PDA

View Full Version : Stratejik maden ''BOR''



Mad Max
19-11-2007, 20:55
Dünyada bor tükeniyor, Türkiye 2012'de tekel olacak


Türkiye, dünyanın en önemli stratejik madenleri arasında yer alan bor da tekel olma yolunda. ABD Jeoloji Kurumu'nca dünya genelinde ispatlanmış bor rezervi 3,5 milyar ton olarak hesaplanırken bunun yüzde 80'i ise Türkiye sınırları içerisinde bulunuyor.



Uzay sanayinden tarım sektörüne kadar her alanda kullanılan bor madenini uzun yıllardır değerlendirmeyen Türkiye'de tablo değişmeye başladı. Türk kamu şirketi Eti Maden, yüzde 38 payla pazarda liderliği ele geçirirken, rakibi Us Borax ise yüzde 32'lik pazar payıyla ikinci sıraya geriledi. İngiliz-Avusturya sermayeli şirketin rezervleri beş yıl içinde tükenecek. Türkiye 2012'de pazarın tek hakimi olurken, 380 milyon dolar seviyesinde olan hammadde ihracatından elde ettiği gelir ise 2 milyar dola- ra çıkaracak.

Etimaden Genel Müdürü Orhan Yılmaz'ın talebi üzerine Başmüfettiş Galip Türkmen tarafından hazırlanan 'Bor Pazarında Küresel Trendler' isimli raporda yer alan tespitlere göre ortaya çıkacak talebin karşılanabilmesi için de yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacak.

Finansman için halka arz yöntemine başvurulması önerilen rapora göre, bir devlet şirketi olan Etimaden'in halka açılması ve özerk bir yapıya kavuşturulmasıyla uluslararası ölçekte sermayeye sahip ve kendi kendini finanse eden bir şirket ortaya çıkacak. Türk Hava Yolları'nda (THY) yakalanan başarının burada daha kolay elde edilmesi mümkün. Bor madeni halen fiberglas, otomotiv, seramik, nükleer uygulamalar, yakıt teknolojisi, deterjan ve tarım sektöründe yoğun olarak kullanılıyor. Kamuoyunda 'cell' teknolojisi olarak bilinen 'yakıt hücreleri' üretiminde de katalizör olarak kullanılan maden, savunma sanayiinin de vazgeçilmez hammaddesi.

Dünyada kullanımı giderek yaygınlaşan bor pazarında iki ana firma faaliyet gösteriyor. İngiliz-Avustralya sermayeli Rio Tinto şirketinin bir iştiraki olan US Borax iki sene öncesine kadar sektörün tartışmasız lideriydi. Son dört sene içerisinde hükümetin desteğiyle Etimaden yurtdışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdi. 2002'de dünya pazarının sadece yüzde 17'sini kontrol eden şirket, geçen yıl pazarda lider konuma yükseldi ve pazar payını yüzde 38'e çıkardı. Etimaden'in en büyük rakibi olan US Borax ise yüzde 32'lik payıyla ikinci sıraya geriledi. Bu iki firmanın dışında pazarın geri kalanını Rus, Çinli ve Güney Amerikalı şirketler kontrol ediyor.

Rezerv problemi dışında, petrolde olduğu gibi çıkarma maliyetlerinin de önemli olduğunu ifade eden uzmanlar, Anadolu'da bor çıkarmak için ton başına ortalama 20 dolar harcanırken, dünyanın başka bölgelerinde bu işlem için 60 ile 100 dolar arasında bir harcama yapıldığına işaret ediyor. Uzmanların dikkat çektiği diğer önemli nokta da bor talebinin sanayileşmiş Batılı ülkelerden Çin, Hindistan gibi ülkelere kaymaya başlaması. Bu ülkelerin büyüme taleplerine bağlı olarak bor fiyatları da artacak.

Madenciler Birliği Başkanı İsmet Kasapoğlu, Türkiye'nin bor madenlerinden yeterince istifade edemediğine işaret ederek, bunun temel nedeni olarak da sektördeki devlet tekelini gösteriyor: "Özel sektör ile devlet işbirliğine giderse katma değeri daha yüksek ürünler üretebilir ve daha fazla gelir elde edebiliriz."

Mad Max
19-11-2007, 21:05
BOR madeni ilk bakışta beyaz bir kayayı andırıyor. Çok sert ve ısıya dayanıklı. Doğada serbest bir element olarak değil, tuz şeklinde bulunuyor. Ülkemizde bulunan 'bor'un kalitesi de diğerlerine oranla daha yüksek. Toprağın 40 metre altında bulunan borun işlenmesi de, diğer elementlerle az karıştığı için kolay. Bor, periyodik sistemin üçüncü grubunun başında yer alan bir elementtir. Bu gurubun diğer üyeleri metal olmasına karşın Bor ametal sayılmaktadır.
Ancak, diğer elementlere olan yüksek kimyasal ilgisi nedeniyle doğada serbest halde bulunmayan bor'un meydana getirdiği minerallerin, çok eski tarihlerden beri tanındığı ve kullanıldığı bilinmektedir. En yaygın bor bileşikleri; borik asit ve bor'un sodyum, kalsiyum ve magnezyum ile meydana getirdiği bileşiklerdir

Kullanıldığı Yerler:
1)Metalürji sanayiinde
2)Nükleer reaktörlerde
3)Organik kimya sanayiinde
4)Cam, seramik, deterjan vb. sanayilerde
5)Fotoğrafçılıkta
Bor Cevherleri:
Bor, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunur.Önemli cevherler arasında boraks, kernit ve kolematit sayılabilir.
Ülkemizdeki Bor Yatakları:
1)Balıkesir-Bigadiç, Sındırgı, Susurluk
2)Bursa-M.Kemalpaşa
3)Eskişehir-Seyitgazi
4)Kütahya-Emet
En Önemli Bor İşletme Tesislerimiz:
Emet kolemanit işletmesi, Kırka boraks ve asit fabrikası, Kestelek kolemanit işletmesi,
Bandırma boraks ve asit fabrikaları, Bigadiç kolemanit işletmesi
**Dünyadaki bilinen bor rezervlerinin %75'i Türkiye'de bulunmaktadır.Ayrıca Seyitgazi bölgesindeki yatakların dünyanın en büyük sodyumlu bor tuzu yatağı olduğu saptanmıştır.

TÜRKİYE BOR MADENCİLİĞİ
Türkiye'de bilinen başlıca borat yatakları Batı Anadolu'da yer almakta ve bu yataklar dünya rezervinin % 60-70'ine sahip bulunmaktadır.
Türkiye rezervinin % 37'si Bigadiç, % 34 Emet, % 28'i Kırka ve % l Kestelek bölgesinde bunmaktadır.
Bigadiç işletmesinde başlıca bor mineralleri kolemanit ve üleksit' tir. Boratlar 1-8 m. Kalınlıkta tabakalar halinde killer arasında yer alırlar. Kapalı ve açık ocaklardan üretilen tüvenan cevherler 600.000 ton/yıl tüvenan cevher yıkama kapasiteli konsantratörde zenginleştirilecek, 25-125 mm, 3-25 mm ve O, 2-3 mm kolemanit konsantreleri ile 3-125 mm ve O, 2-3 mm üleksit konsantreleri elde edilir.



1-Bor ve ferrokrom tesislerinin kurulusunda Batı'lıların nasıl yaklaştığını belirtmiştik. Birçok oyalama ve zorluğa rağmen tesisler kurulmuştur. Ayni durum trona için de geçerlidir. Her zaman bor tuzları Batı'nın gündeminde olmuştur. Dünya bor rezervlerinin %70 ine sahip olan Türkiye, dünya pazarının da %35 ini kontrol etmektedir. Bor üretimini ve pazarlamasını tek elde tutan ülkemiz önemli avantajlar elde etmiştir. Ancak, Bati her yönüyle cazip olan bu kaynağa karsı isteklerini sürdürmektedir. "Bu nedenle 1986 yılında Morgan Bank'ın hazırladığı Özelleştirme Master Planında Etibank için holding modeli öngörülmüş, bor ve krom gibi yüksek karlı isletmelerin satış listesine alınması önerilmiştir".

