PDA

View Full Version : Gubre Sektoru Altin Cagina Giriyor



temelanaliz
14-05-2007, 19:42
bu firsattan nasil faydalanabiliriz.olumlu olumsuz tum beklentileri tartisalim,sonunda kazanan biz olalim.CIMENTO geliyorum
dedi kacirdik,DEMIR CELIK geldim dedi kacirdik,GUBRE ninde ayak sesleri duyulmaya basladi,umariz kacirmayiz ve umariz kacirilmayacak bir seydir.

N.F.K
14-05-2007, 20:24
Şimdi müsait değilim, daha sonra bi şeyler yazarız, iyi olmuş topik, gübre dostları buluşuruz burada...

N.F.K
17-05-2007, 23:34
17/05/2007 16:05
ULUSLARARASI GÜBRE SANAYİİ BİRLİĞİ "YILLIK KONFERANSI" 21-23 MAYISTA İSTANBUL'DA YAPILACAK

Uluslararası Gübre Sanayii Birliği(IFA)'nın bu yıl 75.'si
gerçekleştirilecek "Yıllık Konferansı", Toros Tarım'ın özel daveti
üzerine, 13 yıl aradan sonra, 21-23 Mayıs tarihleri arasında yine
İstanbul'da düzenlenecek.
Toros Tarım'dan yapılan açıklamaya göre, Ceylan Intercontinental
Hotel'de gerçekleştirilecek Konferans, dünya gübre sektörünün en
önemli temsilcilerini bir araya getirecek.
Dünya çapında çalışmalarını, zirai üretimi sürdürülebilir şekilde
korumayı ve artırmayı hedefleyerek sürdüren IFA, "Yıllık
Konferans"larını her yıl farklı bir kıtada gerçekleştiriyor. Gübre
sektöründeki firmalara ortak bir platformda buluşma imkanı sunacak
olan konferansta dünyada tarım sektörüne yönelik orta ve uzun vadeli
öngörülerde bulunularak gübre arz ve talep projeksiyonları
oluşturulacak. Sektörün yatırım ihtiyaçlarının da tespit edileceği bu
konferans, tüm dünyada tarım sektörünün gelişmesinde önemli bir yere
sahip.
Açılış konuşmasını, Tekfen Holding kurucu ortağı Ali Nihat Gökyiğit
yapacak
Konferansın açılış konuşması için 'Toprağın Verimliliğini Türkiye'nin
Ulusal Politikası Haline Getirmek' başlıklı sunumu ile TEMA Onursal
Başkanı ve Tekfen Holding kurucu ortağı Ali Nihat Gökyiğit sahne
alacak.
Açılışta ayrıca, 2007 IFA Uluslararası Bitki Besleme Ödülü de sahibini
bulacak. Ödül her yıl, gübre kullanımının etkinliğini artırmak üzere
gerçekleştirilen ve sonuçlarını çiftçiye doğrudan, uygulanabilir ve
pratik tavsiyelerle aktaran araştırmalara veriliyor.
Toros Tarım'ın yanı sıra Türkiye'nin önde gelen gübre üreticilerinden
Gübretaş ve İGSAŞ'ın da desteği ile gerçekleşecek Konferans'ta Toros
Tarım Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yrd. Ali Kesgin bir konuşma
yaparak, Türkiye'nin tarım ve kimyevi gübre sektörünün mevcut durumu
ile ilgili bilgi verecek.
Ağırlıklı olarak yabancı 1500 delegeyi İstanbul'da buluşturacak olan
konferans, Türkiye ve İstanbul'un tanıtımı için de büyük önem taşıyor.
IFA'nın resmi sitesinde "Türkiye tarihi bir hazine sandığıdır. Onu,
etkinliklerini ve Efes, Bergama, Kapadokya, Truva ve Gelibolu'yu kendi
kültürünü göre şekillendirmiş insanlarını keşfetmek gerekir. Siz de
programınıza bir Türkiye turu ekleyin" şeklinde ifadeye yer verildi.

Foreks Haber Merkezi

heimann
18-05-2007, 00:24
Bu forumda yazmadığım yer kalmadı. Tekrar söylüyorum

EGEGÜBRE

Geleceğin Kağıdı. Piyasa değerine göre en ucuz işlem gören gübre fabrikası. Uzun vadede kazanırsınız, günlükçüler ekmek yiyemez :he:

Kesinlikle al - sat tavsiyesi değildir.

N.F.K
19-05-2007, 21:13
17/05/2007 16:05
ULUSLARARASI GÜBRE SANAYİİ BİRLİĞİ "YILLIK KONFERANSI" 21-23 MAYISTA İSTANBUL'DA YAPILACAK

Uluslararası Gübre Sanayii Birliği(IFA)'nın bu yıl 75.'si
gerçekleştirilecek "Yıllık Konferansı", Toros Tarım'ın özel daveti
üzerine, 13 yıl aradan sonra, 21-23 Mayıs tarihleri arasında yine
İstanbul'da düzenlenecek.
Toros Tarım'dan yapılan açıklamaya göre, Ceylan Intercontinental
Hotel'de gerçekleştirilecek Konferans, dünya gübre sektörünün en
önemli temsilcilerini bir araya getirecek.
Dünya çapında çalışmalarını, zirai üretimi sürdürülebilir şekilde
korumayı ve artırmayı hedefleyerek sürdüren IFA, "Yıllık
Konferans"larını her yıl farklı bir kıtada gerçekleştiriyor. Gübre
sektöründeki firmalara ortak bir platformda buluşma imkanı sunacak
olan konferansta dünyada tarım sektörüne yönelik orta ve uzun vadeli
öngörülerde bulunularak gübre arz ve talep projeksiyonları
oluşturulacak. Sektörün yatırım ihtiyaçlarının da tespit edileceği bu
konferans, tüm dünyada tarım sektörünün gelişmesinde önemli bir yere
sahip.
Açılış konuşmasını, Tekfen Holding kurucu ortağı Ali Nihat Gökyiğit
yapacak
Konferansın açılış konuşması için 'Toprağın Verimliliğini Türkiye'nin
Ulusal Politikası Haline Getirmek' başlıklı sunumu ile TEMA Onursal
Başkanı ve Tekfen Holding kurucu ortağı Ali Nihat Gökyiğit sahne
alacak.
Açılışta ayrıca, 2007 IFA Uluslararası Bitki Besleme Ödülü de sahibini
bulacak. Ödül her yıl, gübre kullanımının etkinliğini artırmak üzere
gerçekleştirilen ve sonuçlarını çiftçiye doğrudan, uygulanabilir ve
pratik tavsiyelerle aktaran araştırmalara veriliyor.
Toros Tarım'ın yanı sıra Türkiye'nin önde gelen gübre üreticilerinden
Gübretaş ve İGSAŞ'ın da desteği ile gerçekleşecek Konferans'ta Toros
Tarım Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yrd. Ali Kesgin bir konuşma
yaparak, Türkiye'nin tarım ve kimyevi gübre sektörünün mevcut durumu
ile ilgili bilgi verecek.
Ağırlıklı olarak yabancı 1500 delegeyi İstanbul'da buluşturacak olan
konferans, Türkiye ve İstanbul'un tanıtımı için de büyük önem taşıyor.
IFA'nın resmi sitesinde "Türkiye tarihi bir hazine sandığıdır. Onu,
etkinliklerini ve Efes, Bergama, Kapadokya, Truva ve Gelibolu'yu kendi
kültürünü göre şekillendirmiş insanlarını keşfetmek gerekir. Siz de
programınıza bir Türkiye turu ekleyin" şeklinde ifadeye yer verildi.

Foreks Haber Merkezi

Arkadaşlar bu konferansa katılmayı düşünen var mı?
çok önemli bir konferans ....
kenarda uvey evlat muamelesi gören gübre sektörünün hatırlanması açısından çok fayda sağlayacaktır...
dünyada ki tüm gübreciler burada , ee artık ortaklık veya gübre sektöründe yabancıyla ortak iş ile ihaleler konuşulmayacak mı...

Hükümet kanadından katılımlar olacak ,bakanların sektörle ilgili söyleyecekleri önemli seçim öncesi ...
ve gübre fiyatları uçmuş, çifti seneye kalmaz bu fiyatlarla, gübre desteği veya gübrede kdv indirimi olabilir...
Bio dizel konusu....
Amerikada biodizelden dolayı gübrede kıtlık var...
çimento ve demir çelik sektörünün hamile zamanını ben şimdi gübrede görüyorum...
3 aylık bilançolarda bizi haklı çıkardı, önce demir çelik, sonra çimento şov yaptı şimdi şov sırası artık gübrelerde, önce toparlamalar sonra ise ralliler.....

karadereli
19-05-2007, 22:48
bizde katki yapalim
gubre ureticilerinden son 2 ay icinde yapilmis aciklamalari yorumlariniza birakiyorum

1 aciklama toros gubre mudurunden 21.03.2007 de geldi
ABD'DE, BIYOENERJI URETIMI NEDENIYLE MISIR URETIMINDE BIR PATLAMA
YASANDIGINI, BUNUN DA GUBRE TALEBINI ARTIRDIGINI, BU TALEBIN DE AMONYAK
FIYATLARINI TIRMANDIRDIGINI ANLATAN ISCENER, YIL ICINDE BU ARTISIN DEVAMINI
ONGORDUKLERINI KAYDETTI.
DUNYADA EN FAZLA GUBRE TUKETIMININ ABD, CIN, HINDISTAN, BREZIYLA VE
ARJANTIN'DE GERCEKLESTIGINI, BIYOENERJI AMACLI BITKISEL URUN URETIMINDEKI ARTISIN
BU ULKELERIN GUBREYE TALEBINI ARTIRDIGINI BELIRTEN ISCENER, AMONYAK IHRACATININ
BUYUK BOLUMUNU ISE RUSYA VE UKRAYNA'NIN YAPTIGINI, TALEPTEKI ARTISIN ETKISIYLE,
FIYATLARIN SON 50 YILINI EN YUKSEK DUZEYINE ULASTIGINI ANLATTI.
TURKIYE'DE DE GUBRE HAM MADDESININ YUZDE 75-80'ININ ITHAL EDILDIGINE ISARET
EDEN ISCENER, SOYLE KONUSTU:
''URETICI FIRMALAR, AMONYAK FIYATLARINDAKI ARTISI, IC PIYASAYA DAHA AZ
YANSITTI. BIR FIRSATCILIK SOZ KONUSU DEGIL. EGER YERLI URETICILER OLMASAYDI,
PIYASA SADECE ITHALATA DAYANSAYDI, FIYATLARDAKI DALGALANMA, SPEKULASYON DAHA
FAZLA OLURDU.''
TARIM SATIS VE TARIM KREDI KOOPERATIFLERININ PIYASAYI DENGELEDIGINI KAYDEDEN
ISCENER, FIRMA OLARAK GUBRE DAGITIMINDA YUZDE 25 DUZEYINDE PAYLARI OLDUGUNA
ISARET EDERKEN, GECEN YIL KASIM AYINDAN BUGUNE KADAR URE FIYATLARINDA YUZDE 16-17
ARTIS YAPTIKLARINI, ANCAK PIYASADAKI FIYAT ARTISININ DAHA YUKSEK GORULDUGUNU
SOYLEDI.

