View Full Version : Divan
DİVAN Edebiyatından seçmeler.
FUZULİ SU KASİDESİ
Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlare su
Kim bu denli tutuşan odlare kılmaz çare su
Âb-gûndur günbed-i devvar rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvare su
Zevk-i tiğinden aceb yok olsa gönlüm çak çak
Kim mürur ilen bırakır rahneler divare su
Suya versin bağ-ban gül-zarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gül-zare su
Ohşadabilmez gubarını muhharir hattına
Hame tek bakmaktan inse gözlerine kare su
Arızın yadiyhle nem-nak olsa müjganım nola
Zayi olmaz gül temennasiyle vermek hare su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağından verdiği şiddet günü Ensar'e su
Eylemiş her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hiz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsare su
Hâk-i payine yetem der ömrlerdir muttasil
Başini taştan taşa urup gezer avare su
Zerre zerre hâk-i der-gâhina ister sala nûr
Dönmez ol der-gâhtan ger olsa pâre pâre su
Zikr-i na'tin virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def'-i humar için içer mey-hâre su
Yâ Habibu'llah yâ hayru'l-beşer müştâkinim
Eyle kim leb-teşneler yanip diler hemvâre su
Sensin ol bahr-i keramet kim şeb-i Mirâc'da
Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümîdim ebr-i ihsânın sepe ol nâre su
Yümn-i na'tinden güher olmuş Fuzûli sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şeh-vâre su
Hâb-i gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Gam günü etme dil-i bîmârdan tiğin diriğ
Hayrdır vermek karanu gecede bîmâre su
İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bir kez bu sahrâda benim'çün ara su
Ben lebin müştâkiyim zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su
Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Aşık olmuş gâliba ol serv-i hoş-reftare su
Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vâre su
Dest-busı arzusiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
İçmek ister bölübülün kanın meger bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtare su
Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktida kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su
Seyyid-i nev'-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ
Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su
Kılmak için tâze gül-zâr-i nübüvvet revnâkın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâre su
Mu'cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su
https://youtu.be/Yk24OU83JRY
FUZULİ ŞEBİ HİCRAN
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan murâdım şem-i yanmaz mı?
Kamu bîmârına cânan devâ-yı derd eder ihsan,
Niçin kılmaz bana derman beni bîmâr sanmaz mı?
Şeb-i hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım,
Uyarır halkı efgaanım kara bahtım uyanmaz mı?
Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su,
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı?
Gamım pinhan dutardım ben dediler yâre kıl rûşen
Disem ol bi-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı?
Değilim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil.
Bana ta' neyleyen gaafil seni görgeç utanmaz mı?
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemişe halka rüsvâdır,
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı?
https://youtu.be/_fZuKvJo5to
FUZULİ hüsn-ü aşk (leyla ile mecnun)
Gördüm ol hurşidi-hüsnün, ihtiyarım kalmadı,
Saye tek bir yerde durmağa kerarım kalmadı.
Bir gün olmaz tel'etin görmek müyesser, ah kim,
Zerrece ol gül yanında e'tibarım kalmadı.
Pak kıldı suretimden ze'f dehr ayinesin,
Öyle mehv oldum ki, bir zerre kübarım kalmadı.
Kem günü hemdemlerim kerk oldular göz yaşine,
Silmeye göz yaşimi bir kemküsarım kalmadı.
Ruzigarım hoş keçirdi, ah kim, devran dönüb,
Oldu ehvalım herab, ol ruzigarım kalmadı.
Rahi-eşk içre mene ancak fena meksud idi,
Şükr kim, meksude yetdim, intizarım kalmadı.
Ey Füzuli, el kamu eğyarım oldu yar üçün,
Suzi-dilden keyri bir dilsuz yarım kalmadı.
https://youtu.be/Nygq9j9SPEM
(Resid behbudov Bu gazelın bir bolumunu parcasında geciş olarak okumuştur.!)
UYAN EY GÖZLERİM
SULTAN 3. MURAD HAN!
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
azrailin kastı canadır inan
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
seherde uyanırlar cümle kuşlar
dill-u dillerince tesbihe başlar
tevhid eyler dağlar, aşlar, ağaçlar
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
semavatın kapıların açarlar
alemlere rahmet suyu saçarlar
seherde kalkana hulle biçerler
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
bu dünya fanidir, sakın aldanma
mağrur olup tac-u aha dayanma
yedi iklim benim deyu güvenme
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
benim murad kulun, suçumu affet
suçum bağışlayıp günahım ref et
rasulun sancağı dibinde haşret
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
https://youtu.be/fJJjiOcMkfg
BEDESTENLİ
30-03-2016, 21:08
KURBAN OLDUGUM .... SAIR NEDIM.
https://youtu.be/dseG6bi7RlE
gurkan44
30-03-2016, 21:09
Şahım güzel bir başlık olmuş. Ben de Fuzuli'den devam edeyim:
Ya rab belayı aşk ile kıl aşina beni
bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni
az eyleme inayetini ehli derdden
yani ki çok belalara kıl mübtela beni
oldukça ben götürme beladan iradetim
ben isterim belayı çü ister bela beni
gittikçe hüsnün eyle ziyade nigarımın
geldikçe derdine beter et muptela beni
öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim
aslına mümkün ola yeürmek saba beni
nahvet kılıp nasib fuzuli gibi bana
ya rab mukayyed eyleme mutlak bana beni.
hisse.net uygulaması ile gönderilmiştir.
Divan edebiyatını severim, bizden, 3000 yıl gecmişi olan bir sanat ve arap fars ve türk çeşnisi ile yoğrulmuştur. İslamiyet'in birleştirici ve bütünleyici olgusu bu edebiyat türünü aziz kılmıştır.
Divan, temelinde derin bir bilgi birikimi, sarsılmaz inanç ve muhtevası zengin ilim deryası vardır. Divan içinde insan zekası kendi yolunda son merhaleye ulaşmasa çabasıdır.!
bizde bu derin ilimi tanıtmak ve sevdirmek adına böyle bir yerde paylaşayım istedim..
Kültür aslında latınce bir kelıme kokunden turemış olup topraktan yogrulan, cıkan anlamı taşır.. Kimileri Divan'ı yerli olarak görmese de DİVAN bu toprakların mahsulu olan atalarımızın bize mirasıdır, kültürüdür..!
Katkıda bulunanlara teşekkürlerimi sunarım!..
Ol Gamze NEDİM...
Murâdın anlarız ol gamzenin iz'ânımız vardır
Belî söz bilmeziz ammâ biraz irfânımız vardır.
O şûhun sunduğu peymâneyi redd etemeziz elbet
Onunla böylece ahd etmişiz peymânımız vardır.
Münâsibdir sana ey tıfl-ı nâzım hüccetin al gel
Beşiktaşa yakın bir hâne-i vîrânımız vardır.
Elin koy sîne-i billûra rahm et âşıka zîrâ
Beyaz üzre bizim de pençe bir fermânımız vardır.
Güzel sevmekde zâhid müşkilin var ise benden sor
Bizim ol fende çok tahkîkimiz itkânımız vardır.
Kocup her şeb miyânın cânına can katmada ağyâr
Behey zâlim sen insâf et bizim de cânımız vardır.
Sıkılma bezme gel bîgâne yok da'vetlimiz ancak
Nedîmâ bendeniz var bir dahı sultânımız vardır.
BEDESTENLİ
30-03-2016, 21:33
http://i.hizliresim.com/g8bZj0.jpg (http://hizliresim.com/g8bZj0)
http://i.hizliresim.com/g8bZj0.jpg (http://hizliresim.com/g8bZj0)
İSTANBUL...
Bu şehri Stanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır.
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır.
Altında mı üstünde midir cennet-i âlâ
Elhâk bu ne halet bu ne hoş ab u hevâdır.
Her bağçesi bir çemenistan-ı letafet
Her gûşesi bir meclis-i pür-feyz ü âlâdır.
İnsaf değildir anı dünyaya değişmek
Gülzarların cennete teşbih hatâdır.
Herkes irüşür anda muradına anınçün
Dergâhları melce-i erbab-ı recâdır.
Kâlây-ı maarif satılur sûklarında
Bazar-ı hüner mâden-i ilm ü ulemadır.
Camilerinin her biri bir kûh-i tecelli
Ebrû-yı melek anlara mihrâb-ı duadır.
Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr
Kandilleri meh gibi lebriz-i ziyadır.
Hep halkının etvârı pesendtde vü makbul
Derler ki biraz dilber-i bî-mihr ü vefadır.
Şimdi yapılan âlem-i nev-resm-i safanın
Evsafı hele başka kitap olsa sezadır.
Nâmı gibi olmuşdur o hem sâ'd,hem âbâd
İstanbul'a sermâye-i fahr olsa revadır.
Kühsârları, bağları kasrları hep
Güya ki bütün şevk u tarab zevk u safadır.
İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç
Maksûd hemen Sadr-ı kerem-kâre senadır.
Ey Sadrı cihan-bân ede Hak devletin efzûn
Kim devletin erbab-ı dile lûtf-ı Hudâdır.
Ezcümle Nedîmâ kulun ey âsâf-ı devrân
Müstağrek-i lûtf u kerem ü cûd u atadır.
**************************************************
İstanbulu cok güzel tasvir etmiş şair nedim ve göklere cıkarmış..bir taşına tüm iran ülkesi feda olsun demiş.. iki deniz arasında bir elmas parçası demiş...
İşte bu sebeple istanbuldaki gayrımenkul yatırımlarım:) gyoları sevmemde bu kaside ile başladı..!
şair bu istanbulu ,Tenarının Türk'e bir hediyasi olarak görmektedir..
şair böyle demiş bize takdir düşer..:)!
Kadrini seng-i musallâda bilip ey Bâkî
Durup el bağlayalar karşına yâran saf saf
yakın tarihli Divan edebiyatına Tatyos Efendi de damga vurmuştur... Bir cok sanatcının da seslendirdiği günümüze de sevılen bir parca..!
Barış Manco da güzel seslendirmişti ama Melahat Gülses Daha orjınal geliyor bana nedense..!
Tatyos Efendi bugünde dinlediğimiz bir cok eser bırakmıştır..:
Bu akşam gün batarken gel, Ehl-I Askin Nesvegâhi kûsei Mey Hânedir, Göz Süzüp Yan Bakisinla Yine Aldatma Beni
Gamzedeyim deva bulmam garibim bir yuva kurmam
Gamzedeyim deva bulmam garibim bir yuva kurmam
Kaderimdir hep çektiğim inlerim hiç reha bulmam
Kaderimdir hep çektiğim inlerim hiç reha bulmam
Elem beni terk etmiyor hiçte fasıla vermiyor
Nihayetsiz müteakiben doğrusu ömür yetmiyor
Elem beni terk etmiyor hiçte fasıla vermiyor
Nihayetsiz müteakiben doğrusu ömür yetmiyor
https://youtu.be/piJpkq8Luis
Tatyos efendi büyük bir müzik ve edebiyat ustası
https://youtu.be/KkwTQ8rcyLo
NEFİ
Bir büyük Divan edebiyatı Şairi Nefi; nefinin anlamı yararlı demek, lakin Nefi 'nin kalemi en keskin uclusu, bu keskinlik kellesinin gitmesine sebep olmuş, 4.Sulatan Murat Han tarafından hakkın rahmetine kavuşması sağlanmıştır.!
Hazır cevaplık, Hiciv üzerine 1 numaralı yazardır..Siyamı-kaza adlı eseri oldukça serddir.
4. Murat han ile söyleşileri ünlüdür.!
Gazel
Bir dolu nûş et, şarab-ı nab gelsün çeşmine
Mest olursan nâza başla hab gelsün çeşmine.
Gamzene pür-tâb iken takat getirmez âftâb
Bade aklı var ise bitâb gelsün çeşmine.
Hüsnünü bilmek dilersen bir nefes mir'ata bak
Attabın pertevi, mehtâb gelsün çeşmine
Aşık isen ağlamakla bitmez iş, bir çare gör
Sen gerek yaş dök, gerek hûnâb gelsün çeşmine
Rind isen Nef'î, humâr-ı badeden açma gözün
Âlemin hâli, hayal ü hâb gelsün çeşmine
Gazel
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
https://youtu.be/Ym4hRm_k6_c
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı'nın Divan ve Nefi üzerine iki kelamı!...
https://youtu.be/Ar3wYpFCowk
Siham-ı Kaza'dan
Gürci hınzırı a samsun-ı muazzam a köpek
Kande sen kande nigehbani-i alem a köpek
Vay ol devlete kim ola mürebbisi anun
Bir senin gibideni cehl-i mücessem a köpek
Ne gune kaldi meded devlet-i Al-i Osman
Hey yazuk hey ne musibet bu ne matem aköpek
Ne ihanetdür o sadra bu zamanda ki anun
Olmaya sahibi bir Asaf-ı kerem a köpek
Hidmet-i devlete sair vüzeradan göreler
Bir fürumaye koca ayuyı akdem a köpek
Bu mahlallerde ki Bagdadı ala şah-ı Acem
Arz-ı rumu ede teshir Abaza hem a köpek
Sattınız iki soysuz bir olup hanlığı
Kimseyietmedünüz bu işe mahrem a köpek
Paymal eylediniz saltanatın ırzını hem
Yok yereoldı telef ol kadar adem a köpek
Hiç hanlık satılır mı hey edebsiz hain
Tutalım olmamış ol fitne muazzam a köpek
Sen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzır
Ne turur saltanatun sahibi bilsem a köpek
Ehl-i dil düşmeni din yoksulu bir melunsun
Öldürürlerse eğer can-be-cehennem a köpek
Böyle kalur mu soysuzlar elinde devlet
noldu ya gayret-i şahenşeh-i azam a köpek
Hak götürdü arabı gitti hele dünyadan
Kim götürse akabince seni bilmem a köpek
File nacar meger yükledeler tabutunu
Çekemez cife-i murdarunu adem a köpek
Filler de çekemezse ne acep laşeni kim
Var mı bir sencileyin div-i mülahhem a köpek
Sen soysuz eşek ol Kirliorospu yaraşur
Bindürüp sırtına teşhir edersem a köpek
Hicivlerden örnek
Şair Nef'î Efendi, Saraydakilerle alay eden şiirler söyler, yazdığı hicivlerle dönemin birçok isminin nefretini ve öfkesini üstüne çekerdi... İşte bunlardan biri de Vezir Tahir Efendi idi. Ona da hakaret ettiğinden, Tahir Efendi Nef'î'ye "Kelb" (köpek) demişti. Nef'î de hemen bir şiirle ona cevab verdi:
"Bize kelb demiş Tahir Efendi
İltifatı bu sözüyle zahirdir
Maliki'dir benim mezhebim zira
İtikadımca kelb, tahirdir..."
Şeyhülislam ikaz etti!
Zamanın Şeyhülislamı onu ikaz etmiş, bir Müslümanı kötülerken aşırı gidilirse küfre düşülebileceğini söylemişti. Nef'i de buna karşılık olarak;
"Müftü efendi bize kâfir demiş
Tutalım ben O'na diyem Müslüman
Lâkin varıldıkta ruz-ı mahşere
İkimiz de çıkarız orada yalan..." diyerek cevap vermişti..
Nefi'nin sivri Dili Siyamı kazada( yargı okları) en ust düzeye cıkmıştır lakin Şairin Osmanlı;'nın En hiddetli Padişahlarından olan 4.Murad Han'a bile iltimas göstermemiştir..:)
linkteki videoda Şair ve 4. muratın atışması 1980 lerın başında yayımlanan 4.Murat dizisindendir.
Videonun sıkılmazsanız 4. Murat Han'nın da dilinin cok kuvvvetli olduğu'nu halka hıtabetinde göreceksınız..!
4. Murat Han'In bu Hitabeti Tarihi bir hitabettir.!
Kur-An'dır Bu Diyerek başlar..!
https://youtu.be/Dq3SyiHTVpw
Sözüm Kasidesi
En derin uykulardan kaldırandır sözüm
güne el koyanları yıldırandır sözüm.
