PDA

View Full Version : İnternet Haberleri..



BORA YAŞAR
25-07-2010, 15:38
E-mail okuyarak nasıl para kazanılır?


Reklam gelirlerini arttırmak isteyen sponsor siteler kazançlarını kullanıcılarla paylaşıyor


Reklam gelirlerini arttırmak isteyen internet siteleri, elde ettiği kazançlarını kullanıcılarla paylaşıyor, böylece interneti sık kullananlara ek gelir kapısı açılıyor.

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, İnternetteki bazı sitelere giriş yapılması o sitenin reytingini artıyor, dolayısıyla da reklam gelirleri artıyor. Reklam gelirlerini arttırmak isteyen siteler de kazançlarını kullanıcılarla paylaşıyor.

Sanal ortam üzerinde gündelik yapılan işlemlerden birçok kullanıcı para kazanıyor. İnternet sitelerinin kendi reklam gelirlerini büyütmek ve daha çok ziyaretçi çekmek amacıyla gelirlerini kullanıcılarla paylaşması ek gelir elde etmek isteyenlere alternatif oluyor. Para kazanmak isteyenlerin, internette sörf yaparak, reklamlara tıklayarak, e-mail okuyarak hedeflerine ulaşabilmelerinin yanında birçok farklı kazanç yöntemi de bulunuyor.

İnternette sörf yapmak, reklamlara tıklamak gibi para kazanma yöntemlerinin literatürdeki adı, ’Affiliate Marketing’, satış ortaklığının (komisyonculuğun) internet üzerinden yapılması anlamına geliyor.

Son yıllarda internet ticaretinde en çok prim yapan sistemlerden birisi olan ’Affiliate Marketing’, isteyen herkese internet üzerinden para kazanma fırsatları sunarken ürün ya da hizmet sahiplerine de büyük kazançlar sağlıyor.

AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, internetten yararlanıp, aynı zamanda da masraf yapmadan kazanç elde edebilmek için kullanıcıların başvurduğu yöntemler şöyle:

http://haber.gazetevatan.com/email-okuyarak-nasil-para-kazanilir/319132/43/Manset

BORA YAŞAR
28-07-2010, 11:06
İnternetin sonu mu geliyor!

İnternette ilginç bir problem ortaya çıktı

İnternet site ve kullanıcı sayısının hızla artması yüzünden, tahsis edilebilen IP adresleri tükenmenin eşiğine geldi.

İnternet kullanıcılarına atanan IP adreslerin tükeniyor. Her bir bilgisayarı, internet sitesini ya da internete bağlı cihazı tanımlamak için kullanılan 4 milyar adet 32 haneli IPv4 adresinden geriye, tahsis edilebilir durumda sadece 232 milyon boş adres kaldığı bildirildi.

IP adresi sıkıntısının cep bilgisayarları ve internete bağlanabilen telefonlar yüzünden yoğunluk kazandığı, bu gidişle kalan IP adreslerinin yaklaşık 340 gün içinde tükenebileceği belirtildi.

Avustralyalı internet servis sağlayıcısı Internode uzmanlarının raporuna göre 30 yıl önce IPv4 protokolü geliştirilirken sağlanacak IP adresi sayısının yeterli olacağı düşünülmüş, mobil internetin hızlı gelişimi öngörülememişti. Çünkü o zamanlar henüz cep telefonları bile icat edilmemişti.

Bugün taşınabilir bilgisayarlardan buzdolaplarına hatta klimalara kadar pek çok elektronik cihaz IP adresi alıp internete bağlanabiliyor.

Servis sağlayıcıları ve resmi kuruluşlar, 1 yıldan az süre içinde tükenecek IPv4 protokolü adreslerine ek olarak, 128 haneli IPv6 protokolü üzerine çalışıyor. Bu sistem, dünya üzerindeki her bir kişiye birkaç milyar IP adresi temin edecek kadar kapsamlı. Ancak internet endüstrisinin büyük oyuncuları, yüksek yatırım maliyetleri yüzünden bu sistemin geliştirilmesine pek ilgi göstermemişti.

IPv6’ya geçilirse internete bağlanan her cihazın yeniden düzenlenmesi ve güncellenmesi gerekecek, hatta bazı kullanıcılar yeni cihazlar almak zorunda kalabilecek.

Bu dönem içerisinde internet servis sağlayıcıları, birden fazla kullanıcınyı aynı IP’yi paylaşmak zorunda bırakabilecek ve bu durum IP paylaşan kullanıcıların, Gmail ve iTunes gibi tekil IP’ye dayalı çalışabilen bazı yaygın uygulamaların kilitlenmesine yol açabilecek.

Ayrıca IP adreslerinin kara borsaya düşeceğine dair öngörüde bulunanlar da var.

http://haber.gazetevatan.com/internetin-sonu-mu-geliyor/319585/43/Teknoloji

BORA YAŞAR
29-07-2010, 09:09
İnternet güvenliği yedi kişiye emanet


İnternet sitelerini ve e-posta adreslerini dolandırıcılıktan korumak için kurulan yüksek teknolojili şifreleme anahtarı kullanan DNSSEC (domain adı sistem güvenliği) sisteminin bu aydan itibaren interneti daha güvenli hale getirmesi bekleniyor. Yeni onlin güvenlik sistemi olan DNSSEC uluslararası bir anlaşmayla kuruldu.

Yeni sistem, internet kullanıcılarının korsan siteler yerine gerçek sitelere ulaşmasını temin edecek. Bugün internet trafiğinin yüzde 8’i hileli ve bu anlaşmanın internet güvenliğini yükseltmede büyük bir ilerleme yapması bekleniyor. Bu sistemin anahtarı da dünyada yedi kişiye emanet edildi. Küresel ağın omurgasını oluşturan DNSSEC sisteminin bir saldırı veya benzeri bir durumda zarar görmesi durumunda, anahtar bulunan yedi kişiden en az beşinin ABD’deki merkezde toplanıp interneti yeniden başlatması gerekecek. Anahtar sahipleri, ABD, İngiltere, Burkina Faso, Trinidad ve Tobago, Kanada, Çin ve Çek Cumhuriyeti vatandaşı. Felaket durumunda en az beş kişi gerekiyor çünkü akıllı kartların her biri işleri yoluna koymak için gerekli kurtarma anahtarını bulunduruyor. Bu da tek bir insanın bütün gücü elinde bulundurmamasını sağlıyor. Baht Innovation Centre’nın direktörü Paul Kane de, internetin geleceğini korumak için seçilen insanlar arasında.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15438614.asp?gid=373

BORA YAŞAR
29-07-2010, 10:31
Medya Derneği'nden internet raporu: Uzman mahkemelerin kurulması şart

Medya Derneği, dünyada 1,8 milyar kullanıcısı olan internetin Türkiye'de sansüre uğramasını masaya yatırdı. Konuyla ilgili 14 sayfalık rapor hazırlayan dernek, YouTube ve Google'a uygulanan erişim yasağının 'demokratik ülke' imajını zedelediğine dikkat çekti. Çözüm olarak da internet konusunda ihtisaslaşmış mahkemelerin kurulmasını önerdi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1009870&title=medya-derneginden-internet-raporu-uzman-mahkemelerin-kurulmasi-sart

BORA YAŞAR
29-07-2010, 11:19
Facebook'ta Galatasaray çılgınlığı!

Dünyanın en büyük paylaşım ve ağ sitesi olan Facebook'ta Galatasaray sayfası yeni bir rekora imza attı.


Dünyanın en büyük paylaşım ve ağ sitesi olan Facebook'ta Galatasaray sayfası yeni bir rekora imza attı. 4 milyon hayranıyla yeni bir rekor kırdı ve dünyanın en çok taraftarı olan spor takımı olarak en yakın Türk spor takımı sayfasını ikiye katladı.

Ne Manchester United, ne Barcelona, ne Real Madrid, ne de Fenerbahçe!. Dünyanın en büyük paylaşım ve ağ sitesi olan Facebook'ta 'Spor Kulüpleri' kategorisinde zirvede bulunan 'Galatasaray Fan Page', erişilmesi güç bir rakamla kendi rekorunu kırdı.

http://www.internethaber.com/facebookta-galatasaray-cilginligi--276865h.htm

BORA YAŞAR
29-07-2010, 23:48
BTK, Yalın ADSL fiyatlarını belirledi

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), sabit ücret bedelini ortadan kaldıran Yalın ADSL hizmeti için fiyat belirlemesini yaptı.

BTK'nın ''2010/DK-07/417'' numaralı kararında, 2007 yılı Temmuz ayından itibaren yürürlükte olan ve toptan genişbant erişim modelleri içerisinde alternatif işletmeciler tarafından en çok tercih edilen model olan IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi hüküm, koşul ve ücretlerinin, ''son kullanıcılara sunulacak yenilikçi ve rekabetçi hizmetlerin yaygınlaştırılması, yatırımların özendirilmesi, yatırım merdiveninde işletmecilerin daha üst basamaklara çıkması, piyasada etkin ve sürdürülebilir bir rekabet ortamının tesisi açısından büyük önem arz ettiği'' belirtildi.

Kararda, yüksek bant genişliği gerektiren servislerin yaygınlaşması, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde genişbant internet erişim hizmetlerinin kullanımının artması ve mevcut genişbant abonelerinin büyük çoğunluğunun IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi modeliyle hizmet alması göz önünde bulundurulduğunda, son kullanıcıların aldıkları genişbant internet erişim hizmetlerinin ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte ve ''makul'' fiyatlarla sunulması gerektiğine işaret edildi.

Kurul kararıyla, işletmecilerin Türk Telekom'un sahip olduğu xDSL şebekesi üzerinden abonelerine IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi modeli ile hizmet sunabilmesi için gerekli olan usul, esas ve ücretleri içeren Türk Telekom Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifi'nin, en önemli yeniliklerinden birisi olan sabit telefon aboneliği olmadan DSL (Digital Subscriber Line-Sayısal Abone Hattı) internet erişimi hizmeti alınmasına imkan sağlayan Yalın DSL uygulamasının hayata geçirilmesinin onaylandığı bildirildi.

DSL teknolojisinde abone ile İnternet Servis Sağlayıcı arasındaki bağlantının sağlanmasında, Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin (Türk Telekom) sabit telefon şebekesinin evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmının kullanıldığına değinilerek, şöyle devam edildi:

''Sabit telefon hizmeti alınmadan DSL internet hizmeti alınması durumu olan Yalın DSL uygulamasında da söz konusu bakır kablolar kullanılmaya devam etmektedir. Bu itibarla Yalın DSL uygulamasında da söz konusu olan bakır kablolara ilişkin maliyetler (yatırım, bakım, onarım, işletme vb.), Yalın DSL hizmetinin sunulduğu diğer ülkelerde de olduğu gibi, DSL aylık ücretlerine ilave edilerek karşılanmaktadır. Bu anlamda Türk Telekom tarafından sunulan Yalın DSL erişim ücreti teklifinin incelenmesi ve onaylanacak ücretin belirlenmesine ilişkin yürütülen düzenleyici çalışmalar kapsamında, Türk Telekom tarafından sunulan bilgi ve açıklamalar, yürürlükteki sabit telefon perakende tarifeleri, diğer ilgili toptan hizmetlerin tarifeleri, AB uygulamaları, kamuoyu görüşleri ve ülkemizin kendine özgü koşulları dikkate alınmıştır.''

Tüketicilerin hizmet aldıkları İnternet Servis Sağlayıcıyı (İSS) hızlı ve asgari hizmet kesintisi ile değiştirebilmelerinin önem arz ettiği belirtilen kararda, bu kapsamda, onaylanan referans teklifle getirilen en önemli yeniliklerden birinin de Türkiye'de işletmecilerin toptan erişim yöntemleri arasında yatırım merdiveni kavramına uygun olarak yapacakları geçişlerle son kullanıcıların DSL internet hizmeti aldıkları işletmecilerini hızlı, kolay ve asgari hizmet kesintisi ile değiştirebilmelerine yönelik olarak BTK'nın talebi üzerine hazırlanan ve kamuoyu görüşleri sonrasında kurumu tarafından nihai hale getirilen ''Abone Hareketleri'' başlıklı ek olduğunun altı çizildi.

Ek kapsamında, abonelerin hizmet aldıkları işletmeciyi, kısa sürede ve asgari hizmet kesintisiyle (erişim modeline göre değişmek üzere en fazla 2 saat veya en fazla 3 saat) değiştirebilmelerine ilişkin olarak, ilgili taraflar olan ''Alıcı İşletmeci'', ''Verici İşletmeci'' ve ''Türk Telekom'ca uyulacak usul, esas ve ücretler''e yer verildiği açıklandı.

Buna göre işletmecisini değiştirmek isteyen abonenin, hizmet almak istediği işletmeciye (Alıcı İşletmeci) başvuracağı ve gerekli işlemlerin Alıcı İşletmeci tarafından yürütüleceği, ayrıca işletmecilerin Al-Sat, Veri Akış Erişimi ve Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim (YAPA) yöntemleri arasında abonelerini bireysel ya da toplu olarak asgari hizmet kesintisiyle geçirebilmelerine ilişkin uygulanacak usul, esas ve süreçler de söz konusu ek kapsamında tanımlandığı kaydedildi.

Raporda, Türk Telekom tarafından hazırlanarak kuruma sunulan ve gerekli görülen değişikliklerin yapılması ile nihai haline getirilen Türk Telekom Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifi'nin, ''Abone Hareketleri'' başlıklı 4 no'lu ekinin 4 no'lu maddesi kapsamında diğer toptan erişim modellerinden YAPA'ya bireysel geçişlere ilişkin hükümler, xDSL ve e-YAPA otomasyon sistemlerinin eşgüdümlü çalışmaya başlayacağı 1 Kasım 2010 tarihi itibariyle geçerli olacak şekilde onaylanmasına karar verildiği belirtildi.

-ÜCRETLER-

BTK'nın internet sitesinde yayımlanan ''Türk Telekom'un Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifi''nde yer alan ''ücretler ve faturalandırma'' bölümüne göre, Yalın ADSL hizmetinde, ADSL ücretlerinde yer alan aylık ücretlere ek olarak 8,13 lira Yalın DSL ücreti alınacak.

Vergiler eklendiğinde bu ücret 10-11 liraya yükselirken, tüketiciye 13-14 lira olarak yansıyacak. Sadece ADSL kullanmak isteyen bir tüketici, Yalın ADSL için 13-14 lira ödemenin yanı sıra, satın aldığı internet paketi için de ayrı tutar ödeyecek.

-''ŞİRKETİMİZİN KATLANDIĞI MALİYETLERİN ALTINDA''-

Türk Telekom'dan Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) konuya ilişkin olarak gönderilen özel durum açıklamasında, sabit telefon aboneliği olmadan DSL internet erişimi hizmeti alınmasına olanak sağlayan Yalın DSL uygulamasının düzenlendiğine değinildi.

İlgili kararın gerekçesinde, abone ile internet servis sağlayıcı arasındaki bağlantının sağlanmasında, Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmının kullanıldığı, Yalın DSL internet hizmeti alınması durumunda söz konusu bakır kabloların kullanılmaya devam edileceği, bu kablolara ilişkin maliyetlerin (yatırım, bakım, onarım, işletme vb.), Yalın DSL hizmetinin sunulduğu diğer ülkelerde de olduğu gibi, DSL aylık ücretlerine ilave edilerek karşılanması gerektiği kaydedildi.

Türk Telekom tarafından sunulan maliyetler, bilgi ve açıklamalar, yürürlükteki sabit telefon perakende tarifeleri, diğer ilgili toptan hizmetlerin tarifeleri, AB uygulamaları, kamuoyu görüşleri ve Türkiye'nin kendine özgü koşullarının dikkate alındığı da ifade edilerek, buna göre Yalın DSL toptan erişim ücretinin vergiler hariç aylık 8,13 lira olarak belirlendiği aktarıldı.

Açıklamada, ''Söz konusu ücret, şirketimizin katlandığı maliyetlerin altında olup, konuyla ilgili dava dahil her türlü hakkımızı saklı tuttuğumuzu kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız'' denildi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1010252&title=btk-yalin-adsl-fiyatlarini-belirledi&haberSayfa=1

BORA YAŞAR
31-07-2010, 18:38
Telefonsuz internet ücreti şaşırttı

Yalın ADSL hizmeti için belirlenen 10 liralık ücret tartışılıyor. Tüketici dernekleri abone sayısında artış sağlanmayacağını savundu

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) Yalın ADSL hizmeti için belirlediği 10 liralık ücretin mevcut internet abonelerine fiyat avantajı sağlamadığını, sabit internete mobil internet rekabetine karşı bir avantaj yaratmadığını ve ücretin Türkiye'deki toplam sabit internet abone sayısını artırıcı etkisi bulunmadığını savundu.

TELKODER'den AA'ya yapılan açıklamada, uzun süredir beklenen telefonsuz internet (Yalın DSL) uygulamasının başlatılmasından memnuniyet duyulduğu ifade edildi.

Derneğin tüketici hakları ve internet kullanımının yaygınlaştırılması açısından son derece önemli bir adım olarak nitelediği telefonsuz internet hizmetine ilişkin belirlenen 10 liralık sabit ücretin, vatandaş tarafından beklenen ucuzluğu getirmediği kaydedildi.

10 DEĞİL 6.15 TL OLMALIYDI

Sadece internet isteyen tüketicilerin artık sabit telefonla ilgili ücreti ödemekten kurtulması ve daha düşük ücretle internet kullanabilmesi gerektiği vurgulanarak, TELKODER'in yaptığı bilimsel çalışmaya göre telefonsuz internet ücretinin tüm vergiler dahil 6,15 lira olması gerektiğine dikkat çekildi.

''YENİ ABONE OLACAKLARA FİYAT AVANTAJI SAĞLANIYOR''

Çalışmaya göre, mevcut internet aboneleri ''telefonsuz internet'' öncesinde ''en düşük ücret'' olarak, sabit telefon ücreti 12,33 lira (KlasikHaTT), internet erişim ücreti 26,81 lira (1 Mbit 4 Gbit kotalı) olmak üzere toplam, 39,14 lira ödüyor.

Abonelerin telefonsuz internetle ödeyecekleri en düşük ücret, telefonsuz internet sabit ücreti 10,00 lira (toptan ücret), internet erişim ücreti 29,00 lira (8 Mbite kadar 4 Gbit kotalı olmak üzere toplam 39,00 lira iken, iki durum arasında 0,14 liralık fark oluşuyor.

Yeni abone olacaklar, telefonsuz internet öncesinde sabit telefon ücreti 23,75 lira (Fixhatt), internet erişim ücreti 29,00 lira (8 Mbit'e kadar 4 Gbit kotalı) olmak üzere toplam 52,75 lira öderken, Yalın ADSL ile telefonsuz internet sabit ücreti olarak 10,00 lira (toptan ücret), 29 lira internet erişim ücreti (8 Mbit'e kadar 4 Gbit kotalı) ödeyecek. Bu durumda 13,75 lira fark oluşuyor.

Mobil internet ile karşılaştırma yapıldığında, 1 Mbit kotalı internet 29 lira, 4 Mbit kotalı internet 39 lira ve 4 Gbit kotalı Yalın DSL ücreti 39 lira oluyor.

Yalın ADSL hizmetiyle mevcut abonelere herhangi bir fiyat avantajı getirilmediğine, telefonsuz internet hizmetiyle yeni abone olacak tüketicilere ''kısmen'' fiyat avantajı sağlandığına ve mobil internet ücreti arasında fark bulunmadığına işaret edildi.

''NUMARA TAŞIMA VE YALIN DSL'E GEÇİŞ EŞ ZAMANLI OLMALI''

Telefonsuz internet hizmetinin başlamasıyla, tüketici yararına olacak uygulamalar; ''tüketici, biri Türk Telekom olmak üzere iki işletmeci ile muhatap olmayacak, sadece bir işletmeci ile muhatap olacak'', ''tüketici, biri Türk Telekom olmak üzere iki fatura ödemek zorunda kalmayacak, sadece bir fatura ödeyecek'', ''telefon faturası borcundan dolayı internetin kesilmesi uygulaması ortadan kalkacak'' şeklinde sıralandı.

Uzun süredir beklenen düzenlemenin gerçekleştirilmesi, yeni nesil işletmecilerin TT'den bağımsız olarak abone kazanabilmesi, sabit numara taşınabilirliği için olumlu olması, telefon faturası borcundan dolayı internetin kesilmesi uygulamasının ortadan kalkması, internet işletmeci değişikliğinde 11 gün olan kesinti süresinin 3 saate indirilmesi de kararın olumlu yönleri olarak vurgulandı.

Ücretlerin mevcut internet abonelerine ve mobil internet hizmetine karşı rekabette avantaj getirmemesi, Yalın DSL'e geçişle ilgili sürecin uzun ve geçişle ilgili düzenlemede sorunlar bulunması, olumsuz yönler olarak gösterilirken, numara taşıma ve yalın DSL'e geçişin eş zamanlı olması gerektiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, 10 lira olarak belirlenen ''telefonsuz internet'' ücretinin, mevcut internet abonelerine fiyat avantajı sağlamadığı, sabit internete mobil internet rekabetine karşı bir avantaj yaratmadığı ve Türkiye'deki toplam sabit internet abone sayısını artırıcı etkisi bulunmadığı savunuldu.

TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak da ''Mobile karşı rekabet şansı elde edilebilmesi ve toplam sabit internet abone sayısının arttırılabilmesi için, Türk Telekom'un telefonsuz internet ücretlerini kendi iradesi ile indirmesinin kendi yararına olacağına inanıyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.

http://haber.gazetevatan.com/telefonsuz-internet-ucreti-sasirtti/320336/2/Ekonomi

carcharias
07-08-2010, 18:07
vay arkadaş nedir bu yahu. Antalya'ya gittik, malum cayır cayır; İstanbul'a geldik, ayrı cehennem! Ruslar,Rusya'da yaşanan olağandışı sıcaklar yüzünden bunalan yakınları için üzülürken denize ve havuza girmeyi ihmal etmiyor o ayrı tabi... sıcak hava yoktur, az votka vardır!

şöyle bir gelişme mi olmuş ne;

Yeni teklife göre, tüm limitsiz ADSL bağlantı paketleri yeni kullanıcı alımına kapatılıyor. Yani bundan sonra kimse, ne kadar öderse ödesin limitsiz ADSL bağlantıya sahip olamayacak. Ayrıca, tüm ADSL bağlantı paketleri yine tartışmalı bir konu olan "adil kullanım" şartları altına alınıyor. "Adil Kullanım Noktası" adı verilen veri miktarını geçen kullanıcıların hızı eskisi gibi 512 kbit/sn düzeyine indirilecek.

8 Mbit'e kadar hızı "limitsiz" iddiasıyla sunan bağlantı paketindeki "Adil Kullanım Noktası" düzeyi 15 GB yerine 25 GB olarak belirlenmiş. 16 ve 32 Mbit hızlarındaki limitsiz VDSL bağlantılar artık 50 GB sınırına sahip. Yeni açıklanan 50 ve 100 Mbit hızındaki VDSL bağlantılarsa 100 GB düzeyinde "Adil kullanım noktası" ile sınırlanacak.

Kotalı internet kullanıcıları için faturalarda bir üst limit belirlenmesi ve bu fatura limitinin aşılmaması özelliği hazırlanmış. Ancak kullanıcı bu limite dayanırsa, bir sonraki dönemde hızı 1 Mbit ile sınırlanacak.

BORA YAŞAR
09-08-2010, 16:13
Kotasız internet tarihe karışıyor


Ne bereketli bir hafta; yazacak ne çok şey var böyle?

Mesela HP’den bahsedebiliriz. Kulağınıza çalınmıştır mutlaka; firmanın İcra Kurulu Başkanı Mark Hurd cinsel taciz suçlamasının ardından görevinden ayrıldı. HP’nin tarihinde çok da büyük bir skandal değil aslında bu. Hurd’ün 5 sene önce göreve gelme sebebi de firmanın kendi yönetim kurulu ve bir grup gazeteciye karşı yürüttüğü bir casusluk faaliyetiydi örneğin.

Oysa HP ölçeğindeki her firmada bu tip krizleri başlamadan bitirmek, kaynağında kurutmak için titizlikle hazırlamış modeller var. HP’ninkini getir.net/flb adresinden inceleyebilirsiniz. 7. sayfada basit bir diyagramla açıklanan sisteme göre yapılan iş, alınan karar, açıklanan bilgi için izlenmesi gereken metod gösteriliyor. En ufak bir şüphede yapılacak şey belli: amirine danış! Ama işi yapan bizzat ‘en üst’ ise olayı ilahi adalete teslim etmek dışında bir seçenek de kalmıyor.

Dünyanın en büyük markalarından birini böyle bir sebepten dolayı bırakmak Mark Hurd için üzücü olabilir. Ama iş anlaşmasından dolayı hisse senedi ve tazminatlardan oluşacak 28 milyon dolarlık ikramiye eminim bir miktar teselli edecektir (http://getir.net/fld).

Sosyal ağlardan da söz edebiliriz.

500 milyon üyeyi deviren ve 20 milyar dolar pazar değerine ulaşan Facebook uzun süredir Google’ın canını sıkıyor. İnternetin en büyük markası Google, ne yaptıysa sosyal ağ denen alanda varlık gösteremedi. Twitter parlamadan 2007’de benzer bir hizmet olan Jaiku’yu satın aldı; tutturamadı. Facebook’tan önce Orkut.com’u geliştirip herkese açtı, hüsran. İnterneti değiştirecek dediği Wave platformu havlu attı...

Şimdi birebir Facebook’a rakip olacak yeni bir ağ üstünde çalışıyorlar. Dünyanın en büyük içerik sağlayıcısı ve web tabanlı oyun üreticisiyle bir araya gelip stratejilerini paylaşıyor ve destek arıyorlar. Son olarak bu planın parçası olarak web oyun üreticisi Slide şirketini satın aldılar.

Hedef doğrudan Facebook olsa da İcra Kurulu Başkanı Eric Schmidt ‘var olan bir
şeyi kopyasına kimsenin ihtiyacı yok’ diyerek farklı bir arayış içinde olduklarının ipuçlarını veriyor. Maya bu sefer tutacak mı hep beraber göreceğiz.

Memlekete dönersek her zamanki gibi ilginç bir gündem bekliyor bizi.
Turkcell aylık mobil internet kullanımının geçen yıla oranla 16 kat arttığını açıkladı.
Bu patlama firmanın gelirini aynı dönemde yüzde 79 artırmış. Faktörler arasında artan akıllı cep telefonu kullanımı, 3G erişim ve hizmetleri ve USB modemleri (Turkcell jargonuyla Vınn) sayabiliriz.

Elbette 4GB kotalı internet için ayda 40 lira vermemizin payını da unutmayalım.
Mobil gündemdeki bir diğer mesele Blackberry. Kamuoyunun daha çok internet sansürleriyle adını duyduğu Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer konuyu araştırdıklarını açıkladı (kırmızı alarm!). BTK’nın elini attığı herhangi bir konudan şu ana kadar hayırlı bir sonuç çıktığı vaki değil.

Mesele de şu; Blackberry üstünden yazdıklarımızı (eposta ve messenger mesajları) devlet okuyamıyor, takip edemiyor. Olacak iş mi siz söyleyin? Kul dediğin devlet malı. Dinler de, döver de, sever de... BTK’nın araştırma sonucu ve kararı çıksın da konuşuruz detaylıca nasıl olsa.

BTK ve internet demişken yüzümüzü güldürecek bir sevindirici haber daha vereyim. Ülkemizde kotasız internet tarihe karışmak üzere. Türk Telekom tarafından yapılan başvuruda limitsiz tarifelere alım durduruluyor ve kalan bütün paketlere hızına göre 500MB ile 100GB arasında değişen kotalar geliyor. Getir.net/flf adresinden tam listesine ulaşabileceğiniz bu teklif şu an inceleme aşamasında. Bu konuda bir eleştiriniz, karşı fikriniz ya da öneriniz varsa http://getir.net/flg adresindeki formu [email protected] ve [email protected] adreslerine yollayabilirsiniz.

Bu yeni düzenlemenin korsan içerik koplayamayı engellemek için getirildiğine dair söylentiler kulağıma geliyor ama inanmak istemiyorum. Resmi bir açıklama olmadığı için de yorumlamak yersiz. Ama online videoların, oyunların patladığı, bulut bilişimin altın çağını yaşadığı, her şeyin internette depolanıp erişildiği bir zamanda 8mbit internet için
25GB kotanın mantığını anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.

Güzel, eğlenceli şeyler yazmaya hasretim ama manzara da böyle işte. Sansür, kota, kısıtlama, yüksek fiyat gibi bunca olumsuzluk ve engele rağmen dünyanın en kalabalık internet nüfuslarından biri haline geldiysek bu başarı değil de nedir şimdi?

Yaşadığımız ortam Şeytanın Avukatı filminden bir sekansı hatırlatıyor bana. Şeytan, Tanrı’nın insanlara kurduğu düzeni şöyle özetler: bak, ama dokunma. Dokun ama tatma. Tat ama yutma! Türkiye’nin teknoloji tarihindeki özeti de böyle işte...

Böyle şeyler yazarken kendimi nedense Muppet Show’un aksi dedeleri Statler ve Waldorf gibi hissediyorum. (konuşturmayın dedeleri, sonu fena bitiyor!)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=1012630&Yazar=M.%20SERDAR&Date=09.08.2010&CategoryID=105

carcharias
12-08-2010, 11:53
blumberg'de millenicom yöneticisi konuk. "yalın internet eylül sonu ekim başı gibi başlıyoruz" dedi. fiyat konusuna birşey dedi mi bilemiyorum o kısma denk gelmedim

BORA YAŞAR
20-09-2010, 18:30
Subject: Difference between http:// and https://



What is the difference between http and https ?


Don't know how many of you are aware of this difference, but it is worth sending to any that do not.....

**The main difference between http:// and https:// is It's all about keeping you secure** HTTP stands for Hyper Text Transfer Protocol


The S (big surprise) stands for "Secure".. If you visit a website or web page, and look at the address in the web browser, it will likely begin with the following: http:///.%C2%A0;; This means that the website is talking to your browser using the regular 'unsecured' language. In other words, it is possible for someone to "eavesdrop" on your computer's conversation with the website. If you fill out a form on the website, someone might see the information you send to that site.

This is why you never ever enter your credit card number in an http website! But if the web address begins with https://, that basically means your computer is talking to the website in a secure code tha! t no one can eavesdrop on.

You understand why this is so important, right?

If a website ever asks you to enter your credit card information, you should automatically look to see if the web address begins with https://.



If it doesn't, You should NEVER enter sensitive information....such as a credit card number.


ABD'li bir dostumuzdan gelen ileti böyle..

Uzmanlık konum değil ama ezcümle şunu diyor:

Eğer bir sitenin adresi "www.http://" ile başlıyorsa, sakın ola kredi kart bilgilerinizi (ya da gizli kalması gereken bir bilgiyi) girmeyin. Herkes görebilir diye uyarıyorlar...

Oysa adres "https://" ile başlıyorsa o site emniyetli (secure) demekmiş..

BORA YAŞAR
06-10-2010, 21:29
Evlere kablosuz internet hizmeti


Türksat, uydudan kablosuz internet erişimini vermeye başladı. Sabit altyapıdan bağımsız internet erişimi fiyatı...

Türksat, uydudan kablosuz internet erişimini vermeye başladı. UydunetSky markas ile ve “Kimse internetsiz kalmasın” sloganıyla sunulan hizmet sayesinde, karasal altyapının olmadığı yerlerde de artık internet kullanmak mümkün hale gelecek.

Türksat A.Ş.’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Türksat sahip olduğu uydu iletişim altyapısını kullanarak, uydudan kablosuz internet erişimini vermeye başladı. UydunetSky markas ile ve “Kimse internetsiz kalmasın” sloganıyla sunulan hizmet sayesinde, karasal altyapının olmadığı yerlerde de artık internet kullanmak mümkün hale gelecek. Son kullanıcılar için geliştirilen UydunetSky, genişbant internet sayesinde dosya indirme, internette gezinti yapma, e-posta alam ve gönderme gibi hizmetleri Türkiye’nin her yerinden sağlanacak.

UydunetSky alabilmek için, uydu anteni kurulumu (74 cm çapında), modem ve aktivasyon hizmeti gerekecek. Aboneler, uydu kurulumunu satın alabilecek ya da kiralayabilecek.

Türksat uydular üzerinden 2 Mbps’ye kadar internet erişiminin sağlanabileceği UydunetSky hizmetinde kullanıcılar, aylık 1 veya 2 GB limitleri seçebilecekleri gibi, kota aşımlarında tarifede belirten ücretler üzerinden ilave hizmet de alabilecek. UydunetSky aboneleri, karasal mobil ve sabit altyapıdan bağımsız internet erişimi için ayda 36 dolardan başlayan ücretler ödeyecek.



Kaynak : http://www.internethaber.com/evlere-kablosuz-internet-hizmeti-299360h.htm#ixzz11bYMPACG

BORA YAŞAR
11-10-2010, 20:36
'İndirim'in sonu geldi mi?

Telif haklarıyla ilgili yasalar gün geçtikçe sıkılaşıyor. Myspace, Last FM, Fizy bir kapanıp bir açılıyor. Sanatçı 'hani telifim' diyor, kullanıcı özgürlük istiyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun radikal bir dönüşümle yenilenmesinin eli kulağındayken, Türkiye Fransa'ya döner mi, üç şarkı indirdi diye bir insan hapse girer mi, soruşturduk..

Jean-Luc Godard, rutini olduğu üzere 11 Ağustos sabahı da kahvesi ve Libération gazetesiyle köşesine çekildi. Oscar kazandığını muştulayacak telefonlara çıkmayan Fransız yönetmen, bu hareketiyle kendisine olan saygımızın üzerinden sağlam dikiş geçmişti ki, gazetede okuduğu bir haberle yılın ikinci ‘kıyak hareketini’ çakıverdi!
Fransa’da 2009’dan bu yana uygulanan internet içeriğine dair telif yasası HADOPI’den (Haute autorité pour la diffusion des oeuvres et la protection des droits sur internet-İnternette eserlerin dolaşımı ve fikir haklarının korunması için yüksek konsey) mustarip James Climent adlı bir gencin, internetten yüklü miktarda telif hakkı olan ürünü yasal olmayan yollardan indirdiği için hapse girmesine bozulan ve kefaleti için kendisine 1000 avro yardım yapmak isteyen Godard, daha sonra Les Inrocks dergisine, “Tabii ki HADOPI’ye karşıyım. Entelektüel hak diye bir şey yoktur. Çalışmaların miras olarak devredilmesine karşıyım. Bir sanatçının çocuğu anne-babasının yaptığı çalışmaların telif haklarından yararlanabilmeli diyorlar. Ravel’in çocuklarının ‘Bolero’dan gelir elde etmeleri bana pek mantıklı gelmiyor” deyiverdi.
Bu arada yasanın işe yaramayacağını göstermek için çok sayıda bireysel girişim de ortaya çıktı. Birçok internet kullanıcısı yasağı delmek için yazılımlar önerirken, HADOPI yasasının gözden kaçırdığı çözümlerin listesini oluşturanlar da oldu.
Türkiye’de de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılması gündemde. Taslağın içeriğine bakarsak mevzuat uygulanmaya başlanınca Fransa’dan aşağı kalır yanımız ve maalesef bizi hapisten kurtaracak, arkamızda duracak bir Godard’ımız olmayacak.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=1023059&Date=11.10.2010&CategoryID=41

Tanrı günahlarımızı affetsin..

Biz de az indirmedik vaktiyle..

Bu büyüklükte bir suç işlediğimizin farkında olmadan..

Serenler
12-10-2010, 10:57
http://www.fiilitekelesonverelim.org/index.html

BORA YAŞAR
26-10-2010, 14:57
Yalın internet 1 Kasım'da başlıyor

Rekabet Kurumu, 1 Kasım’dan itibaren sabit telefon hizmeti aboneliğine gerek olmaksızın internet hizmeti almanın mümkün olacağını açıkladı.

Rekabet Kurumunun internet sitesinde yer alan açıklamada, yalın DSL uygulamasının Rekabet Kurulu tarafından, 18 Şubat 2009 tarihinde alınan kararda DSL hizmetinin sabit telefon aboneliğine bağlanması uygulamasına son verilmesi, Türk Telekom tarafından yalın DSL hizmetinin başlatılması için 3 ay içinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) başvuruda bulunulması konularının hükme bağlandığı hatırlatılarak, Kurul’un bu kararından sonra hizmetin başlamaması nedeniyle Kuruma yoğun başvuru yapıldığı ve bunun üzerine 27 Nisan 2009 tarihinde bir açıklama yapılarak yalın DSL uygulamasının BTK tarafından onaylanacak bir tarife ile yürürlüğe girebileceği kamuoyuna duyuruldu.


http://haber.gazetevatan.com/yalin-internet-1-kasimda-basliyor/336769/2/Ekonomi

Arabı sıkıp duruyorlar..:yes:

Piyasada GSM ciler, mevzuat açısından da yargı, tokat üstüne tokat atsalar da o kadar ucuza gitti ki dert bile etmiyorlar..

BORA YAŞAR
02-11-2010, 13:04
Youtube Yeniden Kapatılabilir!

Youtube'un Türkiye'de 2.5 yıl kapanmasına neden olan videolar yeniden yüklendi. Youtube konuyla ilgili bir açıklama yaptı.


YouTube yetkilileri, siteye erişim engelleme kararının, Türkiye'de İnternet Kurulu tarafından Almanya'da bulunan bir şirketin mevcut ''otomatik telif hakları şikayet'' mekanizmasını kullanarak, YouTube.com'dan söz konusu videoları silmesi sonucunda kaldırıldığını belirterek, bu videoların telif hakları politikasını ihlal etmediği sonucuna varıldığını ve videoların Türkiye'den ulaşılamayacak bir şekilde yeniden siteye yüklendiğini bildirdi.

http://www.milliyet.com.tr/youtube-yeniden-kapanabilir/siyaset/haberdetay/02.11.2010/1309059/default.htm

BORA YAŞAR
02-11-2010, 20:54
Youtube yine yasaklandı


Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi, Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntülerin yer aldığı video paylaşım sitesi “Youtube”a erişimin engellenmesi kararı aldı. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) “Youtube”dan söz konusu görüntülerin kaldırılmasını isteyeceği, aksi halde siteye erişimi engelleyeceği kaydedildi.

Baykal'ın avukatları, müvekkillerine ait olduğu iddia edilen görüntülerin “Youtube”da yayınlanması üzerine, bu görüntülere erişimin engellenmesi istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.

Bu şikayet üzerine harekete geçen Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu'nda görevli Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, söz konusu görüntülere erişimin engellenmesini talep etti.

Mahkeme, Savcı Yücetürk'ün talebi doğrultusunda, “Youtube”a erişimin engellenmesi kararı aldı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16199212.asp?gid=373

BORA YAŞAR
09-11-2010, 19:25
YouTube'u yasaklamak artık çok zor


Türkiye'den büyük adım... Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yarın Sanal Suçlar Sözleşmesi'ni imzalayacak. Bu sözleşmenin ardından YouTube'u yasaklamak 'kesin' ve 'uluslar arası alanda belirlenmiş' yasalara bağlı olacak.

Türkiye’de hala internet konusunda bir yasa yok. Ancak buna rağmen, hükümet sanal alem konusunda çok önemli bir adım atıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yarın Strasbourg’da Avrupa Konseyi çerçevesinde hazırlanan Sanal Suçlar Sözleşmesi’ni imzalayacak.

Sözleşme önemli.

Bu öneme ilişkin bir örnek vermek gerekirse; YouTube’dan bahsedilebilir.

Türk mahkemeleri bugüne kadar çeşitli nedenlerle Youtube’u yasakladılar. Ancak bu sözleşmenin imzası ve TBMM’De onayının ardından, artık Youtube ve benzeri siteleri yasaklamak “kesin” ve “uluslar arası alanda belirlenmiş” yasalara bağlı olacak.

Kısacası, yasaklar zorlaşacak. Çünkü uluslar arası sözleşmeler, Türkiye’deki mevcut yasaların üstünde.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16256679.asp?gid=373


+++++++++++++++++++++


Uluslararası ilişkiler sıklaşıp da Türkiye medeni dünyanın bir üyesi olma yolunda ilerledikçe demokrasi ve insan özgürlükleri açısından güvencelere kavuşacağız..

Güzel gelişmeler bunlar..

BORA YAŞAR
13-12-2010, 18:14
Bu kadar da olmaz dedirten fatura

Karabük Üniversitesi (KBÜ) öğrencisi Murat Yaman, öğrenci değişim programıyla gittiği Polonya'da, Türkiye'den aldığı 3G internet hattını kullanınca 15 bin 192 lira fatura geldi. Öğrencinin babası bankadan kredi çekerek faturayı ödedi.

KBÜ Metalürji ve Malzeme Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Murat Yaman'ın (20) babası Ahmet Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun öğrenci değişim programı kapsamında, 1 Ekim'de 5 ay kalmak üzere Polonya'ya gittiğini söyledi.

Oğlunun Türkiye'deki 3G internet hattını yurt dışında kullanmak için ilgili GSM bayisine müracaat ettiğini, kendilerine ''paket aşımı yapmadığı sürece kullanım ücretinin ayda 70 lirayı geçmeyeceğinin söylendiğini'' iddia eden baba Yaman, bunun üzerine oğlunun, kaldığı yurtta internet erişimi olduğunu öğrenene kadar yaklaşık 10 gün süreyle 3G hattını kullandığını ifade etti.

Maden Tetkik Arama Enstitüsünde çalışan baba Yaman, Manisa'da görevde bulunduğu dönemde oğlunun internet faturasını yatırmak için gittiği bayide 6 bin 205 lira borçlandıklarını öğrenince büyük bir şaşkınlık yaşadığını belirterek, ''GSM şirketine dilekçeyle başvurarak cevap beklediğim sırada diğer faturanın da 8 bin 987 lira gelmesiyle zor duruma düştüm. Ekim ve kasım ayındaki yüksek faturalarla ilgili müracaatlarımdan sonuç alamayınca bankadan kredi çekerek toplam 15 bin 192 liralık borcu ödedim'' dedi.

-DAVA HAZIRLIĞI-

İlgili GSM firması görevlilerinin kendilerini ''yanlış yönlendirmeleri'' nedeniyle mağdur olduklarını iddia eden Yaman, ''Türkiye'de ayda ortalama 50 lira ödedikleri internet paketinin yurt dışında 70 lirayı geçmeyeceğinin söylenmesi üzerine oğlunun Polonya'ya modemini götürdüğü'' söyledi.

GSM şirketi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderdiği dilekçelerden sonuç alamadığını anlatan Yaman, şöyle konuştu:

''Oğlum yurt dışında bulunduğu için hukuki süreci bir türlü başlatamadık. Konsolosluk aracılığıyla çıkarttığımız vekaletin gelmesini bekliyoruz. Onun ardından yanlış bilgilendirme yapıldığı gerekçesiyle dava açacağız. Oğlum Polonya'ya gittikten 8 gün sonra ilgili GSM firmasından ücretlendirme konusunda bilgilendirme maili gelmiş. Fakat zaten çocuğum 10 gün kadar bunu kullanmış. Firmanın gönderdiğini iddia ettiği diğer uyarı mesajları ise bilgisayarımızda gözükmüyor. Faturaları ödeyebilmek için kredi çektim. Bunu 36 ay vadeyle 18 bin 124 lira olarak ödeyeceğim. Kimse yurt dışında internet kullanmasın. Yoksa bizim gibi mağdur olurlar. Sorunun çözülmesini bekliyoruz. Sonuçta bunu kullanan bir öğrenci.''

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1064750&title=bu-kadar-da-olmaz-dedirten-fatura

++++++++++++++++++++++++

Bizim forumda da Serenler'in başına gelmişti benzer bir durum yanlış hatırlamıyorsam..Sadece o yurt dışında değildi..

İbretlik bir hikaye..

Bakalım davanın sonunda ne karar çıkacak..

Serenler
13-12-2010, 20:26
İlgili topikte 1 GB internet kullanımının yaklaşık 12.500 TL gibi eşkiyalıktan beter bir ücretle ücretlendirildiğini yazmıştım.
Bu ticaret değildir, soygundur, gasptır, dolandırıcılıktır, hırsızlıktır.
Bunu açıkça defalarca söyledim.
Şimdi de aksini söylüyorlarsa gelsinler hesaplaşalım.


http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=32717&highlight=d%FCnyan%FDn+en+pahal%FD+interneti

Demek ki bu huylarından vazgeçmemişler yazıklar olsun...

Serenler
14-12-2010, 11:45
İnternete mi Bağlanıyoruz Sözleşmelere mi?
Yazar: EFSUN ERKEMEN

İnternete mi Bağlanıyoruz Sözleşmelere mi? Bugün yazacaklarım birçoğunuzun yakın tarihte yaşadığı bir sorun. Artık yaşadığımız her ortamda internete bağlanmadan edemiyoruz. İşyerlerimiz, diz üstü bilgisayarlarımız ve tabiiki evlerimizdeki bilgisayarlar. Bir hikaye anlatayım bakayım bu hafta kimler eline sağlık diyecek. 2 yıl önce tüm kampanyaları araştırarak annemin evine internet bağlattık. Annem çocuklara baktığı için evde bir bilgisayar ve internet olması gerekiyor. Bize göre en mantıklısı TTNET ADSL idi ve anlaştık. Ancak tabiiki 2 yıllık taahhüt verdik. Aylık 29 lira ödeyecektik. Bir ara bilgisayarları arızalandı ve aylarca çalışmadı, dolayısıyla başka bir ev aletiyle internete bağlanmaları da ¬mümkün değildi. Bu sürede 29 lira olan aylık fatura, limit aşımı iddiasıyla 45-50 lira civarında gelmeye başladı. Müşteri hizmetleri onlarca kez aransa da hiçbir sonuç alınamadı. İşyerimizde çalışan arkadaşımız Özgür ve diğer iki arkadaşımız da aynı sorunu yaşıyordu. Evdeki bilgisayarlarını sökmüşlerdi ancak habire 50-60 liralık faturalar ödüyorlardı. Bu arada maalesef 2 yıllık sözleşmeye imza attıkları için istedikleri zaman bu abonelikten ayrılamıyorlardı. Biz de annemin iki yılının dolmasını kuzu beklerken birgün annem aradı. “Süperonline diye bir yerden geldiler. Bir aylk ücretsiz internet hizmeti vereceklermiş. Eğer istersek bir ayın sonunda verecekleri teklife göre TTNET’te kalan süremizi devralacaklar ve onlarla anlaşacağız aa istemezsek bir ay ücretsiz kullanıp ayrılacaz.” Kulağa hoş geliyor ama işimiz reklamcılık olunca her kampanyanın küçük puntolarla yazılan ayrıntılarını okumak istiyoruz. Bu arada ben ilgilenemedim ve annem bir sakınca görmediği için ücretsiz internet anlaşmasına imza atmış. Bir ay sonra kardeşlerim Süperonline’ı arayıp devam etmek istemediklerini söylemiş ve ondan sonra engame başladı. Annemin “ücretsiz internet hizmeti denemesi” zannederek imza attığı sözleşme 2 yıllık abone sözleşmesi çıktı. Müşteri hizmetlerini ben aradım ve dakikalarca derdimi anlatmaya çalıştım. “Eğer şimdi vazgeçerseniz 280 lira ödersiniz” dediler. Ben de telefon konuşmalarımızın dinlenmesini talep ettim, maalesef o işten de kendi lehlerine sonuçlar çıkarıyorlar. Hani bize diyorlar ya “Güvenliğiniz için konuşmalar kayıt altına alınmaktadır”. Deneyin bakalım o konuşmaları bulup size tekrar dinletebilecekler mi? Ben şimdi neye kızıyorum. Annemin kapısına gelen şirket bir tencere pazarlamacısı değil. Böyle dev şirketlerin böyle kandırmacalı yöntemlere başvurmaları hiç hoş değil. Belki iki yıl insanları zorla abone yaparsınız ama yanında 2 yıl boyunca da küfür yemeyi garanti altına alırsınız, takdir sizin. -Aylık 29 lira bence internet aboneliği için çok pahalı bir ücret. -Allah aşkına taahhütlü işlere bu kadar yüklenmeyin. -İnternet artık bir lüks değil, bırakın herkesin evine girsin.


http://www.adanafikirplatformu.org/yazi.php?id=937

BORA YAŞAR
04-02-2011, 16:57
Üzgünüm Murdoch olmamıs

Daha İnternet'in ilk yıllarında, ilk haber sitelerinden slate.com bir dönem paralı abonelik sistemine geçti. Ve sadece okurlarının katkılarıyla kar etmeye başladı. Her şey iyiydi hoştu ama sadece karlılık Slate'teki gazetecilere yetmez oldu. Yazdıkları sadece 20 bin kişi tarafından takip ediliyor, o 20 bin kişi arasında konuşuluyor ve İnternet'e yazmalarına rağmen etrafları abonelik duvarlarıyla örülmüştü. Bir türlü bu engeli aşamıyorlardı.

Slate, mecburen bedavaya döndü ve milyonlarca ziyaretçisiyle dünyanın en iyi yayın organlarından birine dönüştü.

http://www.aksam.com.tr/uzgunum-murdoch-olmamis-981y.html

BORA YAŞAR
07-02-2011, 20:17
İnternet tükeniyor mu?

Bundan 30 yıl kadar önce, internet kavramı henüz yeni yeni şekillenmeye başlamışken internet üzerindeki kaynakların adreslenmesi üzerine bir çalışma yapılması gerekiyordu.

Bu çalışmaların sonucu olarak 1981 yılında bugün hâlâ kullanımda olan IPv4 protokolü ortaya çıktı. IPv4, yerel ağ ve internet üzerinde yer alan her türlü aygıtın varlığını belli etmek ve diğer kaynaklarla iletişim kurmasını sağlamak üzere bir IP (Internet Protocol - İnternet Protokolü) adresine sahip olmasını öngören ve yaygın kullanıma girmiş ilk düzenleyici protokoldü.

Fakat internetin özellikle 1990'lardan sonra büyük bir hızla yaygınlaşması, farklı bir problemi gündeme getirdi: IPv4 ile sağlanan adres çeşitliliği bu genişlemeyi uzun süre taşıyabilecek şekilde tasarlanmamıştı. IPv4 toplamda 32 bit, yani yaklaşık 4 milyar farklı IP adresine izin veriyordu. Bu 1981 yılı perspektifinden bakıldığında ulaşılması güç bir rakam olarak değerlendirilmiş olsa gerek. Ancak internete bağlanan kişi sayısının artması, internet sitelerinin çeşitlenmesi, internete sürekli bağlı aygıt kavramının ortaya çıkması ve mobil internet erişiminin yaygınlaşması, bu miktarın öngörülenden çok daha hızlı tükenmesine neden oldu. Neticede IANA (Internet Assigned Numbers Authority - İnternet Atanmış Numaralar Otoritesi), Ocak 2011 itibariyle IPv4 adres bloğunun % 97'sinin tükendiğini ve elinde sadece 120 milyon civarında adres kaldığını açıkladı.

Adres darlığı sorunu nasıl çözülecek?

Neyse ki mevcut IPv4 adreslerinin tükenmesi, internetin de tükendiği anlamına gelmiyor. 1990'ların başından itibaren IPv4 un mevcut şekliyle ağ üzerindeki kullanılabilir adres sayısını genişletemeyece-ğini gören araştırmacılar, IPv6 adını verdikleri yeni bir standart geliştirmeye koyuldular. 2000'li yılların başından itibaren hazır hale gelen bu yeni standart zamanla işletim sistemleri, ağ altyapıları ve ağa bağlanan aygıtlar üzerinde yaygınlaşmaya başladı.

IPv6 ile gelen büyük yeniliklerin başında genişletilmiş adres aralığı geliyor. IPv4 32 bit adres aralığına sahipken, IPv6 128 bit, yani 2 128 adet bağımsız adres atayabil-me özelliğine sahip. Bu hayli büyük bir rakam (340.282.366.920.938.463.463.374.60 7.431.770.000.000 adet). Bunun yeterlili-ğiyle ilgili şöyle bir örnek veriliyor: Bu yeni adresleme sistemiyle dünyada yaşayan her bir kişiye yaklaşık 50 oktilyon (50.00 0.000.000.000.000.000.000.000.000 adet) farklı IP adresi atamak mümkün. Diğer bir deyişle yeni adresleme sisteminin, en azından kapasite olarak bakıldığında zamanın aşındırıcı etkisine karşı bir hayli dirençli olduğu görülüyor.

Tabii IPv6'nın getirecekleri sadece adres genişlemesi sorununu çözmekten ibaret değil. Örneğin IPv4 protokolünün adres darlığı sorununu hafifletmek için ara çözüm olarak geliştirilen ve ev ağınıza bağlı tüm aygıtların tek bir IP adresi üzerinden internete çıkmasını sağlayan NAT (Network Address Translation - Ağ Adresi Çözümleme) gibi teknolojiler de IPv6 ile birlikte gereksiz hale gelecek. Bunun yanı sıra IPv6, güvenlik ve birlikte çalışabilirlik gibi konuları iyileştirmek üzere de bir takım yenilikler içeriyor.

IPv4 adresleri bitince ne olacak?

Dünya IPv4 adreslerinin bu hızla giderse kısa zamanda tükeneceğinin uzun zamandır farkındaydı, ancak bu konuyla ilgili somut adımlar ve IPv6 destekli altyapıların yaygınlaştırılmasına dair çabalar ancak 2008 yılından sonra hızlanmaya başladı. Şu an Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın hemen her yerinde ağ altyapılarını IPv6 standardına uyumlu hale getirmek üzere çalışmalar devam ediyor. Fakat bu çalışmaların her yerde aynı hızda devam ettiğini söylemek mümkün değil. Ayrıca mevcut işletim sistemlerinin hemen hemen hepsi IPv6 protokolünü desteklemekle birlikte, kullanımda olan çoğu ağ cihazı henüz bu protokolü desteklemiyor. Bu da IPv6'nın IPv4 un yerini almasını değil, onunla paralel olarak uygulanmasını gerektiriyor.

Şimdi gelelim asıl soruya: IANA, elimdeki adresler 8-9 aya kadar tükenecek, diye bir açıklama yaptı. Peki IPv4 adresleri bitince ne olacak? Öncelikle 2012 yılından itibaren sadece IPv6 protokolü üzerinden erişilebilen bir takım aygıtların ve servislerin piyasaya çıktığını göreceğiz. Eğer sadece IPv4 protokolü kullanan bir aygıt veya ağ üzerinde kalırsanız, altyapınız veya aygıtlarınız yenilenene kadar bu yeni servislere erişebilmek için özel ağ geçidi hizmetlerini kullanmanız gerekecek.

Sonuç olarak IPv4 ve IPv6'nın birlikte var olacağı uzun bir döneme ilk adımı atmak üzereyiz. Gelecekte teknolojik evrimin bir sonucu olarak IPv6 giderek yaygınlaşacak ve hâkim standart haline dönüşecek. Tabii yeni nesil IPv6 destekli servislere erişim için bu geçiş dönemi sırasında bazı konuları da sizin halletmeniz gerekecek. Kullandığınız işletim sisteminde IPv6 protokolü etkin değilse etkin hale getirmek, evinizdeki ağ aygıtının yazılımını, varsa IPv6 destekli sürüme güncel-lemek gibi. (Kaynak: Bilim Teknik Dergisi)


http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1090319&title=internet-tukeniyor-mu

BORA YAŞAR
20-02-2011, 11:37
Apple başlattığı savaşı kazanamaz!

GEÇEN yazdan beri bir iPad’im var. Ve o gün bugündür, İngilizce gazetelerimi, takip ettiğim dergileri ve en önemlisi kitaplarımı bu alet üzerinden satın alıyor ve okuyorum.
Bunu yapan sadece ben de değilim anlaşılan, çoğu iPad kullanıcısı gazete, dergi ve kitap okumalarını bu aygıt üzerinden gerçekleştiriyor. Henüz Türkiye’de iPad kullanıcısı sayısı çok az. Buna rağmen en azından kendi yakın çevremden gün aşırı birilerine mesela Amazon’dan nasıl kitap satın alabileceklerini anlatmamı gerektiren taleplerle karşılaşıyorum.
Geçen hafta bir haber dikkatimi çekti. Amerikan yayıncılık dünyasının önde gelen yayın organı olan Publishers Weekly’deki habere göre, 2010 yılında ABD’de e-book, yani elektronik kitap pazarı yüzde 164.4’lük bir büyümeyle 441.3 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmıştı.
Daha da ilginci, kitap yayıncılığı alanında bütün diğer segmentlerde küçülme yaşanırken sadece elektronik kitap pazarı büyüyordu. Zaten biliyorsunuz, birkaç ay önce elektronik kitap satışları kağıda basılı kitabı geçti Amerika’da. Giderek daha az kitap kağıda basılıyor, daha çok kitap elektronik ortamda satılıyor.
Geçen hafta duyulan bir başka haber, elektronik kitap, dergi ve gazete dünyasının başlıca okuma aracı olan iPad’in üreticisi Apple’dan yapılan vahşi açıklamaydı.
Apple, kendi uygulama dükkanındaki uygulamalar üzerinden gerçekleşecek kitap satışı, dergi ve gazete aboneliklerinde yüzde 30 komisyon alacaktı. Kitap, gazete, dergi yayıncıları isterlerse kendi web sitelerinde de satış veya abonelik pazarlayabilecekti ama farklı fiyat ya da promosyon yapamayacaktı.
Bu açıklamanın ardından, Apple en yaygın kitap okuma aracı olan Amazon.Com’un Kindle uygulamasından doğrudan kitap satın alma seçeneğini kapattı. Artık iPad’inizden Kindle uygulaması üzerinden Amazon mağazasına doğrudan gidemiyorsunuz, web tarayıcınızla gidip alışverişinizi yapmalısınız.
Tam bu haberi sindirmeye çalışıyordum ki bir açıklama da Google’dan geldi. Apple’ın akıllı telefonlar ve tablet pazarındaki en büyük rakibi olan Android işletim sisteminin amiral gemisi olan Google, kitap, dergi ve gazete alımları için basit bir sistem geliştirmişti ve onlar yayıncıdan sadece yüzde 10 komisyon istiyordu.
Gördünüz, büyüyen pazarda Apple durduk yerde kendi tekel olma halinden hareketle bir savaş başlattı ama hemen cevabını da aldı. Bana göre Apple’ın bu savaşı kazanması ve oturduğu yerden yüzde 30 komisyonları cebine atacağı bir sistem kurup bunu sonsuza dek sürdürmesi imkansız.
Acaba iPad’den vazgeçip Android tabanlı bir tablete mi geçmeliyim?


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17070131.asp?yazarid=386

BORA YAŞAR
23-02-2011, 14:15
İnternetten kopyala-yapıştır yapanlara ceza geliyor


Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun kapsamının genişletileceği, eser sahibinden izin almadan bilgi kullanan internet sitelerine ağır yaptırımlar uygulanacağı bildirildi.

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1986 yılından bu yana telif haklarının ihlali ve korsana karşı mücadele etiklerini belirterek, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun yakın bir zamanda kapsamının genişletileceğini belirtti.

Yeni düzenlemede internette ilgili güncellemelerin de yer alacağını kaydeden Parmaksız, şöyle konuştu:

''İnternet konusunda ihlal çok fazla ve yaptırım yok. Onun ilgili yaptırım ve ağır cezalar geliyor. Özellikle internette 'kopyala-yapıştır' yöntemiyle yapılan ihlallere karşı da yeni müeyyideler uygulanacak. Baktığımız zaman hak ihlalinin en çok internette meydana geldiğini görüyoruz. Bir eseri, sahibinden izin alınmadan kopyalamak, çoğaltmak ve yayımlamak yasaktır ama bu internette daha çok oluyor. Bu ''kopyala-yapıştır'' meselesi nedeniyle önümüzdeki günlerde çıkacak yasa ile insanların çok canı yanacak. Artık şahsınıza ait olmayan bir eseri kopyalayıp yapıştıramayacaksınız. Yapıştırıp onu kullandığınız zaman cezai müeyyideler olacak.''

İnternet sitelerinin reklamdan para kazandığına dikkat çeken Parmaksız, ''Nemalanma varsa telif de vardır. Yasa ile nemalanma ya da eser sahibinden izin almadan kullanılan bilgileri tespit ettiğimiz taktirde, o site kapatılacak ve ağır para cezaları gelecek. Müeyyidelerde para cezası var, hapis cezası var ve internet sitelerini kapatma var. İnternet sitelerine birkaç günlük süre de tanınıyor. Ama düzeltmezse cezai müeyyide daha da artıyor'' diye konuştu.

-İLETİŞİM ADRESİNE BAKMAYAN SİTEYE DE CEZA-

Türkiye'de yüz binlerce internet sitesi oluşturulduktan sonra atıl bırakıldığını anlatan Parmaksız, bununla ilgili yeni gelişmelerin de olduğuna dikkati çekti.

''Çıkacak kanunda yeni bir şey daha var'' diyen Parmaksız, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir internet sitesinde hak ihlali varsa ve ben ihlali o sitenin iletişim adresine e-mail atıp 'üyemizin eserini kullandınız bunu buradan kaldırın' dediğimde bu mailime cevap vermezse bile cezai müeyyide uygulanacak. Bir şahıs site kuracak ama hiç bir şekilde iletişim adresi vermeyecek veya maillerine bakmayacak. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Eğer sen bir site yaptıysan iletişim unsurunu göz önünde bulunduracaksın.''

-''EV VE ARABA GİBİ ESERLERİNİZE DE SİGORTA YAPTIRIN-''

İLESAM olarak yazarların ve eser sahiplerinin birbirlerine sahip çıkmasını istediklerini ifade eden Parmaksız, şunları kaydetti:

''Eserlerine mutlaka sahip çıksınlar. Bunun için de alanlarıyla ilgili gidip meslek birliklerine üye olsunlar. Çünkü biz İLESAM olarak 3-5 yıllık değil, 100 yıllık bir üyelik yapıyoruz. Kişi yaşarken haklarını korumaya devam ettiğimiz gibi kişi öldükten sonra da 70 yıl biz onun hakkını korumaya devam ediyoruz. Yani bu gün eserimiz talep görmeyebilir. Eserimizden faydalanılmayabilinir veya telif kazanamayabilirler ama yarın kazanamayacağımızın bir garantisi yok. Nasıl evimizi ve arabamızı sigorta ettiriyorsak, eserlerimizinde kaskosunu yaptırmamız lazım. Bunun kaskosunu da İLESAM yapıyor. Farklı alanlarda çalışan meslek birlikleri yapıyor.''


http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1097755&title=internetten-kopyalayapistir-yapanlara-ceza-geliyor


İşin garip tarafı bu yaptığımda suç olacak.

