PDA

View Full Version : Seyahat Tutkunları



ganesh
12-08-2007, 14:22
Bu topiği hem sohbet hem de bir davet için açtım… Çılgınca bir fikir:)

Benimle seyahat edecek dostlar arıyorum… Şartlar biraz ağır:notr: Nerelere gideceğimizi söylemeyeceğim… Her akşam ertesi gün ne olacağını bilmeden yatacaksınız… Yolculuk on gün kadar sürecek ve kişi başı fazla fazla üç bin kötü amerikan dolarlık bir bütçe gerektirecek… Buna uçak biletleri, vergiler, konaklamalar, ulaşım, yemekler, bahşişler, giriş ücretleri, basit ihtiyaçlar hepsi dahil… Bana ödeme yapmayacaksınız, herkes kendi parasını kendi harcayacak…

Tek ipucu, ilk uçuş noktamız Bangkok olacak ve vize gerekmeyecek… Zamanlamayı katılımcılar için uygun bir ortak tarih olarak belirleyeceğiz… Klasik turist noktalarına da uğramakla birlikte, çok az bilinen yerlere, örneğin resimde görülen sihirli ormana da gideceğiz… Öğrenecek ve eğleneceğiz…

İdeal sayı olarak altı kişi düşündüm… Bir kişi az ya da çok olabilir… Eşiniz, dostunuz, akrabanızla katılabilirsiniz… Seyahatin tadına, bilinmeyenin keyfini eklemiş olacaksınız... Var mı bu kadar gönüllü? Sanmam ya, attık bir olta:) İlgilenenler buradan ya da özelden yazabilir… Kimse çıkmasa da sağlık olsun, biz sohbetimize bakalım:cool:

Topikte aklıma gelen her türden seyahat anımı paylaşacağım… Arzu edenler kendi anılarını eklerse memnun olurum… Okumak, yazmak, çizmek, fıkra, karikatür, resim, eleştiri, üslup dahilinde istihza serbesttir…

Sevgiler

ganesh
12-08-2007, 14:24
Her seyahat benim için bir “Shangri La” arayışıdır…

“Shangri La” James Hilton’un yetmiş yıl kadar önce kaleme aldığı bir romanda geçen, Himalayalar’da gizli, kurgusal bir şehir, bir tür kayıp cennettir… Nazi Almanya’sının düzenleyeceği keşif gezilerinden, ünlü bir otel zincirine adını vermeye kadar, gerçeklik üzerinde çok sayıda etkileri olmuştur…

Hilton, eserini yazarken büyük olasılıkla bir Budist kavramı olan “Shambhala”dan esinlenmiştir… Sakinlerinin aydınlanmış olduğuna inanılan saf ülke… Pek çok kültürlü Budist Shambhala’yı ulaşılabilecek bir coğrafya değil, bir deneyim olarak kabul eder…

Seyahate aydınlanmak, öğrenmek, zenginleşmek için çıkarım / çıkardım… Her ne kadar bulunacak şeyler ötelerde değil, kendi içimizde gizli olsalar da, mekan değişikliği farklı bakış açıları, farklı düşünce kalıpları kazandırabilir insana…

ganesh
12-08-2007, 14:29
Onbir yıl önceydi… İzmir Ticaret Odası Singapur, Cakarta ve Bangkok’u kapsayan bir gezi düzenlemiş… Altmış kişi kadar bir grup… Başkan Sn. Ekrem Demirtaş aralarında… Turu ben götürüyorum…

Genelde güzel bir organizasyon… Ekrem Bey, Cakarta’da gezerken kalkıp tüm grubu yerel danslar eşliğinde bir akşam yemeğine davet ediyor… Sonra da bana yardımcısı vasıtasıyla bunu en güzel şekilde organize etmem talimatını veriyor… Zor durumdayım… Birkaç saat var ve Cakarta gerçek anlamda turistik bir şehir değil… Adam başı kırk dolara bu işin mümkün olacağını söylüyorum… Kabul ediyor…

Araştırmaya başlıyorum… Gece kulübü tarzı yerler dolu… Turistik bir iki restoranda yer yok… Altı kişi değil, altmış kişiden bahsediyoruz… İşlek, ışıklı bir meydana bakan güzel bir otelin roof restoranını kapıyorum… Açık büfe verilecek… Üç beş çalgıcı, dört tane dansöz ve otobüsleri ayarlıyorum… Her şey saatinde ve yolunda… Bana maliyeti şimdi yanlış hatırlamıyorsam yirmibeş dolar civarında…

Gece bitmek üzere… Yolcuların keyfi yerinde… Ekrem Beye yaklaşıp, ödeme yapabilir misiniz diye soruyorum... Malum hesabı kapatacağız:notr: Kendisi kurt iş adamı:yes: Bir ara kalkıp otelle görüşmüş, böyle bir yemeği kaça alabileceğini sormuş… Yirmi dolar demişler… Ben daha ucuza almıştım:) Tabi dansçılar, otobüsler, bahşişler falan da var… Bana “Kırk dolar bu geceye çok, otuz dolar veririm” dedi… Bozuntuya vermeden, biraz yüzsüzlükle karışık :) “Siz bilirsiniz, efendim, birkaç saat içinde bu işi ayarlamamı takdir edeceğinizi ummuştum… Uygun gördüğünüz miktarı hemen nakit olarak verebilirseniz, ben gerisini hallederim” dedim… Otobüslere binildiğinde, gruba hitaben “Gecenin Ekrem Bey’e yakışır gösterişte geçmemesi benim hatamdır… Bangkok’ta sizlere fazladan bir gece turu düzenleyerek, kendimi affettirmeye çalışacağım” da deyince kalpleri kazandım…

Kurumunun parasını çarçur etmeyen Sn. Demirtaş’a, benimle yaklaşık iki hafta boyunca, dünyanın öbür ucunu gezen yolculara ve her ortamda durumu kurtarmayı beceren şahsıma teşekkürlerimi sunuyorum:):):):)

Bezgincan
12-08-2007, 14:30
Dostum ormana değil ama Banggoka gitmiş biri olarak gelecek olan arkadaşların yanına bol bol konserve almanısını tavsiye etmenizi de öneririm.Hayatımda gördüğüm en iğrenç yemekler oradaydı. 2 arkadaş 1 haftada 4-5 kilo verdik. Ayrıca alacağınız herşeyde gerçek fiyat yaklaşık size söylenenin 1/3 fiyatıdır. Güzellikleri de yok değil hani. Kolay gelsin...:wink:

ganesh
12-08-2007, 14:38
Sn. Bezgincan, hoşgeldiniz...

Bangkok'ta epeyce yaşadım, hatta Thai lisanını hatırı sayılır derecede konuşurum... Yemek konusuna gelince, kusura bakmayın ama, konserve fikrine kesinlikle karşıyım... Nefis yemekleri çok makul fiyatlarla yiyebileceğiniz bir yer Bangkok... Yerel yemeklerin yanısıra, deniz ürünleri, İtalyan, Fransız, Amerikan, Arap, Çin, Hint restoranları, fast food zincirleri, aklınıza ne gelirse...

Şayet gerçekleşirse düşündüğüm turda alışverişe pek zaman kalmayacak... Ama dileyenler yerine göre pazarlık yeteneklerini sınayacaklar elbette:):)

Sevgiler

pinky
12-08-2007, 14:55
Sn. ganesh, Balaban ve benim de katkılarımla geziler ile ilgili topikler artmaya başladı. Bunlar gerek üyeler ve gerekse ziyaretçiler tarafından ilgi görüyorlar ve reklam alıyorlar. Yukarıda ismi geçen ve unutmuş olabileceğim diğer üyelerin de yakında buna benzer topikler açacağına eminim. Bütün bunların bir arada olmasını diliyorum.
Halen hisse.net : Ekonomi ve Borsa Forumu > Dünya > Yaşam > Genel Sohbet altında yer alan bu topikler için gezi, seyahat veya turizm gibi uygun göreceğiniz bir isim altında yeni bir alt başlık açılması faydalı olur kanaatindeyim. Saygılarımla
Sn.ganesh bu yönetim maalesef seyahatları desteklemiyor. Bir seyahat veya gezi alt başlık açılmasını önerdim, ancak cevap bile alamadım. Halbuki bütün konulardan fazla reklam alacağından eminim. Saygılarımla

ganesh
12-08-2007, 15:00
Sn. Pinky, ziyaretinizle şereflendirdiniz...

Bu topik şimdilik bir tür alt başlık olsun dilerseniz... Arzu eden gezi konusunda istediğini yazsın... İlgi görürse, yönetim gereğini yapacaktır...

İlgi görmezse biz karşılıklı sohbet ederiz, o da yeter:)

Sevgiler

pinky
12-08-2007, 15:04
Sn. Pinky, ziyaretinizle şereflendirdiniz...

Bu topik şimdilik bir tür alt başlık olsun dilerseniz... Arzu eden gezi konusunda istediğini yazsın... İlgi görürse, yönetim gereğini yapacaktır...

