Sayfa 3/9 İlkİlk 12345 ... SonSon
Arama sonucu : 72 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Bıldır bu zamanlar ne demişiz..

  1. #17
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    22.05.2015

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, makam aracı polemiğine ilişkin "Bunların çocuklarının altında Porsche'ler var, onlarla geziyorlar" dedi
    --------------
    Kendileri sırça köşkte oturanlar, başkalarının camına taş atmazlar...
    Bu adam söylediği lafın kendisine döneceğini hiç düşünmez mi?
    Ya seninkiler "gemiden" aşağı bir şeye binmiyorlar ya...
    Diyeceksiniz ki bu adam yaptıklarına göre konuşmayacaksa, şarkı bile söylememesi lazım.

  2. #18
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    17.06.2017,



    Güle güle Sayın Cumhurbaşkanım


    Bak kardeşim... Genç çocuk… Yakın tarihi 15 yıldan öteye geçmeyen kardeşim… Bil ki gerçek manada büyük bir Türk büyüğünü kaybettik… Süleyman Demirel ismini yaz hafızanın bir tarafına… Benim gençliğim o insanla mücadeleyle geçti… Geç anladım onun değerini…Çok geç… Ama bil ki iyi anladım…

    Kaybettiğimiz insan, bu ülkenin en yoksul köylerinden birinde, köyünden de yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu… Bu ülkenin Başbakanı oldu…Cumhurbaşkanı oldu… Otuz beş yıldan çok bu ülkenin siyasetindeydi…

    (Ertuğrul Özkök)

    --------------------

    İnsanları durduk yerde, fotoğraflarına, simalarına bakarak tanıyamazsınız...İcraatına bakarsınız, aile hayatına bakarsınız, sevdiği şeylere bakarsınız, kumarhanede davranışına bakarsınız, düğünde içki masasında durumuna bakarsınız, sevinçte ve tasada birleşiyormusunuz ona bakarsınız.

    Ertuğrul Özkök'ü tanımayanlar için bir fırsat daha.. Bakın Demirel öldü diye neler yazıyor. Gençlere onu anlatıyor. Kefili de kendisi.
    Yoksul bir köylü ailesinin çocuğu idi.. Peki öldüğünde nasıldı kendisinin ve ailesinin servet durumu?

    Hani halk diliyle şöyle sorayım: Isparta'yı satın alabilirler mi?

    Sadece Demirel için ölmeden yaptırdıkları anıt mezar ve müze için harcadıklarına bir baksınlar.

    Hayali ihracat şampiyonu ve sanığı yeğeni için dediklerini tarih kaydetti. Deniz Gezmiş ve arkadaşları için yaptıklarını da.

    Ailenin becerikli ferdi yeğeni en son olarak satın aldığı Ege Bankın kasasına çuvalla girip para götürürken sonra da yurtdışına gemi ambarında kaçarken görmüştük.

    Bu ülkede siyasetten zenginleşmenin, ailesini ve çevresini kalkındırmanın mucididir kendisi. Kendisinden önce siyasette ne İnönü ne Bayar ne de Menderes tek kuruş çalmamışlar, kendilerine ve ailelerine menfaat temin etmemişlerdi.

    Zatı devletleriyle hiçbir siyasi görüşümüz benzemez. Ömrünün son bölümünde, artık günahtan bıkmış ve yeterince doymuş ve de doyurmuş birisi olarak herhalde (altmışından sonra camiye abone olanlar gibi) sistemin guruluğuna soyundu. Çok sevimli bir portre çizdi.

    Sevenleri, o dönemdeki tonton dedeyi seviyorlardır herhalde. Artık bir icraat beklenmeyen köşesine çekilmiş, ona buna bedava nasihat veren birisi olarak...

    Isparta'yı tepeden görecek bir dağın üzerine yapmışlar anıt mezarını. Görmedim.

    Mezarın, kendisi için uygun görülen rakımı bile hiç de tevazu sahibi olmadığını gösteriyor.

    Merhumu nasıl bilirdiniz?

    İyi bilmezdim...

    Hakkınızı helal ediyor musunuz?

    Etmiyorum.

    Sadece Denizlerin idamına onaylayacak Meclis'te takındığı tavır bile yeter de artar bile...

  3. #19
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Usta yazar Selahattin Duman, gündeme uygun olarak Brezilya'daki dünya futbol şampiyonası ile ilgili yazmakta.

    O halkı sadece futbol açısından değerlendirenlerin yaptığı hatayı vurgulayarak, "her Brezilyalı erkek futbol delisidir" kalıbının yanlışlığını yazıyor ve futbolun Brezilyalı için müzik, dans, biradan sonra geldiğini ifade ediyor. Ve, ne garip bir yanlışlığımızdır ki, cinselliğin beşinci sırada geldiğini söylüyor.

    Oysa bizim ülkemizdeki erkekler için futbolun sıralamadaki yeri, bence çok daha öndedir.

    Yazar Duman, Brezilya ahalisinin üçte ikisinin oynanacak dünya futbol şampiyonası finalini takmayacağını söylüyor.

    Ne kadar doğrudur bilmem. Ama Selahattin Duman'ın hayranıyım, bu konuya özel, ona inanırım...

    Dünya şampiyonasının finalinin, Almanya karşısında yarı finaldeki yedi gollü hezimetten sonra, Brezilyalılar için artık büyük oranda önem kaybına uğradığı açık.

    Futbolun yaygarasının asıl örttüğü gerçek ise şu: Brezilya şehirlerini çevreleyen "favela"larda açlık sınırının altında altında bir sefalet içinde yaşayan 60 milyon insanın, bu şampiyona için sarfedilen milyarlarca dolarlık harcamaları sokak gösterileri ile protesto ettikleri.

    Futbolun büyü ve gürültüsü, aynen Rio Karnavalının şatafatlı resmi geçidi gibi bu insani dramı insanlığın gözünden gizlese de, bu hafta sonu oynanacak futbol finalinden sonra, ülkeyi bu nedenle ziyaret eden turistlerin de gitmesiyle, milyar dolar harcanarak yapılan futbol mabetleri bir anda sessizleşecek.

    Futbol, az gelişmiş ülkelerde, ekonomik bolluk ve siyasi özgürlük yaratamayan siyasiler için, önemli bir uyutma sanayii olarak son derece etkin bir araç olmuştur.

    Brezilya denilince, futbol fanatiklerinin aklına, genelde ailelerini favelalardan kurtarmak için futbola yönlendirilmiş milyonlarca Brezliyalı genç arasında sivrilen yüzlerce profesyonel futbolcu gelmekte.

    Almanya karşısında bir yarı finalde alınan en kötü skorla hezimete uğrayan Brezilya'da bu yenilgi umarım Brezilyalıların dünyaya bakışlarında önemli bir değişiklik gerçekleştirir.

    Böylelikle futbol, sosyal yığınlarının uyutulmasında değil de, bir kez olsun uyandırılmasında etkin rol oynar.


    ----------------


    Üç yıl önce bugün facebook'ta böyle yazmışım.

    Bu arada Selahattin Duman'ı özledim. Kayboldu gitti.

    Bu ülkede sevdiğim, beni ve beynimi yakalayan, son derecede ince espri yeteneği olan çok nadir bir gazete yazarı idi.

    Umarım şu anda mutlu ve sağlıklı bir şekilde arzuladığı hayatı sürüyordur.

  4. #20
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Yıllar eskitemiyor, değiştirmiyor bazı yazılarda yazılanları...


    Bora Yaşar
    10 Kasım 2013 -Facebook-


    Osmanlı'yı ataları kabul edenlerin,

    Küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyetini hiç içine sindireremeyenlerin,

    Zamanın ve şartların gereği yıkılan Osmanlı'ya öykünürken bir yandan da "Zaten Samsun'a görevle padişahımız gönderdi" diyerek hafife aldıkları Kurtuluş Savaşını da cebellezi edenlerin,

    Halen içinde yaşadığı ülkeyi emperyal güçlerin elinden kurtarıp kendine yurt eden birini adam yerine koymazken 600 sene önce İstanbul'u fetheden Fatih'i nispet olsun diye "Ata" belleyip pazarlayanların,

    Türkiye'yi din taassubundan kurtarıp çağdaş insani değerlere kavuşturarak önünü açan, halkı çoğunlukla Müslüman olmasına karşın düzeyli bir yaşam seviyesi bulunan tek ülke haline gelmesinde en büyük etken olan devrimlerin ve laikliğin müsebbibi Mustafa Kemal'i hiç affedemeyenlerin,

    Osmanlı'nın tüm değerlerini değiştirip, hilafeti kaldırıp, devrimlerle eskiyi yerle bir etmesini hiç affetmemelerine karşın, "Onu da Osmanlı yetiştirmişti" diyerek tüccarca saçmalayanların,

    Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu devletin her türlü imkanından, şerefinden yararlanırken, ona "ayyaş" diyenlerin,

    Onun "Ne mutlu Türk'üm diyene" ifadesini, kurduğu Türkiye Cumhuriyetini simgeleyen TC'yi, onu hatırlatan "onuncu yıl marşını" silmeye kararlı olanların,

    Andımızı kaldıranların,
    ....
    ....
    bıyık altından güldükleri gündür bugün.
    Ne yapılırsa yapılsın, bu halkın büyük kısmı Mustafa Kemal'i unutmayacaktır.

  5. #21
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Bora Yaşar
    13 Kasım 2015 ·


    (Facebook)


    Kızım güzel sanatlar tahsili yaptı.

    Sabah konuşuyoruz.

    Eskiden, genellikle sanatçılarda gördüğümüz, temelde narsistik özelliklere dayanan davranış bozukluklarının artık internet yüzünden toplumda önemli bir kesimde görünmeye başlandığında birleştik.

    Hemen herkes elinde bir araçla internette, eskiden ulaşamadığı sayıda insana kendisini anlatıyor, fotoğraflıyor, yaptıklarından haberdar edebiliyor.

    Şu anda first classta uçuyorum...Şimdi hastaneye gidiyorum. Ahanda şu anki fotoğrafım. Nasıl yakışıklı mıyım, güzel miyim?
    Bak nasıl da döktürüyorum. Arkamda İsviçre dağları bağları...Ankara'nın bağlarından daha havalı değil mi? vs vs...

    Paylaştıkları konusunda, özellikle fotoğrafları bazında takdir, pohpohlama, şakşak bekliyor arkadaş listelerinde bulunanlardan.

    Beğenmemek olası değil de, suskunluk bile başa bela...

    İnternet bağımlılığı (bu temelde), eskiden sadece sanatçılarda gördüğümüz, davranış ve kişilik bozukluklarını yaratmış görünüyor.

    Korkarım bu durum toplumsal sağlığımızı ciddi olarak tehdit etmekte.

    Eski bir masalda, bir zalim kraliçenin "söyle ayna söyle benden güzeli var mı?" deyişi ile yadırgadığımız durum artık sıradanlaştı açıkça tespit etmesek de.

  6. #22
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Bora Yaşar
    15 Kasım 2015 ·


    (Facebook)


    B20 toplantısında konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, "Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir" dedi.

    Sözün bittiği nokta...

    Anlaşılan, kapitalizmin, insanı ve insana dair sorunları es geçen, insana sadece bir müşteri ve emek sömürü konusu olarak gören yanı, artık geldiğimiz noktada, bir simge kapitalistin bile kabul sınırını zorlamakta.

    Eşit olmayan gelir dağılımı ve yüz milyonlarca insanın insanca olmayan yaşam standardının yarattığı huzursuzluk ortamı, milyar dolar seviyesinde serveti olan zengin insanları bile rahatsız etmiş durumda.

    Onlar da böyle bir dünyada kimseye huzurlu bir yaşam olamayacağının idraki içinde. Bu temelde artık kendilerini yaratan sistemi baş suçlu olarak iafde etmeye başlamış görünüyorlar.

    Mantıklı ve akıllı bir adım. Sözde kalmadığı sürece inandırcılığı bile hazır.

    Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan da Antalya'da G-20 toplantısında yaptığı konuşmada isverene seslenerek, "Biraz daha az kazanın. Kazancınızı dar gelirlilerle paylaşın..Hepimiz ölüp gidiyoruz, paraları beraber götürüyor muyuz? Beraber gelmiyor. Onlar bu dünyada kalıyor. Arkada varisler bunu paylaşacak. Gel bunu işçinle bir kısmını paylaş, ondan sonra da gök kubbede hoş bir seda bırak. " komutu vermiş...

    Son on yılda insanların yaşadıkları yerleri bile terkedip geçim ve huzur kaygısı ile mülteci durumuna düşüp, tabir caizse tuzu kuru ülkeleri ve o ülkede yaşayan insanları rahatsız etmeleri, giderek, daha insani ve eşit paylaşım konusunu bir başka önemde ortaya getirmiş bulunmakta.

    Kapitalizmin en büyük motivasyonu ve ölçütü "kar"dır. Bir işin, bir ticari,sınai ve hizmet faaliyetinin insanlığa hayırlı, yararlı, faydalı olması değil, kar doğuran faaliyet olmasına bakılır sürdürülebilmesi için.

    Bu temel bakış açısını, motivasyonu ve güdüyü değiştirebilecek bir ideoloji ve bir sistem gerekli. Devletlerin üzerinde yapılanmayı düşünebilecekleri bir sistem. Hepimizin aklında uygun bir sistem vardır biliyorum. Kavgada o noktada çıkmakta zaten. Kapitalizmi bu gün geldiğimiz noktada hemen her belanın temelinde yatan eşitsizliğin nedeni olarak gösteren Ali Koç acaba hangi sistemi öneriyor...Maurice Duverger'vari yumuşak (taze fırından çıkma) bir "sosyal kapitalizm mi?"

    Yoksa...

    Kanuni'nin o bildik beyitinde dediği gibi:

    "Kadd-i dildâra kimi ar'ar dedi kimi elif
    Herkesin maksudu bir ammâ rivâyet muhtelif "

  7. #23
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Bora Yaşar
    22 Kasım 2015 ·
    (Facebook)

    DIŞKI YEDİRMEK İŞKENCE DEĞİLDİR

    Celal Şengör böyle demekte imiş...

    Evren darbesini savunurken, dışkı ve sidiği haftalık yemek menüsü sokacak açıklamalar yumurtlamış kerameti kendinden menkul bu nobran akademisyen.

    30-35 senedir halkla en ufak bir teması olmamış. Bir nevi tiksinme durumları.

    Elitistmiş.

    Ona göre Türk ordusu da elitistmiş.

    Bakın bu zinhar doğru...Elitist olmak bir nevi kendini asil zannetmek hali ise 40 senedir ordumuzun subaylarının hissiyatı bu.

    Orduevleri ile, kendilerine ait alışveriş merkezleri ile, lojmanlar ve yazlık tesisleri ile, kendilerine ait hastahane ve hatta yargı ile, kendilerine özgü maaş ve emeklilik istemi ile, hizmet etmek için bulundukları bu toplumdan tümüyle izole bir hayat sürmekteler...

    Harbiye'de aldıkları eğitimle kendilerini de farklı vatandaş olarak görmekteler eminim.

    Bu profesöre gelince....En takdir ettiği. beğendiği insanlar İlber Ortaylı, Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı imişler.

    Hiç şaşırmadım nedense...

  8. #24
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Bora Yaşar
    23 Kasım 2015 ·


    (Facebook)

    Gazetelerde başlık: "Balıkesir İvrindi'de 70 ton altın bulundu..."

    Bu kadar altını hangi budala kaybetti acaba?

Sayfa 3/9 İlkİlk 12345 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •