PDA

View Full Version : Büyük Beyaz'la Büyük Okyanus'un Derinliklerinden...



Pages : [1] 2

carcharias
19-07-2009, 20:13
aslına bakarsanız...

meselaaaa:düsün:

geyik maksatlı olarak,

melissa P 'ye gönderme yapıp " yatmadan önce 100 fırça darbesi":clown:

veya...

Kenan evren Paşa gibi "yatmadan evvel 1980 darbesi" gibi absürd isimler de olabilirdi ama;

insanların dediği gibi; "ne kadar dönersen dön, popon yine arkadadır" misali,

madem "büyük beyaz'sın öyle kal" dedim ve bu şekilde açtım başlığı.Hem de geçende Atlastaydık,bu sefer de Büyük Okyanusa açılalım dedim.

saçmalayacağıım kendime ait bir yer olmasında fayda var. oraya buraya saldırmaktansa kendi yerim olsun ki içimden geldiği gibi yazayım.

Okunma kaygısı yoktur bu başlığında. zaman zaman eğlence,zaman zaman küsmece...ordan burdan,tıngır-mıngır gitsin bakalım.

şimdiden ziyaret edenlere teşekkürler...



carcharadon carcharias





http://img31.imageshack.us/img31/7357/cchermanusbackpackers.jpg

carcharias
19-07-2009, 20:22
iyi... madem çok beğenmiş; başlangıcı biri için yapalım.özel istekle, bahr-ı muhit-i garbi seyahatnamemin kapanışıyla yapalım açılışı...



http://img197.imageshack.us/img197/417/41000000001068458.jpg

-bu senin için geliyor hadi bakalım









http://img48.imageshack.us/img48/3341/86369649.jpg








endeks kızımız bir dağın tepesinde oturan büyükannesini ziyarete gidecektir.bok mu var bu kadar yüksekte ev kuracak? hikaye işte...

http://img16.imageshack.us/img16/594/65686261.jpg









yola çıkar ama hain bir kurt onu izlemiştir.

http://img6.imageshack.us/img6/658/93293788.jpg

-lay lay lay la laaaaa

-nı ha ha haaa:bad:












küçük kız tırmana tırmana gider

http://img110.imageshack.us/img110/5711/91197885.jpg










kurt, büyükannenin evine gidip pozisyonunu alır. aportta beklemektedir:bad:


http://img14.imageshack.us/img14/9052/18695446.jpg










fakat... endeks kızımız yolda bir ayıyla karşılaşır

http://img123.imageshack.us/img123/4687/86860792.jpg








ayı kızı yutar


http://img110.imageshack.us/img110/9123/98805033.jpg













kurt gelişmelerden rahatsız olmuştur!

http://img6.imageshack.us/img6/6286/47705115.jpg

-sıçarım bööle hikayenin içine! kodumunun ayısına bak laaa!
çıkarın beni bu hikayeden,oynamıyom. kırmızı başlıklı kurt projesine başlıycam ben:grrr:

carcharias
19-07-2009, 20:25
bu da benim sevdiğim birşey sonuçta...





Şimdi arkadaşlarım arasından da soranlar oluyor,konuşuyoruz aramızda falan.Herkesin kafasında birşey var. Çok anladığımız olsa bari:he:

borsa gidiyormuş... e gitsin. :clown:

niye dönmüyormuş hala?

valla inanın nerenin sözü diye çok kafa patlattım ama hatırlayamadım... Sevdiğim bir atasözüdür. Belki irlandalılarındır. Bilen varsa yazabilir tabi.

derler ki;

Geminiz karaya oturduğunda,
Deniz son sözünü söylemiştir.

gemi gidiyor işte. Ne zaman karaya oturur,borsa son sözünü söylemiş demektir:he:

http://img29.imageshack.us/img29/4690/img0569x.jpg

carcharias
19-07-2009, 20:28
When I need you
I just close my eyes and Im with you
And all that I so want to give you
Its only a heartbeat away







http://img31.imageshack.us/img31/3774/47076181.jpg

bir yürürsen bahar yürür çiçek yürür peşin sıra gülüşlerin ömre bedel can katıyor bu canıma…














http://img39.imageshack.us/img39/7960/22996455.jpg

-aaaa! Merkel. Şşşş, obama diil mi o ya

-he lan. Ba ba ba! Olaya bak ha!














http://img35.imageshack.us/img35/7716/31998736.jpg

-yav barrack. Baksana ooolum,eyvah eyvah

-lan sarkozi, şeytana uydurtma adamı,gören mören olcak şindi.
















http://img35.imageshack.us/img35/4821/86255508.jpg

-vay vay vay vayyy..

-anam anam anaaam!
















Kız güzel. İnsan- hayvan demeden baktırıyor kendine!




http://img31.imageshack.us/img31/4896/83436972.jpg

-meeeavvvv

















http://img11.imageshack.us/img11/6079/22931266.jpg

-şşş medvedev. Ben bunu Michelle söylemez miyim. Dur sen. Üç buçuk atçak

-valla.hatun da maşallah be kardeşim. Dimi berluskoni abi.

-he lan. Çok feci ya
















http://img11.imageshack.us/img11/1456/37793406.jpg

-:he: ahahahahühehühehe bana ne söyliycem işte yengeye bana ne!

-lan oğlum yemin ederim söylersen kafamda oklava kırar bak

-bakarken düşüncektin çatalkaram.söyliycem işte ehühehheahha :he:













http://img31.imageshack.us/img31/6434/49760508.jpg

-huuuooop beyler! Açılın bakalım Türk delegasyon geldi














http://img190.imageshack.us/img190/5085/19795881.jpg

-eyvah eyvah! Kapa güzelim kapa.ne var ne yok topla dükkanı!

carcharias
19-07-2009, 20:33
http://img190.imageshack.us/img190/641/imag0138z.jpg



Şimdilerde 77 yaşında biri. Dertli tabi… Kendi ifadesine göre RTUK başkanı Zahid Bey 10-12 büyük kanalın müdürlerini toplamış,”bu adama ekranı kapayacaksınız” demiş. “O gunden beri ekranda huysuz virjin olarak karakter canlandırması yapamıyorum” diyor. Anlattıklarımdan aklımda kaldığı kadarıyla 1970 lerde başlamış.yani 40 sene olmuş. İşin garibi; elbette TRT de çıkıyor o dönem. Başka kanal yok tabi. Özel kanal döneminden sonra yasaklanması enterasan. Enterasan değil de,dönemine göre muamele işte bir nevi…Onu bunu bilmiyorum da benim çevremde,çevremin çevresinden kulağıma gelen olumsuz bir şey yok. “gördün mü bak, ali’lerin oğlu huysuz virjin izlemekten,kadın olmaya özendi!” duymadım yani böy ebirşey. Sever-sevmezsin o ayrı ama Bu karakter; herkesin gördüğü,duyduğu,bildiği bir karakter. Her ne kadar umudum yoksa da yeni RTUK başkanının bu uygulamayı kaldırmasını dilerim. Şunun şurası 77 yaşında insanın vereceği emeği,ömrünün geri kalan kısmında küstürmenin manası yok. tamam... cübbeli hoca da de güldürüyor bizi ama,bir yere kadar işte. huysuz da olsun ne var yani dimi:cool:

remain35
19-07-2009, 21:43
sayın carcharias ellerine sağlık yine büyük bir zevkle takip edicez bilesin....
saygılar....

carcharias
19-07-2009, 21:46
sayın carcharias ellerine sağlık yine büyük bir zevkle takip edicez bilesin....
saygılar....

teşekkür ederim değerli remain. izmir'e ve dünya güzeli kızlarına selamlar...:mut:

carcharias
20-07-2009, 10:25
http://img268.imageshack.us/img268/8952/13026263.jpg


Beşiktaş Kulübü açıklaması...



Vedat Abimiz'i kaybettik... Artık hayatlarımız onunla beraber giden üslubundan, gülüşünden, Beşiktaş aşkını okuduğumuz gözlerinden yoksun, eksik...
Ağlıyoruz şimdi gidişinin arkasından... Ama o güzel gözlerinle gördüğün son mutluluğu, çifte şampiyonluğu sana yaşattığımız için biraz da rahat içimiz... Ve içimizden dualarla birlikte geçiriyoruz şu cümleleri; iyi ki doğdun, iyi ki yaşadın, iyi ki Beşiktaşlı oldun ve biz iyi ki tanıdık seni Vedat Abi...

Futbola az ya da çok bulaşmış, taraflı tarafsız herkes severdi Vedat Abi'yi. Hani tersi mümkün olmayan "adam"lardandı. İster televizyonda izlerken, ister yazılarını okurken, isterse de birebir konuşma fırsatı bulunduğunda insanın içinde sabahlara kadar sohbet isteği uyandırır, yüzünde gülücükler açtırırdı. Hem sevilen hem de sayılan, sadece bu iki özelliğiyle bile ona dair birçok şeyi açıklayan bir karakteri vardı.

Ve tabii ki o kocaman; bitmek, tükenmek, yorulmak bilmeyen Beşiktaş aşkı... Her fırsatta söylerdi; hayattaki en büyük önceliğinin Beşiktaşlılık olduğunu, onu her sıfatının önüne koyduğunu... Futbolculuğunda da, yorumculuğunda da; çizgisini, sıcacık kelimelerini, üslubunu hiç değiştirmedi... Ve tüm bu özellikleriyle ona yakın ya da uzak her futbol sevdalısının hayatında önemli bir timsal yeri edindi... Ve tabii ki aramızdan ayrılışının boşluğu da bir o kadar büyük oldu...

"Beşiktaş Beni, Ben Beşiktaş'ı İstiyordum"

1945 yılında Bursa'da doğan ve doğuştan özel bir yeteneğe sahip olan Vedat Okyar, Beşiktaş Dergisi'nin 2001 yılının Kasım sayısı için kendisiyle yapılan röportajda futbola başlama hikayesini şöyle anlatıyordu: "Bakırköy İlkokulu'nda seçmelere katıldım ve kazandım. Öyle başladı. Çok da sevdiğim bir işti. Bakırköy'de, Yücespor'da oynadım. Oradan, Selahattin Tortul ağabeyimizin girişimleri ile Erdoğan Şenay ile birlikte Adalet Takımı'na transfer oldum. Rahmetli babacığım (Rahmi Okyar) Bursaspor'un kurucularından. Bursaspor'u kurunca, Bakırköy'ün dört oyuncusu ben, kaleci Turan, Ersel, Tamer Bursa'ya gittik. Bursa'da iken Beşiktaş beni, ben Beşiktaş'ı istiyordum."

Tek Kuruş Almadan…

Vedat Okyar, ilk profesyonel deneyimini yaşadığı Bursaspor'da, kısa zamanda takımın önemli oyuncularından birisi oldu. Teknik kapasitesi, driplingleri ve oyun kuruculuktaki zekasıyla yeşil-beyazlı takımın maestrosuydu. Bursa'da yetişmesine rağmen, kendisinin de dile getirdiği gibi küçük yaştan beri gönül verdiği Beşiktaş'ta oynamak istiyordu. Siyah-Beyaz formayı 1968 yılında sırtına geçiren Vedat Okyar'ın Beşiktaş'a gelişinin de enteresan bir hikayesi vardı: "Çok büyük hamleler yapan bir Eskişehir takımı vardı. Amatör Milli Takım maçı için havaalanına indim, bavullarımı bulamadım. Bavullarımı Eskişehirliler kaçırmış. Sonra da beni kaçırdılar. İki gün Eskişehir'de kaldım. Rahmetli babacığımın Baba Hakkı'ya bir sözü vardı. Bu nedenle hiçbir pazarlık yapılmadan Beşiktaş'a geldim. Babam Beşiktaş'ın iki dönem Asbaşkanlığı'nı yaptı. Allah rahmet eylesin, yattığı yerde rahat etsin. Beşiktaş'ta parasız oynadım ama babamdan belki daha fazlasını aldım. En azından Beşiktaş'a verdiğim hizmetin karşılığını para olarak almadım, babacığımdan aldım."

Öyle bir sevgisi, saygısı vardı ki Beşiktaş formasına, onu giydiği her anında yakıştı Siyah-Beyaz'a. Yine böyle maçlardan birinde hakemin tartışmalı bir pozisyon sonrasında yanına gidip "Tekme attın mı?" diye sorması üzerine, "Evet" diye cevap vererek sahayı terk etmek zorunda kalmasının açıklamasını şöyle yapardı Vedat Abi: "Hakeme Beşiktaş formasıyla yalan mı söyleyecektim utanmadan?"...

41 Yaşına Kadar Futbol Oynadı

1968 ile 1978 yılları arasında yer aldığı Beşiktaş Futbol Takımı'nda 253 maçta oynadı. Tekniğe dayalı futbol kariyeri boyunca hiç sakatlık yaşamadı. Zaman zaman Milli Takım'da da yer aldı. Elbette yüzlerce maçın hepsinin onun için ayrı bir önemi vardı. Ama biri vardı ki, yıllarca unutamadığı gibi, defalarca da rüyalarına girdi: "Trabzonspor'la oynadığımız bir kupa maçıydı. İlk maçı 1-0 kaybetmiştik, turu geçmemiz için burada 2-0 kazanmamız gerekiyor. 1-0 öndeyiz ve penaltı kaçırdım. Sonra Lütfü golü attı ve turu geçtik. Golü atınca Lütfü'nün sevinçten kulağını ısırdım. Maçtan sonra da hastaneye götürdüm."

Çok iyi bir penaltıcı olan Vedat Okyar, Bursaspor ve Beşiktaş'ta kullandığı 43 penaltıdan 42'sini gole çevirerek, bu konudaki ustalığını gösterdi. Zaten Trabzonspor maçında kaçırdığı penaltıdan sonra, bir daha penaltı kullanmaya tövbe etti.

Kısa fasıllarla Diyarbakırspor ve Karagümrük takımlarında da top koşturduktan sonra 42 yaşında futbolu bırakıp, babasının mesleğini yapmaya başladı. 1980'li yılların sonuna doğru futbol yazarlığına başladı ve yaptığı muhteşem yorumlarla, kendine has üslubuyla spor basınının vazgeçilmez bir parçası oldu.

Yolculuğuna Mutlu Çıktı

Vedat Abi, geçtiğimiz sezon boyunca takımımıza en çok güvenenlerdendi. Ne zamanki yazısında "Ben bu güveni hissettim" diye yazdı, biz de rahat bir nefes aldık. Nitekim futbolcularımız da bunu boşa çıkarmadı, hepimiz gibi Vedat Abi'yi de sevince boğdu. Biz de bir hevesle gitmiştik onun yanına. Hem bu mutluluğu paylaşmak hem de kendisini ziyaret etmek için... Çünkü bir kulağımız, bir gözümüz hep onun üzerindeydi...

O da şöyle anlatmıştı şampiyonluk sevincini; "Tedavi sürecime inanılmaz bir etkisi oldu. Beni moral olarak ayakta tutan en büyük şeylerden biri. Şampiyonluk görüntülerini televizyondan izledim. İlaç gibi geldi. Beşiktaş; Fenerbahçe'yi yenip Türkiye Kupası'nı, Galatasaray'ı yenip Süper Lig'i kazandı. Daha ne olsun. Lig tarihinde kazanılan birçok eğri büğrü şampiyonluk var. Ama ikinci yarıdan itibaren bunu haketti. Çok yakıştı Beşiktaş'a..."

Ardından bu sezonla ilgili umutlarını da sormuştuk kendisine; "Mustafa Denizli'yle işbirliği yapmaya devam ettikçe önümüzdeki sezon Avrupa kupalarından bir tanesini mutlaka alacaklarına inanıyorum. Devre arasında da sıkıntıya girmeyecektir Beşiktaş. Zaten bana göre Beşiktaş'ın kadrosu diğer takımlardan daha iyi. Artık 3-5 ayda bozulacak bir yapıya da sahip değil. Her şey rayına girdi, profeyonelleştiler. Dediğim gibi, Mustafa cin gibidir. Önümüzdeki sezondan da alnının akıyla çıkacaktır."

İşte öyle bir Beşiktaşlı'ydı o... Taraftarlarımızın "Bugün dost yaralanmış, yine gönlüm hoş değil" pankartıyla gösterdiği vefayı da gözleri dolarak karşılamıştı; "Pankartı görünce çok duygulandım. Zaten oğlum da hemen aradı beni bunu söylemek için. Beşiktaş'ta forma giyen futbolcuların hepsinin bu vefayı anlamaları lazım. Her zaman söylerim; benim en yakın akrabalarım Beşiktaş taraftarlarıdır, öz akrabalarım değil..."

Ayrılırken içimizden de, yazımızın sonunda da "Geçmiş olacak" dedik, olmadı Vedat Abi... Kaybettik seni... Futbolculuğunda babalarımızın, dedelerimizin; ucundan Beşiktaş aşkı dökülen kaleminle bizim, çocuklarımızın kalbine değip geçtin... Gittin ya; yaşadığın sürece senin gibi Beşiktaşlılığın, adamlığın, mütevazılığın öğretisi olmuşlar ve şimdi senin gibi bu dünyadan göçüp gitmişler için inandığımız, gökyüzünde pırıl pırıl ışıldayanlardan oldun... Biz yine geceleri başımıza göğe kaldırıp buradan sana bakacağız... Ama gittin ya; bil ki artık dünya daha çekilmez oldu...
Yakışmıyor ölüm hiç bazılarına... Hele sana... Bugün, biraz daha öldü dünya...

carcharias
20-07-2009, 13:42
http://img16.imageshack.us/img16/8827/b411261sigara.gif



çoğunuz gibi bende "yassah hemşerim!" muhabbetinden hazetmiyorum. belki daha farklı yöntem ve kampanyalarla da karşımıza geleceklerdir.Bu vesileyle sigarayı bırakacak insanlar da olacak. En azından umuyorum,istiyorum ve diliyorum."açık havadayım,Üstümüz açık" diye kendinizi kandırmayın.başta kendiniz, sonra sevdikleriniz için dumansız bir hayatı destekleyin...




öcü bir gönderme yapalım konuya,


http://img19.imageshack.us/img19/6163/20471833fq3.jpg

-lan faruk üstünü açtırmakla iyi akıl etmişin ha.

-sorma ya!ben öldüm gittim,hanım da arkamdan ölmesin mi! sigara yüzünden öldük diye bırakmaya karar vermiş,içtirmiyor mezarın içinde. açtırdım bende üstünü

carcharias
20-07-2009, 14:16
sigarasız yaşam,güzel yaşam olayına değinmişken bir de bilgi verelim.bir reiki üstadını izlemiştim de ondan aklımda kalan bazı şeyler olmuştu. mesela iki gün ekran başından kalkmayan ve kimseyle konuşmayan birinin pH seviyesinin nasıl bozulduğunu izah etmişti.Yani ph falan derken daha basitçe şöyle izah etti aslında: vücüttaki sirke ve tuz oranı dengesini bozan bir durum bu. konuşmayan ve hareket etmeyen insan,doğru nefes almayı zaten beceremiyorken,iyice herşeyi daha beter altüst ediyormuş. dolayısıyla,sirke seviyesi yükselen insan çok agresif olabiliyormuş. belki forumda birbirine kızanlar bunu düşünse iyi olur. doğru nefes alma tekniklerini ve muhakkak öğrenmek lazımmış. diyaframı kullanmayı zaten beceremiyormuşuz.Hiç olmadı şarkı falan söyleyin madem! Diyaframı kullanın yani.

bizler bebek halindeyken,yani daha doğrusu anne karnındayken en doğru şekilde nefes aldığımız dönemmiş. ne zaman ki doğum gerçekleşip doktor bizi başaşağı tutup kıçımıza şaplağı patlatıyor,o zaman akciğerlerimiz ve göğüs kafesimiz patlıyor ve artık olay şu anki durumumuza kadar geliyormuş.herşey kıçınıza yediğiniz şaplak ve ardından gelen ciyaklamayla ilgiliymiş yani anlayacağınız.



aşağıda bir çöp adam çizdim. komik oldu ama anafikri anlamanız yeterli.insanlar nefes alırken ciğerleri tam dolmadığı için,ciğerlerin üst tarafındaki kirlenmeyi,organizmaları,mikrobu bilmem neyi,(işte her ne deniyorsa)onları dışarı atamıyormuş ve bu bahsi geçen şeyler ciğerin üst bölümünde toplanıyormuş.dolayısıyla,kolları kıvırıp burundan derin nefes alıp ciğerlerin tam dolduğunu hissedip ağızdan nefesi vermek gerekirmiş.sürekli değil tabi. günde bir sefer yapılsa belki yeter. hiç olmazsa ciğerleriniz temiz olsun.


http://i27.tinypic.com/ayap9x.jpg


bunların elbette tıbbi açıklamaları vardır ama ben reiki ustasından duyduklarım bunlar.

doğru nefes tekniklerini de öğrenmek lazım.nette vardır bu konuda siteler.

carcharias
20-07-2009, 18:49
http://i25.tinypic.com/2v2wo6w.jpg



kriz calgon'u da vurmuş ki abiye yol vermiş.

hatırlarsanız abi aylarca elinde kireçlenmiş rezistansla kadıncağızın birine söylenip duruyordu.


makina çalışırken lombur lombur bombur cossss diye bozulur,kadıncağız üzgün vaziyette... calgon tamircisi içeri girer.elinde rezistans

ya aslına bakarsanız bu kaç yıldır böyle inanın bilmiyorum :clown:








http://i28.tinypic.com/28apd77.jpg


-ay tamirci bey,noooolmuş nolmuş?

-Elinin körü olmuş.

-hönk!

-öhm... üzgünüm,kalgon kullanmamışınız!










ablanın şaftı kayar tabi



http://i30.tinypic.com/1zl3rwh.jpg

-haddi be! pfff. çamaşır da kaldı ya:arf:

-eee güzelim, bangır bangır reklam çekiyoz.al şindi bi makine de aklın başına gelsin :bad:

-ney?!

-yok bişey yok. kalgon diyom kalgon!.ohoooo uçmuş bu ya














sanki tüp bitmiş de yemek ocakta kalmış gibi dertlenir abla



http://i32.tinypic.com/15s8vwo.jpg

-bişiy yapamaz mısınız, lütfen noolur.çamaşırlar makinede kaldı.

-yaparız tabi. çekeyim kamyonu kapıya, 50 lira veririm bu hurdaya zuhahhohahauhuahuuehueh:he:

-biliyo musun çok gıcıksın

-nıhaa haaaaa:bad:









tamam, farkındayım; reklamın kulağına su kaçırdım ama yıllarca calgon tamircisi görmekten zihinsel datalarımda bi haller olmuş olabilir!

bugün tv de (lipetgaz olacak sanırım) başka firmada görünce dedim sektör değiştirmiş. İşin tuhaf yanı;abinin aklı hala rezistanslarda kalmış olacak ki, "motorunuzdaki kalıntıları da temizler" deyip duruyordu. vatana millete hayırlı olsun.yeni calgon tamircisi kim olacak merakla bekliyoruz.

carcharias
20-07-2009, 20:13
lise tuvaleti! çekip youtube koymuşlar. aferin oğlum aferin. iyi bok yiyorsunuz.süpersiniz. :cool:



http://i27.tinypic.com/2i8xl48.jpg


http://i27.tinypic.com/dq3wr4.jpg

carcharias
21-07-2009, 10:34
http://i25.tinypic.com/2wdygbm.jpg

-ooooo lan samet. şş oolum aşşaa baksana.

-bana ne! sen benim muzumu yedin. konuşmuyorum işte

-millet muzun kralını götürüyo,sen bana küs anasını satim.of of of vay be.ne şanslı denyolar var.











http://i28.tinypic.com/jf7sqs.jpg

-şş. demedi deme ibrahim. adamda şans olacak kardeşim! şuraya bak!










http://i31.tinypic.com/iqh5d0.jpg

-vay be...budur ya olay,helal olsun valla! hayır o bişey diil de, "armudun iyisini ayılar yer"diyolar ona kızıyom. hani anasını satim hani.










http://i29.tinypic.com/aexp9l.jpg

-zuhahhaahihahoiahaha ay nurten çok tatlılar ya. gelsene sen de. hihihoha:he:

-uuuyyyşş yavvrum yerim yerim

-selim abi

-he lan?

-yollu abi bu yollu:he:

-bulduracaz bi yolunu du bakalım :bad:












http://i32.tinypic.com/2zpts7b.jpg

-oooo! du bakim! nooluyo orda. vay vay vaaayyy! evvet,sıradaki parçayı yeni aşıklar için söylüyoruz. arabada 5,evde 15..hooba!












http://i32.tinypic.com/mbilwj.jpg

-güzelim! hayvanat bahçesi dediniz getirdik. manyak diyorum işte. senin bu arkadaşın manyaak! gorillerle kırıştırıyor daha ne diyim!

-ay tamam tamam yeter.kankim o benim. git evine izle sen maçını










o sırada hayvanat bahçesini ısrarla biri aramaktadır...


http://i32.tinypic.com/6i5kyw.jpg

carcharias
21-07-2009, 11:54
10 yıl önce kadın sürücü sayısı 1 milyon 665 bin 553'ten 3 milyon 220 bin 792'ye ulaştı...



benim şahsen kadınlarla hiçbir sorunum yok.



http://i32.tinypic.com/oixeh3.jpg

bilakis,seviyorum yani...









trafikte de olsunlar


http://i28.tinypic.com/et7a6h.jpg










zaman zaman hoş espiriler de yapıyorlar

http://i29.tinypic.com/2lwls9l.jpg









erkekler gibi onların da trafiğe çıkma hakkının olması gayet doğal

http://i28.tinypic.com/vevko9.jpg








ben sadece... mesela karşıdan kadın şoför geliyor, iki arabanın yanından geçmesi gerekiyor ya, o zaman tırsıyorum.hele araçların arası dar ise!:beurk:
bir keresinde antalya'daydım, uzun bir cadde ve sağlı sollu park etmiş araç konvoyu. cadde olmuş daracık. sitemizden çıkmıştım,tam caddeye attım kendimi ve karşıya geçmem lazım. baktım araba yok.karşı kaldırıma çıkmaya da az kalmış derken bir araba geliyor karşıdan. baktım kadın şoför!



http://i30.tinypic.com/zof7l1.jpg






kendimi kaldırıma nasıl attım bilemezsiniz. az sonra gaaaarrrç ciiiyyyk diye metal sürtünmesi sesi gelmişti!:he: evet sağlı sollu iki arabayı da çizmeyi başarmıştı bir şekilde.













http://i26.tinypic.com/rm0g10.jpg

carcharias
21-07-2009, 12:28
mesela takıldığım şeylerden biri de kendimize ait yaratıcı tanımlamalardır. Hayalgücü kuvvetli milletiz aslında. bizden olmayanı da bizleştirmekten de keyif alırız. mesela ben beşiktaşlıyım.İbrahim üzülmez'e "deli ibo" deriz,kimileri "üzibo" der, o da yetmez brezilyalılara benzetiriz "delinho" deriz. eğer ki,mevzubahis kişi yabancıysa illa Türk bir lakap da takmak gerekir.



http://i26.tinypic.com/13zs7e9.jpg



mahmut ağaların büyük oğlu kırk yıllık ibrahimoviç:he:



sıcak kanlı insanlara "akdeniz insanı" falan denir ama bence bu farklı birşey. amerikada Hidayet'e "hedo" denmesi gibi değildir bu. başka severiz biz insanı.Bir başkadır benim memleketim :mut:

carcharias
21-07-2009, 14:42
http://i29.tinypic.com/2m4zjgo.jpg

-lülülü lülülü

-aloovvv

-alo cengiz! Bırak baygın baygın konuşmayı benim ben Nurten.

-ne alakası var hayatım baygınlık falan

-bilirim ben senin alakalarını,açtırma şimdi ağzımı. Neyse,alışveriş merkezindeyim.bir iki şey aldım yemeklik. Yoruldum geliver de al beni. bekliyorum hadi.

-tamam hayatım çıkıyorum.










-farrruuuk faruuk gel oolum bakim



http://i26.tinypic.com/246273m.jpg

-işiyom baba gelcem nooldu.

-anan olacak o karı,kredi kartının dibine vurdu yine herhalde. Gel al diyor. gidelim alalım hadi.

-taam baba geliyom dur.














http://i28.tinypic.com/ofnal3.jpg

-tamam Cengiz abi ben de kaçıyom zaten.

-hadi görüşürüz koçum.

-geldim baba.

-heh.giyindin mi oolum aferin.gel bakim.hadi bak Yusuf abin de çıkıyor zaten.














http://i27.tinypic.com/1z20ef5.jpg

-vay vay vay.. hatunlar çıkmış piyasaya

-hatun ne baba

-yok bişi oolum sen anlamazsın











Du bakim şurda ablana bişey sorayım


http://i30.tinypic.com/2pq8e1w.jpg

-meraba yakışıklı.tanışalım mı?

-ana! O ne be. Suratın köseleye dönmüş.şu arkandakini yolla sen.

-aaa üstüme iyilik saalık.hayvan!

-hadi naş güzelim naş!















http://i30.tinypic.com/20s7l1u.jpg

-selam.eğlence lazım mı?

-selam.lazım da sen al şu kartı ara beni.şimdi işim var












http://i25.tinypic.com/svicr9.jpg

-wouw wouw wouww












http://i31.tinypic.com/2v0onig.jpg

-hayırdır hemşerim? Ehliyet ruhsat!

-yok bişey memur bey.bayan yolunu şaşırmış da tarif ettik. Dimi oolum!:mut:

-kadının yolunu şaşırdığı belli de….neyse, bas git bas hadi.görmeyim bi daha















http://i25.tinypic.com/64h2mr.jpg

-tamaaam geldik oolum













http://i32.tinypic.com/2d2by1j.jpg

-ay Cengiz nerde kaldınız bi saattir bekliyorum.tut şunu da yardım et.akşama mısır patlatırız dedim.













http://i32.tinypic.com/2ebd2yp.jpg

-nerde kaldınız ya bi saat oldu

-anneee!

-He yavrum?

-babam horspuyla konuştu. Polis kızdı bize taam mı














http://i25.tinypic.com/2wh1mc6.jpg












http://i30.tinypic.com/s3kabc.jpg

-cengiiiiizzz! Allah belanı versin senin! Hani yeminler ettin tövbe diye! Hüüüü

-anne… siz boşanınca ben sende kalim taam mı:clown:

carcharias
21-07-2009, 18:46
http://i31.tinypic.com/15ed9oh.jpg

rumeli göçmeni bir kardeşiniz olarak acınızı paylaştığımı belirtmek ve sel felaketine uğrayan değerli bölgemize geçmiş olsun demek isterim...ölenlere rahmet,yakınlarına başsağlığı dilerim. umarım hiç olmazsa maddi yaralarınız sarılır. sizi seviyoruz hey uşaklar,seviyoruz...



Canımı yoluna koydum
Mimoza çiçegimsin
Kanatlanıp göğe uçma
Uçma sevdiceğim
Avcın değilim ki senin
Kaçma sevdigim

Yıktın dağlarımı yıktın
Mimoza çiçeğimsin
Başkası okşanıp sevilmez
Delirme Sevdiceğim

Yaktın ciğerimi yaktın
Yapma sevdigim…

Öpüp oksayamam ben seni
Mimoza çiçeğimsin
Alaca karganın gülüsün
Ellerin çiçeğisin
Değişmem dünyaya seni
Gitme sevdigim

Yıktın dağlarımı yıktın
Mimoza çiçeğimsin
Başkası okşanıp sevilmez
Delirme sevdicegim…

Yaktın ciğerimi yaktın
Yapma sevdigim…

volkan konak

carcharias
22-07-2009, 11:55
"carcharias'ın sesi" radyosuna bağlanıp iki lafın belini kıralım...


çocukluğumdan beri kimine göre abuk bir fikre kapıldım... eşek kadar olduk ama fikrimde değişiklik olması bir kenara,iyice sertleştim yani...

neydi bu konu; olimpiyatlar olsun diğer turnuvalar olsun, insanoğlunun üst üste kırdığı rekorlar vs benim için bir yere kadar geçerli oluyor. şöyle ki; maykıl pelps denen amerikalı kokainci yüzücü, sanırım 8 madalya almıştı. rekor üstüne rekor falan. ama yüzücülerin kullandıkları mayoları köpekbalıkları kıskanır yani. o derece hesaplar,kumaşlar bilmem neler! yani bu sadece bir örnek. teknolojiyi bir yana bıraksak "delikanlı gibi" yüzsek,koşsak,atlasak,kaçsak,yakalasak... futbol bile artık topla falan oynanmıyor. acaip acaip buluşlar,ayakkabı icatları... neyse... ezcümle; insanoğlunun gerçek limitleri bana göre böyle bulunmaz. katılan olur olmaz o ayrı tabi. bu benim düşüncem. on yıllarca hatta yüzyıllarca kanun olarak aynı tip kıytırık şort,ayakkabı,sırık,cirit,gülle bilmem ne alet varsa işte onların kullanımı zorunlu hale getirilmeli ve bu tek tiplik sayesinde insanoğlunun sınırları ölçülmelidir.

bu şekilde yapılmış her başarıya daha fazla saygım olacaktır.yani düşünsenize, 50 sene evvel aynı şartlardaki maykıl şu seviyedeydi, şimdi kaykıl şu seviyede. yani insanoğlu bu kadar gelişebilmeyi başarmış diyebilmek daha manalı bence.

rüzgardan ne kadar faydalanmış,suda nasıl kaymış,vurunca aldığı falsoya ne kadar katkı yapmış..gibi hesaplar sadece gözümüzü boyayan hadiseler.


mesela koşu olayı yalınayak yapılmalı bence. insanın limitleri belirlenmeli gerçek manada. sen koştukça seni yaylandıran,ittiren ayakkabıyı,rüzgarda kayan formaları ben ne yapayım


hani geçende ibrahimoviç'e ibo diyen zihniyetten bahsettik ya, biz de hakkını verelim usain bolt'a hüso diyelim kısaca...


http://i29.tinypic.com/a9wsid.jpg


çok klas bir adam. bunu da başarabilir eminim ki...






Bolt: 9.54 koşacağım

Londra GP'si öncesi 100 metre dünya rekortmeni Usain Bolt iddialı konuştu: Hocam 9.54 koşarsın diyor. O diyorsa doğrudur".

Hafta sonunda Londra'da düzenlenecek ve NTV Spor'dan canlı olarak yayınlanacak Grand Prix öncesinde 100 metre dünya rekortmeni Jamaikalı Usain Bolt ilginç açıklamalar yaptı.

Pekin'de geçen yıl 9.69'la 100 metre dünya rekorunu tarihe gömen 22 yaşındaki Bolt, "Antrenörüm Glenn Mills bana 9.54 koşabileceğimi söylüyor. Eğer bunu o söylüyorsa doğrudur" dedi.

Geçirdiği trafik kazası nedeniyle yine 19.30'la dünya rekoruna sahip olduğu 200 metre için 1 ay kaybettiğini belirten Bolt, "Tyson Gay'i Dünya Şampiyonası'nda 200 metrede geçebilmem için daha çok çalışmam gerek. Viraj her zaman benim için zor oldu. Kaybettiğim bir ay yüzünden daha istediğim kıvama gelemedim" dedi.



merak edenler için reklamını da yapalım;


Londra'da Crystal Palace'da yapılacak yarışlar Cuma akşamı 19.45, Cumartesi 15.45'ten itibaren canlı olarak NTV Spor'dan canlı olarak yayınlanacak. Bolt'un yarışacağı 100 metre yarışı Cuma akşamı yapılacak.

carcharias
22-07-2009, 23:14
bu başlığımın çizgisini kalın tuttum. sırf mizah değil de çoğu konuya değinmek istiyorum.


yiğit bulut-yaşar erdinç 22 temmuz 2009 televizyon yorumları..

ilk bölümler ses kaydı olarak göreceksiniz.görüntü kararacak,ses kalacak. son bölüm görüntülüdür fakat tümünü dinleyip izlemenizi tavsiye ederim. gerek borsa, gerekse Türkiye özelinde çok enterasan konuşmalar oldu.
burayı göremeyen arkadaşlar olur diye bloguma da asıyorum...


1.bölüm:


View My Video (http://tinypic.com/r/2z56ovs/3)

2.bölüm:
View My Video (http://tinypic.com/r/2mm8k6u/3)

3.bölüm:
View My Video (http://tinypic.com/r/2v0ld7l/3)

4.bölüm
View My Video (http://tinypic.com/r/vmspxs/3)

utkuran
22-07-2009, 23:34
ellerinize sağlık...

trakyalı
22-07-2009, 23:44
Çok güzel olmuş emeğiniz için teşekkürler...

trakyalı
22-07-2009, 23:49
Kızının adını ‘BMC’ koydu

Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi’nde kamyon sürücüsü Mehmet Yıldız, 28 yıl önce hayalini kurup alamadığı kamyonun markasını kızına ad olarak verdi.

10 yıl önce vefat eden Yıldız’ın 1976 doğumlu kızı Bemece Ay, ‘Babam ısrarla Nüfus Cüzdanı’na ad olarak ‘BMC’ yazılmasını istemiş ama nüfus memuru adımı Bemece olarak kayda geçirmiş. Herhalde dünyada kamyon adı taşıyan tek kadın benim. Adımı değiştirmek için müracaatımı yapacağım’ dedi.


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynak: 16.11.2004 - Hürriyet

trakyalı
22-07-2009, 23:50
Duvarı delip hamile bıraktı

Cezaevindeki Kadriye Kübra Sevgi'nin nasıl hamile kaldığını araştıran müfettişler, sevgilisi Seylan Çördük'ün koğuşu ile arasındaki duvarda bir delik buldu. Cinsel ilişkinin 20 santim kalınlığındaki delikten gerçekleştiği ileri sürüldü.

Kartal Özel Tip Cezaevi'nde ortaya çıkarılan aşk skandalı, önceki gün koğuşta yapılan inceleme sonunda yeni bir boyut kazandı. 27 aydır tutuklu bulunan Balkan kardeşler cinayeti sanığı Seylan Çördük'ün aşık olduğu ve evlilik hazırlığı yaptığı Mısır Çarşısı'ndaki patlama olayının sanığı Kadriye Kübra Sevgi'yi koğuşlar arasındaki duvara açtığı delikten hamile bıraktığı iddia edildi.

Türkiye'nin en güvenli cezaevlerinden biri olan Kartal Özel Tip Cezaevinde yaşanan olay geçen hafta ortaya Kadriye Kübra Sevgi'nin hamile olduğunun anlaşılması üzerine ortaya çıkmıştı. Genç kadının yan koğuşta kalan cinayet sanığı Seylan Çördük'ten hamile kaldığı ileri sürülünce Adalet Bakanlığı skandalı soruşturması için cezaevine hemen iki müfettiş göndermişti. Cezaevi koridorlarda görüşe giderken karşılaşan ve selamlaşmayla başlayıp giderek aşka dönüşen Çördük ile Sevgi'nin ilişkileri genç kadının hamile kalmasına kadar gitmişti.

CİNSEL ORGANIN BOYU ÖLÇÜLDÜ

Cezaevinde inceleme yapan ve ifade alan müfettişler hafta sonu görevlilerle birlikte Çördük'ün koğuşunda inceleme yaptı. Bu inceleme sırasında duvarda üzerine bir resim yapıştırılarak saklanan 8-10 santim çapında 20 santim uzunluğunda bir delik bulundu. Sevgi'nin koğuşuna açılan deliğin nasıl açıldığı araştırılırken ifadesi alınan Çördük, deliği sadece karşılıklı konuşabilmek için açtığını söyledi. Durumdan şüphelenerek ilişkinin bu delikten gerçekleştiğini düşünen görevliler, DNA testi için Adli Tıp Kurumu'na gönderilen Seylan Çördük'ün önceki gün de cinsel organının boyunun ölçüldüğü bildirildi. Bevliye uzmanın tarafından yapılan ölçümde ereksiyon halindeki cinsel organın 25 santim olduğu belirlenirken görevlilerin şüphelerin haklı olduğunu düşünerek soruşturmayı bu yöne kaydırdığı iddia edildi. Bu arada dün cezaevine giden Çördük'ün Avukatı Bilal Kalaycı müvekkilinin kendisine bu iddiaları doğruladığını söyleyerek ‘‘Müvekkilinin penisi ereksiyon halinde iken ölçmüşler. Odasında bulunan delikten ilişkinin gerçekleştiğinden şüpheleniyorlarmış. Müvekkilimin penisi deliğin uzunluğundan zannedersem 5 santim uzunmuş. Uzmanlardan bu konuda bilgi istemişler’’ dedi. Avukat Bilal Kalaycı olay ile ilgili yaptığı ilk açıklamada cezaevinin güvenlik zafiyetinden ziyade müvekkilinin becerisi ile ilişkinin yaşandığını söylemişti.


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynak: 26.03.2003 - Hürriyet

trakyalı
22-07-2009, 23:51
Ferrari Ferrari olalı böyle olay görmedi!

Belçika'da yaşayan Türk tekstilci, çok benzin tüketiyor diye Ferrari'sine LPG taktırmaya kalkıştı. Durumu tamirciden öğrenen Ferrari, parasını ödeyip aracı geri aldı!.

Dünyanın en lüks otomobillerinden biri olan Ferrari, sayısız ülkede satılıyor. Firmanın müşteri profili belli. Lüks otomobile girdiği için fiyatları Türkiye'de özellikle yüksek. Her parayı veren de Ferrari sahibi olamıyor. İşte böyle sıkı "satış kuralları" arasında İtalya'nın dünyada bilinen bir numaralı markası Ferrari, inanılmaz ama gerçek türünden bir olay yaşadı. Olayın kahramanı bir Türk. Geçtiği yer de Belçika. Bu ülkede yaşayan ve tekstil işiyle uğraşan Uğur C., iyi para kazanmaya başlayınca kendisine bir Ferrari satın aldı. İkinci el, 10 yaşında bir Ferrari Testarossa... Ancak bir süre sonra pişman oldu. Çünkü kırmızı, alev gibi otomobili çok fazla benzin tüketiyordu. Türk işadamının da aklına, anavatanından esinlendiği bir fikir geldi. Ferrarisine LPG yani otogaz taktıracaktı. Soluğu hemen bir oto tamircisinde aldı. Gent kentindeki tamirci, yakın bir Türk arkadaşıydı. Aracı inceledikten sonra tamirci Türk LPG tankını nereye takacağını bulamadı. Bunun üzerine Belçika'daki Ferrari merkezini aradı. Duyduklarına inanamayan yetkililer, "Siz aracı teslim alın. Biz hemen geliyoruz" dedi. Ve yetkililer hemen aynı gün soluğu söz konusu tamircide aldı. Böyle bir olayı ne duyduklarını, ne de gördüklerini söyleyen Ferrari yetkilileri, bu olayın şirket prensiplerine temelden ayrıkı olduğunu söyledi. Şirket yetkilerine dayanarak da Türk işadamı Uğur C'nin ödediği 145 bin euro'yu vererek Ferrari'yi geri aldı!

TANKI TAKAMAYINCA...

Satış mukavalesi iptal edilen evli ve üç çocuk babası Türk işadamı, müthiş fikrinden bir gün sonra otomobilsiz kaldı. Konuyla ilgili görüştüğümüz işadamı, iş bağlantıları ve Belçika'daki çevresini riske atmamak için fotoğrafını çektirmek istemedi.

"İLK KEZ YAŞADIK"

Biz de Belçika'daki Ferrari yetkilileriyle görüşmeye gittik. Olayı doğrulayan Ferrari-Belgium Francorchamps Satış Müdürü Roger Van Peteghem da LPG takılmasına müsade etmeleri halinde markalarına prestij açısından büyük zarar geleceğini söyledi. Van Peteghem, "Belçika piyasasında 47 adet Ferrari var. Ferrari sahipleri bellidir. Müşterilerimiz hakkında bilgi veremeyiz. Müşteriler arasında ayrım yapmayız. Ancak Ferrari'ye özellikle manevi yönden zarar verecek durumlara kesinlikle izin vermeyiz. İlk defa böyle bir tecrübe yaşadık. Bu tecrübeden sonra şimdi çok daha dikkatli davranıyoruz" dedi.


--------------------------------------------------------------------------------

Kaynak: 18.07.2004 - Sabah

trakyalı
23-07-2009, 00:02
http://i26.tinypic.com/2zqsgi8.jpg

Rusya’da bir hayvanat bahçesinde Otello isimli şempanze bakıcısına tecavüze kalkışmış.Bakıcısı muz vermek için kafesi açtığında bakıcısının elinden tutarak sürükleyerek kafesin içine almış ve tecavüze kalkışmış bakıcı kadının çığlıkları sonunda yardıma gelen arkadaşları sayesinde şempanzenin elinde kurtulabilmiş.

Ama resme bakılırsa bence şempanze işi bitirmiş, bu insanın maymundan geldiğini ve rus kadınlarının her türlü insan hayvan baştan çıkardığının en iyi örneğidir.:he:

carcharias
23-07-2009, 08:15
bu başlığımın çizgisini kalın tuttum. sırf mizah değil de çoğu konuya değinmek istiyorum.


yiğit bulut-yaşar erdinç 22 temmuz 2009 televizyon yorumları..

ilk bölümler ses kaydı olarak göreceksiniz.görüntü kararacak,ses kalacak. son bölüm görüntülüdür fakat tümünü dinleyip izlemenizi tavsiye ederim. gerek borsa, gerekse Türkiye özelinde çok enterasan konuşmalar oldu.
burayı göremeyen arkadaşlar olur diye bloguma da asıyorum...


1.bölüm:


View My Video (http://tinypic.com/r/2z56ovs/3)

2.bölüm:
View My Video (http://tinypic.com/r/2mm8k6u/3)

3.bölüm:
View My Video (http://tinypic.com/r/2v0ld7l/3)

4.bölüm
View My Video (http://tinypic.com/r/vmspxs/3)


bir süre sonlarda kalsın da tekrar dinledim,gerçekten çok önemli mesajlar var. özellikle yiğit bulut çok dobra konuştu. izleyemeyenler için yardımımız olsun.

kayıda girmediğim sürede,yiğit bulut ertuğrul özkök'ün tarzını beğenmediğini,yazılarının sansürlendiğini açıkça söyledi. ve habertürk'e transfer olmadığını,ceketini alıp doğandan ayrıldığını söyledi.herhangi bir transfer ücreti almamış yani.iş değişikliği gibi bir durummuş.

kayıtları dinlerseniz, akp-asker-ekonomi-borsa hakkında da önemli tespitleri var. önümüzdeki 24 ay içinde ülkede ekonomik-medya-siyaset alanında büyük hareketler bekliyormuş. yaşar hoca da çeşitli öngörüler ve yorumlarla katkıda bulundu. imf-asker-siyaset-medya-borsa-ekonomi ne varsa konuştular.arayıp bu sene transferleri nasıl bulduklarını soracaktım,bir spor kaldı:he:

bence önemli açıklamalardı.

carcharias
23-07-2009, 15:22
trajik ve kırık dökük bir evlilik hikayesidir....



Sevgilimle evlenmeye karar vermiştik…sorun şu ki; aşk hayatımın nasıl olacağı hakkında fikrim yoktu. Açıkçası merak da etmiyor değildim…



http://i31.tinypic.com/hu3g1y.jpg

-hmmm… oooo… bu ne be! Ooohhhaa… vay vay vayyyy












Küçük küçük uygulamalar yapmaya başladım



http://i28.tinypic.com/2euqxyu.jpg

-pufff puufff pufffffff
















Konuyu Tecrübeli arkadaşlarıma açtım

http://i31.tinypic.com/10g9og3.jpg

-ya meri, biliyo musun ben çok heyecanlıyım

-ya yok be güzelim bişi. Altı üstü evlilik işte.

-ha bu arada,otoparkın kirası bitiyor bu hafta. İstersen bi daakine denize gidelim

-yapma yav! iyiydi bööle ya. Neyse…















Evlilik işlemlerini hallettik…


http://i31.tinypic.com/vzery9.jpg

-iyi günneeer hihi.

-iyi günner iyi günner. buyrun?

-biz evlencektik de..

-He bi siz eksiktiniz!

-pardon!

-form diyorum form.şurdan bi form doldurun bakim















Düğün yaklaştıkça heyecandan yedikçe yiyordum… ve nihayet düğün de geldi


http://i26.tinypic.com/160pwll.jpg

-gnam gnamm mmmm.yav bunun çikilatalısı yok muymuş!
















Gel zaman git zaman aşk hayatından korkan ben,azman olup çıkmıştım




http://i28.tinypic.com/25usd3s.jpg

-hihihi! Süüpper benim kocam















“Bu gece barda,gönlüm hovarda”misali sömürdük bizim herifi!

http://i26.tinypic.com/29578sm.jpg













Sonra her şey değişti. Yani bizimkinde “tık” yoktu

http://i28.tinypic.com/20prq5c.jpg













…Yine




http://i28.tinypic.com/2wg8wlz.jpg















…Ve yine



http://i31.tinypic.com/2vi5nx0.jpg















http://i29.tinypic.com/2zqekag.jpg

-Ya riçırt! İyi misin allasen ya! Nooldu kaç gündür tık yok. Yetti bea!

-sömürdün be kadın yetti valla.mola yav mola!

-neyin molası be! Vallahi üst kattaki herifin hiç şikayeti yok.bıktım karısının fantezilerini dinlemekten annıyo musun! kapatıyorsun evin deposuna kendini, çıkmak bilmiyorsun aaaa,çıldırtma beni!











Dedim… deyiş o deyiş, bizimki vurdu kapıyı gitti.ardından baktım arabaya bindi.



http://i28.tinypic.com/25kojn9.jpg


-hıh beceriksiz ! du bakim,arabayla nereye gidiyo bu şindi?!












Peşinden gittim. Köprü üstüne çekmiş arabayı…Bizimki niyeti bozmuştu!





-dur riçırt gözümün nuru.



http://i27.tinypic.com/34h8a55.jpg

-gelme lan. Atarım kendimi.

-dur riçırtım dur.

-allaaamm sana geliyooooom…hüleeeaaayyynnn

-şşşlllloooopppss !















http://i26.tinypic.com/11r514y.jpg

-riçııııırt riçırt! Allah belanı versin riçırt! İnsan son bi defa yapar öyle gider.ppüüüüüü! aha boğuldu. Geber iiişalla

carcharias
23-07-2009, 18:39
http://i30.tinypic.com/2m6joyx.jpg

http://i25.tinypic.com/aag8w7.jpg


bugün;

TV sunucusu, oyuncu ve gazete yazarı,avukat ve aynı zamanda beşiktaş eski yöneticisi cenk koray'ın 9. ölüm yıldönümü.

rahmetle anıyorum...

carcharias
24-07-2009, 00:17
http://search.oregonlive.com/media/images/loading.gif

carcharias
24-07-2009, 18:23
iki lafın belini kıralım mekanımızda;verelim-vereştirelim biraz...

arkadaşla çevrecilik konusunu konuşuyorduk.pil toplanması hadisesi falan derken,konu ekstre yerine mail atan bankaları övmeye gelince ayarım kaçtı tabi.

mesela bu özelliğiyle övünen yonca yapraklı bankamız(ki benim nezdimde yonca değil,tam bir goethe lalesidir!) vay efendim ekstremizi yollamıyormuş da mail atarak ağaçları koruyormuş

çok duygulandım...

bakın: :cry::cry:

şimdi bu goethe lalesi banka, benden

her ay: 3,50 lira EKSTRE+BSMV ÜCRETİ
yılda iki kez de 29 ar lira HESAP İŞLETİM ÜCRETİ kesiyor.

yani sadece benden değil, hepinizden.

bu kredi kartı değil,normal bildiğiniz hesap yani.

neyse efendim ezcümle;

yılda iki kez 29 lira: 58
yılda 12 kez 3,5 lira: 42 lira

olmak üzere senede 100(yazıyla yüz) liramı almakta ve

yollamadığı ekstrelerle ağaçları koruduğunu söyleyip posta masrafından da yırtmaktadır...

sentetikten fiberden kağıt üretildiğini bilmiyoruz,bana ekstre yollarken ağaç kesiyorsunuz ya,iyi ki kesmiyorsunuz vallahi sağolun.

ama bunla övünmeyin yahu.


kral sorar "özrü kabahatinden büyük ne demek?"
soytarı da, "tamam açıklayacağım kralım" ama biraz süre...

bir gün kral sarayın merdivenlerinden yukarıya doğru çıkarken soytarı gelir arkadan krala okkalı bir pandik atar. kral birden zıplar. hiddetlenir. bağırarak sorar "sen ne yaptığını sanıyorsun!?"
soytarı da cevap verir, "kralım, özür dilerim, n'olur beni affedin, sizi kraliçe sandım!"





tamam biraz aykırı oldu örnek ama parmağı yiyoruz ama ağaçlar kurtuluyormuş o iyi bari!

bu sizi çok sempatik yapıyor. posta masrafından ne kadar tasarruf ediliyor merak etmiyor değilim tabi.


denir ki "madem memnun değilsin kapat hesabı" ama öyle değil işte. öyle bir kucağa oturtuyor ki devlet sizi,onlardan geçmeyince para kullanamıyorsunuz işte...

bu ülkedeki her bir vatandaş sizi öyle seviyor ki...

carcharias
24-07-2009, 23:09
Çok imla kurallarına dokunmadan içimden geldiği gibi oynatayım biraz kalem. İçimizden geldiği gibi işte. Büyük okyanusun derinliklerinden…

Eve kağıt geldiğinde sevindik tabi… sınav sonuç belgesi! o zamanlar böyle internet falan nerde…”o zamanlar” dediğim de,yaş 32 şimdi yani.

-Abartma be oğlum abartma!sanki 1950'ler. Hey allahım ya!

-tamam be abi,okuyan felan olacak rezil etme bizi tamam!

neyse efendim, konuya girelim… yok yani internet falan tamam mı. Hatırlarsınız;sınav gazetesi olayı vardı hani. Hatta iki sınava girmiştik:öss-öys. Önce bizi seçip sonra yerleştiriyorlardı o dönem. Sonra sınav gazetesi aradık tabi tırım tırım…

-abijim hayırlı işler. Sınav gastesi geldi mi?

-yok be yavrum,bi tane geldiydi onu da verdik

-hmmm hipnetor seni. Dağıttın tabi konu komşuya dimi

-he,efendim?!

-yyyyok yok bişi amca,eyvallah. Tü ya, Napalım yok demek ki..hadi hayırlı işler:clown:


Öyle böyle derken eş-dost işte, gazeteyi bulup bakarsın “wwwaaaayyyşş kazanmışık lan öss’yi,bekle beni öys!” nidalariyla coşmaktayizdir.
Öys’ye de girdik bir şekilde.bu sefer posta bekle. Yemin ediyorum hergün aşağı 2 saatte bir iner posta kutusuna bakardım. Benimki biraz geç geldi. Hep öyle olur ya hani;

-benimkini geç yolladılar biliyon mu! Millet tercihlerini yapmış yollamış,biz daha postacıyı yeniş gördük.şansımın aaazına sıçim!

Ben Trakya universitesini kazanmıştım.ahmey marmara’yı,Mehmet hacettepe’yi,Mahmut gazi’yi Hasan;sütçü imam’ı…

O zaman da bize dediler ki okul okumanın bir bedeli var,atıyorum 3 lira. Eyvallah dedik madem öyle biz de verelim.istersen verme yani! Seneye yine girersin sınava olur biter. Okul okumanın bedeli dasisesi her dönemde tartışma ve gösteri konusu olmuştur. Bugün de olmaktadır.

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak ne güzel.sınava gir,kazan..sonra kayıt bilmem ne uğraş. O ara aklıma başka bir şey gelmiyordu.

Dediğim gibi o zaman da bu şekilde harçları protesto edenler vardı,şimdi de var. Geçmiş zamanın kallavi elemanları,protestocuları bir şekilde okumuş “adam” olmuştu. Mesela annemin yıllarca yanlış teşhislerle uzayan bir hastalığında gittiğimiz yaklaşık 40 doktorun,profesörün her özel muayenehaneyisnde ödediğimiz 100 liralar,200 liralar gelir aklıma da “herhalde harçlardan dolayı öğrenciliklerinde kızarak ödedikleri paranın karşılığını böyle alıyorlar”diye düşünürüm…doktorlarım özel yerlerinde akşam 17 den 22 ye kadar çalışırdı ve sanırım günde 10’u aşkın hastaya bakarlardı. Çarpın bölün işte,orasını kurcalamak istemiyorum. Kızardım ne yalan söyleyim. Makbuz yok,fatura yok bir şey yok…hadi geçmiş olsun.vatandaş nasılsa mecbur,gelecek. Ameliyatını evde olacak değilsin ya!Araba da değilsin ki çekesin tamirciye. 100 se 100,200se 200… hele o bıçak parası denen olay için zaten ayrıca yazmak lazım…parasız,eğitim,hak,adalet yaşasın bilmem ne…

- Nerde o che genclik?

-heee o mu, o şey ya! Öldü o ya. :beurk:

Neticede hak-adalet,herkese eşitlik,uygar yaşam,yaşasın kardeşilik sloganları gençlikte oluyor.madem gençken böyle böyle diyorsun; Doktorlar falan alınsın diye yazmıyorum ha yanlış anlaşılmasın örnek verdim sadece. Memuriyette de vardır,mühendisi bilmem nesi…yapıyoruz yani bunu.

Hayata atıldığın zaman herkes eşitse,sen iki kere eşit olmak istiyorsun. Herkes “bir boktur” ama senin iki bok olmanın zararı yoktur! Şimdi kızarak ödediğin harcını sonradan büyüyünce kat kat çıkarıyorsun zaten. Dükkan açarsın vergi kaçırırsın mesela. Neden? Çünkü senden öncekiler kaçırıp kaçırıp memleketi bok etmiştir.devlet belini doğrultamayıp almıştır borcu;dayamıştır vergiyi,zammı.. e sen mi kurtaracaksın memleketi!

Çok uzatmayım.nasılsa okunmayacak. “Keşkeleri sevmem” derler ya,bazen demek lazım.Keşke herkes zamanında vergisini adam gibi ödeseymiş. şimdi misal; ülke seviyesi yüksek olduğu için vergi 5% olsaymış da bu zaten devlete yetseymiş… fakülteye giden çocuk,bu kadar yüksek meblağ öder miymiş? çoooookk şeyler yazılabilir bunla ilgili. tek sorun vergi değil tabi. yazdıkça yazılır da,buna değindik işte.

Şimdi evladım… sen protesto edeceksin,gösteri yapacaksın. Biz de tv den izleyeceğiz “ba ba ba! Polise bak nasıl dövüyor öğrenciyi” diyeceğiz ama bu parayı ödeyeceksin ilerde okulun bitip “adam” olunca, “yolunu” bulacaksın.belki de “işsizler ordusu”tabir edilen bir oluşumun farkında olmadan aylık içtiması alınan bir neferi olacaksın…

tv den bile izlemeyeceksin.belki o sırada taksimde arkadaşlarınla bululuyor olacaksın ama denecek ki “mayıs ayının işsizlik oranları açıklandı… haziranda rekor kırdık.eylül fecahatız…” bizim haberimiz olacak ama senden. merak etme. belki birey olmayacaksın ama gözümüz hep üstünde olacak!

Cahit Sıtkı demiş ki;

Bir yanda Anadolu bir yanda Rumeli'dir.
Hepsi bizden yolcusu olsun hancısı olsun
Efkar ettiğimiz şey memleketin halidir
Sanmam hemşehrim sanmam bundan acısı olsun

Köylümüz efendimiz tarlasında perişan
İşçimiz kardeşimiz kavgasında perişan
Anam bacımdır bahtı karasında perişan
Hemen Allah cümlemizin yardımcısı olsun


çok samimi söylüyorum hayatta devlete kazık atmadım şu yaşıma kadar. Kazıksa eğer; oy kullanmıyorum ve onun cazası varmış ama tebliğini almadım,haberim yok. O da saçma! Ben oy hakkımı “oy kullanmayarak” zaten kullanıyorum.bu da bir seçimdir aslında ama anlatamadık işte…

okuyun, çalışın,sevin sevilin ama memleketinizi asla unutmayın…

carcharias
25-07-2009, 11:13
gözüme takılan birkaç konudan bahsedelim...


http://i30.tinypic.com/1269oj7.jpg

çakır ve ailesi... türkiye'nin en büyük sivas kangalı imiş. dünyada bilinen adıyla "anotolian dog". 4 ayak hali tam 98 cm. yani 1mt diyebiliriz.



http://i31.tinypic.com/107mjoy.jpg

ayağa kalktığında ise 2 mt buluyor. resimlerde küçük görülebilir ama neredeyse bir midilli kadar var. yüzlerinde siyah bir maske var.gözler,ağız ve çevresi kulaklar falan hep siyah.

küçük bir anıdan bahsettiler. istanbul'da bir aileye bunlardan vermişler bir tane. adam sevmiş etmiş neticede ama yeri yetersiz olunca geri vermeyi düşünmüş. o günlerde 2 yaşındaki çocukları dedesiyle parka gitmiş,dede bankta otururken uyuklamış.çocuk da almış başını gitmiş. kangal da takılmış peşine. aile feryat figan oğlanı arıyor tabi.polis bilmem ne derken millet haber veriyor ki bir kuytuda çocuğun biri uyuyor ve başında da bir köpek.kimseyi çocuğa yanaştırmıyor. o günden sonra her ne olursa olsun köpeğe bakmaya karar veriyor aile...






http://i32.tinypic.com/14mcmzb.jpg

bu ablamız 1961 doğumlu ve sportmen bir bayan 18 yaşından beri sürekli heryere bisikletle gitmeyi seviyormuş. triatlon yapıyor. boğazda yüzme yarışına katılıp 2.lik ve 3.lük almış baya sporla iç içe yani. sigara sorusuna verdiği "o konuya hiç girmesek!" cevabıyla beni dumura uğrattığı için taşıdım buraya. onca şey anlattı,dinledim ama sigara olunca hiç tanışmadık kendisiyle...buraya niye taşıdık? taşıdık ki;sosyal mesaj verelim: ya perhiz yapın,ya lahana turşusu yeyin...ikisi birden bünyeye zarar bence... bu arada, yeyin kelimesi ne acaip dimi. yiyin-yeyin...neyse ya:clown:






http://i28.tinypic.com/292bqty.jpg


burası, parayı bulan namussuz lidyalıların yaşadığı yer olan günümüzde yaklaşık olarak Manisa ve Uşak illerine denk gelen bölgedir.orda görmüş olduğunuz programı yapan kişinin oturduğu taşlar tuvaletmiş efendim. lidyalılar yanyana oturur,ellerine kitap alıp sıçarmış,buldukları para şimdi bizim ağzımıza sıçıyor o ayrı tabi:he:






http://i25.tinypic.com/5nq1wy.jpg

-:arf: liberty...









http://i28.tinypic.com/2w2n2ud.jpg

-efendim?:notr:










http://i25.tinypic.com/fvjltl.jpg

-liberty... fakir ve açım:cry:









http://i29.tinypic.com/bjdgzq.jpg

-:düsün: hmmm... du dakalım senin için ne yapabiliriz








http://i31.tinypic.com/o04emt.jpg


-işte buuuu işte buuu:he:

pinky
25-07-2009, 12:02
-işte buuuu işte buuu:he:


http://img190.imageshack.us/img190/4838/image001bwq.jpg (http://img190.imageshack.us/my.php?image=image001bwq.jpg)

kemal
25-07-2009, 17:35
iki lafın belini kıralım mekanımızda;verelim-vereştirelim biraz...

arkadaşla çevrecilik konusunu konuşuyorduk.pil toplanması hadisesi falan derken,konu ekstre yerine mail atan bankaları övmeye gelince ayarım kaçtı tabi.

mesela bu özelliğiyle övünen yonca yapraklı bankamız(ki benim nezdimde yonca değil,tam bir goethe lalesidir!) vay efendim ekstremizi yollamıyormuş da mail atarak ağaçları koruyormuş

çok duygulandım...

bakın: :cry::cry:

şimdi bu goethe lalesi banka, benden

her ay: 3,50 lira EKSTRE+BSMV ÜCRETİ
yılda iki kez de 29 ar lira HESAP İŞLETİM ÜCRETİ kesiyor.

yani sadece benden değil, hepinizden.

bu kredi kartı değil,normal bildiğiniz hesap yani.

neyse efendim ezcümle;

yılda iki kez 29 lira: 58
yılda 12 kez 3,5 lira: 42 lira

olmak üzere senede 100(yazıyla yüz) liramı almakta ve

yollamadığı ekstrelerle ağaçları koruduğunu söyleyip posta masrafından da yırtmaktadır...

sentetikten fiberden kağıt üretildiğini bilmiyoruz,bana ekstre yollarken ağaç kesiyorsunuz ya,iyi ki kesmiyorsunuz vallahi sağolun.

ama bunla övünmeyin yahu.


kral sorar "özrü kabahatinden büyük ne demek?"
soytarı da, "tamam açıklayacağım kralım" ama biraz süre...

bir gün kral sarayın merdivenlerinden yukarıya doğru çıkarken soytarı gelir arkadan krala okkalı bir pandik atar. kral birden zıplar. hiddetlenir. bağırarak sorar "sen ne yaptığını sanıyorsun!?"
soytarı da cevap verir, "kralım, özür dilerim, n'olur beni affedin, sizi kraliçe sandım!"





tamam biraz aykırı oldu örnek ama parmağı yiyoruz ama ağaçlar kurtuluyormuş o iyi bari!

bu sizi çok sempatik yapıyor. posta masrafından ne kadar tasarruf ediliyor merak etmiyor değilim tabi.


denir ki "madem memnun değilsin kapat hesabı" ama öyle değil işte. öyle bir kucağa oturtuyor ki devlet sizi,onlardan geçmeyince para kullanamıyorsunuz işte...

bu ülkedeki her bir vatandaş sizi öyle seviyor ki...

Benim Akbank'ta, Garanti'de ve İş Bankası'nda hesaplarım var.

İlk ikisinde de yatırım hesaplarım var.

Bunların hepsiyle uzun yıllardır çalışırım.

Tek bir şey söyleyeceğim:

Sistem sömürü esasına göre kurulmuştur. Hepsi de aynı bok.

Özellikle Akbank'tan tiksinti geldi.

MIHNANA
25-07-2009, 17:46
Benim Akbank'ta, Garanti'de ve İş Bankası'nda hesaplarım var.

İlk ikisinde de yatırım hesaplarım var.

Bunların hepsiyle uzun yıllardır çalışırım.

Tek bir şey söyleyeceğim:

Sistem sömürü esasına göre kurulmuştur. Hepsi de aynı bok.

Özellikle Akbank'tan tiksinti geldi.


Hesaplarımı Garantiye'ye aktaracaktım.(Vadesiz-Yatırım-KK) ama bunları okuyunca YKB'ye şükrettim.(Karamehmet'te iken çok ama çok memnundum) :yes:
Yağmurdan kaçarken doluya tutulacakmışız da haberimiz yokmuş. :he:

Bu arada Akbank beni kendinden nefret ettirdi ve tüm hesaplarımı 2007 yılında kapattırdım. Alsın bankalarını..:grrr::grrr:

kemal
25-07-2009, 17:55
Akbank :

2008 Eylülünde krizi bahane ederek 1500 çalışanını işten çıkaran çakallar bunlar. (Çalışanına acımayan müşterisini mi düşünecek?)

En küçük şeyi bahane ederek sineğin kanadından yağ çıkarmaya çalışanlar bunlar.

Ekstre bildirim ücreti, hesap işletim ücreti, kart parası, aidat parası, dönem faizi, dosya parası, daha horoz sesi duymadık adlar altında müşteriyi kaz gibi yolmak isteyen uyanıklar bunlar.

Kredi hesaplarını keyiflerine göre açıp kapatanlar bunlar.

Güneşli günde şemsiye teklif ederler, yağmur yağarken cızlamı çekerler.

Ondan sonra şu kadar para kazandık, bu kadar para kazandık diye caka satar düzenbazlar.

Ülen her tarafınız kar olsa ne olur. Sizi gidi osuruktan teyyareler sizi.

carcharias
25-07-2009, 18:00
karıştırmayın yav işte:he:

ekstre yollamıyorlar ağaçlar kesilmiyor. deli misiniz nesiniz!

çevreci olun biraz paragözler:clown:

carcharias
25-07-2009, 18:58
ekstreden çevrecilik değil de, benim ilk kez gördüğüm bir olaydan bahsedeyim.

bu abimiz mantar ağaçlarının kabuğundan işler çıkartıyor.


http://i29.tinypic.com/343tfkk.jpg

bu sağda solda gördüğünüz herşey mantardan yapılma.

mantar dediğim, bildiğiniz şişe mantarı yani. şarap falan filanda kullanılan mantar.

bu mantar ağacının kabuğu soyuluyormuş efendim. yani ağaç kesilmiyormuş.sonra yeniden kabuk yapıyor kendine,yine soluyuluyor...ağaç olduğu yerde duruyor yani.

sonra bunlar partikül haline, getiriliyor.küçücük minik toplar gibi düşünün. hani beyaz eşyaları koruyan köpük vardır ya ambalajı açtığınızda görürsünüz.onun gibi hale getirilip kalıplara dökülüp presleniyor

http://i29.tinypic.com/vzdndi.jpg







böyle kaseler yapılıyor mesela

http://i27.tinypic.com/m7swax.jpg









diğer ev ihtiyaçları da yapılıyor


http://i29.tinypic.com/21kkspx.jpg






herşey mantardan yani. oldukça sağlam ve dayanıklı.

carcharias
25-07-2009, 19:39
mizahtan hoşlandığımı daha evvelki başlıklarımdan tanıyanlar bilir. bu başlık hem mizah hem her telden olsun, istediğim konuyu işleyim diye açmıştım. zaten ilk sayfadan beri de öyle gidiyor. bu vesileyle ziyaret eden üye yazar arkadaşlara ve üye olmayan herkese teşekkür ederim.

şimdi, vatani görevini yaparken şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybeden -allah rahmet eylesin- cennetlik kardeşlerimizin ailelerine yapılan destek hakkında bilgi vermek istiyorum. bir canın bedeli olmaz, hele vatan müdaafası söz konusu olunca hiç olmaz ama genel kültür-bilgi mahiyetinde de olsa nedir bu işin iç yüzü işleyelim istedim. sigorta ödemesine ilişkin açıklama yapılmış.sanırım bu askerlikle ilgili vakıf sigortası yaptıranları açıklıyor ama yeni bir açıklama olduğu için hiçbir evladımızın ihtiyacı olmaması dileğiyle taşıyalım sütunlara. ayrıca devletle ilgili yardım konusu nedir bilemiyorum ama ellerinden geleni yapmalılar muhakkak...

------------------o--



TSK Mehmetçik Vakfı Genel Müdürlüğü, “Askerlikte hayat sigortası” (16.7.2009) yazısı üzerine şu bilgiyi aktarıyor: “TSK Mehmetçik Vakfı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde vatani görevini yaparken şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybeden erbaş ve erlere (er, onbaşı ve çavuş) Temmuz 2009 itibariyle 26.128 TL (memur maaş katsayısına göre artmaktadır).

Gazi olan veya engelli duruma düşen erbaş ve erlere ise derecelerine göre Temmuz 2009 itibariyle 26.128 TL ile 13.064 TL arasında değişen tutarlarda bir defaya mahsus ödeme yapmakta, ayrıca gazi ve engelli Mehmetçiklere yaşamları boyunca, çocuklarına ise üniversiteyi bitirinceye kadar her ay düzenli olarak yardımda bulunmaktadır.

Ayrıca, TSK Mehmetçik Vakfı tarafından vatani görevini yapan erbaş ve erlerimiz için isteğe bağlı olarak yararlanabilecekleri Mehmetçik Yaşam Sigortası isimli bir ürün geliştirilmiştir. Bu ürün, Anadolu Sigorta ile birlikte Mehmetçik Vakfı Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından 27 Kasım 2000 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

Sigorta hizmeti sadece vefat ve kaza sonucu maluliyet risklerini kapsamaktadır. Her türlü vefat halinde geride kalan vârislere ödenecek sigorta tazminatı 22.500 TL’dir. Sigortalının maluliyeti halinde ise maluliyetin derecesine göre üst sınır olan 22.500 TL’ye kadar ödeme yapılmaktadır.

Sonuç itibariyle vatani görevini yapan Mehmetçiklerin bu görevleri esnasında vefat etmeleri halinde toplam 48.628 TL ödeme yapılmakta, çocuklarına 26 yaşına kadar yardım edilmekte, gazi ve engelli Mehmetçiklere ise toplu ödeme yanında hayatları boyunca memur maaşına endeksli ödeme yapılmaktadır.”



bu adreste de silahlı kuvvetlerin ŞEHİT VARİSLERİ İLE MALÜL GAZİLER VE MUHARİP GAZİLERE SAĞLANAN HAKLAR başlığı mevcut.


http://www.tsk.tr/2_GENEL_BILGILER/2_5_Sehit_Varislerine_ve_Malul_Gazi_Personele_Sagl anan_Haklar/Sehit_Varislerine_ve_Malul_Gazi_Personele_Saglanan _Haklar.htm

carcharias
25-07-2009, 19:59
geçtiğimiz günlerde maliye bakanlığının üç yıldız ve üzeri, otellerin lüks restaurantlarında kdv oranının 18 yapıldığı konusuna takılmıştık ama pek irdelenmeyen bir konu da var aslında... Hazine müsteşarlığı turizm tesislerinde elektrik su ve gazda uygulanan en düşük tarife uygulamasına son verdi. sektör maliyetleri açısından önemli elbette.

carcharias
26-07-2009, 13:01
Bora ağabey’in sanirim takvimde göremediğim için atladıgim dogum gunu icin uzgunum. Belki de acmis oldugu bir baslikta bu ozel gunden bahsetmis olmsai ve benim o yaziyi okumamam da etkili oldu. Evvela ozur dilerim,müsadesi olursa ellerinden operim. Nice yeni yaslar dilerim.

Küçük bir muhasebe yaptim simdi bu vesileyle. Şunu fark ettim. Okumayi birakin, paketi açılmamış hedileyer vardir ya mesela… o şekilde bir durumda biraktiğim yerler soz konusu.

-komplo teorilerine hiç girmedim
-oyunlar
-otomobil
-küresel ısınma
-hukuk
-püf noktaları
-2.el

Ve çeşitli başlıklar… bilmiyorum işte.bunlarla ilgili hiçbir yazi okuduğumu hatirlamiyorum.
kişisel bir sorun yok elbette ama ilgi meselesi olsa gerek. Kimisi vardir otomobil müptelasıdır,kimisi hukuk,kimisi geyik sever,kimisi borsadan başka ley düşünmez. Bana doğal geliyor yani.

Dikkatimi çeken bir konu demek istemiyorum ama şöyle bir durum var; haber sitelerinde “en çok tıklanan 5” tarzi analizler olur ya hani,

Orda Bakarsınız mesala:

1.hande ataizinin alttan çekilmiş resmi
2.karısını sattı
3.seks yapmadan duramıyorum
4.tecavüz sahnesinde ağladı
5.su bidonuyla masturbasyon yaparken yakalandı

Sonra spor haberleri falan gelir sanırım falan filan. Geri kalan konuları çok iyi bildiğimiz için(!) okumuyor da olabiliriz.ahmet-mehmet-yusuf falan diye eleştirmiyorum. Kendimi de katıyorum elbette…. Haftasonları kesinlikle gazeteyi tersten okurum.sporu bitirir,sonra başa dönerim yani. Hafta içi kesinlikle baş sayfa,gündem vs. benim de böyle bir tercihim var. Ama yukarda da belirttiğim gibi, bir konu ilgimi çekmiyorsa da ne yapsam okuyamıyorum işte…

carcharias
27-07-2009, 20:40
nabibya'da fok balıklarının kafalarına kancalı sopalarla vurup öldürerek derisinden kıyafet yapan firmanın sahibi bir Türk'müş...

http://i32.tinypic.com/9glrv9.jpg


http://i26.tinypic.com/2rcyf48.jpg


http://i26.tinypic.com/21a0n5u.jpg


tuzladaki fabrikasında yapılan işlemi izledim haberlerde. iş-ekmek parası vs ama yaşadığım tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı. biz ki hergün "mecburen" yediğimiz hayvanlara bile kıyamayız,böyle birşeye girişmek beni üzdü doğrusu. madem bütçe-kaynak-sermaye ne haltsa var elinde, başka alanlara da yönelebilir insan. ben yapmazsam elin gavuru yapacak mantığına da sığınmamalıyız. biz yapmamalıyız!

BORA YAŞAR
27-07-2009, 21:28
Öncelikle yaş günü kutlaması konusunda gösterdiğin duyarlılığa teşekkür ederim..

Ama seninle burada tanışmamız çok yeni ..

Neredeyse 3 senedir tanıştığım nice dostlar var ki hala suskunlar.

Neyse önemli değil.

Zaman dediğin geçer.

Yaş dediğin kemale erer.

Herkes, şu felaket dünyasında eğer şanslı ise yaşlanır.

Gelelim başlık konusuna..

Bu kanlı fok katliamı işinin altından bir Türk çıkması size şaşırtıcı geliyor mu?

Biz en sevdiğimizi kıtır kıtır kesmeyi içimize sindiren bir kültürden geliyoruz. Bırakınız o hiddet içindeki eli kanlı kişiyi, en kanlı bir olayı bile mazur/uygun görebilen bir çevremiz var. Şiddet olaylarımızda ölenler artık düzene ile sayılıyor.

3 yaşında çocuğun yanında kurban kesip de kanını alnına süren bir alt yapımız var.

Tavuk kesmeyene erkek denmeyen, kurbanlık koyunu alıp çocuğumuzun elinden ot yedirip sonra onun gözü önünde kesen, erkek çocuk ilk kurbanını kestiğinde alkışlayan bir toplumuz.

Birkaç fok öldürmenin kıymeti harbiyesi mi olurmuş?:he:

carcharias
27-07-2009, 21:45
sevgili bora ağabeyim;

değerli görüşlerin için teşekkür ederim. gerçekten hani bir tavuk,bir inek-dana -her neyse- yerken bile üzülen bir millet olarak düşünüyorum bizi. belki de sen haklısın,altyapımız bazı şeylere müsait de olabilir ama bu tarz bir olayı içime sindiremedim ne yalan söyleyim...

evvelden çoğumuzun izlediği bu sahneleri çok gördüm. derisi zarar görmesin diye kafalarına sopayla vurularak katledilen bu şirin hayvanların bir Türk firma tarafından bu muameleye layık görülmesi içime sinecek gibi değildi. az sövmedim elin ecnebisine ama hiç olmadı bu ya! vallahi çok üzüldüm çok. hiç yakıştıramadım...

BORA YAŞAR
27-07-2009, 21:49
Daha 3-5 gün önce koca danayı ayağından vinçle asıp çarşı ortasında ibreti alem için kurbanlık diye kesmediler mi?

İnanç bir tarafa ama, tüm uyarılara rağmen, her kurban bayramında sergilenen insanlık dışı uygulamalara ne demeli?

Kaçan danayı önce balta ile ayaklarından kaçamaz hale getirip hacamat edenler bizden değil mi?


Öldürmek kafada başlar..Ve tecrübe ister.. Bizde bu mebzulen mevcut.

carcharias
27-07-2009, 22:01
hissenet'i ziyaret eden gençlere tavsiyemdir bora üstadı okusunlar... birinin her başlığını okumayabilirsiniz ama birkaç başlığını okuyabilirsiniz. ağabey'de bu kişilerden biridir. onun benim övmeme ihtiyacı yok. laf kalabalığıma da bakmayın. okuyun... mebzulen eski dil olması lazım. "bolca". neredeyse duymayalı,okumayalı unutmuşum.iyi de oldu hatırlattığınız:)
gerçi laf lafı açıyor misali, hangi delikanlı kardeşime kullanırım bu kelimeyi onu da bilmiyorum ama bu da böyle birşey işte

selamlarımla...

carcharias
27-07-2009, 22:15
...ve kendimle ilgili birşey daha;

evet eşek kadar, bir dana kadar oldum ama hala sünger bob seyrediyorum!



http://i30.tinypic.com/20rk9co.jpg

carcharias
27-07-2009, 22:29
efendim... her telden bahsettiğimiz başlığımızda şimdi çok farklı bir teyzemizden bahsedeceğim:

bu teyzemizin hastalığı bulunamıyormuş. bu havada tam 3 çeşit kat kat kalın çoraplar giymiş, üstüne de kat kat kıyafetler... soba yanıyor,yanından ayrılmıyor. donuyor resmen. "neler var yarabbi!!" tarzından bir olay yani. çok doktorlar gezmiş ama bulunamamış hastalığı. sabır,kuvvet ve acil şifalar dilerim...



http://i31.tinypic.com/2w689qh.jpg

carcharias
28-07-2009, 11:03
insanlara sinir olurum, eleştiririm.nefret etmek için güçlü nedenler olması lazım. farklı birşey bence. belki biraz düşmanca...

eğer sivas takımının başarısıyla ilgili olarak :istanbul'daki takımlar başarısız, sivas olarak başarınızı neye bağlıyosunuz sorusu geldiği zaman verilen cevap; "istanbul'da laila,sivasta la ilahe illallah!" oluyorsa,


insanlar bir adım geriye çekilir elbette!



http://i28.tinypic.com/2yy46tj.jpg

-vay be! demek messi,gerard,ronaldo hiç camiden çıkmıyormuş! madrid'de, manchester'de,romada,milano'da hiç laila tarzı yerler yokmuş,ondan şampiyonlar şampiyonu oluyorlarmış! iştee buuu!










verdiği kararlar yüzünden ortasahaya yürüyüp,hakemi -mümkünse-dövmek istemek,bağırıp çağrmak, sinirden yedek kulubesini tekmeleyip camını falan kırmak


http://i27.tinypic.com/fmrtw5.jpg











tarz sahibi olamamak sonra...





başında şapka,üzerinde öyle bir eşofmanla rakip hocanın elini sıkma isteği, adamın da zaten bırakın Türkiye'yi, hayata yabancı olmasıyla havada kalan el...




http://i26.tinypic.com/2jcj4eg.jpg

-Quién es usted!(kim bu ya!)











başkan ve camia derken;

" bu bizim tarihimizin dönüm noktası"

sen şampiyonlar ligi katılma deplasmanına yurtdışına altında kot, üzerinde yağmurlu-eşofman tarzı birşeyle gidersen,havaalanında böyle görüntü ve demeç verirsen...

biraz kızarlar ama...

http://i31.tinypic.com/jj4uar.jpg

-Türkiyeyi en iyi şekilde temsil falan filan........



ben biraz aykırıyımdır bazı konularda... mesela süleyman seba başkanım "fitbol" der futbol'a. bayılırım ona,ben de öyle diyeyim...

fitbolda, sahada oynayan fitbolcu ve kenardaki hoca vs, yönetim kurulunun aynasıdır. yani bu kadro ne kadar titiz, özenli,disiplinli,basarılıysa demek ki yönetim o derece iyidir.

ben şimdi bu şekil bir şampiyonlar ligi deplasmanı yolculuğunda havaalanında gördüğüm bu manzara için ne diyebilirim ki! "aman hocam, bırak Türkiye'yi, Sivas'ı bile temsil etme bu şekilde. sadece ve sadece sivasspor'u temsil et."




aynı gün ve saatlerde;
manchester united alex ferguson, öyle sıradan bir turnuvaya gidiyor. oynayacakları hazırlık maçları yani. öyle uefa-şampiyonlar ligi falan filan değil.
kafile uçaktan inerken:


http://i30.tinypic.com/fp2n7k.jpg





yazmımın başında da dediğim gibi nefret ve sinir farklı şeyler. ben sinir olurum,nefret etmemeye çalışırım.ama nefret edenlere de fırsat vermemek lazımdır. sivasspor'u takdir ediyorum,muthis renk kattılar ama gidecek çok yol var daha. başarılar sivasspor, başarılar bülent hoca...

carcharias
28-07-2009, 20:35
tam görüntüleyemedim ama mesaj vermek daha önemli. boğa dövüşlerinde bu sefer boğa sahipleri dövüşmüş, boğalar izlemiş. umarım bu böyle geleneksel olarak devam eder





http://img17.imageshack.us/img17/1109/bogalar.jpg

-vur len vur vur! :he:





http://img103.imageshack.us/img103/2043/imag0207.jpg

carcharias
31-07-2009, 16:03
http://i26.tinypic.com/4sk4qr.jpg


Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum



http://i29.tinypic.com/f0s1dy.jpg


Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün




Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet


http://i32.tinypic.com/huqclk.jpg

Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil


http://i27.tinypic.com/2ccnwo3.jpg

Seni kıskanıyorum...











Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;

http://i29.tinypic.com/29ynplz.jpg



nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;


http://i29.tinypic.com/16ths6.jpg


buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

http://i28.tinypic.com/1zoximc.jpg


Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...


http://i29.tinypic.com/2aj9j5k.jpg



Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

http://i31.tinypic.com/123l3so.jpg

carcharias
31-07-2009, 16:22
http://i32.tinypic.com/2qk359x.jpg


Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte,
Yani yürekte..




http://i25.tinypic.com/5kr6m8.jpg

Meselâ bir barikatta dövüşerek,
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,
Meselâ denerken damarlarında bir serumu,
Ölmek ayıp olur mu?





Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.


http://i32.tinypic.com/2po62va.jpg



Seversin dünyayı doludizgin,
Ama o bunun farkında değildir.
Ayrılmak istemezsin dünyadan

http://i32.tinypic.com/9zqexv.jpg


Ama o senden ayrılacak.
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?


http://i25.tinypic.com/2lt0vix.jpg



Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık,
Yahut hiç sevmeseydi,
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?


http://i28.tinypic.com/2vj7atc.jpg

Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...

carcharias
31-07-2009, 20:10
bilirsiniz elin yabancısı kat kat binaları,otelleri,iş merkezlerini dinamitle olduğu yere yıkarlar. aynen yukarıdan aşağı iner bina.

bugün de Türkiye'deki en eski betonarme un fabrikalarından biri olan Çankırı'daki un fabrikasını yıkmaya uğraşmışlar. umarım bunu yurtdışında haber konusu yapmazlar!



http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=3626

BORA YAŞAR
31-07-2009, 20:33
bilirsiniz elin yabancısı kat kat binaları,otelleri,iş merkezlerini dinamitle olduğu yere yıkarlar. aynen yukarıdan aşağı iner bina.

bugün de Türkiye'deki en eski betonarme un fabrikalarından biri olan Çankırı'daki un fabrikasını yıkmaya uğraşmışlar. umarım bunu yurtdışında haber konusu yapmazlar!



http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=3626

:he::he::he::he:

Neden beni hiç şaşırtmadı acaba?

En dövüşken ulus biziz bize göre.. Atanı kaçanı vururuz. Atalarımız kılıç kalkanla zaptetmiş dünyayı at üstünde..

Ne ata binmeyi biliriz. (Lütfen bana hemen Mussolini önünde birinci olan binici subaylarımız haberini getirmeyin 70 sene öteden futbolda Macaristan zaferi gibi)

Ne kılıç kullanmayı..

Atıcılıkta esamemiz okunmaz. (Atmak konusunda değil tabi)

Üç tarafı deniz olan ülkemde vatandaşın büyük çoğunluğu yüzmeyi bilmez.

Neden dersiniz?

Çünki hemen herşeyi esastan fundamental'den yoksun yalapşap öğrenmeyi severiz. Derinlik yoktur bizde. Bilime değil hurafeye bayılırız.

Neyse laf uzun..

Allah korumuş da o yuvarlanan koca bina önüne geleni ezmemiş.

Laf aramızda o binayı yapan müteahhidi bulur bir madalya veririm yaptığı sağlam iş için.:)

carcharias
31-07-2009, 22:05
BORA YAŞAR;
Allah korumuş da o yuvarlanan koca bina önüne geleni ezmemiş.

Laf aramızda o binayı yapan müteahhidi bulur bir madalya veririm yaptığı sağlam iş için.:)




neden bilmiyorum,beceremedim bir türlü.sürekli yan yatardım,tam oldu derken yine yamulurdum :he:

düz takla atmayı başaramamış biri olarak hakikaten bu çalışma enfes olmuş demek istiyorum. :clown:

carcharias
01-08-2009, 10:46
Devlet Yardımıyla yaşayan bankaların prim hadisesi haberini okuyunca aklıma araplar geldi... neden derseniz: kıskanacaklarını düşündüm...

"amerikalı yağı fazla bulunca,kıçına sürermiş"

-------------o--



New York Savcısı tarafından hazırlanan bir rapora göre; Citigroup Inc., Bank of America Corp. ve diğer 7 büyük ABD bankası, vergi mükelleflerinin parasıyla kurtarılırken 30 milyon doların üzerinde ikramiye ödemiş.



New York Başsavcısı Andrew Cuomo, geçen yıl ABD hükümetinden 125 milyar dolar kurtarma fonundan (TARP) yardım alan 9 banka arasında yılsonunda yöneticilere ödenen primlerin bu bankaların net gelirlerinden fazla olduğunu açıkladı.

Hazırlanan raporda JP Morgan ve Goldman Sachs’ın geçtiğimiz yılı kara listede tamamlamalarına rağmen 1626 ve 953 çalışanına milyon dolarlarca prim ödemesine engel olmadı.

Kötüler arasında en iyi performansı sergileyen Goldman Sachs bile geçen yıl iki yılın en büyük kabının yaşadı. 10 milyar dolar TARP yardımı alan Goldman 2.3 milyar dolar kazandı ama 4.8 milyar dolar prim ödemesi yaptı.

Citigroup 27.7 milyar dolar zarar yazarken 738 çalışanına 2 milyon dolara yakın prim ödememesi yaptı.

Aynı şekilde Merrill Lynch’te batmasına ramak kalmasına rağmen 696 çalışanını sevindirmeyi bildi.

Morgan Stanley'in net gelirleri 1.7 milyar dolarken 4.475 milyar dolar prim ödemesi yaptı.

JP Morgan ise 5.6 milyar dolar kazanmasına karşın 1,626 kişiye 1 milyon dolardan fazla olmak üzere toplam 5.6 milyar dolar prim ödemesi yaptı.

Raporda sözü edilen banka sözcüleri bu konuda hemen bir açıklama yapmadılar.

Rapora göre, Wall Street tarihinde en kötü yıllardan biri olan 2008'de dahi en az 4,793 bankacı ve bunların borsada işlem yapan elemanı 1 milyon dolardan fazla prim aldı.

Cuomo raporunda ''bankaların çalışanlarını tazmin veya ödüllendirme yöntemlerinde bir anlam veya sistem yok,'' dedi ve bankaların daha prensipli bir prim sistemi uygulamaları durumunda, elemanlarının diğer bankalar tarafından transfer edilmesi tehlikesinin de azalacağını söyledi.

carcharias
01-08-2009, 10:53
hey addict;

are you ok, how is gone?

:he:



http://i25.tinypic.com/32zj15k.jpg

carcharias
01-08-2009, 13:18
http://i27.tinypic.com/30szomq.jpg

-gggooooogııılll öğğğrrrttt tıkır tıkır tıkır, pat entır!












http://i30.tinypic.com/2s1ae07.png



-höööö hmmm


















http://i29.tinypic.com/2lrf28.jpg


-ehi ehe :clown:
















http://i26.tinypic.com/20hwnjp.jpg


-hoooouu :ayy:
















http://i31.tinypic.com/20urcpy.jpg

-wooooaaawww kaaammmooon beybi!
















http://i26.tinypic.com/2637sic.jpg

-:bad:














http://i32.tinypic.com/2zp125e.jpg


- ooouuu ooo ohsh.... may gaaaddd yeeeaaahhh!












http://i29.tinypic.com/24v6w79.jpg



-ooo beybi yeaaahh

-parkır? paarkııır wer ar yu? strange sounds, ar yu okey?

- van minıt maadır, yeeaah yeaah ay em ok madır, oohhhh!













http://i30.tinypic.com/30lieqc.jpg

-oohhh may gad, oou şiiit!

carcharias
01-08-2009, 15:04
http://i27.tinypic.com/216a2o.jpg


-puh puf... cazırt cuzurt.. 84 nolu yol ekibi...tamam

-84 nolu yol ekibi dinlemede tamam...

-naaaber lan?:clown:

-lan oolum bırak geyiği de söyle!

-iyi be iyi aman! :arf: yalovaya gelmeden bir-iki kilometre kala yolda problem meydana gelmiş,gidip halletsinler diyo amir.

-anlaşıldı tamam.












http://i25.tinypic.com/9pna77.jpg

-haassskkkttt bu ne beaaa! akşam da arkadaşın düğününe gidecektik kim sorarsa. uğraş dur anasını satim!

-sıkma canını abicim, hallederiz en çabuğundan












http://i28.tinypic.com/eg1udl.jpg

-nasıl oldu lan?

-süper abi :cool:











iki saat sonra



http://i29.tinypic.com/mkwy6v.jpg

sanal_deli
01-08-2009, 16:42
bilirsiniz elin yabancısı kat kat binaları,otelleri,iş merkezlerini dinamitle olduğu yere yıkarlar. aynen yukarıdan aşağı iner bina.

bugün de Türkiye'deki en eski betonarme un fabrikalarından biri olan Çankırı'daki un fabrikasını yıkmaya uğraşmışlar. umarım bunu yurtdışında haber konusu yapmazlar!

http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=3626


Aslında yıkanın değil yapanın suç hiç mi ders almamış Gölcük ve Düzce mütahitlerinden. :notr:

carcharias
01-08-2009, 19:11
yurtdışı için konuşmayım da bizde gelenektir... mesela, abd'ye küfrederiz; emperyalist,paragöz,sömürücü,zart-zurt,şöyledir böyledir,allah belasını versin falan...

-ooo faruk abi...naber abi,abi oğlan naapıyo?
-iyi be bülentim.amerikada işte okuyo oğlan!

veya aynı şekilde,

sevgilisine kızan ünlümüz soluğu abd de alır!




şimdi bu kişiler de baz istasyonlarına kızmış. hani şu cep telefonu hadisesi var ya...
ellerinde balyoz falan,çıkmışar bir çatıya ve parçalamışlar




http://i28.tinypic.com/20jqmp2.jpg







muhtar da basın açıklaması yapıyor.


http://i28.tinypic.com/5noqk9.jpg

-bunlar bizi öldürüyor bilmem ne yapıyor, aldım verdim ben seni yendim, inek nerde? dağa kaçtı dağ nerde...falan filan





nette resmini bulamadığım için haberlerinde konuyu işleyen kanal d ana haberden resimledim



basın açıklaması yapan muhtar bey "operasyona(!)" giderken cep telefonuyla konuşuyor. 5 dk mı 15 dk mı kalmadı aklımda,konuşuyor yani. ne yazık ki o baz istasyonunu kırınca telefonları daha az çekecek şimdi!




http://i30.tinypic.com/35bxu6f.jpg

carcharias
01-08-2009, 19:23
http://i31.tinypic.com/15rh1zp.jpg



bu ablamız da esra alkan hanımefendi. trt1 de "kalk gidelim" programını izlerim saatini tutturabilirsem. güzel bir program yapar. kendisi de çok hanım hanımcık,"elektriği iyi" dediğimiz kişilerden. neyse efendim, kendisi Türkiye turu ve izlenimleriyle ilgili program yapmaktadır. sinop ilinde idi bugunkü yayınları. yanındaki beyefendi de il milli eğitim müdürü imiş. ilgimi çeken şu oldu,o yüzden konu yaptım; beyefendiden özür dilerim ismini unuttum ama "sinop'ta trafik ışığı yoktur, trafik lambasına gerek yok çünkü burada insanlara ve kurallara saygı var." dedi. şaşırdım tabi. fakirlikten değil elbette,ihtiyaç yokmuş.vallahi dedim bravo. çok samimi söylüyorum bu düşünceyi takdir ettim. açıkçası biryandan da elim gitmedi gugıl'dan sinopta trafik kazalarının durumunu aratayım diye... benim hafızamda böyle kalsın istiyorum. ayrıca sayın başkan 1980 döneminde cezaevlerine giren ilk sivillerdenmiş. "giren" derken,gönüllü olarak yani. mahkumlara "atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi" dersleri vermiş.

carcharias
01-08-2009, 21:00
Adamın biri hayat kadınına gıdıyor
dıyor ki ;

-kac para?

kadın diyor

-100 dolar

adam dusunuyor

-ben sana 1ooo dolar verırım... ama bir şartım var.

- soyle bakalım şartını

- ben döverim!

kadın düşünüyor

bir kerede on sefer parası kazanacak! dayak da yiyiversin. ticaret karlı geliyor

- tamam

- ama bak döverim

- eeeeeh! tamam be! dövücen dövücende ne kadar dövücen sanki!

-o 1ooo doları gerı alana kadar doverım!

REST
01-08-2009, 21:46
http://img33.imageshack.us/img33/3629/97475373.png (http://img33.imageshack.us/i/97475373.png/)
http://img220.imageshack.us/img220/7835/53361138.png (http://img220.imageshack.us/i/53361138.png/)
http://img39.imageshack.us/img39/4873/24113162.png (http://img39.imageshack.us/i/24113162.png/)
http://img268.imageshack.us/img268/8756/49915789.png (http://img268.imageshack.us/i/49915789.png/)
http://img9.imageshack.us/img9/1065/36506713.png (http://img9.imageshack.us/i/36506713.png/)

carcharias
02-08-2009, 10:42
ziyaretçilere güzel bir pazar, iyi istirahat dilerim...

kullandığım pda cihazının çekimi,bluetooth işlemi de kolay olduğu için tv'de takıldığım konuları da paylaşıyorum ara-sıra..


dün gece kanal d'de şu malum,çoğunuzun bildiği bir film vardı.hani sırası gelenin öldüğü film.
3.bölümü vardı...neydi adı bir dakika bakıp geleyim:clown:

...1 dk sonra

ok... "son durak"mış efendim. ilk film bana enterasan gelmişti. ondan sonra malumunuz;tutan bir işin bokunu çıkarmak şart olduğu için devamı çekilmiş. jaws 76, elm sokağında kabus 84...gibi.

neyse efendim... filmi izlerken, oyunculuklar hiç inandırıcı gelmediği ve konuyu da fazla kastırılmış bulduğum için ilgim dağılmıştı.bir süre ntvspor,biraz e2,şurası burası diye kanalları gezdirirken

son zamanlarda çok kereler karşıma çıkan bir "makara" hadisesine denk geldim ve buna değinmek istiyorum.


atv kanalında yayınlanan bir yarışma...3 tane masa var ve her masada 2'şer delikanlı olarak toplam 6 erkek yarışmacı ve diğer tarafta da her masayla ilişkili 2'şerden yine 3 grup güzel kızımız sözkonusu...güzel,uzun bacaklı ve mini etek giymesi tercih sebebidir.




http://i28.tinypic.com/2q8svw1.jpg



http://i31.tinypic.com/nzkqqh.jpg


maksat şu efendim; kızlara bazı sorular soruluyor... misal; 7 deste iskambil kağıdında kaç tane 7 rakamı vardır diye soruyorlar. erkekler de "bilmişlerdir,bilememişlerdir" diye tahmin edip kızların verdiği cevaplara gülüp eğlenip aptallıklarına dem vuruyorlar. olay bu.

malumunuz bir destede aynı kağıttan 4 tane var. 4*7=28 demesini bekliyoruz ama,kızlar ultra aptal oldukları için baya baya düşünüp aralarında konuşup 7*7= 67 diye cevap deviyorlar,biz de "osurana" kadar gülüyoruz, "vay salaklar ya" diyoruz.konsepti bu yani yarışmanın.

size verdiğim resimdeki soruyu okuyabilirseniz eğer; 81 plakalı ilimizi sormuşlar ve neredeymiş? haritada da tahminen gösteriverin...

3 grup kız farklı farklı cevap verdi tabi. bu resimdeki arkadaşlar 81.ilin kıbrıs gazi magosa tarafında olduğunu söyleyip kıbrısı işaretlediler. kendini kaybedenler oldu tabi gülerken...

fakat şöyle birşey var ki;

yarışmacı delikanlılar da bence onlardan aşağı kalır yanı yoktu.

mesela kurdeşen sorusuna mide hastalığı dediler ama kimse gülmedi.

"turfanda" nedir bilemediler,kimse eleştirmedi

kamikaze konusu vardı,harakiriyle karıştıran oldu kimse aptallığa vurmadı.

demek ki efendim kızları erkeklerle yer değiştirseler de ortaya saçma cevaplar çıkabilecekmiş. ama bayanları aptal yapmak daha hoş.ve raiting getiriyor! "al birini vur ötekine"deriz ya hani, yok aslında kızın erkekten farkı!

erkek bir feminist falan değilim ha yanlış anlaşılmasın:clown:

açıkçası "vah gençlik","vay bizim geleceğimizin haline" diye 20-25 dk izledim.allah sonumuzu hayır etsin!

carcharias
02-08-2009, 11:00
http://i28.tinypic.com/29uzxnm.jpg

bu prof. hocamız da habertürk'e konuktu. hani eskilerden beri bir kuran'ın şifresi merakımız var ya, hocamız da ona benzer konulara merak sarmış. esasen tıp adamı kendisi. nörolog.
hocamız da 7 rakamına takılmış. ayetti sureydi derken anlattı anlattı.

derken efendim...malumunuz ramazana geldik,konu ilaçlara geldi. hoca dedi ki; "diyanet fetva yayınlamalı, insanlar biraz suyla ilacını içebilmeli. yani maksat dine adam kazandırmak olduğuna göre bunu kolaylaştırmak lazım!"

aklıma şu geldi: diyanet ve tanrı kontak halde! "hasta olan kişi biraz su içip ilacını alsın mı,uygunsa fetva verelim". kurallar konmuş,din ortada. bunu "dine adam çekeceğiz"diye esnetmenin manası nedir anlayamadım tabi. kutsal kitapların bozulduğunu ve bozulmayan tek dinin müslümanlık olduğunu biliyoruz. bana biraz değişik geldi bu yaklaşım. hocamız kur'an,beyin derken...

varsa işin uzmanı, bu yazıyı okuduktan sonra bir aydınlatma yazarsa sevinirim. göz damlası,astım ilacı kullanılıyor ama onun haricinde böyle birşey yok diye biliyorum. eğer aksi var ise biz de aydınlanmış olalım.

carcharias
02-08-2009, 11:25
http://i27.tinypic.com/zxwco3.jpg

-çuf çıf çuf çuf çuf









http://i30.tinypic.com/j9revl.jpg

-tamam yavrum uyutacam ben seni şimdi. ağlama yavrum benim.şimdi uyutacam du bakim












http://i30.tinypic.com/33zckjt.jpg

-geliyo mu, geliyo mu?

-geliyo geliyo!

-geldi geldi tamam.












http://i30.tinypic.com/t6737q.jpg

-yav kardeşim biraz yavaş konuşun beaa! çocuğu uyutamıyoz. car car car bu ne yav!

-hocam iyi güzel diyosun da naabalım bu durumda şindi!:notr:

-siz de haklısınız yav,konuşun anasını satim:clown:










http://i28.tinypic.com/r2melh.jpg

carcharias
03-08-2009, 16:39
Çok sevdiğim birini analım… Allah rahmet eylesin…



Trabzonlu bir abimizin vasıtasıyla konserine giderek tanımıştım kendisini. Rumeli göçmeni olduğumuz için pek öyle başka müzik dinlemiyordum açıkçası. Ama öyle bir şeydi ki, müzik yapmıyordu! Resmen hayatı anlatıyordu.müthiş etkilemişti beni. O günden beri asla aklımdan çıkmayan çok değerli bir sanatçı olarak kalbimin bir köşesindedir.




http://img258.yukle.tc/images/9513150-222x300.jpg (http://www.yukle.tc)















http://img254.yukle.tc/images/7658kk.jpg (http://www.yukle.tc)


Kanser olması çok büyük hayal kırıklığıydı benim için. Bedenim ikiye bölünmüş de Bir tarafımın da Karadenizli olduğuna bile inanmaya başlamıştım neredeyse.o derece sevdim bu insanları…katkısı büyüktür yani.





Kazım bey, kazım koyuncu falan demek de yersiz gelir bana. Kazım ağabeydi o sevenleri için...

İşte gidiyorum dedi ve gitti...








http://i32.tinypic.com/30tnokw.jpg


işte gidiyorum..
birşey demeden,
arkamı dönmeden,
şikayet etmeden..
hiçbirşey almadan,
birşey vermeden,
yol ayrılmış görmeden,
gidiyorum





gitti gitmesine de...

"sevenler en sonunda biryerlerde buluşmazlar. onlar, en başından beri birbirilerinin içindedirler"

bir yere göndermedik kendisini.kiminin en başından beri,kiminin de benim gibi tanıdığından beri hep içimizdeydi...




http://i32.tinypic.com/24q7bsm.jpg












kazım ağabey’i hala dinlerim.Sonra volkan konak da dinlemeye başlamıştım. Moda tabiriyle “adam”gibi adamlardandı gözümde. Hala da öyledir. Allah ona uzun ömür versin inşallah.
Kazım ağabeyin ardından “kardaş” şarkısını yapmıştı





http://img250.yukle.tc/images/8798v1.jpg (http://www.yukle.tc)


Gökten bir yıldız kaydı
Karadeniz’e düştü
Aman aman gardaş yara yaralıyım

Onu sevenlerinin yürekleri tutuştu
Susun kuşlar susun kara karalıyım
Aman aman gardaş yara yaralıyım

Bu amansız hastalık tatlı canını aldı
Aman aman gardaş yara yaralıyım
Kemençesi duvarda,gitarı nerde kaldı
Susun kuşlar susun kara karalıyım
Aman aman gardaş yara yaralıyım

Kalsın dağların karı
Kervanım yürüyecek
Aman aman gardaş yara yaralıyım

O güzelim saçları toprakta çürüyecek
Susun kuşlar susun kara karalıyım
Aman aman gardaş yara yaralıyım

Gene geldi yaz başı
Şenlenir yüksek dağlar
Aman aman gardaş yara yaralıyım

Demedimi azrail bak sevgilisi ağlar
Susun kuşlar susun kara karalıyım
Aman aman gardaş yara yaralıyım







http://i27.tinypic.com/30k53jl.jpg



çok isyan etti tabi yitip gitme şekline. Sadece ailesinden babasıyla birlikte yedi kişiyi kanserden kaybetmiş bir adam sonuçta...









http://i26.tinypic.com/24gqd1v.jpg

volkan ağabey'i de çok seviyorum. allah ona uzun ömürler versin...





http://i31.tinypic.com/2eociee.jpg

carcharias
03-08-2009, 17:37
sigara yasağı 15 gün kadar oldu sanırım. muhabirler halkla sohbet ediyorlar...





http://i30.tinypic.com/4ptqx2.jpg

Bu abimiz kahvehane sahibi. İşlerinin 100% düştüğünü söyledi. 'Elemanlara maaş veremiyorum, sigara yasağı değil de işletmelerin kapanmasına yönelik bir yasa çıkarılsa bundan farklı olmazdı' dedi









http://i29.tinypic.com/21mz0ba.jpg

Bu sempatik abimiz de,
Elinde sigara ve hastane raporları vardı. Kameraya gösterek “na bakın,daha dün acillik oldum göğüs hastalıklarında yattım” gibisinden konuştu. Muhabir de “öyle diyorsun ama elinde hala sigara var?!” deyince de “bırakamıyom ki abicim :cry: ” yanıtını verdi…









http://i32.tinypic.com/20tqubr.jpg

Bu abimiz de hafta içi kahveye gelip oyun oynayamamaktan derti. Baya seviyor sanırım kahvede oyun oynamayı. Baya şikayetçiydi. Haftasonları da kendini sahile attığından bahsetti ki içim acıdı!








İşler biraz karışık gibi ama alışana kadar devam…


http://i31.tinypic.com/iqzqsn.jpg

carcharias
03-08-2009, 20:06
vallahi, delikanlının hayatını bu dünyada kaydırmayı başardık ama diğer tarafta fazla hırpalanmayacak gibi...


------------o--

http://i31.tinypic.com/30najc3.jpg

Bursa'da bir damacana su dağıtıcısının asansörde boş damacanayla seks yaptı haberi, Habertürk'te canlı olarak yayınlanan Teke Tek Programı'nda gündeme geldi. Fatih Altaylı'nın "Bursa'da bir adam su damacasına tecavüz etti" sözleri üzerine Cübbeli Ahmet Hoca, "Bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanayla seks küçük bir günahtır" dedi.

REST
03-08-2009, 21:31
http://img44.imageshack.us/img44/8045/balina.jpg (http://img44.imageshack.us/i/balina.jpg/)

:he:

400 galon=1818 lt.
Okyanuslar neden bu kadar tuzlu..anlaşıldı.
Su yutmadan yüzmek tavsiye olunur...:kahkah:
REST

carcharias
03-08-2009, 22:04
eee... nasıl denirdi;

evlerden ırak... maşallah! :he:

carcharias
03-08-2009, 22:53
http://i32.tinypic.com/9bcisl.jpg


eğer benimle aynı düşünceleri paylaşıyorsanız, hep beraber uçaktan tırsıyoruz demektir. yani "benim ayağım yere basacak arkadaş! anlamam ben uçak mucak" diyorsanız eyvallah. kimisi de mümkün olsa bakkala da uçakla gitmek ister. o derece keyif alır uçmaktan.bu hikayem sizler için uçak fobisi olan kankilerim. :super:











tirbülans mı, türbülans mı neyse o hede... kallavi uçak yolcularını bile endişeye garkediyor. onu biliyoruz yani.



http://i26.tinypic.com/2e5rsqu.jpg

-zımbır zımbır zımbır....

-hı! hassskktt nnoluyo lan. eşşşedüüüennn....





nooldu noldu! hani uçmaktan keyif alıyordun! sıçtı cafer bez getir :he:











mesela kadıncağız düşünün ilk kez binmiş. dayamış antidepresanları ama banamısın demiyor! sinir-stres!







http://i30.tinypic.com/29vjfq9.jpg

-eee şşşş şşşeyyy. hontes hanım bakar mısınız!

-(kızımız kibarca) hontes değil efendim,hostes:mut:

-ya ne zkimse işte! ben burda rabbime kavuşuyorum,kadın titrinin derdinde:clown:

-anlamadım efendim:mut:

-ya tamam güzelim boşver. ne zaman gelcez diyorum gelmedik mi hala! tırnak kalmadı yiyecek. ayaklarımdakilere başlıycam birazdan.ilk kez bindim bu uçan tabuta, ölüyom stresten!

-ahşş:mut: aman efendim. ilk kez binen sitiresli yolcularımızı kokpite alıyoruz bir-iki dakka. bişeyleri kalmıyor.

-ha iyi gidelim hadi













http://i27.tinypic.com/ztf32p.jpg

-faruk lan. çelsi maçı noolur akşam?

-bilmem ki rıfat abi. beraberliğe oyna istersen









kapı açılır. bizin bayan yolcu içeriyi görür falan biraz rahatlar ama o da ne!








http://i30.tinypic.com/n6z4mu.jpg

-hiyaaaa!!:beurk: kaptaaaan.bi cisim yaklaşıyooo! allaaam sana geliyooom:clown:













http://i31.tinypic.com/104oug2.jpg

-ne cismi ya. yukarı irtifa aldıkça kafası güzelleşmiş bunun zuhaehuehhe :kahkah:

-uçmuş lan bu faruk.cisim yaklaşıyomuş! ba ba ba! :he:




hikayemiz acı sonla bitiyor maalesef:cry:. sizi hep güldürecek değilim elbette










flaş flaş flaş!
son dakika....



http://i25.tinypic.com/lxz53.jpg


6-0 iddiası!

Sivasspor Basın Sözcüsü Fikret Ünsal, yönetici arkadaşlarıyla girdiği iddia üzerine, takımın RSC Anderlecht'i 6-0 yenerek tur atlaması halinde hayatında ilk defa uçağa bineceğine dair söz verdi.

Ünsal, ilk karşılaşmada deplasmanda 5-0 yenilerek tur şansını zora sokan Sivasspor'un yarın Belçika temsilcisi RSC Anderlecht karşısında gerçek futbolunu ortaya koyacağını söyledi.

Takımına güvendiğini ifade eden Ünsal, Sivasspor'un başarısı üzerine yönetici arkadaşlarıyla iddiaya bile girdiğini kaydetti.

Sivasspor'un RSC Anderlecht'i 6-0 yenerek tur atlaması halinde hayatında ilk defa uçağa binme sözünü verdiğini ifade eden Ünsal, uçak korkusu nedeniyle bundan önce sadece karayolu yolculuğu yaptığını, bu nedenle takımı da yurt dışında yalnız bırakmak zorunda kaldığını belirtti.

Kulüp ikinci başkanı Erdal Sarılar ile girdikleri bu iddiaya sadık kalacağını kaydeden Ünsal, tur atlamaları halinde bundan sonra deplasmanda yapılacak ilk karşılaşmaya takımla birlikte hava yoluyla gideceğini aktardı.

A.A.


----------------o--


eğer sivas 6-0 kazanır da bu abimiz uçağa binerse,
ki imkansız gördüğü için böyle birşey demiştir zaten
uçuş boyunca,uçağın içinde jaws'ın avına yaklaştığı müzik çalınsın.
"dın dın
dın dın
dın dın
dın dın"

carcharias
04-08-2009, 12:11
efendiiiim,bugün konusu mevzubahis olduğu için hatıralarımızda yer etmiş bir karaterden bahsedelim:



cevat kelle


http://i26.tinypic.com/25gbina.jpg

"olacak o kadar" dan izleyenler cok iyi hatırlayacaktır. çocukluğumun "ben tam teçhizatlı kameramanınız cevat kelle" sidir efendim kendileri. sinan bengier'in canlandırdığı bu karakter gerçekten çok enterasandı. bir hafta bakardık kameranın yanında bisiklet, klozet kapağı, saat, iskemle falan da tasiyan,sonra şemsiye,tekerlek,bahçe hortumu,merdiven vs... taşıyan tam techizatlı bir kameramandı kendileri.


http://i25.tinypic.com/10sb4vb.jpg

carcharias
04-08-2009, 12:26
aldatma hadisesi çok yaygın olmakla beraber biraz da cesaret isteyen bir durumdur.

http://img188.imageshack.us/img188/8343/geliei0.png




yakalanınca şöyle birşey de olabilir:


-püüüü allah belanı versin iyi mi!

-ya valla söliycektim,çok üzgünüm ama senle olmuyor yapamıyorum artık.




http://i25.tinypic.com/t66r0i.jpg




nasıl... berbat dimi!

çocukluğumdan beri duyduğum bir hadisedir mesela.

"atın intikamı!" :beurk:

aman diyeyim!


adamin biri isisiz gucsuz dolasiyormus cebinde bes kurus para yokmus:arf:
bir gun yine iş aramaya çıkmış bakmış bir film cekimine rast gelmis.
sette bir adama ihtiyac varmis:super:

oynarmisin diye sorduklarinda hemen atilmis tabiki oynarim :yes:

filmin adi ne diye sormus "ata tecavuz eden adam" demisler:ayy:

adam mecburen kabul etmis sahneler cekilmis ve parasini almis

bir sure sonra tekrar cagirmislar filmin ikinci bolumu cekilecek oynarmisin diye sormuslar

adam yine kabul etmis cunku zor durumdaymis adam sormus bu seferki filmin adi nedir?

"atin intikami" :beurk:









http://i29.tinypic.com/314ou1h.jpg


3 kadının feci intikamı

Amerika'da bir adamın kendilerini aynı anda idare ettiğini öğrenen üç kadın, çok feci bir plan yaptı.


Aralarından bir tanesini, adamı baştan çıkararak otele getirmesi için seçtiler...

Kadın otele gelen adamı yatağa bağladı. Ve diğer üç kadın ortaya çıktı. Adamı önce döven kadınlar, daha sonra ders olsun diye cinsel organını karnına yapıştırıcı ile yapıştırdılar...

Peki, kadınlar adamın kendilerini diğer kadınlarla aldattığını nereden öğrenmişti? Tabiki karısından. İsmi açıklanmayan evli adam, 3 kadını birlikte idare ediyordu ve karısı bunu öğrenerek diğer kadınlara haber verdi...

Kadınlardan ikisi kardeş çıktı

Amerika'da gerçekleşen bu olay, kadınların sinirlenince neler yaptığını birkez daha ortaya koydu. İsmi açıklanmayan adamın, sewell, therese, michelle adlı sevgilileriyle, karısını aldattığı ortaya çıktı. ;sewell ile therese, adamla birlikte olan ancak birbirlerinin ilişkisini bilmeyen kız kardeşlerdi. Tutuklanan üç kadın da, mahkemeye çıkarılmayı bekliyor. Adamın karısı, serbest bırakıldı. Adam ise, hastanede tedavi görüyor.

carcharias
04-08-2009, 14:45
zaman zaman şurdan-burdan bahsettiğimiz başlığımızda bir-iki bilgiden de bahsedelim...

-Türkiye'nin şu an yıllık sıvı yağ ihtiyacı 3 milyar dolar civarında olup bunun 2 milyar dolarını ithal ediyormuşuz. kendimize temin edebildiğimiz 1 milyar dolarlık kısımmış.dışarıya giden para büyük...

-İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'ndeki (İHKİB) Hikmet Tanrıverdi'yi dinledim bugun sektörün sorunları vs,önemli bilgiler aldık ama ilginç ve önemli bir not verelim okuyanlar faydalansın; kadınların kullandıkları şallarda kanserojen madde tesbit etmişler ve kesinlikle bildik ürün alınmalı,"etiketsiz ürünlerden kaçınılmalı" dedi.

carcharias
04-08-2009, 20:24
bazı başlıklarda da tartışabilirdim bu konuyu ama böyle bazan resimlerle, bazan espirilerle,bazan hayattan alıntılarla çeşitli çeşitli olaylara burda iki lafın belini de kırmak için açmıştım bu başlığı.

alışmak... nasırlaşmak mıdır acaba. ya da daha bir süslü anlatırsak;insanoğlunun bazan mecburen, bazan farketmeden zaman içerisinde her koşula ayak uydurması olayı mıdır...

özdemir asaf bu konuda feci bir tespit yapmış!

"alışmak, ölümün en küçük ama en sürekli ve en tehlikeli bir parçasıdır.''

nerden çıktı bu konu!

bugun ana haberleri izliyordum da...

yüksek askeri şura kararlarıyla ilgili haberleri şöyle verdiler:

3 askeri perosenelin TSK ile ilişkisi irticai faaliyetler nedeniyle kesildi.Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül karara şerh koydu.



http://i27.tinypic.com/23rn8k1.jpg



şimdi bu "şerh koydu" hadisesi var ya... yanlışsa bilenler doğrusunu yazsın, benim hatırladığım ilk kez 2002 miydi 2003 mü neyse,Abdullah Gül başbakanken yapıldı ve bir geleneğe dönüştürüldü. o zamanlar baya haber olmuştu hatırlarsınız. bugün 2oo9 ve yine YAŞ yine şerh...

"alışmak" olayı böyle dank etti kafama!

ya dedim öyle yarım ağız söyleyip geçiyorlar artık.3 asker ihraç,başbakan şerh falan filan. sıradaki habere geçiyoruz...

alışmışık yani.

bir sonraki YAŞ'ta mesela "şerh" konmasa anlaşılan o ki haberciler baya üstünde duracak. çünkü alışkanlık bozulmuş olacak!


sonra aklıma sayın cbaşkanı geldi. başbakanın eşi falan derken, cbaşkanının eşi de türbanlı. baya tartışıldı hatırlarsanız. ona da alışmışız:)

öcalan denen malum şahıs dağlarda gezerken,yakalayacağız şöyle olacak böyle olacak, bu işin kökünü kurutacağız falan deniyordu ama şimdi imralı'da besleniyor.ona da alışmışız!
ve ağustosun ortasında da bir "açılım" raporu vereceği söyleniyor.

1996 da susurlukla yatıp kalktık onca zaman.vallahi ne oldu o iş ne durumda. susurluğun ayranı kadar ona da alıştık değil mi:)

arabanı çekiyorsun sağa, yol tarifi istiyorsun:

-kardeş merkeze nasıl gidiyoruz burdan?
-abi şu susurluk kazasının olduğu yer var ya,ordan düz devam ediyorsun... falan filan!
-sağolasın koçum

bıraksalardı aslında kavaklı mı neydi hani bir vekil türbanlı girmişti meclise. ona da alışacaktık, kimbilir...

Bora ağabey'in bir başlığı var; "suda ısınan kurbağa,bizler"

aslında alışkanlıkları, veya alıştırıldıklarımızı da irdelemek lazım sanırım.


lost dizisindeki yolcular geldi aklıma. hani ıssız ada falan filan derken, bir dümenin içinde buldular kendilerini. "nooluyo lan,ne iş" derken barınacak yer,yemek, rakiplerle savaş...

http://i31.tinypic.com/neu9oi.jpg

onlar da adaya alıştı yani.


alıştıklarımızın listesi daha uzar elbette ama sakız etmenin de manası yok.

akıl için,

"Su Gibidir Hangi Kaba Koyarsanız Onun Şeklini Alır"

dendiğini biliyorum.

demek ki insan aklına giren,göz önündeki şeylere başta itiraz etse de alışıyor...

carcharias
05-08-2009, 09:59
http://i26.tinypic.com/2089qma.jpg

efendim bu konuda biraz belki cahil kalmışık. eskiden olduğunu hatırlamıyorum ama sabah görünce paylaşayım istedim. belki benim gibi bilmeyenler faydası olur. bu bilezikler 8 ayarmış! yani o dereceye geldik nihayet. olumlu açıdan bakarsak ürün çeşitliliği diyebiliriz.:mut:

alınca ne kadardı bilmiyorum ama satınca tenekeden biraz hallice olur herhalde. düğünde taktınız:bad: arkadaşınz da "vay be helal arkadaşıma,biilenzik taktı valla!" diye sevindi ama bozdurunca papaz olursunuz belki,aman dikkat uyarın ha:clown:

carcharias
05-08-2009, 11:49
http://i27.tinypic.com/2i8d9w1.jpg



Ben kipadan cacık olmaz değince bazı arkadaşlar burası yemek forumu değil diyorlardı alın bakın bakalım kipadan cacık oluyormu
bir migrosa bakın birde kipaya biri sözde dünya devi tesco biride türk devi koç böyle sahtekarlara para yatırdım ya ona yanarım
yazıklar olsun haram zıkkım olsun bu kipacı yöneticilerine


sarımsak koyarsan olur...
fakat ağız kokusu yapar...


senden daha iyi kokacağı kesin ycakıncı:grrr:




yahu arkadaşlar,değerli yazarlar... inanın bu yüzden çok gezmiyorum hisse başlıklarında. hayır yazıyorsun,illa tepki geliyor. bence hissesini aldığımız firmaya ortağız gözüyle bakılsın diyorum ama rakip olarak görmek daha cazip:mut:
illa birileri ya şirketi göçertiyor,ya da yüceltiyor. yazmıyorum da şahsen kendi hisselerimde de. kimse kimseyi kırmadan yapıverse şu işi ne iyi olacak.şunu anlıyorum ki, insanlar aldığı hisse "hooop" diye uçsun istiyor. bir hafta elinde kaldı mı "yandı gülüm keten helva!" kağıdın ne itibarı kalıyor ne geleceği...yatırım değil de al-sat felsefesi olduğu sürece bu böyle gider elbette. herkese kazanç dilerim:)

carcharias
05-08-2009, 16:14
http://i25.tinypic.com/1pzcll.jpg

-şimdi mehmet ali beyciğim... ben 3-5-2 oynattım biliyosun ama kanatları iyi kullanamadık olmadı. iki yabancı vekil getireyim dedim meclise.. onu da herşeye muhalefet chp kabul etmedi!

-köksal hocam... ben diyorum ki 4-2-3-1 oynatim. çift ön liberolu,tek forvetli, ha ne dersin?

-öndeki 3'lüyle forvetin temasını sağlamak lazım. konuşalım aziz beyle.seneye seçim de var. alex'i vekil felan seçelim olmazsa


-ha o olur bak! du bakim bekir beyle bi konuşalım hele. bekir bey bekir bey huuuu.

-bi de şey var ba sevgili koksal beycim, bazıları koşmuyor.takımı eksik bırakıyor. ayakkabısını bağlamayan,üstünü başını giydiren var yahu!



http://i25.tinypic.com/65qxax.jpg















http://i30.tinypic.com/29kxoab.jpg

-bekir beycim, ben diyorum ki meclisspor'u yeni sistemde oynatim. alex de 10 numara olsun. vekil yapalım seneye

-aman efendim adam Türk değil ki!

-deme be! tüüü. gördün mü köksal beycim! hay allah ya... anlaşıldı... Tayyip bey'i koyacaz ortaya.







http://i29.tinypic.com/a3eas9.jpg










http://i29.tinypic.com/aylt2d.jpg

-hocam van minut. ben topa dokanınca çal düdüğü tamam mı.:clown:













meclisin en fanatik vekili mesut bey isyan eder.


http://i29.tinypic.com/2uiydfr.jpg

-her maç 5 yer gelir bu kadro!

carcharias
05-08-2009, 20:13
http://i32.tinypic.com/7281ls.jpg

bu 3g denen hede ile ilgili bir habere denk geldim de mekanımızda paylaşalım dedim. bu resimde gördüğünüz mekan star ana haber... ve sunucunun elinde bir 3g telefon var. yan yana çeşitli illere ait tvler vardı.antalya- izmir-istanbul.. gibi. telefonuyla televizyon ekranında gördüğünüz muhabir kızımıza görüntülü bağlanıyor ve bir usb ile de telefonunu tv ye bağlayıp konuşurken de büyük ekranda karşısındakini izliyor.

carcharias
05-08-2009, 21:56
sevgili günlük...

bugün borsa yaklaşık % 2,5 düştü ama yatırımcılar 3,5 attı.






http://i26.tinypic.com/2lktt0z.jpg

malum... godot'yu bekliyoruz. ünlü düzeltme; bizi mi düzeltecek, kendini mi düzeltecek beklemekteyiz... ilahi godot:mut:










öyle aman aman düşmedik tamam ama, kadın erkek tüm yatırımcıları etkileyen şeyler bunlar...beklemedeyiz sonuçta. abarmaya da abartmaya da hazırız



http://i28.tinypic.com/bg63v7.jpg

-hah işte şelale başladı! zıçtık. malda yakalandık!











http://i31.tinypic.com/2j2i59l.jpg

-eyvah eyvah... lan faruk, ne iş?! %1,5 eksideyiz

-abicim ben sana dedim ama bak. simitçi sordu bana. borsa nasıl oynanır, sordu adam. alalım dedim sinyali ama dinlemedin beni

-aha aha 2,5 oldu! tut tut tut la tut düşiy düşiy!











http://i25.tinypic.com/2hq9mpj.jpg

-işte beklenen düzeltme... allahım sana geliyoruz:arf:










eşimiz endişelendi...




http://i29.tinypic.com/2n1vnmd.jpg

-aloovv. şevki. hayatım nooluyo. tam parayı borsaya yatırdığın gün. aaah ah!

-sorma ya! ben bööle borsanın. 箇下佢嗰語言歸屬哈有爭議,有人覺得可以劃到阿爾泰語











çocuklarımız da etkilendi:clown:



http://i32.tinypic.com/352glfm.jpg

-ya babam sattı mı acaba. üf üf baya da verecekler gibi! gidiyor oolum kademe kademe senin gelecek:ayy:













http://i32.tinypic.com/2yy60qt.jpg

gümbürt!









http://i32.tinypic.com/ebam1j.jpg

-oooohhhh! sattım kurtuldum. bilgisayarı da kırdım. dip yapana kadar benim için borsa bitmiştir...:ley:

bi dakka lan... ya bu kadarsa düşüş!:a-o: :düsün: :oley: :he: :kahkah:

carcharias
06-08-2009, 11:15
Bugün başıma gelen hadiseyi paylaşayım,belki benim gibi bilmeyenler de vardır.
Sağolsun bir üniversite öğrencisi kardeşimle karşılaştım sabah sabah.

Gözünüzde canlansın diye şöyle resmedeyim. Ben gireceğim yerden o çıkmak üzereydi o şekil bir buluşma oldu.varsa iki dakikan otur laflayalım dedim.

http://i29.tinypic.com/vsezip.jpg




Şöyle bir-iki aydır aşk-meşk yaşıyor bizim delikanlı. ağzı kulaklarında, kendi tabiriyle kafası “bi dünya” olmuş. “abi ,kız şöyle güzel,böyle güzel”anlatıyor.


http://i26.tinypic.com/vpdf5z.jpg



kız "süper"miş.Yani “bir yürürsen bahar yürür,çiçek yürür peşin sıra” moduna geçmiş bizimki.


Neyse efendim,"nasılsın,nasıl gidiyor okul,aşk falan" anlattı anlattı “biraz şey” dedi; “spiritüel”.

Ben anladığım kadaryla cevap verdim tabi: “oh oh ne iyi. Bak espiritüel kızlar hakatten uyumlu olur. Bence Yerinde ve zamanında,böyle ince anlamlı, düşündürücü söz söyleyen, nükte yapan kızlar bulmak zordur. Fazla cıvımazsa tam senlik”

Bizimki bastı kahkahayı “espiri değil abi,spiritüel”

Salladım tabi hemen düz mantık, “hmm dedim yapma yahu” demek espiriden anlamayanın teki. Valla güzel müzel diyorsun ama pek uyumlu olmazsınız gibi geldi bana bak şimdi. Sen böyle hayat dolu şen şakrak… neyse,hayırlısı bakalım.” Dedim

“yaaaa diiiiil be abijim bak şindi” derken yenge hanım okula çağırdı bizim delikanlıyı acilen “hadi konuşuruz yine” diyerekten ayrıldık. Yani buna çok yakın bir konuşma geçti aramızda.

İnternette aradım ettim ama bir şey anlamadım tam. Bu spiritüel’in başındaki “e”yi kaldırmışlar da ne olmuş!”

Çok bir şey bulamadım ne yalan söyleyim.Ekşi sözlükte falan geçiyor biraz. Bir de bir siteden şöyle bir yazıya denk geldim. Aynen aktarayım:

Aslında değme spiritüel geçinenlere “Spiritüalizm nedir?” diye sorsanız, apışıp kalır ve tam cevap veremez. Kimilerince de “kendini tanıma yolu” anlamında kullanılmaktadır.

New Age (Yeni Çağ):. Dünya insanlığının 20. yüzyılın ikinci yarısında spiritüel bir aydınlanma dönemine girmiş olduğuna inananların, içinde bulunulan bu döneme verdikleri ad. Dönem şairi Kryoni’nin dizelerinde ise şöyle anlatılır.“Yine halet-i ruhiyeye nev-i zaman geldi,
Spiritüalizm: Ruhçuluk. Terim, Latince “ruh” anlmına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup iki ayrı anlamda kullanılmaktadır: Felsefi spiritüalizm anlamıyla , ruh ya da “can”ın maddeden ayrı bir cevher olarak varlığını kabul eden öğretileri kapsayan genel addır. Maddeciliğin karşıtıdır. Deneysel spiritüalizm anlamıyla ise çok eski zamanlardan beri ortaya atılan spiritüalist teorileri bilimsel ve deneysel bir zemine oturtan ruhçuluktur.

İner misin çıkar mısın’dan türeme,iner misin, sabaha mı bırakırsın? Kafam karıştı tabi. Eğer bu yaygın da ben bilmiyorsam benim hatam;duymamışım,kullandığım bir kelime değil. Yok eğer yeni bir kelimemiz daha olduysa buyurun bilinçlenin efendim..

carcharias
06-08-2009, 11:31
hemen hepinizin mailine gelmiştir. hani yıllarca değişen konuşma tarzımızla ilgili bu örnekleme:

Yıl: 1965

"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim."

Yıl: 1975

"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim."

Yıl: 1985

"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar'
dedim."

Yıl: 1995

"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim."

Yıl: 2006

"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni. Oğlumbu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana ke.... Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'


Yıl: 2026

"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov âbi yaa. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita. 'Hay beybi..'"


mesela dikkat ederseniz 2006 dan 20 yıl sonrası 2026 ya ilişkin öngörüyü vermiş ama 2009 yılındaki değişim de takdire şayan. "nbr,nls.. geliom-gidiom-diil-yapıcam-alcam-aol(allaha emanet ol demekmiş) biri bana yazıp yazıp duruyordu ne diyorsun arkadaşım sen diye biraz çıkışmıştım. aol aol! nedir ya dedim.

Türkçe aol. haydi hayırlısı :mut:

carcharias
06-08-2009, 11:45
"hem canım, diyordum içimden, erkekliğin yatakta her an diri dursa neye yarar sanki, biz hepimiz yaşamda bunca pısırık, mızmız, güçsüzken?"

adalet ağaoğlu, "yazsonu"







http://i32.tinypic.com/2nhkhas.jpg

-ahhh ülen aghh…şöyle bir güçlü olsam…












http://i32.tinypic.com/25rcb4l.jpg


-mesela… bir gece dolunay çıksa… sabah uyanınca bambaşka bir adam olsam…












http://i27.tinypic.com/35b86r4.jpg

-yani.. süper bi adam!












http://i25.tinypic.com/15n22s2.jpg

-Bi vuruşta kayaları ikiye bölsem!











Ama…hayat öyle değil tabi…




http://i25.tinypic.com/2vcj4n8.jpg

-nasıl durum?











http://i31.tinypic.com/153mkhy.jpg

-hiç umut yok!

-pfff! Emin misin ya?!












http://i31.tinypic.com/vq1r8w.jpg
-şööle bişey olmalı









http://i31.tinypic.com/153mkhy.jpg

-ıııh!







http://i32.tinypic.com/fabon8.jpg

-peehhh. Vah vah vaaaah vah!

carcharias
06-08-2009, 20:15
http://i27.tinypic.com/dqnl2h.jpg

bu güzel ablamız Alman'mış efendim... ismi neydi bak unuttum şimdi.:mut: bir saniye bakayım




kapıya kağıt asalım gelen falan olur beklemesin kimse nafile... :clown:


http://i26.tinypic.com/2e6h534.jpg



geldim efendim.


Camilla Rjoks imiş adı.

BURSA’nın İnegöl İlçesi’ne bağlı Deyinler Köyü’ne arkadaşlarının önerisi üzerine gelmiş 27 yaşındaymış , 140 günde köylüleri İngilizce konuşturmayı öğretmek için kurslara başlamış. alman panzeri anlayacağınız. sorduk ön liberoda da başarılı kendisi. eğer çalışmalarında başarılı olursa istanbul'da bir köyümüze transfer edebiliriz.

köylü bazı ingilizce tabirleri biliyor allahtan.

Go with your mother . ananı al git gibisinden

veya van minut :mut:

iki water

bir glass

yazın watermelon

kışın orange.

arada ali topu tut


okuduğumuz yıllarda yıllarca öğrenemedik,140 günde olacaksa vallahi tam hayal kırıklığı!

başarılar ve mutluluklar diliyoruz

carcharias
06-08-2009, 20:22
vilyım şekspir: bazı sözcükler diğerlerini gizler...
türkçe meali; sözün bittiği yerdeyiz efendim...

berlusconi nin uçkur meselesi bugün çözülüyor...


http://i27.tinypic.com/sdfv2w.jpg

Berlusconi ile yaşadığı tek gecelik ilişkiyi İtalyan basınında deşifre ederek skandal patlatan eskort kız ve Berlusconi aynı gün Türkiye'de. Üstelik skandal konuşmalarda adı geçen Putin de bugün Türkiye'ye tarihi bir ziyarette bulunuyor.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’yle para karşılığı birlikte olduğunu açıklayıp, bunu da telefon kayıtlarıyla kanıtlayan ve dünya çapında şöhrete kavuşan Patrizia D’Addario (42), bu akşam Habertürk’te canlı olarak yayınlanacak Teke Tek’te Fatih Altaylı’nın konuğu olmak için İstanbul’a geliyor.

carcharias
06-08-2009, 21:18
http://i31.tinypic.com/mr9x7q.jpg

-rüstem abiii. ya biraz daha mı çalkalasaydık acaba

-yav yok gerek yok tamam.merak etme güzel köpürecek

-taaam abi. tam kapağı açarken çekicem taaam mı.














http://i30.tinypic.com/35kl85i.jpg

-tamam hadi sayıyoz. biiiir, ikiiiiii, üüüüüçççç


cıbs tırk. buuuddddoooooofffffffff:beurk:

















o sırada dünyanın başka bir köşesinde...


http://i28.tinypic.com/11iob2v.jpg

-hey monika. bi ses duydun mu?

-yooo ne sesi.

-hiç ya neyse...















http://i30.tinypic.com/1zgqjad.jpg

-buuuuddddoooooooffffffff.....















hayvanlar da kafayı yer tabi...



http://i31.tinypic.com/2qi35g2.jpg

-heh anasını satim.savaş çıktı işte! ben dediydim bu yankiler bize de bigün saldıracak diye. buyur işte! gelin bakalım!













olay uzaydan şöyle görülmüştür:



http://i30.tinypic.com/2rf38k7.jpg

-buuuuddddoooofffff!















uzaylılar da şaşırmıştır tabi!




http://i29.tinypic.com/30mlhyt.jpg

-o ne lan:ayy:

-dünyalılar saldırıya geçti, çabuk savaş pozisyonu alın!









sonrasından hiç bahsetmeyelim:clown:

Bear_Bull
06-08-2009, 21:23
ellerine, emeklerine sağlık Büyük Beyaz:super::super:

burayı karalamayacaktım ama :arf:
yeşil kabul etmedi sistem.:notr:
ziyaretçi defterinde kapalı ben yazamadım.
(mecburiyetten geri dönüp buraya yazdım.)



Ek: Betaport arkadaş listende ondan yazabilmiştir.

sanırım sadece arkadaşlar yazabiliri işaretlemişsin ÜYE KP den.

carcharias
06-08-2009, 21:32
ellerine, emeklerine sağlık Büyük Beyaz:super::super:

burayı karalamayacaktım ama :arf:
yeşil kabul etmedi sistem.:notr:
ziyaretçi defterinde kapalı ben yazamadım.
(mecburiyetten geri dönüp buraya yazdım.)


eyvallah sevgili arkadaşım sağolasın. ziyaretin için teşekkür ederim.

ziyaretçi defteri kapalı ne demek anlamadım:notr: hani bu profile yazılan yazılar mı?. betaport arkadaşımız yazmıştı sağolsun kandilimi kutlamıştı. ben birşey yapmadım yani. neyse, tekrar teşekkür ederim :mut:

ERA79
06-08-2009, 22:05
emeğine sağlık

carcharias
06-08-2009, 22:38
emeğine sağlık

ziyaret ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.:mut:

carcharias
07-08-2009, 14:24
sosyal mesajla devam edelim. önemli de bir konu aslında. nooluyo bize birader:notr:

Avrupa'nın en obeziyiz


Sonucu Türkiye'yi üzecek araştırma tamamlandı



International Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Sadık Yıldırım, Türkiye’de 30 yaşın üzerindeki erkeklerde obezite oranının yüzde 21, kadınlarda ise yüzde 43 olduğunu belirterek, “Avrupa’nın en obez ülkesi maalesef Türkiye. Yağdan zengin beslenmenin artması, hareketsizlik, sık doğumlar, fast-food tarzı yağlı yiyeceklerin fazla miktarda ve sık tüketilir olması bu gerçeği ortaya çıkardı” dedi.



aman diyelim dikkat. can boğazdan gelir ama boğazdan da gider!

http://i32.tinypic.com/igkdg4.jpg

carcharias
07-08-2009, 14:30
http://i26.tinypic.com/2961z8.jpg

-kedi misin nesin, git len burdan. burası bizim. biz takılıyoz burda! hade hade!

-maaaooovvv:cry:










http://i30.tinypic.com/o6gnya.jpg

-hiiişşşş. şşşş.. faruk bey faruk bey!

-ay faruk hayatım misafir gelmiş bak. kediğillerden hüsnü bey.

-he gözüm söyle hüsnücüm.

-senin yavrular bizim küçücük minicik kediciğimizi ağlatmış. içini çeke çeke ağlıyor yavrum hala!

-eeee, yani?

-ne yanisi! adam gibi yetiştir yavrunu!

-eellllaaa elllaaa! sana mı sorcaz yahu nası yetiştircemizi! almış karısını yanına,dayanmış kapımıza. tööbe tööbe!

-bana baksana sen. çıksana şöyle bi karaya.bi de burda konuşalım!

-yog ya:clown:

carcharias
07-08-2009, 17:51
http://i27.tinypic.com/rubtkm.jpg

-aaa! o ne kamera mı

-he kamera.

-versene bi kerem bakim

-olmaz bozarsın.

-hadi bea!

-olmaz oolum bozarsın babam kızar. sen şindi şöyle sulara zıplayarak karşıdan gel.ben seni çekçem

-iyi hadi.









http://i31.tinypic.com/orumbb.gif


-bir çukur, iki çukur,üç çukur... cullobs!

-:he: oha o ne lan. zuhehahaehuhe... vay danaya bak ya :he:

-gülmesene lan!

-oolum ben bunu çektim internete vericem bak :he:

-nete vericen ha! ver ulan! vermezsen 箇下佢嗰語言歸屬哈有爭 taaam mı!

-küfür etmesene lan!

-çıkar oolum burdan şindi beni. lan... şş nereye lan çıkarsana oolum. lan bari topumu almasaydın :cry:

carcharias
07-08-2009, 19:22
efendim para lazım neticede...

sponsor aldım..

şimdi bir reklam


http://i31.tinypic.com/15ro9x0.jpg


yaz geldi
coşkulara, tutkulara,
yine, yeni aşkalara yaz geldi...









http://i27.tinypic.com/2094yuo.jpg


analara, babalara,
boy boy balalara,








http://i29.tinypic.com/333wrcn.jpg


derelere, tepelere,
yaylaların çimenine,
torunlara torbalara yaz geldi...







http://i30.tinypic.com/16k71w6.jpg


kıpır kıpır şarkılara,
deli dolu sokaklara,
çeşme, bodrum, antalya'ya,
türkiye'nin dört yanına yaz geldi...








http://i32.tinypic.com/2n7iqdz.jpg

üç bir yanı denizlere yaz geldi...
havalara uçmalara,
derinlere dalmalara,
kuzulara danalara yaz geldi...







http://i30.tinypic.com/xn6dye.jpg

-durun la durun geldiiimmm:clown:

carcharias
07-08-2009, 19:38
http://i32.tinypic.com/2a7szfn.gif

olmaaaakkkk...












http://i26.tinypic.com/258osw5.jpg

-ya da olmamak!












http://i32.tinypic.com/23uot2v.jpg

-işte... bütün mesele bu!

carcharias
08-08-2009, 12:20
benim sahibim çok meşgul bir adamdır. çok çalışır. evde hep yalnız kalır sıkılırım.
bilgisayar oynarım

http://i29.tinypic.com/ixyq1k.jpg











televizyon seyrederim...

http://i29.tinypic.com/261nm76.jpg












birgün bizimki cep telefonunu evde unutmasın mı!


http://i32.tinypic.com/2modqc4.jpg

-allaaaa:clown: telefonu evde unutmuş. dur arayım bizim tayfa naapıyo bakim!











hemen bezgin'i aradım


http://i31.tinypic.com/34fid1l.jpg

-efendim

-len bezgin naaaber:he:

-ooo sağol sağol senden naber...

............





konuştuk konuştuk






sonra sarı'yı aradım

http://i26.tinypic.com/14lpt39.jpg

-aha telefon. kim la bu! alooovv?

-meeaavvv:clown:

-vayyy şükrü! naaber lan

..........konuştuk konuştuk









sonra abbas'ı aradım. yoldaymış


http://i29.tinypic.com/akg0mt.jpg

-alloooovv.. kimsin

-şükrü ben şükrü

-ha şükrü naaber lan. diiiiiiiiiiiiit!! pü allah belanı versin!

-nooldu ya hacı?!

-ya şükrü yoldayım da öküzün biri sinyal vermeden solladı. çarpacaktı dallama

............... konuştuk konuştuk...












sonra fatura geldi

http://i27.tinypic.com/2md3y1z.jpg











bizimki kızdı tabi:cry:

http://i29.tinypic.com/2rnh3ps.gif

-sen yaramazlık yaptın! sen kötü kedisin! şerafettin var ya, senin yanında melek!












http://i28.tinypic.com/317h9uc.jpg

sen şöylesin, sen böylesin, vıdı vıdı vıdı vıdı....... bir hafta cezalısın. yuvandan çıkmak yok!












http://i26.tinypic.com/2n6hqaf.jpg

:arf:

REST
08-08-2009, 14:10
Olacağı bu idi...
Altından neyi almışlar...!!!
Pek okunmuyor....
Neyse...:kahkah:
REST

http://img81.imageshack.us/img81/6225/8559958.jpg (http://img81.imageshack.us/i/8559958.jpg/)

Bear_Bull
08-08-2009, 15:19
bu Şükrü herkesi aramış bir beni aramamış küstüm yawww


http://mailbox.gazetevatan.com/MailFoto/07.05.200896024_16.jpg


hoş zaten arasada duymayacakmışım.:he::he:

Bilgisayarda film seyrederken uyuya kalmışım.:he::he:


benim sahibim çok meşgul bir adamdır. çok çalışır. evde hep yalnız kalır sıkılırım.
bilgisayar oynarım

http://i29.tinypic.com/ixyq1k.jpg

televizyon seyrederim...

http://i29.tinypic.com/261nm76.jpg

birgün bizimki cep telefonunu evde unutmasın mı!


http://i32.tinypic.com/2modqc4.jpg

-allaaaa:clown: telefonu evde unutmuş. dur arayım bizim tayfa naapıyo bakim!


hemen bezgin'i aradım


http://i31.tinypic.com/34fid1l.jpg

-efendim

-len bezgin naaaber:he:

-ooo sağol sağol senden naber...

............





konuştuk konuştuk






sonra sarı'yı aradım

http://i26.tinypic.com/14lpt39.jpg

-aha telefon. kim la bu! alooovv?

-meeaavvv:clown:

-vayyy şükrü! naaber lan

..........konuştuk konuştuk


sonra abbas'ı aradım. yoldaymış


http://i29.tinypic.com/akg0mt.jpg

-alloooovv.. kimsin

-şükrü ben şükrü

-ha şükrü naaber lan. diiiiiiiiiiiiit!! pü allah belanı versin!

-nooldu ya hacı?!

-ya şükrü yoldayım da öküzün biri sinyal vermeden solladı. çarpacaktı dallama

............... konuştuk konuştuk...

sonra fatura geldi

http://i27.tinypic.com/2md3y1z.jpg

bizimki kızdı tabi:cry:

http://i29.tinypic.com/2rnh3ps.gif

-sen yaramazlık yaptın! sen kötü kedisin! şerafettin var ya, senin yanında melek!
http://i28.tinypic.com/317h9uc.jpg

sen şöylesin, sen böylesin, vıdı vıdı vıdı vıdı....... bir hafta cezalısın. yuvandan çıkmak yok!
http://i26.tinypic.com/2n6hqaf.jpg

:arf:

carcharias
08-08-2009, 16:11
şimdi resimler konusuna ara verelim de sosyal modumuza geçelim yine...

metropolis filmi hakkında konuşalım,bilgi verelim daha doğrusu...


evvela filmin yönetmeni hakkında bilgi verelim;


http://i28.tinypic.com/29ku8w9.jpg


Friedrich Anton Christian Lang (5 Aralık 1890 Viyana - 2 Ağustos 1976 Hollywood) Avusturyalı yönetmen, senaryo yazarı, film yapımcısı. Sinema tarihinin önemli filmlerinden biri olan Metropolis en önemli yapıtıdır.



Mimar bir babanın oğlu olarak Viyana'da dünyaya geldi. Viyana'da mimarlık ve resim eğitimi aldığı sıralarda çıktığı dünya turu ardından eğitimini Paris ve Münih sanat akademilerinde sürdürdü. Gönüllü olarak katıldığı I. Dünya Savaşında yaralandıktan sonra döndüğü Viyana'da film senaryoları yazmaya başladı. Daha sonra Alman UFA stüdyolarında çalışmaya başlayan Lang, Alman dışavurumcu sinemasının yükselişiyle kısa sürede bu akımın en önemli yönetmenlerinden biri konumuna geldi.




http://i28.tinypic.com/26445ck.jpg


Metropolis, Avusturyalı-Alman yönetmen Fritz Lang'ın çektiği sessiz bilimkurgu filmidir. Alman yapımı film, Babelsberg Stüdyoları'nda çekildi ve 1927'de Weimar Cumhuriyeti'nin en güçlü döneminde gösterime girdi. Dönemin en pahalı sessiz filmi olan yapım için yaklaşık 7 milyon Reichsmark (bu verilen bilgi biraz eski olmuş ama fikir versin: 2005 değerleriyle 200 milyon dolar) harcandı.




http://i32.tinypic.com/2llzoy9.jpg



Filmin senaryosu 1924'te Lang ve eşi Thea von Harbou tarafından yazıldı. von Harbou 1926'da senaryoyu romanlaştırdı.


http://i29.tinypic.com/2h4m9ag.jpg



Fütüristik bir distopya ortamında geçen film, sık rastlanan bir bilimkurgu temasını anlatır: kapitalist bir düzende işçiler ile işverenler arasında yaşanan sosyal krizi anlatmaktadır. Alman dışavurumcu sinema akımının bir örneği olan film aslında ekspresyonist olarak başlayıp daha ılımlı bir şekilde biter. Sürekli tekrarlanan "üreten eller ile planlayan beyin arasındaki aracı kalp olmalıdır" cümlesi Almanlara o dönemde korporatizmin ne kadar yakın göründüğünü anlatmaktadır. Film Naziler tarafından da oldukça beğenilmiş özellikle de "arabulucu" simgesi halkın farklı kesimleri arasında dengeyi sağlayacak olan devlet ile özdeşleştirilmiştir.



http://i25.tinypic.com/33ynmlk.jpg




"yav arkadaş! şimdi yazmışın anlatmışın iyi güzel eyvallah da nerden aklımıza gelecek de izleyeceğiz.hadi aklımıza geldi,nerden bulacağız. bırak allesen ya:notr:" diyeceksiniz biliyorum ama hiç değilse bilgilenin. yarın öbürgün çarkıfelekte falan sorarlar bilmemezlik etmezsiniz:clown:

bu arada metin içinde geçen bazı kelimeleri de açıklayım ki;hadi filmi sallamadınız, hiç olmazsa öyle faydalanın.

Distopya, (anti-ütopya Yunanca dystopia) çoğunlukla ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır.

Distopik bir toplum otoriter - totaliter bir devlet modeli, ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında karakterize edilir.

-----

Futuristik, kendi zamanına göre ileriyi öngörebilen, ilerici-modern çizgiler taşıyan demektir. Latin dillerindeki "futur", "futura" kelimelerinden gelir.
Mimarlıkta ve tasarımda kullanılan bir terimdir. Ayrıca çağın ötesinde düşünceleri olan filozofların düşünceleri için de kullanılır.

carcharias
08-08-2009, 18:02
http://i27.tinypic.com/2vi2rgm.jpg

-aşkımmm:mut: nasılsın

-pfff nasıl olayım işte:frown:

-ya tamam geç kaldığım için özür dilerim

-hadi geç kaldın,insan bir dondurma alır yahu! iyice hödük çıktın ha!











http://i28.tinypic.com/mr7gib.jpg

-hödük mü! hödük ha. tamam.ben bi dondurma kapıp geleyim














http://i31.tinypic.com/2uhmflg.jpg

-hadi be abicim çıkmadı mı bizim dondurma! hödük ha hödük demek!












http://i28.tinypic.com/2lu6mfp.gif

-dondurmalar iki dakkaya paket abicim.bak millet sırada,gir sırana bekle











http://i31.tinypic.com/2jc9edz.jpg

-dondurmalar geldiiiii...











http://i27.tinypic.com/o6bv9f.jpg

-ayyş çok güzelmiş :mut: ama sen niye yemiyosun aşkım

-eee ben şey ben... boğazımı üşütmüşüm de. ye sen afiyet olsun. al bunu da ye:clown:

carcharias
08-08-2009, 18:42
Olacağı bu idi...
Altından neyi almışlar...!!!
Pek okunmuyor....
Neyse...:kahkah:
REST

http://img81.imageshack.us/img81/6225/8559958.jpg (http://img81.imageshack.us/i/8559958.jpg/)

arabaymış o. yanlış anlaşılmasın:clown:

REST
08-08-2009, 19:47
Olacağı bu idi...
Altından neyi almışlar...!!!
Pek okunmuyor....
Neyse...:kahkah:
REST

http://img81.imageshack.us/img81/6225/8559958.jpg (http://img81.imageshack.us/i/8559958.jpg/)


arabaymış o. yanlış anlaşılmasın:clown:

:he:


Arabaymış demekki...:cool:
Gazetede yazısı vardı geçen gün..
Devamlı BİNERİM diyordu...
Bende ..acaba demiştim...:he:
Neyse..
Konu aydınlandı.
Selamlar.....REST



Not:H.Toprak ile ilgili bu haber SHOW TV de şu anda veriliyor....
Gerçekten ALTINDAN aldıkları ARABAymış....:kahkah:

carcharias
08-08-2009, 19:53
efendim bu sene Türkiye'de bayilerden 7 adet ve direkt ithalatçı firmadan da 14 tane olmak üzere toplam 21 ferrari satılmış. henüz ağustostayız.belki 1-2 daha satılır bilmem. 300bin dolar, 400 bin euro falan diyen var.alan bilir efendim. zenginin malı züğürdün...hesabı olmasın. para var huzur var:clown:



2010 model ferrariler



http://img18.imageshack.us/img18/5292/54270866.jpg


http://img38.imageshack.us/img38/8136/81347244.jpg



http://img16.imageshack.us/img16/9430/80464133.jpg



http://img7.imageshack.us/img7/218/99235734.jpg



http://img254.imageshack.us/img254/8706/2006ferrarip45pininfarixz1.jpg



http://www.desktopcar.net/wallpaper/25357-2/Ferrari_P4_5_6.jpg

carcharias
09-08-2009, 15:38
Sevgili Günlük





http://i32.tinypic.com/2q1dirc.gif


12 Agustos

Antalya'nın sıcağından bıktım. yeni bir heyecan...Kanada’daki yeni evime tasindim.cok heyecanliyim. Burasi cok guzel.Daglarin manzarasi muhtesem. Onlarin karlarla kapli halini gorebilmek icin sabrimi zorluyorum.












http://i28.tinypic.com/23vgkdy.jpg

14 Ekim
Kanada dunyanin en guzel yeri.Yapraklar kirmizi ve turuncunun tonlarina donmeye basladi.Bir atla kir gezintisi yaptim ve bir kac geyik gordum.cok guzeldiler. Muhtemelen yeryuzundeki en harika hayvanlar. Burasi cennet olmali.Burayi cok seviyorum












http://i25.tinypic.com/293wx0i.jpg



1 Kasim
Geyik avlama sezonu kisa bir sure sonra basliyor. Boyle harika hayvanlari oldurmeyi nasil olurda isterler anlamiyorum. Umarim yakinda kar yagisi baslar. Burayi seviyorum.











http://i32.tinypic.com/10pde9k.jpg

2 Aralik
Dun gece kar yagdi.Heryerin beyaz bir ortu ile kaplanisini seyretmek icin gece kalktim.Tipki karpostal gibi. Disari ciktik merdivenlerdeki ve garajin onundeki karlari kurekle temizledik. Sonra kardan heykel bile yaptık.



http://i31.tinypic.com/2pt9o94.jpg














http://i25.tinypic.com/2u8cx9c.jpg

belediye’nin Kar temizleme makinasi gelince garajin onundeki karlari tekrar temizlemek zorunda kaldik.Harika bir yer.Kanada ‘yi seviyorum .













12 Aralik

Dun gece biraz
daha kar yagdi. Kar temizleme makinasi ile garajin onundeki karlari tekrar temizledik. Burayi seviyorum.













http://i25.tinypic.com/25rkuj9.jpg


19 Aralik

Dun gece biraz daha kar yagdi.Ise gitmek icin garajdan cikamadim.Burasi cok guzel bir yer fakat kurekle kar temizlemekten yoruldum. Kar temizleme makinesi gelmedi Lanet olsun!













http://i26.tinypic.com/1zczvom.jpg


22 Aralik

Bu beyaz boktan dun gece biraz daha yagdi.Kurekle kar atmaktan
ellerim su topladi ve belim agrimaya basladi. Kar temizleme makinasinin
ben garajin onunu kurekle temizleyene kadar yolun kosesinde gizlendigini dusunuyorum. Pezevengin!












25 Aralik

siçtığımın yilbasisi.Yine yagdi.Eger kar temizleme makinesini kullanan pezevengi bir elime gecirirsem yemin ederim o puştu gebertecem.
Yollardaki lanet buzlari eritmek icin neden daha fazla tuz kullanmadigini anlamiyorum.












http://i30.tinypic.com/nd1wty.jpg

27 Aralik
Allahin belasi dun gece yine yagdi.Kar temizleme makinasinin en son gelisinden beri 3 gundur karlari kurekle atamadigim icin eve hapsoldum.Hic bir yere gidemiyorum.Hava durumunu sunan beyinsiz spiker bu gece 25 santim daha yagacagini soyledi.25cm karin kac kurek edecegini Biliyormusun ?







28 Aralik
Kusbeyinli spiker yanilmis.83cm daha yagdi.Bu gidisle karlar yazdan once erimez.














http://i28.tinypic.com/saxy0k.jpg

Kar temizleme araci kara saplandi ve hiyar oglu hiyar sürücü benden kuregimi odunc istedi. Karlari temizlerken tam alti kurek kirdigimi ve sonuncusunu da onun kalin kafasinda kirmaktan zevk duyacagimi soyledim.












http://i32.tinypic.com/349bdwo.jpg

4 Ocak
Nihayet evden cikabildim.Markete gittim ve yiyecek aldim.













http://i29.tinypic.com/2ltlfnr.jpg

Donuste lanet geyigin biri arabamin onune atladi. Arabamda kaç bin dolarlik hasar var! Bu hayvanlarin hepsini gebertmek lazim.Lanet yaratiklar her yerde varlar. Umarim avcılar hepsinin kökünü kurutur.










3 Mayis

Arabayi sehirde bir tamirciye goturdum.Yollara dokulen bas belasi kar tuzları yuzunden arabamin kaportasi da çürümüs.





10 Mayis

Turkiye’ye kesin donus yaptim ve Antalya’ya bir daha ayrilmamak uzere












**bu hikayeyi yazı şeklinde, birkaç sene evvel antalya'ya yerleştiğimde arkadaşlarımdan biri mail olarak atmıştı "bak dönersin istanbul'a sende" diye..neticede bende, hikayedeki de döndü :he:

ben de bu metnin canlandırmasını yapayım istedim:mut:

carcharias
09-08-2009, 18:01
http://i30.tinypic.com/33a77gh.jpg




http://videogaleri.gazetevatan.com/7636_Bu-adam-ne-yapiyor.html

carcharias
09-08-2009, 22:52
bugun bundesliga'da maç izkerken bir olay beni çok şaşırttı. spikerin dikkatini çekmedi sanırım bahsetmedi.



http://img213.imageshack.us/img213/921/687092090202002725wn2.jpg

bu beşiktaşımızın üstün alman teknolojisi fabian ernst








http://i29.tinypic.com/2yvuvzb.jpg

bu da almanya borussia mönchengladbach teknik direktörü Michael Frontzeck

carcharias
10-08-2009, 00:52
http://kanalturk.com.tr/tv/telegol/

taraftar sayısı

kanalturk sitesine girip takımınızı işaretleyin. her bilgisayar 1 oy verebilir.

haydi Beşiktaş'lılar:wink:

carcharias
10-08-2009, 13:40
işin makara-tukara kısmından yine sosyal ve ekonomik boyutundan mesajlarımıza devam edelim...

Türkiye'de akıllı telefon kullanımı 5% imiş efendim... dünya genelinde ise 15%. yani Türkiye/dünya ortalamasına bakarsanız daha gidecek yolu var gibi.

cnbc-e den bir alıntı yapalım...



http://i29.tinypic.com/160y85.jpg

carcharias
10-08-2009, 13:58
bir de, insanı pisiklocik deli eden "oha be brader!" içerikli bir olaydan bahsedelim...



http://i30.tinypic.com/16lxzrt.jpg




Bir yılda piyangodan 2 kez büyük ikramiyeyi kazandı


Kansas'ta yaşayan Edward Williams geçtiğimiz Eylül ayında 10 dolarlık biletine 75 bin dolar ikramiye isabet etmesiyle büyük mutluluk yaşadı. Piyango bileti almaktan da vazgeçmedi. Dün de aynı adamın biletine bu kez 825 bin dolar isabet etti. Toplam ikramiye miktarı 900 bin dolara ulaştı.

carcharias
10-08-2009, 15:43
http://i30.tinypic.com/2mo9l01.jpg

-dıt dıt
dıt dıt
dıt dıt













http://i25.tinypic.com/5vxaae.jpg

-şarıl şurul şşşlops...
-huuuoooppp! nerde bu teknenin sahipleri! ne geziyonuz kardeşim burda!














http://i26.tinypic.com/2ijtcwg.jpg

-vayy ısırgan gelmiş:mut: naaaber ya?












http://i30.tinypic.com/29aqwx4.jpg

-vay nikılıs abim gelmiş. sağolasın abim sen nasılsın.

-iyi be ısırganım. bi-iki çekim yapalım dedik. nasıl aşaası

-ooo, kalaba abi aşaası. herkes burda valla..ağğhhhh!

-nooldu lan?

-dişim ya abi. geçende teneke ısırdım yanlışlıkla kırıldı mı ne çok acıyo.

-du bakim du.













http://i31.tinypic.com/mr715.jpg

-aç bakim aa de

-aaaaaaaaaa

-hmm evet ya. ikisini kırmışın. du bakalım bi arkadaş vardı.o anlar














http://i28.tinypic.com/28rmgp4.jpg

-tamamdıııır,hallettik. vallahi yepyeni oldu.

-gelin abi aşaadan çekim yapın.

-yemesin seninkiler bizi:notr:

-ben konuşurum merak etme

-iyi hadi bakalım













http://i27.tinypic.com/33osk87.jpg

-şşşş!! hooop. millet. şindi arkadaşlar gelcek.benim misafirim ona göre. saldıran olursa yakarım!












http://i26.tinypic.com/xbbzet.jpg

carcharias
10-08-2009, 16:15
bu da albino köpekbalığı...
biraz utangaç sanırım. önden resmine denk gelmedim. bir iki tane albino vardı nette ama cinsleri farklı.


http://i32.tinypic.com/2dcby1w.jpg


http://i27.tinypic.com/vqisu0.jpg

carcharias
11-08-2009, 10:46
http://i25.tinypic.com/5uo64z.jpg

-evet... olmalı, olabilmeli... uçmak... tanrımmm. ne muhteşem birşey.neden uçamıyoruz:arf:











http://i31.tinypic.com/4sk4qx.jpg

-hop, hop, hop, bop,:arf: pffff. başaracağım. istiyorum evet istiyorum bunu.dışarı çıkıp açık havada çalışmaya devam etmeliyim:super:













http://i30.tinypic.com/fz51z6.jpg

-hmm. evet şu park yeri gayet geniş. çalışmak için uygun











http://i29.tinypic.com/10yname.jpg

-naaabıyo bu salak kedi ya.saftirik:bad:













http://i31.tinypic.com/w7ed89.jpg

-konsantre ol. konsantre ol. konsantre ol.... hazııııır, şimdi....










http://i26.tinypic.com/2db3q11.jpg

-yihhhuuuu. uçuyorum uçuyorum. yihaaaehhaaa:clown:












http://i32.tinypic.com/2qa4nq9.gif

-bravo bravo işte bu:bravo:












http://i29.tinypic.com/10yname.jpg

-haskkkt bu ne la! :beurk:

carcharias
11-08-2009, 20:00
şimdi makarayı bırakıp yine sosyal mesaj durumuna geçelim...



bu resim nedir?



http://i28.tinypic.com/npj50l.jpg



bu bir küvet. burası çin...

şimdi... doğanın,daha genel manada dünyanın kıçını başını kurcalarsak vereceği güzel derslerden küçücük bir özet.

çini,tayvanı,japonyası yani şu an uzakdoğu deprem ve fırtına ne varsa uğraşıp duruyor. evler yıkılmış,o derece bir kıyametten bahsediyorum. çamurlar deniz gibi akıyor caddelerde ve önüne ne gelirse yıkıyor.bu resimde gördüğünüz küvet ise fırtına sebebiyle uçmuş ve bir elektrik hattına oturmuş...


http://i27.tinypic.com/1075p8n.jpg

resmen dalga geçer gibi değil mi...

"siz misiniz benim oramı buramı kurcalayıp beni mahveden! çıkın elektrik direğine de duş yapın haydi. ben yağmur suyuyla dolduruyorum içini. şifadır!"


"allah sonumuzu hayır etsin" deriz ya hani... sonumuz belli de işte... allah müstehakımızı versin!

carcharias
11-08-2009, 20:29
Times'ın seçtiği en iyi 10 stad ve taraftar övgüsü


The top ten football stadiumsTony Evans

1: Westfalenstadion

Borussia Dortmund’s ground is a classic. Two huge end terraces (and they are terraces, with the use of safe standing) that fling noise down at the playing area with deafening intensity. This place was built for football and for fans to express themselves. Every European Cup final should be held here. The best atmosphere on the Continent on a game-to-game basis.

2: San Siro

The first time you see the Giuseppe Meazza stadium (to give it its correct title), it is impossible not to gasp. Lit up, it looks like a spaceship set down in suburban Milan. It could take on the Death Star and win, it’s that impressive. Inside, the stands are like cliff-faces. Those with vertigo better hope they are not on the top level. A fabulous place to watch football.

Related Links
The top ten football pre-match meals
The top ten footballers' Christmas parties

3: Anfield

Not what it was by any stretch of the imagination, but — especially on European nights — it retains the capacity to astound. Come those spring nights, the Kop gets a surge of energy and sound pounds down onto the pitch, crushing the weak-willed (Chelsea, Real Madrid, Juventus), recreating Shankly’s “Bastion of Invincibility.” For Liverpool, home advantage has just a little more edge to it.



4: Inonu Stadium

Besiktas’s ground wins the day by virtue of its magnificent location. If they get bored, the fans behind one end can look across the Bosphorus to Asia. But their boys don’t get bored, to judge from the row they kick up. Brilliant atmosphere and a setting that’s unbeatable.



5: Allianz Arena

If you have to build a new stadiu Bayern Munich and 1860 Munich managed to equal the comfort level of the Emirates but also built in some atmosphere. The iconic design — like a huge, discarded car tyre — has made it a tourist attraction, too. And it lights up at night. More entertaining than some of the teams who play in it.

6: Bernabéu

The Nou Camp’s evil twin. Real Madrid’s palatial home does everything better than its Catalan counterpart except, perhaps, big-game atmosphere. But it’s a close-run thing. Effortlessly stylish, the place has the easy charm of a brilliantly successful tycoon whose career has been underpinned by a ruthless streak. Franco would feel right at home.

7: La Bombonera

There can be no such thing as health and safety inspectors in Argentina: if there were, Boca Juniors’ ground would be closed in a heartbeat. Three sides of the stadium are traditional sloping seating areas but the fourth, a vertical stand, makes the Bombonera a design classic. This stadium bounces, never more so than when River Plate come to play. Nothing sweet about this “chocolate box”. It’s hostile.

8: Stadionul Dinamo

A running track is normally enough to destroy a stadium’s credibility. However, Dynamo Bucharest’s ground is a masterpiece of Cold War chic. You are greeted by Stalinist statues before arriving at a sunken bowl. A wide staircase behind the goal takes you pitchside — you can imagine a baby’s pram rattling down the stairs — and the closest thing to executive boxes are the balconies of neighbouring tower blocks.

9: Nou Camp

Depending on the match, this place could easily end up on the list of worst stadiums. When it’s dull, it’s deathly. But on nights when Barcelona fans are hurling pigs’ heads at Luis Figo, it’s electric. The Cathedral of Catalan identity — even if the locals queue up to sell their tickets to tourists. It’s a shame the Champions League has made visits to places like this commonplace. It was better when it was a rare treat.

10: Craven Cottage FULHAM

In the era of identikit bowls, the ramshackle little ground on the banks of the Thames is like a throwback to a different age. It’s a genteel place, but it feels right. Despite being situated in a wealthy area, the approach to the Cottage is through terraced streets — and that’s the only way to approach an English ground. Homely and comforting. Like a glass of warm milk at bedtime.

carcharias
14-08-2009, 11:22
kişisel olarak ses kalitesini beğendiğim biridir. ha, dersiniz ki hakkında şöyle yazılıyor-böyle çiziliyor... ona da eyvallah ama söylediği şarkının hakkını veriyor.zaten işin o kısmıyla ilgiliyim.bizzat rumeli hisarı konserini de izlemiş biri olarak gerçekten iyi bir ses ve sahne sanatçısıdır. özel-tüzel hayatı magazinciler ve magazinseverlerle ilgilidir.

bugün köşemize taşıdık ki bir haberi üzerine.


11 sene evvel bu pozu vermisti. hatirlayanlar olacaktir.

http://i25.tinypic.com/2enbvpd.jpg





ve bu da yeni verdiği pozmuş efendim...

http://i28.tinypic.com/1qnxgy.jpg

carcharias
14-08-2009, 22:35
http://i30.tinypic.com/de1ic3.jpg

Minibüste bulduğu 200 bin liralık altını polise teslim etti



Yalova'da 77 M0051 plakalı minibüste şoförlük yapan Kadir Hoşgör, aracında unutulan ve içinde 200 bin liralık altın ve ziynet eşyası bulunan poşeti polise teslim etti.

aracıyla son durağa geldiğinde arka koltukta bir poşet durduğunu gördü. Önce korkan ve patlayıcı olabileceğini düşünen sürücü, poşetin altın ve ziynet eşyasıyla dolu olduğunu görünce, gözlerine inanamadı. Kadir Hoşgör, hemen karakola giderek, durumu anlattı ve altınları polise teslim etti.
Polis, poşette Ziraat Bankası'na ait bir ATM fişi buldu. Fişden yola çıkan polis, altınların sahibini de kısa sürede belirledi.

Polis kendisini arayıncaya kadar altınları kaybettiğinden haberi olmayan Canan K. (60), ziynet eşyalarını polisten teslim aldı. Canan K.'nin sorunlu
bir evlilik yaşadığı, parayı kocasının haberi olmadan biriktirip, çocuğunun geleceği için kullanacağını belirterek, basında yer almak istemediğini söyledi.
Minibüs sürücüsü Hoşgör de, insanlık görevi yaptığını ve altınların sahibinden hiç bir şey beklemediğini anlattı. Hoşgör'ün polise teslim ettiği poşette,
13 adet altın, 1 adet 100 gram külçe altın, 10 adet Cumhuriyet altını, 1 adet kelepçe zümrüt kaplı bilezik, 1 adet altın künye, 7 adet yüzük, 3 adet kolye, 1 adet üzerinde Canan yazılı bileklik, 1 adet üzerinde saat olan yuvarlak altın top, 13 adet çeşitli küpe ve benzeri eşyalar vardı.






değerli beyefendiyi iyi niyetinden ötürü kutluyorum. sorunlu
bir evlilik yaşadığı kocasının haberi olmadan parayı biriktiren ablamıza geçmiş olsun ve bir sır vereyim, sanırım kocanız artık öğrendi!:ayy:

carcharias
16-08-2009, 11:56
http://i29.tinypic.com/izrgaa.jpg

urbains breams vardı, benim gibi 89-90 civarı ligimizi hatırlayanlar bilecektir. Trabzonspor'da hocalık yapan Belçika'lı teknik adam...Hafızamı zorlayınca, uzun kahverengi paltosu ve göbekli hali geliyor aklıma. Hatta o dönem kaleci jan mari paff da kaledeydi.

Aradan geçen 20 seneye rağmen hiç unutmadığım bir diyalog vardır. Başkan Mehmet Ali Yılmaz, Breams hoca ile anlaştı anlaşacak o sıra ve hoca başkana demiş ki "nasıl bir yerdir trabzon;kaç hakem, kaç hoca yetiştirmiş nedir futbola olan ilgileri?" yani şehrin futbola ilgisini ölçüyor kendince. Mehmet Başkan demiş ki "vallahi hocam şehirde 800bin tane teknik direktör var!"

şu yukarda verdiğim resim var ya hani, o teknik direktörlerden bazılarıdır:mut:
dün akşam trabzonspor, avni aker'de diyarbakırspor'a mağlup olmuş halidir bu resim. yani aradan geçen dönemde belki karakterler yaşlanmış,yerini genç nesile bırakmıştır ama yaşlanmayan tek şey futbol sevdası ve içimizdeki hocalık duygusu...










http://i26.tinypic.com/n38yyw.jpg

Trabzonsporlu değilim sadece konu ediyorum. Benim takımım Beşiktaş,milli takımlar düzeyinde hala "1", yazıyla "bir" gol dahi atamadığımız ingiltere'nin bir takımı liverpool'u istanbulda 2-1 yenip deplasmanda 8 gol yiyip geldi. Hepimizi üzüntüye gark etti... ama hiç önemli değil,Türk fitbol(seba başkan çok sağolsun) tarihinin anlı şanlı tarihinde çok var böyle 6lık ,7'lik 8'lik maçlar. bu kadar bir bağlılığa rağmen gelmeyen başarılar neyin nesidir,neyi nerde yanlış yapıyoruz hala çözülememesi de ayrı bir muammadır...








http://i25.tinypic.com/2wnctxi.jpg

bizi üzüp yoran takımlar genelde onun bunun çocuğudur.








kesin ve net olan birşey vardır;

takımsız taraftar, taraftarsız takım olmayacaktır...bir avuç olsa bile,


http://i26.tinypic.com/jrwppe.jpg


You Will Never Walk Alone (Asla Yalnız Yürümeyeceksin)

2 Ağustos 1982'de takımın eski yöneticlerinden Bill Shankly'nin onuruna Liverpool Anfield Road stadının girişine yazılmış. 1985'de yaşanan Bradford yangınından sonra ölen taraftar anısına şarkı yeniden kaydedilmiştir.

carcharias
16-08-2009, 20:19
mekanımızdan giydirmeye devam edelim şimdi...



http://img104.imageshack.us/img104/5817/13993os7.jpg



elvan'ın dünkü yarışta sakatlanıp yarışmayı yarıda bırakması bir yana, üstüne bir de ağzında gördüğümü sandığım diş telleri de hayal kırıklığı yarattı diyebilirim. umarım yanlış görmüşümdür ve yıllarca kendiyle barışık nasıl yaşadıysa ve o şekliyle de herkesin hafızasında nasıl yer etmiş ise öyle kalmasını tercih ederdim. özellikle son 1-2 yıldır kızın üstündeki diş baskısını anlayamıyordum zaten. yaptırsın yaptırsın! elvan sizin saçınızın-kıçınızın-başınızın şekline karışıyor mu! ronaldinho'nun parası mı yok ki bunca şan şöhretine rağmen dişini yaptırmamış! ne biçim zihniyettir arkadaş! insanı nasıl ileri götürürüz, nasıl yüceltiriz yerine; "nerden bir açığını eksiğini yakalar da eleştiririz"in peşinden koşmak ne kadar güzel! yuh olsun böyle zihniyete!

carcharias
17-08-2009, 11:34
son zamanlarda sporla ilgili gelişmeler çekiyor dikkatimi ama zaten başlığımızın belli bir içeriği yok. herşeyden konuşuyoruz...



http://i28.tinypic.com/8wgqap.jpg

9,58! evet 9,58 saniye. bunu da başardı. 100 metreyi bu sürede aldı. tam 35 adımda bu mesafeyi aldığına dair yazılar okudum ki; basit bir hesapla:

100 mt /35 adımda alır ise, demek ki 1 adımı yaklaşık 2 metre 86 cm atıyor!

1 Usain Bolt 9.58
2 Tyson Gay 9.71
3 Asafa Powell 9.84


bolt, 16 Ağustos 2008'de Pekin'de 9.69 koçarak zaten rekor kırmıştı,şimdi geliştirmiş oldu.

sanıyorum ki şu aşamada bilim adamlarının araştırmasına göre vücut kimyası 9,54'e kadar izin verecek gibiymiş. daha ne kadar geliştirecek hep birlikte göreceğiz. günün birinde herhangi bir doping vs olduğunun ortaya çıkması hem kendi,hem hayretle kendini izleyenler açınsından hayal kırıcı olacaktır. zaten ispatlanmış birşey de yok...

carcharias
17-08-2009, 14:28
sosyal mesajlarımızın birinde de marmara depreminin yıldönümünde kaybettiklerimize tekrar rahmet dileyerek,dünyayı ilgilendiren yaklaşmakta olan başka bir depremden bahsetmek istiyorum.

Antarktika’daki buzulların, 10 yıl öncesine oranla dört kat hızlı eridiği açıklandı.

Leeds Üniversitesinden bir grup bilim adamının “Geophysical Research Letters” isimli bilim dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, en belirgin erime Batı Antarktika’daki en büyük buzullardan Pine Island’da gözlemleniyor. Bu buzul 10 yıl önce yılda 16 metre incelirken, bu rakam şimdi 90 metreye kadar yükseldi.

Pine Island buzulunun 175 bin kilometre kare genişliği ve tipik özellikleri nedeniyle uyduyla en iyi izlenen buzul olduğuna işaret eden araştırmacılar, erimenin bu hızla devam etmesi halinde devasa buzdağının 100 yıl içinde yok olacağı tahmininde bulundu.

Bilim adamları daha önce bu süreyi 600 yıl olarak öngörüyorlardı.

Araştırma ekibinden Profesör Andrew Shepherd, Kanada’nın Newfoundland ve New Brunswick eyaletleri büyüklüğünde olan Pine Island buzulunun erimesinin, sadece bölgedeki değil, dünyadaki tüm denizlerin seviyesini yükselteceğini belirterek, ”Çünkü bu buzulda, mevcut denizlerdeki su miktarını bir kat artıracak kadar buz var. Bu da ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu anlamak için yeterli bir veridir” dedi.

(aa)

carcharias
17-08-2009, 14:57
http://i26.tinypic.com/2zs43sn.jpg

-ya faruk abi bişi diicem

-he söyle

- ya abi uçuyoruz,iniyoruz falan da hep aynı şekil be abi. sıkıldım ya...şöyle biraz renk versek diyorum. bir iki rötuş yaptırsam kendime... ne dersin?

-şekil mekil. alla alla. iyi yaptır bakalım.














http://i31.tinypic.com/v8pto1.jpg

-selamın aleyküm faruk abi. nası olmuşum:clown:











http://i32.tinypic.com/8wfejr.jpg

-hassskt bu ne laaa!:he::he: kıçıma benzemişin diyeceğim, kıçım senden güzel:kahkah: hay bağlantı yerlerim esnedi,çatlayacam şindi ortadan.kaybol gözüm görmesin kaybol:he:


-:cry::cry:

MIHNANA
17-08-2009, 15:09
Alemsin carcharias (Great White) :kahkah:

Devamını bekliyorum

carcharias
18-08-2009, 15:34
arkadaş toplantısı...






http://i32.tinypic.com/mkhfur.jpg

-hoşgeldin havırt. nerde kaldın ya. millet içti sızdı valla.

-trafik vardı ya maykılım.

-iyi hadi neyse. ne içecen










http://i32.tinypic.com/2jd26o1.jpg

-getir bişiler işte ya













http://i26.tinypic.com/p3edx.jpg

-eyvallaaaa... ya uçmuş millet hakatten:biggrin:

-e oolum gelemedin iki saattir! sızdı millet

-ya buruklin köprüsünde bakım varmış.anca geldik işte.









http://i27.tinypic.com/id6p3t.jpg

-szzzzz zzz mmmmrrr hhhrrrrrrr











http://i31.tinypic.com/ruwao4.jpg

-hrrrr kodumunun kedisi hrrrr yahalayyysam hrrrr

-bu ne la! rüyasında kavga ediyo denyo:he:












http://i29.tinypic.com/344xppw.jpg

-hick! ooo havırt gelmijjj. hick... ya beyler ajjaip dönüyo burası ha:kahkah: kusujam galiba hick. glop bblllop ööööğğğğrrr.

-lan koş tuvalete denyo seni














http://i28.tinypic.com/2ah8kly.jpg

-öööğğğğrrr. öööğrrr














http://i31.tinypic.com/ejvtk7.jpg

-öğğğ öğğ kus kus! :he::he: lan sizin içeceğiniz içkinin ben ta!

carcharias
18-08-2009, 15:46
http://i31.tinypic.com/hwmwk1.jpg

şimdi kafama takılan abuk abuk şeylerden birinden daha bahsedelim... tv de görünce denk geldi iki zırvalayalım.

geçende bir muhabbet esnasında da aynı şey oldu. geçende değil, zaten nerdeyse hep oluyor.

-ne iş yapıyorsun?

-çorap sektöründeyim.

şimdi bu yukardaki abimizin konuyla ilgisi yok da öyle denk gelince açtım konuyu. kendisi baklavacılar tatlıcılar bişeysiymiş,allahtan başarılar dilerim. cnbc-e den aldım bu resmi. baklava sektörü yazmışlar. eğer baklava sektörse, gıda nedir diye düşünüyorum. çorap sektörse, giyim nedir bilemiyorum.

-ne iş yapıyorsun?

-pley steyşın imalat sektöründe çalışıyorum.

-sen ne iş yapıyorsun?

-lokantadayım abi ben. bulaşık sektöründeyim!

herkesin yaptığı iş, bir sektör olmuş durumda. mesela giyim sektöründe çorap sanayi olsa, gıda sektöründe baklava sektörü olsa... hayat bayram olsa,insanlar el ele tutuşsa birlik olsa...



http://i25.tinypic.com/314fg1u.jpg

carcharias
18-08-2009, 16:53
http://i29.tinypic.com/2uo2x60.jpg

carcharias
18-08-2009, 22:16
sosyal konularla devam edelim...


http://i25.tinypic.com/1gg5sy.jpg

istanbul'a bu sene döndüğüm için son 3-4 yılını bilmiyorum ama hemen her gece biryerlerden havai fişek patlama sesleri geliyor. üstelik sokak aralarında bile patlatılmaya başlamış. salakça bir kaza sonucunda birilerinin evinin içinde patlaması için ne kadar bekleyeceğiz bilemiyorum ama görürüz muhtemelen.

ayrıca şu ara asker uğurlama ve beyinsizlerin havaya silah sıkma merasimi olduğu için de merak ettim noooluyo bu mermiler diye, şöyle birşey buldum:


Sıkılan Kurşun Düşerken


Birçok kültürde kutlamalarda, düğünlerde havaya ateş etmek bir gelenektir. Ancak havaya sıkılan kurşunun sonunda tekrar yere düşeceği, merminin yukarı çıkarken olduğu kadar yeryüzüne dönerken de tehlikeli olabileceği kimsenin aklına gelmez.

Havaya yapılan ateşte en çok merak edilenler, merminin ne kadar yüksekliğe çıkabildiği, tekrar yere dönmesinin ne kadar zaman aldığı, merminin yere, yukarı çıktığı hızla mı düştüğü ve yere düşen merminin insanlara zarar verip veremeyeceğidir.

Havaya doğru ateş edildiğinde mermi hem yerçekiminin hem de hava direncinin etkisiyle yavaşlamaya başlar, tırmanışı sürecinde hızı gittikçe düşer. Gittikçe yavaşlayan mermi havada bir noktada durur ve tekrar gerisin geriye yere doğru düşmeye başlar.

Bu geri düşüşte yerçekimi mermiyi hızlandırmaya, hava direnci ise yavaşlatmaya çalışır. Merminin hızı en tepedeki konumundaki sıfır hızdan başlayarak artar. Yerçekimi ile yani merminin ağırlığı ile hava direncinin etkisi birbirlerine eşit olduğu noktadan sonra mermi artık hızlanmaz, sabit hızla düşmesine devam eder. Havadan düşen her cisim için geçerli olan bu sabit hıza 'terminal hız' veya 'limit hız' denilir. Yani bir cisim ne kadar yüksekten düşerse düşsün, yükseklik müsaitse bir yerde limit hızına ulaşır ve artık hep o sabit hızla yere düşer. Öyle olmasaydı yağmur damlaları kafamıza birer taş gibi düşerlerdi.

1920 yılında ABD Kara Kuvvetleri, silah bölümü bu konuyu açıklığa kavuşturmak için bir deney düzenler. Florida, Miami civarında bir gölde yapılan deneyde bir metrekarelik bir platform üzerindeki bir makineli tüfekten havaya dikey 500 kez ateş edilir. Deneyin gölün ortasında yapılmasının amacı gerisin geriye düşen mermilerin düştükleri yerleri daha iyi tespit edebilmektir. Bu deneyde havaya saniyede 810 metre hızla sıkılan 150 gramlık mermilerden sadece 4 tanesi tekrar platforma düşer. Mermilerin 18 saniyede 2700 metreye ulaştıkları burada geri dönüşe geçerek 31 saniye sonra, yani toplam 49 saniyede yere vardıkları, yere varış hızlarının da saniyede 100 metre civarında olduğu tespit edilir.

Mermilerin bu düşüş hızı, üzerlerindeki momentum ve enerji, bir kurşunun insanın vücudunu delip geçmesi için gerekli olanın yarısı kadardır. Bu sonuca göre havaya sıkılıp geri dönen 150 gramlık bir kurşun, doğrudan ateş edilene göre öldürücü değildir ama yine de ciddi yaralanmalara yol açabilir. Bir kurşunun en önemli etkisini kendi gövdesi etrafında yaptığı dönme hareketi yaratır. Geri düşen kurşunlarda bu hareket olmadığı gibi çoğu da sivri uçları değil geniş tabanları üzerine düşerler. Ancak her şeye rağmen saniyede 100 metre hızla fırlatılan 150 gramlık bir taş bile hassas bir noktaya denk geldiğinde insan için öldürücü olabilir.

Hava direncinin deneydeki etkisi de araştırılmış ve eğer hava direnci olmasaydı havaya sıkılan bu mermilerin 35.000 metreye yükselebilecekleri, çıkış ve inişin 168 saniye sürebileceği hesaplanmış. Buradan hava direncinin mermi üzerinde ne derecede etkili bir rol oynadığı anlaşılıyor.

Sonuçta havaya ateş eden bir kişinin sıktığı merminin tekrardan kendi kafasına düşme ihtimali çok azdır. Yükseklerde saatte 8 kilometre hızla esen bir rüzgar mermiyi 110 metre yatay hareket ettirebilmektedir. Yere yakın rüzgarlar da hesaba katıldığında gerisin geriye düşen bir merminin nereye düşeceğini kimse bilemez. Çok yükseğe çıkan bir merminin geri dönüş hızı ile çok yükseklerdeki bir uçaktan yere doğru ateş edilen bir merminin yere ulaşış hızı arasında da pek fark yoktur. Her ikisi de farklı süre ve mesafelerde de olsa eninde sonunda limit hıza ulaşır ve bu sabit hızla yere düşerler.

carcharias
19-08-2009, 14:39
http://i32.tinypic.com/2uo77kk.jpg








http://i32.tinypic.com/10i8lc4.jpg

-vay vay vay...:clown: üfffşşş beaa














http://i31.tinypic.com/aovwnq.jpg

-hiheyt be yavruya bak yavruya :oley:













http://i29.tinypic.com/noscpl.jpg

- uzanmışıımmm kumsala güneş damlar içime... na na nı na na...













osman aga da yoldadır. biraz meşguldür ama:mut:



http://i27.tinypic.com/34rj70w.jpg

-bana kaaaderiiiiminnnn bir oyunu mu buuuuuu aldı sevdiiiiiiimiii..













http://i31.tinypic.com/1zxbqll.jpg

-verdiii zulüüüüümüüü. dünyayaaaa doymaaadannnn ....o ne la! abooov hatuna bak ya! ula ula ula eyvah eyvah...

gümbürttttt! :ayy::beurk:













http://i27.tinypic.com/140an86.jpg

carcharias
19-08-2009, 15:16
ikoncanlar motorlarıyla hava atmaktadırlar...


http://i28.tinypic.com/xdasyf.jpg

-ay hadi aysel geliyo musuuun. ay ben birazcık hızlı gittim dimi kız:clown:











http://i32.tinypic.com/167jyuf.jpg

-ay tamam geldim geldim







http://i27.tinypic.com/2aeneok.jpg

-ay ay ay

gümbürt!...

-hüüü ühü ühü ühü. ay inanmıyoooruuum nası bi motor bu yaa. çok acıdı ya :cry:











diğer taraftan, faruk parkta buluştuğu nerimanla konuşmaktadır...


http://i29.tinypic.com/2lnd7jl.jpg

-(ulan 6 ay oldu atamadım yatağa be arkadaş. bi de sarışınlar aptal derler mırıl mırıl)

-he? bişi mi dedin faruk.

-yy yyok ya ne diycem. şöyle diyorum bi yamacıma yamacıma gelsen

-ay dur faruk bak leylekler geçiyo. ne güssseeellll:clown:

-(sıçıcam leyleğine deeee, kuşuna daaaa eh be arkadaş mırıl mırıl.) he canım he. leylekler ne güzel kuşlar dimi














http://i26.tinypic.com/1zlszs8.jpg

-lan sercan nası düştü karı motordan dimi.:he:

-bırak ya kuşbeyinlileri

-lan sercan bana bak. şu karşı kaldırımdaki montlu manyaklar bizi mi süzüyo?












http://i28.tinypic.com/2qi9477.jpg

-ayyy ne şeker şeyler dimi kızlar:clown: gitsek mi yanlarına acebaaa...












http://i26.tinypic.com/1zlszs8.jpg



-he lan bizi süzüyo bunlar. eyvah eyvah. buraya geliyolar oolum kaç lan kaç.


-abi dur çekmesene kolumu ya! üstüme işedim ya:cry:

-lan koş!

carcharias
19-08-2009, 15:47
efendim yine sosyal bir mesajla devam edelim...



http://i30.tinypic.com/2im4bx5.jpg


çocukluğumda yaptığım bir olaydan bahsedeyim sizlere... övünmek şu-bu falan diye değil elbette. örnek olması açısından. oturduğumuz caddenin iki sokak altında belden altı felçli bir abimiz vardı. bildiğiniz klasik tekerlekli sandalye ile işini görmeye çalışırdı. o zamanlar bir kampanya olmuştu. bilmem kaç bin tane sigara folyosu toplayana elektrikli sandalye veriyorlardı. hani bu sigara paketinin içindeki alüminyum folyo gibi bir hede var ya ondan bahsediyorum. günlerce stadlara girdim çıktım,caddelerde,sokaklarda gezdim.an geldi çöpleri karıştırdım. sigara içenlerin daha pakedi bile bitmeden içindeki folyoyu çıkarttırıp aldım...neler neler yaptım. bir çuval teslim ettik kendisine. gayet iyi bir çalışmaydı.

bunu niye anlattım...

şimdilerde ;

http://www.tofd.org.tr/

adresinden de bakabilirsiniz; Türkiye Omurilik Felçlileri derneğinin sms kampanyası varmış. tesadüfen denk geldim yine. bu ramazan ayında yollayın bir mesaj 5 lira da böyle yardımda bulunuverin. 5 lira 5 lira diye belki küçücük katkınızla birine daha elektrikli sandalye alınacak.ve belki o kişi özürlü kadrosunda bir şirkette işe kavuşacak,hayata katılacak...

tamamen kendim de yardım konularında hassasım,şüpheciyim. hele hele bu denizler fenerler falan... allah nasıl biliyorsa öyle yapsın ne diyelim. içime sinen birşey olunca yapmaya çalışıyorum. manevi olarak rahat olduktan sonra, benim yardım diye verdiğim parayı yiyen şerefsiz olursa da kendi vicdanına bırakırım.

bu vesileyle herkese sağlıklı bir ömür dilerim...

carcharias
19-08-2009, 16:11
http://i25.tinypic.com/msp0fc.jpg

Ben Beşiktaş'lıyım fakat şöyle bir durum var ki hazır gündemde de avrupa kupası maçları da varken bahsetmemek olmaz...fesatlıktan nefret ederim. kendilerini takdir ve saygıyla selamlarım.

------------o--


Galatasaray, Avrupa kupalarında en fazla maç yapan Türk takımı oldu hem de elde ettiği başarılarla Türkiye’nin gururu oldu.

Avrupa kupalarındaki ilk maçını, 1956-57 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Romanya’nın Dinamo Bükreş takımına karşı oynayan sarı-kırmızılı takım, aradan geçen 53 yılda 223 karşılaşma yaptı.

”Cim Bom”, 1999-2000 sezonunda UEFA Kupası’nı ve ardından 2000 yılı UEFA Süper Kupası’nı kazanarak, futbolda Türkiye’ye kulüpler düzeyinde ilk Avrupa kupalarını getirerek, önemli bir başarıya imza attı. Sarı-kırmızılılar, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda 1962-63 ve 1969-70 sezonlarında çeyrek final, 1988-89 sezonunda ise yarı final oynama başarısı gösterirken, Şampiyonlar Ligi’nde ise 2000-01 sezonunda çeyrek finale kadar yükseldi.

EZELİ RAKİPLERİNİ GERİDE BIRAKTI

Galatasaray, Avrupa kupalarında sergilediği performansla ezeli rakipleri Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’u açık farkla geride bıraktı.

Avrupa Kupası maçlarında Galatasaray 223 kez sahaya çıkarken, Fenerbahçe 154, Beşiktaş 130, Trabzonspor ise 80 maç yapabildi.

Sarı-kırmızılılar ayrıca, Avrupa kupalarında en fazla maç yapan 4 Türk ekibi arasında, galibiyet sayısı mağlubiyet sayısından fazla olan tek kulüp oldu.

Sahaya çıktığı 223 maçta 84 galibiyet, 56 beraberlik ve 83 yenilgi alan ”Cim Bom”, rakip filelere 304 gol gönderdi ve kalesinde de 323 gol gördü.

carcharias
19-08-2009, 20:27
sosyal mesajlara devam...

günümüzdeki kullanıma göre ilk emniyet kemeri 1959 da bugün volvo tarafından uygulanmış.


http://i28.tinypic.com/34hj6fk.jpg


1930'larda birçok amerikalı hekim arabasına iki noktalı (araca iki noktadan bağlı) emniyet kemeri yerleştirdi ve araba üreticilerinin yeni modellere bunları yerleştirmesi için ısrar etti.

1953 Colorado Eyaleti Tıp Birliği iki noktalı emniyet kemerlerinin bütün otomobillere yerleştirilmesi için bir bildiri yayınladı.

1955 KaliforniyaAraç Kanunu araç kullanmak için emniyet kemeri takmayı mecbur tuttu.

1956 Volvo firması iki noktalı çapraz göğüs emniyet kemerini aksesuar olarak pazara sundu. Chrysler firması ön koltuklarda iki noktalı emniyet kemerini isteğe bağlı olarak kullanılmak üzere bazı modellerine yerleştirdi. Ford firması emniyet kemerini konu edinmiş 2 yıllık güvenlik reklâmlarına başladı.

1957 Volvo firması iki noktalı çapraz emniyet kemerlerine kilit ekledi.

1958 İsveç'teki Volvo Fabrikasında mühendis olan Nils Bohlin Üç noktalı emniyet kemeri olarak bilinen sistemin patentini aldı.

1959 İsveç'te Volvo firması ön koltuk için üç noktalı emniyet kemerini standart olarak sundu.
New York 'ta, eyalette satılacak olan yeni araçlara emniyet kemeri takılmasının maliyeti incelendi ve reddedildi.

1960 New York eyaleti aldığı kararı tekrar inceledi ve reddetti.

1961 SAE (Otomobil Mühendisleri Birliği) Amerika'da emniyet kemerinin standart olmasını önerdi. New York emniyet kemeri kilidinin oturma bölgesinin dışında olmasını şart koştu. Wisconsin Eyaleti ön koltuklarda emniyet kemeri kullanımını mecbur tuttu. Avustralya Standart Birliği "Emniyet Kemeri ve Pasif Önleyiciler" için standartları yayınladı.

1962 Altı Amerikan Eyaleti ön koltukta emniyet kemeri bulunmasını şart koydu. Otomobil üreticileri standart olarak ön koltukta emniyet kemeri yerleştirdiler.

1963 A.B.D'de Volvo firması üç noktalı emniyet kemerini standart olarak üretti.

1964 Amerikan eyaletinin yarısı ön koltukta emniyet kemeri kullanımını mecbur tuttu. Amerika'daki birçok araç üreticisi emniyet kemerini ön koltuklarda standart olarak sundu. Güney Avustralya ve Viktorya yeni üretilen araçlarda ön koltuklarda emniyet kemeri bulunmasını mecbur tuttu.

1965 A.B.D. Ticaret Bakanlığı ilk emniyet kemeri standardını yayınladı.

1966 İsveç kanunları kapı kenarında bulunan iki noktalı göğüs emniyet kemerlerini ve "Y" tipli üç noktalı emniyet kemerlerini yasakladı.

1967 Amerikalı araç üreticileri arka koltuklara da emniyet kemeri yerleştirdi. İngiltere ön koltuklarda 3 noktalı emniyet kemeri kullanılmasını zorunlu tuttu. Avustralya emniyet kemeri standardı yayınladı.
1968 Volvo İsveç'te acil durum kilitlerini (ELR) ön koltuklar için standart olarak sundu.

1969 İsveç'te ön koltukta 3 noktalı emniyet kemeri bulunması zorunlu tutuldu. Volvo bütün pazarlarda arka koltukta 3 noktalı emniyet kemerini standart olarak pazara sundu. Mercedes-Benz bütün pazarlarda arka koltukta 3 noktalı emniyet kemerini standart olarak sundu. İspanya'da ön ve arka koltukta emniyet kemeri bulunması mecbur tutuldu. Avustralya 1965'den sonra plaka alanlarda ön koltukta emniyet kemeri bulunmasını mecbur tuttu.

1970 İsveç'te arka koltukta emniyet kemeri bulunması mecbur tutuldu. Avustralya, Victorya'da önde ve arka koltukta 3 noktalı emniyet kemeri bulunması mecbur kılındı.

1972 NHTSA, (A.B.D. Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi) Federal Motorlu Araç Güvenlik Standartlarını belirledi. Avustralya ve Batı Almanya'da ön ve arka koltukta emniyet kemeri olması ve kullanımı mecbur tutuldu.

1975 İsveç'te 15 yaş ve üstü için emniyet kemeri kullanımı mecbur tutuldu.

1977 A.B.D. Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi tarafından yasalaştırılan "Okul Servislerindeki Yolcuların Korunması" ile ilgili Federal Motorlu Araç Güvenliği Standardı 222 yürürlüğe girdi.

1979 Fransa arka koltuklarda emniyet kemerini zorunlu hale getirdi.

1980 Mercedes-Benz sürücü yan hava yastığı, diz destek yastıklarını üretmeye başladı ve bütün 3 noktalı emniyet kemerlerine esneme mesafesi konuldu.

1984 Avusturya 01/1984 tarihinden sonra imal edilen araçlarda arka koltuk kemerlerini zorunlu hale getirdi. Batı Almanya 05/1979 tarihinden sonra üretilen araçlarda arka koltuk emniyet kemerlerini zorunlu hale getirdi. Kanada'nın 10 eyaletinden 7'si bu tarihten itibaren, hareket eden araçların sürücü ve yolcularına kendileri için uygun olan emniyet kemerlerini kullanma zorunluluğu getirdi.

1985 , Norveç 01/1984 tarihinden sonra tescil edilen araçlarda arka koltuk kemerlerini zorunlu hale getirdi New York arka ve ön koltuklarda emniyet kemeri kullanımını zorunlu hale getirdi (arka koltuklarda 10 yaş ve yukarısı için).

TÜRKİYE: 18.06.1986 tarihinden itibaren "şehirlerarası karayollarında otomobil ve tescil bakımından otomobil gibi işlem gören arazi taşıtları ve minibüslerde sürücüsü ve yanında oturan yolcular için" emniyet kemeri uygulaması başlatıldı.

1987 'de New York, 1992'de New Jersey okul servislerinde kullanılan otobüslerde emniyet kemerini zorunlu hale getiren ilk eyalet oldu.

TÜRKİYE: 01.01.1992 tarihinden itibaren "şehir içi yollarda da ticari otomobil ve minibüsle yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri hariç, otomobil ve otomobil gibi tescil işlemi gören arazi taşıtları ve minibüs gibi taşıtların sürücüleri ile ön koltuğunda oturan yolcularına" emniyet kemeri takma zorunluluğu getirildi.

TÜRKİYE: Yukarıda söz edilen araçlar ve ülkemizde üretilen araçlar ile yurt dışından ithaline izin verilenlerine 3 aylık süre tanındı. Bu süre 11.01.1995 tarihinde sona erdi. Bu süre sonunda arka koltukta emniyet kemeri kullanımı uygulamasına geçildi.

1995 İngiltere okul taşımacılığında kullanılan minibüslerde emniyet kemeri kullanımını zorunlu hale getirdi.

1996 Avrupa Ekonomik Komisyonu, minibüslerde ve 3.5 tonun altındaki araçlarda 3 noktalı veya en azından 2 noktalı emniyet kemerlerinin kullanılmasına dair 3 direktif yayınladı.

TÜRKİYE: 01.01.1998 tarihinden sonra üretilen minibüslerin arka koltuklarında, kamyon, kamyonet, çekici ve şehirlerarası otobüslerde emniyet kemeri kullanımı yönetmelik kararı ile zorunlu kılındı.

1998 yılında, ABD'deki Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) Kongre'ye "Okul Otobüsü Güvenliği: Amerika'nın Çocukları için Güvenli Yolculuk" başlığı altında, gelecekte kullanılacak ve okul otobüslerinde seyahat edenleri korumaya yönelik olarak kullanılacak sistemleri incelemek üzere bir araştırma projesi sundu.

1999 yılında Florida, Louisiana ve Kaliforniya eyaletleri büyük okul otobüslerinde seyahat edenler için daha gelişmiş koruma sistemlerini zorunlu kılan kanunlar koydu. Bütün eyaletler, hangi sistemi kullanacaklarına karar vermek için Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) tarafından hazırlanmakta olan projenin bitirilmesini bekleyeceklerini duyurdular.

2001 yılında Kaliforniya Eyaleti Ocak 2001 yılından sonra satın alınan yeni okul otobüslerinde karın bölgesi ve omuzdan bağlanan kemerlerin uygulamasını zorunluluğunu genişletti.

2002 ABD'deki Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) Kongre'ye sunduğu ve gelecekte kullanılacak ve okul otobüslerinde seyahat edenleri korumaya yönelik sistemleri konu alan araştırmasını tamamladı.

80 km/s hızla duvara çarpma sonucu olanlar [değiştir]Çarpışmadan 26 milisaniye sonra ön tamponlar araca gömülür. Araç kendi ağırlığının 30 katı kadar bir kuvvetle frenlenir. sürücü ve yolcular kemer ile bağlı değillerse 80 km sürat ile araç içinde harekete devam ederler.
39 milisaniye sonra sürücü koltuğuyla beraber 15 cm öne doğru fırlamıştır.
44 milisaniye sonra sürücü göğüs kafesiyle direksiyona çarpar.
50 milisaniye sonra araç ve içindekiler üzerinde etkiyen yavaşlatıcı kuvvet 80 G ye ulaşır (yani kendi ağırlıklarının 80 katı büyüklükte bir kuvvet üzerlerinde etkir)
68 milisaniye sonra sürücü 9 TONLUK bir kuvvetle gösterge paneline çarpar.
92 milisaniye sonra sürücü yanındaki yolcuyla beraber aynı anda kafasını ön cama çarpar,yolcu bu çarpmayla kafasına ölümcül bir darbe alarak camdan dışarıya fırlar.
100 milisaniye sonra direksiyon tarafından tutulan sürücü tekrar aracın içine düşer.
110 milisaniye sonra araç yavaşça geriye çekilmeye baslar.
113 milisaniye sonra sürücünün arkasında oturan yolcu sürücü seviyesine yükselir ve kafasıyla sert bir darbe yapar aynı anda kendisi de ölümcül bir darbe almıştır.
150 milisaniye sonra tekrar sessizlik egemen olur cam,çelik,plastik parçaları yere düşer.
200 milisaniyeden daha kısa bir süre içerisinde her şey biter.
Ortaya çıkan enerji inanılmazdır. 80 km/s hız 1 ton ağırlığındaki bir otomobili 30 metre yukarıya fırlatabilir.

carcharias
20-08-2009, 08:30
http://i30.tinypic.com/4ktcax.jpg

http://i30.tinypic.com/htcl80.jpg

caster semenya


bu ablamız/abimiz 1991 doğumlu 800 metreci bir atlet. dünya şampiyonu oldu. iaaf tarafından cinsiyet testi istendi. ben de merakla bekliyorum test sonuçları ne çıkacak.gerçi "bayan olmasa ne diye katılsın ki, test yapılmayacağını mı düşündüler sanki" diye akıllara geliyor ama bakalım işte ne diyecek yetkililer.

livingston
20-08-2009, 09:21
Ehuehuehue hakikaten hiç belli olmuyor ** fark yok *** :D

carcharias
20-08-2009, 11:30
Also sprach Zarathustra ¿¿ Böyle Buyurdu Zerdüşt...







http://i28.tinypic.com/1zpk46t.jpg

-açıklamalar böyleee böyle...




http://i30.tinypic.com/1431i0k.jpg


http://i26.tinypic.com/2ija7t.jpg







ne diyonuz?



http://i28.tinypic.com/2vcx6qu.jpg

-hmmmm.. :notr: ben bilmem beyim bilir










http://i29.tinypic.com/10z1rpw.jpg

-hem dadmin etmiyon, hem borsaya girmiyon.

-bana bah gelirsem oraya ordakileri de borsayı da dadmin ederim ha!

carcharias
22-08-2009, 20:09
hemen heryerde bir Kürt açılımıdır gidiyor. ben ne düşünüyorum? iki kelam edeyim




benim beynim fındık kadardır.bi boktan anlamam.


http://i25.tinypic.com/2nvjmt.jpg










beynim ikiye bölünmüştü son zamanlarda. veya böldürüldü.neyse işte...


http://i28.tinypic.com/24nh0dz.jpg

bir tafafta ergenekon'un avukatıyız diyenler,
diğer tarafta deniz fenerinin avukatıyız diyenler.




"nooluyoz lan arkadaş? neyin nesi kimin fesi! davalar,klasörler şunlar bunlar vay vay vay"... derken...




kucağımda bu açılımı buluverdim.ne fener konuşulur oldu, ne ergenekon!


http://i25.tinypic.com/vcs0eo.jpg


evet.. komik dimi:he:






ben birşeyi açmadım henüz. gündemi baya baya geriden izliyorum sanırım. dedim ya beyin de fındık kadar olunca...

geçen gün taksimde kürt bir kız arkadaşımla kucaklaştık,öpüştük hal hatır hoşbeş. ihtiyar annesi de yanındaydı. öptük elini saygımızı sunduk.

"sen birşey açtın mı, ses gelmedi" dedim

güldü...

"biz gönüllerimizin kapısını açmışız,siyaset bizi aşar be arkadaşım"...

carcharias
29-08-2009, 18:20
http://i25.tinypic.com/245xyci.jpg

schalke-freiburg maçını izledim Alman ligi bundesliga'da. ev sahibi takım ilk yarıyı 1-0 mağlup kapadı.maç da bu sonuçla bitti. tribünde seyirciler bardakla bira içiyor. normal tribün yani. vip bölümü falan değil. takım hata yapıyor,gol yiyor ve verilen tepki uuuuu! aaaa! nasıl olur tarzında. hadi olmadı, ıslık falan. yok yani bir taşkınlık.

Türkiye'de tribünde ise suyla sarhoş olduğumuzu düşünürseniz, maçlarda içilecek biranın servisinin serbest olması sonuçlarını varsın siz düşünün...

başka birşey bu. medeniyet mi, insanlık mı... ne derseniz artık. medeniyet mi, insanlık mı derken elbette tribünde bira içmeyi kasdetmiyorum. dediğim gibi başka birşey bu.

"hiç mi olay olmuyor kardeşim yabancı ülkede!". oluyor tabi,olmaz mı. onun bile adabı var,yöntemi var. uzun uzadıya anlatıp uzatmayım. var işte birşeyler.

düşünün; dortmund gibi ligin vasat bir takımı tam 50 bin 675 tane kombine sattı!

biz, futbol sevgimizden bahsediyoruz ama görünen o ki tam bir futbol katiliyiz. spor olduğunu zaten aklımıza bile getişrmiyoruz. tamamen rekabet kısmıyla ilgiliyiz. sevdiğimiz takım herzaman yenmeli. geriye kalanların hepsinin allah belasını versin. ben de söyleniyorum ama ne olursa olsun kendini bilmek güzel şey ya...

tüm takımların başındaki yöneticilerin, sonra medya nın, sonra da taraftarın allah müstehakını versin ne diyeyim...cehaletin de köküne kibrit suyu!

rogdopsink
30-08-2009, 17:10
dogum gününüz kutlu olsun efenim...:)))

http://1.bp.blogspot.com/_Pw4OV7kWsWM/SZOYzR-yIzI/AAAAAAAAEGU/Ge9pY6cUpiA/s400/happybirthday1.jpg

carcharias
31-08-2009, 18:37
tekrar 30 ağustos doğum günümü kutlayan dostlara sevgilerimi sunarım.

carcharias
31-08-2009, 18:41
arada sırada hatırlatalım da sadece komik konular niyetiyle giren arkadaşlar "ne umduk,ne bulduk" moduna geçmesin. başlığımızda komedi de var ama diğer açtığımızın aksine, biraz şurdan burdan yaptık bu seferkini.



şimdi bu abuk başlığın sabuk yazarı olarak iki kelam edelim yine...


bu işin böyle olacağı o kadar belliydi ki... hani perşembenin gelişi çarşambadan belli olur hadisesi...

öldürülmüş bir kız, kanal kanal dolaşan bir baba.katilin peşinde.

yıllar evvel hatırlar mısınız bilmem şimdi, kumkapıda bir cinayet işlenmişti. evli barklı bir adam bir genç kadına sarkıntılık-taciz herneyse derken kadın adamı bıçaklamıştı. adam mezara,kadın hapse,dul eş de tv kanallarına kanalize olmuştu. sonra abla hapisten çıktı. gazinolarda şarkıcılığa başladı. bu tabi bize yetmedi. dul eş de gazinolara başladı. hatta bir ara sahneye beraber de çıktılar diye hatırlıyorum. öyle birşey işte.

şimdi bu baba da o kanal senin, bu kanal benim gezedursun enterasan haberler geliyor. doğru-yanlış bilmiyorum. zaman gösterir.


Allah esirgesin başıma böyle birşey gelse bırakın tv lerde kanal kanal gezmeyi, yerimden kalkamam sanırsam. muhtemelen Bakırköy ruh ve akıl hastanesi beni tedavi etmek için yıllarını harcar!

bu olay sona erdiğinde bu baba, bir kanalda "katil kim" tarzı bir program yapmaya başlasa kaçımız şaşıracağız?!

----------o--

Baba Süreyya Karabulut’un kızının katil zanlısı Cem Garipoğlu nun ailesinden 3 milyon EURO helallik talep ettiği iddiası gündeme bomba gibi düşerken, bir iddia da Cüneyt Özdemir’den geldi!...

İşte Cüneyt Özdemir’in twitter sayfasındaki yazısı!..

Geçtiğimiz aylarda Münevver'in kitabını yazmaya niyetlendik. Ailesine konuyu açtık, babasının ilk sorusu 'bizim payımız ne olacak?'oldu.Vazgeçtik.

Şimdi anladığımız kadarı ile kızınızın başı kesilirse 3 milyon Euroya hakkınızı helal edebiliyorsunuz bu ülkede!!!

Münevver kitabı ile ilgili daha sonra, baba Süreyya Karabulut'un kardeşi aradı 'kitap konusunda konuşabilir miyiz' dedi. 'Hayır', dedim.

REST
01-09-2009, 00:08
http://img249.imageshack.us/img249/7778/image0031p.jpg (http://img249.imageshack.us/i/image0031p.jpg/)


Basbakan'in Üsküdar Çamlıca'daki havuzlu villası.
Başbakan’ın ailesinin her
ferdine İstanbul’un Kısıklı’sında ayrı ayrı 5 tripleks (üçer katlı) villa
birden alarak “villalı hayata” atlaması ....

20 yıl gibi kısa bir zamanda 2 katlı kâgir evden 3 katlı önünde yüzme
havuzu, bahçe kapısında özel korumalı, sabah bülbül sesleriyle uyanılan
villaya taşındı.

Başarı öyküsüdür.


Kıskanma ne olur...
ÇALış seninde olur.....
REST

carcharias
01-09-2009, 13:46
http://i32.tinypic.com/14cupp1.jpg


mail kutucuğuma gelmiş bu karikatür. aklıma şeyi getirdi;




4 yaşında başarı .pantolonuna işememektir.
12 yaşında başarı .arkadaş bulabilmektir.
16 yaşında başarı .araba kullanabilmektir.
20 yaşında başarı .seks yapabilmektir.
35 yaşında başarı .para kazanabilmektir.
50 yaşında başarı .para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı .seks yapabilmektir.
70 yaşında başarı .araba kullanabilmektir.
75 yaşında başarı .arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında başarı .pantolonuna işememektir.




sanki bir kısır döngü gibi değil mi :)



aklıma gelen başka şey de şu oldu;

kısır döngü lafı ne zaman geçse bunu düşünüyorum. neden bilmem.

nurkse diye bir enonomist abimiz vardı.


http://phoenix.liu.edu/~uroy/eco54/images/nurkse.gif



fakirlik > düşük gelir düzeyi > düşük satın alma gücü > düşük talep > düşük üretim > işsizlik > fakirlik.

düşük gelir varsa,az da tasarruf vardır.dolayısıyla az yatırım olacaktır,verim düşük olacaktır.gelir yine düşük olacaktır...


amma kurcalıyoruz ha, delirdik yine :he:

http://i26.tinypic.com/ek0rpd.jpg




bu durumda siyasilerin yapması gereken nedir? olayı olmamış gibi göstermek veya fakirlik yaşanmıyormuş gibi davranmaktır.şu kadar duble yol yaptık,bu kadar şeyettik...veya yeni yeni gündemler ortaya atmak da ideal olandır.

carcharias
01-09-2009, 20:07
oruç ayındayız malumunuz... Allah oruçlarınızı kabul etsin diyerek konuyu anlatalım...






http://i27.tinypic.com/288bl80.jpg


diyanet açıklama yapmış efendim. Hacca giden hacılarımız taş atmak kesmiyor sanırsam ki pet şişe,terlik vs de atıyorlarmış










http://i29.tinypic.com/333vght.jpg

-senin allah belanı versin şeytan. senin gibi şeytan olmaz olsun


deyip fırlatıyorlarmış pet şişeyi.












http://i25.tinypic.com/xblcmx.jpg

hatta dediğimiz gibi çıkarıp ayağından terliği,takunyayı allah ne verdiyse fırlatıyorlarmış! Bizim hacı baba da demişidi vaktiyle:)









derken,

şeytanı ıskalayabilirsiniz de belli olmaz.





http://i30.tinypic.com/jptsav.jpg

-püü şeytan! allah belanı versin emiiii!

-hooouuupp paaa! he he he ıska:he:













http://i27.tinypic.com/2mnktvs.jpg


ıska falan derken taşlama sırasında ölenler var biliyorsunuz. ciddiye almak lazım.








zaten yıllarca taşla taşla nereye kadar. ne şeytan biteeer ne azap...gider biri,gelir diğeri. :cry:


iyisi mi kenarından şöyle sallayıverin iki tane taşı bakın mekkenin güzelliğine. Şeytan için uygun yer her daim var zaten...



http://i29.tinypic.com/xlynhi.jpg




haydi hayırlı ramazanlar...

carcharias
02-09-2009, 14:07
http://i30.tinypic.com/11a8vo4.jpg

Yıllarca aynı topraklarda yaşayıp, sonra arana tel çekmek… birbirine yan yana değil de karşıdan bakmak! Bu duruma gelmek veya getirilmek… çok da sevmem siyaseti. Rumeli göçmeni sülalenin ferdiyiz,hiç aklımıza gelmedi açılım,açılalım demek! Bilmiyorum hiç bu memlekette ne kadar balkan çocuğu var. Gerçi önemli de değil, Atatürk çocuğuyuz. Memleketimize gönülden bağlıyız. Ha, bu gelişmelerden rahatsız olup çatlak ses çıkaranlar da olacaktır ama olmadı hiç sorunumuz memleketimizle.
















Medya-Televizyon denen aptal kutusu zaten yeterince dimağları boşaltmışken,bu gelişmeler de çok şaşırtmıyor artık bizleri.


http://i28.tinypic.com/335cy0j.jpg












Eğer bir ırk, diğer ırkları kendinden üstün görürse veya kendini olduğundan farklı görürse,


http://i28.tinypic.com/21986wx.jpg


Bence kendini kandırmış olur. Biz yıllarca beraber okuduk,ip atladık,top oynadık.Hasta olduk,kürt doktora gittik. Esnaf olduk kürt dostlara ürün sattık.benim için hiçbirşey açılıp kapanmayacak. Memleketini seven kimseyle sorunum olmadı,olmaz da.











Olayları ve gündemi fazla pompalarsak,sonuçta abuk şeyler doğar


http://i29.tinypic.com/16287qr.jpg














Var mı yok mu falan diye düşünürken; varsalar eğer,uzaylıların gelmelerinin tam zamanı.
Hani böyle inanılmaz mekikler,alet-edevatla uzayda hayat falan arıyorlar ya




http://i28.tinypic.com/20pr311.jpg

-aloovv hüstın. Hiişşş orda mısınız olum? Sesim geliyo mu?

-he buradayız. Biraz cızırtı var ama iyi.

-yok lan burada su mu, canlı manlı. Boku bokuna o kadar yol katettik anasını satim.

-iyi abi dönün gelin madem.









Hani vizontelede Deli Emin uğraşıp duruyordu ya TV ile...
Mesela bizim sıradan bir vatandaş, abuk bir yöntemle onlarla temasa geçse!

http://i26.tinypic.com/25jk000.jpg

-evet sinyaller buradan geliyor










Şöyle bir saldırsalar “cicuvv ciccuvv” diye uçan dairelerinden lazerler saçsalar da bırakın Türkiye’yi, Tüm dünya birlik olmak zorunda kalsak!

http://i29.tinypic.com/14v65qq.gif












Sonunda kaybettiğimizi düşünün. Kafa yapılarımız kolayca değişiyormuş.haftanın günlerinde belli kafa yapılarında olmak zorunlu oluyormuş.

http://i28.tinypic.com/14m3xh3.jpg

-hmm evet, bugün dünya icat günü. Hayatı kolaylaştırmak için yeni şeyler bulacağız.












Tamam tamam şaka :he:

http://i30.tinypic.com/2i8b0uq.jpg

carcharias
02-09-2009, 18:44
"Hükümet, cezaevlerindeki doluluğu dikkate alarak yeni önlem arayışına girdi. Halen 2 yıla kadar olan hapis cezasına çarptırılanlara 'cezanın bir yılını evde çekme' uygulaması 5 yıla kadar hapis cezalarını kapsayacak biçimde genişletilmesi planlandı. Tasarı aynen benimsenirse cezasının yarısını çekmiş olan 15 bin mahkûm da cezaevinden erken çıkıp, kalan cezasını evinde ve işyerinde çekecek."


haberini görünce,


bir konu vardı, uzman bir psikiyatristten duymuştum da ilgimi çekmişti. öyle kalmış hafızamda. sıradışı gelmişti: elektrik hadisesi!





http://www.resimcity.com/data/media/151/www.resimcity.com_ask_resimleri_7.jpg

elektrik elektrik deriz ya hani bazan. demek ki o hesap yani. mesela; allah mesud etsin, bu abimiz bu ablamızdan elektrik almış.







http://i29.tinypic.com/ezevdj.jpg


şu meşhuuur amerikanya'da suçluların bir kısmının beyinlerini incelemişler ve 90% oranında beyinlerinde elektrik bozukluğu çıkmış. Beyin elektriği denen hede baya da önemliymiş efendim. EEG denen sistemle falan da gözlemlenebiliyormuş sanırsam. yani bu elektrik olayı düzelmediği sürece insanları hapse atmanın,salıvermenin ne kadar manası var bunu da önemsemek gerekir. hapiste elektrik mi düzeltiliyor bilemiyorum ama bir arıza var yani sonuçta. hatırlarsanız baya gündemi meğgul etmişti. "rahşan affı" dediler adına. cezaevinden salıverilenler ya katil olup, ya hırsız olup geri döndüler! hatırlıyorum da kimisi adam yaralayıp girmiş ve salıverilince de yarım kalan işi tamamlayıp hasmını öldürerek gerisin geri cezaevine dönmüştü!




http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20081121021226_beyin.jpg


acaba yok muydu bu elektriğin amperini voltunu bilmem nesini düzenleyecek bir yöntem. Belki de psikolojik,psikiyatrik tedaviler de işe yaramıyor kimilerimde.

carcharias
02-09-2009, 19:35
http://i30.tinypic.com/22ykg4.jpg



kanal D haber den araklama gazetecilik yapıp iyi birşeyin bilgisini aktaralım...

bu 5 canavara allah uzun ömür versin, artık Darüşşafaka nın kanatları altına alınmışlar. Malumunuz bir köy vardı hani. ana-baba,çoluk-çocuk demeden katliam yapılan yer.






http://i32.tinypic.com/2vrst49.jpg


Askerliğim esnasında rütbeli komutanlarla beraber arada Diyarbakır köylerinde gezerken kış vakti ayağında plastik pabuçlar olan çocukları hatırlıyorum da. çorap dahi yoktu ayaklarında.heryer çamur falan... genel görüntü buydu.hatta bir keresinde hiç unutmuyorum, bir eşekle oynuyorlardı. inip biniyor,bazan hop düşüyorlardı. okullar perişan.tenekeden soba,üstü açık çatı,kırık tahta,asma kilitli var mı yok mu belli olmayan bir kapı ve dökükmüş sıralar...şehir merkezindeki okullar daha iyiydi tabi. yine unutamadığım anlardan birinde de lisenin birine gitmişiz, okulun boş olduğu zaman tabi. geziyoruz falan. bir kolidora girdik. sağlı sollu ve karşılıklı sınıf kapıları ardına kadar açıktı. en baştaki sınıfın kapısının yanına gittim biraz eğilip ortadaki (muhtemelen tekme ile açılmış) deliğe baktım. taaaa en son kapıya kadar,yani duvara kadar tüm kapıların ortasına delik açılmıştı.koridordaki en baştaki sınıf kapısının deliğinden,en son kapının deliğinin arkasındaki duvarı görebiliyordum.ardı ardına 5-6 sınıf kapısı aynen ortası delikti! bu dediğim 10 seneyi aşkın tabi.


Şimdi bu çocukların geleceği ne olacaktı bu sahiplenme olmasa bilemiyorum elbette ama Darüşşafaka'yı tebrik etmek yersiz. Yakışanı yapmış. umarız çocuklar da iyi birer ilim irfan adamı olur,vatana millete faydaları dokunur.

carcharias
03-09-2009, 11:16
http://i30.tinypic.com/dp6zb7.jpg


Ya zamanından erken gelirim;
Dünyaya geldigim gibi,
Ya zamanından çok geç;
Seni bu yaşta sevdiğim gibi.
Mutluluga hep geç kalırım;
Hep erken giderim mutsuzluga.
Ya herşey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbir sey başlamamış.




http://i26.tinypic.com/2vc6zxt.jpg



Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç.
Yine gecikmişim bağisla sevgilim;
Sevgiye on kala, ölüme beş...



http://i30.tinypic.com/28hjvid.jpg

balaban
03-09-2009, 17:43
http://i30.tinypic.com/22ykg4.jpg


Şimdi bu çocukların geleceği ne olacaktı bu sahiplenme olmasa bilemiyorum elbette ama Darüşşafaka'yı tebrik etmek yersiz. Yakışanı yapmış. umarız çocuklar da iyi birer ilim irfan adamı olur,vatana millete faydaları dokunur.

Darüşşafaka İmam hatip oluyormuş. 2 gün önce gazetede yazıyordu.

carcharias
03-09-2009, 19:21
"abbovv nası ya!" diye dumura uğradım, açtım gugıldan baktım;

"1873 yılından beri varlığını sürdüren Darüşşafaka’nın İstanbul Fatih’teki tarihi binası, imam hatip okulu yapılması için İlim Yayma Cemiyeti’ne veriliyor.. " yazıyor.

eski binasıymış yahu.

BORA YAŞAR
03-09-2009, 20:06
Darüşşafaka İmam hatip oluyormuş. 2 gün önce gazetede yazıyordu.

Daha olmadı..

Olan şu..

Darüşşafaka'nın içinde benimde okuduğum Fatih Çarşamba'daki tarihi binasının da bulunduğu emlaki, Maslaktaki kampüsün inşasına olanak vermek üzere, Ziraat Bankasına satılmıştı.

Ziraat Bankası masraf ağır geliyor diye (:)) tüm emlaki Milli Emlake hibe etmiş..

Milli Emlak Gen Md de emlaki İlim Yayma Cemiyetine vermiş..

Burada şimdi İmam Hatip de dahil bazı şeyler planlanıyormuş..



Darüşşafaka Cemiyeti, Maslaktaki kampüsünde bizim gibi Cumhuriyete bağlı çağdaş nesiller yetiştiriyor.

Hedefinden şaşmadan..

carcharias
03-09-2009, 20:54
http://media2.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/Spor%C3%96zel/ctxlxfnf.widec.jpg


"Galatasaray'ın genç kaptanı, milli futbolcu Arda Turan, Türk pasaportu taşımanın Avrupa'da futbol oynamayı zorlaştırdığını ifade etti. "

-----------o--

ne kadar saçma sapan konuşmalar.

"ya ben amerikada doğsaydım,orda sinema sanatçısı olsaydım var ya paraya para demezdim"

"ben var ya ben, yabancı bir ülkede albüm yapsam heykelimi dikerlerdi be!"

bilmem nerde bilmem ne okusaydım, şurda şunu yapsaydım, burda bunu etseydim...

ya nedir bu eziklik anlamıyorum ki!

ya filistinde doğmuş olsan ne olacaktı?

ya somalide korsan baban olsa ne olacaktı?

herkes drogba mı oluyor bu dünyada!

Çok mu dezavantajı var bu memleketin. anasını satayım, akşam gak diyen sabah guk diyemeden şöhret oluyor ve hala şikayet hala şikayet!

ya ayarım kaçıyor sallıyorum ama insanımız ezik ne desen boş. sanki 10 sene Tugay ingiltere premier ligde oynayıp takımına kaptanlık yapmamış, hidayeti-mehmet'i hiç bir halt etmemiş,o orda bu burda başarı almamış gibi hala Türk pasaportu bilmem nesi. ya bırakın bu işleri de işinize bakın.

çok mu zor vatandaşlıktan çıkmak. 20 yaşında daha çocuksun altı üstü. al sana karen melis diye güney afrika dan atlamacı getirdiler, bronz aldık diye yeğe göğe sığdıramıyoruz. Güney afrikalı,almanyada yaşayan,tek kelime Türkçe bilmeyen sporcu işte. Git kardeşim sen de ispanyol vatandaşı ol.Madem bu pasaportu taşımak bu kadar zor, mesleği bırakınca dön gel biz burdayız!

carcharias
03-09-2009, 21:28
http://i28.tinypic.com/1629sn9.jpg

yani böyle hossuruktan teyyare işlere de yorabilirsin kafayı. aman sigaranı çekerken ellerin üşümesin! incinirsin, dayanamam!








bu nasıl?

http://i29.tinypic.com/68d0ld.jpg


hiç olmazsa işe yarar değil mi?












kafayı bu tarz işlere çalıştırmak asıl olan.


http://i31.tinypic.com/2vkdkic.jpg

mesela alacaksın karşına sevgilini, eşini neyse artık. tak açacaksın açılır-kapanır masanı, tak tak tak oynayacaksın masa tenisini,sporun bitince hop kapatacaksın. yer kaplama kaygısı yok bilmem nesi yok.

carcharias
03-09-2009, 21:40
http://i29.tinypic.com/20fq77q.jpg

bu da amerikanya dan sanırsam. 2007 falan diyor ama kullanışlı gözüküyor:)

yorgun argın gelmişin, yemeğini yemişin. oturmuşun koltuğa şöyle bir tv izleyim.d zıbırt kumandası,lick tv,müzik seti kumandasi,cep telefonu,tv kumandasi,uydu kumandasi.. artik ne varsa. takıyorsun kafaya, "hanıııım, nerde bu kumanda ya!" demeye gerek yok. hepsi elinin.. pardon, kafanın üstünde. haydi iyi seyirler :)

carcharias
03-09-2009, 21:55
http://i30.tinypic.com/2lvlg11.png

-aloov salii aga, selamın aleyküm naaber ya. cepten arıyom he cepten. :he:






hani eskiden telefonlar böyle kocaman kocaman falan diye şikayet ederdik ya,
sonra ericcson,nokia bilmem ne derken daha böyle el kadar oldu da,
sonra "yav bunun anteni var kardeşim. ne böyle şey gibi, tööbe tööbe!" diye
onu da beğenmez olduk.







http://i32.tinypic.com/2vnp0qx.jpg

sonra onu aldılar da kuşboku kadar yapıverdiler! antenini makinanın bi taraflarına sokuverdiler...







sonra ne mi oldu!

http://i32.tinypic.com/2mwc9q8.jpg

yine döndük koca koca akıllı dokunmatik zortmatik telefonlara.bir bayan arkadaşın telefonu çaldı, çantasından çıkardı. hayvan gibi böyle, yüzünün yarısını kapladı alet.soramadım da ne marka diye!

carcharias
04-09-2009, 11:25
http://www.uzmanhaber.com/images_up/687698787564767778.jpg

hani doğuda böyle ağalara beylere soruyorlar ya "kaç çocuk var?" diye. "tam yirmdoggız dane evladım vordir." gibisinden cevap alırız.




http://www.turkishny.com/images/stories10/hotnews/020909_hota_19cocuk2.jpg

bu amerikanyalı,(sanırsam güney amerikanya olması lazım) arkansaslı abla ve abimizin 18 çocuğu varmış ve ablamız 19.için de hamileymiş.


haber şu şekilde:

Arkansaslı 42 yaşında ve 18 çocuk annesi Michelle Duggar, 19. çocuğunu dünyaya getirmeye hazırlanıyor.

Mart ayında 19. çocuğuna hamile olduğunu açıklayan Michelle Duggar, yakın zamanda bir de torun sahibi olacak. Daily Mail'in haberine göre, oğlunun eşi ile aynı anda hamile kalan Duggar, 19. çocuğuna Mackynzie Renee adını verecek.

42 yaşındaki Michelle 19. çocukları hakkında çok heyecanlı olduklarını söylerken iş adamı eşi Jim Bob da çocuk sahibi olma heyecanını hiç kaybetmediklerini ve her çocukları için Tanrı'ya minnet duyduklarını belirtti.

21 yaşındaki en büyük çocukları Josh ve eşi Anna da çok çocuk sahibi olmak istediklerini belirtiyorlar. Anna ve Josh aileleri ile kendi yaptıkları aynı evde yaşıyorlar.



http://www.turkishny.com/images/stories10/hotnews/020909_hota_19cocuk1.jpg

ha, baktığınız zaman gitarı kemanı bilmem nesi derken bize nazaran biraz farklılar tabi yapı olarak ama maşallah tavşan gibi doğurganlık dünyanın heryerinde olabilir. mühim olan bakabilmek,yetiştirebilmek!

carcharias
04-09-2009, 16:09
mekanımızdan zırvalamaya devam edelim biraz...



http://i27.tinypic.com/wqygaq.jpg

çin seddi. hani şimdi oturup iki saat nedir,nedendir diye anlatmanın lüzumu yok. herkesin malumu işte. yapmış yani adamlar. ta zamanında belgeselden aklımda kaldığınca 6000 kilometreyi falan buluyordu sanırsam.şöyle 6-7 metre yükseklik, yaklaşık da yer yer 7 metre kalınlık vardı sanırsam. vallahi üşendim şimdi gugılda aç oku et falan da, bunlar aklımda kaldı belgeselde işte. yalan söyleyecek değiller herhalde:clown:

neyse efendim,

biz arada hala dalga da geçsek bu yapı ile


http://i25.tinypic.com/2hmhg1w.jpg

adamlar bakmış, olacak gibi değil, çekmişler seddi!





ortadoğu nun haritasına bakıp meramımı anlatayım istedim ama sıçtığımın amerikanyasının büyük ortadoğu projesi teorisinden başka halta çok rastlamadım.


tipik ortadoğulu işte; bıyık mıyık bilmem ne...

http://i31.tinypic.com/1zhh80.jpg


neyse efendim, şöyle haritalar da dolaşmakta işte bu durumda


http://i32.tinypic.com/107vs5e.jpg

yani bu kadar mı olur arkadaş!

mesela (allah uzun ömür versin,süleyman seba nın dediği gibi yazalım) fitbol felsefesiyle düşünelim;

şampiyonlar ligindesin. kötü bir gruba düşmüşün. barcelona, inter, chelsea ile aynı gruba düşmüşün! oha be, oha!

şimdi bu hariyata bakınca ne farkı var:clown:

memleketin sağ taraf komşuları var ya, tam allahlık. suriye'si,iran'ı, ırak'ı, ermenisi bilmem nesi. sol taraf zaten malum yunan,bulgar diğer taraftan. pek de seviliriz sağlı-sollu hepinizin malumu zaten.

yani, bu ülkenin bu gruptan çıkması zor arkadaş. özllikle sağ taraf eyvah eyvah! yani nasıl tabiatta sonbahar-yaz-kış falan hep normal karşılıyorsak, bu ülkelerde de olay olması ve bizi etkilemesi o kadar normal ki.



http://i32.tinypic.com/mrwv3n.jpg


o dağda terörist kamp varmış, bu dağda bilmem ne varmış da sızıp dururlarmış biz oralara giremezmişik.

masal bu ya; hani vaktiyle böyle bir set çekilseymiş.şöyle sınır boyunca. çembere aldığım bölge gibi yani. bir izole olsaymışık.


o zaman "ABe yes" ülkeleri, "nato" mermer bir yandan, diğer yandan da dünya polisi amerikanya soracaktı dimi;

-hayırdır hemşehrim duvar falan?!

-yok ya bişi. öte taraftan hamamböcekleri,kan seven keneler,sivri sinekler felan geliyor. ilerde önünü alamayız bunların diye set çektik.sonra gözetleme kuleleriyle belli aralıklarla nöbetçi koyduk, süne zararlısını gördüler miydi tak diye eziveriyorlar.:clown:



komik değil mi:mut:

masal işte.

almanlar da vaktiyle bir masal anlatmıştı dünyaya. doğu batı diye ayırdılardı 50 km duvarla koca memleketi!

hani uzakdoğulu çekik gözlü dostlar pek hazetmiyor ya dış ülkelerle ilişki içine girsin, onları kültürleri ülkelerinde seslensin falan. aslında dünya üzerinde haritaya bakarsanız, konum itibariyle kendini izole etmesi en şart memleket Türkiye gibi duruyor! Lafa geldi mi sallarız ya hep: aslında bu memlekette herşey var, kendi kendine yatebilir ama işte...eeeh ehhh işte eh..

carcharias
04-09-2009, 16:28
görüntülü konuşmayla ilgili istatistikler


en çok görüntülü görüşme yapılan ilk 5 il:

1.Diyarbakır
2.Elazığ
3.İstanbul
4.Malatya
5.Trabzon

kaynak: turkcell

carcharias
04-09-2009, 16:55
birkaç da "memleketim" yapalım:mut:


http://i31.tinypic.com/21c5r34.jpg



ya neydi o öyle! çocukken herşeyin üstünde dantel. yok bir de elleyemezsin falan. aman kirlenecek aman bilmem ne olacak! abbooovv



http://i29.tinypic.com/2z9jul3.jpg






bu ablamıza da akıl fikir dileyelim artk ne diyelim!

http://i30.tinypic.com/28snehg.jpg








iyi bir tükan. ne ararsanız var. kontör bilem! herkesin kontür demesi... "count" tan gelse gerek. saymak."counter" sayaç. her ne haltsa işte:beurk:

http://i27.tinypic.com/29x6buw.jpg











ek iş:mut:

http://i31.tinypic.com/3g682.jpg










dershane yönetiminin duyurusu ve muhtemelen öğrencilerin düzeltmesi...

ustanın mıydı neydi, "bişeyin dediğini yap, yaptığını yapma!" hadisesi:

http://i30.tinypic.com/mwprwp.jpg

carcharias
04-09-2009, 19:14
http://habercininyeri.files.wordpress.com/2008/05/milliler.jpg




"Estonya ve Bosna galibiyetlerinin ardından futbolculara peşin olarak ödenecek.

kadroya çağrılacak futbolculara galibiyet halinde futbolcu başına 180 ile 200 bin dolar arasında bir rakamın denk geldiği vurgulandı."


football against the enemy


futbol güzel spor da, hani futbolu sadece futbol olarak bilenler için verdim bu haberi.kimse baba hayrına iş yapmıyor neticede. herhalde amerika 94 dünya kupasında olmalı. "Futbol asla futbol değildir"sloganı çıktı. küçük bir bilgi olarak geçelim ve başarılar dileyelim.

carcharias
04-09-2009, 19:34
küçük dostumuza geçmiş olsun diliyoruz. yapanlara diyecek lafımız yok. muhtemelen insan veya hayvan değiller, o sebeple bizi anlayamazlar...



http://i30.tinypic.com/ux8cj.jpg

Kafasına 30 santimlik ok saplandı..!

ABD'de, yaklaşık 30 santim uzunluğunda bir okla kafasından vurulan kedi ölmedi.

Kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen olayda, 30 santim uzunluğundaki ok, kedinin sağ gözünün üzerinden kafasına girip, kulağının önünden çıktı.

Tedavi altına alınan kedinin tam olarak iyileşeceği belirtiliyor.

Indiana eyaletinde meydana gelen vahşi olayda, yetkililer kediye saldırıldığı şüphesini dile getirirken, hayvanseverler derneği yetkilileri olayı korkunç bir trajedi ve mucize olarak niteledi.

carcharias
04-09-2009, 20:59
dizi falan izlemekten hazetmediğim için beyaz yeni programa, daha doğrusu yarışmaya başlıyordu ona bakayım, yeni şeyler öğreniriz falan dedik ama fos çıktı. metin uca nın yaptığı bir yarışma vardı,neydi unuttum da ismini şimdi. 1'er karşılıklı yarışmacı ve yanlarında 2'şer ünlü. toplam 3 er kişilik iki ekip yarışıyor.hafta içi çıkan gazete haberine göre falanca lafı hangi sanatçı söylemişmiş, şu çalan şarkı neymiş, sonra japonun birini çıkardılar. Türkçe bilmeyen. kulağına kulaklık takıp,çalan şarkıyı söylettiler.yarışmacılar hangi şarkı olduğunu bilsinmiş falan filan gibi tam bir fecahat! beyaz nasıl girdi bu işe vallahi bravo!


http://i28.tinypic.com/2dk0j9v.jpg

ortadaki kravatlı abimiz fen bilimleri hocasıymış. emine erdoğan ın da davetliler arasında olduğu 40. yılını kutlayan lideri sordular. hoca, Fidel castro deyince hafiften yarıldım tabi:clown: fidel castro-emine erdoğan. koskoca kaddafi dururken, dimi ya:mut:


saçma salak birşeydi işte. anca bu kadar tahammul edebildim

carcharias
05-09-2009, 00:30
serenler üstad dertlenmiş, iki kelam etmiş bir başlıkta da öyle farkına vardım... neyin mi? başka site olduğunun. eskiden aklımda olup şimdi yazmayan üyeler orda mı ola ki:notr: e o da bir ihtimal tabi. hazetmiyorum kalp kırmaktan. aslında insanlarla iletişim kurmaktan da imtina ederim. aman kırılmayım, aman kırılmasın falan filan.çok çeşitli başlıklarda yazmaktansa öyle arada başlık açtıkça kendi kendime saçmalayıp duruyorum. bu yazı denen hede var ya, bir yanlış anlaşıldı mı eyvah eyvah. yani meramını anlatacaksın diye çok çok düşünerek yazmak lazım. hani vatandaş karşında olsa jest-mimik falan birşeyler yaparsın da rahatla anlatırsın ama yazı öyle değil ki. ne anlatıyordum nereye geldik. neyse işte. hisse deyince üye olmazdan evvel de hisse net takipçisi olduğum için bu seviyeli insanların yorumları bana yeterli geliyordu, öyle aramadım da yani. "carcharias" diye hiçbir nick kaydı hiçbir yere de yapmadım zaten.ne borsa ne başka birşey. vaktiyle de neden bunu seçtiğimi anlatmıştım da... varsa da ben değilimdir. girip de bakamam gecenin bu vakti. üşenirim de şimdi. yatacağım zaten.

forum işi enterasan bir iş. mesela ben internet olayına bile hala emeklediğimizi düşünürken forumlar,konuşalım,konuşturalımlar falan kasıyor milleti. mesela haftada iki sefer 1 lira yatırıp iddaa oynamayı severim. maça oynuyorsun diyelim. maçla ilgili forumu açıyorsun. bakıyorsun ki çoğunluğun oynadığı takım mağlup gidiyor. "ulan roma senin gibi takımın anuna koyayım, sktir git o.ç. şerrefsizler ordusu bunlar, annzskm..." yani argoları açık açık yazacak değilim elbette ama anlarsınız,hiç olmadı tahmin edersiniz. yürümeyi bilmeyen çocuğa, araba kullandırmak gibi geliyor bazan bana bu forum işi. biz konuşmayı beceremiyoruz ki meramımızı yazarak anlatalım.

ya yaz yaz daha anlatacaktım meramımı da neyine anlatıyorsun be arkadaş. uzatmayım hadi ben uyudum hayırlı geceler.:wave:

carcharias
06-09-2009, 08:49
http://i29.tinypic.com/2vbwnd3.jpg


Mokgadi Caster Semenya, 800 metrede 1:56.72, 1500 metrede ise 4:08.01'Lik dereceleriyle altın madalyaya kazandı. Erkek olduğundan şüphelenip testlere alındı. Normal bir bayandan 3 kat fazla erkeklik hormonu bulundu.





http://i27.tinypic.com/15dqgjm.jpg

Bursaspor'un kendi sahasında Eskişehirspor ile yaptığı hazırlık maçı ilginç bir kavgaya sahne oldu. Yeşil-beyazlı kulubün bayan taraftarları olan ve aralarında rekabet bulunan "Yeşil inciler" ile "Dişi Timsahlar" grupları arasında tribünde sataşma yüzünden çıkan sözlü münakaşa tekme-tokat kavgaya dönüştü. Erkeklerinde karıştığı kavgayı kavgayı polis güçlükle ayırdı.

Bursaspor'un Türkcell Süper Lige verilen aradan yararlanıp Eskişehirspor ile kendi sahasında oynadığı ev sahibi ekibin 2-0 yendiği karşılaşma ilginç kavgaya sahne oldu. Yeşil-beyazlı ekibin bayan taraftarlar gruplarından "Yeşil inciler" ile "Dişi Timsahlar" isimli grupları hazırlık maçında Teksas grubunun oturduğu kapalı kale arkasında maçı izlediler. Karşılaşmanın ilk yarısının son dakikalarında bayan taraftarlar arasında laf atma yüzünden başlayan tartışma kavgaya dönüşünce bayan taraftarlar tekme tokat birbirine girdi. Daha sonra erkek taraftarların da karıştığı kavgayı polis güçlükle ayırdı. Bayan taraftarları güçlükle sakinleştiren polis trbünde aldığı önlemini artırdı.



------------o--

dişi timsahlar, benzerlik kurduğumdan değil ha yanlış anlaşılmasın. ne yiyip içiyorsanız bilmiyorum da biraz azaltın mahiyetinde yani.:mut:

carcharias
06-09-2009, 08:54
gözaltısını bilmem nesini bilmem de bilgi açısından paylaşalım istedim:

------------0--

İletişimde büyük gözaltı

Türkiye’de cep telefonu kullanıcılarının bütün iletişim bilgilerinin 5 yıl geçmişe yönelik olarak tutulduğu ortaya çıktı. GSM operatörlerinin tuttuğu bu bilgiler, gerektiğinde soruşturma ve davalarda kullanılıyor

ANKARA - Cep telefonlarına ilişkin kayıtların tutulması, son günlerde Ergenekon davasıyla birleşen Danıştay saldırısı olayı ile ilgili soruşturmanın genişletilmesi ve Bakırköy’deki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesi ile gündeme geldi. Bu iki olay kamuoyu tarafından bilinmeyen bir durumu ortaya çıkardı.

Daha önce istihbarat örgütlerinin mahkemelere başvurarak 3’er aylık dönemlerle iletişim detay kayıtlarını aldığı biliniyordu. Ancak Yargıtay’ın jandarmaya yönelik verilen Türkiye genelindeki iletişimin tespiti kararını hukuka aykırı bularak bozmasının ardından bu tür genel kararlar alınamıyor. İstihbarat örgütlerinin iletişimin izlenmesine yönelik kararları Türkiye geneli yerine il bazında almaya devam ettiği belirtiliyor.

Bu gelişmelere karşılık, herkesin iletişim bilgilerinin 5 yıl süreyle GSM operatörlerinde tutulduğu ve gerektiğinde kullanılması için ilgili makamlara verildiği ortaya çıktı. Buna göre GSM operatörleri, kimin kiminle görüştüğü, mesajlaştığı ve cep telefonunun baz istasyonu sinyal bilgilerini 5 yıl süreyle kayıt altında tutuyor. Baz istasyonu sinyal bilgileri yoluyla cep telefonu kullanıcılarının bulunduğu yerler de kayıt altında tutuluyor.

Kayıtlar operatörlerde saklanıyor

TİB Başkanı Fethi Şimşek, VATAN’a yaptığı açıklamada telefon detay kayıtlarının 5 yıl süreyle tutulması konusunda şunları söyledi:

“Ücretlendirmeye esas fatura bilgileri operatörlerde var. Operatörlerle aboneler arasında ilerde hukuki bir ihtilaf olması halinde kullanılmak üzere bunlar bu sürede tutuluyor. Bunların mahkemelerde delil olarak kullanılması ancak TİB aracılığıyla mümkün. Adli bir soruşturma sırasında mahkeme kararıyla ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcıların talebiyle bu bilgiler operatörlerden alınarak mahkemeye ve savcılığa gönderiliyor. Ancak bunlar iletişimin tespitiyle sınırlı. Yani kimin kiminle görüşüp mesajlaştığına yönelik bilgiler. İçerik yani ses kaydı anlamında bunlar tutulmuyor.”

Geçmişe yönelik dinleme var mı?

Şimşek, İstanbul’daki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesine ilişkin olarak da şunları söyledi:

“Herhangi bir mahkeme kararı olmadan TİB üzerinden dinleme yapılamaz. Bahse konu haber bu açıdan yanlıştır. Zaten dinleme TİB’de değil, Emniyet, Jandarma ve MİT’te yapılıyor. TİB’de yapılan mahkemelerin verdiği dinleme kararlarının hukuka uygun olup olmadığına bakmaktır. Zaten, herkesi dinleyerek konuşmaları kaydedecek bir teknoloji de TİB’de yoktur. Olsa bile mahkeme kararı olmadan kimsenin dinlenmesine izin verilemez.”

Kişisel verilerin gizliliğine aykırı

İletiŞİm hukuku uzmanı avukat Fikret İlkiz VATAN’a yaptığı değerlendirmede, iletişim bilgilerinin 5 yıl boyunca saklanmasının insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. İlkiz, “İletişime ait detay kayıtlarının 5 yıl boyunca tutulması tamamiyle insan haklarına aykırıdır. Çünkü insan haklarına göre kişisel verilerin gizliliği esastır. Ama bizdeki sisteme bakarsanız kişisel verilerin gizliliği kişiler için geçerli, öyle anlaşılıyor. Kolluk güçleri istedikleri gibi değerlendiriyorlar ama kişi bunlara ulaşamıyor” dedi.

İlkiz, bu uygulamaya karşı herkesin dava açma hakkı olduğunu belirterek “Bu konuda hukuki girişimde bulunmak isteyen vatandaş, öncelikle bilgi edinme hakkı çerçevesinde kişisel verilerin ne olduğunu sormalı. Eğer varsa ve tutuyorlarsa kişisel verilerin gizliliği konusunda dava açmalıdır. Bu dava hem bir hak ihlali nedeniyle tazminat davası şeklinde olabilir hem de kensidiyle ilgili verilerin imha edilmesi talebiyle açılabilir” dedi. İlkiz, bu konuda AİHM kararlarının da net olduğunu belirterek “AİHM kararlarına göre bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin (Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.) ihlalidir” dedi. İlkiz, AİHM’e dava açmadan önce iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini kaydetti.

“İşin kolayına kaçılıyor”

TelefonlarIn dinlenmesiyle ilgili olarak yapılan tartışmalarda ön plana çıkan siyasetçilerin başında MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir geliyor. İstanbul eski Emniyet Müdür olan Özdemir VATAN’a şunları söyledi: “Şu anda sizinle Gaziantep’teki evimin önünde konuşuyorum. Teknik olarak bunu tespit etmeleri mümkün. Bunu baz istasyonları kanalıyla yapıyorlar. Ancak bu bilgileri 5 yıl boyunca saklı tutuluyor olması iletişim özgürlüğü açısından sorunlar yaratıyor. Özellikle bu bilgilerin mahkemelerde delil olarak kullanılması konusunda şüphelerim var. Çünkü cep telefonu taşınabilir bir cihaz. Birisi sizin cep telefonunu taşıyarak suç işleyebilir. O zaman suçlu siz mi olacaksınız? İşte bu yüzden sanki silahınıza sahip çıkıyor gibi cep telefonunuza sahip çıkmanız gerekir. Ancak bakanın söylediği gibi sadece şekilsel değil içerik anlamında da dinlemeler olduğunu düşünüyorum. Bugün suçluluları yakalamak için cep telefonu kullanılıyor. Suçlularla mücadele için başka enstrümanlar da var. Bu, işin kolayına kaçmak.”

YÖNETMELİK NE DİYOR?

14 ŞUBAT 2007’de Resmi Gazete’de yayınlanan “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelik” 5 yıl saklanan bilgilerle ilgili şu bilgiye yer veriyor: “İletişimin tespiti: İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemlere bu ad verilir”

İngiltere’de 1 yıl, İtalya’da 5 yıl

Cep telefonları şirketlerinin müşterin özel bilgilerini belli bir süre de olsa saklaması, dünyada da çok tartışılan bir konu. Başta ABD ve İngiltere’de olmak üzere birçok ülkede birçok sivil toplum kuruluşu, özel şirketlerin ve devletlerin bu tür bilgilere ulaşmasını sert eleştiriyor. İngiltere’de telefon operatörleri, müşteri bilgilerini kanunların izin verdiği 1 yıl süreyle saklıyor. İtalya’da bu süre ise 5 yıl. 2006 yılından Avrupa Birliği üye ülkelere, vatandaşlarının cep telefonu bilgilerini 6 ay ile 2 yıla kadar süreyle saklanması ile ilgili kanun çıkarmalarını tavsiye etti. Ancak üye ülkelerin yarısı, bu tavsiyeye henüz uymuş değil.

Yasa 3 yıldır Meclis’te bekliyor

HERKESİN iletişim ve seyahatlerine ilişkin verilerin bu şekilde tutulmasını önleyebilecek bir kanun tasarısı ise 3 yıldır TBMM’de tutuluyor. “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı” 28 Temmuz 2006’da Meclis’e sevk edildi ancak, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra kadük olan tasarı Ekim 2007’de yenilendi. Tasarıda, kişisel nitelikteki verilerin tanımı yapılıyor ve korunması amacıyla idarî bir yapının oluşturulması hedefleniyor. Tasarıyla kişisel verilerin hangi hallerde kullanılacağı ayrıntılarıyla düzenleniyor ancak hukukçular bu tasarı yasalaşsa bile kişisel verilerin korunmasını tam anlamıyla sağlayamacağını savunuyor.

carcharias
06-09-2009, 08:57
http://w9.gazetevatan.com/newpics/news/050920092313355140087.jpg


‘Polis abi Tayyip Amca’nın uçağına yetiştir’

Cumhurbaşkanı Gül’ün oğlu Mehmet Emre Gül polise işte böyle seslendi

Türkİye-Estonya Dünya Kupası grup elemeleri maçı için İstanbul’dan Kayseri’ye giden Başbakan Erdoğan, dün 17.00’de Sabiha Gökçen Havalimanı’na geldi. Başbakan Erdoğan, VIP Salonu’nda Cumhurbaşkanı Gül’ün oğlu Mehmet Emre Gül’ü beklemeye başladı. Erdoğan’ın bekleyişi yaklaşık 25 dakika sürdü. Başbakan ile birlikte maç seyretmek isteyen Mehmet Emre Gül ise trafikte sıkışınca yolda bulunan 34 A 56663 plakalı “Motorsikletli Şahin Trafik Polisi”nin motorunun arkasına binerek herkesin şaşkın bakışları arasında havalimanına geldi. Başında kaskı olmayan ve Başbakan Erdoğan’ı daha fazla bekletmek istemeyen Mehmet Emre Gül koşarak VİP salonuna girdi ve başbakanlık uçağı DAP’ın havalandığı görüldü.

BORA YAŞAR
06-09-2009, 09:56
VİP hizmet dediğin böyle olur..:)

Kutlarım polisimizi.

Tüm geç kalan vatandaşlarımıza da sevabı karşılığı böyle bir hizmet verilse ne güzel olur..

Vatandaş-polis yakınlaşması sağlanır.

Motosiklet şartlarında biraz fazla yakınlaşma olsa da..


Bu devlet, yönetimin babasınının şirketi olsa, bu kadar kolaylık, bu kadar karşılıksız hizmet sağlanmaz..

Nerdeyse devlet bunlara altyapı, olanak ve hizmet sağlamak üzere bizim vergilerimizle kurulmuş ve çalışmakta diyeceğim..

100 milletvekili ve şu kadar bakanla maça gitti dün gece Erdoğan..

Geliş gidişi, arabalar, şöför ve korumalalrla, vatandaşa çektirilen eziyet hariç, kaça mal oldu acaba?

BOZKIR
06-09-2009, 09:56
.........................................

Askerliğim esnasında rütbeli komutanlarla beraber arada Diyarbakır köylerinde gezerken kış vakti ayağında plastik pabuçlar olan çocukları hatırlıyorum da. çorap dahi yoktu ayaklarında.heryer çamur falan... genel görüntü buydu.hatta bir keresinde hiç unutmuyorum, bir eşekle oynuyorlardı. inip biniyor,bazan hop düşüyorlardı. okullar perişan.tenekeden soba,üstü açık çatı,kırık tahta,asma kilitli var mı yok mu belli olmayan bir kapı ve dökükmüş sıralar...şehir merkezindeki okullar daha iyiydi tabi. yine unutamadığım anlardan birinde de lisenin birine gitmişiz, okulun boş olduğu zaman tabi. geziyoruz falan. bir kolidora girdik. sağlı sollu ve karşılıklı sınıf kapıları ardına kadar açıktı. en baştaki sınıfın kapısının yanına gittim biraz eğilip ortadaki (muhtemelen tekme ile açılmış) deliğe baktım. taaaa en son kapıya kadar,yani duvara kadar tüm kapıların ortasına delik açılmıştı.koridordaki en baştaki sınıf kapısının deliğinden,en son kapının deliğinin arkasındaki duvarı görebiliyordum.ardı ardına 5-6 sınıf kapısı aynen ortası delikti! bu dediğim 10 seneyi aşkın tabi.


Şimdi bu çocukların geleceği ne olacaktı bu sahiplenme olmasa bilemiyorum elbette ama Darüşşafaka'yı tebrik etmek yersiz. Yakışanı yapmış. umarız çocuklar da iyi birer ilim irfan adamı olur,vatana millete faydaları dokunur.


Aynı köyleri ege'de de bulabilirsiniz...Aynı okulu ve çocukları ..Aynı ayakkabıyı da...Çapa marka olan meşhurdur

"Yokluğun yoksulluğun yurdu yoktur"...E.Ç.

carcharias
06-09-2009, 11:02
hani meşhurdur, sevdiğimiz sesler diye ayırmışlar ya;

su sesi, kadın sesi,para sesi... var mıydı başka şimdi gelmedi aklıma.

köyden indim şehir diye bir film vardı.


http://i31.tinypic.com/acekjn.jpg

Saffet, Himmet, Hayret ve Gayret

zeki alaska-metin akpınar,halit akçatepe ve allah rahmet eylesin Sunal Üstad. cast oldukça kalabaydı aklımda kaldığınca. bayan roller de kuvvetliydi. diyer yan oyuncular falan. baya da eğlenceli bir filmdi.



hani altınları bulunca zeki alasya "himmet ağa" saymak üzere oturmuş,önünde çil çil altınlar



http://i25.tinypic.com/5k13le.jpg

-doozbin dooz doksan dört, doozbin dooz doksan beş, dooz

derken ordan halit akçatepe sorardı

-himmet ağabey, araba da alcaz deel mi?

o bildik sırıtmasıyla cevap verirdi tabi

-he lan alacaz tabi oolum

-doozbin dooz... diye kalır.nerde olduğunu unutur,sonra altınları tekrar döker başlardı saymaya

-biiir, ikii, üüçç

sonra yine doozbin dooz doksan falan derken bu sefer Kemal sunal birşey sorardı,ona da cevap derken yine "bir,iki,üç" :he:



---------------0--

şimdi bu para sesi hadisesine amerikanyalı üniversiteler araştırma yapmış. ve olaya renk katmış:



http://i30.tinypic.com/213mzhi.jpg


Para saymak morali düzeltiyor

Şükretmekle değil ama para saymakla moralin düzeldiği bilimsel olarak ispatlandı


Mutsuz olduğumuzda elimizdeki güzel şeyleri düşünerek şükretmemiz gerektiği hatırlatılır. Minesota Üniversitesi ve Florida Üniversitesinin birlikte yaptığı araştırma sonucunda ise daha ilginç bir öneri ortaya çıkıyor; ‘senin olması şart değil, para say moralin düzelsin!'. Araştırma iki grup üzerinde yapılmış. Bir gruba 80 adet 100 dolar, ikinci gruba ise aynı sayıda hiç bir değeri olmayan kağıt parçaları verilmiş ve saymaları istenmiş. Sayma işlemi bittikten sonra para sayanların bilgisayar oyunlarında daha çok sayı yaptığı görülmüş. Araştırmanın diğer bölümünde ise bu iki grubun parmaklarını sıcak suya sokarak bekleyebildikleri kadar beklememeleri sorulmuş. Para sayanlar daha uzun süre sıcağa dayanabilmişler. Araştırmanın son bölümünde ise gruplara psikolojik gerilim filimleri izletilmiş. Filim sonunda en az strese uğrayan grup para sayan grup olmuş.

--------------0--

sanırsam ki insanın başına kötü birşey gelse,gelecek de olsa elindeki parayı sayarken(zaten bir de yüklü miktarsa) kendine güveni geliyor olabilir. yani bu para denen hede ne kadar çoksa o kadar güçlüsün.kalan herşey gelir geçer. hatta "aldığım darbelerin büyük kısmını parayla en aza indirebilirim" diye düşünüyor olabilir mi diye aklıma getiriyorum. Yani psikolojik olarak bilinçaltı falan deyip dururuz ya, adam elindeki çokça parayı saydıkça bilinçaltındaki güven duygusu da kıpraşıyor mu ne! varsa paranız çıkarın sık sık sayın:)

Von
06-09-2009, 11:11
Filim sonunda en az strese uğrayan grup para sayan grup olmuş.


Böyle olsaydı borsacılar arasında stresden bu kadar çok ülser ve reflü çıkarmıydı acaba diye de düşünmek gerek ama :)

carcharias
06-09-2009, 11:15
bahsettiklerinizin hepsi KY zaten. hiçbiri kazanamamış ki neyini saysın:he: atıyorum 7-8 liradan elinde hisse varsa ve şu an 5 liraysa adamda reflü olmuş ne olmuş ki. allah vermesin kanser olur insan!

BORA YAŞAR
06-09-2009, 11:20
Böyle olsaydı borsacılar arasında stresden bu kadar çok ülser ve reflü çıkarmıydı acaba diye de düşünmek gerek ama :)

Onlar parayı görmüyorlar bile..:)

Bu para sayıcılara gerçek örnek veznedardır..

Bankalarda da hemen her memur yapmakta..

Ama bir de para sayma makineleri çıktı ki.. İşin zahmetini yok ederken demekki yararlı kısmını da ortadan kaldırdı..:he:

carcharias
06-09-2009, 11:25
Bora ağabey;
veznedar demişken; insanın veznede sayacak kadar para sahibi olması ve bunu saymasıyla, başka birinin ne bileyim bir bankanın parasını saymak arasındaki psikoloji çok farklı olsa gerek. Yani düşün ki tam 1 milyon dolar para var önünüzde duran. sizin olduğu için zevkle saymanızla, başkasının olduğu ve saymak zorunda olduğunuz arasındaki farkı düşünmek gerek:)

BORA YAŞAR
06-09-2009, 11:42
Bora ağabey;
veznedar demişken; insanın veznede sayacak kadar para sahibi olması ve bunu saymasıyla, başka birinin ne bileyim bir bankanın parasını saymak arasındaki psikoloji çok farklı olsa gerek. Yani düşün ki tam 1 milyon dolar para var önünüzde duran. sizin olduğu için zevkle saymanızla, başkasının olduğu ve saymak zorunda olduğunuz arasındaki farkı düşünmek gerek:)

Olayı şimdi çözdüm.:he:

Yani bu olay sadece parası olan zenginler için..

Hatta borcu olmayıp da parası olanlar için..

Düşünün..

Bir milyon gaymeniz var..

Bunun 970 binini, borcunuz karşılığı birine sayarken o kadar da yarar sağlıyamazsınız yukarıda anlatılanlar açısından..

Aynen senin şu Zeki Alasya - Metin Akpınar filmindeki gibi olmalı..(O da altındı ya neyse)

Mesele anlaşılmıştır..

Son derece mikro bir duruma indirgendiğinden, şu kriz de dikkate alınırsa, kıymeti harbiyesi kalmamıştır..:he:

Sevgiler..

carcharias
06-09-2009, 12:39
AJDA PEKKAN: Hiçbir vesikalık fotoğrafında birbirine benzememe rekoru...


MUSTAFA TOPALOĞLU: Uzaya çıkmamış tek uzaylı olma rekoru...


B. ECEVİT: En seri başbakan olma rekoru...


HÜSAMETTİN ÖZKAN : En iyi yardımcı oyuncu rekoru..


S. DEMİREL : 40 yıl ülkeyi yönetip hiçbir terslikten sorumlu olmadığını
söyleyip umut olma rekoru...


T. ÇİLLER: Bir cümle içinde en çok pot kırma rekoru...


HÜLYA AVŞAR: Bir koltuğa bir bostan sığdırma rekoru...


M. BÜYÜKERMAN : Konusu her ne olursa olsun her soruya mankenlerden bahsederek yanıt verme rekoru...


ERKAN MUMCU: En hızlı çıkış , fırça yeme ve en hızlı özür dileme rekoru...


05 EDİ : Herkesle kavga edip sevilmediği halde , fenerlilerin oylarıyla yarışma kazanma rekoru...


VJ LER: 10 dakikada 20 kere evet ile başlayan cümle kurabilme rekoru...


VATANDAŞ: Batan bankaları vergileriyle kurtarma rekoru...


HINCAL ULUÇ : Maydanoza en çok benzeme rekoru...


FATİH TERİM : İtalyada bir yıl içinde iki kere tahta geçip iki kere tahttan indirilen tek imparator olma ve sadece mimiklerini kullanarak bir maçı 90 dk. anlatabilme rekoru...


MEDYA : Her dalda en olma rekorunu medya kırdı...


ORHAN PAMUK : En çok sattığı halde en az okunma rekoru...


BÜLENT KORKMAZ VE HASAN ŞAŞ : Futbol oynamak yerine yeşil sahada hakemle konuşma rekoru....


MUSTAFA DENİZLİ : Hiçbir maça aynı kadroyla çıkmama rekoru...


RAPAİÇ : En uzun adale sakatlığı geçirme rekoru...


REHA MUHTAR : Yetişkin ve sağlıklı bir sığırı 4 soruda yere yıkma rekoru..


BANU ALKAN : Şarkı söyleyerek bir göl dolusu kurbağayı kaçırma rekoru...





falan filan diye bir liste dolaşır durur nette.



http://i32.tinypic.com/245n6e1.jpg

http://i30.tinypic.com/2lnkfb5.jpg

geçenlerde 5.5 gün su altında kalmayı başarıp rekor kıran biri vardı. bu dünya rekorları konusunda bazan saçma da gelse insanların sınırlarını çizme ve datalar elde etme açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. yani mesela bana ne boynuyla bilmem kaç tane çember çeviren adamdan, bana ne en uzun süre öpüşme rekorundan diyebiliriz ama bunlar aslında birer data olarak değerlendirilebilir elbette.

mesela Hamburg'da Tom Sietas, suyun altında 9 dakika kadar nefesini tutarak rekor kırmış. nasıl olmuş bilmiyorum ama olmuş yani.

kişisel olarak rekoru kıran kişinin aldığı yüzbinleri bir kenara koyarsak dediğim gibi sınırlar açısından faydalı.


misal, televizyonla ilgili bir hadise:

86 saat televizyonun başından ayrılmadı!

Hollanda'da 28 yaşındaki bir genç, 86 saat aralıksız televizyon izleyerek, bu alanda yeni bir dünya rekoru kırdı.

Tilburg kentinden Efraim van Oeveren adlı genç, Hilversum kentindeki televizyon binasında üç arkadaşıyla birlikte girdiği rekor denemesini dün gece tamamladı.

Özel radyo-televizyon yayın kuruluşu Veronica'nın düzenlediği rekor denemesine katılan üç yarışmacıdan ilki 40 saat, ikincisi 72 saat sonra çekildi.

Guinness Rekorlar Kitabına göre, önceki en fazla televizyon izleme rekoru 80 saat ile Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'den bir Hintliye aitti ve rekoru geçen Nisan ayında kırmıştı.

Rekor denemesine katılan yarışmacılar, saat başı beş dakika süreyle ihtiyaç molası yaptılar.

AA

-----o--

"gerçi bir dizi film serisi koysan ekrana bizimkiler bu rekoru rahatlıkla kırabilir " diyebilirsiniz fakat elimizde şimdi bu var:clown:

carcharias
06-09-2009, 14:43
http://i29.tinypic.com/xmo7ib.jpg

-la şşşş la oolum yeter la. tamamdır haydi öğle paydosu.dinlenelim accık

-he la. yorulduk yav. şööle oturalım da gölge de yok yahu.

-hallederiz oolum du bakim. lan kepçe.gel bakim indir şu kepçeyi,kadır kıçı heh:super:




http://i28.tinypic.com/2ivlhc4.jpg

-valla süper oldu salii aga:he:

-herıldın oolum ne sandın sen salii aganı! bakın şindi bi fıkra anlatçam

-eyi hadi annat da gülelim











http://i28.tinypic.com/1ymr9v.jpg

-şindi alman nazisi işgale başlamış, o memleket senin,bu şehir benim girip darmaduman ediyomuş.

-ooo, eeee!

-sonna bi kentin küçük bir kasabasına girmiş bunnar. toplamışlar kasabalıları meydana. kadınlar bi yana erkek bi yana..

-eee eee:beurk:

-ee si, demiş ki gomutanları; kadınların gözünü bağlaycaz. şeyini elleyip kocasını tanıyan serbest kalacak. geri kalanı dizecez kurşuna!


köyle de azgın bi hatun varmış

http://i26.tinypic.com/oj47md.jpg


sıra buna gelmiş.bakmış gomutan herkes eşini tanıyo. kendi askerini sokmuş sıraya. bağlamışlar gözünü kadının. tanı demişler kocanı.





kadın başlamış dokunmaya. kasabadaki erkekleri tek tek yoklamış;


http://i32.tinypic.com/dre06a.jpg


-bu değil, bu değil, bu da kocam değil bu değil... sıra askerleri ellemeye gelince daha ilk askerde "bu bizim kasabadan değil" deyivemiş laaa! :clown:

-:kahkah: abbovv bütün kasabayı biliyo muymuş ba ba ba :he::he:

carcharias
06-09-2009, 14:56
http://i32.tinypic.com/2j14ys3.jpg

mesela bu tarz resimleri komik falan diye paylaşıyoruz fakat zamanında herkes kendinde olmayana özenmiyor mu sanki!







http://i31.tinypic.com/14jyflv.jpg

fazla zırlayınca kırmamışlar, aynen ben de babam gibi sabunlanıp traş olmuştum. ama tabi jilet takmamıştı babam :he:









ilk daha çocukluğum sırasında evdeki telefon çevirmeliydi. hani böyle tuşlu falan değil de parmağı ilgili numaradaki deliğe sokup çeviriverirlerdi. "çevirirverirlerdi" diyorum çünkü biz o zamanlar çocuğuz ya bırkalamayalım diye kilit taklılıydı. yani o kilit sayesinde numarayı çeviremiyorsun, o hesap yani. neyse efendim, telefon hem kullanılamaz durumda hem de boyumuzun yetişemeyeceği kadar yüksekle bulundurulunca biz de çocukluğumuzun bir bölümünü duşumuzun telefonuyla konuşarak geçirmiştik.



http://i32.tinypic.com/v7yut2.jpg

-alooovvv

carcharias
06-09-2009, 15:48
mekanımızda çeşitli konulardan bahsediyoruz. biraz ordan,biraz burdan... habertürk te "evrim teorisi" tartışılıyordu da ordan kaldı aklımda. ismi lazım değil, birisi bilgisayar için "dabbetül arz" dedi.

internet sözlüklerine baktım da ;

arapca dubb kelimesinden türemistir. dubb, "ayı" demektir. arz, "yer" demektir.
anlam butunlestigi zaman "yer ayısı" gibi algilanmaktadir lakin rivayetlere göre dabbet ül arz, ayi seklinde degil, yeryüzünde hicbiseye benzemeyen bi varliktir. görev olarak insanlari kötülüge sürükleyecek, katliam yapip kan dökecek.yine rivayetlere göre kiyamet kopmasindan hemen önce yerden cikacagi söylenmektedir.

-----------o--

antalya'da yaşadığım sırada dabbe diye bir film izlemiştim


http://i29.tinypic.com/24zbuxf.jpg


dünyada aniden yayılan nedensiz intihar vakaları, Amerika Birleşik Devletleri'nden başlayarak, Türkiye'ye sıçrar. Bir salgın hastalık gibi ilerleyen ölümlerin sırrı ise oldukça insanların yakınında çözülecektir. Din kitaplarında kıyamet ile ilgili zincirin kopacağı ve kıyamet alametini gösterecek Mehdi'nin doğacağı belirtilen İstanbul'da.

Korku türünde iddialı bir yapım olan "Dabbe", genel olarak dini bir mesaj taşımamakla birlikte kutsal kitaplardaki kıyamet alametlerinden yola çıkıyor ve interneti bir korku nesnesi olarak kullanıyor. Filmde korku karakteri ve kıyamet almeti olarak kullanılan Dabbetül Arz'a da yer veriyor.


------------o--

enterasandı. konu ilginç işlenmişti ama tabi günümüz şartlarında çok daha iyi çekilmesi gerekirdi fakat bütçe meselesi elbette.bir de yönetmenin ilk filmi miydi neydi. öyle birşey kalmış aklımda.

bu tür şeyler zaten ezelden beri insan ilgisini çekmiştir. sayısız şeytan filmleri,cinler,periler vs...


konu beni aştığı için sadece bahsetmekle bırakmak istiyorum. merak edenler "Bilgisayar Dabbetül Arz'dır" diye gugıl da aratsınlar. ben tırsıyorum:he:

dabbeyi arzı bilmem de bu intermet denen hede kredi kartı gibi. doğru kullanırsanız baya işe yarıyor ama herkesin niyeti de aynı değil ki...

hayırlısı bakalım neler göreceğiz daha...

asbest38
06-09-2009, 16:10
http://i25.tinypic.com/245xyci.jpg

schalke-freiburg maçını izledim Alman ligi bundesliga'da. ev sahibi takım ilk yarıyı 1-0 mağlup kapadı.maç da bu sonuçla bitti. tribünde seyirciler bardakla bira içiyor. normal tribün yani. vip bölümü falan değil. takım hata yapıyor,gol yiyor ve verilen tepki uuuuu! aaaa! nasıl olur tarzında. hadi olmadı, ıslık falan. yok yani bir taşkınlık.

Türkiye'de tribünde ise suyla sarhoş olduğumuzu düşünürseniz, maçlarda içilecek biranın servisinin serbest olması sonuçlarını varsın siz düşünün...

başka birşey bu. medeniyet mi, insanlık mı... ne derseniz artık. medeniyet mi, insanlık mı derken elbette tribünde bira içmeyi kasdetmiyorum. dediğim gibi başka birşey bu.

"hiç mi olay olmuyor kardeşim yabancı ülkede!". oluyor tabi,olmaz mı. onun bile adabı var,yöntemi var. uzun uzadıya anlatıp uzatmayım. var işte birşeyler.

düşünün; dortmund gibi ligin vasat bir takımı tam 50 bin 675 tane kombine sattı!

biz, futbol sevgimizden bahsediyoruz ama görünen o ki tam bir futbol katiliyiz. spor olduğunu zaten aklımıza bile getişrmiyoruz. tamamen rekabet kısmıyla ilgiliyiz. sevdiğimiz takım herzaman yenmeli. geriye kalanların hepsinin allah belasını versin. ben de söyleniyorum ama ne olursa olsun kendini bilmek güzel şey ya...

tüm takımların başındaki yöneticilerin, sonra medya nın, sonra da taraftarın allah müstehakını versin ne diyeyim...cehaletin de köküne kibrit suyu!

Bir futbol sever olarak degisik ulkelerde degisik stadlarda maclar izledim.

ama hic bir stad shalke stadi kdr zevk vermiyor...

carcharias
06-09-2009, 17:49
bir kara şimşek maykıl nayt ve arabası kit vardı, bir voltran, bir de himen.

ayrıca ayakkabısından radyo, bokundan bomba yapan bir abimiz vardı hatırlarsanız. Benim çocukluk dönemime tekabul eder, kimilerinizin gençliğidir.

mak gayvır...


http://i32.tinypic.com/91kv8z.jpg



tnt te haftasonu kuşağında veriyorlar da nedir falan diye merak ettim. e tabi yıllara meydan okumak manasız.



http://i26.tinypic.com/5uqq2q.jpg

sanırsam çok yaşıtıma elektronik uzmanlığı hevesi de yaratmış kişidir.

carcharias
06-09-2009, 17:55
mak gayvır bakalım derken bir iki nostaljiye de denk geldik, asalım da ziyan olmasın


tarkan ın ilk çıkardığı albüm

http://i26.tinypic.com/kcb5y.jpg


bu da serdar ortaç

http://i29.tinypic.com/amys2e.jpg

carcharias
06-09-2009, 17:58
serdar'ı bilmiyorum da tarkan başta dişler derken ağız burun bir modifiye durumu olmuştu sanırsam

http://i26.tinypic.com/16av0oj.jpg

http://i29.tinypic.com/23h0kfs.jpg

carcharias
06-09-2009, 20:43
hadi hazır ünlü falan demişken iki üç de makara yapalım...


http://i30.tinypic.com/n3p5wp.jpg


http://i25.tinypic.com/zxjih4.jpg


http://i30.tinypic.com/23rrh4w.jpg


http://i30.tinypic.com/5zfp1d.jpg

Von
06-09-2009, 22:12
Hilal Cebeci'ye kahkaha attım :D

Elinize sağlık ! :bravo:

carcharias
07-09-2009, 11:42
sinemayla ilgili en korkutucu denyo çocuklarla ilgili bir liste yayınlanmış da yıllar evveline gittim. Çocukluğumda izlediğim onca filmden ilk izlediğim korku filmi "operadaki hayalet" filmi idi. Belki ondan evvel de korku filmi izlemiştim ama ilk dememin sebebi bunun bir korku filmi olduğunu yayından önce öğrenmiş olmamdı. o güne kadar hiçbir filmi "korku filmi" olduğunu bilerek izlememiştim:clown:

iki gün babamın kapıda beklemesiyle lavaboya gitmiştim. tırstım yani baya baya:he: en azından ilk izlediğim korku filminin bu olduğunu biliyorum şimdi. Dediğim gibi, acaba bir tesadüf eseri korku filmini olduğunu öğrendiğim için mi bu kadar tırstım,kendimi motive ettim bilemiyorum ama fredi'nin kabusları filmine değin bu korku şeysini bana hatırlatan film olmamıştı.

-----------o--

http://i26.tinypic.com/hrzkgh.jpg


Ünlü İngiliz besteci Andrew Lloyd Webber'in ünlü müzikalinden uyarlanan "Operadaki Hayalet" tutkulu bir aşk üçgenini konu alıyor. Yüzü tanınmaz halde olduğu için bir hayalet gibi Paris Operası'nın altında yaşayan dahi besteci, operanın korosundaki genç Christine'e gizlice müzik dersleri verir ve zamanla güzel öğrencisine büyük bir aşkla bağlanır. Sahneye konulacak yeni operanın divası ani bir şekilde operadan ayrılınca, yapımcılar çaresiz kalırlar ve rolü Christine'e verirler. Performansıyla yıldızlaşan genç kadıni operanın genç patronu Vicompte Raoul'la ilişkiye girer. Bu, onun geldiği yerde büyük pay sahibi olan ustasını kıskançlık krizine sürükleyecek ve bu aşk üçgeni Paris Operası'nı derinden sarsacaktır.

------------o--


İşte şimdiye kadar en çok korktuğumuz çocukların 10 tanesi...


1-Damien (The Omen, 1976)

İçine şeytan girdikten sonra insanları güçleriyle öldürebilen Damien, Mia Farrow canlandırdığı korkutucu dadı karakterinin de katkısını alır arkasına. Zira o da şeytanın mürididir.

2-Bütün çocuklar (Lanetliler Kasabası / Village of the Damned, 1960)

Uzaylıların bir Amerikan kasabasının tamamındaki anneleri hamile bırakmasıyla doğan bir grup çocuk, küçük yaşlarda terör saçarlar. Telekinetik güçleriyle insanların korkulu rüyası olurlar. Bu yapıt, ‘korkunç çocuk’ meselesinin ilk ürünlerindendir.

3-Sadako ( Halka / Ringu, 1998)

Küçükken öldürülen Sadako’nun hayaleti Japon kültürüne göre geri dönüp arkasında bıraktıklarını temizlemekle görevlidir. Hideo Nakata’nın bu önemli filminde bu karakter, TV’nin içinden de monitörlerden de çıkabilecek kadar farklı güçlere sahiptir.

4-Chucky (Çocuk Oyunu / Child’s Play, 1988)

Kültleşen Chucky karakteri, aslında ‘metafiziksel slasher’ denince akla gelen en korkutucu şahsiyettir. Zira bir anda canlanan bir ‘oyuncak bebek’tir kendisi. Zamanla bir seri üretmesi de şaşırtıcı olmamıştır. Zira o zamanlar Freddy Krueger ve Candyman ile akrabadır.

5-Cole Sear (Altıncı His / The Sixth Sense, 1999)

‘Hayaletler görüyorum’ meselesiyle bir doktorun yardımına sığınan Cole, Haley Joel Osment’ın da Hollywood’a girmesini sağlamıştır. M. Night Shyamalan’ın yönetmenliğiyle sondaki sürpriz, onu korkutucu kontenjanına sokmuştur.

6-Toshio Saeki (Garez / Ju-on, 2002)

‘Gıpgri’ çizilmiş bir bebek olan Toshio, buradaki perili evin ‘çatı katı’ndaki ailenin oğludur. Böylece, aileden daha korkutucu olmayı becerir. Zira hiçbir şekilde beklemezken, bir anda gri makyajlı bir bebek çıkar karşınıza!

7-Charlene (Firestarter, 1984)

Drew Barrymore, küçükken farklı kılıklara girmişti sinemada. Bu da onun telekinetik güçlere sahip hali! Aman önleminizi alın!

8-Rhoda Penmark (The Bad Seed, 1956)

Bir ailenin en korkutucu çocuğu. Bu aileye girerken aman ha, birkaç dakika daha düşünün! Yoksa sonunuz fena olabilir.

9-Uzaylı bebek (It’s Alive, 1974)

Yeni bir bebek doğuran bir aile ve onun ‘uzaylı’ olmasını öğrenmeleriyle yıkılmaları. Tabii bebeğin tipini size de göstersek siz de korkarsınız orası kesin! Film, sinema tarihinin kült yönetmenlerinden Larry Cohen imzalı.

10-Gage Creed (Hayvan Mezarlığı / Pet Sematary, 1989)

‘Hayvan Mezarlığı’, Stephen King’in ‘zombi’ ve ‘hayalet’ meseleleri açısından sinema tarihine çokça malzeme üremesine yol açmıştır. Bu karakter de oradan çıkan bir ‘hayalet’tir ve son derece kızgındır!




pek çokları gibi benim de favorim çakiy.

http://i28.tinypic.com/8wdspj.jpg

carcharias
08-09-2009, 15:54
beni etkilemiş olan birkaç efsaneden genel kültür olaraktan bahsedelim...Öyle aklınızın bir köşesinde kalsın.


uçan hollandalı


http://img126.imageshack.us/img126/6330/82754444hp0.jpg


Efsanenin, bir geminin 1641’de Güney Afrika’daki Ümit Burnu civarında batmasıyla başladığına inanılıyor. Efsaneye göre, geminin kaptanı Van der Decken, Uzak Doğu’ya yaptıkları bereketli bir seferin ardından mutlu bir şekilde Hollanda’ya dönüyordu. Lakin Ümit Burnu’na yaklaştıklarında kaptanın aklına bir fikir geldi. Patronu konumunda olan EITC’ye, Afrika’nın tam ucunda mola vermelerini teklif edecekti. Böylelikle söz konusu nokta zamanla Hollanda ticaret gemileri için sürekli bir konaklama-takviye noktasına dönüşecekti. Bu parlak fikre öylesine kendisini kaptırmıştı ki, ufukta toplanan fırtına bulutlarını fark etmedi. Fırtınanın tam göbeğine düştüler. Saatler süren bir mücadele sonucunda tam kendilerini kurtardıklarına inanmaya başlamışlardı ki, büyük bir gürültü ile kayalara bindiren gemi, alabora olup batmaya başladı. Ölüme doğru sürüklenen Van der Decken’in son çığlığı; ‘Kıyamete kadar sürse de, bu Ümit Burnu’na döneceğim!’ olmuştu. Gemi karanlık sularda batarken, efsane de doğuyordu. O günden beri ne zaman Ümit Burnu’nda bir fırtına patlak verse, fırtınanın tam göbeğinde hayalet gemi Uçan Hollandalı ve güvertesindeki Van der Decken’in karanlık sular üzerinde yol aldığı anlatılır kulaktan kulağa. Özellikle denizciler, ‘Çok uzun süre bakmayın, yoksa feci şekilde can verirsiniz’ demeyi de ihmal etmeden, efsaneyi dilden dile aktarmaktan büyük bir zevk alıyor.

Bununla birlikte bugüne kadar birçok kişi hayalet gemiyi gördüğünü iddia etmekten de geri durmadı. Sözgelimi İkinci Dünya Savaşı esnasında bir Alman denizaltısının kaptanı hayalet gemi ile burun buruna geldiğini söylerken, 1881’de aynı iddiayı, henüz veliaht prensken bölgede yaptığı bir deniz yolculuğunun ardından İngiltere Kralı George V de dile getirmişti. Öte yandan bugün hangi Hollandalıya Uçan Hollandalı’yı sorsanız, ilk aklına gelen şey, ülkenin resmi havayolu olan KLM olur. Zira, bilinen en eski havayolu olan KLM, 1911’de kurulduğunda, tüm uçaklarının gövdesine ‘Uçan Hollandalı’ yazdırmış, reklam sloganı olarak da; ‘Uçan Hollandalı: Bir zamanlar efsaneydi, şimdi realite’yi seçmişti. Hollanda’nın efsanevi tenisçilerinden Tom Okker’a da, topları karşılamak için sık sık kort dışına doğru uçtuğu için, Uçan Hollandalı ismi takılmıştı.



üç perdelik de bir operadır aynı zamanda.

Uçan Hollandalı, bir efsanenin ve Wagner’in yaşamındaki bir dönemin buluşmasıyla ortaya çıkmıştır. Wagner, alacaklılarından kurtulmak için Riga’dan ayrılıp İngiltere’ye gitmek için şileple yola çıkar. Karşılaştıkları fırtına, onları Norveç fiyordlarında uzun süre mahzur kalmalarına yol açacaktır ve tasarım olarak gelişen “Uçan Hollandalı” operasının temelleri atılmış olur.

Daha önce bildiği bir efsaneden yola çıkan Wagner, bu öyküde en çok kendisinin kattığı düşünceyi sever: Hollandalı’nın üzerindeki lanetten kurtulabilmesi için bir kadının ona ömrünün sonuna kadar sadık kalması gerekmektedir.

Uçan Hollandalı, hatırlanamayacak kadar eski zamanlardan beri karaya hiç yanaşmadan denizlerde dolaşan lanetli bir gemiyle mahşer gününe kadar yedi denizde dolaşmak zorunda kalan Hollandalı’nın öyküsüdür.

Cehennemdeki tüm şeytanlara yemin eden Hollandalı, bu lanetten ancak bir kadının sadakati ile kurtulabilecektir. Kadınların sadakatine inanmayan şeytan, kaptanın her yedi yılda bir karaya çıkmasına ve evlenerek özgürlüğe kavuşmayı denemesine izin verir.

İskoçya’da bir tüccarın kızıyla evlenmek ister Hollandalı. Kızın evinde atalarından kalma bir tablodaki "Uçan Hollandalı" Kral Oranj’lı William çağında İskoçya'da görüldüğü zamanki Hollandalı’nın ta kendisidir. Kadın Hollandalı’yı görür görmez teklifini kabul eder ve ölünceye kadar ona sadık kalacağına söz verir.

Hollandalı gitmek üzereyken, kayaların üzerinde onu yolcu eden karısı: “Şu ana kadar sana sadık kaldım, ölünceye kadar da sadık kalacağım” diyerek dalgaların içine atar kendini ve kocasına verdiği sözü tutar. Böylece Uçan Hollandalı’nın üzerindeki lanet kalkmış olur.

Wagner’in eserlerinin çoğu, alışılmış opera süresinden uzundur. Bu uygulamada Wagner’in amacı, (izleyiciyi yormak ve sıkmak korkusuyla, uzunluktan kaçmanın yok edeceği) sürekliliği sağlamaktır. İzleyiciyi, sahnede sergilenen ve müzikle desteklenen dramatik hareketin içerisine sokacak ve “orada olduracak” olan sürekliliktir. Wagner’in bu süreklilik isteği, Uçan Hollandalı ile başlar.

“...Uçan Hollandalı ile, tanınmış bir efsanenin basit ve işlenmemiş taslağında mevcut olan bir konunun şairi durumuna geçmekle, yeni bir yol yeni bir yön seçmiş oldum.”

“Dramatik eserlerim konusunda her şeyden önce bir şairim ve şiirin tam olarak kavranmasını sağlamak için müzisyen oluyorum”

Wagner, kendini bir dramatik şair olarak görüyordu. Wagner bu eserinden sonra, müziğin, hem şiirlerinin doğmasında ona yardımcı olan, hem de şiirlerin ifadelendirilmesine aracılık eden bir güç olarak görüyordu.

“Bir tek dize yazmadan, bir sahneyi tasarlamadan önce, bestemin müzikal rayihasını teneffüs etmeye bayılıyorum... Şiir yazıldığı ve sahneler tertiplendiği zaman, opera aşağı yukarı tamamlanmış duruma gelmiştir.”

Wagner, eserinin metnini birinci planda dramatik amaç için yazmıştı şiirini, müzikal numaralara fırsat yaratmak için değil. Dramatik etkiyi göz önünde tutarak tertiplemişti ve bu şiire bestelediği müzik de, vokal ve melodik gösteri amacıyla değil, dramın desteklenmesi ve hareketli ve sözleri tamamlayıcı bir parçasını oluşturmak için hedeflenmişti.

Bu tamamen eskiye karşı “yeni”nin mücadelesini başlatmıştı.







Pandora'nın kutusu



http://www.atlantisresim.com/gd.php?src=ZGF0YS9DMzcxMTIuanBn



Pandora "tanrılar armağanı yada tandır" anlamına gelir. Anadolu mitolojisinde ilk kadın Zeus tarafından insanlığı cezalandırmak için hazırlandığına inanılırdı.


Efsaneye göre, Zeus kendinden ateşi çalıp insanlara veren Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a balçıktan yapılmış tanrısal güzellik ve zekaya sahip Pandora'yı eş olarak gönderir. Epimetheus kardeşinin tüm uyarılarına karşı Pandora ile evlenir. Zeus, Pandora'ya evlilik hediyesi olarak topraktan yapılmış, çömlek benzeri bir kavanoz (yanlış yapılmış bir çeviri sonucu kutu olarak anılmaktadır) hediye eder ama bu kavanoz asla açılmamalıdır. Bir süre sonra merakına yenilen Pandora, kavanozu açar ve içindeki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar... ancak son anda kutuyu kapatır bu da insanların içindeki "umut"tur.kötülüğün yayılmamış olması umudu. Pandora mutsuzluk ve dertlerin olmadığı dünyada yaşar fakat kadına özgü merakına yenilip kutuyu açar.Ama başka bir efsaneye göre de Pandora kutuyu açtığında dünyaya kötülük hakim olur ve Pandora kutuyu kapatırken de kutu Pandorayı esir alır...

Diğer bi hikâyede ise Haberci Tanrı Hermes Olimposa giderken sırtında çok uzaklara götürmesi gereken sandığı Pandora ve eşine bırakır. Pandora merak eder kutuyu açar kendine ve eşinin üzerine pişmanlık, kızgınlık, kibir vs. gibi kötü özellikler, yaşadıkları mutlu ormana vede bütün dünyaya türlü türlü kötü özellikler yayılır. Son anda Epimetheus sandığı kapatır. Sandığın içinden bi ses gelir.Sandıktan gelen cılz ses -Lütfen beni çıkarın . Dışardaki kötülüklerle ancak ben başadebilirim- der. Bu sefer Pandora ve eşi birlikte açarlar sandığı. Sandığın dibinde bir kelebek vardır. Sandığın içindeki kelebek de Umuttur.










Kassandra


http://upload9.postimage.org/349848/200px_Cassandra1.jpg



Psikolojide, geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumuna Kassandra Kompleksi ismi verilmektedir.


Kassandra Yunan mitolojisinin bir kahramanıdır. Truva'nın son kralı Priamos'un kızı olarak savaşı yaşamış ve etrafındakileri hem savaştan dolayı, hem de Truva atı'nın getirdiği tehlikeden dolayı uyarmaya çalışmıştır, ancak onu dinleyen olmamıştır.

Christa Wolf Kassandra'yı önemli ve dünyaca ünlü bir eserinde ön plana çıkarmıştır.

Kassandra'nın en büyük arzusu geleceği bilmek ve rahibe olmaktı. Tanrı Apollon görür görmez bu güzel kızdan çok etkilendi ve ona bir teklif sundu; Kassandra onunla birlikte olursa ona geleceği görme yeteneği verecekti. Kassandra bu teklifi kabul etti. Apollon, Kasandra' nın ağzına tükürdü ve Kasandra geleceği görme yeteneğine sahip oldu.( Anadolu' nun pek çok yöresinde büyüklerdeki iyi hasletlerin küçüğe geçmesi için de aynı ritüel uygulanmaktadır.) Ama Apollon ile birlikte olmadı. Bakire bir rahibe olma isteği Apollon'a verdiği sözden daha ağır basmıştı. Bir rivayete göre de aslında en başından beri Apollon ile birlikte olmaya niyeti yoktu, sadece geleceği görme yeteneği almak için Apollon'u kandırmıştı. Apollon bu duruma çok sinirlendi ve Kassandra'yı lanetledi. Lanete göre; Kassandra geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktı. Ve asıl ağır darbe; asla rahibe olamayacaktı. Tam tersine bir kadın olarak aşağılanacaktı. Gerçekten de öyle oldu. Truva Savaşı'nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen kimseyi gördüğü şeylerin yaşanacağına inandıramadı. Çaresizlikle savaşın başlamasını ve bitmesini izlemek zorunda kaldı. Olacakları bilmene rağmen onları engelleyememek ne acı bir duygudur. Dahası, Agamemnon tarafından esir edildi ve onun cariyesi olmak zorunda kaldı. Bu rahibe olma hayali kuran bir genç kız için yaşanabilecek en kötü kaderdi. Ama belki kaderin cilvesi olarak bu yaşadığı durum yine bir kadın tarafından sonlandırıldı. Truva'ya savaşmaya giden Agamemnon'un karısı boş durmamıştı. Aşığı ile kocası ülkeye döndüğünde onu öldürmek için bir plan yaptı. Büyük bir zafer kazanmış olarak Kassandra ile ülkesine dönen Agamemnon'un gemisi karısının görevlendirdiği askerler tarafından Yunanistan açıklarında durduruldu. Agamemnon, aralarında Kassandra'nın da bulunduğu cariyeleri ve Agamemnon'u savunan askerler öldürüldü.

yusufum01
08-09-2009, 19:16
Tebrik ederim harika bir topik olmuş gerçekten gülmekten kırıldık....

carcharias
08-09-2009, 23:23
değerli ziyaretiniz için teşekkür ederim yusufum01. takdiriniz için ayrıca elbette...
arada sırada hatırlatalım da sadece komik konular niyetiyle giren arkadaşlar "ne umduk,ne bulduk" moduna geçmesin diye çeşitli vesilelerle not düştüm. arada kendi kendime zırvalamak da hoşuma gittiği için daha evvel açtığım iki başlığa nazaran bu farklı ve genel olsun istedim. Hani biraz nasıl eserse öyle olsun gibisinden. bu vesileyle ziyaret eden herkese teşekkür etmek isterim.

carcharias
09-09-2009, 16:42
http://i30.tinypic.com/5cabd1.jpg

"e ama dünyanın neresine gitsen böyledir" denebilir ama konduramıyorum ne bileyim. yazık yazık. nedir yani. kim dükkanının, malının böyle yağmalanmasını ister de yağmalama hakkını kendinde görür! vallahi böyle afetlerin olması insanın "insan"lığını ortaya koyuyor. televizyon kanalım olsa her akşam bu insanlarla başlarım habere. 6 ay boyunca bu insanları gösterir olmayan insanlıklarından utanmalarını dilerdim. yarın git bunların dükkanını yağmala, pompalı tüfekle kovalar seni!

carcharias
09-09-2009, 18:57
mekanımızda yaşadığımız felaketten bahsedelim biraz...

kişisel gözlemime dayanarak söylüyorum ki istanbul'da yağmur falan yağmadı aslında. neden bahsediyorum izah edeyim;

Yıllarım istanbul'da geçti ve sonra 4 seneyi aşkın Antalya'da yaşadım. yağmurla orda tanıştım. "Aman Allahım bu ne bu" dedim ilkinde. sanki kıyamet falan kopuyor! gök patlıyor. şimşekler eyvah eyvah! gümbürt paldırt. Antalya'da yaşayan sevgili sevgilime sarıldım öyle korktum:beurk: "ya burda hep böyle falan filan" diye teselli de çaba etmedi. Eşek kadar olmuş,hala sünger bob izleyen adama izah edemezsin tabi.

yani dakikalar geçti sular seller. imkansız yani öyle yağış hiç yaşamadım. ve hemen her sene de oluyor yani. Antalya'lı dostlar okursa anlatsın.

eğer ki bu şahit olduğum yağmurlar buraya yağsa-ki günler sürüyor!- emin olun böyle 20-30 falan ölü sayısına şükredebilirsiniz. Allah esirgesin.

ben böyle aval aval bakınırken "nooluyo" diye söylenirken bizim sevgili sevgilimiz bir hikaye anlatmıştı:

bir zamanlar antalya' ya bir kadı tayin edilmiş.eşyasını falan arabaya yükleyip antalya' ya gelmiş.öyle yolda şen şakrak lay lay antalya ya girmişler.Tam aracı parketmiş, arabadan ineceklerken birden yağmur bastırmış. ama yani, öyle böyle bir yağmur değilmiş çok çok şiddetliymiş. kadı arabada beklemiş " yağmur kesilsin de inelim " demiş. Gel gör ki yağmur hiç dinmeden günler ve geceler boyu sürünce, kadı da arabada mahsur kalmasın mı! "Bu ne yav!durmam ben bu memlekette demiş ve kaçmış!"


bir ara kadı, antalya'lı biriyle karşılaşmış da sormuş "hala sürüyor mu yağmur?" diye!

o zamandan beri bu yağmurlara kadı kaçıran yağmurları denmiş. ben o zamanlar antalya yerel tv leri izler,kentten haberler alırdım. Ne zaman kadı kaçıran yağmurları başladı dediler mi "hah sıçtık!" diye evden çıkmazdım. Günlerce yağardı.düşündüm de vallahi irkildim yine!

benim hatırladığım öyle taşkın falan haberi de olmadı ama yani kafana kafana öyle yağar ki, bir arkadaşla yolda denk geldik ve şemsiyem dağıldı!

baya baya zorladım hafızamı ama inanın hatırlayamadım. ben böyle taştı,öldü falan diye haber hatırlamıyorum.

REST
09-09-2009, 19:05
http://i30.tinypic.com/5cabd1.jpg

"e ama dünyanın neresine gitsen böyledir" denebilir ama konduramıyorum ne bileyim. yazık yazık. nedir yani. kim dükkanının, malının böyle yağmalanmasını ister de yağmalama hakkını kendinde görür! vallahi böyle afetlerin olması insanın "insan"lığını ortaya koyuyor. televizyon kanalım olsa her akşam bu insanlarla başlarım habere. 6 ay boyunca bu insanları gösterir olmayan insanlıklarından utanmalarını dilerdim. yarın git bunların dükkanını yağmala, pompalı tüfekle kovalar seni!

Yurdum insanı ..:cool:
Sever böyle beleş olayları..
Yeri geldiğinde Alır kömürü-erzağı...yapar gereğini...
İstanbul da bulmuş..yağmalayacak..pardon..emanet alınacak mallar..:beurk:
Kaçırmaz.
Bu olay ihtiyaçtanmı kaynaklanır..
Yoksa..
Beleş olaylara alışmaktanmı..alıştırılmaktanmı..
Bilemedim.:cry:
Selamlarımla...REST

carcharias
09-09-2009, 19:53
http://i30.tinypic.com/2mea3r7.jpg


elinde selin taşıyıp sağa sola saçtığı mallar var. muhabir diyor ki "ne yapıyorsunuz, bu yaptığınız yağmadır" cevap aynen şöyle:

"insanlar oruç tutmuyor allah ceza veriyor!"

carcharias
09-09-2009, 20:49
http://i26.tinypic.com/16j0lfd.jpg


Evine kurt girdi!

Süper dede kurtla boğuşarak torunlarını kurtardı

Erzincan merkeze bağlı Mollaköy beldesine inen kurt, bir eve girip 3 çocuk ve dedelerine saldırdı. Torunlarını korumak isteyen 80 yaşındaki Dursun Çelik, öne atılıp kurtla bir süre boğuştu. Ellerinden yaralanan yaşlı adam, kurdu, boğazını sıkarak kaçırmayı başadı. Yaralanan Dursun dede, komşuları tarafından hastaneye kaldırıldı.

carcharias
10-09-2009, 10:28
mekanımızda yaşadığımız felaketten bahsedelim biraz...

kişisel gözlemime dayanarak söylüyorum ki istanbul'da yağmur falan yağmadı aslında. neden bahsediyorum izah edeyim;

Yıllarım istanbul'da geçti ve sonra 4 seneyi aşkın Antalya'da yaşadım. yağmurla orda tanıştım. "Aman Allahım bu ne bu" dedim ilkinde. sanki kıyamet falan kopuyor! gök patlıyor. şimşekler eyvah eyvah! gümbürt paldırt. Antalya'da yaşayan sevgili sevgilime sarıldım öyle korktum:beurk: "ya burda hep böyle falan filan" diye teselli de çaba etmedi. Eşek kadar olmuş,hala sünger bob izleyen adama izah edemezsin tabi.

yani dakikalar geçti sular seller. imkansız yani öyle yağış hiç yaşamadım. ve hemen her sene de oluyor yani. Antalya'lı dostlar okursa anlatsın.

eğer ki bu şahit olduğum yağmurlar buraya yağsa-ki günler sürüyor!- emin olun böyle 20-30 falan ölü sayısına şükredebilirsiniz. Allah esirgesin.

ben böyle aval aval bakınırken "nooluyo" diye söylenirken bizim sevgili sevgilimiz bir hikaye anlatmıştı:

bir zamanlar antalya' ya bir kadı tayin edilmiş.eşyasını falan arabaya yükleyip antalya' ya gelmiş.öyle yolda şen şakrak lay lay antalya ya girmişler.Tam aracı parketmiş, arabadan ineceklerken birden yağmur bastırmış. ama yani, öyle böyle bir yağmur değilmiş çok çok şiddetliymiş. kadı arabada beklemiş " yağmur kesilsin de inelim " demiş. Gel gör ki yağmur hiç dinmeden günler ve geceler boyu sürünce, kadı da arabada mahsur kalmasın mı! "Bu ne yav!durmam ben bu memlekette demiş ve kaçmış!"


bir ara kadı, antalya'lı biriyle karşılaşmış da sormuş "hala sürüyor mu yağmur?" diye!

o zamandan beri bu yağmurlara kadı kaçıran yağmurları denmiş. ben o zamanlar antalya yerel tv leri izler,kentten haberler alırdım. Ne zaman kadı kaçıran yağmurları başladı dediler mi "hah sıçtık!" diye evden çıkmazdım. Günlerce yağardı.düşündüm de vallahi irkildim yine!

benim hatırladığım öyle taşkın falan haberi de olmadı ama yani kafana kafana öyle yağar ki, bir arkadaşla yolda denk geldik ve şemsiyem dağıldı!

baya baya zorladım hafızamı ama inanın hatırlayamadım. ben böyle taştı,öldü falan diye haber hatırlamıyorum.



dün bahsettiğim konu bugün antalyalı yerel bir televizyon tarafından konu edilmiş. metni aynen kopyaladım. biz bahsettik ya şimdi, birdahaki yağmura antalya sular altında kalır artık:beurk:



Marmara'nın değişik bölgelerinde meydana gelen sel felaketi onlarca can kaybına neden oldu. Bu felaket, tüm ülkede büyük üzüntü yarattı. Peki aynı miktarda yağmur Antalya'ya yağsa ne olurdu? Aslında Antalya, bu miktardaki yağmur ve daha da fazlasını defalarca gördü ve daha az hasarla atlattı. Çünkü Antalya, çok daha fazla yağmuru kaldırabilecek bir yapıya sahip. Kentte daha geçtiğimiz şubat ayında metrekareye 221 kilogram üzerinde yağış düşmüştü ve kimsenin burnu bile kanamamıştı. Peki bu nasıl olmuştu, cevabı haberimizde...

Bir çok kentte 1 yıl boyunca yağan yağmur miktarı Antalya'ya bazen bir günde yağıyor. Kentin coğrafi konumu, bitki örtüsü, toprağının çok geçirgen olması, zerzemin adı verilen yeraltı yapısı, güçlü yağmur suyu drenaj kanalları gibi unsurlar Antalya'yı yağmura son derece dayanıklı bir kent haline getiriyor.
Örneğin Marmara'da sel felaketine yol açan yağmur miktarı metrekarede 180 kilogram olarak ölçülmüştü. Bu miktar Antalya için sıradan bir yağmur olarak görülüyor. Çünkü Antalya, metrekarede 100 kilogramın üstünde yağmuru, belki de yüzlerce kez yaşadı. Çok değil daha geçtiğimiz kış, 25 Şubat 2009 tarihinde Antalya'ya 24 saat içinde 221 kilogram yağmur düştü.
Metrekareye 221 kilogram diğer illerle kıyaslandığında ise buna yağmur demek hafif kalıyor. Çünkü metrekarede çeyrek ton yağmur demek adeta göğün delinip oradan oluk oluk su akması anlamına geliyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi megapol kentlerde bile bu yağmurun üçte birinin yağması su baskınlarına ve bazen de sele neden oluyor. Antalya ise yağmurun bitmesinden bir saat sonra herşeyi unutuyor. Son 4 yıl içinde yapılan yağmur suyu drenaj kanalları da kentin altyapısını güçlendirdi ve Antalya su baskınlarını yaşamaz oldu.
Marmara'da sel felaketinin yaşandığı bölgelerde günde metrekare 50 kilogram yağması bile rekor sayılıyor.. Antalya'nın rekoru ise bunun çok çok üstünde. Meteoroloji'nin 1975 yılından bu yana yaptığı ölçümlere göre kentteki yağmur rekoru 1991 yılında kırılmıştı. 7 Aralık 1991 tarihinde Antalya'nın 24 saat içinde aldığı yağmur miktarı 228 kilogram ölçülmüştü.
Bu arada Marmara'daki sel felaketi hafızalara 6 yıl önce yaşanan olayları getirdi. 25 Aralık 2003 tarihinde Antalya merkeze bağlı Doyran Kasabası'nda meydaha gelen büyük sel felaketinde Akdamlar köyünde çobanlık yapan Hasan Negiz, Nuriye Negiz, İsmail Negiz hayatını kaybetmiş bu çobanların 10 koyunu de telef olmuştu. Aynı bölgede sel suları arasında mahsur kalan ortaokul öğrencisi Metin Özer ile onu kurtarmak için çalışan Büyükşehir Belediyesi kepçe operatörü Murat Mecek kepçenin devrilmesi sonucu ölmüştü. Kentte yaklaşık 32 trilyon liralık zarar meydana gelmişti.
Antalya'nın diğer bazı yağmur sınavlarını ise şöyle sıralamak mümkün: 22 Ocak 2003: Antalya'da 3 gün devam eden sağanak yağış sonucu, metrekareye 180 kilogram yağış düştü. 65 ev ve işyerini su bastı. 19 Ekim 2006: Kent merkezinde 24 saat içinde metrekareye düşen yağış 190 metrekareyi buldu. Bu yağış, Antalya'yı, ülke genilinde en fazla yağış alan bölge yaptı. Antalya ilçelerinde de ise en fazla yağışı Finike aldı. Finike'de 24 saat içinde metrekareye 158 kilogram yağış düştü. 18 Ekim 2006 Antalya il merkezine son 24 saat içinde mertrekareye 191 kilogram yağış düştü. Şiddetli yağış ve rüzgar nedeniyle bazı ağaç dalları elektrik tellerini kopardı. 31 Ekim 2006: 24 saatte metrekareye 200 kilogram yağış düştü. Araçlar trafikte ilerlemekte zorlandı.

carcharias
10-09-2009, 13:43
http://i31.tinypic.com/oqahpj.jpg











http://i27.tinypic.com/s5bu3c.jpg

-nasılsın sevgilim...

-iyiyim...biraz üşüdüm... daha yükselir mi dersin sular:arf:

-merak etme yanındayım,az sonra kurtarırlar bizi...Hem korkma nasılsa;










http://i25.tinypic.com/25rfgxw.jpg

-demişler ya, sultan süleyman'a kalmadı bu dünya...maykıl ceksın da ölür












http://i26.tinypic.com/293y7sz.jpg

-sen ben gibi sıradan muhittin de ölür...











http://i27.tinypic.com/1264rc7.jpg

-sıramız gelince yanar,toprağa karışırız...













http://i31.tinypic.com/28jzeiv.jpg

-şimdi ağlayacağız











http://i28.tinypic.com/23jitmo.jpg

-iki gün sonra hiçbirşey olmamış gibi herkes dalgasında...











http://i32.tinypic.com/16j3vb.jpg

-mühim olan, bu sınırlı hayatı rahata,kolaya çevirecek yöntemler bulmak...

carcharias
10-09-2009, 20:03
taaa çocukluğumdan beri duyduğum ettiğim bir hede. "atın intikamı" hadisesi...
bir mevzubahis olur tak "nınınınıııın,aha atın intikamı! der basar kahkahayı geçerler. hayatım boyunca dost sohbetinde kullanmak nasip olmadı yahu!

mesud ve bahtiyar bir at


http://i27.tinypic.com/sg7lmp.jpg












http://i29.tinypic.com/av3hhh.jpg

sağolsun başbakanımızın başına bir kazalar geldi de o zaman da baya makara edilmişti.











intikam mintikam derken şimdi de "derenin intikamı" oluştu.


http://i27.tinypic.com/15yexeg.jpg

Başbakan Erdoğan yanına 3 bakanını alarak yüz yılın afetini değerlendirdi. Erdoğan atasözünden yola çıkarak, "Derenin intikamı ağır olur" dedi.




haber bu şekilde. "atasözünden yola çıkarak" diyor. şimdi aldı beni bir düşünce! "lan, 'atın intikamı' atasözü falan mı yoksa!:düsün:"
başka bir söz olsa gerek. ben karıştırıyorum.

bir "el ağzına bakan,sel ağzına yuva yapar" vardı ama...

"eşeğe 'Cilve yap,' demişler", tekme atmış vardı ama konuyla ilgisi yok.

neyse,

ben de sayın başbakanın bu sözlerine, yani ortaya attığı tesbitlerden sonra aklıma şu atasözü geldi:

"Sivrisinek kavağın arkasına gizlenmiş; 'Ne yapıyorsun?' diyenlere, 'Kavak bana yaslanıyor,' demiş."


derenin intikamı, atın intikamı falan diye diye yıllar geçer de... seçmenin intikamı olacak mı hiç!

ümit yok değil mi:notr:


http://i25.tinypic.com/2wpjg3c.jpg






kısa bir ara verelim.az sonra kutu açmaya... pardon şurdan burdan yazmaya devam edeceğiz. kırmızı hissediyorum!


http://i26.tinypic.com/a43jar.jpg






geçenlerde en yaşanabilir şehirlerle ilgili liste verdiler hani. istanbul 4.falandı sanırsam. boka batan yer de istanbul, nişantaşı da...


biraz osuruktan teyyare yapalım ortamın havası değişsin.:clown:

hesaplamışlar etmişler, şöyle bir atasözü yazıvermişler:

"Uyuyanın oturana, dokuz osuruk borcu var. "

zenginlerin güzel bir özelliği varmış:

" Zenginin yorganı kalın olur da, osuruğunun kokusu dışarı çıkmaz"





Evinde karın çirkin ise,

Geçimin de bozuk ise,

Ne işin var ölü evinde;

Gir ağla, çık ağla.



Evinde karın güzel ise,

Geçimin de iyi ise,

Ne işin var düğün evinde

Gir oyna, çık oyna.

carcharias
10-09-2009, 21:28
dizi izlemekten hiç hazetmiyorum. "süper baba" vardı ama dizi değil resmen şiir gibi işliyordu. ve "perihan abla", "bizimkiler" tabi.

baya zorladım hafızayı. aklıma bir de 1990 lardan "gülşen abi" geldi. Haluk Bilginer, Nilüfer Açıkalın, Yıldıray Şahinler gibi isimler vardı. evet onu da beğenerek izlemiştim. yabancı olarak "malcolm in the middle" vardı. aile komedisi tarzında. bu dizi furyasında son dönem hiçbir diziyi izlemedim. lost izliyorum tnt de işte.

yazdıklarıma bakınca da hakatten dizi izlemiyormuşum anlıyorum. dizi falan değildi bunlar resmen sanattı!


şimdi neden yazdım bunu,

kanalları gezerken o ne bu ne diye, trt1'e denk geldim. baktım ekranın altında "ramazan güzeldir" diye bir yazı var. skeç falan sandım ama izledikçe içime sinmeye başladı.baya baya eğlendim. bittikten sonra neti açtım. günlük yayınlanıyor sanırım. yarım saat kadar sürüyor


http://i31.tinypic.com/v7qyqh.jpg

yani bu kadroyu,bu senaryoyu oluşturan ekibi tebrik etmezsem olmaz dedim. keşke hep ramazan olsaymış.neden saklamışlar bu prodüksüyonu bu kadar zaman vallahi pes. şaka bir yana gerçekten çok eğlendim izlerken. emeği geçenleri tebrik ediyorum.

carcharias
11-09-2009, 10:37
ara sıra arkadaşlar da istiyor.hissenet in ifadeleri çok güzel. bana eğlenceli gelen birkaç ifade ekleyeyim.belki beğenip ekleyen olur. sünger bob manyağı olduğum için :clown: onun el sallayan bir ifadesi vardı ama nereye kaydettim bulamadım


http://i32.tinypic.com/14ui42t.gif



http://i27.tinypic.com/x0uzxv.gif



http://i32.tinypic.com/124hp1k.gif



http://i26.tinypic.com/14tph7p.gif



http://i25.tinypic.com/w86u5s.gif

carcharias
11-09-2009, 15:39
http://i30.tinypic.com/4ktcax.jpg

http://i30.tinypic.com/htcl80.jpg

caster semenya


bu ablamız/abimiz 1991 doğumlu 800 metreci bir atlet. dünya şampiyonu oldu. iaaf tarafından cinsiyet testi istendi. ben de merakla bekliyorum test sonuçları ne çıkacak.gerçi "bayan olmasa ne diye katılsın ki, test yapılmayacağını mı düşündüler sanki" diye akıllara geliyor ama bakalım işte ne diyecek yetkililer.





http://haber.gazetevatan.com/newpics/news/110920091137385143442_2.jpg


Cinsiyeti belli oldu

Bugün yayınlanan raporlara göre dünya şampiyonu atlet Semenya'nın Hermafrodit, yani çift cinsiyetli, olduğu iddia edildi.

Altın madalya sahibi güney afrikalı Semenya'nın (18) hem kadın hem erkek cinsel organlarına sahip olduğu belirtiliyor.

MADALYA ELİNDEN ALINABİLİR

Semenya'nın 800 metrelik inanılmaz koşusunun ardından bu testleri isteyen Uluslararası atlet Federasyonu'na yakın kaynaklar, bu sonucun madalyanın elinden alınması anlamına gelebileceğini belirtiyorlar.

iddiaya göre Semenya'nın rahmi veya yumurtalıkları yok fakat vücudunun iç kısmında testosterone yani erkeklik hormonu salgılayan testisleri var.

Semenya'nın cinsiyeti konusunda yapılan spekülasyonlar büyük tartışmalara neden oluyor. Güney Afrikalı politakacılar bu tarz açıklamaları "ırkçı ve ayrımcı" olarak nitelendiriyorlar. Doğum belgesi genç kadının bir kız olarak dünyaya geldiğini gösteriyor ve yapılan idrar testlerinde normalin üstünde erkek hormonlarına rastlandığı halde bunun referans değerin çok üstüğnde olmadığı da bilniyor.

Uluslararası atlet Federasyonu'ndan bir kaynak bugün ." Semenya'nın çift cinsiyetli olduğuna dair artık kesin kanıt var. Fakat bu konu Afrika Atlet Federasyonu ve Güney Afrika ile araları bozuyor. Herşey kitabına göre yapılmalı. Bizim bulgularımızda bir kuşkuya yer yok. Yapılan birçok tetkik var. Tanı koyulması eskisine göre daha kolay. Bizim için şimdi asıl sorun, bunun artık çok özele girmiş olması. Yani artık "gerçek bir kadın" olmadığı konusu çok hasas.

carcharias
11-09-2009, 15:57
sitelerde dolaşan güzel espiriler var. birkaçını da burda verelim:

alın-verin, ekonomiye can verin:


http://i25.tinypic.com/10xhl42.jpg



http://i32.tinypic.com/532g1.jpg



http://i30.tinypic.com/5xkavc.jpg



http://i26.tinypic.com/2zq4sqp.jpg





bu da sel felaketine gönderme:

http://i28.tinypic.com/1znsqqo.jpg





bir de efsane açılımla ilgili güzel bir çalışma:

http://i31.tinypic.com/jphjkh.jpg



ilgili çalışmalarda düşünüp emek verenleri tebrik ederiz.

carcharias
11-09-2009, 19:23
http://i28.tinypic.com/2jg33ti.jpg

carcharias
12-09-2009, 22:31
http://i27.tinypic.com/i3uozs.jpg

son aylarda baya zorlandı alet. 5.kez yaktık uydu cihazını.antene talimiz bakalım pazartesiye kadar. kanal manal ayarlayamadık. yarışma mucidimiz...pardon, yurtdışından çakma yarışmaların başarılı sunucusu,yapımcısı..herneyse artık, acun bey yeni yarışmaya başlıyormuş.ben de burdan reklamasyon yapayım. osuruğundan bomba,bokundan boncuk çıkarabilen varsa mutlaka başvursun. Kelime oyunu mu,ironi mi ne derseniz artık... ismi de hoş: Yetenek sizsiniz Türkiye. "Beyin sizsiniz" de olabilirdi ama belki kızan eden olurdu. Anana(s)aldırdım bozuk çıktı,ayılık 5bin liraya boru(sana) girsin mi girmesin mi gibi abuk espiriler vardı ya... herhalde gönderme olsa gerek. kusturana kadar,kıyamete kadar defalarca yapılacak bir format.

iner misin,sabaha mı bırakırsın?!


neyse... varsa yeteneğiniz,gelin gösterin diyorlar işte.

"Yetenek sizsiniz Türkiye" yakındaaaa şooofff tivi deeee...


http://i28.tinypic.com/2hx9am9.jpg

carcharias
13-09-2009, 10:08
Nasıl geldik, öyle gideceğiz
Beşiktaş'lı doğduk,Beşiktaş'lı öleceğiz...




http://i27.tinypic.com/2rzeyaf.jpg



aynalarda gördüğümsün
ağladığım güldüğümsün
aynalarda gördüğümsün
çözemezler kördüğümsün sen
bir de bir kuş gökyüzünde
bak ne diyor son sözünde
yıkılma öyle
haydi kalk ayağa
yürü güneşe





http://i26.tinypic.com/5wdmp5.jpg












http://i28.tinypic.com/35lc5xf.jpg

kartal sana kurban olsun dedem.

carcharias
15-09-2009, 11:15
http://i26.tinypic.com/2psop5l.jpg

dün maç toplantısında sör alex ferguson u dinlerken yıllar evveline gittim. sör diyor ki " Türk taraftarlar bir enterasan. çok iyi destek veriyorlar. dahası, öğlen 12 de stada girip maç saatini bekliyorlar!"











http://i25.tinypic.com/vq1apd.jpg

alex hoca doğru söylüyor. yıllarca bizzat inönü de, samiyen de,kadıköyde az beklemedik öğlen saatinden akşam maça kadar. saçma sapan şeymiş işte. Elimizde köfte ekmek falan. bir pet şişe su. zaten stadların içinde satılanlar ateş pahası. öyle mal gibi saatlerce beklemişiz. şimdilerde kanallar falan çok tabi. avrupa maçlarını falan görüyoruz. adamlar neredeyse 15 dk kala gelip yerlerine oturup çekirdek çitleyip biralarını içerek maç seyrediyor. biz, garibim öğlen gel otur muhabbet et üç-beş arkadaş öyle bekle saçma salak!





http://i28.tinypic.com/20fajgg.jpg

carcharias
15-09-2009, 16:29
Vatandaş için yeni gelir kapısı! 8 bin TL'ye yakın para kazanıyorlar

Her bir muhbirin cebine ortalama 8 bin 800 lira girdi. 2007 yılında ise ihbarda bulunan 87 kişiye toplam 613 bin lira (kişi başı 7 bin 045 TL) ödenmişti. Zaman gazetesinin haberine göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisine gelen her ihbarı ayrıntılı şekilde inceliyor.

Denetimlerde ihbar doğru çıkarsa muhbire, tespit edilen vergi kaçağının ve kesilecek cezaların yüzde 10'u kadar ikramiye veriliyor. İkramiyenin üçte biri verginin kesin olarak tahakkukunda, üçte ikisi ise verginin tahsilinden hemen sonra ödeniyor.

Maliye'ye 2008 yılında vergi kaçağına ilişkin toplam 4 bin 763 ihbar dilekçesi geldi. Bu rakam, 2007 yılında 3 bin 636 olmuştu. İlgi gören ödüllü ihbarcılık sisteminin kamuoyunun yakından tanıdığı pek çok ünlü ismi de birbirine düşürdüğü belirtiliyor.

Edinilen bilgilere göre vergi dairelerinin kapısını çalan ihbarcılar arasında Türkiye'nin önde gelen sanatçıları da yer alıyor. Bakanlık yetkilileri, magazin dünyasının gündeminden düşmeyen sanatçıların birbirlerini vergi kaçırdıkları yönünde şikâyet ettiğini vurguluyor. İhbar ikramiyesi için birbiri hakkında vergi kaçırdığı iddiasında bulunanlar arasında baba-oğlun bile bulunduğu belirtiliyor.

Maliye, vergi ihbarlarını teşvik etmek için verilen ödül miktarını da tespit edilen kaçak tutarının yüzde 10'undan 15'ine çıkarmayı planlıyor.

Etkin denetimin yanı sıra kanunun eski olmasından kaynaklanan bir sorun olduğunu belirten Maliye kaynakları, "78 yıllık bir kanunla vergi ihbarcılarına ödenen para herhangi bir şekilde artmıyor. Bu da ödülü cazip olmaktan çıkarıyor." dedi.

carcharias
15-09-2009, 16:31
http://i28.tinypic.com/atnn1d.jpg

Çin'de pençeli bacağı olan bir yılan bulundu.

66 yaşındaki Duan Kiongşiu sürüngeni gece yarısında pençesiyle yatak odasının duvarında tırmanırken bulduğunu söyledi.

Çin’in güneybatısındaki Suining kentinde yaşayan bayan Duan, “Uyandım ve tuhaf bir tırmalama sesi duydum. Lambayı yaktım ve bu canavarı pençesiyle duvara tırmanırken gördüm,” dedi.

Bayan Duan çok korktuğunu bir ayakkabı kaparak yılana vurup öldürdüğünü daha sonra da ölüsünü bir şişe içindeki alkole koyarak muhafaza ettiğini söyledi.

32 santimetre boyunda ve küçük bir parmak kalınlığında olan yılan şimdi Çin’in Batı Normal Üniversitesi’ndeki Hayat Bilimleri Bölümü tarafından incelemeye alındı.

Yılan uzmanı olan Long Shuai, “Bu gerçekten şok edici ama otopsi etmeden önce bunun neden olduğunu bilemeyiz” dedi.


-----------o--

çinli teyzemiz ayakkabıyı geçirdiği gibi işi bitirmiş. demek ayakkabı denk gelseymiş dünyanın çivisi çıkacakmış!


http://i26.tinypic.com/wbsxi1.jpg

Serenler
15-09-2009, 18:19
Olayı ağır çekimle tekrar tekrar izleyelim:
(Ben yüzlerce kez izledim :D)

http://img43.imageshack.us/img43/640/008aj.jpg

Yaatt tren geliyooor..



.

Serenler
15-09-2009, 18:28
Ve bu olay anlamlı törenlerle anılır....

http://img3.imageshack.us/img3/8095/011gu.jpg


http://img3.imageshack.us/img3/4716/005hu.jpg

http://img3.imageshack.us/img3/8986/002jmeg.jpg

http://img141.imageshack.us/img141/9886/006ac.jpg

http://img3.imageshack.us/img3/9326/010gj.jpg

carcharias
16-09-2009, 13:20
http://i25.tinypic.com/29paemf.jpg


dünyanın en çok söylenen şarkısıymış. normaldir...


Paşa'm çok büyük adamdı. Vaktiyle demiş ki;

"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."

memlekette, insanların müzik seçimi ve üretimi gittikçe tuhaflaştı.söz konusu müzik olduğunda yeni neslin aklına; popstar yarışmalarından şurdan burdan çıkış yapma, tabir-i caizse "yırtmak" gelmekte.

Ne acı ki yeni şeyler üretemiyoruz. Öyle üç-beş kişi toplanınca veya herhangi bir programda hep sığınılan liman aynı...mikrofonu eline alan; sorma,ne haldeyim, dün akşam bütün meyhanelerini dolaştım istanbul'un,dönülmez akşamın ufkundayız,şimdi uzaklardasın,eski dostlar,rüyalarda buluşuruz,Hiçbirşeyde gözüm yok sen yanımda ol yeter,benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında... yeni birşey yok. üretim yok. hatta üstüne bu eski şarkıları da cover mi,kavır mı artık ne boksa çevirip çevirip karşımıza çıkartıyorlar.Neymiş, rock versiyonuymuş,pop versiyonuymuş!

Bir "güz gülleri" vardı son zamanlarda aklımda kalan,sonra birşey oldu mu olmadı mı hiç aklımda kalmamış.

bir 70 sene daha bu şarkıları söyler dururuz artık. emperyalizm emperyalizm deyip duruyorlar ya, daha ne olsun ki. kendi müziğin fabrikayı kapamış,eldeki mallara da kanserojen madde bulaşmış,kültür mültür hak getire.


acep neden böyle oldu?

münir nurettin selçuk'un huysuz ve tatlı kadın'ı artık yalnız yaşamıyor da birini mi buldu!

şarkılar seni söyler,dillerde name adın
aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatli kadın
en güzel günlerini demek bensiz yaşadın
aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın...


belki de vaktiyle çok söylendi, ahı yeni tuttu. hani "bir şeyi 40 kere söylersen olur" derler ya! kör oldu işte şarkıların gözü... hay allah.

bir gülüşün var ki kaş çatar gibi
en sıcak sözlerin azarlar gibi
hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi
ah bu şarkıların gözü kör olsun


ne diyelim artık... kök hücre,yeni teknikler falan derken...inşallah açılır bu şarkıların gözü ...

carcharias
17-09-2009, 12:20
http://i31.tinypic.com/2q3dc20.jpg


Dünyanın en uzun boylu insanı artık bir Türk. Guinness Rekorlar Kitabı'nda dünyanın en uzun adamı olarak yer alan Çinli Bao Çi Shun'dan 10.5 santim daha uzun olan 2.47'lik Mardinli Sultan Kösen, dünyanın en uzun boylu insanı olduğunu rekorlar kitabına yazdırdı.

Guinness Rekorlar Kitabı'na girerek dünyanın en uzun boylu insanı unvanını kazanan Mardinli Sultan Kösen, Londra'da gazetecilerin önüne çıktı.

Rekoru nedeniyle İngiltere'nin başkenti Londra'da dünya basınına poz veren Sultan Kösen, London Bridge'de çocukların çıkardığı "First News" adlı gazetenin minyatür bir kopyasıyla fotoğraf çektirdi. Dünyanın en uzunu bir Türk


Sultan Köse'nin rekorları bununla da bitmiyor. Dünyanın en uzun el ve ayakları da Sultan Kösen'e ait. Kösen'in elleri 27.5, ayakları ise 36.5 santim uzunluğunda


-----------0--

çeşitli resimlerinde rekortmenimiz sağlı sollu birer bastonla ayakta durabiliyor ama olsun. e zor tabi. 2,47 boy maşallah! zaten adamcağızın mardin'de doğması mı,Türkiye'de doğması mı talihsizlik demeyeceğim. Memlekete laf edilmez. Şanssızlık aranacaksa basketbola olan ilgi yetersizliğinden dem vurabiliriz belki. Misal, çinde falan doğsa yao ming'i bunalıma sokardı diyebiliriz.
veya yunan milli takımında vardı,kostas'tı yanılmıyorsam; 2,20.

boyum şu kadar,enim bu kadar falan hikaye gerçi. bu bir bayrak yarışı:) bayrak şu aşamada bzde gözüküyor.allah uzun ömür versin.

carcharias
17-09-2009, 23:32
http://i26.tinypic.com/1547vdd.jpg


g.saray gitti yunan'da Panathinaikos'u yendi geldi!








hayır neye kızıyorum biliyor musunuz,

minicik insan evladı konuşmayı söküyor


http://i28.tinypic.com/66jjgo.jpg




benim Beşiktaş hala avrupa'da bir halt yemeyi sökemedi!





istifa kardeşim,

http://i26.tinypic.com/121v901.gif

demirören istifaaaa!










fenerde de iş yok. saatler de neredeyse gece 24:00. uykum geldi

http://i27.tinypic.com/13yjix1.jpg

ben yatar... iyi geceler...










ha bu arada,

topiği ziyaret edenlerden ricam;


http://i28.tinypic.com/2qi8y6e.png



haydi hayırlı geceler...:wave:

carcharias
18-09-2009, 08:40
bir an için çıksa hayatımdan
yanık tenli omuzunda
haykırsam maziden, uzaklardan
şu anda yanımda

deniz rüzgara karışmış güneşte
martı sesleri vardı gülüşlerde,
gülüşlerde,
gülüşlerde...

sen geçerken sahilden sessizce
gemiler kalkar yüreğimden gizlice
sen geçerken sahilden sessizce
gemiler kalkar yüreğimden gizlice


ortaokulda idim. yeni mi başlamıştım,neyse artık... Bir şekilde kulağıma geldi bu şarkı. Çok güzel sözler,harika bir ses,müzik "cuk" oturmuş. Kim yahu bu?" aradım taradım,e tabi o zamanlar böyle internetiydi guguluydu yok. Zor oldu ama isme ulaştım: orhan atasoy...

"Haydaaa,bu kim ya!" hani cd değil de kasetlerin moda olduğu zamanlar. MC falan deniyordu onlara sanırsam. semtimizdeki,komşu semtlerdeki,başka ilçelerdeki bütüüün kasetçileri gezdim ama kasedi bulamadım. Neden sonra aklıma unkapanına gitmek geldi. girdim bir dukkana "abi böyle böyle,şöyle şöyle" anlattım ama adamlar da bilemedi. senin için araştıracağız dediler. "Şu gün gel"...

"Şu gün" geldim ve nananaaaaammmm:cool: kaset elimdeydi!:clown:

ahanda kapağını da bulduk şimdi netten:

http://www.anatolianrock.com/images/album_kapak_resimleri/kucuk/1151765904.jpeg


çok güzel bir albümdü. hani bilirsiniz,kasetler A-B yüzlüdür. çevirip çevirip dinlerdim. Sonra klip çekildi, klip MTV de yayınlandı ki "vayyyy be!":beurk: moduna geçmiştim.

sonra Özcan deniz bile söyledi, sanırsam bizi kusturma maksatlıydı...


Zerrin Özer'de olmamıştı.


Ama Teoman'ın söylemesi de gayet iyiydi.:super:


neticede bir gemi daha kalktı limandan...

Atasoy öldü...


"Gemiler" ve "Yorgunum" şarkılarıyla ün kazanan ünlü müzisyen yaşamını yitirdi

1993 yılından bu yana Amerika'da yaşayan Orhan Atasoy, Baltimore'daki John Hopkins hastanesinde kanser tedavisi görüyordu.

90'ların başında "Gemiler" ve "Yorgunum" şarkılarıyla ün kazanan Orhan Atasoy, bir süre önce, "1980 - 2001" adlı, eski şarkılarından oluşan yeni bir albüm yayınlamıştı.

Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü mezunu olan Atasoy, 80 ve 90'lı yıllarda çeşitli gruplarda müzisyen olarak yer aldı ve Türk pop muziğine çok güzel besteler kazandırdı.

Yıllardır başkent Washington ve çevresinde artistik möble işleriyle uğraşan sanatçıya, iki ay önce, karaciğer kanseri teşhisi konulmuştu.

Orhan Atasoy'un, iki evliliğinden Cengiz ve Melodi adlı çocukları var.

Bu sabah saat 11'de hayata gözlerini yuman Orhan 62 yaşındaydı.

allah rahmet eylesin...

carcharias
19-09-2009, 08:31
memleketin her köşesine demir ağlar ördük,yolsuz yer bırakmadık,her türlü eksiği gediği hallettik, şimdi şekil yapma zamanı. yarın öbürgün "yine kim zengin olacak acaba!" diye milletin aklı bulandığında kime,niye kızayım ki... hayırlı uğurlu olsun. Madem öyle, Beşiktaş caddelerinin siyah-beyaz olmasını istiyoruz.


http://i37.tinypic.com/9q8gvm.jpg

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım karayollarında göz estetiğine de önem vereceklerini açıkladı: “Yolları yapıyoruz ama detaylarına inmediğimiz için yol sanki 40 yıllık görüntüsü veriyor. Bu nedenle makyaj, albeni önemli. Karayollarının makyajı kapkara. Turuncuları artırmak, biraz yeşil, beyaz, mavi de katmak lazım. Burada da bir zihniyet değişimi yapmak lazım”

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, müteahhitlerden 2010 yılında yapılacaklar için hazır olmalarını istedi. İnşaat İşverenleri Sendikası’nın iftar yemeğine katılan Yıldırım, bugüne kadar yaptıkları çalışmaları özetledikten sonra müteahhitlere, “Biz yapın dedikçe yapacaksınız. Yapan alır yapamayan havasını alır. Bize güvenen hayal kırıklığı yaşamaz. Yarından itibaren 1.7 milyar hesabınızda olacak” sözleriyle bayram müjdesi verdi.

carcharias
19-09-2009, 08:45
http://haber.gazetevatan.com/newpics/news/180920092247585775992_2.jpg

Ünlü gazeteci-yazar Can Dündar, Bebek’te bir deniz taksisinde kız arkadaşıyla öpüşürken görüntülenen fotoğraf hakkında kendi internet sitesinde bir açıklama yaptı. İşte açıklamadan pasajlar:

“Uzun konuşmayacağım. Haberi yapanları suçlayacak değilim. Bu, bir gazetecilik tercihidir.

Benim her zaman eleştirdiğim bir tercih... Başkalarına yapıldığında ne deyip ne yazdıysam, aynısını şimdi kendim için söyleyebilirim:

Özel hayata müdahale bizim işimiz değil; olmamalı... Yorumculara gelince...

Onlara sadece “İlk taşı, en masumunuz atsın” diyebilirim... Net’te konuya ilişkin geyik çeviren çoluk çocuğun aşina olduğu bir “kaçamak” değil bu:

Birini sevdim.

Ve - suçsa bu- hesabını, vermem gereken tek kişiye, eşime verdim. Hem de haber çıkmadan önce...

Gerisi kimseyi ilgilendirmez. Bugüne dek, arkasında duramayacağım hiçbir şey yapmadım. Bu, benim hayatım. Hatasını da, sevabını da üstlenmeye hazırım.”


---------------o--

can dündar;gastelere düşmeden evvel beyaz bayrağı çekmiş, aslında yakalanmamış da "kıskıvrak teslim olmuş" gibi bir hali var. çünkü ifadesine göre "Ve - suçsa bu- hesabını, vermem gereken tek kişiye, eşime verdim. Hem de haber çıkmadan önce... "


"Net’te konuya ilişkin geyik çeviren çoluk çocuğun aşina olduğu bir 'kaçamak' değil bu" yazısına istinaden de şunu söylemek isterim;

bu konu hakkında kim ne düşünüyorsa, hepsi bir bakır açısı sonuçta.

http://i37.tinypic.com/9uxnuo.jpg

carcharias
19-09-2009, 08:58
http://i37.tinypic.com/29ny1xf.jpg






beyler... bi bi bi dakka ya. durun. yanlış anladınız. "meksikalı" diyor. ya bi dakka ya:cry:


http://i34.tinypic.com/1417dpg.jpg

carcharias
19-09-2009, 09:11
hanımlar beyler...
değerli üye yazar ve üye olmadan misafir dostlar...
bir bayramı daha halkımızla birlikte karşılıyoruz.



"geçen gün, ömürdendir" her günümüzün kıymetini bilelim.

http://i33.tinypic.com/29zyi49.jpg












aman yollarda dikkatli kullanalım, kurallara uyalım...


http://i33.tinypic.com/29cv30j.jpg













küçüklerimin gözlerinden,

http://i36.tinypic.com/315hjiw.jpg













büyüklerimin ellerinden öperim

http://i37.tinypic.com/4ky06v.jpg

-yav dede, bi öptürmedin elini!
-dur ulen iki dakka rekor kırıyoz şurda.allaaa allaaa!











http://i34.tinypic.com/and7xt.jpg

-eee, herkesi öptün beni öpmeyecek misin:clown:

-ıııı eee şşşşyyy ıııı:beurk:










benim başka planlarım var da...

http://i38.tinypic.com/29apfcx.jpg












herkesin ramazan/şeker bayramını kutlarım

http://i38.tinypic.com/1h2d14.jpg

carcharias
20-09-2009, 14:37
ben keyif alıyorum futbol dışında yapılan sporları takip etmekten de.
"Amatör sporlar" falan diyorlar gerçi ama aklım o kadarını almadığı için kurcalamıyorum. Düşünsenize, hidayet 50 milyon dolarlık bir amatör!
veya 2010'a kadar servetini 1 milyar dolara çıkaracağı söylenen tiger woods...

esasında dünya genelinde futboldan başka spora pek kafamız çalışmadığı için normaldir bunlar.çalışıyor tabi de, onun kadar önemsemiyoruz diyelim bari.


http://i38.tinypic.com/2zq7kh2.jpg

dün trt3 de tenisle ilgili bir program vardı. bu resimdeki abimiz uluslararası tenis hakemiymiş. vallahi uluslararası olması konusu gerçekten hoşuma gitti. hani Boris gibi, agassi gibi,graff gibi, nadal gibi, federer gibi, venüs gibi tenisçisi olmayan bir memlekette böyle uluslararası hakem olduğunu görmek keyif verici.
aklımda kaldığı kadarıyla ankara'da yapılan bir turnuvadan bahsedildi,sonra genel tenis sorunlarımız falan... ondan önce bir abimiz konuştu da "Türk tenisi çok iyi yolda gidiyor" deyince dedim herhalde wimbledon da 5. şampiyonumuzu da çıkarmak üzereyiz falan diye düşündüm.

programda konuşulan turnuvada ödül 20bin liraydı. sonra aklıma kutu açıp 500.000 lira kazanacağız diye sinirin stresin dibine vuran/vurduran abuk şeyler geldi. Düşünün ki mesela;1 ayda yarışmacılar 4 defa 200 bin 2 defa 100 bin 1 defa 500 bin kazansın,var demek ki memlekette bu kadar lira dağıtabilecek insanlar. ama 20 bin lira memleketin tenisine anca yetiyor işte.

sporumuzun kurtuluşu için, insanların futbol dışında da sporlarda da uluslararası yarışmacı olabilmesi için gerekiyorsa basit bir turnuvaya verin 200bin lira ödül, millet "oha!" desin, çoluğunu çocuğunu spor okuluna göndersin.hiç olmazsa para için tenisçi olsun, yüzücü olsun, 100 metreyi 5 saniyede koşsun! "oha! 5 saniye mi! "... 'ne diye yılda bilmem kaç milyon euro alacak topçu olmak varken hiçbir geleceğinin olmayacağı "amatör" spora vereyim' diyen velinin suçu ne kadardır ki...

carcharias
20-09-2009, 14:44
http://i37.tinypic.com/261cgtd.jpg

burdan cep hattı şirketlerine de sesleniyorum. hatta portföyünüze yeni müşteriler öneriyorum.

bu köylü vatandaşlarımızın telefonla konuşacak baz istasyonu yokmuş. tavuk kesip dua ettiler. "allahım, 3G yi geçtik bari telefonla konuşalım!"

benden duyurması.

carcharias
21-09-2009, 08:07
Kars Valisi Ahmet Kara bayram ziyaretinde bulunduğu Yetiştirme Yurdu'nda kendisini karşılamaya gelmeyen Yurt Müdürü Erol Batu'yu azarladı

Vali Kara, "Niye karşılamada yoksun. Adam gibi gelip bilgi versene. Durduk yerde insanı kızdırıyorsun. Buyur bakalım söyle kaç öğrenci var, buranın durumu nedir? Ne yapıyorsunuz? Bir daha valiyi böyle karşılamanı istemiyorum. Haberin olsun. Bir daha böyle karşılarsan bu yurttan gidersin sen. Nereye gidersin bilemem. Bunu burada herkesin yanında söylüyorum. Böyle şey olmaz. Beni karşılamayan demek ki öğrencileri hiç karşılamaz. Bu ne perişanlık. Geliyorum kapıya kapıda da kimse yok. Buraya kadar geldik, sen ise bizi içeride karşılıyorsun" dedi.

MÜDÜR ÖZÜR DİLEDİ
Müdür Erol Batu da bir anlık dalgınlıktan protokolün geldiğini fark edemediğini söyleyerek Vali Kara'dan özür diledi. Bunun üzerine Vali Kara, "Ben bu tür kurumlarda bazı aksaklıkları zaman zaman görmüş biriyim. Onun için yine de ihtiyatla bakıyorum. Zaman zaman gözüm üzerinizde olacak Müdür Bey haberiniz olsun. Zaman zaman geleceğim bu yurda tamam mı? Dünyanın hiçbir yerinde valiyi böyle karşılamazlar. Tamam mı? Aklınızda olsun. Sosyal Hizmetler İl Müdürü Doğan Gül'ü de uyarıyorum, dikkat edilsin artık" ifadelerini kullandı.

------------o--

"Bir daha böyle karşılarsan bu yurttan gidersin sen. Nereye gidersin bilemem. Bunu burada herkesin yanında söylüyorum."

adam zaten Türkiye'nin bir ucunda. daha nereye sürersiniz bilmem de bence olmamış. idam falan geri gelmeli.valiyi kapıda karşılamayan herkes idam edilsin. madem valiyi geldiği anda kapıdan karşılamadın,sallandırıvereceksin iki tanesini. bak o zaman otobandan eskort bile yaparlar.

carcharias
21-09-2009, 12:16
ses açık şekilde izleyin.

http://www.xs4all.nl/~jvdkuyp/flash/see.htm

carcharias
21-09-2009, 12:22
Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Holandalı, bir de bizim Temel barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini övmeye..
İngiliz,
"Arkadaslar. ." demiş "Bizim biramız cok meşhurdur.. içmeye kıyamazsınız
Fransız hemen girmis konuya
"Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "öpmeye kıyamazsınız"
Alman içini cekip " Hey gidi memleketim.. " demiş,
"Biz öyle arabalar üretiriz ki binmege doyamazsınız. ."
Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.. " demiş,
"Bizim dünya şirini evlerimiz meşhurdur.."
Bizim en meşhur şeyimiz KGB'dir.." demiş Rus,
"Dünyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır ! ..
Sıra ona gelince İranli ya
" Halılarımız. ." demiş, "Yumuşacıktır ve çok meşhurdur.."
Sonra hepsi birden suskun oturan Temele dönmüşler..
Sakin sakin bakmış onlara ve gülerek baslamış söylemeye..
"Bizim delikanlılarımız meşhurdur. Öyle ki ;

Alır Fransızın kızını , içer ingilizin birasını , Atar Almanın arabasına , götürür Holandalının evine , Yatırır iran halısının üzerine , Degil kocasının, KGB'nin bile ruhu duymaz.."

carcharias
21-09-2009, 12:39
http://i34.tinypic.com/20psu90.jpg

http://i34.tinypic.com/29gipnk.jpg

http://i35.tinypic.com/df9gug.jpg

http://i34.tinypic.com/160tzf9.jpg

http://i35.tinypic.com/2rw6ypu.jpg

carcharias
21-09-2009, 12:44
•Kendi dirseğini yalamanın imkansiz olduğunu
•Ördeğin vakvaklamasının yankı yaratmadığını ve bunu kimsenin açıklayamadığını
•Dünyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen arızaların %23 ünün, makinenin üstüne oturup kendi popolarının fotokopisini çekmek isteyen insanlar sayesinde meydana geldigini
•Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğinizi
•Eğer çok şiddetli hapşırırsan, kaburgalarından birini kirabileceğini
•Hapşırmayı engellemeye çalışırsan,başındaki veya boynundaki damarlardan birinin yırtılabileceğini ve ölebilecegini
•Hapşırdığın sırada gözlerini açık tutmaya çalışırsan, yerlerinden fırlayabileceklerini
•Domuzların vücut yapılarından dolayı hiçbir zaman başlarını yukarı kaldırıp gokyüzüne bakamadıklarını
•Dünya nüfusunun %50 sinin hiç telefonla konuşmadığını?
•Farelerin ve atların kusamadıklarını
•1 saat süreyle kulaklıkla birşey dinlemenin kulaktaki bakteri saysını %700 arttırdığını
•Çakmağın kibritten önce bulunduğunu
•Parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan için benzersiz olduğunu
•Bu yazıyı okuyan insanların %75 inden fazlasının, dirseklerini yalamaya çalışacaklarını

biliyor muydunuz?

carcharias
22-09-2009, 10:51
sabah diğer odada birşeylerle uğraşırken içeride tv de açık öyle kendi kendine çalıyor. müzik başladı kemençe tulum falan. kulağıma kazım koyuncu nun sesi geldi sanki. "aa, rahmetli bayram günü, dur dinleyim,izleyim şu güzel adamı da bir içimiz açılsın" dedim hemen tv başına geçtim.

http://i34.tinypic.com/1jp3b6.jpg

bir baktım "grup marsis" adında bir avuç karadeniz çocuğu. solist pek bir benziyor kazım ağabey'e, sesi de... ona da mutlu oldum, çok güzel müzikler yaptılar.oturdum izledim. programa mailler falan gelmiş, kazım koyuncu'ya ne kadar çok benziyor diye. müziksever, kazım koyuncu hayranı biri için ben "neden olmasın" dedim. umarım onun gibi "adam" olur,hem grup hem kendisi. bol şanslar dilerim, takipteyiz.



"aaa, iyi, ne güzel" diye gençleri izlerken,arkasından beni hayal kırıklığına uğratan biri çıktı!



http://i36.tinypic.com/n5mhe.jpg

sermet erkin. çocukluğumun beyefendi ilizyonisti. Hayal kırıklığından kastım nükte elbette. hala genç duruşuna, beyefendi çizgisine gönderme yaptım. biz yaşlandık, sermet erkin neredeyse ilk tanıdığımız gibi. yine güzel numaralar yaptı,yine şaşırttı beni. allah uzun ömür versin, güzel eşi de ameliyat olmuş.geçmişler olsun. maşallah diyor kendisine sevgi dolu saygılarımı sunuyorum.:bravo:

carcharias
23-09-2009, 10:03
somon balığı sonbahardaki yumurtlama döneminde, Yukon Nehri boyunca 3200 kilometreden fazla yüzer. Bir somon 1600 kilometreden daha fazla yol kateder. Dikkat çeken bir diğer nokta somonların yaptıkları ideal zamanlamadır. Bu sayede uzun yolculuklarını tam yumurtlama dönemlerine denk getirecek şekilde planlarlar. Örnek olarak, bir Atlantik somonu günde ortalama 6-7 kilometre yüzerek gideceği yere ulaşır; ilkbaharın sonunda başladığı göçünü sonbahar aylarının sonunda tamamlar.

Balığın çözmesi gereken ilk önemli sorun, gençlik dönemindeki yolculuğunda içinde gezindiği akarsuyun denize dökülen ağzını bulmaktır. Çünkü dönüş yolculuğunda izleyeceği rotayı ona göre belirleyecektir. Hiçbir somon bu konuda hataya düşmez. Kendisinin bir zamanlar denize açıldığı ırmağın ağzını tek bir denemede kolaylıkla bulur. Üstelik bunu harita veya pusula gibi yön bulmasına yardımcı olacak araçlar kullanmadan gerçekleştirir.Akarsuya giren somon büyük bir kararlılıkla akıntıya karşı yüzmeye başlar. Bundan sonraki işi ilk yolculuğuna kıyasla çok daha zordur. Somon balığı hedefine ulaşmak için ırmağın kuvvetli akıntısıyla mücadele eder; su yüzeyinden yaklaşık 4 metre kadar yükseğe sıçrayarak şelale ve çağlayanları aşar.


http://i34.tinypic.com/r0rurk.jpg



bu sırada ayılar da onları beklemektedir.



http://i38.tinypic.com/28rhyja.jpg


balık kuvvetli akıntıya ve yüksekliğe rağmen kendini yukarı atıp karşıya geçmeye çalışırken ayılar bazılarını "ham" yapar:beurk:





http://i34.tinypic.com/zlvj80.jpg

pek çoğu karşıya geçip göçünü sürdürür. ayılar karnını doyurur. bu döngü böyle devam eder...





insanlar da, yumurtlama dönemi gibi bayram dönemleri yaşarlar... uzun yollar kat edip tatilini,ziyaretini yapar. kimileri karşıya geçemeden trafik ayısına yakalanırlar.


http://i34.tinypic.com/55o7qw.jpg







geri kalanlar için de zorlu bir yolculuk beklemektedir...

http://i37.tinypic.com/2pyozo0.jpg











http://i37.tinypic.com/2m2ywlu.jpg

:notr:

bu kim mi! bi abi işte. konuyla ilgisi yok. araya girivermiş, konuya karışıvermiş.:clown:

BORA YAŞAR
23-09-2009, 10:33
Teşekkürler carcharias..

Eline beynine,sağlık..:)

carcharias
23-09-2009, 14:06
eyvallah Bora ağabey, teşekkür ederim.

carcharias
23-09-2009, 14:11
http://videogaleri.gazetevatan.com/videofoto/1_6441_23092009.jpg


Katar Ligi'nde oynanan bir maçta hakem, sahanın ortasında 'küçük tuvaletini' yaptı.

Bu kadar da olmaz dedirten olay, Katar'da yaşandı! Katar Ligi'nde oynanan Al Gharrafa-Al Khor maçında, bir korner pozisyonu sırasında maçı yöneten hakem sahaya 'küçük tuvaletini' yaptı.

Tuvaletini yaparken kameralar tarafından saniye saniye görüntülenen hakem, daha sonra maçı kaldığı yerden yönetmeye devam etti.


----------o--
videosunu vermişler bantlamışlar gerçi ama arap sunucu abimiz de pek tonton:clown:



http://videogaleri.gazetevatan.com/8010_Hakem-sahanin-ortasinda-kucuk-tuvaletini-yapti.html

BORA YAŞAR
23-09-2009, 18:53
http://videogaleri.gazetevatan.com/videofoto/1_6441_23092009.jpg


Katar Ligi'nde oynanan bir maçta hakem, sahanın ortasında 'küçük tuvaletini' yaptı.

Bu kadar da olmaz dedirten olay, Katar'da yaşandı! Katar Ligi'nde oynanan Al Gharrafa-Al Khor maçında, bir korner pozisyonu sırasında maçı yöneten hakem sahaya 'küçük tuvaletini' yaptı.

Tuvaletini yaparken kameralar tarafından saniye saniye görüntülenen hakem, daha sonra maçı kaldığı yerden yönetmeye devam etti.


----------o--
videosunu vermişler bantlamışlar gerçi ama arap sunucu abimiz de pek tonton:clown:



http://videogaleri.gazetevatan.com/8010_Hakem-sahanin-ortasinda-kucuk-tuvaletini-yapti.html

Hafta sonu evinde TV de, Premier League'den bir maç seyrettikten sonra (Manchester City- Manchester United maçı olabilir bu maç), Katar liginde yönettiği maçın seviyesi bozmuştur adamı..

Ederim ben böyle futbolun içine demiştir.

carcharias
24-09-2009, 12:45
http://i35.tinypic.com/2qk2ede.jpg

belki ayrılık biraz zor gelebilir ama büyüyünce anlayacaksınız...
"ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden" belki ilk basamaklardasınız.
büyüyünce anne/baba olunca aynı şeyleri küçük yavrularınız yaşayacak.
tüm öğretmenlerimize hayırlı bir sezon, küçük canavarlarımıza da bol bol eğlence, arkadaşlık,bilgi dolu güzel bir serüven dilerim.


http://i34.tinypic.com/zvtppi.jpg






-------------o--

:notr:

Öğrencilere kabir sürprizi

Kurulduğu yer eskiden mezarlık olan okulun bahçesine iki mezar yapıldı!

Erzurum'da eskiden mezarlık olan 23 Temmuz İlköğretim Okulu'nun bahçesine iki kabir yapıldı. Yeni eğitim öğretim yılına bugün başlayan öğrenciler okullarının bahçesinde kabir sürprizi ile karşılaştı.

carcharias
25-09-2009, 13:57
http://i36.tinypic.com/105rsxx.jpg




http://i34.tinypic.com/2d294kz.jpg


İlk filmi Beyaz Melek ile büyük yankı uyandıran Mahsun Kırmızıgül'ün ikinci yönetmenlik denemesi Güneşi Gördüm Oscar aday adayı oldu.

Film Türkiye'nin yakın tarihinden insan öyküleri anlatıyor.

Filmin oyuncu kadrosunda Ali Sürmeli, Ali Tutal, Alper Kul, Altan Erkekli, Buğra Gülsoy, Cemal Toktaş, Cezmi Baskın, Cihat Tamer, Demet Evgar, Deniz Oral, Emre Kınay, Erol Demiröz, Erol Günaydın, Gülhan Tekin, Hande Subaşı, Itır Esen, Kamil Sönmez, Macit Sonkan, Mahsun Kırmızıgül yer alıyor.

Mayınların arasında, doğuda bir sınır köyü... 25 yıldır iki tarafın arasında kalan çaresiz insanlar... Zorunlu göç uygulaması nedeniyle doğup büyüdükleri topraklardan, köklerinden ayrılmak zorunda kalan Altun aileleri, köklerinden koparak bir bilinmeze doğru yola çıkarlar.

Davut Altun, ailesiyle birlikte kaçak yollardan da olsa en kısa zamanda Norveç'e gitmeyi istemektedir. Haydar Altun ve ailesi içinse göç yolu İstanbul'a doğrudur... Yolculuk başlamıştır... Bitmek bilmez fıtınalardan geçip gelmiş, yollarını kaybetmiş, çaresizce bir çıkış arayan insanların, kendi güneşinden koparılmış ve geleceğin bilinmezliğinde kaybolmuş çocukların, bir göçün hikayesidir...



http://i36.tinypic.com/nrmns.jpg



http://i35.tinypic.com/4q6csk.jpg

carcharias
26-09-2009, 10:59
http://www.turkiyef1.com/images/news_gallery/ferrari_f2009_cizim_3.jpg





http://www.trf1.net/thumbnail.php?file=1255_903539671.jpg&size=article_large




Rize'nin Ardeşen ilçesine bağlı Tunca beldesinde Tahta Araba Şenliği düzenlendi.

İstanbul Tunca Çevre ve Köyleri Derneği ile Tunca Belediyesince beldenin Selamet Tepesi mevkisinde bu yıl ilki yapılan Tahta Araba Şenliği'nde katılımcılar, oturağından tekerleklerine kadar tamamı tahtadan yapılan arabalarla yarıştı.

Katılımcıların yaşının 18'in üzerinde olması gereken yarışa 25 yarışmacı katıldı. 500 metrelik etabın tamamlanmaya çalışıldığı yarışmada bazı yarışmacılar, arabalarının tekerleği veya diğer aksamlarının bozulması nedeniyle yarışmayı tamamlayamadı.

carcharias
29-09-2009, 19:49
http://i37.tinypic.com/5aqcsl.jpg

hepsi gibi demiyorum, buraya dikkat; çoğu erkek gibi ben de çiçek almaktan,taşımaktan,vermekten hazetmiyorum. bu yazıyı okuyan bir bayan olursa, "büyük beyaz" diye ortalıkta geziniyor ama "öküz"ün önde gideni diyebilir ona da eyvallah...

hayatımda 3 defa çiçek aldım. verirken hakatten "öküz" gibiydim.

-(suratta aptal bir sırıtma :he:) al sana çiçek aldım.
- ay canııım bitaneemmm mmmmuccck:clown:

yaa yaa yaaa. nasıl taşıdım onu sana verene kadar bir de bana sor:beurk:


neyse efendim, 3 kere çiçek aldım dedim ya hani...
2'sini aynı kişiye aldım. hem de yarım saat arayla!


zamanın sevgilisi(evlenmek istemediğim için terkedildim de ondan öyle diyorum) Mısır'a bir iş seyahatine gitmişti. gidiş o gidiş, 3 ay kalması gerekti. dönüşte havaalanına gittim karşılayım. gelmesine 1 saat falan kala aldım bir buket çiçeği beklemeye başladım.


derken,


http://i38.tinypic.com/nfo6z9.jpg

bir baktım, Galatasaray kalesinde mondragon vardı o dönem. geldi, dış hatların girilmesi yasak bölümünden geçip öyle aheste aheste yürüyerek gitti misafirlerini almaya. güvenlik selam,sevgi falan tabi.

-ooo mondi abi!
-hello hello!




kalktım yerimden, ben de gireceğim o kapıdan. güvenlik yetişti tabi yangın yerine!


http://img268.imageshack.us/img268/6567/guven.png


-huuoop hemşehrim nereye bööle?!

-hemşehrim! ops! bende içeri girip misafirimi karşılayacağım.

-sen giremezsin

-ama elin mondragon girdi?!

- o futbolcu, girer.hem Türk misafirperverliği...

-sıçarım topunuza da futbolunuza daaa! len elin kolombiyalısı geliyor heryere giriyor, memleketim delikanlısı dar alanda kısa paslaşıyor! ben de gireceğim arkadaş! yemişim misafirperverliğini, git bakayım kolombiya'ya. adam yerine koyan olacak mı!

dememle birkaç güvenlikçinin de toplanmasıyla küçük bir harala güreleyle güvenlik şeridinin dışına atıldım. çiçekler gitti tabi. yenisini aldım. yani "hayatımda 3 kere çiçek aldım; 2 si aynı kişiye" dedim ya ondan. o da yarım saat arayla işte...





http://i38.tinypic.com/2gxnpqx.jpg

işte böyle dokunduramadıklarımız özel kişiler var.

allah rahmet eylesin, Sunal üstadın bir filmi vardı ya, "dokunmayın şabanıma" diye, sosyal hayattaki karşılığı dokunmayın vekilime... Ne DTP lisi'ne dokunursun ne akp'lisine, ne chp'lisine...

halbuki belli dönemlerde devlet bana diyor ki, "seçim yapacağız; sen oy vereceksin, vekil seçeceksin"

yani milletin seçtiği vekili milletin mahkemesinde yargılayamıyorsun! Oğlu-kızı, anası-danası suç işlese yine dokunamıyorsun, yolsuzluk yapsa,indirse-bindirse yok.

işin güzel tarafı,

hiçbir zaman anlaşamayan vekillerimiz, konu dokunulmazlık olunca

"milletvekilinin dokunulmazlığı" ilkesinde hemfikirler.

uzattım. siyasi bir topik olmadığı için büyütmenin manası yok.

haydi iyi akşamlar:mut:

carcharias
30-09-2009, 12:03
Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası’nı almışlar, elimizde tesis yok... Parke sporlarının gözbebeği Abdi İpekçi Spor Salonu’nu “geçici” olarak “havuz” haline getirmeye çalışıyorlar, iyi mi!

Parkelerin üstüne, 2’şer metre yüksekliğinde, biri 25’e 20, öbürü 25’e 15, portatif havuz kondurmaya uğraşıyorlar... Bu havuzlara 2 bin ton su doldurulacak, parkeler ne olacak? Üstelik bu işi kendi başımıza da beceremiyoruz, havuzları kondurması için İtalyan şirketi kiralandı... İtalyanlar, daha kafadan rapor verdi, “bu havuzları buraya koyduğumuzda, salonda su buharı olur, skorboardlar bozulur haberiniz olsun” dedi... “Bozulur” denilen skorboardlar, 900 milyar lira! Bitmedi... Bu salon, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacağı için, 1 trilyon liralık tadilat yapılmıştı. Çöpe gidecek... Çünkü, havuzları salonun ortasına kondurabilmek için, öndeki 5 sıranın komple sökülmesi gerekiyor. Bitmedi... Havuzları salonun ortasına kondurabilmek için, altlarına 25’er metrelik taşıyıcı beton bloklar konulması gerekiyor. Parkelerin haşat olmasını boşverdik, bu beton blokları zemine yerleştirebilmek için, salona TIR girmesi gerekiyor. TIR’ların girebileceği kapı yok; kapıların yıkılarak genişletilmesi gerekiyor. Bitmedi... Şampiyona 4 gün sürecek ama, kurulması sökülmesi en az 25 gün... E o tarihlerde Fenerbahçe’nin ve Efes’in Avrupa maçları var... Bu maçlar nerede oynanacak? Muhtemelen, “kusura bakmayın, yanlış hesap yapmışız, idare edin, biriniz İzmir’e, biriniz Ankara’ya gidin” denecek.

İşte böyle.

Olimpiyatımız yok, olimpiyat stadımız var, ayranımız yok içmeye...

yılmaz özdil

carcharias
01-10-2009, 15:22
Kayserispor Tesislerinde İlginç Yangın!
01.10.2009 08:01:00
50'ye yakın odası olan Kayserispor tesislerinin ikinci katında sabaha karşı sadece muhasebe odasında yangın çıktı. Bütün evrakların kül olduğu yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.

Elektrik kontağından çıktığı iddia edilen yangında iddiaya göre tüm evraklar yandı. Sarı kırmızılı kulüple mahkemelik olan ve evraklarda düzeltme olduğunu iddia eden Grup 38 Taraftar Derneği Basın Sözcüsü Mehmet İncialan "Dün davaya konu senetle ilgili dilekçe verdim, sabaha karşı yangın çıkmış. Bu ne tesadüf " dedi.

Kayserispor'un Kocasinan ilçesi Karpuzatan bölgesindeki Kadirhas Tesisleri'ndeki muhasebe bürosunda saat 04.00 sıralarında yangın çıktı. Bodrumla birlikte üç katlı 50'ye yakın odalı tesiste sadece muhasebe odasında çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu söndürüldü. Yetkililer, yangının bilgisayar kablolarının kısa devre yapması sonucu çıktığının belirlendiğini, büroda bulunan bilgisayar, masa, sehpa, dolap, perde, koltuk ve evrakların tamamen yandığını ifade ettiler. Yangınla ilgili olarak sarı kırmızılı kulüpten bir açıklama yapılmadı.

Bu arada, Kayseri Grup 38 Taraftar Derneği Basın Sözcüsü Mehmet İncialan sarı -kırmızılı kulüp aleyhine 10 Temmuz 2008 tarihinde başkan Recep Mamur'un kulüp otobüsüne haciz koyduğu, senetin usulsüz ve üzerindeki imzalardan birinin sahte olduğu, muhasebe kayıtlarında bir takım usulsüzlükler olduğu yolundaki iddialar üzerine Cumhuriyet Savcılığının soruşturma açtığını söyledi.

İncialan "Dün, yani 29 Eylül 2009 tarihinde İcra Müdürlügündeki iddiaya konu senedin 17 Eylül tarihinde Kayserisporlu yöneticilere teslim edildiğini ögrendim. Senetin emanete alınması konusunda dün itibarıyla Cumhariyet Savcılığına dilekçe verdim. Bu sabaha karşı da çok sayıda odası bulunan tesiste sadece munhasebe bölümünde yangın çıktığını ve tüm evrakların yandığını ögrendim. Yanan evraklar arasında bu senedin de olması halinde, yangını manidar buluyorum. Zira, koca tesiste sadece muhasebe servisine ait odada yangın çıkmasını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bu işin peşini bırakmayacağız" şeklinde konuştu

İtfaiye ve polisin Kayserispor Tesisleri'ndeki yangın olayıyla ilgili olarak kati raporunun bu gün aksam saatlerinde çıkacağı ifade edildi.

Kaynak: Hürriyet

carcharias
01-10-2009, 16:12
http://i37.tinypic.com/ser3lt.jpg

http://i34.tinypic.com/33bd06t.jpg

http://i36.tinypic.com/2my7ly.jpg

http://i37.tinypic.com/2w32q00.jpg

simetri
01-10-2009, 16:16
harika bunlar ya... :)

carcharias
02-10-2009, 12:06
http://i36.tinypic.com/28jxh55.jpg


ANTALYA'da Altın Portakal Film Festivali'nin simgesi olarak Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin çeşitli noktalarına yerleştirilen Venüs heykellerinden biri, sabaha karşı kimliği belirsiz bir kişi tarafından yakıldı. Şehir merkezinde bulunan ışıklı kavşakta polis tarafından yandığı farkedilen heykel, itfaiye tarafından söndürüldü...

Son 4 yıldır AKP'li Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılmayan, bu yıl ise Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın tarafından tekrar dikilen heykeller `müstehcen' olduğu gerekçesiyle bazı kesimlerce tepki toplamıştı.

Üç gün önce yapılan açıklamalarda muhalefet partileri, heykellerin toplum yapısına uygun olmadığını savunarak kaldırılmasını istemişlerdi. Polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturmayı sürdürüyor

-------------o--



aslında bir nevi çelişki mi, öküzlük mü, şuursuzluk mu nedir bilemiyorum ama böyle şeylerin gerçek olması ihtimali bile insanın zihnini yoruyor.


http://i35.tinypic.com/t68dvn.jpg

konu canımı sıkıyor çünkü 4 sene, 5 sene yaşadığım yer. sen git turistlerle,icabında üstsüzüyle,altsızıyla bilmem nesiyle iç içe yaşa... turizm sayesinde ekmeğini kazan. sonra git bir heykel müstehcen diye kaldırmaya,yakmaya çalış. antalya'lı böyle değil. gayet medenidir. vardır başka hesaplar. böyle saçmalık olur mu yahu. memleketin turizm başkentinde heykel dikemiyorsun! yasa çıkarsınlar bari de antalya'da bundan sonra haşeması olmayan turist giremez diye. erkekler de cübbeli ahmet gibi girsin denize! evet güzel fikir. turistlere de yenilik olur!

http://images.habervitrini.com/haber_resim/c_bbeli_ahmet_hoca_ahmet__nl_.jpg

carcharias
02-10-2009, 14:34
mailimime gelen iki güzel fıkrayı paylaşayım.



Adam, iş seyahatindedir ve evine telefon açar, hizmetçisine sorar.:
- Nasıl her şey yolunda mı ?
- Yolunda. Yalnız, küreğin sapı kırıldı onu tamir etmeye calışıyorum.
- Neden kirildi?
- Köpeğinize mezar kazarken, zorlamışım, bu yüzden kırıldı.
- Nee! Köpeğim öldü mü?
- Havuza düştü öldü.
- Benim kopegim çok iyi yüzerdi; nasıl havuzda ölür?
- Ama havuzun suyu boşalmıştı, betona çakıldı; bu yüzden hayatını kaybetti.
- Daha havuzu yeni doldurtmuştum. Neden boşalttınız?
- Biz değil itfaiyeciler boşalttı. Çünkü evdeki yangını söndürmek için ilâve suya ihtiyaç duydular.
- Evde yangın mı cıktı?
- Evet efendim. Annenizin vefati dolayısıyla çok sayıda insan geldi. Bir sigara izmaritinden kâgıtlar,
ardından da perde tutuşmuş. O kalabalıkta farkına varamadık.
- Annem nasıl öldü? Sapasağlamdı.
- Haklısınız. Biz de şaşırdık ama, sizin yatak odanıza bir şey bakmaya girmiş. Yatakta karınızla en yakın arkadaşınızı görünce kalbine inmiş.
- Yahu hiç pozitif bir haber yok mu? Bunaldım.
- Olmaz olur mu? Var. Geçen gün siz AIDS testi yaptırmıştınız ya..
İşte onun neticesi pozitif çıktı .....:a-o:



--------------o--

Ilkokulda, matematik dersinde ögretmen üçgenin alanini, cocuklara su
sekilde ögretmis: Bir üçkenarlinin alani, yatayimi ile diklesiminin
vurusumunun, ikiye bölümüdür. Çocuk bunu güzelce ezberlemis. Aksam
babasi evde sormus:
- Bu gün okulda ne ögrendiniz?
- Matematik dersinde, bir üçkenarlinin alanini ögrendik babacigim.
- Ya öyle mi, peki nasil ögrendiniz?
- Bir üçkenarlinin alani, yatayimi ile diklesiminin vurusumunun, ikiye
bölümüdür.
- Yavrum, yanlis ögretmisler size. Dogrusu : Bir üçgenin alani, tabani
ile yüksekliginin çarpiminin yarisina esittir. O sirada, bir yandan
gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oglunun konusmasini dinleyen
dede, dayanamayip söze girmis :
- Ikinizin de tanimi yanlis! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi,
kaidesiyle irtifainin hasil-i darpinin nisfina müsavidir:beurk:

carcharias
02-10-2009, 23:03
belki ezelden ebede gidecek bir konu ama yine konuşuldu bugün de... herkes birşeyler söyledi. üç aşağı,beş yukarı belli şeylerdi. neden bu kadar farklıyız, çok mu şey istiyoruz? mutlu olmak zor mudur...







biz erkekler olarak hemfikirdik. "çıtır" mukabili bir eşimiz olsun...

http://i36.tinypic.com/103etrb.jpg














maçımızı izleyelim, arada üç-beş arkadaş alemlere akıverelim


http://i37.tinypic.com/2u5sy88.jpg


















kadınlar biraz daha duygusal elbette... daha sağlam beklentiler açıklıyor.


http://i38.tinypic.com/2vt8bo7.jpg














onca yakışıklı içinden "en yakışıklı" kocayı seçmek mesela... mantıklı bir istek:cool:



http://i33.tinypic.com/726tjo.jpg











bizim arada ufak kaçamak isteğimizin aksine, onlar kötü alışkanlığımız olsun istemiyor. söndür abi söndür:beurk:

http://i37.tinypic.com/262kye9.jpg













yakışıklı, kötü alışkanlığı olmayan derken... e tabi çapkın da olmayacak.işine gücüne bakacak.


http://i35.tinypic.com/r8awdu.jpg














odunvari olmasın. eccük sanattan anlayıversin.


http://i34.tinypic.com/20715dz.jpg












hadi buldun, evlendin.

http://i36.tinypic.com/4igbk4.jpg













mümkünse sözümden de çıkmasın elbette...

http://i33.tinypic.com/69dw1u.jpg











mutlu yuvamız olur, küçük bir bebek yaparız.evimizin neşesi kadrosundan:clown:


http://i37.tinypic.com/34imoop.jpg













erkek gözünden bakarsak, kadın cadılık yapmazsa;

http://i36.tinypic.com/15hk16s.jpg










her daim "fit" bir vücut kalırsa


http://i37.tinypic.com/1yu6mq.jpg














erkek de yaşlanmasına rağmen salmaz kendini. tarzını-çizgisini hiç bozmaz

http://i33.tinypic.com/sgjvjq.jpg









aksi halde hayat çekilmez olur, erkek "azgın teke"ye bağlar.

http://i38.tinypic.com/2reh6vn.jpg










"kaldırımların dili olsa da konuşsa" deriz ya köprüler de görmüş geçirmiştir. yabana atmayın. çok insan çıkmıştır, çok da çıkar. değer mi hiç:notr:


http://i37.tinypic.com/2elrywj.jpg

carcharias
03-10-2009, 11:02
http://haber.gazetevatan.com/newpics/news/031020090331495337837.jpg

Hürriyet'ten Hasan TÜFEKÇİ'nin haberine göre, ODTÜ Koleji’nde okuyan YÖK Başkanı Prof. Özcan’ın oğlu Baran Özcan, kendinden 3 yaş küçük arkadaşını hastanelik etti. Olayı doğrulayan Prof. Özcan, “Benim oğlan bir tane vurmuş, başka vurmamış” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın ODTÜ Koleji’nin Lise son sınıfta okuyan 18 yaşındaki oğlu Baran Özcan, okul arkadaşı 15 yaşındaki A.M.K’yı dövdü. Savcılığa da intikal eden olay 24 Eylül Perşembe günü saat 13.00 sıralarında ODTÜ Koleji’nin Lise bölümünde yaşandı. Hukuki Araştırmalar Derneği Genel Başkanı Mustafa Karaman’ın oğlu A.M.K, okul bahçesinde otururken, Baran Özcan ve Mert Oymagil yanına geldiler


Mert Oymagil, A.M.K’ye “Sen benim arkamdan konuşuyormuşsun. Seni yaşatmayacağım, sen benim kim olduğumu bilmiyorsun, seni çok fena yapacağım” dedi. İki genç A.M.K’yi okulun tuvaletine çağırdı. A.M.K, tuvalete giderken Özcan’a “Beni dövecek misiniz?” dedi. Özcan’ın “Hayır saçmalama sadece seninle konuşacağız” demesine rağmen, tuvalete girdiklerinde kapıyı kapattılar. Oymagil, A.M.K’nın boğazına sarılırken, Baran Özcan da yumruk ve tekmelerle saldırdı. A.M.K’nın bağırması üzerine, okulun diğer öğrencileri tuvalete gelerek Özcan ve Oymagil’i engellemeye çalıştılar. Özcan ve Oymagil, tuvaletten çıkarken, “Bu iş burada bitmeyecek, seni öldüreceğim” tehdidini tekrarladı. A.M.K, olayın ardından Özcan ve Oymagil’den şikayetçi olurken, Atatürk Hastanesi’nde tedavi altına alındı.



-------------0--


çocuklar A.M.K ye demiş ki, "lan bana bak, sağda solda hakkımızda atıp tutuyormuşun, senin A.M.K tamam mı!" sonra iki kişi allah ne verdiyse pataklamışlar, babası da oğlanın "eli ağır" demeye getirmiş, "bi tanecik vurmuş hepi topu" gibisinden konuşmuş.

sevgilim olunca, "evlenmek istemiyorum, hele çocuk sahibi olmayı hiç istemiyorum" dedikçe terkediliyorum ama böyle o kadar mutluyum ki. bakış açısı işte. kimisi için dünyanın en güzel şeyleri, kimisi için de "benim olmayan çocuk, en güzel çocuktur"... allah herkesin çocuğunu ailesine bağışlasın.

çocuk demişken...

Kayseri'de 3 çocuk kayıp bayramdan beri... "bir Türk dünyaya bedel" ama 3'ü birden kayıp! bir münevver cinayeti kadar haber olmadı. tribünden bir sözle bitirelim lafımızı... "aşağalık basın, bunu da yazın!..."

carcharias
04-10-2009, 10:05
Dünyada kurulu bulunan Hayvanları Koruma Dernekleri, 1931 yılında toplanarak 4 Ekim gününü "Dünya Hayvan Hakları Günü" olarak kabul etti. ...




http://i37.tinypic.com/343lldf.jpg



http://i36.tinypic.com/vputmu.jpg

carcharias
04-10-2009, 20:07
http://i37.tinypic.com/111papw.jpg

kanal d haber'den çektim resmi... abimiz, bankamatiğe gidiyor ve kartı kaptırıyor. hafta sonuydu şuydu buydu derken bakıyor ilgilenen yok. bari asma kilit vurayım da kartımı kimse çalmasın diyor:mut:

vatandaşlar da içeri giremeyip makinayı kullanamayınca şikayet ediyor. polis geliyor, alıyor abimizi karakola...

gülsek mi ağlasak mı tadında... abi, bakiye sorarken bile para kesen arsız vampir bankalardan korkmuyor da hesabındaki 300-500 neyse çekecek vatandaştan korkuyor. hadi kartı biri aldı, şifreni bilmem neyi de buldu. çekti paranı... iyi de, bankalar kart ücreti, hesap işletimi,bakiye sorgulama bilmem nesi derken her zaman cebindeki karttan istediğini almıyor mu. kartını biri aldı, eyvallah ama "sevişmek bir dakika,sevmek ömür boyu"...

carcharias
06-10-2009, 10:41
http://videogaleri.gazetevatan.com/8155_Iyi-bir-bahane.html

carcharias
06-10-2009, 10:47
devletin malı deniz, yemeyen panda... trt nin 500bin liralık teklifine var mısın yok musun?

http://i34.tinypic.com/nbq921.gif



------------o--



http://unlu.gazetevatan.com/res/tek/orjin/0510200983460_01.jpg

Milletvekili Ensar Öğüt, sunucu Esra Ceyhan'ın programının aylık 500 bin TL maliyetinin kimler arasında ve nasıl paylaştırıldığını sordu

TBMM'ye Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle önerge veren Öğüt'ün soruları şöyle:

Esra CEYHAN’ın sunuculuğunu yapacağı ve gündüz kuşağında yayına girecek olan program, 12.10.2009 tarihinde TRT’de başlayacaktır. TRT bu program için yapımcı firmaya program başı 25 Bin TL verecek, haftada 5 gün yayınlanacak olan bu programa ayda toplam 500 Bin TL ödeyecek ve Yapımcı Firma da bu programdan alacağı para ile Esra CEYHAN’a ayda 40 Bin TL ödeyecektir..

Ayrıca TRT’nin bağlı olduğu Devlet Bakanının, Genel Müdür İbrahim ŞAHİN’in ve Koordinatör Kürşat ÖZKÖK’ün de konudan bilgisi olduğu söylenmektedir.
Esra Ceyhan Kimdir? tıklayın


1- Esra CEYHAN’a ödenen 40 Bin TL’den sonra, kalan büyük paralar kimler arasında paylaştırılmaktadır?

2- Genel Müdür İbrahim ŞAHİN’in bu konudan bilgisi var mıdır?

3- Kürşat ÖZKÖK’ün Koordinatörlük makamında oturması için aldığı eğitim nedir?

4- Kürşat ÖZKÖK’ün daha önce herhangi bir siyasi partiye üyeliği var mıdır?

carcharias
06-10-2009, 18:51
şu hareketi burda yapsak ne uygarlığımız kalır,ne medeniliğimiz, ne ab uygunluğumuz...
----------------o--

http://haber.gazetevatan.com/newpics/news/061020091348042581892_2.jpg

Kırmızı beyaz Eyfel Fransa'yı karıştırdı

Fransa’da Jean-Marie Le Pen’in liderliğini yaptığı aşırı sağcı Ulusal Cephe, yayımladığı bir bildiriyle, “Türkiye Mevsimi” etkinlikleri çerçevesinde, Eyfel Kulesi’nin Türk bayrağı şeklinde ışıklandırılacak olmasını protesto etti.

“Türk Eyfel Kulesi’ne Hayır” başlığıyla hazırlanan protesto bildirisinde, aşırı sağcı partinin, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktığı hatırlatıldı.

Parti tarafından yapılan açıklamada, Eyfel Kulesi’nin Türk bayrağı şeklinde ışıklandırılmasına izin verdiği için Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe’nin Perşembe günü düzenlenecek gösteriyle protesto edileceği duyuruldu.




--------------------o--

rtük toplantısında kasımpaşalı II fragmanı izletilmiş:mut:


http://w9.gazetevatan.com/newpics/news/061020091610256776729_2.jpg


zahid bey'in 8 numaralı cool bakışı...



RTÜK toplantısında inanılmaz olay!

RTÜK toplantısında inanılmaz bir olay meydana geldi ve eski başkan Zahit Akman, CHP'li üyelerden Hülya Alp ve Mehmet Dadak’ın üzerine yürüdü.

Ceketini çıkararak Mehmet Dadak’ın üzerine yönelen Akman’ı, diğer üyeler tutarken, Akman daha sonra da Hülya Alp’in üzerine yürüyüp omuz atmak attı. Alp ise kolunu göğsünün üzerine koyup, Akman’ı vücudu ile itti. Hülya Alp olaydan sonra Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ı arayarak Akman’ı şikayer etti.

GAZETEPORT’un haberine göre göre geçtiğimiz Cuma günü yapılan RTÜK toplantısında, Avrupa Sınır Ötesi TV sözleşmesinin RTÜK yasasına uyulmama çalışması yapılırken, daha önceki başkan Zahit Akman döneminde hazırlanan taslaktaki bazı maddelerin hukuki sorun yaratacağı görüldü. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Hülya Alp ‘’Müeeyyideler’’ ile ilgili maddeye karşı çıkınca Akman söz aldı ve kendi döneminde hazırlanan taslağı savundu.

KIZDI VE CEKETİNİ ÇIKARDI

Bu sırada Hülya Alp tekrar söz alınca Akman, ‘’Benim sözüm bitmedi, terbiyesizlik etmeyin ’’ dedi. Bu sırada devreye Mehmet Dadak girdi ‘’Nasıl konuşuyorsunuz, karşınızda bir bayan var’’ dedi. Daha da sinirlenen Akman ceketini çıkardı ve diktörtgen biçimindeki masanın etrafından dolaşıp bağırtarak Mehmet Dadak’a doğru koştu.

Diğer üyeler Akman’ı tutarken Akman geri dönüp bu kez Hülya Alp’in yanından geçti ve omuz attı. Alp ise bu saldırıyı elini göğsünün üzerine koyup vücudu ile Akman’ı iterek geçiştirmeye çalıştı. Olaydan sonra Alp ve Dadak toplantıyı terk etti.

Odasına çıkan Alp, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ı aradı ve konuyu aktararak, fiziki müdahaleye uğradığını ve artık güvenliklerinin kalmadığını söyledi. Arınç da çok üzüldüğünü ve konuyla ilgileneceğini vurguladı. Olaydan sonra RTÜK üyesi Hülya Alp ‘’ Duyduklarınız doğru, Böyle tatsız bir olay yaşandı. Çok üzgünüm’’ demekle yetindi.

carcharias
06-10-2009, 20:07
o kadar dizi manyağı haline getirildi ki toplum...
farkında mısınız, artık haberleri de dizi halinde izliyoruz!

dünyanın heryerinde olabilecek bir cinayet mesela. kız birini sevmiş, oğlan da bunu sevmiş. ama kızda bir değişim olunca sevgilisi tarafından kıskanılarak "ya benim olursun, ya toprağın" şeklinde zamazingolarla öldürülmüştür.

haber şöyle işlenir...




http://i34.tinypic.com/344pjc5.jpg

şükran palamut... gencecik... ömrünün baharında, kıskanç nişanlısı tarafından öldürüldü...(altta bir fon girer)













http://i33.tinypic.com/315fuw5.jpg

baba palamut olayı annesinin kızıyla ilgilenmemesine bağlarken anne palamut ise " bana bak bey, adam olaydın da kızına saaap çıkaydın" demekle yetindi.
(hemen mikrofonlar tutulur tani. incik cıncuk ne varsa sorulur.. kızınız hangi şarkıyı severdi efendim? tuttuğu takım neydi, her havuzun dibi aynı mı? neee? zıııttt.)









sonra haber dizimiz devam eder...

taa ebesinin... eee.. ilkokuluna kadar yani...incelerler olayı







http://i36.tinypic.com/mij3h3.jpg

sayın seyirciler, halbuki şükran ilkokulda öyle süper öyle süper bir öğrencidir ki, her sene takdir getirmektedir. (altta fon müziği devam). ip atlamayı sever, erkekler gibi top sektirirdi. (hasskt) hayat dolu bir kızdı yani.


büyüdü serpildi.gencecik bir kız oldu. gönlünü ta ilkokuldan beri arkadaş olduğu faruk kılfırça'ya kaptırmıştı. iki genç nişanlanır...



http://i37.tinypic.com/974tap.jpg


evliliğe gidecek denen bu ilişki, şükran'ın değişmesiyle sekteye uğramıştı.





http://i35.tinypic.com/2a9xjpi.jpg

şükran son zamanlarda aynaya çok bakıyor, kendini tv yıldızları gibi hayal ediyordu.









http://i38.tinypic.com/2ng6e50.jpg

nitekim götü büyüttü, memeyi silikonladı... adını da jenıfır on dı blok olarak değiştirince nişanlısı faruk kılfırça'nın ayarı kaçtı ve şükran'ı öldürdü...



http://i37.tinypic.com/1z33q0j.jpg

şükranın cansız bedeni etrafında ailesi feryat figan derken, baba palamut da "arka bahçe"den sözetmektedir. petrol çıkmıştır arka bahçeden ki bu da azzz sonra....



evet. hepi topu 3 dakika sürer sürmez bir haber, tam 20 dk böyle sunulur. televizyonculuk, habercilik... yani medya öyle berbat bir durumda ki, köşe yazılarında hergün birini eleştiren köşe yazarları bu konulara da baksalar... sanırım mesleği bırakırlardı. yok ya kimsenin birşeyi bırakacağı yok da sallıyorum işte.


takıldığım bir diğer husus da,

mesela sunucu muhabire soruyor...

örneğin birand, muhabir ahmet'e soruyor:


-evet ahmet, orada neler oldu biraz anlat bize. kimlerin şaftı kaydı, balataları yakan var mı?

muhabir lafa şöyle başlıyor:

-eee eevet birand burası süt liman, asayiş berkemal. hava güzel, su güzel, orman ne güzel...

hakbuki, haberi birand'a anlatmıyor ki! bize anlatıyor. "sayın seyirciler,şimdi olay yerindeyiz. o onun anasına,bu bunun bacısına hal hatır sorunca ortalık karıştı" demesi lazım diyeyim ben size!

yani sunucu muhabire, muhabir sunucuya hitab ederk konuşuyor. biz neciyiz, bu yayın kime yapılıyor belli değil.


http://i35.tinypic.com/2jfdaj9.gif

carcharias
07-10-2009, 20:08
http://i36.tinypic.com/dh4wig.jpg


(sözde) imf protestocularını izlerken aklıma cüneyt abimizin filmelerinde bir grup garip cahil cühela tipli insan azmanı düşman askerler vardır ya... onlar geldi.
hani böyle bir güzel bir hatunu arasına alıp dürtükleyen,biraz taciz,biraz kahkaha... orasını burasını mıncıklayıp yengeyi canından bezdiren "yerim seni" tarzında işte .

o sırada malkoçoğlu bir şekilde gökten iner gibi "hobaaa!" diye tam ortalarına.


-lennnn. bırakın avradı, elleşmeyin!


"dağılın,çekilin hastirin gidin" manasında yani...

ben de şu göstercilerin arasına öyle iniversem felan dedim:clown:


http://i33.tinypic.com/rhpyfa.jpg

-abbbooouuuaaaaa! kiyyaaaaaa. çotaaa.küttt!


büyüksün valla malkoçoğlu. bu arada kurt sinirlendi, "tarkan'da iyidir tamam kurt tamam bırak oğlum paçayı. kurt'un dişler de maşallah tarkan abi. öpim abi sen de büyüksün!" (yusuf yusuf):beurk:



haberleri izliyordum bir muhabire denk geldim kanalları karıştırırken.
meramını anlatırken polisin (sözde)imf protestocularını "enterne" edemediğinden bahsetti de "lan" dedim kendi kendime "enterne neyin nesi!"

karga "gak" dedi ya," çık şu dala bak!"... "çıktım baktım o dala, şu karga ne budala!"
açtım baktım yani...enterne etmek; gözaltına almak, istihbarat jargonunda etkisiz hale getirmek, etkisizleştirmek anlamında kullanılır.


başka başka bilgiler de var. hani ben bilemedim, bilmeyenler de öğrensin diye yazıyorum.Enterne etmek ingilizce "to intern" den dilimize girmis bir sozcuktur. Orjinindeki anlam da " alikoymak , elkoymak" anlamindadir.

öğrenmiş olduk sağol muhabir abi...:mut:

fakat aynı muhabir; yani "gözaltı" demek yerine olaya hava katayım diye "enterne etmek" lafını tercih eden abi, 30 saniye sonra kırılan camları göstermek için kalabalığa "kaçılın kaçılın" diye bağırınca

dedim "özüne döndün, hoşgeldiiinnn!"

kaçılmak

1 . Kaçma işi yapılmak.
2 . halk ağzında Çekilmek, savulmak:
"Kaçılın, araba geliyor."- .

ilkokuldan beri beni güldüren iki tane güzel şey vardı. biri "necefli maşrapa",diğeri "kaçıl". ben bunları duyunca okuyunca tebessüm ederim ne bileyim işte:clown:

-şşşş ooolum kaçılın lan. polis geliyor ana avrat enterne edecek! tercihan necefli maşrapaya da oturtabilir diyolaaa!


http://i37.tinypic.com/dqhhdl.jpg

carcharias
08-10-2009, 22:18
korku filmi gibi sanki. çok enterasan geldi,mekanımıza taşıyalım dedim...


------------o--




http://haber.gazetevatan.com/newpics/news/081020091632302907167_2.jpg


Tesadüf mü?

14 yılda 4 Türk'le evlendi hepsi öldü...

İsmail AKDUMAN / DHA

SAMSUN'da 81 yaşındaki kocası Hasan Ünlü'yü öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan 59 yaşındaki Gürcistan uyruklu Leila Ünlü, ilk kez hakim karşısına çıktı. Samsun 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Ünlü, eşini kendisinin öldürmediğini ileri sürerek, "Ben arkadaşımda misafirlikteydim. Eve gelince kendisini banyoda yerde görünce hemen çocuklarına haber verdim. Ben kimseyi öldürmedim. Eve geldiğimde eşim ölmüştü" dedi. Duruşmaya ölen Hasan Ünlü'nün 5 oğlu da katıldı. Babalarının kapıyı `Kim O' demeden kimseye açmadığını söyleyen 57 yaşındaki Şevket Ünlü, "Babamın bu kadınla evlenmesini hiç istemedik. Ama o bizi dinlemedi. Babamdan önceki 3 kocası da şüpheli bir şekilde ölmüş. Babamı bu öldürmüştür" dedi. Öte yandan ceset üzerinde yapılan incelemede, Hasan Ünlü'nün tırnakları arasında erkek kişilere ait DNA örneklerine rastlandığı belirtildi.Canik İlçesi Belediyeevleri Mahallesi'nde yaklaşık 5 ay önce meydana gelen olayda, Gürcistan uyruklu Leila Ünlü, polisi arayarak 1 yıllık eşi Hasan Ünlü'nün cansız bedenini banyoda bulduğunu ve 3 bin euro parasının çalındığını söyleyerek yardım istedi. Bunun üzerine eve gelen ekipler 8 çocuk babası Hasan Ünlü'nün başına sert bir cisim ile vurularak öldürüldüğünü tespit edince Leila Ünlü gözaltına alındı. Çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Samsun 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Ünlü, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında, "Ben arkadaşıma misafirliğe gitmiştim. Eve gidince eşimi göremedim. Telefonunu aradım. Banyodan ses gelince oraya gittim ki yerde yatıyor. Hemen çocuklarına ve komşulara haber verdim. Ben kimseyi öldürmedim. Eve geldiğimde ölmüştü. Ben eve hırsız girdi sandım. Diğer eşlerimin ölümüyle de benim bir ilgim yok. Ömürleri o kadarmış" diyerek suçsuz olduğunu ileri sürdü.

`BU KADINLA EVLENMESİNİ İSTEMEDİK'

Duruşmaya, Hasan Ünlü'nün çocukları Ahmet Ünlü (60), Mustafa Ünlü (46), Kadir Ünlü (62), İdris Ünlü (44) ve Şevket Ünlü de müşteki olarak katıldı. Babalarının sağlık durumunun iyi olduğu belirten Şevket Ünlü şunları söyledi:"Babamın bu kadınla evlenmesini hiç istemedik. Ama o bizi dinlemedi ve evlendi. Babam, dürbünden bakmadan ya da `kim o' demeden kapıyı asla açmazdı. O yüzden dışarıdan birinin eve girme ihtimali olduğunu düşünmüyorum. Bu kadının babamdan önceki 3 kocası da şüpheli bir şekilde ölmüş. Sadece Gürcistan'daki ilk eşinden boşanmış. Babamı bu kadın öldürmüştür."Diğer 4 kardeş de bu beyana katılarak sanıktan şikayetçi olduklarını söyledi.İstanbul Adli Tıp Başkanlığı'nda yapılan incelemede ise, ölen Hasan Ünlü'nün tırnakları arasında birden fazla erkek kişiye ait DNA örneklerine rastlandığı, Leila Ünlü'ye ait bulgulara rastlanmadığı belirtildi. Mahkeme tanıkların dinlemesi için duruşmayı ertelerken, sanığın tahliye talebini kabul etmedi.

TÜRK EŞLERİNİN HEPSİ ÖLDÜ

Leila Ünlü, 14 yıl önce Türkiye'ye gelerek ilk olarak Tekkeköy İlçesi'nde Osman Dibiç (58) ile evlendi ve bu evliliği yaklaşık 2 yıl sonra Dibiç'in ölmesi üzerine bitti. Bir kaç ay dul kaldıktan sonra aynı yıl Çarşamba İlçesi'nden Ali Usta (60) ile evlendi. Ancak bu evliliği de Usta'nın 1 ay sonra ölmesi üzerine sona erdi. 5 yıl evlenmeyen Leila Ünlü, 2002 yılında Çarşamba İlçesi'nde yaşayan Hüseyin Kol (69) ile bir kez daha nikah masasına oturdu. 4 yıl süren bu evliliği de Kol'un 2006 yılında hayatını kaybetmesi üzerine sona erdi Hasan Ünlü'nün de ölmesi üzerine Gürcü kadın cezaevine girdi. Leila Ünlü'nün sadece Gürcistan'daki ilk eşinin hayatta olduğu belirtildi.

carcharias
09-10-2009, 19:40
http://i37.tinypic.com/1o28gm.jpg


Allahtan filmlere dizilere görüntü yasağı geldi de çocuklarımız alkolik bir tiryaki olmaktan çıktılar…






Şimdi bir olay daha var sırada…

Tenlerin birleşmesi, vücut diliyle anlaşmanın zevkli bir yolu işte… sevişmek… kimine göre yiyişmek.

Neşet ertaş’ın dizeleri vardı;

Sevgi için benim arif olduğum
Doğrudur sevgiden iman bulduğum
Benim inandığım benim bildiğim
Sevişmek ibadettir sevgi imandır




http://i38.tinypic.com/21ovr49.jpg

Aşk-ı memnu diye dizi var. Artık o mu vesile oldu nedir bilmem, sevişme sahnelerinde şifre mi,mozaik mi ne yapacaklarsa artık… çocuklara kötü örnek,toplum ahlakı falan gibi bahanelerle sansürlenecekmiş.

Asıl maksat, çocukların ahlakını ve psikolojisini bozmamak.
Diğer taraftan bir dizi var. Örnek olsun diye veriyorum. Neticede bahsedeceğim şeyler sırf bu dizide yok. Popüler diye veriyorum;

http://i33.tinypic.com/24q7d6t.jpg

Cep telefonu taşır gibi ellerinde silahla gezen,Çatapat patlatır gibi mermi patlatan, kanın gövdeyi götürdüğü,kimin öldüğü,kimin yaşadığı belli olmayan bir dizi.



Behlül kişisinin bihter kişisini öpmesiyle ahlakı ve psikolojisi bozulmuş bir insan evladı:

http://i37.tinypic.com/2up2w5l.jpg






Bunlar da bayram harçlıklarıyla oyuncak tacbanca almış insan evlatları…

http://i36.tinypic.com/10ol4pe.jpg





Elin yabancısının “make love, not war” dediği “savaşma, seviş” sloganı adı üstünde slogan işte.sadece slogan...

ekranda sevişen görürsen gayri ahlaki, savaşan görürsen "dizi işte ya,film işte ya nooolcak ki.bişi olmaz, dizi yav dizi”

Öncelikleri algılamam yanlış belki. Yani bana kalsa sansür yapacak olsam, ekrandan silahı kaldırırım evvela. Ortalık polat’tan geçilmiyor. Ha , diyeceksiniz ki "mafyası, silahı,ölmesi,öldürmesi..bunlar da hayatın bir parçası ve sergiliyorlar”. Doğru. Var bunlar. Yalan diyecek halimiz yok. Ama sevişme,öpüşme de bir "gerçek". sevişme sahnesinden psikolojisi bozulan evlat, silahla ne hale geliyor? Madem öyle, versinler doğru bir saatte. Gece 1 mi olur 2 mi bilmem. Benim kıt aklım almıyor.