İlgi görmezse biz karşılıklı sohbet ederiz, o da yeter:)

Sevgiler
O şeref bana ait sevgili ganesh. Sizin topikleriniz öncelikle okuduğum ve abone olduğum konular. Sevgilerimle :)

Von
12-08-2007, 15:06
Sn.ganesh bu yönetim maalesef seyahatları desteklemiyor. Bir seyahat veya gezi alt başlık açılmasını önerdim, ancak cevap bile alamadım. Halbuki bütün konulardan fazla reklam alacağından eminim. Saygılarımla

Yönetiiimmm istiiffaaaa ! :)

ganesh
12-08-2007, 15:07
Dört yıl once… Kenya’dayız… Son profesyonel turum… İsmi bende saklı acente, hatalı bir program düzenlemiş… Bozuk yol üzerinde oldukça yorucu Nairobi – Mara etabından iki gün sonra, Mara – Amboseli karayolu koymuşlar ki, tam oniki saat… Üstelik ondokuz kişi valizlerimizle üç minibüse sıkışmışız…

Yaş ortalaması yüksek yolcular panik içinde şikayet ediyorlar… Bu nasıl tur, bu nasıl program… Sen nasıl rehbersin ki böyle programı kabul ettin? Haklılar tabi… Benim tur programını seyahate çıkmadan iki gün önce öğrenmiş olmam, acenteden güzergah değişikliği ve araç sayısında artış talep etmem, ama sonuç alamamam onları ilgilendirmez:notr: Bayram günü ofis kapalı… Zaten savanın ortasındayız telefonlar çekmiyor… Birinci Cihan Harbinden kalmışa benzer otel santralı doğru dürüst görüşme yapmaya izin vermiyor:notr:

Akşam vakti yine her yolu denedim… Bir özel uçak buldum… 1950’li yıllardan kalma… Mister No Brezilya’da kullanmış olabilir mi?:) Hayır… Portekizliler Angola’da kullanmış, şimdi Mombassa - Mara arası yolcu taşıyor… Kaptan parkta dolaşmak yasak olduğu halde gece otelimize geldi… Şoföre sırf bunun için yüz dolar verdim… Bizi sabah Amboseli'ye uçurur muydu? Evet… Ama öğleye kadar geri dönmeliydi… Tamam:cool: kaça olurdu bu iş? İki bin dolar, güzel… Nairobi’ye gidecek araçları iptal ettim… Amboseli'de bizi otele götürecek araçlar istedim… Öğle yemeği için gerekli değişiklikleri yaptım…

Şimdi sıra en zoruna gelmişti… Yolculara durumu izah etmek… Adam başı yüzelli dolara tüm sorunları bitecekti… Oniki saat yoldan kurtulacak ve Klimanjaro’nun üzerinden karlara değer gibi uçacaklardı… Ama neden onlar ödesinlerdi? Bu işi acentenin üstlenmesi gerekmez miydi? Masrafı ben üstlenip, sonra acenteden almalıydım… İyi güzel ama acente bunu bana mümkün değil ödemez:notr: "Şu an elimdeki programı uygulamakla yükümlüyüm ve ancak sizler belli bir ödeme yaparsanız, arzu ettiğiniz değişiklikleri gerçekleştirebileceğim"

Tatsız bir akşam oldu ama sonunda ikna ettim…

Güzel bir uçuş yaptık ve köhne uçağımızın önünde resim çektirirken herkesin yüzü gülüyordu:)

pinky
12-08-2007, 15:09
Yönetiiimmm istiiffaaaa ! :)
Böyle bir tepkiye hiç gerek yok Sn. von. Belki binlerce yazı arasında gözden kaçmıştır. Yönetim mutlaka makul bir cevap verecektir.

Von
12-08-2007, 15:11
Efendim amacım latife idi siz ciddiye almışsınız :) Yönetim muhtemelen yazıyı görmemiştir zaten, ilgi görecek bir konu olsa neden açılmasın.

Sn ganesh topic hayırlı olsun ! :)

ganesh
12-08-2007, 15:12
Sn. Pinky,

Ben de sizin topiklerinizi zevkle izliyorum... Hatta bugün "en güzel sinema aktrisi" topiğinize bir film koymuşsunuz, çok keyif aldım...

Bir itirafta daha bulunacağım... yine bugün, gizlice üç yaşındaki kızımın "kinder yumurta"sını açıp yedim... İçinden oyuncak korsan çıktı, çaktırmadan diğer oyuncaklarının arasına bıraktım... Ne yapayım, canım tatlı bir şey istemişti:):):):)

Sevgiler

ganesh
12-08-2007, 15:13
Efendim amacım latife idi siz ciddiye almışsınız :) Yönetim muhtemelen yazıyı görmemiştir zaten, ilgi görecek bir konu olsa neden açılmasın.

Sn ganesh topic hayırlı olsun ! :)

Sn. Von, hoşgeldiniz ve teşekkürler...

Katkılarınızı beklerim

Sevgiler

bourbon
12-08-2007, 15:16
Bence de güzel bir düşünce..
Sn Ganeshın Bangkokunu,baska uyelerımızın ılgınc seyahatlerını,ılgınc anıları bu topık altında paylasmak guzel olur kanaatındeyım..
Selamlarımla...

PARK
12-08-2007, 15:27
Arkadaşlar bizlerde Sevgili gemici,detay ve bendeniz eylül gibi paris seyahati düşünüyoruz bu konuda önerisi olan varmıdır?

pinky
12-08-2007, 15:41
Arkadaşlar bizlerde Sevgili gemici,detay ve bendeniz eylül gibi paris seyahati düşünüyoruz bu konuda önerisi olan varmıdır? Önerim, Fransa boykot listemizin başında.:yes: Üstelik te çok pahalı bir ülke. Bizden vize istemeyen her ülkeyi destekliyorum.

PARK
12-08-2007, 15:44
Önerim, Fransa boykot listemizin başında.:yes:

Teşekkürler pinky ağabey bunu dikkate almak lazım dediğiniz gibi,sağolun varolun....

ganesh
12-08-2007, 15:53
Sn. Bourbon, Sn. Park hoşgeldiniz...

Fransa hükümetini kınamak ve Mösyö Sarkozy'yi bir şanssızlık addetmekle birlikte, Fransızlar dostumdur... Her millet gibi... Mahçup olmayacak kadar Fransızca da konuşurum... Şayet gitme konusunda kararlıysanız, bütçe, süre ve destinasyon belirtirseniz bazı tavsiyelerde bulunabilirim...

Sevgiler

ganesh
12-08-2007, 15:56
Bangkok deyince aklıma geldi…

Belki onbeş yıl önce… Henüz yirmibeş yaşlarında ve bekarım… Mersinli doktorlardan oluşan bir grupla Uzakdoğu turuna çıkıyoruz… Dubai’de aktarmamız ve yaklaşık yirmi saat konaklamamız var… Hikayeyi tam detaylı anlatmak biraz uzun sürer… Şöyle diyeyim; ilk gün bir tatsızlık oluşabilecekken cepten Dubai’de bir yemek ısmarlamak suretiyle grubun gönlünü aldım… İçimden ben bunun parasını nasıl olsa bir şekilde çıkarırım diyorum:)

Ertesi akşam Bangkok’ta yolcular kendilerini müstehcen olarak tanımlayabileceğim gösteriler sunan bir gece kulübüne götürmemi istiyorlar… Götürürüm elbette… Giriş ücreti aslında yüz baht, ancak benim talimatım doğrultusunda, her birinden beşer yüz baht alınıyor… O zamanki kurla yaklaşık yirmi dolar… Aradaki fark bana kalıyor (asla günahsız olduğumu iddia etmedim):):) Aslına bakarsınız düzenlenen ekstra tur karlarının rehbere kalması adettendir… Neyse…

Aradan bir iki yıl geçiyor… Başka bir grupla turdayım… Bangkok… Yolcularımdan bir hanım, o doktorlardan birinin akrabasıymış… Meğer giriş ücretini fazla ödediklerini fark etmişler, ama nezaketlerinden ve turdan çok memnun oldukları için bana bir şey söylememişler… Şimdi bu hanım ve arkadaşları benzer bir gece kulübüne gitmek istiyorlar… Mümkünse normal fiyat üzerinden… Hay hay…

Başka bir yere götürüyorum… Daha canlı, şenlikli bir yer… Giriş ücreti yok… İçtikleri neyse, üç, dört dolar onu ödeyecekler… Hesap ortak…

Kulüpte çalışan hanımlardan bir ikisi biraz fazla ateşli… Tatsızlık çıkmasın, yolcular ürkmesin diyerek, şikayet etmek yerine onlara birer içki ısmarlayarak, sakin oturmalarını rica ediyorum… Ortak hesaba beş – on dolar yazılıyor…

Sonradan kulağıma geliyor ki, yolcularımdan birisi “rehbere bak, kız arkadaşına ısmarladığı içkiyi bize ödetti” demiş:):):):)

PARK
12-08-2007, 15:59
Sn. Bourbon, Sn. Park hoşgeldiniz...

Fransa hükümetini kınamak ve Mösyö Sarkozy'yi bir şanssızlık addetmekle birlikte, Fransızlar dostumdur... Her millet gibi... Mahçup olmayacak kadar Fransızca da konuşurum... Şayet gitme konusunda kararlıysanız, bütçe, süre ve destinasyon belirtirseniz bazı tavsiyelerde bulunabilirim...

Sevgiler

Hoşbulduk...:)


Eylül ayında affınıza sığınarak sizi rahatsız edeceğim Sevgili ganesh...

bourbon
12-08-2007, 16:08
Hosbulduk sn Ganesh...
Elımden geldıgınce yasadıgım bazı guzellıklerı burada paylasacagım..

Lisenın son yılları...
Mahalle arkadaslarımla sadece sırt cantası ve programsızlıgın verdıgı buyuk bır ozgurluk ve keyıf ıle Kas-Kızkalesı yolculugu yapmıstık..
Kas da denızın,ozellıkle daglardan gelen kaynak sularının etkısıyle cesıtlı derınlıklerınde bazen buyuk fark gosteren su sıcaklıgı cok ılgımı cekmıstı..Ayrıca sualtı florası olarak cok zengın bır bolge.Dalmayı seven dostların cok ılgısını cekecegınden emınım...

18 km uzunlugundakı ve denız kaplumbagalarına ev sahıplıgı yapan Patara kumsalında gunesın muhtesem batısını ızlemeyı tum arkadaslara onerırım..
Ege yı ozellıkle Bodrum koylarını ıyı bılen bırı olarak Kekova cıvarında tekne turu ve ınanılmaz koyları hafızamda hep en onlerde yeralacak...

Buralara kadar gıtmısken Saklıkent kanyonunu gormeden olmaz...Gırısınde ordeklere kazlara bakarak yenılecek guzel bır tereyaglı alabalıktan sonra kanyonun ıclerıne dogru buz gıbı bır suda yuruyus yapabılırsınız.Burada kı en onemlı husus normal yuruyus yolundan sonra eger ıclere dogru gıreceksenız muakkak grup halınde ve kask takarak ılerleyın.Zıra bu yolculugumdan aklımda kalan tek kotu anı,genclık heyecanıyla gırdıgımız kanyonda yosunlasan kayada dusen ve kafası patlayan arkadasımızı tasıyana kadar yasadıgımız stresdı..
Bır de gece mukemmel manzaraya karsı rakı ıcerken,40 dakıkalık mesafede kı Meıs adası sahsen ıcımı cızlatmıstı,tıp kı Akyarlar-Kos gıbı...

