Sayfa 826/826 İlkİlk ... 326726776816824825826
Arama sonucu : 6606 madde; 6,601 - 6,606 arası.

Konu: EREGL - Ereğli Demir Çelik

  1.  Alıntı Originally Posted by zars Yazıyı Oku
    Teşekkürler Sn. müzikal, bu forumda sizin gibi değerli forumdaşların yazılarını okuyarak sorgulama yeteneğimi zamanla artırdığımı düşünüyorum...Kalbi temiz tüm arkadaşlara teşekkürler...Ayrıca özellikle Sn Kaan ve Fedor a objektif bakış açıları yüzünden teşekkür ederim...
    CCS gerçekten bildiklerimizi unutturabilir, kat edilen her mesafe daha yeşil bir dünya için planlanan EAF ve DRI yatırımlarına gerek kalmadan karbon sorununu azaltacaktır... Bence ülkece bütün üniversiteleri bu konuda adım atmaları konusunda destekleyerek işe başlamalıyız...bunu çözen geleceği kazanacaktır...

    Şahsen BOF ların tamamiyle kapatılacağına ihtimal vermiyorum, hem çelik kalitesi hem de hurda bulunurluk sorunu yüzünden, bu nedenle CCS ile ilgili gelişmeleri yakından takip edeceğim ( tabii ki sadece Çelik sektörünü değil üretim yapan tüm fabrikaları doğrudan ilgilendiriyor)

    Saygılar...
    Sn.zars,
    Gelecekte çelik sektörünü bekleyen konular, teknolojik dönüşümler, hammadde hakkında gelişmeler gibi mevzuları takip etmek için önem verdiğim tek kişisin. Çünkü, hisse sahibi olmasına rağmen objektif bakabilen birisin, çok teşekkürler.
    Son IREPAS toplantı notlarını ve "Eurofer 2024-25" outlook raporunu okumuşsundur muhtemelen?


     Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    İlginç iki noktayı birleştirmişsiniz sn. müzikal elinize sağlık.
    Seçim ekonomisinin etkisiyle, yüksek faizlere rağmen yılın ilk çeyreğinde iyi bir büyüme gerçekleşti ancak Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon hedeflerinin tutması için ikinci yarıda sert bir fren sarsıntısı hissedilebilir. Yerel yönetimlerin artık harcamadan tasarrufa geçtiğini de biliyoruz.

    Bunlar bir anlam ifade ediyor mu? Şüpheliyiz. Büyük reklam kampanyasıyla getirdikleri MB başkanının akıbeti, 3 sene önce de benzer bir ani karar, siyaseten ve ekonomik olarak köşeye sıkışan politikacıların ekonomik olarak ellerinden bir şey gelmeyeceğini fark etmeleri akabinde en iyi bildikleri silaha, siyaset dedikleri oyunlara başvurma ihtimali çok daha yüksek. Tahmin edebileceğimiz tek şey en az bir büyük sürpriz olabileceği. Arjantin başkanı faizleri %50'ye indiriverdi bir anda mesela... Sanırım inatçı enflasyonla baş etmek için aldığı sıkı disiplin kararlarının sonuçlarını bekleyecek zamanı olmadığından korkarak enflasyon öngörüsüne göre erkenden faizleri indirmeye mecbur kalarak kumar oynadı.
    Sn. yelpaze,
    Ülkemizin 2013' ten beri yaşadığı zorluklardan/saçmalıklardan sonra şu sorunun sorulabilecek bir kıvama gelmesi beni çok şaşırtıyor ama "saçma" demezseniz yorumunuzu merak ediyorum; "Sizce TL' ye çok talep (aşırı değerlenme) olur mu?"

    Döviz yükselecek ya da döviz alalım rahatlayalım gibi laflar bir kenara, artık döviz alsam mı düşüncesini bile ben şahsen çevremden duymuyorum.
    PPF' i keşfedenler, seçim sonrası doların yükselmeyeceğine ikna olanlar, mevduat faizinin "gelecek 12 aylık enflasyon" ile karşılaştırmayı keşfedenler, seçim öncesi arabasını, evini...benzeri varlıkları dibine kadar alanlar....vs artık sanki TL' ye geçmeyi hızlandırdı gibi.
    Bir yandan turizm sezonu açılıyor. Dolar girişleri artacak.
    Bir yandan ısınma ihtiyacı azalıp, enerji ithalatı (dolar çıkışı) azalacak....vs

    MB milyarlarca dolar alıyor, ama kur hala yükselmiyor. Hem yabancı girişi, hem dolar satışları yoğunlaşmaya başladı. Yani "MB alım yapmasa, dolar çok düşecek" yorumlarını bile görür oldum.

