PDA

View Full Version : Orman Yangınları



ASB
08-07-2007, 00:09
Özellikle yaz aylarında ortaya çıkan orman yangınları içimizi yakmaktadır.

-Nasıl yanmasın ki?

-Bir yanda senelerce süren büyüme süreci, insanlığa, hiçbir yarar sağlamadan sona erer.

-Bizler gibi yaşama hakkı olan binlerce canlı yitip gider.

-Küresel ısınmayı azaltan biricik ortam tam tersi etki yapar.

-Ülkemizin erezyon ve çöllenme tehlikesi artar.

-Bu ormanlardan geçimini sağlıyan insanlar zarar görür.
...

Bu konuda başta siyasetçilerimiz olmak üzere herkese görevler düşmektedir.

Herbir orman yangınının çıkış nedeni farklıdır. Bu nedenler tespit edilip buna uygun tedbirler mutlaka alınmalıdır.

Bir çeşit orman yangını ve buna bağlı öneriler

Bilindiği gibi şehirler arası elektrik ulaşımı uygun direkler kullanılarak havadan yapılmaktadır. Bu hava hatlarında kulanılan teller yaz aylarında aşağı doğru sarkarlar. Bu sarkan teller sıcağın ve rüzgârın etkisi ile aşağıdaki orman veya herhangibir yanıcı madde üzerine tıpkı bır yıldırım gibi akarak onun yanmasına neden olmaktadır. Ve bu da uygun ortamlarda bir orman yangınına neden olmaktadır.

Birkaç sene önce, bir yakınım, bana bölyle bir yangın çıkışına şahit olduğunu anlatmıştı.

Buradan hem vatandaşlara hemde devlet yetkililerine düşen görevler ortaya çıkmaktadır.

Devlete düşen görevler:

-Elektrik hatlarının güzergahı çok iyi tesbit edilmesinin sağlanması.
-Elektrik hat bakım ekiplerinin bu konu üzerinde dikkatli bir şekilde çalışmasının sağlanması.
-Bu konuda ilgili birimlerin ve vatandaşların uyarılması.
-Bu konuda eğitimler verilmesi.
.....

Vatandaşlara düşen görevler:

-Elektrik tellerinin altına veya yakınına ağaç veya uzun boylu bitkiler ekmemesi, elektrik akımına ve yangına neden olabilecek yapılar yapmaması,

-elektrik tellerine yaklaşan bitki,ağaç veya bir yapı görürlerse bunları da mutlaka ilgililere ulaştırması,
....

sezi
08-07-2007, 01:33
Bu orman yangınlarının çıkış nedeni kaza olamaz.On yerde birden kazara yangın başlamaz.Sorumluların ve sorunluların hatta ormanı yakan vatan hainlerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını dilerim.

ASB
09-07-2007, 12:38
Bu orman yangınlarının çıkış nedeni kaza olamaz.On yerde birden kazara yangın başlamaz.Sorumluların ve sorunluların hatta ormanı yakan vatan hainlerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını dilerim.

Bu görüşünüze tamamen katılıyorum.Üzülerek.:cry:

serkanonar
09-07-2007, 17:49
Yanan yerden geriye kocaman bir hiç kalıyor,eminim ki bunlar sabotaj ve yakanlarda pkk'lı,adamlar hainliği alışkanlık haline getirdi,mayınlardan sonra şimdi de ciğerlerimizi yakıyorlar.

hakanen
09-07-2007, 22:22
Bu yangınların yarısından çoğu Yunanlıların ,bizim turizmimizi baltalamak için yaptıkları sabotajlardan kaynaklanıyor..Tabii Yunanistan da ki yangınlarda ,bizim sabotajlarımızdan.Nereden bildiğimi sormayın..Ama emin olun!

balaban
09-07-2007, 23:53
Her kim yapıyorsa:grrr:

tent
11-07-2007, 00:23
emin çölaşan yazmıştı, kerküklü bir türkten söz etmişti, istihbaratçı olarak çalışan, onun anlattıklaır. orman yangınlarının yükseldiği bir dönemde bunun arkasında bir komşu ülkenin olduğunu saptıyorlar. bir süre sonra bu komşuda da yangınlar başlayınca, bizdeki yangınlar azalıyor...

Serenler
11-07-2007, 09:27
Orman Yangınları, Eğitim ve Toplumsal Bilinçlendirme
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Çukurova Üniversitesi. [email protected]

Türkiye yüzölçümünün yaklaşık %25'ini oluşturan alan ormanlar ile
örtülüdür. Ancak yıllardır temelinde insan kaynaklı sabotaj ve ihmaller
nedeniyle orman alanları önemli ölçüde tahrip edilmektedir. Türkiye
ormanları dünya ölçeğinde karşılaştırıldığı zaman halen önemli bir
potansiyele sahiptir, ancak artan endüstri talepleri ve rekreasyon alanı
ihtiyacı gibi nedenlerden dolayı yeniden yapılanmayı ve planlamayı
gerektirmektedir. Ayrıca, Türkiye ormanlarının yapısal bozuklukları da
bulunmaktadır. Ancak bunlar kendi içinde zamanla planlı çalışma ile
çözülecek niteliktedir.