Bugüne kadar o kadar fazla bu suç tanımına giren eylemde bulundum ki sormayın..Vergi affı gibi bir af çıkarsalar da geçmişimizi temizlesek.:)

BORA YAŞAR
10-03-2011, 22:25
YouTube, Google ve de Digiturk; kim haklı, kim haksız!

Aslında Blogspot'un kapatılması epeydir konuşuluyordu. Beklenen de oldu ve geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük blog platformlarından blogspot.com, Digiturk'ün "telif ödenmeden kullandığı içeriklere" ilişkin açtığı dava sonucu kapatıldı. Elbette konu özgür ruhların dolaştığı bloglar olunca haber de patladı.

İlk hamle Digiturk'ten geldi; "Yayın hakları bizde olan maçlar bazı internet siteleri tarafından kanunlar hiçe sayılarak yayınlanmakta. İçerik ve yer sağlayıcılar defalarca uyarılmasına rağmen internetten illegal yayın yapılmasına son verilmedi. Son çare olarak yüce Türk mahkemelerine başvurduk ve sitelerin verdiği zararın durdurulmasını talep ettik. Mahkeme bu sitelere erişimin engellenmesi kararı verdi. Bu kararla birlikte Blogspot'taki bazı bloglara erişimde problemler ortaya çıktı, bu problemlerin tek sorumlusu Google ve Blogspot'tur." dendi.

İkinci hamle bloggerlarındı; Digiturk'e 'Bloguma Dokunma' adlı bildiriyi yayınladılar ve "Korsan yayın yapanların zaten teknik bilgileri yüksek olduğundan yeni yöntemlerle yasağı deldiler ve hiç etkilenmediler." dediler. Haklıydılar.

Digiturk Genel Müdürü Ertan Özerdem, sosyal medyanın baskısına dayanamadı ve bir ilki yaparak yanıtını televizyondan canlı olarak verdi. "Tek suçlu Google yönetimidir. Google'ın duyarsızlığı yüzünden mahkeme bu kararı aldı." dedi.

Google altta kalmadı, "Google olarak telif hakkı ihlali iddialarını çok ciddiye alır ve telif ihlali konusunda bir yasal uyarı ulaştığında da içerikleri hızlı bir şekilde kaldırır." gibi yuvarlak bir yanıt verdi. Digiturk bu kez daha hızlı davrandı; "Digiturk bu konuda Google ile efektif bir işbirliğine hazırdır. Aksi takdirde maalesef, bu konu ile ilgili bütün yasal haklarımızı kullanmak konusunda ısrarlı olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız." dedi.

Yazıyı hazırlarken bir son dakika gelişmesi de İnternet Teknolojileri Derneği'nin alan adı temelli yasaklama yerine IP temelli topyekûn sansürü talep eden ve uygulayan kurumlar, yani bu olayda Digiturk hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu haberi düştü ekranıma. Bütün bunlardan sonra görünen o ki Digiturk kanun katında, bloggerlar ise toplum vicdanında haklıdır. Peki, ya Google!

Biraz yakın online mecra tarihimizi hatırlayalım

Uzun yıllar neden kapalı kaldığı pek de anlaşılmadan bir YouTube olayı yaşadık. Kimilerine göre Atatürk'e saldıran videolar vardı, kimilerine göre ise YouTube'un Google'ın ülkemizde bir muhatabı yoktu ve ciddi paralar kazanmasına rağmen bunun vergisini ödemiyordu. Hangisi doğru olursa olsun konu hem yurtiçinde hem de dışında gündemde öyle iyi tutuldu ki Türkiye dünyanın sansür uygulayan yasakçı ülkeleri arasında yerini aldı. Bu olayda da bir türlü "kim haklı" sorusunu netlikle yanıtlamak mümkün olmadı. Çünkü Google şimdiki gibi yine profesyonelce takındığı "cool" tavrıyla "ağır ağabeyi" iyi oynuyordu.

Ancak Google'ın, daha doğrusu sahibi olduğu YouTube'un telif haklarını çiğnediği gerekçesiyle pek çok ülkede vukuatı var.

Fransız Televizyon network'ü TF1, 2007 yılında YouTube'a 100 milyon Euro talebiyle dava açtı. Davanın gerekçesi YouTube'un televizyon programlarını yine korsan olarak yayınlamasıydı. Fransız gazetesi Le Point'a göre YouTube'dan videoların kaldırılması talep edilirken, 100 milyon Euro da istendi.

2008 yılında YouTube ve sahibi Google Inc'a İtalya Başbakanı Silvio Belusconi'ye ait televizyon şirketi Mediaset SpA tarafından dava açıldı. Nedeni usulsüz ve ticari amaçla video ve ses paylaşımı olan davada 500 milyon Euro talep edildi.

İspanyol Telecinco kanalı da içeriklerini kullanıyor olmasından ötürü YouTube'a dava açtı. Dava 2008 yılında kanalın tazminata hak kazanmasıyla sonuçlandı.

2009 yılında YouTube'un başı bu kez Fransız Indie etiket/tag toplama grubu SPPF topluluğuyla derde girdi. Google'ın sahip olduğu site, izinsiz 100 videoyu barındırınca, 10 milyon Euro'luk davayla karşı karşıya kaldı.

Mediaset'in sahip olduğu ve İspanya'nın en çok izlenen kanallarından olan Gestevision Telecinco SA da YouTube'u usulsüz içerik dağıtımından ve telif hakkı ihlalinden dava etti.

İtalyan mahkemeleri MP3 korsanlarından 2,4 milyon Euro talep etti. İllegal müzik indirme sitesi kuran 54 kişiden altı yıllık telif hakkı ihlali nedeniyle 2,4 milyon Euro talep edildi.

Digiturk-Google-Blogspot sürecini deşifre edersek

İnternetin, bir medya ve bir mecra olarak önemine inananlardanım. Gerekçesi ne olursa olsun bloggerların yayınlarının kesintiye uğramasını da mecranın gelişimine olumsuz etkisi olacağını düşünüyorum. Çünkü birikimlerini bloglarında paylaşanlar, paylaşanlardan öğrenenler ve dahi bu işten para kazananlar var.

Peki, bundan böyle süreç nasıl yönetilmeli?

Kanımca Google'ın 300 milyon dolarını bu işe yatırmış bir kuruluşun yayınlarını "yasa dışı biçimde yayınlayanlara" dolaylı da olsa destek vermemesi ve acilen önlem alması, internet dünyasının olmazsa olmaz sistemi kabul edilen "uyar kaldır" sistemine diretmemesi,

Henüz telif hakları netlikle belirlenmemiş dijital mecranın hukuksuzluk sistemine potansiyel oluşturmaması,

Ortalık karışmışken yatıştırıcı ve sürecin kontrol altında olduğuna dair bir açıklama yapması gerekiyor. Çünkü bu tutumu bir süre sonra işi Digiturk özelinden çıkarıp her zaman olduğu gibi "yasakçı Türkiye" yaftasına neden olacak. Kaldı ki Google ülkemizde internet mecrasında yaratılan reklam pastasının yüzde 50'sini alıyor. Bu rakamın gelecek günlerde büyüyeceğini de zaten hepimiz biliyoruz. Google ileriye bakmalı ve ticari anlamda da daha akılcı davranmalı.

Peki, dijital mecrada birlikte var olmak ve üretmek için biz ne yapılmalıyız? Bir kere meselenin özünü öğrenip hakkaniyetle davranmak gerek. Gerekiyorsa Digiturk'e, gerekiyorsa Google'a tepki gösterilmeli. Görüldüğü üzere yabancılar haklarını milyon Euro'luk davalarla korurken bizde hem Atatürk içeriğinde hem de şimdiki Blogspot meselesinde halkımız "güne uygun" olarak duygusal tepki veriyor. İşin özünü unutuyoruz.

Oysaki İnternet Teknolojileri Derneği'nin de ifade ettiği gibi yasalara uymayan sitelerde "alan adı temelli yasaklama" iyi bir çözüm olabilir. Belki buna da gerek kalmadan Avrupa Birliği 2000/31 Elektronik Ticaret Direktifi ve USA Dijital Millennium CopyRight Acts'te de telif hakkı ihlalleriyle ilgili maddeler var, ancak temel kural "uyar kaldır" sistemine uymak. Bizde de yeterli olacaktır. Başka devletler uluslararası pazarda çokuluslu firmalarının ulusal haklarını korumak için ciddi çalışmalar yapıyorken, Digiturk özelinden yola çıkarak Dışişleri Bakanlığımız bu konuda bir girişimde bulunmalı. Digiturk de konuyu uluslararası hukuk platformlarına taşıyabilir, taşımalı da!

Sosyal mecra deyip geçtiler koltuklarından oldular

İnterneti ve onun getirdiklerini, yasaklamak hiç kimsenin hakkı ve isteği olamaz. Obama'nın seçilişinde, Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika'da başlayan sivil harekette sosyal medyanın inkar edilemez gücünü unutmamalıyız. Bırakın markaları, devletler de bundan böyle sosyal medyasız bir ülke yönetimini düşünemeyecekler. Ancak işin bir de teknik yanı var. Çözüm bilişim dünyasında yapılanları izleyip kullanmak yerine kendi yazılımını üretmekten geçiyor. Bilişim ithalatçı olduğumuz sürece bırakın Google'ı daha yaşamsal konularda da dışa bağımlılığımız devam edecek. İşte o zaman biz ne kadar konuşursak konuşalım "ağır ağabeyler cool tavırlarını" sürdürecekler.

Gelelim şu Kuzey Afrika'daki e-devrim meselesine

Bir kez daha uzun anlatmaya gerek yok! Deneyimler paylaşılıp da dayatılan yönetim biçiminin adilane olmadığını gördüğünüzde adına "sivil itaatsizlik" ya da "e-devrim" deyin bir hareket başlıyor. Yine Google araştırmalarıma göre Kuzey Afrika'daki hareketin gerisinde Sırbistan'da Miloseviç'i deviren Otpor gençlik hareketinin varlığı işaret ediliyor. (Otpor ile ilgili daha fazla bilgi için Ekşi Sözlük'e bakılabilir. ES, tüm görüşlere yer verdiğinden Otpor ile ilgili olarak kurallarla yazılmış olanlardan daha anlaşılır bir tanımlama yapmış.) Durum kısaca şu; son olaylar için kimileri diktatörler hak etti derken kimileri de emperyalistçe bir oyun olduğunu söylüyor. Kimileri ise "dışarıdan destekli" diye tanımlıyor. Ne olursa olsun hareket dijital mecranın gelişimiyle başladı ve büyüdü.

Gazetemizin en çok okunan yazarlarından Ahmet Turan Alkan'ın geçtiğimiz günlerde yazdığı "Bir utanç hatırası" başlıklı yazısı, bireysel anlamda "manipüle edilmenin" ibret verici bir örneğini anlatıyor. Kim ne düşünürse düşünsün en masum haliyle Kuzey Afrika'da olanlar başka ülkelerde deneyimlenmişlerin paylaşılma halidir. Böyle bakınca da bundan böyle dijital dünya hiç kimse tarafından göz ardı edilemez. Bana gelince "e-devrim" meselesine de "sivil itaatsizliğe" de anlayışla bakanlardanım ama kimden gelirse gelsin manipüle edilmeye tahammülüm yok!


http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1105100&title=youtube-google-ve-de-digiturk-kim-hakli-kim-haksiz

pinky
17-09-2011, 13:42
FACEBOOK'A üye iseniz

· ÖNEMLİ DUYURU

Facebook Cuma gününden itibaren tüm özel resimlerimizi reklam kuruluşları ile yayınlama hakkına sahip olacak! O yüzden profilinizdeki reklam bölümünü Kilitlemeniz gerekiyor. Bunun İçin:

1- "Hesap" bölümünden "Hesap ayarları"na girin.

2- 2- Facebook re...klamları'na basın. http://www.facebook.com/editaccount.php?ads

3- 3- "Üçüncü şahıs reklam ayarlarını düzenle" ye ve yine aynı yerdeki "Sosyal reklamlar ayarlarını düzenle" ye girin!

4- 4- Her 2 girdiğiniz bölümde "Sadece arkadaşlarım" yazan yeri "Hiç kimse"ye çevirin.

5- 5- " Değişiklikleri kaydet"e basın! AYRICA PROFİLİNİZDE BU YAZIYI PAYLAŞIN Kİ ARKADAŞLARINIZDA HABERDAR OLSUN.. kaynak: http://www.bounsozluk.com/

MERT4633
27-09-2011, 09:47
ınternet baglantılarında dunyanın en yavas
dosya ındırme hızının afrıka ulkesı kongo`da, en hızlısının ıse guney kore`de
oldugu belırtıldı. Turkıye ıse ortalamanın altında yer alıyor.
Pando networks fırmasının 224 ulkede 20 mılyon bılgısayardan ocak-hazıran
2011 arasında yapılan toplam 27 mılyon ındırmenın sonuclarını kapsayan
arastırması ınternet hızı konusunda ılgınc verıler ortaya koydu.
Arastırmaya gore, dunyadakı ortalama ındırme hızı 580kbps. Turkıye
490kbps ıle ortalamanın altındayken, abd, 616kbps ıle ortalamanın bıraz ustunde.
2,202kbps ıle guney kore lıderlıgı alırken onu, romanya (1,909kbps) ve
bulgarıstan (1,611kbps) takıp ettı. Lıtvanya 1,462kbps ıle dorduncu, letonya
1,377kbps ıle besıncı ve ukrayna 1,190kbps ıle altıncı oldu.
Afrıka, guney amerıka ve neredeyse asya ulkelerının tamamı ortalamanın
oldukca altında yer aldı. Afrıka ıse en dusuk ındırme hızının goruldugu kıta
olarak one cıktı. Kongo, 13kbps ıle en yavas ınternete sahıp ulke olurken, onu
14kbp ıle orta afrıka cumhurıyetı ve 23kbps ıle bır ada ulkesı olan komorlar
takıp ettı.

-aa-

Erasure
27-09-2011, 10:29
FACEBOOK'A üye iseniz

· ÖNEMLİ DUYURU

Facebook Cuma gününden itibaren tüm özel resimlerimizi reklam kuruluşları ile yayınlama hakkına sahip olacak! O yüzden profilinizdeki reklam bölümünü Kilitlemeniz gerekiyor. Bunun İçin:

1- "Hesap" bölümünden "Hesap ayarları"na girin.

2- 2- Facebook re...klamları'na basın. http://www.facebook.com/editaccount.php?ads

3- 3- "Üçüncü şahıs reklam ayarlarını düzenle" ye ve yine aynı yerdeki "Sosyal reklamlar ayarlarını düzenle" ye girin!

4- 4- Her 2 girdiğiniz bölümde "Sadece arkadaşlarım" yazan yeri "Hiç kimse"ye çevirin.

5- 5- " Değişiklikleri kaydet"e basın! AYRICA PROFİLİNİZDE BU YAZIYI PAYLAŞIN Kİ ARKADAŞLARINIZDA HABERDAR OLSUN.. kaynak: http://www.bounsozluk.com/

ben çok uzun süre önce bunları kapatmıştım. Ancak konunun farkında
olmayan birçok kullanıcı var ve özellikle de 15 yaş altı facebook'tan
ayrılamıyor, saatlerce karşısındalar...

BORA YAŞAR
14-10-2011, 22:10
Ölünce internet hesaplarınız ne olacak?


"Değerli yeğenime, internette poker ve bingo hesaplarıma erişim hakkını bırakıyorum. Büyük kuzenim de tüm iTunes kredilerimi alsın."


Dijital mirasınızı kime bırakacağınızı düşündünüz mü?