    TL değerlenirse, ithalat çok artıp cari açık şişer mi?
    Kur hareketsiz kalırsa ereğli nasıl etkilenir? Yani Ereğli ile ilgili değerleme yaparken kur hakkında beklentilerinizi de hesaba katıyor musunuz.

    Not: Kırmızı banka limitsiz %56 faiz veriyordu. Cuma günü 1-3 ay vadeler için 100bin' e kadar olan mevduatlara %48 faiz vermeye başladı.....


    Teşekkürler,
    Son düzenleme : KaaN-; Bugün saat: 17:30.

  2.  Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
    Sn.zars,
    Gelecekte çelik sektörünü bekleyen konular, teknolojik dönüşümler, hammadde hakkında gelişmeler gibi mevzuları takip etmek için önem verdiğim tek kişisin. Çünkü, hisse sahibi olmasına rağmen objektif bakabilen birisin, çok teşekkürler.
    Son IREPAS toplantı notlarını ve "Eurofer 2024-25" outlook raporunu okumuşsundur muhtemelen?
    Sn Kaan, teşekkür ederim, kaydettim gönderinizi ISDMR sayfasından, en kısa sürede detaylı okumaya çalışacağım

    TECNO CK7n cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  3.  Alıntı Originally Posted by zars Yazıyı Oku
    Sn Kaan, teşekkür ederim, kaydettim gönderinizi ISDMR sayfasından, en kısa sürede detaylı okumaya çalışacağım
    Şu konularda forum ahalisinin yorumlarını merak ediyorum.

    İş Bankası genel müdürü Hakan Kara' nın yorumları da önemli gibi.
    Konu başlıkları: Dijitalleşme, Yeşil Dönüşüm, Katma Değerli Ürün, Finansman

    Ereğli açısından ilk iki konu için adımlarını attı.
    Katma değerli ürün üretiyor mu Ereğli? İncelik ve kalite olarak en üst düzeyde HRC/HRC üretiyor ama bunlar katma değerli ürün grubuna giriyor mu?
    Finansman konusunda sorunlar var gibi. Yıl sonu 1,9 milyar $ borç seviyesi bekliyorlardı galiba. Tehlikeli mi?

    IREPAS toplantılarında bol bol "avrupa, hurda da korumacılık yapabilir, en çok etkilenecek ülke Türkiye" yorumları olmuş. Ereğli' nin hammadde konusunu çözmek için adımını attı. Hurda bulunurluğu azalırsa EAF' lere karşı üstünlük sağlar mı?


    https://www.dunya.com/is-dunyasi/bil...-haberi-725390


    Bilançosunu yönetemeyen 2027' yi göremeyecek
    Geçen yıl bütün şirketlerin tarihinin en iyi bilançolarına ulaştığını söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, şirketleri rehavete kapılmamaları konusunda uyardı. Aran, bilançosunu iyi yönetemeyen, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme gerekli önemi vermeyen şirketlerin 2027 yılını göremeyeceğini söyledi.

    İş Bankası' nın bir girişimi olan ve demir çelik sektörünün sanal pazarı olarak hizmet veren Proemtia, bir yılını tamamladı. Bu kapsamda düzenlenen toplantıda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomiye dair önemli mesajlar verdi. Konjonktürün şirketler için zorlayıcı olduğunun altını çizen Hakan Aran, "Ekonomik şartların en ağır olduğu ve bu ağırlaşmanın reel sektör tarafında daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. İzlenen ekonomi politikalarından dolayı geçtiğimiz yıl tüm şirket bilançoları tarihinin en iyi durumuna ulaştı.

    Tarihinin en iyi durumuna ulaşan şirket bilançolarının bu kadar kısa sürede bozulması eşyanın tabiatına aykırı. Ancak şunu söylemek isterim o en iyi noktadan geriye dönüyoruz. Bundan sonra önümüzdeki 2,5 yıllık dönemde sadece bilançosunu iyi yöneten ve verimlilik artışını sağlayan şirketler 2027 yılını görebilecekler. Bunu başaramayan ve geçen yılın iyi bilançosunun sarhoşluğunu yaşayan ve onu devam ettirebileceğini düşünenler ise bu süreçte 2024,2025 ve 2026 yıllarında oldukça zor günler yaşayacak" diye konuştu.

    "Şirketlerin finansman maliyetlerini karşılaması çok zor"
    Böyle bir dönemde finansmana erişimin çok kolay olmadığını vurgulayan Aran, "Maliyetler de çok yüksek, herhangi bir iş alanında bu maliyetleri karşılayacak bir kârlılıkta söz konusu değil. O nedenle finansmana erişimin daha kısıtlı daha dikkatli kullanılması gereken bir dönemde ben işbirlikleri ve ortaklıkların da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

    Banka olarak herhangi bir alanda sadece kreditör olarak değil o alanda fiilen destekleyen bu zor dönemi beraber ortak olarak devam edip bu finansman maliyetleri makul seviyeye indiği zaman tekrar finansör görevine dönecek şekilde banka olarak bu zor dönemi yönetmede esnek olduğumuzu söylemek isterim. Dönem neyi gerektiriyorsa mevzuatın çizdiği sınırlar içerisinde o pozisyonu hiç çekinmeden alacağımızı söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.

    "İhracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı"
    Proemtia' nın kendileri için ne anlama geldiğini de anlatan Hakan Aran, şunları söyledi: "Türkiye' nin gayri safi yurt içi hasılasında en büyük payı alan sektör imalat sanayi sektörüdür. İmalat sanayi sektöründe meydana gelen her yüzde 1' lik artış ekonomik büyümeyi binde 5 oranında artırdığını bilmemiz gerekiyor.

    İhracatı ve üretimi ön plana çıkarıyoruz ancak maalesef ihracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı. İthalat ettiğimiz hammaddenin yanında insanımızı yakıt olarak kullanıyoruz, enerjiyi kullanıyoruz ve bu bileşenleri pişirip ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak bu süreçte yarattığımız katma değer gerçekten çok düşük kalıyor. Bu nedenle arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyümeyi ekonomimizde göremediğimiz için çok büyük oynaklıklarla mücadele ediyoruz.

    Bir türlü ülke olarak o istediğimiz verimlilik artışını istediğimiz seviyeye çıkaramamış durumdayız. Bu artışı sağlamanın önümüzdeki 3 yılda 2 tane temel taşı var, biri dijitalleşme diğeri yeşil dönüşüm. Bu iki dönüşümü de başarmak durumdayız. Proemtia' nın imalat sanayinin gelişmesine pazarın güçlenmesi ve derinleşmesine katkı sağlayacağını, sadece sektörün kendi içerisinde sanayi 4.0' ın gerektirdiği o dijital dönüşümü değil aynı zamanda ödemelere aracılık ederken bu işin pazar yeri mantığıyla alıcı ve satıcıların zahmetsiz bir şekilde buluşup oradaki iş gücünden daha verimli yararlanılmasına öncülük etmek istiyoruz."

