PDA

View Full Version : Türkiye Üzerinde Oynanan Oyunlar



refaba
06-12-2015, 15:29
Oynanan oyunların en büyük delili olarak Sayın ''Tayfun Uzbay'ı'' örnek gösterdim,bunun gibi çok örnekleri var !!!
Türkiye üzerindeki oyunlar çok hızlı şekilde tatbik edilmeye çalışılıyor !!!
Sebebi gayet açık,Ortadoğuda ayakta kalma savaşı verildi yıllarca ???
Batıdan koparılmaya çalışılarak, Ortaçağın karanlık çağına çekilmeye çalışılıyor !!!
Bir ülkeyi yok etmek,parçalamak için, Önce Odak noktaları tasviyelerlen yok etmek lazım !!!
Nedir bunlar,Bütün kamu kurumları,bu kamu kurumları öncelikle Yargı, Askeriye,Tubitak,Tıp,Eğitim,Basın ve Medya !
Bu kurumların üzerine baskı yapıldımı,Evet...
Şimdi bu oyunların sebeplerini ilave etmek istedikleriniz varsa ilave ederek tartışma başlatabilirsiniz.

Tayfun Uzbay Kimdir?



12 Haziran 1959’da Ünye’de doğdu. 1976’da Ünye Lisesi’nden, 1982 yılında Eczacı teğmen olarak l Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılında GATA’da stajyer eğitimini tamamladı. 1983 – 1985 yılları arasında Çorlu’da 5. Kolordu Askeri Hastanesi’nde baş eczacı ve Tekirdağ’da 1. Odu Sıhhiye Takım Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1985 – 1988 yıları arasında GATA Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda Bilim Uzmanlığı yaptı. Aynı kurumda 1988 – 1992 döneminde doktora eğitimi yaptı.

1993 yılında yardımcı yardımcı doçent oldu.

1995’te doçent unvanını aldı.

1997 – 1998 yıllarında TÜBİTAK ve Kuzey Teksas Üniversitesi bursları ile Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Kuzey Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi Farmakoloji Bölümünde araştırıcı öğretim üyesi olarak çalıştı.

1999’da Cagliari Üniversitesi bursu ile İtalya’ya gitti. Cagliari Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Bölümü’nde araştırmacı öğretim üyesiydi.

2002 yılında Albay, 2003 yılında profesör oldu.

En son GATA Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yürütmekteydi.

İngilizce bilmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır.



Mesleki Kariyeri ve Ödülleri



Dünya ölçeğinde Biyolojik Psikiyatri ve Nörofarmakoloji dernekleri üyesidir. Word Federation of Societies of Biological Psychiatry (WFSBP), European College Neuropsychopharmacology (ECNP)

Çok sayıda uluslararası Nörofarmakoloji, Biyolojik Psikiyatri ve Synapse (sinir hücreleri temas bölgeleri) dergilerine bilimsel danışmanlık yapmıştır.

TÜBİTAK Ulakbim Türk Tıp Dizini Kurulu üyesidir. [2]

Deneysel nöropsikofarmokoloji üzerine 7 adet kitabı bulunmaktadır.

79 Adet uluslararası makalesi vardır. Hepsi de Science Citation Index (SCI) denilen uluslararası bilimsel makale indeksinde kayıtlıdır. Yayınlarına uluslararası düzeyde 942 adet (Kasım 2009 itibariyle) atıfta bulunulmuş, referans olarak gösterilmiştir.

Şizofreni oluşumu, tanısı ve tedavisine yönelik incelemeli bir patenti bulunmaktadır.

Ödülleri:

1994, Roche Tıp Araştırma Ödülü,

2005, Eczacılık Akademisi Bilim Ödülü,

2005, Prof. Dr. Rasim Adasal Bilim Ödülü,

2007, Popüler Bilim Ödülü,



Tayfun Uzbay’ın Müthiş Buluşu, “Agmatin”



Uzbay’ın en önemli başarısı, şizofreni hastalığının şifresini çözmüş olmasıdır. O’nun bu büyük keşfi, bilimsel çalışmalarının doruk noktası olacaktı.

Uzbay, bilimsel çalışmasını şöyle açıklıyor: "Her gün beynimize dışarıdan birçok uyarılar geliyor. Bu uyarıları gözümüzle görüyor, kulağımızla duyuyor ve algılıyoruz. Bu uyarılar beyinde filtreden geçiyor. Beynimiz bu uyarıları filtreliyor, yani kodluyor. Şizofren hastalarında bu filtreleme tam gerçekleşmiyor" diyor.

Şizofrenin beynin 'algı', 'düşünce' ve 'duygulanım' gibi neredeyse tüm fonksiyonlarında bozukluğa neden olarak karmaşık bir tablo ortaya çıkardığını anlatan Uzbay, anne karnındaki komplikasyonlar, sosyoekonomik koşullar ve sosyal çekinme gibi birçok nedenin şizofreniye yol açtığını kaydediyor.

4 Kişilik Türk bilim heyetiyle birlikte çalışan Uzbay, "Agmatin ve Şizofren" adı verilen 5 yıllık bir araştırma gerçekleştiriyor. Sıçanların deney hayvanı olarak kullanıldığı araştırmada, beyindeki 'agmatin' isimli nörokimyasalın şizofrene yol açtığını tespit ediyor.

Prof. Dr. Uzbay, GATA'da düzenlediği basın toplantısında, kamuoyunda büyük yankı uyandıran buluşun detaylarını anlatıyor. Dünyada 60 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 700 bin şizofreni hastası bulunduğunu ifade eden Uzbay, kobay hayvanı sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen araştırmada agmatinin şizofreniye yol açtığını açıklıyor.

Hastalığın tedavisine yönelik "Kanda veya beyin omurilik sıvısında agmatini tayin edebilecek bir kit veya yöntem şizofreni erken tanısına ve tedavinin seyrini değerlendirmeye yardımcı olabilir.” diyen Uzbay, doğrudan agmatin blokörü bir ilaç olmadığını, ancak agmatin sentezini bloke eden üç ilaç bulunduğunu söylüyor.

Bunlar da tarımda parazit ve mantar öldürücü olarak kullanılıyor!



Müthiş Buluşun Ardından Gelen Takip ve Tutuklanma



Ne olduysa, Tıp tarihine geçecek bu buluşun ardından oluyor. Prof. Dr. Uzbay adli takibe alınıyor. Ardından casusluk ve şantaj suçlamasıyla tutuklanıyor. Ege Ordu ve Deniz kuvvetlerinde pek çok kişi benzer suçlardan gözaltına alınıp, tutuklanıyor.

Uzbay ve arkadaşlarının buluşu bazı çevrelerde şöyle depğerlendiriliyor.

Bu buluş, bir anda pek çok alanda pek çok şeyi alt üst edebilecek, dünya nüfusunun önemli bir kesimi için hayatı yeniden başlatabilecek, hukuk sistemlerini çok yakından etkileyebilecek (cezai ehliyetten muaf şizofreni hastaları), ülkelerin sağlık geri ödeme sistemlerini rahatlatabilecek ve şüphesiz ilaç sanayinde birilerini çok olumlu birilerini de çok olumsuz etkileyebilecek bir buluştur.

Ve bu konuda Uzbay’a yerli ve yabancı pek çok şirketlerden çok farklı ve çarpıcı teklifler yapılabileceğine dikkat çeken ilgililer, bunun bir provokasyon olduğu kanısındalar.

Prof. Dr. Uzbay ise, tutukluğu hakkında şöyle diyor:

“Buluşumuzu kamuoyuna duyurduğumuz günden itibaren başım dertten kurtulmuyor, bir ara Ergenekon, bir ara Balyoz soruşturmalarına ekleyebilir miyiz diye uğraştılar, iddianamelerde ilgisiz yerlerde adım geçti, tedirgin oldum ama bu kadarını da beklemiyordum. Benimle hiç ilgisi olmayan bir yerde ele geçirilmiş bir bilgisayarda benim adıma bir dosya var ve o dosyada TC kimlik numaram yazıyor. Buna dayandırılarak ve ek hiçbir delil olmaksızın beni tutukladılar, inanamıyorum. Beni casuslukla şantajla suçluyorlar, bunu ne karşılığı ya da ne için yapacağım. Patenti bizde olan buluşun değeri milyar dolarların çok üzerinde ne için şantaj yapayım, ne karşılığı casusluk yapayım.”



Gözaltına alınmasaydım, Finlandiya’da buluşumuzu sunacaktım!



“Bu gözaltı olayından 2 gün sonra Finlandiya’da Oulu Üniversite’sinde buluşumuzu sunacaktım, diyen Uzbay, Ağustos’ta Las Vegas’ta konferansım vardı, Eylül’de İstanbul’da Poliamin toplantısı çok önemliydi.” diyerek bilimsel çalışmalarının bilinçli olarak engellendiği kanısında.

“Burada birlikte tutuklandığım ve aynı örgütün üyesi olmakla suçlandığım arkadaşların hiç birini tanımıyorum. Hatta ne bir yazışma, ne teyp, ne mesaj ne bir görüşme ne tanışma ne el sıkışma, birini ispatlasınlar kafamı kessinler, ama yok. Bu suçlamaya maruz olan herkes şaşkın! Bu nasıl örgüt birbirimizi burada tanıyoruz. 86-87 devresi tüm deniz kuvvetlerinin terfi alacak subayları buradalar, Aksaz, Foça ve İskenderun Deniz Üs Komutanları burada. Zaten 3 Deniz Üs’sümüz var, 3’ünün de komutanını almışlar. Zaten Güney Deniz Saha Komutanı ve tüm karargâhı Balyoz’dan içeride… Bunu kim yapıyor niye yapıyor anlayabilmiş değiliz ama çok büyük operasyon var bu işin içinde. F-16 filo komutanı burada. Batıdan gelen uçak ihlaline karşı kalkacak ilk uçak filosunun komutanından tüm deniz üs komutanlarından casus olur mu, şantaj için fuhuş çetesi olur mu? Asla doğruyu maddi gerçeği arayan yok! Öyle olsa 48 saat uykusuz bırakıp sonra sorgu olur mu? Haksızlık ediyorlar. Tutuklamaya içeri atmaya şartlanmışlardı. Öyle gördüm. Sanki bir talimat yerine getiriliyordu.”

Tıbbın kaderini değiştireceği sırada parmaklıklar arkasına hapsedilen Ünyeli bilim adamı, mahkeme edileceği şu günlerde adalet bekliyor.

“Benim yerim araştırma laboratuarıdır!” diyen bilim adamı, “kontrollü ev hapsi verecek olurlarsa ben laboratuarı tercih ederim” diyor.

http://www.unyekent.com/koseyazi/4235/gunlerle-gelen-tayfun-uzbay