Aklıma gelmısken Kekovanın karsısında Kale koyunun yamaclarında olan antık tıyatro kalıntıları olan Sımena da gorulmesı gereken yerlerden...

Ozetle Kas ve Kekova bolgesı sakınlıgı ve Dalmacya kıyılarına olan benzerlıgı ve muthıs koylarıyla ulkemde en begendıgım yerlerın basında gelıyor.

Gıdecek arkadaslardan motor kullanmayı bılenlere, dar yolları ve sıkı vırajları nedenıyle cok dıkkatlı olmak kosuluyla muhakkak bır motor gezısı de yapmalarını onerırım.

Selamlarımla...

bourbon
12-08-2007, 16:18
Sonradan kulağıma geliyor ki, yolcularımdan birisi “rehbere bak, kız arkadaşına ısmarladığı içkiyi bize ödetti” demiş:):):):)

bu cok ıyı ıdı...:)

ganesh
12-08-2007, 16:22
Sn. Bourbon paylaşımlarınız için teşekkürler:cool: Bölgede 4 x 4 ile de gezmek son derece keyifli

Dünyanın en güzel ülkesi olan Türkiye için yazılacak çok şey var elbette, bunları şimdilik başka dostlara bırakıyorum

Sevgiler

ganesh
12-08-2007, 16:24
Başka bir zaman dilimi… Tapınakları gezerken “Budizm”i öyle ayrıntılı anlatmışım ki, bir yolcum beni “Budist” zannetmiş… Bir ara yanıma geldi:

“A evladım, temiz bir çocuğa benziyorsun… Bu putperestlere nasıl kandın? Bak İstanbul’da boyunlarında haç gezen çocuklar görüyorum, çok üzülüyorum”

:)

Bezgincan
12-08-2007, 16:25
Arkadaşlar bizlerde Sevgili gemici,detay ve bendeniz eylül gibi paris seyahati düşünüyoruz bu konuda önerisi olan varmıdır?

Ben rehber değilim ama Paris tam bir özgürlükler şehri. Eyfel kulesi Sen nehrinde gezinti Lovr Müzesi -Sadece müze 1 gününüzü alır_ Katedralleri estetiği ön planda olan cafeleriyle Dünyanın en çok turist çeken şehri. Şanzelize -türkçe yazdım- Yanılmıyorsam kızıl meydandan sonra en geniş caddesi. Pahalı olduğunda hemfikirim. Biraz pahalı ama Otel La Fayet Chanc Elise de Eyfeli tam karşıdan gören nefis bir otel. Paraya kıyarsanız -borsadan kazanmışsınızdır herhal de - güzel bir şehir. Görülmeye değer. Ama Pariste herşey para. Öyle turistiz filan diye de özel bir ilgi beklemeyin. İyi seyahatler dilerim şimdiden. :wink:

ganesh
12-08-2007, 16:27
Bu kez Mısır’dayım… Yüzeli kişilik Endonezyalı bir grup… Büyük bir petrol firmasının başkanı, müdürleri, aileleri… İstanbul, Kapadokya üzerinden geliyoruz… Kahire, Luxor ve Atina devam edeceğiz… Bağlantıları benim acentem yapmış, gruba nezaret ediyorum… Ayrıca tur liderleri ve yerel rehberler var…

Nil üzerinde bir gemide akşam yemeği… Orkestra dans müziği çalıyor… Ama kimse kalkmıyor… Meğer başkan dans etmezmiş; o kalkmayınca da kimse kalkamazmış… Endonezyalılar yanıma gelip yardım istiyor… Başkanın eşini kendileri dansa kaldırırsa yanlış anlaşılırmış, ben teklif edersem uygun olurmuş, böylece herkes dansa kalkabilir ve gece neşeli geçermiş…

Önümü ilikleyip bildiğim üç beş sözük Malayca ile selamlıyor ve İngilizce devam ediyorum… Başkanın başıyla onaylaması üzerine dansa kalkıyoruz… Gerçekten birer ikişer tüm çiftler peşimizden geliyor…

Bir iki dakika sonra hanımefendi izin isteyerek yerine oturuyor… Genciz ya… Grubun tüm bekar hanımlarına kavalyelik etmek bana düşüyor

İşte turizmin kalkınması adına çekilen cefalar:):):):)

Bezgincan
12-08-2007, 16:32
Litvanya tecrübeniz var mı Sayın ganesh eylülde yol göründü de... Şimdiden teşekkürler...:notr:

ganesh
12-08-2007, 16:58
Litvanya tecrübeniz var mı Sayın ganesh eylülde yol göründü de... Şimdiden teşekkürler...:notr:

Maalesef yok... Yeni Baltık devletlerini görmedim... Eskileri sorarsanız olur:)

Umarım forumda size yardımcı olacak dostlar çıkar

Sevgiler

ganesh
12-08-2007, 17:03
Bugün çenem (daha doğrusu parmağım) düştü… Ne zamandır bu kadar mesaj atmamıştım:)

Aklıma geldiği gibi yazıyorum, kusura bakmayın:notr:

Yine Bangkok’tayız… Wat Arun (Şafak Tapınağı) diye bir yer var (internette resimlerini bulabilirsiniz); Khmer tarzı bir “chedi” si var… Kule diyelim isterseniz… Chedi Budist tapınaklara has mimari bir öge… Aydınlanmaya doğru çıkılan yolu ve kademeli bir yükselişi temsil ediyor… Çoğunlukla önemli kişilerin küllerini barındırır

Şafak Tapınağı giderek yükselen ve daralan eski taş basamaklarıyla zorlu bir tırmanma fırsatı sunar ziyaretçilerine… Göze alırsanız, yukarıdan Bangkok’un en güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz…

Bir grup yolcuyla çıktık… Geri dönme vakti gelince birer birer inmeye başladılar… İniş daima çıkıştan zordur… Bedenimiz ileriye bakmak ve hareket etmek için yaratılmıştır çünkü… Dar ve dik merdivende geri geri giderken çok dikkatli olmak gerekir… Geriye tek bir yolcu kaldı, yüzü sararmış gibiydi…. “İyi misiniz” diye sorunca “Ben yüksekten korkarım, bir deneyeyim diyip çıktım, ama şimdi inemem oradan” demez mi:aww:

Aman yapmayın, etmeyin… Grup aşağıda bekliyor… Ne yaparsınız?:notr: Adamcağızı gözlerini kapamaya ve bana güvenmeye ikna ettim… Pantolon kemerini kendi kemerimden geçirdim… Pek hoş bir görüntü oluşmadığını tahmin edersiniz:) Yüzüm dışarı bakacak şekilde, bir elimle sıkıca demir korkuluğa tutunarak, diğeriyle adamı kucağımda kavrayıp ağır ağır aşağı indim… Yarı yolda yolculardan yardıma gelenler oldu, o şekilde “toprağa kavuştuk”:):)

Umarım "aydınlanmış" ve korkularıyla yüzleşmeyi öğrenmiştir:yes:

pinky
12-08-2007, 17:04
Önümü ilikleyip bildiğim üç beş sözük Malayca ile selamlıyor ve İngilizce devam ediyorum… Başkanın başıyla onaylaması üzerine dansa kalkıyoruz… Gerçekten birer ikişer tüm çiftler peşimizden geliyor…

Bir iki dakika sonra hanımefendi izin isteyerek yerine oturuyor… Genciz ya… Grubun tüm bekar hanımlarına kavalyelik etmek bana düşüyor

İşte turizmin kalkınması adına çekilen cefalar:):):):)

Biz buna Şark hizmeti derdik.

ganesh
12-08-2007, 17:09
Biz buna Şark hizmeti derdik.

:):):):):):)

ganesh
12-08-2007, 17:19
En etkileyici seyahat anılarımdan birini İstanbul Atatürk Havaalanında yaşadım:

Binlerce Amerikalı turisti içeren bir organizasyon yürütüyoruz... Bir ara yanımızda çalışan genç çocuklar şaşkın bakışlarla yardımımı istiyor... Uçaktan inmiş orta yaşlı bir çift... Adam kör, sağır ve dilsiz... Eşi görüyor, ancak o da sağır ve dilsiz... Adamın dünyayla iletişimi, kolunu hiç bırakmayan eşinin, avucuna parmaklarını değdirerek "konuşması"... Bu durumda seyahate çıkmış ve evlerinden binlerce kilometre uzağa gitmişler... "Görmek", öğrenmek istiyorlar... Değişiklik istiyorlar... Zenginlik istiyorlar...

Kağıt kalem yardımıyla iletişim kurduk... O günden sonra görmedim ancak yol boyunca çok keyifli olduklarını duydum...

Sahip olduklarımız için şükretmeliyiz... Öte yandan ülkemizde engelli vatandaşların genelde ev hapsinde yaşamaya mahkum olduğunu biliyor ve ayrıca üzülüyorum... Neyse...

tent
13-08-2007, 01:09
Yönetiiimmm istiiffaaaa ! :)
hatta abartalım, darbe yapalım.:p

ganesh
13-08-2007, 09:11
Sn. Tent, hoşgeldiniz

Başımı yönetimle belaya sokacaksınız değil mi; yok öyle:):):)

Sevgiler

ganesh
13-08-2007, 09:13
Yaptığım seyahatlerde beni etkilemiş olan manzaralardan şu an aklıma gelen beş tanesi:

Galata’dan İstanbul silueti:
Kitap yazılır bunun için, şimdilik yorumsuz geçiyorum

Norveç Geiranger fiyordu:
Buzulların çözülmesi sırasında oluşan fiyortların en güzeli… Gemiyle ağır ağır ilerlerken her iki yanınızda sarp, yemyeşil yamaçlar yükseliyor… Yüzlerce şelale kayalara çarpa çarpa sularını denize boşaltıyor… En dipte yer alan küçük köye vardığınızda filikalarla karaya çıkabiliyorsunuz… Keskin virajlarla dolu bir yoldan tepeye çıkarsanız, aşağıda küçücük kalmış geminizi denizin ve ağaçların yeşiline karışmış olarak seyrediyorsunuz…

Filipinler, Tagaytay:
Geniş bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın üstünde bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın ortasında bir krater gölü… İnanılmaz mı? Düzenli olarak patlayan Taal volkanı her defasında etrafına verimli topraklar saçıyor… Burada dünyanın en güzel ananasları yetişmekte… Yeni bir patlama, lav ve kül… Açılan yeni bir krater, zamanla yağmur suyu doluyor ve göle dönüşüyor… Bir sonraki patlama ortasında belki yeni bir ada oluşturacak ve çevrim tekrar başlayacak…

Hong Kong limanı:
Sampanlar, kayıklar, mavnalar, yatlar, gemiler, gemiler, gemiler… Arka planda ışıl ışıl modern gökdelenler ve yemyeşil tepeler… Neon ışıklarında Çin karakterleri… İki katlı otobüsler, Rolls Roycelar, eski püskü duran dolmuşlar… Sokak tezgahlarının ışıkları, kağıt fenerler, tütsüler, tütsüler… Bir şehir bu kadar mı canlı olur?

Bali adası:
Banyan ağaçları, palmiyeler, bambular, orkideler, begonyalar, yaseminler, nilüferler, ille de frangipaniler… Taraçalar halinde yükselen pirinç tarlaları ve adanın en batısında, her akşam güneşi uğurlayan Tanah Lot tapınağı… Bir kaya üzerinde yer alan mabet, sular yükseldikçe adacığa dönüşüyor… Bölgede Hinduizmin asırlar boyu kapalı kalarak farklılaşmış bir türevi yaygın… Bali dini denilebilir… Müslümanlar dahi bu yerel inançların etkisi altında…

ganesh
13-08-2007, 09:54
Yaptığım seyahatlerde tanıştığım insanlardan şu an aklıma gelen beş portre:

Mısır, Kahire’de Çin lokantası sahibi:
Gördüğümde seksen yaşlarındaydı ve halen çalışıyordu… Oturduğu iskemleden iyice kısılmış, çekik gözleriyle dükkanını süzüyor, adeta bakışlarıyla idare ediyordu… Parmağının ufak bir hareketiyle, garsonların uzak bir masadaki peçeteyi düzeltmesini ya da boşalan bir tabağı almasını sağlıyordu… İnönü zamanında Türkiye’ye okumaya gelmiş… Mao devriminde sıkıntıya düşen ailesi dönmemesini tavsiye etmiş… Savaş ertesi, buhran yılları… İstanbul’da kalamamış, bir gemiye atlamış… Kahire’de bulaşık yıkarken bulmuş kendini… Yıllar sonra açtığı küçük dükkanda Kanal Krizini, Altı Gün Harbini, Nasır’ı, Sedat’ı, Mübarek’i yaşamış… Zaman içinde turizmin gelişmesi ile işini büyütmüş ve anavatandan bazı aile üyelerini de yanına getirtmiş…

Tayland, Bangkok’ta imam:
Beyazı galebe çalan modern kesimli bir sakalı vardı… Ben onu yerlere kadar uzanan Arap giysileri içinde tanısam da, evrak çantasını alıp, takım elbisesini giyince de gördüm… Neredeyse iki asırdır bölgede yaşayan Yemenli bir aileden geliyordu… Arapçayı, İngilizceyi ve Tay dilini mükemmel konuşuyordu, belki başkalarını da… Büyük bir şirketin satış müdürlüğünü yaparken, tarihi Harun camiinin kozmopolit cemaati tarafından baş imamlığa seçilmişti… Zaten o çevrede yetişmişti ve saygın bir konuma sahipti… Hepsi fahri olan diğer altı imam haftanın günlerini kendi aralarında paylaşırken, o Cuma namazlarını kıldırıyor ve vaaz veriyordu… Hep iyilik, güzellik ve örnek olmak üzerine…

Tayland, Chiang Mai’da rahip:
Sapa bir yolun kenarında kurulmuş yiyecek satan tezgahların, tapınağa ait çeşitli binaların arasından geçip, öğle vakti üçyüz küsur basamaklı merdiveni tırmanmak kolay olmamıştı… Ama tepede beni sadece güzel manzara değil, birde sürpriz beklermiş… “Khun mah kondiyo?” Yalnız mı geldin diye sordu kahverengi robuna bürünmüş yaşlı adam… Sanki bin yıldır beni bekliyormuş orada… Büyük ihtimalle öylesine sorulmuş bir soruydu… Ben Tayca yalnız geldiğimi ve tırmanışın biraz yorucu olduğunu söyleyince, ilgisi arttı… On dakika sohbet ettik… Dinginliği, beni etkilemişti… Sanki o tepeyi ve çevrede görülen tüm tarlaları, köyleri, ormanları kendisi yaratmıştı ve ben hayal evrenine beklenmeyen bir düş gibi girmiştim… Düşlerimiz kısa bir süre çakıştı dedi ayrılmadan ve iyi yolculuklar diledi…

Endonezya, Bali’de acente müdiresi:
Neşeli, güçlü, çalışkan bir karakterdi… Hindu mitolojisinden konuşmuştuk epey… Arkadaşlığın biraz ilerisine geçmiş olabiliriz… Takma adımı borçlu olduğum için önemli bir yeri var… Onun ki “Maya” idi, illüzyon… Ben ve ben olmayanı ayıran illüzyon

Polonya, Varşova’da Perulu müzisyenler:
Ellerinde çarangolar, samponyalar meydanlarda And dağlarının müziğini çalıp, kasetlerini satarak dünyayı dolaşıyorlardı… Hostellerde, parklarda, kiliselerde yatıp kalkarak… Benim gibi fason değil, gerçek seyyahlar:):):)

pinky
13-08-2007, 10:06
Yaptığım seyahatlerde beni etkilemiş olan manzaralardan şu an aklıma gelen beş tanesi:
Filipinler, Tagaytay:
Geniş bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın üstünde bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın ortasında bir krater gölü… İnanılmaz mı? Düzenli olarak patlayan Taal volkanı her defasında etrafına verimli topraklar saçıyor… Burada dünyanın en güzel ananasları yetişmekte… Yeni bir patlama, lav ve kül… Açılan yeni bir krater, zamanla yağmur suyu doluyor ve göle dönüşüyor… Bir sonraki patlama ortasında belki yeni bir ada oluşturacak ve çevrim tekrar başlayacak…

Bali adası:
Banyan ağaçları, palmiyeler, bambular, orkideler, begonyalar, yaseminler, nilüferler, ille de frangipaniler… Taraçalar halinde yükselen pirinç tarlaları ve adanın en batısında, her akşam güneşi uğurlayan Tanah Lot tapınağı… Bir kaya üzerinde yer alan mabet, sular yükseldikçe adacığa dönüşüyor… Bölgede Hinduizmin asırlar boyu kapalı kalarak farklılaşmış bir türevi yaygın… Bali dini denilebilir… Müslümanlar dahi bu yerel inançların etkisi altında…
Norveç ve Hong Kong'u gördüm. Filipinler ve Bali için kışkırtıyorsunuz beni. Ne zaman götüreceksiniz. :)

ganesh
13-08-2007, 10:43
Norveç ve Hong Kong'u gördüm. Filipinler ve Bali için kışkırtıyorsunuz beni. Ne zaman götüreceksiniz. :)

Şimdilik Galata'ya götürsem:) Hem balık ekmek yeriz, hem Süleymaniye'yi, Ayasofya'yı, Topkapı'yı anlatırım:):)

Şaka bir yana, Bali de, Filipinler de güzel yerler... İlki daha çok bilinir genelde... Diğerinde Tagaytay'ı, Pagsanjan şelalelerine kanoyla yapılan turları, eski Manila'yı, Cebu adasını, Kawasan'ı pek duyan olmamıştır... Güler yüzlü insanlar, leziz meyveler, her yerden (hatta cip bozması dolmuşların içinden) fışkıran canlı müzik...

Bir ara o kadar sık askeri darbe yapılıyordu ki, başarısız bir darbe girişiminden sonra, tutuklanan askerlere yere yatıp elli "push up" yapma cezası verildiğini hatırlıyorum:):)

Filipinleri severim... Gitmeyeli çok oldu...

Kısmet...

pinky
13-08-2007, 10:51
Şimdilik Galata'ya götürsem:) Hem balık ekmek yeriz, hem Süleymaniye'yi, Ayasofya'yı, Topkapı'yı anlatırım:):)

Her gün gitsem gene de bıkmam oralardan.:yes:

tent
13-08-2007, 11:15
Filipinler, Tagaytay:
Geniş bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın üstünde bir krater gölü, ortasında bir ada, adanın ortasında bir krater gölü… İnanılmaz mı?
biz inanırız, ne de olsa bir zamanlar meke gölümüz vardı!

ganesh
13-08-2007, 11:30
biz inanırız, ne de olsa bir zamanlar meke gölümüz vardı!

Haklısınız, Meke gölü de volkanik adacıklarıyla çok ilginç bir yapıya sahip... Taal sadece daha geniş, içiçe daha düzgün göl ve adalar oluşturmuş, bir de yanardağ olmasına rağmen, etrafında manzarayı yukarıdan izlemenizi sağlayan başka tepeler mevcut... Gidilen yol da yeşillikler arasından geçmekte...

Öte yandan Anadolu'nun Ege kıyılarından, Ağrı dağına uzanan çeşitliliğini çok az ülke sunabilir...

Sevgiler

Von
13-08-2007, 11:37
Meke Volkanı yeter mi bir de Karapınar daki muhteşem obruklar ?

ganesh
13-08-2007, 11:37
Şimdi sanal ortamda adını vermeyeyim, bilenler bilir, zamanında Karşıyaka ile özdeşleşmiş basketbolcu, milli takımın pivotuydu, ailesi ile birlikte yolcum olmuştu… Profesyonelliği bırakalı epey olmasına rağmen sporu bırakmamış, her gün idman yapıyor… İki metre on santim boy, yüzyirmi, yüzotuz kilo ağırlık…

Çok uyumlu, keyifli, neşeli bir insandı… Muazzam bir iştahı vardı… Ben bu kadar yemek yiyen birini görmediğim gibi, tanıdığım en boğazına düşkün iki kişiyi doyuracak yemek, onu sofradan aç kaldırabilirdi:)

Malum, turlarda her sabah uyandırma veririz… Diyelim falanca tura yetişmek için saat sekizde gibi… Yanıma gelir “benimkini saat yedi yapabilir misin” derdi… Kahvaltıyı ancak bitirebiliyordu:)

Çok içen iki yolcum vardı… Biri düğün salonları zinciri sahibi, diğeri bisikletçi… Her akşam birer şişe… Yine de sabah oldu mu tura ayık kalkıyorlardı… İşin sırrını sordum “sabah kalkınca biraz vermut çekeriz, kanda alkol seviyesini düşürmemek lazım” demişlerdi:):):) Denemek isteyen olursa, sorumluluk kabul etmem:)

Her gördüğünden mutluluk duyanlar vardır… Bir de ne görse, falanca yerde feşmekanı görmüştük, daha güzeldi diyenler… Merak ederim acaba o zaman ne demişti:)

Öğrenmek isteyenler vardır, tur uzarsa alışverişe zaman kalmadı diye kızanlar:)

O tarafa gitmek isteyenler vardır, hayır bu tarafa gitmek isteyenler:)

Herkesi memnun etmek zordur… Yine de tüm yolcularımı sevmişimdir… Umarım haklarını helal ederler

tent
13-08-2007, 11:40
stfa'nın sahiplerinden fevzi akkaya bir bahçe oluşturmuş. orayı gezdiriyordu tv muhabirine. "ab'ye girersek, avrupa'nın bitki türleri iki katına çıkacak" diye bir laf etti. ki daha araştırılmamış pek çok yer var türkiye'de...

ntvmsnbc'de rastladım, bu başlıkla pek ilgili değil gibi ama, açtığınız hangi başlığa uygun olacağına da karar veremedim. o yüzden, affınıza sığınarak buraya yolluyorum.

livescience.com adlı internet sitesi "En iyi 10" başlığı altında yaratılış mitlerini araştırdı. (http://www.ntv.com.tr/news/416846.asp)

ganesh
13-08-2007, 11:40
Meke Volkanı yeter mi bir de Karapınar daki muhteşem obruklar ?

Ben Karapınar'ı görmedim:notr: Ama bu topik zaten gördüğünüz güzellikleri paylaşmak için değil mi? Anlatın, resim koyun, zenginleştirin:cool:

Sevgiler

tent
13-08-2007, 11:41
Meke Volkanı yeter mi bir de Karapınar daki muhteşem obruklar ?
yüzen adalarımız vardı, bingöl'deydi sanırım...

Von
13-08-2007, 11:44
Meke Volkanı'da Karapınar'da. Şu an su seviyeleri ne durumda bilmiyorum ama muhteşem doğa görüntüleri idi. Hele Çıralı Obruğu. Zamanında bir sürü foto video vs çekmiştim. Tozlu raflar arasında bulursam yollarım :) Kimse sahip çıkmıyordu ama o kadar muhteşemdi ki.

ganesh
13-08-2007, 11:56
stfa'nın sahiplerinden fevzi akkaya bir bahçe oluşturmuş. orayı gezdiriyordu tv muhabirine. "ab'ye girersek, avrupa'nın bitki türleri iki katına çıkacak" diye bir laf etti. ki daha araştırılmamış pek çok yer var türkiye'de...

ntvmsnbc'de rastladım, bu başlıkla pek ilgili değil gibi ama, açtığınız hangi başlığa uygun olacağına da karar veremedim. o yüzden, affınıza sığınarak buraya yolluyorum.

livescience.com adlı internet sitesi "En iyi 10" başlığı altında yaratılış mitlerini araştırdı. (http://www.ntv.com.tr/news/416846.asp)

Sn. Tent,

Link için teşekkürler... Seyahatlerim boyunca tüm yaratılış öykülerinin detaylara inince benzeştiğini, aradaki farkların coğrafi ve iklimsel olduğunu gözlemledim...

Bir başka örnek... Hafta neden yedi gündür? Bu çok keyfi bir seçim, yani yılın 365 gün olması gibi bir astronomik gözleme dayanmıyor, pratik bir öneme de sahip değil, tarımsal faaliyetleri düzenlemek gibi... Ama Babil'de, Mısır'da, Hindistan'da, Çin'de, Vietnam'da, Yunanistan'da birbirinden bağımsız olarak binlerce yıl önce haftanın yedi gün olması benimsenmiş... Pek çok kültürde benzer isimlerle; Ay'ın günü, Mars'ın günü, Merkür'ün günü...

İki etkiden bahsediliyor, biri eski astrologların haritasını çıkardığı yedi gök cisminden etkilenmeleri, diğeri bir miktar kütüğü, ağaç dalını, çadır direğini deste yapıp sırtlamak istediğinizde yedi sayısının ortada bir direk ve çevresindeki altıgenle kaymadan en düzgün formasyonu oluşturması ve giderek eski toplumlarda kutsal bir nitelik kazanması...

Olabilir... Ben ise burada ortak zihinsel alanlar görüyorum

Sevgiler

PARK
13-08-2007, 11:56
Meke Volkanı'da Karapınar'da. Şu an su seviyeleri ne durumda bilmiyorum ama muhteşem doğa görüntüleri idi. Hele Çıralı Obruğu. Zamanında bir sürü foto video vs çekmiştim. Tozlu raflar arasında bulursam yollarım :) Kimse sahip çıkmıyordu ama o kadar muhteşemdi ki.

Siz sahip çıksaydınız sevgili Von :) Hissenet gibi bir aile arkanızda....Sevgilerle

ganesh
13-08-2007, 12:11
Bingöl'deki yüzen adaları duydum ama görmedim...

Doğu demişken;

Van gölünü arkada bırakıp, bir müddet yeşillikler arasında kuzeye giderseniz Muradiye'ye varırsınız... Buradaki geçit bir tür gezegenler arası istasyon gibidir... Ötesine geçtiniz mi sizi ağaç yetişmez, ot bitmez, yeşil, gri, siyah volkanik kayalarla kaplı bir yayla bekler... İlerledikçe Tendürek, Küçük ve Büyük Ağrı'nın muhteşem zirveleri görünür... Doğu Beyazıt'a kadar devam ederseniz, insan yapımı bir kartal yuvasına çıkabilirsiniz... Üç asırlık İshak Paşa Sarayı tarihi zenginliğini, en eski kalorifer sistemini barındıran kültürel yapıyı, doyumsuz bir manzara eşliğinde sunar sizlere...

preatoria
13-08-2007, 12:16
Bu topik derhal kapatılmalı, forum üyelerini seyyah edecek yoksa bu arkadaş :super:

ganesh
13-08-2007, 12:21
Bu topik derhal kapatılmalı, forum üyelerini seyyah edecek yoksa bu arkadaş :super:

Borsanın en tehlikeli yönü, sürekli pozisyon taşıma ihtiyacı / bağımlılığı yaratabilmesidir... Biraz seyahat herkese iyi gelir:):):) Hoşgeldiniz

Yemeğe kaçıyorum

Sevgiler

preatoria
13-08-2007, 12:38
http://img370.imageshack.us/img370/2911/hpim3119wq7.jpg (http://imageshack.us)

vazgeçmezsek yarın tırmanış var :)

Von
13-08-2007, 12:38
Siz sahip çıksaydınız sevgili Von :) Hissenet gibi bir aile arkanızda....Sevgilerle

Tabii kesin öyledir :)

Aksak Timurda bir gün, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar.Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık;

"Köyünüze bir fil hediyem olsun" der ve gider.

Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder.Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz.Hocaya:

-Hocam perişan olduk bizi kurtar.Biz bu file bişey yapsak padişah kellemizi alır derler.

Hoca:
-Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der.Köylüyü arkasına alır huzura çıkar.

Timur:
-Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar.

Hoca:
-Padişahım bu filiniz derken bi bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış.

Padişah:
-Eeeee ne olmuş file?

Hoca:
-Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık.Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz.

PARK
13-08-2007, 12:44
Çok güzeldi yaaaa :):):):) Varolun sn.Von

:bravo::bravo::bravo:

tent
13-08-2007, 13:38
vazgeçmezsek yarın tırmanış var :)

neresi olduğunu da yazaydınız bari... büyük ağrı'ya benziyor ya...

preatoria
13-08-2007, 13:41
neresi olduğunu da yazaydınız bari... büyük ağrı'ya benziyor ya...

evet büyük ağrı :yes:

tent
13-08-2007, 13:44
evet büyük ağrı :yes:
eli köyünden mi çıkıyorsunuz?

Von
13-08-2007, 15:19
Kendi çektiğim resimleri henüz bulamadım nette bulduğum iki resmi ekleyeyim. Konya Karapınar Meke Volkanı ve Çıralı Obruğu
(Bu obruklardan sayısız tane var ve üç dört tanesi muhteşem)

Daha güzel fotoğraflar bulursam yollarım


http://img155.imageshack.us/img155/485/mekexx1.jpg

http://img488.imageshack.us/img488/3016/cijv3.jpg

tent
13-08-2007, 15:35
obruklarda bir de peynir eskitirler. peynirde mavi ya da yeşil küf olur. kırmızı küf sakıncalıdır, ama bu obruklarda bekletilen peynirlerde kırmızı küf oluşur.

not düşeyim de karışmasın.:) konya yöresinde, yeraltı mağaralarına da obruk denir.

balaban
13-08-2007, 15:38
evet büyük ağrı :yes:

Ben de Ağrı Dağına tırmanış istiyorum. Profesyonellerle çıkıyorsunuz değil mi?

Von
13-08-2007, 15:39
obruklarda bir de peynir eskitirler. peynirde mavi ya da yeşil küf olur. kırmızı küf sakıncalıdır, ama bu obruklarda bekletilen peynirlerde kırmızı küf oluşur.

not düşeyim de karışmasın.:) konya yöresinde, yeraltı mağaralarına da obruk denir.

Evet o küflü peyniri yemek ilginç bir tecrübeydi :) Ama ben hala o yoğurdu unutamam :)

tent
13-08-2007, 15:48
Ben de Ağrı Dağına tırmanış istiyorum. Profesyonellerle çıkıyorsunuz değil mi?
4200 m.ye kadar at sırtında çıkabilirsiniz. daha profesyonel bir at sizi yaser'e kadar da (4800 m.) çıkartabilir.:D

balaban
13-08-2007, 16:25
4200 m.ye kadar at sırtında çıkabilirsiniz. daha profesyonel bir at sizi yaser'e kadar da (4800 m.) çıkartabilir.:D

Ata hiç binmedim, fil olsa binerdim:D

Red Kit
13-08-2007, 16:26
Sn.ganesh bu yönetim maalesef seyahatları desteklemiyor. Bir seyahat veya gezi alt başlık açılmasını önerdim, ancak cevap bile alamadım. Halbuki bütün konulardan fazla reklam alacağından eminim. Saygılarımla

Sevgili Pinky ya görmemişim ya da değerlendirmeyi unutmuşum. Yoğunluğuma veriniz.

Sevgili Serenlerin yol göstermesiyle bölümü açtım.

preatoria
13-08-2007, 16:27
eli köyünden mi çıkıyorsunuz?

duruma göre ekip lideri karar verir şu an bilemiyorum


Ben de Ağrı Dağına tırmanış istiyorum. Profesyonellerle çıkıyorsunuz değil mi?

evet profesyonel birinin grubuna katılacağız, oldu oldu olmadı 3200 metrede kuzuyu çevirip ineriz :mut:

tent
13-08-2007, 16:29
Ata hiç binmedim, fil olsa binerdim:D
file binmekten farkı yok. bağdaş kuramayacaksınız o kadar.:p

tent
13-08-2007, 16:29
sn. pretoria, şimdi neredesiniz, doğu beyazıt'ta mı?

pinky
13-08-2007, 16:32
Sevgili Pinky ya görmemişim ya da değerlendirmeyi unutmuşum. Yoğunluğuma veriniz.

Sevgili Serenlerin yol göstermesiyle bölümü açtım.
Çok sevindim, teşekkür ederim. Hayırlı olsun bol reklam alır inşallah.:)

preatoria
13-08-2007, 16:34
sn. pretoria, şimdi neredesiniz, doğu beyazıt'ta mı?

yok sevgili tent renkli gözlü kedilerin yanındayım :wink:

tent
13-08-2007, 16:38
yok sevgili tent renkli gözlü kedilerin yanındayım :wink:
kale altında alabalık yiyebilirsiniz. kedilerin yetiştirildiği yer de orasıydı, değiştirmedilerse... kaleyi gezmişsinizdir umarım. ta urartular'dan gelen bir geçmişi var. her dönemi ayrı ayrı görebiliyorsunuz. ben gittiğimde makinanın azizliğine uğradım, ışık almış tüm fotolar mavi çıkmlıştı.:(

yanmlış anımsamıyorsam, çıkışlara sadece eli köyünden izin veriliyordu. köyde oyalanırsanız, yer altından gelen soğuk havayı görün. yaz sıcağında bile, neredeyse eksi derecelerde oluyor. zaten oranın sahibi de, her gelene gösterip, meşrubat satmaya çalışır.:)

preatoria
13-08-2007, 16:43
kale altında alabalık yiyebilirsiniz. kedilerin yetiştirildiği yer de orasıydı, değiştirmedilerse... kaleyi gezmişsinizdir umarım. ta urartular'dan gelen bir geçmişi var. her dönemi ayrı ayrı görebiliyorsunuz. ben gittiğimde makinanın azizliğine uğradım, ışık almış tüm fotolar mavi çıkmlıştı.:(

yanmlış anımsamıyorsam, çıkışlara sadece eli köyünden izin veriliyordu. köyde oyalanırsanız, yer altından gelen soğuk havayı görün. yaz sıcağında bile, neredeyse eksi derecelerde oluyor. zaten oranın sahibi de, her gelene gösterip, meşrubat satmaya çalışır.:)

muhterem ben senelerdir buradayım :D sende buralardaysan beraber yapalım :D

topiğide mahvettik ganesh gelip sinirini bizden çıkarmadan tüyelim en iyisi :yes:

ganesh
13-08-2007, 16:44
Amanın, bir gittim topik kaybolmuş:):):)

Neyse aradım, buldum... Ne göreyim mesajlar da birikmemiş mi?:cool:

Hayırlı olsun... Burayı canlandırmak için acaba "Maasai Köyü", "Kafatası Avcıları" gibi başlıkları da taşısak mı?

Sn. Preatoria, kolay gelsin... Dağcılık özendiğim bir uğraş... Eski formumda değilim ne yazık ki... Tendürek'e vazifeyle, Babadağ ve Dumanlı Dağ'a keyif için çıkmıştım zamanında

Sevgiler

ganesh
13-08-2007, 16:48
kale altında alabalık yiyebilirsiniz. kedilerin yetiştirildiği yer de orasıydı, değiştirmedilerse... kaleyi gezmişsinizdir umarım. ta urartular'dan gelen bir geçmişi var. her dönemi ayrı ayrı görebiliyorsunuz. ben gittiğimde makinanın azizliğine uğradım, ışık almış tüm fotolar mavi çıkmlıştı.:(

yanmlış anımsamıyorsam, çıkışlara sadece eli köyünden izin veriliyordu. köyde oyalanırsanız, yer altından gelen soğuk havayı görün. yaz sıcağında bile, neredeyse eksi derecelerde oluyor. zaten oranın sahibi de, her gelene gösterip, meşrubat satmaya çalışır.:)

Askerlik yaparken dağdan inip Van'a gittiğimizde Paris'e geldik zannederdik:) Kaleye gidemedim, ama uzaktan gördüm:notr:

tent
13-08-2007, 16:53
sn. preatoria, "ankara" yazmışsınız, o yanılttı beni.:)
o alabalığı 15 yıl önce yemiştim, eli köyüne de 22 yıl önce gitmiştim...

ganesh
13-08-2007, 16:54
Ata hiç binmedim, fil olsa binerdim:D

Sn. Balaban, hoşgeldiniz

Filleri çok severim, hatta hayranlık duyarım... Asya filleri iki yüz küsur kelimeyi öğrenip, tepki verecek kadar zekidir... Çok bindim de en zevklisi Chiang Mai yakınlarında katıldığım bir "cangıl trek" idi... O cüsseyle gösterdikleri çevikliğe hayran oluyorsunuz... Ancak dalları kendi boyuna kadar kolluyorlar:) Yani sizin bazen hayvanın sırtına yapışmanız gerekiyor:)

Sevgiler

Red Kit
13-08-2007, 16:54
Amanın, bir gittim topik kaybolmuş:):):)

Neyse aradım, buldum... Ne göreyim mesajlar da birikmemiş mi?:cool:

Hayırlı olsun... Burayı canlandırmak için acaba "Maasai Köyü", "Kafatası Avcıları" gibi başlıkları da taşısak mı?

Sn. Preatoria, kolay gelsin... Dağcılık özendiğim bir uğraş... Eski formumda değilim ne yazık ki... Tendürek'e vazifeyle, Babadağ ve Dumanlı Dağ'a keyif için çıkmıştım zamanında

Sevgiler

Elbette sevgili ganesh, sizler yol gösterin ben biraz gecikme ile de olsa yerine getirmeye çalışırım.

tent
13-08-2007, 16:54
Askerlik yaparken dağdan inip Van'a gittiğimizde Paris'e geldik zannederdik:) Kaleye gidemedim, ama uzaktan gördüm:notr:
kahvaltı salonlarını özlediniz mi, benim gibi.:D

preatoria
13-08-2007, 17:00
birazdan bir resim koyacağım nevriniz dönecek

ganesh
13-08-2007, 17:02
Sn. Red Kit, teşekkürler

Sn. Tent, o vakitler Van'da ne yesek lezzetli geliyordu... Konvoy koruması olurduk sırasıyla, her time ayda bir denk gelirdi aşağı yukarı... Bazen haftalardır su görmemiş halimizle canımızın çektiği yerlere girmeye çekindiğimiz olurdu...

Ayrı bir güzelliği olan zamanlardı, yaşandı, bitti... Neyse, seyahatlere dönelim:)

ganesh
13-08-2007, 17:10
Tabiatın harikalarını görmek güzeldir… Kapadokya ya da Guilin… Hatta bir kır çiçeği… İnsan emeği eserleri görmek güzeldir… Divriği Ulu Cami ya da Angkor Wat… Hem zihni, hem gönlü beslerler…

Ama ben çoğunlukla seyahatlere “İnsan” görmek için çıkarım… Belki kendi maceramı başka yüzlerde okumak, belki kendimi daha iyi tanımak, belki de o tabiatı, o eserleri meydana getiren asıl gücü keşfedebilmek için…

İnsan’ın ayakları çamura basar… Zaafları vardır… Korkar, öfkelenir, kıskanır, ihtiras duyar… Geçim derdindedir… Başı ise yıldızlara değer… Taşı nakış gibi işler, sözcükleri büküp büküp şiirler, efsaneler örer; günlerden haftalar, asırlardan çağlar dizer… Evren kendi anlamını İnsan’da arar, İnsan kendini evrende gerçekleştirir…

Sevgiler

ganesh
13-08-2007, 17:27
birazdan bir resim koyacağım nevriniz dönecek

Resminizi bekliyorum ama şimdi çıkmam lazım, o arada bir tane ben koyayım dedim... Kawasan, Filipinler... Şelaleden atlayabilir, gölde yüzebilir, yakındaki orkide bahçelerini gezebilir, biraz daha ileride beyaz kumsaldan denize girebilirsiniz:cool:

Sevgiler

ganesh
13-08-2007, 19:16
Güzel manzaraları sayarken Guilin’i unutmuşum… Çin’in güneyinde yer alan kireç taşı formasyonlarıyla, peri masalı görüntüleri sunan bir bölge… Li nehri üzerinde tekneyle dolaşarak yeşilliğin çağlayan gibi boşandığı sisli tepeleri izleyebilirsiniz… Ama daha güzeli zamanı olanların bisiklet kiralayarak tek başına dolaşması… Çince karakterlerin doğayla iç içe geçtiği “Zen tablolarında” çoğunlukla bu bölge resmedilmiştir…