Zamanı zemini daralmış olanlara
gönüllerinc zemindir zamandır sözüm.
Zalim beni bir işaretle kahretse de
onun ordusuna karşı koyandır sözüm.
Cihan saltanatları zamanla sönerken
yandıkça daha da parıldayandır sözüm.
Güç verir bilinç üretir sevinç bağışlar
yüzü gülmemişlere armağandır sözüm.
Ey umutsuzluk gecesinde bunalanlar
size müjde yıldızları saçandır sözüm.
Dünya bir benimdir diyenlere derim ki
bu sofrayı herkeslere açandır sözüm.
Varsın günün sultanları değer vermesin
onlar göçüp gidince de sultandır sözüm.
NEDİM
Bir safa bahşedelim.!
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâdâ'a
İşte üç çifte kayık iskelede âmâde
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâdâ'a
Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan
Mââ-i tesnîm içelim Çeşme-i nev-peydâdan
Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâdâ'a
Geh varıb havz kenarında hırâmân olalım
Geh gelib Kasr-ı Cinân seyrine hayran olalım
Gâh şarki okuyub gah gazelhân olalım
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'â
İzn alıb Cumâ'a namazına deyû mâderden
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
Dolaşıb iskeleye doğru nihân yollardan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'â
Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pâkîze-edâ
İznin olursa eğer bir de Nedîm-i şeydâ
Gayrı yârânı bugünlük edib ey şûh fedâ
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'â
NEV’Î
DÜN GİCE SOHBETİMİZ…
Dün gice sohbetimiz yâr ile rindâne idi
Sâgar idi ben idim şem’ idi pervane idi
Gözü bâdâmını nukl etmiş idik bezmimize
Dirhem-i eşk-i revân anda harifâne idi
Ruhuna dağlarını etmiş idim âyîne
Ser-i gîsûy-ı perişâna elim şâne idi
O gice sâki ile sâgara hacet yoğ idi
Dil ü dîdem bana peymâne vü meyhâne idi
Her gedâ-meşreb olan ol deme ermez Nev’î
O da bir lûtf-i Hudâ bahşîş-i şâhâne idi
NEF'İ
GAZEL
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
Ehl-i aşkın hâsılı sâhib-mezâkıdır gönül
Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n’ola
Nice demlerdir esîr-i iştiyâkıdır gönül
Dildedir mihrin ko hâk olsun yolunda cân u ten
Ben ölürsem âlem-i ma'nâda bâkîdir gönül
Zerredir ammâ ki tâb-ı âfitâb-ı aşk ile
Rûzigârın şemse-i tâk u revâkıdır gönül
Etse Nefî n'ola ger gönlüyle dâ'im bezm-i hâs
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
Etme
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Demedim mi?
Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
O Geliyor, O!
yollara sular dökün,
bahçelere müjdeler edin,
bahar kokuları geliyor,
o geliyor, o
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Yol verin, açılın, savulun.
Beri durun, beri.
Yüzü apaydınlık, akpak,
bastığı yeri ardında gündüzler gibi bırakarak
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Gökler yeryüzünü kapladı, örttü bir anda.
Bir anda dört yanı misk gibi bir koku sardı.
Bir anda bir velvele, bir kıyamet koptu cihanda.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Bir anda can geldi bağlara, bağlar ışıdı.
Bir anda açıldı baktı bağlara gözler.
Bir anda bizde ne gam kaldı, ne dert kaldı, ne keder.
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Yayından fırladı ok.
Hedefe ha vardı, ha varacak.
Bahçeler selama durdu.
Selviler ayağa kalktı.
Çayır çimen yollara düştü.
İşte konca, ata binmiş geliyor.
Biz ne duruyoruz,
O geliyor, o.
Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.
Sen bizim yöremize gelirsen göreceksin, ey şems,
Huyumuz sadece susmak olmuş bizim, susmak.
Senin güzel gözlerinçin işte canım pusuda.
Rahatım kaçtı benim,
geceleri uykum kalmadı gitti ama,
bak işte o güzel günler yola çıkmış geliyor.
Powered by vBulletin® Version 4.2.3 Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.