İnanması zor gelebilir ama dijital ortamdaki varlıklarımız her geçen gün artarken bunlara ilişkin bir vasiyet de düzenlememiz gerekebilir.

Avukat Matthew Strain, müşterilerine şimdiden dijital mirasları konusunda tavsiyelerde bulunuyor ve vasiyetnamelere ekler düzenliyor.

Strain, "her geçen gün daha fazla miktarda fotoğraf, müzik ve kitap internet ortamında depolanır oldu. Tümü dijital formatta. Dolayısıyla insanlar öldükten sonra bunlara ne olacağı sorusu da giderek daha fazla önem kazanıyor" diyor.

Zira internetteki kimi dijital fotoğraf ya da videoların, uygulamaların duygusal olduğu kadar parasal değeri bulunduğu da muhakkak.

Dijital mal varlıklarının sorumluluğunu üstlenmeyenlerin öldüklerinde bu varlıkları kaybetme hatta akrabalarına ödenmemiş fatura bırakması dahi mümkün.

iCroak adlı internet sitesinde dijital malvarlıklarının öldükten sonra idare edilmesini isteyenlere özel hizmet veriliyor.

Yılda 10 ila 15 İngiliz sterlini, yani 30 – 45 Türk lirası ya da tek seferlik 150 sterlin yani 430 Türk lirası karşılığı kullanıcılar malvarlıklarını kategorize ederek "koruyucu" ya da "vasi" hesaplar oluşturabiliyor.

Koruyucu, vasi seçilen kişiye özel kullanıcı adı ve şifresi gönderiliyor.

Bu kişi, dijital mirası ancak kendisini bu göreve atayan kişinin ölüm belgesi doğrulandığında görebilecek.

Kuşkusuz kimilerinin ileride kimsenin görmesini istemeyeceği ya da onları utandırabilecek hesapları olabilir, iCroak bunun için de bir seçenek sunuyor ve öldüğünüzde tüm bilgilerinizin silinmesini sağlayabiliyor.

Goldsmiths Üniversitesi'nin yürüttüğü bir araştırmaya göre İngilizler, 2,3 milyar sterlin değerinde müzik, film, uygulama ya da internet üyeliğine sahip.

Aynı araştırma her 10 kişiden birinin şifrelerini vasiyetlerine eklediğini, yani yakınlarının dijital hazinelerine ulaşmasını istediğini gösteriyor.


http://teknoloji.milliyet.com.tr/olunce-internet-hesaplariniz-ne-olacak-/internet/haberdetay/14.10.2011/1450833/default.htm

BORA YAŞAR
01-11-2011, 12:11
e-ticarette dokuz ayda yüzde 52 büyüme ile rekor kırıldı

Eylül ayı sonu itibariyle yerli ve yabancı kredi kartları ile farklı e-ticaret sitelerinden yapılan harcamaların cirosu, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 52 artarak 16 milyar 971 milyon 250 bin TL'ye ulaştı. Aynı dönemde gerçekleşen işlem adedi ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 37 artarak 91 milyon 735 bin 485'i buldu.

http://www.stargazete.com/ekonomi/e-ticarette-dokuz-ayda-yuzde-52-buyume-ile-rekor-kirildi-haber-394164.htm


Dünyada birçok kavram ve kurum hızla gelişiyor, değişiyor..

Son 3 yılda biz de aile olarak birçok ihtiyacımızı, bize ürünü tanıma ve her yönü ile mukayese etme olanağı veren internetten temin etmekteyiz..

Bazı sorunlar olmuyor değil. Ama göze alınabilir kusurlar bunlar..

BORA YAŞAR
22-02-2012, 14:26
Hanzade Doğan Boyner: İnternet reklam gelirleri Türkiye'de 3'üncü sırada


Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner, Genç Yönetici ve İşadamları Derneği'nin (GYİAD) "Genç Patronlar ile Sohbetler" söyleşisinin konuğu oldu. Teknolojinin belirleyici olma özelliğinin günden güne arttığına vurgu yapan Doğan, internet reklam gelirlerinin birçok ülkede gazete reklam gelirlerini geçtiğini, Türkiye'de ise üçüncü büyük mecra konumuna geldiğini söyledi.


http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/19969735.asp

BORA YAŞAR
08-03-2012, 15:12
Galatasaray rekor kırdı


Galatasaray Spor Kulübü'nün, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da 1 milyon takipçi sayısına ulaştığı bildirildi.

Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, 2 yıl önce sosyal medyaya adım atarak Türkiye'nin ilk tescilli twitter sayfasına sahip spor kulübü unvanını kazanan ve spor kulüpleri arasında dünya sıralamasında da ilk 10 arasında yer alan Galatasaray Spor Kulübü'nün, 1 milyona ulaşan takipçi sayısıyla yine bir ilke imza attığı ve Turkiye'de sosyal medyada bu rakama ulaşabilen ilk ve tek spor kulübü olduğu ifade edildi.
Açıklamada şöyle denildi:

''Galatasaray dünyasında meydana gelen tüm gelişmeleri anında takip etme fırsatıyla birlikte, taraftarlarımıza maçın oyuncusunu seçme imkanı veren, düzenlenen yarışmalarla maç biletleri, GSStore indirim kuponları, imzalı formalar ve pek çok çeşitli sürpriz hediye kazanma fırsatı sunan 'http://twitter.com/galatasaraysk'yı takip ederek desteklerini esirgemeyen tüm taraftarlarımıza sonsuz teşekkürler.''


http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2012/03/08/galatasaray-rekor-kirdi

BORA YAŞAR
28-03-2012, 20:07
"Pislik Muamba öldü" dedi ve...

“Hahahaha! Pislik Muamba öldü!!!” yazan öğrenciye hapis cezası...


Tottenham-Bolton maçında yere yığılan Muamba hakkında bir taraftarın yaptığı yoruma hapis cezası geldi. Swansea mahkemesi, twitter hesabından “Hahahaha! Pislik Muamba öldü!!!” yazan Liam Stacey isimli 21 yaşındaki üniversite öğrencisine, 56 gün hapis cezası verdi


http://www.htspor.com/futbol/haber/728723-pislik-muamba-oldu-dedi-ve


İnterneti kuralsız, hukukdışı ve de izlenemez bir saha kabul edip ağzına geleni yazanlara uyarıdır bu haber..

BORA YAŞAR
05-04-2012, 22:04
İnternette oyun oynarken doğurdu, bebeğini poşete koyup çöpe attı, oyuna geri döndü


Güney Kore'nin başkenti Seul'de bilgisayar oyunu bağımlısı kadın yeni doğan bebeğini öldürdüğü gerekçesiyle tutuklandı.

Polis, neredeyse her gün oyun oynamak için internet kafeye giden 26 yaşındaki kadının kafenin tuvaletinde doğum yaptığını ve bebeği plastik bir poşete koyduğunu belirtti.

AFP'nin haberine göre 25 Mart'ya gerçekleşen olayda, kadın ağzını kapattığı poşeti internet kafenin yakınındaki bir otopartka bulunan çöp konteynerine attı. Kadın daha sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etti.


DOĞUMUN BAŞLADIĞINI BİLE FARK ETMEMİŞ

Polis sözcüsü, son ana kadar kadının oyuna devam ettiğini, hatta oyun oynarken doğumun başladığının bile farkına varmadığını vurguladı.

Sözcü, kadının "çocuk cinayeti" suçlamasıyla yargılanacağını ifade etti.

Güney Kore hükümetinin tahminlerine göre 50 milyon nüfuslu ülkenin 2 milyonu internet ve bilgisayar oyunu bağımlısı.

OYUNLAR DAHA ÖNCE DE CAN ALDI

Ülkede internet oyunlarına bağımlılık, geçmişte de ölüm vakalarına neden olmuştu.

2010 yılında bir anne, internette oyun oynamaktan yorgun düştüğü bir sırada üç yaşındaki oğlunu öldürmüştü. Aynı yıl 15 yaşında bir çocuk çok fazla oyun oynadığı için kendisini azarlayan annesini öldürmüş ardından intihar etmişti.

Yine 2010'da, 41 yaşında bir erkek, eşiyle birlikte çok oyun oynayıp bebeklerini açlıktan öldürdükleri gerekçesiyle iki yıl hapse mahkum edildi.


http://www.hurriyet.com.tr/planet/20279515.asp


İnternet insanı gerçek dünya ve sorumluluklarından koparıyorsa, sonuç böylesi çok dramatik hatta vahim olabiliyor..

BORA YAŞAR
17-04-2012, 14:40
Dünya basın tarihinde bir ilk

Dünya genelinde internet haberciliğine farklı bir soluk getiren Huffington Post, Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü.Huffington Post’a ödül, ordu muhabiri David Wood’un sekiz ay süren ve savaşta ağır yaralanan gaziler ve ailelerinin hikayelerini anlattığı 10 bölümlük “Beyond the Battlefield” (Cephenin Ötesi) başlıklı yazı dizisi için verildi.

Kurulduğundan beri, yedi yıldır sadece internet üzerinden yayın yapan Huffington Post'un aldığı bu ilk Pulitzer aynı zamanda, Pulitzer Ödül Komitesi'nin internet medyasını kabullenme sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Huffington Post Medya Grubu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Arianna Huffington, sonuçların açıklanmasının ardından, “Ödül bizi çok mutlu etti ve çok gururlandırdı. Hem David’in imzasını attığı anlamlı gazetecilik, hem de HuffPost’un kamuoyunu ve insanların hayatlarını etkilemeyi amaçlayan orijinal haberciliğine hak ettiği değer verilmiş oldu” dedi.

"İNTERNETTEKİ KALİTELİ GAZETECİLİK"

HuffPost’un kurulduğu günden bu yana, rakamlara ve verilere hikaye katma felsefesini savunduğunu vurgulayan Huffington, “Bu yazı dizisiyle bu ödülü almaktan çok mutluyuz; hem David Wood’un ordu muhabirliğindeki uzun kariyeri, hem de internet üzerinde gelişmekte olan kaliteli gazetecilik taçlandırılmış oldu” diye konuştu.

New York şehrinde, Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen Pulitzer Ödülü, ABD’nin en büyük ve prestijli ödülü olarak kabul ediliyor ve 1917'den bu yana veriliyor.


http://www.aksam.com.tr/dunya-basin-tarihinde-bir-ilk--111079h.html

hansoylu
25-04-2012, 08:24
Google Drive Geliyor :he:

Google Drive, bulunduğunuz her yerde; web'de, evinizde, iş yerinizde ve hareket halindeyken yanınızda. Siz neredeyseniz, dosyalarınız da tam orada. Harekete ve paylaşmaya hazır. Ücretsiz 5 GB'yi kullanmaya başlayın. (Cep Telefonlarında kullanılan Dropbox ve evernote tarzında düşünebilirsiniz.)

Sonrası Paralı
25 GB Aylık 2,49$
100 GB Alık 4,99$
Çok yakında 16 TB Kadar Çıkılacak

BORA YAŞAR
06-05-2012, 13:17
Vatandaş, alacağı parselin özelliklerini internetten öğrenebilecek



Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tapu ve kadastro çalışma ve bilgilerinin 'Çok Amaçlı Arazi Bilgi Sistemine' dönüştürülmesini amaçladığı 'e-devlet' projesi olan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi'ni (TAKBİS) tamamladı. 2001 yılında başlatılan TAKBİS Projesi kapsamında yurt genelindeki tüm tapu kayıtları sayısal ortama aktarıldı. Merkezi veritabanına aktarılan kayıtlar ile tüm tapu müdürlüklerinde TAKBİS ortamında online hizmet verilmeye başlandı. Vatandaş artık alacağı parselin eni, boyu, özelliği, imar durumunu, elektrik, su, yol durumunu internetten öğrenebilecek.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1283747&title=vatandas-alacagi-parselin-ozelliklerini-internetten-ogrenebilecek

BORA YAŞAR
08-05-2012, 16:14
BİNLERCE KİŞİYE NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

İnternet, benzerini daha önce görmediğimiz bir siteye daha kavuştu. Thelistserve.com, üyelerine, tanımadıkları binlerce kişiye istedikleri konu hakkında düşüncelerini aktarma fırsatı veriyor.

Listserve, her gün üyeleri arasından rastgele seçilen birinin herhangi bir konu hakkında yazdığı düşüncelerini mail olarak tüm üyelerine gönderiyor. Sitenin üye sayısı şu anda 17 bine ulaşmış durumda ve bu rakam hızla artıyor.

Sitenin ana kuralı, istediğiniz her konuda görüşlerinizi belirtebiliyor olmanız. Hayatınız, sırlarınız, hobileriniz ve işlediğiniz küçük suçlara dahil her şeyi burada paylaşabilirsiniz. Hiç tanımadığınız insanların düşüncelerini okumak ve kafanızdakileri onlara açmak için tek yapmanız gereken, ana sayfaya giderek burada belirtilen yere e-mail adresinizi girmeniz.

Bu noktadan sonra, her gün e-mail kutunuza Listserve üyelerinden birinin maili düşecek. Site, düşüncelerini paylaşacak üyeleri kurayla da seçebiliyor. Eğer seçilirseniz, 48 saat içinde istediğiniz konuda bir makale yazmak zorundasınız. Yazacağınız metin, siz siteye ekledikten sonra binlerce üyeye gönderilecek.

“İSTENMEYEN ÇIPLAKLIK YOK”

Digital Trends, kısa süre önce hayata geçen Listserve için, “insanların isim ve maillerini saklayarak sırlarını paylaştığı PostSecret ve farklı sunucularda yeni insanlarla tanıştıkları Chatroulette’un karışımı” tanımı yapıyor. Aynı zamanda, siteyi, “istenmeyen çıplaklığın bulunmadığı, anında ve geniş çaplı iletişim sunan bir platform” olarak ifade ediyor.

Listserve, New York Üniversitesi mezunları Greg Dorsainville, Josh Begley, Yoonjo Choi, Alvin Chang ve Zena Koo’nun son sınıf projesi olarak ortaya çıkan bir çalışma. Amaçları, teknoloji ve iletişim arasındaki etkileşimi keşfetmekmiş.

Listserve, hayata geçtikten sadece beş gün sonra, 10 bin üyeye ulaştı. Site, 16 Nisan’dan itibaren kullanıcılarına herhangi bir üyenin düşüncelerini içeren e-mail gönderme uygulamasına başladı.

Dorsainville, TIME dergisine, “E-mailleri göndermeye başlamadan önce, kimsenin içerik yağmuruna tutulmuş bir mail görmek istemediğini fark ettik… E-mail, insanlar için şahsi bir alan… Bir kişinin evine davet edilmeden önce nasıl davranılması gerekiyorsa öyle hareket ettik” dedi.

SOKAKTAKİ İNSANIN DÜŞÜNCELERİ

Listserve’ün gönderdiği mailler, hayata dair anektodlardan tarihi derslere ve eğitimsel açıklamalara kadar farklı konu ve içeriğe sahip olabiliyor. Üyeler, sanki sokakta yanlarından geçip giden insanların düşünceleri ve duygularıyla ilk defa tanışma şansı buluyor.

100’den fazla ülkede üyeye sahip olan Listserve, dünyanın dört bir yanında hiç tanımadığınız insanların dünyasından sizlere tuhaf, eğlenceli, öğretici metinler sunuyor. Kurucuları, projeleri güç kazandıkça farklı dillerde hizmet vermeyi planlıyor.

Listserve, ileride e-mail anlayışına yeni bir boyut kazandırabileceği gibi, silinmemesi gereken spam mailler olarak da adlandırılabilirler.


http://www.yenimedyaduzeni.com/binlerce-kisiye-ne-soylemek-istersiniz/

BORA YAŞAR
11-05-2012, 15:58
E-Ticaret hiç bu kadar kolay olmamıştı!


Yükselen sektörlerden E-Ticaret konulu seminerler 12 Mayıs'ta düzenleniyor.

