğu iddia edildi.

    Ocakçı Holding bünyesinde 10 şirketin bulunduğu öne sürülüyor.

    “Hızlı bir şekilde fon girişlerini sağlıyorum”
    Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, dolandırıcılık iddiaları üzerine soruşturma başlattı, savcılığın talimatıyla harekete geçen İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ise eş zamanlı operasyon düzenledi.

    Holding binasının boş olduğu ve şirket tabelalarının söküldüğü belirtildi.

    Sedat Ocakçı, bir süre önce yurt dışına kaçtığı iddiaları üzerine sosyal medyadan yayınladığı videosunda, "Buradayım, canlıyım, kanlıyım. Sizin beni rahat bırakmamalarınıza rağmen sistemimi kuruyorum. Hızlı bir şekilde fon girişlerini sağlıyorum ve kazandıkça sırayla azar azar hepinize o çok sevdiğiniz paralarınız yatacak” demişti.

    Ocakçı’nın aynı zamanda eşine lüks bir otomobil aldığı video da sosyal medyada paylaşılmıştı.

    Saadet zinciri nedir?
    Türkiye'de saadet zinciri olarak bilinen sisteme genel olarak piramit satış sistemi deniyor.

    Ponzi Şeması ya da Ponzi Oyunu olarak da literatüre geçen ilk piramit satış sistemi, 1919 yılında Charles Ponzi'nin geliştirdiği uluslararası kupon ödemeleri sistemi ile ortaya çıktı.

    Uluslararası geri ödeme kuponlarının ülkeler arası fiyat farklılığından kâr etmek amacıyla kurulan sisteme göre ne kadar kişi girerse elde edilecek kar artıyordu.

    Ancak piramit olarak büyüyen sistem ile ilgili endişelerin artması ve nakit akışının kesilmesiyle sistem en sonunda çöktü.

    Son olarak saadet zinciri komedyen ve oyuncu Kıvanç Talu ile reklamcılık sektöründe tanınan eşi Beril Talu ile tekrar gündeme gelmişti.

    Ondan önce de Çiftlikbank ile saadet zinciri olarak büyük bir vurgun gerçekleştirilmişti.

    https://www.bbc.com/turkce/articles/cd1jm33g54go

Sayfa 7/8 İlkİlk ... 5678 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •