PDA

View Full Version : Türkiye'nin En Büyük Şairi...?



FİRAVUN_DAVUT
28-01-2011, 21:11
....



Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairi ...?

Çoklu tercih...

Kapalı tasnif...




Hadi Rastgele...

Tnaaa28
28-01-2011, 21:23
....



Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairi ...?

Çoklu tercih...

Kapalı tasnif...




Hadi Rastgele...

Benim o ben Analizci şair dermişim... Bide şimdi gözüme ilişti Şair Nuri isimli bir arkadaş forumda.. :kahkah: :kahkah:

Anket kapalı imiş ben tek oy verdim Mehmet Akif Ersoy.. Şu forumda şiire benzer bişiler yazıyorum emme aslen profesyonel şairlerden pek okumuşluğum yok...

merlin
28-01-2011, 21:41
niye mi koşarsın büyle ufka doğru
pir sultan mı ısmarladı seni
kızılırmaktan öte sivas'a doğru
yeryüzü gökyüzü ve sabah vakti
bilece uçarsınız hastanız ulu
alnında göğsünde parmak uçlarında
kan pıhtısının ısrarlı bakışı
siyaset meydanı hıncahınç dolu,
ustamın gözlerindeki son damla mavi
takılıp kalmış kirpiklerine,
perçemi uysalca dolanmış daracağına;

mamo
28-01-2011, 21:46
senin anketlerin ömrü pek uzun sürmüyor ; bu da gidici galiba

MCMIII
29-01-2011, 00:56
hayat bize mutlu olma şansı
vermedi.
biz kendimizden başka
herkesin üzüntüsünü
üzüntümüz,
acısını acımız yaptık.
çünkü dünya'nın öbür ucunda,
hiç tanımadığımız bir insanın
gözyaşı bile içimizi parçaladı...
kedilere ağladık
kuşların yasını tuttuk.
yüreğimizin yufkalığı
kimi zaman hayat karşısında
bizi zayıf yaptı.
aslında ne güzel şeydir
insanın insana yanması
sevgili...
ne güzeldir, bilmediğin birinin
derdine üzülmek ve çare aramak.
ben bütün hayatımda hep
üzüldüm, hep yandım...
yaşamak ne güzeldir be sevgili
sevinerek, severek, sevilerek,
düşünerek...
ve o vazgeçilmez sancılarını
duyarak hayatın...

MCMIII
29-01-2011, 03:41
hocam, ankete katıldım, oyum nazım'a..

ama bu anket bence de tutmaz.

emine şenlikoğlu var, aziz nesin var, şaka gibi :)

gittiiği yere kadar diyorsan sorun yok tabi; ama mesela seçeneklerde ümit yaşar yok, cemal süreya yok.

neyse..

rast gele :)

epikur
29-01-2011, 04:40
Fazil Hüsnü Daglarca nin burada eksik olmasi......ankete katilmamak icin bir neden...bence!

TUNABEN10
29-01-2011, 05:12
Benim o ben Analizci şair dermişim... Bide şimdi gözüme ilişti Şair Nuri isimli bir arkadaş forumda.. :kahkah: :kahkah:

Anket kapalı imiş ben tek oy verdim Mehmet Akif Ersoy.. Şu forumda şiire benzer bişiler yazıyorum emme aslen profesyonel şairlerden pek okumuşluğum yok...

Bu anı size olsun sn Tnaaa,:)


"Resimde yapan şiirde yazan genç bir şair Yahya Kemal’e sorar:

Üstat, resim mi yapayım şiir mi yazayım?
Beyatlı hemen cevap verir.
Resim yap, resim!...
Fakat siz benim tablolarımı görmediniz ki?
Ama şiirlerini gördüm."

------------------------------------------------------

Yahya Kemal ankette olmalıydı, şiirleriyle değil konuşurken bile yanındaki yazar ve şairler arkadaşları büyülenerek onu dinlermiş.


"Yüzsüz ve patavatsız bir adam, bir gün Mehmet Akif ile Yahya Kemal’i sohbet ederken buldu.

Beyatlı Akif’e hararetli bir şeyler anlatıyordu. Pata küte lafa karıştı ve Yahya Kemal’e takılmak istedi: “Üstat, yine ne yalanlar atıyorsun bakalım? Dedi. Mehmet Akif bu densizliğe bozulmuş, yüzü kızarmıştı. Fakat Yahya Kemal bozuntuya vermeden adama cevap verdi:

“Üstat Akif’e seni methediyorum..!”