2-Doğal kaynaklarımızın iyi değerlendirilmesinin gerekliliğini tekrarlamak isteriz. Bir ülkenin doğal kaynaklara sahip olması çok önemlidir. Ancak bu kaynakları nasıl kullandığınız, nasıl değerlendirdiğiniz de en az o kadar önemlidir. Dünyada çok zengin kaynaklara sahip olan ülkeler, hala geri kalmışlık kategorisinde yer almaktadır.

3-Bor, Türkiye için çok önemli doğal kaynaktır. Bu kaynağı ülke menfaatleri doğrultusunda değerlendirmek, nihai bor türevlerinin üretimini gerçekleştirmek ve birilerine peşkeş çektirmemek hepimizin görevidir.

4-Etibank, madencilik sektörünün geçmişte lokomotifi olmuştur. Günümüzde de bu özelliğini sürdürmelidir. Bor türevleri, Seydişehir Alüminyum ,Yüzüncü Yıl Gümüş Tesisleri'nin kapasite artırımı ve yenileme projeleri biran önce hayata geçirilmelidir.

5-Yıllardır savsaklanan Batili Tekellerin oyuncağı haline gelen Trona yatağının da zaman geçirilmeden isletmeye alınması ülke menfaatinedir. Birilerinin isteğine bırakılırsa bir yirmi yıl daha hiçbir şey yapılmadan geçirilecektir.

6-Türkiye sanayileşmesini tamamlayamadığından, nihai ürünün eldesini sağlayacak teknolojileri de gerçekleştirememiştir. Gelecekte ihtiyacımız olacak cevherleri, bugün, hammadde olarak ihraç ettiğimiz bir gerçektir. Hammadde ihracı ile yeterli katma değer sağlanamaz. Katma değerin yurt içinde kalması için Ar-Ge'ye ve teknolojik yatırımlara önem verilmelidir.

7- 21.yüzyıla girerken, maden isçisi asgari ücretle, mühendisler ise komik ücretlerle bu sektörde çalışmaktadır. Birçok alanda mühendisin önemini hala kavrayamamış sözde madenciler mevcuttur.

8-Hala ülkemizde teknik ve teknolojik gelişmelerden uzak üretim gerçekleştiriliyor. 1 m2 kesitli kuyudan, hem isçi, hem de cevher çıkarılmakta. Kova içinde çıkrık yardımıyla insan, malzeme ve cevher nakli yapılmaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Hem düşündüren hem de utanılacak bir manzara.

9-Enerji üretiminde öncelikle öz kaynaklarımızın değerlendirilmesi gerekir. Bazı kolaylıklar nedeniyle ithalat cazip gelebilir, ancak bu durum ülkeye uzun vadede bir şey kazandırmaz.

10-Madencilik sektöründeki KİT’lerin bugün çeşitli nedenlerle içine düşürüldükleri durumdan biran önce çıkarılmaları gerekmektedir. Yapılmayan yatırımlar nedeniyle meydana gelen teknolojik sorunların çözümü ve politik baskılar sonucu bozulan çalışma barisin yeniden sağlanması zorunludur. Özerk bir yapının oluşturulması, çalışanların örgütleri aracılığı ile yönetimin erkinde temsil edilmeleri ve kamu kuruluşları, politik baskılardan uzak, verimlilik ilkesi çerçevesinde yeniden yapılandırılmalıdır.

11-Madencilik ve çevre dengesi ülkenin gerçeklerine göre ele alınmalı, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak" slogancı bir anlayışla her şeye karsı çıkmak hiç kimseye birsek kazandırmaz. Bilimsel verilerin ışığında, ekolojik dengeyi bozmadan gereken her türlü önlem alınarak üretim gerçekleştirilmelidir.

12-Maden armacılığı konusunda 1980'lerden beri izlenen politikalar iflas etmiştir. Bugün, Ülkemizin doğal kaynaklarının yeterli düzeyde aranmadığını söyleyebiliriz. Maden aramacılığını bir altyapı hizmeti olarak görüyoruz. MTA yeniden yapılandırılmalı, her yönüyle ele alınmalı ve içine düşürüldüğü olumsuzluklardan kurtarılmalıdır.

13-Madencilik sektörü genellikle günlük politikalarla yönetilmiştir. Sağlıklı bir devlet politikası belirlendiği söylenemez. Gelişmiş ülkeler madenlerin temini konusunda uzun vadeli politikalar oluşturmuşlardır. Dünya hammadde kaynakları sinirlidir. Türkiye mevcut kaynaklarını çok iyi değerlendirmelidir. Gelecekle ilgili politikaları saptamalıdır. Sanayileşmiş bir Türkiye bugün tükettiği cevher miktarının 4-5 katini tüketecektir. Hammaddenin, ne kadarını öz kaynaklardan, ne kadarını ithal yoluyla karşılayacaktır. Madencilik sektöründe uzun erimli politikalar ve stratejiler oluşturmalıdır.

Mad Max
19-11-2007, 21:22
Bor Madeni Gelecekte Petrolün Yerini Alacak

Niğde Üniversitesi tarafından düzenlenen uluslararası "Kapadokya Yöresinin Jeolojisi" konulu sempozyum da Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim üyesi Prof. Dr. Cahit Helvacı, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika'nın bor madenini yakından takip ettiğini belirterek, Irak'ın başına gelenlerin yakın zamanda Türkiye'nin de başına gelebileceğine dikkat çekti.


Niğde Kültür Merkezi'nde başlayan ve 3 gün süren sempozyuma Japonya, Almanya, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Türkiye'den çok sayıda akademisyen katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamza Uygun, jeolojik oluşumların aynı zamanda sosyal ve kültürel oluşumlarında alt yapısını oluşturduğunu belirterek, "Yer altı ve yer üstü jeolojik kaynakların verimli kullanılması için bir an önce gerekli adımların atılması gerekiyor. Jeolojik oluşumlar

insanlık tarihi açısından pek kabul gören oluşumlar değildir. Ama aynı zamanda yeni fırsatların yakalanması adına ve sosyal anlamda önemli bir gelişmeye önderlik ediyor. Bazı dönemlerde negatif etkileri olmasına karşın daha sonraki dönemlerde bölgesindeki yapıyı değiştirip, özellikle yeraltındaki kaynaklarıyla sosyal yapının değişmesine büyük katkı sağlamaktadır" dedi.

Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahit Helvacı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya bor rezervinin yüzde 80'ine Türkiye'nin hakim olmasının doğanın Türkiye'ye bahşettiği en önemli konulardan bir tanesi olduğunu ve AB ve ABD'nin bor madenini yakından takip ettiklerini kaydetti. Helvacı, "Fakat Türkiye'nin sadece buna sahip olması yetmiyor. Aynı zamanda bunun ülke yararına ve stratejik olarak

Kullanılması çok anlam kazanıyor. Onun için bir yandan bilimsel bir yandan teknolojik olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bor, kendi başına gerçekten çok ilginç bir element. Son derece hafif, ısıya, sertliğe dayanıklı olduğu ve aynı zamanda hidrojenle birleştirildiği zaman enerji kaynağı olabileceği için geleceğin ulaşım sektörünün enerjisini sağlayabilecek tek element Bor madenidir" diye konuştu.

Temizlikten uzay sanayisine kadar, dayanıklı alaşımların yapılmasından enerji kaynağı olarak kullanılmasına kadar çok geniş bir kullanım alana sahip Bor elementinin güçlü ülkeler tarafından çok sıkı takibe alındığını dile getiren Prof. Dr. Cahit Helvacı, "Ortadoğu'daki Arap ülkeleri için petrol neyse Türkiye için Bor madeni de odur. AB ve ABD böylesine öneme sahip bir elementi çok yakından takip etmektedirler. Türkiye'nin yapacağı, gelecek 500 yıla yetecek olan rezervleri fazla üretmek değil, son derece

Bilinçli ve ileriye dönük hesaplar yaparak kullanmasıdır. Şu an açık seçik görülen konu AB ve ABD ülkelerinin her türlü baskıyı Türkiye'ye yapmakta olduklarıdır. Yani ekonomik baskıyı kurmuş durumdalar. Bu nedenle bizler bilinçli ve dikkatli olmadığımız taktirde Irak'ın başına veya diğer ülkelerin başına gelenler Türkiye'nin başına da gelebilir" şeklinde konuştu.

İhlas haber ajansı

Mad Max
19-11-2007, 21:31
Ekli dosyada Bor madenini kapsamlı olarak tanıyabilirsiniz.