Ülkemizin Yangın İstatistiği
Türkiye'de orman yangını istatistikleri orman kanununun kabul edildiği 1937
yılında başlıyor ve günümüze kadar yaklaşık 80 bin orman yangınında 2
milyon hektara yakın orman alanı yanmıştır. İstatistiklere göre orman
yangınların çıkış nedenleri:
Doğal nedenler % 6, İnsanlardan kaynaklananlar % 94. İnsan kaynaklı
yangınların büyük kısmı kasıt, ihmal, dikkatsizlik ve kazalardan
kaynaklanıyor. Ancak, her üç yangından birinin nedeni de tam olarak
bilinemiyor. Ormancıların genel görüşü "Türkiye'de orman yangınlarının
yüzde 42'si ihmal ve dikkatsizlikten çıkıyor, en dikkatsizler ise çoban
ateşi yakanlar."Yangın istatistikleri incelendiğinde Akdeniz ülkeleri
içinde yine de en az yangın çıkan ülkenin ve birim yangın başına yanan
alanı yönünden Türkiye çok da fena sayılmaz.

Yanan Orman Değil, Açılan 2B Yasası İçin Arsa
Yangın ile ilgili olarak basına yansıyan görüntüler ve orman yangını
resimleri, yetkililerin helikopterle inişi ve binişi gösterildi.
Yetkililerce yangının nedeni araştırılıyor, sabotaj ihtimali üzerinde
duruluyor. Çevre ve Orman Bakanı, yangınlar şüpheli diyor. Ülkemizin arsa
rantının en yüksek olduğu Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan her şiddetli
rüzgârda ilçede orman yangının çıkmasının tesadüf olmadığını söyledi.
Ülkemizdeki en büyük orman yangınları genelde Ege ve Akdeniz bölgelerinde
yaşanıyor. Yanan alan genişliğine göre, Muğla, Antalya, Çanakkale ve İzmir
en tehlikeli bölgeler arasında bulunuyor. Akdeniz havzası Ege'ye göre daha
az yangına maruz kalmaktadır.
İnsandan kaynaklanan ağırlıklı yangınların önlenmesi için ciddi eğitim ve
bilinçlendirme faaliyetlerine gereksinim bulunmaktadır. Çoğumuzun da her
gün sokakta, trafikte tanık olduğumuz sorumsuz sigara içicilerinin
sigarasının son izmaritini şuursuzca parmak ucu ile sağa sola fırlattığını
biliriz. Bu şuursuzluk davranışı kim bilir bugüne kadar ne değerlere mal
oldu.
Tabii şeytanın avukatlığını yaparak bazı akla gelen soruları soralım:
Ülkemizde orman yangınları nerelerde daha çok çıkıyor?
Orman yangınından sonra neler yapılıyor? Yeniden ağaçlandırma yapılıyor mu?
Söz konusu yanan alanlara arsa ve tarla açmak için talip olan oluyor mu?
Talip olanlardan kaçı soruşturuldu.? Arkasında rant çeteleri var mı?
Tabii bu tür soruları daha da artırabiliriz. Ancak sorulması gereken asıl
soru, bu yangınların çıktığı yerler genelde deniz kıyıları ve turizme uygun
nitelikteki alanlardır. Sabotaj ihtimali her zaman vardır. Ancak geçmişle
kıyaslandığında insan kaynaklı yangınların arttığı görülmektedir. Tarihte
bildiğimiz kadarıyla doğal nedenlerden kaynaklanan büyük orman yangınları
vardır, ancak son yıllarda insandan kaynaklanan çok sık yangınların olduğu
görülüyor. Genelde insanın bilinçli çıkardığı yangınlardan sonra açılan
alanlar 2B yasasına konu edildiği gibi orman niteliğini kaybettiği için
imara açılması istenmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar, her ne kadar yasa gereği yanan alanların
ağaçlandırılması söz konusu ise de genelde bu alanların niteliğini
kaybettiği ileri sürülerek 2B yasası ile imara açılması önerilmektedir.
Bugüne kadar yapılan ve yapılmaya çalışılan bu tür uygulamalar ile çok
fazla miktarda yerleşim yeri ve tarlanın açıldığı bilinmektedir.
Tabii yanan yerlerin yeniden ağaçlandırılması ve imara yer verilmesi gibi
konulara gelince yasal olarak evet, ancak fiiliyatta nasıl gidiyor
bilmiyorum. Ancak yakılan yerler mutlaka zaman kaybedilmeden
ağaçlandırılmalıdır.
Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı Fidanlıklarda yılda milyonlarca değişik
türde bitki yetiştirilmekte ve düzenli olarak ağaçlandırma alanlarına
aktarılmaktadır. Söz konusu niteliğini kaybetmiş, yakılmış ve çıplak
alanlara fidan dikiminde mutlaka kök mantarı (mikoriza) aşılamasının
yapılması gerekiyor. Aksi taktirde bitkiler kök mantarına mutlak gereksinim
duydukları için gelişmemektedirler. Bu şekilde yakılan alanlar 2B
niteliğine düşürülmeden mutlaka yeni dikimlerle ve kök mantarı uygulayarak
yeniden yeşil alan konumuna getirilmelidir.

