PDA

View Full Version : Kefirin İnsan sağlığındaki önemi



nerkan
02-02-2008, 21:37
KEFİR

Atalarımızın çağlar boyu tükettikleri gıdalar arasında yer alan bir tür süt içeceği olan "kefir"i şimdi marketlerden temin edebilirsiniz. ..


Kefirin İnsan Sağlığı Üzerine Bilinen Etkileri

* Bebeklikten ergenliğe kadar; kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu etkiler.
* Vücudun gelişmesi için gerekli olan vitamin, mineral ve protein desteğini sağlar.
* Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
* Aşırı çikolata, şeker ve sakız tüketen çocukların sağlık risklerini azaltır.
* Diş çürüklerini önler.
* Şekerin özümlenmesini sağlar ve şekeri enerjiye dönüştürür.
* İştah açar ve beslenmeye güçlü destek oluşturur.
* Asabi hastalıklarda rahatlatıcı görevi görür.
* İshale ve kabızlığa karşı etkindir.
* Kansızlığı önler ve kan bozukluğunu giderir.Tırnakları n sağlıklı kalmasını sağlar.
* Görme yeteneğini güçlendirir.
* Kesiklerin ve yaraların hızla iyileşmesini sağlar.
* Zekâ gelişimine önemli katkı ve zihinsel aktiflik sağlar.
* Astım ve alerjiye karşı direnç oluşturur.
* Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli beslenme sağlayan nefis bir süt içeceğidir.
* Büyümeye güçlü destek sağlar.
* Boy uzamasına ve sağlıklı gelişime yardımcı olur.
* Ergenlik dönemine pozitif etkinlik katar.
* Hormon dengesinin kuruluşuna yardımcı olur.
* İhtiyaç duyulan enerji için mükemmel destek verir.
* Zihinsel ve fiziksel gelişime benzersiz katkı sağlar.
* Beyin hücrelerini aktifleştirir ve beyinsel dinamizmi arttırır.
* Aşırı şişmanlamaya veya zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir.
* Sindirim sistemini inşa eder ve tam beslenme sağlar.
* Sindirim esnasında protein sentezine olumlu yardım eder.
* Bağırsak florasını inşa eder.
* Böbrek fonksiyonları nı düzenler.
* Vitamin ve mineraller arasında işbirlikçi yapısıyla simbiotik çimento görevi görür.
* Cilt güzelliğine ve parlaklığına olumlu etkiler yapar.
* Ciltteki yağlanmayı ve kepeklenmeyi önler. Saçları kuvvetlendirir.
* İç ve dış kanamalarda kanamaları durdurmaya yardımcı olur.
* Yanıkların hızlı iyileşmesini sağlar.
* Dokuları tamir eder.
* Vücudun sıvı dengesini optimum seviyede tutar.
* DNA sentezini ve yenilenmesini olumlu etkiler.
* Hücrelerin oksijen almasında etkili görev üstlenir.
* Gençlik döneminin etkin, enerjik ve aktif bir dönem olmasında unutulmaz bir partnerdir.
* Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar.
* Yorgunluk ve strese karşı koruyucu bir kalkandır.
* Cinsel fonksiyonları n devamlılığında aktiflik kazandırır.
* Vücudun bütün organlarının uyumlu ve senkronize çalışmasını düzenler.
* Kanı temizler, klosterolü dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür.
* Damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
* Uykusuzluğu giderir. Spor yapanlar için enerji deposudur.
* Ferahlatıcı hoş kukusu ve benzersiz tadıyla rahatlık verir, dinlendirir ve gevşetir.
* Yemeklerde keyfinize keyif katar.
* Hazmı kolaylaştırır.
* Diyet yapanlar için en ideal içecektir.
* Kilo aldırmaz ve beslenme sentezi oluşturur.
* Kemoterapi tedavisi sürerken vücudun güçlü kalmasını ve beslenmenin devamlılığını sağlar.
* Kas kasılmalarını ve krampları önler.
* Selülitlere karşı etkindir.
* Yağ dokularını çözümleyici fonksiyon içerir.
* Sindirim sistemindeki trafiği düzenler.
* Birçok hastalığın oluşumunu ilk başlangıçtan itibaren hemen önler.
* Başta üreme hormonları östrojen, progesteron, testesteron olmak üzere kortizon, ensülin, trioid, serotonin ve adrenal hormonları üzerine olumlu etkiler yapar.
* Mide asitleri ile salgıların düzenli ve verimli üretilmesine katkıda bulunur.
* Alkol alanlar açısından kaybolan vitaminlerin geri alımında tam bir takviye sağlar.
* Zehirlenmelere karşı kanı temizler.
* Vücuda giren siyanürü etkisizleştirir.
* Saç dökülmesini azaltır.
* Doğum kontrol hapı ve idrar söktürücü ilaç alanlara yardımcı olur.
* Antibiyotik ilaçlar vücuttaki tüm vitaminleri ve bakterileri öldürdüğünden; doğal savunma ve savaş ordularını kurarak doğal antibiyotik görevi üstlenir.
* Sinir sistemini sürekli reorganize ettiğinden çelik gibi güçlü yapı oluşturarak sakinlik ve rahatlık verir.
* Antioksidan özellikleri ile hücre yenilenmesine katkı sağlar.
* Menopoz dönemindeki riskleri azaltır.
* Aşırı yıpranmayı ve yaşlanmayı yavaşlatır.
* Damar sertliğini engeller.
* Uzun ve sağlıklı bir ömür trendine yönelik metabolizmanı n mimarıdır. Kemiklerin ve kasların güçlü kalmasına destek sağlar.
* Osteoporoz ve Alzheimer hastalığına karşı direnç oluşturur.
* Prostat ve bağırsak kanseri başta olmak üzere birçok kanseri önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
* Adale kasılmaları ile felce karşı etkindir.
* Ellerdeki titremeler ile bellek zayıflığını ve dikkat azalmasını önler.
* Kronik güçsüzlüğe karşı kuvveti arttırır.
* Sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklardaki uyuşma ile karıncalanmaları
azaltır.
* Görme zayıflığını ve katarakt oluşumunu engeller.
* Serbest radikallerin, ağır metallerin ve zehirli gazların vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır.
* Kronik depresyona karşı olumlu iyileştirmeler yapar.
* Genç yaşlanmayı sistemize eder.
* Mutlu bir yaşlılık dönemi için vazgeçilmez doğal bir dosttur

Lütfen kendinize ve sevdiklerinize bir iyilik yapın ve her gün en az 1 bardak kefir için:cool:

HAŞAT
02-02-2008, 21:58
Sn. Nerkan kefirin formulü nedir? İçinde neler var?
Sevgiler

morbid
02-02-2008, 22:10
Ben içiyorum tansaşdan alıp alıp.Harika...

nerkan
02-02-2008, 22:20
Sn. Nerkan kefirin formulü nedir? İçinde neler var?
Sevgiler

Kefir Nedir?

Kefir kültüre edilmiş, birçok sağlık unsuru içeren ayran benzeri bir içecektir. Kefir ekşi ve ferahlatıcı tadı ile ayrana, yoğurtta bulunan maya ve bakterilerin bağırsak siteminde tutunma özelliği olan ‘probiyotik’ yapıları ile de yoğurda benzemektedir. Kefirde doğal olarak yer alan bakteriler ve mayaların simbiyotik etkileşimi sonucu oluşan yapılar bu içeceğin düzenli tüketilmesi durumunda sağlık açısından faydalar içermektedir. Değerli vitamin ve mineraller ile yüklenmiştir, kolay sindirilebilir proteinler ve doğal antibiyotik özellikler içermektedir.

Kefirde yer alan çok miktardaki yararlı maya ve bakteriler, kültüre edilme işleminden sonra ortamda bulunan laktozun tamamına yakınını yapılarında bulunan laktaz enzimi ile tüketirler. Böylece laktozu tolere edemeyen kişiler bu şekilde kefiri rahatça tüketirler.

Kefir çok farklı sütler ile örneğin inek, keçi, koyun, hindistancevizi, pirinç ya da soya sütleri ile yapılabilir. Yapısal olan mukoz benzeri özelliği, sindirim sisteminde yararlı bakterilerin kolonizasyonunu kolaylaştırır.

Kefir, tanecik (grain) adı verilen jelatinimsi beyaz ya da sarı partiküllerden oluşmaktadır. Bu tanecikli yapı kefiri diğer süt ürünlerinden ayırmaktadır. Bu tanecikler bakteri/maya karışımı kazein (süt proteini) ve kompleks şekerler ile küme halini almaktadır. Bazı taneciklerin fermentasyon işlemleri sonucunda el avucuna sığabilecek büyüklüklere ulaştığı bilinmektedir. Tanecikler yapısında bulunan yararlı organizmalar ile sütü fermente ederek kültüre edilmiş ürüne dönüştürmektedir.

Yoğurt ve Kefir arasındaki farklar nelerdir?

Her iki üründe kültüre edilmiş süt ürünleridir ama farklı türde faydalı bakteri içermektedirler. Yoğurdun içermiş olduğu bakteriler sindirim sistemini temiz tutarak burada konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamaktadır. Kefir bu özelliklere artı olarak yoğurdun sahip olmadığı sindirim sistemini kolonize etme özelliğine de sahiptir.

Meraklısına
Kefir yoğurtta bulunmayan birkaç faydalı bakteriyi de içermektedir, Lactobacillus caucasus, Leuconostoc, Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri. Aynı zamanda vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve elimine eden Saccharomyces kefir ve Torula kefir gibi mayaları da içermektedir. Sindirim siteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini artırır. Bu nedenle vücut gerek Escherichia coli gibi patojenlere gerek bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli hale gelir.

Kefirde bulunan bakteri ve mayalar tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine yardımcı olarak besin kaybını önlemekte, bu sayede kolonu temiz ve sağlıklı tutmaktadır. Kefirin yoğurda kıyasla daha ince tanecikli yapıda olması sindiriminin kolay olmasını sağlamakta bu sayede de gerek bebekler gerek rahatsız yaşlılar ve sindirim bozukluklarına sahip olanlar için kullanımını kolaylaştırmaktadır.

Besin Değeri
Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel amino asitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sitemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır.

Kefir, B12, B1 ve K vitamini bakımdan da zengindir. Bu vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Sağlık açısından Kefir

Kefirin diyetimizde düzenli olarak tüketiminin sayısız faydaları bulunmaktadır. Kolay sindirilebilir olması, bağırsakları temizlemesi, faydalı bakteriler ve mayalar, vitaminler ve mineraller, ve proteinleri içermesi. Kefir dengeleyici bir gıdadır. İçerdiği yapılar ile bağışıklık sisteme yardımcı olduğu, AIDS gibi rahatsızlıkların kötüye gitmesini yavaşlatmak, aşırı yorgunluk sendromuna, herpes ve kansere karşı olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Sinir sistemi üzerine olan sakinleştirici etkisi nedeni ile uyku bozuklukları, depresyon ve hiperaktivite rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.

Neden Kefir tüketmeliyim?
Kendi kültürümüzün bir öğesidir (Yoğurt'dan sonraki en büyük Türk icadıdır)

Pahalı olmayan ve evde kolayca yapılabilen bir gıdadır

Dünyanın farklı yerlerinde Kronik Yorgunluk Sendromu, Astım, Deri Rahatsızlıkları ve antibiyotik tedavisinden sonra iç eko-sistemin temizlenmesinde kullanılmaktadır

Çok şeker ve şekerli gıda tüketen çocuklar için faydalıdır

Doğal sakinleştirici ve antibiyotiktir

Hamile kadınlar, hemşireler, yaşlılar için kompleks bir gıdadır

Kefiri evde nasıl yaparım?
Bir kavanoza veya ağzı geniş bir şişeye yaklaşık 2 bardak taze süt konur

Öncelikle kefir taneleri bulunduğu kaptan demir olmayan bir süzgeç vasıtası ile süzülür

Süzgeçte kalan kefir taneleri sütün konduğu kaba aktarılır

Ağzı bir kapı ile sıkı olmayan bir şekilde örtülür

24 saat oda sıcaklığında bekletilir

Kefir taneleri gene demir olmayan bir süzgeç aracılığı ile süzülür

Elde olunan içecek kefirdir

Kefir taneleri eğer tekrar kefir yapılacak ise sütün içerisine yapılmayacak ise kendi kabı içerisine konulur

Kefirin saklanması
Kefirin çok ekşi olmayan tatlıya yakın bir tatta içilmesi isteniyor ise taze olarak bir iki gün içerisinde tüketilmesi önerilir. Kefir ağzı bir kapalı bir kapta hafta hatta aylarca buzdolabında saklanabilir. Özellikle laktozu tolere edemeyen kişilere önerilebilecek olan, buzdolabında saklanan kefir tüketildikçe üzerine taze olanlardan eklenmesi ve bu şekilde tüketilmesidir.

Meraklısına
Dolapta bekleyen kefir sağlık açısından bir olumsuzluk etmeni oluşturmaz. Düşük sıcaklıklarda bile, içerisinde bulunan Acetobakterler tarafından üretilen asetik asit nedeni ile ekşiliğin artmasına neden olur. Hatta bir araştırmada bir yıl boyunca bekletilen kefirin tadının biraz ekşi olduğu ve içerisinde yer alan mayalar nedeni ile alkol miktarını % 4 civarına çıktığı belirtilmiştir.

Kefir yapmaya bir süre ara vereceğim, nasıl saklarım?
Kefir tanelerini bir kaç ay kullanmayacaksanız,

Kefir tanelerini temin ettiğinizde saf su içerisinde küçük bir kapta ya da kurutulmuş halde olacaklardır. Kefiri kullanmayacağınız zaman bir kabın içerisine saf suyu koyarak ve taneleri de içerisine ilave ederek buzdolabında (+4 C) saklayabilirsiniz.

Kefir tanelerini donduracak iseniz,

Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın (suyun klorsuz olmasına dikkat edin), temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Taneleri bir poşet ya da kutu içerisine koyun ve taneleri tamamen kapatacak kadar süt tozu ilave edin ve buzluğa kaldırın. Bu şekilde bir yıla yakın bir süre saklayabilirsiniz.

Kefir tanelerini Kafkasya’da yapıldığı gibi kurutacak iseniz,

Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın, temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Tanecikleri beyaz kağıttan kese içerisine koyup yoğun güneş altına bırakın. Tanecikleri burada sıcaklık, nem ve tanecik boyutuna bağlı olarak bir iki gün içerisinde kuruyacaklardır. Kuruyunca renkleri sarıya dönebilir bu gayet normaldir. Kuruyan taneleri ağzı sıkıca kapatılabilen bir kaba koyup soğuk bir ortam ya da buzdolabında 1- 1.5 yıl civarında saklanabilir.

Saklanan kefir tanelerinin aktivitesini geri kazandırmak için ne yapmalı ?
Farklı nedenler ile kefir taneleri aktivitelerini kaybetmiş olabilirler. Onları tekrar aktive edebilmek için,

Kefir tanelerini dondurmuş iseniz;

Dondurulmuş olan taneleri soğuk su içerisine koyun. Bu şekilde süt tozundan ayrılabilsin. Sonrasında bir kap içerisine tanelerin üzerine 1:3 oranda olacak şekilde süt ilave edin ve 24 saat beklemeye bırakın. Eğer pıhtılaşma istenen düzeyde olmaz ise bu işleme her 24 saatte sütün miktarını her seferde artırarak devam edin. Bu işlem üç-dört gün sürebilir. İstenen aromaya ve yapıya ulaşıldığında kefir taneleri sütü işlemek için hazır demektir.

Kurutmuş iseniz;

Tanecikleri bir kaba alıp üzerine 1:3 olacak şekilde süt ilave edin. 24 saat sonra eski aromaya ulaşmış ise taneler hazırdır. Eğer değil ise, yukarıdaki gibi artan miktarlarda süt ilave ederek bu işleme devam edin. 2-7 arası tazelemeden sonra taneler hazır hale gelecektir.

nerkan
02-02-2008, 22:31
Ben içiyorum tansaşdan alıp alıp.Harika...

Sn. Morbid içmenize sevindim,

Ancak, evde kendiniz yapıp içseniz daha iyi olur, hem daha sağlıklı ve taze olur hemde emek vererek yapacağınız için daha da severek içersiniz,yapılışı çok basit yukarıda yapılışını yazdım fakat kendi yaptığım şekilde pratikçe tekrar edeyim;

organik sütten (şehirlerde bulmak zor olabilir) olması tercih edilir, ama olmazsa da marketlerde satılan pastörize sütten de yapılabilir.

Kefir mayasıyla (kefir tanesi olarakda bilinir) yapılış biçimi;

1 lt.süt 20-25 derece olana kadar ısıtılır, ideal mayalama sıcaklığı budur, ılıtılan süt metal olmayan bir kaba (plastik yoğurt kapları olabilir) konur. Aktarlardan yada kefir mayalayan yakınlarınızdan aldığınız minimum 10 gr kefir mayası bu sütün içine konur ve yine metal olmayan bir kaşıkla 1-2 tur karıştırılır. kabın ağzı kapatılır, üzerine battaniye veya kalın giysiler örtülüp, karanlık bir yerde oda sıcaklığında minimum 24 saat bekletilir.
24 saat sonra kefirin konulduğu kap alınır ve başka bir kaba metal olmayan bir süzgeç vasıtasıyla süzülür. süzme sonrasında süzdüğümüz kapta oluşan sıvı kefirdir. süzgeçte kalanlar ise kefir mayasıdır. Kefir mayasını bir sonraki yapım için küçük bir kavanoza koyup üzerine bir miktar süt ilave ederek saklayınız.Kaptaki kefiri ise buzdolabına koyup biraz soğuduktan sonra afiyetle içebilirsiniz (günde en az 1 bardak içmenizi tavsiye ederim).

Yapılmış Kefir'den yeni kefir yapılış biçimi;

Önceden yaptığımız kefir biteceği sırada (kabın dibinde yarım bardak bile kalmış olsa yeterlidir) üzerine ılıtılmış yani 20-25 dereceye getirilmiş süt ilave edilir. yine taneli mayalama da olduğu gibi kabın ağzı kapatılır, üzerine battaniye veya kalın giysiler örtülüp, karanlık bir yerde oda sıcaklığında minimum 24 saat bekletilir.
24 saat sonra kefirin konulduğu kap alınır, kefirimiz hazırdır. kefir tanesi kullanılmadığı için süzmeye gerek yoktur. buzdolabında bir miktar soğutulduktan sonra afiyetle içebilirsiniz.

HAŞAT
02-02-2008, 22:39
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim Sn. Nerkan.
Sevgiler

dalgıçkerem
14-05-2008, 20:38
Ben kefiri çok kullandım, halada içiyoruz mayası var bizde kendim evde sütü mayalayıp hazırlıyorum hafif ekşimsi oluyo alışınca insan her zaman içmek istiyor gerçekten hem çok faydalı hemde lezzetli bi içecek.

ASB
25-05-2008, 12:36
Yoğurtdun vücuda faydası herkes tarafından az çok bilinir. Ben de uzun süre geceleri yoğurt yedim. Ancak bir mide operasyonu geçirdiğim için mide şikayetlerim de bitmiyordu.
Midemin bu yoğurt nedeniyle iyileşmediğini düşündüm ve yoğurt yemeyi bıraktım. Daha sonra,uyguladığım tedaviler sonucunda, mide şikayetlerim bitti. Ama yoğurt yemek beni düşündürüyordu. Geçen,tv'de sene bir kefir markasının reklamını duydum. Daha önceden bildiğim kefiri tekrar içmeye karar verdim. O günden beri kefir içiyorum. Daha sonra değişik markalarda kefirler piyasaya çıktı. Her marka bana değişik geldi. En iyi markayı ancak kendiniz deniyerek bulmanızı tavsiye ederim.
Ancak yüksek tansiyon problemi olan bir tanıdığım, kefir içemediğini söyledi.

PARK
25-05-2008, 13:05
İsmini çok duydum ama cismini bilmem nasıl birşey acaba..........

alfa4
25-05-2008, 13:08
içimi hiç hoş değil nasıl tadlandırılmalı

yusufum01
25-05-2008, 13:12
teşekkürler arkadaşım bilgiler için

nerkan
25-05-2008, 16:37
teşekkürler arkadaşım bilgiler için
Rica ederim, bir nebze faydam olabildiyse ne mutlu bana:cool:

nerkan
25-05-2008, 16:39
içimi hiç hoş değil nasıl tadlandırılmalı
Muz, çilek, vişne gibi meyve parçacıklarıyla mikserde karıştırıp içimini daha hoş hale getirebilirsiniz, ben bazen oğluma vermek için böyle yapıyorum, yoksa tadı biraz ekşi olduğu için içmiyor kerata:he:

EnergY
15-06-2008, 01:15
bence tadı da çok güzel..
her market alışverişimde her zaman bir orta boy alıp..
market çıkışı arabayı çalıştırmadan..
mutlaka içiyorum bir tane..
alışkanlık oldu...

kazimbb
05-08-2008, 00:15
KEFİR


Atalarımızın çağlar boyu tükettikleri gıdalar arasında yer alan bir tür süt içeceği olan "kefir"i şimdi marketlerden temin edebilirsiniz. ..


Kefirin İnsan Sağlığı Üzerine Bilinen Etkileri

* Bebeklikten ergenliğe kadar; kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu etkiler.
* Vücudun gelişmesi için gerekli olan vitamin, mineral ve protein desteğini sağlar.
* Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
* Aşırı çikolata, şeker ve sakız tüketen çocukların sağlık risklerini azaltır.
* Diş çürüklerini önler.
* Şekerin özümlenmesini sağlar ve şekeri enerjiye dönüştürür.
* İştah açar ve beslenmeye güçlü destek oluşturur.
* Asabi hastalıklarda rahatlatıcı görevi görür.
* İshale ve kabızlığa karşı etkindir.
* Kansızlığı önler ve kan bozukluğunu giderir.Tırnakları n sağlıklı kalmasını sağlar.
* Görme yeteneğini güçlendirir.
* Kesiklerin ve yaraların hızla iyileşmesini sağlar.
* Zekâ gelişimine önemli katkı ve zihinsel aktiflik sağlar.
* Astım ve alerjiye karşı direnç oluşturur.
* Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli beslenme sağlayan nefis bir süt içeceğidir.
* Büyümeye güçlü destek sağlar.
* Boy uzamasına ve sağlıklı gelişime yardımcı olur.
* Ergenlik dönemine pozitif etkinlik katar.
* Hormon dengesinin kuruluşuna yardımcı olur.
* İhtiyaç duyulan enerji için mükemmel destek verir.
* Zihinsel ve fiziksel gelişime benzersiz katkı sağlar.
* Beyin hücrelerini aktifleştirir ve beyinsel dinamizmi arttırır.
* Aşırı şişmanlamaya veya zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir.
* Sindirim sistemini inşa eder ve tam beslenme sağlar.
* Sindirim esnasında protein sentezine olumlu yardım eder.
* Bağırsak florasını inşa eder.
* Böbrek fonksiyonları nı düzenler.
* Vitamin ve mineraller arasında işbirlikçi yapısıyla simbiotik çimento görevi görür.
* Cilt güzelliğine ve parlaklığına olumlu etkiler yapar.
* Ciltteki yağlanmayı ve kepeklenmeyi önler. Saçları kuvvetlendirir.
* İç ve dış kanamalarda kanamaları durdurmaya yardımcı olur.
* Yanıkların hızlı iyileşmesini sağlar.
* Dokuları tamir eder.
* Vücudun sıvı dengesini optimum seviyede tutar.
* DNA sentezini ve yenilenmesini olumlu etkiler.
* Hücrelerin oksijen almasında etkili görev üstlenir.
* Gençlik döneminin etkin, enerjik ve aktif bir dönem olmasında unutulmaz bir partnerdir.
* Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar.
* Yorgunluk ve strese karşı koruyucu bir kalkandır.
* Cinsel fonksiyonları n devamlılığında aktiflik kazandırır.
* Vücudun bütün organlarının uyumlu ve senkronize çalışmasını düzenler.
* Kanı temizler, klosterolü dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür.
* Damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
* Uykusuzluğu giderir. Spor yapanlar için enerji deposudur.
* Ferahlatıcı hoş kukusu ve benzersiz tadıyla rahatlık verir, dinlendirir ve gevşetir.
* Yemeklerde keyfinize keyif katar.
* Hazmı kolaylaştırır.
* Diyet yapanlar için en ideal içecektir.
* Kilo aldırmaz ve beslenme sentezi oluşturur.
* Kemoterapi tedavisi sürerken vücudun güçlü kalmasını ve beslenmenin devamlılığını sağlar.
* Kas kasılmalarını ve krampları önler.
* Selülitlere karşı etkindir.
* Yağ dokularını çözümleyici fonksiyon içerir.
* Sindirim sistemindeki trafiği düzenler.
* Birçok hastalığın oluşumunu ilk başlangıçtan itibaren hemen önler.
* Başta üreme hormonları östrojen, progesteron, testesteron olmak üzere kortizon, ensülin, trioid, serotonin ve adrenal hormonları üzerine olumlu etkiler yapar.
* Mide asitleri ile salgıların düzenli ve verimli üretilmesine katkıda bulunur.
* Alkol alanlar açısından kaybolan vitaminlerin geri alımında tam bir takviye sağlar.
* Zehirlenmelere karşı kanı temizler.
* Vücuda giren siyanürü etkisizleştirir.
* Saç dökülmesini azaltır.
* Doğum kontrol hapı ve idrar söktürücü ilaç alanlara yardımcı olur.
* Antibiyotik ilaçlar vücuttaki tüm vitaminleri ve bakterileri öldürdüğünden; doğal savunma ve savaş ordularını kurarak doğal antibiyotik görevi üstlenir.
* Sinir sistemini sürekli reorganize ettiğinden çelik gibi güçlü yapı oluşturarak sakinlik ve rahatlık verir.
* Antioksidan özellikleri ile hücre yenilenmesine katkı sağlar.
* Menopoz dönemindeki riskleri azaltır.
* Aşırı yıpranmayı ve yaşlanmayı yavaşlatır.
* Damar sertliğini engeller.
* Uzun ve sağlıklı bir ömür trendine yönelik metabolizmanı n mimarıdır. Kemiklerin ve kasların güçlü kalmasına destek sağlar.
* Osteoporoz ve Alzheimer hastalığına karşı direnç oluşturur.
* Prostat ve bağırsak kanseri başta olmak üzere birçok kanseri önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
* Adale kasılmaları ile felce karşı etkindir.
* Ellerdeki titremeler ile bellek zayıflığını ve dikkat azalmasını önler.
* Kronik güçsüzlüğe karşı kuvveti arttırır.
* Sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklardaki uyuşma ile karıncalanmaları
azaltır.
* Görme zayıflığını ve katarakt oluşumunu engeller.
* Serbest radikallerin, ağır metallerin ve zehirli gazların vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır.
* Kronik depresyona karşı olumlu iyileştirmeler yapar.
* Genç yaşlanmayı sistemize eder.
* Mutlu bir yaşlılık dönemi için vazgeçilmez doğal bir dosttur

Lütfen kendinize ve sevdiklerinize bir iyilik yapın ve her gün en az 1 bardak kefir için:cool:


Ben 2 yıl kadar kefir kendim yaparak kullandım 4 ay kadar önce çekap yaptırdığımda karaciğerimde büyüme ve yağlanma kanımda yağlanma teşhisi kondu .Hatta bana alkol kullanıyormusunuz diye soruldu ,kulanmıyorum.
Yaşım 52 tansiyonum 14 /9 cınarı
ben bir litrelik kavonozda fakat içerisinde bayağı büyükçe kefir taneleri ile pastörize sütten( yarımyağlı süt) vede buz dolabının kapağına koyarak yapıyordum Antalyada olduğum için kışın bile bir günde dışarıda kaldığında bayağı ekşiyordu o sebeple buz dolabında mayalıyordum.
İçmeye ara vermem kara ciğerimde büyüme yağlanma dolayısı ile acaba alkol etkisi olabilir diye şu an hala içmiyorum.Henüz tekrar çekap yaptırmadım ama
şu an sadece cinsel fonksiyonlarda biraz azalma gerileme belirtileri var.Bu arada prostatta hafif bir buyüme olduğu için günde birtane hap kullanıyorum.

Bu durumda bana tekrar kefir kullanmamı tavsiye edebilirmisiniz?

nerkan
27-08-2008, 21:59
durumunuza üzüldüm, rahatsızlığınızın nedeni kesin olarak kefirden mi kaynaklanıyor bilemiyorum, Allah şifanızı versin. Ama kendi adıma yazıyorum yaklaşık 3 yıldır aralıksız kefir içiyorum, kefir kullanmadan önce bağışıklık sisitemim çok zayıftı,haftada bir ÜSYE olurdum, 2 kaşık dondurma yesem boğazlarım davul gibi şişerdi, mide şikayetlerim vardı ne yesem hemen midem ekşir yanardı,saçlarım haddinden fazla dökülürdü,haddinden fazla halsizlik vardı ama şimdi bunların hiçbiri yok 3 yıldır sağlık karnem çekmecede duruyor doktor yüzü gördüğüm yok, eskiden dondurma yemeye korkardım şimdi istediğim kadar yiyorum bademciklerimde tık yok, midem iyileşti acı tatlı ne yersem yiyeyim dokunmuyor artık, 3 yıldan beri hastalık yüzü görmüyorum, saçlarım dökülmüyor yenileri çıkıyor hatta

akhun
27-08-2008, 22:12
Yoğurt kefir ancak bunları icat ederiz zaten

morbid2
27-08-2008, 22:16
Atalarımızın geldiği topraklarda bebeklere mama yerine kefir içiriliyor ... Ben kefirle ilgili mucizeyi arkadaşımın babasında yaşadım. Kanseri geciktiren etkisi Dr.ları bile hayrete düşürdü ... Ki o zamanlar marketlerde kefir satılmıyordu...Kanserli hasta kefiri evinde yapıyordu. Ankaralı arkadaşlara hazır almak yerine Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden ( Dışkapı/Ulus) evde yapılmış gibi lezzetli ve sağlıklı kefirler bulabileceklerini söylemek isterim. Saklama ömürleri dışarda satın alınanlara göre daha az ama bence süper marketlerden daha kaliteli..Herkese şifa olur umarım.

e-fulya
29-08-2009, 11:31
Yoğurt kefir ancak bunları icat ederiz zaten

Farkındamısınız bilmem..

İlk limonatayı çıkaran Çamlıca firması oldu..
Büyük beğeni ve talep artışı olduki,ardından en küçüğünden en büyüğüne tüm meşrubat firmaları limonata yapmaya başladılar..

Hatta dün ben ilk defa sirkesiyle ünlü Doğanay firmasının naneli limonatasını aldım..çok hoş..
içinde en az %10 limon var..

Özetle..
Bu tür çeşitler çoğaldıkça halkımızın kolaya olan ilgisi ve bağımlılığı azalacaktır..Dolayısıyla yurtdışına döviz çıkışımız da..

Oldum olası koladan uzak durdum..
Meyvelerimiz,meyve sularımız,ayranımız,kefirimiz,limonatamız varken kolay kolay para vermem..
Kola zaten ferahlatmıyor..
İçtikten 15 dakika sonra içiniz yanıyor..
Çünkü bir bardak kolada 8 kesme şeker miktarında şeker var..

WaX
29-08-2009, 11:41
boylesıne faydalı bulusların bızden cıkması benı gururlandırıyor...

sedef hastalıgı - japon yapıstırıcısı ( adına bakmayın bız bulduk ve sattık) - yenı kanser tedavısınde tubıtak tesvıklı fare sutunde uretılen bır proteın kanserde cıgır acacakmıs(ınsallah)


bulmak onemlı degıl sahıp cıkmak onemlı....


bende bı ara kefır keten tohumu yerdım baya baya faydasını gordum tavsıye ederım!


hatta soyle bır onerıde bulunabılırım arkadaslar!

dısarıdan ıcecek ne alırsanız alın kımyevı madde var!

ev yapımı lımonata tavsıye ederım ve tadı ınanın cok daha guzel!


meyve suları - kolalar - gazozlar - enerjı ıceceklerı ... bana gore faydadan cok zarar!


hersey ev yapımı olmalı dıye dusunuyorum ve eklıyorum

bızım eslerımız dunyadakı bır cok ulkedekı bayanlardan daha becerıklı daha hamarat ve daha dayanıklı. nede olsa soyumuz ve kulturlerımız bellı hersey ortada!
bunları ıyı degerlendırmelıyız ve gelecek nesıllere aktarmalıyız!

pinky
05-02-2011, 12:41
İçimi ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasya halkları kefirin faydalarını bildiklerinden ötürü ailelerine, özellikle çocuklarına su gibi içirmişlerdir. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak sıradışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengindir. İlaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini hızlandırır, bulaşıcı, sarılık, eklem hastalıkları, ishal, kabızlık, idrar torbası hastalıkları, ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİREBİLİR. Hazmının kolay , proteince zengin oluşu nedeni ile Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besin kaynağıdır.

pinky
05-02-2011, 12:58
İnsanlar kendi hücrelerinin 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir.

İnternetten derlenmiştir

pinky
06-02-2011, 01:18
Probiyotik - Prebiyotik Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) prebiyotik denir Probiyotikler = yararlı bağırsak mikropları (bakteriler ve mantarlar) Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu rakam insan hücre sayısının 10 katı kadardır. Sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Probiyotiklerin görevleri - Bağışıklık sistemini güçlendirmek. - Yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak. - Vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin vb) sentezini yapmak. - Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak. - Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek. - Besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek. - Kronik enflamatuvar (iltihabi) hastalıkların oluşumunu engellemek. - Kanseri önlemek. - Yaşlanmayı yavaşlatmak. - Depresyonu hafifletmek. - Otizm bulgularını hafifletmek. - İshali önlemek ve tedavi etmek. - İdrar yolu iltihaplarını önlemek. - Kabızlığı tedavi etmek. - Böbrek taşlarının (okzalat) oluşumunu azaltmak.

İnternetten derlenmiştir

pinky
06-02-2011, 14:41
Son yıllarda fermente süt ürünlerinde ve kefirde bulunan besin öğeleri kanser oluşumlarında yada engellenmesinde de önem kazanmıştır. Süt ürünü olan kefirin bileşimindeki selenyumun hücreler üzerinde antioksidan etki gösterdiği saptanmış ve bununda kansere karşı bir faktör olduğu değerlendirilmiştir.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Ürünleri Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cem Karagözlü, kefirin düzenli olarak günde yarim litre içildiğinde organizmayı dengeleyici etkisinin olduğunu ve sağlık üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini belirtilmektedir. Ayrıca kefirin karaciğer, safra, böbrek fonksiyonları ve kan dolaşımı üzerinde olumlu etkileri olduğu gibi, kanserde, tümör oluşum aşamasında hücrelerin gelişimini engelleyici bileşenlerin oluşumunda etkili olduğu bilinmektedir.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Sezgin, Japonya''da yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53.6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin % 67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir. Kefirin kanseri önlemenin yanı sıra pek çok hastalığa da iyi geldiği yine bilimsel çalışmalarla doğrulanıyor.

İnternetten derlenmiştir

pinky
06-02-2011, 18:36
Kefir probiyotik bir içecek olup Kefir yoğurtta bulunmayan Lactobacillus caucasus, Leuconostoc, Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri olan faydalı bakterileride içermektedir.Aynı zamanda vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve elemine eden Saccharomyces kefir ve Torula gibi mayalarıda içermektedir. Sindirim sistemindeki zararlı bakteri mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler. Dolayısı ile öncelikli olarak sindirim sisteminden başlayarak vücut fonksiyonlarını düzenler.

Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral ve maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12, B1, K,D,E ve PP vitaminleri bakımından da zengindir.

İnternetten derlenmiştir

pinky
07-02-2011, 00:41
Kefir de yoğurt gibi fermente bir üründür. Mayalanması için bakteri gerekir. Bekletildikçe tadı ekşir ve çok az olan alkol oranı artar. Kefirin bilinen bir zararı yoktur. Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviyorsanız mayalanma süresini 48 saate kadar uzatın. Kefir ekşidikçe faydası artar, alkol miktarı da yükselir. Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresin 24 saatten fazla uzatmayın ve kefiri buzdolabında saklayın. Bu içeceği tüketmeye günde bir çay bardağı ile başlayın, miktarı giderek artırın. Genellikle günde 250-1000 mlt. kadar tüketilmektedir. Müzmin hastalığı olanların en az bir litre tüketmesi gerekiyor.

Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır. Kronik hepatit, mültipl skleroz hastalıklarda tedavi edici niteliğe sahip, ucuz ve doğal bir seçenektir. Kefirdeki bakterilerin ürettiği laktaz, süt şekerini sindirir. Hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır. Gevşeme ve uyku hali verir. Depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır.

İnternetten derlenmiştir

ayhan53
07-02-2011, 00:49
piyasada satılan kefirlerin kafkasyadaki kefirle aynı olduğunu söylemek mümkünmüdür

pinky
07-02-2011, 01:02
piyasada satılan kefirlerin kafkasyadaki kefirle aynı olduğunu söylemek mümkünmüdür
Piyasada hazır olarak satılan marka kefir içeceklerinde ayrıca raf ömrünü uzatmak için katkı maddeleri bulunmaktadır. Kafkasya'da halkın kendi hazırladığı kefirle bizim evde hazırlayacağımız kefir tabii ki aynıdır.
Kefirde katkı maddesi olmaması tercih sebebidir. Marka kefirleri evde tekrar mayalarsanız (yoğurt yapar gibi). Katkı maddesi ortadan kalkar.
En sağlıklısı kefir mayası satın alıp evde hazırlamaktır.

pinky
07-02-2011, 13:53
Sinirsel depresyon Her gün 1litre 2-3 defa alınabilir,
Bronşit-astım Her gün 1litre Ağır vakalarda 1 yıl süreyle,
Kabızlık Her gün 1litre Ağır vakalarda büyüklere 2 litre,
Kan bozuklukları Her gün 1litre Ağır vakalarda büyüklere 2 litre,
Çıbanlar Her gün 1litre Hastalık süresince,
Ekzama Her gün 1litre Hastalık süresince,
Yüksek tansiyon Her gün 1litre,
Enfeksiyonlar Her gün 1litre,
Safra bozuklukları Her gün 1litre,
İshal Her gün ½ litre Düzelinceye kadar.

Gene de hekiminize danışın.

İnternetten derlenmiştir

BORA YAŞAR
07-02-2011, 14:00
Yukarıdaki çok yararlı bilgiler arasında olmayan ;

- Evde kefir nasıl yapılır? (Madem piyasada satılanlar raf ömrü uzasın diye katkılı)

- Kullanılacak süt nasıl bir süt olmalı? (Uzun ömürlü sütten ya da pastorize sütten yapılanın faydası azalır mı?)


Teşekkürler..

pinky
07-02-2011, 14:13
Yukarıdaki çok yararlı bilgiler arasında olmayan ;

- Evde kefir nasıl yapılır? (Madem piyasada satılanlar raf ömrü uzasın diye katkılı)

- Kullanılacak süt nasıl bir süt olmalı? (Uzun ömürlü sütten ya da pastorize sütten yapılanın faydası azalır mı?)


Teşekkürler..
Kesinlikle haklı ve gerekli olan bu sorularınızı vakit buldukça hazırlamaktayım.
Yakında burada yayınlayacağım.
İlginize teşekkürler

pinky
07-02-2011, 15:19
Kendi kefirinizi hazırlayana kadar marketlerden alabilirsiniz.

Ben Altınkılıç meyveli aldım. Çok hoş bir içecek idi. Yarım yağlı UHT sütü 30 dereceye getirip içine bir çorba kaşığı kefir katarak karıştırdıktan sonra yünlü bir kaşgola sararak bir gün beklettim. Netice gayet iyiydi. Katkı maddelerinden kurtulmuştum. Meyve tadı ise azalmıştı.

Yaptığım araştırma sonu. Kefir mayasının aktarlardan alınabileceğini, bir de gittigidiyor.com da satıldığını öğrendim. Evvelce çok alışveriş yaptığım için burada kolayca mayaya ulaştım. Satıcının memnuniyet anketinde %100 olumlu olduğunu görünce de hemen sipariş verdim. Ertesi gün 25 cc lik bir şişe bana ulaştı. Bezelye büyüklüğünde süt rengi mayalar. Kendisinden istediğim ilgili bilgiler de hemen e-mail adresime geldi. Bu mayayı bir defa almanız yeterli. Ben 4. mayalamadan sonra mayanın çoğaldığını farkettim. Sağlıklı muhafaza edilebirse çok uzun süre kullanılabilir.

Yakınlarınızdan maya temin edemiyorsanız. Aktar veya internet seçenekleini deneyebilirsiniz.

pinky
07-02-2011, 15:28
http://img820.imageshack.us/img820/2140/20091220kefirgrains2.jpg (http://img820.imageshack.us/i/20091220kefirgrains2.jpg/)

Kefir mayası

pinky
07-02-2011, 16:37
AKSOY KEFİR MAYALARI
Not: Kavanozdaki kefir ile gelen süt maya değildir. Kavanozu süzüp ortaya çıkan mayayı görebilirsiniz. Sütü ise içebilir ya da dökebilirsiniz.

KEFİR YAPIMI
Evde kefir yapımında, pastörize ve sterilize sütler kullanılabilmektedir. Böylelikle sütün tekrar kaynatılmasına gerek olmadığı gibi, böyle sütlerin homojenize edilmiş olmaları ayrı bir avantaj sağlamakta ve ürünün üst kısmında istenmeyen yağ tabakası oluşmamaktadır.

Evde kefir yapmak için; yarım veya tam yağlı sütü hafif ısıtıp oda sıcaklığına soğuttuktan sonra ağzı kapanabilen cam veya plastik bir kavanoza alınmalıdır.
Isıttığınız sütte kaymak oluştu ise bu kaymağı kullanmayınız. Sütü kavanozun tepesine kadar doldurmamalı, iki parmak kadar boşluk bırakmalısınız. Kapaklı kavanoz kullanmanızın sebebi, fermentasyon esnasında açığa çıkacak olan ve Kefirin daha iyi mayalanmasını ve tadını veren CO2’nin uçmamasıdır.

Yarım litre süt için yolladığımız kefir tanelerini kavanoza ekleyip tahta veya plastik temiz bir kaşıkla karıştırıp kapağını kapatınız. Bütün süt ürünlerinde olduğu gibi kefirinde mayalanmak için ılık bir ortama ihtiyacı vardır. Bunu sağlamak için kavanozun etrafını bir bez ile sararak oda sıcaklığında karanlık bir köşede 24-48 saat arası bir süre bekletiniz. Daha iyi bir mayalama süreci için ilk 6. saatte kavanozu açıp içeriği 1-2 tur karıştırıp sonra aynı şekilde kapatıp bez ile sarınız.

· 24 saatlik mayalama sürecinde karşınıza çıkacak kefir tatlı ve içimi yumuşak bir hal almış olacaktır.
· 48 saatlik mayalama sürecinde ise ekşi ve sert bir kefire ulaşmış olacaksınız. Bu kefir yoğun bir ayran gibidir.

Ekşi olması kefirin mayalanmadığı yada bozulduğu hissine kapılmasına sebep olmasın. Bu kefir yumuşak olan kefirden daha fazla probiyotik ve faydalı enzimler içerir.

pinky
07-02-2011, 17:17
Dilediğiniz sürenin sonunda kavanozu açarak içeriği karıştırıp ince delikli metal olmayan bir süzgeçten geçirip süzgeçte kalan kefir tanelerinizi yeni yapacağınız sütün içine yıkamadan koyabilirsiniz. Yıkama işlemini 2 haftada bir süzgeç içinde ılık su ile yapmanız yeterlidir. Kefir taneleri büyürken birbirlerine tutunurlar ve yumru halini alırlar. Bu tanelerden daha iyi verim alabilmek için yıkama esnasında parmaklarınızla ezmeden yumruları birbirinden ayırınız.

Buzdolabında saklayabileceğiniz mayalanmış kefirinizi 3-4 gün içinde tüketmeniz, faydasını görmeniz açısından önemlidir.

Sağlık açısından kefiri tüketmenin en uygun zamanı sabahları aç karnına ve akşamları yatmadan öncedir. Ancak isteğe bağlı olarak günün her saatinde dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz.

pinky
07-02-2011, 17:25
*Kefir yapımının hiçbir aşamasında metal,aluminyum,çelik… vs kullanmayınız.(Kavanoz ve kapağı,kaşık,süzgeç,saklama kabı. Bu ekipmanları cam,plastik ve tahta kullanınız.)

*”Yoğurt mayalar gibi mayala” diye etraftan duyabileceğiniz yanlış tavsiyelere kulak asmayınız çünkü kefir ile yoğurdun mayalanma süreleri ve sıcaklıkları farklıdır.

*Mayalama için “oda sıcaklığı” olarak belirttiğimiz ısı mevsime göre değişkenlik gösterecektir. Bu yüzden sabit ısıda bir ortam bulmanız gerekmektedir. Kışın kalın bir bez yazın ise sadece karanlık bir yer yeterli olacaktır.

*Mayanın musluk suyu ile yıkanması,metal ile karıştırılması, dondurucuda saklanması ve kaynar suda yıkanması dejenere olmasına ve veriminin kaybolmasına neden olacaktır.

*Mayanın uzun süre kullanılması bir yorulma meydana getireceğinden aromada azalma olabilir. Mayayı birkaç gün suyun içinde dinlendirip sonra süt ile 24 saatte uyandırılarak ilk günki gücüne kavuşturabilirsiniz. Ancak bu 24 saatlik uyandırma işlemince elde ettiğiniz kefiri içmeyiniz. 24 saatten sonra yıkayıp yeniden mayalamaya bırakınız.

*Kefir yapmak son derece basit bir iştir. Özetleyecek olursak süt ile mayayı bir kavanozda birleştirip 24-48 arası beklemekten ibaret.

*İlk defa süzdüğünüzde kokusu itici gelebilir. Tadına baktığınızda fikirleriniz tamamen değişecektir. Bu son derece sağlıklı içeceğin hayranı olacaksınız..

*Belirttiğimiz süreleri kendi damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.

*Kefir ile farklı tarifler ortaya çıkartabilirsiniz…(meyveli,çikolatalı yada mısır gevreği ile birlikte….)

*Kefiri bir süre mayalamayacaksanız (10-15 gün kadar), kavanozda az bir sütün içerisine kefiri koyun, kapağını sıkıca kapatın ve buzdolabına koyunuz. Soğuk mayalanma sürecini yavaşlatır. Ancak fazla beklerseniz maya ölebilir. Bu sebeple fazla zaman geçirmeden kefir yapmaya devam etmelisiniz.

http://arama.gittigidiyor.com/?aramasatici=fatihbaksoy

pinky
08-02-2011, 13:45
Kısaca dikkat edilecek hususlar:

Mayalamayı cam kavanozlarda yapın.
Kavanozun dibinde klorlu su kalmasın.
Kalırsa içme suyuyla çalkalayın.
Kefir canlı olduğu için klor zarar verir.
Karıştırmayı tahta, plastik veya cam kaşıklarla yapın.
Kefire asla metal değmesin.

pinky
09-02-2011, 00:58
Youtube'da kefirin hazırlanışıyla ilgili Türkçe video aradım ama bulamadım. Çok yazık, Türk buluşu olan kefiri yabancılardan öğrenmek durumundayız.


frYBbLc2PNU&feature=feedrec_grec_index


Bu videoda 3 kavanoz, günlük rotasyona tabi tutuluyor. İlki 48 saatini doldurmuş, hazır kefir. İkincisi saf süt. Sonuncusu 24 saatini tamamlamış kefir.
48 Saatlik mayalama sonucu kefir ekşi oluyor. Ben ekşi sevmiyorum. 24 saatlik kefir benim damak tadıma uygun. Meyve, çikolata vs. katmadan da zevkle içiyorum.

water
09-02-2011, 01:16
sayın pinky,

kefir i eşim eve getirdiği zaman hoşlanmamıştım,doktorlar öneriyormış,yararlıymış gibi şeyleri hoş karşılamıyorum.ama sen bahsedince birden şimşek çaktı:)
eşim 16 aylık oğlumuza da verdi,özellikle onun için almış,oğlumuzda içti.
merak ettiğim hazır satılan,hatta meyveli olanların katkı maddesi olduğu için ne gibi bir zararı olabilir?
yani marketten aldığımız gibi tüketsek katkı maddeleri yüzünden fayda değilde zararlımı çıkarız..

pinky
09-02-2011, 11:09
sayın pinky,

kefir i eşim eve getirdiği zaman hoşlanmamıştım,doktorlar öneriyormış,yararlıymış gibi şeyleri hoş karşılamıyorum.ama sen bahsedince birden şimşek çaktı:)
eşim 16 aylık oğlumuza da verdi,özellikle onun için almış,oğlumuzda içti.
merak ettiğim hazır satılan,hatta meyveli olanların katkı maddesi olduğu için ne gibi bir zararı olabilir?
yani marketten aldığımız gibi tüketsek katkı maddeleri yüzünden fayda değilde zararlımı çıkarız..
Başta Rusya olmak üzere bütün dünyada önemli miktarda hazır kefir satılmakta.

http://www.rtgtv.com/blog/viewers/pinky/Kefir_-_Kefir/

Ne gibi zarar verir konusuna cevap verecek bir bilgiye ve yetkiye sahip değilim. Ben şahsen evde yapamayacak olsam hazırı kullanırm. Zira hiç içmemekten daha iyi olacağı kanaatindeyim. Getirisi, götürüsündan fazla olacaktır fikri akla yakın görünüyor. Zira kefirin başta "Bağışıklık sistemini güçlendirme" özelliği çok önemli. Ayrıca sayılamayacak kadar çok faydaları bütün dünya tıp kaynaklarında yazılı.

Bir yerde sezeryan ile doğum yapmış olanların kefir kullanmaları gerektiğini okumuştum.
Kaynağını bulursam buraya eklerim.

the patient
09-02-2011, 14:11
sayın pinky
çok faydalı bir başlık açmışsınız, başta Rusya ve diğer BTD ülkelerinde çok yoğun olarak tüketilen bir besin, en önemli detox ürünülerinden biri olarak kabul ediliyor.....
sevgiler..

pinky
09-02-2011, 14:27
Kefirin tarihi

• Türklerin Orta Asya’dan göçlerinde ve Avrupa’ya yaptıkları akınlarda kefir’den sıkça söz edilmektedir. Göç eden topluluklar, atlarını ve keçilerini de yanlarında taşırlar ve onların sütünden yararlanırlarmış. At sütünden kımız, keçi sütünden kefir yaparak tamamen süt ürünleri ile beslenirlermiş.

• Bu yüzden Avrupalılar Türklere ‘’LAKTAFAGÜS’’ “Sütobur” adını vermişler. Bu dönemde Türkler beyinsel ve fiziksel gücü yüksek, protein beslenmesi fazla, çok güçlü ve sağlıklı vücut yapıları ile Avrupalıların dikkatini çekmişlerdir.

Kefir-Türkiye

• Kefirde yoğurt gibi Türklerin bulduğu ve yüzyıllardır kullandığı fermente bir süt ürünü. Orta Asya’dan ve Kafkaslardan Rusya, İskandinav ülkeleri ile Avrupa ve Amerika’ya yayılmış, ama Türkiye’de çok az tanınan bir süt içeceği.

• Neden Türkiye’de yıllardır ihmal edildi, unutuldu, sorularına ancak tarihçiler cevap bulacak!.. Çünkü tarihin bir yerlerinde kırılma yaşanmış ve Anadolu topraklarında günümüze kadar gelebilme şansı bulamamış.

Kefir-Kafkasya

• Kafkas halklarının uzun yaşam öyküleri sık sık söz edilen önemli bir konudur. Bir asrı devirmiş 120-140 yaşındaki Kafkaslılar, yapılan röportajlarda su ihtiyaçlarını tamamen kefir içerek karşıladıklarını belirtmişlerdir.

• Kafkasya kanser vakalarına az rastlanılann bir bölgedir.

www.altinkilic.com

pinky
09-02-2011, 17:43
Sezaryen doğum-probiyotikler

• Bebek doğum sırasında vajenden gelen probiyotikler (laktobasiller ve bifidobakterler) ile karşılaşır.

• Bebek anne sütü ile beslendikçe normal flora gelişir.

• Sezaryen ile doğan bebekler dış ortamda bulunan mikroplar ile karşılaşır ve normal flora oluşamaz.

• Doğum sonrası ilk kolonize olan floradan sağlıklı floraya geçiş uygun beslenme ortamı yaratılsa bile oldukça zordur.


Bağırsak florasının bozulmasının sonuçları I

• Normal bağırsak florasını bozarak zararlı bakterilerin ve mantarların üremesine yol açarlar.

• Probiyotiklerin bağırsak mukozası üzerinde oluşturduğu koruyucu tabakanın ortadan kalkması bağırsak geçirgenliğini artırır.


Bağırsak florasının bozulmasının sonuçları II

• Yeteri kadar sindirilmemiş yiyecek maddeleri ve nötralize edilmemiş toksinler kan dolaşımına geçer.

• Bağışıklık sistemi yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıklarına karşı aşırı bir şekilde uyarılır.

• Bu yabancı protein parçacıklarının bazıları vücudun kendi proteinlerine çok benzer.

• Bağışıklık sistemi aşırı uyarıldığı zaman kendinden olanı yabancıdan ayıramaz. Onu tahrip ederken kendinden olanı da tahrip eder. Bunlara oto immün (öz bağışıklık) hastalıklar denir.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

pinky
10-02-2011, 00:40
Probiyotiklerin tarihi

• Kitab-ı Mukaddesin Farsça bir versiyonunda Hazreti İbrahimin uzun yaşaması(yüzlerce yıl!) fazla miktarda fermante süt ürünleri (yoğurt, süt, peynir vb) yemesine bağlanmıştır(Genesis, yaradılış, tekvin”18:8)

• MÖ 76 yılında Roma tarihçisi Plinius ishal tedavisinde fermante süt ürünlerinin kullanılmasını salık vermiştir.

Probiyotik- Metchnikoff

• 1912 Nobel Tıp Ödülünü kazanan Rus bilim adamı Élie Metchnikoff bilim dünyasında probiyotiklerin kaşifi sayılabilir.

• Metchnikoff yoğurt, kefir ve peynir gibi süt ürünlerinde bulunan asit yapan mikroorganizmaların bağırsaktaki hastalık yapan mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamıştır.

• Metchnikoff Bulgaristan ve Kafkasya’da yaşayan insanların ederek uzun ömürlü olması probiyotiklerden zengin gıdaların fazla tüketilmesiyle açıklamıştır.

Probiyotikler= yararlı bağırsak mikropları (bakteriler ve mantarlar)

• Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu rakam insan hücre sayısının 10 katı kadardır.

• Sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar.

• Bu bakteriler ve mantarlar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde döşer.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

pinky
11-02-2011, 14:10
Tedavisi ya da önlenmesinde probiyotiklerin kullanıldığı çeşitli hastalıklar
Probiyotikler-İshal

• Yapılan çok sayıda çalışma probiyotik yiyeceklerin ishal tedavisinde son derece başarılı olduğunu göstermiştir.

• Geleneksel halk tıbbında ishalli kişilere yoğurt verilmesi yaygın bir uygulamadır.

• Probiyotikler virüs ishallerinde daha etkili olmakta, dizanteri şeklinde ishalleri fazla etkilememektedir.

Isolauri E, Juntunen M, Rautanen T, Sillanaukee P, Koivula T. A human Lactobacillus strain (Lactobacillus casei sp strain GG) promotes recovery from acute diarrhea in children. Pediatrics 1991; 88:90–7.

Kaila M, Isolauri E, Soppi E, Virtanen E, Laine S, Arvilommi H. Enhancement of the circulating antibody secreting cell response in human diarrhea by a human Lactobacillus strain. Pediatr Res 1992; 32:141–4.

Majamaa H, Isolauri E, Saxelin M, Vesikari T. Lactic acid bacteria in the treatment of acute rotavirus gastroenteritis. J Pediatr Gastroenterol Nutr 1995;20:333–8.

Isolauri E, Kaila M, Mykkanen H, Ling WH, Salminen S. Oral bacteriotherapy for viral gastroenteritis. Dig Dis Sci 1994;39:2595–600.

Sugita T, Togawa M. Efficacy of lactobacillus preparation biolactis powder in children with rotavirus enteritis. Jpn Pediatr 1994;47: 2755–62 (in Japanese).

Raza S, Graham SM, Allen SJ, Sultana S, Cuevas L, Hart CA. Lactobacillus GG promotes recovery from acute nonbloody diarrhea in Pakistan. Pediatr Infect Dis J 1995;14:107–11.

Pant AR, Graham SM, Allen SJ, et al. Lactobacillus GG and acute diarrhea in young children in the tropics. J Trop Pediatr 1996; 42:162–5.

Guarino A, Canani RB, Spagnuolo MI, Albano F, Di Benedetto L. Oral bacterial therapy reduces the duration of symptoms and of viral excretion in children with mild diarrhea. J Pediatr Gastroenterol Nutr 1997;25:516–9.

Shornikova AV, Isolauri E, Burkanova L, Lukovnikova S, Vesikari T. A trial in the Karelian Republic of oral rehydration and Lactobacillus GG for treatment of acute diarrhoea. Acta Paediatr 1997;86:460–5.

Guandalini S, Pensabene L, Zikri MA, et al. Lactobacillus GG administered in oral rehydration solution to children with acute diarrhea: a multicenter European trial. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2000;30:54–60.

Bellomo G, Mangiagle A, Nicastro L, et al. A controlled double blind study of SF68 strain as a new biological preparation for the treatment of diarrhea in pediatrics. Curr Ther Res 1980;28:927–6.

Camarri E, Belvisi A, Guidoni G, Marini G, Frigerio G. A double blind comparison of two different treatments for acute enteritis in adults. Chemotherapy 1981;27:466–70.

Buydens P, Debeuckelaere S. Efficacy of SF 68 in the treatment of acute diarrhea. A placebo-controlled trial. Scand J Gastroenterol 1996;31:887–91.

Shornikova AV, Casas IA, Mykkanen H, Salo E, Vesikari T. Bacteriotherapy with Lactobacillus reuteri in rotavirus gastroenteritis. Pediatr Infect Dis J 1997;16:1103–7.

Saavedra JM, Bauman NA, Oung I, Perman JA, Yolken RH. Feeding of Bifidobacterium bifidum and Streptococcus thermophilus to infants in hospital for prevention of diahrroea and shedding of rotavirus. Lancet 1994;344:1046–9.

Saavedra JM. Microbes to fight microbes: a not so novel approach to controlling diarrheal disease. J Pediatr Gastroenterol Nutr 1995;21:125–19.

Ahmad A, Widjala L, Firmansyah A et al. Effect of combined probiotic ,pebiotic and micronutrient supplementation in reducing duration of acute infantile diarrhoea. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2000;31:984-6

Antibiyotik ishali-Probiyotikler
• Oral antibiyotik kullananların yaklaşık %20’sinde bağırsak florasının bozulmasına bağlı olarak ishal geliş-mektedir(Etkenler daha çok C. difficile ve K. oxytoca’dır)

Prof. Dr. Ahmet Aydın

pinky
15-02-2011, 00:32
• Probiyotikler antibiyotik ishallerinin önlenmesi ve tedavisinde oldukça başarılıdırlar.

• Gotz V, Romankiewicz JA, Moss J, Murray HW. Prophylaxis against ampicillin-associated diarrhea with a lactobacillus preparation. Am J Hosp Pharm 1979;36:754–7

• Clements ML, Levine MM, Ristiano PA, et al. Exogenous lactobacilli fed to man. Their fate and ability to prevent diarrheal disease. Prog Food Nutr Sci 1983;7:29–37.

• Witsell DL, Garrett CG, Yarbrough WG, Dorrestein SP, Drake AF, Weissler MC. Effect of Lactobacillus acidophilus on antibiotic-associated gastrointestinal morbidity: a prospective randomized trial. J Otolaryngol 1995;24:230–3.

• Borgia M, Sepe N, Brancato V, et al. A controlled clinical study on Streptococcus faecium preparation for the prevention of side reactions during long-term antibiotic treatments. Curr Ther Res 1982; 31:265–71.

• Wunderlich PF, Braun L, Fumagalli I, et al. Double-blind report on the efficacy of lactic acid-producing Enterococcus SF68 in the prevention of antibiotic-associated diarrhoea and in the treatment of acute diarrhoea. J Int Med Res 1989;17:333–8.

• Colombel JF, Cortot A, Neut C, Romond C. Yoghurt with Bifidobacterium longum reduces erythromcyin-induced gastrointestinal effects. Lancet 1987;2:43.

• Siitonen S, Vapaatalo H, Salminen S, et al. Effect of Lactobacillus GG yoghurt in prevention of antibiotic associated diarrhoea. Ann Med 1990;22:57–9.

• Young RJ, Vanderhoof JA. Successful probiotic therapy of chronic recurrent abdominal pain in children. Gastroenterology 1997;112: A856 (abstr).

• Orrhage K, Brismar B, Nord CE. Effects of supplements of Bifidobacterium longum and Lactobacillus acidophilus on the intestinal microbiota during administration of clindamycin. Microb Ecol Health Dis 1994;7:17–25.

• Surawicz CM, Elmer GW, Speelman P, et al. Prevention of antibiotic associated diarrhea by Saccharomyces boulardii: a prospective study. Gastroenterology 1989;96:981–8.

• McFarland LV, Surawicz CM, Greenberg RN, et al. Prevention of beta-lactam-associated diarrhea by Saccharomyces boulardii compared with placebo. Am J Gastroenterol 1995;90:439–48.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

pinky
18-02-2011, 13:43
Uyarılgan (irritabl) bağırsak sendromu-probiyotikler

• İrritabl bağırsak sendromu 6 ay-4 yaş arasındaki çocuklarda görülen günde 4-10 kez müküslü ve sulu ishal ile özellenen bir bağırsak hareket bozukluğudur.

• Probiyotikler irritabl bağırsak sendromunda ishali azaltmaktadır.
Crohn hastalığı- Ülseröz kolit -Probiyotikler

• Crohn hastalığı ve ülseratif kolitin temel nedeninin bağırsakta sağlıklı mikroorganizma dengesinin hastalık yapan mikroorganizma lehine bozulması sonucu gelişen bir reaksiyon olduğu düşünülmektedir.

• Probiyotikler bağırsakta sağlıklı mikroorganizma dengesini kurarak Crohn hastalığı ve ülseröz kolit bulgularını hafifletebilirler.

Probiyotikler-yağ ve protein sindirimi

• Süt ürünlerinin içindeki probiyotikler bağırsakta bulunan proteinlerin ve yağların sindirilmesini sağlarlar yani yiyeceklerin hazmını kolaylaştırırlar.

• Proteinlerin en küçük birimlerine (amino asitler)kadar indirgenmesi (protein hidrolizi) alerjik olayların oluşumunu azaltabilir.
Probiyotikler-kanser

• Yaygın olarak kullanılan bir probiyotik kaynağı olan yoğurdun antikanserojenik (kanseri tedavi edici) etkilerinin olabileceği gösterilmiştir.
Meme kanseri-probiyotik

• Göğüs kanseri kadında en çok görülen kanser çeşididir.

• Çok güçlü deliller olmamasına rağmen yoğurt ve kefir gibi fermante süt ürünlerinin kullanılmasının göğüs kanserini azalttığını çeşitli çalışmalar ile gösterilmiştir.

Kalın bağırsak kanseri-probiyotik

• Kalın bağırsak (kolon) kanseri gelişmiş ülkelerde en çok görülen tümörler arasında ikinci ya da üçüncü sıradadır.

• Deneysel ve epidemiyoloik çalışmaların birçoğu probiyotiklerin kolon kanserinden korunmada önemli bir rolü olduğunu göstermektedir.

Kalın bağırsak kanseri-probiyotik

• Epidemiyoloik çalışmaların birçoğu probiyotiklerin kolon kanserinden korunmada önemli bir rolü olduğunu göstermektedir.

• Bir bölüm çalışmada ise böyle bir etki gösterilememiştir.
Probiyotiklerin kolon kanserini önleme mekanizmaları

• Mütasyon ve DNA hasarının azalması

• Kanser oluşumuna yataklık eden enzimlerin (ß-glukuronidaz, nitroredüktaz, azoredüktaz) aktivitelerinin azalması

• Kanser yapan maddelerin (mutajen) etkisizleştirilmesi

• Kısa zincirli yağ asitlerinin üretiminin artması ve asiditenin artması

• Kanserli hücre intiharının (apopitoz) hızlanması
Depresyon-probiyotik

Prof. Dr. Ahmet Aydın

pinky
20-02-2011, 20:36
Depresyon-probiyotik

• Kefir hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır.

• Kefir hafif bir gevşeme ve uyku hali verir.

• Kefirin depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır.

• Benzer özellikler yoğurtta da mevcuttur.

Probiyotikler-İdrar yolu hastalıkları

• Probiyotikler genital ve üriner sistem enfeksiyonlarını azaltırlar. Probiyotikler bu özelliklerini aşağıdaki mekanizmalar ile sağlarlar;

• a) Vajina pH’sının düşürülmesi

• b) Salgıladıklar H2O2 ve bakteriyosinlerin bakterileri etkisizleştirmesi

• c) Hastalık yapan bakterilerin mukozaya yapışmasının engellenmesi (yarışmalı inhibisyon).
Alerji-probiyotikler

• Probiyotikler inek sütü allerjisi, atopik ekzema ve diğer alerjik hastalıkların proflaksi (korunma) ve tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır.

Romatoid artrit-probiyotik

• Floranın bozularak bağırsak geçirgenliğinde meydana gelen artışın sadece bağırsakta değil bağırsak dışı birçok organda da iltihabi hastalıklara yol açtığı düşünülmektedir.

• Yeni tanı almış romatoid artritli hastaların bağırsak florasının normal olmadığı saptanmıştır.

• Probiyotiklerden zengin bir diyetin antiromatizmal ilaç ihtiyacını azalttığı, klinik bulguları hafiflettiği gözlenmiştir.

Probiyotiklerin alerji önleyici özellikleri

• Probiyotikler bağırsaklardaki korruyucu mukoza bariyerini güçlendirler; böylece bağırsak geçirgenliğini azaltarak allerjik maddelerin kana geçmesini engellerler.

• Süt proteinleri tripsin ve pepsin enzimleri yerine probiyotik enzimleri ile parçalanır. Bu nedenle mononükleer hücrelerden sitokin sentezini uyarmazlar.

• Probiyotikler alfa 1-antitripsin ve tümör nekroze edici faktör düzeylerini düşürerek bağırsaktaki iltihabı baskılarlar.

• Probiyotikler sekretuvar IgA antikor yapımını artırarak mukoza bağışıklığını artırırlar,

Prof. Dr. Ahmet Aydın

mahmut1
20-02-2011, 20:45
Teşekkürler sayın pinky elinize sağlık.

pinky
27-02-2011, 00:39
Otistik çocuklarda bağırsak florası

• Otistik çocukların çoğunda bağırsak florası bozulmuştur.

• Bu kişilerde patojen bakteriler, mantarlar ve parazitler aşırı şekilde ürer.

• Bu patojen mikroorganizmalar yiyeceklerin sindirimini bozarlar ve çeşitli toksinlerin oluşmasına yol açarlar.

Okzalat taşı-probiyotik

• Bağırsaktan emilen okzalat oranının artmasının (>%5) üriner sistemde okzalat taşı oluşmasının temel nedeni olarak düşünülmektedir.

• Oxalobacter formigenes bağırsakta bulunan okzalatı parçalayarak emilen miktarı azaltırlar.

• Probiyotik verilen taşlı hastalarda idrardan okzalat atılımının azaldığı gösterilmiştir.

Bağısak florasının bozulmasının başlıca nedenleri

• Karbohidrattan zengin gıdalar

• Rafine gıdalar

• Çeşitli toksinler

• Antibiyotikler

• Sezaryen doğumlar

Diyet ile normal bağırsak florası nasıl sağlanır?

• Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et ve yumurta gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet bağırsak florasının koruyuculuğunu artırır.

• Fermantasyon ürünleri (turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırırlar.

• Pastörizasyon gıdalardaki probiyotikleri büyük ölçüde tahrip eder!!

• Probiyotikten en zengin gıdalar anne sütü, yoğurt ve Orta-Asya Türklerinin milli içeceği olan kefirdir.

Süt ve yoğurt tüketirken dikkat edilecek noktalar

• Mümkünse pastörize edilmemiş, fakat temiz günlük mandra sütü tüketilmelidir.

• Güveniyorsanız (!) sokak sütçüsünden de süt alabilirsiniz.

• Şehirdekiler için en iyi olabilecek seçenek günlük pastörize şişe sütleridir.

• Uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayınız.

• Sadece ekşiyen ve/veya kesilen süt ve yoğurtları yiyiniz (bulursanız!!!). Bulamazsanız kendiniz yapın hem daha ucuz hem de çok daha sağlıklıdır

pinky
08-03-2011, 01:14
Kefir nasıl yapılır?

• Kefir yapılışında kullanılan süt bir taşım kaynatılır ve metal olmayan (tercihan cam) bir kap içinde ılıtılır.

• Üzerindeki kaymak tabakası alınır ve 1 çorba kaşığı kadar kefir mayası atılır ve süt iyice karıştırılır.

• Kabın kapağı kapatılır ve süt 20-25 C 'de kalacak şekilde kap bir yere bırakılır.

• Mayalanacak kab soba ya da kalorifer yakınına getirilir. Çevre ısısı düşük ise kabın etrafı bezle sarılır. Kabın 20-30°C' lerde olması sağlanır.

• Kap içindeki süt normal olarak 18-24 saat sonra pıhtılaşır.

• Maya miktarı düşük ve ortam soğuk ise pıhtılaşma gecikir.

• Süzgeç üzerinde kalan daneler tekrar maya olarak kullanılır.

• Kefir mayası (taneleri) hemen kullanılmayacaksa ağzı kapalı bir cam kavanoz içinde buzdolabında saklanır.

• Bazıları kefir tanelerini saklamadan önce yıkarlar. Eğer yıkama yapacaksanız kefir tanelerinin zarar görmemesi için klorsuz su kullanın.

• Saklanmak istendiği zaman daneleri örtecek kadar bardağa su koymak gerekir.

KAFKASKARTALI
08-03-2011, 02:40
Pinky abi ellerine sağlık diyorum.2002 yılında bagırsaklarımdan rahatsızlandım ilaç vs vs tedavisi gördüm.kimi basur dedi.kımı kesip alacaz dedi.işyerinden bir abimizin tavsiyesi ile mayadan temın edindim ilk demlemede ayarı tutturamadım:)daha sonra elimiz alıştı ve sürekli kullandım.inanılmayacak kadar faydasını gördüm.herkesede tavsiye ederim.bir tarafım harbi kafkas oldugundan gercekten kafkasyada kefirin milli içecek oldugunu biliyorum....

JAKO
08-03-2011, 03:17
Sn. pinky,

Mayalamada, marketten aldığım hazır kefirden kristalize olmamış her hangi bir bölümünü alıp yoğurt mayalar gibi mayaladım ve yine kefir kıvamında bir sıvı elde ettim, bu elde ettiğim, yoğurt mu olmuştur, kefir mi, onu çözemedim. mutlaka o kristalize olmuşluğu mu seçmeliyim?

pinky
08-03-2011, 10:29
Sn. pinky,

Mayalamada, marketten aldığım hazır kefirden kristalize olmamış her hangi bir bölümünü alıp yoğurt mayalar gibi mayaladım ve yine kefir kıvamında bir sıvı elde ettim, bu elde ettiğim, yoğurt mu olmuştur, kefir mi, onu çözemedim. mutlaka o kristalize olmuşluğu mu seçmeliyim?
Elde ettiğiniz kefirdir. Tam yoğurt mayalar gibi değil de benzer şekilde diyelim. Süt sıcaklığı daha düşük olacak. 20-25 C gibi.

Marketten aldığınız kefiri içiniz. Şişenin dibinde kalan 1-2 cm lik kısım 1 litre süt için yeterli mayalama miktarıdır.

Kefir mayası satın alarak işlem yapmanız daha sağlıklıdır.

pinky
08-03-2011, 10:36
Pinky abi ellerine sağlık diyorum.2002 yılında bagırsaklarımdan rahatsızlandım ilaç vs vs tedavisi gördüm.kimi basur dedi.kımı kesip alacaz dedi.işyerinden bir abimizin tavsiyesi ile mayadan temın edindim ilk demlemede ayarı tutturamadım:)daha sonra elimiz alıştı ve sürekli kullandım.inanılmayacak kadar faydasını gördüm.herkesede tavsiye ederim.bir tarafım harbi kafkas oldugundan gercekten kafkasyada kefirin milli içecek oldugunu biliyorum....
Bende de ilk olumlu belirti bağırsaklarımda olmuştu. Geçen hafta Dr. antibiyotik vermişti. Antibiyotik içince bağırsak floram berbat oldu. Kefir yine en iyi duruma hemen düzeltiverdi.

pinky
09-03-2011, 01:08
Kefir neye benzer?

• Kefir yoğurda ya da ayrana benzer. Zaten benzer şekilde mayalanır. Bekletildikçe tadı ekşir ve çok az olan alkol oranı artar.

Kefirin zararı var mı?

• Kefirin bilinen bir zararı yoktur. Çok nadir olarak bazı kişiler yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemezler. Bu kişiler kefir miktarını yavaş yavaş artırmalıdır.

• Bazı kişiler toksinlerden temizlenirken toksinlerin geçtiği dokularda bir takım rahatsızlıklar oluşabilir. Kısa bir süre sonra, toksinler vücut dışına çıkacak ve kişi kendini çok iyi hissedecektir (iyileşme krizi).

Kefir tanelerini nereden
temin edebilirim?

• Kefir tanelerini, Ege Ziraat fakültesi gibi bazı fakültelerden, aktarlardan ya da tanıdıklarınızdan temin edebilirsiniz.

• Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır.

• Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın.

Kefir taneleri neye benzer?

• Kefir taneleri karnabahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır.

• Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar(f) vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar.

• Kefirin rengi süt gibidir. Başka bir renk muhtemelen bulaşmayı gösterir.

Kefir taneleri çok büyümüşse kesilmeli mi?

• Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran metalden zarar görebilir.

• En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır.

Kefir taneleri sonsuza kadar yaşayabilir mi?

• Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya eğer iyi bakılırsa sonsuza kadar sağlıklı kalır (şimdiye kadar nasıl geldi!).

• Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun.

• Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihan buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak istiyenler derin dondurucuya koyabilirler.

aminoasit
10-03-2011, 00:56
Yeryüzünde "immünoloji"nin (bağışıklık bilimi) kurucularından sayılan Metchnikoff'un (Nobel'li - 1908) tükettiği yiyeceklerden...

Merak ettiğim,
yoğurt türleri ile kefir farkı nedir acaba ?
İkisi de bakteri (maya - "mayalamak" anlamındaki maya; "maya"nın bir diğer anlamı da "medikal mantar"dır) kökenli muhtemelen; farklı türde bakterilerdir mutlaka...

Saygılar

.

pinky
10-03-2011, 01:26
Merak ettiğim,
yoğurt türleri ile kefir farkı nedir acaba ?
İkisi de bakteri (maya - "mayalamak" anlamındaki maya; "maya"nın bir diğer anlamı da "medikal mantar"dır) kökenli muhtemelen; farklı türde bakterilerdir mutlaka...


Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artarır.

Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır.

Probiyotik- Prebiyotik

Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir.

Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) prebiyotik denir

Kefir probiyotik bir içecek olup Kefir yoğurtta bulunmayan Lactobacillus caucasus, Leuconostoc, Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri olan faydalı bakterileride içermektedir.Aynı zamanda vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve elemine eden Saccharomyces kefir ve Torula gibi mayalarıda içermektedir. Sindirim sistemindeki zararlı bakteri mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler. Dolayısı ile öncelikli olarak sindirim sisteminden başlayarak vücut fonksiyonlarını düzenler.

Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral ve maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12, B1, K,D,E ve PP vitaminleri bakımından da zengindir.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

Selam ve saygılar

aminoasit
10-03-2011, 01:33
Hocam affına sığıyorum ama,

yoğurt da bir PRObiyotiktir diye hatırlıyorum (yoğurdun mayalanmasındaki relatif 37C gerekliliği ilgili bakterini üreme ısısıdır aslında; o yüzden yoğurt yüksek veya alçak sıcaklıklarda "maya tutmaz" = bakteri yeterince üreyemez).

PREbiyotikler yanılmıyorsam örneğin ekmekteki kepek, salatadaki selüloz gibi, görece toksik materyali barsakta adsorbe edip eliminasyona katkı yapan maddelerdir...

tabii bir de SYNbiyotikler var... bu ise:
PRObiyotiklerin etkisini relatif artıran PREbiyotikler diye hatırlıyorum...

pinky
10-03-2011, 01:57
Hocam affına sığıyorum ama,

yoğurt da bir PRObiyotiktir diye hatırlıyorum (yoğurdun mayalanmasındaki relatif 37C gerekliliği ilgili bakterini üreme ısısıdır aslında; o yüzden yoğurt yüksek veya alçak sıcaklıklarda "maya tutmaz" = bakteri yeterince üreyemez).

PREbiyotikler yanılmıyorsam örneğin ekmekteki kepek, salatadaki selüloz gibi, görece toksik materyali barsakta adsorbe edip eliminasyona katkı yapan maddelerdir...

tabii bir de SYNbiyotikler var... bu ise:
PRObiyotiklerin etkisini relatif artıran PREbiyotikler diye hatırlıyorum...

Ben uzmanı olmadığım konuların hiç birine imzamı atmadım. Aksine yazan uzmanı ve linklerini verdim, kaynakları belirttim.

Prof. Dr. Ahmet Aydın
(www.beslenme.bulteni.com)

Sadece kefir hazırlarken edindiğim tecrübelerden bahsettim.

Buyrun sizin de tecrübelerinizden faydalanalım.

umantar
10-03-2011, 14:16
Ben uzmanı olmadığım konuların hiç birine imzamı atmadım. Aksine yazan uzmanı ve linklerini verdim, kaynakları belirttim.

Prof. Dr. Ahmet Aydın
(www.beslenme.bulteni.com)

Sadece kefir hazırlarken edindiğim tecrübelerden bahsettim.

Buyrun sizin de tecrübelerinizden faydalanalım.



benimde kendim evde yaparak ve bunuda severek tükettiğim ; en yakın fayda olarakda sağladığı zindeliği bildiğim bu ürünle ilgili bu kadar güzel anlatım ve tavsiye sunumunuz için teşekker ederim üstadım.

asıl anlamadığım sizinde tecrübelerinden faydalanmak istediğiniz arkadaşımızın yazdıkları. belliki kendileri ya doktor ya beslenme uzmanı. 1. satırı hariç diğer kalan 6 satırı ( ki benim ekranda öle gözüküyor ) bizimde anlayacağımız bir dilde yazar yada çeviri yaparsa şahsen ben memnun olmakla kalmayıp , kefirin faydalımı , zararlımı bir ürün olduğu hakkında kendilerininde fikrini anlamış olurum naçizhane.
şimdiden bende bu yazı ile bir surçi lisan eyledi isem . eylemi kabul görenlerin affına sığınırım ama sız.

aminoasit
11-03-2011, 00:04
Ben uzmanı olmadığım konuların hiç birine imzamı atmadım. Aksine yazan uzmanı ve linklerini verdim, kaynakları belirttim.

Prof. Dr. Ahmet Aydın
(www.beslenme.bulteni.com)

Sadece kefir hazırlarken edindiğim tecrübelerden bahsettim.

Buyrun sizin de tecrübelerinizden faydalanalım.



Pinky Hocam bir kusur ettik ise özür dilerim... sehvendir.

Derdim "kefir" hakkında olumsuz birşey söylemek veya ima etmek değildi; nitekim öyle birşey de söylemedim.
Dikkat edilirse "Metchnikoff" gibi büyük bir bilim adamının ismini verdim, olumlu olarak :)

Bahse konu olan şey yalnızca Pre, Pro ve artık Syn diye sınıflandırılan biyolojik maddelere dair "fikrim"i paylaşmaktı.
İmza konusuna gelince, Hocam ben de uzmanı olmadığım konularda mutlaka bir referans göstermeye gayret ederim.



Sn umantar,

kefirin ve benzeri probiyotiklerin yararına yalnızca 'inanmak'la kalmış biri değilim. En azından Türkiye'de bu işle uğraşan birkaç ekiple dirsek temasım söz konusu.
İlgilendiğiniz 6 (altı) satır Türkçe yazılmış ve mümkün olduğunca yazım kurallarına da uyulmuştur. Anlamamak söz konusu ise biraz araştırabilirdiniz.
Evet, "belliki kendileri" hikayesine gelince...
Doktor olsam ne , beslenme uzmanı olsam ne fark eder Sizin yaklaşımınıza karşılık; işçi de olabilirim, masa başı memur da... Buradaki "kendileri" kelimesi sergilediğiniz anlamsız tutum nedeni ile Size geri dönüyor; farkıdasınızdır umarım.
Kefir yararlı mı, zararlı mı benim yazdıklarımdan anlayamamışsınız... Olabilir. Ama iki üstteki mesajı okusaydınız olaya olumlu bakışımı anlayabilirdiniz.
"Ama ..." de, da, ki, mı'lara dikkat etseydiniz; anlam kayması oluyor.



Sonuçta:

Kefir ve benzerleri ve türevlerinin günümüz insanının sağlığı üzerindeki etkileri yadsınamaz. Sayısız dokuya yararlı etkisi söz konusudur.



Şöyle bir soru ile biraz keyiflendirerek kapatayım:

"Madem bu kadar yararlı, neden bunları ilaçları yapılmıyor?"
Çünkü çok ucuz.
Şöyle bir örnek vereyim: Tüberküloz ilaçlarını Verem Savaş Dispanserleri'nden alırsınız. Bunun iki nedeni vardır: İlaçları alanların kaydının tutulması (dolayısı ile kontrolün sağlanması) ve bu ilaçların üretimi çok ucuz olduğu için (yeni kuşak birkaç antibiyotik dışında) 'resmen sübvansiyonla' ürettiliyor olmalarıdır. Yani, iş yine gelip sektöre dayanıyor: Kar marjı yok denecek kadar bir düzeyde...



Pinky Hocam,

Arada elimden geldiğince ve popüler metinler buldukça buraya katkı yapacağım.
Tekrar saygılarımla.

.

JAKO
11-03-2011, 00:11
Midemle cebelleşiyoruz. Kral oldu, hükmetti, gönder oradan bana bir şişe viski dedi durdu her gün. Viski senin köpeğin olur dedim, peki dedim, yoksa uyutmuyor, rahatsız ediyor. Her gün her gün bu isteğini karşıladım, lakin, sonunda reflü oldum, mide sinyaller göndermeye başladı. Kefir işe yarar mı, işe ne yarar, arayışa girdim. Denedim, iyi geldi. Denize düştük, deneyeceğiz mecbur dedik, yararlarını gördük mü, evet, bir miktar.

pinky
11-03-2011, 01:08
Midemle cebelleşiyoruz. Kral oldu, hükmetti, gönder oradan bana bir şişe viski dedi durdu her gün. Viski senin köpeğin olur dedim, peki dedim, yoksa uyutmuyor, rahatsız ediyor. Her gün her gün bu isteğini karşıladım, lakin, sonunda reflü oldum, mide sinyaller göndermeye başladı. Kefir işe yarar mı, işe ne yarar, arayışa girdim. Denedim, iyi geldi. Denize düştük, deneyeceğiz mecbur dedik, yararlarını gördük mü, evet, bir miktar.
Öncelikle geçmiş olsun. İlk söyleyeceğim kefirin bilinen bir zararı olmadığı. Hamile hanımlarda birçok kısıtlamalar var iken kefir bilhassa tavsiye ediliyor. Onların durumu özel olduğundan gene de hekimlerine danışmalılar. Sezaryen yapmış hamilelerin neden mutlaka kefir içmeleri gerektiğini evvelce yazmıştım.

Senin mide sorunun ile ilgili araştırma yaptım. Kefir yiyeceklerin hazmını kolaylaştırıyor.
Ayrıca midede rahatlık sağlıyor. Zaten kefirin ilk iyilik belirtileri sindirim sisteminde başlıyor. Mide ile ilgili yeni şeyler bulursam yazarım. Ekşimiş kefirin bir zararı yok, faydası az da olsa bir miktar artıyormuş. Probiyotikler çoğaldığı için. Ama miden ekşi iken ekşimiş kefir içme. Kefir bozulmuşsa gene de içme.

pinky
11-03-2011, 01:16
Pinky Hocam bir kusur ettik ise özür dilerim... sehvendir.

Derdim "kefir" hakkında olumsuz birşey söylemek veya ima etmek değildi; nitekim öyle birşey de söylemedim.
Dikkat edilirse "Metchnikoff" gibi büyük bir bilim adamının ismini verdim, olumlu olarak :)

Pinky Hocam,

Arada elimden geldiğince ve popüler metinler buldukça buraya katkı yapacağım.
Tekrar saygılarımla.

.

Rica ederim, kusur ne demek. Hepimizin uğraşı bilgiyi paylaşmak. Bilgi paylaştıkça çoğalıyor.

Katkılarınız için peşin teşekkürlerimi sunarım. Saygılar

pinky
11-03-2011, 01:30
"Madem bu kadar yararlı, neden bunları ilaçları yapılmıyor?"
Çünkü çok ucuz.
Şöyle bir örnek vereyim: Tüberküloz ilaçlarını Verem Savaş Dispanserleri'nden alırsınız. Bunun iki nedeni vardır: İlaçları alanların kaydının tutulması (dolayısı ile kontrolün sağlanması) ve bu ilaçların üretimi çok ucuz olduğu için (yeni kuşak birkaç antibiyotik dışında) 'resmen sübvansiyonla' ürettiliyor olmalarıdır. Yani, iş yine gelip sektöre dayanıyor: Kar marjı yok denecek kadar bir düzeyde...
.
Bu sorunuzun cevabını bilmiyorum. Aklıma ilk gelen neden yoğurdun hapı yapılmıyor? oldu.

Kefir bütün dünyada taze olarak tüketiliyor. Maalesef Türklerin buluşu olan bu harika içecek en az Türkiyede tüketiliyor.

Coca ağacının meyvesinden Kokain yapılıyor. Aynı ağacın yapraklarından da Cola içkisi. Alışan gençlik bir daha colayı bırakamıyror.

aminoasit
11-03-2011, 01:40
Bu sorunuzun cevabını bilmiyorum. Aklıma ilk gelen neden yoğurdun hapı yapılmıyor? oldu.

Kefir bütün dünyada taze olarak tüketiliyor. Maalesef Türklerin buluşu olan bu harika içecek en az Türkiyede tüketiliyor.

Coca ağacının meyvesinden Kokain yapılıyor. Aynı ağacın yapraklarından da Cola içkisi. Alışan gençlik bir daha colayı bırakamıyror.


Hocam,
gerçekten çok ucuz kaldığı ve kar marjı bırakmadığı için yapmıyorlar... Ama bir gün "hit" haberler yapılırsa, hemen ertesinde raflarda göreceğimizi düşünüyorum... İlaç sanayi birşeyin yararı-zararı noktasından bakmıyor... Mesele kar marjı ne kadar ...
Bugün gelinen aşamada "antibiyotik" ve türevlerini destekleyen çalışmaların daha da azaldığı belirtiliyor. Nedeni ise: antibiyotiklere karşı nasıl olsa zamanla direnç geliştiriyor bakteriler vs... bakış açısı bu.
Şöyle düşünelim, yoğurt tableti yapsalar ne kadar kazanırlar ? !!

.

aminoasit
11-03-2011, 01:57
Kefir dahil, genel olarak Probiyotiklerin yararına dair şöyle bir örnek verebilirim:

İnsanoğlu steril doğar. Yani, doğduğumuzda barsak floramız (barsaklarımızı normal, sağlıklı koşullarda kolonize etmiş olan bakteriler) bulunmaz.
Biz ilk bakterimizi annemizden alırız: Bu anlamda da emzirmek-emzirilmek bağışıklık sisteminin gelişimi için çok önemlidir.
Annemizden ilk aldığımız bakteri türü (normal koşullarda) Bifidobacterium türü yararlı bakterilerdir.

Bu tür bakteriler yeni doğanda barsaklardaki bağışıklık sistemi adacıklarının ("Peyer plakları", "Peyer's patches") gelişimini indükler (tetikler). Bunun tersi durumları özellikle deneysel koşullarda çok uzun yıllar önce kanıtlanmıştır: steril ortamda var edilen canlıların bağışıklık sistemleri normal doğal ortam ile baş edemez.

Şimdi, probiyotiklerin olayı tam da bu noktada açığa çıkar:
İnsanlar, etraflarını çevreleyen normal bakteriler ile bir karşılıklı yararlanma ilkesi üzerine kurulu bir ilişki içindedir.
Bunun en basit kanıtı: Antibiyotik aldığımızda ishal olma beklenen bir olgudur. Burada ishalin nedeni:
aldığımız antibiyotiğin bizim normal flora'mızı DA öldürmesinden ve normal flora yerine patojenik (hastalık yapıcı) bakterilerin yerleşmesini olası kılmasındandır...

.

umantar
11-03-2011, 11:16
Sn umantar,
İlgilendiğiniz 6 (altı) satır Türkçe yazılmış ve mümkün olduğunca yazım kurallarına da uyulmuştur. Anlamamak söz konusu ise biraz araştırabilirdiniz.
Evet, "belliki kendileri" hikayesine gelince...
"Ama ..." de, da, ki, mı'lara dikkat etseydiniz; anlam kayması oluyor.
Sonuçta:
Kefir ve benzerleri ve türevlerinin günümüz insanının sağlığı üzerindeki etkileri yadsınamaz. Sayısız dokuya yararlı etkisi söz konusudur.
Şöyle bir soru ile biraz keyiflendirerek kapatayım:
Tekrar saygılarımla.
.

ÜSTADIM SONUÇTA BENDE affa sığınarak yazdığım iki satırda kimseyi ve özellikle zatıalenizi rencide edecek bişey söylemek istemedim. sadece kullandığınız kelimelerin merkez noktaları tıbbi bir dille yazılmış kelimeler. malumaliniz yazım kurallarına uyulsada kimyasal kelimeler esasen türkçe ve anlaşılır kelimeler deildir.o sebeple ne demek istediğinizde anlam karmaşası yaşadım. elbette burda paylaşılan olumlu bir havayı dağıtmak istemem. kendileri kelimesi ne ise saygılı yaklaşım olarak bakarsanız hikayeden çıkmış olursunuz. teşekkür ederim.

sidabumi
11-03-2011, 11:59
Sevgili pinky,

Bu topic vesilesi ile kefirin onemine dikkat cektiginiz ve evde yapilip tuketilmesinin cokda kolay oldugunu gosterdiginiz icin kendi adima tesekkur ediyorum.

Gecmis sayfalarda onerdiginiz http://www.gittigidiyor.com'dan kefir mayasini aldim, cokda memnun kaldim. Sitedeki kefir mayalarindan 2 tanesi bence gayet iyi gorunuyor, birisi Ankara Universitesi digeri Ege Universitesi kulturlerinden elde ediliyor. Benim tercihimde bu ikisinden birisiydi zaten. Evde kefir imalatinda kesinlikle cam sise ambalajdaki gunluk pastorize sut kullanilmasini oneriyorum. Kefir kullanmaya basladiktan sonra, kendimi cok iyi hissediyorum.

Bu arada bende size bir tavsiyede bulunacagim. Bildiginiz gibi, kefir 24 saat mayalanma sonrasi tatli, 48 saat mayalanma sonrasi ise eksi bir tat veriyor. Lutfen, Fibonacci serisinden 34'u dikkate alarak 34 saat mayalamayi deneyiniz, ve sonucuda burada bizlerle paylasiniz.:)

Sevgiler ve selamlarrr...

umantar
11-03-2011, 12:13
arkadaşlar 1 kişi için paylaşabileceğim fazla kerif mayası var. arzu edene kargo ile gönderebilirim..

pinky
11-03-2011, 12:22
arkadaşlar 1 kişi için paylaşabileceğim fazla kerif mayası var. arzu edene kargo ile gönderebilirim..

İşte bu haber çok iyi. Bilgi paylaşımının ötesine geçtik. Sağolun.

pinky
13-03-2011, 22:30
Kefir tanelerini daha çabuk nasıl büyütebilirim?

• Mayanın miktarı ne kadar fazla ve mayalama süresi ne kadar uzunsa kefir taneleri de o kadar büyük olur.

• Fakat belli bir noktadan sonra üreme yavaşlar. Tane ve su ayrılırsa tekrar ekilirse taneler daha çabuk büyür.

Kefir tanelerinin fazlasını ne yapayım?

• Olmayan bir dost ya da akrabanıza verin.

• Ya da yiyin! Doğal yoğurdun nasıl sadece suyunu içmiyorsanız, katısını da yiyorsanız. Kefir taneleri de rahatlıkla yenilir.

Kefirin tam olarak mayalandığını
nasıl anlarım?

• Bu genellikle oda sıcaklığında 24 saat içinde gerçekleşir.

• Kefir tanelerine kürdan sokun. Ayakta duruyorsa kefir mayalanmıştır.

• Mayaladığınız kefirde taneler (yukarıda) ile peyniraltı suyu (whey) (aşağıda) arasındaki sınır keskinleşmişse kefir olmuştur.

pinky
15-03-2011, 18:59
Kefirin tadını ve kıvamını ayarlamak için ne yapayım?

• Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviyorsanız mayalanma süresini 48 saate kadar uzatın. Kefir ekşidikçe faydası artar. Ayrıca alkol miktarı da artar.

• Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresin 24 saatten fazla uzatmayın ve kefiri buzdolabında saklayın.

• Kefirinizin daha katı olmasın istiyorsanız ayırdığınız kefir ayranını birkaç saat buzdolabında tutun.

Kefir yapmayı bir süre ertelemek istiyorsam ne yapayım?

• Eğer bir süre kefir yapmayacaksanız, mayayı buzdolabının rafına koyun. Böylece kefirin üremesi yavaşlayacaktır. Birkaç gün bu şekilde fazla değişmeden durabilir.

• Eğer daha uzun süre tutmak istiyorsanız, kefir tanelerini örtecek kadar kaba süt koyun ve kabı dondurucuya koyun. Böylelikle birkaç hafta süre ile kefir aşırı bir üreme göstermez.

balaban
16-03-2011, 12:11
Sevgili pinky,

Bu topic vesilesi ile kefirin onemine dikkat cektiginiz ve evde yapilip tuketilmesinin cokda kolay oldugunu gosterdiginiz icin kendi adima tesekkur ediyorum.

Gecmis sayfalarda onerdiginiz http://www.gittigidiyor.com'dan kefir mayasini aldim, cokda memnun kaldim. Sitedeki kefir mayalarindan 2 tanesi bence gayet iyi gorunuyor, birisi Ankara Universitesi digeri Ege Universitesi kulturlerinden elde ediliyor. Benim tercihimde bu ikisinden birisiydi zaten. Evde kefir imalatinda kesinlikle cam sise ambalajdaki gunluk pastorize sut kullanilmasini oneriyorum. Kefir kullanmaya basladiktan sonra, kendimi cok iyi hissediyorum.

Bu arada bende size bir tavsiyede bulunacagim. Bildiginiz gibi, kefir 24 saat mayalanma sonrasi tatli, 48 saat mayalanma sonrasi ise eksi bir tat veriyor. Lutfen, Fibonacci serisinden 34'u dikkate alarak 34 saat mayalamayi deneyiniz, ve sonucuda burada bizlerle paylasiniz.:)

Sevgiler ve selamlarrr...

34 saati mutlaka deneyeceğim:)

kayramayra
16-03-2011, 13:15
sn Pinky verdiğiniz bu faydalı bilgilere teşekkür ediyorum en kısa zamanda kefir mayası bulup ben de deneyeceğim

pinky
16-03-2011, 13:29
Sevgili pinky,

Gecmis sayfalarda onerdiginiz http://www.gittigidiyor.com'dan kefir mayasini aldim, cokda memnun kaldim. Sitedeki kefir mayalarindan 2 tanesi bence gayet iyi gorunuyor, birisi Ankara Universitesi digeri Ege Universitesi kulturlerinden elde ediliyor. Benim tercihimde bu ikisinden birisiydi zaten.




sn Pinky verdiğiniz bu faydalı bilgilere teşekkür ediyorum en kısa zamanda kefir mayası bulup ben de deneyeceğim

sidabumi dostumun aldığı kefir mayası uygun görünüyor. Kendisiyle telefonda da bu konuyu konuştuk.

Sağlıklı kalın.

pinky
21-03-2011, 01:05
Kefir için hangi sütü kullanayım?

• En tercih edileni Eski ve Orta Asya Türklerinin yaptığı gibi çiğ keçi sütüdür.

• Diğer hayvanların sütü de olabilir. Yemlenen değil otlayan hayvanların sütünü tercih edin.

• Market sütleri iyi bir tercih değildir. Bunlar içinden günlük şişe sütlerini tercih edin. Kutu sütlerini tercih etmeyin (zaten bazıları da mayalanmıyor!, günahı boyunlarına!)

pinky
24-03-2011, 01:13
Ne kadar kefir tüketmeliyim?

• Ne kadar yoğurt yiyorsanız o kadar.

• Önce bir çay bardağı için sonra miktar gittikçe arttırın. Genellikle 250-1000 mL kadar tüketilmektedir.

• Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir.


Sıcak yemekleri kefir konulur mu?

• Kefir sıcak yemeklerin üzerine eklenebilir ve hatta pişirilebilir de.

• Kefirden maksimal etkiyi sağlayabilmek istiyorsanız ısıya maruz bırakmayın. Çünkü bu içindeki faydalı mikropları öldürecektir.

FİRAVUN_DAVUT
24-03-2011, 02:00
Kefir Olmasın Bize Zehir...




Bir altın işçisinin hünerli elleri gibi işlemişsiniz Kefiri…

Bazı zaman bir doktor… bazen bir biyokimyacı bazen bir ziraatçi hassasiyetide katarak!

Yazdıklarınızın hepside doğru hemde…

Güzel ama: yurdum insanının % kaçı kefir ile beslenebilecek ekonomik duruma haiz…?

Ve her şeyden önemlisi ne zaman yurdumun tüm insanları; lıkır lıkır içebilecekler bu güzellikleri…?

Selamlarımla güzel ağabeyim…




Hadi Rastgele…

pinky
24-03-2011, 10:43
Kefir Olmasın Bize Zehir...

Yazdıklarınızın hepside doğru hemde…

Güzel ama: yurdum insanının % kaçı kefir ile beslenebilecek ekonomik duruma haiz…?

Ve her şeyden önemlisi ne zaman yurdumun tüm insanları; lıkır lıkır içebilecekler bu güzellikleri…?

Selamlarımla güzel ağabeyim…

Hadi Rastgele…

Güzel sözlerinize teşekkürler.

Benim evde yaptığım kefirin litresi 1 TL ye mal oluyor. Marketlerde insanlar ise koca şişelerle Cola alıyorlar. Kırsal kesimde ise süt bol.

aminoasit
29-03-2011, 00:49
Galiçya'daki kefir tanelerinin mikroflorası [içerdiği bakteri türleri] araştırılmış:
http://journals.cambridge.org/action/displayAbstract?fromPage=online&aid=5163224 -

"Kefir taneleri sütün asit-alkolik fermentasyonuna [mayalanma dediğimiz olay] neden olan mantar ve laktik asit bakterilerinin sembiyotik [bir arada varoluş] birlikteliğidir. Bu mikroflora kefiran denilen ve sütteki laktozun mikrobiyal metabolizma sonucu glukoz ve galaktoz'un [şeker temel birimleri] dallanmış zincirlerinden oluşur"


Antitumor activity in mice of orally administered polysaccharide from Kefir grain.
(http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/7109321)
The antitumor activity of a water-soluble polysaccharide (KGF-C), isolated from the Kefir grain, was studied in the mice subcutaneously inoculated with Ehrlich carcinoma (EC) or Sarcoma 180 (S-180). The growth of EC and S-180 solid tumor was inhibited by 40-59% and 21-81%, respectively, by oral administration of KGF-C as compared with the unadministered mice.

der ki: Kefir tanelerinden izole edilmiş suda-çözünür polisakkarit'in [bir şeker formu] anti-tümör etkinliği araştırılmış.... ağızdan KGF-C verilen farelerde [bir takım] tümörlerin gelişimi azalmış olarak saptanmış...


devamı gelecek...

.

YANKIBERKE
29-03-2011, 09:16
tşk le katkı için.5 yıldır evde mayalıyorum.gerek hazır süt,gerekse kaynatılmış süt ile.çok faydasını gördüm.özelikle sporla birleşince....kışın haftada,10 günde 1-2 kez soğuk musluk suyu ile banyo yaparım,sorun yok...

aminoasit
02-04-2011, 01:56
Yalnızca kefir (içerdiği probiyotikler anlamında) çerçevesinde değil de,

"hijyenik" vs "doğal" davranımlar arasındaki farka dikkat çeken ve çok saygın bir dergide yayınlanmış makale... not: serbest erişimlidir:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12971372

"Please
This earth is blessed
Do not play in it"

maalesef İngilizce; temel mantık:

Sizler, 'steril' 'köşk'lerinzde "sağlıktan kaybediyorsunuz"...

Özetin özetinin özeti: bebeğin emziği yere düştüğünde, bunu illa deterjanlarla temizlemek gerekmiyor.... !!!

.

pinky
04-04-2011, 17:02
Russian Travel Guide (RTGTV) de gezinirken aşağıdaki yazıyı gördüm. Rusca bilmediğimden Google'e tercüme ettirdim. Rusça-Türkçe tercümeleri çok kötüdür. İlgilenen ve başka lisan bilenler bildikleri lisana tercüme ettirsinler. Ben tercümeyi bir mizah hoşgörüsü ile okudum ve hoşlandım.


Blog / Golikov Sergey
http://rtgtv.ru/blog/viewers/Gorec/O_Kefire/

Kefir hakkında.
kefir nasıl ortaya hikayesi.

Rusya XIX yüzyılın ortalarında itibaren Kafkasya'da ve biraz sarhoş hoş bir tadı vardır pek çok hastalık için bir çare var söyleniyor alışılmadık bir sütlü içecek olduğu hakkında bilgi almaya başladı. Ira - Bu içki adı.
Kafkasya'da savaşmış ve onu denemek Ruslar, büyük bir coşkuyla bir içki hakkında konuştu. Aleksandr Puşkin'in, herhangi bir süt votka gibi değil, içeceğin tadı ve tıbbi özellikleri övdü ya da zaten iyi, ne de Avrupalılar kısrak bilinen Rus yoğurt. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, harika bir serinletici içecek çok tercih edilir ve diğer büyük Rus şair ve yazar - Mihail Lermontov.
Rusya, bazı arıtma sonra, bu içecek kefir denir.
Kefir uzun BDT açık lideridir Sovyet milli içkisi, tüm süt ürünleri 2 / 3 'hakkında görüyorlardı. artık Sovyetler Birliği'nin mevcut dışında daha önce hiçbir yerde Bu içecek.
Nobel Ödülü kazanan Ilya Mechnikov, insan vücudunun süreçleri yaşlanma çalışmada bir ömür boyu. O bu süreç içerisinde ana rolü çürüten bakterilerin ait olduğuna inanıyordu, bizim bağırsak ve toksinler zehirlenme vücudumuzun milyonlarca yaşamaktadır. Kefir o kurtarıcılar rolünü başarıyla böylece sağlık ve ömrünü uzatır, çürüten süreçleri bastırmak çalış. Bu nedenle, kefir uzun ömürlü "içki denir!
Rusya'da yoğurt üretiminde 20. yüzyılda başladı. kefir üretimi Rusya'nın özel hakkıdır. o hariç sadece Japonya ve Kanada'da lisans altında üretiyoruz.
Bu çok ürün pek çok efsane, söylenti ve gizemleri nedeniyle modern yaşama tanıdık ile. yoğurt kökenli bir sır olduğunu.
Bazı, Tibet yaşadığı ve buna göre antik halklara aslına atfedilen Tibet mantar çağırdı. Avrupa'da, o mide ve karaciğer kanseri bir yoğurt ile tedavi, Hindistan Polonyalı profesör biri alınmıştır.
Müslümanların Kuzey Kafkasya'da yaşayan, kefir mantar Muhammed peygamber mevcut inanıyordu. Bir efsane darı göre Peygamberimiz yukarıdaki Kafkas dağlarının yamaçlarında büyüyen çalılar toplanmıştır. Başka bir efsaneye göre, Muhammed Highlanders kefir starter sopa getirdi. başka bir versiyonuna göre, altın çağ Allah kefir taneleri kabile Karaçaylar ve yaşlı dindar verdi ve süt içecek hazırlanmıştır bu tanelerin yaşlı tarafından öğretilir, hangi, hastalık ortadan kaldırır ve uzun yıllar ve hayat vaat kullanın. Bu durumda, Allah, Karaçay Bu taneleri sadece dürüst ve doğrucu bir doğa iradeli ve satmak ya da özellikle diğer kabileler, diğer dinlere mensup kişilere bağış yasakladı. yasağın ihlali mantar ölecek ve dejenere kefir gerçeği ile tehdit edildi. Karaçay, evli kızları için bile tahıl vermek için bir günah sayılır ve kutsal mantarlar velilerinden çalmak edilmiş özel olanlar kabul etti.
Değil kefir tanelerinin kökenini açıklamak için güçlü olmak, araştırmacılar kez Karaçaylar için talepler ele vermedi. Ancak çoğu durumda, ancak tahıl ile, kefir ezelden beri onlar tarafından hazırlanan aynı cevabı aldım, bu tohumların nerede kaldın, kimse bilmiyor.
Kislovodsk Çiftçiler bu taneleri ayran yapmak için çobanlar tarafından kullanılan bir meşe bulundu söylendi.
Diğerleri için, kefir tanelerinin doğum yeri - süt ürünleri hala ulusal mutfağında önemli bir rol oynar Kuzey Osetya, bir dağ köyleri.
tıp camiasının içinde Kafkasya kefir hakkında ilk rapor son yüzyılın 1.867 anlamına gelir. Hekimlerin bütün Rus Toplum kendi zamanında v1908 Irina Sakharov ve süt Karaçay tedarikçi ve peynir Beck Mirza Baycharovu için menajeri gönderildi molokozavodchiku Balandin, Rusya'daki KIFIR üretmek istedi. Karaçay konukların iyi, ama alınan kefir taneleri verilmez. Irina Sakharov ve güzel bir kadındı onun ayrılmasından sonra Kafkas kendi güzelliği dzhigits peşinde gönderdi ve onu kaçırdı. Yöneticisi jandarma, bu tutuklandı Beck sordu - Mirza ve Sakharov kurtardı. Duruşmada, güzellik kefir taneleri karşılığında Baycharova affetmeyi kabul etti. Baycharov mantarlar, ancak verdi kefir tanelerinin gizli açılmaz. mantar olması, Sakharov, Moskova'ya döndü Botkin Hastanesi'nde yoğurt üretimine başladı. Böylece Rusya'da ilk Botkin Hastanesi'nde yapılan ilk kefir ve değerli mikroorganizmalar var. Ve o zamandan beri, kefir taneleri aktif Rusya hem de Beyaz Rusya ve Ukrayna'da yetiştirilmektedir.
Genellikle Kafkas sıradağlarının kuzey yamacında kabul edilir edebiyat evde kefir kabul nerede farklı isimler altında var farklı kabileler: Ira, yoğurt, Kapiri kafirler, kafir, kepy, khagu khapu, chyppe gyppe, gypy ve diğerleri.

pinky
09-04-2011, 11:47
Süt dışı maddelerle de kefir yapılabilir mi?

• Evet yapılabilir. Fakat verilen sıvının içinde kefir mikroplarının hayatiyetini sürdürebileceği herhangi bir şeker bulunmalıdır.

• Meyve suyu ya da şekerli su ile yapılan kefire su kefiri denmektedir.

• Bu kefirlerin mayalanması genellikle daha uzun sürmektedir.

Kefir ile yoğurdun farkları nelerdir?

• Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler

• Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artarır.

• Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır.

• Yoğurtta mikroorganizma olarak sadece bifidobakterler ve laktobasiller bulunur (market yoğurdu ise onlar da yok !!).

• Kefirde ise bunlara ilaveten Lactobacillus Caucasus, Leuconostoc, asetobacter ve streptokok gibi bakteriler ile Saccharomyces kefir and Torula kefir gibi mantarlar bulunur.

• Sonuç olarak evde yapılan yoğurt sağlığınız için çok iyidir kefir ise ondan da iyidir.

aminoasit
16-04-2011, 01:30
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/ptr.2650080205/abstract

^ İstanbul merkezli, yurtdışı destekli bir çalışma:

Antitumoural antibacterial and antifungal activities of kefir and kefir grain
(Kefir ve kefir tanelerinin anti-tümör, anti-bakteriyel ve anti-fungal [mantar] etkileri)


Abstract

Kefir is a milk-derived product prepared by the incubation of kefir ‘grains’ with defatted milk. Various studies have been published on the therapeutic effects of kefir. However, few controlled studies and little information on the antibacterial, antifungal and antitumoural activities of kefir have been published. Therefore, these activities associated with kefir were investigated. The daily intraperitoneal administration of 0.50 mL kefir for 20 days to mice; containing transplanted fusiform cell carcomas resulted in a significant decrease in tumour size. Kefir-induced disappearance of tumoural necrosis was also evident. With respect to the antibacterial activity of kefir, the greatest activity was exhibited against gram-positive coccus, staphylococcus, and gram-positive bacillus. Kefir ‘grains’ showed higher antibacterial activity than kefir. Kefir also demonstrated antifungal activity against Candida, Saccharomyces, Rhodotorula, Torulopsis, Microsporum and Trichopyton species. The results demonstrate that kefir possesses antibacterial, antifungal and antineoplastic activities, and provides credence to the folklorec use of kefir for a variety of infectious and neoplastic diseases.

Makalenin, özet bölümünün son cümlesi: yaklaşık:

Sonuçlar göstermektedir ki, kefir, anti-bakteriyel, anti-funfal ve anti-neoplastik [anti- tümöral oluşumlar] aktiviteye sahiptir ve kefirin halk arasında çeşitli infeksiyöz ve neoplastik hastalıklara karşı kullanımına dair haklılık sunmaktadır.

.

pinky
16-04-2011, 12:36
Kefir-kanser

• Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır.

Kefir-vitaminler

• Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar.

• Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin emilimini de artırır.

Kefir/interferon

• Kefirin içinde bulunan sfingomiyelin niteliğinde bir madde beta-interferon miktarını 3-15 kat artırır.

• Kefir interferon tedavisinin kullanıldığı hastalıklarda (kronik hepatit, mültipl skleroz vb) ucuz ve doğal bir seçenektir.

Kefir pamukcuk küfünün oluşturduğu hastalıkları tedavi edibilir mi?

• Doğal olmayan, rafine unlu, şekerli gıdalar yenildikçe bağırsak florası(bağırsaktaki yararlı mikroplar) bozulur. Bunların yerini hastalık yapan mikroplar alır. Pamukçuk küfü bunlardan biridir.

• Şekerli gıdalar dışında antibiyotikler faydalı mikropları öldürerek, hastalık yapan pamukçuk küfü gibi mikropların üremesini artırır.

• Kefir kullanılması ile bağırsaktaki faydalı mikroplar artar, hastalık yapan mikroplar ise azalır.

pinky
27-04-2011, 00:31
Pamukçuk küfü nasıl müzmin hastalıklara neden olur?

• Normalde bağırsak yüzeyi sık ağlı bir eleğe benzer her maddenin kana geçmesine izin vermez.

• Bağırsakta pamukçuk küfünün aşırı üremesi ve/veya yararlı mikropların azalması bağırsağın geçirgenliğini aşırı bir şekilde artırır.

• Bağırsakta bulunan tam sindirilmemiş protein parçacıkları ve pamukçuk küfünün yetmiş dolayındaki zehiri kana geçer ve beyin, kalp, sinüs, kan damarları, safra kesesi, eklemler gibi vücudun çeşitli dokularına ulaşıp bunları tahrip eder.


Pamukcuk küfü ile ilgili hastalıklar nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

• Hastalık yapan mantar toksinlerinin ve bağırsakta bulunan sindirilmemiş protein parçacıklarının kanser, diyabet, sinüzit, mültipl skleroz, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, artrit ve diğer müzmin iltihabi hastalıklara yol açtığına dair güçlü kanıtlar ya da deliller mevcuttur.

• Unsuz ve şekersiz bir diyet, kefir gibi probiyotikler ve sarımsak, zeytin yaprağı ekstresi gibi doğal mantar ilaçları ile bu hastalıklar büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.


Laktoz entoleransı-kefir

• Bilindiği gibi Asya, Afrika ve Amerika kökenli (kızılderili) kişilerin büyük bir bölümünde hayatın ikinci yılından sonra süt şekerine (laktoz) karşı tahammülsüzlük gelişir (karın ağrısı, gaz çıkartma vb)

• Kefir laktoz entoleransı olan kişiler için ideal bir içecektir. Kefirdeki bakterilerin ürettiği laktaz süt şekerini sindirir.

• Kefirin laktozu düşürme özelliği yoğurttan fazladır. Çünkü yoğurta sadece iki probiyotik (L. bulgaricus and S. thermophilus) varken kefirde kırkın üzerinde probiyotik bulunur. Kefir iki kere mayalanırsa mevcut laktoz düzeyi sıfıra yaklaşır.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

Pscyokinesis
30-04-2011, 02:25
Ben geçen günlerde yazınızı okuyup aktardan kefir mayası aldım denemeye başladım .

Dediğniz gibi faydaları var ise bulunmaz bir nimet .

Bu bilgiyi paylaştığınız için teşekürler .

pinky
30-04-2011, 10:59
Ben geçen günlerde yazınızı okuyup aktardan kefir mayası aldım denemeye başladım .

Dediğniz gibi faydaları var ise bulunmaz bir nimet .

Bu bilgiyi paylaştığınız için teşekürler .
Aktar deneyimini biraz daha anlatabilirmisiniz. Ne gibi seçenekler var? Nasıl bir ambalaj kullanılıyor? Hazır mı satılıyor? Sizin isteğiniz miktara göre mi hazırlanıyor? Fiyatı? v.s.

Evde hazırladıktan sonra netice nasıl? Kulladığınız süt cinsi ve ambalajı?

Teşekkürler

Pscyokinesis
30-04-2011, 11:24
Aktar deneyimini biraz daha anlatabilirmisiniz. Ne gibi seçenekler var? Nasıl bir ambalaj kullanılıyor? Hazır mı satılıyor? Sizin isteğiniz miktara göre mi hazırlanıyor? Fiyatı? v.s.

Evde hazırladıktan sonra netice nasıl? Kulladığınız süt cinsi ve ambalajı?

Teşekkürler

Piyasada satılan 20 gr lık kavonozda satılıyor .

Eğer isterseniz daha fazla miktardada mevcut 50 gr lık falan ama aktarcı gerek yok fazla almaya siz bunu yaptıkça mayanın çoğalacağını fazla para vermenin anlamı olmadığını söyledi .

1 litre için 20 gr maya yeterli oluyormuş aldığım bilgiye göre .

Fiyatıda gayet uygun sadece 8 lira .

Süt olarak başta uht li değil de 3 günlük pastörize sütler satılıyor marketlerde onların daha iyi mayalandığını söylediği için aktar ve genelde o şekilde yorumlar internette bende öyle yaptım .

Benim uzun süreden beri devam eden bağımsak rahatsızlığım var ara sıra nükseden .

Kefir ile bu sağlık sorunlarım çözülrse size müteşşekkir olurum .

Bu foruma genelde insanlar para kazanmanın yolunu öğrenmek içi geliyorlar ama sağlıklı olamadıktan sonra gelen parayı ne yapacaksınız değil .

Bilgiler için teşekürler saygılar

pinky
30-04-2011, 17:09
20 gr lık kavanoz yeterli.

Fiyatı gayet uygun 8 lira.

3 günlük pastörize süt çok uygun.

Kefir mantarının kalitesi mayalandıktan sonra belli olacak.

Kefirin faydalı etkileri önce bağırsaklarda başlıyor. Mutlaka faydasını göreceksiniz. Ancak bir uzman hekime de görünmelisiniz. Şifalar dilerim

Bilgiler hepimiz için faydalı. Teşekkürler

pinky
08-05-2011, 12:05
Kefir fermente bir süt içeceğidir. Koyu ayrana veya sulu yoğurda benzeyen hafif ekşimsi aroması, ferahlatıcı tadıyla nefis bir süt ürünü. Mucizevi sırları ise içerdiği maya ve bakterilerde gizli. Bunlarda fermantasyon sırasında oluşuyor.

Dost bakteriler olarak adlandırılan, bağırsak sisteminde tutunma özelliği olan probiotik bakteriler içeriyor. Bir kaşık kefirde

70-100 milyon arası probiotik bakteri bulunmaktadır.

Kefirde doğal olarak bulunan işbirlikçi bakteriler bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu özelliği ile simbiotik bir etkileşim alanı oluşturuyor.

Düzenli kullanım halinde simbiotik güç evrimsel çevrime yol açıyor.

İçerdiği diğer vitamin, mineral ve proteinler kolay ve tamamen sindirildiği için enfeksiyonlara karşı koruyucu, doğal antibiyotik görevini yerine getiriyor.

Kefir; doğal sağlık iksiridir.

Kefirin yoğurttan artı olarak özelliği; sindirim sistemini temiz tutarak konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamasının yanı sıra sindirim sistemini kolonize etmesidir.

Kefirde, yoğurtta bulunmayan faydalı bakterilerden Lactobacillus cancasus,Leuconostoc Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri bulunmaktadır.

Altınkılıç

pinky
14-05-2011, 13:03
Kefirin yapısı ; vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve emiline eden Saccharomyces kefir ile Torula kefir gibi mayalarıda içermektedir. Kefir; sindirim sisteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini arttırır. Bu nedenle Escherichia coli gibi patojenlere ve diğer bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli bir yapı oluşturur.

Kefir; sindirim sisteminde tam beslenme sağlamaktadır.

Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin ; yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır.

Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler.

Ayrıca kefirde bulunan CO2 ‘de sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır.

Başta B12 olmak üzere B grubu vitaminleri sentezlemiş olarak barındıran kefirdeki L(+) süt asidi kolayca sindirilmektedir.

Bileşiminde Eksogen yağ asitleri ve aminoasitleri‘de bulunmaktadır.

Kefir; her derde deva şifa kaynağıdır.

Altınkılıç

evcil
14-05-2011, 19:16
Sn. Pinky,
Tum yazilarinizi okudum. Kefirin suyla ozellikle klorlu suyla temas etmemesi gerektigini soylemissiniz. Ben maalesef ne sut ne de yogurt pek tuketebilen biri degilim, sevmiyorum :( o nedenle aylar aylar once markette hazir satilan kefir aldim ve buzdolabinda unuttum. (heralde bozulmustur atmak gerekecek) simdi yeniden aldim ve direkt tuketemedigimden suyla karistirip minik bir mikatrini ayran gibi icebiliyorum. Muhtemelen de kullandigim su klorlu oldugu icin sizin yaziniza gore yararli maddelere zarar veriyor, ve pek bir faydasi kalmiyor? Ne dersiniz, sut urunleri sevmeyen ve kefiri zor icen birisine ne onerirsiniz? ayrica bazi yerlerde 1 litre icilebilecegini okudum gun icinde, zaten cok kilo yapan bir urun oldugunu duydum, 1 litre kisiyi ciddi ciddi kilolu yapmaz mi?

pinky
14-05-2011, 19:54
Sn. Pinky,
Tum yazilarinizi okudum. Kefirin suyla ozellikle klorlu suyla temas etmemesi gerektigini soylemissiniz. Ben maalesef ne sut ne de yogurt pek tuketebilen biri degilim, sevmiyorum :( o nedenle aylar aylar once markette hazir satilan kefir aldim ve buzdolabinda unuttum. (heralde bozulmustur atmak gerekecek) simdi yeniden aldim ve direkt tuketemedigimden suyla karistirip minik bir mikatrini ayran gibi icebiliyorum. Muhtemelen de kullandigim su klorlu oldugu icin sizin yaziniza gore yararli maddelere zarar veriyor, ve pek bir faydasi kalmiyor? Ne dersiniz, sut urunleri sevmeyen ve kefiri zor icen birisine ne onerirsiniz? ayrica bazi yerlerde 1 litre icilebilecegini okudum gun icinde, zaten cok kilo yapan bir urun oldugunu duydum, 1 litre kisiyi ciddi ciddi kilolu yapmaz mi?Kefiri içme suyu ile karıştırıp içebilirisiniz. Kefir suyu seviyor. Biz 2-3 günde bir mayayı tatlı su içinde dinlerdirdikten mayalama yapıyoruz. Netice daha iyi oluyor.
Günde yarım lt. kefir normal miktardır. Buna damak tadınıza uygun olan istediğiniz miktarda su ekleyebilir ve gün içinde tüketebilirsiniz. Uzmanlar günde bir litreyi bazı hastalıkların tedavisi için öneriyorlar.

Tadını sevmiyorsanız marketlerden meyvalısını deneyebilirsiniz.

evcil
14-05-2011, 20:14
Tesekkurler:) ben muzlu sut icebiliyorum ancak, peki meyvelisini deneyim bir de

pinky
22-05-2011, 19:10
Kefirde bol miktarda bulunan ve Esansiyel aminoasitlerden birisi olan Triptofan , mineral maddelerden Kalsiyum ve Magnezyum sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yapmaktadır.Mineraller ayrıca kemik ve kas yapısını güçlendirmektedir. Kefirdeki vitaminler kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını giderir. Kandaki antikorları kuvvetlendirip attırırlar.

Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır.

Kefir; doğal enerji kaynağıdır.

Diğer ikinci önemli mineral madde olan Fosfor; hücre gelişimi ve enerji ihtiyacı için karbon hidratların ,yağların ve proteinlerin vücuda yararlı olması için büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Tansiyon üzerine renin-anjiotensin etkisi yaparak düzenleme görevi görür. Kefirdeki fosfor hücrelerin büyüme,bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır.

Altınkılıç

mancurya
22-05-2011, 19:38
Tadını değiştirmenin yolu yokmu....?

Yani katkılarla daha içilebilir hale gelse ...

Acaba özelliği kaybolurmu..?

Ayranı verin , kovalarca içeyim...

Ama alıştırmamış büyüklerimiz...

TADI BİRŞEYEDE yakın değil....

Endonazyadaki meyveler gibi...tadını tarif ederken bile zorlanıyorum...

Kapıyorum ağzımı ,burnumu ,öyle içebiliyorum...

Damak da formatı yok....Anlıyacağınız....

Belki bizden sonrakiler daha iyi değerini bilir...

venguvac
22-05-2011, 19:47
Tadını değiştirmenin yolu yokmu....?

Yani katkılarla daha içilebilir hale gelse ...

Acaba özelliği kaybolurmu..?

Ayranı verin , kovalarca içeyim...

Ama alıştırmamış büyüklerimiz...

TADI BİRŞEYEDE yakın değil....

Endonazyadaki meyveler gibi...tadını tarif ederken bile zorlanıyorum...

Kapıyorum ağzımı ,burnumu ,öyle içebiliyorum...

Damak da formatı yok....Anlıyacağınız....

Belki bizden sonrakiler daha iyi değerini bilir...

biz kefiri ilk kez 1-2 ay önce marketten alıp içtik. ayrandan tek farkı biraz ekşimsi olması.
yalnız bizim içtiğimiz ayran ev yapımı yoğurtla yapılıyor. zaten saman gibi olan market yoğurdu ile ayran yapmaya alıştığınız için tat farkı size fazla gelmiş bence.

pinky
22-05-2011, 22:55
Bir masada oturup aynı kefiri birlikte içmiyoruz ki, tadından bahsedelim. Kerkes farklı kefir içiyor. Farklı mayadan yapılmış. Mayalama sıcaklığı ne kadar? Kaç saat bekletilmiş? Mayalarken yanlış yapılmışmı? bilemeyiz.

Biz burada sağlığa faydalarından bahsediyoruz. Sağlığına önem vermeyen içmesin.

Tadına gelince kendi yaptığımız kefiri hergün zevkle ve tadını beğenerek içiyorum. Ben ayranı da çok severim. Sıcaklar başlayınca su yerine kova ile ayran içerim. Halen devamlı ayran içmeye başlamadım. Bu yıl her halde ikisini de içeceğim.

Herkesin damak tadının farklı olduğunu da biliyorum.

Red Kit
22-05-2011, 22:59
Sağolsun pinky, onun sayesinde kefiri tekrar keşfettik ve her gece yatmadan önce bir bardak içiyoruz.

montania
22-05-2011, 23:08
Sayın Pinky,

Birkaç yıl önce ailece düzenli olarak kullanmaktayken, nedendir bilmiyorum, kullanmaz olmuştuk kefiri...

Sayenizde yeniden düzenli olarak kullanmaya başladık... Uyarılarınız için çok teşekkürler...

mancurya
22-05-2011, 23:35
biz kefiri ilk kez 1-2 ay önce marketten alıp içtik. ayrandan tek farkı biraz ekşimsi olması.
yalnız bizim içtiğimiz ayran ev yapımı yoğurtla yapılıyor. zaten saman gibi olan market yoğurdu ile ayran yapmaya alıştığınız için tat farkı size fazla gelmiş bence.


Bir masada oturup aynı kefiri birlikte içmiyoruz ki, tadından bahsedelim. Kerkes farklı kefir içiyor. Farklı mayadan yapılmış. Mayalama sıcaklığı ne kadar? Kaç saat bekletilmiş? Mayalarken yanlış yapılmışmı? bilemeyiz.

Biz burada sağlığa faydalarından bahsediyoruz. Sağlığına önem vermeyen içmesin.

Tadına gelince kendi yaptığımız kefiri hergün zevkle ve tadını beğenerek içiyorum. Ben ayranı da çok severim. Sıcaklar başlayınca su yerine kova ile ayran içerim. Halen devamlı ayran içmeye başlamadım. Bu yıl her halde ikisini de içeceğim.

Herkesin damak tadının farklı olduğunu da biliyorum.

Marketden ünlü bir markayı alıp içiyorum....birazda mayhaş tatlımsı...

Başka bir iddalı markayı denedim onunki daha farklı...

Ağbimde kendisi üreterek yapmaya çalışıyor ama...

Biraz hassas bir durum...

Kefirde standart yok galiba...

Kefir faydaları konusunda inancım tam...

Maksadım yardım istemek...

pinky
22-05-2011, 23:47
Marketden ünlü bir markayı alıp içiyorum....birazda mayhaş tatlımsı...

Başka bir iddalı markayı denedim onunki daha farklı...

Ağbimde kendisi üreterek yapmaya çalışıyor ama...

Biraz hassas bir durum...

Kefirde standart yok galiba...

Kefir faydaları konusunda inancım tam...

Maksadım yardım istemek...
Usulüne uygun mayalanmış bir kefirin tadını beğenmiyorsanız. Bir de meyveli çeşitlerini deneyiniz.

aminoasit
23-05-2011, 00:01
"Sıvı alırken",
vücuda ek bir katkı daha oluyor işte...

henüz -tembellikten ötürü- kendim mayalayamadım; ama market ürünlerinden de hoşlandıklarım var...

Sn pinky'nin dediği gibi,
standart, evde mayalanıyorsa zor... ama evde yapmak, biraz denemeyle, kişinin kendi ağız tadına uygun bir formatın bulunmasını da sağlar kanısındayım...

Afiyet olsun :)

.

detox
23-05-2011, 00:41
Usulüne uygun mayalanmış bir kefirin tadını beğenmiyorsanız. Bir de meyveli çeşitlerini deneyiniz.

rakı ile oluyor mu?:) benim rahmetli annem su ile çoğaltırdı..kahve rengi bir organizma.. rakı ile deneyeceğim sonuçlarını size iletirim.. türevlerinide denerim ama maliyet artıyor.. burbon la iyi olacağını düşünüyorum..birde elimde 10 sene önce aldığım "dunhill oxo cognac" var sadece 1000 adet üretilmiş ama şişesini hala açamadım:( haftaya kadar yazamazsam anlayın ki işe yaramıyor:)
(imza;hayatı ciddiye pek fazla almayan bir dost)

cetvel
23-05-2011, 00:48
"Sıvı alırken",
vücuda ek bir katkı daha oluyor işte...

henüz -tembellikten ötürü- kendim mayalayamadım; ama market ürünlerinden de hoşlandıklarım var...

Sn pinky'nin dediği gibi,
standart, evde mayalanıyorsa zor... ama evde yapmak, biraz denemeyle, kişinin kendi ağız tadına uygun bir formatın bulunmasını da sağlar kanısındayım...

Afiyet olsun :)

.

sevgili aminoasit, bir sorum var.... umarım çevrende sorabileceğin birileri vardır çünkü yurtdışında da yeni yeni pohpohlanmaya başlayan bir ürün var... kazeinli süt... daha doğru deyişle kazeini fazla süt... bizim içtiğimiz sütlerde A1 tipi kazein var... Avustralya, Yeni Zelanda ve Amerikanın bazı bölgelerinde ise A2 tipli kazeinli sütler, bazı özellikleri dolayısıyla pazarlanmaya başladı... Holstein türü inekler A1 tipi kazeinli süt veriyor. Brown Swiss ve Guernsey ise A2 tipi kazeinli süt veriyorlar...

bu a2 kazeinin vücuda ne gibi faydası var ve acaba a2 tip sütle kefir yapsak, etki olarak daha mı iyi olur? böyle spesifik bir soru için cevap bulmak zor ama yine de şansımı denemek istedim... selamlar...

aminoasit
23-05-2011, 00:52
...

bu a2 kazeinin vücuda ne gibi faydası var ve acaba a2 tip sütle kefir yapsak, etki olarak daha mı iyi olur acaba? böyle spesifik bir soru için cevap bulmak zor ama yine de şansımı denemek istedim... selamla...


Hocam,
kafamda ilişkili veri yok...
ama en kısa sürede kısa bir araştırma ile Size döneceğim...

Saygılar...

.

pinky
23-05-2011, 00:54
benim rahmetli annem su ile çoğaltırdı..kahve rengi bir organizma..


http://img808.imageshack.us/img808/7696/20091220kefirgrains21.jpg (http://img808.imageshack.us/i/20091220kefirgrains21.jpg/)

Kefir mayasının rengi

detox
23-05-2011, 00:59
kandırılmışım:) benim içtiğim yoksa...???



şaka bir yana sizi çok seviyorum sevgili pinky...

aminoasit
23-05-2011, 01:08
İngilizce, Kefir VS Other Probiotics Part 1
amino asitlerden de bahsediliyor... :he:


http://www.youtube.com/watch?v=MELveoRjK8M

aminoasit
23-05-2011, 01:09
http://www.youtube.com/watch?v=2UNDqvAIt6A

aminoasit
23-05-2011, 01:09
http://www.youtube.com/watch?v=tyZBlVGi_Z0

aminoasit
23-05-2011, 01:10
Kefir yapımı, İngilizce...

metal süzgeç kullanmayın diye belirtmiş; adam işi biliyor... :)


http://www.youtube.com/watch?v=wHlcswbgqVk&feature=related

aminoasit
23-05-2011, 01:30
Daha iki gün önce,
"bakteri"lerle temas etmenin "yararı" konusunda bir seminer saatinde konu benzer eksende tartışıldı...

ilk yararlı bakterileri annemizden alıyoruz...

bakterilerin insan için hem "vazgeçilmez" hem de "bağışıklık sistemini ayarda tutma" için elzem olduklarına dair:
Emerging infectious diseases adlı uluslar arası ve serbest erişimli dergide, "Eating Dirt" adlı makaleyi okumalarını öneririm... sene 2002 veya 2003'tü... Bir bilim adamı, kızlarının toprak yemesi üzerine bu davranışın derinine iner... sonuçlar , O'nu da şaşırtır...

"but once again Mother Nature has out done the laboratories, a natural kefir grain contains 42 different strains of friendly bacteria. There is no comparison here. Kefir grains are far superior to the probiotics you will find in a bottle."

^
http://www.timelesshealth.net/kefir/allaboutkefir.html

yaklaşık şunu diyor... : Tabiat ana laboratuvarları pas geçti, doğal bir kefir tanesi 42 farklı suşta 'dostane' bakteri içermektedir. Burada bir karşılaştırma yapılmıyor. Kefir taneleri bir şişede bulabileceğiniz probiyotiklerden çok daha üstündür... "


.

pinky
23-05-2011, 09:25
kandırılmışım:) benim içtiğim yoksa...???

şaka bir yana sizi çok seviyorum sevgili pinky...

Cennetteki annenizi bu vesile ile anarken size en iyisini içirdiği muhakkak.

Rengini düşünerek bir tahminde bulunmak gerekirse kına-kına şurubu veya demirhindi olabilir ki her ikisi de şifalıdır.

detox
23-05-2011, 11:43
Cennetteki annenizi bu vesile ile anarken size en iyisini içirdiği muhakkak.

Rengini düşünerek bir tahminde bulunmak gerekirse kına-kına şurubu veya demirhindi olabilir ki her ikisi de şifalıdır.

sevgili Pinky,
içtiğimin tam olarak adını bilemiyorum ama kahverengi ve ciğer gibi bir şeydi. suyun içinde devamlı olarak büyüyordu ve sadece suyu içiliyordu. parça koparılıp tekrar başka biryerde çoğalabiliyordu... ismini bilemiyorum ama bahsettiğiniz gibi faydalı olduğunu biliyordum. tekrar teşekkür ederim.

pinky
04-06-2011, 16:11
Kefir ; doğal antibiyotiktir

Kefirde oluşan Asetik asit , H2O2 gibi antibakteriyel maddeler ve doğal antibiotikler ; E.coli ( Tüberküloz – Verem ), Salmonella
( Malta Humması ) gibi patojen bakterilere karşı koruyucu kalkan etkisi yapmaktadır.
Bileşimindeki bulunan mucize mineral; Selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum etkisi, kalp hastalıklarını önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmakta, cinsel gücün devamlılığında popüler bir antioksidan olarak günümüzde öne çıkmıştır.

Altınkılıç

SİRİUS
04-06-2011, 23:17
Devamlı tükettiğim 7 içecek.

1-Su
2-Kefir
3-Soda
4-Şalgam(Acısız)
5-Kendi sıktığımız meyve suları.
6-Ayran
7-Her türlü şerbet

Bunlar haricinde 40 yılda bir,bir kadeh rakı veya bira.
Bazen eski dostum tiryakiliğim cola.
Bazı sağlık problemleri nedeniyle yeni tatlar keşfetmek hoş.:he:
Ama eskileri terketmek kolay olmuyor.:cry:

SİRİUS
05-06-2011, 12:06
Devamlı tükettiğim 7 içecek.

1-Su
2-Kefir
3-Soda
4-Şalgam(Acısız)
5-Kendi sıktığımız meyve suları.
6-Ayran
7-Her türlü şerbet

Bunlar haricinde 40 yılda bir,bir kadeh rakı veya bira.
Bazen eski dostum tiryakiliğim cola.
Bazı sağlık problemleri nedeniyle yeni tatlar keşfetmek hoş.:he:
Ama eskileri terketmek kolay olmuyor.:cry:

Hay Allah nasıl unuturum.

8-Her türlü bitkisel çay.(Özellikle Yeşil Çay)

venguvac
05-06-2011, 23:09
bugün mısır çarşısından aldım kefir tanelerini, küçük bir kavanozda satılıyor. içinde tane olarak 2 tane var sadece. Bununla 1/4 litre sütü mayalayın diyorlar. ben 4 tane aldım 1 litre mayalamak için. bakalım becerebilecekmiyiz.

pinky
05-06-2011, 23:32
bugün mısır çarşısından aldım kefir tanelerini, küçük bir kavanozda satılıyor. içinde tane olarak 2 tane var sadece. Bununla 1/4 litre sütü mayalayın diyorlar. ben 4 tane aldım 1 litre mayalamak için. bakalım becerebilecekmiyiz.Başlamadan önce uzman tavsiyelerini dikkatle okursanız, bir sorun olmaz. Maya miktarı bana göre az yarım litre sütle mayalarsınız, mayalarınız daha hızlı çoğalır.
Hayırlı olsun.

pinky
21-06-2011, 00:48
Kefir; doğal gençlik iksiridir.

Yaşamımız boyunca mükemmel olarak işleyen vücudumuz, yaşımız ilerledikçe dışarıdan gelen saldırılara karşı koruyucu kalkanlarını yitirmektedir. Toksik maddeler, cildi tahrip eden serbest radikaller, ağır metaller, hava kirliliğinden oluşan karbon monoksit gibi zararlı gazlar vücudumuzu bir nevi paslandırmaktadır. Kanser tümörü oluşumu aşamasında oksidasyon sonucu oluşan hücre dışı yapılar hücre bozulmalarına yol açmaktadır.

Doğru beslenme ile alacağımız vitamin ve mineraller paslanmayı giderir ve güçlü bir temizlik işlemi yapar. Dolayısıyla yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Anti oksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar.

Altınkılıç

pinky
06-07-2011, 22:41
Kefir; biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar.

Kefir sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere kortizol, ensülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar.

Kefir mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını arttırarak başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar.

Altınkılıç

venguvac
06-07-2011, 23:29
kefir tecrübem:

1.deneme: 1 litre sütle 1 gün bekletme
sonuç: tat süte daha yakın

2.deneme: 1 litre sütle 2 gün bekletme
sonuç: daha (tat olarakta) yoğurt kıvamında ve ekşimsi

3.deneme: 1 litre sütle 3 gün bekletme (unuttuğum için üç gün oldu.)
sonuç: yine yoğurt kıvamında ve ekşi.

4.deneme: 2 litre sütle 2 gün bekletme
sonuç: 2.deneme ile yakın.

biz sağma sütle yapıyoruz. 2.deneme ağız tadımıza daha uygun. aynı kefir miktarıyla 10 litre süt mayalandırılsada iyi sonuç alınabilir diye düşünmeye başladım. yavaş yavaş litre artırımına gidebilirim:) çünkü biz haftada 6-7 litre yoğurt yiyoruz. 1 litre kefir kesmiyo.:)

pinky
07-07-2011, 09:26
Biz yazları çok miktarda ayran içeriz. Bu yaz şu ana kadar hiç ayran yapmadık. Ayran yerine kefir içiyoruz. Dün ilk defa az bir miktar tuz da ekledik. Daha güzel oldu. Mayalarımız adeta azdı, devamlı olarak çoğalıyorlar. Bu gidişle ayran yapmayacağız sanıyorum.

pinky
07-07-2011, 09:34
Sn. venguvac,
Paylaşımınız için teşekkürler. Zaman içinde mayalarınız çoğalacaktır. İstediğiniz kadar miktarda kefir elde edebileceksiniz. Selamlar

mandrake
08-07-2011, 17:18
bende laktoz intoleransi var

Yani sut icmemem gerekiyor bende yogurda gectim. Ama mide sismesi ve gaz falan devam edince internette arastirdim megerse ev yogurdu yaparken veya carsi yogurdunda da sut mayalandigi zaman (fermente olmasi) sutun tamamini yogurda donusturmuyor. 15-20 saat sonra yogurdun kapagini actiginiz zaman yogurdun suyuda mevcut iste bu tam mayalanamamis kismi. Bu sulu kesimde laktoz hala mevcutmus ve yogurdu suyuyla yemekten dolayi laktoz-seker-karbohidrat almis oldugumdan dolayi siskinlik yaratti midemde.

Bunun cozumu suzme yogurda gecmek ama bulundugum ulkede bunu bulmak zor ve cok pahali nedense. Bende kasar peynire gectim cunku taze peynirde laktoz hala var.

Simdi benim sorum kefir yapimi sirasinda bu laktoz tamamen yok oluyormu? Sanirim laktoz alkol ihtiva ediyor biraz o zaman laktoz icinde varoldugunu varsayabilirmiyim?

pinky
08-07-2011, 17:40
bende laktoz intoleransi var

Simdi benim sorum kefir yapimi sirasinda bu laktoz tamamen yok oluyormu? Sanirim laktoz alkol ihtiva ediyor biraz o zaman laktoz icinde varoldugunu varsayabilirmiyim?

Sorunuzu bir şekilde Prof. Dr. Ahmet Aydın'a ulaştırmanızı öneririm.

mandrake
08-07-2011, 20:53
Prof. Dr. Ahmet Aydın'a nasil ulasabilirim?

pinky
08-07-2011, 21:23
Prof. Dr. Ahmet Aydın'a nasil ulasabilirim?
Bilmiyorum, sadece yazılarından bu konuda uzman olduğunu anlıyorum. Araştırmak size kalıyor. Belki bilip de yazan çıkabilir. Kolay gelsin.

mandrake
08-07-2011, 21:42
Prof. Dr. Ahmet Aydın in sitesini buldum ama erismek icin email adresi yok maalesef

Internette de acik secik yazmiyor

neyse bilgisi olan varsa lutfen paylassin

pinky
08-07-2011, 23:28
Prof. Dr. Ahmet Aydın in sitesini buldum ama erismek icin email adresi yok maalesef

Internette de acik secik yazmiyor

neyse bilgisi olan varsa lutfen paylassin

İnternette 2 adres var ama geçerlimi bilmiyorum.

[email protected] [email protected]

http://www.ctf.edu.tr/anabilimdallari/ogruye.aspx?ID=39

Ege Üniversitesinde de olabilir.

aminoasit
09-07-2011, 22:46
Bilmiyorum, sadece yazılarından bu konuda uzman olduğunu anlıyorum. Araştırmak size kalıyor. Belki bilip de yazan çıkabilir. Kolay gelsin.

Pinky Hocam,
verdiğiniz mail adresi doğru sanıyorum...
çalıştığı üniversite olarak Cerrahpaşa gözüküyor; Çocuk Metabolizma...


Sn mandrake,
facebook sayfası da mevcut... :
http://www.facebook.com/pages/Prof-Dr-Ahmet-Ayd%C4%B1n/44290645793?sk=notes

.

aminoasit
09-07-2011, 23:14
bende laktoz intoleransi var

...

laktoz intoleransı (veya laktaz eksikliği) tıbbi bir durum.
ancak laktozun süt - yoğurt dönüşümünde ne hale geldiği sanıyorum aslında biyokimya veya gıda'ya giriyor; biraz bakındığım kadarı ile (http://en.wikipedia.org/wiki/Lactose_intolerance) şunu söyleyebilirim:

sütü fermentasyona bıraktığımızda, eklediğimiz mayadaki mikroorganizmalar sahip oldukları laktaz enzimi ile sütteki laktozu parçalarlar ve 'tolere edilebilir' hale gelir. bu durum sanıyorum teorik olarak kefir için de geçerli olması gerekir (en azından wikipedia'da böyle bir not eklenmiş).

yoğurttan sıvıyı almak için pratik bir önerim olabilir (bu aralar yapmıyorum ama ben de genelde yoğurdunu kendi yapanlardanım): 6-8 yaprak havlu kağıt parçasını kendi üzerine katlayıp rulo haline getirin; bir ucunu yoğurt kabına diğer ucunu sıvıyı aktarmak istediğiniz kaba (büyükçe bir bardak iyi iş görüyor) salın. rulo kağıt yoğurda iyice temas etmeli... buzdolabında bu şekilde yaklaşık 24h beklediğinde mayalanmış yaklaşık 3L'lik sütten ben 400-500ml sıvı çıkarabiliyorum. bunu ancak süzme yoğurt tadı istediklerinde hane için yapıyorum yoksa ben o su ile de yoğurdu seviyorum...

sağlıcakla...

.

mandrake
09-07-2011, 23:21
Cok tesekkurler

Ben bu suzme yogurt islemini biliyordum ama usengeclik iste. Bunun yerine kasar peynir yiyorum. Malum taze peynirde laktoz hala var.

Ancak yogurdunda faydalari cok. Dusunuyorumda acaba suzme yogurt yapma makinesi diye bir sey varmi? :)

pinky
09-07-2011, 23:39
laktoz intoleransı (veya laktaz eksikliği) tıbbi bir durum.
ancak laktozun süt - yoğurt dönüşümünde ne hale geldiği sanıyorum aslında biyokimya veya gıda'ya giriyor; biraz bakındığım kadarı ile (http://en.wikipedia.org/wiki/Lactose_intolerance) şunu söyleyebilirim:

sütü fermentasyona bıraktığımızda, eklediğimiz mayadaki mikroorganizmalar sahip oldukları laktaz enzimi ile sütteki laktozu parçalarlar ve 'tolere edilebilir' hale gelir. bu durum sanıyorum teorik olarak kefir için de geçerli olması gerekir (en azından wikipedia'da böyle bir not eklenmiş).

.

aminoasit hocamız eksik olmasın bu konuda kaynak bulmuş. Bence yoğurt gibi kefir de laktozu parçalar. Bu sözlerim sadece bir tahmin, uzman olmadığım için tavsiye niteliğinde değildir.

aminoasit
10-07-2011, 00:15
Estağfurullah Hocam,
ufak bir katkı idi.
Kefir konusunda Size tamamen katılıyorum.

Bazen tecrübe, sayfalar dolusu dokümandan çok şey söyler...
Bugün 'Batı' hala eski Çin tıbbi yöntemlerini çözümlemek için branşlar geliştirmiş vaziyette...

Saygılarımla...

.

yağmur
10-07-2011, 00:36
Laktoz intoleransı, sütün baskın şekeri laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Laktaz enzimi normalde ince bağırsak hücreleri tarafından üretilir. Laktaz enzimi laktozu emilip kana geçebilmesi için daha küçük formları olan galaktoz ve glikoza parçalar. Alınan laktozu sindirebilmek için gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman, çok tehlikeli olmasa da ciddi bir stres oluşur. Laktaz enzim eksikliği olan her insanda semptom görülmese de bu insanlarda laktoz intoleransı var kabul edilir. Genel olarak semptomlar; mide bulantısı, kramplar, dolgunluk, şişkinlik, gaz, ishaldir. Bu semptomlar laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar. Semptomların şiddeti kişinin laktozu tolere edebilmesine göre değişir.
Laktoz intoleransı, sütün baskın şekeri laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Laktaz enzimi normalde ince bağırsak hücreleri tarafından üretilir. Laktaz enzimi laktozu emilip kana geçebilmesi için daha küçük formları olan galaktoz ve glikoza parçalar. Alınan laktozu sindirebilmek için gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman, çok tehlikeli olmasa da ciddi bir stres oluşur. Laktaz enzim eksikliği olan her insanda semptom görülmese de bu insanlarda laktoz intoleransı var kabul edilir. Genel olarak semptomlar; mide bulantısı, kramplar, dolgunluk, şişkinlik, gaz, ishaldir. Bu semptomlar laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar. Semptomların şiddeti kişinin laktozu tolere edebilmesine göre değişir.
Bazı insanlar sadece inek sütüne karşı alerjik rahatsızlığa sahip olsalar da, laktoz intolerant insanların tüm hayvani sütlerden uzak durmaları gerekmektedir. Keçi sütü kullanmak ta semptomları azaltmamaktadır.
Gizli laktoz
Her ne kadar süt ve sütten yapılan gıdalar doğal besin kaynakları olsa da, laktoz sık sık hazır gıdalara eklenmektedir. Laktoz toleransı düşük olan insanlar şunu bilmelidirler ki; bir çok gıda ürününde düşük oranlarda laktoz bulunabilir. Örneğin;
Ekmek ve diğer fırın ürünleri
İşlenmiş kahvaltılık tahıllar
Toz patates, çorba ve kahvaltılık içecekler
Margarin
Salata sosları
Şekerlemeler ve diğer çerezler
Bisküvi ve kek karışımları
Süt ürünleri içermez diye etiketlenen bazı ürünler örneğin, kahve kremaları ve diğer kremalar aynı zamanda süt ürünlerinden türetilen dolayısı ile laktoz içeren katkı maddeleri bulundurabilirler.
Bazı insanlar sadece inek sütüne karşı alerjik rahatsızlığa sahip olsalar da, laktoz intolerant insanların tüm hayvani sütlerden uzak durmaları gerekmektedir. Keçi sütü kullanmak ta semptomları azaltmamaktadır.
Gizli laktoz
Her ne kadar süt ve sütten yapılan gıdalar doğal besin kaynakları olsa da, laktoz sık sık hazır gıdalara eklenmektedir. Laktoz toleransı düşük olan insanlar şunu bilmelidirler ki; bir çok gıda ürününde düşük oranlarda laktoz bulunabilir. Örneğin;
Ekmek ve diğer fırın ürünleri
İşlenmiş kahvaltılık tahıllar
Toz patates, çorba ve kahvaltılık içecekler
Margarin
Salata sosları
Şekerlemeler ve diğer çerezler
Bisküvi ve kek karışımları
Süt ürünleri içermez diye etiketlenen bazı ürünler örneğin, kahve kremaları ve diğer kremalar aynı zamanda süt ürünlerinden türetilen dolayısı ile laktoz içeren katkı maddeleri bulundurabilirler.
Akıllı tüketiciler gıdaların etiketlerine dikkatli bakmayı öğrenirler. Sadece süt ve laktoz miktarı ile yetinmezler aynı zamanda peynir altı suyu, süt yan ürünleri, ve yağsız süt tozlarına dikkat ederler. Eğer etiket üzerinde bunlardan birisi mevcutsa ürün laktoz içeriyor demektir.
Bunlara ek olarak laktoz; reçete ilaçlarının % 20' sinin, diğer ilaçların ise % 6 ‘sının yapımında kullanılır. Bir çok doğum kontrol hapında da, mide asidi ve gazı için üretilen tabletlerde olduğu gibi laktoz vardır. Bunlar ancak şiddetli laktoz intoleransı olanlarda etki gösterir.ise % 6 ‘sının yapımında kullanılır. Bir çok doğum kontrol hapında da, mide asidi ve gazı için üretilen tabletlerde olduğu gibi laktoz vardır. Bunlar ancak şiddetli laktoz intoleransı olanlarda etki gösterir.

Benim bu konuda yaptığım bilgi taramasında da Sayın aminoasit hocamın (Değerli doktorumuz)verdiği bilgiler doğrultusunda verilerle karşılaştım.
Kefirde yer alan çok miktardaki yararlı maya ve bakteriler, kültüre edilme işleminden sonra ortamda bulunan laktozun tamamına yakınını yapılarında bulunan laktaz enzimi ile tüketirler. Böylece laktozu tolere edemeyen kişiler bu şekilde kefiri rahatça tüketebilirler.

mandrake
12-07-2011, 00:04
aminoasit hocamız eksik olmasın bu konuda kaynak bulmuş. Bence yoğurt gibi kefir de laktozu parçalar. Bu sözlerim sadece bir tahmin, uzman olmadığım için tavsiye niteliğinde değildir.

Yogurtta laktoz olmadigi dogru degil hemde bayagi var. Supermarketten aldiginiz yogurt zaten cok cabuk hazirlanmis paketlenmis yogurt yani fermentasyon hizlandirilmis ve bakteriler laktozu yiyip bitirememis oldugundan yuksek oranda laktoz=karbohidrat=seker=glukoz var

Evde yapilan yogurtta ise ki ben 20 saat bekletiyorum daha az laktoz oluyor cunku uzun sure icinde bakteriler sutten yogurda donusum esnasinda bunu laktozu yiyerek yapiyorlar. Ancak sonradan ogrendigime gore yogurtu mukemmel isida mayalamadigim icin ve bunu yapmak cok zor oldugu icin 20 sat sonunda bile yogurt sulu oluyor yani kaskati olmuyor. Buda icinde laktozun hala kaldigini gosteriyor.

Yogurdu suzersek o zaman icindeki butun su ve civiklik gider yani laktoz gider ama onunla ugrasacagima kasar peynir aliyorum simdilik. Internetten TR de suzme yogurt makinesi yapan bir Turk firma gordum onu alabilirim. Yada esimi ikna etmem lazim ki bu devirde hangi kadin neyse sustum :)

Ozetle yogurtta laktoz var hocam hele ABD deki yogurtlara ekstra seker katiyorlar. Az yagli diyor ama cok sekerli oldugunu soylemiyorlar. :)

mandrake
12-07-2011, 00:06
Laktoz intoleransı, sütün baskın şekeri laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Laktaz enzimi normalde ince bağırsak hücreleri tarafından üretilir. Laktaz enzimi laktozu emilip kana geçebilmesi için daha küçük formları olan galaktoz ve glikoza parçalar. Alınan laktozu sindirebilmek için gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman, çok tehlikeli olmasa da ciddi bir stres oluşur. Laktaz enzim eksikliği olan her insanda semptom görülmese de bu insanlarda laktoz intoleransı var kabul edilir. Genel olarak semptomlar; mide bulantısı, kramplar, dolgunluk, şişkinlik, gaz, ishaldir. Bu semptomlar laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar. Semptomların şiddeti kişinin laktozu tolere edebilmesine göre değişir.
Laktoz intoleransı, sütün baskın şekeri laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Laktaz enzimi normalde ince bağırsak hücreleri tarafından üretilir. Laktaz enzimi laktozu emilip kana geçebilmesi için daha küçük formları olan galaktoz ve glikoza parçalar. Alınan laktozu sindirebilmek için gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman, çok tehlikeli olmasa da ciddi bir stres oluşur. Laktaz enzim eksikliği olan her insanda semptom görülmese de bu insanlarda laktoz intoleransı var kabul edilir. Genel olarak semptomlar; mide bulantısı, kramplar, dolgunluk, şişkinlik, gaz, ishaldir. Bu semptomlar laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar. Semptomların şiddeti kişinin laktozu tolere edebilmesine göre değişir.
Bazı insanlar sadece inek sütüne karşı alerjik rahatsızlığa sahip olsalar da, laktoz intolerant insanların tüm hayvani sütlerden uzak durmaları gerekmektedir. Keçi sütü kullanmak ta semptomları azaltmamaktadır.
Gizli laktoz
Her ne kadar süt ve sütten yapılan gıdalar doğal besin kaynakları olsa da, laktoz sık sık hazır gıdalara eklenmektedir. Laktoz toleransı düşük olan insanlar şunu bilmelidirler ki; bir çok gıda ürününde düşük oranlarda laktoz bulunabilir. Örneğin;
Ekmek ve diğer fırın ürünleri
İşlenmiş kahvaltılık tahıllar
Toz patates, çorba ve kahvaltılık içecekler
Margarin
Salata sosları
Şekerlemeler ve diğer çerezler
Bisküvi ve kek karışımları
Süt ürünleri içermez diye etiketlenen bazı ürünler örneğin, kahve kremaları ve diğer kremalar aynı zamanda süt ürünlerinden türetilen dolayısı ile laktoz içeren katkı maddeleri bulundurabilirler.
Bazı insanlar sadece inek sütüne karşı alerjik rahatsızlığa sahip olsalar da, laktoz intolerant insanların tüm hayvani sütlerden uzak durmaları gerekmektedir. Keçi sütü kullanmak ta semptomları azaltmamaktadır.
Gizli laktoz
Her ne kadar süt ve sütten yapılan gıdalar doğal besin kaynakları olsa da, laktoz sık sık hazır gıdalara eklenmektedir. Laktoz toleransı düşük olan insanlar şunu bilmelidirler ki; bir çok gıda ürününde düşük oranlarda laktoz bulunabilir. Örneğin;
Ekmek ve diğer fırın ürünleri
İşlenmiş kahvaltılık tahıllar
Toz patates, çorba ve kahvaltılık içecekler
Margarin
Salata sosları
Şekerlemeler ve diğer çerezler
Bisküvi ve kek karışımları
Süt ürünleri içermez diye etiketlenen bazı ürünler örneğin, kahve kremaları ve diğer kremalar aynı zamanda süt ürünlerinden türetilen dolayısı ile laktoz içeren katkı maddeleri bulundurabilirler.
Akıllı tüketiciler gıdaların etiketlerine dikkatli bakmayı öğrenirler. Sadece süt ve laktoz miktarı ile yetinmezler aynı zamanda peynir altı suyu, süt yan ürünleri, ve yağsız süt tozlarına dikkat ederler. Eğer etiket üzerinde bunlardan birisi mevcutsa ürün laktoz içeriyor demektir.
Bunlara ek olarak laktoz; reçete ilaçlarının % 20' sinin, diğer ilaçların ise % 6 ‘sının yapımında kullanılır. Bir çok doğum kontrol hapında da, mide asidi ve gazı için üretilen tabletlerde olduğu gibi laktoz vardır. Bunlar ancak şiddetli laktoz intoleransı olanlarda etki gösterir.ise % 6 ‘sının yapımında kullanılır. Bir çok doğum kontrol hapında da, mide asidi ve gazı için üretilen tabletlerde olduğu gibi laktoz vardır. Bunlar ancak şiddetli laktoz intoleransı olanlarda etki gösterir.

Benim bu konuda yaptığım bilgi taramasında da Sayın aminoasit hocamın (Değerli doktorumuz)verdiği bilgiler doğrultusunda verilerle karşılaştım.
Kefirde yer alan çok miktardaki yararlı maya ve bakteriler, kültüre edilme işleminden sonra ortamda bulunan laktozun tamamına yakınını yapılarında bulunan laktaz enzimi ile tüketirler. Böylece laktozu tolere edemeyen kişiler bu şekilde kefiri rahatça tüketebilirler.

Umarim dedikleriniz dogrudur yogurt yerine kefiri deneyecegim ilk firsatta. Ilkonce yapmasini ogrenmem lazim. Yogurt bende ishal ve gaz yaratiyor umarim kefir yapmaz. Kasar peynirden bikmistim zaten hergun olmuyor. :)

Pscyokinesis
01-10-2011, 18:51
nsan sağlığını olumlu yönde etkileyen probiyotikler içeren kefir yaşlanmayı yavaşlatıyor. Kefir kullananlar, kefir ile kendilerin dinç hissettiklerini ve kefirin sakinleştirici özelliği olduğunu belirtiyorlar. Mucizevi ve doğal bir besin olan kefirin hiçbir yan etkisi yok. Cilde, karaciğere bağırsaklara kan dolaşımına, tansiyona çok iyi geliyor. Hücreleri yenileyip güçlendiriyor.
Kefirdeki fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlıyor. Bağırsak hareketlerini hızlandıran bu besin, mide ve bağırsak salgılarını arttırıp hazmı kolaylaştırıyor. Mikrobik enfeksiyonlara karşı vücudun direncini arttırıyor. Kemik erimesini önlüyor, bronşit ve astım nöbetlerini azaltıyor.
Aynı zamanda “gençlik iksiri” olarak da bilinen bu besin, içinde bulunan yararlı vitaminlerin yanı sıra kalsiyum, magnezyum, flor, fosfor ve selenyum gibi mineraller de içeriyor. Düzenli tüketildiğinde sağlığın korunmasına yardımcı oluyor, hücreleri yenileyerek yaşlanmayı geciktiriyor.
Kefir’i sıvı halde satın alıp tüketmek veya evde mayalayarak üretmek mümkün. Ancak sıvı olarak içilmesi kimileri için hiç de kolay değil. Çünkü bu mükemmel besinin tadı pek beğenilmiyor. Şimdi bütün bu zahmetlerden kurtaran herhangi bir katkı içermeden, doğal olarak üretilen “kefir kapsülü” genç kalmak ve güzelleşmek isteyen kadınların imdadına yetişti.
Gençliğin, güzelliğin ve sağlığın 1 numaralı besini kefirin onlarca faydasından bazıları:
■- Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır
■-Kronik yorgunluğu giderir
■- Stresi azaltır, sakinleştirir ve kolesterolü düşürür
■-Sinir sistemini güçlendirir
■-Uykusuzluğu ve sinirsel depresyonu ortadan kaldırır
■- Damar sertliğini ve kas kasılmalarını önler
■- Yüksek tansiyonu düzenler ve dengeler
■- Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar
■- Kan bozukluklarını giderir ve kanı temizler
■- Karaciğer rahatsızlıklarını iyileştirir
■- Cildi güzelleştirir ve parlaklık verir
■- Egzama ve benzeri deri hastalıklarına iyi gelir
■- Yara ve yanıkların hızla iyileşmesini sağlar
■- Menapoz dönemindeki riskleri azaltır
■- İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder
■- Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir
■- Safra kesesi ve böbrek hastalıklarını iyileştirir
■-Sindirim sistemini mükemmel şekilde düzenler
■-Sağlıklı diyet için kullanılır, kilo almayı önler

kayramayra
17-10-2011, 12:47
Nihayet ben de kefir mayası buldum ve artık evde yapıyorum.Tadı güzel koyu ayran gibi.48 saat bekleyince daha ekşi oluyor ama tadı da içilemeyecek gibi değil hatta daha faydalıysa böylesini tercih ederim .Ev halkı da sevdi.Yalnız gurbetteki kızıma kuzucuğuma içiremeyeceğim ona üzülüyorum.:cry:Yavrum benim gurbet ellerde ne yer ne içer.Neyse sn Pinky kefirle bizi tanıştırdığınız için çok teşekkür ederim.:cool:

pinky
17-10-2011, 12:59
Nihayet ben de kefir mayası buldum ve artık evde yapıyorum.Tadı güzel koyu ayran gibi.48 saat bekleyince daha ekşi oluyor ama tadı da içilemeyecek gibi değil hatta daha faydalıysa böylesini tercih ederim .Ev halkı da sevdi.Yalnız gurbetteki kızıma kuzucuğuma içiremeyeceğim ona üzülüyorum.:cry:Yavrum benim gurbet ellerde ne yer ne içer.Neyse sn Pinky kefirle bizi tanıştırdığınız için çok teşekkür ederim.:cool:

Yazları su yerine ayran içeriz. Geçtiğimiz ay hiç ayran içmedik, hiç yoğurt yemedik. Yurt dışında yoğurt bulamamak sorunumdu. Kefir yoğurdun yerini tutuyor, üstelik daha faydalı. Hayat boyu içmeliyiz.

Betül'e yazın o çok akıllı ve beceriklidir. Ararsa orada da bulur. Çinin batısındaki Türk boyları mutlaka içiyorlardır.

Allah kavuştursun.

kayramayra
17-10-2011, 13:09
Evet belki orada da bulunur iyi hatırlattınız söyleyim de araştırsın.

mandrake
14-11-2011, 21:14
Ben kefir mayasi buldum Amazon.com dan ve siparis ettim. 2 haftadir evde yapiyorum inanilmaz guzel bir sey. Ben hayatimda bu kadar lezzetli beni rahatlatan bir icecek icmemistim.

Hava sicak olunca cok cabuk mayalaniyor soguk olunca 2 gun falan suruyor. O yuzden dikkatli olmak lazim bu kefir denen sey sicagi cok seviyor :)

Yalniz yemekle birlikte sut urunleri icmek sakincali yani demir emilimini engelliyor o yuzden yatarken iciyorum.

Pscyokinesis
30-11-2011, 14:48
Kefirin içinde alkol olduğu için dinen haram olduğu söyleniyordu tv de ne doğru olduğunu bilemiyorum ama yazmak istedim .

Pscyokinesis
30-11-2011, 14:49
Kefiri pinky hocanın sayesinde öğrendik yakalşık yazdan beri kullanıyoruz ailecek oldukcada memnunuuz bu içieceği bizimile tanıştırdığın ve tanıttıığn için teşekürler .

pinky
30-11-2011, 15:29
Kefirin içinde alkol olduğu için dinen haram olduğu söyleniyordu tv de ne doğru olduğunu bilemiyorum ama yazmak istedim .
Konuyu fazla uzatmaya gerek yok. Yoğurt, sirke ve diğer gündelik yiyeceklerimizde de eser miktarda alkol olduğu doğru.

pinky
30-11-2011, 15:34
Kefiri pinky hocanın sayesinde öğrendik yakalşık yazdan beri kullanıyoruz ailecek oldukcada memnunuuz bu içieceği bizimile tanıştırdığın ve tanıttıığn için teşekürler .
Ben de içtiğinize sevindim. Hayat boyu kullanmanız dileğiyle.

pinky
30-11-2011, 15:51
Dünyadaki bütün inançlara saygım sonsuz. Kefirin içinde onbinde 1-5 alkol olduğu için içmeyenlere ekmek ve pide yemeden de bir kere düşünmelerini öneririm.

YILDIRIMM
05-12-2011, 19:52
Kefir ve Faydaları
KEFİR
Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.

KEFİR NEDİR ?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

KEFİR NERDEN GELMİŞTİR ?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR... Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya’ da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )
Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

KEFİRİ KİMLER KULLANIR ?
Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

KANSER HASTALARI TERCİH EDİYOR ?
Kefir, vücut direncini arttırıyor, sindirim sistemine yararlı oluyor. Bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor. İlaç değil ama, kanser hastası olanlar, bu özellikleri nedeniyle kefiri tercih ediyor... Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.

KEFİR TANESİ
Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir.Kefir taneleri kazein ve birbirleri ile ortak yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi koloniler oluştururlar. Çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Değişik araştırmacılar, değişik bölgelerden aldıkları kefir tanelerinde farklı sayıda, oranda ve cinste mikroorganizma tespit etmiştir.Tanede genel olarak laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden ve edemeyen mayalar mevcuttur. Bazı tanelerde enterokok ve koliform grubu bakterilere de rastlanmıştır. Kefir tanesinde saf toz halde liyofilize kültürler üretilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve A.B.D. de genellikle saf kültürlerden kefir üretilirken , Rusya , Asya , Doğu Avrupa ve Ortadoğu bugüne kadar laboratuvar koşullarında kefir tanesi üretmek mümkün olmamıştır.

BESİN DEĞERLERİ

Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

pinky
06-12-2011, 23:37
Kefir ve Faydaları
KEFİR
Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.



http://fitnesshome.blogspot.com/2011/03/kefir-nedir-kefir-nereden-gelmistir-ve.html

yağmur
14-02-2012, 02:08
Bir daha hatırlatma için ekledim Sayın pinky izninizle...

http://b1202.hizliresim.com/u/g/2q4v1.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

Kefir, çok eski yıllardan beri özellikle Kafkasya bölgesinde yapılan, bugün ise Ülkemizde, Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve düşük alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (ayran kıvamında), hafif ekşimsi bir içecek.

Kefir, beyazımtrak renkte, karnabaharı andırır biçimde ve genellikle bezelye veya fındık büyüklüğünde tanelerden oluşmuştur. Bkz: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/df/Kefirpilze.jpg/800px-Kefirpilze.jpg

Kefir tanesinde; Torula mayaları, Saccharomyces sp., Lactococcus spp., Lactobacillus spp.,Leuconostoc spp gibi mikroorganizmalar bulunur. Bunların faaliyeti sonucu süt asidi, etil alkol ve karbondioksit meydana gelir. Kefir tanesi içerisinde bulunan mikroorganizmalardan bazıları süt şekerini parçalayarak süt asidi oluştururlar ve süt pıhtılaşır. Mikroorganizmalardan bazıları ise karbondioksit ve etil alkol meydana getirirler.

Fermantasyon sonucu kefir adı verilen hafif ekşimsi, köpüklü, düşük alkollü ve ayran kıvamında bir süt içkisi ortaya çıkar. Kefir yapımında inek, koyun, keçi, manda sütleri yağlı veya yağsız olsun kullanılabilir. Eski Orta Asya'da çok kullanılan kefire, günümüzde bilhassa Kafkasya'da rastlanmaktadır.

Çeşitli araştırmalarda kefirin iştahsızlık, uykusuzluk, verem ve böbrek hastalıklarında, bronşit ve astımda, ekzema Dış deri yırtılmaları ve çatlaklar tedavisinde kullanıldığı belirtilmektedir.

* Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
* Prostat ve bağırsak kanseri başta olmak üzere birçok kanseri önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
* Damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
* Menopoz dönemindeki riskleri azaltır
* Kemik erimesine karşı güçlü destektir
* Antioksidan özellikleri ile hücre yenilenmesine katkı sağlar.
* Obeziteye ve aşırı zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir.
* Bağırsak tembelliğine karşı olumlu etki yapar ve bağırsak florasını da inşa eder.
* Cilt güzelliğine ve parlaklığına olumlu etkiler yapar.
* Saçları kuvvetlendirir.
* Gençlik döneminin etkin, enerjik ve aktif bir dönem olmasında unutulmaz bir partnerdir.
* Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar.
* Yorgunluk ve strese karşı koruyucu bir kalkandır.
* Cinsel fonksiyonların devamlılığında aktiflik kazandırır.
* Kanı temizler, kolesterolü dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür
* Büyümeye güçlü destek sağlar.
* Uykusuzluğu giderir. Spor yapanlar için enerji deposudur.
* Hazmı kolaylaştırır.
* Kemoterapi tedavisi sürerken vücudun güçlü kalmasını ve beslenmenin devamlılığını sağlar.
* Selülitlere karşı etkindir.
* Birçok hastalığın oluşumunu ilk başlangıçtan itibaren hemen önler.
* Alkol alanlar açısından kaybolan vitaminlerin geri alımında tam bir takviye sağlar.
* Saç dökülmesini azaltır.
* Doğum kontrol hapı ve idrar söktürücü ilaç alanlara yardımcı olur
* Antibiyotik ilaçlar vücuttaki tüm vitaminleri ve bakterileri öldürdüğünden; doğal savunma ve savaş ordularını kurarak doğal antibiyotik görevi üstlenir.
* Beyin hücrelerini aktifleştirir ve beyinsel dinamizmi arttırır.
* İhtiyaç duyulan enerji için mükemmel destek verir.
* Aşırı yıpranmayı ve yaşlanmayı yavaşlatır.
* Damar sertliğini engeller
* Uzun ve sağlıklı bir ömür trendine yönelik metabolizmanın mimarıdır. Kemiklerin ve kasların güçlü kalmasına destek sağlar.
* Oestropoz ve Alzheimer hastalığına karşı direnç oluşturur.
* Astım ve alerjiye karşı direnç oluşturur.
* Bellek zayıflığını ve dikkat azalmasını önler.
* Kronik güçsüzlüğe karşı kuvveti arttırır.
* Görme zayıflığını ve katarakt oluşumunu engeller.
* Serbest radikallerin, ağır metallerin ve zehirli gazların vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır.
* Kronik depresyona karşı olumlu iyileştirmeler yapar.
* Genç yaşlanmayı sistemize eder.
* Mutlu bir yaşlılık dönemi için vazgeçilmez doğal bir dosttur.

derlenmiştir

pinky
14-02-2012, 11:12
Bir daha hatırlatma için ekledim Sayın pinky izninizle...


Teşekkürler. Harika bir resim ve her şeyi anlatan bilgiler.

sabah yildizi
14-02-2012, 11:20
Burayı bulduğum iyi oldu, sadık bir kefir içicisiyim :)

Blog burası değil mi yanlış gelmedim..

pinky
14-02-2012, 11:33
Burayı bulduğum iyi oldu, sadık bir kefir içicisiyim :)

Kefir'i BLOG kısmında da takip edebilirsiniz.

http://www.hisse.net/forum/entry.php?b=1599&bt=12065#comment12065

sabah yildizi
14-02-2012, 12:26
Teşekkürler blogunuza abone oldum. Doğrusu sosyal paylaşımlar ile ilgili bazı şeylere uzun zaman uzak kaldığım için yeni yeni öğreniyorum. Şimdilik copy paste ile URL girip takip etmeye çalışacağım. :).

Ankara'lıyım. İşim gereği Ankara dışında kamp sisteminde çalışıyorum. Yaklaşık iki yıldır düzenli kefir içiyorum. Kampa gitmeden şehirden ilk işim kefir alıyorum. Bulamazsam markette arıza çıkarıyorum :). Şaka bir yana tek bir seferde 4-5 litre kefir alıp kasaya gittiğimde yan yan yaklaşıp veya çıkışta yakalayıp niye aldığımı, faydalarının ne olduğunu soran çok oldu. İnsanlarda kefire karşı bir merak var ama nedense alma konusunda çekingenlik var. Kefirin etkisinden midir bilinmez mevsim dönüşlerindeki kronik sinüzitim kesildi gibi. Hastalandığımda ise çok çabuk iyileşiyorum.

Özellikle son 3 yıldır vejetaryen beslenme modelini uygulamaya çalıştığımdan, süt ürünleri tüketimi benim için daha çok önem kazandı. Hayatımdan eti çıkardım bir tek közde döner ve Ankara'nın Çiftlik kokorecini çıkaramadım :(. Ankara'da olduğum zaman bir sefer döner veya kokoreç yiyorum. :)

Kefir dışında sağlıklı yaşam adına yaptığım uygulamalardan da kısa kısa bahsetmek isterdim. Ama burası özel kefir forumu olduğu için forumu açan Sayın Pinky den onay gerekecektir.

Saygılarımla

pinky
14-02-2012, 13:18
Kefir dışında sağlıklı yaşam adına yaptığım uygulamalardan da kısa kısa bahsetmek isterdim. Ama burası özel kefir forumu olduğu için forumu açan Sayın Pinky den onay gerekecektir.

Saygılarımla
Sağlık konularına buradaki topiklerde yazabilirsiniz.

http://www.hisse.net/forum/forumdisplay.php?f=102

sabah yildizi
14-02-2012, 13:34
Teşekkürler

http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=68992&page=4 forumuna da ilk yazımı yazdım.

Geçmiş sayfaları okudum. Çok bilgilendirici paylaşımlarınız olmuş. Benim için bu ara özellikle gündemime aldığım konu kendim kefir ve yoğurt imalatı. Hafta sonu eve yoğurt makinesi aldım. İlk denememi yaptım, gayet güzel oldu :).

Ömrümün geri kalanında düzenli kefir içmeyi düşündüğüm için artık kendimin kefir üretebiliyor olabilmem gerektiğini düşünüyorum. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde kefir kültürü satılıyor. Alırken de kültürü zayi etmemek için nasıl yapılması gerektiğini de gösteriyorlarmış. Benim sorunum 15-20 gün süreli ayrılıklarda kefir kültürün muhafazası olacaktır. O konuda pratik bilginiz varsa paylaşırsanız çok mutlu olurum.

Saygılarımla

pinky
14-02-2012, 14:09
Ömrümün geri kalanında düzenli kefir içmeyi düşündüğüm için artık kendimin kefir üretebiliyor olabilmem gerektiğini düşünüyorum. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde kefir kültürü satılıyor. Alırken de kültürü zayi etmemek için nasıl yapılması gerektiğini de gösteriyorlarmış. Benim sorunum 15-20 gün süreli ayrılıklarda kefir kültürün muhafazası olacaktır. O konuda pratik bilginiz varsa paylaşırsanız çok mutlu olurum.

Saygılarımla
Evde üretmeniz tavsiye olunur. Ziraat fakültelerinden alacağınız kefir mantarları buz dolabında çok uzun süre muhafaza edebilirsiniz. Evvelce yazları kova ile ayran yapar ve içerdim. Geçen yaz hiç ayran içmedim.

sabah yildizi
14-02-2012, 14:13
Çok teşekkür ederim, kuru bir şekilde mi yoksa, bir sıvı içerisinde mi korumalıyım?

Saygılarımla

shehzade
14-02-2012, 14:43
Dostlara ufak bir katkıda benden olsun..Türkçe kefir yapımı videosu.. Sek süt kullanıp tukaş salça şişesinde kefir yapımı :he: Bende duyuyordum ama denememiştim.. Şimdi markete gidip bir tane alacağım varsa eğer..


http://www.youtube.com/watch?v=4IxlSHSSUIU

shehzade
14-02-2012, 15:11
Altınkılıç marka kefirle ilk deneyimimi yazıyorum..


Tadı Bol ayran, az soda karışımı gibi... Sodanın kattığı keskinliği hissediyorsunuz..

Bu arada bir tarif daha buldum anneme izletirken..

Kanal D 'de yayınlanan Doktorum proğramında yapılışını ve yararlarını anlatıyorlar..


http://www.youtube.com/watch?v=_NrImiYNBdg

shehzade
14-02-2012, 15:13
Bir soru...

Kefir hapları gerçeği gibi etki edermi? Yoksa yeni dolandırıcılık yolu bumu?

pinky
14-02-2012, 15:33
Bir soru...

Kefir hapları gerçeği gibi etki edermi? Yoksa yeni dolandırıcılık yolu bumu?

Hiç tavsiye etmem. En iyisi ev yapımı. İmkanınız yoksa marketten alın.

pinky
14-02-2012, 15:36
Çok teşekkür ederim, kuru bir şekilde mi yoksa, bir sıvı içerisinde mi korumalıyım?

Saygılarımla
Örtecek kadar içme suyu içinde. Asla metal ve klorlu su değmemiş olsun.

shehzade
14-02-2012, 15:43
Hiç tavsiye etmem. En iyisi ev yapımı. İmkanınız yoksa marketten alın.

evde yapmak daha mantıklı.. hergün azami 5 bardak kefir için 4 tl ye yakın bir fiyat vermek çokta akıl karı durmuyor..

İlaç konusuna bende uzağım.. Eczacı anneme söylemiş..

Neticede yaşayan bir mayanın mayaladığı sütün etkisini göstermez.. Hap et yada hap ciğer yutmak gibi bir şey olur dedim valideye.. Evde kendimiz yapacağız..

pinky
14-02-2012, 15:54
evde yapmak daha mantıklı.. hergün azami 5 bardak kefir için 4 tl ye yakın bir fiyat vermek çokta akıl karı durmuyor..


Evde yapmak en doğrusu ve ekonomik.

Bir de marketteki kefirlerde raf ömrünü uzatmak katkı maddesi var. Bu marketten almayın demek değil. Sadece hiç içmemekten daha iyi. Evde imkanı olmayanlar marketten alsınlar.

brokerüstad
05-09-2012, 20:20
kefiri ilk defa bu sene içtim çok faydalı imiş
denemekte fayda var

guven55
02-01-2013, 14:01
http://www.hacamattibbisuluk.com/?SyfNmb=1&pt=Anasayfa

körfez78
24-06-2013, 09:57
...............

pinky
24-06-2013, 11:19
Bütün mayalanmış gıdalarda eser miktarda alkol olması doğaldır. Ekmek ve Pidede olduğu gibi.

haso
13-07-2013, 01:43
Neden kefir içilmesi gerektiğine dair bir derlemeyi de Kefir İçmek için 74 Neden (http://kefirci.com/kefir-icmek-icin-nedenler) adresinde bulabilirsiniz.

Yalnız sitede yazan bir şeye dikkat etmek lazım çünkü kefirin evde yapılanının gerçek kefir olduğunu belirtmişler. Diğer marketlerde satılan kefirler tırt yani anlayacağınız. :)

pinky
11-09-2013, 15:44
Biyokimya Uzmanı Dr. Esra Karaağaç, mayalanmış (fermente) bir süt içeceği olan kefirin mucizevi sırlarının, içerdiği maya ve bakterilerde gizli olduğunu söyledi.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketiminde artış olması ve buna paralel turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, "Süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması, vücudumuzun mükemmel probiyotik (faydalı bağırsak mikropları) dengesini bozmuştur." dedi.

Biyokimya uzmanı Dr. Karaağaç, bağırsak sisteminde, 'dost bakteriler' olarak adlandırılan, tutunma özelliği olan probiyotik bakterilerin bulunduğunu ifade etti. Karaağaç, bir kaşık kefirde 70-100 milyon arası probiyotik bakteri bulunduğunu kaydetti. Yeterli miktarda yenilen, insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara 'probiyotik' dendiğine işaret eden Uzm. Dr. Esra Karaağaç, erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunduğunun altını çizdi.

Bu rakamın, insan hücre sayısının 10 katı kadar olduğuna dikkat çeken Dr. Karaağaç, şöyle devam etti:

"Sayıları 400'ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 metrekare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsağın sümüksü zarını, koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararları yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artış olması ve buna paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini bozmuştur."

Uzm. Dr. Karaağaç, probiyotiklerin görevleri arasında; 'bağışıklık sistemini güçlendirmek, yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin) sentezini yapmak, besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, kanseri önlemek, depresyonu hafifletmek, ishali önlemek, otizm bulgularını hafifletmek, kabızlığı tedavi etmek' olduğunu söyledi.