Kantaroncu
19-11-2007, 21:55
Bu topiği açmakla iyi ettiniz... Şu bor meselesini 40 yıldan beri duyarım... Her meseleye beş dakikada çözüm bulan nice dahiden, borun kerametlerini dinleye dinleye gelmişiz bugünlere... Efenim, uzay mekiğinin yakıtı şu maddeden yapılyor. Tonu şu kadar milyon dolar... Bizim ülkemizde o maddeden şu kadar var. Çarp şu kadar milyon dolarla... Kaç trilyon dolar etti... Aha gördün mü, dünyanın en zengini biziz de haberiniz yok... Bu millete yok yere fakirlik çektirirsiniz... Bu lafları duymayan yoktur herhal...

Hep merak ederim, kazın ayağı öyle midir...

Kantaroncu
19-11-2007, 23:31
"Değer olarak ise dünyada yaklaşık yıllık 1,2 milyar ABD doları kadar B2O3 pazarı bulunmaktadır. "

Koparılan bor fırtınasının büyüklüğü işte bu kadardır...

Mad Max
19-11-2007, 23:35
Bu topiği açmakla iyi ettiniz... Şu bor meselesini 40 yıldan beri duyarım... Her meseleye beş dakikada çözüm bulan nice dahiden, borun kerametlerini dinleye dinleye gelmişiz bugünlere... Efenim, uzay mekiğinin yakıtı şu maddeden yapılyor. Tonu şu kadar milyon dolar... Bizim ülkemizde o maddeden şu kadar var. Çarp şu kadar milyon dolarla... Kaç trilyon dolar etti... Aha gördün mü, dünyanın en zengini biziz de haberiniz yok... Bu millete yok yere fakirlik çektirirsiniz... Bu lafları duymayan yoktur herhal...

Hep merak ederim, kazın ayağı öyle midir...

Aslında konuyu şöyle özetleyebiliriz.

Efendim amerika bize bor madenini işlettirmiyormuş gibisinden lafları çevremizde sıkça duyarız.yok öyle birşey. bu ülkede olan bir madenin işlenip işlenmesine hiçbir ülke karar veremez.

Olay şudur: abd bor madeni işlemesini ve yakıt maddesine çevirmesini biliyor yani bu teknolojiye sahip. fakat bizde bu teknoloji yok. abd bize bu teknolojiyi para karşılığında satmıyor veya vermiyor . tabi biz de bunun üzerine yatırım yapmak yerine işin kolayına kaçıp ham maddeyi patates satar gibi kilo ile abd'ye satıyoruz. oysaki nasıl genç beyinlere sahibiz ama farkında değiliz.

Millet olarak en kötü özelliğimiz hazırcılık ve kolay yoldan sahip olma isteği.

Siz olsaydınız uzun ar-ge çalışmaları sonrasında sahip olduğunuz bir teknolojiyi
buyrun siz de kullanın dermiydiniz.?? hele ki bu denli stratejik,gelecekte petrolün yerini alması beklenen bir maden söz konusu ise..

yazık ülke olarak çok şey kaybediyoruz..

BORA YAŞAR
19-11-2007, 23:43
Stratejik maden demek bor..

Hay Allah..

Bir de "Geçti borun pazarı" derler..

Bir yanlışlık var bu işte ama..:)

Mad Max
19-11-2007, 23:54
Bu konu ya özel önem veriyorum.

Eskişehir de bulunan kırka bor maden sahasını bizzat gezdim.

Çok geniş bir saha ve henüz çıkartılan maden toplam rezervin % 0.5 ine bile tekabül etmiyor.

Hele ki bu saha da büyük kepçelerlerin madeni kamyonlara çöp gibi doldurup bu şekilde de sevkinin yapıldığını görünce üzüntüden kahroldum desem yeridir.

kumralada
19-11-2007, 23:55
Bor araştırmaları için kurulmuş bir enstitü var.

http://www.boren.gov.tr/

Kurulduktan sonra basında çalışmaları hakkında çıkmış fazla bir haber göremedim. Umarım ileri ürünler elde etme ve teknoloji geliştirme konusunda çalışmalar yapılıyordur.

BORA YAŞAR
20-11-2007, 00:02
Son yıllarda duyduğumuza göre, yurdumuzda çok büyük alanlar yabanci şirketlerce maden alanı olarak kiralanıyormuş.

Konunun hakimi arkadaşlardan şunu öğrenmek isterim:

Bu doğru mu?

Bor alanları bu yolla yabancıların eline ve egemenliğine geçer mi?

Bu yönde milli bir tahdit/engel varmıdır?

kumralada
20-11-2007, 00:19
Bor konusu ile ilgili 2001 yılında yine hissenette forumda topic açılmış. O zamanlar kullandığım nick olan cypriot adıyla birşeyler yazmışım ben de. Hissenet arşivlerinde saklı mıdır bilmiyorum ama bayağı tartışılmıştı bu konu. Web'den araştırınca forumdan bir sayfaya( benim de gönderimin olduğu) ulaşabildim.Ulaştığım adres boraxtr.com diye konuyla ilgili bir firmanın bizim forumdan alıntıladığı bir sayfa. Aşağıdaki bağlantıdan bakılabilir:

http://www.boraxtr.com/boraxtr/Basin/hissenet.htm

İlginçtir ki o sayfadaki gönderimde ülkemizin borçlandırılması yolunda teşvik edilmesinin tehlikelerine de dikkat çekmişim. O zamanki endişeleri şimdi gerçekleşmiş olarak yaşıyor olmak acı veriyor insana.

cypriot
Kıdemli Üye


Posts: 69
Registered: Dec 2000
posted 19-05-2001 03:40
--------------------------------------------------------------------------------
ABDnin bize borç vermedeki sabır ve teveccühlerinin nedeni bor madenleri olabilir.Bizim şu anda bilmediğimiz ama onların sürekli araştırmalar(gizli)yaptığı bir konu bu.Bordan öncelikle uzay füzelerinde kullanılmak üzere yakıt elde etmek. Bir önceki IMF niyet mektubunda (sonuncusunda var mı bilmiyorum)ETİ holdingin özelleştirilmesi gereğinin yer alması akla bunu getiriyor.
Bor madenlerimize mutlaka sahip çıkmamız şart.Ama bir diğer şart da bu konuda üniversite,tübitak ve ilgilenebilecek her kuruluş desteğinde bilimsel araştırma yapılması ve teknoloji geliştirilmesi.
Böyle bir enerji elde etme kaynağı olacaksa bor madeni,gelecekte doğru strateji ile bu ülkede çok şey değişebilir.
Kamuoyunu bilgilendirmek,destek sağlamak açısından bir yöntem olabilir.Bu konuya gerçekten dikkat!

Mad Max
20-11-2007, 21:00
Rusya'nın doğalgazı kısmasıyla daha da önem kazanan sürdürülebilir ve güvenli enerji kaynakları arayan, bu çerçevede de nükleer dosyasını raflardan indiren Türkiye, 'geleceğin enerjisi' olarak nitelenen bor konusunda da sessiz ama derinden büyük bir çalışma yürütüyor.


Ulusal Bor Enstitüsü'nün (BOREN) yaptığı çalışmalara göre, en yüksek rezervi topraklarından barındıran Türkiye, nükleer santral güvenliği ve hidrojen enerjisi üretimi konusunda eşsiz bir elemente sahip. Bor, inşaat başta olmak üzere, tekstil, enerji, tarım, seramik üretimi alanlarında çığır açabilir. 250'den fazla kullanım alanına sahip olan bor, sanayinin tuzu olarak nitelendiriliyor. Dünyanın bor rezervlerinin yüzde 67'sine sahip olan Türkiye'nin dünyadaki toplam üretim içindeki payı ise yüzde 33. Bor, Türkiye'de cam, deterjan, seramik ve kimya sektörlerinde kullanım alanı bulurken, toplam rafine üretimin ancak yüzde 8'i yurtiçinde tüketiliyor. Türkiye'nin dünya bor üretiminde payını artırması ise ülke içi tüketimin artırılmasından geçiyor.