Yangının Zararını Azaltmanın Yolu Toplumsal Bilinçlendirme
Yılda binlerle ifade edilen yangın çıkıyorsa bunun nedenleri
araştırılmalıdır. Her türlü mercek etkisi yapacak materyalin ormanda
bırakılmaması, piknik yapan vatandaşın uyarılması, çöplerin düzenli
toplatılması gibi bazı tedbirler alınabilir. Kırsalda vatandaş anız yakımı
gerçekleştiriyor. Doğal olarak orman yangını da oluyor. Bu konularda
bilinçlendirme ve caydırıcı yaptırımların geliştirilmesi gerekir.
Yangından az zararla çıkmanın yolu doğal olarak toplumsal bilinçlenmeden
geçmektedir. Bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının toplumun her kesiminde
başta ilk öğretim okulları olmak üzere ciddi bir bilinçlendirme
seferberliğini başlatması gerekir. Toplumda bu konuda bir bilinçlendirme ve
sorumluluk bilincinin sağlanması gerekir.
Bu konuda Yunanistan geçen hafta örnek bir davranış gösterdi. 2 Temmuz 2007
tarihinde Atina yakınlarındaki Ulusal Doğal parkta meydan gelen yangında
milli parktaki çok önemli canlı türü de yanarak yok oldu. Bu yangında
hükümetin ihmali olduğu gerekçesi ile binlerce doğal canlının (hayvan ve
bitki) yok olması nedeniyle halk Yunanistan parlamentosu önünde büyük bir
gösteri yaparak kaybolan doğanın ve oksijenin akciğerlerini geri
istediklerini belirtiler. Ayrıca yanan yerlerin yerleşime açılmamasını ve
imara müsaade edilmemesini istediler. Ülkemizde aynı anda bir çok yerde
başlayan yangınlarda ne kuşku duyan var ne de hesap soran birileri var.
Hesap soranlara da belki budala diyeceklerdir.
Aynı tarihlerde ülkemizin tatil cenneti, turizm cenneti Bodrum'da 8 Temmuz
2007 tarihinde çıkan yangın, 1100 hektarlık makilik ve ormanlık alanı yok
etti. "İzmir'in 4 ayrı yerinde, birbirine yakın saatlerdeki makilik ve
ormanlık alanlarda yangın çıktı". Bodrum'da ki yangında yaklaşık 200 bin
kızılçam ve 7 bin zeytin ağacı ile makilik alandaki bitki örtüsü kül oldu.
Daha öncede Ege bölgesinde on binlerce zeytin ağacı yanarak kül olmuştu.
Ülkemiz Orman potansiyeli ve yangın istatistiği yönünden halen iyi konumda
bulunmaktadır. İyi bir eğitim ve planlama ile daha da iyi bir konuma
gelebiliriz. Akdeniz'in zengin flora ve faunasının korunması,
geliştirilmesi, yangına karşı önlemlerin alınması bir ulusal sorun olarak
ele alınmalıdır. Özellikle insan kaynaklı yangınların önlenmesi için eğitim
yanında yasal süreçlerin doğru işletilmesi önem kazanmaktadır. Ayrıca yanan
yerlerin 2B yasası gibi kolay mülk edinme süreçlerine bırakmayacak şekilde
sıkı yasal düzenleme sağlanmalıdır.
Ayrıca her türlü orman alanlarının her ne surete olursa olsun madenciliğe,
imara ve özel malikhaneye açılımının yasaklanması gerekir. Ormanlarımızı ve
orman alanlarımızı koruyalım!

ASB
12-07-2007, 11:23
İşte ülkemizin ve insanlığın geleceğini karartan bir tablo:

Yalçın BAYER
[email protected]

Bodrum’da ormanlar niye yanıyor


ERKAN Ayral, sualtı teknolojileri üzerinde araştırmalar yapan bir doğa sevdalısı.

Toplam 2 denizaltı, 25 robot ve derin su video kamerası, sualtı intikal vasıtaları üretiyor. Bodrum’daki orman yangınından sonra kendisiyle orman ve imar rantı ilişkileri üzerinde konuştuk. "Bodrum’da ormanlar niye yanıyor?" ve "Türkiye ve Bodrum neden kaybediyor?" sorularına dönük çarpıcı bilgiler veriyor. Sit kararlarıyla ilgili uygulamaların, sonunda nasıl yap-satçılığa kurban edildiğini belirterek ’topuktan vurma’ ve ’rüşvet’ üzerine ilginç değerlendirmeler yapıyor. Sonra da "İnşaat sektörünün neden darboğaza girdiğini, yabancılara konut satışlarının neden durduğunun düşünmeliyiz" diyor.

Yangından önce 29 Haziran günü Kızılağaç Köyü’nde yaşadığı bir konuşmayı aktarıyor. Bu konuşmayı ve Bodrum’daki imar rantı üzerindeki gerçekleri, bakanlara, bürokratlara ve tanıştığı onlarca gazeteci dostuna e-postayla duyurmuş ama kimse de üzerinde durmamış.

Şimdi sözü Ayral’a bırakıyoruz:

"Vatandaşın ya da yabancının tarım, konut, fabrika, turistik tesis, işyeri vb. nedenlerden toprağa ihtiyacı vardır. Arar, maksadına uygun araziyi bulur. İlgili belediyeye gider, sorar: Bu arazi şu işe uygun mu? Sit gibi kısıtlayıcı bir durum var mı? Bu araziyi alırsam bana ruhsat verir misiniz?

Cevap olumludur.

KİBRİT 25 KURUŞ AVUKAT 5 MİLYAR

Vatandaş ya da yabancı tapuya da gider sorar: Bu arazi üzerinde ipotek, sit gibi kısıtlayıcı bir durum var mı? Cevap olumludur. Bir pürüz yoktur. Vatandaş ya da yabancı, TC devletine güvenmektedir. Çünkü her yerde ’Adalet mülkün temelidir’ diye yazmaktadır. Kendisi için hayati önemi olan bütün bir ömrünün birikimini, alın terini buraya yatırır. Amacına ulaşmak için mimarlara, mühendislere, haritacılara planlar yaptırır, paralar saçar. Sonunda bütün evrakıyla belediyeye gider ve ruhsat ister. Hayatının şokunu yaşar: "Bu arazi sit oldu. Çivi çakamazsın!" Serveti, emeği, planları, geleceği, umutları gasp edilmiştir. Kişi deliye döner. Avukatlar, 5 milyardan kapı açarlar, ayrıca haritacılar, mahkeme harçları da bir o kadar tutmaktadır. Mahkemenin 4-5 yıl süreceğini, sonucunun da garanti olmadığını öğrenir. Halbuki 1 kutu kibrit 0.25 YTL’dir. Yabancı yatırımcı ise bütün güvenini yitirip bir daha gelmemek üzere ülkesine döner. Orada da Türkiye’nin en kötü propagandasını yapar. İşte kaçan İngiliz yatırımcılar!

Köylü bir gün ölür. Mirası iki çocuğu arasında bölüşülür, 1-2 yıl sonra çocuklar kendilerine düşen aynı özellikte ikiye bölünmüş arazi üzerine birer ev yapmak isterler. Belediye başkanı, iki kardeşten birine ’Sen istediğini yaparsın ama sen en ufak bir şey yaparsan hapse girersin!’ der. Bir çocuk zengin olmuş, diğeri ise sefalete mahkûm edilmiştir.

Eline bir harita, bir de cetvel alıp cart diye 2863 sayılı kanunu çiğneyerek ve yetkilerini aşarak özel mülkiyetleri doğal sit ilan etmekle tabiatı korumuş görünen bu kişiler ve planlama yapan makamlar, insanları delirterek yangınlara neden olmaktadırlar.

Yangınların yüzde 90’ı hep doğal sit ilan edilmiş bölgelerde ve aynı anda 8-10 yerde birden başlar, aynen cinnet getirip sevdiği kadını 20 yerinden bıçaklayan insanların yaptığı gibi.

Yangına karşı köylüleri istediğiniz kadar eğitiniz; sonunda çoğunlukla da köyün cezai ehliyeti olmayan delisine yamanır bu suçlar.

BODRUM NASIL BETONLAŞTI

Peki nedir bu 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası?.. Bu yasanın daha ilk başında, tanımlar kısmında sit, ören yeri, doğal sit içinse fosil ya da Türkiye’de çok ender bulunan ya da hiç olmayan bitkilerin olması şartını getirmişken Koruma Kurulu, ilke kararı diye bir icat çıkarmış ve buna göre senin malını gasp ediyorum arkadaş diyebilmiştir. Dil Tarih Kurumu’nun sözlüğünde ilke, prensip demektir. Yani kanunda olmayan bir uydurmaca ile prensip olarak malını gasp ettim. Güç bende, gel yalvar yakar, nasıl edeceksen beni razı et (!) malını geri al, ya da paran, beş sene vaktin varsa, ömrün de vefa ederse mahkemeye git denmektedir.

Ama razı edebilirsen, örneğin Bodrum’da kaya mezarlarının üzerinde Sporkent, Cennet Köy gibi siteler, GİMA gibi bir süpermarket, Mars Mabedi’nin üzerine sanayi siteleri ve hastane kurulabilir. Yıllardır bakir duran bir tarım arazisi hiçbir araştırma çalışması yapılmadan aniden sit alanı olur. Paniğe kapılan sahibinin elinden bir başkası tarafından alındıktan sonra sit alanı uygulaması kalkar. Yeni el değiştirmiş araziler de birden sit olabilir ve sonradan bu uygulama kalkabilir.

AYHAN ŞAHENK ORMANI

Birkaç yıl önce Konacık’ta böyle bir yangın oldu ve doğal sit alanı ilan edilen zeytinlik alan bir gecede yandı. Daha sonra benzer bir yangınla Konacık’ta yanan bir bölge daha oldu. Bu bölge ağaçlandıktan sonra ’Ayhan Şahenk Ormanı’ olarak Orman Bakanı tarafından seremoniyle açıldı. Dere yatağı olan bu devlet arazisi, bölge yakınlarda orman özelliği kalmadı bahanesiyle özel kişilere satıldı, şu anda askıda bulunan 1/25.000 ölçekli planlarda şehir gelişme bölgesi olarak tescil edildi ve kurul için bu facia nedense (!) hiçbir şey ifade etmez. Maden-i has, derk-i temas, iltimas gene yürürlükte mi yoksa? Diğer yandan Muğla İdare Mahkemesi’nin esas no: 2001/2078 ve karar no: 2005/1356 ile bir turizm şirketinin tam 18 adet arazisi doğal sit alanından çıkarılmış, bütün mahkeme ve avukat masrafları idareden alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Bu vatansever kurul üyeleri sayesinde turizm yatırımları senelerce engellenmiştir.

KIZILAĞAÇ’TA YAŞANANLAR

29 Haziran günü (yangından bir hafta önce), Kızılağaç Köyü’nde, aralarında Zeki Özkeskin, Yaşar Anter’in de bulunduğu gazetecilerin yaptıkları röportajda köylüler, bu yangınların sebeplerini ve devam edeceğini, başka da çareleri olmadığını açıkça ifade ettiler. Ancak o zamandan beri magazin haberlerine geniş yerler ayırabilen medyanın hiçbir yerinde bu konu işlenmedi.

Sonuç... Eğer özel mülkiyetlerden bu tür kıvrak sit uygulamaları kaldırılmaz ise ve gerçek nedenli sit uygulamalarında ise mal sahibinin mağduriyeti acil olarak çözülmezse Muğla’da birkaç yıl içinde orman kalmayacağı anlaşılmaktadır. Çevre-Orman ve Kültür bakanlarına, mülki amirlere, belediye başkanlarına ve bütün ilgililere duyurulur."

Anlatılanlara itirazı olan var mı?

O fotoğrafı izleyin

BODRUM’da kül olan 1100 hektarlık alanın yayınladığınız fotoğrafına sahip çıkınız ve 6 ayda bir yayınlayarak üzerinde oynanacakların takipçisi olun. Bodrum’un yegáne alanlarından biri daha yok oldu, içindeki doğal örtüsüyle birlikte. Hepimiz biliyoruz, bu iş inşaat rantı peşinde koşan bürokratların da içinde bulunduğu mikrop güruhunun işi ve hepimiz göreceğiz bu alan yavaş yavaş betonlaşmaya başlayacak. Bu fotoğrafın takibi, süreç içerisinde işbaşındaki hükümetlerin de konuya bakışını; bu rantın destekçisi mi, yoksa mücadelecisi mi olacaklarını bize gösterecek.

Ziya DAL

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6875361.asp?yazarid=42&gid=61

H.YONCA
13-07-2007, 21:24
Her kim yapıyorsa:grrr:

aynen::::,ama ahmaklığımzın bu yangınlardaki payı bence çok fazla ( sn.serenler güzel istatistik vermiş)....
gece bilirsiniz ormanlık alanlarda gençler bira vss içmeyi çok severler kafa iyi olduğundada o şişeler birer birer kırılır ...kırılan şişeler ertesi günü açık ,güneşli bir yaz sıcağında mercek görevi görür ve çalı vesaire ortamda varsa tutuşmasına yol açabilir,bu sadece yangınların aptalca ,bilinçsizce çıkış sebeblerinden biri,,,,,
çok bilinçlenmemiz lazım ,hem birey hem toplum olarak...
saygılar.....

özgün
13-07-2007, 21:44
orman yangıları heryerde olur, olacaktırda. bunu engelleyemezsiniz.

önemli olan yangınla mücadele ve yanan bölgenin tekrar ağaçlandırılması bence.

gerekli önlemleri alırsanız, uçak filoları kurarsanız ve eğitimli personelinizde olursa mücadele kolaylaşır. yangınlar büyümeden söndürülür. yeni fidan dikimiylede eskiye dönüş kolaylaşır.

tabi bunun içinde siyasi irade lazım. sadece pazarlamayla uğraşmamak lazım.

ASB
15-07-2007, 23:18
orman yangıları heryerde olur, olacaktırda. bunu engelleyemezsiniz.

önemli olan yangınla mücadele ve yanan bölgenin tekrar ağaçlandırılması bence.

gerekli önlemleri alırsanız, uçak filoları kurarsanız ve eğitimli personelinizde olursa mücadele kolaylaşır. yangınlar büyümeden söndürülür. yeni fidan dikimiylede eskiye dönüş kolaylaşır.

tabi bunun içinde siyasi irade lazım. sadece pazarlamayla uğraşmamak lazım.

Sn özgün olay o kadar basit mi?...

-Bir fidan sizce ne kadar zamanda yetişir?...

-Bir fidanın ağaç haline getirmenin,yeteri kadar yağış almıyan bir bölgede maliyeti nedir? Bu konuda bir bilginiz var mı?...

-Ormandan (havanın temizlenmesi,insanların muhtelif ihtiyaçlarını karşılaması, toprakta suyun tutulması, erezyonun önlenmesi,...vb) şeklinde faydalanmaya çalışmak yerine,
onun yangınını söndürmeye,
insanların emek ve gözyaşlarını,
ülkemizin kıt kaynaklarını heba etmek,
sizin yüreğinizi sızlatmıyor mu?

...

Sizce hangisi daha akıllı bir davranıştır:
Yangınların çıkmasını önlemeye yoğunlaşmak mı?
Yoksa yangın çıktıktan sonra mücadele etmeye yoğunlaşmak mı?

Ayrıca bütün yapılması gereken işleri hükümetlerden beklemek,
bu konuda vatandaş olarak hiçbir katkıyı düşünmemek,
diğer sorunlarımız gibi,orman konusunun da çözümsüz bir hal almasına neden olmaz mı?

adnanfd
16-07-2007, 01:35
aynen::::,ama ahmaklığımzın bu yangınlardaki payı bence çok fazla ( sn.serenler güzel istatistik vermiş)....
gece bilirsiniz ormanlık alanlarda gençler bira vss içmeyi çok severler kafa iyi olduğundada o şişeler birer birer kırılır ...kırılan şişeler ertesi günü açık ,güneşli bir yaz sıcağında mercek görevi görür ve çalı vesaire ortamda varsa tutuşmasına yol açabilir,bu sadece yangınların aptalca ,bilinçsizce çıkış sebeblerinden biri,,,,,
çok bilinçlenmemiz lazım ,hem birey hem toplum olarak...
saygılar.....

bahsettiğiniz gençler arabalarında koltuğun üstüne güneş gözlüklerini koymazlar.aman güneş gözlüğü mercek görevi görüp arabayı yakmasın derler.yani her bir oku bilirler.ama dediğiniz gibi ormanlık alanda bira şişesinide kırarlar.arabaları onlar için ormandan daha kıymetlidir.

ASB
17-07-2007, 07:01
Aslında nedenler hükümetlerce biliniyor. Ama tedbir alınmıyor.

....

KİM YAKIYOR

Buradaki soru şu.

Madem ki, yangın rüzgarın hızlı eseceği saatlere denk geliyor, o zaman yangını kim çıkartıyor? Bakan Pepe’nin tanımıyla, kötü niyetli kişiler kimler?

1- Yangın sonrasında, o bölgenin imara açılma rüyasını gören rantçılar.

2- Ormanı tarla olarak kullanma rüyasına yatanlar.

3- Bazı yasa dışı örgütler.

....
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6904800.asp?yazarid=91&gid=61

H.YONCA
17-07-2007, 12:42
bahsettiğiniz gençler arabalarında koltuğun üstüne güneş gözlüklerini koymazlar.aman güneş gözlüğü mercek görevi görüp arabayı yakmasın derler.yani her bir oku bilirler.ama dediğiniz gibi ormanlık alanda bira şişesinide kırarlar.arabaları onlar için ormandan daha kıymetlidir.

genelleme doğru olmazmı olurmu bilmem ama bazıları için kendi mallarının bin hektar ormandan değerli olduğu kesin onda hem fikirim... buda sonuçda toplumsal ve bireysel bilinçlenme dediğimiz şey ,yani bazılarına masal gelen konular:yes:

cetvel
17-07-2007, 13:37
geçen haftadan beri Güllük'teyim... Haberlerde seyrettiğimiz en son "Milas yangını" diye haberlere konu olan Meşelik Köyü civarındaki yangın (tiyatro sanatçısı Serra Hanımın annesinin kedilerini yangından kurtarmaya çalışırken yaralandığı yangın); yangın başlamadan iki gün önce bölgede karayel esmeye başlamıştı ve yangın günü, rüzgarın hızı oldukça fazlaydı. ve ne hikmetse daha öğlen olmadan yani güneş tepeye çıkmamışken yangın başladı... Milas-Bodrum Havalimanı bize yakın olduğu için kalkan uçakları da hemen gördük...

Demek istediğim şu; bu bölgede ne zaman kuvvetli rüzgar esse, yangın çıkıyor... Birileri meteoroljik olayları iyi takip edip, ortam uygunken ormanı yakıyor...

Bence bu suçun cezası istinasız "idam" olmalı... Türkiyede bu cezayı istinasız uygulayabilsek, bak bakalım ormanda sigara içen değil, şişe atan bile bulamazsınız...

özgün
17-07-2007, 14:09
Sn özgün olay o kadar basit mi?...

-Bir fidan sizce ne kadar zamanda yetişir?...

-Bir fidanın ağaç haline getirmenin,yeteri kadar yağış almıyan bir bölgede maliyeti nedir? Bu konuda bir bilginiz var mı?...

-Ormandan (havanın temizlenmesi,insanların muhtelif ihtiyaçlarını karşılaması, toprakta suyun tutulması, erezyonun önlenmesi,...vb) şeklinde faydalanmaya çalışmak yerine,
onun yangınını söndürmeye,
insanların emek ve gözyaşlarını,
ülkemizin kıt kaynaklarını heba etmek,
sizin yüreğinizi sızlatmıyor mu?

...

Sizce hangisi daha akıllı bir davranıştır:
Yangınların çıkmasını önlemeye yoğunlaşmak mı?
Yoksa yangın çıktıktan sonra mücadele etmeye yoğunlaşmak mı?

