PDA

View Full Version : Sapanca



reaktör
10-01-2009, 00:06
SAPANCA GÖLÜ’NDE ZAMAN
Beni de aşar kendini de
Sapanca gölü’nde sabahlayan zaman
Şiire dönüştürür yüzündeki gizi
Bizi de aşar rengini de
Halesi saçlarımıza dökülen ay
Onarır kırık-dökük kalplerimizi

Günü de aşar yarını da
Seni öpmeye kışkırtan o an
Külün altından çıkarır közü

Beni de aşar seni de
Okyanuslar ötesine kanat çırpan aşk
Karanfiller döker gecenin yüzü....

81615

SAPANCA
Bu kez de şehirden kaçtık ve Sapanca'ya geldik. İstanbul'dan çıktıktan yaklaşık 1,5 saat sonra, Sapanca gölü kıyısında çayınızı yudumlayabilirsiniz...

İstanbul-Ankara yolunda gidip gelenlerin yakından bildiği bir yöre Sapanca... İzmit'ten sonra birden karşınıza çıkan Sapanca Gölü ve gölü çevreleyen yeşillik hemen içinizi açmaya başlıyor. Sapanca'ya trenle ulaşım da mümkün.

İstanbul'dan Adapazarı'na bağlı Sapanca'ya gelmenin en kısa yolu, ücretli TEM Otoyolu üzerinden... Siz en iyisi, gelir gelmez kendinizi göl kenarında bir restorana atın ve Sapanca'nın tadını çıkarmaya başlayın.

Biz güne güzel bir kahvaltı ile başlamaya karar verdik. Özkum Restaurant'ta Sapanca'nın yöreye özgü yumurtası ve balı bir başka lezzetli... Göl kenarında otururken, bir yandan yayın balığı tutanları da seyredebilirsiniz... Ya da gölde yüzenleri ve su sporları yapanları...

Göl kenarındaki tesislerde bütün gününüzü sesizlik içinde kitap okuyarak ya da dinlenerek geçirebilirsiniz. Elbette kurbağa, kaz ve ördek sesleri eşliğinde.

Sapanca'ya genelde günübirlik olarak geliniyor. Çünkü kalmak için çok fazla sayıda tesis yok. Eğer kalmayı düşünüyorsanız, ilçe merkezindeki birkaç otelden birini seçmeniz gerekiyor. Lale Otel Sapanca'nın tek büyük oteli. Bahçesindeki rengarenk yastıklarda oturup, temiz havanın tadını çıkarabileceğiniz bir yer.

Sapanca'nın yabani söğütten yapılan sepetleri meşhur. Nişan sepetinden, çöp sepetine, bebek beşiğinden saksılığa kadar evin her yerinde kullanılabilecek sepetleri burada bulmak mümkün. Biz de birkaç çeşit sepet almadan buradan ayrılmayalım diyoruz. Akçay sepetçilik hem üretim hem de satış yapıyor. Sepetlerinin de evladiyelik olduğunu söylüyorlar. Biraz sepet yapmayı öğrenelim diyoruz ama sepet yapmak hiç de kolay iş değil. Hem sabır gerekli hem de kol gücü... Söğütler ıslakken örülüyor, sonra kurumaya bırakılıyor.

Sepetçileri arkamızda bırakıp, şehir meydanına doğru iniyoruz. Buradaki fıskiye gerçekten dikkat çekici. Özellikle sıcak yaz aylarında insanın içini ferahlatıyor.

Sapanca'da göl kenarından yukarı doğru çıkarken sağlı sollu alabalık üretim tesisleri ve restoranlara rastlıyorsunuz. Biz de burada İstanbuldere kenarında önce alabalık yiyelim sonra da yürüyüş yapalım diyoruz.

Sapanca'dan kiremitte alabalık keyfi yapmadan dönmemek gerekiyor. Alabalık somon balığının bir türü. Sapanca'da gökkuşağı alabalığı üretiliyor. İşin sırrı balığın ağır pişmesinde... Alabalığın ızgarası, güveci, ve mısır ununda tavası yapılıyor. İstanbuldere Alabalık Evi'nin sahibi Murat Tıknaz, deniz balığı sevenlere tavasını öneriyor. Biz bu sefer güveci tercih ediyoruz...

Eritilmiş peynir ve kiremitte kaşarlı mantar da Sapanca'da mutlaka yenilmesi gereken yemekler...

81616

Kırkpınar beldesi, Sapanca'nın hemen yanıbaşında. Kırkpınar yolu üzerinde, Atlıköşk, Küçük Ev gibi alabalığa alternatif olarak et yemekleri yapan restaurantlar var. Dedeman Göl Evi'nde, göl kenarındaki sazlıkların yeşilliği içinde bir çay içmek de son derece keyifli. Zengin menüde de birçok çeşit bulmak mümkün.

Sapanca'da bahçe bitkisi üreten irili ufaklı birçok yer var. Eğer isterseniz buradan doğadan bir parçayı şehre dönerken evinize götürebilirsiniz.

Sapanca'nın iklimi bahçe bitkiciliği için çok uygun. Bu sayede burada 50'ye yakın bitki türü yetiştiriliyor.

Kırkpınar'daki Naturel Botanik Parkı özellikle çocuklu aileler için ideal. Ördekler ve kazların yüzdüğü havuzun yanında sabah kahvaltısından akşam yemeğine bütün bir günü geçirebilirsiniz.

81617

Botanik parkını arkamızda bıraktıktan sonra Sapanca'yı tepeden gören bir yere çıkıyoruz. Ama yolda, çeşit çeşit hayvan heykelleri gözümüze çarpınca duralım diyoruz. Yunuslar, atlar, kediler ve köpek heykelleri arasında konuştuğumuz heykeltraş Nuh Açın, sipariş üzerine herşeyin heykelini yapabileceğini söylüyor.

Sapanca'da yolda giderken, hep yazlık evlere rastlıyorsunuz. Yaz aylarında ve haftasonu Sapanca çok daha hareketli oluyor.

81618

Sapanca son derece huzurlu bir yer. Özellikle gölden içerilere girdikçe cep telefonları bile çekmiyor. Bu yüzden hem şehirden uzak olup hem de şehirle bağlantısını kesmek istemeyenlerin bunu göz önüne alması gerekiyor.


81619


ULAŞIM

İstanbul'dan Adapazarı'na bağlı Sapanca'ya gelmenin en kısa yolu, ücretli TEM Otoyolu üzerinden.

KIZILDAG
10-01-2009, 00:10
Hayırlı olsun sayın reaktör, benim de Maşukiye tepelerinden Sapanca görüntülerim mevcut. Fırsat bulursam arşivden ekleme yaparım. Güzel resimlerinizin devamını dilerim.

reaktör
10-01-2009, 00:11
Sapanca da bir hafta sonunu geçirmek isteyen arkadaşlara yardımcı olabilirim oranın yerlisi olarak ulaşamayacağım bir nokta yok..
turizm sektörüne girme niyetimde olduğundan bu uğraşa zaman ayırmak zevkli olacaktır..

81621

gelecek arkadaşlar isteklerini önceden hazırlayıp bana rapor halinde sunarlarsa profesyonel bir hizmet sunarım...
81620

reaktör
10-01-2009, 00:12
Hayırlı olsun sayın reaktör, benim de Maşukiye tepelerinden Sapanca görüntülerim mevcut. Fırsat bulursam arşivden ekleme yaparım. Güzel resimlerinizin devamını dilerim.


teşekkür ederim sn kızıldağ...
topiğe katmış olduğunuz renk ve renkli kişiliğiniz beni sevindirdi...

KIZILDAG
10-01-2009, 00:17
teşekkür ederim sn kızıldağ...
topiğe katmış olduğunuz renk ve renkli kişiliğiniz beni sevindirdi...

Sapanca marmara bölgesinin belkide en güzel yerlerinden biri,
Son 10 yılda gerek İzmit belediyesi ve gerekse Sakarya belediyesi temizlik konusunda çok büyük gelişmeler kaydetti. Halkımızda biraz çevreci ruh gelişirse daha da güzel olacaktır. Bu nedenle bu tarz tanıtıcı topiklerin çevre bilinci için inanılmaz katkısı olacaktır.

reaktör
10-01-2009, 00:57
Tarihi

Bilinen yazılı belgelere göre M.Ö. 1200 yılında Frigyalılar bölgeye gelmiştir. Bir yerleşim yeri olarak Sapanca adı o dönemde kullanılmaktadır. Sapanca gerçek anlamda M.Ö. 378 yılında Btanya Krallığı tarafından kurulmuştur.
Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Buanes, Sofhan ve Sofhange adıyla anılmıştır.

81624

Haçlı seferleri sonrasında bölge yeniden Bizanslıların eline geçmiştir. Osmanlı hükümdarı Bey zamanında Akçakoca tarafından fethedilmiştir. İlçenin gelişmesindeki en önemli etken, tarihi İpek Yolu’nun üzerinde konaklama yeri olarak bulunmasıdır.

81627

1640 yılında Erzurum seyahatine giderken kasabadan geçen Evliya Çelebi, kasaba hakkında şu bilgileri vermektedir.
Bir Pertev Paşa hanı vardır. O da Mimar Sinan’ın eseridir. Bu hayrat eserlerinin çoğu Rüstem Paşa'nın olduğu için vakfın mütevellisi tarafından idare edilmektedir. Buranın bir Yeniçeri Serdarı da vardır.
Övüleceklerinden beyaz kirazı meşhurdur. Hamamının dibinde bir ekmekçi dükkânı vardır. Bir dervişin hayır duası bereketi ile bir çeşit beyaz ve has ekmek, somun pişirir ki “Sabanca somunu” adıyla her tarafta şöhret bulmuştur. Kırk gün bile dursa kuruyup küflenip lezzetini kaybetme ihtimali yoktur. O kadar meşhurdur ki birini ılgarla taze taze Acem şahına götürmüşler. O da beğenmiş. Bu kadar lezzetli ve has ekmek olmasını bazıları suyundadır derler.

81625

Sapanca gölünün çevresi 24 mildir. Gölün dört tarafında kasaba gibi 76 tane köy vardır. Bütün halkı bu gölün suyunu içtiklerinden yüzlerinin rengi kırmızıdır. Mahsulleri çoksa da bağları yoktur. Sayısız bahçeleri vardır. Bu gölün kenarında bir çeşit kavun ve karpuz olur ki ikisini ancak bir eşek taşıyabilir. Gölün içinde 70–80 tane kayık ve çırnık (zahire kayığı) vardır ki köyden adam, kereste ve sair eşya getirirler.

81628

Gölde bulunan 70-80 çeşit balıktan avlayarak satarlar. Alabalığı, sazan balığı, turna balığı luna balığı gibi tatlı su balığı çok lezzetli olur. Kuvvet ve ferahlık verirler. Gölün derinliği çoğu yerde 20 kulaçtır. Suyu gayet saf ve berraktır. Kıyısındaki köylerin kadınları elbise yıkadıkları zaman asla sabun sürmezler. Ne yıkasalar temiz ve beyaz tülbent gibi olur.
XVII yy. Sapanca Kapudan Paşa Eyaleti’ne bağlı Kocaeli livası içinde bir kaza merkezi idi. Bu durumunu XIX yy.a kadar devam ettirmiştir. 1837 yılında İkinci Mahmut döneminde Adapazarı kaza merkezi haline getirilmiştir. Sapanca buraya nahiye olarak bağlanmıştır.
Bir saat kadar gölün kumları üzerinde gidilmektedir. Bazı yerlerde sular eğer kolonlarına kadar çıkar.

81626

1890 yılında Sapanca' ya gelen demir yolu yukarıda sözü edilen dar kıyıdan yarma açılmak suretiyle geçilmiştir. Demir yolunun inşasından sonra karayolu ihmal edilmiş ve hemen hemen geçilmez olmuştur. Cumhuriyet devrinde karayolu gölün dar kıyısından değil, yamaçların gerisinden geçirilmiştir. Böylece kasaba tarihi ulaşım yolu görevini hem demir hem de karayolu ile yerine getirmeye devam etmiştir. 1950’li yıllarda E5 karayolunun gölün karşı kıyısından geçirilmesiyle Sapanca bir müddet önemini yitirir gibi olduysa da 1989 yılında TEM Otoyolunun ilçeden geçmesi ile tarihi misyonuna yeniden kavuşmuş oldu.

reaktör
10-01-2009, 01:24
Kültür

GELENEKSEL EL SANATLARI
Geleneksel olarak yurdumuzun çeşitli yörelerinde uygulanmakta olan sepet örücülüğü, küçük bir grup yöre insanı tarafından da olsa geçim aracı olarak uygulanmakta ve günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. Çok değişik amaçlar için kullanılan el işi sepetlerin hammaddesi yabani söğüt, sorgun, yabani kızılcık, fındık ve kestane ağacının dallarıdır. Yaygın olarak rastlanan diğer el sanatlarından nakış, şiş, iğne ve mekik oyaları kişisel kullanım ve çeyiz hazırlama amacıyla sürdürülmektedir.

81629

YÖRESEL YEMEKLERİMİZ

Kara Lahana Ezmesi, mısır ekmeği, Çerkez tavuğu, cevizli lahana, taze fasulye, barbunya ezmesi, taze fasulye turşusu, diken başı, yoğurtlu yeşil erik, lahana sarması, cevizli-pekmezli-şekerli lokum, cevizli fasulye (Malahto)

81630


ISLAMA KÖFTE

Sapanca deyince ilk akla gelen ıslama köftedir. Izgarada pişirilen köftelerin yanında en az köfteler kadar lezzetli olup tek başına bile yenebilecek ekmekler ikram ediliyor. Özel olarak hazırlanmış soslu kemik suyuna banıp, ısıtılarak yumuşatılan bu ekmek dilimleri ile yenen köftelerin tadına doyum olunmuyor.

81631


HALK OYUNLARI

İlçeye çeşitli yörelerden gelen topluluklar kültürlerinin birer parçası olan geleneksel müziklerini ve oyunlarını da beraberlerinde getirmişlerdir. Doğu Karadeniz bölgesinden gelenler ( Lazlar ) Horonlarını, Kafkasya’dan gelenler ( Gürcüler ve Çerkezler ) Kafkas oyunlarını yöreye taşımışlardır. Balkan göçmenlerinin de ( Muhacirler ) katılımı ile Sapanca’da tam bir kültür mozaiği oluşmuştur. Halk oyunları içinde en yaygın olan horon türleri; "cilveloy nanay da" ve "va ha hay"dır. Bunlar anma, taşlama ve atışma türü horonlardır.



SİVİL MİMARİ ÖRNEĞİ KONUTLARI

Çoğunluğu 1800’lü yıllardan kalma Sapanca Evleri sağlam yapıları, çıkma balkonları ve estetik dış görünüşleriyle görülmeye değerdir.

Bunların 1967 depreminde zarar görenleri büyük onarım gördüklerinden orijinalliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir. 17 Ağustos 1999 depremi de bu evlerin bir kısmına hasar vermiştir. Tarihi evlerin birçoğu koruma altındadır. Tarihi evlere, çarşı civarı, Çayiçi ve Rüstem Paşa Mahallelerinde daha sıklıkla rastlanmaktadır.




EKONOMİ

SAPANCA'DA EKONOMİ

İlçemizde çeşitli meslek dallarında en son verilere göre 14 anonim, 5 kollektif, 123 limitet, 13 kooperatif ve irili ufaklı toplam 1075 tane de şahıs işletmesi mevcuttur. İlçemizdeki başlıca ekonomik faaliyet meyveciliğe dayalı tarımdır. Bunun yanı sıra hemen hemen her dere kenarında kurulmuş olan alabalık çiftliklerinde kültür balıkçılığı yapılmaktadır. Son yıllarda turizmin gelişmesiyle birlikle bu akına dönük işletmelerin sayısı artmıştır. Sapanca'nın gelecekteki ekonomik yaşamında en fazla önem kazanacak olan ticaret türü belki de tarla balıkçılığı olacaktır.

22 adet su fabrikası var
miktardaki kaynak suları da ilçeye ekonomik girdi sağlamaktadır. Mahmudiye Köyü'nde tesisi yapılan Mahmudiye Membaa Suyu ticari amaçlı kullanılan en eski kaynak suyudur. Toprakları altındaki zengin su kaynaklarının değerlendirildiği ilçemizde Kırkpınar'daki Kristal Su ve İstanbul Dere Vadisi’nde Erdemli Köyünde bulunan Hünkâr Su ve Canpınar Su, kurulmuş olan su isletmelerindendir.lçemizde. 26 marangoz atölyesi, 13 demir doğrama atölyesi, 15 fırın, 23 lokanta, 13 çay ocağı ve kahvehane, 23 berber ve kuaför, 3 yorgancı, 16 mobilya ve beyaz eşyacı, 5 pastane, 4 oto tamircisi, 12 terzi, 14 konfeksiyon tuhafiye, 12 ayakkabıcı, 3 manifaturacı, 15 nalbur, 37 market ve bakkal olmak üzere yaklaşık 250 esnaf ve zanaatkar bulunmaktadır.
Sapanca çevresindeki ormanlar, keresteciliği ve marangozculuğu geliştirmiştir. İlçemiz mermer rezervlerine de sahiptir. Memnuniye Köyü’ndeki mermer rezervlerinden gri-siyah renkli, nitelikli mermerler elde edilmektedir.
lçemizi turizm amaçlı ziyaret edenlerin eski eşyalara ve yöremiz hanımlarının ürettikleri el işlerine olan ilgisi ev tekstil ürünleri ve eski eşya satan işletmelerin açılmasına ve hızla çoğalmasına neden olmuştur.
İlçemiz ekonomisi ile özdeşleşmiş olan dış mekân süs bitkileri yetiştiriciliği bir sektör haline gelmiştir. Evlerin bahçelerinde bile yapılabilen bu faaliyetler aile bütçelerine önemli katkıda bulunmaktadır.


81633

COĞRAFYA

SAPANCA'NIN COĞRAFİ KONUMU

Marmara bölgesinde Sakarya iline bağlı bir ilçedir. Kuzeyinde Sapanca Gölü, doğusunda Sakarya merkez ilçesi Adapazarı, güneyinde Samanlı Dağları, Geyve ve Pamukova İlçesi, batısında da Kocaeli merkez ilçesi İzmit yer alır.
Yüz ölçümü I40 km denizden yüksekliği de 36m'dir. Sakarya'nın yüzölçümü (alanı) en küçük, nüfus yoğunluğu en fazla olan ilçesidir.

SAPANCA'NIN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

İlçe toprakları yer şekilleri bakımından iki bölüme ayrılır. Birinci bölümü, Bolu'nun güneyinden uzanan Köroğlu Dağları'nın bölgedeki uzantısı olan Samanlı Dağları'nın kuzey yamaçları ve bu yamaçlarda oluşmuş vadileri içine alır. Bu bölüm oldukça engebelidir. İkinci bölümünü ise, Samanlı Dağları'nın kuzey eteklerinde Sapanca ilçe merkezinin de yer aldığı dağ eteği ovasıdır. Bu ova dağların kuzey yamaçlarından inen derelerin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur.
Bu dağlardan inen derelerin en önemlileri İstanbul Deresi, Kurtköy Deresi ve Mahmudiye Deresidir. Ayrıca ilçenin en önemli deresi olan Akçay Deresi de Sakarya Nehri ile birleşir.
Kuzey Anadolu deprem kuşağı (fay hattı) Sapanca Gölü’nden geçer. Bu sebeple ilçe, birinci derece deprem bölgesidir. Ancak fay hattının gölden geçmesi ilçe merkezinin ve diğer yerleşim alanlarının depremden daha az etkilenmesini sağlamıştır. İlçe 17 Ağustos 1999 depremini bu sebeple az hasarla atlatmıştır

81632

reaktör
10-01-2009, 01:37
Bugün Sapancada;

Oteller:

Richmond Spa 5 yıldızlı
Güral Sapanca Spa 5 yıldızlı
Kartepe Kayak Merkezi 5 yıldızlı

Su fabrikaları;

Her gün şaşallardan içtiğiniz Kristal Su, Sırma Su, Nestle Su , Damla Su , Canpınar Su, Piyale Su, Lido Su, Hünkar Su, Revan Su ismi ün yapmış olanlar bunlar kaynakları sapancada..İrili ufaklı tamamı 22 adet....

Sapanca gölü ve Samanlı Dağları dinlenme mekanları..soğucak yaylası...Kedikaya..Nailiye Kaya..Mahmudiye...Kırkpınar..Kurtköy..Yanık..İlmiy e..Maşukiye...Fevziye..Akçay..Balkaya...Karagöl... .

Sapanca tek kelime ile dünyanın en güzel yeri.......

Ulaşımda
tren yolu karayolu E-5 otoban ve havayolu......

Ankara - İstanbul yanyana Sakarya - İzmit dipdibe...

arada ise yalancı cennet Sapanca......

Her türlü sorunuzu fikrinizi paylaşmak istediklerinizi görüşlerini düşüncelerinizi...Benimle paylaşmanız dileğiyle.....

guneysu
10-01-2009, 01:57
teşekkürler sn reaktör.. aklımın bir kenarına yazdım seni..

o taraflarda yaza doğru (mayus-haziran) bir toplantı şeklinde organizasyon düşünüyorum.. senle bağlantıya geçerim artık.. yardımcı olursun..

tanıtıma devam.. daha değişik resimler bekliyoruz..

reaktör
10-01-2009, 02:08
teşekkürler sn reaktör.. aklımın bir kenarına yazdım seni..

o taraflarda yaza doğru (mayus-haziran) bir toplantı şeklinde organizasyon düşünüyorum.. senle bağlantıya geçerim artık.. yardımcı olursun..

tanıtıma devam.. daha değişik resimler bekliyoruz..

sn güneysu doğru tercih.....

sapancanın en güzel resimleri gün geçtikçe topicte çığ gibi büyüklük oluşturacak....

Sapancayı yaşamak ve hissetmek lazım...Şunuda söylemeliyim Sapancaya gelen bir daha gitmek istemiyor....

reaktör
28-01-2009, 14:00
SAPANCA SUYU EKMEĞİ KIRK GÜN TAZE TUTUYOR

1837 yılında İkinci Mahmut Döneminde Adapazarı kaza merkezi haline getirilmiştir. Sapanca buraya nahiye olarak bağlanmıştır.


Bilinen yazılı belgelere göre M.Ö. 1200 yılında Frigyalı ların bölgeye gelmesiyle, bir yerleşim yeri olarak adı geçen Sapanca, gerçek anlamda M.Ö. 378 yılında Bitanya Krallığı tarafından kurulmuştur. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Buanes, Sofhan ve Sofhange adıyla anılmıştır. Sapanca ve çevresinde 1075 tarihinde Anadolu Selçuklularının gelmesiyle bölge Ayan ve Ayanköy adıyla anılmaya başlamıştır. Haçlı seferleri sonrasında bölge yeniden bizanslılara geçmiştir. 1640 yılında Erzurum seyyahatına giderken kasabadan geçen Evliya Çelebi, kasaba hakkında şu bilgileri vermektedir.

" Bir zamanlar izmitli bir ihtiyar buradaki orman ve çalıları temizleyerek saban yürüttüğünden Sabancı Koca adıyla bir köy kurulur. Sonra zaman geçtikçe Mamur bir hale gelerek Kanuni Sultan Süleyman zamanında kasaba olmuştur " . Kasabada sarı Rüstem Paşa 170 ocaklı bir han yaptırmıştır. Güzel bir camiisi hamamı ve çarşısı vardır. İmaretleri gök kurşunla kaplıdır. 1000 kadar kremit örtülü ev vardır. İmaretlerin tamamı mimar Sinan yapısıdır. Bir Pertev Paşa hanı vardır oda Mimar Sinanın eseridir. Bu hayrat eserin çoğu Rüstem Paşanın olduğu için vakfın mütevellisi tarafından idare edilmektedir. Buranın bir yeni çeri Serdarı vardır. Övüleceklerinden beyaz kirazı meşhurdur.

Hamamının dibinde bir ekmekçi dükkanı vardır. Bir dervişin hayır duası bereti ile bir çeşit beyaz ve has ekmek somun pişirirki sabanca somunu adıyla her tarafta şöhret bulmuştur. Kırk bile dursa kuruyup küflenip lezzetini kaybetme ihtimali yoktur.

O kadar meşhurdur ki birini ılgarla taze taze acem şahına götürmüşler oda beyenmiş. O kadar lezzetli ve has ekmek olmasını bazıları suyundadır derler. Civarıda bir köy vardır.

Sapanca gölünün çevresi 24 mildir. Gölün dört tarafında kasaba gibi 76 tane köy vardır. Bütün halkı bu gölün suyunu içtiklerinden yüzlerinin rengi kırmızıdır. Mahsulleri çoksa da bağları yoktur. Sayısız bahçeleri vardır. Bu gölün kenarında bir çeşit kavun ve karpuz olurki ikisini ancak bir eşek taşıyabilir.

Gölün içinde 70-80 tane kayık ve çırnık (zahire kayığı) vardır ki köyden adam, kereste ve sahir eşya getirirler. Gölde bulunan 70-80 çeşit balıktan avlayarak satarlar. Alabalığı, sazan balığı, turna balığı luna balığı gibi tatlı su balığı çok lezzetli olur. Kuvvet ve ferahlık verirler.

Gölün derinliği çoğu yerde 20 kulaçtır. Suyu gayet saf ve berraktır. Kıyısındaki köylerin kadınları elbise yıkadıkları zaman asla sabun sürmezler. Ne yıkasalar temiz ve beyaz tülbent gibi olur. Adı geçen somunu da bu suyla yoğurduklarından pamuk gibi ekmeği olur. XVII yy. Sapanca Kapudan Paşa eyaletine bağlı kocaeli livası içinde bir kaza merkezi idi. Bu durumunu XIX yy. kadar devam ettirmiştir.

1837 yılında İkinci Mahmut Döneminde Adapazarı kaza merkezi haline getirilmiştir. Sapanca buraya nahiye olarak bağlanmıştır. İzmit-Bolu yolu Sapanca dan geçmekte idi. Katip çelebi Cihannüma adlı eserinde bu yolun Sapanca kısmı hakkında yolun burada yarım mil su içinden geçtiğini ve suların kabarık olduğu zaman üzengiye çıktığını kaydetmektedir.

Aynı tarif 19 yy. ilk yarısında Charles Texir tarafından yapılmıştır. Bir saat kadar gölün kumları üzerinde gidilmektedir. Bazı yerlerde sular eğer kolonlarına kadar çıkar. 1890 yılında Sapanca ya gelen demir yolu yukarıda sözü edilen dar kıyıdan yarma açılmak süretiyle geçilmiştir. Demir yolunun inşaasından sonra karayolu ihmal edilmiş ve hemen hemen geçilmez olmuştur. cumhuriyet devrinde karayolu gölün dar kıyısından değil, yamaçların gerisinden geçirilmiştir. Böylece kasaba tarihi ulaşım yolu görevini hem demir hem de karayolu ile yerine getirmeye devam etmiştir. 1950 li yıllarda E5 karayolunun gölün karşı kıyısından geçirilmesiyle sapanca bir müddet önemini yitirir gibi olduysa da 1989 yılında TEM OTOYOLU nun ilçeden geçmesi ile tarihi misyonuna yeniden kavuşmuş oldu.

Kurtuluş Savaşında Sapanca : Dünya savaşından mağlup olarak ayrılan Osmanlı Devleti 30 Ekim 1915 kirlilinde Mondros MütarekesTni imzalamıştı. Bu antlaşma gereği yurdumuzun bazı bölgeleri düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Düşmanın bu faaliyetleri Karsısında yurdumuzun çeşitli yerlerinde direniş örgütleri kurulmaya başlanmıştır. Mustafa Kemal Pasa Anadolu da başlayan bu direnişi Tüm yurdu Kapsayacak bir şekilde örgütlemek ve Kurtuluş Savaşı nı başlatmak amacıyla 19 Mayıs 1919 tarihinde Saımıın tı çıkmıştır.


Yapılan çalışmalar sonucunda başarılı olunmaya başlanınca bu çalışmaları durdurmak ve milli birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen İtilaf Devletleri çeşitli isyanlar çıkarmışlardır. İsyanlar için en elverişli yer olarak Kot adi, Adapazarı, Düzce ve Bolu bölgelerini seçmişlerdir.

Burada bulunan yerli Rum ve Ermeni çeteleriyle beraber bazı müslüman gruplardan da faydalanarak bölgedeki asayişi bozmaya çalışmışlardır.

reaktör
20-07-2009, 23:54
Kaldığımız yerden devam...

reaktör
20-07-2009, 23:59
82859
82860
82861
82862
82863

reaktör
21-07-2009, 00:02
82864


82865