-KURAKLIK, GUBRE KULLANIMINI DUSURDU

FIYATLARDAKI ARTIS YANINDA, KURAKLIGIN DA GUBRE KULLANIMINI DUSURDUGUNU
ACIKLAYAN TOROS GUBRE GENEL MUDUR YARDIMCISI, TARIM VE KOYISLERI BAKANLIGI
VERILERINE GORE, OCAK'TA URE KULLANIMININ YUZDE 15 DUSTUGUNU BILDIRDI.
ISCENER, KURAKLIK NEDENIYLE, BU YIL GUBRE TUKETIMINDE DUSUS BEKLEDIKLERINI
VURGULARKEN, KURAKLIK DISINDA, TARIM URUNLERININ GENEL FIYAT SEVIYESINDEKI DUSUS
NEDENIYLE, CIFTCININ ARTIK DAHA AZ GUBRE KULLANMAYA YONELDIGINI SOYLEDI.
GUBRENIN URETIM MALIYETLERINDEKI PAYININ URUNE GORE YUZDE 15-18 ARASINDA
DEGISTIGINI HATIRLATAN ISCENER, OZELLIKLE MISIRDA ITHALAT ILE BIRLIKTE FIYATLARIN
DUSMESI NEDENIYLE, MISIR URETICININI GUBRE TALEBININ AZALDIGINI KAYDETTI.
GUBREDE VERILECEK DESTEGIN TUKETIMI COK FAZLA ARTIRMAYACAGINI IFADE EDEN
ISCENER, YUZDE 18'LIK KDV SORUNUNUN DA HAM MADDE ASAMASINDAN ITIBAREN UYGULANMASI
HALINDE MALIYETLERI ETKILEYECEGINI, ANCAK SANAYIYE YONELIK HAM MADDE KULLANIMI
NEDENIYLE BU SORUNUN COZULEMEDIGINI BELIRTTI.
TURKIYE'DE YILDA 5,2 MILYON TON KIMYEVI GUBRE KULLANILIYOR. URE GIBI BAZI
GUBRELERIN SANAYIDE DE GIRDI OLARAK KULLANILMASI NEDENIYLE, KDV INDIRIMI
KONUSUNDA SORUN YASANIYOR.

karadereli
19-05-2007, 22:49
2.aciklama gubre fabrikalari mudurunden bir borsa dergisine yapildi 25-03-2007 tek borsa
Gübre Fabrikaları Genel Müdürü Mehmet Koca: "Halka açıklık oranımızı
artıracağız"
Gübre Fabrikaları Genel Müdürü Mehmet Koca, "Şimdiden, 2007 ciro hedefimizi
aşacağımız yönünde ipuçları var" diyor. Yılın ikinci yansında Gübre
Fabrikalarının halka açıklık oranını da artıracaklarına dikkat çeken Koca, borsa
fiyatının şirketin gerçek değerini ifade etmediğini belirtiyor.
Borsanın en eski şirketlerinden biri olan Gübre Fabrikaları, son beş yılda en az
yüzde 40 temettü dağıttı. 2006 bilanço verilerine göre bir önceki yılın aynı
dönemine göre karını yaklaşık yedi buçuk kat artıran şirket, bu yılkı temettü
oranını da yüzde 60 olarak açıkladı. Gübre Fabrikaları Genel Müdürü Mehmet Koca,
bir yandan atıl kalan tesislerininden alabileceği faydayı artırabilmek için
tesis işletmelerini devrettiklerini, diğer taraftan da Türk çiftçisine daha
ucuza gübre sunabilmek için yurtdışında üretim tesisleri açma konusunda
fizibilite çalışmalarım sürdürdüklerini söylüyor. Altıncı aydan sonra halka
açıklık oranlarının da artacağını belirten Mehmet Koca, uzun vadede şirketimizin
hisseleri çok kazandıracak diyor...

- Genel olarak sektörü ve Gübretaş'ın sektör içindeki konumunu değerlendirir
misiniz?
Mehmet KOCA: Gübrenin temelde amonyak, fosfat ve potasyum olmak üzere üç
hammaddesi var. Ülkemiz doğal kaynaklarının bu maddelerden yoksunluğu sebebiyle
de sektörün hemen hemen tamamı dışa bağlı. Türkiye'deki gübre tüketimi yaklaşık
olarak 5 milyon 300 bin ton. Bu rakamın 2.5 milyon tona yakın bir bölümü
yurtdışından mamul olarak alınıp Türk çiftçisine dağıtılıyor. Geriye kalan
yaklaşık 3 milyon tonluk kısmın üretimi de Türkiye'de gerçekleşiyor. Tabii ki
hammaddeleri yurtdışından temin ediyoruz. Şirketimizin sektördeki payı ise yüzde
25. 2006 yılı verilerine göre l milyon 351 bin ton gübre satışını
gerçekleştirdik. Geriye kalan bölümü de mamul olarak ithal edip Türk çiftçisine
dağıtıyoruz. Bu yıl gübre, dünya tarihinin en yüksek fiyatlarına erişti.
Fiyatların dünya çapında artması Türk çiftçisini serbest piyasa ekonomisine
sahip ülkelerden daha az etkiledi. Bunun sebebi ise Türkiye'deki işletme
maliyetlerinin düşük olmasının yanı sıra bizim gibi kuruluşların makul ve
mantıklı kar oranlarıyla satış yapmasıdır.

- Bu seneki ciro hedefiniz nedir?
KOCA: Gübre fiyatlanndaki artış sebebiyle bu seneki ciromuz hedeflerimizi
aşacak. Geçen seneki 486 milyon YTL'lik ciromuzun bu sene yüzde 25 oranında
artmasını öngörüyoruz.
- Karınız bir önceki yıla göre yaklaşık yedi buçuk katına çıkmış durumda. Bunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?
KOCA: Bunun esas sebebi faaliyet karımızdaki artıştır. 2006 yılında döviz
kurlarının nispeten daha durağan bir seyir izlemesi karlarımıza da yansıdı.
Tabii ki buna ek olarak satın alma ve ulaştırma konusundaki atılımların da
maliyetlerimizi düşürmesi böyle bir sonuç ortaya koydu. 2005 yılında l milyon
238 bin ton civanndaki satış rakamımız 2006 yılında l milyon 351 bin ton oldu.
Samsun ve İzmir'de de lojistik noktalarımızı devreye soktuk. 2007 yılında da
daha iyi olacağımızı ümit ediyoruz. Geçtiğimiz iki ayın performansı geçen yılın
aynı dönemine oranla daha iyi durumda.- İskenderun tesisinizin işletme hakkının yirmi beş yıllığına devriyle ilgili
neler söyleyeceksiniz?
KOCA: iskenderun tesisimiz, üretimin olmadığı ancak depolama ve sevkıyat için
kullanılan ve sadece yüzde 30 kapasitesini kullanabildiğimiz bir tesisti. Atıl
olan kısmın değerlendirilmesiyle ilgili TSKB ile yaptığımız çalışmanın ardından
tesisi Denizciler Birliği'ne 25 yıllığına devrettik. Anlaşma çerçevesinde
300-350 bin ton gübre elleçleme işlemini firma, şu an bize mal olan fiyatın
yansından az bir fiyata yapacak. Yanısıra l milyon dolar gibi sabit bir kira
tahsil edeceğiz. Denizciler Birliği'nin yapacağı 80-85 milyon dolar yatırım
sonucunda oluşacak cirodan da yüzde 5 pazar payı alacağız.
- Tarım Bakanı'nın İran gezisi sırasında sizin de İran'da yatırım yapmak için
bir dizi temasta bulunduğunuz söylendi. Ayrıntılar nelerdir?
KOCA: Dışa bağlı olan bu sektörde Türk çiftçisine daha uygun, kaliteli ve
yurtdışı hareketlerinden daha az etkilenecek şekilde hizmet vermemiz için
hammadde bakımından zengin olan Iran, Suriye, Kuzey Afrika ve Rusya bölgelerinde
arayışa girdik, İran'a daha Önce de birtakım ziyaretlerimiz oldu. Bakanın
ziyareti vesilesiyle de konunun resmi makamlarca zikredilmesini sağladık. Ancak
henüz imzalanmış bir anlaşma ya da protokol yok. Konuyla ilgili temaslarımız
sürüyor.

- Hisse senetlerinizin hareketleriyle ilgili de birkaç yorum alabilir miyiz?
KOCA: Bildiğiniz gibi şirketimizin halka açıklık oranı yüzde 15 dolaylarında. Ve
yüzde 15'in hepsi aktif olan hisseler değil. 55 yıllık bu kuruma güvenip sadece
dağıtılan karlarla ilgilenip hisselerimizi ellerinde tutan yatırımcılar var.
Dolayısıyla sadece yüzde 7-8 civarında kağıdımız hareketli. Böyle olunca da
piyasada reel bir fiyatımız olmamış oluyor. Bu borsa bilançosuyla daha hareketli
kağıtlarımız olsaydı, hisse değerlerimiz şimdikinin 5 katı bile olabilirdi. Hem
reel fiyatımızın oluşması açısından hem de altıncı aydan itibaren halka açıklık
oranlarıyla ilgili IMKB duyurusu uyarınca halka açıklık payımızda artışlar
olacak. Şu an yüzde 85 hissemizin sahibi olan Tarım Kredi Kooperatifi'nin(TKK)
hisse oranları ve bu oranların tutarlarıyla ilgili bir çalışması var. Sermaye
yapımız itibariyle IMKB kriterlerine uyumluyuz ama halka açıklık oranlanınız
itibariyle uyumlu değiliz. Bu uyumun da ikincil halka arz şeklinde olmamak üzere
kote etme veya serbest satış itibariyle gereken süre içerisinde tamamlanması
düşünülüyor.

- Hisselerinizin müdavimleri iyi temettü alacaklar öyleyse...
KOCA: Evet. Bu yıl karımızın yüzde 60'ını dağıtıyoruz. Yüzde 40'ını da
sermayemize yazacağız. Dolayısıyla iyi bir kar dağıtacağız.

- Peki sizce bir yatırımcı neden Gübretaş hissesi almalı?
KOCA: Hisselerimiz çok stabil ve şirketimiz spekülatif değil. Yatırımcıları
kesinlikle istismar etmeyiz, onlan aldatmayız. Onların varlıklarından yola
çıkarak herhangi bir yanlış sonuç çıkamaz. Ayrıca şirket değerimiz kesinlikle
hak ettiği noktada değil. Bir gün hak ettiği noktaya gelecek ve o zaman
yatırımcılar kara geçecekler. Şu anki borsa değerimiz bizi iyi tarif etmiyor.
Bizim varlığımız uluslararası finans kuruluşları açısından bir güvence ise,
imzamız da yatırımcı açısından öyledir.

- Yabancı yatırımcılar şirketinizle ilgileniyor mu?
KOCA: Türkiye'deki istikrar ortamında sektöre yabancı ilgisi büyük ancak
şirketimizin satılması ya da yabancı bir kurumla ortaklık yapılması söz konusu
değil. 1.5 milyon üyesi olan TKK sayesinde Türk çiftçisinin çok ortaklı bir
yapısı var. Yani bir patron şirketi olmadığımız için kapımız bu tip tekliflere
kapalı. Bayilik ve uluslararası arenada gübre sektöründe Gübretaş'ın çok güzel
bir yeri var. Yurtdışından herhangi bir satıcı işbirliği yapmak istediği zaman
ilk olarak bizim kapımızı çalıyor. Aksine biz kendi firmamızı daha
etkinleştirmek, güçlendirmek istiyor ve uluslararası dünyada global oyuncu
olmaya çalışıyoruz.

- Sahip olduğunuz gayrimenkulleri ne şekilde değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?
KOCA: Gayrimenkullerle ilgili bir satış planımız yok ancak 55 yaşındaki
kurumumuzun sahip olduğu tüm taşınmazların bir proje çerçevesinde yeniden
değerlemesini yaptıracağız. Böylece bilançomuzda bu taşınmazların da değerleri
görülebilecek. Ayrıca taşınmazlarımızı satmak yerine daha etkin halde kullanmayı
amaçlıyoruz.
3.aciklama bagfas ve ege gubrenin patronu bagfas yont kurulu baskani syn gencerden geldi 26.03.2007 dunya gazetesine
"Tam kapasite çalışıyoruz ama gübre kıtlığı yolda"

karadereli
19-05-2007, 22:50
3.aciklama bagfas ve ege gubrenin patronu bagfas yont kurulu baskani syn gencerden geldi 26.03.2007 dunya gazetesine
"Tam kapasite çalışıyoruz ama gübre kıtlığı yolda"

Bağfaş Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Gencer, Bandırma'da bulunan fabrikalarının
250 bin ton gübre alan depolarının boşaldığını, yakında gübre sıkıntısının baş
gösterebileceğini açıkladı. Ne zaman Bagfaş'ın depoları boşaldıysa fiyatların
daha da yükseldiğine dikkat çeken Gencer, "Sektörde kıran kırana rekabet eden,
fiyatları düşüren biziz. Gübrede piyasanın durumu bize bakılarak anlaşılır. Şu
an üretimimizin tamamını Pankobirlik'e sattık. Önümüzdeki günlerde bazı
ürünlerde yokluk yaşanabilir" dedi.
Gübrede yaşanan fiyat artışlarının hem ticari hem de teknik boyutu olduğunu
savunan Gencer, Türkiye'de BAGFAŞ dışında entegre üretim yapan gübre fabrikaları
olmadığını beliterek, şöyle devam etti: "Hem fosfatlı hem nitratlı gübrelerin
hammaddelerini üreten tesisler yok. Bugün dünyada hammaddeniz varsa yan ürünler
üretebiliyorsunuz. Fas, Tunus, Ürdün gibi ülkelerde entegre çalışan tesisler
var. Devlet Planlama Teşkilatı yıllar önce pazarın ihtiyacına bakarak entegre
tesislerin kurulmasını öngördü. Gübre yatırımlarına teşvik verilirken, entegre
olma şartı getirildi. Ama bazıları kolaya kaçınca, montaj sanayii tipi tesisler
kuruldu. Entegre tesis olmayınca fiyat istikrarı da olmuyor, öte yandan büyük
destekler verilen ABD çiftçisi altın yıllarını yaşıyor. Amerika kıtasında
enerjiye yönelik tarımsal üretim mısır alanlarını hızla genişletiyor. Çin büyük
bir hammadde alıcısı olarak piyasaya çıktı. Sonuçta dünyada gübre
hammadde fiyatları hızla artıyor."