Ayrıca bütün yapılması gereken işleri hükümetlerden beklemek,
bu konuda vatandaş olarak hiçbir katkıyı düşünmemek,
diğer sorunlarımız gibi,orman konusunun da çözümsüz bir hal almasına neden olmaz mı?

ne kadar engellemeye çalışırsanız çalışın yangın öyle veya böyle çıkacaktır. istersen ülkedeki herkesi bilinçlendir. çıkar bi tane mafya üyesi 4-5 yerden ateşe verir..... alsana yangın.

hem ben hiç önlem alınmasın demiyorum. gerekli önlemler tabiki alınmalıdır.

birde ben bu konuda katkıyı tabiki hükümetten beklicem. yetki onlarda para onlarda. onlar işlerini tam olarak yaparlarsa zaten vatandaş katkısıda kendiliğinden gelecektir.

PARK
17-07-2007, 14:16
Bu cennet gibi vatanın akciğerleri olan ormanlarımızı yakanlar insan olamazlar...
Ama işin garip yanı yangın çıkan bölgenin ''maden arama alanı'' olarak ayrılmasıdır...

Bu işin ucu yine Ankara'da birilerine dayanıyor ama bunu zaman gösterecek...

BOSNA
17-07-2007, 15:43
Bu cennet gibi vatanın akciğerleri olan ormanlarımızı yakanlar insan olamazlar...
Ama işin garip yanı yangın çıkan bölgenin ''maden arama alanı'' olarak ayrılmasıdır...

Bu işin ucu yine Ankara'da birilerine dayanıyor ama bunu zaman gösterecek...

Görüşlerinize katılıyor ve çok yazık oluyor canım ormanlarımıza diyorum...:yes:

ASB
17-07-2007, 16:03
ne kadar engellemeye çalışırsanız çalışın yangın öyle veya böyle çıkacaktır. istersen ülkedeki herkesi bilinçlendir. çıkar bi tane mafya üyesi 4-5 yerden ateşe verir..... alsana yangın.

hem ben hiç önlem alınmasın demiyorum. gerekli önlemler tabiki alınmalıdır.

birde ben bu konuda katkıyı tabiki hükümetten beklicem. yetki onlarda para onlarda. onlar işlerini tam olarak yaparlarsa zaten vatandaş katkısıda kendiliğinden gelecektir.

Sn özgün ben toplumumuzda var olan herşeyin devletten beklenmesi alışkanlığının terkedilip, devlete (hükümetler de bir devlet organıdır) vatandaşlarının yol göstermesi, yardımcı olması alışkanlığının kazandırılması gerektiğini belirtmek istemiştim.

ASB
18-07-2007, 01:50
Orman yangını ile mücadeleyi, sadece söndürme çalışması gören zihniyet
18.07.2007 / Noyan Doğan / Yorum

.......

Yılda 22 bin orman alanı yangından zarar görüyor

......

Yakın gelecekte yanacak orman kalmayacak

.......

Göz yumulan yangınlar

......
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=73351&ForArsiv=1

ally_mcbeal
18-07-2007, 02:39
Aslında nedenler hükümetlerce biliniyor. Ama tedbir alınmıyor.

....

KİM YAKIYOR

Buradaki soru şu.

Madem ki, yangın rüzgarın hızlı eseceği saatlere denk geliyor, o zaman yangını kim çıkartıyor? Bakan Pepe’nin tanımıyla, kötü niyetli kişiler kimler?

1- Yangın sonrasında, o bölgenin imara açılma rüyasını gören rantçılar.

2- Ormanı tarla olarak kullanma rüyasına yatanlar.

3- Bazı yasa dışı örgütler.

....
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6904800.asp?yazarid=91&gid=61


güzelim mazı koyunu da yakıyorlar. ben bunu bekliyordum. pek çok yamyamın gözünü diktiği bu bölgede arsası olanlar için imara açma izni %10-15 idi yanılmıyorsam. şimdi hallederler.

orman yangını eğer bazı kişilerce iddia edildiği gibi düşman ülkelerin sabotajı falansa bu da akıl alır birşey değil. onlar gelsin burda yaksın, bizimkiler gitsin misilleme yapsın. dünyamızı elbirliğiyle mahvedelim. bu kadarı çılgınlık.

bildiğim kadarıyla orman arazileri yansa bile imara açılmıyor kanunen. yeniden ağaçlandırılma çalışmaları yapılıyor. yanılmadığımı umuyorum. yoksa gelen giden 2B çıkarır doğayı katleder durur.

JAKO
18-07-2007, 11:05
özellikle çam ormanları çok kolay yanabilir. bir cam kırığı, bir orman yangınını başlatabilir. çam yaprakları, eğer kuru ise, çok hızlı tutuşurlar ve bir ormanı tutuşturabilirler. bir sigara izmariti ile bir ormanı yakabilir kül edebilirsiniz. sıcak havalarda çam ormanları için bu sabittir. abantta çam ormanında bunu denerseniz, o bölgedeki günlük sisli hava ve yerdeki çam dallarının, yapraklarının ıslak oluşu yüzünden tutuşmadıklarını görürsünüz. karadeniz bölgemizde hiç orman yangını olmuyor. ağaçlandırmanın planlanması konusunda bir örgütlenme haberi geldi mailime. meyve çekirdeklerini ağaçlandırmada kullanalım, iklime ve bitkilerin iklimle olan etkileşimlerine dikkat ederek ağaçlandırma yapalım, ağaçların daha çok, meyve ağırlıklı oluşuna öncelik verelim, unutmayalım ki, bizler kadar, kuşlar da, sincaplar da, böcekler de, meyvelerle beslenirler diye yazıyordu.. bütün sorun, niyette.. yeter ki isteyelim..
yeniden tüm yurdu ormanlarla, üsküdardan kars'a kadar, sincapların yere inmeden yürüyebildikleri ormanlarla, meyvelerle kaplayabiliriz. yeter ki, isteyelim...