------------------------------------------------------------------------
Sanat değeri bakımından bana göre anketteki en iyi şair M. Akif Ersoydur. Necip Fazıl' da yaşadığı dönemin üstadı-şairler sultanı- kabul edilmştir.

Attila İlhan' ın şiirlerini de duygulanmadan okumamak elde değil.




Edebiyatımızda yer etmiş, geniş kitleleri etkilemiş tüm şairleri sevmemek mümkün mü:) Edebiyatımızdaki ilk şairimiz kabul edilen Aprınçor Tigin'i de unutmayalım.

Aprınçor Tigin, Türk edebiyatı tarihi açısından çok önemli bir isimdir; çünkü o, adı bilinen ilk Türk şairidir. İlk şiiri din içerikli olan Aprınçor Tiginin ikinci şiiri "Sevgili" adlı lirik bir şiridir.

Edebiyatımızın bilinen ilk dıuygusal, aşk şiiri:

kasınçığımın öyü kadgurar men
kadgurdukça
kaşı körtlem
kavışıgsayur men

öz amrakımın öyür men
öyü evirür men ödü/…/ çün
öz amrakımın
öpügseyür men

barayın tiser
baç amrakım
baru yime umaz men
bağırsakım

kireyin tiser
kiçigkiyem
kirü yime urnaz men
kin yıpar yıdlıgım

yaruk tengriler
yarlıkazunın
yavaşım birle
yakışıpan adrılmalım

küçlüg priştiler
küç birzünin
közi karam birle
külüşüpen külüşügin oluralım

Günümüz Türkçesi:

Yavuklumu düşünüp dertleniyorum.
dertlendikçe
kaşı güzelim
kavuşmayı özlüyorum

Kendi sevgilimi düşünürüm ben
düşünürüm düşünürüm de…
kendi sevgilimi
öpmek isterim ben

Kaçıp gitsem
güzel sevgilim
gene de gidemem ki ben
merhametlim!

Sokulayım desem (sana)
yavrucuğum
gene de sokulamam ki ben
misk gibi güzel kokulum!

Işık Tanrılar
sayesinde
huyu güzelimle
birleşip ayrılmayalım

Kudretli meleklerin
kudreti sayesinde
kara gözlümle
gülüşüp oturalım.

:) Edebiyatımız derya gibi, yüzmesini bilene...

Tnaaa28
29-01-2011, 13:16
Bu anı size olsun sn Tnaaa,:)


"Resimde yapan şiirde yazan genç bir şair Yahya Kemal’e sorar:

Üstat, resim mi yapayım şiir mi yazayım?
Beyatlı hemen cevap verir.
Resim yap, resim!...
Fakat siz benim tablolarımı görmediniz ki?
Ama şiirlerini gördüm."

------------------------------------------------------

...

Sn TUNABEN Yani siz şimdi taşı kafama vuruyorsunuz... Taşta biraz büyükçe...:clown: Espiri olarak söylüyorum.. :kahkah:

Benim şairlik gırgırına.. maksat duruma göre bir iki kafiye ,şiirimsi yada benzer bişey uydurup işe farklı bir ambiyans ve yapabilirsek espiri katmak...:yes:
Yoksa şiirlik şairlik haddimiz değil gerçek anlamda... Hani bizimkisi öle muhabbet olsun diye... fake şair yani ...:wink:

Selamlarımla dostum :)

BORA YAŞAR
29-01-2011, 13:24
Şairlik yazarlık gibi konularda "en büyük" diye bir şey olabilir mi?

Nedir büyüklük ölçüsü?

Boyu mu?

Uluslararası saygınlığı ve ödülleri mi?

Çok kazanması mı?

Neyse uzatmıyayım..

Bu tür seçkilerde "en beğenilen" olma en uygunudur..

Nihayetinde seçen kişinin beğenisidir sözkonusu edilen..

Subjektiftir..

Kişiye özeldir..

En önemlisi de kavga çıkarmaz..

Eğer murad edilen bu değilse tabi..

Bu tür beğeniler anket konusu bile edilmez..

Çünki önünüze "hadi seçin bakalım" diye konulanlar o anketi düzenleyenin beğenisine, seçimine göre belirlenmiştir.