Piyasaya arz edecek ürünümüz kalmadı
Bazı çiftçi örgütlerinin iddia ettiği gibi yarı kapasiteyle çalışmadıklarını
kaydeden Gencer, "Tam kapasite çalışmamıza rağmen ürün yetiştiremiyoruz.
Sektörde en büyük depoya sahip firmalardan biriyiz. Ama depolarımız
bomboş. Kapasitemizi tam olarak kullanmak için 417 dolara ihracat yapıyoruz.
Dışarıya 10-20 dolar daha pahalı satıp ülkeye döviz kazandırıyoruz. Kendi
iştirakimiz olan Ege Gübre'ye fosforik asit veremezken, GÜBRETAŞ'a çok düşük
fiyatla bu ürünü ürettik. Pankobirlik'in düzenlediği ihaleyi kazandık. Bütün
ürünü onlara verdik. Piyasaya arz edecek ürünümüz kalmadı. Bırakın saklayacak
ürünü, ortada stok yok. Rekabeti bozmamız da mümkün değil. Tüketilen 5.5 milyon
ton gübrenin 2.5 milyon tonunu burada üretiyoruz. Ama hammaddede dışarı
bağımlıyız. Ülkenin her bölgesine aynı fiyattan satış yapıyoruz. Gübrede
fiyatları belirlemek mümkün değil" diye konuştu.

Bir BAGFAŞ, 750 milyon dolara dolara kurulur
Dünyada arz-talep dengesine bakıldığı zaman gübre talebinin ve fiyattaki
yükselişin devam edeceğini vurgulayan Gencer, şu bilgileri verdi; "KDV indirimi
hep konuşuldu ama uygulanmadı. Ne KDV indirimi ne de gübre sübvansiyonunun
artırılması seçenek olarak görünüyor. Bu, finansman işi değil. Ortada mal yok.
Başta DAP (taban gübresi) olmak üzere bazı ürünlerde sıkışıklık yaşanacak. Her
şey dünya talebinde değişikliğe bağlı. Gübrede kapasite artırmak da kolay değil.
Yabancılar Türkiye'de han, apartman almaya geliyor. Ama gübre fabrikaları
özelleştirilirken yabancı yatırımcı yoktu. Çünkü sektör ihmal edildi. Çevre
bakımından bize farklı bakıldı. Bu sektör büyük sermaye gerektiriyor. BAGFAŞ
gibi entegre bir tesis kurmak için 750 milyon dolar gerekiyor. Bu yatırım da
ancak 3 yılda tamamlanır. GÜBRETAS 8 yıl öncesine kadar gübrenin yüzde 56'sını
pazarlıyordu. Neden fabrikalarını yenilemedi? Bu iş büyük sermaye gerektiriyor".
BAGFAŞ olarak yurtdışında yatırım olanaklarını araştırmak yerine, Türkiye'de
yatırım yapmayı tercih ettiklerini dile getiren Gencer, "Türkiye pazarının gübre
ihtiyacı çok büyük. Tarım ülkesi olmamıza rağmen İsviçre'den, İtalya'dan daha az
gübre tüketiyoruz. Önemli hammaddelerden birkaçına sahip olan bir kuruluşla
Türkiye'de yatırım yapmayı daha doğru buluyoruz" dedi.

karadereli
19-05-2007, 22:58
borsada islem goren sektor temsilcilerinin aylik ve yillik getirileri soyle;
gubre fab aylik %62 yillik %69.03 kazancta, bagfas aylik %13 yillik %49.55 kazancta ,egegubre aylik %5.21 yillik %3.48 kazancta :))

karadereli
19-05-2007, 23:10
gubre fabrikalari sermaye22.499.000 3 aylik donem kari 10.178.849 -2006-12 aylik kari 9.121.565
bagfas ....... ... sermaye 3.000.000 3 aylik donem kari 6.300.606 - 2006-12aylik kari 8.592.764
egegubre .... ... sermaye 2.009.000 3 aylik donem kari 2.587.845 -2006-12aylik kari 3.329.798

karadereli
19-05-2007, 23:19
verilerden sektorde 2007 basindan itibaren bir hareketlilik oldugu gozukuyor.asil onemli olan bu hareketin ivmesinin ne olacagi yurt disi kaynakli talep ve fiyat artisi devam edermi.yurt icinde de boyle bir talep artisi yasanabilirmi.bioenerji kendi basina bu sektoru goturebilecek bir talep yaratabilirmi....kisa vadede secim sektoru nasil etkiler,uzun vadede ab sektoru nasil etkiler ,dunya gubre ab gubre komsular gubre tuketimi kac kilo,ulkemizde kac kilo tuketimi arttiracak umut verici bir fark varmi.zaman buldukca yazmaya calisirim calisiniz... saygilar bol kazanclar.

BULL MARKET
20-05-2007, 00:25
Bizim gübre fabrikaları yukarı gidiyor, daha epey yukarı doğru yolu var diyorum, bencede borsada yatırım yaparken ihmal edilmemesi gereken bir sektör gübre sektörü, son gelişmeler dahada etki yapacaktır diye düşünüyorum, gübresiz tarım yapılamaz durumda, kullanımınında artmasındaki en büyük sebep, üretici ürün fiyatlarının artmamasından dolayı ürünü daha bol almak için kaliteli ve genleri oynanmış tohum kullanmaya ağırlık vermeye başlamıştır, bol ürün almak içinde gübresini eksiksiz atmak zorundadır, bu durum gübreye olan talebide önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edecek ve canlı tutacaktır diyorum, saygılar.

N.F.K
20-05-2007, 01:12
Gübre üreticileri, analiz ücretleri ve yüksek KDV'den şikayetçi

Gübre Üretici ve İthalatçı Derneği (GÜİD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Onca Tarım Genel Müdürü Cansu Göloğlu, gübrecilerin gümrük mevzuatlarındaki bazı boşluk ve etiketlemede problemlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, sıkıntıların giderilmesi için Tarım Bakanlığı'ndan cevap beklediklerini söyledi.

Bakanlık ve Tarımsal Üretim Geliştirme Merkezi (TÜGEM) yetkilileri ile Antalya'da bir araya gelip sorunlarını aktardıklarını vurgulayan Cansu Göloğlu, "Ağırlıklı olarak gümrükte problemlerimiz var. Ayrıca analiz ücretleri ve KDV'miz yüksek. Etiketlemede çok sıkıntı var çünkü sık değişiyor. Tüm bunları ilettik, gelişmeleri bekliyoruz" dedi. GÜİD üyeleri ve TÜGEM yetkililerin Antalya'da geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğini ve sektörün sorunlarını aktardıklarını kaydeden Göloğlu, "GÜİD olarak amacımız hem gübre üreticileri hem de ithalatçıların sorunlarına çare bulmak. Çiftçilerimizi bilgilendirmek, ayrıca firmaların belirli standartlarda üretim ve ithalat yapmasını teşvik etmek. Tabii ki bu amaçlara ulaşmak için kalite kontrol laboratuvarlarının kurulması veya anlaşmalı laboratuvarlarla çalışmayı sağlamak, ilgili bakanlıkların kontrol mekanizmalarını bilgilendirmek ve faaliyetlerini desteklemek, üniversite ve özel sektör arasındaki bilgi akışını sağlamak ve eğitim seminerleri düzenlemek gerekiyor" diye konuştu. GÜİD olarak sorunları ikiye ayırdıklarına değinen Göloğlu, şöyle devam etti:

"İthalat ve üretim esnasındaki sıkıntılar ve ürünlerin pazarlanmasından sonra doğan sıkıntılar mevcut. Örneğin mikro besin elementlerinin ihalatı ve piyasaya arzı ile sıkıntı var. Ürün içeriğinde primer-sekonder elementlerin bulunması ve etiketlere yazılamaması durumunda gümrükte problem çıkıyor. Ya da orijinal isimleri ile ithal edilen gübrelerin bakanlıkça isimlerinin değiştirilmesi talebi nedeniyle sorunlar yaşanıyor. TSE'ye analize giden ve orada analizi yapılamadığı için düzen laboratuvarına gönderilen ürünlerin fiyatlandırma politikası da bize pahalıya mal oluyor. Örneğin İspanya'da 80 Euro'ya yapılanan analiz bizde 5 katına kadar yükselebiliyor."

Gümrüğe gelen ürünlerin analizleri için uzun süre beklenildiğini ve demuraj nedeniyle bunun fiyatlara yansıdığını da dile getiren Göloğlu, "Tescillendirme esnasında ürün isimlerine dikkat edilerek, benzer ve aynı isimler adına tescil verilmemesi gerek. Önlem olarak internet sayfasının daha sık güncellendirilmesi sağlanabilir. Ayrıca organik ve organomineral gübrelerin de muafiyet sistemine tabi tutulması, tescil aşamasında yapılacak analizlerin kaldırılması, bunun yerine piyasa denetimlerinin sıklaştırılması gibi önlemleri yetkililerden istedik. Tarım ilaçlarında olduğu gibi, gübrelerde de KDV oranlarının yüzde 8'e indirilmesini talep ettik. Gübrelerle ilgili yeni kanunların hazırlanması aşamasında GÜİD'den bir temsilcinin de bulunmasını da istedik. Tabi en önemlisi bizim bir ulusal yönetmelik hazırlamamız gerekiyor. İspanya, Almanya, İtalya, Hollanda gibi gübre sektöründeki önde gelen ülkelerin ulusal yönetmelikleri incelenerek bize uygun bir yönetmeliğin devreye acil girmesi gerekiyor. Tüm sorunlarımızı yetkililere ilettik, kendilerinden cevap bekliyoruz" bilgisini verdi.

Kaynak: Dünya Gazetesi
Haber Tarihi : 12.03.2007

N.F.K
20-05-2007, 01:13
TÜRKİYE TOPRAKLARININ %94'Ü VERİMSİZ KULLANILIYOR&
Ülkemiz nüfusunun büyük bir bölümü toprağa bağlı tarım ile geçimini sağlıyor. Hayatımızda sofralarımızdan günlük kullanım araçlarımıza kadar bir çok ihtiyaçlarımıza analık eden Topraklarımız ise yıllardır bilgisiz kullanımdan, yanlış gübreleme politikalarından dolayı yorgun ve verimsizliğe terkedilmiş durumdadır. Yakın zamana kadar toprağından kendi ihtiyaçlarını karşılayarak kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden birisi olmamıza rağmen, bu hususta gerekli düzenleme ve önlemlerin alınmamasından, yanlış tarım politikalarından dolayı artık Türkiye bir çok tarım ürününü ithal eder duruma gelmiştir.

Topraktaki organik madde kapsamı ile ürün verimi arasında doğrudan bir bağ vardır. Oysa Türkiye topraklarının çok büyük bir çoğunluğunun; organik madde kapsamı, tarımsal üretimden en yüksek verimin alınmasını engelleyecek düzeydedir. Ülkemiz topraklarının %75,6’sı organik madde bakımından çok yetersiz, %18,3’ü orta, %6,1’i ise yeter düzeydedir. Bu oranlara baktığımızda Türkiye topraklarının yaklaşık %94’ü organik madde kapsamı anlamında yetersiz düzeydedir. Topraklarımızın organik madde düzeyi tarımsal üretimi sınırlayıcı en önemli faktördür.