ASB
20-07-2007, 07:49
Bodrum yangınlarının bir nedeni:

.....

En gözde turizm bölgelerinden Bodrum'u kavuran orman yangınlarına bakarken bugüne değil, filmi başa sarıp geçen yıla dönmek gerekiyor.
Turizm Bakanlığı, geçen yıl Bodrum'da planlama yetkisini yerel yönetimin elinden aldığını açıkladı. Yeni plan öncesi yarımadada yatırım için büyük hareketlilik başladı. Yeni imar izinleri çıkacağı haberleri kulaktan kulağa yayılırken en çok rağbet gören bölgelerden biri Kızılağaç civarıydı. Emlakçılar satışları katladı. Fiyatlar kanatlandı. Derken Bakanlık 7 Mayıs 2007 tarihinde 1/25000'lik çevre düzeni planını askıya çıkardı.
Sonuç şok oldu. Konuşulanların aksine, turizm tesis alanı belirlenen birkaç bölgede betonlaşmanın önü açılırken diğer alanlarda yapılaşma oranı daha da düşürülmüştü. Tarım ve sit alanlarında 1 hektardan az arazisi olanlar, yeni bina yapamayacaktı. Köylüler, "Çocuğumuzu evlendirsek, ev yapmaya izin yok" diye homurdanmaya başladı. Küçük yatırımcının aldığı arazi, elinde patladı. Planın askıya çıkmasından kısa bir süre sonra 7 Temmuz günü Kızılağaç'tan dumanlar yükselmeye başladı.

.....

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=227478

Soru:
Bu düzeni çıkaranlar bu sonucun ortaya çıkacağını göremedilermi?

Göremedilerse:

Yazık: Onlara bu yetkiyi veren düzene.

Görebildilerse: Yazık: Onca yıllık birikimelerin heba olmasına neden olan hainleri içinde barındıran TC devletine.

Yazık onca canlıya.
Yazık onca masraf ve çaba ve gözyaşına.
Yazık ülkemize yazık dünyamıza....:cry:

damme
18-08-2007, 12:13
Zaman geçtikçe Dünyanın ekolojik yapısı hızla değişiyor, Küresel Isınma durmak bilmiyor, her geçen gün dünya yaşanmaz hala geliyor. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte iklimler eskisine göre farklılık gösterecek ve yıllık ortalama sıcaklık değerinde artış olacaktır, bu durum ormanların ve diğer canlıların hızla azalmasına hatta yok olmasına neden olacaktır. Küresel ısınma güney ve kuzey kutbundaki buzul kütlelerinin erimesine ve zamanla da yok olmasına neden olacaktır. Dünyanın şu anki kara parçasının alanında azalma görülecek, deniz ve okyanus kıyısında bulunan yerleşim yerleri doğal felaketlerle boğuşacaktır. Hızla artan nüfus ve azalan doğal kaynaklara geç kalmadan çok ciddi tedbirler almalıyız. Herkes üzerine düşen görevi yaparsa iyi olacaktır...

senay
18-08-2007, 13:55
Öncelikle toplumun orman ve ağaçlar konusunda bilinçlendirilmesi lazım. Tabii bu önce aile içinde başlar okulda devam eder. Buna medya ve basın organlarınında katkısıyla epey bir yol alınmış olur. Bizim evin bahçesinde çam ve kavak ağaçları var. Mahallemizin okulundada belediyenin vermiş olduğu ağaçlar dikili. 30 yıldır aynı semtte oturuyoruz. O günden bugüne değişen hiçbirşey yok. O zamanda büyük küçük herkeste ağaç düşmanlığı vardı şimdide. Yeni bir ağaç diktik bahçeye elma ağacı fidanken yapraklarını koparmaya ve dallarını kırmaya başladılar. Okuldaki her ağacın başında dikildiği günden itibaren en az 10-15 öğrenci elbirliği ile kırmaya kökünü kurutmaya çalışıyor. Adamların ağaca yeşilliğe tahammülü yok. Keçiler bile bunlardan daha az zarar verir herhalde :grrr: Ağaç ve ormanlara zarar verenlere en ağır cezalar verilmeli. Ormanların bizim yaşamımızda nekadar önemli bir yere sahip olduğu bilincine varmalılar. Yakılan ormanların yerine daha fazlasıyla ağaçlandırılma yapılmalı. Hükümet gerekirse ücretsiz fidan dağıtmalı ve her evin veya işyerinin önüne zorunlu ağaç diktirtmeli. O ağaçta orada yaşayanlara zimmetlenmeli ve o ağacın korunması sağlanmalı. Bence tabii...:yes:

brokerüstad
09-03-2014, 11:24
Ormanlarımızı koruyalım
yarın öbür gün yaz gelecek yine ihmaller dikkatsizlikler başlamasın
ormanlar yanmasın çok dikkatli olalım
ağaçlar kolay kolay yetişmiyor