Yukarıda birde Angkor Wat’ın adını anmışım… Dokuz asır evvel inşa edilmiş bir tapınak kompleksi… Sırf onu görmek için Kamboçya’ya gitmeye değer… Kesinlikle… Angkor onüçüncü asırda tüm Güney Doğu Asya’yı yöneten Khmer İmparatorluğunun başkentiydi ve bir milyona yaklaşan nüfusuyla dünyanın en büyük şehriydi… Bir milyon insanı doyurmak için ormanın kesildiğini ve pirinç tarlaları açıldığını düşünün… İklim değişti ve susuzluk baş gösterdi… Onbeşinci asırda Ayudhaya (bir başka megapol, bugün Tayland sınırlarında kalıyor) krallığına yenildiler… Akabinde şehir terk edildi… Zamanla orman tekrar yayıldı ve kalıntıların çoğunu kapladı…

Laf aramızda Divriği Ulu Cami’nin kapısındaki onüçüncü asır taş işçiliği hepsine meydan okur… Dantel dantel hat sanatı, çiçekler, geometrik motifler… Örüntülerin nereden başlayıp, nerede bittiğini takip edemezsiniz… Baş döndüren kaotik bir düzeni vardır… Ünlü gravür sanatçısı Escher görse, önünde göz yaşlarını tutamazdı belki…

Sevgiler

ganesh
14-08-2007, 11:01
Buzdolabımın üzerinde onlarca "magnet" var... Farklı ülkelerden alınmış... Ne bileyim, Dubai'den deve, Singapur'dan papağan tarzı... Bayağı gezmişiz... Ama daha önce dedim ya benimkisi fason seyyahlık... Çoğu iş amacıyla ya da programı belirli bir turistik gezinin başında gidilmiş yerler... "Seyahat" kavramı bence farklı bir lezzet içeriyor... Bu lezzeti sadece bir kaç kez tadabildim... Bir tür Marco Polo üzerine Evliya Çelebi sosu... Nereye gideceğini, başına neler geleceğini, kimlerle karşılaşacağını tam olarak bilmeden yollara düşmek... Topiğin ilk mesajını yazarken bu düşünceleri biraz espri ile harmanlayıp karalamışım aslında...

Terör, çevre kirliliği, iklimsel dönüşüm, susuzluk, her yerin birbirine benzemeye başlaması derken bazen turizmin geleceği hakkında karamsar düşüncelerim oluyor... Internet üzerinden online gezebileceğiniz sanal dünyaların sayısı artmakta... Teknoloji geliştikçe bunlar daha da gerçekçi olacaklar... Görsellikleri gelişeceği gibi, başka duyu organlarını da uyarır hale getirecekler... Belki çocuklarım büyüdüğünde bildiğimiz fiziki coğrafya üzerinde seyahat kavramı tarih kitaplarında kalacak:notr: Forumlarda Divriği Ulu Cami değil, falanca sanal tapınak tartışılacak... "Çözünürlüğe bak, adamlar yapmış işte":)

İyi mi olacak... Belki:notr: Ben "geri kafalı" halimle sisli ormanlar içinde yılan sokar korkusuyla dolaşmayı tercih ederim; sisteme virüs bulaşır korkusunu değil:)

Her işte bir hayır vardır

Bir kaç günlüğüne Ankara'da olacağım, bağlanamayabilirim

Sevgiler

ganesh
17-08-2007, 19:17
Döndüm:)

Bu arada gelen giden olmamış, ortalık tozlanmış, çiçeklerin suyu verilmemiş:)

Kısa bir hikaye anlatıp, kaçayım

Bir zamanlar Thai havayolları ile çok sık uçardım... Smooth as silk = İpek kadar yumuşak idi sloganları... Servisleri güzeldi gerçekten... Neyse, zamanında logolarını çizmesi için ünlü bir grafiker ile anlaşmışlar... Şu an ismini hatırlayamadığım sanatçı, bir müddet araştırma yapmış, ülkeyi, kültürü incelemiş... Elde ettiği birikimle hayal gücünü karıştırarak soyut bir şekil yaratmış... Logo kabul görmüş ve kullanılmaya başlanmış... Buraya kadar bir şey yok...

Bir kaç yıl sonra Sukhothai bölgesinde yapılan kazılarda beş yüz yıllık bir kalıntıya ulaşılmış... Duvar süslemelerinde sıkça tekrarlanan bir şekil hemen arkeologların dikkatini çekmiş: Thai havayollarının logosu...

Sevgiler

GÜRKAN
17-08-2007, 22:01
Logo

http://img242.imageshack.us/img242/6537/imagesub9.jpg

balaban
21-08-2007, 00:01
Benimle seyahat edecek dostlar arıyorum… Şartlar biraz ağır:notr: Nerelere gideceğimizi söylemeyeceğim… Her akşam ertesi gün ne olacağını bilmeden yatacaksınız… Yolculuk on gün kadar sürecek ve kişi başı fazla fazla üç bin kötü amerikan dolarlık bir bütçe gerektirecek… Buna uçak biletleri, vergiler, konaklamalar, ulaşım, yemekler, bahşişler, giriş ücretleri, basit ihtiyaçlar hepsi dahil… Bana ödeme yapmayacaksınız, herkes kendi parasını kendi harcayacak…

Tek ipucu, ilk uçuş noktamız Bangkok olacak ve vize gerekmeyecek…
Sevgiler

Bugün başladım okumaya, daha önce son bir kaç sayfasına bakmıştım.:)

Bangkok'a tekrar gitmek istiyorum. Listeye yazın beni.:)

ganesh
21-08-2007, 10:17
Şu sıralar biraz meşgulum, foruma pek uğrayamıyorum...

Sn. Gürkan logo için teşekkürler:cool:

Sn. Balaban yazayım sizi ama başka kimse yok listede:):)

Sevgiler

deniz34
29-08-2007, 09:46
sanırım herkes para kazanma derdinde gezmeyi düşünen yok:)

Bezgincan
10-09-2007, 20:30
Dünya da cennet varmıymış? Varmış. Litvanya. Drustınınkaı Trakaı Villius. Yalnız buralar en son geziniz olsun. Zira başka yerler zevk vermeyecektir buraları gezdikten sonra. Bugün döndüm. Yatırım tavsiyesidir. :clown:

ceng
11-09-2007, 09:19
umarım biraz resim çekmişsindir.
ekle de bakalım görelim.
hayalimizde beklenti oluşturdun.:)


Dünya da cennet varmıymış? Varmış. Litvanya. Drustınınkaı Trakaı Villius. Yalnız buralar en son geziniz olsun. Zira başka yerler zevk vermeyecektir buraları gezdikten sonra. Bugün döndüm. Yatırım tavsiyesidir. :clown:

sabotek
11-09-2007, 10:36
Dünya da cennet varmıymış? Varmış. Litvanya. Drustınınkaı Trakaı Villius. Yalnız buralar en son geziniz olsun. Zira başka yerler zevk vermeyecektir buraları gezdikten sonra. Bugün döndüm. Yatırım tavsiyesidir. :clown:

sn.Bezgincan;En uygun gidiş şekli(tur vs.)veya nasıl gittiğiniz hk.vb.yararlı olabileceğiniz diğer kısa bilgi rica.Sağ olun..

Bezgincan
11-09-2007, 14:59
sn.Bezgincan;En uygun gidiş şekli(tur vs.)veya nasıl gittiğiniz hk.vb.yararlı olabileceğiniz diğer kısa bilgi rica.Sağ olun..

Turla değil kendimiz gittik. Direkt gidiş THY nin Villiusa var. Biz zaman sıkıntısından dolayı uçuş saatleri açısından Frankfurt üzeri gittik. En güzel yeri Trakaı (Turk adamı demek) İngilizce sorununuz yoksa tura gerek yok. Resim yapıştıracağım ama fotograf makinası arkadaşımda. Ben de şu an İstanbuldayım. Haftaya yapıştırırım. Villusta da gece yaşamını sevenler için. Hem doğa hem yaşam tam bir cennet.

sabotek
14-09-2007, 14:12
sn.Bezgincan;sağ olun.Resimleri bekliyoruz...

pinky
15-09-2007, 13:57
Dünya da cennet varmıymış? Varmış. Litvanya. Drustınınkaı Trakaı Villius. Yalnız buralar en son geziniz olsun. Zira başka yerler zevk vermeyecektir buraları gezdikten sonra. Bugün döndüm. Yatırım tavsiyesidir. :clown:

Sn. Bezgincan sizin için vize gereklimiydi bilemiyorum ama Litvanya vizesi nereden alınıyor?

Bezgincan
18-09-2007, 16:07
Sn. Bezgincan sizin için vize gereklimiydi bilemiyorum ama Litvanya vizesi nereden alınıyor?

Frankfurt üzeri ise önce Litvanya konsolosluğundan sonra da transit vize için Alman konsolosluğuna başvuru gerekiyor. Sağlık sigortası zorunlu. Direkt uçuşta Litvanya konsolosluğu vizesi yeterli. Ara vizeye gerek yok. Ağustos-Eylül 15 e kadar ideal gezi zamanı. Çok yağmur yağar. Bu nedenle netten hava durumunu kontrol etmenizi öneririm. Resimleri foto. mak.alınca 1- 2 tane yapıştıracağım. Ben beğendim. Gerisi size kalmış. :biggrin:

Bezgincan
21-09-2007, 22:11
http://img229.imageshack.us/img229/2926/dsc06599zi5.jpg

Resimler amatör çekimdir benden bu kadar.

Bezgincan
21-09-2007, 22:16
http://img71.imageshack.us/img71/7969/dsc06605bo8.jpg

Bezgincan
21-09-2007, 22:22
http://img229.imageshack.us/img229/8059/dsc06606xi9.jpg

Bezgincan
22-09-2007, 08:52
http://img219.imageshack.us/img219/5107/dsc06607eb3.jpg

Durusnininkaı evler tek katlı ahşap villa tipi. Caddeler tertemiz her yer ağaç ve çiçeklerle kaplı. Yaçayan halkın %70-80 i bayan. Çalışanlar hep bayan. En son polise gümrükte rastladık. Sakin ve huzurlu bir kasaba Dünyanın en büyük SPA merkezi olacak kanaatindeyim. Hafta sonu SPA randevuları doluyor. Kasabanın verdiği huzurun üzerine bir de masaj fena olmuyormuş. Arkadaş öyle söyledi.

Bezgincan
22-09-2007, 08:55
http://img217.imageshack.us/img217/6007/dsc06609tl7.jpg

Burası bahçe değil caddelerden çektiklerim. Caddeler de huzur var. Düzen ve intizam var. Kavga gürültü yok. 1-2 gezinen köpeğe rastlasanız da korkmayın havlamıyorlar ve saldırmıyorlar. Huzura onlarda alışmış. Kendilerine taş atan da yok ayrıca. Erkekler akşama kadar içiyor. Kadınlar gündüz çalışıyor gece eğleniyorlar.

Bezgincan
22-09-2007, 08:57
Diğer güzellikleri de gidip yerinde görmek lazım :wink:

Bezgincan
22-09-2007, 10:42
http://img217.imageshack.us/img217/9444/dsc06633th6.jpg

Hava alanından Duruskınınkaı ye gidişte yaklaşık 120 km yol böyle.

Bezgincan
22-09-2007, 10:52
http://img215.imageshack.us/img215/5425/dsc06675wt1.jpg

Trakaı _ Türk Adamı demek_ ülkenin belki de en güzel yeri. Gölün ortasında ada olur mu olurmuş. Atalarımız buraya da ayak basmış. Türklerden korkuyorlar. Büyük bir de kale var bu şehirde. Gelen Osmanlı paşasınının resimleri kılıcı kıyafetleri unutmayın diye cam vitrinlerde sergiliyorlar. Mezarlığın ismi dikkatimi çekti de. Ayrıca burada türk yemeklerini de bulabilirsiniz.

exitance
05-10-2007, 22:32
Sayın Bezgincan,

Açıklamalı resimler için teşekkürler. Gerçekten çok güzel bir yere benziyor.

Discovery Channel'da az konuşulan diller hakkında reklam vari kısa filmler gösteriliyordu bir ara. Kendini Karai olarak tanıtan bir bayan

"Anam ulusumuzun aşamağını pişiriğ" (Annem milli yemeğimizi pişiriyor) şeklinde başlayan konuşmasıyla kıbın dedikleri ve içinde et olan ve yağda kızartılan hamurların yapılışını gösteriyordu ve bulundukları ülke Litvanya idi.

Gittiğiniz yerdeki halk Karay Türkleri midir? Dilleri Türkçe'ye benziyormu?

abk
02-11-2007, 19:47
Sn. Exittance;
Discovery Channel'da bahsettiğiniz tanıtımı ilk izlediğimde ben de çok şaşırmış , kulaklarıma inanamamıştım . Kaybolmakta olan bir dilden bahsediliyor ve ben o dili anlayabiliyordum .:)

abk
02-11-2007, 20:03
Bu topiği hem sohbet hem de bir davet için açtım… Çılgınca bir fikir:)
Benimle seyahat edecek dostlar arıyorum… Şartlar biraz ağır:notr: Nerelere gideceğimizi söylemeyeceğim… Her akşam ertesi gün ne olacağını bilmeden yatacaksınız… Yolculuk on gün kadar sürecek ve kişi başı fazla fazla üç bin kötü amerikan dolarlık bir bütçe gerektirecek… Buna uçak biletleri, vergiler, konaklamalar, ulaşım, yemekler, bahşişler, giriş ücretleri, basit ihtiyaçlar hepsi dahil… Bana ödeme yapmayacaksınız, herkes kendi parasını kendi harcayacak…
Sevgiler

Beni yazın gruba . En güzel yanı da çılgınca olması belki de . Ama nereye gideceğimi ana hatlarıyla bilmek isterdim . Şurada 2 gün burada 3 gün diye değil ama . Hangi ülkeler olduğunu , yaklaşık gezi süresini .... Ve turla göremeyeceğim yerler olmalı . İnsanlar arasına karışabilmek isterim . Gittiği yerin havasını solumak istiyor insan . Belgesel izler gibi yapılan gezileri sevmiyorum . Ne çok şey istiyormuşum değil mi?:mut: Aldırmayın , ben uyarım her şeye .

AUDİ+
26-04-2008, 14:36
http://www18.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=3146&page_number=1 Seyahat düşkünlerine gezilip görülmesi gereken eşsiz güzellikte yerler................

abk
15-11-2008, 01:35
Az kaldı. Sadece iki hafta sonra uçakta olacağım. Afrika'da kalacağım yirmi gün. Sadece yirmi gün. Sonra yine geri döneceğim. Ve uzak kaldığım, yaşadığımı hissettiğim yirmi günün acısını çıkarmak için bir yıl çalışacağım. Kızacağım kendime. İplari koparamadığım, gerçek anlamda kaçamadığım için kızacağım. Ama hiç bir şey değişmeyecek.....

BABUTSA
02-11-2009, 21:17
Aslında nereye yazacağımı bilemedim.Forumda daha önce verildiyse özür diliyorum.Bir siteden bahsetmek istiyorum.

DÜNYADA GÖRMEK İSTEDİĞİNIZ YERİ TIKLAYIN GÖRÜN..

İnanılmaz şahaser bir çalışma .
Güzel değil ! Bin defa güzel bir program . Haritaların üzerine son açılışa kadar kademe kademe bir kaç defa tıklamanız gerekebiliyor . Başlayınca bir saat değil bir hafta
bile programın karşısından kalkmak istemeyeceksiniz !
Bir dosyaya alıp zaman zaman seyredebilirsiniz .



http://www.galenfrysinger.com/index.htm

stocksin
18-11-2009, 03:47
Bu topik de çok iyi olmuş sağolun....
Benim de bir hayalim var.. İstanbul dan hareketle iki ayda uygun bir araçla Moğolistan a kadar gitmek.... Ve gittiğimiz yerlerde bayraklarımızı ve hediyelerimizi dağıtmak...
İstanbul
Ankara- Anıtkabir - 1 gece
Samsun
Rize - 1 gece
Sarp
Gürcistan --- 3 gün....
Azerbaycan ---3 gün
baküden feribotla Turkmenistan
Turkmenistan 3-4 gün
Özbekistan - 4-5 gün
Kırgizistan - 3-4 gün
Kazakistan - 4-5 gün

İşte ciddi problem bundan sonra
Buraya kadar da seyahat pek güvenli değil ama bundan sonra olduğunu hiç sanmıyorum... Burdan Ulan Batur a gitmek ne kadar zaman alır onu da hesap edemiyorum. Orhun Anıtları da güzergahta olmalı.... Kazakistan dan Çin üzeri gidilebilir veya kuzeye çıkıp Rusya toprakları üzerinden gidilebilir.

Kafamda hep güneyden gidip kuzeyden dönmek var.
Gidişte İran - Azerbaycan - Kazakistan -Uygur Türkleri - Çin güzergahı
dönüşte ise Rusya- Rusya - Moldavya- Bulgaristan- Kapıkule de gibi..


Bu güzergahlar konusunda bilgisi olan varsa lütfen yardımcı olun.

Diğer bir sorunda araç konusunda . yeni araba kiralansa veya şahsi araç kullanılsa çalınma veya gasp ihtimali de çok yüksek olsa gerek.

Bu seyahati kredi kartı ile de yapamayız muhtemelen çok yerde geçmez, nakitte alınması lazım gelir...

Araçla değil de yerel kara ulaşım (tren-otobüs) araçları ile de gidebiliriz. Ama her noktada ne kadar güven sağlar....

Kalacak yerleri nasıl ayarlarız..... Beş yıldızlar tuzlu olur hesaplı olanları nasıl buluruz.

:))




Güzergahta daha önce Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan a uçakla gitmişliğim var.
Ekonomik olarak fazla bir maliyeti olacağını sanmıyorum. Fakat bu güzergahta en büyük sorun güvenlik ve kalacak yerler olsa gerek.

ganesh
18-11-2009, 12:17
Güzel bir düşünce... Anılan yerlerin çoğuna ben maalesef gitmemiş olduğumdan fazla yardımım dokunamayacak... Ama genel olarak trenle seyahatin görece olarak güvenli ve zevkli olduğunu düşünürüm... Afrika ve Asya'da epeyce tek başıma trenlerle dolaşmışımdır... Haydarpaşa'dan Tahran'a kadar kolay... Sonrasını araştırmanız gerekecek... Dünyanın hemen her şehrinde merkez garın çevresinde ucuz oteller bulunur...

Sevgiler ve şimdiden iyi şanslar...

ally_mcbeal
03-12-2009, 16:35
seyahat tutkunları için ibs de az önce gördüğüm bu bilginin kayda geçmesi iyi olur diye düşünüyorum, şahsen ben dikkate alırım mesela ürdünde petra harabelerini bayramda düşünüp hem yüksek tur ücreti hem de vize olunca çok pahalı olacağına karar vermiştik, vize kalkmış bu çok iyi.

Türkiye'ye vize uygulamayan ülke ve özel idare bölgeleri şöyle:

Antigua-Barbuda, Arjantin, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Belize,
Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Ekvador, El Salvador, Fas, Fiji, Filipinler,
Guetemala, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Honduras,
Hong Kong, İran, Jamaika, Japonya, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti, Kolombiya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Kosova, Kosta Rika,
Libya, Makau Özel İdare Bölgesi, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritus,
Nikaragua, Palau Cumhuriyeti, Paraguay, St. Vincent-Grenadines, Singapur, Solomon
Adaları, Sri Lanka, Suriye, Svaziland, Şili, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus,
Tuvalu, Uruguay, Ürdün, Venezuela.

AA


(03/12/2009 - 15:22:03)

wo1
30-04-2011, 18:43
haziranın son haftası doğu avrupa turuna çıkmayı düşünüyorum ,

spontane gercekelesıcek bır gezı olacak , yurt dısında ki bazı arkadaslara ugrayacagım 10 gunluk bır gezı dusunuyorum

görmemi tavsiye edeceğiniz yer varsa yazarmısınız?

yurt dısında yasayan arkadaşlarımız varsa , özellikle viyanada misafirleri olabilirim 1 günlük :)

gezi zamanı 20 haziran - 1 temmuz