PDA

View Full Version : Filistin Şiirleri



BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:11
Filistin..

İnsanlığın öldüğü yer.

Filistin.

Yıllardır İsrail mezalimi altında kuşatılmış, esir alınmış, elektriği, suyu, yiyeceği düşmanın iki dudağının arasında bir coğrafya.

Filistin.

İsrail'in sonradan gelip herşeyini aldığı, etrafına Çin seddi gibi duvarlar çevirdiği, bir yerden bir yere gitmek için boynunda yafta ile dolaşmak zorunda bırakıldığı belde.

Filistin.

İsrailli cellatların her an yüksek teknoloji ile takip ederek, sopayla, falaka ile, tüfekle, topla, bombayla, füzeyle öldürdüğü insanların yurdu.

Filistin.

Sadece bitmeyen acıların, elemlerin, trajedilerin, diyarı.

Filistin.

Çığlıklarını tüm dünyanın seyrettiği, yardıma gelmediği, aldırmadığı insanların memleketi.

Filistin.

Geleceği göremeyen, umutsuz, içi artık taşlaşmış çoluk çocuğun nefes aldığı coğrafya.


Bu ayıp bize yeter.

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:12
Filistin nişangâhta

Neden gözlerimiz kapalı?
Kulaklarımız sağır on yıllardır, neden?
Yanı başımızda yitirilen canlar,
Umutları sönen insanlar
Eze eze bitiremediler Filistin’i
Ve Filistin, baskıda.

Silaha sapanla karşı duran
Babasından erk,le kuduran,
Ağızlarından kanlı salyalar akıtan
Susun efendiler susun, görmeyin sıra bizde
Yüze yüze bitiremediler Filistin’i
Ve Filistin, falakada, askıda.

İşbaşında emperyalistler
Doymadılar kanlarımıza
Senelerdir çocuk, kadın, erkek demeden,
Ağızlarından kan damlayan cani ve coniler,
İçe içe bitiremediler Filistin’i
Ve Filistin, işkencede. Artık açık bir saldırıda
Hedefte siviller,
Hedefte çocuk ve kadınlar
Ne zaman bitecek bu zulüm, nereye kadar?
Vura vura bitiremediler Filistin’i
Ve Filistin, nişangâhta.

15.07 2006

Mazlum Zengin

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:16
Gazze

Gök yüzünden vurulmuş çocuk
Gökyüzüne vurulmuş bakıyor
Gazze'de etten bir şerit
Binlerce çocuk yatıyor
Emziği ağzında
Emziğinden
Süt sızıyor
Kaymak
Kesiyor
Süt

Yüreğim sızlıyor


Naci Kasapoğlu

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:18
Dünya Susuyor

Yutulan bir ülke hayalet çölü
Katliam sürüyor her yer kan gölü
Anneler ağlıyor çocuklar ölü
Yahudi kasaplar ölüm kusuyor
Vahşeti seyreden dünya susuyor

Paletler altında canları ezen
Kanla beslenerek vahşice gezen
Doğan bebekleri kurşuna dizen
Yiğitleri boğazlayıp asıyor
Vahşeti seyreden dünya susuyor

Enkaz oldu yaşam süren haneler
Kesilen ezilen ve daha neler
Feryat eden gözü yaşlı anneler
Ölü bebeği bağrına basıyor
Vahşeti seyreden dünya susuyor

İnsanlar ölmesin yokmudur yolu
İsrail oynuyor biçilen rolü
Vahşete dur desin bir Allah kulu
Yahudi Gazze’yi gerip kasıyor
Vahşeti seyreden dünya susuyor

Gazze’yi kuşatan eyledi zillet
Ölüm makinesi nedir bu illet
Tarihten silinir işte bir millet
Vicdansızlar tuttuğunu kesiyor
Vahşeti seyreden dünya susuyor