  4.  Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
    Sn. yelpaze,
    Ülkemizin 2013' ten beri yaşadığı zorluklardan/saçmalıklardan sonra şu sorunun sorulabilecek bir kıvama gelmesi beni çok şaşırtıyor ama "saçma" demezseniz yorumunuzu merak ediyorum; "Sizce TL' ye çok talep (aşırı değerlenme) olur mu?"
    Döviz yükselecek ya da döviz alalım rahatlayalım gibi laflar bir kenara, artık döviz alsam mı düşüncesini bile ben şahsen çevremden duymuyorum. PPF' i keşfedenler, seçim sonrası doların yükselmeyeceğine ikna olanlar, mevduat faizinin "gelecek 12 aylık enflasyon" ile karşılaştırmayı keşfedenler, seçim öncesi arabasını, evini...benzeri varlıkları dibine kadar alanlar....vs artık sanki TL' ye geçmeyi hızlandırdı gibi.Bir yandan turizm sezonu açılıyor. Dolar girişleri artacak.Bir yandan ısınma ihtiyacı azalıp, enerji ithalatı (dolar çıkışı) azalacak....vs MB milyarlarca dolar alıyor, ama kur hala yükselmiyor. Hem yabancı girişi, hem dolar satışları yoğunlaşmaya başladı. Yani "MB alım yapmasa, dolar çok düşecek" yorumlarını bile görür oldum.TL değerlenirse, ithalat çok artıp cari açık şişer mi?
    Kur hareketsiz kalırsa ereğli nasıl etkilenir? Yani Ereğli ile ilgili değerleme yaparken kur hakkında beklentilerinizi de hesaba katıyor musunuz.Teşekkürler,
    Sevgili Kaan, aslında cevabını bildiğiniz bir konunun etrafından alternatif bir yol aramaya çalışıyorsunuz
    Türk lirasının değerlenmesi diye bir süreci beklemek, bu yönde deliller toplamaya çalışmak çok hatalı bir davranış. Turizm gelirleri, halkın tasarruf eğilimleri yada merkez bankasının zaman zaman alım yapması yeterli güç üretmez. Odaklanmanız gereken ilk yer üretim dengeleridir ki bu da içinde iş gücü maliyetini barındırır. Zaten Türkiye'de TL değer kaybettikçe hemen ardından maaşlar yükseltilerek TL'nin son değeri bir bariyer haline getiriliyor. Şimdi 1 USD 25TL olsa asgari ücret 700$ seviyesine gelmeyecek mi? Türkiye'de insanların %99'u maaşlarının TL karşılığı azaltılıp, USD bazında sabit kalması şartıyla TL nin değer kazanmasını kabul etmez. Kısacası zaten kimse TL nin değer kazanmasını istemiyor ama farkında değiller Bunun yerine toplumun her kesimi tuttuğunu koparmaya çalışıyor ve sık sık yapılan seçimler bu oyunun sahnelendiği tiyatro oluyor. 2003-2018 arasında yaşanan koşullar geçiciydi, sebepleri vardı.

    Ekonomik model olarak döviz açığı veren üretim-tüketim yapımızdan kurtulamadık, bu sorun olunca hükümet devamlı petrol-gaz bulmaya başladı çünkü cari açığı azaltacak en basit çözüm bu. Türkiye'de oynanan oyunda ne yazık ki TL'nin değer kazanması senaryoya dahil değil bence. Enflasyon ve buna bağlı sermaye-servet transferleri, elit kesimlerin yani üretici ve tüccarların fiyat belirleyerek avantajı elde tutmaları halkın seçimden seçime bir şeyler elde etme umudu ve bu sürece dışardan karışan güçler şeklinde ilerleyen bir prosese daha yatkınız. Elbette bu sonlu bir süreç ve sonu belirleyen şey de borç ödeme gücü. O noktada işler farklı boyuta geçiyor.

    Ereğli konusunda çok teknik detaya girilebilir ama değişmeyecek tek gerçek var, bu tür şirketlerin yatırım süreci ve ağır finansman yükü hiç bitmeyecek. 6 ay sonra fabrikayı kapatma kararı alsalar o son günde bile devam eden bir yatırım olacaktır.

  5.  Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
    Şu konularda forum ahalisinin yorumlarını merak ediyorum.

    İş Bankası genel müdürü Hakan Kara' nın yorumları da önemli gibi.
    Konu başlıkları: Dijitalleşme, Yeşil Dönüşüm, Katma Değerli Ürün, Finansman

    Ereğli açısından ilk iki konu için adımlarını attı.
    Katma değerli ürün üretiyor mu Ereğli? İncelik ve kalite olarak en üst düzeyde HRC/HRC üretiyor ama bunlar katma değerli ürün grubuna giriyor mu?
    Sanırım ERSEM ve Romanya fabrikaları ağırlıklı olmak üzere (benim tahminim) katma değerli ürün geliştirme için azimliler...Entegre Faaliyet Raporunda şöyle bir ifade var...
    2023 yılı içerisinde, ağırlıklı kısmı otomotiv OEM
    firmalarına yönelik olan 20 yeni ürün kalitesini
    müşterilerimizin kullanımına sunduk. Son üç yıl
    içerisinde geliştirdiğimiz ürünlerin satış miktarı ise 842
    bin ton oldu. Nihai ürün satışlarında katma değerli ürün
    satışlarımız %28,8 seviyesinde gerçekleşti.

