PDA

View Full Version : Osmanlı 20 yılda nasıl battı?



Su
17-10-2006, 19:30
PARA & PİYASA


Osmanlı 20 yılda nasıl battı?
30.09.2006 / Yiğit Bulut / Yorum







500 yıldan fazla güçlü bir devlet olarak hüküm süren bir yapının, özellikle padişahın Ermeni danışmanlarının etkisiyle, Fransız ve Yahudi kökenli Avrupa bankerlerinin eline düşünce 20 yılda finansal olarak sonu geldi.



Merak edenler için araştırmacı yazar Ersal Yavi, sorunun cevabını, borçlanmanın nereden yapıldığına ve faizin detayına kadar vererek aktarmış. Biz de ondan edindiğimiz bilgiler eşliğinde 20 yıllık süreci sizinle paylaşalım.



1- Yüzde 6 faizli 1854 borçlanması: İngiltere ve Fransa'nın desteği ile 24 Ağustos 1854 günü Londra'da "Palmer Ortakları" ve Paris'te "Goldschmid ve Ortakları" ile ilk dış istikraz mukavelesi yapıldı. "Mısır Vergisi" diye anılan yıllık 60 bin kise altın (300 bin Osmanlı lirası) devlet geliri, borcun ödenmesi bitinceye kadar 33 yıl, iki yabancı ortaklığa devredilmiş oluyordu.

2- Yüzde 4 faizli 1855 borçlanması.

3- Yüzde 6 faizli 1858 borçlanması: İngiltere'de bulunan "Dent" ve "Palmer" adlı müesseselerle yüzde 6 faizli ve 33 yıl vadeli 5 milyon İngiliz lirası tutarında dış borç mukavelesi imzalandı. Borçlanmaya teminat olarak, İstanbul'un gümrük ve oktuvra gelirleri gösterildi.

4- Yüzde 6 faizli Mires borçlanması: Avrupa piyasasında kötü tanınan Mires adındaki bir bankerle istikraz mukavelesi imzalandı. 400 milyon frank tutarındaki borçlanma yüzde 6 faizli ve 36 yıl vadeliydi.

5- Yüzde 6 faizli 1862 borçlanması.

6- Yüzde 6 faizli 1863 borçlanması.

7- Yüzde 6 faizli 1865 borçlanması: "Bank-ı Osman-i Şahane" (Osmanlı Bankası) Fransız "CrÈdit Mobilier" ve "Societe Generale" ile 150 milyon franklık bir istikraz mukavelesi imzalandı. Yüzde 6 faizli ve 21 sene vadeli bu borçlanmaya Ergani-Maden bakır madeni hasılatı ile Anadolu ağnam resmi karşılık olarak gösterildi.

8- 1865 Birinci Tertip Umumi Borçları.

9- Yüzde 6 faizli 1869 borçlanması.

10- Yüzde 6 faizli 1869 borçlanması.

11- Yüzde 6 faizli 1871 borçlanması: "Credit Generale Ottoman", "Louis Cohen Sons" ve "Dent Palmer" grubu ile yapılan anlaşma sonucu, yüzde 6 faizle 5 milyon 700 bin sterlin tutarında borçlanma yapıldı.

12- Yüzde 9 faizli 1872 Hazine Tahvilleri.

13- 1873 Umumi borçları (II. Tertip).

14- Yüzde 6 faizli 1873 borçlanması: "Credit Mobilier" müesseseleri ile 694 milyon 444 bin 500 franklık bir borç mukavelesi imzalandı. Yüzde 6 faizli bu borca , Tuna vilayeti aşarından 1 milyon 200 bin, Anadolu ağnam resminden 750 bin lira, İstanbul Tütün Rejisi gelir fazlasından 300 bin lira, Ankara vilayeti aşarından 150 bin lira ve genel devlet gelirleri karşılık gösterilmişti.

15- 1874 Umumi borçları (III. Tertip).

Sonuç: Yukarıda sizin de gördüğünüz gibi 500 yıldan fazla “güçlü bir devlet” olarak hüküm süren bir yapının (kuruluş ve yok oluşu dönemini dahil etmedim), özellikle padişahın Ermeni danışmanlarının etkisiyle Fransız ve Yahudi kökenli Avrupa bankerlerinin eline düşünce 20 yılda “finansal olarak” sonu geliyor. Bu noktada aklıma şu soru geliyor; Türkiye, dışarıdan getirilen “Derwish” danışmanların etkisiyle, tam olarak IMF ve AB’nin eline ne zaman düştü? İlk tanışma 1946’lara dayansa bile tam olarak düşüş 1999 krizi sonrası.

radyolog
17-10-2006, 19:41
demek ki dışarıya borçlanmamak lazım mış


bunun da yolu ne imiş:

ÖZKAYNAKLARINI KULLANARAK İŞYERİ AÇMAK PARANIZIN DEĞERLİ HALE

GETİRİLMESİ VS VS VS...

efenim BÜYÜME DIŞ BORÇSUZ OLMAZ:eek:

OLSUN GELECEK İKTİDARA NURTOPU GİBİ BİR KRİZ BIRAKIRIZ

BİZ GÜNÜMÜZE BAKALIM:oley:

KALAN SAĞLAR BİZİMDİR

HADİ BAKALIM KİM TUTAR SİZİ

JoNaThAn
17-10-2006, 19:56
Türkiye, dışarıdan getirilen “Derwish” danışmanların etkisiyle, tam olarak IMF ve AB’nin eline ne zaman düştü? İlk tanışma 1946’lara dayansa bile tam olarak düşüş 1999 krizi sonrası.

bunu yiğit bulut yazdıysa komiklik etmiş.osmanlı zaten batmıştı.baş aktör yobazlıktı.hiçbir şekilde..ne sanayisi vardı, ne üretimi..yeniliklere kafir gözüyle bakan bir duruma bürünmüştü osm..matbaa bile kaç yıl sonra geldi..bunda bankerlerin payıda vardır..şöyle ki, parası olan adama kimse borç vermez.osm zaten batmıştı.komik olmasınlar.


dervişe çamur atmanın başka yolunu bulsunlar.

hala yiğit bulutun yazdığına inanamıyorum;)

temese
18-10-2006, 09:03
bunu yiğit bulut yazdıysa komiklik etmiş.osmanlı zaten batmıştı.baş aktör yobazlıktı.hiçbir şekilde..ne sanayisi vardı, ne üretimi..yeniliklere kafir gözüyle bakan bir duruma bürünmüştü osm..matbaa bile kaç yıl sonra geldi..bunda bankerlerin payıda vardır..şöyle ki, parası olan adama kimse borç vermez.osm zaten batmıştı.komik olmasınlar.


dervişe çamur atmanın başka yolunu bulsunlar.

hala yiğit bulutun yazdığına inanamıyorum;)

Bilakis
Parası olan adama borç verilir
parası alınır
yetmezse malı alınır
yetmezse tarlası alınır
o da yetmezse onuru alınır
o da yetmezse ailesi rahatsız edilir

parası olmayana verilen borç değil sadakadır..

JoNaThAn
21-10-2006, 00:46
Bilakis
Parası olan adama borç verilir
parası alınır
yetmezse malı alınır
yetmezse tarlası alınır
o da yetmezse onuru alınır
o da yetmezse ailesi rahatsız edilir

parası olmayana verilen borç değil sadakadır..

jonathan der ki..parası varken borç alan aptaldır..osm ozaman akıllılık etmemiş.bu onun sorunu..aptal olan batar..siz acırmısınız?

Rind
19-03-2007, 11:45
Türkler, borç para ile yaşamayı 150 yıldır alışkanlık haline getirdi.. Tarihinin en borçlu zamanlarını şu günlerde yaşıyor..

koza
19-03-2007, 11:59
JoNaThAn ince ince işliyorsun. Atalarının takdiginden gidiyorsun .

dalgic
18-04-2007, 09:05
Bizim insanımızdan başka atalarını yerden yere vuran, hakaret edebilen toplum görmedim. Ingilizler tüm dünyayı sömürmüş (hala da sömürmektedirler), milletleri köleleştirmiş olmalarına rağmen kraliyetleri ile hala övünürler. Siz bir Ingiliz'i atalarına söverken duyabilir misiniz?
Bunun için diyorum ya, bizim insanımızdan başka yok herhalde. Hem gerçekten siz bizim insanımız mısınız?


jonathan der ki..parası varken borç alan aptaldır..osm ozaman akıllılık etmemiş.bu onun sorunu..aptal olan batar..siz acırmısınız?

:super:
JoNaThAn ince ince işliyorsun. Atalarının takdiginden gidiyorsun .

katre
18-04-2007, 09:53
osmanlı 20 değil 200 yılda battı.
güldürmeyin adamı.

gatech
31-05-2007, 21:23
jonathan der ki..parası varken borç alan aptaldır..osm ozaman akıllılık etmemiş.bu onun sorunu..aptal olan batar..siz acırmısınız?

Sayin JoNaThAn,
Bu konuda size kesinlikle katilmiyorum. Parasi olan adam demek elinde sicak para bulunduran adam demek degildir..Dikkat ederseniz bir cok buyuk firma kredi pesinde kosmaktadir, bunun sebebi ise paralari her daim baska yerlede calismakta olmak ile birlikte ellerinde sicak para bulunduramadiklarindan dolayidir.Yani ozetle temese arkadasimin dedigi seye katiliyor ve sizin vermis oldugunuz aciklamanin yanlis oldugunu dusunuyorum.

kolaşinli
31-05-2007, 21:30
çukurovalar, sabancılar, koçlar zaten "aptal" insanlar değil mi? sendikasyon kredılerı, bınbır çeşit kredileri almak için koşturdukları için.
çok doğru sn jonathan.

not: aptal kelimesini " " içinde yazdım. hakaret olarak değildir. yanlış anlaşılmasın.

BUSHIDO
31-05-2007, 21:34
jonathan der ki..parası varken borç alan aptaldır..osm ozaman akıllılık etmemiş.bu onun sorunu..aptal olan batar..siz acırmısınız?

Sn Jonathan, sizin gorusunuze gore Amerika aptal oluyor...(Bence de aptal ya, neyse!) Amerika kendi vergi toplayip kullanmak yerine, Federal Reserve den borclaniyor. Yani kendi olanaklari olmasina ragmen FR den borclanip bu borcuda halktan aldigi vergilerle faizi ile birlikte oduyor!

Cok aptalca oldugu cok kesin de neden yapiyorlar dersiniz?
Belki onlarda cokuse gidiyor!

KripTo
31-05-2007, 22:34
bu yazdıklarınızda samimiyseniz eğer,demek ki ilk topu döktürenden,ilk galatadan uçandan,ilk roketi yapandan,dünya haritasını çizenden,dünya yuvarlak diyenden,dünya yı dize getiren atalarımı tanımıyorsunuz demektir. yada atalarım ile ilgili sorunlarınız var demektir.
ali kuşçu,farabi,mikrobu ilk bulan akşemsettinden ve selimiyenin kubbesini kaidesiz yapan mimar sinan ı iyice araştırmanızı öneririm. isterseniz 100 den fazla isim verebilirim.osmanlıyı aslında yıkanlar kimdi biliyormusunuz,bence,bilim diye evrim masalını yutturanlardı.yani siyonistler*emperyalistler*sabetaycılar-masonlar ve onların emrindeki bazı bilim ve din alimleri.
lütfen atalarım hakkında böyle konuşmayın,istanbul un fethi hürmetine susunuz.

:super::bravo::bravo:

korkut
02-06-2007, 23:40
Osmanlı Kanuniden sonra battı zaten, 1800 yıllara gelmeden, size en önemli sebeplerden birini söyleyeyim.
Lala sistemi: şaka değil ciddi olarak yazıyorum.
Eskiden padişahlar lalalar tarafından anadoluda devlet yönetimini öğrenmek için yetiştiriliyordu, memleket hakkında, yönetim hakkında tecrübe kazanıyorlardı, halktan kopuk yaşamıyorlardı. Sonra bu sistem kalktı ve çeşitli milletlerden gelen yabancı cariyelerin etkisi altında haremde yetişmeye başladılar, dalkavuklar etrafında sorunları değil zevki sefayı düşündüler ve böyle başladı Osmanlının çöküşü. Önemli olan zirvede olmak değil, oraya nasıl geldiğini, nelerden fedakarlık edildiğini bilmek ve sistemini geliştirerek daha ileriye gitmektir.

Asmiltak
18-01-2012, 04:45
Osmanlı yirmi yılda mı battı:)

COCOR
30-01-2012, 21:42
Sultan 2. Abdulhamit i tahtan indirilmesine asıl sebep Filistin i vermemesi.
Bunun üzerine meşhur yahudi Aile rothshild miydi ne o bol paralarla düzen hazırladı...

Gerisi malum...

indian
21-03-2012, 13:12
Sultan 2. Abdulhamit i tahtan indirilmesine asıl sebep Filistin i vermemesi.
Bunun üzerine meşhur yahudi Aile rothshild miydi ne o bol paralarla düzen hazırladı...

Gerisi malum...

yukarıdaki faktörler de vardır. Bunlar detaydır/teferruattır. Bu gibi detaylar ana eğilimi kaşfedip önlem alınmasını önlemek için bilimsel veri gibi sunulur. arka plandaki devletlerin politikları gizlemek için kullanılır ve bu kanalla dedikoduya dayalı güç odakları yaratılır....

Asıl faktörler, başka ülkelerin size bakış açısı ve sizin o ülkenin istihbaratına karşı koymanıza bağlıdır...Yoksa, yürütülen projelerin sadece izleyicisi/objesi konumuna girersiniz..

****

İngiliz casus diyor ki!

Hempher’den bahsedeceğiz.
1700’lü yıllarda, Büyük Britanya’mız çok geniştir. Güneş bizim denizlerin üzerinde doğduğu gibi yine bizim denizlerimiz üzerinde batar, diyor ve itiraflarına şu cümlelerle başlıyor Hempher:
“- Devletimiz, Hindistan, Çin ve Orta Doğu’daki sömürgelerine göre çok zayıftır. Bu memleketler tam manası ile idaremiz altında değildir. Fakat buralarda çok faal ve başarılı bir siyaset izliyoruz. Hepsi elimize geçmek üzeredir. Bu siyasetimizin iki unsuru vardır.
1. Elimize geçmiş yerleri elimizde tutmaya çalışmak.
2. Elimize geçmemiş yerleri ele geçirmeğe çalışmak.
Sömürgeler Bakanlığı bu iki hedefe ulaşmak amacıyla, bu devletlerin her biri için, birer komisyon teşkil etmiştir. Sömürgeler Bakanlığı’nda işe başlayınca Bakan bana itimat etti ve Doğu Hindistan Şirketi’nde bir vazife verdi. Bu, görünürde bir ticaret şirketi idi. Fakat asıl vazifesi, Hindistan’ın büyük ve geniş topraklarına hâkim olmanın yollarını aramaktı.”
Hempher, daha sonra İstanbul’a gönderilir. İstanbul’da Türkçe ve ortalama bir İslâm âlimi kadar İslam dinini öğrenir. Bir gün Samanyolu televizyonunun “Ayna” programında Vatikan’ın Afrika’nın en uç noktalarına gönderdiği misyonerlere o ülkenin dilini öğrettiğini ve bir kişi bile Hıristiyan olsa, o bir kişi için, o küçücük ülkede mutlaka bir kilise açtıklarını, buna program sunucusunun şahit olduğunu kendisinden dinlemiştim. Demek ki, İngiltere ve Vatikan’ın ülkeleri ele geçirmedeki stratejileri birebir aynı. Gelelim ABD’ye... Irak’ı işgal ettiklerinde 60’a yakın sivil toplum örgütü ve pek çok şirket değişik amaçların sütresi altında, ellerinde İncillerle Irak’a girdi. Önce Irak halkını aç bıraktılar, sonra İncillerin arasına dolar koyarak ve açtıkları kilise kapılarında sıcak yemekler dağıtarak, Müslüman Irak halkını, Hıristiyanlaştırmak için çalıştılar, çalışıyorlar. Aynı stratejiyi Afganistan’da uygulamaya çalıştıklarını bilmeyen yok...
Emperyalizmin hedefinde niye İslâm var?
Sözü yine Hempher’a bırakalım:
“- Hükümetimizin Hindistan için endişesi yoktu. Zira Hindistan, değişik milletlere, ayrı dillere ve zıt çıkarlara sahip bir ülke idi.”
Yani?
Yani diyor, biz etnik yaraları kaşıyarak hedefimize ulaşırız. Bu dün Hindistan olur, bugün Türkiye, Suriye olur..
Devam ediyor Hempher:
“- Çin’den de pek korkumuz yoktu. Çünkü Çin’e hâkim olan Budizm ve Konfüçyüs dinlerinin canlanmasından korkulmuyordu. Zira bunlar hayatla hiç alakası olmayan, iki ölü din idi. Binaenaleyh, bu iki ülke halkında vatan sevgisinin olması çok uzak bir ihtimaldi. Ama yine de boş durmuyorduk. Bu iki ülkede fakirliği, bulaşıcı hastalıkları yaymak için uzun vadeli planlar yapıyorduk. Bu iki ülke halkının âdetlerini taklit ederek gerçek niyetlerimizi rahatça gizleyebiliyorduk.”
Bunlar Kızılderilileri de böyle yok etmediler mi?
Şu anda Türkiye dâhil kaç ülkede uyguladıkları gıda ve ilâç stratejileri ile ne tür hastalıklar yayıyorlar, tahmin edebilir miyiz?
Hempher devam ediyor:
“- İslâm âlimlerinden son derece rahatsızdık. Çünkü İstanbul ve el-Ezher âlimleri, Irak âlimleri, Şam âlimleri emellerimizin önünde aşılmaz engellerdi(...) Zira onlar dünyanın geçici zevk ve ziynetlerine karşı, Kur’ân-ı Kerim’in vaat ettiği cennete girmeye hazırlanan ve kendi prensiplerinden taviz vermeyen kimselerdi.(...) Bu hal karşısında birçok toplantılar yaptık. Fakat maalesef her seferinde önümüzde yolun kapalı olduğunu gördük. Casuslarımızdan gelen raporlar hep hayal kırıcı, konferansların sonucu hep sıfır idi. Lâkin yine de ümitsizliğe kapılmıyorduk. Çünkü biz, derin nefes almayı ve sabretmeyi âdet edinmişizdir.”
İngiltere’sinden Amerika ve Vatikan’ına kadar Hempher dönemindeki strateji hiç değişmedi. Ben şahsen Kur’an’ı pek çok müftüden iyi bilen, hafız ve tefsirde hayli ilerlemiş misyonerlerle karşılaştım. İslâm’a göre, “Vatan sevgisi imandandır” amma bugün Türkiye’de “vatan sevgisi” ayıplanır, ırkçılık sayılır olmuştur. Atatürk’ün, “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözünü söyleyip söylemediği, söyledi ise bile bunun çok yanlış olduğu anlatılmaktadır. Oysa bir Müslüman o sözü, “Vatan sevgisi imandandır, söz konusu imansa gerisi teferruattır” olarak anlamalı değil mi?
Bugün böyle olmadığına göre...
Bugün, “Ankara’nın şerrinden, Brüksel’in şefaatine sığınmak” revaçta olduğuna göre, zamane Hempherları hayli mesafe almış diyebilir miyiz?

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=22125
---

yorumum:aydın, objektif, önyargısız, demokratik toplum vs. gibi sloganlarla beyinleri yıkanan sağçı/solcu/kürtçü/akıncı/islamcı/dinci/laik/cumhuriyetçi/2.cumhuriyetçi/şucu bucu diye sınıflandırılıp birbirine fişeklenen kişiler, bir dönem geliyor, başka fikirleri okumadan/incelemeden reddediyor...bu da toplumu karşıt kamplara bölüp aralarındaki çelişkilerin kışkırtılması ve cambaza bak hikayelerine dönüşmesi demektir...okurken hatırlıyorum...solcular sağcıların, sağcılar solcuların diye gazeteleri bile okumaz, gazete taşıyanlara saldırırlardı...bunlar için o zaman ilericilik denir....iktidarlar göz yumardı...ve o iktidarlar ve siyasi gruplar bir anda çöküverdi....ilkeler ve vatanseverlik/din/iman ise hala ayakta...kıytırık projeler ve kirli "sermaye" (matbaa sermayesi) BATININ ÇÖKÜŞÜNÜN başlangıcıdır....nasıl ki ilim ve bilgi matbaa ile yayıldı...şimdi çoküş te aynı kanaldan geliyor....

bulucu
15-05-2012, 14:14
*yıldırım bayezıd ın ankara savaşını kaybetmesi ile fetret devri esnasında kaybettiğimiz karakter
**yavuz un mısır seferi ile başlayan arap kültürünün türk kültürü ile karışarak daha sonra oluşturacağı etnik kimlik arasındaki fark ve uçurumlar
***harem kültürü ve enderun un kendi saltanatını oluşturarak halk ile tamamen uzaklaşması
****ibrahim müteferrikanın idamı ile ,daha sonraları dünya konjoktüründen tamamen kopup icat ve yeniliklere uzak kalacağımız,,*matbaanın yasaklanması*

*bu yukarıda sıraladıklarım,,daha sonra osmanlının,,çağın çoooooooooookkkk gerisinde kalmasını ve mecburen yok olmasını sağlayan ana unsurlar,,ve daha sonrasında yani ı. Dünya savaşından sonra parçalanan osmanlıya mondros ateşkesiyle birlikte dayatılan **azınlık hakları ve açılan yabancı okullarda öğrenim görerek topraklarımızı,ekonomimizi,ordu ve siyasetimizi 2000 li yılların başına kadar yönetecek olan ermeni otoritesi

BORA YAŞAR
15-05-2012, 14:48
Osmanlı bir hesaba göre 600 yılda battı.

ikiondokuz
20-05-2012, 14:04
osmanlıyı batıran bir sürü unsur var. nemelazımcılık, ahlaki çöküş, yabancı hayranlığı, köklerimizden kopuş vs.
ama 2. Abdülhamidin hal'iyle başlayıp Mondrosla biten süreci çok çok iyi değerlendirmek lazım.
Abdülhamid osmanlının borcunun yüzde 90 ını ödemiş ve devleti tekrar ayağa kaldırmak için var gücüyle çalışırken
asker siyasete boğazına kadar batmış, masonların oyuncağı olmuş, koskoca imparatorluktan elimizde bir anadolu kalmış.
burada da canımız nasıl sağ kalmış, anadolu nasıl elimizde kalabilmiş o da ayrı bir mucizedir, cenab-ı hakkın bir lütfu.
herhalde şehitlerimizin gazilerimizin ve masumlarımızın yüzü suyu hürmetinedir diye düşünüyorum.
Allah sonumuzu hayretsin, osmanlıyı batıran tüm zaaflar aynen bugün de mevcut...