Ne kadar çok tercih olanağı verilirse verilsin bir kişi gelip hiç bilinmeyen bir yazarı "ben beğeniyorum" diye çıkıverir..

Bir diğer husus listeye konulan kimilerinin bırakınız en beğenilen şair olmasını şair oldukları bile şüpheli..


Sonuç..

Bence baştan ayağa yanlış olmuş..

KARADENIZ
29-01-2011, 13:28
....



Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairi ...?

Çoklu tercih...

Kapalı tasnif...




Hadi Rastgele...

Neye gore , hangi kritere gore ? :notr:
Yani edebiyat kurallarini kullanmasi, Dilimizi kullanmadaki becerisi ve yetenegi ile mi?
Duygularini aktarmadaki , okundugunda beynimizde uyandirdigi etkiye gore mi?
Yasamin gerceklerine sahip cikma, ezilenden yana ezenin karsisindaki durusu ile mi?
Tarihe sahip cikma, gecmisi koruma, ulusal benligi animsatmadaki basarisi ile mi?
Tanri yi animsatma, olumu, Islamiyeti , cenneti, cehennemi hissetirmede ki , insanlari bilinclendirmedeki basarisi ile mi?
Ask, sevgi , ozlem... deyip okundugun da yuregimizi yakip gecmedeki etkisi ile mi ?

Pufff ,.. velhasil zor soru.. Sanki 100mt kosucusu mu daha hizli kosar ? yoksa maratoncu mu daha uzun sure kosar ? gibi bir sey bu..

C.ÜNLÜ
29-01-2011, 13:29
Öküz

yaşamaklı musanın yaşmaklı öküzü ho!
aya karşı ay gibi gövermiş boynuzu ho!
gözüne yıldız düşmüş tependeki beş yıldız
bir su içer bilin mi
hele yarabbi şükür
aşka gelir bilin mi
bulam bulam böğürür
salyası iplik iplik, boynuzları mıhladız
yaşamaklı musanın yaşmaklı öküzü ho!
gidinin imansızı yabanın domuzu ho!
ha öküz, goca öküz, ruşena öküz...

kuyruklu dağ dedin mi musanın hınzır öküzü
karanlıkta pırıl pırıl burnunun teli yaldızı
güdeş dökülenece sabahın körü şafaktan
şol mübarek bilin mi
boynunda boyunduruk
övendire bilin mi
ahh derik gocunuruk
ter dökmesi bizden, bereketi topraktan
garibin garip öküzü
musanın mustar öküzü
kaşında çifte lamelif, gözünde kudretten yazı
ha öküz, goca öküz, ebeda öküz...

Attila İlhan

Güzel şiir....

FİRAVUN_DAVUT
29-01-2011, 14:19
Neye gore , hangi kritere gore ?

Mim!



Anadolu toprakları ozanlar diyarıdır…

Edebiyat.. hiciv… sanat… kallavidir…

Acının kahrın yaşandığı topraklardır bizm topraklar..

Ne mermer ne mozaik… hakiki curcunadır karman çorbandır…

Şu an yaşadığımız karşı devrim hareketide bu curcunanın ürünüdür…




*



Bu topraklarda sanatın en harbisi yapılır…

İnsanlar yaşamlarından olur.. zindanlara atılır…

Kimi kahırdan kimi satırdan ölür… bizim şairlerimizdir onlar ... sadece bizim!



*


Gelelim ankete…

Yukardaki oniki isimde kendine göre en iyidir…

Misal; Mehmed Uzun’un bir kürt için anlamı fevkalade önemlidir…

Veyahut Emine Şenlikoğlunun fundamentalist bakıştaki yeri derindir…

Dileyen dilediğini eylesin…

Eyleye eyleye dökülsün taşlar….

Açılsın zindan!




Hadi Rastgele…

ayhan53
29-01-2011, 15:03
her şair değerlidir
ama benim için en değerlisi vardır

TUNABEN10
29-01-2011, 15:13
Sn TUNABEN Yani siz şimdi taşı kafama vuruyorsunuz... Taşta biraz büyükçe...:clown: Espiri olarak söylüyorum.. :kahkah:

Benim şairlik gırgırına.. maksat duruma göre bir iki kafiye ,şiirimsi yada benzer bişey uydurup işe farklı bir ambiyans ve yapabilirsek espiri katmak...:yes:
Yoksa şiirlik şairlik haddimiz değil gerçek anlamda... Hani bizimkisi öle muhabbet olsun diye... fake şair yani ...:wink:

Selamlarımla dostum :)

En çok bu yönününzü seviyorum sizin, alıngan değilsiniz ve kendinizle barışıksınız ve kendinizce şiir(cik)ler yazdığınızı biliyorum.:)

Bana göre sizin ruhunuz şair, sanatçı.

Size de içten selamlarımı sunuyorum değerli arkadaşım.

ihvan
29-01-2011, 22:27
hangi şairin yazdığı bir eser, her zaman heryerde, olimpiyatlarda, okullarda, törenlerde okunuyor ise ve yazılış amacında vatan bayrak var ise,akılan şehit kanı üzerine yazdığı eserde milli bir eser ise, oyumu o şaire veririm

FİRAVUN_DAVUT
30-01-2011, 22:39
...Cumhuriyet gazetesinden alıntıdır....






Başımıza gelen en iyi şey Nobel


Notos’un “Çağdaş Türk Edebiyatında En İyi 40 Şey” konulu anketinin ilk sırasında Nobel Edebiyat Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmesi yer alıyor. Ardından Nâzım Hikmet, İkinci Yeni, Sait Faik, Oğuz Atay ve Varlık dergisi geliyor.


Notos Edebiyat dergisi, son sayısında “Çağdaş Türk Edebiyatında En İyi 40 Şey” konulu beşinci soruşturmasıyla çağdaş Türk edebiyatının yaklaşık 100 yıllık geçmişi içinde yarattığı değerlere bugünden bir ayna tutuyor. Dergi, edebiyat çevresinden 181 yazar, eleştirmen ve akademisyenin katıldığı soruşturmayla yaşayan edebiyatımızın eğilimini de ortaya koyuyor. Buna göre “Çağdaş Türk Edebiyatında En İyi 40 Şey”in ilk sırasında Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü yer alırken onu ilk 20’de sırasıyla “Nâzım Hikmet”, “İkinci Yeni”,“Sait Faik ve Alemdağ’da Var Bir Yılan”, “Oğuz Atay ve Tutunamayanlar”, “Varlık dergisi”, “Hasan Âli Yücel ve MEB Tercüme Bürosu”, “Yaşar Kemal”, “Ahmet Hamdi Tanpınar”, “1950 Kuşağı Öykücüleri”, “Garip Akımı”, “Can Yayınları”, “Orhan Pamuk”, “Yapı Kredi Yayınları”, “Bilge Karasu”, “Yeni Dergi ve De Yayınları”, “TEDA Projesi”, “Yusuf Atılgan ve Anayurt Oteli”, “Edebiyat Dergilerinin Çeşitlilik Kazanması”, “Enis Batur” izliyor. Notos’un değerlendirmeleriyle birlikte yer verdiği listenin ilk 10 maddesi şöyle:



Orhan Pamuk’un 2006 Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması, belki çevresinde birbiriyle çelişen bir dizi tartışmaya neden oldu ama öyle görülüyor ki, önemi büyüktü. 2006’ya dek her kuşaktan usta yazarımıza Batı’da doğru dürüst ilgi gösterilmemesinin sıkıntısını yaşayan edebiyatımız, böylece kabuğunu kırıp açılmaya başladı.


Nâzım Hikmet
Ardında yalnızca destansı bir şiir birikimi değil, destansı bir hayat da bıraktı. Hayatı, bütün insanlık ailesinin geleceğinde örnek oluşturacak dürüst davranışlar, sıradan kahramanlıklarla dolu geçti. Bu yüzden şiirlerinin yanı sıra örnek yaşam biçimiyle, hayat karşısındaki tutumuyla da özlediği bir dünya kurulana dek önemini yitirmeyecek bir ozan-kişilik.



İkinci Yeni
İkinci Yeni, Garip’ten sonraki büyük yarılma, Cumhuriyet dönemindeki en kapsamlı şiir oluşumu. Toplumcu olmamakla suçlandı, ama 1960’lardan sonra görüldü ki, içindeki şairlerin büyük çoğunluğu toplumcuydu. Saçma şiir yazdıkları söylendi, ama geleneksel ve yazıldıkça kendini eskitmeye başlamış şiir anlayışının yerine yepyeni bir biçim ve dil getirdi.


Sait Faik ve Alemdağ’da Var Bir Yılan
Sait Faik, edebiyatımızın çöpsüz üzümü. Fethi Naci böyle nitelemişti onu. Hiçbir yere bağlanmadan, kendi başına büyük
bir yaratıcı olduğu için.


Oğuz Atay ve Tutunamayanlar
Tutunamayanlar 1971’de yayımlandığında, olumsuz eleştiriler olumlulardan daha çoktu. Tuhaf, yabancı bulundu. Tutunamayanlar’ın çağdaş Türk romanının dönüm noktalarından biri oluşunun nedenlerinin iyi çözümlenmesi, roman sanatımızın bundan sonra alması gereken biçimlerin zamanında ve daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.


Varlık dergisiSoruşturmamızda adı geçen çoğu yazarın metinlerinin ilk kez bu dergide yayımlanması önemini apaçık ortaya koyuyor. Öte yandan ülkenin çok iyi bildiğimiz zorlu şartlarında bir edebiyat dergisinin çizgisini koruyarak günümüze dek ayakta kalabilmesi tek başına büyük bir başarı.



Hasan Âli Yücel ve MEB Tercüme Bürosu
Hasan Âli Yücel’in 1938’de maarif vekili olduktan sonra başlattığı tercüme hareketinden sonra kurulan Tercüme Bürosu’nun Türkçeye kazandırdığı klasikler, ülkenin düşünce ve kültür hayatını değiştirmişti.


Yaşar Kemal
Anadolu’da yaşayan Türkçenin zenginleşmesine yaptığı ölçüsüz katkılar da Yaşar Kemal adını bir yere kazımıştır. Yazdığı romanlar kendisinden başka hangi yazarlarınkine benziyor? Bir yanıtı yok gibi. İnce Memed’den Bir Ada Hikâyesi’ne, elli yıl boyunca yazdığı romanların hep belli bir düzeyin üstünde oluşu da şaşırtıcı değil mi?



Ahmet Hamdi TanpınarEn İyi 40 Şey arasında, Saatleri Ayarlama Enstitüsü özellikle belirtildi. 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi de var. Yazılmış en nitelikli edebiyat tarihlerinden biri o, sonrası getirilemedi. Romanlarının yanında gözden uzak kalmış, bir kitapta toplanmış öykülerinde de boş yoktur.


1950 Kuşağı Öykücüleri
Türkiye’de “öykünün altın çağı” olarak nitelenebilecek 1950-1960 yılları arasında öykü yazan birçok yazar, geçmişteki öykü anlayışına karşı çıkarken, Orhan Kemal ile Sait Faik’ten ve 1950’lerin sonuna doğru etkisini yoğun olarak hissettiren varoluşçuluk felsefesi ile gerçeküstücülük akımından oldukça etkilendiler.

adviser
03-02-2011, 00:17
"efradını cami ağyarını mani" olabilecek tarzda seçenekler verilmediği halde iki isme hakkını vermeden geçmek istemedim...

tyuksel
08-02-2011, 18:24
Gözüm Yahya Kemal Beyatlı'yı aradı...

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal BEYATLI

Cezve
09-02-2011, 00:18
İstiklal Marşımızın şairi dururken,başkasına oy veremedim. :)

O_S_M_A_N_L_I
09-02-2011, 01:46
...

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Rûhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım;
Her cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır rûh-i mücerret gibi yerden nâşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl!
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

FİRAVUN_DAVUT
09-02-2011, 21:18
...



Mehmet Akif'in İstiklal Marşı dışında yazmış olduğu herhangi bir şiir var mı... halkın diline pelesenk olmuş... :)






Hadi Rastgele...

dilax
09-02-2011, 22:53
DİYARBEKİR KALESİNDEN NOTLAR VE ADİLOŞ BEBE

Varamaz elim
Ayvasına, narına can dayanamazken,
Kırar boynumu yürürüm.
Kurdun, kuşun bileceği hal değil,
Sormayın hiç
Laaaaal...
Kara ferman çıkadursun yollara,
Yarin bahçesi tarumar,
Kan eder perçem

Olancası bir tutam can,
Kadasına, belasına sunduğum,
Ben öleydim loooy...
Elim boş,
Ayağım pusu.
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim.
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir Kalesi...

Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan...
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı...

Hamravat suyu dondu,
Diclede dört parmak buz,
Biz kuyudan işliyoruz kaba - kacağa,
Çayı kardan demliyoruz.
Anam sır gibi saklar siyatiğini,
"Yel" der, "Baharın geçer".
Bacım, ikicanlı, ağır,
Güzel kızdır, bilirsin.
İlki bu, bir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi.
Bir can daha çoğalacağız bu kış.
Bebeğim, neremde saklayım seni?
Hoş gelir,
Safa gelir,
Ahmed Arif´in yeğeni...

Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...

Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...

Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.

Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü..

Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü..

Ahmed Arif

Onur
10-03-2011, 01:57
Cemal Süreya

aminoasit
10-03-2011, 02:42
Ankette "bildiğim kadarı ile" şiir yazmamış insanlar var... veya "Şair" sayılmayacaklar...

bu yanıtı çok belli bir sorudur:

kimisine Nazım'dır... (ben dahil, eğer oy vermem gerekiyor ise),
kimisine NFK...

ama benim asıl tercihim,

Zekai Özger'dir (ismet özel'in vakti zamanındaki muhabbetçilerinden),
ama "o olmaz!" derseniz:

ikinci yeninin yıldızlarıdır :::

1dir ki: Cemal'dir (Süreya)
2dir ki: Edip ' dir (Cansever'dir)
3dür ki : Turgut'tur (Uyar'dır)
4dür ki: Can'dır (Yücel) !!! hem ikinci yenidir, hem çağdaş Türk şiirini 'hiza'ya sokmuştur, tuttuğu rakı bardağının inceliğinde... :)

"Göğe Bakma Durağı"nı, veya "ÜVERCINKA"yI bilmeyenler,
bu ankete oy VERMEMELiDiR... !!!!


(ne kaçırdıklarını bilmiyorlar)

.

izlem
19-03-2011, 15:31
İSTANBUL'U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.


Orhan VELİ

DEMİN

Kasvet, elinde bir paslı makas,
İstanbul'un asma köprülerini kesti.
Sevdamızın ipinde cirit oynayan cambaz
Şimdi bir kör satırdır içimizde.
Ha düşer,
Ha düşer,
Ha düşer...
Başımızın üstünde demin gülüp duran gökyüzü
Yedekte bir salapurya şimdi

CAN YÜCEL

babacan1905
11-04-2011, 21:43
.................................
http://i55.tinypic.com/2ykzvrl.jpg

pazar
11-04-2011, 21:53
Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu,,?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

NFK

C.ÜNLÜ
11-04-2011, 22:00
Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz

bir oğlum olacak adı temmuz
uykusuz
korkusuz
beter mi beter
ben beynimi satarak yaşıyorum
o benden proleter

bir oğlum olacak adı temmuz
karataşın göbeğinde aşk
karataşın göbeğinde barış
karataş çatladı çatlayacak
bende bitmeyen kavga
onda yeniden başlayacak

bir oğlum olacak adı temmuz
öfkede benden fırtına
sevgide deniz
ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun
ne kutupşafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin
temmuz gibi sıcak ve bereketli
temmuz gibi uçsuzbucaksız

bir oğlum olacak adı temmuz
dilinde en güzel sesi türkçemin
kulağı en yiğit şarkılarla delik
korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı
vivaldi'yi dinler gibi okuyup anlayacak
ve belki de sütdişleri sürerken balaban bir bursa şaftalisine
ay'dan kendi sesini dinleyecek
vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle

ben ki yalınayak bastım kızgın dişlerine açlığın
iri bir çizme gibi balkanlar'a basarken faşizm
dağlarda silah atmayı sevdim
ben ki silah taşıdım gizli gizli
dünyanın bütün devrimlerine
boşuna dönmüyor bu rotatifler
boşuna bağırmıyor bu kara
boşuna dinlemiyor bu korku kapımızı
anamın aksütü gibi biliyorum ki
doyumsuz günlere doğacak temmuz
doyumsuz günler görecek
hani şu hep andıkça sızlatan yüreğimizi
hani şu hep dalıp dalıp gittiğimiz andıkça
beklediğimiz beklediğimiz beklediğimiz
ve tam görecekken göçüp gittiğimiz günler gibi günler
ama mutlaka

karataşın göbeğinde aşk
karataşın göbeğinde barış
karataş çatladı çatlayacak
ben direndim yorulmadım
o yorulup yıkılmayacak

Hasan Hüseyin Korkmazgil

C.ÜNLÜ
11-04-2011, 22:05
Bir Örnek İnsan Portresi

demek hiç aç kalmadın sen öyle mi
açıkta kalmadın ha?
kirinden gömleğinin
dirseğinin yamasından
eziklik duymadın ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!


demek hiç sövmediler anana avradına
hiç kimseye sövmedin ha?
bir gececik olsun çekip kafayı
şakır şakır oynamadın
hıçkırarak ağlamadın öyle mi?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!


demek yalnızlıktan böğürmedin hiç
akrep sokmuş gibi sıçramadın geceleri ha?
hiç sevmedin öyle mi
kendini öldürmeyi çekip gitmeyi
büyük işler becermeyi düşünmedin ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!


demek bu musluklar hep bu ellerde
bu düzen bu dünya bu gidiş
sen hep böyle mutlu kişi örnek vatandaş
giden ağam gelen paşam, öyle mi?
bin yaşasın seni sokmayan yılan
sen mi kaldın düzeltecek, öyle mi?
haksızlığa uğramadın taşlanmadın ha?
ne şam'ın şekeri, ha
ne arabın yüzü, ha?
yaşadın da bunca yıl şu bataklıkta
gül sandın bu kokuyu öyle mi?
hadi be hırbo sen de
adam mısın sen de be!

Hasan Hüseyin Korkmazgil

wisconsin
11-04-2011, 22:16
Emine Senlikoglu ne alaka, baska adam mi yoktu...

babacan1905
11-04-2011, 22:18
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

NFK

MCMIII
12-04-2011, 03:28
şu koca koca puntolarla yazmasanız olmuyor mu?

okuyan okuyor zaten..

rainmann
13-04-2011, 21:10
...



Mehmet Akif'in İstiklal Marşı dışında yazmış olduğu herhangi bir şiir var mı... halkın diline pelesenk olmuş... :)






Hadi Rastgele...
Anketi açan arkadaşın bu çok bilen hali için, Mehmet Akif Ersoy'un pelesenk olmuş bir iki şiirini yazayım kendiside bilgilensin istedim.

Hastalandım, bakacak kimseciğim yok; Osman
Gece gündüz koşuyor iş diye, bilmem ne zaman
Eli ekmek tutacak? İşte saat belki de üç
Görüyorsun daha gelmez... Yalınızlık pek güç.
Ba'zı bir hafta geçer, uğrayan olmaz yanıma;
Kimsesizlik bu sefer tak dedi artık canıma!
- Seni bir terleteyim sımsıkı örtüp bu gece!
Açılırsın, sanırım, terlemiş olsan iyice.
İhtiyar terliyedursun gömülüp yorganına...
Atarak ben de geniş bir kebe mangal yanına,
Başladım uyku teharrîsine, lâkin ne gezer!
Sızmışım bir aralık neyse yorulmuş da meğer.
Ortalık açmış, uyandım. Dedim, artık gideyim,
Önce amma şu fakîr âdemi memnûn edeyim.
Bir de baktım ki: Tek onluk bile yokmuş kesede;
Mühürüm boynunu bükmüş duruyormuş sâde!
O zaman koptu içimden şu tehassür ebedî:
Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi!

rainmann
13-04-2011, 21:14
Çanakkale Şehitlerine


bu arkadaş hayatında böyle bir şiir okumuşmu hiç acaba, bunu okuyupta yüreği güp güp etmeyen, boğazına bişeyler düğümlenmeyen olabilirmi acaba, yada duyupta diline pelesenk etmeyen...

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

rainmann
13-04-2011, 21:55
Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

designex
16-04-2011, 21:03
ayrım yapmak ne zor,
hepsi de birbirinden değerli ama üstadın yeri bende bir farklı o sebple oyum onadır.

beklenen...

dayan
17-04-2011, 19:31
Bu anket Türk edebiyat tarihine ve uygarlık tarihine hakarettir.Protesto ediyorum.Kim bunlar?Şair mi?Varsayalım ki şair var içinde...Türkler 50 yıldır mı şiir yazıyor?Doğrusu hisse net kalitesine yakışmamış üzüldüm.

bilalx
21-04-2011, 11:48
Hepsi büyük usta ama milli marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy tercih yaparken bende ağır bastı.. :)