  6.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Sevgili Kaan, aslında cevabını bildiğiniz bir konunun etrafından alternatif bir yol aramaya çalışıyorsunuz
    Türk lirasının değerlenmesi diye bir süreci beklemek, bu yönde deliller toplamaya çalışmak çok hatalı bir davranış. Turizm gelirleri, halkın tasarruf eğilimleri yada merkez bankasının zaman zaman alım yapması yeterli güç üretmez. Odaklanmanız gereken ilk yer üretim dengeleridir ki bu da içinde iş gücü maliyetini barındırır. Zaten Türkiye'de TL değer kaybettikçe hemen ardından maaşlar yükseltilerek TL'nin son değeri bir bariyer haline getiriliyor. Şimdi 1 USD 25TL olsa asgari ücret 700$ seviyesine gelmeyecek mi? Türkiye'de insanların %99'u maaşlarının TL karşılığı azaltılıp, USD bazında sabit kalması şartıyla TL nin değer kazanmasını kabul etmez. Kısacası zaten kimse TL nin değer kazanmasını istemiyor ama farkında değiller Bunun yerine toplumun her kesimi tuttuğunu koparmaya çalışıyor ve sık sık yapılan seçimler bu oyunun sahnelendiği tiyatro oluyor. 2003-2018 arasında yaşanan koşullar geçiciydi, sebepleri vardı.

    Ekonomik model olarak döviz açığı veren üretim-tüketim yapımızdan kurtulamadık, bu sorun olunca hükümet devamlı petrol-gaz bulmaya başladı çünkü cari açığı azaltacak en basit çözüm bu. Türkiye'de oynanan oyunda ne yazık ki TL'nin değer kazanması senaryoya dahil değil bence. Enflasyon ve buna bağlı sermaye-servet transferleri, elit kesimlerin yani üretici ve tüccarların fiyat belirleyerek avantajı elde tutmaları halkın seçimden seçime bir şeyler elde etme umudu ve bu sürece dışardan karışan güçler şeklinde ilerleyen bir prosese daha yatkınız. Elbette bu sonlu bir süreç ve sonu belirleyen şey de borç ödeme gücü. O noktada işler farklı boyuta geçiyor.

    Ereğli konusunda çok teknik detaya girilebilir ama değişmeyecek tek gerçek var, bu tür şirketlerin yatırım süreci ve ağır finansman yükü hiç bitmeyecek. 6 ay sonra fabrikayı kapatma kararı alsalar o son günde bile devam eden bir yatırım olacaktır.
    Sn. yelpaze,
    İnanın cevabı bilmiyorum. Önceki mesajımda yazdığım gibi, ilk defa piyasada "TL' nin değerlenmesi ve riskler" konusunun tartışılmaya başlandığını görüyorum. Ekonomimizde o kadar girift bir ilişkiler silsilesi var ki, deneyimsiz olduğum için burada dile getirip yorum talep ettim. TL' nin değerlemesi ile dezenflasyon planı uygulanıyor ama bunun yan etkileri ne olabilir...

    Asgari ücret artmayacak, enerji maliyetleri artmıyor, döviz sabit. İşverenlerin en sevdiği ortam değil mi bu?
    Borcu olmayan/az olan ve nakdi olup finansal gelir eden şirketler çok mutlu olmalı???
    Ama hala ağlayanlar var. 2023' te tarihi kârlar yapılmış. Hala mutlu değiller. Çok sinir bozucu.

    Ereğli hissesine uzak kalmak beni rahatsız ediyor ama girmeye de cesaret edemiyorum.
    Tekrar yazayım. Asgari ücret artmayacak, enerji maliyetleri artmıyor, döviz sabit.
    Borç yüksek (2023 sonu itibariyle 1,2 milyar $' dı sanırım). Ve 2024 sonu 1,9 milyar $ olması bekleniyor.
    Çelik sektöründeki global ticari hareketleri takip ediyorum ama bu USD/TL' nin durumunun Ereğli' ye olabilecek etkilerini merak ediyorum.

Sayfa 826/826 İlkİlk ... 326726776816824825826

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •