PDA

View Full Version : Bağış soygunculuğu



kumralada
22-05-2014, 15:21
Ülkemiz insanları olarak yufka yürekli ve duygusalız. Yardımlaşma duygumuz güçlü bir o kadar da bunu kötüye kullanan oluşumlar var etrafımızda. Soma'da yaşanan katliam gibi kazanın sorumluları ve devletin yapması gerekenler belli aslında. Yine de çeşitli kampanyalarla yardım toplama faaliyetlerinin yapıldığını görüyoruz. Bu güne değin doğal afetler ve başka yardımlar adı altında toplanan bağışlar konusunda sicilleri kötü pek çok kuruluş var ülkede ve hala faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Benim kendi adıma düşüncem ve niyetim; bu kazada hayatını kaybeden ve yaralanan kişiler belli, bizzat veya tanıdığımız kişilerden gruplar oluşturarak bu yardımları bire bir yapmanın daha faydalı ve güvenilir olduğuna inanıyorum. Devletin yapması gerekenler ve yükümlülükleri de belli. Bunu da bizlerin bağışları ile yapmamalı. Doğal afetlerin yaşandığı zamanlarda toplanan vergi ve bağışların gerekli yerlerde kullanılmadığını hepimiz biliyoruz.

Artık devlet ve desteklediği birtakım yapılanmalar tarafından kandırılmak ve soyulmaktan pek çok insanın tedirgin olduğunu ve başka arayışlar içinde bulunduğunu görüyor ve yeni çözümler bulunduğunu gözlemliyorum.

SaVaRoNa
22-05-2014, 16:11
Sadece devletin bağışlarımı sorunlu, şirket blançolarındada bir sürü bağış kalemi altında soygun var daha dün bir hissede gördüm 2013 blanço döneminde 64 bağış yapmış kimseye sormadan, sistem buna izin veriyor düzen böyle krulmuş suyun başında kim oturuyorsa kimi selavat getirerek kimide geğirerek bağış yiyor malesef, bir atasözü aklıma geldi ''Sizce bu ülkede Düzenmi değişmeli Düzülenlermi''

kumralada
22-05-2014, 17:46
Sadece devletin bağışlarımı sorunlu, şirket blançolarındada bir sürü bağış kalemi altında soygun var daha dün bir hissede gördüm 2013 blanço döneminde 64 bağış yapmış kimseye sormadan, sistem buna izin veriyor düzen böyle krulmuş suyun başında kim oturuyorsa kimi selavat getirerek kimide geğirerek bağış yiyor malesef, bir atasözü aklıma geldi ''Sizce bu ülkede Düzenmi değişmeli Düzülenlermi''
Evet işin bir başka yönü de bu. Verilen -alınan rüşvetleri sistematik hale getirip üstünü örtmek için vakıf adı altında yeni oluşumlarla bu işler kotarılıyor, ve bu bağış adı altındaki ödemeler vergiden düşülebiliyor- tabi sadece uygun görülen ayrıcalıklı dernek ve vakıflara yapılan ödemeler için-.

Bu haber de son Soma olayı ile ilgili ne kadar atik ve becerikli davranıldığına dair. Hiç şaşırtmadı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/74361/_Tazminat__kurnazligi.html

PARK
22-05-2014, 21:15
En kolay yapılan Bağış soygunu "Dini tandanslı"[/I] STK'lar tarafından yapılan soygundur.......(NOKTA)

net_ria
23-05-2014, 23:45
Toplanan rüşvetin bağış olduğu bugünkü siyasi iktidarın döneminde, Devletin içinde olduğu hiçbir bağış kampanyasına güvenilmez.

kumralada
24-05-2014, 15:05
Basından izlemeye çalışıyorum. İnsanları Soma için bağış yapmaya yönlendiren haberler, yayınlar. Özellikle de mülki idare amirleri tarafından bağışların AFAD'a yapılmasına dair haberler var. Oysa ki bu bir iş kazası, hatta cinayeti ve bunda sorumluluğu olan başta devlet kurum ve yetkilileri ile ocağı işleten şirket ve devlet sorumlu. Ama faturayı duygu sömürüsü yaparak halka ödetme ve bundan rant elde etme peşindeler. Bu oyuna gelmeyelim artık.
Manisa Belediyesi de hiç boş durur mu. Onlar da bağış kampanyası düzenlemişler. Bu insanlar hayattayken ne yapmış acaba belediye madenciler için.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki yaşarken zerre kadar değer verilmeyen vatandaş ancak öldüğü zaman kıymete biniyor. Çünkü ölüler konuşamaz, ve bu zihniyetin yetiştirilmesi için uygulanan eğitim insanların öldükten sonra da istismarına, duygu sömürüsüne yönelik. İnsanların duygusal olarak en zayıf ve savunmasız olduğu bir durumda bunu kullanarak rant elde etmek üzerine de kurulu bir sistem oluşmuş ne yazık ki.

http://www.memurlar.net/haber/468114/

kumralada
27-05-2014, 15:55
Gerçek demokrasinin, denetimin işlemediği ,şeffaflığın olmadığı ülkelerde her zaman yolsuzluk ve soygun kaçınılmaz sonuç olmuş. Geçmiş ne yazık ki hala tekrar ediyor bugün de.O zaman askeri dikta vardı, şimdi de tek adamın sivil diktası; getirdiği sonuçlar hep aynı olmuş, olmakta.

Yardım parası kayıp

Ya sağ kurtulanlar?
Salih Kılavuz…
7 Mart 1983 Armutçuk katliamından sağ kurtulan 18 maden işçisinden biri. Bugün 58 yaşında.
Önce babası gelmişti Ordu’dan Zonguldak’a…
Maden ocağına ilk giren babası oldu…
Sonra kendisi madende çalışmaya başladı. Emekli oldu.
Bugün maden ocağında üçüncü kuşak; oğlu çalışıyor!
Armutçuk’ta grizu patlaması meydana geldiğinde, Ahmet Kılavuz 27 yaşındaydı… 103 işçinin yaşamını kaybettiği katliamdan bir hafta sonra mesaiye çağırdılar.
“Ben o ocakta çalıştım emekli oldum ama 7 yıl benim anamdan emdiğim süt burnumdan getirildi. Ekmeğimi bile oturup yiyemedim.
En sonunda çareyi, iş ceketinin içine bir ‘ekmek cebi’ diktirmekte buldum. Eşime diktirdiğim cebe, ekmeğimi koyuyor, bir yandan çalışırken ekmek yiyordum. Allah’a şükür kurtulduk, öldürmeyen Allah öldürmüyor…”
Salih Kılavuz onca yaşanmışlığa rağmen hâlâ kaderci…
Peki…
Sorumlular cezalandırıldı mı?
“Ben kimsenin ceza aldığını ne gördüm, ne duydum. Müfettiş geldi, -aynı Soma’daki gibi- yiyip içtiler. Gelen müfettişler misafirhanede ağırlandı. Raporlarını tutup gittiler. Ceza-meza yok. Ne cezası? Ceza, ödüllendirmek; başka kurumlara atanmak, müdür olmak… Kimse cezaevine girmedi. Soma’da da aynısı olacaktır. Ben diyorum bir yıl, siz deyin 6 ay… Çıkarlar… Ama kimse duymaz…”
Soma’ya yapılan yardımların yerine ulaşacağına inanmıyor, “Çünkü” diyor, “Bize gelen yardımlardan biz 5 kuruş faydalanmadık. Kim yedi bilmiyorum.”
O acılı günlerde…
Zonguldak Valiliği, Türkiye Maden İşçi Sendikaları Federasyonu ve Hürriyet Gazetesi 10 Mart 1983 tarihinde şehit madencilerin ailelerine ve yaralı madencilere yardım çağrısında bulundu. Yurdun dört bir yanından ulaştırılan maddi yardımlar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ereğli Kömür Havzası Amelebirliği Yardımlaşma ve Dayanışma Sandığı’ndaki fona aktarıldı.
Sonra…
Para kayıp oldu.
Şehit madenci çocukları 13,5 milyon lira tutarındaki paranın kendilerine dağıtılmasını istiyor. Yargı mücadeleleri devam ediyor…
Parayı cebe indiren devlet ne yaptı dersiniz?
“Unutulsun” diye; Armutçuk’un adını 2003’te değiştirdi, “Kandilli” yaptı!
Biliyorum ki:
İşçinin bahtı; “bir şafak vakti karanlığın kenarından/ onlar ağır ellerini toprağa basıp/ doğruldukları zaman” değişecektir…

Yazının tamamı

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/fitrat-518085/

kumralada
05-06-2014, 12:06
Yine bir bağış hırsızlığı haberi. Haberi okuyunca detaylar ilginç. Burada soyguncu başka bir soyguncuyu soymuş oluyor:wink:. Yani paraların yerine ulaşma şansı hiç yokmuş zaten. Camilerde toplanan onca paranın ne denetleyeni var ne de gerçekten nereye gittiğini bileni.

http://www.medyafaresi.com/haber/EK---SOMA-ICIN-TOPLANAN-YARDIM-PARALARINI-CALDILAR_293515.html


OYALAYIP BAĞIŞ KUTUSUNU ÇALDILAR

Ataşehir'de Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin aileleri için toplanan bağış kutusunun çalındığı fatura ödeme noktasını işleten Murat Kurbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı.

"İki bayan müşteri geldi. Su faturası yatıracaklarını söyledi. 'Yeni taşındık su faturası elimizde yok' dediler, annelerine telefon açtılar. O sırada iki müşteri geldi. Ben müşterilerle ilgilenmeye başladım. Kafamı kaldırdığımda sadaka kutusunun olmadığını gördüm. Oyalayıp bağış kutusunu çalmışlar. Güvenlik kamerasında da herşey açıkça görünüyor. Biz normalde camiye yardım topluyorduk. Ancak cami görevlileriyle konuştuk iki üç ay Soma için yardım toplayacaktık. Kutuda tahminen 250 TL civarında para vardı. Polise haber verdim. Zamanım olmadı gidemedim şikayetçi olacağım. Soma için kuruşu kuruşuna biriken bir paraydı. O da nasip olmadı. Çalanları Allah ıslah etsin"

kumralada
12-06-2014, 09:56
İnsanların merhamet ve dini duygularını sömürerek veya biraz da toplumsal baskıyla en kolay bağış soygununun yapıldığı yerlerin başında camiler geliyor. Bu kadar çok cami yaptırma gayretinin nedeni bu olayın denetimsiz ve her türlü istismara açık ve uygun olması. Olayın ilk aşaması cami, kuran kursu vs. yaptırma dernekleri eliyle başlıyor, ondan sonra da sürekli halktan para sızdırmaya dönüşüyor. Kurumsal ve kişisel olarak bu işten kayıt dışı o kadar çok nemalanan var ki, bu saadet zincirini korumak için son yıllarda devlet erkini de seferber etmiş durumdalar, her türlü koruma, perdeleme hizmeti veriliyor bu oluşumlara.
Bir yandan da siyasetin ve siyasilerin yasa dışı finansman kaynaklarının başında geliyor bu tür dernek ve vakıf yapılanmaları. Son zamanlarda devlet gücünü arkasına alarak eğitim ve gençlik adına oluşturulan vakıf adı altındaki yapılanmalar ise soygunu daha sistematik, daha büyük boyutlu halde yürütmek ve devlet erkini elinde tutanların talanını, soygununu ve hırsızlığını perdelemek amacıyla kullanılıyor.
İşler bu kadar kontrolsuz gidince toplum ve ülke olarak bizim hayatımızı ve varlığımızı tehdit eden terörizme kaynak haline getirildiğini de izliyoruz, aşağıdaki haberde olduğu gibi.

Diyanet'in topladığı yardımlar IŞİD'e mi gitti

http://www.odatv.com/n.php?n=diyanetin-topladigi-yardimlar-iside-mi-gitti-1206141200

refaba
15-06-2014, 00:58
En kolay yapılan Bağış soygunu "Dini tandanslı"[/I] STK'lar tarafından yapılan soygundur.......(NOKTA)

Evet...en büyük bağış din istismarı yoluylanlan yapılıyor...yalnız dikkatimi çeken bir unsura,daha cami kapılarında öyle eskisi gibi yardım yapan yok,üstelik ustaya oy verenlerde vermiyor,ama oy veriyor...bu daha ilginç geldi bana.:düsün:

Ben zaten doğrudan veriyorum,üstelikte ince eleyip sık dokuyorum...ülke genelinde yapılan toplu bağışlar hep şaibeli,çünkü havuzda toplanıyor piyango gibi...ulaşacak yere paralar peşkeş çekildikten sonra çok az miktarı veriliyor...yada, Erbakanın zamanında yaptığı gibi hiç verilmiyor...örneğin Bosna yardımları.!!!!

http://haber.gazetevatan.com/erbakan-bosna-paralarini-repo-yapti/392908/1/gundem

kumralada
29-06-2014, 19:09
Ramazanın gelmesi duygu sömürüsü ve bağış toplama açısından verimli geçmeye uygun bir dönem. Soma için denip Somali için toplanan bağışlar, Irak Türkmen'leri için devlet tarafından açılan yardım kampanyaları, hepsi itinayla iç edilmeye- fark edilirse de;aa pardon sehven denilip çark edilme yüzsüzlüğüyle kapatılmaya- çok müsait.
Özellikle de başka ülkelerde yaşayanlara yönelik bağış çağrılarının, -kurban bağışları da buna dahil- son yıllarda daha çok artmasının başlıca nedeni, toplanan yardımların iç edilmesinin iz bırakmadan daha kolay yapılmasına olanak veriyor olması sanırım.
Bu işlerin çapı o kadar büyük ki, bu durumdan yararlanıp cebini dolduran kitlenin de dayanışmasıyla bir saadet zincirine dönüşmüş durumda.

kumralada
09-07-2014, 22:49
Soma yardım paraları nerede AFAD

http://www.halkinhabercisi.com/somaya-yardim-paralari-nerede

kumralada
16-07-2014, 16:39
Niye sürekli cami yapma çabası var. Her yönden karlı bir iş de ondan.

Müezzinden şoke eden hareket

http://www.ulusalpost.com/muezzinden-soke-eden-hareket-19844h.htm

ayhan53
19-07-2014, 23:08
sağlık bakanlığından ihale alan tüm firmalar menzilcilere bağış yapmak zorundaydı ve hükümet bunu bilmesine rağmen ses etmiyordu.
şimdi bakanlıkta menzilci avına çıkmışlar. yakaladıklarını görevden alıyorlar.

akay
20-07-2014, 01:51
sağlık bakanlığından ihale alan tüm firmalar menzilcilere bağış yapmak zorundaydı ve hükümet bunu bilmesine rağmen ses etmiyordu.
şimdi bakanlıkta menzilci avına çıkmışlar. yakaladıklarını görevden alıyorlar.

Darısı çalıştığım kuruma diyeyim başkanım, her boşalan amir kadrosunu liyakatsiz cemaatçiler ile doldurdular, kimsenin devletteki sisteme inancı kalmadı, adamlar iş bilmedikleri gibi işe bile doğru düzgün gelmiyorlar vede eğilimlerini millete empoze etmeye çalışıyorlar. Kendi sendikalarından kendi cemaatlerinden olanların her türlü haksızlık hukuksuzluk disiplinsizlik yapmalarına göz yumuyorlar. Hatta geçen gün karşılaştığım bir olayda ise adeta dumura uğradım, cemaatçi bir yönetici ile ateist bir memurun menfaatleri örtüşünce can ciğer kuzu sarması, kanka olduklarını görünce sinirlerim adeta zıpladı desem abartmış olmam. Kendi adamları ile son hız üst düzey kadroları doldurmaya devam ediyorlar. Sonuçta birgün gelecek bukadar işbilmez hukuksuz adamların olduğu yerde sistem kilitlenecek. Bir kişi iki kişi yi bir birimde tolere edersiniz ama bu adamlar çığ gibi kadrolaşmaya devam ediyor bu bir yerde patlamak zorunda, çünkü iş yapmak gibi bir kaygıları yok hepsinin tek derdi mama.

PARK
20-07-2014, 01:56
Darısı çalıştığım kuruma diyeyim başkanım, her boşalan amir kadrosunu liyakatsiz cemaatçiler ile doldurdular, kimsenin devletteki sisteme inancı kalmadı, adamlar iş bilmedikleri gibi işe bile doğru düzgün gelmiyorlar vede eğilimlerini millete empoze etmeye çalışıyorlar. Kendi sendikalarından kendi cemaatlerinden olanların her türlü haksızlık hukuksuzluk disiplinsizlik yapmalarına göz yumuyorlar. Hatta geçen gün karşılaştığım bir olayda ise adeta dumura uğradım, cemaatçi bir yönetici ile ateist bir memurun menfaatleri örtüşünce can ciğer kuzu sarması, kanka olduklarını görünce sinirlerim adeta zıpladı desem abartmış olmam. Kendi adamları ile son hız üst düzey kadroları doldurmaya devam ediyorlar. Sonuçta birgün gelecek bukadar işbilmez hukuksuz adamların olduğu yerde sistem kilitlenecek. Bir kişi iki kişi yi bir birimde tolere edersiniz ama bu adamlar çığ gibi kadrolaşmaya devam ediyor bu bir yerde patlamak zorunda, çünkü iş yapmak gibi bir kaygıları yok hepsinin tek derdi mama.

Müdminleri karalamayın, Allah yolunda hizmet eden(!) insanları gözen düşürüyorsunuz sizi eski Türkiye özlemcileri siziiii..

Sizi siyonist uşakları siziiiiiiiiiii... :))))

kumralada
13-08-2014, 00:11
[B]Kanserli çocuklar için toplanan parayı çaldılar[/

http://t24.com.tr/haber/kanserli-cocuklar-icin-toplanan-parayi-caldilar,267415

Hırsızların korunup kollandığı, baş tacı edildiği bir ülkede sıradan bir haber gibi olmuş ne yazık ki. Pek çok şeyi yerine koymak belki mümkün ama ahlaki değerlerini kaybetmiş bir millete bunları yeniden değerli kılmak için kaç on yıllar gerekecek.

SaVaRoNa
21-10-2014, 23:39
Tarikat Yapılanması ile İlgili Görüşü:*Ölülerden yardım istemek, uygar bir toplum için ayıptır. Var olan tarikatların amacı kendilerine bağlı olan kimseleri dünyevî ve manevî yaşamda mutluluğa eriştirmekten başka ne olabilir? Bugün bilimin, tekniğin, bütün kapsamıyla uygarlığın alevi karşısında filân veya falan şeyhin yol göstermesiyle maddî ve manevî mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye topluluğunda varlığını asla kabul etmiyorum. Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.
1925 (Atatürk'ün S.D.II, S. 215)


Ruhun şad olsun büyük insan birgün seni herkes çok iyi anlayacak az kaldı eminim yüce Türk milleti tekrar uyanacak...

kumralada
13-12-2014, 23:35
En güncel ve en somut haliyle ve de din adına toplanan bağışlarla yapılmış bir soygun örneği.

http://www.aktifhaber.com/1-milyonluk-arac-sosyal-medyayi-salladi-1089849h.htmle

http://i.hizliresim.com/rmjWOB.jpg (http://hizliresim.com/rmjWOB)

Müminlerin çoook çalışıp, bağışları artırmaları gerek, lüks , gösteriş ve israfta çıta durmadan yükseliyor.

asagir
14-12-2014, 01:00
Doğru bir başlık. Fakat, bu forum genelinde ve tüm basın-yayında ele alınan konular buz dağının görünen kısmı bile değil. Belki, erimeye başlayan sivri tepesinin en üst bölümünün zerresi olabilir.

Anayasada "Siyasal, sosyal ve ekonomik haklar" şeklinde düzenlenen temel haklar fiilen geçersiz. Hukuk devleti değiliz. Anayasa askıya alındı. Anayasa ve yasalar "bizden olmayanları" hizaya getirmek için arkasına sığınılan göstermelik metinlerden ibaret artık.

Bir vatandaş olarak, herhangi bir mahkemenin siyasi iktidarın işine gelmeyen herhangi bir kararı verebileceğine inanmıyorum. O şekilde karar verebilen mahkemelere ya kahraman ya da kurban gözüyle bakılıyor artık. Zaten verdikleri kararlar ya uygulanmıyor ya da darbe olarak adlandırılıp o karar süreçlerine katılanlara hadleri bildiriliyor.

Yazdıklarıma itirazı olanlar olacak. Örneklendirelim ki daha iyi anlaşılsın.
Mahkemelere ilişkin örnek;
-"Aksaray" hakkındaki mahkemelerin akıbeti
veya "Deniz feneri" ne alemde?

Anayasada düzenlenen temel haklara ilişkin örnek;
Siyasal haklardan "Kamu hizmetlerine girme hakkı" doğrultusunda düzenlenen "Liyakat sistemi" yerine, anayasada yeri olmayan, dünyanın bazı yerlerinde 1800'lü yıllarda uygulanan ve vazgeçilen "Yağma(Kayırma) sistemi"nin fiilen uygulanması.

Bunlar, küçükmüş gibi görünen iki örnek sadece ...

Can ve mal güvenliğimiz ne durumda bilmiyorum.
Bu nedenle, bu tür yazıları yazmamız veya fısıltı halinde bile olsa kendi aramızda konuşmamız çoluk çocuğumuzun güvenliği ve geleceği açısından ne kadar doğru bilmiyorum. Askıya alınan anayasanın vatandaşlara tanıdığı protesto hakkını kullananların karakol köşelerinde korumalar tarafından hizaya çekildiği veya değişik güçler tarafından meydanlarda telef edildikleri sır değil...

Kendi canımızı ve malımızı önemsemeyebiliriz. Ama Çoluk çocuğumuzun güvenliğini düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum artık...

"Bizden olmayan" hepimize geçmiş olsun...

"Bizden olanlar" için sorun da sınır da yok. Müsterih olabilirler. Kalkınma demokratikleşme, özgürleşme vb. hikayeler onlardan yana gerçek. Ganimetlerinin ve her şeyi yapma özgürlüklerinin hayrını görsünler...

Ganimet!... O makam aracı da, sıfırlanamayan paracıklar da, gemicikler de bu çerçevede görülmelidir.

Yalan dünya...

kumralada
26-12-2014, 13:41
Evet bu gün yeni bir soygun olayı ile karşı karşıyayız. Nedense nereye verildiği bile saklanır olmuş. Götürgeç vakfına gitmiştir bence.

Emlak Konut'tan şoke eden bağış
Emlak Konut, borsa tarihinde bir rekora imza atarak 10 milyon liralık rekor bir bağışa imza attı. Hayırsever şirket, bu parayı kime verdiğini ise sır gibi sakladı


http://ekonomi.millet.com.tr/10-milyonluk-gizemli-bagis-haberi/1264706

refaba
05-01-2015, 20:03
Geçen cuma namazındayken imam hutbeden sonra Kuran kursuna yardım edin dedi,zaten devamlı diyorlarya...bende sesli olarak herhalde ikinci mersedes alınacak galiba dedim...camide buz gibi hava esti imamın yüzü kızardı...sanırım imam namazı kıldırırken mutlaka aklından geçmiştir bu söylemim...camide imamın yanlış olan söylemlerine tepki gösterelim...çünkü H.z Muhammede bu yönde çok soru sorulurdu vaaz verirken...üstelik devamlı üstüne basa basa, haksızlık yapanlara karşı susanlar dilsiz şeytandır demiştir...geçmişte Suriye ve Mısır olaylarındada Camide devamlı bazı imamlar hutbede bunu devamlı dile getiriyordu...ondada yeter namazmı kılmaya geldik siyaset yapmayamı diye sert çıktım sözlü olarak,sanki çoğu cemaat bir kıvılcım bekliyorduki hep bir ağıdan tepkisini gösterdi imama,imam vaazını kısa kesip sonlandırdı mecbur...bazen o camiye gidiyorum beni görenler ağzına sağlık arkadaş diyorlar,imam daha ağzına almıyor böyle durumları diyorlar...tabiki bu tepki tek tük kişiylen olmaz...bir başka durumda namazlardan sonra çıkışta yardım parası toplanırken doğru dürüst para verilmiyor artık,eskiden mendil v.s'ler dolardı,sanırım akıllandılar,ama hükümete oy vermeye gelince yinede desteğini eksik etmiyorlar,buda ilginç bir durum...Avrupalıların diyorya devamlı Türkler ilginç millet diye,gerçekten haklılıklarını beyan ediyor bu söylemleri.

Bugün Yüce divan davasında aklandı 4 milletvekili...zaten aklanacağı belliydi oy orantısına göre...adamlar halkın gözünün önünde cinayet işleseler valla biz yapmadık diye suçu şeytana atarlar...tabiki şeytan kim burada ya muhalefet yada paralel ilan ettikleri şahıslar...insanda ar ve namus diye bir unsur var...sanırım bunların insan olmasından şüpheliyim...nasıl bir ülke olduk bu durumlara şaşıyorum...ülkemizde bütün dinlemeleri Almanya yapmış genellikle,üstelik ABD'yi bıle dinlemişler...şimdi Almanlar kıs kıs gülüyordur bu halimize...

Dışarıda İslama karşı bir tepki var,bu tepkimeye neden olan yine dış güçler,zaten bunu biliyoruz...iyi tamamda biz bu karalama kampanyasını biliyoruz...peki Yandaş basına ne dersiniz, diyorlarki islamı dış devletler şeytanlaştırıyor...adama sorarlar önce suç kimde acaba buna çanak tutma adına:grrr:

kumralada
06-01-2015, 18:40
Geçen cuma namazındayken imam hutbeden sonra Kuran kursuna yardım edin dedi,zaten devamlı diyorlarya...bende sesli olarak herhalde ikinci mersedes alınacak galiba dedim...camide buz gibi hava esti imamın yüzü kızardı...sanırım imam namazı kıldırırken mutlaka aklından geçmiştir bu söylemim...camide imamın yanlış olan söylemlerine tepki gösterelim...çünkü H.z Muhammede bu yönde çok soru sorulurdu vaaz verirken...üstelik devamlı üstüne basa basa, haksızlık yapanlara karşı susanlar dilsiz şeytandır demiştir...geçmişte Suriye ve Mısır olaylarındada Camide devamlı bazı imamlar hutbede bunu devamlı dile getiriyordu...ondada yeter namazmı kılmaya geldik siyaset yapmayamı diye sert çıktım sözlü olarak,sanki çoğu cemaat bir kıvılcım bekliyorduki hep bir ağıdan tepkisini gösterdi imama,imam vaazını kısa kesip sonlandırdı mecbur...bazen o camiye gidiyorum beni görenler ağzına sağlık arkadaş diyorlar,imam daha ağzına almıyor böyle durumları diyorlar...tabiki bu tepki tek tük kişiylen olmaz...bir başka durumda namazlardan sonra çıkışta yardım parası toplanırken doğru dürüst para verilmiyor artık,eskiden mendil v.s'ler dolardı,sanırım akıllandılar,ama hükümete oy vermeye gelince yinede desteğini eksik etmiyorlar,buda ilginç bir durum...Avrupalıların diyorya devamlı Türkler ilginç millet diye,gerçekten haklılıklarını beyan ediyor bu söylemleri.

Bugün Yüce divan davasında aklandı 4 milletvekili...zaten aklanacağı belliydi oy orantısına göre...adamlar halkın gözünün önünde cinayet işleseler valla biz yapmadık diye suçu şeytana atarlar...tabiki şeytan kim burada ya muhalefet yada paralel ilan ettikleri şahıslar...insanda ar ve namus diye bir unsur var...sanırım bunların insan olmasından şüpheliyim...nasıl bir ülke olduk bu durumlara şaşıyorum...ülkemizde bütün dinlemeleri Almanya yapmış genellikle,üstelik ABD'yi bıle dinlemişler...şimdi Almanlar kıs kıs gülüyordur bu halimize...

Dışarıda İslama karşı bir tepki var,bu tepkimeye neden olan yine dış güçler,zaten bunu biliyoruz...iyi tamamda biz bu karalama kampanyasını biliyoruz...peki Yandaş basına ne dersiniz, diyorlarki islamı dış devletler şeytanlaştırıyor...adama sorarlar önce suç kimde acaba buna çanak tutma adına:grrr:

Dine en büyük zararı verenler en dindar benim diyenler oluyor. Sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde cami yaptırma gayretkeşliği hep rant uğruna. Cami yaptırmak için toplanan bağışları denetleyen yok, vurgunun 1. perdesi böyle başlıyor. Daha sonra ise her namaz vaktinde soyulmaya hazır bir kitle var elde. Camilerin altına kiraya verilmek, işletilmek için açılan ticarethaneler ayrı bir açgözlülük örneği.

Dışarıda İslama karşı tepkilerin artmasının altında buralardan terör örgütlerine insan devşirme olaylarının artmasının da etkisi çok bu aralar. Diğer bir etken de
kadına şiddet, kadın cinayetleri, bulundukları topluma adapte olamama gibi nedenler.

sultan_turgut
06-01-2015, 18:50
kadin oldurenlerin kaci namazinda niyazinda ya da islamiyeti yasayanlarmi ki islam a zarar versin
Yorumunuz hosuma gitmedi
Cahalet ne zamandir islam da var alkolik, uyuşturucu, aile baglari zayif yada ruhsal cokuntu, issizlik bunalimlari olan insanlari islamiyet le bagdastirmaniz.
Cepten ancak bu kadar
Iyi aksamlar

kumralada
07-01-2015, 01:24
kadin oldurenlerin kaci namazinda niyazinda ya da islamiyeti yasayanlarmi ki islam a zarar versin
Yorumunuz hosuma gitmedi
Cahalet ne zamandir islam da var alkolik, uyuşturucu, aile baglari zayif yada ruhsal cokuntu, issizlik bunalimlari olan insanlari islamiyet le bagdastirmaniz.
Cepten ancak bu kadar
Iyi aksamlar

Yorumumun hoşunuza gitmemesi sizin sorununuz. Bu da bazı gerçekleri değiştirmiyor.
İşte güncel bir haber:

Almanya'daki kadın cinayetlerinin dörtte biri Türkler tarafından işleniyor

http://t24.com.tr/haber/almanyadaki-kadin-cinayetlerinin-dortte-biri-turkler-tarafindan-isleniyor,282554

sultan_turgut
07-01-2015, 02:47
Ingiltere ve almanyada yani avrupada turkler yanlis anlasilma olmasin ama fuhus uyuşturucu yaygin ozellikle ordaki ailelerin gercekleri saklayarak türkiyeden gelin almasi sonrasi malum fuhus arastirin keza pakistan vb
Bunun islamiyetle ne alakasi var ve camii de imama seslenen sahis acaba art niyetli degilmi yapilan bagisin takibini yapabilir soylemesi yeter müftülük de vb
Varken sanki imam hirsizlik yapiyor kanit var ve yargisiz infaz yapiliyor.
Alternatifleri varken bide.
Ayrica kurban farz zekat farz fakire yardim etmemek zaten islam dininde hos gorulmez
Ayrica yorumum hosunuza gitmediyse sizin buda sizin sorununuz
Iyi geceler yazdiklarimda art niyet yok gercek yurtdışına cikin gezin goreceksiniz.
Ve muslumanlara yapilan saldiri taciz haksizliklari kamu ozel yasami dahil nasil nefret dolular gorun

kumralada
07-01-2015, 11:29
Bu ülkede baş imamın hırsızlıkları herkesin dilindeyken siz neleri örtmeye çalışıyorsunuz, bununla ancak kendinizi kandırırsınız. Yakın tarih iç edilen bağış, yardım vs. örnekleriyle dolu. Bosna yardım paraları, (mercümekler), deniz fenerleri ilk akla gelenler.

Yurt dışına çıkın diyorsunuz, hayatımın bir bölümü zaten çeşitli ülkeleri dolaşmakla geçiyor. Ne acıdır ki insanları kültürel ve sosyal anlamda dinle sınırlandırmaya ve sadece onunla yetinmeye zorlarsanız her türlü sıkıntıyla karşılaşırsınız. Yaşanılan toplumlara uyumsuzlukların nedenlerinden biri de budur. Diğer unsurlar dil bilmeme, öğrenmeye çalışmama ve bundan kaynaklanan cehaletin verdiği özgüven eksikliği ile içe kapanma. Yurt dışında yaşayan eğitimli mesleki anlamda kendini kabul ettirmiş kesimlerde böyle sorunların yaşanmadığını görebiliyorum. Aklınızı ve ruhunuzu kendiniz yönetmeyi tercih ederseniz her şeyi başarmak mümkün. Ama bunun için bilime, kültür ve sanata değer vermek ve çaba göstermek gerekiyor.

kumralada
07-01-2015, 17:46
Tam da bu son yazılanların üzerine korkunç bir haber. Din adına şiddet. Yazdıklarımı kanıtlayan çok acı,vahim bir haber. Dine en çok zarar verenler en dindar maskesi takanlar.

Fransa'da şok saldırı! 11 ölü
Fransa'nın başkenti Paris'te yayınlanan ve yaptığı Hz. Muhammed karikatürüyle büyük tepki çeken "Charlie Hebdo" dergisine saldırı düzenlendi. Saldırıda 2 polis 10 Fransız gazeteci hayatını kaybetti.

http://www.milliyet.com.tr/fransa-da-sok-saldiri-10-olu/dunya/detay/1995384/default.htm

kumralada
07-01-2015, 18:31
Felsefe hocası Ahmet İnam'la Osmanlıca felsefe yapmak üzerine başlayıp başka konulara da uzanan söyleşiden bazı bölümler aktarmak istiyorum. Yazı uzun dileyen linkten okuyabilir.

Bu konu başlığında değinilen konular çerçevesinde demiş ki;

"İslam hınç ve intikamla kendini asla var edemez"

Hıristiyan kökeninde var, çünkü onlar köleydi ve o ezilmişliğin, kendi olarak varolamamışlığın getirdiği tepki ve hınç duygusuyla yaşıyorlar eleştirisi. İslam kültüründe de, dünyada İslamofobi denen fobiyi yaratan bir İslami görünüş var. O görünüşün altında da bir hınç duygusu var. Yani “Batı çok ilerledi, bunlar silah ve teknoloji sahibi oldular. Bizim dinimiz hak diniydi, bizi ezdiler, bizim hakkımızı da yediler. Bizim ne büyük bir medeniyet olduğumuzun farkında değiller, bizi küçük görüyorlar” düşüncesi var.

Hayatınızı, düşünme gücünüzü, enerjinizi Osmanlı dili besliyorsa buyurun yapın. Ama bu o metinlerle içli dışlı olan birkaç kişi dışında mümkün değil, hayat ona izin vermez.

ŞEKİL DİNİ
Ben dindar biri olmamakla beraber, dinlerle de insanların sanatı, bilimi, edebiyatı, estetik ve ahlaki bir hayatı çok güzel bir şekilde yaşayabileceğine inanırım. Din düşmanlığının da çok anlamlı olmadığını, dinlerin içinde, biz felsefecilerin tinsellik dediğimiz, bir manevi boyutu olduğunu elbette kabul edebilirim. Böyle yaşayan dindarlar da vardır. Ama bu kapitalist dünyada dinin yaşanması çoğunlukla, Yahudi ve Hıristiyanlar için de bu geçerlidir, şekli ritüellerden ibaret düşünülüyor.

Bu dünyadaki tüm aksaklıların, kötülüklerin dine mensubiyetle ortadan kalkacağını, bu dünyada mutlu olamadığımızda, ibadetlerimizle öbür dünyada mutluluğa, huzura erişeceğimizi düşünüyorlar ama sırf şekli ritüele takılıp dini hayatın size sağlayabileceği manevi olanağı, manevi gücü elde edemediğinizde, sizden olmayanlara karşı çok büyük bir hınç besliyorsunuz. Bazen acıyorsunuz, “Bunlar yanacak zavallılar, sadece bizden olanlar kurtulacak” diye, ya da diyorsunuz ki “Ben bunları tamamen öldüreyim ve dünyayı kurtarayım kendi inancımı bu dünyaya egemen kılayım”, bu çok büyük bir tehlike.

>> Sürekli İslami atıflar ve bu bağlamda üniversitelere merkezi atama gidişatı sizin açınızdan bir tehdit mi?

Henüz değil çünkü muhafazakâr kesimde bunun farkında olanlar var, dolayısıyla bizim geleceğimizin de o farkında olanların bu iktidarda ne kadar etkili olabileceğine bağlı. Çok duyarlı, dünyada olup bitenin farkında, İslamın bu gidişindeki yanlışları görebilenler var. Bir defa İslam bu intikam ve hınç duygusuyla hiçbir şekilde kendini var edemez. Başka olanı anlayamadığınız sürece, sizin köklerinizde olduğunu düşündüğünüz medeniyet projesini gerçekleştiremezsiniz - çünkü bir medeniyet projesinden söz ediyorlar. Sizden olmayan Hıristiyan, Yahudi, Budist, Deist, Ateist olanlara yönelik bir gözünüz yoksa, onlara karşı basiretiniz bağlanmışsa, sizin kendinizi bu gezegende inşa etme şansınız yok. Yani ancak bu çoğulluğu ve farkılılığı içinizde taşıyarak sizi, kendi düşüncenizde İslamın temel ilkelerini kabul etmiş ama onları tazeleyebilecek güce, cesaret ve bilgiye sahip insanlarla yeni bir hayat tarzını veya bir uygarlık anlayışını oluşturabilirsiniz. Anadolu’da yaşanan İslami hayatın ne gibi özellikleri var, sanat, bilim ve edebiyata katkıları ne olabilir düşünmek gerek. Yani bize de böyle bir özeleştiri gerekli diye düşünüyorum. Kendine laik diyen insanlar dine hep dudak bükmüş, ilkellik, gericilik olarak görmüşlerdir ki bu da çok doğru değil.

>> Dine dudak bükmekten, dinden korkmaya geldiğimiz bir aşamadayız. Aleviler din zaviyesinden nasıl empati yapacak mesela?

Maalesef o noktaya getirilmiş durumdayız. Ama Sünni kesimin kendi arayışı içinde keşfettikleri birtakım, insana dair sanatla, musiki ve edebiyatla, tasavvufi düşünceyle ortaya konan ürünler de vardır. Bugün bir zıtlaşma, çatışma var elbette. Alevilerin durumu tabii daha hazin ama diğer kesimin üretimiyle değerlendirmek lazım. Bütün insanlığa sunulmuş ürünlerdir onlar çünkü.

Sünni politik faaliyetler onaylanacak şeyler değildir elbet. Ürünler ortaya koyan hayatın dışında kalan ve bunu sömürmeye çalışan kalın kafalıları hiçbir şekilde onaylama imkânı yoktur.

http://www.birgun.net/news/view/islam-hinc-ve-intikamla-kendini-asla-var-edemez/11589

kumralada
12-01-2015, 12:38
http://i.hizliresim.com/ZA9X5G.jpg (http://hizliresim.com/ZA9X5G)

Para istemek için her zaman bir bahane bulunur!

kumralada
06-02-2015, 12:46
Mısırlı cihatçı IŞİD’i soyup Türkiye’ye kaçtı

Bu işin fıtratında var:clown:


Nerede rahat edeceğini, korunup kollanacağını iyi biliyor.

Terör örgütü IŞİD bir üyesinin topladığı haraçları çalarak Türkiye’ye kaçtığı iddia etti.



Sosyal medyada yankı bulan ve rejim muhalifi Suriye Basın Merkezi tarafından haberleştirilen iddiaya göre, IŞİD’in “Suriye’deki Zekat Kolundan Sorumlu Emiri” olarak anılan Mısır vatandaşı Ebu Ubeyde El Masri, “milyarlarca” Suriye pound’unu örgütten çaldı. Ebu Ubeyde’nin Suriye’nin Deyrizor kentinde IŞİD’in kontrolü altında bulunan topraklardan “zekat” adı altında haraç topladığı belirtildi.

1 milyon dolar

El Masri’nin Türkiye’ye kaçırdığı meblağın 1 milyon Amerikan dolarını bulduğu öne sürüldü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi örgütü, daha önce IŞİD Suriye’de “zekat” adı altında haraç topladığını duyurmuştu. Örgüte göre, IŞİD tüm tüccarlardan her satışın yüzde 2.5’ini zekat adı altında topluyor. Mısır’da yayın yapan El Masri El Youm gazetesinin haberine göre, olayın ardından IŞİD, “Mısırlı cihatçıların örgüte üye olarak alınmaması” talimatı verdi.

Kaçan ilk kişi değil

Suriye Basın Merkezi, Ebu Ubeyde’nin IŞİD’den kaçan ilk üst düzey örgüt üyesi olmadığını iddia etti. Basın Merkezi, kısa bir süre önce de IŞİD’in Suriye’deki kadılarından biri olan Suudi vatandaşı bir militanın kaçtığını öne sürdü.

IŞİD’in geçtiğimiz aylarda örgütten ayrılmak isteyen 100 yabancı militanı öldürdüğü duyurulmuştu.

http://www.aksam.com.tr/dunya/misirli-cihatci-isidi-soyup-turkiyeye-kacti/haber-379139

kumralada
09-02-2015, 22:08
Bu habere şaşıranımız var mı?

'Drogba'nın Soma için yatırdığı 1 milyon TL, AFAD hesabında görünmüyor'


MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Soma faciasında hayatlarını kaybeden 301 madencinin aileleri için toplanan yardımların akıbetinin bilinmediğini iddia etti

-
06 Şubat 2015 19:21




MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, yardım için toplanan paraların tamamının Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) hesaplarında görünmediğini iddia ederek, Galatasaray'ın eski futbolcusu Didier Drogba'nın bağışladığı 1 milyon TL'nin dahi AFAD hesabında olmadığını belirtti.

'Bazı yardımların akıbeti bilinmemektedir'

Zaman gazetesinin haberine göre, faciadan sonra AFAD hesabında 46,5 milyon lira toplandığını ve bu yardımların maden şehitlerinin ailelerine dağıtıldığını hatırlatan Milletvekili Akçay, "Vatandaşlarımızın büyük bölümü, AKP'ye güvenmediği için ya yardım yapmamış ya da bizzat elden yardım yapmıştır. Bazı yardımların ise akıbeti bilinmemektedir. Mesela 25 Ağustos 2014 tarihinde Manisa'da oynanan Fenerbahçe-Galatasaray Süper Kupa finalinin gelirleri Soma'ya bağışlanacaktı.

'TFF'nin yatırdığı 5 milyon TL görünmüyor'

İzmir'de oynanan Galatasaray-Atletico Madrid maçı ile Chelsa, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasındaki üçlü turnuva maçlarından elde edilen gelirler Soma'ya bağışlanacaktı. Galatasaraylı eski futbolcu Drogba, Somalı madencilerin ailelerine 1 milyon TL bağışta bulunmuştu. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından 5 milyon TL Soma için ayrılmıştır fakat bu paralar AFAD hesaplarında görünmemektedir, Soma Kaymakamlığı'na da iletilmemiştir. Hükümet, bu paraların akıbetini bir an önce açıklamalıdır." dedi.

AKP tarafından, bazı maden şirketlerine haksız kazanç sağlandığını da ileri süren MHP Milletvekili Akçay, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından, Soma'daki İmbat A.Ş. ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş açıkça kayırılmıştır. Bu kayırma, şirketlerin üretim rakamlarında da açıkça görülmektedir. Nitekim 2005 yılında 12,7 milyon liralık hasılat elde eden Soma Kömür İşletmeleri, 2013 yılında 310 milyon liralık hasılat elde etmiştir. Şirketin 2014 yılının ilk altı ayındaki hasılatı da 182 milyon liradır. 2005 yılında 53 milyon lira hasılat elde eden İmbat A.Ş., 2013 yılında 342 milyon liralık hasılat elde etmiştir. Şirketin 2014 yılının ilk altı ayındaki hasılatı 254 milyon liradır. Görüldüğü gibi her iki şirkette de yıllar itibarıyla olağanüstü fahiş kazançlar söz konusudur. Bu şirketlerin hasılatlarındaki bu artış, TKİ'nin usulsüz, mevzuata uygun olmayan süre uzatımı ve ek iş vermesi neticesinde oluşmuştur" şeklinde konuştu.

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. ve İmbat A.Ş.'ye, süre uzatımı ve ek işlerle hukuka aykırı bir biçimde 2 milyar dolar rant sağlandığını iddia eden Erkan Akçay, bazı maden şirketlerinin sözleşme sürelerinin usulsüz uzatıldığını ve bu şirketlere kanunlara aykırı ek işler verildiğini söyledi: "İmbat ve Soma Kömür İşletmeleri ile sözleşme imzalayan TKİ, daha sonra sözleşme süreleri dolmadan, mevzuata aykırı olarak, yönetim kurulu kararı olmaksızın sözleşme süresini 10 ve 13 yıl gibi sürelerle uzatıyor. Bu uzatma ve ek işlerle İmbat ve Soma Kömür İşletmeleri'ne 2 milyar dolar kazanç sağlanıyor."

http://t24.com.tr/haber/drogbanin-soma-icin-yatirdigi-1-milyon-tl-afad-hesabinda-gorunmuyor,286331

abacalikusu
10-02-2015, 07:10
Tam bir bizans oyunu,
İslamda yardımlaşma ve dayanışmayı nasıl bozarız?
Bir tarafta Hz Ömer diğer tarafta 700 milyarlık arabaya binen diyanet işleri başkanı,
Suçlu İslam mı? (burada bazılarının ima etmeye çalıştığı gibi)
Hayır,
Peygamberimiz ot hasırda uykudan kalkıp misafirine kapıyı açtığında yüzünde hasırın izi kaydedilmiştir.
Buyrun sünneti okuyun, islam anlayışını kavramak için, diyanet işleri başkanının yaşantısını değil..
Ki derhal istifa etmeliydi, ama etmedi...Ben bile artık camide para nereye gidiyor emin olmadıkça elim cebime gitmemeye başladı.
700 milyarlık arabaya binebilen imamın (!) zihniyeti...
Artı, bunu islamla ilişkilendirenler, bizans zihniyetinin parçası.. Çünkü oyun onlarla tamamlanıyor.
Bu Türkiye adına ÇOK ADİ VE MİDE BULANDIRICI bir durum.
İnsanların dayanışma refleksine kastediyor.

ASPİRİN
10-02-2015, 07:49
Tam bir bizans oyunu,
İslamda yardımlaşma ve dayanışmayı nasıl bozarız?
Bir tarafta Hz Ömer diğer tarafta 700 milyarlık arabaya binen diyanet işleri başkanı,
Suçlu İslam mı? (burada bazılarının ima etmeye çalıştığı gibi)
Hayır,
Peygamberimiz ot hasırda uykudan kalkıp misafirine kapıyı açtığında yüzünde hasırın izi kaydedilmiştir.
Buyrun sünneti okuyun, islam anlayışını kavramak için, diyanet işleri başkanının yaşantısını değil..
Ki derhal istifa etmeliydi, ama etmedi...Ben bile artık camide para nereye gidiyor emin olmadıkça elim cebime gitmemeye başladı.
700 milyarlık arabaya binebilen imamın (!) zihniyeti...
Artı, bunu islamla ilişkilendirenler, bizans zihniyetinin parçası.. Çünkü oyun onlarla tamamlanıyor.
Bu Türkiye adına ÇOK ADİ VE MİDE BULANDIRICI bir durum.
İnsanların dayanışma refleksine kastediyor.

Katılıyorum zira ;Sui misal emsal teşkil etmez , kötüden örnek olmaz ....

Bu ülkede hala ; Boko haramı, Işıd'ı , El kaideyi, Haması,El fetih'i Hizbullahı hatta İngiliz'in kurduğu Vehhabiliği , yahudi dönmesinin kurduğu Şia'yı İslama hizmet ediyor diye bilen var ...

Konu bağış soygunculuğu, konuşulan ne ???

Bir zamanlar THY'nin zorla topladığı kurban derileri bazı asker çocuklarının planör ve paraşüt zevkine gidiyordu ...

Camiye yardım mı yapıyorsun , lösemiliye, engelliye, Somaliye yardım mı yapıyorsun , dibine kadar eşeleme , hani sağ elin verdiğini sol el dahi görmeyecek idi, ya iyi araştır , ver , hüsn-ü zan et ya verme , balık bilmez ise Halık bilir , niyet hayır akibet hayır ...

kumralada
11-02-2015, 19:59
THY değil Türk hava kurumu idi kurban derilerini toplayan. Şimdi artık her isteyen topluyor da nereye gittiği belli mi? Asker veya çocuklarının veya başkalarının planör veya paraşüt zevki veya hobisi herhalde ülke için çok zararlı bir durum ki sizi rahatsız etmiş. Dini kullanarak, iktidar ve güç elde ederek, milletin her türlü varlığını iç eden çok "dindarlar"ın yaptıkları hırsızlıklar sizi rahatsız etmiyor ve mutlaka başka dış mihrakları sorumlu tutuyorsunuz. Dine en çok zarar veren de bu zihniyet zaten. Ne yazık ki insanların her kuruma ve dayanışmaya duydukları güven yok oluyor. Bunun zararlarını hepimiz görüyoruz ve göreceğiz.

ASPİRİN
12-02-2015, 09:10
THY değil Türk hava kurumu idi kurban derilerini toplayan. Evet sehven son harfi K yerine Y yazmışım, THK olacak...Şimdi artık her isteyen topluyor da nereye gittiği belli mi? Asker veya çocuklarının veya başkalarının planör veya paraşüt zevki veya hobisi herhalde ülke için çok zararlı bir durum ki sizi rahatsız etmiş. Siz anlamamışsınız, birincisi THK kurban derilerini zorla alırdı ikincisi bu deri paraları emekli askerlerin çocuklarının zevkleri için harcanırdı.Zorla deri toplamanın adı gönüllü bağış, kendi menfaati için kullanmak ise hayır-hasent oluyor , değil mi ? Dini kullanarak, iktidar ve güç elde ederek, milletin her türlü varlığını iç eden çok "dindarlar"ın yaptıkları hırsızlıklar sizi rahatsız etmiyor ve mutlaka başka dış mihrakları sorumlu tutuyorsunuz. Din kimsenin tekelinde değil , kendini kullandırtmaz ,oy vermez , bağış yapmazsınız olur biter...Hırsız her yere hırsızdır ...Dine en çok zarar veren de bu zihniyet zaten. Ne yazık ki insanların her kuruma ve dayanışmaya duydukları güven yok oluyor. Bunun zararlarını hepimiz görüyoruz ve göreceğiz.Son paragrafı yine yazlım ;Camiye yardım mı yapıyorsun , lösemiliye, engelliye, Somaliye yardım mı yapıyorsun , dibine kadar eşeleme , hani sağ elin verdiğini sol el dahi görmeyecek idi, ya iyi araştır , ver , hüsn-ü zan et ya verme , balık bilmez ise Halık bilir , niyet hayır akibet hayır ...

Paşa gönlüm/gönlünüz nereye isterse oraya bağış yapın ...

kumralada
13-03-2015, 15:35
İşte bağış toplama yoluyla yapılan soygunları özetleyen güncel bir yazı. Ne yapalım bu camia bu tadı seviyor.

İslamcılar yolsuzluklara niçin duyarsız?

Uzun zamandır bu soruya cevap arıyordum.

Ortalama ahlaki standarda sahip hiç kimsenin kabul edemeyeceği iddiaları sineye çekiyorlar.

Mesela Egemen Bağış’ın Meclis’teki oylamada verdiği o poz (Ne olduğunu bilmeyenler gazetelerden bakabilirler) normalde herkesi ayağa kaldırırdı.

Özellikle İslamcıların, “Sen bizim 100 yıllık emeğimize böyle bir lekeyi nasıl sürersin” diyerek isyan etmeleri gerekirdi.

Fakat etmediler.

Niçin?

Bu sorulara cevap ararken bir şey fark ettim:

İslamcılar, dindar cemaatler, yapılar evrensel ahlak anlayışından farklı bir ahlak ürettiler.

O ahlaka göre tutum belirlediler. O ahlaka göre işler yaptılar. O ahlaka göre insanları eğittiler. O ahlaka göre varlıklarını sürdüler.

Şimdi de o ahlak anlayışına göre de olup biteni sineye çekiyorlar.

Helal- haram dairesinde üretilen bu ahlaki anlayışına göre yolsuzluklar tolere edilebiliyor.

Çünkü herkes helal- haram tanımını kendi çıkarına göre yapıyor.

Tüm bu olup biten karşısında şöyle düşünüyorum: Yolsuzluk, adam kayırma özellikle son 40 yıldır İslamcılık hareketinin iskeleti oldu.

Bu hareket bir anlamda yolsuzluk hareketiydi.

Biliyorum çok ağır bir itham.

Fakat tam olarak ne dediğimi açıkladığımda çok abartılı olmadığını göreceksiniz.

Dört bakan hakkındaki yolsuzluk iddiaları ve bu iddiaların sineye çekilmesi dindarlar arasındaki ilk olay değil.

Şimdi geçmişten günümüze bazı olayları size anlatmak istiyorum.

Tüm parçalar bir araya geldiğinde ortaya çıkacak fotoğrafa eminim ki siz de çok şaşıracaksınız.

Kanal 7 meselesi…

İslamcılar arasındaki en büyük yolsuzluk olaylarının başında gelir.

Yoksul dindar halkın parasıyla kurulan bir kanal günün sonunda 3 adamın kişisel malı oldu.

Hem gurbetçilerden, hem de Türkiye’deki dindarlardan otel lobilerinde toplanan paralarla kurulmuştu.

Yüzbinlerce insanın emeğini 3 kişi bütün İslamcı aydınların gözü önünde gasp ettiler.

Bunun bir yolsuzluk olduğunu bütün bir mahalle bildiği halde kimse ses çıkarmadı.

Hiçbir İslamcı aydın, yazar, kanaat önderi tek bir gün bu durumu mesele etmedi.

O kanalın kurulmasına sermaye veren dindarların da yapacağı birşey yoktu.

“İslam’a hizmet edecek” diye kurulan kanal şimdilerde taverna kanalı oldu.

Erbakan meselesi…

Erbakan yıllarca “dava için” milyonlarca (trilyonlarca) lira para topladı.

Biz bir süre sonra fark ettik ki toplanan bu paralar amacı doğrultusunda kullanılmıyor.

TV kuracağız diye para topladılar. Bosna’ya yardım yapacağız diye para topladılar. “Dava için” diyerek gurbetçilerden kurban parası topladılar ve kurban kesmeyip bu paraları başka yerlerde harcadılar.

Bunları duyuyorduk ama hiç birimiz aslında ne olduğunu kavrayamadığımız için ses çıkaramıyorduk.

Erbakan’ın ölümünden 3 yıl önce ortaya bir belge düştü: Erbakan toplanan 35 milyon doları Kent Bank’ta Offshore hesabına faize yatırmış. Ve Kent Bank battığında bütün o paralar da batmıştı.

Ölümünden sonra aile içinde çıkan mal paylaşım kavgası hepimizin gözü önünde oldu.

Tüm bunlara hiç birimiz ses çıkarmadık.

Hiç birimiz nasıl olur da her ağzını açtığında bize “Faiz kötülüklerin anasıdır” diyen bir İslamcı liderin parayı faize yatırmasını sorgulamadık.

Bugün AKP ‘de üst düzey görevde bulunan birine Saadet Partisi’ndeyken şöyle bir soru yönelttim: “Erbakan’ın parasal ilişkileri konusunda kalbin rahat mı?”

“Hayır” dedi. “Peki niçin hala oradasın?” dedim. “Başka nerede siyaset yapabilirim ki” dedi.

Erbakan’ın bu durumunu bilen, gören İslamcı yazar, kanaat önderleri buna da tek bir gün yüksek sesle itiraz etmediler.

“İslamcılığı kirletiyorsun” diyerek ortalığı ayağa kaldırmaları gerekiyordu. Ama yapmadılar.

Kapalı kapılar ardında Erbakan’ın dedikodusunu yapmakla yetindiler.

İhlas Grubu meselesi…

Müslümanların ilk özel TV’sini kuracağız diye halktan para topladılar.

TV kuruldu birkaç yıl sonra da o TV ve holding bir ailenin üzerine geçirildi.

Bunu bile sineye çektik.

Gülen cemaati…

Bütün varlığını topladığı bağışlara borçludur.

“Size daha iyi bir dindarlık sunacağız” diye insanlardan zorla bağış topladılar.

İslam’da bağış toplamak diye birşey olmadığı halde bağış toplamayı bir görev haline getirdiler.

Toplarken din adına topladılar, dağıtırken kendi adlarına dağıttılar. Hepsini de değil bir kısmını.

Para toplamanın en kolay yolu yardım kuruluşu kurmaktı.

Oradan toplanan paraları dini bir yorumla farklı alanlarda kullandılar. Bu vesileyle kendi iktidarlarını güçlendirdiler

İslam gerilerken yükselen bunlar oldu.



Cübbeli Ahmet hoca meselesi…

İnsanlara resmen din pazarladı.

Dini en pespaye şekilde yorumlayarak istediği kalıba sokmaktan imtina etmedi.

Kendisi lüks ve şatafat içinde yüzerken takipçilerine bir lokma bir hırka öğütlüyordu.

Jet Fadıl gibi defalarca halkı dolandırmış birinin yeni yolsuzluk kampanyasında reklam yüzü olmaktan imtina etmedi.

Para geldiğinde kaynağını tek bir gün sorgulamadılar.

Dindarlık görüntüsü altında organize olan cemaatlerle, tarikatlarla ilgili benzer olaylar var.

İçlerinde temiz, gerçekten dine hizmet etti diyeceğimiz neredeyse yok denecek kadar az.

***

Deniz Feneri Kanal 7’yi finanse etsin diye kurulmuştu.

Kimse Yok mu derneği Gülen Cemaati’ni finanse etmek için kurulmuştu.

Kanal 7 ve Deniz Feneri’nde kontrolü kaybeden Erbakan kendine kaynak üretmek için Can Suyu derneğini kurdu.

Tüm bunları niçin yazıyorum? Üstelik niye bugün?

Geldiğimiz noktada İslamcıların bu davranışları yüzünden İslam korkunç şekilde lekelendi.

Bunların derdi aslında İslam değil, dindarlık görüntüsü altında başka işler yapmaktı.

Bunu anlatmak istiyorum.

Aynen Hristiyanlardaki gibi İslam’ın ruhban sınıfını kurdular ve insanlara resmen cennet pazarladılar.

Güç toplamak, iktidar olmak, kendilerine alan yaratmak için din bir anlamda örtü görevi görüyordu.

Daha doğrusu görüyormuş. Bunu şimdi fark ediyorum.

Geçmişte bunu fark etmemiz çok zordu.

Çünkü çok sağlam bir tezgah kurmuşlardı.

Mesela Erbakan bize her gün merkez medyanın “Siyonist uşağı, İslam düşmanı” olduğunu anlatırdı.

Bizim gözümüzde “Öteki” düşmandı. Yazdıkları yalandı. Bize düşmanlık ettikleri için iftira atıyorlardı.

Merkez medya “Erbakan Bosna paralarını faizde batırdı” diye haber yaptığında bunun gerçek haber değil, İslam düşmanlığı olduğunu düşünüyorduk.

Bir cemaatin, tarikatın, ya da partinin fanatiği olup da oranın dışına çıkmak çok zordur.

Bunu bilemezsiniz.

Bundan dolayı fark edemiyorduk.

Bugün İslam’ın aldığı yaraya, Türkiye’nin geldiği noktaya, dindarların durumuna bakınca büyük bir kazık yediğimizi görüyorum.

Temiz inancımızı kirli hesaplarına malzeme yaptılar.

Para toplamayı, oradan iktidar olmayı bize dindarlık olarak pazarladılar.

“Para verin gazete kuralım” dediler. “Para verin okul açalım” dediler. “Para verin vakıflar kuralım” dediler.

“Para verin yoksullara dağıtalım” dediler.

Velhasıl “para verin dinimizin bayrağını yüceltelim” dediler.

Verdiğimiz o paralarla kurulan kurumlar şimdi birilerinin kişisel malı oldu.

Tüm bunları geçmişte anlayamıyorduk.

Çünkü bize umut sattılar. “Ülkeye barış ve huzur getireceğiz” dediler.

“Tertemiz, hak yemeyen, kimsenin malına el uzatmayan, çalışkan nesiller yetiştireceğiz” dediler.

Hem hayallerimizi çaldılar hem de o temiz inancımızı.

Hem bizim hayatımızı mahvettiler hem de çocuklarımızın geleceğini.

40 yılın sonunda ne dinimiz kaldı ne de dindarlığımız.

Çünkü amaçları din ve dindarlık değilmiş.

Böyle olsaydı Erbakan’ın faizde para batırmasını görmezden gelirler miydi?

Böyle olsaydı Egemen Bağış ve benzerlerinin yüzsüzlüklerini sineye çekerler miydi?

Böyle olsaydı 700 bin TL’lik saat takan birinin hamiliğine soyunurlar mıydı?

Böyle olsaydı bu kadar çirkin bir lekeyi taşımaktan hiç mi rahatsız olmazlardı?

İslamcılık büyük bir yenilgi aldı.

Dindarlığı yücelteceğiz diye yola çıkmışlardı.

40 yılın sonunda tüm emekler, umutlar heba oldu.

Bugün hala utanmadan din adına söz söyleyip pespayeliklerine dini kılıf olarak kullanıyorlar.

Bıktık. İllallah dedik. Yıldık, usandık artık. twitter.coom/acikcenk

http://www.internethaber.com/islamcilar-yolsuzluklara-nicin-duyarsiz-17219y.htm?interstitial=true

zkr
14-03-2015, 14:51
Email içinde form linki gönderip tıklamanız halinde bilgisayarınıza CrytoLocker diye bir virüs bulaştırıyorlar. Harddiskinizi komple şifreliyor ve tekrar açmak içinde bir hesaba para yatırmanız isteniyor. Korunmak için en iyi çare MalwareBytes isimli bir antivirüs programı. Bilginize.

http://www.malwarebytes.org/

https://blog.malwarebytes.org/wp-content/uploads/2013/10/cryptolocker.png

kumralada
04-08-2015, 13:27
'Hesabındaki paralar bağış'

http://www.aljazeera.com.tr/haber/hesabindaki-paralar-bagis

kumralada
02-10-2016, 14:49
Din,inanç istismarı yoluyla yapılan soygunların yakın tarihimizdeki kısa özeti gibi olmuş bu yazı.

Bağış'ıklık sistemi...

http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/bagisiklik-sistemi-1423439/