Borlu beton daha sağlam
Borun kitlesel kullanımının sağlanabileceği, katma değer yaratacak sektörlerde çalışmalar yapan BOREN'in başkanı Erk İnger, projeleri konusunda Radikal'e bilgi verdi. Bor kullanımında en popüler alanlardan birinin inşaat sektörü olduğunu vurgulayan Erk İnger, şöyle konuştu:
"Çimentonun içine katılacak bor madeniyle inşaat sektöründe enerji tasarrufu ve üretim artışı sağlamak mümkün. Bor madeni katılmış betonun sağlamlığı normal yapının çok üstünde. Bu teknik beton yol, köprü, tünel yapımında kullanılabilir."
İnger, bu alandaki çalışmaların sektörel düzeyde gerçekleştiğini bildirerek, "Özellikle Marmaray projesindeki gibi büyük projelerde kullanılabilir bir dolgu çimento alternatifi yapmaya çalışıyoruz" dedi.


Nükleer reaktörün güvenliği
Nötron tutucu özelliği sayesinde borun nükleer santral yapımında kullanılabileceğini belirten BOREN'in başkanı Erk İnger, borun nükleer santrallarda oluşacak olası bir sızıntının çevreye etkilerini azaltıcı niteliğe sahip olduğunu da vurguladı.


Gelişmeye çok açık
İnger, borun geleceğin enerjisi olduğunu vurgulayarak, "Sodyum bor hidrür sentezini suyla karıştırıp bir katalizör yardımıyla kullandığınız vakit hidrojen gazını istediğiniz zaman üretebiliyorsunuz. Bu hidrojeni yakıt piline götürdüğünüz zaman yakıt pili kimyasal enerjiyi, elektrik enerjisine çeviriyor. Bu enerjiyle arabanın tekerleğini döndürebilirsiniz. Teknik olarak bunların yapımı bugün kullandığımız kaynaklarla karşılaştırıldığında ticari olarak büyük bir fark yaratıyor. Biz bu uçurumu da azaltmaya çalışıyoruz. Bu proje TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde araştırılıyor.
Ucuzlatmaya yönelik çalışmalar yapılıyor" diye konuştu. 65 üniversiteden araştırma teklifi, 65 üniversiteden yeni proje teklifi geldiğini söyleyen İnger, "BOREN yapısı itibarıyla ciddi bir kadrolaşmaya ve ekipman teminine girmeyecek ama biz sanayi, üniversiteler ve araştırma merkezleri ile çalışarak büyüyeceğiz. Bor madeni Türkiye için çok önemli" diye konuştu.


Verim artışı sağlıyor
Bor madeninin tarım veriminde de kullanılabileceğini kaydeden İnger şunları söyledi: "Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) 'mikro besleyici' dediğimiz tarımsal verimin artırılması konusunda organik yöntemle verim artışı yapılabilir mi arayışı içindeyiz. Denemelerimizde bazı sonuçlara ulaştık. Zeytinde yüzde 18-19, sarmısakta yüzde 22 civarında bir artış oldu. Tarımda yüzde 20'ye varan artışlar oluyor." Türkiye'nin tarım üretiminden 20 milyar dolar civarında gelir elde ettiğini anlatan İnger, "Tarım üretimini yüzde bir artırırsak her sene 200 milyon dolarlık gelir artışınız olur" dedi.
Ahşap, kumaş, plastiğe koruma Borun alev geciktirici özelliği sayesinde ahşap, kumaş, plastik gibi malzemelerin yanmasını geciktirdiğini vurgulayan İnger, "Ayrıca ahşabı böceklenmeye, küflenmeye, çürümeye karşı koruyor ve ömrünü 10 misli artırıyor" diye konuştu.


Seramikçi de kullanıyor
Borun diğer kullanım alanının seramik sektörü olduğunun altını çizen İnger şunları söyledi: "Seramiğin parlak kısmı için zaten uygulama yapılıyor. Beyaz hamur kısmında da borik asit kullanmak suretiyle sonuçta daha sağlam seramik yapımında ciddi bir pazara girme çalışmaları içerisindeyiz. Sanayici kuruluşlar tarafından test ediliyor. Bunu Anadolu Üniversitesi seramik araştırma merkezi ile yapıyoruz. Bu ekibin arkasında seramik sektörünün uygulayıcıları var."

Radikal Gazetesi

Mad Max
20-11-2007, 21:13
Eti maden işletmeleri nin 2007 faaliyet ve yatırımları hakkında biraz araştırma yaptım.ufak da olsa katma değeri yüksek bor işleme tesis yatırımlarının olmasına sevindim.fakat yapılan yatırımlar küçük..bu tür tesisleşmeler daha da artarak sürdürülmeli.

Araştırma sonuçları :

2007 yılı Yatırım Programı ise Madencilik Sektöründe 31 milyon YTL, İmalat Sektöründe (Kimya, Gübre Sanayii) 59 milyon YTL olmak üzere, toplam 90 milyon YTL’dir.



ÖNEMLİ PROJELERİMİZ

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, bor sektöründe edindiği bilgi ve tecrübelerini teknolojik uygulamalara dönüştürerek ve kendi öz kaynaklarını kullanarak bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretim kapasitesini yükseltmek amacıyla başlattığı yeni yatırımlar kapsamında, devam eden ve sonraki yıllarda tamamlanması planlanan önemli projelerimiz;

II. BOR ÖĞÜTME TESİSİ


YERİ: Bigadiç/BALIKESİR
BİTİŞ TARİHİ:2007
KAPASİTE:100.000 ton/yıl
YATIRIM TUTARI:11 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI:35 milyon ABD$

İSTİHDAM:37 kişi

Öğütülmüş kolemanit pazarındaki müşteri taleplerinin rahatça karşılanabilmesi için Bigadiç’te, 100.000 ton/yıl kapasiteli Bigadiç II. Bor Öğütme Tesisinin kurulması çalışmaları başlatılmıştır. Öğütme Tesisi ve Homojenlendirme Ünitesi Projesi kapsamında Öğütme Tesisinin yapımı tamamlanarak geçici kabulü 26.01.2007 tarihinde yapılmış olup, Homojenlendirme Ünitesinin ise yapım çalışmaları devam etmektedir.





KONSANTRATÖR TESİSİ KAPASİTE ARTIRIMI


YERİ:Bigadiç/BALIKESİR
BİTİŞ TARİHİ:2007
KAPASİTE:325.000 ton/yıl Kapasite Artışı
YATIRIM TUTARI:2 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI: 24 milyon ABD$
İSTİHDAM:53 kişi



Öğütülmüş kolemanit üretim kapasitemizin artışına paralel olarak konsantre kolemanit üretim miktarının da artırılması gerektiğinden Bigadiç’teki mevcut konsantratör kapasitesinin ek bir ünite ile 325.000 ton/yıl daha artırılarak 975.000 ton/yıl’a çıkartılması amaçlanmaktadır. 2007 yılı içerisinde tesis devreye alınacak şekilde çalışmalar sürdürülmektedir.





BOR OKSİT TESİSİ

YERİ:Bandırma/BALIKESİR
BİTİŞ TARİHİ:2009
KAPASİTE:5.000 ton/yıl
YATIRIM TUTARI:10 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI:7 milyon ABD$
İSTİHDAM:24 kişi

Teşekkülümüzce üretilmekte olan bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretim tesislerinin kapasitelerinin artırılması ve tüm bor kimyasalı ürünlerimize katılarak ürün kalitesinin yükseltilmesinin yanı sıra ürün portföyümüze katma değeri yüksek yeni ürünler üretmek amacıyla dizaynı tamamen Kurum tarafından yapılmış olan Tesisin kurulmasına başlanmıştır. Projenin birinci adımını oluşturan 1.000 ton kapasiteli ünitenin yapımı 2005 yılı içerisinde tamamlanmış olup üretime başlanmıştır. İkinci ünite için yatırım çalışmaları sürdürülmektedir.




BORAKS DEKAHİDRAT TESİSİ TEVSİİ


YERİ:Bandırma/BALIKESİR
BiTİŞ TARİHİ:2008
KAPASİTE:45.000 ton/yıl Kapasite Artışı
YATIRIM TUTARI:4 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI:11 milyon ABD$

Bandırma’daki mevcut Boraks Dekahidrat Tesisi’nin kapasitesi 45.000 ton/yıl artırılarak toplam kapasite 100.000 ton/yıl’a çıkarılacaktır. Tesis 2008 yılında tamamlanarak devreye alınacak şekilde çalışmalar sürdürülmektedir.





ZİRAİ BOR(ETİ DOT-67) ÜRETİM TESİSİ


YERİ:Bandırma/BALIKESİR

Başta tarım olmak üzere ahşap koruma vb. alanlarda dünyada yaygın olarak kullanılmakta olan Disodyum Oktaborat Tetrahidrat’ın Ülkemizde de üretilmesini ve ürün portföyümüze katma değeri yüksek yeni bir ürünün eklenmesini sağlamak amacıyla kurulmasına karar verilmiştir.

BİTİŞ TARİHİ:2008
KAPASİTE:8000 ton/yıl
YATIRIM TUTARI:3 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI.15 milyon ABD$
İSTİHDAM:15 kişi





EMET BORİK ASİT TESİSİ TEVSİİ


YERİ:Emet/KÜTAHYA
BİTİŞ TARİHİ.2009
KAPASİTE.100.000 ton/yıl Kapasite Artışı
YATIRIM TUTARI:37 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI:40 milyon ABD$
İSTİHDAM:100 kişi

Teşekkülümüzce başlatılan bor kimyasalları yatırımları kapsamında; ham bor satışı yerine, katma değeri yüksek bir bor kimyasalı ürünü olan borik asidin üretilmesi ve dış piyasada artan talebin karşılanması amacıyla Emet Borik Asit Tesisi’nin kurulmasına karar verilmiştir. Proje 2009 yılına kadar tamamlanarak işletmeye alınacak şekilde çalışmalar sürdürülmektedir.





IV. BORAKS PENTAHİDRAT TESİSİ


YERİ.Kırka/ESKİŞEHİR
BİTİŞ TARİHİ:2010
KAPASİTE:240.000 ton/yıl
YATIRIM TUTARI:52 milyon ABD$
SATIŞ HASILATI:67 milyon ABD$
İSTİHDAM:186 kişi

Özellikle son yıllarda boraks pentahidrat ürünümüze olan talebin giderek artması ve bu artışın süreceği göz önüne alınarak, Kırka Bor İşletme Müdürlüğümüz bünyesinde çok amaçlı bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretimine imkan sağlayacak bir tesisin kurulması planlanmıştır.





BOR MASTER ARAMA PROJESİ / Bursa,Eskişehir,Kütahya,Balıkesir


Proje ile bor varlığı bilinen ve halen bor üretimi yapılan Bigadiç-Emet-Kırka-Kestelek bor havzasında MTA Genel Müdürlüğü ile imzalanmış bulunan beş yıllık bir Protokol çerçevesinde jeolojik harita, sondaj, mineralojik-petrografik ve kimyasal analiz çalışmaları, MTA tarafından gerçekleştirilmektedir. Proje kapsamında 2002-2006 yılları arasında yapılan bor arama amaçlı olmak üzere toplam 35.270 m. sondaj neticesinde, 2 milyar ton olan bor rezervlerimiz 1 milyar ton artarak 3 milyar ton’a (Dünya bor rezervinin %72’si) çıkartılmıştır. 2007 yılının program sondaj miktarı 6.500 m’dir.

Turna
21-11-2007, 02:38
Elimizde Bor varda ne yapıyoruz sanki. Ham olarak ihraç ediyoruz. Atıyorum biz 1 konteyner malı 10000 usd'ye veriyoruz adamlar işleyip bunu 100.000Usdlik mal yapıyor. İşlemek için ise tesis kurmak rahatlıkla yapılabilir yani maliyeti o kadar yüksek değil. Ama büyümemizden korkan sömürgeciler izin vermiyor. Bizde elimizdeki varlığı dağıtıyoruz böylece.

Mad Max
21-11-2007, 19:09
Bor hariç, maden sahaları özel şirketlere açılıyor


Kamunun elinde verimli işletilmeyen maden sahaları, 2012 yılına kadar özel sektöre devredilecek. Böylece ETİ Maden'in dünya pazarlarında rekabet kabiliyeti artırılacak.
Hükümetin 2008-2012 eylem planında madencilik sektörü için büyük bir açılım hedefleniyor. Buna göre bor hariç olmak üzere kamu elindeki maden sahaları belli bir süreçte özel sektör işletmeciliğine açılacak. Rafine bor ürünlerinin geliştirilmesi ve sanayiye uygulanması konusunda da çalışmalar yapılacak.


Öncelikli görülmeyen ve verimli şekilde işletilemeyen maden sahaları tespit edilecek. Sanayi hammaddeleri, petrol, doğalgaz ve jeotermal kaynak aramalarına ağırlık verilecek. Ayrıca rezervi tükenmeye yüz tutan metalik maden ve endüstriyel hammadde aramaları da yoğunlaştırılacak. Buna ilave olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarından jeotermal kaynak aramalarına önem verilecek. Enerji alanında ülkenin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla ağırlıklı olarak denizlerde yapılacak petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına devam edilecek. Yurtdışı aramalarda da Türk cumhuriyetleri ve diğer ülkelerle işbirliği sürdürülecek, madencilik sektöründe faaliyet gösteren kamu kuruluşlarının etkinlik ve verimliliği artırılacak. ETİ Maden İşletmeleri, dünya pazarlarında rekabet edebilme yetenekleri açısından hızlı kararlar üretebilen, dinamik ve kendini yenileyebilen bir organizasyon yapısına kavuşturulacak. Eylem planında sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin sağlanması amacıyla da şu tedbirler hedefleniyor: "Türkiye genelinde ürün güvenliği anlayışının yerleştirilmesine ve aynı zamanda Türk ürünlerinin AB piyasasına teknik engellerle karşılaşmadan girişinin sağlanmasına yönelik çerçeve mevzuattaki eksiklikler giderilecek. Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü İhracat Stratejisi hazırlanacak. 2010 yılına kadar Demir-Çelik Sektörü Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı çalışmaları sonuçlandırılacak ve program uygulanacak. Plan döneminde etkin işleyen bir uygunluk değerlendirme, piyasa gözetim ve denetim sistemi oluşturulacak. Geleneksel sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ'lere uygun koşullu yatırım kredisi sağlanacak. Yerli savunma sanayi çağdaş yöntemlerle geliştirilecek. Savunma sistem ihtiyaçlarının yurtiçinden karşılanma oranı daha da artırılacak." Ankara, aa

Mad Max
22-11-2007, 20:17
Bor, Türk sanayicisine 250, yabancıya 140 dolara satılıyor. Bu yüzden bor sanayi gelişmedi. Bor zengini Türkiye, işlenmiş bor için yıllardır dışa döviz akıttı. İhraç ettiği 'bor'u, 3-4 kat pahalıya geri aldı.

"21. yüzyılın petrolü" diye tanımlanan ve uzay teknolojisinden bilişim sektörüne, nükleer teknolojiden savaş sanayiine kadar pek çok alanın vazgeçilmez hammaddesi durumuna gelen "bor"la ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Dünyadaki toplam rezervlerin yüzde 70'ine sahip olan Türkiye, hammadde olarak ihraç ettiği boru içeride işleyemediği için sattığı fiyatın 3-4 misli fazlasıyla işlenmiş olarak geri alıyor. Yaptığımız araştırmalara göre bunun sebebi, bir zamanlar devlet eli ile kurulmuş olan Etibank'ın yanlış politikası.

İşleyecek gücümüz var

Hükümet ortaklarının, özelleştirilmesi konusunda stratejik önemi nedeniyle uzlaşamadıkları bor madeninde Türkiye, Eti Holding AŞ aracılığı ile dünya piyasasının yüzde 88'ini kontrol altında tutuyor. Rezervler konusunda dünyada tekel oluşturan ülkemiz, bor'un mamule dönüştürmesinde bir türlü başarılı olamıyor. Bunun sebepleri üzerine görüş bildiren Türk müteşebbisler Etibank'ı suçluyorlar. Etibank yüzünden büyük zarara uğrayarak bu alanda yatırım yapmaktan vazgeçmek zorunda kaldığını söyleyen işadamı Hasan Çetin, Türkiye'nin boru işlemek için yeterli teknolojik altyapı ve bilgi birikimine sahip olduğunu söyledi. Çetin şu iddiaları dile getirdi: "Türkiye'de bor madenlerini işlemek ve sanayicilik yapmak isteyenlerin önleri bizzat devlet tarafından kapatılıyor. Bugün devlete ait Etibank, boru Türk sanayicisine 250 dolara, yabancı yatırımcıya ise 140 dolara veriyor. Böyle bir ortamda nasıl Türk sanayicisi yatırım yapsın? Etibank'ın fiyat adaletsizliği yüzünden birçok yerli sanayici bu işten vazgeçerken, yabancı işletmeler hatta bor çıkaran ülkeler bile ucuz hammadde almak için sıraya giriyorlar.

mehcur
23-11-2007, 10:14
Kırka Bor İşletmelerinin hemen karşısında açılan boru işleyecek bir tesis kurulmuştu.Eti Maden İşletmeleri boru vereceğini söylemesine rağmen boru özel tesise vermemiş işlemesi için.Doğal olarak da tesis kapanmış.O kadar yatırım çöpe.Sebebini anlamak mümkün değil :notr:

Serenler
23-11-2007, 11:43
Kırka Bor İşletmelerinin hemen karşısında açılan boru işleyecek bir tesis kurulmuştu.Eti Maden İşletmeleri boru vereceğini söylemesine rağmen boru özel tesise vermemiş işlemesi için.Doğal olarak da tesis kapanmış.O kadar yatırım çöpe.Sebebini anlamak mümkün değil :notr:

Dikkat ettiyseniz topiğin adı "Stratejik Maden Bor" idi.

Bu maden kendi geleceğimiz kadar dünya için de son derece önemlidir, bu nedenle mutlaka devlet denetiminde olmalı, devlet eliyle işletilmelidir. Böyle bir madenin ne yabancılara ne de özel sektöre devri düşünülemez bile..
Tabii burada haklı olarak devlet eliyle yapılan işlerdeki aksaklık ve eksiklikler gelecektir.
Buna çözüm olarak Merkez Bankası gibi politik etkilerden uzak ve geniş yetkiler verilmiş özerk bir kurum eliyle işletme ve yatırımların yapılması sağlanabilir.

mehcur
23-11-2007, 13:09
Dikkat ettiyseniz topiğin adı "Stratejik Maden Bor" idi.

Bu maden kendi geleceğimiz kadar dünya için de son derece önemlidir, bu nedenle mutlaka devlet denetiminde olmalı, devlet eliyle işletilmelidir. Böyle bir madenin ne yabancılara ne de özel sektöre devri düşünülemez bile..
Tabii burada haklı olarak devlet eliyle yapılan işlerdeki aksaklık ve eksiklikler gelecektir.
Buna çözüm olarak Merkez Bankası gibi politik etkilerden uzak ve geniş yetkiler verilmiş özerk bir kurum eliyle işletme ve yatırımların yapılması sağlanabilir.

Sn. Serenler borun devlet tarafından özel sektöre verilmesinden kastım maden cevherinin satılması veya madenin işletilmesi olarak değil ara ürün olaraktı.Yani mevcut haliyle yurtdışına satıldığı gibi.Yurtdışına nasıl ara ürün olarak veriliyorsa özel sektöre verilmesinde de bir sakınca yoktur.Bilindiği gibi borun çok geniş bir kullanım alanı vardır.Bunlardan stratejik olanların elbette devlet eliyle işletilmesi gerekir.Fakat devletin borun her kullanıldığı alanda yatırım yapması da ne kadar doğru olacaktır takdiri size aittir...

UNYELI CONAN
23-11-2007, 14:29
Elimizde Bor varda ne yapıyoruz sanki. Ham olarak ihraç ediyoruz. Atıyorum biz 1 konteyner malı 10000 usd'ye veriyoruz adamlar işleyip bunu 100.000Usdlik mal yapıyor. İşlemek için ise tesis kurmak rahatlıkla yapılabilir yani maliyeti o kadar yüksek değil. Ama büyümemizden korkan sömürgeciler izin vermiyor. Bizde elimizdeki varlığı dağıtıyoruz böylece.

sömürgeciler mi izin vermiyor yoksa onlarin yerli masalari mi ?

adam gibi hükümetler gelse sömürgeci ne ..ok yiyebilir ki ?

asil suclu ve hain varsa bizi yönetenler.. ellerinde yetki varken milletin degil sömürgecilerin refahini düsünen secilmis hainlerde !

caylak442
23-11-2007, 18:45
iki gun once bir haber okudum. dunyadaki bor rezervinin %85 i türkiye deymiş. dunyada diger kalan bor 2012 yılında bitiyormuş ve bu tarihten itibaren tekel olacağız.işi bilen bir hukumet olursa dış borç diye bir olayımız kalmaz. tabi bu tarihe kadar bir dolaplar donupte elimizden almazlarsa.

yeter
23-11-2007, 20:21
Bor için yapılacak yatırımlara karşılık getireceği getirisi arasında yapılmış bir çalışmanın da sonuçlarını görmek gerekli. Yoksa bizim bor hammaddesini 1 e satarken yabancıların bunu işleyip 1000 e satmasından yola çıkarak ne kadar zengin potansiyele sahip olduğumuzdan bahsedebiliyorsak aynı şeyi ( demir konusunda çok zengin olmasak da) demir madeni için de yapabiliriz. Yıllar önce bir hocam demiri 1 e çıkardığımızı ama aynı demiri işleyip saat üreten Japonya'nın bine sattığını söylemişti. Burada bahsedilen demirin yerine boru koyabiliriz. Sonuç da temel mantık aynı. Bir tarih hocamız da Osmanlı devrinde İngilizlerin bizden aldığı ham pamukla meşhur İngiliz kumaşını ürettiğini söylerdi.

Bugün dünyada en çok saf bakırı üreten ülkelerin en başında Almanya Japonya ve Güney Kore geliyor. Şili hem en büyük bakır üreticisi hem de işlenmiş saf bakır konusunda da birinci. Ama diğer saf bakır üreten lider ülkelerin kendine ait bakır rezervleri bile yok. O zaman onlara bakır hammaddesi satan ülkeleri de kendi ülkelerinde hainlikle mi suçlanıyor? Biz her şeyi hainlik ve kahramanlıkla açıklıyoruz da.

Sonuç olarak demir madenimiz var o halde Mercedes üretelim demenin mantığı ne ise bordaki değerlendirmemiz de bundan farklı değil temel olarak. Bu konulara artık el atması gereken Türk özel sektörü. Ancak neden demirden Mercedes ya da daha basiti kendi markasını oluşturmuş orta sınıf bir otomobil üretmiyorsa / üretemiyorsa bor işine de aynı nedenlerle girmiyor. Bunların hepsi ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ilgili. Eğer Bor yatırımı 1 yatırım yap 100 kazan şeklinde kolay ve basit bir teknoloji olsaydı bizim sanayicimiz bir gün bile beklemez durmak bilmeyen çimento sektörüne yatırım yaparken bir yandan da bu sektöre el atardı.

Serenler
23-11-2007, 22:03
Sn. Serenler borun devlet tarafından özel sektöre verilmesinden kastım maden cevherinin satılması veya madenin işletilmesi olarak değil ara ürün olaraktı.Yani mevcut haliyle yurtdışına satıldığı gibi.Yurtdışına nasıl ara ürün olarak veriliyorsa özel sektöre verilmesinde de bir sakınca yoktur.Bilindiği gibi borun çok geniş bir kullanım alanı vardır.Bunlardan stratejik olanların elbette devlet eliyle işletilmesi gerekir.Fakat devletin borun her kullanıldığı alanda yatırım yapması da ne kadar doğru olacaktır takdiri size aittir...

Sanırım aynı şeyleri düşünüyoruz. Düşüncelerinize katılıyorum.
Bor madeni sahalarının ruhsat ve işletilmeleri devlette kalmalıdır.
Saha sonrası madenin işleme ve değerlendirilmesinde özel sektörümüz devreye girmelidir, hatta bu konuda devlet bu sektörü geniş teşviklerle desteklemeli bora dayalı teknolojilerin ilerlemesi sağlanmalıdır.

FNT
23-11-2007, 23:33
iki gun once bir haber okudum. dunyadaki bor rezervinin %85 i türkiye deymiş. dunyada diger kalan bor 2012 yılında bitiyormuş ve bu tarihten itibaren tekel olacağız.işi bilen bir hukumet olursa dış borç diye bir olayımız kalmaz. tabi bu tarihe kadar bir dolaplar donupte elimizden almazlarsa.

sn caylak, bence okuduğunuz haberde birtakım yanlışlıklar var.

Dünya bor rezervinin %85'i Türkiye'deyse, diğer kalan bor 2012 yılında bitiyorsa (%15'lik kısım), bu demektir ki yıllık %3 oranında bu rezervler tükeniyor. Bu hesapla bizdeki %85'lik bor rezervleri: 85 / 3 = 28,33 yıl sonra (2012 + 28 =) 2040 yılında bitecek.
Petrolün 50 yıl ömrü kaldığını söyleyip dururlar uzun süredir.
Peki petrol 50 yıl sonra bitecek de bor bundan daha önce bitecekse; geleceğin yakıtı nasıl bor oluyor? Bunu bir türlü anlamış değilim.

Biz rezervlerimizi ölçüp, yıllık tüketim miktarını bulmuş isek amenna...
Ama yok biz bilmiyoruz, yabancılar gelip araştırma yapmışsa ve böyle bir sonuca ulaşmışsa bunda kasıt ararım.

kanas2000
23-11-2007, 23:41
Bor madenlerı,söylenır degerlıdır denılır fakat kımse ne oldugunu bılmez,bor madeni olmadan onun elementlerı kullanılmadan yasam olmaz,ucak olmaz,füze olmaz,catal kasık olmaz,arac olmaz bor yasamdır,bir bor madenınden 100 ceşit mamul elde edersınız bunları hayatın her gerektırdıgı yerde kullanırsınız,hidrojen peroksit,azot,perit ayrıştırılır,kısım kısım,bor petrol gibidir hic bır seyı boşa gitmez fırınlarda ayrıştırılır posası tekrar kullanılır.dunyada 100 ceside ayrıştırılıp satılıyor,biz sadece 2 cesidini ayrıştıran bir teknolojiye sahibiz,gerisini abd işliyor biz onlara hammadde olarak ihrac edıyoruz onlarda denizın altına depoluyorlar,gerıye kalanlarıda 100 mamulude dunyaya satıyorlar,zaten dunyada borun fiyatını belırleyen abd.bir dönem özellestırılmesi gundeme gelmıştı iptal edıldı.suan özellestırme gıbı bır durum yok,sevındirici olan son yıllarda güzel calışmalar yapılıyor bor arastırma ve gelıstırme ensdütisi kuruldu bu kurum gayet guzel calısıyor.ılerıkı yıllarda her sey daha guzel olacaktır.

seyis
24-11-2007, 04:42
"Stratejik maden, BOR"

Uygun Stratejiler dışında "STRATEJİK" olan hiç bir şey yoktur.



Esen kalın.

Mad Max
25-11-2007, 00:47
"Stratejik maden, BOR"

Uygun Stratejiler dışında "STRATEJİK" olan hiç bir şey yoktur.



Esen kalın.

Yada şöyle diyelim..

Stratejiler önemli değerler uğruna geliştirilir ve uygulanırsa anlam kazanır.

Zaten strateji doğru ise onu önemli kılan uğruna uygulandığı amaç yada araçlardır.

Ülkemiz için önemli değere ulaşabilmede ki araç BOR ise amaç da doğru stratejilerin tartışılarak toplum da belli bir bilince ulaşılmasıdır..

Esen kalınız

Mad Max
21-12-2007, 15:12
ABD’nin uzaydan yaptığı tespitlere dayalı verilere göre, dünya bor rezervlerinin yüzde 94,7’sinin Türkiye’de bulunduğu belirtildi.
Bor elmas tozu gibi nanokristal malzemelerin geliştirilmesi, üretilmesi ve bunların yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılması alanında faaliyet gösteren, Türkiye’de kurulu NNT Nanoteknoloji AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Akın, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de nanoteknolojik altyapıya sahip ilk şirket olarak, 17 yılda alternatifsiz 22 nanoteknolojik bor projesi geliştirdiklerini söyledi.

2,5 MİLYAR TON BOR REZERVİMİZ VAR

Akın, en az 800-1000 seneye yakın süreyle dünyaya yetecek kadar, Türkiye’de, yaklaşık 2,5 milyar ton bor rezervi bulunduğunu söyledi.
Borun geleceğin enerjisi olduğunu ifade eden Akın, "Çünkü petrolün 25-30 sene ömrü kaldı. Amerika’nın uzaydan yaptığı tespitlerde, alınan verilere göre bugün borun yüzde 94,7’si Türkiye’de bulunuyor. Ülkemiz 1000 yıl süreyle geleceğin enerjisinin sahibidir" diye konuştu, Dünyanın alternatif enerji arayışına başladığını anlatan Akın, şunları kaydetti: "Global ısınmayla birlikte sanayi ve enerji üretim yerlerinin tamamı sera gazı yayıyor. Doğadaki hidrojen ise sıfır zararlı bir elementtir. Bu nedenle hidrojen gibi doğayı kirletmeyen elementlerle bir takım çalışmalar hızlandı. Hidrojen depolanamadığı için çok pahalıya mal olan bir enerji kaynağı. Bu nedenle burada bor devreye giriyor. Borun elementler ve moleküler yapısıyla hidrojen bileşenleri enerji üretiminde kullanıyor. Dünya bilim çevrelerinin de gizlilik içinde nükleer enerjiyle ilgili büyük çalışmaları var. 200 gram borla günde 50 megabayt elektrik enerjisi üretme imkanı olacak. Bugün bir nükleer santral kuruyoruz. 2,5 milyar dolar harcıyoruz ve yıllık 1200 megabayt elektrik üretiliyor. İnsanlar, 20 günde 200 gram bor füzyonuyla kurulacak nükleer enerji üretimi sistemlerinde 0,001 cent maliyetli bir elektrik enerjisi üretme imkanına kavuşulacak. Bununla ilgili çok hızlı çalışmalar ve alınan mesafeler var. Umarım ülkemizde de bu çalışmalar yürütülüyordur. 2020 yılına doğru bu tür enerjiler artık kullanılmaya başlanacak. O zaman ülkemiz dünyanın yıldız ülkesi olacak."

ÇİN VE AB ÜLKELERİNE İHRACAT

17 senedir detanasyon denilen nano-bor kristaline (elmas kristali) 100 bin kat katma değer kazandırarak 22 değişik proje geliştirdiklerini ifade eden Akın, Türkiye’deki Eti Bor AŞ’den tonunu 400 dolara aldıkları boru işleyip elmas kristali haline getirdikten sonra tonunu 18 milyon dolara ihraç ettiklerini söyledi. 2008 yılının kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Akın, "2008 yılı sonuna kadar 100 milyon Avroluk nano-bor elması ihraç etmeyi hedefliyoruz" dedi. Türkiye’den Almanya’nın başkenti Berlin’deki şirketleri aracılığıyla AB ülkelerine nano-bor elması ihraç edeceklerini ifade eden Akın, şu an bütün yazışmaların bittiğini, Almanya ve AB ülkeleriyle 54 milyon Avroluk anlaşma yaptıklarını bildirdi. Rusya ile de 500 bin adet nano-bor elması için gerekli yazışmaların yapıldığını ve 11-12 milyon YTL’ye ihracın gerçekleşeceğini belirten Akın, "Çin ile asker ve sivil topluma satılmak üzere 600 bin adet nano-bor elmasını 13 milyon Avro’ya ihraç etmek için anlaşma yaptık. Yıl sonuna kadar bu ihracatların gerçekleşeceğini umuyoruz" diye konuştu. Bor yataklarının kullanım alanının kısıtlı olduğunu belirten Akın, şunları kaydetti: "Biz milyarlarca dolarlık üretim ve entegre tesisi olan bir kuruluş değiliz. Mütevazi olarak bugün 10-15 milyon dolar çerçevesinde genel tesisleriyle işimizi yürütüyoruz. Şu anda mevcut iki projemizin ham maddesini karşılayacak kadar üretim yapıyoruz. 22 projenin ham maddesini karşılayacak bor elmasını ürettiğimiz zaman halkımızı sevindirecek rakamlara ulaşmamız mümkün olacak. Ham madde üretim entegrasyonumuzu büyütme çalışmalarımızı önümüzdeki günlerde hızlandıracağız."

Milliyet

HAŞAT
05-01-2008, 20:48
Çok önemli....OKUYUN ve OKUTUN...
ASIL DEGERi 9 (DOKUZ) TRiLYON DOLAR. DiKKAT 9 MiLYAR VEYA 9 MiLYON DEGiL ... 9 TRiLYON DOLAR... ABD, SADECE 40 KIRK MiLYON DOLARA KAPATACAK... ALTI USTU, BiR MAiL GONDERMEKLE BU iS OLMAZ DiYE DUSUNMEYiN...
LUTFEN, VATANINI SEVEN HERKESE GONDERiN...HEPiNiZiN BiLDiGi GiBi ETiBANK OZELLESTiRiLECEK .. (VEALICISI AMERIKA:-) VE... BOR iSLETMELERi ETiBANK BUNYESiNDE... KONULAN FiYAT; 40 MİLYON $... LUTFEN BiR DAHA OKUYUN... VE LUTFEN HERKESE iLETiN... YASADIGIN DUNYAYI SORGULAYAMIYORSAN, BARi ULKENi SORGULA..... Önemli !!!!!!!!!!!.. Borla calisan araba uretildi, Turkiye kiskacta. Arabayi BOR madeniyle calistiracak patentli 600 proje oldugu ortaya cikti... Turkiye, dunya rezervinin yuzde 70`ine sahip... Ve uluslararasi teroristler, Turkiye uyanmadan bu kaynagi ele gecirmeyi planliyor... Bu maili çoklu yollayarak en azindan bir toplum bilinci olusmasina yardim edelim... Ya da hemen(!) silelim.. (TMMOB) ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ
İstiklal Cad. Koçtuğ Han. No:386 Kat:2Tünel
Beyoğlu / İstanbul

(212) 245 89 15-16 <> (212) 245 89 17
http://www.cmo.org.tr <> [email protected]

yeter
06-01-2008, 00:05
Sayın Haşat,
Size gelen mailin hemen altında Çevre Mühendislerinin Odasının linkinin bulunması son derece yerinde olmuş.

Bir mühendis odası böylesine ciddiyetten yoksun, baştan sona imla hataları ile dolu, toplumun milliyetçi duygularını istismar eden ve sokak ağzından bile daha basit bir dille bir sorunu dile getirmez. Getirseydi bordaki durumdan çok o mühendis odasının haline üzülürdüm.

Bu arada raporları kurallara uygun olarak hazırlanmışsa da ATO başkanı Sinan Aygün ün hazırlattığı sözde son raporu da ( Petrol şeyhlerinin yerini Bor beyleri alacak ) öz olarak yukardaki rapordan fazla farkı yok.

Bu raporla ilgili haberin başlangıcı şöyle
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=7950177
Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı “Bor ve Ötesi Raporu’na” göre dünya bor rezervlerinin yüzde 72’si Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’nin bor rezervinde birinci sırada yer aldığına dikkat çeken ATO Başkanı Aygün, “Bor’umuzun kıymetini bilelim. ‘Petrol Şeyhleri’nin yerini ‘Bor Beyleri’nin alması yakındır” dedi.

ATO nun bu sözde raporundaki bilgileri hazırlamak için ne gibi bir araştırma yapmıştır acaba? Hazırladıkları bilgilerin tamamı 2 dakika içinde internette yüzlerce değişik linkten kolayca bulunabilecek bilgiler. Bir süreden beri Sinan Aygün ün yaptıklarını toplumu bilgilendirme yerine asıl amacının kendisinin her gündemi bahane ederek gündemde kalma çabası olarak görüyorum. Sonuç olarak ATO işadamlarının üye olduğu bir zenginler odası. Ben böyle bir odanın herhangi bir kişinin rahatlıkla ulaşabileceği bilgileri sözde rapormuş gibi yayınlayarak popülizm yapak yerine elini taşın altına koyarak bor konusunda öncü çalışmalar yapmalarını beklerdim. Sinan Aygün yurt dışından borla çalışan bir araba getirmekten başka ne iş yaptı acaba?

Sonuca gelecek olursak.

Sayın Haşat,
Size gelen mailin altındaki çevre mühendisleri odasının sayfasını açtım. İlk sayfada hemen sol tarafta arama kutucuğuna etibank yazdım. Ve arama sonuçlarındaki ilk sonucun üzerine tıkladım. Karşıma Çevreme mühendisleri odasının hazırladığı şöyle bir açıklama çıktı.

http://www.cmo.org.tr/yeni/kduyuru.php?bid=238
ÇMO İstanbul Şubesi'nden Önemli Açıklama (14.11.2007)
ETIBANK'ın özelleştirilmesi" konusuna ilişkin bir mail, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube imzası ile internette çeşitli ortamlarda yayımlanmakta, şubemiz konuya ilişkin sorulara muhatap kalmaktadır. Daha önce benzer bir olayda da yasadığımız gibi unvanımız iznimiz ve bilgimiz olmadan kullanılmaktadır.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu olarak "ETIBANK'ın özelleştirilmesi" konusuna ilişkin bir açıklamamız bulunmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Bundan yüzyıl öncesine kadar devlet olma gelenekleri ve tecrübesinden yüzyıllarca kopmuş bir halde yaşayan arap topluluklarındaki aşiret reisi, şeyh gibi adamlar bile petrol konusunda dev petrol şirketleri ile %50 %50
oranlarında anlaşmalar yapabilirken, binlerce yıllık devlet geleneği olan bir ülkenin 40trilyonluk rezervinin 40milyon dolara peşkeş çekilebileceğini iddia etmek bu toplumu uyarmak değil en hafif deyimle küçümsemek dahası alay etmek demektir.

Başka kurumların isimlerini kullanarak toplumu asılsız bilgilerle yanlış yönlendirici iddiaları ortaya atanlara karşı en azından ilgili kurumların harekete geçip bu iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal çalışma yapması gerekir.

HAŞAT
06-01-2008, 00:23
Başka kurumların isimlerini kullanarak toplumu asılsız bilgilerle yanlış y&#246;nlendirici iddiaları ortaya atanlara karşı en azından ilgili kurumların harekete ge&#231;ip bu iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal &#231;alışma yapması gerekir.
Kesinlikle haklısınız. Bunun yanında şunu anladım ki buna benzer mailleri iyice kontrol etmek ve sonra paylaşmak lazım.
Sevgiler

mehcur
13-04-2009, 16:22
ETİ MADEN İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE, KÜTAHYA'NIN EMET İLÇESİNDE İKİNCİ BORİK ASİT FABRİKASI KURULACAK

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce,
Kütahya'nın Emet ilçesinde ikinci borik asit fabrikasının kurulacağı
bildirildi.
AA muhabirinin Emet Eti Bor İşletmesi Müdürlüğü yetkililerinden aldığı
bilgiye göre, Türkiye'de bor rezervinin yüzde 70'inin bulunduğu bilinen Emet'teki
ilk borik asit fabrikası, 110 milyon dolar harcanarak 2002 yılında kurulmuş ve
açılışı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmıştı.
Faaliyete başladığı yıl kapasitesinin yüzde 110'u oranında üretim yapılan
fabrikada her yıl kapasitenin üzerinde borik asit üretiliyor.
Yıllık kapasitesi 100 bin ton olan fabrikada geçen yıl kapasitenin yüzde
22 üzerine çıkılarak, 122 bin ton borik asit üretimi gerçekleştirildi. Burada
üretilen borik asit, ABD, Çin, Rusya, Japonya, Avrupa Birliği ve bazı Afrika
ülkelerine ihraç ediliyor.
Kuruluşundan bu yana yurt içi ve yurt dışından talepleri karşılayamadığı
için Emet'e yeni borik asit fabrikası kurulması planlandı ve ihale düzenlendi.
İhaleyi kazanan Şentürkler firmasının yapımını üstlendiği fabrikanın inşasına bu
ay sonunda başlanması planlanıyor.
Yıllık üretim kapasitesi 100 bin ton olacak ikinci fabrika, faaliyette
olan birinci tesisin yanındaki alanda yaklaşık 40 milyon dolar harcanarak
yapılacak. Burada da yaklaşık 150 kişi istihdam edilecek.
Sadece öğütme ve kurutma fırınları bulunacak ikinci fabrikada, ilkindeki
gibi büro, sosyal tesisler ve atık barajı gibi bölümler bulunmamasından dolayı
maliyetin daha az olacağı belirtildi.
Bazı makine ve malzemeleri getirilen fabrikada üretime 2010 yılında
başlanması hedefleniyor.