PDA

View Full Version : Açık pozisyon bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi



e-recep
20-11-2006, 22:33
Prof.Dr.Salih Neftçi Türk özel sektörünün sahip olduğu korkunç açık pozisyona (110+ milyar dolar) atıfta bulunarak, bunun bir tercih değil bir zorunluluk olduğunu ifade ediyor. "Borçlananın kendi bileceği şey, banane" diyemeyeceğimiz bir durumdan bahsediyor.

Öğretici bir yazı : (http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=104828)

"Türk şirketleri borç parayı döviz cinsinden bulmak zorunda. Ancak bu
şekilde ayakta kalabilirler.

Size gelen her öneriyi fazla tartışmadan, 'Nasılsa yabancılar haklıdır' diye
kabullenmek bizce bir çeşit saflık oluyor.

Hemen itiraf edelim. Biz de aslında kişisel olarak bu bakıma epey safsız.
Ama Çinli'lerden bazı şeyler öğrendik. Dışarıdan kendilerine gelen önerileri
nasıl bir süzgeçten geçirdiklerini gördük.

İzlenen faiz politikasına bu gözlükle bakalım.

Bir yorum

Reuters'da dün bir haber vardı. Merkez Bankası'nın önümüzdeki PPK
toplantısında faizleri indirip indirmeyeceği konusunda banka
iktisatçılarının düşündüklerini özetliyordu 17 bankaya sorulan soru sonunda
bu bankaların tümü TCMB'nin bu toplantıda faizleri indirmeyeceği tahmininde
bulunmuştu. 'Bu toplantıda faizler düşürülecek' diyen tek bir tanrının kulu
çıkmamıştı.

Kuşkusuz her ay Merkez Bankası'nın kamuoyuna yaptığı açıklamaların bir
sonucu.

Bilindiği gibi Merkez Bankası son zamanlarda düşündüklerini kamuoyuna
duyurmaya özen gösteriyor. Temkinli gideceğini ve yaklaşan seçimler
nedeniyle oluşabilecek ekonomik risklerden dolayı faizleri yüksek tutmak
gerekeceğini duyuruyor.

Piyasalarda ve medyada olayları yakından izleyenler arasında genelde destek
bulan bir tutum.

Riskli tutum

Ancak bu politikanın iyi bilinen... Ama bu aralar pek üzerinde durulmayan
bazı riskleri de var. Politika kısa ve orta vadede enflasyon üzerinde az da
olsa etkili olabilir ama uzun vadede aslında enflasyonist çalkantıları
artıracaktır.

Birinci nokta denge faizleri ile ilgili.

Türkiye'de nominal bono faizleri yüzde 21'de. Bu rakamdan beklenen enflasyon
oranını düşün... Reel faizi elde edersiniz.

Peki, beklenen enflasyon nedir? Merkez Bankası araştırmalarına göre bu rakam
yüzde 9.84. Bizce beklenen enflasyonun yüzde 9'un biraz altında olması
gerekiyor. Önümüzdeki aylarda dünyadaki enflasyonist baskılarda bir
hafifleme göreceğimizi düşünüyoruz. Daha önce vurguladığımız gibi Türk
ekonomisindeki enflasyon oranı orta ve uzun vadede küresel koşullara göre
hareket etmeye başladı. Ama yine de biz diyelim yüzde 10.

Yüzde 10 enflasyon rakamından hareketle YTL cinsi reel faizi yüzde 10 olarak
buluruz. Bize sorarsanız biraz daha yüksek. Ama biz bu rakamdan hareket
edelim.

Şimdi bu devletin borçlandığı bir reel faiz. Özel şirketlerin aldığı borca
bir de YTL cinsi default riskinin eklenmesi gerekiyor. (Devlet YTL para
basabilir... Ama özel şirket basamaz. Farklı bir risk.)

Buna da yüzde 2 diyelim... Özel şirketlerin reel faizi yüzde 12'ye gelir.

Kıyaslama

Bu rakamı kullanıp iki kıyaslama yapacağız.

Çin'de iş yapan özel bir şirket uzun vadede borcuna yüzde 4 reel faiz öder.
(Bunların çoğu aslında borcu geri bile ödemiyor.) Aynı zamanda işgücüne
ödediği reel ücret de Türkiye'ye kıyasla çok düşüktür.

İkinci kıyaslama dolar cinsi reel faizlerle ilgili.

Borç parayı Londra'dan bulun. Kredi riskiyle birlikte dolar cinsi yüzde 5
reel faiz ödersiniz.

Bu rakamlardan şu sonuç çıkıyor. Aşırı değerlenen YTL meselesini bir kenara
bıraksak bile...

Sadece yüksek faizden dolayı YTL borçlanan bir Türk şirketi dünya üretim
makinesi olan Çin'le herhangi bir şekilde rekabet edemez. Çinli aynı malı
Türk şirketine kıyasla en az yüzde 8-9 daha ucuza satacaktır.

Bu marj da Türk şirketinin piyasasını uzun vadede sıfırlamaya yeter...

Sonuç

Bu durumda Türk şirketlerinin tek bir seçeneği vardır. Borç parayı döviz
cinsi bulmak. Türk şirketi ancak bu şekilde ayakta kalabilir. Hepimizin de
bildiği gibi bu da Türkiye ekonomisinde çok büyük bir kur riski oluşması
anlamına gelir. Şirket döviz borçlanmakta ama YTL kazanmaktadır.

Bu da demek olur ki yüksek faiz politikasıyla TCMB kısa vadede enflasyonu
düşüreceğim derken uzun vadede enflasyonu yükseltecek risklere neden
olmaktadır.

Bilinmeyen şey değil aslında."

---
Ekonomimiz aslında çok kötü durumda.
Peki neden? Çözümü nedir?
Aklınızdan geçen bir çok sorunun cevabı burada > http://e-recep.blogspot.com