Lokman Bal

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:21
Kutlanmayan Bayramlar

Benim bayramlarım hiç olmadı
Ne rengarenk pamuk şekerleri,
Ne atlı karıncalar.
Girdiler düşlerime arefe geceleri
Acı ve öfke doldurdu her yeni gün,
Bayram medilleri kadar,
Tertemiz yüreğimi.
Benim şehirlerim,hep hüzün kokardı
Kan ve barutla karışık......
Ve göz bebeklerinde çocukların,
Oyunlar,ölümlerle barışık............
Kaf dağının ardını hiç düşleyemedim ben....
Ebabillerdi benim Zümrüd-ü Anka larım.
Yap-boz oyuncaklara benzerdi sokaklarım,
Yeniden inşaa edildiğinde
Her bombardıman sonrası.......
Masal dünyasında yaşamazdı kahramanlarım,
Yedi başlı ejderlerle savaşan.............
Bakkal Ali...kasap Ahmet ti köşe başında
Ellerinde sapan taşı,
Otomatik tüfeklere karşı,
Çocuk gözlerimde devleşen........
İlk kez 12 yaşımda gördüm,
Bulutların üstümüze ölüm yağdırdığını.....
Neden sonra anladım............
Gazze li çocukların.........
Bayram kutlamadığını


Ömer Gölge

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:27
Boya kutusunu önüme koyuyor oğlum
Bir kuş çizmemi istiyor benden
Kül rengine batırıyorum fırçayı
Bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir kilit ve çubuklar
Oğlum, gözleri dehşet dolu, diyor ki bana:
“Ama bu bir hapishane…
Yoksa bilmiyor musun baba, kuş çizmeyi sen?”
Oğlum, diyorum ona, ayıplama beni
Kuşların biçimini unuttum inan.



Oğlum kalemlerini, boya kutusunu önüme koyuyor
Bir yurt çizmemi istiyor benden
Fırça titriyor elimde
Ağlayarak düşüyorum…

Nizar Kabbani

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:28
KUDÜS

Ağladım tükendi gözyaşım ağladım
Ağladım mumlar bitti ağladım namaz kıldım
Bitirdi beni vardığım rükular
Sende Muhammed’i Yesuğ’u aradım
Ey Kudüs Ey peygamberler kokusu
Ey yerin göklere en yakın avlusu
Ey Kudüs ey yolların ışığı
Ey parmaklarını yakan güzel çocuk
Ey Peygamber’in geçtiği gölgeli ova
Hüzünlü gözlerinle ey kentlerin incisi
Acıdır cadde taşları
Acıdır müezzin sesleri
Ey Kudüs ey sevdaya bürünen güzel
Kimdir Kıyamet Kilisesi’nde çalan çanları
Pazar sabahları
Kim getirir çocuklara oyunları
Milat gece yarıları
Ey Kudüs ey kentlerin acılısı
Ey gözkapakları arasında kabaran büyük
gözyaşı (damlası)
Kim durdurur düşmanları
Sana karşı ey dinlerin gerdanlığı
Kim siler kanları duvar taşlarından
İncil’i kim kurtarır
Kur’an’ı kim kurtarır
Kim kurtarır İsa’yı İsa’yı öldürenlerden
İnsanı kim kurtarır
Ey Kudüs ey kentim
Ey Kudüs ey sevgilim
Yarın çiçek açacak limon ağaçları
Açılıyor yeşil sümbüller zeytinler
Gülüyor gözler
Dönüyor giden güvercinler gene
Tertemiz masmavi göklere
Dönüyor çocuklar oyunlarına
Babalarla oğullar buluşuyor
Senin çiçekli tepelerinde
Ey zeytin ülkesi ey selam ülkesi


Nizar Kabbani

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:35
Bir şiir etkinliğindeyim Suriyeli şair Meryem Hayberk hanım şiirini okuyor tabi Arapça okuyor ve kimse bir şey anlamıyor. Bende Arapça bilmiyorum ama öyle çok şey anlıyor öyle sarsılıyorum ki, sıra sıra şairlerin okuduğu o aşk şiirleri arasında Meryem hanımın şiirinin içinde geçen sadece bir ismi anlamam bana yetiyor; “Muhammed Durrah” epey uzun titiz çevirmenimiz bunu Mehmet Dura diye çeviriyor ve şiirin kısaca neden bahsettiğini anlatıyor: “bir çocuk varmış Mehmet Dura isminde okul yolunda öldürülmüş şiir onu anlatıyor” diyor.

Arkamdaki dinleyici bayanlardan biri diyor ki; belli oda daha önce bu olayı hiç duymamış yada unutup gitmiş “ay içim kalktı ne kadar acıklı” diyor. Çeviricimizde mışlı-muşlu konuştuğuna göre ve adını Mehmet diye çevirdiğine göre oda bilmiyor. Şiir etkinliği sonunda Meryem hanımın yanına gidiyorum tebrik ediyorum okuduğu nüshayı rica ediyorum ve ister istemez düşünoyorum; Türkiye’de kaç şair Muhammed Durre’den bahsetti şiirlerinde, ben Bir Bünyamin Doğruer’i ve Aydın Öztürk’ü hatırlıyorum başka da hiç rastlamadım.



Gelelim Muhammed Dürre’ye pardon hiç gitmeyelim Muhammed Dürre’den, kim bu Muhammed Dürre? Unutmuş olamazsınız yoksa hiç mi bilmiyorsunuz?

Muhammed Dürre nasıl unutulur? Okula giderken çatışma ortasında kalıp, sevgili babasıyla duvar dibinde çöp bidonun arkasına saklanıp “öldürmeyin öldürmeyin” diye bağıran çocuk, babasının Yahudi askerlerinden onu koltuğunun altına sakladığı “biz masumuz o sadece bir öğrenci” diye bağırdığı çocuk, “durun lanet olasıcalar kıymayın onlara diye meleklerin Yahudi askerlerine bağırdığı” çocuk. Dakikalar sonra bedenlerinde bir yığın kurşunla babasının koltuğunun altında yere yığılan çocuk ve baba oğul bağıra bağıra ölen çocuk,



İşte insanlık benim için orda öldü. Ne zaman ki ana haberde bunu izledim ki o zamanlar ilk gençlik çağlarımı sürüyordum, işte o an koca dünya başıma yıkıldı. Lanet olsun dedim hayat bu insanlığın geldiği son nokta bu. Radikal birisi olmamama rağmen bu acıyla iki hafta Filistin puşisiyle gezdiğimi bilirim. Sonra dünya yine sessizliğe büründü. Kınayıcılar yine mesai yaptı bir akşam o kadar. Yahudi askerleri devam ettiler. Tecavüze artık bir şey diyen yok hadi dediler; biz 10 aylık çocukları da öldürelim, aaa… ona da bir şey diyen yok ve en son 10 günlük Vaad’ı öldürdüler. 10 gün düşünün evladınız doğuyor; ikinci gün gözleri açılıyor, üçüncü gün sarılık oluyor, dördüncü gün sağlık ocağına götürüyrsunuz, beşinci gün avazı çıktığı kadar ağlıyor, altıncı gün ilk gülümsemesini veriyor, yedinci gün babası Vaad veriyor adını, sekizinci gün Vaad’ı annesi ninniyle uyutuyor; “Uyusun da büyüsün, büyüsünde özgür bir ülke görsün” diyor, dokuzuncu gün vaad eliyle babasının başparmağını sıkıyor, “işte” diyor; “oğlum aslan gibi güçlü”, onuncu gün sizin vaadınız varsa “bizim de vaad edilmiş topraklarımız var” diyor vahşi herifler ve vaad öldürülüyor “Aslan vaad sarılığı daha geçmeden ölüyor. Oysa ki ne çok sevinmişti ailesi gözlerini açtığında; gözü açık gidiyor Vaad.

Şimdi 30 eylül Muhammed Dürre’nin öldürülüş tarihi lütfen ama lütfen bunu çocuklarınıza anlatın, tüm dünya milletleri anlatsın, nasıl Japonlar evlatlarına Hiroşima ve Nagasakiyi gösteriyorlar, bizde kardeşlerimize, evlatlarımıza Vaad’ı M.Dürre’yi gösterelim, anlatalım izletelim, bilinçletelim.

Tamam sokaklara çıkmayın, tamam saklayın hınçınızı ama n’olur ara sıra kapanın odanıza tüm hücrelerinizle; kahrolsun A.B.D, kahrolsun Siyonistler, Kahrolsun tüm çocuk katilleri, diye bağırın inanın sizde rahatlayacaksınız kazan gibi kaynayan dünyada.

Şimdi gelelim benim asıl meramıma;

12 yaşındaki Filistinli Muhammed Dürre’nin 30 Eylül 2002 tarihinde, babasının kollarında İsrail askerleri tarafından haince öldürülmesi, suriye tarafından Dünya çocuk günü olarak 1-10 Ekim tarihleri arasında kutlanmaya başlanmıştı.

1 Haziran tarihi, 21 ülkede olmak üzere, en yaygın Çocuk Günü’dür. Türkiye’de 23 Nisan’ın yanı sıra, her Ekim aynın ilk Pazartesi günü Dünya Çocuk Günü olarak kutlanmakta ayrıca 20 Kasım tarihinde ise Çocuk Hakları günü olarak kutlanmaktadır. Benim acizane tavsiyem tüm bu tarihlerden ve tuzukuruların çocuklarının günlerinden hariç-bu çocuklar o günleri ya hiç bilmiyorlar yada hiç kutlamadır-30 Eylül bir belirteç olsun. 30 Eylül’ü Dünyanın Mazlum ve Masum Çocuklarını Anma Anlama ve Anlatma Etkinliği olarak her sene sergiler, şiirler, sinemalar, tiyatrolar eşliğinde anımsayalım. Bakın tekrar ediyorum Tecavüz edilen kadınlardan geçtik, ölen babalardan geçtik, götürülen ve bir daha getirilmeyenlerden insanlardan geçtik yaşlılardan geçtik. Çocuklar ya hu! bizim çocuklarımız, dünyanın masum ve mazlum, tertemiz, pırıl pırıl, kirli yanaklı çocukları, onlardan bari geçmeyelim…

Hiç düşündünüz mü; insanlar neden“bir ağaçta sen dik” kampanyası yaparlar da “bir çocukta sen yaşat “kampanyası yapmazlar?

Bence Bir düşünün?

Hemen şimdi.



Said Ercan

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:39
Orası Karşı Kıyı(m)

Affet beni ey çocuk..
Kısaydı hep, yetişemedi dualarım,,
üvey bir kurşuna şahit kılınmasın diye o iri siyah gözlerin,,
göğsünü siper eden babacığına...

Affet beni ne olur..
annen bekliyormuş ya kapıda,,
ağıtını dindirecek,, gözyaşını silecek,,
dumanı tüten yüreğine bakışlarımı mühürleyecek bir göz olamadım..

Sırf adın MUHAMMED diye,, ömrünün yolunu kesen,,
hayallerini balçıklayan şeytan silüetlilerin karşısında bir ebabil olamadım..

affet..

Vicdanımın sesinden uykusu kaçıyor gecelerimin..
bir ömürde kaç kez çözülür bilmem,, kursağımda pinekleyen merhamet.,
beni affet..!

çaresizliğin girdabında son ses açık umursuzluğum,
oysa seni bana kardeş kılmış ya YILDIZLARIN SAHİBİ..
ellerinden tutamasamde her an,,bir an yüreğine tutunmak gerek..

Affet beni küçük bebek..!!
başucunda anne yerine dikilmiş bir akbaba..
son nefesini bekleyecek kadar acıyorda sana,,
neden arş'ı inletemiyor iç çekişlerim...
biliyorum,, benim soframda gözün yok senin..
bu biçare haline kavrulsaydı ciğerim,,uzanırdı kollarım dudaklarına..
çekilip bir köşeye dua etmek,, daha kolay geldi bebek...

Affet..
varacağı adresin hoşnutluğuyla hayata bir tebessüm emanet edip,,
Azrail'in omzuna başını yaslayan afganlı genç..

affet,,
ümmetin yükünden mahzun MESCİD'İ AKSA..!!
bak..! utanç duvarları çekildi göz perdelerime.. hangi harf,, hangi kelime anlatabilir, tenine sinmiş korun şimalini..
dillerinin döndüğü tek söz 'yehud', gözleri kan çanağı bebeklerin..
sözleri kan çanağı..


Beni affet anne..!!
kıtlıktan ölen yavrunu ak bir örtüyle RABBİSİNE sunan anne!
canımla doysun yavrum dedin,, yetişemedi canın,, o son göçe..
gitti o..
bekliyor seni..
avuçlarında bembeyaz bir dilekçe,, meleklerin şehrinde...

Affet beni küçük kız..!
çok korkuyorum biliyor musun,, senin o ''çok sıcak'' sesin çınladıkça kulaklarımda..!! çok sıcak paklar ancak,,
tenine bir damla sunamayan kirli ellerimi..
korkuyorum..! orası çok daha sıcak küçük kız.inan çok daha sıcak..!


affederler mi dersiniz..?
züleyha çay // 2006


Muhammed Dürre üzerine yazılmıştır.

KARADENIZ
27-12-2008, 21:50
Yitik Ulkenin, Filistin 'in cocuklarina..


Sen kurşun yağmurları altında
Güneşin delik deşik edildiği
Bir ülkede doğdun

Öptü kan revan içinde seni
Çırılçıplak bir ölüm
Ölümü ve gözyaşını gördün yavrum
Kan emmeyi öğrendin yaralarından

Saplanırken geceye ilk çığlığının sesi
Kestik göbeğini süngüyle senin

Terli bir asker kaputuna sardık sonra
Kurşunlar yağıyordu cesedine annenin
Ağla yavrum ağla şimdi
Dindirsin içindeki acıyı gözyaşların
Sönsün toz duman arasında hıçkırıkların
Ve kalksın artık
Kanlı duvarlarından kuşatmaların
Ağla yavrum ağla şimdi


Mecit Unal....

BORA YAŞAR
27-12-2008, 21:57
FİLİSTİN UYUMAZ ,SEN UYU..
FİLİSTİN

Ve ant içerim ki,
bir mendil işleyeceğim yarına kadar,
gözlerine sunduğum şiirlerle süslü
ve bir tümceyle, baldan ve öpücüklerden tatlı;
"Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var!"


Mahmud Derviş

latino
27-12-2008, 22:44
Çocuklar Kasten Hedef Alınıyor
İşgal devleti bu iddiaları ortaya attı, fakat bizzat kendi tutumu, ekranlara yansıyan görüntüler onun iddialarını yalanladı. Örneğin Aksa İntifadası'nın ilk günlerinde öldürülen Muhammed Cemal ed-Durre'nin ekrana yansıyan görüntüleri siyonist saldırganların, çocukları özellikle hedef aldıklarını gayet net bir şekilde ortaya koyuyordu. Babasının arkasına sığınan bir çocuğu özellikle nişan alarak karnından vurmanın bir başka izahı olamazdı çünkü. Onun gibi daha birçok çocuk benzer şekilde kasten ve bilhassa hedef alınarak öldürülmüştür.

Niçin Öncelikle Çocuklar Hedef Alınıyor?

İşgalcilerin saldırılarında özellikle çocukları hedef almalarının birinci amacı onların ailelerine ağır darbeler indirmek suretiyle, onları bu yolla direnişten, mücadeleden vazgeçmeye zorlamaktı. Çünkü bütün toplumlarda olduğu gibi Filistin toplumunda da çocuk ailenin en değerli varlığıdır. Bir anne ve babanın çocuğunu sağlıklı bir şekilde büyütebilmek için ne kadar büyük fedakarlığa katlandığı hepimizce bilinen bir gerçektir. Bu açıdan bütün herkesin kendi kendini test etmesi, çocuklarına nasıl baktığını, onlara nasıl değer verdiğini düşünmesi, Filistinli ailenin halini ve çocuğu konusundaki bakış tarzını anlaması için yeterli olur. Ama Filistin'de siyonist işgale karşı direnen Filistin halkı kutsal bir gayenin peşinde olduğuna, bu gaye uğrunda ölenlerin Allah katında büyük bir değerlerinin ve makamlarının olacağına inanmaktadırlar. Bu yüzden çocuklarının işgal kuvvetlerinin kurşunlarına hedef olması onların direniş konusundaki kararlılıklarını yok edememiştir.

İşin gerçeğinde İsrail işgal devletinin birinci derecede çocukları hedef alması Filistin halkının evlatlarına ne kadar değer verdiğinin bir göstergesidir. Çünkü belirttiğimiz üzere işgal kuvvetleri çocukları hedef alırken onların ailelerini yıldırmayı amaçlıyordu.

İşgalcilerin bir diğer amacı ise direnişe katılan diğer çocukları yıldırmak ve onları direnişten vazgeçmeye zorlamaktı. Fakat ailelerinin onlara kazandırdıkları fedakarlık ruhu ve cesaret bu konuda da işgal kuvvetlerinin amaçlarını gerçekleştirmelerine engel olmuştur.

İşgalcilerin çocukları özellikle hedef alarak öldürmelerinin önemli amaçlarından biri de onları daha büyük tehlike arz edecekleri çağa gelmeden önce ortadan kaldırmaktır. Çünkü işgal kuvvetlerinin çocuklarla uğraşmaları ve onları ortadan kaldırmaları gençlerle uğraşmalarından daha kolay olmaktadır. Gençlik yaşına gelenler işgal kuvvetlerini daha çok zorlamaktadırlar. Bu yüzden işgal kuvvetleri, kendilerini ileride zorlayacaklarını düşündükleri çocukları daha çocuk yaştayken ortadan kaldırmayı ve geleceğin "tehlike"lerini şimdiden yok etmeyi daha kolay ve külfetsiz gördüklerinden, tercih etmektedirler.

http://www.vahdet.com.tr/filistin/dosya2/0416.html

Yaptıkları katliamları,zulumleri ve en sonunda da gelecekte tehlike yaratabileceklerini düşündükleri bebekleri ve çocukları öldürebilmek..hangi hangi insanlığa sığacak bir davranış tarzıdır..

Her ne sebeple olursa olsun bebekleri ve çocukları gözünu kırpmadan öldurebilen bu zihniyet, hastalıklı, zehirli ve insalıkla alakası kalmamış bir davranış tarzıdır..

makber
27-12-2008, 22:59
Dost Filistin

Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin
Canu gönülden düşmana karşı dayan Lem’u Hey sancağını indirme yere
Vur kâfiri girme onun düzenine
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Canım dostum sen canım içinde cansın
Ehli imanın yanında sen sahibi şerefu şansın
Savaş meydanında en büyük kahramansın
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Bir gün olur bu hesap onlardan sorulur
O zaman gelir Mehdi’yi zaman
Yahudi ye kapitalizme kaldırır büyük fermanı
Can Filistin dost Filistin canım sana kurban Filistin

Bir gün gelir Mehdi Ali Resul
Allah’ın yanında çok şerefli çok makbul
Sana söylüyorum kardeş Filistin Yahudi’ye sakın olma kul
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Savaş islamın üzerine farzı ayndır
Savaştan kaçanlar ne mutmaindir
Savaşın sahibi Muhammed Emin’dir
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Filistin toprağı islam’ın kanıyla boyanmış
Kahraman Filistin’liler imana dayanmış
Din iman için nice gençler yanmış
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Dağları taşları islam’ın kanı, ne büyüktür şerefi şanı
Sensin kul Hüdavendi’nin derdinin dermanı
Filistin yürüttü aşkın iman kervanı
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Filistin dağlarına çökülmüş dumanı
Filistin gençlerinin kalbi doludur din imanı
Canını verirler emri Hazret-i Kur-an’ı
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Genci ihtiyarı iman ile doludur
Gittikleri yol Allah Muhammed’in yoludur
Filistinliyi sorarsan Allah’ın doğru kuludur
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin




Muhammed için Allah için canı fedadır
Allah’ın kapısında kul ile gedadır
Yüz bin Filistinli’nin Allah için canı fedadır
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Dağlar taşlar sizin sesinizi dinliyor
Filistin toprağı sizin derdinizden hüngür hüngür ağlıyor
Nice canlar Hakk için intihar ediyor
Can Filistin dost Filistin canım sana kurban Filistin

Filistin gençleri ana baba elini öperler
Din iman için intihara giderler
Ehli imanın derdine derman ederler
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Hangi gencini sorarsan İslam’ın başı
Savaş ederler ağaç ile taşı
Düşmanın karşısında kırpmazlar gözlerin kaşı
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Hakk için düşünmezler mal ile ayalı
Kıymet vermezler dünya malu mayalı
Düşmana karşı savaşırlar demez ihtiyar demez kalı
Can Filistin, dost Filistin, canım sana kurban Filistin

Kul Hudavendi (Cevat Sevil)

eng1907
27-12-2008, 23:05
neden kimse bişey yapmaz yapamaz..

makber
27-12-2008, 23:13
neden kimse bişey yapmaz yapamaz..

Bugün aldığım kitap üzerine bu olayların gelmesi kitabı baştan okumaya başlamama sebeb oldu...

Küresel sermayenin iktidar savaşı diğer adı ERDOĞAN OPERASYONU....

Prof. Mahir KAYNAK & Ömer Lütfi METE


Birçok şey orda var....

sen@senibil
27-12-2008, 23:19
Yaptıkları katliamları,zulumleri ve en sonunda da gelecekte tehlike yaratabileceklerini düşündükleri bebekleri ve çocukları öldürebilmek..hangi hangi insanlığa sığacak bir davranış tarzıdır..

Her ne sebeple olursa olsun bebekleri ve çocukları gözünu kırpmadan öldurebilen bu zihniyet, hastalıklı, zehirli ve insalıkla alakası kalmamış bir davranış tarzıdır...

evet,ben de,lanetle esefle kınıyorum,
İsrailin bu zülümleri yapmasında en büyük faktör ABD'dir.
Asıl zalim buna müsade eden ABD'dir,İsrail sadece tetiği çekiyor,
Bir bün mutlaka belalarını bulacaklardır.

BORA YAŞAR
27-12-2008, 23:46
Ve aynı kaderi paylaşan Irak'tan bir ses.

IRAK savaşında babası ve annesi ölen ve
kendisinin de bacakları kopan Müslüman bir çocuğun
IRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS a yazdığı şiir.

MERHAMET HÜR DÜNYAYA BU KADAR MI IRAK ' TI?

Ben Basralı Ömer,

Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks.

Önce demokrasi yağdı göklerimizden,

Sonra özgürlük geçti üstümüzden

Palet palet.

Ve insan hakları namlularından

Saniyede bilmem kaç adet.


Demokrasi bizim eve de isabet etti

Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.

Tam on sekiz adet insan hakları saymışlar

Vücudunda babamın.



Annem yoktu zaten

Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş

Ambargo falan dediler ya,

Anlamadım?..

Çocukluk aklı işte..

Oluşmadan sökülmüş.



Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?

İnsan hakları çocukları yetim

Ve ayaksız bırakır mı orda da?

Düşer mi ayın, kan gölüne aksi

Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi?



Zenginlik,

İnsanları korkudan uykusuz bırakır

Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?

Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarımın hastanede

Ve giymeye kıyamadığım pabuçları

Kaldı elimde.



Çocukların var mı Mr. Franks?

Al, oğluna götür onları bari işe yarasın!..

Kim bilir belki baktıkça

Bazen beni hatırlarsın?..


Bu nasıl demokrasi Mr. Franks?

Düştüğü yeri yaktı..

Merhamet hür Dünyaya

Bu kadar mı IRAK ' tı?

ÖZDOĞAN77
28-12-2008, 00:37
Filistinde de çocuk çocuktur,
koşmak,gülmek,okumak ister,
mavi gökyüzünde parlak güneşi
siyonist kara yıldız keser.

Bozmuş,dünya hırsıyla hahamlar tevratı,
sözde nil'den fırat'a koşturacaklar atı,
geriyor dünyayı yahudinin inadı,
var çünkü arkasında ABD'nin kanadı.

siyonist, emperyalist aynı kaptan yer,
insanlık parça parça kanla doldu heryer,
sopa vuran çoktur güçsüz isen eğer,
yahudi kan içmeye yeminliymiş meğer,

elinden alındı hakkın olan topraklar,
ağlayan filistinde dökülüyor yapraklar,
aç,susuz masuma dokunmaz bile yılanlar,
acımadan bombalıyor gözü dönmüş alçaklar...

Ümit Özdoğan 27.12.2008 23:20

anibal22
28-12-2008, 00:40
sizce türk milleti ve devleti olarak durduğumuz yer doğrumu???bundan önce hiç bir müslüman devlete yapılan zulme karşı sessiz kalmayan devlet şuan kaçak dövüşüyor bitmeyen zulüm filistinli kardeşlerimizi sadece bugün değil geçmişten beri defalarca canını yakmıştır, malesef bu zulme karşı başkanımız sadece sözde tepki vermekte özde ise müttefiklerini karşısına alma korkusu taşımaktadır, iranın konumuna bakıyorum onurlarıyla haysiyetleriyle abd nin karşısında iken bizim safımız ise halen belli değil, bu nasıl müslümanlık!!!nasıl olurda filistine karşı zulüm yapan yıllanlarla siz müttefik olursunuz üstünede müslümanlıktan bahsedersiniz ama unutulmamalıdır ki bugün komşularımızı müslüman devletleri sokan bu yılan gün gelir bizide sokar....

KARADENIZ
30-12-2008, 08:59
Filistin' in Yitik Cocuklarina



Bana ılık rüzgarları gönderin
Tel örgüler ardına
Sevgilinin gözlerinde
Benim olsun

Yağmur damlaları mavisi
Yeşile mahkum edin bozkırı
Boy atsın sevda
Bana bir türkü söyleyin

Yarınlarıma uzansın
Tel örgüler ebem olsun
Doğursun hasretimi
Ağlamasın çocuklar

Çocuklar ağlamasın
Sözüm var
Beyrut sokaklarında öldürün beni
Her sabah saat beşte öldürün beni
Sözüm var
Beyrut sokaklarında yaşatın beni

monarosa82
30-12-2008, 11:25
http://www.umutfm.com/izle.php?id=864


FİLİSTİNLİ KIZIN ŞİİRİ

Baba! Diyorlar ki sen suçlusun.
Baba! Sen suçlu değilsin...
Baba! Neden tutukladılar seni?
Baba! Seni benden neden esirgediler?
Beni bir defa bile öpmeden,
Annemin gözyaşlarını silmeden.

Anne!
Her sabah yanaklarında gözyaşı görüyorum.
Filistin herşeye lâyık değil mi?
Hergün güneşe sesleniyorum...
Anne! Babamı birkez daha görebilecek miyim?
Yoksa, kıyamete kadar bir daha göremiyecek miyim?
Yoksa, annemin gözyaşları kıyamete kadar akacak mı?
Baba, neredesin!
Neredesin!

Baba, neredesin!
Neredesin!
Topraklarımız işgal ediliyor.
Filistin çiçekleri koparılıyor.
Babamı hiç öpmedim,
Güneş doğduğundan beri.

Bayramlar bayramı, şenlikler şenliği kovalıyor.
Şehid üstüne şehid düşüyor...
Babam demir parmaklıklar arkasında!
Kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde.

O gün ne zaman?
Parmakların kırılacağı gün ne zaman?
Her sabah çocuklarını öpen babalar!
Çok şey mi istiyorum?
Çok şey mi istiyorum?

Ey ezilmiş çocukluğum
Ben Filistin'in çiçeğiyim
Ve babam demir parmaklıklar arkasında.

Babamı istiyorum...
Babamı istiyorum...
Babamı istiyorum