DOTCOM İnternet Teknolojileri; Kadir Has Üniversitesi “Yaşam Boyu Eğitim Merkezi” işbirliği ile e-ticaret pazarını geliştirmek, yeni yatırımcıları sektöre kazandırmak, KOBİ’leri e-ticaretle tanıştırmak, yeni mezun gençlere e-ticaret fırsatlarını tanıtmak, minimum yatırımla elde edilebilecek sonuçları katılımcılarla paylaşabilmek için “E-Ticaret Seminerleri” düzenliyor.

Tüm katılımcılara; ücretsiz profesyonel e-ticaret yazılımı ve Google tarafından ücretsiz Adwords reklam desteği sağlanacak.

E-Ticaret artık ekonominin parlayan yıldızı. E-ticaret pazarı her geçen yıl büyüme rekorları kırmaya devam ediyor. Markalaşan birçok site, yerli ve uluslararası yatırımcılar tarafından ilgiyle takip edilmekte ve satın almalar gerçekleşmekte.

Kullanıcı tarafında ise e-ticaret artık hayatın bir parçası olarak kabul ediliyor. Geçen her yıl nüfusa oranla artan internet kullanımı ve yaygınlaşan on-line kredi kartlı alışveriş alışkanlığı e-ticaret sektörünü kuşkusuz en hızlı büyüyen alan haline getirdi.

Buna bağlı olarak kargo şirketlerinin kapıda ödeme ve kapıda kredi kartıyla ödeme seçenekleri kredi kartıyla on-line alışveriş alışkanlığı bulunmayan bir kitleyi de e-ticarete ısındırmış oluyor.

Katılımcılara seminer boyunca e-ticaret hakkında sektörün profesyonelleri tarafından detaylı bilgiler verilecek.

Seminerler 12 Mayıs 2012 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde başlayacaktır.
Katılım ücretsizdir.

Katılım formu ve ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki linki tıklayarak öğrenebilirsiniz. Seminerlere katılım için katılım formunu eksiksiz doldurmanız gerekmektedir.

Katılım formu va ayrıntılı bilgi;
http://www.eticaretseminerleri.com

http://haber.gazetevatan.com/Haber/449668/1/Gundem

isortakligi
24-05-2012, 20:24
Fotoğraf çekmeyi seviyormusunuz? Hobinizle para kazanmak artık mümkün.Medya ve iş sektörünün sürekli büyümesi nedeniyle yayıncılar yazdıkları makalelere uygun fotoğraf ihtiyacını gidip çekme yerine bir tık ötesinde fotoğraf satan sitelerde kolayca satın alabiliyor.Fotoğraf sitelerine üye olmak basit ancak çektiğiniz fotoğrafların para edecek konularda çekmeniz lazım.Bunun için fotoğraf satan siteleri iyice incelemelisiniz.Çekeceğiniz fotoğrafları 25 cent’ten 100 dolara kadar hatta daha fazlasına satmanız mümkün.

İnternet sitesi ise sizden %10 ile %60 arası bir komisyon kesiyor.Ödemeler ise genellikle 100 dolara ulaştığında paypal aracılığıyla yapılmakta.Haberin devamı (http://www.isortakligi.com/fotograf-cekerek-para-kazanin/)

isortakligi
24-05-2012, 20:27
Son zamanlarda paket turlar gittikçe revaçta,çünkü turizmciler aylar önceden turları satıp tam kapasite çalışıyolar,müşterileri ise erken rezervasyon yapıp tatilini ucuza getiriyor.Ancak birileri varki biz Türkiye de yaşamamıza rağmen;bizden çok çok ucuza tatil yapan yabancılar ve gurbetçilerimiz.Peki bunu nasıl yapıyorlar?Sizi çok meraklandırmadan söyleyim http://www.stornopool.de/ (iptalturborsasi)adlı internet sitesinden yapıyolar.Sistem her zamanki gibi bir ihtiyaçtan doğmuş.Turunu, uçuşunu, ödenmiş otel rezervasyonunu iptal etmek zorunda kalanlar siteye üye olarak tekliflerini bırakıyor. Alıcı her şey dahil net fiyat ödüyor.Örneğin şuan 4 kişi 1 haftalık almanya da kayak merkezinden tur 833 euro yerine 499 euro ya düşmüş ancak çabuk karar vermelisiniz 3 martta orda olmalısınız 10 marttada ayrılmalısınız.İlk paketi alan 833 euroya almış ancak iptal ettirirse mesala %40 nı geri veriyolar 330 euro bu fiyatı çok düşük bulup siteye giriyo zararın neresinden dönersen kar düşüncesiyle daha uygun fiyat yazıyor.500 euro ya sattıgını düşünürsek 170 euro daha az zarar edecek,turu alanda 333 euro daha uygun alıp kar edecek,site sahibi de indirimden %20 kar alıyor,yani alan memnun ,satan memnun ,site sahibi memnun şeklinde bir durum ortaya çıkıyor.

Kaynak: http://www.isortakligi.com/iptal-tur-borsasi/

isortakligi
24-05-2012, 20:28
El Emeği Göznuru Ürünlerinizi Artık Sergileyip Satabileceğiniz Bir SiteVar.
Merhaba işkolikler size bu yazımda sermayesi el emeğinize göz nurunuza dayanarak evinize ek gelir sağlayacağınız pasaj.com u anlatacağım.Pasaj.com da evinizde yaptığınız dantel,resim,patik,seramik gibi ürünleri ücretsiz olarak sergileyip satıp para kazanabilirsiniz.Sadece satış başına site bankakomisyonu+kdv+site komisyonu olmak üzere toplam satışdan %10 komisyon kesiyor.Ürünlerini sadece pasaj.com un yanı sıra sahibinden.com dada sergilerseniz daha hızlı satmış olursunuz.

Kaynak :http://www.isortakligi.com/elemegi-goznuru-urunlerinizi-artik-sergileyip-satabileceginiz-bir-sitevar/

BORA YAŞAR
27-05-2012, 14:24
Vedat Milor'a, eleştirdiği otelden tazminat davası



Gurme ve televizyon programcısı Vedat Milor hakkında, eleştiri yazısı yazdığı bir otel tarafından 50 bin liralık tazminat davası açıldı

Vedat Milor, geçen yıl Şubat ayında Antalya’da konakladığı Crowne Plaza ile ilgili kendi internet sitesinde 28 Şubat 2011 tarihinde kaleme aldığı yazıda bir dizi eleştiride bulundu. Tatsız bir dizi olay yaşadığını vurgulayan Milor bu yazısında, "Siz siz olun, 5 yıldızlı Crowne Plaza’da konaklamak zorunda iseniz iki kez düşünün" ifadesini kullandı.

Vedat Milor yazısında, talimat verilmemesine erken saatte uyandırıldığın, klimanın yeterli çalışmadığını, küvet ve duşta sorun yaşadığını belirtti.

Bu yazı üzerine Crowne Plaza’nın hukuk servisi harekete geçti. Milor’un bu ifadelerinin ’haksız rekabet’ olduğu gerekçesiyle Crowne Plaza’nın hukuk servisi, hakkında 50 bin lira istemiyle Antalya 2’nci Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 50 bin liralıK tazminat davası açtı.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1089260&CategoryID=79

İnternet dünyasının orman yasalarının hakim olduğu bir başıboş yer kabul ederek ağzına geleni yazanlar için örnek bir dava.

Bir havayolu şirketini başlık yaparak veryansın eden bir forum üyesini uyarmıştım.

Hak aramak ayrı birşey, şirketi karalamak ayrı.

http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=58006&p=5252319#post5252319

Başlık şöyle idi:

"Onur Hava Yolları Kurumsal Bir firma olamaz .Kurumsal olmayan bir firma ile uçulmaz"


Hisse başlıklarında canı yanan insanlar, birçok şirket, onların yönetim kurulları, sahipleri hakkında ağza alınmayacak hakaretler edip, suç isnatlarında bulunabiliyorlar.

Ben bu davranışlara cahil cesareti diyorum.

Umarım yukarıdaki gelişme hepimiz için bir uyarı olur.

BORA YAŞAR
20-07-2012, 19:45
Facebook'ta Başbakan'a hakarete hapis cezası


Facebook'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan 17 yaşındaki B.K., Başbakan'ın şikayetçi olmamasına rağmen 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, B.K.'nin 3 yıl süre ile denetime tabi tutulacağı açıklandı...

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1094754&CategoryID=77

Aman dikkat!

Hakaret edince dediğinizin haklı olup olmadığını araştırmıyor kimse.

Hani meseldir.

Adamın biri kötü ahlaklı bir kadına "orospu" dediği için hakimin huzuruna çıkarılmış.

Hakim adama kadından özür dilemesini söylemiş.

Adam "ama öyle" diyerek itiraz edecek olmuş.

Hakim adama;

- Ya özür dile ya da hapse gireceksin deyince, bizimki.

- Sayın hakim demiş, bir kadına orospu demek suç, peki, bir orospuya hanımefendi demek suç mu?

- Suç olur mu demiş hakim.

- Peki öyleyse demiş adam. Hakaret ettiği kadına dönmüş;

- Sizden özür dilerim hanımefendi.


Her zaman haklı olmak yeterli değil. Lafı iyi paketlemek de önemli hani.:)

BORA YAŞAR
02-10-2012, 18:39
Huffington müjdeyi verdi: Ufukta Türkiye var

İnternet haberciliğinin kraliçesi, Campaign dergisi için Oray Eğin’e konuştu: “Dünyanın üçte ikisine haber vermek istiyorum. 10 ayrı dilde daha yayına başlayacağız. En iyi insanlarla çalışmak, okurlara bu çağın önerdiği her şeyin en iyisini vermek için geliyoruz.”

http://www.hurriyet.com.tr/planet/21598362.asp

BORA YAŞAR
03-10-2012, 14:29
GAZETELERİN İÇERİĞİ SADECE GAZETELERİNDİR!

Medya sektörü, internet ve mobil teknolojilerinin baş döndürücü gelişimiyle, büyük bir değişim sürecindedir. Gazete, televizyon, radyo gibi geleneksel araçların, internetle ve mobil iletişim araçlarıyla birlikte yeniden tanımlandığı yepyeni ve heyecan verici bir süreç yaşıyoruz.


Bu gelişimin sonucu olarak; bizler de gazetenin yanı sıra, sahip olduğumuz internet siteleri, haber portalları ve benzeri iletişim enstrümanlarıyla okurlarımıza hizmet sunmaktayız.


Ancak, bugüne kadar bazı internet sitelerinin, gazete içeriklerimizi fikir ve emek hırsızlığı yaparak, pervasızca kullanmakta olduğu kamuoyunca da gözlemlenmektedir. Takdir edileceği üzere; bu durum ciddi emek ve maliyetlerle çıkartılan gazeteler ve gazetelerin internet siteleri aleyhine açık bir haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda hukuka ve kanunlarımıza aykırı bir durumun ortaya çıkmasına da sebebiyet vermektedir.


Değerli okuyucularımız,

Gazetelerin içerikleri; yani, haberler, yorumlar, köşe yazıları, yazı dizileri, fotoğraflar, çizgi, grafik, sayfa tasarımı ve benzeri bütün unsurların tek sahibi gazetelerdir.


Bu unsurların şimdiye kadar gazetelerin izni olmaksızın, fikir ve emek hırsızlığı yapılarak bazı internet siteleri tarafından çalınması eylemi “gazetecilik” olarak nitelendirilemez.


Hem gerçek anlamda, emek ve bilgi sonucu ortaya çıkartılan gazetelerin içeriklerini korumak ve hem de sağlıklı bir internet haber medyası düzeni için fikir ve emek hırsızlığına karşıyız.


Bu itibarla,

Ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiç bir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır.


Elbette, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da okurlarımız, gazetelerimizin içeriklerine internet sitelerimiz aracılığıyla ulaşmaya devam edeceklerdir.


Fikir ve emek hırsızlığına karşı duracağımızı ve bu eylemi gerçekleştiren kişiler ve kurumlar aleyhine her türlü hukuki ve mesleki takipte bulunacağımızı, kamuoyuna saygıyla duyururuz.
http://www.korsangazeteciligeson.com/


1 ekimden itibaren işler zorlaşıyor bizler için.

Çok dikkatli olmalıyız.

Kopyala yapıştır devri sona eriyor.

venguvac
30-10-2012, 20:27
http://www.technopat.net/2012/06/27/phorm-da-kim-ttnet-bizi-fisliyor-mu/

Karşınıza a.oix.net olarak çıkan Phorm neyin nesidir biliyor musunuz? TTNET kullanıyorsanız yakında keşfedebilirsiniz…

Phorm da kimin nesi? TTNET bizi fişliyor mu? Resmi açıklamalara göre hayır, ama bu soruları sormak için çok haklı sebepler ortada zira içinde bulunduğumuz durum çok şüpheli… Phorm, yola Media121 olarak çıkan ve casus yazılımlar ile milyonlarca dolar kazandıktan sonra isim değiştiren çok uluslu, çok şüpheli bir şirket. Sayısız dava açılmış, sayısız işini kapatmak zorunda kalmış. Wikipedia’da hakkında yazanları silmeye kalkmış ama engellenmiş bir şirket.

Geçtiğimiz aylarda TTNET ile anlaşan ve yönetim kurulunda eski İngiliz bakanlardan tutun da Türkiye’nin ünlü reklamcılarına kadar türlü ismi barındıran Phorm, TTNET omurgası üzerinde kurulu bir sistem. Karşınıza a.oix.net olarak çıkıyor, ne var ne yok kaydediyor!

Peki Phorm ne yapıyor? Casus yazılımdan farklı bir şey değil, nereye tıklıyoruz, nelere bakıyoruz, ne alabiliriz bakıp buna göre reklam gösterme üzerine kurulu. Elbette hakkımızda toplanan bilgiler üzerinde hiçbir kontrolümüz yok.

Geçmişi casus yazılım üzerine kurulu, isim değiştirmiş, kadrosunda İngiliz Lord’u bile bulunduran, yazılımları Moskova’da üretilen bir şirketin direkt TTNET omurgası üzerine entegre olarak internet trafiğimizi gözlemlemesi ne kadar iyi niyetli algınalabilir, okuyucu olarak bunu sizin takdirinize bırakıyoruz.

Technopat Forumda bu konu üzerine tartışmalar sürüyor, uluslararası camiada Phorm’a karşı yasal ve sosyal mücadele sürdüren grupların da mesajlarını burada görebilirsiniz:

venguvac
30-10-2012, 20:29
http://www.technopat.net/2012/06/27/phorm-da-kim-ttnet-bizi-fisliyor-mu/

Karşınıza a.oix.net olarak çıkan Phorm neyin nesidir biliyor musunuz? TTNET kullanıyorsanız yakında keşfedebilirsiniz…

Phorm da kimin nesi? TTNET bizi fişliyor mu? Resmi açıklamalara göre hayır, ama bu soruları sormak için çok haklı sebepler ortada zira içinde bulunduğumuz durum çok şüpheli… Phorm, yola Media121 olarak çıkan ve casus yazılımlar ile milyonlarca dolar kazandıktan sonra isim değiştiren çok uluslu, çok şüpheli bir şirket. Sayısız dava açılmış, sayısız işini kapatmak zorunda kalmış. Wikipedia’da hakkında yazanları silmeye kalkmış ama engellenmiş bir şirket.

Geçtiğimiz aylarda TTNET ile anlaşan ve yönetim kurulunda eski İngiliz bakanlardan tutun da Türkiye’nin ünlü reklamcılarına kadar türlü ismi barındıran Phorm, TTNET omurgası üzerinde kurulu bir sistem. Karşınıza a.oix.net olarak çıkıyor, ne var ne yok kaydediyor!

Peki Phorm ne yapıyor? Casus yazılımdan farklı bir şey değil, nereye tıklıyoruz, nelere bakıyoruz, ne alabiliriz bakıp buna göre reklam gösterme üzerine kurulu. Elbette hakkımızda toplanan bilgiler üzerinde hiçbir kontrolümüz yok.

Geçmişi casus yazılım üzerine kurulu, isim değiştirmiş, kadrosunda İngiliz Lord’u bile bulunduran, yazılımları Moskova’da üretilen bir şirketin direkt TTNET omurgası üzerine entegre olarak internet trafiğimizi gözlemlemesi ne kadar iyi niyetli algınalabilir, okuyucu olarak bunu sizin takdirinize bırakıyoruz.

Technopat Forumda bu konu üzerine tartışmalar sürüyor, uluslararası camiada Phorm’a karşı yasal ve sosyal mücadele sürdüren grupların da mesajlarını burada görebilirsiniz:

birkaç gündür dikkatimi çekiyordu, virüs-trojan gibi birşey mi diye araştırdım. firefox için bir eklenti yapılmış onu kurdum.

tartışma:
Phorm ile ilgili sorulara cevaplar (m.serdar kuzuloğlu): http://mserdark.com/phorm-ile-ilgili-sorulara-cevaplar/
Phorm’un Yeni Reklam Yüzü Serdar Kuzuloğlu mu Oldu? (fatih güner): http://sosyalmedya.co/serdar-kuzuloglu-phorm-yazisi/

BORA YAŞAR
30-11-2012, 20:01
SMS'te tarihi rekor kırdık!


Cep telefonunu elinden düşürmeyen Türkiye, SMS'te (kısa mesaj hizmeti) tarihi rekor kırdı. 2012'nin Temmuz-Ağustos-Eylül dönemini kapsayan 3. çeyrekte, Türkiye'de gönderilen toplam SMS sayısı bir önceki çeyreğe göre yüzde 10.5 artışla 46.1 milyar adete ulaştı. Bu rakamla tarihinin en yüksek SMS trafiğini geçtiğimiz çeyrekte yaşayan Türkiye'de, günde ortalama 513 milyon, saatte ise 21 milyon SMS atıldı.

SANİYEDE 6 BİN KISA MESAJ ATILIYOR
İnternet üzerinden ücretsiz mesajlaşma uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte bu yıl İspanya başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 10 ile yüzde 20 düşen SMS trafiğinin tersine Türkiye'de, GSM operatörlerinin kampanyalarını yanısıra, Ağustos ayındaki Bayram trafiği, cep telefonu kullanıcılarına saniyede yaklaşık 6 bin (5937) SMS attırdı.

WHATSAPP'İ BİLEN YOK!
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) 2012 Yılı 3. Çeyrek Pazar verilerine göre 3G abone sayısı 40.2 milyona erişirken, cepten internete girenlerin sayısı 3. çeyrek sonu itibariyle son bir yılda yüzde 140 artışla 9.7 miyona dayandı. Yılbaşına göre mobil abone sayısı 65.3 milyondan 67.1 milyona çıkarken, sabit telefon abone sayısı 15.2 milyondan 14 milyona, ADSL internet abone sayısı da 6.7 milyondan 6.6 milyona geriledi. Mobil internet kullanıcı sayısındaki artışla birlikte SMS'te de rekor kırılması, WhatsApp, Viber, iMessage gibi akıllı telefonlardaki internet üzerinden ücretsiz mesajlaşma hizmetlerinin Türkiye'de sanıldığı kadar yaygın kullanılmadığını da ortaya koymuş oldu.

http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/799049-smste-tarihi-rekor-kirdik


Sabit telefon sayısında ciddi azalma var...

Aklıma, çok değil, 70'lerde, sabit telefon için yıllar sonrasına yazıldığımız (kuyruğa girdiğimiz) geldi.

Çocuklar bir kaç yaşına gelince onların adına telefon başvurusu yapardık ki, askere gitmeden ya da evlenmeden telefon sahibi olma ayrıcalığına erişsin diye.

Telefonu olan komşulara, utana sıkıla, ücretini ödeme karşılığında eşe dosta telefon etmeye giderdik.

Nereden nereye...

Şimdi bir evd,e sabit, mobile, birçok telefon var.

Her an herkesle haberleşme hak ve özgürlüğümüz var.

Gelişme demek bu herhalde.

BORA YAŞAR
17-12-2013, 18:33
İsveç'te internetten yasadışı olarak film indirmek ve paylaşmaktan mahkeme önüne çıkarılan 28 yaşında bir kişi, 4,3 milyon kron (430 bin Euro) para cezasına çarptırıldı.

Västmanlands şehrindeki mahkeme? adı açıklanmayan İsveç vatandaşının 500 film indirdiği ve bunları paylaştığını belirtti. Şahıs, film başına yaklaşık 900 Euro ödemek zorunda kalacak.

Nordisk film şirketi? hakları korunan filmleri paylaştığı gerekçesiyle 28 yaşındaki İsveçli hakkında 7 milyon kronluk tazminat davası açmıştı.


http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/25383946.asp

i-ked
16-01-2014, 10:12
İsveç'te internetten yasadışı olarak film indirmek ve paylaşmaktan mahkeme önüne çıkarılan 28 yaşında bir kişi, 4,3 milyon kron (430 bin Euro) para cezasına çarptırıldı.

Västmanlands şehrindeki mahkeme? adı açıklanmayan İsveç vatandaşının 500 film indirdiği ve bunları paylaştığını belirtti. Şahıs, film başına yaklaşık 900 Euro ödemek zorunda kalacak.

Nordisk film şirketi? hakları korunan filmleri paylaştığı gerekçesiyle 28 yaşındaki İsveçli hakkında 7 milyon kronluk tazminat davası açmıştı.


http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/25383946.asp

Eyvah eyvah! :)

Bana da 2004 yılında Amerika'dan uyarı gelmişti, O günlerde güncel 100 GB kadar filmi p2p yazılımları ile 24 saat frame relay hattımızla paylaşıyordum ama artık ilgilenmiyorum sadece kendi anılarımı izlemek, yorumlamak, tekrar tekrar oynatmak, ileri geri sarmak, papatya ile döngüler oluşturmak çok zamanımı alıyor.


5651′de ‘Bakan ayarı’

İnternet düzenlemeleri içinde en tartışmalı bölümü oluşturan talimat üzerine erişimi engelleme düzenlemesine “özel hayat ayarı” yapıldı ve madde yumuşatıldı. (http://www.teknoloji-haber.net/internet/5651de-bakan-ayari.html#more-11791)


http://www.teknoloji-haber.net/wp-content/uploads/2014/01/internet-sansur-kanunu.jpg
5651′de ‘Bakan ayarı’


İnternet düzenlemeleri içinde en tartışmalı bölümü oluşturan talimat üzerine erişimi engelleme düzenlemesine “özel hayat ayarı” yapıldı ve madde yumuşatıldı.

Verilen önerge ile, “özel hayatın gizliliği veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerine bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan başkan veya ilişkili olduğu bakanın emri üzerine erişim engellenmesi başkanlık tarafından yazılır” maddesi değiştirildi.

Buna göre engelleme için talimatı artık sadece Telekomünikasyon İletişim Başkanı verebilecek, bakanın erişim engelleme yetkisi kaldırıldı. Ayrıca sadece özel hayatın gizliliği durumunda talimatla engelleme söz konusu olabilecek. Verilen önerge ile engelleme kararına yönelik olarak, sulh ceza mahkemesine itiraz yolu da açılıyor.

Buna ek olarak tüzel kişilerin TİB’e başvurmak kaydıyla itiraz hakları da elinden alındı. Yeni düzenlemeyle artık sadece gerçek kişiler özel hayatı ihlal gerekçesiyle TİB’e başvurabilecek.

Kaynak:HÜRRİYET

BORA YAŞAR
31-01-2014, 23:37
İnternete 'Gezi filtresi' de getiriliyor!



İnternette alternatif iletişim imkânları kapanıyor. Bunlara 'Gezi Tedbirleri' demek mümkün. Sektör en büyüğünden internet kafelere varana kadar, ciddi külfet ve ceza tehdidi altına giriyor.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/internete_gezi_filtresi_de_getiriliyor-1173457


Daha da sıkı denetlenen, özgürlüklerin birer birer yok edildiği bir polis devletine doğru pupa yelken gidiyoruz.

Çaktırmadan.

Tepkiler çok sert olabilir.

BORA YAŞAR
31-01-2014, 23:55
İnternete yeni düzenlemeler geliyor. Düzenlemeler gündeme geldikleri andan beri ciddi bir sansür kaygısına yol açtı, hukukçuların eleştirileriyle karşılaştı. Düzenleme yine bir ‘torba yasa’ şeklinde. Birçok kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapan tasarıyla, 5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da da önemli yenilikler getiriliyor. Tasarıya yönelik en önemli eleştiri, ‘zamanlama’sıyla başladı. 17Aralık operasyonları ve devamında gelişen sürecin moda haline getirdiği deyimiyle değişiklikler ‘manidar’ bulundu.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/torbadaki__internet_ve_ozgurluk-1173058

BORA YAŞAR
07-02-2014, 15:10
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/811/zadi.jpg (https://imageshack.com/i/mjzadij)


Yeni internet mevzuatı bu gün Meclis'te kabul edildi...

Kısaca durum yukarıdaki gibi...

BORA YAŞAR
07-02-2014, 23:58
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/534/orwo.jpg (https://imageshack.com/i/euorwoj)

i-ked
08-02-2014, 11:54
http://i.hizliresim.com/wjQg8n.jpg (http://hizliresim.com/wjQg8n)

utkuran
08-02-2014, 16:07
http://i.hizliresim.com/Klbp7g.jpg (http://hizliresim.com/Klbp7g)

pinky
08-02-2014, 16:50
Yasa onaylanmadan ve geç olmadan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den internet sansürlerini durdurmasını iste! >> http://www.greenpeace.org/turkey/tr/harekete-gec/internetimedokunma/?facebook_radikal

oktay G
09-02-2014, 20:00
rahmetli ugur mumcunun (eniştem olur )güzel bir sözü vardır,susma sustukca sıra sana gelir...

i-ked
13-02-2014, 09:02
Skydrive yenilikler yapacak.

http://i.hizliresim.com/KnlBXN.jpg (http://hizliresim.com/KnlBXN)

i-ked
13-02-2014, 21:04
http://i.hizliresim.com/e5aR3L.jpg (http://hizliresim.com/e5aR3L)

utkuran
19-02-2014, 00:22
http://i.hizliresim.com/Klbp7g.jpg (http://hizliresim.com/Klbp7g)



http://i.hizliresim.com/KDGq5O.jpg (http://hizliresim.com/KDGq5O)

BORA YAŞAR
19-02-2014, 14:27
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, İnternet Yasasını onaylayan Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ü eleştirerek, "Bu bir bakkal hesabı. Kayserili tüccar hesabıyla ülke
yönetilmez" dedi.

BORA YAŞAR
06-03-2014, 23:54
Windows XP için son tarih


Microsoft, Windows XP'ye sunduğu resmi desteğe 8 Nisan2014'te son vereceğini duyurdu.


Microsoft, 8 Nisan'dan sonra Windows XP kullanmaya devam eden kurum ve kullanıcılara yeni nesil tehditlerden korunma, hata düzeltme ve yeni fonksiyonların eklenmesi gibi konularda güncelleme ve destek sunmayacak.

XP kullanıcılarına Windows 8.1'e geçme önerisi yapan Microsoft, XP kullanıcılarının dosya ve ayarlarını yeni nesil işletim sistemlerine kolayca aktarabilmeleri için Laplink ile işbirliğine giderek PCmover Express for Windows XP yazılımını ücretsiz kullanıma sunucak.

XP üzerinde yer alan dosya, müzik, video, e-posta, profil ve ayarların Windows 7, Windows 8 ve Windows 8.1 yüklü cihazlara aktarılabilmesini sağlayan PCmover Express for Windows XP, www.windowsxp.com adresinden indirilebilecek. Windows XP üzerindeki uygulamalarını da yeni cihazına aktarmak isteyen kullanıcılar ise, PCmover Professional ürününe indirimli fiyatla sahip olacak.


http://www.ntvmsnbc.com/id/25502853/

utkuran
07-03-2014, 00:19
cüneyt akman tarafından retweetlendi
Doğu Eroğlu ‏@DoguEroglu 8 dk.

RTE: "Bu milleti Facebook'a YouTube'a yedirmeyiz. Her türlü adımı atacağız. Kapatılması da dahil."

BORA YAŞAR
07-03-2014, 01:37
Onun çok bildik ifadesi ile:

Sıkıyorsa kapat!

Tehdit tehdit bu ne be!

Ben de sıkıldım her gün 15 saat PC başında oturmaktan.

Bakarsın hayırlı bir işe koyuluruz.

utkuran
07-03-2014, 10:15
http://www.youtube.com/watch?v=Ix_i8i5TkVA&sns=tw

http://i.hizliresim.com/eNB4kN.jpg (http://hizliresim.com/eNB4kN)

BORA YAŞAR
13-03-2014, 12:38
Berkin Rekoru...



POLİS’in sert müdahalesi sonrası ağır yaralan ve önceki gün hayata veda eden Berkin Elvan Twitter’da en çok konuşulan konu oldu. Türkiye ’deki en çok konuşulan başlıklardan inmeyen Berkin Elvan için iki günde toplamda 14 milyondan fazla Tweet atıldı. Böylece Gezi Parkı eylemlerinden sonra Twitter’da yeni bir rekor kırılmış oldu. Keyhole’dan alınan bilgilere göre 11-12 Mart günleri arasında içinde ‘Berkin’ geçen tweet sayısı 14 milyonu aştı. ‘#BerkinElvanÖlümsüzdür’ başlığıyla atılan tweet sayısı ise 12 milyonu geçti. Bu rakamla Türkiye’deki 12 milyon Twitter kullanıcısı başına bir tweet düştü. Paylaşılan Berkin Elvan tweetlerinin yüzde 57’si diğer kullanıcılardan retweet edildi. Bu rakamlarla beraner Berkin tweetlerinin ulaştığı kişi sayısı dünya çapında 70 milyona ulaştı. ‘Gezi Parkı’ eylemlerinde günde 20 milyon tweet göndermişti.


http://www.radikal.com.tr/ekonomi/berkin_rekoru-1180962

utkuran
05-06-2014, 14:04
Dünyanın en büyük arama şirketi olan Google , hakkınızda pek çok şey biliyor olabilir.

Son beş yıldır ziyaret ettiğiniz tüm internet sitelerinin yer aldığı bir listenin var olduğunu düşünün. Ayrıca Google Maps’te aradığınız her şey, her adresin, gönderdiğiniz her e-mail, her sohbet mesajı, izlediğiniz tüm YouTube videolarını da dâhil olduğu.

Her yapılan girdinin de dakikası dakikasına kayıt altına alındığını…

Ve şimdi de bu listenin tamamının aranabilir olduğunu düşünün.

Tüm bunları hayal ettikten sonra şimdi google.com/dashboard’ı ziyaret edebilir, tüm bunların gerçeklik kazandığını görebilirsiniz.

Gmail veya herhangi Google hesabına giriş yaptığınız sürece şirket sizin hizmeti nasıl kullandığınızı takip etmekle kalmıyor; internette ziyaret ettiğiniz her internet sitesini kayıt altına alıyor.

Wall Street Journal’da yer alan haberde gazete muhabirinin Google Dashboard’da bulduğu verilere görsellik kazandırıldı. Kişisel geçmişinde ilginç rakamlardan bazıları şöyle; sayıları 64 bin 19′u bulan Google’da yapılan aramalar, Gmail’de bulunan e-mail sayısı 134 bin 966.
...
http://vivahiba.com/article/show/google-sizin-hakkinizda-ne-biliyor/

BORA YAŞAR
04-09-2014, 21:45
http://s15.postimg.org/kl9qipaqz/10386838_605783126187164_7118896048614790586_n.jpg (http://postimg.org/image/6etzngzvr/full/)