Ülkemizin toprak yönetiminde en önemli sorunlarının başında organik madde seviyesinin yükseltilmesi gelmektedir. Uzun vadeli stratejik planlamalarda buna önem verilmezse, Türk tarımı büyük sorunlar ile karşı karşıya kalacaktır. Bu yüzden bu sorunun çözümü için, gübreleme proğramlarına organik gübre ve toprak düzenleyicilerin de katılmasının sağlanması ve bu konunun bir devlet politikası olarak ele alınması gerekmektedir. Çiftçinin bu konuda bilinçlenmesinin sağlanması Türk tarımının geleceği açısından çok önemlidir.
Ülkemizde uygulanan gübreleme proğramlarında, en başta azot, fosfor, potasyum gibi makro besin elementleri ve belirli oranlarda iz elementler (demir, bakır,mangan,çinko vs.) yer almaktadır. Bu gübreleme proğramlarında topraktaki organik madde içeriği dikkate alınmadığından, toprakta birçok besin elementi fikse edilmekte, bitki tarafından alınamaz formlarda, toprakta kirlenme ve birikim oluşturmaktadırlar.
Bunların en başında ülkemizde yoğun olarak kullanılan fosfor gübrelemesidir. Topraklarımızda Fosfor (P) (özellikle kireçli-alkalin topraklarda) dikalsiyum fosfat ve trikalsiyum fosfatlar şeklinde fiske edilmekte ve bitki tarafından kullanılamadığı için Fosfor (P) noksanlığı görülmektedir. Oysa toprakta var olan bu besin elementinin bitki tarafından alınabilir hale getirilmesi, hem gereksiz yere gübrelemenin önüne geçilmesini sağlayacak, hem de topraklarımızın yaşlanmasının önüne geçilecektir. Organik maddeler topraklarımızda mevcut olan fakat yarayışsız formda bulunan fosforun yarayışlı hale getirilmesinde etkili rol oynar. Organik maddelerin mineralize olması sırasında toprakta fazla miktarda CO2 gazı oluşmaktadır. Oluşan CO2 gazı suda çözündüğü zaman karbonik asit oluşmakta ve oluşan karbonik asit Forfor’un serbest hale geçmesinde önemli rol oynamaktadır. Topraktaki Forfor’u fosfo-hümik bileşikleri haline getirmekte ve böylece humat ve fosfot anyonlarının yer değiştirmesi ile fosfat anyonları bağımsız hale gelerek P yarayışlılığı artmaktadır.
Forfor ve çinko ile birlikte gübrelemede kullanılması halinde forfor ve çinko alınımı artırmaktadır.
Çok yüksek Forfor bulunurluğunda bile, Forfor’un demir alınımındaki antagonistik(geçimsizlik) etkisini gidermekte, humik asitlerin demiri bitkiye yarayışlı hale çevirici etkileri bitkileri klorozdan korumaktadır.
Yine aynı şekilde Kalsiyum (Ca), Magnezyum (Mg) gibi minerallerin topraktaki fosfor ile reaksiyona girmesini azaltır ve bitkilerce alınabilecek hale getirerek serbest bırakır. Bu özellik mineral gübrelerin verimliliğini artırır.
Yine gübreleme proğramlarında en çok kullanılan bitkilerin en temel besin maddelerinden olan azot’un yağmur ve sulama suları ile yıkanmasını engellemektedir. Gereksiz yere çok fazla kullanılan azot, yer altı sularının nitrit yönünden kirlenmesinin en önemli sebebidir. Azotlu gübrelerle birlikte uygulanmasını durumunda azotun yarayışlılığı artırmaktadır. Toprağa verilen anorganik azotlu gübrelerdeki azotun nitrat iyonu şeklinde yıkanması söz konusu iken, huminleşme olayı sırasında humin asitlerin bünyesine bağlanan azotun böyle bir durum ile karşılaşma riski yoktur veya çok azdır.
Bitkilerde yoklukları en çok sıkıntılara sebep veren iz elementleri de daha faydalı hale getirir. Metallerle (Demir, Mangan, Çinko, Bakır) doğal şelat ve kompleksler oluşturarak yıkanmalarını ve toprakta bağlanmalarını engeller. Humat moleküllerinin etrafı negatif yüklüdür. Bu özelliği sayesinde uygulanan gübrelerdeki besin maddelerini tutar.
Ülkemizde bir çok bölgemizde en çok karşılaşılan sıkıntıların başında kireçli topraklar gelmektedir. Bu topraklarda organik gübre ve toprak düzenleyici kullanımı aslında bir zorunluluktur. Alkali topraklarda kireci çözerek pH’yı düzenler. Topraktaki Kalsiyum karbonattan (CaCO3), CO2 ‘i serbestleştirir. Böylece suda erimeyen kalsiyumkarbonatı suda eriyebilen kalsiyumbikarbonat formuna dönüştürür. Ayrıca toprakta serbestleşen Karbondioksit (CO2) bitki köklerince alınabilecek formda olup toprak besin elementlerinin salıverilmesi için toprak mineralleri üzerinde parçalayıcı etki gösteren karbonik asitler oluştururlar.
Organik maddelerin faydalarını bu yazıya sığdırabilmenin gerçekten imkanı yoktur. İlgi duyanların www.biyostar.com adresinden detaylı bilgi alabilmeleri mümkündür. Yukarıda sadece bazı önemli noktalara vurgu yapılmıştır. Yukarıda bahsi geçen ve diğer faydaları ile ürünlerimiz yüksek kalite ve verim isteyen ve bilinçli üretim yapan çiftçilerimiz tarafından gün geçtikçe daha fazla anlaşılmakta ve kullanılmaktadır. Çiftçimizin bu ürünler ile tanıştıktan sonra vazgeçebilmesi nerede ise imkansızdır. Ürün kendisini tarlada, bağda, bahçede ispat etmekte ve sağlanan yüksek verim ve kalite çiftçimizin yüzünü güldürmektedir.
Bu arada bir hususu da mutlaka belirtmekte fayda vardır. Ülkemizde çok düşük organik madde ve hümik asit içeriğine sahip olmakla birlikte piyasada satılan ürünler mevcuttur. Çiftçimizin bu konuda çok duyarlı ve hassas olmasını özellikle istiyoruz. Çünkü Kullanılan organik toprak düzenleyicide organik madde ve içerdiği hümik asit miktarı ne kadar düşük olursa toprağın ıslahı o kadar geç olacaktır. Bu çiftçimiz için zaman ve maddiyat kaybı demektir.
Bu açıdan ürünlerimiz çok yüksek organik madde ve hümik-fülvik asit miktarına sahip olup, kalite ve fiyat rekabetinde rakipleri tarafından ulaşılamaz seviyededir.

Editör : Hasan KAZAKBu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
www.ziraatci.com

N.F.K
20-05-2007, 16:46
Tarımda girdi maliyeti artışı yüzde 98’e çıktı
20.05.2007 / Anadolu Ajansı / Haber







Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre mazot, tohum, gübre, ilaç gibi temel girdilerin fiyat artışı yüzde 98’e ulaştı. Gübre fiyatları son bir yılda yüzde 23-49 oranında artış kaydetti. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2007 yılında tarım sektörünü desteklemek için ayrılan bütçenin 5.3 milyar YTL olduğunu belirterek, Tarım Kanunu’nda öngörülen miktarın 1 milyar YTL gerisinde kalındığını söyledi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre mazot, tohum, gübre, ilaç gibi temel girdilerin fiyat artışı yüzde 98’e ulaştı. Gübre fiyatları son bir yılda yüzde 23-49 oranında artış kaydetti. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2007 yılında tarım sektörünü desteklemek için ayrılan bütçenin 5.3 milyar YTL olduğunu belirterek, Tarım Kanunu’nda öngörülen miktarın 1 milyar YTL gerisinde kalındığını söyledi.

Çiftçilik ve hayvancılık girdi masraflarının, üretim değerleri içindeki oranı 1998 yılında yüzde 26 iken 2006 yılında yüzde 37 olarak gerçekleşti. Girdi fiyatlarının ürün fiyatlarından daha fazla artması ile birlikte çiftçinin satın alma gücü azaldı. Enflasyonun kümülatif olarak yüzde 52 arttığı 2002-2006 döneminde, ürün fiyatlarının çoğu enflasyonun gerisinde kaldı.



Gübre el yakıyor
Gübre fiyatları Mart 2007 itibariyle son bir yılda yüzde 23-49 oranında artış kaydetti. Bu durum çiftçilerin gübre kullanımını düşürdü. Çiftçinin gübre için aldığı destek, ödediği yüzde 18’lik KDV’yi karşılayamadı. Elektriğin tarımsal üretimde maliyet içindeki payı da bölgelerde yer altı sularından elektro-motopomplarla yapılan sulamalarda yüzde 40’a çıktı. Sanayide elektrik için 12.1 YKr ödenirken, tarımsal sulamada 13.5 YKr, seralar ve hayvancılık işletmelerinde ise 17.6 YKr ödeniyor.



“Çiftçi mazot alamıyor”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçilerin zor durumda kaldığını belirterek, “Bir ton pamukla 2002 yılında 650 litre mazot alınırken bu oran geçen yıl 410 litreye düştü. Şeker pancarında 60 litreden 40’a, ayçiçeğinde 380 litreden 220 litreye düştü” dedi. Bayraktar, 2003-2004 yıllarında bir üreticinin 1 litre süt ile 1.4 kilogram yem alırken, 2007 yılında ise 1 kilogramdan daha az yem alabilir duruma geldiğini söyledi. Bayraktar, ürünlerde yaşanan sorunları da şöyle sıraladı:

”Çekirdeksiz kuru üzüm, fıstık pazarlanamıyor. Fındık, narenciye, kayısı para etmiyor. Şeker pancarında fiyatlar geriledi, kota ve kaçak şeker sorunu sürüyor. Tütün üretimi geriliyor. Çeltikte tarife kontenjanının kalkması üreticiye zarar verdi. Mısır üreticisine verilen fiyat çok düşük. Ayçiçeği, kanola ve soyada üretim ihtiyacı karşılanmıyor. Çayda, kaçak çay sorunu yaşanıyor. Açıklanan fiyatlardan üretici memnun değil.”

N.F.K
23-05-2007, 14:26
"Kimyasal madde görmeyen yerlerde ekolojik tarım yapılabilir"
23/05/2007 00:23:45 Geri dön gönder yazıcı

İSTANBUL - 80 ülkeden yaklaşık bin 500 delegenin katıldığı Uluslararası Gübre Sanayii Birliği'nin (IFA) 75. yıllık toplantısında, dünyada tarım sektörüne yönelik orta ve uzun vadeli öngörülerde bulunularak arz ve talep projeksiyonlarının oluşturulduğu, sektörün yatırım ihtiyaçları tespit edildi. Önceki gün başlayan ve Toros Gübre'nin ev sahipliği yaptığı toplantının açılışında konuşan Tekfen Holding Yönetim Kurulu ve TEMA Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Gökyiğit, Kimyasal madde görmeyen yerlerde ekolojik tarım yapılabilir dedi.
Türkiye'deki zararlı mücadelesinde kullanılan ilaçlar ve gübre gibi tarım kimyasalları kullanımının AB'dekinin sadece üçte biri kadar olduğunu belirten Gökyiğit, "Türkiye'nin bazı ücra köşelerinde çiftçilerin hayatlarında kimyasal madde görmedikleri bölgeler mevcuttur. Bu bölgeler, ekolojik tarım yapılabilecek potansiyel bölgeler olarak karşımızda durmaktadır" diye konuştu.

Çiftçi geliri artmayınca tüketim de artmıyor

Toros Tarım Genel Müdürü Esin Mete de, IFA tarihinde yıllık toplantının ilk kez aynı kentte ikinci kez gerçekleştirildiğine işaret ederek, toplantının Türkiye için büyük önemi olduğunu, ikili ve ticari görüşmelerde de bulunulduğunu söyledi.

Mete, sektörde 6 üreticinin olduğunu ve Türkiye'de 5 milyon 400 bin ton gübre tüketildiğini belirterek, "Maalesef çiftçi geliri artmadığı için bu tüketim artmıyor. Halbuki tüketimin artabilmesi için çok yer var. Çiftçimizin daha çok kazanması, iyi ürün satması ve tarım politikalarının daha iyi olması lazım" diye konuştu.

N.F.K
24-05-2007, 18:24
24/05/2007 REFERANS GAZETESİ GENEL

Dünyada gübreye talep hızla artıyor fiyatlar yükselecek, sıkıntı doğacak

Gübretaş Genel Müdürü Mehmet Koca, gübre fiyatlarının aşırı talep karşısında
arttığını, bu trendin devam edeceğini belirterek, Türkiye'nin gübrede üretim
yaptığı alanları düşünürsek, sınırlı olduğunu görürüz. Korkarım ki, sıkıntı
yaşayacağız' dedi. Arz-talep dengesinin bozulduğunu belirten Koca, 'Sonbaharda
fiyatlar yüzde 50 artacak' diye konuştu.
Alternatif enerji üretimi nedeniyle tüm dünyada tarıma ilginin arttığını
kaydeden Gübretaş Genel Müdürü Mehmet Koca, buna karşı arzda düşüş yaşandığını
söyledi. Bu nedenle dünyada fiyatların yüzde 35 ile 50 arasında yükseldiğini
dile getiren Koca, sonbaharda ise yüzde 50 fiyat artışı beklendiğini kaydetti.
Türkiye'nin gübrede tamamen dışa bağımlı olmasına rağmen Türk çiftçisinin
Avrupa'daki çiftçiye oranla fiyat artışını daha düşük hissetiğini anlatan
Koca,"Bu durum devam edecek, korkuyoruz. Çözümü global bir oyuncu olmak. Bunun
için de hammadde bulunan yerlere yatırım yapmak gerekiyor" dedi.
Koca, ile gübre sektöründeki son durumu konuştuk.

- Gübre fiyatları geçen yıldan itibaren ciddi oranda artmaya başladı. Bunun
nedeni nedir?
- Tarım sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri.
Başta Amerika'da olmak üzere tarıma bir dönüş var. Bu hızlı dönüş sonucu tüm
dünyada gübre ihtiyacı arttı ancak arz artmadı. Bu arz-talep dengesizliğinden
dolayı gübre fiyatları tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Dünyada fiyatlar
yüzde 35 ila 50 oranında yükseldi. Talepte artış bekleniyordu ancak bu seviyede
olması beklenmiyordu. Fiyat artışı şimdilik durdu. Sonbaharda da fosfatlı gübre
fiyatlarına talep artacak dolayısıyla fiyatlar da yükselecek.
Türkiye gübre piyasası dünya piyasasından direk etkileniyor. Çünkü gübre
sektörünün üç temel hammaddesi olan azot, potasyum ve fosfor ülkemizde yok.
Türkiye bir ithalat ülkesi olmasına rağmen fiyat artışından bu oranda
etkilenmedi. Çünkü tedarikçi bu durumu önceden iyi okuyup, stoklarını ona göre
yaptı. Fiyatlarda ortalama yüzde 25-30 dolayında bir artış yaşandı. Yani Türk
çiftçisi dünya çiftçisine göre şanslıydı. 2006 verilerine göre Türkiye'de 5.4
milyon ton gübre tüketimi gerçekleşti.

- Dünyada fiyatlar nasıl belirleniyor?
- Bilindiği gibi azotlu gübreler dogalgaz kaynaklı. Dogalgaz kaynaklarına sahip
amonyak üretimi yapan ülkeler en büyük üreticiler. Bizim bölgemiz itibariyle en
büyük üretici olarak Rusya,Romanya ve Ukrayna'yı sayabiliriz. Fosfatlı
gübrelerin merkezi ise Kuzey Afrika ülkeleri, yani Tunus, Fas gibi
ülkeler.Potasyumlu gübrelerin merkezi ise bizim açımızdan Avrupa.
Diğer coğrafyalarda da Çin, Amerika Avusturalya. Gübre sektörü butik bir sektör.
Birbiriyle ilgili bir sektör. Biz hangi ülkelerden gübre alıyorsak, diğer
ülkeler de aynı yerlerden alıyor. O nedenle fiyatlar birbirinden etkileniyor.
Tabii başka kriterler de var. Mesela son dönemde doğalgaz fiyatlarının
artmasından dolayı rezervleri az olan ülkeler gübre fabrikalarını kapattılar.
Amonyak üretimlerini durdurdular. Daha ucuz olan kaynaklara yöneldiler. Üretici
ülkeler bile ithalata yönelmeye başladı. Örneğin Hindistan'ın üretim potansiyeli
azdı. Bu nedenle ithalata yöneldi. Çok büyük miktarlada ithalat
gerçekleştiriyor. Hindistan bir alım yaptığı zaman fiyatlarda hemen bir
hareketlenme oluyor. Kıtalar arasında çok büyük sirkülasyonlar var.

- Gübre fiyatlarındaki artış çiftçinin maliyetlerine nasıl yansıdı?
- Gübre maliyeti Türk çiftçisinin giderlerinin yüzde 10 ila 15'inin oluşturuyor.
İlkbahardaki fiyat artışı yüzde 30 olarak gerçekleşti. Çiftçiye yansıması ise
yüzde 4.5-5 civarında oldu. Ancak sonbaharda yüzde 40-50 civarlarında fiyat
artışı bekleniyor. Bu doğrultuda bakarsak yüzde 9'luk bir maliyet artışı
olacağını söyleyebiliriz.
Türk çiftçisi öteden beri gübre gibi konuların maliyetlerinde hükümetleri
sorumlu tuttu. Bu çok doğru bir şey değil. Eskiden devlet bu konuda aktifmiş
ancak şu anda aktif değil. Serbest piyasada fiyatlarda nasıl oluşuyorsa
Türkiye'de de böyle oluyor. Dünyada, Avrupa'da ve Amerika'da oluşan yansımalar
daha yüksek.
Ben iki hafta önce Fransa'ya gittim. Gübre fiyat artışının maliyetleri çiftçiye
daha yüksek yansıyor. Oradaki üretim ve lojistik maliyetleri yüksek olduğu için
onlar daha pahalıya mal ediyorlar gübreyi.

- Fiyatların birbirinden etkilendiğini söylediniz. Türk çiftçisi nasıl daha ucuz
gübre kullanıyor, açıklar mısınız?
- Onlar da Rusya ve Ukrayna'dan alıyorlar bizde o ülkelerden alıyoruz. Buna
karşın lojistik imkanları Türkiye'de daha ucuz. Ve biz maliyet artışlarımızı çok
fazla yansıtmamaya çalışıyoruz, çiftçimize. Tonunda 50 dolarlık bir fark var. Bu
da yaklaşık yüzde 10'a denk geliyor. Tabii başka önemli bir konuda hammadde
girdilerinin pahalı olması önemli değil. Önemli
olan ürünün değerlenmesi. Gübre fiyatlarını artması ürünlerin değerlenmesiyle
doğrudan bağlantılı. Satışın planlanması ve pazarlanması önemli.
Esas önemli olan maliyetleri karşılayacak satış fiyatlarının oluşması. Bunu
sağlamanın yolu da bilinçlenmek ve dünyaya açık olmakla ilgili. Çok değişik bir
dönüşüm yaşıyor şu anda Türkiye. Geleneksel tarım anlayışından, uluslararası
modem çağdaş tarım anlayışına doğru bir yönelme var. Geleneksel tarımda ölçekler
düşük. Geçmişteki çiftçilerimiz hükümetler tarafından kolaycılığa hazırlanmış.
Ürünlere yüksek fiyatlar verilmiş. Nasıl ürettiğine ve kalitesine bakılmamış.
Bir üç, bire beş verilerek çiftçi kolaycılığa alıştırılmış. Bu yanlış bir yöntem
ürünü değerlendirme yöntemi gübre talebini direk etkiliyor.

- Ürün nasıl değerlendirilmeli?
- Türk tarımının şu anki hali geçmişteki yanlış politikaların bir sonucu. Ama
bunlar çeşitli yasalarla giderilmeye başlandı. Şu anda örneğin, biz çiftçiye
diyoruz ki 'Toprağını analiz ettirmeden gübre kullanma'.
Biz nasıl hasta olduğumuzda doktora gidiyorsak, çiftçinin de ziraat mühendisine
gitmesi lazım. Bunun sonucunda doğru bir harcama yapsın ve doğru bir sonuç elde
etsin istiyoruz. Fazla gübre toprağı yakar, az gübre işe yaramaz. Arazilerin
birleştirilmesi,ürüne yönelik teşvikler gibi desteklemeler çıktı. Toprak analizi
yaptınrsanız teşviğin yüzde 30 fazlası veriliyor. Artık bunlar bilinçlendirmenin
ve yönlendirmenin getirdiği şeyler.
Bence Türk tarımı iyiye gidiyor. İş adamları ve sanayiciler tarıma yatırım
yapmaya başladılar. Artık köylü çiftçi, çiftçi köylü ikilemi kalktı. Çiftçilik
bir meslek oluyor. Her çiftçi köylü, her köylü çiftçiydi. Artık bu da değişiyor.
Bizde daha doğru gübre satışı yapacağız. Biliyorsunuz, Türkiye dünya gübre
ortalamasının altında yıllık kullanım 5.4 milyon ton. Türkiye'de bunun 8 milyon
ton civarında olması gerektiğini söylüyor uzmanlar. Zaman içerisinde 8 milyon
tona doğru yükselecek gübre tüketimi. Ve kaynak israfı olmamış olacak.

- Gübrede yıllık ne kadar kaynak israfı olduğunu tahmin ediyorsunuz?
- Bilinçsizliğin getirdiği bir durum bu. Analiz yapılmalı ve hangi ürün için ne
kadar gübre kullanılması gerektiğini bilmeli çiftçi. Arpa için ayrı, buğday için
ayrı gübreleme gerekiyor. Gübrelemede zaman ve şekil de çok önemli. Biliyorsunuz
bizde hasattan sonra tarlada kalanlar yakılıyor. Bu esnada siz aslında doğayı
yakıyorsunuz. Oradaki canlıyı yakıyorsunuz.
Fransa'da organik yapı yüzde 5. Bunun sebebi onlar yakmıyor, olanı tarlada
bırakıyorlar. Türkiye'de hayvansal gübre kullanımı da artmaya başladı. Ancak
Türkiye'de ya hep ya hiç mantığı var. Toprağa ve doğaya dengeli yaklaşıldığı
zaman oda biz dengeli cevap verecektir. Tabi bunun için Türk çiftçisinin
topraktan kazandığını toprağa yatırması gerekiyor.
Kaynak israfı konusunda net bir rakam yok ama örnekler çok. Toprağını suyu
geliştirecek yatırımlar yapılmıyor mesela. Bizim ülkemizde çok sulamada ve çok
gübre kullanımında toprak ölüyor. En azında çiftçi bunları tespit etti.
Biliyorsunuz yıkılanı yapmak daha zordur. Maliyeti daha yüksektir.

- Türkiye bir çok ülkeye göre ucuz gübre kullansa da, maliyetleri son artışla
birlikte yüzde 5 arttı ve daha da artacak. Gübrenin maliyetini düşürmenin bir
yolu yok mu?
- Bunun tek yolu hammaddenin bol olduğu yerlerde yatırım yapmak. Bizim şirket
olarak böyle bir teklifimiz vardı. Ancak sektörden beklediğimiz desteği
alamadık. Rusya, İran, Suriye, Fas ve Tunus hammadde anlamında zengin ülkeler.
Fakat İran ve Suriye bu ülkeler içinde en çok Öne çıkanları. İran'ın söyle bir
gerçeği var ki, doğalgaz rezervleri bakımında dünya ikincisi. Ve İran'da bu
yönde yatırım yok. İran da ve Suriye de bakir ülkeler. Bu bölgelerde Türk gübre
firmaları mutlaka yatırım yapmalı. Fizibilite çalışmasıyla hangi ülkenin daha
karlı olacağı görülebilir.

- Gübre firmaları 'biz ticaretimizi yapıyor, paramızı kazanıyoruz, yarında
kazanacağımızı biliyoruz' diye düşünmemeli. Bunun bir sorumluluk olarak görmeli
diye düşünüyorum.
- Gübre fiyatları aşırı talep karşısında arttı. Artamaya da devam edecek.
Türkiye'nin gübrede üretim yaptığı alanları düşünürsek, çok sınırlı olduğunu
görürüz. Yani er ya da geç fiyatlar bizim ülkemizde de dünya ülkeleri kadar
yüksek hissedilecek. Üretimi dolayısıyla yatırımı artırmamız lazım.

- Uluslararası piyasalarda baskının daha da artacağını mı öngörüyorsunuz?
- Baskı daha da artacak, bu kesin. Korkuyoruz gerçekten. Dünyada tarıma ilgi
artıyor. Ayrıca tarımsal ürünler alternatif enerji olarak değerlendirilmeye
başlandı. Tarım gerçek kullanım alanının yanında bir de enerji alternatifi
olarak görülmeye başlandı. Böyle olunca tarım artacak, gübre tüketimi artacak,
dolayısıyla fiyatlar da artacak. Dünyada gübre fiyatlarının oluşumu arz talep
dengesiyle bağlantılı. Türkiye'nin ülke olarak global bir oyuncu olması
gerekiyor. Çünkü gelecekteki durumun ne olacağını tam olarak kestiremiyoruz.
Türk firmalarının da yerel bir satıcı olmaktansa global bir üretici olmayı
hedeflemesi gerekiyor. Bu sözler slogandan öteye gitmeli.

- 2007 ile ilgili beklentileriniz neler?
- Fiyat artışının tüketimi azaltacağı yolundaki söylemlere katılmıyorum. Genelde
böyle bir kanaat var. Daha öncede söylediğim gibi zaten tüketim ortalaması az. 8
milyon ton olması gerekirken 5.4 milyon ton. Tarımda hızlı bir dönüşüm söz
konusu. Tüketim geçen yıl yüzde 3 oranında arttı. En kötü ihtimalle böyle bir
büyüme ivmesinin devam edeceğini düşünüyorum.

Gübretaş sektörün denge unsuru
Türkiye'deki gübre kullanımının yüzde 60'ını azotlu gübrelerin oluşturduğunu
belirten Koca, "Türkiye gübre konusunda dışa bağımlı bir ülke. 2006 yılında
gübre tüketimimiz 5 milyon 367 bin ton, üretimimiz 3 milyon 133 bin ton, ithalat
2 milyon 660 bin ton, ihracatı ise 175 bin ton olarak gerçekleşti. Sektörde 5-6
firma pazarın büyük kısmına sahip. Gübretaş'ın pazar payı yüzde 25. Gübretaş'ın
sektörde bir denge unsuru olduğuna inanıyoruz. Firmanın yüzde 16'sı halka açık.
Yüzde 84'lük hissesi de Tarım Kredi Kooperatiflerine ait. Bu sorumlulukla
hareket ettiğimiz için, hem ortaklarımızın gelirlerini dengede tutmamız
gerekiyor hem de Türk çiftçisinin uluslararası rekabette desteklememiz
gerekiyor. Bu sorumluluk anlayışımız Türk çiftçisinin garantörlüğünü yapıyor"
diye konuştu.

Gübre Sektörünün karı yaklaşık yüzde 2
Gübre sektörü karlı bir sektör olmadığını anlatan Gübretaş Genel Müdürü Mehmet
Koca, sektörün ortalama karının yüzde 2 civarında olduğunu söyledi. Müşterileri
olan çiftçilerin alt gelir gurubuna dahil olduğunu belirten Koca, şunları
söyledi:
"Çok yüksek karlılıkla satış yapmak mümkün değil. Ayrıca yoğun bir rekabet
ortamı var. Sektörde liberal ekonomi hakim. Müşterinin alım gücü düşük, oyuncu
çok, pazar payı kapmak çok az. Bu nedenle karlılığımız çok az. Buna karşın
sektörümüzde kayıt dışılik yok denecek kadar az. Kayıt dışılıktan ziyade gübre
dışı malzemelerin satış söz konusu oluyor. Her sektörde olduğu gibi bizim
sektörde de etik kurallara uymayanlar var. Gerçek gübre olmayan ürünleri,
tanınmış firmaların isimlerini kullanarak satıyorlar. Satış rakamları yüksek
değil ama çiftçinin umudunu kırıyorlar."

temelanaliz
01-06-2007, 19:51
gubre fab uctu,bagfs yarisi kadar egegubre liman isine girdigi icin sektorden koptumuki hala yerinde:)

AUDİ+
15-01-2008, 14:51
hakkatende altın çagını yaşıyor sektör..............

BULL MARKET
21-03-2008, 00:36
Uçtu uçtu gübreler uçtu:), yav ben demiştim demek istemiyorum yanlış anlamayın:he:, herkese bol kazançlar:super:

_Yuxel_
18-05-2008, 13:02
Bizim gübre fabrikaları yukarı gidiyor, daha epey yukarı doğru yolu var diyorum, bencede borsada yatırım yaparken ihmal edilmemesi gereken bir sektör gübre sektörü, son gelişmeler dahada etki yapacaktır diye düşünüyorum, gübresiz tarım yapılamaz durumda, kullanımınında artmasındaki en büyük sebep, üretici ürün fiyatlarının artmamasından dolayı ürünü daha bol almak için kaliteli ve genleri oynanmış tohum kullanmaya ağırlık vermeye başlamıştır, bol ürün almak içinde gübresini eksiksiz atmak zorundadır, bu durum gübreye olan talebide önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edecek ve canlı tutacaktır diyorum, saygılar.

katılıyorum :super:

_Yuxel_
18-05-2008, 13:04
gubre fab uctu,bagfs yarisi kadar egegubre liman isine girdigi icin sektorden koptumuki hala yerinde:)

Hayır ege gübre alımına devam edilmeli bence ...

***EGGUB***RAYMOND JAMES, EGE GÜBRE İÇİN 'AL' TAVSİYESİNİ SÜRDÜRDÜ

***EGGUB***RAYMOND JAMES, EGE GÜBRE İÇİN 'AL' TAVSİYESİNİ SÜRDÜRDÜ


YATIRIM KURULUŞU RAYMOND JAMES, EGE GÜBRE İÇİN 'AL'
TAVSİYESİNİ SÜRDÜRDÜĞÜNÜ BİLDİRDİ. KURULUŞTAN YAPILAN
AÇIKLAMADA KARARA GEREKÇE OLARAK 'ÇEKİCİ' 1. ÇEYREK
KAR TABLOLARI GÖSTERİLDİ.
KONUYA İLİŞKİN OLARAK HAZIRLANAN RAPORDA İLK ÇEYREK
EBITDA KARININ KURULUŞUN YIL SONU BEKLENTİSİ OLAN %13'E
ORANLA DAHA İYİ OLDUĞU VE % 18 OLARAK GERÇEKLEŞTİĞİNE
DİKKAT ÇEKİLDİ. BUNUNLA BİRLİKTE SATIŞLARIN TAHMİNLERDEN
DÜŞÜK KALDIĞI KAYDEDİLDİ.
RAPORDA ŞİRKET İÇİN FİYAT HEDEFİNİN 101 YTL OLDUĞU VE
YUKARI YÖNLÜ POTANSİYELİN % 68 DOLARLARINDA OLDUĞU
BELİRTİLDİ.

*******

BURADA YER ALAN YATIRIM BİLGİ, YORUM VE TAVSİYELER YATIRIM
DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR. YATIRIM DANIŞMANLIĞI HİZMETİ,
ARACI KURUMLAR, PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ, MEVDUAT KABUL ETMEYEN
BANKALAR İLE MÜŞTERİ ARASINDA İMZALANACAK YATIRIM DANIŞMANLIĞI
SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE SUNULMAKTADIR. BURADA YER ALAN YORUM VE
TAVSİYELER, YORUM VE TAVSİYEDE BULUNANLARIN KİŞİSEL GÖRÜŞLERİNE
DAYANMAKTADIR. BU GÖRÜŞLER MALİ DURUMUNUZ İLE RİSK GETİRİ
TERCİHLERİNİZE UYGUN OLMAYABİLİR. BU NEDENLE, SADECE BURADA YER
ALAN BİLGİLERE DAYANILARAK YATIRIM KARARI VERİLMESİ BEKLENTİLERİNİZE
UYGUN SONUÇLAR DOĞURMAYABİLİR.

BULL MARKET
29-08-2008, 14:57
Oğul Unakıtan`a bu kez gübre suçlaması


Önce mısır ithalatı, sonra tavuk, likit yumurta ve kremşanti ile ortaya çıkan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlunun adı yeni bir olaya daha karıştı. Abdullah Unakıtan, gübre hammaddesi ithalinde tekel oluşturup, gübre fiyatlarını yüzde 300 arttırmakla suçlanıyor.


Önce mısır ithalatı, sonra tavuk ve likit yumurta ile ortaya çıkan, babası hakkında TBMM`de üç kez gensoru önergesi verilmesine neden olan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlunun adı yeni bir olaya daha karıştı. Türkiye`de sadece Abdullah Unakıtan`ın şirketine gübre hammaddesi fosforik asit için ithalatçı belgesi verildiği ve bu sayede tekel oluşturularak, gübre fiyatlarının yüzde 300 artmasına neden olduğu öne sürüldü.


Ankara`da toplanan ve TBMM Başkanı Köksal Toptan`ın da katıldığı 7. Ulusal Tarım kongresinde konuşan Pankobirlik Genel Müdürü Mikdat Çakır, son bir yılda gübre fiyatlarında yüzde 300`e varan artışlar olduğuna dikkat çekti ve ``Nedeni nedir diye sorarsanız, Türkiye`de gübrenin hammaddesi olan fosforik asidi sadece bir kişi ithal edebiliyor da ondan`` dedi. Çakır dinleyiciler arasından ``Kim o`` biçiminde laf atılması üzerine isim vermedi ve sözlerine "Gübrede KDV yüzde 18. Barda, pavyonda ise yüzde 8, Makyaj malzemesinde de yüzde 18. Gübre ile makyaj malzemesi aynı" diye devam etti.


BAKANIN OĞLU


Çakır`ın ardından kürsüye gelen Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan da, gübre ve mazot fiyatlarındaki artıştan şikayet etti ve "Gübrenin ham maddesi olan fosforik asit ithalatını, bir bakanın oğlu yönlendiriyor" dedi. Tezcan, sorular üzerine bu kişinin daha önce de mısır ithal ettiğini belirterek Abdullah Unakıtan`ı işaret etti. Oğul Unakıtan`ın fosforik asit işine gireceğini ve bu konuda girişimlerde bulunduğunu ilk kez AKP Balıkesir eski milletvekili Turhan Çömez gündeme getirmişti. Çömez"Balıkesir`de oğul Unakıtan, üç fabrika kurdu. Hem de bu iktidara muhalif bir Belediye Başkanının bölgesinde. Bu nedenle o belediyeye, Maliye Bakanınca 50 milyar yardım yapıldı. Ben o zamanlar mahrumiyet bölgesi Sındırgı Belediyesine Maliye`den para yardımı istedim. Beş kuruş göndermediler" demişti.


FABRİKA BANDIRMA`DA
Edinilen bilgiye göre Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlu Abdullah Unakıtan`a ait olan AB Gıda, 2005 yılında, Bandırma`da 2 milyon 544 bin YTL`lik yatırım için Hazine`den teşvik belgesi aldı. Bu belge ile Abdullah Unakıtan KDV istisnası ve gelir vergisinden muafiyet sağladı. Tesis yılda 60 bin ton fosforik asit işlemeye başladı. Böylelikle gübre piyasasında tekel oldu. Food Grade Fosforik Asit Tesisi Türkiye`de bir ilk oldu. Fosforik asit rafinasyonu ile gıdada kullanılabilir fosforik asit üretimine de geçti. Bu fabrikanın deterjan sanayinde kullanılan Sodyum tripolifosfat da üreteceği bildirildi. Fabrikaya karşı çıkan köylüler bölgede sık sık eylemler de yapıyor.

BULL MARKET
29-08-2008, 15:02
Tarımda üretim krizi yaşamaya yüz tutmuşuz, gübrelerde dönen oyundan para kazananlar gündeme gelmezken, sürekli gıda fiyatları artıyor yaygarasından başka bişey yapılmaz olmuş, gübrenin esas kullanıcısına temini durduysa, fiyatlarada bir yılda %300 lere varan zamlar varsa, bu memleket bitmiş demektir, yetkililerden ses seda yok, demekki ne memleketmiş, bu gübre fabrikaları bagfaş ından tutunda egegübreye, igsaş a kadar hepsi didik didik kontrol edilmeli, maliye bakanı bunu yapmayacak anlaşılan, tez elden başbakanlığa bağlı birimler hareket geçmelidir diyorum, bu ne biçim iş, ye ye bitiremediler şu memleketi, yazıklar olsun, bizde gübre altın çağını yaşıyor diyorduk, meğerse vuguncular cirit atıyormuş.

akcay
29-08-2008, 16:38
Oğul Unakıtan`a bu kez gübre suçlaması


Önce mısır ithalatı, sonra tavuk, likit yumurta ve kremşanti ile ortaya çıkan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlunun adı yeni bir olaya daha karıştı. Abdullah Unakıtan, gübre hammaddesi ithalinde tekel oluşturup, gübre fiyatlarını yüzde 300 arttırmakla suçlanıyor.


Önce mısır ithalatı, sonra tavuk ve likit yumurta ile ortaya çıkan, babası hakkında TBMM`de üç kez gensoru önergesi verilmesine neden olan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlunun adı yeni bir olaya daha karıştı. Türkiye`de sadece Abdullah Unakıtan`ın şirketine gübre hammaddesi fosforik asit için ithalatçı belgesi verildiği ve bu sayede tekel oluşturularak, gübre fiyatlarının yüzde 300 artmasına neden olduğu öne sürüldü.


Ankara`da toplanan ve TBMM Başkanı Köksal Toptan`ın da katıldığı 7. Ulusal Tarım kongresinde konuşan Pankobirlik Genel Müdürü Mikdat Çakır, son bir yılda gübre fiyatlarında yüzde 300`e varan artışlar olduğuna dikkat çekti ve ``Nedeni nedir diye sorarsanız, Türkiye`de gübrenin hammaddesi olan fosforik asidi sadece bir kişi ithal edebiliyor da ondan`` dedi. Çakır dinleyiciler arasından ``Kim o`` biçiminde laf atılması üzerine isim vermedi ve sözlerine "Gübrede KDV yüzde 18. Barda, pavyonda ise yüzde 8, Makyaj malzemesinde de yüzde 18. Gübre ile makyaj malzemesi aynı" diye devam etti.


BAKANIN OĞLU


Çakır`ın ardından kürsüye gelen Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan da, gübre ve mazot fiyatlarındaki artıştan şikayet etti ve "Gübrenin ham maddesi olan fosforik asit ithalatını, bir bakanın oğlu yönlendiriyor" dedi. Tezcan, sorular üzerine bu kişinin daha önce de mısır ithal ettiğini belirterek Abdullah Unakıtan`ı işaret etti. Oğul Unakıtan`ın fosforik asit işine gireceğini ve bu konuda girişimlerde bulunduğunu ilk kez AKP Balıkesir eski milletvekili Turhan Çömez gündeme getirmişti. Çömez"Balıkesir`de oğul Unakıtan, üç fabrika kurdu. Hem de bu iktidara muhalif bir Belediye Başkanının bölgesinde. Bu nedenle o belediyeye, Maliye Bakanınca 50 milyar yardım yapıldı. Ben o zamanlar mahrumiyet bölgesi Sındırgı Belediyesine Maliye`den para yardımı istedim. Beş kuruş göndermediler" demişti.


FABRİKA BANDIRMA`DA
Edinilen bilgiye göre Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlu Abdullah Unakıtan`a ait olan AB Gıda, 2005 yılında, Bandırma`da 2 milyon 544 bin YTL`lik yatırım için Hazine`den teşvik belgesi aldı. Bu belge ile Abdullah Unakıtan KDV istisnası ve gelir vergisinden muafiyet sağladı. Tesis yılda 60 bin ton fosforik asit işlemeye başladı. Böylelikle gübre piyasasında tekel oldu. Food Grade Fosforik Asit Tesisi Türkiye`de bir ilk oldu. Fosforik asit rafinasyonu ile gıdada kullanılabilir fosforik asit üretimine de geçti. Bu fabrikanın deterjan sanayinde kullanılan Sodyum tripolifosfat da üreteceği bildirildi. Fabrikaya karşı çıkan köylüler bölgede sık sık eylemler de yapıyor.

deli sacması baska bisey degil gubre bir emtia'dır.Emtia fiyatı türkiyede degil dünya tarafından belirlenir.Sen dünyadan bagımsız %300 zam yapacaksın ve o uluslararası piyasadan sana yıllık bilmem kac milyon dolar siparis gelecek.Adam salakmı gelip türkiyeden gübre alsın.Türkiyede %300 pahalıysa gider baska yerden alır.Böyle bilip bilmeden yazanlara sinir oluyorum.Dünyanın en büyük gübre üreticisinin grafigi asagıda onudamı unakıtan yukseltiyor.

BULL MARKET
29-08-2008, 18:26
deli sacması baska bisey degil gubre bir emtia'dır.Emtia fiyatı türkiyede degil dünya tarafından belirlenir.Sen dünyadan bagımsız %300 zam yapacaksın ve o uluslararası piyasadan sana yıllık bilmem kac milyon dolar siparis gelecek.Adam salakmı gelip türkiyeden gübre alsın.Türkiyede %300 pahalıysa gider baska yerden alır.Böyle bilip bilmeden yazanlara sinir oluyorum.Dünyanın en büyük gübre üreticisinin grafigi asagıda onudamı unakıtan yukseltiyor.

Sen kafayı peynir ekmekle mi yedin arkadaşım, ilk önce yazarken hitabetine bak, birine karşı yazı yazarken yada alıntı yaptıysan saygılı ol, çamur atar cins yazılarla nereye varmak istiyorsun?

Uluslararası piyasaya mal verecek olan kim? oğul unakıtanın kurduğu şirketmi? gülerim ben buna, adam Türkiyedeki gübre ihtiyacına karşılık gelen hammadeyi tek ithal izni alan şahıs deniyor haberde, kafan basmadı heral, Ülkede gübre ihtiyacı var, hatırı sayılır bir Tarım ülkesiyiz ve yine hatırı sayılır miktarda gübre kullanımı mevcut, bunuda büyük oranda gübre fabrikalarının ürettiği ile karşılıyoruz, fakat bunu üretebilmek içinde hammadeyi dışardan getirmek gerek, işte bu hammaddeyi ithal etme izini bir tek ona verilmiş şimdi anladımı kafan, fabrikasında üretim yapıp ihracat yapsın diye değil, zaten öyle bir maksadı olsa hammadde ithalatı izni verilmez ona, sen o bilip bildiklerinle yaşamaya devam et.

Üretici gübre kullanamaz hale geldi, fiyatlar aşırı şişik, izni oolan bunu kendine kullanayım derken Traım gibi bir alt sektör çok zor durumda kaldı, alt sektörün işlememesi demek ne demek sen onu bana anlatsana çok biliyorsan, Allahım sen yaratıyorsun bari bana musallat etme diye dua ediyorum hep ama bi günah işledim heral başıma gelene bakın.

alkazar
29-08-2008, 23:22
Sayin Akcay hakli. Turkiyede artan gubre fiyatlari Turkiyeye ozgu degil emtia fiyatlari ile ilgili. Yane artan gubre fiyatlari ile ilgili suclanacak insanlar varsa Turkiyeden kimseyi bulamazsiniz. Insanlar bilip bilmeden birilerini suclu ilan edebiliyorlar bu ozucu. Gubrenin ana maddesi potash fiyatlari son yillarda Cin ve Hindistandan gelen talep yuzunden inanilmaz derecede artti. En buyuk uretici Kanada son potash madenini 1979 yilinda acmis oldugundan arz talebi karsilayamaz oldu ve sonuc olarak Kanada da 2 sene once orta olcekli bir sirket olan Potash Corporation of Saskatchewan bugun 63 milyar dolar piyasa degeri ile Kanadanin en degerli sirketi haline geldi. Sirketle ilgili bilgi altta. Bizdeki bagfas ve gubre fabrikalarinin son iki senelik grafikleride ortada. Neden birilerini suclama geregi duyuluyor. Suclanacak biri varsa Cin ve Hindistan. Neden zenginlesiyorsunuz kardesim fakir kalinmi diyecez.

Potash Corporation of Saskatchewan

Potash Corporation of Saskatchewan

Type Public (TSX: POT, NYSE: POT)
Founded 1975
Headquarters Saskatoon, SK, Canada
Industry Materials
Products Potash
Website http://www.potashcorp.com/
The Potash Corporation of Saskatchewan Inc. (TSX: POT, NYSE: POT), today generally referred to as PotashCorp, is a Canadian corporation based in Saskatoon, Saskatchewan. The company is the world's largest potash producer and the second and third largest producer of nitrogen and phosphate, three primary crop nutrients used to produce fertilizer. [1]. At the end of 2007, the company controlled 22% of the world's potash production capacity, 2% of nitrogen production capacity and 6% of phosphate supply. [2]

History
The company was created by the government of Saskatchewan in 1975. In 1989 it became a publicly traded company and the government of Saskatchewan sold off its shares and today no longer owns any of the firm. It is by far the world's largest producer of potash, producing 23% of the world's supply. It also controls almost all of the world's unused supply, and has long deliberately held back production to keep potash prices high. It is also the world's largest fertilizer producer. It is the third largest phosphate producer and fourth largest nitrogen producer.

The Saskatchewan potash industry began in the 1950s and 1960s. The government saw it as a promising new field and granted large subsidies to the new projects, mainly by American companies. However, this led to overproduction and when a global potash glut began in the late 1960s the industry almost collapsed. The Liberal government of the province introduced an emergency plan setting up quotas and a price floor in 1969. This plan was popular among the companies, which could now charge monopoly prices. The NDP government that was elected in 1971 in Saskatchewan was dissatisfied with this plan as the huge profits went to the companies rather than the government, and it wasn't sustainable in the long term. In 1974 the government passed a new potash regulation scheme, that included a reserve tax. This plan was resisted by the potash producers, and its constitutionality was challenged. Thus in 1975 the provincial government established the Potash Corporation of Saskatchewan as a government crown corporation.

In November 1975 the province announced its intention to take part of the potash industry into public ownership. The government offered to negotiate with the producers, and many of them agreed to sell to the government. Over the next several years PCS bought mines around Saskatchewan, and eventually came to control 40% of domestic production. Public ownership drew the ire of the United States government, which criticised the provincial government for buying Americans' assets and creating a monopoly. In the 1980s the Commerce Department accused the corporation of dumping and imposed massive duties on all potash imports to the United States.

In the early 1980s the company struggled a lot, and lost money for several years accumulating a $800 million debt. In 1989 the Conservative government decided to privatize it by selling the company to private investors. During the 1990s PotashCorp expanded by buying up a number of American potash companies including Potash Company of America, Florida Favorite Fertilizer, Texasgulf, and Arcadian Corporation. Today it owns assets across Canada, the United States, and also in Brazil and the Middle East. By March 2008, due to rising potash prices it had become one of the most valuable companies in Canada by market capitalization, valued at almost C$63 billion.

akcay
30-08-2008, 09:08
Sayin Akcay hakli. Turkiyede artan gubre fiyatlari Turkiyeye ozgu degil emtia fiyatlari ile ilgili. Yane artan gubre fiyatlari ile ilgili suclanacak insanlar varsa Turkiyeden kimseyi bulamazsiniz. Insanlar bilip bilmeden birilerini suclu ilan edebiliyorlar bu ozucu. Gubrenin ana maddesi potash fiyatlari son yillarda Cin ve Hindistandan gelen talep yuzunden inanilmaz derecede artti. En buyuk uretici Kanada son potash madenini 1979 yilinda acmis oldugundan arz talebi karsilayamaz oldu ve sonuc olarak Kanada da 2 sene once orta olcekli bir sirket olan Potash Corporation of Saskatchewan bugun 63 milyar dolar piyasa degeri ile Kanadanin en degerli sirketi haline geldi. Sirketle ilgili bilgi altta. Bizdeki bagfas ve gubre fabrikalarinin son iki senelik grafikleride ortada. Neden birilerini suclama geregi duyuluyor. Suclanacak biri varsa Cin ve Hindistan. Neden zenginlesiyorsunuz kardesim fakir kalinmi diyecez.

Potash Corporation of Saskatchewan

Potash Corporation of Saskatchewan

Type Public (TSX: POT, NYSE: POT)
Founded 1975
Headquarters Saskatoon, SK, Canada
Industry Materials
Products Potash
Website http://www.potashcorp.com/
The Potash Corporation of Saskatchewan Inc. (TSX: POT, NYSE: POT), today generally referred to as PotashCorp, is a Canadian corporation based in Saskatoon, Saskatchewan. The company is the world's largest potash producer and the second and third largest producer of nitrogen and phosphate, three primary crop nutrients used to produce fertilizer. [1]. At the end of 2007, the company controlled 22% of the world's potash production capacity, 2% of nitrogen production capacity and 6% of phosphate supply. [2]

History
The company was created by the government of Saskatchewan in 1975. In 1989 it became a publicly traded company and the government of Saskatchewan sold off its shares and today no longer owns any of the firm. It is by far the world's largest producer of potash, producing 23% of the world's supply. It also controls almost all of the world's unused supply, and has long deliberately held back production to keep potash prices high. It is also the world's largest fertilizer producer. It is the third largest phosphate producer and fourth largest nitrogen producer.

The Saskatchewan potash industry began in the 1950s and 1960s. The government saw it as a promising new field and granted large subsidies to the new projects, mainly by American companies. However, this led to overproduction and when a global potash glut began in the late 1960s the industry almost collapsed. The Liberal government of the province introduced an emergency plan setting up quotas and a price floor in 1969. This plan was popular among the companies, which could now charge monopoly prices. The NDP government that was elected in 1971 in Saskatchewan was dissatisfied with this plan as the huge profits went to the companies rather than the government, and it wasn't sustainable in the long term. In 1974 the government passed a new potash regulation scheme, that included a reserve tax. This plan was resisted by the potash producers, and its constitutionality was challenged. Thus in 1975 the provincial government established the Potash Corporation of Saskatchewan as a government crown corporation.

In November 1975 the province announced its intention to take part of the potash industry into public ownership. The government offered to negotiate with the producers, and many of them agreed to sell to the government. Over the next several years PCS bought mines around Saskatchewan, and eventually came to control 40% of domestic production. Public ownership drew the ire of the United States government, which criticised the provincial government for buying Americans' assets and creating a monopoly. In the 1980s the Commerce Department accused the corporation of dumping and imposed massive duties on all potash imports to the United States.

In the early 1980s the company struggled a lot, and lost money for several years accumulating a $800 million debt. In 1989 the Conservative government decided to privatize it by selling the company to private investors. During the 1990s PotashCorp expanded by buying up a number of American potash companies including Potash Company of America, Florida Favorite Fertilizer, Texasgulf, and Arcadian Corporation. Today it owns assets across Canada, the United States, and also in Brazil and the Middle East. By March 2008, due to rising potash prices it had become one of the most valuable companies in Canada by market capitalization, valued at almost C$63 billion.

bunlar global bilgiler global düşünebilen insanlara bunları yazacaksın.Sadece gübre fiyatlarının ülke içinde %300 degerlendigini yazan birine ne diyebilirsin. Tüm dünyada %200-300 gübre fiyatları degerlenmisken Türkiye hala eski fiyatla satmaya devam etsin...
Yurt dışından 3 alsın Türkiyede 1 e satsın.Hemen suclu unakıtan oldu. Kendilerinide hic sevmem ama masa başında yazılan haberlerede sinir olurum.Bu yazıyı kim yazmış çok merak ediyorum aslında...

