PDA

View Full Version : Aziz Nesin Den Tüm Sevenlere !



Detay
16-03-2005, 23:45
bir arkadasımın yolladıgı yazıyı sizinle paylasmak istedım forum dostlarım ..

Usta Böyle diyor;
>
>Kız, sen delirdin mi?
>Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın
>var,
>ne güzel, tadını çıkar...
>Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi yazmışsın
>bana...
>Her şeye boşver ve aşkı yaşa...
>İlle de büyük aşk olması gerekmez;
>yaşanan her aşk büyüktür,yeter ki tadını çıkarmasını
>bil...
>
>
>Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,
>günü gününe sev, sevginin tadını çıkar...
>Sevgide geleceği düşünürsen aşkı bombok edersin.
>Sakın haaa...
>Sonsuz monsuz diye herifin başını yeme...
>Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğin erkeği bile
>umursama, salt kendin
>için sev, bencilce yaşa aşki,bütün maddesiyle...
>Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler
>kalır sonunda,ne şu, ne de
>bu...
>Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan
>- ne yazik ki gerekli olan- gereçlerdir.
>Aslolan aşktır yaşamda...
>Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı
>yaşayarak sev...
>İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik
>etme... İster sürer, ister
>sürmez...
>Sen o anı yaşa yeter ki...
>Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...
>Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç
>düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da...
>Anılar kazanıyorsun daha ne...
>İç o zaman, sarhoş ol...
>Yüce yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat
>edersin; çünkü sevginin kendisinden daha yüce bir şey
>olamaz..
>Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...
>Sakın kuşkulara kapılma.
>Herifi didikleme, yiyip bitirme...
>Türk karıları genellikle bir beladır çünkü, batası
>gelenekleri, görenekleri
>öyle...
>Sakın bu aptallığı yapma...
>Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika
>sonrasını bile düşünme,
>sevginin içine edersin...
>An an yaşa, derin derin hem de...
>Afferin sana...
>Çok sevindim.
>İşe güce boşver.
>Artık sana ne Surname'yi, ne de başka şeyi soruyorum.
>Keyfince yaşa, sev...
>Sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boşver ve o
>zaman o güzelim
>yalnızlığına sarıl...
>O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve
>sonunda onun koynuna
>girmek için kendi
>kollarımızla kendimizi sararız...
>O zaman da hiç üzülmeyeceksin.
>Cünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;
>günün birinde anamız bile
>bizi bırakır gider, ama o yalnızlığımiz, biz yaşadıkça
>bizi hiç bırakmaz...
>Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!
>Hadi, sevgiyle öperim. Yaşa sen !...
>
>AZIZ NESIN
>

Detay
17-03-2005, 13:46
yazıya yorum yazılmamıs okuyan yok sanırım

XZARA_
17-03-2005, 15:02
bir arkadasımın yolladıgı yazıyı sizinle paylasmak istedım forum dostlarım ..

Usta Böyle diyor;
>
>Kız, sen delirdin mi?
>Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın
>var,
>ne güzel, tadını çıkar...
>Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi yazmışsın
>bana...
>Her şeye boşver ve aşkı yaşa...
>İlle de büyük aşk olması gerekmez;
>yaşanan her aşk büyüktür,yeter ki tadını çıkarmasını
>bil...
>
>
>Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,
>günü gününe sev, sevginin tadını çıkar...
>Sevgide geleceği düşünürsen aşkı bombok edersin.
>Sakın haaa...
>Sonsuz monsuz diye herifin başını yeme...
>Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğin erkeği bile
>umursama, salt kendin
>için sev, bencilce yaşa aşki,bütün maddesiyle...
>Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler
>kalır sonunda,ne şu, ne de
>bu...
>Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan
>- ne yazik ki gerekli olan- gereçlerdir.
>Aslolan aşktır yaşamda...
>Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı
>yaşayarak sev...
>İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik
>etme... İster sürer, ister
>sürmez...
>Sen o anı yaşa yeter ki...
>Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...
>Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç
>düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da...
>Anılar kazanıyorsun daha ne...
>İç o zaman, sarhoş ol...
>Yüce yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat
>edersin; çünkü sevginin kendisinden daha yüce bir şey
>olamaz..
>Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...
>Sakın kuşkulara kapılma.
>Herifi didikleme, yiyip bitirme...
>Türk karıları genellikle bir beladır çünkü, batası
>gelenekleri, görenekleri
>öyle...
>Sakın bu aptallığı yapma...
>Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika
>sonrasını bile düşünme,
>sevginin içine edersin...
>An an yaşa, derin derin hem de...
>Afferin sana...
>Çok sevindim.
>İşe güce boşver.
>Artık sana ne Surname'yi, ne de başka şeyi soruyorum.
>Keyfince yaşa, sev...
>Sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boşver ve o
>zaman o güzelim
>yalnızlığına sarıl...
>O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve
>sonunda onun koynuna
>girmek için kendi
>kollarımızla kendimizi sararız...
>O zaman da hiç üzülmeyeceksin.
>Cünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;
>günün birinde anamız bile
>bizi bırakır gider, ama o yalnızlığımiz, biz yaşadıkça
>bizi hiç bırakmaz...
>Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!
>Hadi, sevgiyle öperim. Yaşa sen !...
>
>AZIZ NESIN
>

... :bravo: :bravo: :bravo: :bravo:

MAGIC32
17-03-2005, 15:29
yazıya yorum yazılmamıs okuyan yok sanırım

Sn Detay bu şiir , Aziz Nesin'in şairliğine laf edip O'nu şairden saymayanlara kapak olmuştur zamanında..
..ve değil biz hiç kimse bu şiirin üstüne yorum falan yazamaz zaten, bir kere daha okudum ve saygıyla andım usta'yı..ilettiğiniz için sağolun..sevgiler..

Detay
17-03-2005, 15:34
tesekkurler dostlar ;
ben yorum derken zati kotu olarak kastetmemıstım herkes heralde hak ettigi degeri sizin gibi guzel yazılarıyla verecektır..
tekrar tesekkurler..

XZARA_
17-03-2005, 17:03
Susarak

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....


AZİZ NESİN

XZARA_
17-03-2005, 17:07
Yaşıyorum demek

Cok merak edıyorum kendımı
Basıma bırsey mı geldı
Öldum mu kaldım mı
Hıcbır haber yok kendımden
Bu sabah kapımı caldım
Kapıyı acan kendım
Bır sure kendıme baktım
Bu gulec yuz bendım
Oh ne guzel bır sabah
Bugun de yasıyorum demek
Benden baska yok kımsem
Benı merak edecek


AZİZ NESİN

Detay
17-03-2005, 17:07
harıka gercekten cok tesekkurler sayın xzara...
saygılarımla

XZARA_
17-03-2005, 17:11
saygılar bızden...

gemici
17-03-2005, 21:07
damda deli var ile baslam1st1m Nesini okumaya 196.....................

JAKO
17-03-2005, 21:25
rıfat bey neden kaşınıyor

XZARA_
20-03-2005, 16:12
SIVAS ACISI

Ben tanırım
Bu bulut bizim oranın bulutu
Hemşeriyiz ne de olsa
Benim için kalkmış ta Sıvas'tan gelmiş
Yurdumun bulutu
Başımın üstünde yeri var

Ben bilirim
Bu rüzgâr bizim oranın rüzgârı
Hemşerimiz ne de olsa
Benim için kopup gelmiş yayladan
Yurdumun rüzgârı
Kurutsun diye akan kanlarımı

Ben anlarım
Bu acı bizim ora işi hançer acısı
Bir ülkedeniz ne de olsa
Aynı dili konuşsak da
Anlamayız birbirimizi
Hançerin nakışı
Tanıdım acısından Sıvas işi

Ben duyarım duyumsarım
Bizim oranın sızısı bu
Binip kara bir buluta Sıvas ilinden
Sıvas rüzgârında uçup gelmiş
Helallik dilemeye

Ey yüreğimin onmaz acıları
Ey beynimin dinmez sancıları
Suç ne bende ne de sende
Suç seni karanlıklara gömenlerde
Ne de olsa yurttaşımsın
Kapalı olsa da bütün vicdan kapıları yüzüne
Bilmelisin bir yerin var canevimde


Aziz NESİN

XZARA_
20-03-2005, 16:13
DAR DÜNYA

Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım

Acımın acısından susmuşum
Ki suskunluğum göklere sığmıyor
Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım
Gönül dar geliyor sevgime
Kafam beynime
Ah şakaklarım
Çatlayacağım
Anladım artık anladım
Kimselere anlatamayacağım



Aziz NESİN

XZARA_
20-03-2005, 16:15
SON İSTEK

Bitki olacaksam
Çayır çimen olayım
Aman baldıran değil
Yol altında kalacaksam
Gelin arabaları geçsin üstümden
Çelik paletler değil
Üstümde çocuklar koşuşsun
Ne kaçan ne kovalayan
Askerler değil
Kerpiç yapacaksanız beni
Okullarda kullanın
Cezaevlerinde değil
Soluğum tükenmez de kalırsa
Islık öttürsünler
Aman ha düdük değil
Kalem yapın beni kalem
Şiirler yazan sevi üstüne
Ölüm kararı değil
Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında
Sakın ola ki
Silahlarla değil


Aziz NESİN

Detay
20-03-2005, 17:37
oncelıkle katılımınız icin cok tesekkur ederim gercenten okudukca cok memlun oluyorum..bu arada katılımla beraber topic de yer degistirmis sanırım..
daha guzel olmus ellerinize saglık
hoscakalın...

alphan
20-03-2005, 18:19
SIVAS ACISI

Ben tanırım
Bu bulut bizim oranın bulutu
Hemşeriyiz ne de olsa
Benim için kalkmış ta Sıvas'tan gelmiş
Yurdumun bulutu
Başımın üstünde yeri var

Ben bilirim
Bu rüzgâr bizim oranın rüzgârı
Hemşerimiz ne de olsa
Benim için kopup gelmiş yayladan
Yurdumun rüzgârı
Kurutsun diye akan kanlarımı

Ben anlarım
Bu acı bizim ora işi hançer acısı
Bir ülkedeniz ne de olsa
Aynı dili konuşsak da
Anlamayız birbirimizi
Hançerin nakışı
Tanıdım acısından Sıvas işi

Ben duyarım duyumsarım
Bizim oranın sızısı bu
Binip kara bir buluta Sıvas ilinden
Sıvas rüzgârında uçup gelmiş
Helallik dilemeye

Ey yüreğimin onmaz acıları
Ey beynimin dinmez sancıları
Suç ne bende ne de sende
Suç seni karanlıklara gömenlerde
Ne de olsa yurttaşımsın
Kapalı olsa da bütün vicdan kapıları yüzüne
Bilmelisin bir yerin var canevimde


Aziz NESİN

Teşekkürler XZara :bravo: :aglayan: :düsün: :bravo: :bravo:

XZARA_
22-03-2005, 12:33
BAĞIŞLA

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken seviye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş

AZİZ NESİN

Detay
22-03-2005, 12:51
iste kelımelerin kıfayetsız kaldıgı bir an ..tesekkurler xzara..gercekten harika..
ellerinize saglık..

XZARA_
24-03-2005, 20:57
Yok

Kitabımı sana adamak istedim
Gözlerine baktım
Gözlerin yok
Öpmek istedim
Yüzüne baktım
Yüzün yok
Tutmak istedim elini
Elin yok
İşit sözlerimi yüreğe işleyen
kulakların yok
Anlat bana bişey anlat
Dilin yok
Haydi yanyana
yanın yok
Kitabımı sana adamak istedim
Adın yok
Güvercin getirdi şiirimi geriye
Bu dünyada anlattığın kadın yok...


AZİZ NESİN

XZARA_
29-03-2005, 16:12
En Güzel

Bu müze var ya bu müze
Seninle gezerken güzel
Kimseler yoksa salonda
Seni öpmek en güzel
Bu rakı var ya bu rakı
Seninle içerken güzel
Kimler olursa olsun varsın
Rakili ağzından öpmek en güzel
İşte bu dünya var ya bu dünya
Seninle yaşarken güzel
Sen varsın ya sen
Ancak benimleysen güzel

AZİZ NESİN

XZARA_
29-03-2005, 16:13
Sen Söylemeden de Biliyorum

Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Cok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En buyuk acim olacak
Ama isini birak bende
Ayrimsiyorum ki unutacaksin
Aci kursun bir okyanus
Ama tadini birak bende
Nasil olsa gideceksin
Hakkim yok durdurmaya
AMA KENDINI BIRAK BENDE

AZİZ NESİN

MAGIC32
29-03-2005, 16:16
bu akşam TRT-2 de.....
Aziz Nesin Hikayeleri "Peki Olur Sekerim" 29.03.2005 20:35 / TRT2
Oyuncular: Güven Kiraç, Lale Mansur, Levent Yilmaz, Nalan Açin,
Deniz Türkali, Müjdat Gezen, Savas Dinçel, Mustafa Alabora ve Nezih Tuncay
Ziya, orta yasli bir kalfadir. Daha önce basindan geçen evlilik bosanmayla sonuçlanmistir. Eski evliliginden dili yanan Ziya, kendine anlayisli bir es ararken Rahime ile karsilasmis, Rahime’nin her istegine “peki olur sekerim” diye karsilik vermesinden ve uysalligindan çok etkilenmistir. Bu sebeple Rahime’ye evlenme teklifinde bulunur.

Ziya’nin belli konularda takintilari vardir. Zamanla Rahime’nin çay bardagini agzina kadar doldurmasindan, kibrit kutusuna yanmis kibritleri koymasindan ve tirnaklarini yemesinden çok rahatsiz olmaya baslar. Bu rahatsizligini defalarca ifade etmesine ragmen Rahime bu huylarindan vazgeçmemektedir.

Patronu Ercan Bey, Ziya’nin çaliskanligi ve becerikliliginden etkilenmis ve O’na bir isyeri açmaya karar vermistir. Bu konuyu konusmak için bir aksam esiyle beraber Ziya’nin evine çaya gelir. Ziya, kendisi için çok önemli olan bu gecede, Rahime’den kendisinin takintili oldugu konularda özellikle dikkatli olmasini ister. Rahime her zamanki gibi bildigini okuyarak Ziya’nin sinir krizi geçirmesine neden olur. Ziya, Rahime’nin bogazina sarilir, Ercan Bey Rahime’yi kurtarmaya çalisirken Ziya’dan yumruk yer. Ercan Bey’in esi Güler Hanim ise bunun üzerine Ziya’nin kafasina bir vazo ile vurur.

Ziya, bu bayginlik süresinde kendisini öbür dünyada bir kurul karsisinda yargilanirken görür. Ayildiginda Rahime de kendine gelmistir.

XZARA_
29-03-2005, 16:19
Sn Magıc32 tesekkurler....

MAGIC32
29-03-2005, 16:29
rica ederim, keşke trt böyle yapımları hakettiği ölçüde duyurabilse..
bu çapta bir oyuncu kadrosu ve hikaye özel kanallardan birinde olsa tanıtımını izlemekten gına gelirdi kesin.. ama trt-2'yi ben uzun zamandır kumandamda hakettiği bir sıraya koymuştum, bu yüzden kaçırmıyorum :) sevgiler..

XZARA_
29-03-2005, 16:34
evet haklısınız....ben de trt 2 yı zevkle ızlıyorum...
ıyı fılmler oluyor...kacırmamaya calısıyorum...sanırım cuma aksamları...
saygılar sevgıler

aZrAiL
29-03-2005, 20:05
29 mart 2005 tarihinde-bugün- "peki olur şekerim (http://www.trt.net.tr/wwwtrt/progdetay.aspx?tur=TV&proid=1008)" adlı hikaye ile başlayacak olan Aziz Nesin hikayelerinin televizyon filmi versiyonları şunlar:

Fide Motan'ın yönettiği filmler:
Peki olur şekerim
Damatlık şapka
Fişgittin bey
Taşı sıksam suyunu çıkarırım
Deliyle geçen gece

Ömer Kavur 'un yönettiği filmler:
Beş kollu avize
Patroniçe
Koltuk

Detay
30-03-2005, 10:30
okudukca daha da mutlu olmanın keyfını yasıyorum....
tesekkurler dostlar

MAGIC32
30-03-2005, 12:17
bu akşam TRT-2 de.....
Aziz Nesin Hikayeleri "Peki Olur Sekerim" 29.03.2005 20:35 / TRT2
Oyuncular: Güven Kiraç, Lale Mansur, Levent Yilmaz, Nalan Açin,
Deniz Türkali, Müjdat Gezen, Savas Dinçel, Mustafa Alabora ve Nezih Tuncay


seyrettiniz mi bilmiyorum, bence gerekli özen gösterilmemiş, çekim vs de kötüydü maalesef...
oyuncu kadrosundan Deniz Türkali, Müjdat Gezen, Savas Dinçel, Mustafa Alabora ve Nezih Tuncay'ın konuşması yoktu, sallanan sandalyelerde sallanıp durdular... Azizi Nesin'le ilgili bir iş yapılıyorsa daha fazla özen gösterilmesi gerekir... neyse inşallah diğer bölümler doyurucu olur..sevgiler...

XZARA_
30-03-2005, 22:13
GÜNEŞ DOĞUNCA

O çırılçıplak gecede
Sen sendin ben de ben
Bütün gece güneş açtık öpüşlerden
Gün doğunca ne oldu birden
O sabah kendi soğuğumuzdan
Kar yağdırdık güneşten
hep o korkuydu içimdeki
Ya sen de sen değilsen.

AZİZ NESİN

Detay
30-03-2005, 22:36
dostum xzara tesekkurler...
ustat ın siirlerinin devamını beklıyoruz..
saolasın..

XZARA_
31-03-2005, 12:29
Telefon

Gelmİyorsun Gelme
Sesİnİ GÖnder Yeter
Serum Gİbİ Kan Gİbİ
Her TÜrlÜ Derman Gİbİ
Bİr İŞ İcİn Deyİl
Sormak ÖĞrenmek İÇİn DeĞİl
HİÇ Bİrsey SÖylemeden Anlat Herseyİ
Salt Sesİn Sesİn
Bİr GÜl Bİr Daha GÜl
Sonra Kapat Telefonu
Bana Bende Kalan Sesİn Yeter


Azİz Nesİn

XZARA_
02-04-2005, 13:12
Arkadaşım Bağdem Ağacı

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiceklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatli söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hemde bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmesede hiç bir aşkın
Açalım yinede çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sende bu güzel havaya

AZİZ NESİN

vizyoner
02-04-2005, 13:16
seyrettiniz mi bilmiyorum, bence gerekli özen gösterilmemiş, çekim vs de kötüydü maalesef...
oyuncu kadrosundan Deniz Türkali, Müjdat Gezen, Savas Dinçel, Mustafa Alabora ve Nezih Tuncay'ın konuşması yoktu, sallanan sandalyelerde sallanıp durdular... Azizi Nesin'le ilgili bir iş yapılıyorsa daha fazla özen gösterilmesi gerekir... neyse inşallah diğer bölümler doyurucu olur..sevgiler...
Özen olmaması biraz da kozmetik düşünceyle ilgili olabilir.
TRT yönetiminin veya daha geniş anlamda siyasilerin bazı kesimlerle barışma amacı taşıması olabilir mi?
İlerleyen bölümlerin temalarında görebileceğiz..

XZARA_
05-04-2005, 16:06
Yuva

Yanyana geldikçe daha uzak
Birlikteyken daha kimsesiz
Bir ağırı sızım sızım yeri belirsiz
O da yalnız
Ben de yalnız
Acılar tütüyor bacamızdan
Görünmeyen taş duvarlar örmüşüz
Duvar olduk kendimize kendimiz
Ne yana dönsek
Kendimize çarparız

AZİZ NESİN

XZARA_
10-04-2005, 20:21
Daha ne

Verebileceğinin hepsini verdi
Yaşattı sana yaşanmamışlarını
Ama sen sonsuz sınırsız doyumsuz
Hiçbir sevi sür-git değil
Cennet bir tadımlık
Mutluluk bir şimşek parıltısınca
Zaman nasıl donmuşsa bir resimde
Donmuşluğudur zamanın mutluluk
Ölümsüz olan bir anmalık
Yaşattı seni yaşayamadıklarında
Hem de ölesiye
Daha ne

Aziz Nesin

Detay
10-04-2005, 20:55
ellerine saglık xzara dostum kocaman sevgilerle...

XZARA_
11-04-2005, 15:29
Şiire Tutunmak


Yok başka hiçbir umarın
En granit kayanın en ortasında
Balta girmemiş karanlıklarında kıpırtısız
Ya ölmektir kurtuluşun
Yada şiir tutunmak

O en gergin tele şöyle bir dokun
Son tınıyla tel kopsun
Ayak sesleri duyulsun ölümün
Her yanın her yönün çıkmaz
Nereye baksan yok
Hiç bile herşey sayılır o bulunduğun yerde
Kurtarırsa kurtarır ancak
Yine şiire tutunmak.

AZİZ NESİN

XZARA_
13-04-2005, 13:19
Bitki Olacaksam

Bitki Olacaksam
Çayır çimen olayım
Aman baldıran değil
Yol altında kalacaksam
Gelin arabaları geçsin üstümden
Çelik paletler değil
Üstümde çocuklar koşuşsun
Ne kaçan ne kovalayan

AZİZ NESİN

XZARA_
14-04-2005, 12:39
Boğulan Şair



Senin seyircilerin düşman
Senin yargıcıların düşman
Öylesine yenmek zorundasın ki
Kıl payı bırakmadan

Sayısız genlerle donatmalısın
İmgeden kristallerini
Ki kamaşsın gözleri
Yüreğinden yansıyan ışıltılardan

Elmasını öyle yontmalısın ki sözcüklerden
Bakırı kükürdü çevirip altına
Ki gözlerini alsınlar da kör olsunlar
..........


AZİZ NESİN

XZARA_
18-04-2005, 21:40
Kendime Öğüt

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal ...

AZİZ NESİN

XZARA_
21-04-2005, 13:25
TELEFON

Gelmiyorsun gelme
Sesını Gönde Yeter
Serum Gibi Kan Gibi
Her Türlü Derman Gibi
Bir İş İcin Deyil
Sormak Öğrenmek İçin Değil
Hiç Birsey Söylemeden Anlat Herşeyi
Salt Sesin Sesin
Bir Gül Bir Daha Gül
Sonra Kapat Telefonu
BANA BENDE KALAN SESİN YETER


AZİZ NESİN

XZARA_
01-05-2005, 15:57
kaybettım senı.........................

XZARA_
01-05-2005, 21:56
Ölüme Eğilmek

Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim

AZİZ NESİN

alphan
02-05-2005, 13:11
Masal

Sen ki taşı toprağı
Sen ki dalı yaprağı
Sen ki suyu havayı konuştururdun
Şimdi kendin neden sustun

Parmakların ki bilirdi her dilden
Söyleşir sevişirdi insancadan
Sesler yaratırdı değindiği yerden
Sanki hiç yokmuş gibi susmuş

Ne geceler konuşuyor ne gündüzler
Ne bulutlar ne yıldızlar
Ne senin sözün geçiyor artık
Ne sana söz geçer

Zaman donmuş uzam bitmiş
Hem konuşan hem konuşturan
Ellerindeki görünmeyen kuş
Sonsuz bilinmezlere uçmuş

Konuş doğa hadi konuş
Buralarda gördün mü
Bir zamanlar taşla kuşla konuşan birini
Bir varmış bir yokmuş

AZİZ NESİN

alphan
05-05-2005, 15:58
SEVİ DURAĞI

Sözverdiğimiz yerde buluştuk
Sözverdiğimiz zamanda değil
Ben yirmi yıl erken gelip bekledim
Sen geldin yirmi yıl geç
Ben seni beklemekten yaşlıyım
Sense beklettiğin için genç

AZİZ NESİN

XZARA_
20-05-2005, 11:04
Boşuna

Sen yoksun
Boşuna yağıyor yağmur
Birlikte ıslanamayacağız ki

Boşuna bu nehrin
Çırpınıp pırpırlanması
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki

Uzar uzar gider
Boşuna yorulur yollar
Birlikte yürüyemeyeceğiz ki

Özlemler de ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız
Birlikte ağlayamayacağız ki

Seviyorum seni boşuna
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemeyeceğiz ki

Aziz Nesin

XZARA_
21-05-2005, 13:44
Hepsi Ayni

Kaç sevgiliyi sonuncu saydiysam
Hepsi de ayni kadindi
Bilmiyorlardi kendilerini
Ama ben biliyordum
Çünkü hep ayni bendim.
Kaç kadini seviyorum dedimse
Hepsi de ayni kadindi
Bilmiyorlardi birbirlerini
Ama ben biliyordum
Çünkü hepsini seviyordum.
Kaç kadin ihanet ettiyse
Hepsi de ayni kadindi
Bilmiyorlardi kaç yaram oldugunu
Ama ben biliyordum
Çünkü vurulan hep bendim.


Aziz Nesin

XZARA_
22-05-2005, 11:15
İnsanlar Gider

insanlar gider sarkilari kalir
sarkilar var uzun
yüzyillar dolanir
sarkilar var kisa
söylendigi yerde kalir
sarkilar var benim sarkilarim
söyletmezler içimde kalir

Aziz Nesin

XZARA_
23-05-2005, 18:55
Yüzün

Güz sabahi bugusunda bir salkim üzüm mü avuçlarimdaki ne?
Ayisigi yansiyor yüzüne.
Ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle isiksi yüzü
bir onyedi yasindakinde gördüm,
bir de simdi düsümde.


Aziz Nesin

HOWARD ROAK
23-05-2005, 19:23
10 yaşından 13 yaşına kadar bütün kitaplarını okumuştum... iyiki de okumuşum..

XZARA_
19-06-2005, 12:46
SESLER

Gecenin bir zamanı evine gelince
Kilitte duyuyorsan anahtarın sesini
Anla ki yalnızsın

Elektrik düğmesini çevirince
Çıt diye bir ses duyuyorsan
Anla ki yalnızsın

Yatağına yatınca
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan
Anla ki yalnızsın

Odanda kâğıtlarını kitaplarını
Duyuyorsan zamanın kemirdiğini
Anla ki yalnızsın

Bir ses geçmişlerden
Çağırıyorsa eski günlere
Anla ki yalnızsın

Değerini bilmeden yalnızlığının
Kurtulmak istiyorsan
Kurtulsan da yapayalnızsın

AZİZ NESİN

AKARTAL83
06-07-2006, 11:26
bugün aziz nesin ölüm yıl dönümü

baron11
06-07-2006, 12:25
Aziz Nesin'le İlgili Elinizde Ne Varsa


Bilgi Üniversitesi ve Nesin Vakfı Aziz Nesin Arşivini birlikte yürüttükleri çalışmayla yeniden düzenliyor. Ortaklaşa yürütülen bir diğer çalışma da kapsamlı bir Aziz Nesin belgeseli.

Bilgi Üniversitesi Televizyon Gazeteciliği Bölümü Öğretim Görevlisi Ethem Özgüven, yazar Aziz Nesin'le ilgili bir belgesel ve arşiv oluşturmak için elinde veri ve belge bulunanlardan film, video, ses kaydı, fotoğraf gibi malzemeler bekliyor.

Proje Sorumlusu Ethem Özgüven, daha önce Aziz Nesin'le ilgili yapılan çalışmaları yeterli bulmadıkları için böyle bir girişimde bulunduklarını anlattı. Özgüven, belgesel ve arşiv çalışmasını Nesin Vakfı ile birlikte yürütüyor.

Ellerinde Aziz Nesin'le ilgili film, video, ses kaydı, fotoğraf ve benzeri görsel ve işitsel malzemeye sahip olanların, bunları kısa bir süre için Nesin Vakfı'na ödünç vermelerini isteyen Özgüven, yıpranmış, kurgusuz, önemsiz, gereksiz demeden her türlü belgeyi değerlendireceklerini bildirdi.

Yapılacak çalışma ile edebiyat ve siyaset tarihine önemli bir katkıda bulunulacağını kaydeden Özgüven, 1993'te Aziz Nesin'le ilgili bir belgesel yapmış, İngilizce ve Almancaya çevrilen bu belgeselle uluslararası bir de ödül almıştı.

SIVAS ACISI

Ben tanırım
Bu bulut bizim oranın bulutu
Hemşeriyiz ne de olsa
Benim için kalkmış ta Sıvas'tan gelmiş
Yurdumun bulutu
Başımın üstünde yeri var

Ben bilirim
Bu rüzgâr bizim oranın rüzgârı
Hemşerimiz ne de olsa
Benim için kopup gelmiş yayladan
Yurdumun rüzgârı
Kurutsun diye akan kanlarımı

Ben anlarım
Bu acı bizim ora işi hançer acısı
Bir ülkedeniz ne de olsa
Aynı dili konuşsak da
Anlamayız birbirimizi
Hançerin nakışı
Tanıdım acısından Sıvas işi

Ben duyarım duyumsarım
Bizim oranın sızısı bu
Binip kara bir buluta Sıvas ilinden
Sıvas rüzgârında uçup gelmiş
Helallik dilemeye

Ey yüreğimin onmaz acıları
Ey beynimin dinmez sancıları
Suç ne bende ne de sende
Suç seni karanlıklara gömenlerde
Ne de olsa yurttaşımsın
Kapalı olsa da bütün vicdan kapıları yüzüne
Bilmelisin bir yerin var canevimde


Aziz NESİN

Allah rahmet eylesin.

Kanarya
06-07-2006, 12:55
Olumunun 11. yildonumunda Aziz Nesin'i saygiyla aniyorum.

Huzur icinde yatsin.

------

ÖLÜME EĞİLMEK

Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim

Aziz NESİN

http://img148.imageshack.us/img148/2958/aziznesin4kw.jpg

JAKO
06-07-2006, 13:46
aziz nesin; genç kızlara bakıyorum çok güzeller, kadınlara bakıyorum çok güzeller, kız çocuklarına bakıyorum çok şirinler, çok güzeller.. peki bu cadılar neyin nesi demişti. :)

AKARTAL83
06-07-2006, 14:01
ya arkadaşlar bende resimli bir yazı var fakat ben ekleyemiyorum nasıl yapıldığını bir anlatırsanız sevinirim

baron11
06-07-2006, 14:10
http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=8138
Üzerini tıkla.WWW.imageshack.us adrese gir,girdikten sonra gözat seçeneğinden upload yapacaksın resmi seçeceksin.Daha sonra host it butonuna basarak bekleyeceksin.(IMG)......(IMG) olan yeri kopya yapıyorsun daha sonra resmi yollayacağın yere yapıştırıyorsun.

trakyalı
06-07-2006, 14:50
Filmi benim kasabamda Vize de çekildi.
Filimde bir parca bende gözüküyorum.
Kemal Sunal ona da Allah Rahmet Eylesin o rolü güzel oynamıştı...

AKARTAL83
06-07-2006, 15:18
http://img72.imageshack.us/img72/4963/azznesn4na.jpg (http://imageshack.us)

AKARTAL83
06-07-2006, 15:19
http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=8138
Üzerini tıkla.WWW.imageshack.us adrese gir,girdikten sonra gözat seçeneğinden upload yapacaksın resmi seçeceksin.Daha sonra host it butonuna basarak bekleyeceksin.(IMG)......(IMG) olan yeri kopya yapıyorsun daha sonra resmi yollayacağın yere yapıştırıyorsun.

baron11 çok sağol ya teşekkürler

XZARA_
14-07-2006, 20:09
DAR DUNYA

Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım

Acımın acısından susmuşum
Ki suskunluğum göklere sığmıyor
Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım
Gönül dar geliyor sevgime
Kafam beynime
Ah şakaklarım
Çatlayacağım
Anladım artık anladım
Kimselere anlatamayacağım

AZIZ NESIN

buzzy
14-07-2006, 21:49
daha önce yazılmış ama ben de yazmak istedim..çok anlamlı çünkü..
Kendime Öğüt

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...


Aziz Nesin

Condor
14-07-2006, 23:40
daha önce yazılmış ama ben de yazmak istedim..çok anlamlı çünkü..
Kendime Öğüt

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...


Aziz Nesin

Bu satırları yazarken onun nasıl bir ruh halinde olduğunu merak ettim. Normal şartlar altında bu kelimeleri bu kadar güzel ve anlamlı kılması için ne dünya ona erişmeli nede o dünyaya, kendi dünyasında yazabilir diye düşündüm. Sonrada evrenselleşebilir.

Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...

baron11
15-07-2006, 09:25
67.YAŞ

Benim doğduğum gün
Günler uzamaya başlar
Öyle bir öleceğim ki
Geceler uzamaya başlayacak
Ve öyle bir öleceğim ki
Günlerle gecelerden başka
Hiç kimse öldüğümü anlamayacak

Aziz NESİN

egedenizi
05-08-2006, 10:10
http://www.nesinvakfi.org/

egedenizi
05-08-2006, 10:15
Aziz neden Nesin dedin kendine, oysa sen şiir gibi bir agaç, gökyüzü gibi mavi, adam gibi adamdın...

baron11
09-11-2006, 18:01
SUSARAK

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde

Aziz NESİN

baron11
09-11-2006, 18:02
SEN SÖYLEMEDEN DE BİLİYORUM

Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Cok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende

Aziz NESİN

egedenizi
11-11-2006, 21:46
SUSARAK

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde

Aziz NESİN

"söylemeden söyleme sanatı" na güzel bir örnek

baron11
03-12-2006, 12:12
Yaşıyorum demek

Çok merak ediyorum kendimi
Başıma bir şey mi geldi
Öldüm mü kaldım mı
Hiçbir haber yok kendimden

Bu sabah kapımı çaldım
Kapıyı açan kendim
Bir süre kendime baktım
Bu güleç yüz bendim

Oh ne güzel bir sabah
Bugün de yaşıyorum demek
Benden başka yok kimsem
Beni merak edecek

Aziz NESiN

baron11
14-03-2007, 02:24
BİR KADINI AĞLATMAK

Bir kadını ağlatmak çok zor degildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
En az erkekler kadar yani!
Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eger bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! Işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır..
Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. Ince ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...
Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çogu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri.
Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. Içlerindeki zehirdir onlari öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizler yaralarındaki!
Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüsür yaraları.
Dönüşmemesi lazimdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra.
Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, bir çok seyden vazgeçen kadınlardır aslında.
Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan..
Insanlar soruyorlar çogu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
Ee o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa
bilin ki olgunlaşıyordur
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü

AZİZ NESİN

JoNaThAn
14-03-2007, 02:30
Serüven

Nasıl bittiyse bundan öncekiler
Bu da biter.
Bite bite
Sonunda ben de biterim
Olur biter.

Aziz Nesin

baron11
26-03-2007, 22:44
Arkadaşım badem ağacı

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış...
Açarsın çiçeklerini...
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz...
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koo desinler bize şaşkın
Sonu gelmesede hiç bir aşkın
Açalım yinede çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

Aziz NESİN

gemici
27-03-2007, 10:29
Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın
var,ne güzel, tadını çıkar...

HAŞAT
02-05-2007, 22:37
Ata'm İzindeyiz!

Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!

Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
'Atam, Atam...' derler ama,
Bir adınız var sizin de...

Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de...
Çoktanberi sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!

Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!

Sorma Ata'm, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak...
İşte geldik dizindeyiz!

Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!

Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa'yı
Ama şimdi izindeyiz!

Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!

Evet, doğru söylemişsin:
'Türk milleti çalışkandır! '
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!

Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!

İlerledik Ata'm öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıldır izindeyiz!




Aziz Nesin

egedenizi
31-07-2007, 11:08
http://www.nesinvakfi.org/

baron11
01-09-2007, 14:45
Aziz Nesin, asıl adı Mehmet Nusret, 1915 yılında İstanbul’da doğdu.

Türk gülmece yazarı. Gazetecilik, yayıncılık yaptı. Toplumun kimi tiplerini olağanüstü bir ustalıkla karikatürleştiren, bürokrasiyle alay eden, devlet çarkının işleyişindeki bozuklukları gülünçleştiren yapıtları, adının yurt sınırlarını aşarak başka ülkelerde de tanınmasını sağladı. Buna karşılık, savunduğu görüşlerden dolayı sık sık kovuşturmaya uğradı; yargılandı; hapis ve sürgün cezaları çekti. Toplumun her kesiminde, her gün yaşanan olayların çelişkili yanlarını, bunların doğurduğu gülünç durumları, her çevrede rastlanan tipleri konu edinen gülmece, romanlar yazdı.

http://img473.imageshack.us/img473/4607/anesin2qp7.jpg

Yapıtlarında toplumsal bozuklukları, haksızlıkları, fırsatçılığı, bürokrasiyi, yanlış değer yargılarını kıyasıya eleştirdi. Çok geniş toplulukların kolayca sevebileceği canlı, hareketli, dolambaçsız bir anlatım yolu izledi. Bir yandan güldürürken, bir yandan da duygulandıran ve düşündüren bir yazar oldu. Onun anlattıklarına benzer terslikler, güldürücü olaylar, küçük insanı, ilerici aydını ezen bozukluklar geniş topluluklarca "Aziz Nesinlik olay" diye adlandırılmaya başlandı. Günlük olaylardan, gazete haberlerinden, politikadan esinlenen A. Nesin'e zaman zaman masallar ve halk hikâyeleri de çıkış noktası oldu. Hikâye ve romanlarındaki bu tür konular ve somut insan ilişkilerine karşılık, oyunlarında insanın kişiliği, ahlaksal, toplumsal konumu gibi temaları yer yer somutlamalara yönelerek işledi. Ancak alışılmış yapıtlarının çizgisini sürdüren oyunlar da yazdı; kimi yapıtları sahneye aktarıldı. Yapıtlarının geliriyle, kimsesiz ve yoksul çocukları meslek edininceye kadar yetiştirmek üzere Nesin Vakfı'nı (Çatalca) kurdu (1972). Mayıs 1993'te Aydınlık gazetesini çıkaran Aziz Nesin gazetenin başyazarlığını da üstlenmişti. 5 Temmuz 1995’de Çeşme'deki imza günü sonrası, saat 01.05'te öldü.

ÖLÜME EĞİLMEK

Uyumaya değil

Rüyalarıma gidiyorum

Orada yaşayacağım isteğimce

Uyanıkken hiç yaşayamadığım


Hepsi de gençti güzeldi

Sevdim sevildim diye aldanarak

Son gördüğüm onlar olacak

Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım


Ölüme değil

Sonsuzluğa gidiyorum

Orda dinleneceğim gönlümce

Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim


Kalemim yine elimde

Kağıtlarım da önümde

Son uykusunda düşecek başım

Sağlığımda hiç eğmediğim

Aziz Nesin

PARK
30-04-2008, 15:18
SEN SÖYLEMEDEN DE BİLİYORUM

Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.

AZİZ NESİN

JAKO
30-04-2008, 19:05
İşgal İstanbul’unun mütareke medyasının işgalcilerin çizmelerini yalayıp, milli mücadeleyi yürüten TBMM’ye ve Ankara’ya hayâsızca saldırdığı günlerden farkı olmayan günleri yaşarken, dönek aydınların vicdanları sızlatan hallerini izlerken, gözü ve yüreği pek Aziz Nesin'i saygı ile anıyorum. İnandığı doğruları ve vicdanının sesini korkusuzca ve satmadan, satılmadan savunan yönüne, büyüksün Aziz Nesin diyorum.

İnsanın doğrularının fiyatı olmamalı.

PARK
30-04-2008, 19:18
İşgal İstanbul’unun mütareke medyasının işgalcilerin çizmelerini yalayıp, milli mücadeleyi yürüten TBMM’ye ve Ankara’ya hayâsızca saldırdığı günlerden farkı olmayan günleri yaşarken, dönek aydınların vicdanları sızlatan hallerini izlerken, gözü ve yüreği pek Aziz Nesin'i saygı ile anıyorum. İnandığı doğruları ve vicdanının sesini korkusuzca ve satmadan, satılmadan savunan yönüne, büyüksün Aziz Nesin diyorum.

İnsanın doğrularının fiyatı olmamalı.


Yüreğinin sesine ve klavyene sağlık JAKO ağabey...:super:

yosun
03-05-2008, 16:15
İşgal İstanbul’unun mütareke medyasının işgalcilerin çizmelerini yalayıp, milli mücadeleyi yürüten TBMM’ye ve Ankara’ya hayâsızca saldırdığı günlerden farkı olmayan günleri yaşarken, dönek aydınların vicdanları sızlatan hallerini izlerken, gözü ve yüreği pek Aziz Nesin'i saygı ile anıyorum. İnandığı doğruları ve vicdanının sesini korkusuzca ve satmadan, satılmadan savunan yönüne, büyüksün Aziz Nesin diyorum.

İnsanın doğrularının fiyatı olmamalı.

Doğru sözler için ancak çok yaşayın diyebilirim. Ancak ne yazık ki, Aziz Nesin'in oğullarından birisi de sattı kendini... Çok üzücü... :frown:

yosun
08-06-2008, 13:29
Kerem Gibi


Hava kurşun gibi ağır!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum!
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
-Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
"Deeeert
çok,
hemdert
yok"
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...

Ben diyorum ki ona:
-- Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa.
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum......



Nazım Hikmet Ran (1930 - Mayıs)

JoNaThAn
08-06-2008, 13:56
SERÜVEN

Nasıl bittiyse bundan öncekiler
Bu da biter.
Bite bite
Sonunda ben de biterim
Olur biter.


AZİZ NESİN

JoNaThAn
08-06-2008, 14:15
ATAM İZİNDEYİZ!


Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!


Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!


Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
’Atam, Atam..’ derler ama,
Bir adınız var sizin de..


Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de..
Çoktanberi sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!


Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!


Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa’yı
Ama şimdi izindeyiz!


Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!


Evet, doğru söylemişsin:
’Türk milleti çalışkandır! ’
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!


Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!


İlerledik Ata’m öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıdır izindeyiz!

~ Aziz NESİN ~

utkuran
19-03-2011, 15:54
KARGALARIN SEÇTİĞİ PADİŞAH

Bir varmış, bir yokmuş... Eski çağlarda, ülkenin birinde bir zavallı kişi varmış. Günlük yiyeceğinin bile yoksunu, çulsuzun biriymiş. Ama kötü yürekli de değilmiş hani... Bütün isteği başkalarına iyilik etmekmiş. İyilik etmek istermiş istemesine ama, bunun nasıl yapılacağını da pek bilmezmiş. Sıksık,
- Aaah ah, dermiş, bir gücüm yetse de şu insanlara hep iyilik etsem... Bu sözleri duyanlar sorarlarmış:
- Peki, nasıl iyilik edeceksin? 0 da,
- İyilik işte, dermiş, herkese iyilik edeceğim... Hele o günler bir gelsin, ben bilirim nasıl iyilik edeceğimi...
Günlerden bigün dağ başında, «Tanrım bana yardım etse de, ben de insanoğluna iyilik edebilsem.» diye mırıl mırıl mırıldanırken, arkadan gelen bir yolcu, yaklaştıkça adamın bu sözlerini duymuş.
- Merhaba oğul!.. demiş.
İyilik yapmak isteyen adam başını çevirince, ak sakalı göbeğine kadar uzanmış bir yolcu görmüş.
- Merhaba baba... demiş.
- Nedir öyle kendi kendine konuşuyorsun, Tanrıdan bişeyler istiyorsun? Adam derdini, insanlara iyilik etmek için nasıl içinin yandığını dilinin döndüğü kadar anlatmış.
Ak sakallı adam,
- Senin gibi çok kişi başkalarına iyilik yapmak istemiştir şimdiyedek. Bu iyiliğin nasıl yapılacağmı bilseydin, bu kadar çok iyilik yapmak istemezdin. İnsanlara iyilik yapmak, kötülük yapmaktan daha zordur. Dünya kuruldu kurulalı bunu becerebilen çok az kişi çıkmıştır... diye adama akıl vermişse de, o dinlemez,
- Ah, demiş, ben başkalarına benzemem. Hele bir öyle yere geçsem, bütün kötülükleri kaldıracağım yeryüzünden. Aç, susuz kalmayacak. Çıplak, çulsuz kalmayacak. Kavga dövüş kalmayacak... Bütün işleri yoluna koyacağım.
Ak sakallı,
- Çok istiyorsun ama, demiş, yapmak istediğin işin nasıl yapılacağını bilmiyorsun. Senden önce de senin gibi yapmak istedikleri işi bilmeyenler çok geldi geçti. Öbürü,
- İyilik yapmaktan kolay ne var yeryüzünde... demiş.
Sakallı da,
- Eh, demiş, demek o kadar çok istiyorsun iyilik yapmasını, öyleyse buralarda durma. Durmadan gez dolaş... Öyle bir yer gelir, öyle bir zaman gelir, sen de istediğin yere yükselirsin...
İyilik yapmak isteyen kişi, ak sakallının yalnız son sözlerini dinlemiş, almış başını yürümüş... Orası senin, burası benim, yıllar yılı gezimş dolaşmış. Her gittiği yerde, insanoğluna iyilik yapmak için, nasıl içinin yanıp tutuştuğunu anlatmış.
Yine böyle gezip, dolaşıp dururken, bütün gün, sonra bütün bir gece yürümüş, gökbitimi ışırken, uzakta bir kent görünmüş. Bu kent çepçevre kale duvarıyla çevriliymiş. Kente girilecek kapıyı bulmuş, içeri yönelmiş. Kapıdan kentin alanına girince şaşırmış kalmış. Nası şaşırmasın... Alan insanla dolu... Ben diyeyim yüzbin kişi, sen de üçyüzbin kişi... İnsan yığınının ucu bucağı görünmüyor. 0 da kalabahğın içine dalmış. Her kafadan bir ses çıkıyormuş. Adam, konuşulanlara kulak vermiş. Şöyle diyorlarmış:
- Yurttaşlar! Ben sizin iyiliğinizi istiyorum. Beni padişah yapması için kargalara söyleyin. Kargalar beni padişah yapsınlar. Göreceksiniz. sizlere çok iyilikler edeceğim. Bu kentin ırmaklarından şerbetler akacak, kaldırım taşları altından olacak. Yağmur yerine gökten şurup yağdırtacagım. Bir eliniz yağda, bir eliniz balda olacak. Her Tanrının günü baklava börek yemekten artık bıkıp usanacaksınız. Öyle rahat edeceksiniz ki, rahat sizi rahatsız etmeye başlayacak. Sayın yurttaşlarım! Söyleyin kargalara, beni padişah yapsınlar.
Bütün ağızlardan hep bu sözleri duyan adam şaşırmış. Bir de yanındakine bakmış ki, yıllarca önce kendisiyle bir dağ başında karşılaştığı ak sakallı göbeğindeki yaşlı adam değil mi...
- Merhaba baba... demiş. Sakallı da,
- Merhaba oğul... demiş.
- Görüyorum,bu kentte herkes bitürlü konuşuyor. Öyleyse neden bağınp çağırıyorlar?.. diye ak sakallıya sormuş. Ak sakallı,
- Herkes salt kendisinin iyilik yapabileceğini sanıyor, ama bu iyiliği nasıl yapacağını bilmiyor da ondan... demiş.
- Bu insanlar hep böyle bağırışırlar mı?
- Hayır. Seçimden seçime bağırırlar. Burada yılda bir seçim olur. Seçim zamanı gelince herkes kendisinin seçilmesini ister.
- Neden?
- Çünkü herkes salt kendisinin iyilik yapacağını sanır. Hepsi de iyilik yapmak ister. Kötülük yapmak isteyen hiç yoktur.
- Ne seçilir burada?
- Padişah seçilir... Bu ülke başka ülkelere benzemez. Başka ülkelerdeki gibi, burada padişahlık babadan oğula kalmaz. Her yıl halkın içinden yeni bir padişah seçilir. Seçilen padişah, söz verdiği gibi halka iyilik yaparsa padişah kalır, yapamazsa ertesi yıl yeni seçim yapılır. Şimdiyedek bir yıldan çok padişahlık eden çıkmadı.
- Peki, neden «karga, karga!» diye bağırıyorlar?
- Bu ülkede padişahları kargalar seçer de ondan böyle bağırıyorlar.
Derken hava birden kararmış; Gökyüzünü bir karga bulutudur kaplamış. Karga bulutlarından güneş görünmez olmuş. Kargalar insanların tepesinde uçuşup gak gaaak diye bağırışırlarken, insanlar da,
- Karga kardeş, karga kardeş, aman beni seç!. diye onlara yalvarırlarmış. Kargalar böylecene bağıra, uçuşa dursun, içlerinden iri bir karga yere doğru süzülmüş, iyilik yapmak için dağ bayır dolaşan adamın başının üstünde dönmeye başlamış. Dönmüş, dönmüş, en sonunda gak diye pislemiş. Sonra yine göklere yükselmiş.
- Üçte bir padişah oldun, üçte bir padişah oldun! diye adama ünlemeye başlamışlar.
Neye uğradığını şaşıran adam da, yanındaki Aksakal'a,
- Nedir, ne oluyor?.. demiş. Aksakal,
- Burada padişah seçimi işte böyle olur, demiş. Bir karga, birinin başına üç kere pislerse o kişi bu ülkeye padişah seçilir. Sen şimdi üçte bir padişah oldun, demektir. Dua et de, karga yine senin başını seçsin.
Demeye kalmamış, karga yine fır dönüp o adamın başına bir daha etmiş. Alanı dolduranlar,
- Üçte iki padişah oldun, üçte iki padişah oldun!.. diye bağırmışlar.
Karganın üçüncü işini de yine o adamın başına yapmaması için, herkes kendi başını açip,
- Karga kardeş buraya, karga kardeş buraya!. diye seslenerek kargaya yalvarıyormuş.
Karga bu sözleri dinlememiş. Üçüncü kere de yine o adamın başını seçmiş. Bunun üzerine adamı,
- Padişah oldun!.. diye alıp sallasırt ederek, omuzlannda saraya taşımışlar. Adam padişah olunca, kendisini padişah yapan kargalann bu iyiliğini unutmamış. Bütün bostanlardaki, tarlalardaki bostan korkuluklarının kaldınlması için bir ferman çıkarmış. Kargaları taşlayan, kışlayanlan mahkemeye verip cezalandırmış. Bununla da kalmamış, her evin kargalara günde bir avuç yem atmasını buyurmuş.
Halk, mırıl mırıl mınldanmaya başlamış ama, padişahın gozü kargalardan başkasını görmüyormuş. Böylece ilk yılı geçirmişler. Yeni seçime girmişler.
O ülkenin kişileri yine kentin alanına toplanmışlar. Yine herkes kendisinin seçilmesi için kargalara yalvarmaya başlamış. Yine hepsi de insanlara iyilik yapmak istediklerini söylüyorlarmış. Kargalar bulut bulut gelmiş. Yine gök kararmış. Gak sesleri göklerde uğuldamış. Her yıl padişahı bir karga seçerken, bu yıl, padişahtan gördükleri iyiliğe teşekkür için, on karga birden gelip, eski padişahın başına üçer kere pislemişler. O adam yine padişah olunca kargaların bu iyliğini unutmamış, herkesin evinde yirmi karga beslemesini zorunlu kılmış. Kargalara, soğuktan, rüzgardan korunmaları için yuvalar yaptırmış. Kargalar beslene beslene büyüdükçe büyümüş, yağlandıkça yağlanmış. Her bir karga bir hindi kadar olmuş.
Derken yine seçim zamanı gelmiş. Padişahı hiç sevmeyen halk mınldanmış durmuş, ama neye yarar, bu seçimde hindi kadar yüz karga birden üçer kere, yine eski padişahın başını beğenmişler.
Üçüncü kere padişah olan adam,
- Kargaların üstünde hiçbir bit bulunmayacak... Bitler ayıklanıp, kargalar temizlenecek. Kargaların ayaklarını cilalayacak, gerilerini yağlayacaksınız! diye ferman çıkartmış.
Kargalar beslene, bakıla, koyun kadar olmuşlar, hem de gündengüne çoğalıyorlarmış. Bir zaman gelmiş, çoğalan, irileşen kargalar kente sığışamaz olmuş. Yine seçim zamanı gelmiş. Bu seçimde padişaha daha çok teşekkür için, beşyüz karga birden üçer kere yine eski padişahın başını beğenmiş.
Padişah da, kargalara o kadar iyi baktırmış ki, kargalardan kendilerine kentte yer kalmayan insanlar, evlerini, yurtlarını kargalara bırakıp, dağlara bayırlara düşmüşler. Beslenen kargalar sığır kadar irileşmişler.
Bir seçim daha olmuş. Havada sığır kadar iri kargalar uçmaya başlamış. Onların gürültüsünden kulaklar sağır oluyormuş. Kargalar, padişaha olan borçlarını ödemek için, bu sefer hep birden gelip, padişahın tepesine teşekkürlerini bırakmışlar.
İnsanlar, yeniden seçilen padişahı saraya götürmek için yaklaşınca bir de bakımışlar ki, karga tersinden bir tepe... Padişah da bu tepenin altında boğulmuş, ezilmiş. Oradaki insanlar, sevinç içinde, yeniden,
- Karga kardeş, beni seç. Karga kardeş, beni seç!.. diye bağrışmaya başlamışlar.

AZİZ NESİN

DENİZ
13-11-2011, 17:59
http://haber.gazetevatan.com/aziz-nesin-o-sozu-ne-zaman-ve-nasil-soyledi/410566/1/Gundem

DENİZ
17-01-2012, 20:35
http://www.nesinvakfi.org/

DENİZ
06-07-2012, 12:08
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=58007&rid=4369&p=1

merlin
06-07-2012, 14:51
O kuşaktan ne şairler, ne yazarlar , ne insanlar güzel atlarına binip gittiler.
Bir tek Koca Yaşar kaldı.
Bir dil, bir edebiyat yaratan bu insanları biz unutsak da insanlık unutmayacak.
Burası bizim ülkemiz değil sanki, burası bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi demiş bir tanesi...
Asırlar sonra burası bu insanların ülkesi diye bilnecek...

merlin
09-07-2012, 13:16
BABAMI AZ DAHA ÖLDÜRÜYORDUM!..

Sene 1966, ilk kez yurt dışına gideceğim, babam Bulgaristan’da düzenlenen “Altın Kirpi” mizah ödülünü almış, yaşım daha 8,5. Önemli insanlarla tanışıyoruz, o yaşta kaçını fark ediyorum, anımsamıyorum, zaten bebekliğimden beri önemli insanları tanıdığımdan belki de fark etmiyorum onları, tek aklımda kalan Bulgaristan eski başbakanı, çünkü o güne kadar hep sanatçı ve yazar-çizer tanımışım, siyasetçi ilk kez girdi yaşamıma.. Babamı, yani bizi ödül olarak Varna’da bir tatil köyüne gönderdiler.
Başlıkta “Babamı az daha öldürüyordum” dediğime bakmayın, tek değilim, yardımcım da var, 1 yaş büyüğüm ağabeyim Ali. Ali’yle denize girdik, Karadeniz’in dalgalarıyla boğuşuyoruz. Birden babam geldi yanımıza ve tuttuğu gibi beni kıyıya doğru attı. Ben de tuzlu suları yutarak ve gülerek tekrar açığa gittim. Ben açığa gittim ve babam bu kez Ali’yi tuttuğu gibi kıyıya fırlattı. Bu arada “Sıra bende” diye de durup durup babamın boynuna sarılıyoruz.
Bu fırlatma işi en az 15 dakika sürdü, Ali’yle ben gülmekten oldukça su yuttuk ve neredeyse aylık tuz gereksinimimizi karşıladık. Kıyıya bir çıktık ki babam kumlara uzanmış, zor nefes alıyor. Ali’yle bakıştık ama fazla da önemsemiyoruz, ne de olsa babam o zaman 51 yaşında ve 8-9 yaşında iki çocukla boğuştu.
Meğer babam bizimle her zamanki gibi oyun neyim oynamaya gelmemiş. Biz Ali’yle farkında değiliz, Karadeniz azmış, biz bir yüzdükçe dalgalar alttan bizi iki geri getiriyormuş. Babam iyi yüzücü, askeri okulda okurken Boğaz’ı karşıdan karşıya yüzmüş adam, bun u fark eder etmez bize koşmuş. Paniklemeyelim diye de oyun havasında yapıyor, oyun havasında yaptıkça biz adama yükleniyoruz.
Babam o dönem günde 5-6 paket cigara içerdi, kibriti sadece ilk uyandığında ve yemek sonraları kullanırdı. Ekleme dedikleri cinsten içerdi cigarayı. Kendi piyeslerini seyretmekte zorlanırdı, 45 dakika cigarasızlık ona işkence gibiydi.
Dün film setinden çıktım, motoruma atladığım gibi Şile’ye gittim. Bu kez babamı Karadeniz’e karşı anmak istedim. Fener’in karşısında bir meyhaneye kuruldum, sadece bir duble rakı ve kayısı söyledim. Karadeniz’i seyrettim dakikalarca, o Karadeniz bizi kurtarırken babamı yutacaktı. Yıllar sonra anlattı bize, bir ara boğuluyormuş az kaldı, bizi kurtarmadan ölmeme inadı ona bir direnç vermiş.
Daha sonra oradan Bakü’ye geçtik ve babamın bu kez böbrek krizi tuttu. Bu kez Ali ve bana babamın başka biyere gittiğini söylediler, yine üzülmeyelim, paniklemeyelim diye.
Geçen akşam böbrek ağrım tuttu, ben de ilk kez olduğundan kum sandım, ağrı kesici ve kum sökücü verdiler. İkinci kez başlayınca hastahaneye gittim. İdrar ve kan tahlili yapıldı, meğer fazla su içmemekten böbreklerimi küstürmüşüm. Benim gibi diğer sıvıları su sananlara duyurulur bu arada.
Ali ilk doğduğunda anneme benziyormuş ve babam “Bu sana benzedi, bir tane daha yapalım…” demiş ve ben olmuşum. Ali büyüdükçe babama benzemeye başladı, bizi çok karıştırıyorlar ama ona teşekkür borçluyum, ben onun sayesinde olmuşum.
Evet baba, sana çok benziyorum da bu hastalıkları almak zorunda mıydım yani. Senin “Kanatlarım” dediğin yağ bezeleri bende, böbrek sorunu bende, yazın bunaltan deli gibi gür saçlar bende.
İşte böyle, oyun sanarak babamı az daha ben öldürüyordum yıllar önce. O olaydan sonra 30 yıl daha yaşadı ve neler neler yapmadı ki. Bugün öleli 17 yıl olmuş, babama mı üzüleyim, kaybedilen aydın Aziz Nesin’e mi bilemiyorum. Ama sen babalığın en güzelini yaptığından Aydın Aziz Nesin’i çok ama çok özlüyorum.
Deliliğin de bende baba ama Ali öyle bir Matematik Köyü yapmış ki ağzım açık kaldı. Şimdi de Felsefe Okulu’na başladı, korkma korkma bu yaştan sonra felsefeci olmaz, o da matematiğin bir delisi.
http://ahmetnesin.wordpress.com/2012/07/