"KEFİRİN BİLİNEN ZARARI YOK"

Dr. Esra Karağaç, vücut için gerekli fermente gıdaların başında gelen kefirin bilinen bir zararı olmadığını kaydetti. Çok nadir olarak bazı kişilerin, yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemediklerine işaret eden Karaağaç, bu kişilerin kefir miktarını yavaş yavaş artırmasını tavsiye etti. Kefir tanelerinin, ziraat fakültelerinden, aktarlardan temin edilebileceğini anlatan Uzm. Dr. Esra Karağaç, "Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır. Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran, metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnıbahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihen buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler." diye konuştu.

NE KADAR KEFİR TÜKETİLMELİ?

Kefirin kullanım miktarlarını da açıklayan Uzm. Dr. Karaağaç, kefir içmeye bir bardakla başlandığını, sonra giderek miktarın artırılabileceğini vurguladı. Kefirin genellikle 250-1000 mililitre kadar tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, şunları kaydetti: "Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir. Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin, yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır. Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler. Ayrıca, kefirde bulunan CO2 sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler. Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Yoğurt, prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır."

"KEFİR DOĞAL ENERJİ, ŞİFA KAYNAĞI"

Kefirin, her derde deva, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Karaağaç, kefirde bol miktarda bulunan mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi. Minerallerin, kemik ve kas yapısını güçlendirdiğini anlatan Karaağaç, kefirdeki vitaminlerin kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını gidediğini açıkladı.

Dr. Esra Karaağaç, kandaki antikorları kuvvetlendiren kefirin faydalarını şöyle özetledi:

"Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Kefir, yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Kefir, biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Kefir, sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Kefir, mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar."
SABAH yeni haber CİHAN

yağmur
12-06-2014, 20:09
KEFİR YAPMAYI ÖĞRENDİM VE ÇOOOOK BAŞARILIYIM..:yes::cool:
Kefir Dünyanın en yararlı içeceklerinden birisi yada önde geleni..
Yapımı çok kolay ve zevkli. Evde yapılan kefir daha sağlıklı bence.
Ben kefire aşık oldum neredeyse
Her gün kefir içiyorum herkese tavsiye ediyorum
Yararları saymakla bitmez..
Süt den ve yoğurttan daha yararlı.
Kendi kefirinizi kendiniz yapın..
Önce yoğurt yapmayı öğrendim, ev yapımı yoğurt çok lezzetli oluyor ve daha sağlıklı
Sonra bi gün sayın pinky ağbinin yazılarını tekrar okudum, kefir yapmaya karar verdim iyi ki de okumuşum..
Kefir yapmaya başlayın diyorum tekrardan.
Püf noktalarını yazacağım.
Sağlıklı günler diliyorum..




Biyokimya Uzmanı Dr. Esra Karaağaç, mayalanmış (fermente) bir süt içeceği olan kefirin mucizevi sırlarının, içerdiği maya ve bakterilerde gizli olduğunu söyledi.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketiminde artış olması ve buna paralel turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, "Süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması, vücudumuzun mükemmel probiyotik (faydalı bağırsak mikropları) dengesini bozmuştur." dedi.

Biyokimya uzmanı Dr. Karaağaç, bağırsak sisteminde, 'dost bakteriler' olarak adlandırılan, tutunma özelliği olan probiyotik bakterilerin bulunduğunu ifade etti. Karaağaç, bir kaşık kefirde 70-100 milyon arası probiyotik bakteri bulunduğunu kaydetti. Yeterli miktarda yenilen, insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara 'probiyotik' dendiğine işaret eden Uzm. Dr. Esra Karaağaç, erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunduğunun altını çizdi.

Bu rakamın, insan hücre sayısının 10 katı kadar olduğuna dikkat çeken Dr. Karaağaç, şöyle devam etti:

"Sayıları 400'ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 metrekare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsağın sümüksü zarını, koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararları yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artış olması ve buna paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini bozmuştur."

Uzm. Dr. Karaağaç, probiyotiklerin görevleri arasında; 'bağışıklık sistemini güçlendirmek, yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin) sentezini yapmak, besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, kanseri önlemek, depresyonu hafifletmek, ishali önlemek, otizm bulgularını hafifletmek, kabızlığı tedavi etmek' olduğunu söyledi.

"KEFİRİN BİLİNEN ZARARI YOK"

Dr. Esra Karağaç, vücut için gerekli fermente gıdaların başında gelen kefirin bilinen bir zararı olmadığını kaydetti. Çok nadir olarak bazı kişilerin, yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemediklerine işaret eden Karaağaç, bu kişilerin kefir miktarını yavaş yavaş artırmasını tavsiye etti. Kefir tanelerinin, ziraat fakültelerinden, aktarlardan temin edilebileceğini anlatan Uzm. Dr. Esra Karağaç, "Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır. Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran, metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnıbahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihen buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler." diye konuştu.

NE KADAR KEFİR TÜKETİLMELİ?

Kefirin kullanım miktarlarını da açıklayan Uzm. Dr. Karaağaç, kefir içmeye bir bardakla başlandığını, sonra giderek miktarın artırılabileceğini vurguladı. Kefirin genellikle 250-1000 mililitre kadar tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, şunları kaydetti: "Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir. Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin, yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır. Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler. Ayrıca, kefirde bulunan CO2 sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler. Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Yoğurt, prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır."

"KEFİR DOĞAL ENERJİ, ŞİFA KAYNAĞI"

Kefirin, her derde deva, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Karaağaç, kefirde bol miktarda bulunan mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi. Minerallerin, kemik ve kas yapısını güçlendirdiğini anlatan Karaağaç, kefirdeki vitaminlerin kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını gidediğini açıkladı.

Dr. Esra Karaağaç, kandaki antikorları kuvvetlendiren kefirin faydalarını şöyle özetledi:

"Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Kefir, yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Kefir, biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Kefir, sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Kefir, mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar."
SABAH yeni haber CİHAN

enigma
13-06-2014, 11:27
Sayın Pinky 1 yıl once keşfettık kefırı ben hergun ıçıyorum.
1. sorum:kefir tanelerinin ilk alındığı yer neresi eşim hayvan bağırsağından alınmıştır sonra çoğalmıştır deyıp içmiyor...
2. sorum:kefir taneleri ciddi şekilde coğaldı komşulardan isteyen oldu verdık .kalanınıda derın dondurucuya attık cam kavanozla...acaba daneler olmuşmudur yoksa cozulunce yasarlarmı?
3. sorum:mayaladıkdan sonra sulandırıpmı ıçıyorsunuz koyumu içiyorsunuz.koyunun içimi ağır bulanlar var..
4.sorum:en faydalı içme zamanı ne zaman sızce.. ben sabahları ac karnına 2 su bardağı ıçıyorum...
teşekkürler

pinky
13-06-2014, 13:17
Sayın Pinky 1 yıl once keşfettık kefırı ben hergun ıçıyorum.
1. sorum:kefir tanelerinin ilk alındığı yer neresi eşim hayvan bağırsağından alınmıştır sonra çoğalmıştır deyıp içmiyor...
2. sorum:kefir taneleri ciddi şekilde coğaldı komşulardan isteyen oldu verdık .kalanınıda derın dondurucuya attık cam kavanozla...acaba daneler olmuşmudur yoksa cozulunce yasarlarmı?
3. sorum:mayaladıkdan sonra sulandırıpmı ıçıyorsunuz koyumu içiyorsunuz.koyunun içimi ağır bulanlar var..
4.sorum:en faydalı içme zamanı ne zaman sızce.. ben sabahları ac karnına 2 su bardağı ıçıyorum...
teşekkürler
1. Hayvan bağırsağından alınmadığı kesin. Geviş getirenlerin sindirim sisteminden alınmış. Bu sırrı kafkaslarda bilenler açıklamıyorlar. Bebekler doğum esnasında vaginadan geçerken anneden sindirim için gerekli olan bakterileri ağızlarından alıyorlar. Sezeryanla doğanlar bu mucizeden mahrum kaldıkları için annelerine kefir içmeleri öneriliyor. Bebeklerin anne sütüyle bu faydalı bakterileri almaları için.

2. Yaşarlar sorun olmaz. Ben buz dolabında saklıyorum. Cam kavanozda üstlerini kaliteli içme suyuyla örterek. Asla klorlu su kullanmayın. Buz dolabından çıkarınca da süzüp tekrar içme suyuyla banyo yaptırın. :) Bundan çok hoşlanırlar.

3. Hiç sulandırmam. 2 günlük mayalama süresi yeterlidir. Ekşi istiyorsanız süreyi uzatın. Kefirinizi aynı gün tüketemeyecekseniz buz dolabına koyun.

4. Sabah kalkınca ilk işiniz su içmek olsun. Kefiri canınız istediği zaman miktar kısıtlaması olmadan içebilirsiniz.

Ailenizle birlikte sağlıklı bir hayat diliyorum.

enigma
13-06-2014, 14:48
Sayın Pinky teşekkürler paylaşım için;
su an bakterilerle ılgılı cıddı çalışmalar varmış yurt dışında hatta antartıka gıbı soğuk yerlerde bılım ınsanları bakteri arıyormuş buzulların altında ...
kefirde bence bakteri merkezi...
kefirdeki bakterileri ne kadar ayrıştırılabılır bılmıyorum ama aynı ozellıkdekı faydalı bakterıler ayrısırsa ilaç bile olabılır...

Erasure
13-06-2014, 22:18
forum üyeleri içinde en farklı kefirleri sanırım ben tükettim.
şimdiye kadar 4 farklı kefir ile tanıştım. Özünde birbirine benzer ancak tadları, yapılış tekniği vs tam bilmiyorum,
sebeplerden dolayı bana aynı gelmedi. Hatta Türkiye'deki üreticilerde bile değişik tadlar buldum.

Sırasıyla;
Sibirya'daki Khanty'lere ait kefir'i denedim, bana koku ve tad olarak ağır geldi, fazla tüketemedim.
Rusların kefiri daha iyi ve tadı bizimkilere benziyor.
Azeriler, bunların kefir'leri de Rus'lara yakın, genellikle tek içimlik (200 ml) ambalajda satılıyor.
Türkiye'deki üreticiler içinde en çok Atatürk Orman Çiftliğinin Kefirini beğendim. 2-3 günde bir alıyorum. Bunun tadı çok hoşuma gitti.

Ama halen kefir tüketimi yaygın değil. Sanırım 1 tl fiyatının 5 tl seviyesinde olması alım için çoğu kişiyi düşündürüyor olabilir.
Özellikle yoğurt gibi bir ürünü aynı paraya 1-2 lt alabilirken; kefir'e bunu vermek cazip gelmiyordur.

Denememiş olanlar, mutlaka tadına bir baksınlar, başlangıçta zor bir koku ve tad ile karşılacaklar ama zamanla seveceksiniz...

pinky
13-06-2014, 23:08
Raf ömrünü arttırmak için katkılı olan market kefirleri ilk tavsiyemiz değil. Gene de hiç içmemekten iyi sayılır.

Ben 1.5 liraya aldığım süt ile litresi 1.5 liraya kefir elde ediyorum. Maya maliyeti zaten sıfır, bilemediniz sıfıra yakın. Üstelik daha sağlıklı. İmalat için harcanan zaman kabaca 5 dakika.

Tad konusuna gelince bu tartışılamaz. Her yörenin insanlarını ve herkesin damak tadı kendine hastır. Tad kullandığınız hayvanın sütü lle değişir. Hayvanın otladığı yerin ot cinsi de etkilidir.

Çok faydalı olan bu besin için tad yerine fayda ilk planda olmalıdır. Ekşilik zevkiniz için uygun mayalama süresini bulmalısınız.

Önemli olan hayat boyu kefir içmektir.

yağmur
14-06-2014, 22:01
Kefir denilen sihirli içecek
Dr. Mete Ekşioğlu

Batı Hun İmparatoru Atilla, Roma üzerine yürüdüğünde, Roma’nın imparatoru nasılsa bunlar vebaya yakalanıp kırılır ve geri dönerler demiş. Ancak kayıtlarda hun askerlerinin vebadan fazla etkilenmediği yazılmaktadır. Bunun en önemli sebebinin hun askerlerinin fizik dayanıklılık gücünün çok olması ve her askerin matarasında kefir bulunmasıdır. Kefir, Avrupalı tarihçiler tarafından o tarihlerdeki kayıtlara sihirli, mucizevi içecek olarak geçmiştir. Macaristan, Polonya ve İskandinav ülkelerinde bugün çok yaygın olarak kullanılan kefir buralara Orta Asya’dan gelen Türkler tarafından getirilmiştir. Türkler yaklaşık 5 bin yıl önce bu içeceği bulmuşlardır. Koyun, keçi ve inek sütünden yapılmaktadır.

1900’lü yılların başında Kafkasyalıların uzun ve sağlıklı yaşamaları üzerine araştırmalar yapan ve 1908 yılında Nobel ödülü alan Rus bilim insanı Elie Metchnikoff uzun ve sağlıklı yaşayan insanların kefiri bol miktarda tükettiklerini görmüş ve buradan yola çıkarak probiyotikleri keşfetmiştir. Probiyotikler vücudumuza faydalı olan canlı mikroorganizmalardır (faydalı mikroplar). Kefirde, sirkede, turşularda, ekşime özelliği bulunan yoğurt ve sütte, bozada, şalgam suyunda bu canlı mikroorganizmalardan bol miktarda bulunur. Bağırsaklarımızda trafiğin düzgün işlemesi hep bu faydalı mikroorganizmaların sayesinde gerçekleşir. Bu faydalı mikroorganizmaların azalması ise trafiğin felç olmasına, kana kontrolsüz bazı maddelerin geçmesine ve sonuçta pek çok hastalığın doğmasına sebep olur.

Kefir yıllardır geleneksel olarak üretilmektedir. Patlamış mısıra benzeyen 0.5-3 cm çaplarında tanelerden oluşur. Bazı hastalık yapıcı bağırsak mikroplarını öldürücü etkiye sahiptir. Vücut direncini artırıcı etkileri yanında kanser hücrelerinin oluşmasını engelleyen etkileri olduğu bazı bilimsel çalışmalar ile gösterilmiştir. Mide ve pankreas salgılarını düzenleyici etkileri vardır. Otizmi engellediği, yaşlanmayı geciktirdiği, depresyona iyi geldiği, bazı besin allerjilerini düzelttiği bilinmektedir. Günlük olarak yarım litre kefir tüketenlerde tansiyon düzenleyici etki yanında sinir yatıştırıcı özelliklerinin olduğu ve uykusuzluğa iyi geldiği de bilinmektedir. Zayıf ve iştahsız kişilerde kullanılması çok olumlu etkilere neden olmaktadır.

Kefir ve yoğurt türk buluşu olan ürünlerdir. Kefirin dünyada önemi giderek artmakta, bazı hastanelerde hastalara takviye ürün olarak yemekler ile birlikte verilmektedir. Çünkü bağışıklık sistemini düzenlediği ve bazı önemli vitaminlerin vücutta yapılmasında rol oynadığı çok iyi bilinmektedir.

Üzerine titrediğimiz çocuklarımıza binyılların referansı ile günümüze kadar gelmiş bu geleneksel gıdamızı lütfen tanıtın. Önceleri tadından hoşlanmazlar ise yavaş yavaş sıcak yemeklerinize koyarak bunu vermeye çalışın. Çocuğunuza iyi bir eğitim verdirerek onu bir meslek sahibi yapabilirsiniz, çok zengin olmasını da sağlayabilirsiniz. Ancak bunlardan daha önce çocuğunuzun sağlıklı bir vücudunun olması için gayret gösterin. Bence bir anne babaya düşen en önemli görevi yerine getirmiş olacaksınız. Yıllardır söylenir: Can parayı getirir, para canı getirmez. Sağlıkla kalın.

http://www.olay.com.tr/makale/dr.-mete-eksioglu/kefir-denilen-sihirli-icecek/19871.html#.U5yLb5R_tec

enigma
14-06-2014, 22:17
bende çiğ keçi sütüyle mayalayıp sonucunu paylaşacağım cok yalında :)

yağmur
14-06-2014, 22:24
Çocuklara kutu süt yerine kendi yaptığınız kefiri verin.

“135 derecede kaynatılmış, içinde tek bir faydalı bakteri kalmamış, dayanıklı beyaz eşya gibi bir süt!” UHT sütü böyle tarif ediyor Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Ahmet Aydın… Bu süte alışan çocuk bir daha kurtulamıyor, başka bir şey içmek, hatta yemek istemiyor. “Morfin gibi” diyor Aydın, sadece bağımlılık açısından değil, ağrı kesici etkisi sebebiyle de… “Bu çocuklar yere düştü mü, ‘uf oldu’ deyip kalkıyor ayağa, oyuna devam ediyor. Normal bir çocuk ise feryat figan ağlıyor. Ama bunun bedeli ağır, zira çocuk ağrı hissetmiyor, ağlamıyor ama astım, tiroid, MS gibi hastalıklara çok daha kolay yakalanıyor. Dikkat bozukluğu ve hiperaktivitenin müsebbibi de büyük oranda bu sütler! Eğer kutu süt kampanyası sürerse, morfinman bir nesil yetiştireceğiz!”

Ömrü artıyor ama süt de süt olmaktan çıkıyor…

Aydın, “Ben demiştim” demedi, doğrudan dağıtılan sütün mahiyetine işaret etti; “UHT süt dediğiniz öyle bir süt ki, ekşimiyor, aylarca saklanabiliyor. Bu yüzden de kolay kolay zehirlemez, zira bozulmaz. Çünkü 135 derece sıcaklıkta, basınç altında kaynatıldığından içinde ne faydalı ne faydasız tek bir mikrop kalmıyor. Amaç sütün ekşimesini engellemek ve raf ömrünü artırmak. Ömrü artıyor ama süt de süt olmaktan çıkıyor. UHT süt üreticileri, ‘Biz bu işlemi zararlı mikropları öldürmek için yapıyoruz’ diyorlar. Sanki ateşin aklı var; faydalı ve zararlıyı ayıracak! Aslında onlar sütleri dayanıklı beyaz eşya haline getiriyorlar!”

UHT sütlerin sağlığa faydası yok, ama iş bununla kalsa iyi! Aydın şöyle diyor; “UHT süt, vücuttaki faydalı mikropları, yani probiyotikleri yok ediyor. Bunun karşılığı ise hastalıktır. Faydalı mikroplar bağırsaklarımızda bir tabaka oluşturur ve her türlü zehirli maddenin kana geçişini engeller. Bu düzeni bozarsanız, bağırsaklarınız elek gibi açılır, geçmemesi gereken tüm maddeler de kana geçer.”

Yani UHT sütle beslenen bir çocukta zararlı mikroplara direnç düşüyor. Bunun yanı sıra yeterince sindirilmeden kana karışan maddeler vücudun dengesini bozuyor. Bu maddeleri düşman sanan vücut, saldırıya geçiyor. Denge iyice altüst oluyor. Sonuç, astım, tiroid, Tip 1 diyabet ve MS… Her biri birbirinden ciddi hastalıklar!

Bitmedi, daha şaşırtıcı ve ürkütücü bir bilgi daha size… UHT süt, bağımılılık yapabiliyor! Etkisi biraz daha düşük çaplı olsa da aynen morfin etkisi! “Çocuk bir bardakla başlıyor ama öyle alışıyor ki süte, başka bir şey tüketmek istemiyor. Bu çocuklar yere düşse de, canları acımaz, ‘uf’ der kalkar. Oysa normal yaşıtları ortalığı birbirine katar! Çünkü ağrı hissetmezler. Zira UHT süt sebebiyle proteinler sindirilmeden kana geçiyor, bu da çocuklarda morfin etkisine sebep oluyor! Kronik bir morfin zehirlenmesi gibi düşünebilirsiniz. Bu olay çocukların davranışlarını da çok etkiliyor, algılama ve konuşma bozukluklarına neden olabiliyor”

Çünkü insanoğlu, 10 bin yıl öncesine kadar annesinin sütünün dışında süt içmemiştir. Süt onun için yenidir. 10 bin yıl önce de her toplulukta değil, ilk evvela tarım devrimiyle Anadolu’da başlamıştır süt tüketimi. Daha sonra yaygınlaşmıştır. Orta Asya’da müthiş bir süt tüketimi vardır. Ama sütü, süt olarak içmezler, ekşiterek kullanırlar. Kafkasya’ya gidin, hep kefir ve yoğurt olarak tüketirler sütü. Kimse öyle sağıp da doğrudan içmez.

Kefir ile yoğurdun farkları nelerdir?
Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artarır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır.

Yoğurtta mikroorganizma olarak sadece bifidobakterler ve laktobasiller bulunur (market yoğurdu ise onlar da yok !!). Kefirde ise bunlara ilaveten Lactobacillus Caucasus, Leuconostoc, asetobacter ve streptokok gibi bakteriler ile Saccharomyces kefir and Torula kefir gibi mantarlar bulunur. Sonuç olarak evde yapılan yoğurt sağlığınız için çok iyidir kefir ise ondan da iyidir.

Kefir ve kanser
Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır.

Realist34
14-06-2014, 22:33
iyi akşamlar arkadaşlar :)
bundan 3-4 sene öncesine kadar kefir yapıp içiyordum..
gerçekten çok faydalı bir içecek.. ama 3-4 sene önce kaybettiğim mayaların yenisini bulamadım :)
nereden nasıl temin edebiliriz bilgisi olan var mı ?

Realist34
14-06-2014, 22:38
çocukların içeceğini zannetmiyorum.. :) belki değişik markalar adı altında UHT ambalajlarda satılan ürünleri tüketebilirler ama evde yapılanlar biraz sert oluyor.. en azından ben öyle yapıyordum :)

Realist34
14-06-2014, 22:50
Sayın Pinky 1 yıl once keşfettık kefırı ben hergun ıçıyorum.
1. sorum:kefir tanelerinin ilk alındığı yer neresi eşim hayvan bağırsağından alınmıştır sonra çoğalmıştır deyıp içmiyor...
2. sorum:kefir taneleri ciddi şekilde coğaldı komşulardan isteyen oldu verdık .kalanınıda derın dondurucuya attık cam kavanozla...acaba daneler olmuşmudur yoksa cozulunce yasarlarmı?
3. sorum:mayaladıkdan sonra sulandırıpmı ıçıyorsunuz koyumu içiyorsunuz.koyunun içimi ağır bulanlar var..
4.sorum:en faydalı içme zamanı ne zaman sızce.. ben sabahları ac karnına 2 su bardağı ıçıyorum...
teşekkürler

aç karnınıza içmenizi tavsiye etmem.. asit oranı fazla olduğu için mide sorunlarına sebep olabilir .. :)

venguvac
14-06-2014, 23:00
çocukların içeceğini zannetmiyorum.. :) belki değişik markalar adı altında UHT ambalajlarda satılan ürünleri tüketebilirler ama evde yapılanlar biraz sert oluyor.. en azından ben öyle yapıyordum :)

şu an yapmıyorum ama yaptığım zamanlarda az tatlı ayran kıvamında oluyordu. fazla bekletince ekşi oluyor.
az tatlı ayran kıvamına çocukların hayır diyeceğini zannetmem.

ben mayaları MISIR ÇARŞISIndan almıştım.

yağmur
14-06-2014, 23:02
Kefir, tüm alerjilere karşı en kuvvetli iyileştiricidir.
Hiçbir yan etkisi bulunmayan güçlü bir antibiyotiktir.
Karaciğer hastalıklarının tedavisinde yardımcı olabilir.
Safra kesesi taşlarını dökmeye yardımcı olur.
Vücudu ağır metal, tuz ve alkol gibi maddelerden arındırır.
Kefir, kimyasal antibiyotikleri elimine eder.
Kötü kolesterolü düşürür.
Bağırsak yolunu temizler.
Patojen mikro organizmalara karşı etkilidir.
Rahatsız bağırsak sendromuna iyi gelir.
Gastrit tedavisinde etkilidir.
Pankreas sorunlarında faydalıdır.
Ülseri tedavi edici özelliği vardır.
Kolon kanserini önlemede yardımcı olabilir.
Kefir, sindirimi kolaylaştırır.
Vücut fonksiyonlarını düzenler.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Mantara iyi gelir.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Nekahat döneminde kullanılırsa İyileşme sürecini hızlandırır.
Kanser hücrelerinin büyümesini engeller.
Sedef hastalığı tedavisinde yardımcı olabilir.
Egzama tedavisinde kullanılır.
Tümörlerin büyüklüğünü azaltır.
Kalp hastalıklarını tedavi eder.
Bağırsaklardaki tıkanıklığı tersine çevirir.
Kan damarlarını temizler.
Kefir, enerji verir.
Kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.
Akciğer enfeksiyonlarına karşı etkilidir.
Metabolizmayı çalıştırır.
Kilo vermek isteyenlere yardımcıdır.
Aknelere iyi gelir.
Saçı canlandırır.
Diş ve diş eti hastalıklarının tedavisinde etkilidir.
İlaçların yan etkilerini azaltır.
Antibiyotik kullanımı sonrasında vücuttaki iyi bakterileri korur.
Sindirim sistemindeki mikrofloranın korumada görev yapar.
Kefir, tansiyonu düzenler.
Kan şekerini düşürür.
Yağ asidi ve kolesterol seviyesini düşürür.
İshale iyi gelir.
Şişkinliği azaltır.
Bağırsak hareketlerini hızlandırır.
Strese karşı etkilidir.
Uyku sorunlarının tedavisine iyi gelir.
Depresyona iyi gelir.
Dikkat eksikliğine iyi gelir.
Beynin nörofoksiyonlarını geliştirir.
Kefir, midedeki gazı azaltır.
Laktik asit fermantasyonu ile süt ürünlerinin sindirimini kolaylaştırır.
Enfeksiyonlara karşı etkilidir.
Vajinal kokuları yok eder.
Kırışıklıkları gerginleştirir.
Kefir, arterite iyi gelir.
Kalın bağırsak yangısını iyileştirir.
Gut hastalığına karşı etkilidir.
Migrene iyi gelir.
Romatizma tedavisinde etkilidir.
Mide rahatsızlıklarına karşı etkilidir.
Detoks etkilidir.
Sütün içerisindeki proteinin alımını ve sindirimini arttırır.
B3 , B6 ve folik asit üretimini destekler.
Tüberküloz tedavisinde etkilidir.
Mide kramplarına iyi gelir.
Regl döneminde tüketilebilir.
Kronik bağırsak enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir.
Karaciğer enfeksiyonlarına iyi gelir.
Astıma karşı iyi gelir.
Bronşit hastalarına önerilir.
Kansızlığa iyi gelir. Metastazı engeller.
Sabahları görülen ağız kokusunu önler.
Kefir, hepatit tedavisinde etkilidir.
Boğazda balgam birikmesini engeller.
Performansı artırır.
Gerçek kefir içiniz !

Realist34
14-06-2014, 23:14
şu an yapmıyorum ama yaptığım zamanlarda az tatlı ayran kıvamında oluyordu. fazla bekletince ekşi oluyor.
az tatlı ayran kıvamına çovukların hayır diyeceğini zannetmem.

ben mayaları MISIR ÇARŞISIndan almıştım.

teşekkürler ben de uğrayayım bir ara :)
evet mayalanma süresi arttıkça ekşiliği de artıyor ama ekşiliğinin fazla olmasının sebebinde, içindeki yararlı bakterilerin fazla olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.. ama dediğiniz gibi o kadar ekşi yapmaya gerek yok :)

pinky
15-06-2014, 10:40
iyi akşamlar arkadaşlar :)
bundan 3-4 sene öncesine kadar kefir yapıp içiyordum..
gerçekten çok faydalı bir içecek.. ama 3-4 sene önce kaybettiğim mayaların yenisini bulamadım :)
nereden nasıl temin edebiliriz bilgisi olan var mı ?
Sağlıklı kefiri Zıraat fakültelerinden temin edebilirsiniz.

aok75
16-06-2014, 12:36
Hangi sporları yapıyorsunuz?
Ben Fitness yapıyorum.

http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=100537

Ben haftanın 5 günü düzenli bir şekilde spor yapmaya çalışıyorum. Hafif ağırlık ve fitness yapıyorum. Sağlıklı beslenmeye, düzenli uyumaya dikkat ediyorum. Vücuduma elimden geldiğince iyi bakmaya çalışıyorum kısacası.

enigma
17-06-2014, 14:04
Sayın Pinky ve forum uyeleri;
çoçuklarımın cok hasta ve uzun sure hasta olmasıyla gıda takvıyelerini araştırdım...bağişıklık sıstemını guclenıren
propolis---kırmızı reishi mantarı ikisi bana mantıklı geldi
gano excel malezyada ve reishi yetiştiren bır fırma uye oldum ve urunlerini kullanmaya başladım
siz ne düşünüyorsunuz bu ürünle hakkında
teşekkürler

pinky
17-06-2014, 14:27
Sayın Pinky ve forum uyeleri;
çoçuklarımın cok hasta ve uzun sure hasta olmasıyla gıda takvıyelerini araştırdım...bağişıklık sıstemını guclenıren
propolis---kırmızı reishi mantarı ikisi bana mantıklı geldi
gano excel malezyada ve reishi yetiştiren bır fırma uye oldum ve urunlerini kullanmaya başladım
siz ne düşünüyorsunuz bu ürünle hakkında
teşekkürler

Maalesef bu bitkiler hakkında bilgim yok. Kaliteli bal tavsiye edebilirim.

cetvel
17-06-2014, 21:39
Sayın Pinky ve forum uyeleri;
çoçuklarımın cok hasta ve uzun sure hasta olmasıyla gıda takvıyelerini araştırdım...bağişıklık sıstemını guclenıren
propolis---kırmızı reishi mantarı ikisi bana mantıklı geldi
gano excel malezyada ve reishi yetiştiren bır fırma uye oldum ve urunlerini kullanmaya başladım
siz ne düşünüyorsunuz bu ürünle hakkında
teşekkürler

ithal propolis mi kullanıyorsunuz? fiyat olarak ne ödüyorsunuz acaba?

enigma
18-06-2014, 12:35
ithal propolis mi kullanıyorsunuz? fiyat olarak ne ödüyorsunuz acaba?
yerli linli burada

http://www.afye.gen.tr/afye-propolis-550-mg-60-kapsul-

ayrıca gano excelin sabah gevregi kakao ve supreno kahvesi ile sabunlarını kullanıyorum...

cetvel
18-06-2014, 22:44
yerli linli burada

http://www.afye.gen.tr/afye-propolis-550-mg-60-kapsul-

ayrıca gano excelin sabah gevregi kakao ve supreno kahvesi ile sabunlarını kullanıyorum...

ben propolisi tercih etmiyorum... propolisi genelde alkolde çözüyorlar... etil alkolde sorun yok ama ya metil alkol kullanıyorlarsa!!!

ben polen ile yetiniyorum :)

yağmur
19-06-2014, 00:04
ben propolisi tercih etmiyorum... propolisi genelde alkolde çözüyorlar... etil alkolde sorun yok ama ya metil alkol kullanıyorlarsa!!!

ben polen ile yetiniyorum :)

Sayın cetvel, propolisi kendiniz de etil alkolde çözerek hazırlayabilirsiniz ve çok sağlıklı bir doğal antibiyotik elde edersiniz
Virüs, bakteri ve mantarlara karşı etkilidir..
Aynı zamanda da metabolizmayı güçlendirir bağışıklık sistemini yükselterek.

cetvel
19-06-2014, 00:09
Sayın cetvel, propolisi kendiniz de etil alkolde çözerek hazırlayabilirsiniz ve çok sağlıklı bir doğal antibiyotik elde edersiniz
Virüs, bakteri ve mantarlara karşı etkilidir..
Aynı zamanda da metabolizmayı güçlendirir bağışıklık sistemini yükselterek.

biliyorum ama yine de poleni tercih ediyorum...

bu arada yeni bir tartışma başlatacak gibi olacağım ama ben günde 5 adet yumurta yiyorum sabah kahvaltıda; tereyağı, kavurma, yeşil biber, domates...

yaklaşık 3 senedir, hemen her sabah kahvaltım bu şekilde... :D

herkese yumurtayı tavsiye ederim...

yağmur
19-06-2014, 00:12
Kefir yapması çok kolay lütfen kefiri kendiniz üretiniz..
Çocuklar ve özellikle bebekler için çok yararlı:yes:
Özellikle sezeryanla doğan ve anne sütü alamayan bebeklere verilebilir, bu tür çocuklara en azından 2 yaşından sonra kefir verirseniz, anne sütünden alamadığı bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bakterileri vermiş olursunuz..

Jarmenkell
22-06-2014, 21:40
Sayın Pinky ve diğer bu konuda emeği geçenlere sonsuz teşekkürler,

20 yaş dişlerimi çektirdim, sonrasında implant felan derken 1 yıl olmadan 4 kutu antibiyotik bitirdim buda midemi mahvetti, söylemesi ayıptır ishal yaptı, yani antibiyotikler midedeki yararlı bakterileride öldürüyormuş ve çok uzun süre ishal geçmedi,çünkü midemde yararlı bakteri kalmamış araştırınca ögrendim :) ilaç kullandım, bu reflor ve maflor denen ilaçlardan çok pahalı ama aynı kefir gibi içinde canlı bakteriler varmış buda isali geçiriyordu, sonra araştırdım bu canlı ve yararlı bakteriler(probiyotik) kefirdede varmış, yoğurtda canlı bakterilere besin sağlıyormuş,
kısaca özetlersem midenizin sağlam ve düzenli çalışması için bu yararlı bakteriler olmazsa olmaz!
antibiyotikle felan öldürüseniz mecburen yerini doldurmak zorundasınız yoksa mideniz düzgün bir şekilde işlevini yerine getiremez

Nezamandır kefir aklımdaydı, beceremem diye almamıştım,onun yerine hazır satılan çilekliden bir kaç sefer denedim,şimdi bu konuyu görünce ilk iş direk kollları sıvamaktan geçti,

mısır çarşısı denen aktarcılardan mayayı buldum, küçük şişede satılan 12 tl idi aynı patlamış mısır gibi suyun içinde adı erciyes diye geçiyor, birde toz halinde olan vardı oda 27 tl ydi pahalı diye almadım,12 tl olanını aldım :) , aslında parasından degilde toz olanına güvenemedim ilk süzülüşte elekten koybolup gidermi bilemediğim için,

İlk kefirimi bugün yaptım, aslında çok basitmiş, 2 gün sonra umarım tutarda devamını getirebilirim,

30 yıldır daha adını bile duymamıştım, umarım bundan sonra faydası olur
Bilgi paylaştıkça çoğalır, umarım herkes duyarda daha çok kişi bu mucizeden yararlanır

Burda emeği geçenlerede teşekkürler.

pinky
23-06-2014, 12:59
Bugün ilk defa cacığı yoğurt yerine kefir ile yaptık, nefis oldu. Üstelik kefir yoğurttan çok ucuz. Evde yaptığımız için süt fiyatına.

yağmur
23-06-2014, 17:11
Bugün ilk defa cacığı yoğurt yerine kefir ile yaptık, nefis oldu. Üstelik kefir yoğurttan çok ucuz. Evde yaptığımız için süt fiyatına.

Çok güzel! afiyet olsun sayın pinky..
Kefir, ramazanda iyi bir sahur alternatifi olabilir içine biraz ceviz yada badem birazda yulaf ve sevdiğiniz meyvelerden yada kurularından eklerseniz çok doyurucu ve tok tutucu hemde besleyici bir besin almış olursunuz:yes:
Hazırlaması ve hazmı kolay olan ve mideyi rahatsız etmeyen bu karışımı umarım seversiniz..
Kefiri lütfen kendiniz yapınız ve günlük şişe sütü kullanınız, uzun ömürlü sütten uzak durunuz, uzun ömürlü süt hiç bir yararı olmayan bolca zararı olan bir maddedir..

pinky
23-06-2014, 17:19
Çok güzel! afiyet olsun sayın pinky..
Kefir, ramazanda iyi bir sahur alternatifi olabilir içine biraz ceviz yada badem birazda yulaf ve sevdiğiniz meyvelerden yada kurularından eklerseniz çok doyurucu ve tok tutucu hemde besleyici bir besin almış olursunuz:yes:

Hiç aklıma gelmeyen güzel bir tarif olmuş. Teşekkürler.deneyeceğiz.

pinky
29-11-2014, 14:42
Biyokimya Uzmanı Dr. Esra Karaağaç, mayalanmış (fermente) bir süt içeceği olan kefirin mucizevi sırlarının, içerdiği maya ve bakterilerde gizli olduğunu söyledi.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketiminde artış olması ve buna paralel turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, "Süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması, vücudumuzun mükemmel probiyotik (faydalı bağırsak mikropları) dengesini bozmuştur." dedi.

Biyokimya uzmanı Dr. Karaağaç, bağırsak sisteminde, 'dost bakteriler' olarak adlandırılan, tutunma özelliği olan probiyotik bakterilerin bulunduğunu ifade etti. Karaağaç, bir kaşık kefirde 70-100 milyon arası probiyotik bakteri bulunduğunu kaydetti. Yeterli miktarda yenilen, insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara 'probiyotik' dendiğine işaret eden Uzm. Dr. Esra Karaağaç, erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunduğunun altını çizdi.

Bu rakamın, insan hücre sayısının 10 katı kadar olduğuna dikkat çeken Dr. Karaağaç, şöyle devam etti:

"Sayıları 400'ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 metrekare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsağın sümüksü zarını, koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararları yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artış olması ve buna paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini bozmuştur."

Uzm. Dr. Karaağaç, probiyotiklerin görevleri arasında; 'bağışıklık sistemini güçlendirmek, yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin) sentezini yapmak, besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, kanseri önlemek, depresyonu hafifletmek, ishali önlemek, otizm bulgularını hafifletmek, kabızlığı tedavi etmek' olduğunu söyledi.

"KEFİRİN BİLİNEN ZARARI YOK"

Dr. Esra Karağaç, vücut için gerekli fermente gıdaların başında gelen kefirin bilinen bir zararı olmadığını kaydetti. Çok nadir olarak bazı kişilerin, yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemediklerine işaret eden Karaağaç, bu kişilerin kefir miktarını yavaş yavaş artırmasını tavsiye etti. Kefir tanelerinin, ziraat fakültelerinden, aktarlardan temin edilebileceğini anlatan Uzm. Dr. Esra Karağaç, "Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır. Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran, metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnıbahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihen buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler." diye konuştu.

NE KADAR KEFİR TÜKETİLMELİ?

Kefirin kullanım miktarlarını da açıklayan Uzm. Dr. Karaağaç, kefir içmeye bir bardakla başlandığını, sonra giderek miktarın artırılabileceğini vurguladı. Kefirin genellikle 250-1000 mililitre kadar tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, şunları kaydetti: "Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir. Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin, yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır. Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler. Ayrıca, kefirde bulunan CO2 sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler. Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Yoğurt, prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır."

"KEFİR DOĞAL ENERJİ, ŞİFA KAYNAĞI"

Kefirin, her derde deva, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Karaağaç, kefirde bol miktarda bulunan mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi. Minerallerin, kemik ve kas yapısını güçlendirdiğini anlatan Karaağaç, kefirdeki vitaminlerin kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını gidediğini açıkladı.

Dr. Esra Karaağaç, kandaki antikorları kuvvetlendiren kefirin faydalarını şöyle özetledi:

"Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Kefir, yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Kefir, biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Kefir, sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Kefir, mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar."

http://www.sabah.com.tr/yasam/2012/1...gesini-bozuyor

RanceyY1907
01-01-2015, 19:53
Selamlar pinky
Bende kefire bu hafta başladım bağırsak floramı düzeltmek için.
Altın kılıcın kefiri ile başladım.1 litresi 5.45 e geliyor.Yanlız hem daha sağlıklı olması ve daha ucuz olması için evde yapmayı düşünüyorum.Uht sütünde yararlı değil zararlı olduğununda burada öğrenmiş oldum.
1-Üniversitelerde en saglıklısının alınabileceğini okudum.Bunu biraz açabilirseniz sevinirim.İstanbul anadolu yakası kartalda oturuyorum.
2-Hangi sütü tavsiye edersiniz.Tam yağlı yarım yağlı ? Markada olur.
Açtıgınız yararlı konu için sizlere teşekkür ederim.:super:.

pinky
01-01-2015, 20:41
Selamlar pinky
Bende kefire bu hafta başladım bağırsak floramı düzeltmek için.
Altın kılıcın kefiri ile başladım.1 litresi 5.45 e geliyor.Yanlız hem daha sağlıklı olması ve daha ucuz olması için evde yapmayı düşünüyorum.Uht sütünde yararlı değil zararlı olduğununda burada öğrenmiş oldum.
1-Üniversitelerde en saglıklısının alınabileceğini okudum.Bunu biraz açabilirseniz sevinirim.İstanbul anadolu yakası kartalda oturuyorum.
2-Hangi sütü tavsiye edersiniz.Tam yağlı yarım yağlı ? Markada olur.
Açtıgınız yararlı konu için sizlere teşekkür ederim.:super:.

UHT süt zararlı değil. Bakterilere karşı daha korumalı. Günlük sütten de olur, UHT den de. Sütün kaliteli olması tercih edilir. Günlük şise süt en iyisi. Ben daha ucuz diye UHT sütten yapıyorum. İnternetten aldığım maya 5 senedir hiç bozulmadı. Kaliteli sütlerle daha lezzetli olur.

1- Zıraat Fakülteleri dışındaki yerlerden kefir mayası satışı yasaklandı. İnternetten araştırıp bir fakülteden alabilirsiniz.

2- Tam yağlı da olur. yarım yağlı da. Tam yağlı olanı seçin maya daha çok çoğalıyor.

Kefir yazılarını BLOG dan da okuyabilirsiniz:

http://www.hisse.net/forum/entry.php?b=1599

enigma
01-01-2015, 20:45
kefir mayası nemli yerde çoğalıyormuş yeni öğrendim

RanceyY1907
01-01-2015, 21:56
pinky siz sütü kaynatıyormusunuz bir de her mayalamadan sonra yıkıyormusunuz
şu anda en önemlisi saglıklı maya bulma aşaması biraz araştırdımda istanbulda hiç bir üniversite bulamadım çok ilginç geldi bana
https://www.kefirdanem.com/Urunler/4/Sevdanem---Kefir-Mayasi?cType=tr-TR
bu siteyi buldum

pinky
02-01-2015, 00:43
pinky siz sütü kaynatıyormusunuz bir de her mayalamadan sonra yıkıyormusunuz
şu anda en önemlisi saglıklı maya bulma aşaması biraz araştırdımda istanbulda hiç bir üniversite bulamadım çok ilginç geldi bana
https://www.kefirdanem.com/Urunler/4/Sevdanem---Kefir-Mayasi?cType=tr-TR
bu siteyi buldum

UHT kullanırsanız kaynatmak gerekmez. Sütçüden alırsanız kaynatmalısınız. Ancak sütün içinde kaynatmakla ölmeyen bakteriler de bulunabilir. Pastörize etmek güvenlidir . UHT sütler pastörize edilmiştir.

Kefiri mayalayıp süzdükten sonra mayaları içme suyu ile yıkayıp, sulu olarak buzdolabında muhafaza ediyorum.

Ben 5 yıl önce gittigidiyor'dan 25cc mayayı TL 17.5 satın almıştım. Hala o mayayı kullanıyorum.

http://urun.gittigidiyor.com/gida-urunleri/dogal-ev-uretimi-kefir-mayasi-faturali-135567333

Bulduğunuz site 1 seferlik. Marketteki fiyata yakın. Tavsiye etmem.

pinky
02-01-2015, 00:47
Kefir ve gittigidiyor yazdım. Anında kefir reklamları hisse.net sayfamda çıkmağa başladı. :)

yağmur
09-01-2015, 16:12
KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR… Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya’ da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )
Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

Neden kefir tüketmeliyiz?
Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir;

* Bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önler
* Beyine enerji verir ve zihinsel gelişimi sağlar
* Kansere karşı koruyucu ve kanseri geciktirici etkisi vardır
* Yüksek tansiyonu giderir
* Kolesterolü düşürür
* Damar sertliğini giderir
* Kemik erimesini önler
* Bronşit ve astım nöbetlerini azaltır
* Kansızlığı ve kan bozukluğunu giderir
* Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır
* Egzama ve alerjilerde faydalıdır
* İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder
* İdrarı sulandırır
* Karaciğer bozukluğunu tedavi eder
* Mide ve bağırsak salgılarını arttırıp hazmı kolaylaştırır
* Bağırsak hareketlerini hızlandırır
* Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir

Bizim ikinci beynimiz bağırsaklarımız olduğu için kefir, bağırsaklardaki yararlı bakterilerin sayısını ve türlerini zenginleştirerek, sağlığımıza büyük katkı verir..
Kefirinizi kendiniz yaparsanız, yaparken de kendi olumlu enerjinizi ve sevginizi katarsanız, o kefirin bedeninizde yapacağı mucize iyileştirmelere şaşıracaksınız :yes:
Afiyet olsun! bakalım 2015 de kimler vücuduna kefir hediye edecek?

pinky
13-03-2015, 13:06
UHT sütün içinde bulunan büyüme hormonu nedeniyle fazla içilmesinin kansere yol açtığı konusunda uyaran Cerrahpaşa Tıp Fak.Prof.Dr.Ahmet Aydın, çok süt içmenin boyu uzattığını ancak, okullarda dağıtılan uht sütlerin yerine doğal sütten yapılmış ayran yada kefir dağıtılmalı diyor.

Ünlü beslenme uzmanı PROF.DR.AHMET AYDIN vefat etti.
Cerrahpaşa Hastanesi'nde uzun müddet profesörlük yapan,
beslenme konusunda TAS DEVRI DIYETINI icad eden,
birçok TV'lerde konuşma yapan PROF.DR.AHMET AYDIN
SADECE Cerrahpaşa Hastanesi'ndeki tören ile toprağa verildi.

Mekanı CENNET olsun

Kefir için neler demişti.hatırlayalım:

http://www.kefirtanesi.com/tag/prof-dr-ahmet-aydin/

yas3gk
13-03-2015, 14:53
sn.pinky ağabeyim,anne sütünden başka süt içmedim diyebilirim,okul yılların da süt tozu ve çörek verirlerdi,ondan başka da bilmem sade süt olarak,ama yoğurt olmazsa olmazım kahvaltıda bile yerim,son bir kaç yıldır da kefirle tanıştık,şimdi her gün bir su bardağı kefir içerim,faydasını da gördüm mü onu da şimdilik bilmiyorum,içmeye devam....:)Hocamıza da ALLAH tan rahmet ve sevenlerine de baş sağlığı diliyorum...selamlar....

enigma
23-04-2015, 11:12
çiğ keçi sütüyle kefiri mayalama sansını buldum...önceden kaynamış soğumuş sokak sütüyle yapıyordum arada ciddi fark olduğunu gordum ...2 gün bekletip süzüyorum tatlı ayran gibi oluyor...kefircilerin bilgisine sunulur

pinky
23-04-2015, 11:48
çiğ keçi sütüyle kefiri mayalama sansını buldum...önceden kaynamış soğumuş sokak sütüyle yapıyordum arada ciddi fark olduğunu gordum ...2 gün bekletip süzüyorum tatlı ayran gibi oluyor...kefircilerin bilgisine sunulur
Konumuz zaten sağlık

Tadı güzel olabilir ama sağlık açısından da güvenli olmayabilir. Kaynamış sütte dahi ölmeyen tehlikeli bakteriler olduğu için benim tercihim, anne sütü hariç, pastörize sütlerdir.

pinky
18-05-2015, 15:33
SÜT İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR UZMAN DİYETİSYEN TURGAY KÖSE, SÜT İLE İLGİLİ TÜM MERAK EDİLENLERİ YANITLIYOR.

14.05.2015

“UHT sütte hiçbir besin değeri yoktur, kutu sütler uzun süre bozulmuyor çünkü içinde katkı maddesi var, sokak sütleri organik ve doğaldır” gibi süt ile ilgili pek çok farklı ve çelişkili haber duyuyoruz. Peki, nedir bu haberlerin doğruluğu? Hangi sütleri tüketmeliyiz? Süt ile ilgili duyduğumuz bilgilerin doğru cevaplarını Uzman Diyetisyen Turgay Köse’den öğreniyoruz.

UHT sütler uzun süre bozulmuyor çünkü içinde koruyucu katkı maddesi var (YANLIŞ)
Pek çok kişi UHT sütlerin uzun süre dayanmasının altında yatan sebebin içine katılan katkı maddelerinden kaynaklı olduğunu düşünse de bunun asıl sebebi; uygulanan ısıl işlem ve 6 katmandan oluşan özel ambalaj. UHT yöntem ile süt 4-6 saniye gibi çok kısa bir sürede 135-150˚C’ye kadar ısıtılıp oda ısısına soğutulur. Böylece süt besin değerini kaybetmeden mikroplardan arınmış olur. Zararlı maddelerden arınan süt katkı maddesine ihtiyaç duymaz ve ambalajı açılmadığı takdirde 4 aya kadar tazeliğini koruyabilir.

UHT ambalajlarında kullanılan alüminyum insan sağlığına zararlıdır (YANLIŞ)

UHT sütlerin ambalajlarında kullanılan alüminyum, ışık ve oksijen geçişini önleyici bir ara katman olarak işlev görmektedir. Ancak aliminyum, süte kesinlikle temas etmediği için insan sağlığına asla zarar vermemektedir.

UHT işlemi sırasında mikroorganizmaların yanında faydalı bakteriler de ölüyor (YANLIŞ)

Probiyotik yani faydalı bakteriler yoğurt, peynir ve kefir gibi fermente olmuş süt ürünlerinde bulunur. Gerek çiğ gerekse pastörize veya UHT sütlerde probiyotik bakteri bulunmaz. Dolayısıyla UHT işleminin sütte bulunan faydalı bakterileri öldürdüğü görüşü yanlış bir düşüncedir.

Sokak sütünün besin değeri UHT sütten daha yüksektir (YANLIŞ)

UHT işlem sütü güvenle tüketebilmemiz için sütün besleyiciliğini kaybetmeden içindeki zararlı mikroorganizmalardan arındırılmasıdır. Sokak sütlerinde hijyenik sağım, taşıma ve dağıtım koşullarına uyulmadığında mikroorganizma yükü ve besin değeri açısından sıkıntılar yaşanır. Ayrıca evde ısı-zaman kontrolsüz yapılan kaynatma işlemi, sütün besin değerinde UHT işlemine göre çok daha yüksek kayıplara yol açar.


Süt tüketmek kansızlığa neden olur (YANLIŞ)

Süt, pek çok besin öğesi bakımından çok zengin olmasına rağmen, yeterli oranda demir minerali içermez. Diğer yandan kansızlığa da neden olmaz. Kansızlığın engellenmesi için karaciğer, balık, tavuk, kırmızı et, yumurta, kuru baklagiller gibi demir içeriğinden zengin besinler tüketilmelidir.

Sokak sütleri organiktir (YANLIŞ)

Besinlerin organik olma kriterleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliklerle belirlenir ve yalnızca bakanlığın “organiklik logosunu” taşıyan sütler organiktir. Sokaktan veya perakendeden alınan açık / ısıl işlem görmemiş sütler organik değildir. Aksine herhangi bir kontrolden geçmediği için sağlığımız açısından risk taşıyabilir.

Homojenizasyon ne işe yarıyor, zararlı mı?

Sütlere uygulanan homejenizasyon işlemi ile sütün içindeki yağ parçacıklarının süte eşit olarak dağılması sağlanır. Bu durum sütün daha beyaz, daha kıvamlı ve daha lezzetli olmasını sağlar. Aynı zamanda yağ parçacıklarının daha da küçülmesi sütün sindirimini de kolaylaştırır. Homojenizasyon esnasında uygulanan basıncın proteinlere zarar verecek düzeyde değildir ve bu nedenle sütün bileşenlerine zarar vermez. Bu dünyada konu ile ilgili yapılan pek çok araştırmada gösterilmiştir.

pinky
17-06-2015, 10:17
Kefir
Kefir, faydalı bakteri ve mayalar içeren (probiyotik) fermente bir süt ürünüdür. Probiyotik olması dolayısıyla, faydalı mikroorganizmaların üremesini arttırıcı maddeler içeren (prebiyotik) yoğurttan ayrılır. Probiyotik açısından en zengin gıdalar anne sütü ve kefirdir.
Kefirin kullanımı uzun yıllar Kafkasya ile sınırlı kalmış ve yapım tekniği gizli tutulmuştur. Sağlık üzerindeki faydalı etkilerinin keşfedilmesiyle 8. yüzyılın başlarından itibaren ünü Kafkasya sınırlarını aşmış, 19. yüzyılın başlarında Rusya'ya, daha sonra Avrupa, ABD ve Avustralya'ya ulaşmıştır.
1912 Nobel Tıp ödülünü kazanan Elie Metchnikoff probiyotikleri araştırmış, yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünlerinde bulunan asit yapıcı mikroorganizmaların bağırsaklardaki hastalık yapıcı mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamış, Kafkasya'da bazı hastalıkların az görülmesini ve insanların uzun ömürlü olmasını probiyotiklerden zengin gıda tüketmeleriyle açıklamıştır.

Kefir üretimi
Kefir üretiminde ilk aşama kefir oluşumunu sağlayan mayanın hazırlanmasıdır:
· Kuru kefir taneleri 30-32 °C'deki suda 3 saat bekletilir, taneler şişer, kabarır ve karnabahar görünümünü alarak yüzeyde toplanır.
· Yüzeydeki taneler alınıp temiz suyla yıkanır, 100°C'de kaynatılarak sterilize edilmiş ve 20°C'ye soğutulmuş süte 1 ölçü kefir tanesine 3 ölçü süt oranında aşılanır.
· Karışım 19-20°C'de 24 saat kuluçkaya bırakılır.
· Kuluçka süresinin sonunda, yüzeydeki taneler alınıp sterilize edilmiş ve soğutulmuş süte karıştırılır ve 1 gün beklenir.
· Bu işlem sütte gaz kabarcıkları görülünceye kadar tekrarlanır. Gaz oluşumu kefir mayasının aktif hale geldiğini gösterir. Böylece kefir mayası elde edilmiş olur.
· Sürekli üretimde bu mayadan faydalanılır.

Aktif hale gelmiş kefir taneleri şöyle mayalanır:
· Sterilize edilmiş süt, günlük pastörize süt veya UHT süt kullanılabilse de günlük pastörize süt tercih edilir.
· Süt 5 dakika kaynatıldıktan sonra 20-25°C'ye kadar soğutulur.
· İşlem için cam kavanoz kullanılmalı, bakır, alüminyum kaplar kullanılmamalıdır.
· 1 lt sütün içine 30-50 gr kefir tanesi ilave edilerek ağzı kapatılır.
· 20-25°C'de yaklaşık 18-24 saat bekletilir, bu süre içinde tahta kaşıkla sık sık karıştırılır.
· Mayalanma süresinin sonunda metal olmayan temiz bir süzgeçten geçirilir.
· Süzgeçte kalan kefir taneleri temiz ve klorsuz suyla yıkanıp tekrar süte konur.

İlave bilgiler
· Evde hazırlanan kefirin kullanım süresi 3 gündür, karanlıkta ve soğukta (2-4°C) muhafaza edildiğinde 6-8 güne çıkabilir, marketlerde satılanların raf ömrü uzundur.
· Kefirde peynir veya sirke kokusu varsa enfeksiyon olabilir, temiz suyla iyice yıkanmalı veya yeni kefir taneleri kullanılmalıdır.
· Kefirin sıcak yemeklerle birlikte içilmesi probiyotik mayaların ölümüne sebep olabilir.
· Mayalanmakta olan kefir taneleri uzun süre süzülemeyecekse buzdolabında bekletilir.

Kefirin farklı kullanımları
Özellikle çocukların içmesini kolaylaştırmak amacıyla greyfurtlu, portakallı, çilekli, muzlu.. kefir üretilmiş; dondurmaya kefir ilave edilerek probiyotik, yaban mersini pulpu ilave edilerek prebiyotik özelliği arttırılmış; ekşi süt kefiri, glukozlu kefir, peynir suyu kefiri, kefir sodası ve kefir sabunu yapılmıştır. Fermente sucuk üretiminde kefir kültürü kullanımının, sağlık açısından risk teşkil eden anaerob (E. coli, S. aureus) ve koliform bakterileri, diğer fermente sucuk üretimlerine kıyasla kısa zamanda durdurduğu tespit edilmiştir. Bu sucukların mikrobiyolojik kalitesi arttığı gibi, tat ve aromaları da beğeni toplamıştır.

Kefirin özellikleri
Kefir taneleri, irili ufaklı, beyaz-sarımsı renkli ve karnabahar görünümündedir. Tanelerin dışında "kefiran" adı verilen yapışkan bir zar vardır. Faydalı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşar. İyi bir kefir tanesi elastiki yapıda olmalı, yapışkan ve yumuşak olmamalıdır. Kefirde şu faydalı mikroorganizmalar bulunur: Laktik asit bakterileri: Streptococcus lactis (Lactococcus lactis subsp. lactis), S. cremoris (Lactococcus lactis subsp. cremoris), S. diacetylactis, Leuconostoc kefir, L. mesenteroides, Lactobacillus acidophilus, L. brevis, L. bulgaricus, L. kefir, L. casei, L. lactis Asetik asit bakterileri: Acetobacter aceti, A. rasens Mayalar: Kluyveromyces marxianus, K. fragilis, K. lactis, Saccharomyces cerevisiae, S. unisporus, Candida kefir, C. pseudotropicalis, C. valida Kefir, protein, yağ, laktoz, kalsiyum, fosfor, aminoasitler, folik asit ve B vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Kefirin kendine has asidik tadı ve ekşimsi lezzeti, yapısında bulunan mikroorganizmaların ürettiği karbondioksitten ileri gelir. Kefirler asit, alkol ve CO2 içeriklerine göre, zayıf, orta sert, sert ve çok sert diye sınıflandırılır: Zayıf kefir, asit, alkol ve CO2 açısından fakir; çok sert kefir ise zengindir. Zayıf kefir 24 saat, orta sert kefir 48 saat, sert kefir 72 saat sonunda elde edilir.

Kefirin faydaları
İnsanın bağırsak florasında bulunan 400 çeşit bakteri ve mantar bağırsak zarında koruyucu bir tabaka oluşturur. Sağlıksız beslenme ve antibiyotik kullanımı sebebiyle bağırsak florası zaman içinde bozulur ve hastalıklar ortaya çıkar. Kefirle vücuda alınan faydalı bakteriler, özellikle laktobasiller, bağırsaklara yerleşerek buradaki mikroflorayı düzenler. Kefir üzerine yapılan araştırmalarda ulaşılan bazı sonuçlar şunlardır:
· Antimikrobiyal ve antifungal aktiviteyle, E.coli ve Salmonella gibi patojen bakteriler ve Candida, Saccharomyces, Rhodotorula, Torulopsis, Mikrosporum ve Trichopyton mantarları üzerinde engelleyici etki gösterir.
· Laktik asit bakterilerinin insanlarda ve bazı hayvanlarda bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği belirlenmiştir.
· Laktoz intoleranslı 8 kişiyle yapılan bir denemede, kişilere 500 ml düşük yağlı süt içirildiğinde karın ağrısı ve ishal görülürken, aynı miktar yoğurt veya kefir verildiğinde herhangi bir olumsuz belirti görülmemiştir.
· Helicobacter pylori enfeksiyonunun tedavisinde olumlu sonuç verir. Mide kaslarının düzenli çalışmasını ve midenin daha hızlı boşalmasını sağlar.
· Laktik asit bakterileri, yüksek kolesterol içerikli diyetlerle beslenen farelerin toplam serum kolesterol ve fosfolipid seviyelerini önemli ölçüde düşürmüştür.
· Bruselloz hastalığına sebep olan Brucella bakterilerinin üremesi için gereken pH 5.8'dir. Kefirin yapıldığı süte eklenen Brucella bakterileri 0-24 saat arasında canlı kalabilmiş, 24-120 saat arasında üreyememiştir. Bunun sebebi, kefirin pH'ının düşük olması ve fermantasyon ürünleri içermesidir.
· Tümörlü fareler üzerinde yapılan bir çalışmada tümör hücrelerinin gelişimini engellediği görülmüştür.
· Kefir tanesinden saflaştırılan ve suda çözünebilir bir polisakkarit olan KGF-C'nin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ve kanserli hücrelerin gelişmesini %20-90 oranında engellediği belirlenmiştir.

http://ztbb.org/urunler/kefir/