KILIPS
30-08-2008, 09:31
Sn. Akçay sizin ne yapmak isteğiniz pek belli değil. Perşembe günü gübrecilere satmaları için öğütler veriyordun. Şimdi de çıkmış gübrenin altın çağından bahsediyorsun. Satın dediğin gübrelerde cuma günü size susmanız için yetmemiş sanırım...

slck
31-08-2008, 01:37
Gübre fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 200'e varan oranlarda artmasında, kullanılan ham maddenin yüzde 90'a yakınının ithal edilmesi ve dünya genelinde petrole alternatif olarak bitkilerden yakıt üretiminde görülen artışın etkili olduğu bildirildi.Toros Gübre Tarım Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İskender İşcener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kimyevi gübrelerde kullanılan amonyak, sülfürik asit, fosforik asit, üre ve amonyum sülfat gibi ham maddelerin yurt içinde yeterli üretiminin olmaması nedeniyle ihtiyacın büyük bölümünün yurt dışından karşılanmasının fiyatlara olumsuz yansıdığını belirtti.Ham madde ithalatının yanı sıra dünya genelinde artış gösteren bitkisel yakıt kullanımının da fiyatları etkilediğini kaydeden İşcener, şu bilgileri verdi:''Yüksek maliyetli ham madde ithalatı fiyatı yükseltiyor. Ayrıca ABD, Çin, Hindistan, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde fazla gübre tüketimi de fiyatları etkiliyor. Bunun da en temel sebebi bu ülkelerde başta mısır olmak üzere tarımsal ürünlerden elde edilen yakıtların kullanımının artması. Buna bağlı olarak bitkisel üretim ve gübre tüketimi artış gösteriyor. Ayrıca yine Çin ve Hindistan gibi yıllık yüzde 8 civarında ekonomik büyüme kaydeden nüfusu çok kalabalık ülkelerde gıda tüketimleri de artış gösteriyor. Bunun sonucunda üretim ve kimyevi gübrelere olan talep yükseliyor. Talebin artmasına rağmen yeterli gübrenin piyasaya sunulmaması nedeniyle fiyatlar rekor seviyelere ulaşıyor.''

-TOPRAĞIN ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÜBRE KULLANILMALI-
Gübre fiyatlarında oluşan artışı çiftçilere mümkün olduğunca yansıtmamaya çalıştıklarını ifade eden İşcener, çiftçilerle aynı gemide yer aldıklarını ve onlara gelecek zararın sektörü olumsuz etkileyeceğinin bilincinde olduklarının altını çizdi.Fiyat kadar önemli olan diğer bir konunun ise üretilerek veya ithal edilerek piyasaya sunulan gübrelerin standartlara uygunluğu ve çiftçilerin eğitimi olduğunu vurgulayan İşcener, ''artan maliyetler karşısında gideri daha da azaltabilmek için kaliteli ve doğru gübrenin kullanması önemli bir konu. Bunun için gübre ithalatında denetimler iyi yapılmalı, çiftçilerimiz ürün ve topraklarının özelliklerini iyi tanımalı. Tarlanın özelliklerine en uygun gübre kullanılması için çiftlerimizin eğitim eksikliği giderilmeli'' dedi.

BULL MARKET
31-08-2008, 23:45
Bagfaş genel müdürü ağustos ayı fiyatıları açıklarken eynen şunu dedi.

2006 yılında fabrikamız DAP gübresi tonu 250 dolara satışı yapılırken, 2008 Ağustos satış fiyatı 1150 dolardır.

Şimdi buna göre bakıyoruz, DAP (Di Amonyum Phosphate) gübresi dediğimiz gübrenin içinde bulunan fosrik asitin i dışarıdan getiriyorlar, bunun fiyatı arttı diyoruz, fakat bu güberinin içinde %46 oranında fosfor bulunmakta, %18 azot, üreticinin kullanabileceği granül hale getirlirken katılan diğer yüzdeyi toprak kalker falandamı %300 arttı kardeşim, sadece içinde %46 oranında bulunan ana maddenin maliyeti dışarıda artmış.

Şimdi bagfaş 2006 yılı ton başına satışı 250 dolarmış, YTL bazında o günkü kurlarla 330-340 YTL fabrika satışı, üreticilere ulaştıracak olan bayi satışı bayi kazancıyla 2006 yılında Türk lirası bazında satış fiyatı 450 YTL.

2008 yılı AĞUSTOS ayına geliyoruz, fabrika satışı 1150 dolar, 1150 x 1180 Cuma dolar / ytl paritesine göre = 1357 YTL oluyor, yuvarlak hesap 1360 dersek, sıkı durun

2008 yılı şu anda bayi satış fiyatı tonu 2000 YTL.

Borumu kardeşim

Haaa, son bir yılda bu rakam nasıl oldu

Aynı satışlar 2007 yılı için ton başına bayi satış fiyatı 650 YTL dir, sözkonusu %300 artış geçen yıla göredir çünkü bu yıl 2000 YTL dir.

Geçen yıl, içindeki fosforun %46 oranında bulunduğu gübrenin bayi satış fiyatı, fosforik asitin dünyadaki artışına paralel artsa bile fiyata etkisi ne kadar olmalı?

Demekki yapılan hesap karmaşasından bişeyler umuluyor.

Buna göre fosforik asit artışı yansıtılırsa, bu gübrenin şimdiki fabrika satış fiyatında bir anormallik var, bu anormalliğe bayilerin yüzdesel karmarjı eklendiğinde fiyat hepten anormal olmakta, benim hesaplarıma göre fiyat hiçde gerçekçi değil.

Bahsi geçen %300, geçen yıl bayi satışı olan 650 ytl nin bu yıl 2000 ytl ye ulaşmasıdır, fosforik asit hammadde olarak dünyada %500 den fazlamı arttıda içinde %46 oranında bulunan gübre %300 artsın, işçilikdemi %300 artı, bu gübrenin içinde taş kireç kalker yada herneyse, geri kalan herşeymi %300 arttı? kel alakadan başka bişey değil.

Şimdi bana kalırsa bunun sorumluları tek tek ele alınıp incelenmeli bulunmalı ve laf ebeliğine geçit verilmemelidir, ama bunu kim yapacak, Ziraat odaları başkanları ithalat iznini bize verin yarı fiyatına getirelim İrandan , Tunus da yada başka yerden diye bağırıyor, fakat bikaç fabrika kurup teşkilatı tamalayanlar Hükümet destrekli olarak biran evvel voleyi vurup maliyeti kurtarma çabasından başka bişey düşünmüyorlar diye duyuyorum.

Eğer öyle ise, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner diye bir lafımız var ya, işte o hesapların döneceği güne en fazla 1 bilemediniz 1,5 ay var.

Nedenmi, bunun üzerine gidilmesin, hatada diretilsin, şu anda zırnık satışı olmayan gübreyi 1,5 ay sonra kime satacak bu adamlar? dışarıdanda getirimeye izin verip rekabete açmıyorun piyasayı tekel kurulmasına çanak ttutuyorsunuz, ondan sonra üretici çiftçi bunu bu fiyata almayacak, alamazda, bayilerin kapısından fiyat sorup gidiyorlar.

Sonuç: Hasat zamanı üretim kaybı, sonrada ABD den uyduyla hesaplayıp gönderirler işte sizin bu yıl rekolteniz şu kadar milyon ton az olacak diye, aynen dedikleri çıkar ve oradaki üretim fazlasıda aynen buraya pazarlanır, pazar ekonomisi işte ne derseniz deyin.

Yanlız, fiyatların artışından satış umupda sektörü bu kadar dara sokanlarda 1,5 ay sonra gübre satışı yapamadıklarını görünce akılları başlarına gelir heralde, biz nerede hata yaptık diye, öyle piyasanın dengeleriyle fazladan oynarsan, keser döner sap döner, ama sonucunu tüm milli ekonomi çeker, ben asıl bunun önemine vurgu yapmak istiyorum.

Bu sadece bir gübrenin hikayesidir, gerisini siz düşünün, olayı saf saf %300 oranlarla kime kaktıracaklar bunlar, üretici maliyet hesabı yapmıyormu, kendine kazandırmayan fiyatlarla neden uğraşsın, kapıdan döner çıkar gider, kurulan fabrikalarımı sübvanse etsin? Bilmiyorum anlatabildimmi, saygılar.

BULL MARKET
01-09-2008, 17:39
Evet, kimse hesap yapmıyor heralde, bişeyler diyecek yokmu?

Hani hemen her yazıya bilgisiz diye zıplayanlar nerede?

Zamanın birinde makro ekonomi topiğinde saçmalayan biri vardı, lord genius muydu neydi, oda bilgiden falan dem vururdu, Türkiyenin en çok sömürülen, parası ve emeği çarpılan Tarım kesimi ona göre 2007 yılında Traktör içinde yüzecekti ve Traktör satışları 2007 yılında 70.000-80.000 olacak ve patlayacaktı, Türkiyenin gerçeklerini bilmeden yazdı çizdi ama benimle kendi kendine baklavasına iddiaya girip 2007 satışlarından ötürü baklavayı kaybetti:he:, o yıl satışlar 30000 de mi kaldı herneyse, sonuçta kendi kendine baklava kaybeden ve kendini çok bilgili sanan o kadar çok insan var ki, bazen hayretler içinde kalıyorum, o gün bugündür ses seda yok beyzadeden, forumda bile görünmüyor, topiği görünce bu tip olaylarımı hatırlarımda:yes: alırım anahtarını adamın, saygılar.

i hate mondays
01-09-2008, 23:18
Price of Fertlizers will fizzle out soon like all the other bloated commodities

BULL MARKET
02-09-2008, 13:29
Bizim commodity lerde bi şişme yok ama naber?

Geçen yıl biraz şişer gibi oldu, ekmeğe zam gelmeye başlayınca hemen apar topar fiyatlar aşağı çekilmek için elden ne geliyorsa yaygarası yapıldı, örneğin harman zamanı 750 bin ton buğdayı ülkeye soktular, mısır ithalatı çok yüksek oldu.

Bizim comoditylerde şişseydi o zaman ekmek vardı, ama şişmediyse girdilerde şişmemeli o kadar.

Ayrıca ekmek var yada yok, madem o kadar istikrarlıyız, neden bir türlü ET ve Süt tüketimimiz artmıyor? kişi başı Et ve Süt tüketimi artmıyor, Avrupa ülkelelerinin tükettiğinin üçte birini bile tüketemiyoruz,yani zenginleşemiyoruz, kişi başı milli gelir artıyor palavrası hikayedir, vatandaş kuru ekmekle karnını doyuruyor, oda olmasa aç kalacak nefesi kokacak, işte bunun davası var, saygılar.

BULL MARKET
02-09-2008, 13:35
Aç gezen insanların midesi boş olur, nefes kokar, topluma bakın, neredeyse sınıra yaklaşıldı, bari ekmekle boş mide doldurulsunda nefesleri kokmasın politikası yapılıyor, oysa ihtiyacı olan besinleri tüketemiyor, Et ve süt üretimi bile üreticiler baltalanarak engelleniyorki tüketilsin.

akcay
02-09-2008, 14:47
Sn. Akçay sizin ne yapmak isteğiniz pek belli değil. Perşembe günü gübrecilere satmaları için öğütler veriyordun. Şimdi de çıkmış gübrenin altın çağından bahsediyorsun. Satın dediğin gübrelerde cuma günü size susmanız için yetmemiş sanırım...

Evet öğütler veriyodum.Beni dinleyen kara gecti.Sen olayı sadece cuma gunu olarak goruyosan sen bu yolda devam et.Gübrenin altın cagından bahsettigim falan yok o tren coktan kactı.Ben dedigimde fiyat 140'daydı simdi 135'e geldi bagfas.Yarın dahada kotu olacak benden soylemesi...

BULL MARKET
02-09-2008, 17:37
Bu arada bagfaş 70 e düşerse alırım, 80 görünüyorda, 71 dese almam, illa 70 olacek:)

BULL MARKET
03-11-2008, 16:30
İki ay içinde çok güzel alım fırsatı veren gübrelere dalış uygundur, hatta bugün geç bile kalınmıştır, gübre sektörü kazançlı bir sektör, zarar etmesine müsade edilmiyor nedense:)

Bu sebepten, bagfaş yukarda bahsettiğim seviyeleri görmüş bir hisse olarak favorimdir, aynıu şekilde gübrf da portföyde yerini almalı, saygılar.

44ekici
27-08-2009, 13:30
Bu arada bagfaş 70 e düşerse alırım, 80 görünüyorda, 71 dese almam, illa 70 olacek:)

:cool::cool: