View Full Version : Zeytin Bahçesi Kurmak Nasıl Bir Yatırım Sizce?
ANALİZATÖR
11-10-2005, 09:09
bilenler cevaplarsa memnun olurum. birde gemlik tipi zeytin fidanı ile bahçe tesis edecek olsak bu fidanları kaç yaşlı seçmeliyiz. 1 yaşlımı ? 2 yaşlımı?(akdeniz bölgesi için.) saygılarımla.
becerebilirsen iyi yatırım.bizde var ama işi yapmadığım için anlamam.çok emek veriliyorlar.para da kazanıyorlar
trakyalı
11-10-2005, 09:53
Zeytin gribi diye bir hastalık olmazsa iyi para getirir.
ANALİZATÖR
11-10-2005, 09:59
kaç metre ara ile kç yaşlı fidan dikmeli?zeytinci borsacı yokmu forum da acaba?
preatoria
11-10-2005, 10:09
bence bunun için kobilere başvurup profesyonel anlamda yardım almalısınız.
onlar dikeceğiniz araziye gore uygun fidanıda temin eder sanırım
iyi tesis edilmiş bir bahçe, öyle çok fazla emek istemiyor sezon içinde... ağaç aralıkları sık olmamalı ve sulama imkanı olmalı... pek çok zeytin üreticisi sulamayı yapmıyor veya boşa yapılmış olarak görüyor.. fakat zeytin'in etlenme döneminde ve çekirdeği sertleşirken sulama yapmak çok önemli... arazinin yönü ve eğimi de önemli... tabii ki dağta taşta bile zeytin yetişiyor ama onlar genelde "delice" tabir edilenler... ve karlı bir operasyon olmaz...
Ayrıca budama yapmak ta inanılmaz önemli... Hele ki düzenli ve doğru budama yapılmış bir bahçede, bir de sulama yapmışsan, değmeyin keyfinize...
ayrıca budama sonucunda ortaya çıkan odunlarda öyle güzel yanıyor ki, anlatamam size... tıpkı kömür gibi içten içe ve uzun süreli sıcaklık veriyor...
bence hiç düşünme, kur derim... ama çok iyi araştırma yap, toprak analizi falan...
hangi bölgedesin bilmiyorum ama kiraz, japon eriği ve yeni nesil elmalar da meyvecilikte düşünülecek seçeneklerdir ve dalında satma şansına sahipsiniz...
saygılar...
Gemlik türü zeytinlerin fidelerini sertifikalı fidan yetiştiricilerinden alınız.İnternetten arama yaparsanız pek çok fide yetiştiricisi bulabilirsiniz.Fidelerin yaşı ne kadar düşükse sonuç almak o kadar kolay.İnsanlar fide ne kadar yaşlı ise o kadar çabuk verim alabileceklerini sanıyorlar.Fide ne kadar genç ise dikilen araziye o kadar kolay uyum sağlar.
Dikim kesinlikle bilimsel olmalıdır.Çukur derinlikleri en az 80*80 olmalıdır.Standartı 100*100 dür.Kulaktan dolma bilgilerle yola çıkmayın.Mutlaka ve kesinlikle toprak tahlili yaptırın.Bunun için İL Tarım Müdürlüklerinde çok gelişmiş tahlil lableri var.İl Müdürlüğü kanalıyla giderseniz ücretsiz,aksi taktirde her tahlil için 25 YTL ödersiniz.
Bahçelerin hafif eyimli arazilere kurulması daha uygundur.Zeytini sulamak verimi çok arttırır ve her yıl ürün almanızı sağlar.Durum böyle olmasına rağmen zeytin taban suyunu hiç sevmez.Arazi seçmek durumunda iseniz güneye bakan arazileri seçin.
Zeytin çukurlarının bir yıl önceden açılması erken ürün almanızda büyük etkendir.Çukur açılırken en üstdeki tarım toprağı ile alttaki toprağın ayrılması önemlidir.Kısacası toprağın havalanması gerekir.
İlgi durumunuza göre gelecekte daha ayrıntılı bilgi verebilirim.
Bahçelerin hafif eyimli arazilere kurulması daha uygundur.Zeytini sulamak verimi çok arttırır ve her yıl ürün almanızı sağlar.Durum böyle olmasına rağmen zeytin taban suyunu hiç sevmez.Arazi seçmek durumunda iseniz güneye bakan arazileri seçin.
çok yaşa Dursun kardeşim... çok önemli bir konuya değinmişsin.. Taban suyu meselesini tamamen unutmuştum...
Aman taban suyuna dikkat!... Emekler boşa gitmesin...
CERİTKALE
11-10-2005, 15:05
Bir dönüm araziden yılda kaç kilo zeytin elde edilir? Yada bir dönüme kaç ağaç dikmek gerekir ve yeni fide kaç yıl sonra ürün vermeye başlar, büyümesini tamamlar.
Benim bir akrabam 20 dönüm kadar dikti. Gemlik türü çok iyi verim veriyor, ama geçen yıl bir çeşit kanser çıktı sanırım hala problemi çözemedi. Hastalıkları konusunu iyi çalışın. Bu vesile ile çok karlı bir yatırım olduğunu biliyorum. Hatırladığım kadarıyla 10 yıl sonra araziyi ilk alırken ödediği parayı sadece bir yıllık ürününden karşılar hale geliyor. Başarılar.:tamam:
GalaTyphoon
11-10-2005, 16:36
Zeytin yerine çam fıstığını tavsiye ederim. Hem ihracat imkanıda var. Ege bölgesinde dağ taş zeytin olacak yakında.
http://www.zae.gov.tr/yayinlar.asp
Bir dönüm araziden yılda kaç kilo zeytin elde edilir? Yada bir dönüme kaç ağaç dikmek gerekir ve yeni fide kaç yıl sonra ürün vermeye başlar, büyümesini tamamlar.
Öncelikle zeytinin dikileceği arazi yapısına bakmak gerekir.Herbir dönüme dikilecek ağaç sayısı arazinin verimi ve sulanabilirlik durumuna göre değişir.Genelde verimli arazilerde 5*6 , verimsiz sulama imkanı olmayan arazilerde 7*7 ölçülerine göre dikilir.Çok verimli arazilerde 5*5 veya 6*6 şeklinde dikenlerde vardır.Normal verimli arazilerde dönüm başına 25-30 ağaç gibi düşünülmelidir.
Bilimsel yöntemlerle kurulan zeytinliklerden 3.yıldan itibaren ürün almaya başlamak olasıdır.Genelde genç ağaçlar 5.yılında tam ürüne otururlar.Zeytin çok uzun ömürlü (üç-beş yüzyıllık)bir ağaçtır.Hatta bununla ilgili atasözümüz bile vardır."İncir babadan,zeytin atadan."Çok uzun ömürlü olması nedeniyle yıllar geçtikce verimi artmaya devam eder.Genelde 15 yıllık olduğunda tam verime oturmuş olur.Yukarıda arkadaşların değindiği gibi,bu tamamen yöntemine göre bakımla yakından ilgilidir.
Yurdumuzda zeytinden elde edilen verim acınılacak durumdadır.Bunu kabaca örneklemek gerekirse;bizim rakiplerimizden İspanya ortalama olarak ağaç başına yılda 90kg,İtalya 70 kg,iklimi ve toprak yapısı bizimle aşağı yukarı aynı benzerlikler gösteren Yunanistan 50kg verim almaktadır.Biz ağaç başına ne kadar verim alıyoruz dersiniz?Sıkı durun işte yanıtı.Sadece ve sadece 10kgdır.Tabii ki bunlar ortalama verilerdir.
Zeytin peryodik bir bitkidir.Yani bir yıl ürün verir,bir yıl dinlenir.Tarım teknikleri bilimsel tabana dayandıkça peryodik yapı değişmektedir.Halk arasında buna "var yılı"veya "yok yılı" denir.Bizde yok yılında hiç ürün olmazken,İspanya da,İtalya da 1/2 civarında ürün alınmaktadır.
Doğrusunu söylemek gerekirse o ülkelerde zeytinin genetik yapısı geliştirilerek her yıl ürün veren türler yaratılmaktadır.Korkmayın bu genetik yapıyla oynanma anlamında değildir.Değişik türler melezleştirilerek,yeni verimli ırklar yaratılmaktadır.
Zeytin başına verimlilikte Yunanistan'ı yakalarsak on yıllık ağaçlardan yılda dönüm başına asgari 1.5 ile iki ton arasında zeytin elde ederiz.Yemeklik bir tür ise örneğin Gemlik gibi.1500*2YTL=3000 YTL brüt gelir elde edersiniz.Yağlık türleri seçerseniz 100kg zeytinden 33 litre civarında yağ elde edersiniz.Bu da dönüm başına 500 litre yağ demektir.
Ülkemizde bazı kişiler bu verimi kolaylıkla elde etmektedirler.Fakat bu sayı belkide iki elin parmakları kadardır.
Şunu unutmamak gerekir ki;zeytin içinde bulunduğumuz yüzyılın en stratejik bitkilerinden birisidir.
Umarım gereken önem verilirde toplum olarak hepimiz seviniriz.Bana göre petrol kadar öneme sahiptir.
Herşeyde olduğu gibi bu işimizi de Allah'a havale etmiş durumdayız.Kısacası doğa ne verirse onu hasat etmek durumundayız.
Dünyada ağaç populasyonu(sayı)bakımından 2.sırada olmamıza rağmen üretim sıralamasında 7.sıralardayız.Varın gerisini siz düşünün.
Zeytin diğer ürünlerle karşılaştırıldığında gerçekten bakımı en kolay olan bitkilerden birisidir.Dikim anında kulaktan dolma bilgilerle hareket etmezseniz,gelecekte yüzünüz çok güler.Yaşınızı bilemem ama herhalde gelecek nesillerinize iyi bir miras bırakmış olursunuz.
En karlı bitkilerden olmakla birlikte,elbette çok kısa zamanda çok iyi gelir getiren bitkilerde mevcuttur.Şeftali,kiraz gibi..
Dikim ve bakım için gerekli bilgileri internetten bulabileceğiniz gibi "www.zae.gov.tr"Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Ege Üniversitesi adresinden çeşitli yayınları isteyerek de bilgi sahibi olabilirsiniz.Bu kuruluş bu konudaki en yetkili kurumdur.
Toplum olarak bilimsel değerlere ne kadar (özellikle tarımda)önem verdiğimiz ortadadır.Onun için bu güzide kurumumuzun önerileri ne kadar dikkate alınır,tartışılır.
Şunu da belirtmeden geçemiyeceğim.Rakiplerimiz bizim üretimimizi engellemek için ellerinden geleni yapmaktadılar inancındayım.
Dünyadaki en çok ağaç sayısına sahip ülkelerden birisi olmamıza rağmen Dünya Zeytinyağı Üreticileri konseyinde adımız bile yoktur.Bu konseyden geçmişte ihraç ettiğimiz yağlara motor yağı karıştırdığımız gerekçesiyle çıkarılmış ve kötü bir imaja sahip olmuştuk.
Ben kişisel olarak hala bunun uluslararası bir komplo olduğunu düşünürüm.Ege kıyılarındaki nice zeytinliklerimiz heba edilmiştir,zeytin para etmiyor diye..
Ayrıca sahil kenarı yağmacılarına çanak açan belediyeleri de lanetliyorum,o güzelim zeytinlikleri betona dönüştürdükleri için..
Unutmayın dünyadaki kalp krizlernin önüne geçmek için en etkin yol zeytinyağı tüketmektir.Akdeniz diyeti denilen zeytinyağlı yemekler önümüzdeki yıllarda pek çok sofraları süslemeye başlayacaktır.Bu nedenle zeytin ve zeytinyağı tüketimi katlanarak devam edecektir.Kanımca üretim önümüzdeki on yıllarda bu talebe cevap veremiyecektir.
Zeytin dikmeye karar verirken bu durumu da göz önüne alın derim.
Saygılarımla.
verilen tum bilgiler icin tum arkadaslarimiza tek tek tesekkur etmek istiyorum. benim de ailemizin tarim arazilerini bahce dikerek degerlendirme fikrim vardi. amacim hem kardeslerime biraz daha fazla gelir elde etme imkani saglamak, hem de koyumuzdeki diger ciftcilere onculuk etmek.
acikcasi zeytin'e niyetlenmis bunun yaninda seftali, erik ve kayisi alternatiflerini gozden geciriyor durumda idim. yazilanlar zeytin agaci dikmek konusunda beni biraz daha motive etti. elleriniz dert gormesin.
Ege bölgesinde dağ taş zeytin olacak yakında.
bu fikre nasıl sahip olduğunuzu sorabilir miyim?...
Özelikle Altınoluk Edremit bölgesinde yetişkin zeytin ağaçları kesilip, yılda sadece bir ay oturmak için yazlık binalar yapılırken dağ taş zeytin olacak demek biraz ilginç geldi bana...
Altınoluk bölgesinin 3-5 sene önceki fotoğraflarıyla, günümüzdeki mevcut fotoğrafları değerlendirirseniz, bu durumun bir kanser gibi yayıldığını göreceksiniz...
bu arada pek çok arkadaş, bu topikte zeytin bahçesi tesis etmeyi düşündüklerini açıklıyorlar ama kimse hangi bölgede arazisi olduğunu belirtmedi... Ben özellikle kiraz, japon eriği ve elma konusunda tavsiyede bulunuyorum... bodur kiraz ağacından elde edilen ürünü dalında ort. 2-3 usd'ye toptancıya satabiliyorsunuz... Hele ki, japon eriğini kilosu 3 ytl'ye hal'e düşmeden verebilirsiniz...
Eğer araziniz sulamaya uygun değilse, verimsizse, çoraksa, durun üzülmeyin hemen... sizler içinde pek çok ürün var, mesela kapari... ihracat konusunda da iddialı...
Ya da kekik tarımı yapın, senede 2-3 kere ürün alma imkanını değerlendirebilirsiniz...
Ama her şeden önce pazar araştırması yapmalısınız, çünkü sonunda emeklerin karşılığını alamama ve hüsran olmakta var...
sayin cetvel,
bizim arazilerimiz akdeniz'de, yani mersin'de. mersin'in yayla tarafinda. tarlalar genelde engebeli ve artezyen kuyu vasitasi ile sulanabiliyor.
uzun suredir siyah incir icin baski yapiyorlar bana ama ben ikan olmadim acikcasi. zeytin'in uzun omurlulugu ve nispeten bakim ihtiyacinin azligi bana daha cazip geliyor.
Sevgili Zebun,
sizin bölgenin genel koşullarını bilemediğim için en iyisi tarım il müdürlüğü vasıtasıyla, yetiştireceğiniz ürünü seçmek doğru olacaktır...
Milas Tarım il müdürlüğü'ne gidip te ben şu konularda bilgi almak istiyorum bana yardımcı olurmusunuz dediğim de, önce yüzüme aval aval bakıp beni bi güzel baştan aşağı süzdüler ve nerelisin dediler... benim bölge için yabancı biri olduğumu hemen anlamışlardı... Niye böyle sordunuz dediğimde bana şöyle cevap verdiler: "Bilmem kaç senedir bize gelip de ne dikelim, neyin tarımını apalım diye sormadılar... Bu bölgenin insanı sormaz" dediler... Aslında Türk insanı için çok acı bir tesbit yapmışlardı... O yüzden tarım il müdürlüklerini kullanmak sizin için daha avantajlı olacak...
Kara incir meselesine gelince: bursa'da Alara Tarım diye bir şirket var...web sayfaları www.alaratarim.com.tr bu firma aslında kiraz ve incir ile inanılmaz büyümüşlerdi ama şu anda sayfalarında incir ile bir bilgiye rastlayamadım... onlara teknik bilgi sorabilirsiniz ve fidan alabilirsiniz... Şu anda dünyanın en büyük kiraz ihracatcısı firma durumundalar... Ekim ayı başında Bursa'da düzenlenen Tarım Fuarın'da standlarını özellikle ziyaret ettim... O ne güzel meyveler... anlatmakla bitmez... yaşanmalı!...
greenback
11-10-2005, 22:48
hiç anlamam hiç bilmem...
ama bizim akıllı (latife değil,gerçekten akıllı anlamında kullanıyorum) bir abimiz,nar ekti...
kendisi bile ilgilenmiyormuş.ürünü alacak meyve suyu firmasının adamları gelipte, bağıyla bahçesiyle ilgileniyormuş..vs vs.
daha evvel heves edip almıştı,senede birkaç ay gider temiz hava alırım diye..
onu bile cash cow yaptı...
ama anlaşmayı kimle yaptı nasıl yaptı bilmiyorum.
sayin cetvel,
alara tarim'i gayet yakindan biliyorum, zira yukaridaki siyah incir konusu onlarin yerel temsilcileri araciligi ile acilmisti. oneriniz zaten ben de uygulamayi dusunuyordum. eminim ki teknik konularda bana yardimci olacaklardir.
bahce tesisinin ekonomik getirisi konusunda maalesef yararlanacak kaynak cok az. onu da sizin gibi bilgili arakadaslarimiz sayesinde kendimiz olusturmaya calisiyoruz. tekrar tesekkur ederim.
Arkadaşlar; Türkiyenin en etli ve doğal zeytinleri Mersin in Mut ilçesinde yetiştiriliyor. zeytin bahçeleri ve zeytinyağı fabrikaları hızla artıyor. ege den gelen firmalar zeytinleri topluca alıp gidiyor. hala büyük tesisler yok. yatırım düşüne arkadaşlar varsa hem üretici hem devlet yetkilileri kanalından yardımcı olabilirim. özelden ulaşabilirsiniz. saygılar..
zeytin bahçesi kurmak karlı bir işmidir bilmem ama kayısı bahçesine kefilim:)
Kayısı konusunda da yardımcı olurum satın Edvin..
ANALİZATÖR
12-10-2005, 09:01
sayın dursun sayın ceritkalenin sorularınada cevap verseniz memnun olurum. bende soracaktım aynı soruları. birde 5*5 dikim gemlik türü için yeter deniyor.(adana bölgesi).gemlik fazla büyümez ağaçlar birbirini hemen kapatmaz deniyor o nedenle 5*5 yeter deniyor. ne dersiniz. birde gemliğin bizim bölge çukurova için hangi çeşidi uygun olur. çeşitleride varmış gemliğin öğlemi?1 yaşlımı 2 yaşlımı fidan dikmeli? 2 yaşlı dikersen hava şartlarının olumsuz koşıllarına zararlılara daha dayanıklı olur deniyor diğer taraftanda küçük dik daha çabuk adapte olsun deniyor ne yapmalı?birde yılda kaç defa hangi aylarda sulanmalı?kitaplardaki bilgiden ziyade bir tabir vardır damdan düşenin halini damdan düşen daha iyi bilir derler ya o nedenle bu işi yapan önceden dikenler daha iyi bilir. diye sizlerden yardım talep ediyorum. saygılar.
sayın dursun sayın ceritkalenin sorularınada cevap verseniz memnun olurum. bende soracaktım aynı soruları. birde 5*5 dikim gemlik türü için yeter deniyor.(adana bölgesi).gemlik fazla büyümez ağaçlar birbirini hemen kapatmaz deniyor o nedenle 5*5 yeter deniyor. ne dersiniz. birde gemliğin bizim bölge çukurova için hangi çeşidi uygun olur. çeşitleride varmış gemliğin öğlemi?1 yaşlımı 2 yaşlımı fidan dikmeli? 2 yaşlı dikersen hava şartlarının olumsuz koşıllarına zararlılara daha dayanıklı olur deniyor diğer taraftanda küçük dik daha çabuk adapte olsun deniyor ne yapmalı?birde yılda kaç defa hangi aylarda sulanmalı?kitaplardaki bilgiden ziyade bir tabir vardır damdan düşenin halini damdan düşen daha iyi bilir derler ya o nedenle bu işi yapan önceden dikenler daha iyi bilir. diye sizlerden yardım talep ediyorum. saygılar.
Sayın ANALİZATÖR,
Sorulmuş olan sorulara yukarıda dilim döndüğünce yanıt vermeye çalıştım.Yazı biraz uzunca olunca dikkatinizden kaçmış olabilir.Orada özellikle CERİTKALE'nin sorularının karşılıklarıvar.
Gemlik türü zeytinleri 5*5 de dikebilirsiniz.Bu birazda sizin toprağın verimine bağlıdır.
Bölgenizde hangi türün en iyi gidebileceğini bölgenizdeki ZİRAAT MÜHENDİSLERİ bilebilir.
Benim savunmaya çalıştığım bilimsel ve teknik uygulama bunun için gerekli.
Zeytin normal olarak Akdeniz ve Ege kıyı şeridinde yaklaşık 700 metre rakıma kadar her yerde yetişebilen bir bitkidir.Gemlik türü zeytinler bizim bölgemizde(EGE) son on,onbeş yıldır dikiliyor.Gemlik türü zeytinler soğuğa daha dayanıklıdır.
Bizim dikim tecrübelerimizden edindiğimiz yarar şudur.Fide ne kadar genç ise toprağa ataptasyon(uyum)o kadar kolay oluyor.
Hastalıklara ve soğuğa karşı korunma çok önemli.Ben daha önce bunun için sertifikalı(belgeli)fideleri dikin dedim.Bazen fideleri seralarda uzun süre tutarak marul gibi yetiştiriyorlar.Fidelikte doğaya uyum çalışması yapmıyorlar.Fide doğal ortama çıkınca şoka girip telef oluyor.Onun için sertifikalı ürünler çok önemli.Bu tür fideler hastalıklar bakımından denetlenmiş oluyor.
Sertifikayı dikkat ettiğiniz gibi,faturayı almayı da ihmal etmeyin.İspatı kolay olsun.
Zeytin fidelerini dikerken verilen can suyu çok önemlidir.Daha sonra toprağınızın nem durumuna göre 15 gün ile 1 aylık periyotlarda Eylül ayının ilk haftasına kadar sulayabilirsiniz.Bulunduğunuz yerin rakımı yüksek ve geceleri çok soğuk geçiyorsa sulama işi sözünü ettiğim tarihte sonlanmalıdır.Bu fidenin veya ağacın kendini kış ortamına hazırlaması için gereklidir.
Zeytin hava ılık olduğu sürece büyümesini devam ettiren bir bitkidir.Onun için kolaylıkla yanılabilir.
Tüm bunlar sonraki ayrıntılar.Benim tüm ağaç yetiştiricilere nacizane tavsiyem:Çukurları tekniğine göre açmanız,toprağı yeteri kadar dinlendirmeniz,en tabana konulacak taban gübresini mutlaka kullanmanız,en üstteki tarım toprağını taban gübresi üzerine sermeniz,onun üstüne en az bir teneke eski hayvan gübresi koymanız,daha üstüne tabandan çıkan ham toprağı sermeniz,en üstteki 20 santinlik bölüme fidenizi dikmeniz ve can suyunu vermenizdir.
Bunda çok ısrarlıyım.Zamanında çok canımız yandı.Başkaları da Amerika'yı bir kez daha keşfetmesin.
Pek çok kişi fidenin poşet boyunun iki katı kadar çukur açıp fideleri dikiyor.Zeytin yumrulu bir bitkidir.Zavallı fide yıllarca toprakta yumru yeri açacağım diye çırpınıp duruyor.Dolayısıyla gelişim de çok yavaş oluyor.
Umarım faydalı olmuşumdur.
ANALİZATÖR
12-10-2005, 12:26
benim yerim düz arazi şu an mısır ekili.sulama imkanı var. çukurları 80*80 açalım dedim tarım il müdürlüğnden emekli arkadaşa (şimdi bu işlerle uğraşıyor) efendim arazi çok geniş bu çukuru o şekilde açıp ne yapavcaz 40*40 açalım traktöre burgu takalım açalım dedi. zaten tarlayı önce derin köten le sonra cpli diye bir aletle iyice toprağı karıştıracaz. yani toprak yumuşayacak dedi.80*80 çukur açmak çok maliyeli olur dedi .gerek yok yarın açtığın çukura geri toprak doldurunca yağmuruda yiyince geri sertşeşecek dedi.80*80 çukur sert arazilerde olabilir dedi. siz ne dersiniz. birde 1 yaşlı fidan demek çelikten aşılandıktan sonraki 365 gün demekmi.birde yanmış hayvan gübresi kullandırmıyolar burda kökte hasyalık yapıyomuş yerine torf kullandırıyolar.tarlaya traktörle patlatma çekilse 40*40 çukra dikilse olurmu.saygılarımla sağolun varolun.
ANALİZATÖR
12-10-2005, 12:28
bizim dikeceğimiz yer düz arazi kalın toprak diye tabir edilir burda. adana bölgesi çukurova.
Sayın Analizatör,
Mademki araziniz taban arazi ve mısır ekildiğne göre oldukça verimli olmalı.O zaman neden ısrarınız zeytine?
Çukuru kepçe açacak,iki hareket daha yapsa ne çıkar,gelecekte pişman olmaktansa.
Burgu asma dikiminde çok elverişli bir yöntem.Yer tamamen taban arazi ve taşlık değilse zeytin işini bir kez daha düşünün derim.Zeytin yumrusunu aşağıya doğru geliştirir.Saçak kökleri ise yüzeyden sadece 20 santim kadar aşağıdadır.Onun için zeytinlerin diplerinin sürülmesi önerilmez.Hele derin sürmeyi
aklınızdan bile geçirmeyin.
Zeytini iki karış derinliğe bile dikseniz olur.Kesinlikle nazlı bir bitki değildir.Çukur derinliğinden amaç gelişimi çok hızlandırmaktır.
Torf kullanabilirsiniz.Nasıl olsa o da organik bir madde.Nem tutma özelliğide var.
Fide yaşından kastımız anladığınız gibidir.
Zeytin taban suyunu sevmez.
Zeytin hafif taşlı veya çakıllı arazileri sever.Kılcal kökler kolayca etrafına sarsın diye.
En yakın rakibimiz Yunanistan'da taban arazilere dikim yapılıyorsa fidelerin tabanına iri çakıllar yerleştiriliyor.Toprak fazla sıkışmasın diye çakılla karıştırılıyor.
Siz nasıl olsa torf kullanacağıza göre,toprak fazla sıkışıp sertleşmiyecektir.
Çiçekçilikte kullanılıyor olmasına rağmen size ponza taşı karıştırmanızı öneririm.Nasıl olsa Kayseri size çok yakın.Belki maliyet batıya göre daha düşüktür.
Aklınıza takılan soruları bildiğim ve uyguladığımız kadarıyla yanıtlamaya çalışırım.
Saygılar..
hiç anlamam hiç bilmem...
ama bizim akıllı (latife değil,gerçekten akıllı anlamında kullanıyorum) bir abimiz,nar ekti...
kendisi bile ilgilenmiyormuş.ürünü alacak meyve suyu firmasının adamları gelipte, bağıyla bahçesiyle ilgileniyormuş..vs vs.
daha evvel heves edip almıştı,senede birkaç ay gider temiz hava alırım diye..
onu bile cash cow yaptı...
ama anlaşmayı kimle yaptı nasıl yaptı bilmiyorum.
Malınız değerliyse evet o şekilde bir anlaşma yapmak mümkün, benim babamın bağı var örneğin yıllarca sofralık (perlit) üzüm yetiştirdik. Üzümün yüzüne bakan olmadı. Sonra Cabarnet yetiştirmeye başladık şarap üreticilerinden bir ilgi bir alaka bir teknik destek anlatamam üstellik bir anlaşmamız da yok. Demem o ki ne yetiştirirseniz yetiştirin cinsini iyi belirleyin. Gerçi sizin daha iyi para kazandığınızı gören komşularınız en kısa sürede sizinle aynı şeyi yetiştirmeye başlıyorlar :D
zeytin dikmeyi düşündüğünüze göre toprağınız sulamaya çok el verişli değil. Meğilli bir yapıya sahip olduğunu düşünyorum. Damla sula sistemi şart...
Zeytin yerine bodur ceviz ağaçları var. Onları bir araştırın derim. Mükemmel parası var. ceviz ağacının mobilya sanayiindede kullanıldığını düşünürseniz. Herşeyiyle para...
pardon yukarı okumadım. Öyle bir araziye yazık zeytin ağacıyla...
ANALİZATÖR
12-10-2005, 18:17
neden yazık olsun
burda iki ürün alırsın yılda buğday ve mısır. çok açık yazayım 70 dönüme yakın arazi buğday ve mısır ekiyosun yılda ne kazanırsınız biliyormusunuz.max 5-6milyar net kar edersiniz. .bu yıl oda şüpheli.mısır şu an 220-230 arası.( kilosu.). belki 3-4 yıl sabrederiz ama 5*5 diksek 2700 kök cıvarında zeytin fidanı diksek daha iyi olmazmı.saygılar.
bizim arazinin altında adamın beri çadırvan çekirdekli üzüm dikti 9 sene önce
Bu seneki mahsülü 100 ton du .Kilosuna 750.000 tl verdiler satmadı. Üzüm çürüdü 150.000 tl den şaraba verdi salak
10 dönümden 75,000 ytl.
Ben size mısır dikin demedim ki
Zeytinciliktede fazla para olduğunu düşünmüyorum. Erik dikim,şeftali dikin
Sizin yerinize olsam hallere giderim sorarım
En fazla hangi meyveye talep var hangisi daha dayanıklı. Soğuk vurmayan...
Yerinde araştırma yaparsan daha sağlıklı bilgiler edinebilirsin...
saygılar
neden yazık olsun
burda iki ürün alırsın yılda buğday ve mısır. çok açık yazayım 70 dönüme yakın arazi buğday ve mısır ekiyosun yılda ne kazanırsınız biliyormusunuz.max 5-6milyar net kar edersiniz. .bu yıl oda şüpheli.mısır şu an 220-230 arası.( kilosu.). belki 3-4 yıl sabrederiz ama 5*5 diksek 2700 kök cıvarında zeytin fidanı diksek daha iyi olmazmı.saygılar.
İyidir zeytin işi :)
Kiraz ve bodur elma sanırım daha fizibil. Özellikle kiraz son iki yıldır bir hayli gündemde. Kiwicilerde sağlam para yaptı. Kiraz üreticileri sadece yurtdışına çalışyorlar. Erkenciler özellikle sağlam para yapıyorlar diye duydum.
eyup2059
29-10-2005, 10:19
arkadaşlar,ilgilenemediğiniz meyve bahçeniz var ise ben ilgilenebilirim yeterli tecrübem ve ekibim var.(en az 50 dönüm olmalı ve verimli bir bahçe olmalıdır).
eyup2059
29-10-2005, 10:20
özellikle izmir ve civarındakiler tercih edilir(kendimin mandalina bahçesi var.
Çeçme yarımadasında 10 dekar civarı (denize uzak olsa da olur)sulanabilir
2. sınıf arazi arıyorum.Bu konuda yardımcı olabilecek arkadaş varsa haberleşebiliriz.
benim çanakkalede 5 yaşında gemlik tipi 200 kadar zeytinim var..
bu işi düşünenlere önerim şu:
zeytin başka bir ürün alınamıyacak taşlı,meyili araziler için en uygun ve ideal olanıdır..sulama imkanı olmalı..1 yaşında hastalıksız fidan ekilmeli..taban suyu olan veya kışın uzunca süre su biriken ağır killi yerler yerine havadar mümkün olduğunca güneye bakan,karayele kapalı yerlere ekilmeli..ilaçlama ,budama ve bakım işleri aksatılmamalı..dikimden önce arazi hazırlığı iyi yapılmalı;eğer bulunabilirse dozer ile tekli riperle toprak 80-100 cm.patlatılmalı..bu işlem toprağın su depolayabilmesini sağlar..
zeytin ve zeytinyağı geleceğin en ideal ürünü olacaktır..
sürekli ilgilenme olanağınız yoksa ve her işi başkalarına yaptırmayı ve bakım işini başkalarına emanet etmeyi düşünüyorsanız maceraya girmeyin ve işin başındayken vazgeçin derim ben..
sayın kygnad,
Edremit körfezinde zeytincilik yapmak için tarla aramaktayım. Zeytin ve zeytinyağı geleceğin en ideal ürünü olacak fikrinize tamamen katılmaktayım. Ayrıca geleceğin tarım ve tarıma dayalı endüstride olduğuna inanmaktayım.
zeytin başka bir ürün alınamıyacak taşlı,meyili araziler için en uygun ve ideal olanıdır.. diyorsunuz.
Bunu biraz açarmısınız. Daha verimli toprak olsa zeytin daha iyi olmaz mı? Yoksa verimli toprakta zeytincilik dışı tarım daha rantabl olur zeytin için verimli toprağa yazık mı demek istiyorsunuz.
Bu sene Türkiyede üreticinin yüzü oldukca gülecek anlaşılan.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/3457623.asp?yazarid=10&gid=61
sayın triod,
kastettiğim şunlardır:
-kendi araziniz henüz yoksa ve bu işi yapmak istiyorsanız,aradığınız arazinin taşlık veya diğer bitkilerin ziraatini yapmaya pek elverişli olmayan yerler olmasına dikkat ederseniz bu sizin maliyetinizi düşürür..içinde her tür tarım yapılabilen yer ile benim kastettiğim yerler arasında büyük fiyat farkı vardır..örneğin,bizim orda ovada arazi dekarı 1.5 - 2 milyarsa benim kastettiğim yerler400-600 milyon civarıdır..
-ikinci sebep,mantıksal ve bilimsel olarak birçok tarımsal amaçla kullanılabilecek münbit bir araziye,kuraklığa azda olsa dayanıklı,kanaatkar bir ağaç olan zeytinin ekilmesi yanlıştır..
-zeytin ağır,killi ve geçirgen olmayan topraktan hoşlanmaz..ben fidan çukurlarını sallama kepçeye açtırdım 1 m derinlik 1.5x1.5 genişlikte..eğer işin parasal yönü olmasaydı çukurun içine taş karıştırırdım belli mesafelerle..toprak nemini muhafaza eden şeyler bunlar..eğer benim arazimde bol miktarda taş olsaydı bunları toplayıp fidanların etrafına 1-1.5 metre yarıçaplı bir MALÇLAMA yapardım..bu su sarfiyatımı ve yabancı ot derdimi azaltırdı..çünkü taşın altı genelde ıslak kalır,ot tohumları çimlenemez..
-tabiki humusça zengin topraklar hele birde sulama olanağınız varsa zeytinin gelişimini ve verimini arttırır..benim yer çok fakir,kumsal sayılır ama ben baklagilleri ekip yeşil gübre olarak gömüp toprak yapısını baya zenginleştirdim..bu da çok önemli değil..fidanları ektiğim yıl çukur tabanına 3 yıllık potasyum sülfat ve triple süper fosfat gübrelerini koydum..kışın da toprak üstünden azotlu gübreleri üç posta veriyorum,olay halloluyor..olası mikro besin eksikliklerine karşı yaprak gübrelerini de verirsiniz..yazın haziran 20 temuz 20 dede iyi bir sulama..1-2 numara zeytin alırsınız..
-zeytin ek-unut gitsin türünden bir bitki değil..ilk 5 yıl bebek gibi bakmak lazım..
-ben çevremde görüyorum,adam emekli oluyor,yer alıyor özenip ekiyor,yeterli bilgiyle bu işi yapamadığı için gelişmiyorlar..
-ben arazim meyilli olduğu için dikine sürdürmem,ve her yıl kışa girerken yatay olarak her fidan sırasının hemen altına ve hemen üstüne pullukla hafif bi kanal açtırırım,amaç yağan yağmur sularının her tarafa dengeli işlemesidir..bunu yapmayınca hızlı yağmur suları dere olur ve toprağa işlemeden akar gider..hatta ben etrafımdaki tarlalardan akan sularıda kendi arazime sapıtırım ve sular benim fidanlıkta kaybolup gider derinlere..
iyi akşamlar..
Sayın kygnad,
Öncelikle verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederim.
Cankkale civarında 5 yıllık gemlik tipi 200 ağacınız olduğunu belirtmiştiniz. Anladığım kadarıyla pekte verimli olmayan toprakta çok iyi bir bakımla ağaçlarınızı yetiştirmişsiniz. Eğer sakıncası yoksa bu seneki yaklaşık mahsulünüz ne kadar olacak öğrenebilirmiyim.
Benim Ayvalık-Burhaniye arasında Karaağaç'ta bir evim var ve oralara yerleşmeyi düşünüyorum. Bu yüzden zeytine karşı ilgi duyuyorum. Bizim oralarda 5 senelik 1000 ağaç Gemlik tipi zeytini olan bir abim var. Oda ağaçlarına sizin gibi iyi bakıyor. Bu sene yaklaşık 15 ton zeytin bekliyor. Sizinkilere göre nasıl?
Birde bizim oralarda gemlik zeytinlerin kabukları (dış zarı) Gemlik'te yetişenlere göre biraz kalın oluyor fakat danele bayağı iri. Sizin oralarda nasıl?
Zeytin dikimi için İzmir'deki Zeytin Araştırma Enstitüsünden bir miktar bilgi aldım. Onlar araziyi üçe bölerek Gemlik, Ayvalık ve Domat zeytini birlikte yetiştirmemizi öneriyorlar. Yalnız domat kışın soğuğa karşı biraz problemli gibi. Zira bu sene ekilen domat fidanları soguktan dondu. Gemlikte böyle bir problem yok. Ayvalık yöresindeki yeni ekimlerin çok büyük bir kısmı Gemlik tipi. Sizin bu konudaki görüşlerinizi öğrenmek isterim.
Saygılarımla,
kygnad acaba ziraat mühendisimisiniz yoksa toprağınıza olan merakınız yüzündenmi ve devamlı bahçenizle içiçemisiniz ??
ormancıyım,zirai konularla da çok haşır neşirim..tam bir doğa tutkunuyum..
sayın triod,şu an size uzunca bir yanıt vermem için vaktim müsait değil..yazacağım daha sonra..
ormancıyım,zirai konularla da çok haşır neşirim..tam bir doğa tutkunuyum..
oki süper .Bizde az çok toprakla haşır neşir sayılırız .Fındıklık adapazarı-çay rize size soracağım bir kaç şey olcak müsait olduğunuzda cevaplarsanız .
Adapazarı hendek te fındıklığımız var 20 dönümden 2.5 -3 ton en iyi zamanlarda, normaldede 1.5 ton fındık alıyoruz .Burda deprem olunca merkezden uzak bir yerde eskiden fındıklık olan bir alan satın aldık uygun diye .Bu sene anca araziyi sıfır temizletme fırsatımız oldu .110 dönüm olduğu için zaten 20 dönüm içinde ev olan yere babam gidip geliyor annemle artık onlarada zor geliyor bakmak .Adamların başında durmak .sizce bakımı ve idaresi başkasına verilebilecek başka bir iş yapılabilirmi ekilebilirmi? son çare diyelimki fındık ekince bundan kaç sene sonra hasat almak mümkün olur.bu iş burda mantıklımıdır ??sizce
sayın TRİOD,
-benim fidanlıktaki zeytinler 5 yaşında,fidanlık tesisi 4 yaşında..bu yıl biraz dolu tahribatı oldu..fidanlarda takribi olarak 2 ila 8 kilo arasında zeytin var..allah keder vermezse 700 kilo civarında olur toplam..çiftçilikte ürün ambara girmeden tahmin yapmak doğru değil..
-ilk yıllarda üründen ziyade fidanların sağlıklı gelişimi daha ön planda benim için..ama 7. seneden itibaren ürün miktarı göz dolduracak seviyeye gelir..ürünü etkileyecek etmenlerde var..özellikle benim bildiğim çinko eksikliği fidanın bol çiçek vermesini,döl tutmasını ve meyvenin erken olgunlaşmasını etkileyen birşey..
-ben şimdi fidanların büyüme şekline önem veriyorum..dipten 3-4-5 çatal benim fidanlar..boya göndermiyorum..ileride toplama masrafını azaltmak için fındık gibi bodur büyütüyorum onları..
-bir abinizin 5 yaşında 1000 fidanından 15 ton zeytin beklemesi bana biraz abartılı geldi..inşallah gönlünden geçenle daldakiler aynı olur..
-iri tane olması tamamen bakıma bağlı..zararlılarla mücadeleyi tam yapıyor ve fidanlarınız sağlıklı büyüyorsa ve azot,potas,fosfor ve mikrobesinler yeterliyse ve 2-3 sulama yapabiliyorsanız 115 tanesi falan 1 kilo gelen irilikte zeytin alınabilir..aşırı sulamayla irileşen zeytin taneleri de bence makbul değil..bunlar daha sonra cıvıklaşıyor..
-izmir zeytincilik enstitüsünün üç çeşit zeytin fidanının kullanılmasını tavsiye etmesi çiçeklerin döllenme oranını arttırdığı için olabilir..benim bildiğim her 50 melez fidan başına ve zeytinliğin değişik noktalarına 1 er adet yabani zeytin ekilmesi döllenme yüzdesini arttırır..
-bence en ideal olan tür gemlik tipidir..edremit türü sanıyorum 4.5 kiloya 1 litre yağ verir,gemlik te 5-6 kiloya..ama gemlik sofralık için en makbulüdür..
-gemlik soğuğa daha dayanıklıdır bildiğim kadarıyla..ama cins ne olursa olsun dondan etkilenmenin başka sebepleri de var..mikrobesin eksiklikleri donlara karşı zayıf düşürür..fosfor eksikliği,mangan ve kükürt eksikliği de..birde kışın fidan etrafında uzunca süre su birikintileri olursa hem kök yapısını bozar hemde soğuklara karşı direnci daha azalır..geçirgen toprak şart..sıfır rakımlı yerlerden kaçınmak gerek..ılıman iklimi olmayan yerlerde denizden en az 400-500 m.uzak olmalı diye biliyorum ben..yamaç yerler en uygunu..benim fidanlık marmara denizinden gelen tam poyraza açık olduğu halde kesinlikle don kavrulması olmuyor..ben kışa girerken ilk kuvvetli soğuktan sonra %2-2.5 luk bordo bulamacı ile fidanları tam yıkarım..birde şubat-martta..yine soğuğa karşı kullanılan yağlar var ben kullanmadım..
-bu yıl ektiğimiz domat fidanları dondu diyorsunuz..bu soğuktan da olabilir..açılan fidan çukurunun geçirgen olmayıp içinin kışın su tutmasındanda olabilir..bu yüzden fidanlığı kurmadan önce toprağın enine boyuna en az 70-80 cm. derinlikte patlatılması şarttır..işi baştan ne kadar layığınca yaparsanız üzüntünüzde o oranda azalır..
iyi akşamlar..
sayın kentuf,
ben marmara bölgesi insanıyım..bu yüzden fındık ziraati ile ilgili çok tatminkar bilgiler veremem size..vereceğim yüzeysel bilgiler yeterli olmaz size..
bakımı ve idaresi başkalarına verilerek bir zirai işletmenin yaşatabileceğine pek inanmam bem..başkalarının sizin boş olmadığınızı ve yanıltamıyacaklarını anlayacak kapasitede bilginiz olmalı derim ben..kısaca bilmediğin ve anlamadığın işe bulaşmıyacaksın..iyi akşamlar..
zeytincilik ile ilgili
http://www.zae.gov.tr/tarihce.asp
http://www.zeytincilik.8m.com/
zeytincilikte ilaçlama ve ilaçlar konusunda ise:
http://www.hektas.com/prog/ZeyProg.htm
linklerinden oldukça güzel ve pratik bilgiler edinmeniz mümkün..ben ilaçlamada genelde HEKTAŞ kullanıyorum..uzakdoğu menşeyli çok ilaç var piyasada ama pek güvenim yok..barkodlu ilaç satan tek firma hektaş..
hektaşın özellikle POLİGOR'unu çok tercih ediyorum..çünkü piyasada satılan ilaçların çoğu zeytinde 2 hastalığa iyi geliyor,poligor zeytinin 6 hastalığına da kullanılabiliyor..uzun tesirli,sistemik bir ilaç..ve çok ucuz..
Bence organik zeytinciliğe kafa yormalı:düsün: biraz eğer bu iş yapılacaksa ...Dünya bu yöne gidiyor :tamam: ...
zeytincilik ile ilgili
http://www.zae.gov.tr/tarihce.asp
http://www.zeytincilik.8m.com/
zeytincilikte ilaçlama ve ilaçlar konusunda ise:
http://www.hektas.com/prog/ZeyProg.htm
linklerinden oldukça güzel ve pratik bilgiler edinmeniz mümkün..ben ilaçlamada:td: genelde HEKTAŞ kullanıyorum..uzakdoğu menşeyli çok ilaç var piyasada ama pek güvenim yok..barkodlu ilaç satan tek firma hektaş..
hektaşın özellikle POLİGOR'unu çok tercih ediyorum..çünkü piyasada satılan ilaçların çoğu zeytinde 2 hastalığa iyi geliyor,poligor zeytinin 6 hastalığına da kullanılabiliyor..uzun tesirli,sistemik bir ilaç..ve çok ucuz..
organik zeytincilik zor değil..çünkü hayvansal-bitkisel gübreleri en iyi değerlendiren ağaçtır zeytin..tesis kuruluş aşamasında dekara 3-4 ton bu tür gübreler kullanırsınız ve 2-3 defa krizma yaparsınız,ilk yıllarda 2-3 kez de yeşil gübreleme yaparsınız..bu işlemler fidanlığa uzun yıllar doğal besin kaynağı sağlar..sertifikalı hastalıksız fidanlar da ekerseniz olay hallolur..
Extra virgen cinsi zeytinyaginin tonu su siralar 4000 euro civarinda islem goruyor ispanyol jaen vadeli islemler borsasinda.(www.mfao.es)
olayin ihracat imkanlari arastirlirsa bence oldukca cok para kazanmak mumkun, cunku avrupada cok tuketilen bir urun.Emin degilim ama duydugum kadariyla Turkiyeden Ispanyaya yapilan ihracatlarda % 30 luk bir vergi sozkonusu, ispanyadaki kitlik sebebiyle fiyatlar fezaya gitti/gidiyor, bunu durdurmak icin, vergide indirime gidilebilir, yani ithalatin onu acilabilir,
Bizzat ihracat yapan arkadas varsa bu konuda bizi aydinlatabilirmi ?
ne fidanı olursa olsun 1 yaşında fidan kullanılmalı..açık kamyonlarla rüzgar yiye yiye dolaştırılmış çıplak köklü fidan alınmamalı..kökler kurumasın diye dikim yapılana kadar fidanlar su içine konmamalı..kök budaması yapmadan fidan ekilmemeli..
zeytin gibi naylon torbada veya teneke içinde satılan fidanlar dikilmeden önce torbanın veya tenekenin içinde sarmal olarak dolanmış kökler mutlaka kesilmelidir..çünkü torbanın içinde daire şeklinde dolanmaya alışan kökler temizlenmezse dikidikleri yerdede bu alışkanlığını devam ettirip kümeleşir,uzaklara yayılmaz..
ilk yıl kökleri güçlendirmek ve köklenmeyi teşvik etmek için kara boya denilen HUMİK ASİT' ler sulama suyuna katılmalı..
Sn.Kygnad
Bu tür işin püf noktalarını veren bilgileri devam ettirebilirseniz inanın çok faydalanacağız.Verdiğiniz bilgiler dökümanlarda bulunmayan sanırım tecrübeyle
elde edilen cinslerden o yüzden çok kıymetli ayrıntılar.
Ben de zeytnciliğin hakedeceği noktalara geleceğini düşündüğümden 6 ay önce Aydında 12 dönüm olan sulu tarıma müsait tarlama 500 gemlik fidanı diktim.Fidanları Bornova zeytincilik arastırmadan (1 yasında) temin ettim.Dikimden önce toprak analizimi yaptırarak fidan çukurlarına triple süper fosfat ve potasyum nitrat verdim.Yaz boyunca 15-20 günde bir sulama yapıp insektisit(böcek ilacı) vermeyi hiç ihmal etmedim.Sadece karşılaştığım tek sorun aşırı yabancı ottu.Onu da 2-3 kez çapalama yaparak bir nebze önüne geçebildim.Buna rağmen 50 kadar fidanım kurudu.Ben bunu dikim hatasına bağlıyorum.Sanırım fidan çukuruna verdiğim gübreler köklere değmesin diye dikkat ettiysem de kuruyanlar temas edenler olabilir.
Burada tecrübelerimizi aktarabilirsek cok faydalı olacak.Herşey borsa değil geleceğimizi de düşünmeliyiz.
gerekmeden hiçbir zaman ilaç kullanmayın..dozlarını tam uygulayın..aşırı ilaç bitkiyi sarsıntıya uğratır..
fidan çukurunu 60x60x60 açtınız..çukurun tam kenarına sacayağı şeklinde 1.5 kilo tripleyi üçe bölerek üç noktaya toplu olarak koymalı..sonra potasyum siüfatı yine aynı şekilde bardakla üç nokta-sacayağı şeklinde toplu koymalıydınız..sonra bu gübrelerin üstüne 5-10 cm. toprak koyup ondan sonra fidanı yerleştirerek dikim yapmalıydınız..bu gübreler suyla yıkanmaz ve zeytin kökleri bunları lazım oldukça alır ve bu gübreler 2-3 yıl idare eder..tabi üsttende azotlu gübre verilmeli..
bi düşünün benim dediğimi..bir hatanız var gibi..kökler gübre ile temas etmiş olabilir..
zeytin fidanı dikiminde çok yapılan bir hata da şu;derine ekim yapıyorlar..zeytin sığ köklüdür..kök kesimi çok derinde kalırsa bu kökler hiçbir zaman yukarıya doğru yükselmez..ama sığ ektiyseniz kendi istediği kadar derinliğe salar köklerini..
yapraklı yeşil kısmı hiç önemli değildir..1 yaşlı fidanları alırken sigara kalınlığında ince uzun fidanları değil,1 cm. ve dahada kalın 3-4 yan dalı olan bodur fidanlar alınmalı..
zeytinliklerde yabani ot mücadelesi bazen sizi bunaltabilir..fidanlığınız hiç otsuz tertemiz gözüksün diye kendinizi telef etmeyin..ben mayıs başlarında son yağmurlardan sonra yere enine boyuna çift diskaro yaptırıyorum..fidan diplerinde ot barındırmamak önemli olan..
bir de bizim çiftçimizin çok yanlış bir uygulaması vardır..tarladan otları temizler ve yakar..oysa bu otlar belli havuzlarda çürümeye bırakılarak çok değerli gübreler elde edilebilir..
veya her fidanın dibine 1.5 m. çapında 5-6 cm. kalınlıkta yayılıp malçlama yapılır..bu işlem toprağa güneş ısısının yüksek derecede geçmesini engelliyecek ve toprağın su kaybını geciktirecektir..
bizim kitaplarımız genelde ağdalıdır hatta bazen çelişkiler bile görülür..ben bile birçok yayın ve kitabı okurum,okudukça farklı görüşlerden dolayı kafam karışır..çiftçi insan okuduklarını edindiği pratik bilgilerle bütünleştirilmeli..bazen siz bile kitaplarda yazılı olandan daha pratik yöntemler geliştirebilirsiniz..
ayrıca her zirai sahanın kendine has özellikleri de vardır..tarla tarlaya benzemez..komşunuzun yaptığı uygulama sizde aynı sonucu vermeyebilir..
size birde sulama ile ilgili bilgi vermeye çalışayım:su hiçbir zaman fidanın dibine verilmemeli..çamurlaştırırsınız..fidanların kökleri dal izdüşümünün olduğu yere kadardır..bu izdüşümün olduğu yere daire şeklinde 10-15 cm. derinlikte bir kanal açınız..suyu bu kanala veriniz ..aradan 4-5 saat geçince bu su ve nem fidanın köküne doğru yayılacaktır..1 gün sonra da bu kanalı çapalayıp doldurursunuz,böylece nemin daha uzun süre kalmasını sağlarsınız..saman veya otlarla bir de fidan etrafına 5-10 cm.kalınlıkta malçlama yapıverirseniz sezonu 5 sulama yerine 3 sulamayla atlatıverirsiniz..
siz siz olun zeytinliklerde yabani ot mücadelesini ot ilacı ile sakın yapmayın..zeytin bu tür sistemik ot ilaçlarına çok hassastır..ne kadar rüzgarsız hava olursa olsun atacağınız ot ilacı ince zerrecikler halinde zeytin yapraklarına bulaşabilir ve o fidanlar hiçbir zaman gelişmezler..
zeytin genelde mart başlarında budanır..yazında şekil budaması yapılabilir..şımarık filizler kesilebilir..budama sırasında ufak bir kaba %5 lik bordo bulamacı hazırlayın ve her fidanın budaması bitince budama aletlerinizi bu kabın içine daldırın ve mantari hastalıkların fidandan fidana geçmesini önleyin..
fidanlar dikildikten sonra en az 2 sene hiç budama yapmayın,sadece 2.yıl 90-100 cm. yukarıdan tepe dallarını kesin ve çatallanmasını sağlayın..rüzgara açık yerlerde dipten çatallanma yapmanız ve dipten 3-4-5 adet gövde halinde büyümesini sağlayabilirsiniz..bunları ufak kazıklar çakıp iple bağlayarak ana gövdeden uzak büyümesini sağlayınız..mart budamasını bitirdikten sonra %1.5 luk bordo bulamacıyla fidanları ilaçlayınız..bu şekilde hem budama yüzeylerini hemde kışın körpe filizler üzerindeki don çatlaklarını ilaçlayarak hastalıkların girmesini önlersiniz..
son önemli bir nokta daha:
hastalıklarla mücadelede kullandığınız kontak zehirleri günün her saatinde atabilirsiniz,ama sistemik ilaçları ve yaprak gübrelerini her zaman ya gün aydınlanmadan yada gün ağardıktan sonra atınız ve daima yaprakların alt yüzeylerine gelecek şekilde ilaçlama yapınız..gün ışığında yaprakların alt yüzeylerindeki mikroskobik delikler buharlaşmayı önlemek için kapalıdır..buna özen göstermezseniz emeğiniz ve paranız çöpe gider..
şimdilik bu kadar..ufakta olsa katkım olursa ne mutlu..iyi akşamlar..herşey gönlünüzce olsun..
Sayın kygnad,
Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Benim gibi konuya ilgi duyan fakat teknik bilgisi ve tecrübesi sınırlı olan bir çok arkadaş için çok faydalı olduğuna inanıyorum. Verdiğiniz değerli bilgileri bir döküman olarak saklayacağım.
Lütfen sizin aklınıza gelen ve bizlerin deneyimsizlikten düşünemeyeceği bilgileri buraya aktarmaya devam ediniz. Zira bir arkadaşın belirttiği gibi hayat sadece borsa değil. Gerçek hayatta kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için yapmamız gereken çok şey var.
Ben iki sene Hollanda'da yaşadım. Orada insanların kıt doğal kaynaklarla tarım ürünlerinde mucizeler yarattığına şahit oldum.
Benim ülkemin güneşi var, iklimi var, suyu var ama tarımda güdük. Bence bilgi paylaşımımız yetersiz ve biz birkaç kişi birlikte iş yapma yeteneğine sahip değiliz. Hollanda organizasyonu sayesinde bizden zamanında aldığı laleden çok ciddi para kazanıyor. Sırf lale soğanı pazarlamak için Japonya'da bile ofisleri var. Oysa benim ülkemde zeytin ağacı sayısı dünyada en üst sıralardayken dünya pazarı litaratüründe adı bile geçmiyor. Çok yazık.
Saygılarımla
Sayin kygnad
Bir sey danismak isterim , Turkiyeden ispanyaya 8 tane farkli zeytin fidani getirdim,capi 40 cm lik , yuksekligi 50 cm plastik saksilara diktim,gide gele gide gele , daha da fidan getiricem ,barcelonda arazi bakiyorum Turk zeytinligi kurucam , 7x7 metre aralikli olarak, zeytin fidanlarini aldigim araziye dikicem,, dikene kadar sulama olarak kisin ve yazin haftada ne kadar lite su vermem gerek plastik saksilardaki fidelere
Verdiginiz bilgiler icin simdiden cok tesekkur ederim
ben emekli bir insanım..araştırmaya ve çevreme yararlı olmaya bayılırım..bundan 4 sene önce kasabama yararlı bir iş yapmaya karar verdim..çünkü bizim etrafımızdaki beldeler zeytinci olduğu halde bizim kasabalılar tamamen yanlış bilgiler ve saplantılar yüzünden zeytin ekmiyordu..biliyorsunuz bizim ülkede birşeyi kötülemek ve OLMAZ deyip işin içinden çıkmak kolaydır..denemek ve yaratıcı olmak zordur..
neyse,kahvelerden benim kulağıma gelen dedikodulara rağmen bu işe soyundum..fidanlar büyüdükçe ve ziyaretçiler arttıkça dedikodular kesildi ve bugün zeytin denince köyde ilk danışılan ve yardım istenen bir insan oldum..bu harika bir duygu..
şu an benim yer çok manzaralı ve denize yakın olduğu için civar zenginleri benim elimden parayla almaya çalışıyorlar bu yeri..benim yer 5 misli değerlendi..bu da güzel birşey,çünkü benden sonra gelenlere iyi bir miras..
==================
lale işine gelince..6 sene önce hollandadan 8 paket lale soğanı getirttim bir alamancı abime..bu sene 30 bin adet falan oldu..her yıl her soğan ortalama 4-5 yavru soğan yapıyor..250 bin adet falan olduktan sonra satış yollarını arayacağım artık..buna benzer konya tarafından bir vatandaşımızın öyküsünü okudum internette..adam 5-10 sene önce yedek parça almak için hollandaya gitmiş..ilk defa orada görmüş laleyi..ilgisini çekmiş,çok beğenmiş..aynen benim gibi dönüşte oradan soğan getirmiş..bugün için adam lale yetiştirme çiftliğinden bir çok ülkeye lale soğanı satar duruma gelmiş..helal olsun..
zülfikar
01-11-2005, 13:39
Tarımla ilgili yazdıklarınızı okudum.Hatta bize bir çıkar mı diye çıktısını aldım trende giderken gene okudum.:a-o:
Sizi tebrik edelim.Gerçek bir girişimci olmuşsunuz.:bravo: :bravo: :bravo: Tebrikler.Hayırlı kazançlar.
sn aydino,
ispanyaya götürdüğünüz fidanların çapı 40 cm. yazmışsınız..herhalde 4 cm. olacaktı..
ispanyada zeytinlik hemde bir türke ait zeytinlik kurma idealiniz çok şık..ben bu konuda birşeyler yazayım:benim bildiğim,ispanya genelde bizim iklim kuşağında olsa da çok uzak ve değişik iklim ayrıntıları olabilecek yerlere taşınan fidanlar o yörede tam bir uyum sağlamıyabilir ve bocalayabilir..bu yüzden oranın iklim kuşağında yetişen fidanlar kullanmanız daha sağlıklı olabilir..
oraya götürdüğünüz fidanları saksıda çok bekletmeyin..birkaç yıl bekletecekseniz,her yıl saksıları büyütün ve fidanı çıkarınca sarmal kökleri temizleyin..
saksı içinde uzun süre kalacaksa saksı altlığından sulama yapmanızı öneririm..zeytin çok ta sudan hoşlanmaz..aşırı sulama ve toprağın havasızlığı kökleri çürütür..kışın bahçedeyse hiç su vermesenizde olur..yağan yağmurlar yeter..ki,dışarda bırakmanız iyi olur,oranın iklimine uyum sağlar büyürken..
yazın da 15-20 günde bir su verseniz yeter..ağustos 15 ten sonra su vermeyin..kışa girene kadar o yılın filizleri odunlaşır böylelikle..
dikim aralığı olarak düşündüğünüz 7x7 m. bence çok..alacağınız arazi fakir ise en ideali 6x6 veya 6.5 tir..biraz verimli topraksa ve bodur ağaçlar yetiştirmeyi düşünüyorsanız 5x5 olabilir..
iyi günler..
Sayin Kygnad
Zeytinyagi degerlendikce araziniz daha da kiymetlenecektir, gerci biraz kaba bir ornek olacak ama ayni petrolde oldugu gibi, petrolun varili 20-30 $ dayken yuzune bakilmiyordu, yeni kuyu acmaya kimse calismiyordu, simdi herkes rantabl oldugu icin kuyu acmaya calisiyor petrol oldugunu dusundugu yerde, ayni sekilde tonu 4000 euroya vurmus zeytinyagini uretmek icin herkes zeytinlik kuruyim ugrasinda ,
Gene kabaca ornek vermek gerekirse, 100 kilo zeytin veren bir agactan kalitesine ve bakimina gore ortalama 25 kg zeytinyag cikiyormus, 1000 agaciniz olsa 25 ton dur , carp 4000 euro ile 100 000 euro ciro + kullanilabilirse posa diye tabir edilen cekirdek ve diger bolumlerden islemeden sonra hayvan yemi olarak faydalanilabiliyormus.
Sayin Kygnad
fidanlari koydugum saksilarin capi 40 cm yuksekligi 50 -60 cm demek istedim, turkcem biraz bozuldu pratik yapmaya yapmaya , kusura bakmayin
sulama işleri:
-eğer kış yağmurları yetersizse nisanın son haftası kuvvetli bir sulama yapınız..çünkü mayıs 15-20 arası zeytin çiçek açar..bu çiçeklenme devresinde ve hemen öncesinde zeytine su verirseniz çiçekleri döker ve filize kaçar..
-haziranın 20 sinde falan bakın çiçeklerde mercimek tanesinden küçük taneleri görünce tekrar biraz gübre takviyeli (fidana 50 gram 3x15 gübre) su veriniz..bu su miktarı 4-5 yaşındaki fidan için 80-100 litre olmalı..
-ağustos 15 ten sonra kesinlikle su vermeyin..çünkü zeytin taneleri pişkin büyümeli..su kuvvetiyle büyütürseniz çok iri ama cırtlak olabilir..yağ oranı da az olur..ayrıca ağustos 15 ten sonra su verilmemesinin 2. sebebi de:o yıl büyüyen filizlerin odunlaşmasını sağlamaktır..sulamaya devam ettiğiniz takdirde o yılın filizleri pişkinleşmiyecek,körpe kalacak ve bu yüzdende ilk donlarda ya kuruyacak veya filiz üzerinde derin don çatlakları oluşacaktır..
iyi günler..
eyup2059
01-11-2005, 14:05
syn kygnad lale fikri benimde ilgimi çekti eğer bana da 10-15 tane temin edebilirseniz sevinirim ayrıca siz nereliydiniz .
HOLLANDA'NIN LALESİ BEYŞEHİR'DEN
Dünyanın çiçek merkezi olarak bilinen Hollanda'ya, Konya'nın Beyşehir İlçesi'nden 30 yıldır lale soğanı gönderen Gökmen Çiçek Soğanları İthalat ve İhcaat Sanayi Limited Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Namık Gökmen, "Bu yıl 10 ton civarında lale soğanı ihraç etmeyi hedefliyoruz" dedi.
Yeşildağ Beldesi'nde 8 bin metrekarelik bir alanda lale soğanı üretimi gerçekleştirdiklerini belirten Namık Gökmen, bu yıl 10 tonluk bir rekolte hedeflediklerini ifade ederek, "Şu an için Hollanda'dan herhangi bir talep gelmedi, ama Mayıs ayı sonunda talep gelmesini bekliyoruz. En büyük sıkıntımız, Balkan ülkeleri ve Azerbaycan'ın çiçek piyasasına girmesi ve Türkiye ile rekabet etmesi. Bu sorun nedeniyle, başlattığımız ihracat hamlesi önemli bir darbe yedi" diye konuştu.
Bundan on yıl öncesine kadar Hollanda'ya 80- 100 ton seviyelerinde lale ihraç ederken, son yıllarda pazara yeni giren ülkelerin ciddi anlamda rekabetiyle karşı karşıya kaldıklarını, ihracat rakamlarının önemli ölçüde azaldığını belirten Gökmen, "İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesi'nde Hollanda'ya lale soğanı ihraç eden tek firmayız. Bu meslek bize babadan yadigar kaldı. Beldemizin muhtelif alanlarında yetiştirdiğimiz lale soğanları, çiçek açtıktan sonra kökünden kesilip Hollanda'ya gönderiliyor. Hollanda ise, dünyanın çeşitli ülkelerinden topladığı lale ve diğer türleri, yine talep eden ülkelere paketlemek suretiyle yeniden sunuyor" şeklinde konuştu.
Kırmızı, beyaz ve sarı renklerde çiçek açan lale soğanlarının yanı sıra Kardelen, Galanthus, Eranthıs, Anamuna Blande, Leceyum Asteyum, Cylemen gibi çiçeklerin de üretimini gerçekleştirdiklerini ifade eden Gökmen, "Dünya'da lale ve çiçek üretim merkezi olarak bilinen Hollanda'ya yaptığımız bu ihracat sayesinde, ekili tarlalarımızda çalışan bölge halkımız da önemli bir gelir imkanı sağlıyor" ifadelerinde bulundu.
yukarıda lale ile ilgili size bahsettiğim şahsın sitesini sık kullanılanlara eklemişim.. bu örnek girişimci yurtaşımızın şirketinin internet sitesine girip,hikayesini okuyabilir..gözleriniz şenlenecek lalelerle..
http://www.asyalale.com/
yukarıda yazısını kopyaladığım GÖKMEN ÇİÇEK SOĞANLARI şirketibeyşehir'de,ASYA LALE ise Çumra'da..anlaşılan Konya yöresinde bu tür işler gelişiyor..
Sayın kygnad,
Zeytinde damlama sulama konusundaki fikirlerinizi öğrenebilirmiyim.
Burhaniye ovasında Edremit havaalanı yanında bu yıl yeni ekilmiş bir zeytinlik var sahibini bulup görüşme fırsatım olmadı. Damlama yapmış küçük fidanlar dikmiş. Bilinçli yapılmış bir plantasyon. Yanlız fidanları çok sık dikmiş yaklaşık 3x3 veya 3,5x3,5 gibi. Ne kadar bodurda tutsa bukadar sıklık sizce mantıklı mı?
Görüşlerinizi öğrenebilirmiyim,
Bu arada Konyalılara kocaman helal...
Saygılarımla...
biliyorsunuz bizim ülkede birşeyi kötülemek ve OLMAZ deyip işin içinden çıkmak kolaydır..denemek ve yaratıcı olmak zordur..
Aynen katılıyorum. Eleştirmek kolay yapmak zordur. Etrafınıza bi bakın hep eleştiren insanlar var. Olması zor olan bir olaya kafayı takıp çözmek için uğraşan insanlara deli gözüyle bakarlar...
Saygılarımla,
sayın triod,
suyun az ve pahalıya malolduğu yerlerde damlama sulamayı tercih etmek doğrudur..ama bol su kaynağınız varsa ve bedavaya yakın maliyetteyse ben şahsen bu sistemi kurmam..çünkü bu sistemin de sakıncaları ve maliyeti var..
bir de damlama sulamada verilen suyun toprağa ne kadar işlediği kontrol edilmeli..sulama sığ olarak kalıyorsa zeytin kökleride derine gitmeyecek ve yüzeyde kalacaktır..bu durumda kökler derine kaçan toprak işlemesinde kesilebilecek veya sulama imkanı olmadığı zaman kuraklıktan çok çabuk etkilenecektir..
bizim orada bazıları eski tanker depolarını koyuyor tarlalarının üst tarafına,ondan damlama ile sulama yapıyorlar..tamam fidanken fazla su taşımaya gerek yok ama zeytinler ağaçlaştıktan sonra böyle 20 tonluk tankerden yapılacak damlama sulama ne kadar etkin olabilirki ? siz siz olun yeraltı suyu veya yakınında dere gibi ucuz su kaynağı olmayan yerlere tesis kurmasanız iyi olur derim ben..zaten ülkemiz gittikçe çöl iklimine doğru yaklaşmakta..sert kuraklık olan yıllarda taşıma veya kıt bulunabilen suyla yapılan damlama ne kadar etkili olurki ?
o gördüğünüz sahada dikim aralıkları çok çok sık..ben ilk defa duyuyorum..toprağı kuvvetli alanlarda ve bodur zeytinliklerde dahi 5x5 ten aşağı dikim yapılmamalı..çünkü zeytin güneşe çok ihtiyacı olan bir bitkidir..tepeden, yanlardan ışınları ve rüzgar esintisini almalıdır..böyle büyüdüğü zaman birbirine geçecek derecede yapılan zeytinliklerde aşırı gölgelenme belki yabani ot oranını azaltacaktır ama bazı mantari hastalıklarada davetiye çıkaracaktır..
iyi akşamlar..
aşağıdaki sitede de çok yararlı bilgiler bulabilirsiniz,özellikle E-KİTAP sayfalarında:
http://www.dazb.org.tr/index.asp
hangi işi yaparsanız yapın maliyet hesaplarını çok iyi yapmak ve planlamak zorundasınız..devir o devirdir,çünkü parayı hovardaca harcamak çok kolay ama harcanan parayı toplamak ve kazanç elde etmek te o kadar zordur..
Merhaba
Bir parça bilgim var.Bodrumda bir iki zeytinim var.Ve terim olsa kesin yaparım.Sebebi eskisi gibi artık tarım sadece çiftçinin ilgilendiği değil tamamen iyi yapılırsa gayet iyi ve kolay para getiren bir işkolu.
Eskisi gibi zeytinin (sadece zeytinin değil tüm ağaç tipi meyva) çok büyümesine izin vermiyorlar.Sebebi tane kalite ve iriliği.Ayrıca bir ağaç evladiyelik dikilmiyor eskisi gibi ağacın ekonomik ömrü olan 3 - 12 senesinden sonra ağaçlar yenileniyor yavaş yavaş.Ayrıca zeytin çok sulanmaz hatta hiçe yakındır diye bilirim.Tabii yağmurlar yeter ona ama iklim artı dikildiği toprak killi enteran bir toprak var o olması lazım.
Bildiklerim bunlar.
Kolay gelsin.
Saygılarımla
21.ekim 2005 tarihli akşam gazetesinden aldım bu yazıyı,inşallah son zamanlarda yağan yağışlar zeytincilerin yüzünü güldürmüştür.bu yazıyı yukarıdaki damlama sulama ile beraber düşününüz..böyle yağışın az olduğu yıllarda sulama suyunuz da kıt ise büyük sorunlar yaşarsınız..
============================================
Zeytinde kuraklık kabusu
--------------------------------------------------------------------------------
Kuraklık nedeniyle zarar etme riskiyle karşı karşıya kalan zeytin üreticileri, çareyi sulama yönteminde aradı. O da yeterli olmayınca, üreticinin umudunu yağmur duasına kaldı
Ege Bölgesi'ni etkisi altına alan kuraklık zeytin üreticisini zor durumda bıraktı. Geçen yıl 'yok' yılını yaşayan zeytin üreticisi, bu yıl da beklenen yağışlar gelmeyince zarar etme riskiyle karşı karşıya kaldı. Sulama yöntemi de ürünü kurtarmak için yeterli gelmeyince, üreticinin tek umudu yağmur duası oldu. Zeytinde verim düşüklüğüne yol açacak kuraklıklar, zeytin ve zeytinyağı fiyatlarının da yükseleceği endişesini yarattı.
Ziraat Odası İzmir Şube Başkanı Sedat Köse, zeytin rekoltesinin bu yıl rakip ülkelere oranla sadece Türkiye'de yüksek olduğunu ancak kuraklık nedeniyle bunun da tehlike altına girdiğini söyledi. Ağaçların ve ürünün beslenmesi açısından yağışın çok önemli bir yeri olduğunu belirten Köse, geçen yılın zeytin açısından yok yıl olduğunu, üreticinin, bu yıl da kuraklık nedeniyle verim düşüklüğü yaşaması halinde büyük sıkıntı yaşanacağını ifade etti. Şu anda zeytin ve narenciyenin bol miktarda yağışa ihtiyacı olduğunu kaydeden Köse şunları söyledi:
'Köylünün ürettiği bütün ekin kalkmış durumda. Sadece zeytin ve narenciye bu yağışı bekliyor. Bu yıl geçmişe oranla kurak geçiyor. Bu yıl zeytinin 'var' yılı. Ancak beklenen yağışlar meydana gelmezse verim düşüklüğü yaşanacaktır. Zeytinde meydana gelen küçük kalma, erken kararma, dökülme, tane et oranı dengesizliği gibi belirtiler, üreticileri büyük kayıp olabileceği konusunda endişelendirmeye başladı. Böyle giderse, üretici açısından maliyetin karşılanamaması, kredi borcununun ödenememesi gibi birtakım olumsuz sonuçlarla da karşılaşılacak.'
FİYATLAR YÜKSELECEK
Üreticinin iki yıl üst üste sıkıntı çekmesinin gelecek yıllarda ürününden soğumasına da neden olabileceğine dikkat çeken Köse, bu olumsuzlukların doğal olarak fiyatlara yansıyacağını kaydetti. Verim yakalanmazsa, maliyetin üretici açısından yüksek kalacağını dile getiren Köse, geçen yıl zeytinin az olması nedeniyle üreticinin kar edemediğini vurgulayarak, 'Bu yıl da zeytinlerin zamanından önce kararması nedeniyle yağ oluşumunu sağlayamayacak. Üretici geçen yılın zararını kapatmaya çalışırken, yaşayacağı ikinci zarar fiyatların yükselmesine neden olacak' dedi. Bu yıl İspanya, İtalya gibi zeytin üreticisi rakip ülkelerde zeytin rekoltesi düşük olduğunu, Türkiye'de ise yüksek olduğunu kaydeden Köse, 'Ancak kuraklık nedeniyle bunu kaybetme tehlikesi içindeyiz' diye konuştu.
SULAMA ÇÖZÜM DEĞİL
Köse, sulama yönteminin de verimlilik açısından çare olmadığını söyledi. Dağlık ve yamaç bölgelerde sulama imkanı olmayabileceğini kaydeden Köse, 'Bunun yanı sıra, zaten belli zeytin türlerinde sulama yeterli gelir. Önemli olan, ağacın suyu kökten değil, tepeden alıp da beslenmesidir' diye konuştu. Edremit Ziraat Odası Başkanı Cevdet Ercan ise, üreticilerin tabiatını kötü sürpriziyle karşılaştığını söyledi. Ercan, kışın zeytini don vurduğunu ve çok sayıda ağacın dallarının kırıldığını ve zarar gördüğünü belirterek, 'Kurak geçen yaz zeytine ikinci darbeyi vurdu. Zeytin olgunlaşmadan kurudu. Üreticiler perişan oldu. Rekolte çalışmalarına göre 10 bin ton zeytin bekliyorduk ama bu gidişle önceki yılın rakamını bulmak bile zor olacak' dedi.
Öte yandan, Edremit Körfezi'ndeki kuraklık nedeniyle sulama kooperatiflerine hücum edilince kuyularda da sıkıntı yaşanmaya başladı. Kuraklık, Balıkesir'in Edremit Körfezi'ndeki zeytin rekoltesinde yüzde 30 ile 40 oranında azalmaya neden oldu. Zeytin üreticilerinden gelen su talebinin önceki yıllara oranla daha fazla olması nedeniyle, birçok bölge kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Sezen ÖZSAVRANGİL - Bekir TERZİOĞLU
Adana'nın Ceyhan ilçesi civarında zeytincilik konusunda bir girişim yapmayı planlamaktayım.Fakat bu bölgenin zeytincilik konusunda ne kadar avantajı (iklim,toprak gibi) olduğu hakkında henüz detaylı bilgi toplayamadım.Bu bölgeyi seçmemin nedeni ise burada bir arkadaşıma ait kullanmadığı arazilerin olmasıdır.Sizlerin bu bölge ile ilgili düşünceleri nelerdir,paylaşabilirseniz sevinirim.
Bu bölgeyi seçmemin nedeni ise burada bir arkadaşıma ait kullanmadığı arazilerin olmasıdır.Sizlerin bu bölge ile ilgili düşünceleri nelerdir,paylaşabilirseniz sevinirim.
Selamlar,
Eğer Tarım sektöründe uzun dönemli bir yatırım yapacaksanız, kesinlikle kendinize ait bir araziyle işe başlamalısınız... çünkü inanılmaz emek harcayarak ortaya çıkardığınız bahçeniz, tam size kar yazmaya başlayacağı zaman, canınız ciğeriniz arkadaşınız (veya ananız-babanız-kardeşiniz bile!!) ortaya çıkıp yıllarca kullanılmayan, atıl duran arazi için hak talep etmeye başlıyor ve tapu da onlara ait olduğu için hiçbir şey yapamıyorsunuz...
Ya bir avukat vasıtasıyla uzun dönemli kira sözleşmesi yapın ya da tapuya siz de ortak olun...
Sonradan pişmanlıklar yaşamamak için, işin başında her türlü ihtimali göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim...
saygılar...
sayın devadam,
ceyhan akdeniz iklim kuşağında yer alıyor..cıvarında k.maraş,hatay,gaziantep ve adananın birçok ilçesinde zeytincilik yapılmaktadır..600 m. rakımdan fazla değilse yeriniz rahatlıkla yapılabilir..
http://www.dazb.org.tr/index.asp sitesinden gerekli bilgileri edinebilirsiniz ve buradan yöreniz iklimine uygun fidanlar temin edebilirsiniz..ceyhan ilçe tarım müdürlüğüde size danışmanlık yapabilir..
yalnız CETVEL arkadaşın dediğini yabana atmayın..tapusu sizde olmayan yerde bu işler yapılmaz..
hepinize iyi bayramlar..
Edremit'i bilmiyorum ama Gömeç bölgesinde sulama yapılamayan ağaçlarda verim bu sene çok düşük. O yüzden artık ne ekilirse ekilsin tamamen doğal ortamına bırakılmamalı mutlaka sulama altyapısı olmalı. zira sayın kygnad'ın dediği gibi dünya çölleşmeye doğru gidiyor.
Daha önceleri bol olan yeraltı suları bile günümüzde bölge bölge kaybolmakta...
Herkese sağlık ve mutluluk dolu iyi bayramlar diliyorum.
:) :)
astbrecher
03-11-2005, 10:05
vallla 700 ağaç kadar var ailede (pelitköy-burhaniye).. babam mahsulun olup-olmayacağını ağustos ayında anlıyor. çok sulak düz ovalarda zeytin çürüyor. buna mukabil engebeli eğimli arazide de toprağı sürme ve mahsül toplama meşakkatli oluyor. ben sadece yazları giderim, kışın da bana yağını gönderirler zira kızartmayı dahi z. yağı ile yaparız. bu kadar.
Doğma büyüme Bursa-Mudanyalıyım,şöyle söyleyim belki de Türkiye'nin en iyi zeytini Gemlik-Mudanya arasında yetişmektedir.Zeytin diğer tarım sektöründeki mahsüllere göre getirisi gerçekten de en iyisidir.Öncelikle merak ettiğim konu sizin bunu yetiştirmek istediğiniz arazi.Eğer bu araziyi kiralık düşünüyorsanız bu imkansız.İkincil olarak zeytin işinde 20 tona yakın bir üretim kapasiteniz olacaksa sıfırdan satışa kadar her şeyiyle organizasyonunuz olması lazımdır.Benim ilçemde zeytin tüccarı,üreticiden daha fazla kazanıyor malı pazarlarken.Diğer bir konuysa artık köylülerimiz tembel olmaya başladı.Zamanında araziler bedavaya verilirken şimdi aynı arazinin dönümü 15-20 hatta 50 milyar bile ediyor.Hızlı kentleşme ve konut ihtiyacı yüzünden insanlar zeytini üretmektense arazisini satıp yerine 20-30 bir seferinde hatırlıyorum adamın biri 67 tane daire almıstı müteahitten ve o dairelerin her biri de 120-150milyar arasındaydı ve bu kişinin ne tahsili ne de farklı bir özelliği vardı.Sonuc olarak zeytin gelecek için güzel ama arazi olayını unutmamak gerekir ve bölgenizde akdeniz iklimi degil de baska bir iklim olur da hava sıcaklıgı sıfırın altına düşerse zeytin yanar ve tüm emekleriniz bosa gider.Karar sizin ancak ticari anlamda daha farklı işler yapabilirsiniz mesela zeytin üretmektense zeytin pazarlamak...
eyup2059
06-11-2005, 13:20
arkadaşlar,ilgilenemediğiniz meyve bahçeniz var ise ben ilgilenebilirim yeterli tecrübem ve ekibim var.(en az 50 dönüm olmalı ve verimli bir bahçe olmalıdır).
özellikle izmir ve civarı olabilir..
Arkadaşlar bir dönüm zeytin bahçesinden kaç kg zeytin hasat elde edilebiliyor.
bu yapacağınız bakım işlerinin kalitesine,fidanlığınızın bulunduğu konuma,yıllık yağışın iyi olmasına veya sulama yapabilmenize bağlıdır..optimum şartlarda bir dekar zeytinden 10-12 yaşlarda 600-700 kilo, 20-25 yaşlarda ise 3 ton civarında mahsül alınabilir..iyi bir iştir,yatırımdır yani..ilk 5-6 sene çok iyi bakım yaparsanız kısa bir süre sonra masraflarınızı amorti edebilir ve kazanç elde etmeye başlayabilirsiniz..zeytinlik kuruluşu diğer meyvelere göre daha az zahmetli ve masrafsızdır..bir dekar zeytinliği 5 yıllık bakımıyla kabaca 300-500 milyona yapabilirsiniz ama bir dekar alara fidanlı bodur kiraz tesisini 3-4 milyardan aşağı yapamazsınız..yaş meyveyi pazarlayamadığınız takdirde zararda edebilirsiniz ama zeytinde böyle bir sorun asla yoktur..en basitinden yüklersiniz kamyona edremit veya gemlikte yağlık olarak satarsınız veya yağını sıktırıp hacmen yer kaplamıyan en az üç yıl saklama süresi olan zeytinyağını elde edersiniz..yağ bu yıl satılmazsa veya ucuzsa bekletip sonra satarsınız..bozulma ve çürüme tehlikesi 3 yıl yoktur diğer yaş meyve işindeki gibi..hadi diyelim elinizdeki zeytini salamura sofralık yaptınız..depo ömrü uzundur..genede satamadınız diyelim,çıkarırsınız depodan gene yağını sıktırabilirsiniz..yani zeytin asla ziyan olmaz..
Zeytinle, zeytini bir kenara bıraktım, tarımla uzaktan yakından alakam yok. Yakın zamanda da böyle bir projeye girmeyi düşünmüyorum. Topic e de tesadüf eseri rastladım...
Ama TAMAMINI okumadan başından kalkmadım. Genel kültür oldu benim için, çok faydalı bilgilerle... Tüm paylaşımcılara teşekkürler... Tek kelimeyle harikasınız..
Sayın Kygrd,
Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Benim gibi konuya ilgi duyan fakat teknik bilgisi ve tecrübesi sınırlı olan bir çok arkadaş için çok faydalı olduğuna inanıyorum. Verdiğiniz değerli bilgileri bir döküman olarak saklayacağım.
Lütfen sizin aklınıza gelen ve bizlerin deneyimsizlikten düşünemeyeceği bilgileri buraya aktarmaya devam ediniz. Zira bir arkadaşın belirttiği gibi hayat sadece borsa değil. Gerçek hayatta kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için yapmamız gereken çok şey var.
Ben iki sene Hollanda'da yaşadım. Orada insanların kıt doğal kaynaklarla tarım ürünlerinde mucizeler yarattığına şahit oldum.
Benim ülkemin güneşi var, iklimi var, suyu var ama tarımda güdük. Bence bilgi paylaşımımız yetersiz ve biz birkaç kişi birlikte iş yapma yeteneğine sahip değiliz. Hollanda organizasyonu sayesinde bizden zamanında aldığı laleden çok ciddi para kazanıyor. Sırf lale soğanı pazarlamak için Japonya'da bile ofisleri var. Oysa benim ülkemde zeytin ağacı sayısı dünyada en üst sıralardayken dünya pazarı litaratüründe adı bile geçmiyor. Çok yazık.
Saygılarımla
Sevgili Triod,
Bu cok degerli satirlariniz icin sizi tebrik ederim.
Ben de, 16 yildan beri yurdisinda yasayan biri olarak, ifade etmek istediginiz noktalari en iyi idrak edenlerden biriyim.
Ancak,Bu, "biz birkac kisi birlikte is yapma yetenegine sahip degiliz " ifadenize katilamayacagim..
Bence, bunun sebebi,kisiler yada bizim milletimiz degildir...
Bunun sebebi, Turkiye'deki hukuk anlayisi, bir diger ifadeyle;hukuk'suzluktur..
Dikkat ederseniz, sadece is yapma anlayisimiz degil, trafik gibi, diger pek cok konuda, birlikte uymamiz gereken kurallara karsi tavrimiz, hukuksuzluktan, suc karsisinda, caydiriciligin olmamasindan, yada yeterli olmamasindan meydana gelmektedir.
Tum bunlarin nedenleri aslinda, herkes tarafindan bilinmektedir, ancak, asiri nufus baskisi ve maddi imkansizlik, bunlarin onunu almayi onlemekte,en azindan geciktirmektedir.
Agirbasli degerlendirmenize ilave etmek istedim.
Saygi ile.
okumak,bilmek,bilgi sahibi olmak başkadır,tecrübe ve tatbiki bilgi sahibi olmak başkadır..ben elimden geleni ve pratik bilgileri allayıp-pullamadan yalın bir ifadeyle aktarmaya çalışıyorum..üç-beş yurttaşıma yön tayin edebiliyorsam ne mutlu bana..
bizim köyde biri bana şöyle dedi: -yav,ilçe tarıma gidiyorum,birsürü şey söylüyorlar,kafam karışıyor;oysa sana sorunca kısa yoldan yapmam gerekeni söyleyiveriyorsun..
09/11, 14:37:14
İzmİr, 9 kasım (reuters) - tariş zeytin ve zeytinyağı birliği bugün itibarıyla başlattığı 2005-2006 sezonu alım kampanyasında 5 asit baz
zeytinyağının fiyatını brüt 5 ytl/kg olarak açıkladı. birliğin geçen sezon başında aynı tür zeytinyağı için belirlediği brüt alım fiyatı kilogram başına
3,350,000 liraydı.
tariş zeytin ve zeytinyağı birliği başkanı cahit çetin, düzenlediği basın toplantısında, açıklanan alım fiyatının piyasada oluşan gerçek fiyatları
baz alarak belirlediklerini, düşen ve yükselen fiyatların takip edilerek alım fiyatlarını revize edebileceklerini ve ödemelerin peşin yapılacağını
söyledi.
bu yıl alternatif alım yöntemi de uygulayacaklarını ve vadeli alım sistemi oluşturduklarını belirten çetin, "vadeli alım sisteminden yararlanmak
isteyen ortaklarımız, ürün bedelini talep ettikleri günün şartlarına uygun vade farkı ile alacaklardır. bu yeni uygulamayla ortağımız vade farkı ile
ilave gelir sağlarken, birliğimiz de finansman yükünü üstlenmemiş olacaktır" dedi.
çetin, bu sezon türkiye zeytinyağı rekoltesinin, geçen yıldan devreden 25,000 tonla beraber yaklaşık 130,000 ton olarak gerçekleşeceğinin
öngörüldüğünü, birliğin ise 25,000 ton civarında alım hedeflediğini, ancak ortak dışı alımlara da yöneleceklerini ve böylece alım miktarının
artacağını söyledi. yok yılının yaşandığı geçen sezon ise 11,000 ton alım yaptıklarını ve üreticiye 40 trilyon lira ödeme gerçekleştirdiklerini
belirtti.
"türkİye İspanya'da rekolte düşüklüğünü değerlendİrmelİ"
bu sezon dünya zeytinyağı piyasasında, İspanya'da görülen rekolte eksikliği nedeniyle ilginç gelişmeler yaşanacağına dikkati çeken çetin,
şunları söyledi:
"dünya zeytinyağı üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını karşılayan İspanya'da yazın yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle 3.5 milyon zeytin ağacı kökten
budandı, yüzde 50'ye yakın ağaç zarar gördü ve rekolte yaklaşık 600,000 ton civarlarına düştü. rekoltedeki bu açık en az 5 yıl daha devam
edecek. dünya zeytinyağı tüketiminin 2.2 milyon tonlarda olduğunu düşünürsek, türkiye bu durumu iyi değerlendirmeli, yeni zeytin alanları
oluşturmalı, üreticiyi bu sene gerçekçi bir primle teşvik etmelidir ve zeytin üreticisine kilo başına 500,000 tl prim verilmelidir."
bakanlık geçen sezon zeytin üreticisine kilo başına 250,000 tl prim vermişti.
ANALİZATÖR
10-11-2005, 20:08
mısırı biçtikten sonra inşallah zeytin bahçesi kuracam toprak nasıl işlenmeli?en iyi nasıl olur. zeytinleri nezaman dikeyim.torbalı 1 yaşlı fidan mı iyi olur yoksa 2 yaşlımı.saygılar.mısırın tonu 220 milyon. buğday -mısır işi zor artık. inşallah zeytin iyi olur.adana için soruyorum. düz arazi sulu yol kenarı yoldan 1 tarla içerde. rüzgarı bol bir yer.
sn.analizatör..
bende buğday arpa ekiyordum köyde 80 dekar..yerler de ova toprak yani..buna rağmen bu yıl hububattan vazgeçtim..çünkü geçen yıl arpayı 330 binden bu yıl ise 230 binden sattım..halbuki mazot ve gübre %30-50 arası zam gördü..yani masraf arttı sattığım mal ucuzladı..80 dekar yerden temiz 1.5 milyar para kaldı,değmez çektiğin çileye..çeltiğe icara verdim bu yıl..
zeytin işiniz hayırlı olsun diyeyim..sorduğunuz soruların çoğunun yanıtı benim eski yazılarımda var..düz yerinizin içinde kışın 15-20 gün su duruyorsa veya gölleniyorsa vazgeçin veya çok iyi drene edin..zeytin rüzgarlı havadar yeri sever..yalnız hakim olan rüzgar hangi ise ona paralel ekin fidanları,birbirine siper olurlar..eski yazılarda birde doğu akdeniz araştırma ens.nün linki var..orayıda inceleyin..
fidan dikimi için en uygun zamanlar şubat ayıdır..böylece fidanlar yerine alışmış,oturmuş olur..aslında torbalı,yani tüplü fidanlar yaza doğru her zaman dikilebilir..
taris in vermis oldugu fiyat bana gore biraz dusuk , su an jaen zeytinyag borsasinda spot da 3500 Euro/t basina islemler oluyor , ancak tabi isin ihracat kismini dikkate almak gerek , taris aldigi zeytinyagini avrupa gibi yuksek vergi duvarlari olmayan ulkelere ihrac ediyordur yada siseleyip cok daha fazla kar marji olan marka sini basip Amerikada satiyordur
ben bir yerde TARİŞ'in iyi kalite z.yağını amerikada litresini 26 dolardan sattığını okudum
Ayvalık civarında denize sıfır 40 dönüm zeytinlik bahçesinin 40.000 ytl.olduğunu söyledi bir arkadaş.Mevzu zeytin olunca sorayım dedim.Gerçekten fiyatlar böylemi?Bu yöreleri bilenler varmı?Bizden pek borsacı olacağı yok.Bari zeytinle uğraşalım.
zeytin işi iyi imiş.geçen hafta sonu iznikte konuştum köylülerle...bu sene iyi para yapacakmış...her zaman için iyi diyorlar..denemeye değer
Ayvalık civarında denize sıfır 40 dönüm zeytinlik bahçesinin 40.000 ytl.olduğunu söyledi bir arkadaş.Mevzu zeytin olunca sorayım dedim.Gerçekten fiyatlar böylemi?Bu yöreleri bilenler varmı?Bizden pek borsacı olacağı yok.Bari zeytinle uğraşalım.
yetişkin bir zeytinliğin dekarı 1 milyar olamaz..ya çok çok bakımsız,kayalık falan bir yerdir,ya yeni fidan dikilmiş bir yerdir veya su falan yoktur..mutlaka bir iş vardır..yada yanlış anlamadır..kaldıki turistik bir yer orası,hem denize sıfır ve birazda yola falan yakınsa içinde zeytin olmasada o fiyata yedirmezler..bi gariplik var o işte iyi araştırıp öğrenmek lazım..
normal bir zeytinlik olsa bırakın ağaç başına 40-50 kiloyu,20 kilo zeytin alsanız,40 dekardan takribi 25 ton zeytin alırsınız..sofralığı boşverin,yağlık olarak satsanız kilosu bu yıl 1.5 ytlden 40 milyar para alınır bir yılda..
bir tuhaflık var bu işte..
müstakil tapusuz,yani hisseli bir yer olabilir,veya ormandan açma tapusuz olabilir..veya etrafında başbelası insanların yerleri olabilir..
40 dönüm 40 bin ytl gerçekten inanması çok güç....kesinlikle bir yanlış anlaşılma vardır.Kurak arazinin bile 1-2 milyar ettiği yerler var trakyada,ayvalık gibi bir yerde kesin sorunludur.
Ayvalık civarında denize sıfır 40 dönüm zeytinlik bahçesinin 40.000 ytl.olduğunu söyledi bir arkadaş.Mevzu zeytin olunca sorayım dedim.Gerçekten fiyatlar böylemi?Bu yöreleri bilenler varmı?Bizden pek borsacı olacağı yok.Bari zeytinle uğraşalım.
Sayın Yalıköy,
Ben o yörenin insanı sayılırım. Bahsettiğiniz fiyata değil deniz kenarında dağ başında bile yer yok.
Ben zeytin ağacı dikmek için yer arıyorum fakat size söylenen fiyatlarda yer bulmak imkansız. Bir hatalı bilgilendirme diyelim...
Saygılarımla
muhtemelen 4 donumu 40 000YTL dir zeytin bahcesinin;)
Değerli arkadaşlar yorumlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.Bu fiyatlara bende inanamadım.Sayın Aydino 4 dönümü 40 milyar olabilir demişsiniz.Bu yörelerde normal bir zeytin bahçesinin fiyatı ne kadardır?
Değerli arkadaşlar yorumlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.Bu fiyatlara bende inanamadım.Sayın Aydino 4 dönümü 40 milyar olabilir demişsiniz.Bu yörelerde normal bir zeytin bahçesinin fiyatı ne kadardır?
Fiyatlar;
Zeytin bahçesi şu an Çanakkalede dönüm başına 2,2 milyar tl. civarında(bahçenin durumu, mevki fiyatları artı eksi etkiliyor), gemlik tipi zeytin toptan kg. 2500 tl., yeşil zeytin 1,500-2.800 tl. tüccar tarafından köylüden alınıyor, sızma yağ yeni mahsul fiyatlar belli değil geçen yıl 6 milyon tl. idi.
sızma yağ yeni mahsul fiyatlar belli değil geçen yıl 6 milyon tl. idi.
ama bu fiyat hasadın sonuna doğru yani şubat mart civarındaki fiyatlardı... yani en azından milas'ta öyleydi... çünkü biz geçen sene fabrikadan aldığımız yağın fiyatı 3,5 ytl'den başlamıştı... 7 - 7,5 ytl'ye kadar çıkmıştı...
ANALİZATÖR
15-11-2005, 19:44
inanın çok merak ettim yani dönümü 2,2 milyar olan yerde dönümde kaç adet zeytin vardır ve ağaç başı kç kilo zeytin verir yaklaşık olarak birde bu ağaçlar yetişmişmi yani kaç yaşında.arazi nasıl düzmü tepemi sulanma imkanı varmı yolu asfaltmı v.s açıklarsanız memnun olurum.mevkiine göre fiatlar varsa en pahalı engüzel yolu suyu olan yerde zeytin bahçesi nekadar mesala 10 yaşlı.saygılarımla.bakarsınız adanadan çanakkaleye gelip zeytin bahçesi alırız bu vatan hepimizin.ve çanakkaleki binlerce şehidimiz var mekanları cennet ruhları şad olsun buyrun bir fatiha okuyalım ruhlarına.tekrar saygılar .
ama bu fiyat hasadın sonuna doğru yani şubat mart civarındaki fiyatlardı... yani en azından milas'ta öyleydi... çünkü biz geçen sene fabrikadan aldığımız yağın fiyatı 3,5 ytl'den başlamıştı... 7 - 7,5 ytl'ye kadar çıkmıştı...
Sayın Cetvel benin verdiğim fiyat tarişe verilen mal için değildi, 1,5-2 aside kadar köylülerin toptan sayılacak tonajlarda piyasaya verdikleri mal içindi.
Sayın Cetvel benin verdiğim fiyat tarişe verilen mal için değildi, 1,5-2 aside kadar köylülerin toptan sayılacak tonajlarda piyasaya verdikleri mal içindi.
Tamam doğrudur sayın kasved, biz de köylüden alıyorduk... üstelik 15 - 20 kiloya bile aynı fiyatları uyguluyorlardı... belki de milas bölgesi fiyat anlamında daha ucuz mu gidiyor ne?
hatta bu sene 1-2 ton alıp şişelemeyi düşünüyorum da, fatura işini nasıl halledeceğimi bulamadım... :cool:
inanın çok merak ettim yani dönümü 2,2 milyar olan yerde dönümde kaç adet zeytin vardır ve ağaç başı kç kilo zeytin verir yaklaşık olarak birde bu ağaçlar yetişmişmi yani kaç yaşında.arazi nasıl düzmü tepemi sulanma imkanı varmı yolu asfaltmı v.s açıklarsanız memnun olurum.mevkiine göre fiatlar varsa en pahalı engüzel yolu suyu olan yerde zeytin bahçesi nekadar mesala 10 yaşlı.saygılarımla.bakarsınız adanadan çanakkaleye gelip zeytin bahçesi alırız bu vatan hepimizin.ve çanakkaleki binlerce şehidimiz var mekanları cennet ruhları şad olsun buyrun bir fatiha okuyalım ruhlarına.tekrar saygılar .
Sayın Analizatör zamanımın büyük kısmı fırsat buldukça zeytin bahçeleriyle çevrili şirin bir balıkçı köyünde yaşıyorum.
Konun uzmanı değilim dönüm başı 2.2 milyar tl.lik fiyat sohbet ettiğim köy kahvesinde bana köylülerin söyledikleriydi.
Yaklaşık üç yıl evvel bu işi ciddi olarak düşündüğümde bu işin uzmanı dostumun tavsiyesiyle vazgeçtim. Bahçe kurmanın olumlu yanları yeterince bahsedildi, benim vazeçme nedin olan olumsuz yanları;
-Bu işin nasıl yapıldığını bilmiyordum, bilmeye çalışssam hasadın yapıldığı yerde devamlı ikamet edemediğimden bahçenin belli peryodlarda sürümü, budama işlemleri, ilaçlanması vb. sürekli bi şekilde bakım yapılması gerekiyor.
Bu işe finans koyup dışardan takviye alarak yaptırmaya kalktığınızda çevremde gördüğüm çoğunlukla sonu hüsran oluyor, mutlaka işin başında olmalısınız sineğin zamanını ilaçlama peryotları arasındaki süreleri iyi takip etmek zorundasınız, geç ilaçlama yaptığınızda sineğin zeytin üzerindeki yaptığı bozulmayı önlüyemiyorsunuz.
İşin başında mutlaka durmak, uzman tavsiyesi almak, arazi büyüklüğüne göre traktör dahil yeterli araç ve ekipman ve sermayeye sahip olmak şartıyla belki yapılabilir.
Arazi fiyatlarının değerlemesinde konunun uzmanı Sn. Kygnad daha detaylı bilgi verebilir kişisel görüşümce etmen unsurlar;
-Arazinin sit alanı içersinde olup olmaması,
-Arazinin mevki durumu, yerleşim yerine uzaklığı, yamaç veya çukurda olup olmaması, su kaynağına uzaklığı veya kurumuş dere yatağıda olsa su çıkartılma ihtimali,
-Denizden uzaklığı.
-Bunların yanında bide satıcının mali durumu sıkışık olup olmaması fiyatlamayı etkilmektedir.
-Bahçedeki ağaçların cinsi yaşı bakımları fiyatlamayı etkiler, örneğin yaklaşık iki yıl evvel ani kışdan Bozcada ve geyikli bölgesisndeki zeytin bahçeleri kötü etkilenmiş ve nihayetinde arazi fiyatları düşmüşdü. Bu sene ise yavaş yavaş tahribatın etkileri ağaçlar üzerinde azalmış buda sonuçta fiyatları yukarıya çekmiştir.
Zeytin işi kişisel görüşüme göre bu yıl altın yılındadır ama gelecek yılın ne olacağını şimdiden kestirebilmek tarımda oldukça zor olsa gerek.
Bi dönümde nekadar ağacın olması gerektiği Sn. Kygnad'ın yazılarında mevcut, ideali 7x7 aralıklı ve bahçe içersinde ağaçların hava alacağı rüzgar aralıklarının alınabileceği mesafelerin olması. Ağaç başına ürün için yaşa bakıma göre çok değişkendir, ağacın genç olması yaşlı olması ürünün bilimsel anlayışla yetiştirilmesi, arazinin durumu vs. vs. bi sürü etmen işin içine girmektedir.
Bahçe satın almaya karar verdiğinizde karşınıza bi sürü değişken çıkacaktır, ideal zeytin bahçesini değil çoğunlukla bulduğunuz zeytin bahçesini fiyatın uygunluğu konusunda değerleme yaparken yukarıda sıraladığım özelliklerin tümünü birden dikkatte alarak ve en önemlisi bahçeyi satın almadan önce mutlaka bu işi bilen köylü bi uzmandan ağaçların durumuyla ilgili fikir almanız yararınıza olacaktır.
17.11.2005-İST. Almanya'nın büyük bankalarından Commerzbank,
Alman uzun vadeli konut kredisi (mortgage) şirketi
Eurohypo'nun tüm hisselerini yaklaşık 5.3 milyar dolara satın alıyor.
Eurohypo'nun yaklaşık üçte bir hissesine saahip olan Kommerzbank,
şirketin tüm hisselerini satın almakla Deutsche Bank'ın ardından
Almanya'nın ikinci büyük bağımsız bankası olacak.
Kommerzbank'tan yapılan açıklamada, Eurohypo'yu satın alabilmek
için fon sağlamak üzere bir kısım banka hisselerinin İtalyan ve Güney
Koreli yatırımcılara satılacağı belirtildi.
(17/11/2005 - 13:20:58)
ben bu sayfalarda edindiğim pratik bilgileri çok net bir şekilde aktardım sizlere..toprakla uğraşmak gönül işidir,bilgi işidir..özenti ile bu tür işlere girerseniz toprak nankördür,cebinizdeki parayı yutar..
benim gibi belli bir yaşa geldiyseniz,doğa ile iç içe yaşamak,ömrünüzü uzatmak isterseniz ve parasal olanaklarınızda müsaitse paraya acımaz,zevkinize ve keyfinize uygun 3-5 dekar bir zeytinlik-meyvalık alır,tatmin olursunuz..yaparsınız içine bir bağevi,kafanız estiğinde gider huzura kavuşursunuz..hayatta parayla ölçülemiyecek şeyler vardır:yağmurda o mis gibi toprak kokusunu hissetmek,dalından bir meyve koparmak,toprakta yalınayak gezmek,gece ağustos böceklerinin şarkısıyla uyumak ve niceleri..
------------------------------------
ama,yatırım amaçlı ve para kazanmak amacı ile bu tür işleri yapmak isterseniz işler değişir..KASVED arkadaşın dediği gibi bu işlerle yakından uzaktan ilginiz yoksa bu işlere özenmeyin derim ben..
veya şirketleşip,5-10 kişi bir araya gelse ve herkes 20 milyar para koysa çok güzel işler başarılır..benim yöremde ben bu tür yatırımları görüyorum..
çanakkale yöresinde arazi fiyatlarının ucuz olduğu ve zeytincilik yapılabilecek o kadar bakir yerler varki..ama bu işlere girmek için en az 100 dekarla başlanmalı..arazi büyüdükçe maliyetlerde çok düşer ve birim alandaki gelir de artar..bu işleri tam olarak bilmeyebilirsiniz ama böyle şirketleşip bu işe girerseniz ve fidanlık ta büyükse tutarsınız bir ziraat mühendisi ve her tür işi tekniğine uygun yaptırırsınız..
zaten türk tarımını en büyük sorunu tarımsal işletme alanlarının çok küçük olmasıdır bu yüzden maliyetler ağır ve gelir düşüktür..ülkemizde maalesef kollektif düşünce veya yatırım yapma alışkanlığı çok az..iki türk'ün anlaşma olanağı çok azdır,3-4-5 türk biraraya geldiği zaman anlaşmazlıklar dahada büyür..ben bunu bu forumlardaki tartışmalarda hep görüyorum..asgari müştereklerde anlaşabilmek bile çok zor türk insanı için..bireysel düşünce hep ön planda..genelde herkes en doğruyu kendisinin bildiğini sanır ve ısrar eder..olaki 5-10 kişi bir araya geldi bir yatırım yapmak için..bu seferde birbirine madik atma,kandırma dönemi başlar..
bu yüzden bizler ufak güçlerimizi birleştirip büyük işler başarma şansımızı da yokediyoruz.
hayatta parayla ölçülemiyecek şeyler vardır:yağmurda o mis gibi toprak kokusunu hissetmek,dalından bir meyve koparmak,toprakta yalınayak gezmek,gece ağustos böceklerinin şarkısıyla uyumak ve niceleri..
doğru yoruma sadece teşekkür edilir... satırları okurken, toprak kokusunu bir kez daha hissettim... Bu ne büyük mutluluk, inanın yaşayanlar çok iyi anlıyor...
zaten türk tarımını en büyük sorunu tarımsal işletme alanlarının çok küçük olmasıdır bu yüzden maliyetler ağır ve gelir düşüktür..
bu problem, benim inancıma göre hiçbir zaman aşılamayacak... çünkü biz Türkler, birbirimize güvenmeyi öğrenemedikçe, hiçbir zaman bir araya gelemeyiz ve bir arpa boyu yol alamayız...
Hep birilerinin bize kazık atacağını düşünür ve insanlara güvenmeyiz çünkü biz karşımızdakine nasıl kazık atacağımızı planlarız... Böylelikle birbirimizin düşeüncelerini otomatikman anlamış oluruz... Hepimizin kafasında kısa yoldan nasıl köşeyi döneriz, nasıl zengin oluruz düşüncesi var... O yüzden kırsal alanda, özellikle de miras yoluyla bölünmelerle tarım arazileri 3-5 dönüme kadar bölünmeye başlamış, abi kardeş arasında bile birlik sağlanamamıştır...
Keşke birlik olabilsekte binlerce dönüm arazileri tek bir şirketten veya kooperatiften yönetsek ve hepimiz köeyi dönsek! :gulen: :dolar:
saygılar...
Zeytin yetistirmek veya bag-bahce islerine hic ilgim olmamasina ragmen bu topigi her gun takip etmekten kendimi alikoyamiyorum. Borsa ile ilgili bir forumda topigi katkilariyle ilginclestiren basta sn. kygnad ve diger yorumculara tesekkur ederim.
eyup2059
17-11-2005, 18:02
evet ya bende ilgi ile izliyorum devamlı topiği çok yerinde yorumlar var özellikle o doğa tutkusu var ya büyük şehirlere sıkışmış insanlar için bulunmaz birer nimettir.insanlar böyle yerlere oldum olası ilgi duyarlar ama sırf bu yüzden ege kıyıları da mahvedilmiş nice zeytin ağaçları beton yığınlarına teslim olmuştur ama zeytinin değeri de yeni yeni anlaşılmaktadır özellikle akhisar taraflarındaki yeni büyük zeytin bahçeleri ve belliki hepsi güzel fidanlarla kurulmuş tarlaları gördükçe içim kıpır kıpır etmektedir. neyse lafı fazla uzatmıyayım zeytin bahçesi olanları güzel yıllar bekliyor hepsinin hasadı bereketli olsun .
ANALİZATÖR
17-11-2005, 19:59
çok isabetli bir topic açmışım.teşekkürler herkese ilgilerinden dolayı.
ANALİZATÖR
17-11-2005, 20:00
devam edelim inşallah ne biliyorsak yazmaya devam edelim .
bu zeytün forumunu her okuyan zeytinciliğe başlayacak, ekonomideki cob-web teorisindeki gibü zeytin fiyatları düşecek birbirinizi batıracaksınız.
he he he :D :D :D
eyup2059
18-11-2005, 20:07
sayın figo,korkmayın herkes başlamaz buradaki arkadaşlar sadece merak ve ilgi çerçevesinde takip ediyorlar ki başlasalar bile bence çok iyi olur çünkü ileride büyük kazanç elde ederler (tabii en az 50 dönüm arazi olacak ve bu işede meraklı olacak bizzat kendisi ilgilenecek)ama üzgünüm ki şimdi yetiştiren ve hasat eden köylülerimiz hala eski yöntemlerle hasat yapmakta ve ağaçlara zarar vermektedir ve malesef bu insanları eğitmek çok zor bir iştir.İleride işallah bu işi bilinçli yapan insanlar çoğalır ve özellikle altın değerindeki sızma zeytinin değeride artar birde tabii her zaman olduğu gibi kalite ve marka ne yapıp edip kendimizi bu piyasada kabul ettirmeliyiz,şimdi bunu bşarmak için önümüz de çok büyük fırsatlar var bunu değerlendirmeliyiz.Dünya piyasasında elde edeceğimiz yüzde 1 lik piyasa artışı bile bizim için çok önemlidir,düşünübiliyormusunuz tariş bile zeytinleri koyduğu şişeleri ithal ediyor varın geriisini siz anlayın !Bu işte ileri gideceksek cam fabrikaları da özel üretim ve tasarım yapmak zorundadırlar işallah bunu da başarırız.
bu zeytün forumunu her okuyan zeytinciliğe başlayacak, ekonomideki cob-web teorisindeki gibü zeytin fiyatları düşecek birbirinizi batıracaksınız.
he he he :D :D :D
ne demek yani,neyi kastediyorsunuz ..iyi yani buradaki yazılar ve doğuracağı sonuçlar bayağı keyiflendirmiş sizi..bravo (!) ti'ye alınacak geyik yapılacak tam topiği keşfetmişiniz..bu da bir sanattır (!)
ANALİZATÖR
19-11-2005, 00:12
Yazmaya Devam Edelİm O Zaman.. Hayirli Bİr İŞ Zeytİn Dİkmek...memleketede Faydali Bİr İŞ.
bu topic ciddi idi..ilk defa FİGO tarafından sulandırıldı HAFİF bir yazıyla..üzgünüm artık ben birtek satır dahi yazmam buraya..bay FİGO ''İNSANLARI BATIRMAMANIN YOLLARI..'' üzerine bir topic açsın,daha yararlı olur belki..
bu topic ciddi idi..ilk defa FİGO tarafından sulandırıldı HAFİF bir yazıyla..üzgünüm artık ben birtek satır dahi yazmam buraya..bay FİGO ''İNSANLARI BATIRMAMANIN YOLLARI..'' üzerine bir topic açsın,daha yararlı olur belki..
evet evet topik biraz sulandı, malum zeytin çok sulak yerleri pek sevmez.Ben en iyisi sıvışayım.Siz dikmeye :D devam edin. Alın size birkaç ipucu:D :
A.İKLİM VE TOPRAK
Genellikle ılımlı bir iklimden hoşlanır.Çok kurak ve çok sulak yerleri sevmez.Soğuk rüzgarlara açık yerlerde yetişmesi ekonomik değildir.Genellikle –7 °C nin ve yıllık 400 mm.nin altında yağış alan yerlerde ekonomik olarak yetişmez.
Zeytin genellikle kalkerli,kumlu,derin ve besin maddelerince zengin toprakları sever.Toprak istekleri bakımından fazla seçici olmadığından birçok bitkinin yetiştirilmediği sahaların değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.Fakir topraklarda yeterli bir gübreleme mümkün değil ise,aralık ve mesafeleri fazla tutmak suretiyle ekonomik bir zeytincilik yapmak mümkündür.Taban altı suyunun yüzeye çok yakın olduğu yerlerde veya kışın uzun süre su altında kalan yerlerde gerekli önlemler(Drenaj kanalları,derin işleme ile toprak altındaki geçirimsiz tabakanın kırılması) alınmadığı taktirde zeytincilik yapılmaz.
B.FİDAN DİKİMİ
1-Toprağın hazırlanması:
Dikimden önceki sonbaharda toprak derince işlenerek,hastalık ve zararlılar yönünden incelenmelidir.İklim,toprak,çeşitlere,dikim şekillerine ve yetiştirme amacına göre fidanlara verilecek aralık ve mesafeler 10x10m ile 5x5m arasında değişeceğinden bu konularda bilgi almak için müessesemize başvurulması gerekir.Fidan çukurları toprak özelliklerine göre 60x60x60cm.-120x120x60cm genişlik ve derinlikte açılmalıdır.Dikim şekli olarak kare,dikdörtgen veya üçgen seçilebilir.
2-Dikim öncesi yapılacak işler:
Fidanlar bekletilmeden yörelere göre Ocak-Şubat veya Mart aylarında dikilir.Çukur dibindeki toprak kürekle karıştırılmalıdır.Eğer toprak çok ağır ise ve çukur dibinde su bulunuyorsa(Gerz yapılıyorsa) çukur daha da derinleştirilmeli ve iri çakıllardan çukur dibine 10-15cm kalınlığında bir kat yapılarak suyun kökleri boğmaması ve drene olması sağlanır.Ondan sonra çukur dibine 1Kğ.süper fosfat veya triple ve 1Kğ. Potasyum Sülfat verilir.Daha önce ayrılmış olan üst toprak gübrenin üzerine dökülür,hafifçe karıştırılır.
3-Dikim:
Tüplü fidanlar naylon torbalarından tutularak çukurların yanına getirilir.kesinlikle fidanlardan tutularak taşınmamalıdır.Tüplü fidanlara önce su verilir,toprak dağıtılmadan naylon torbadan çıkartılır.Çukurun ortasına konulur.Naylon torbadaki toprak seviyesi ile bahçenin toprak seviyesinin aynı olmasına dikkat edilmelidir.Daha önce çıkan alt toprakla kenar boşluklar doldurulur.Kalan toprakla da yalak yapılır.Ve can suyu verilir.
4-Ağaçlandırma yükseklikleri:
Hayvan zararından korkulan yerlerde 80-100cm.den tepeleri kesilir.Eğer kuracağınız zeytinlik çit veya başka bir şekilde hayvan zararından korunmuş ise ve sulama imkanınız var ise,özellikle sofralık çeşitlerde hasat kolaylığı için toprak seviyesinden 30-45cm.den tepe kesilerek alçak gövdeli yetiştiricilik yapılması tavsiye edilir.
5-Dikim sonrası yapılacak işler:
a.Can suyu verilir.
b.Hakim rüzgar yönünde herek dikilerek,gevşek bir şekilde bağlanır.
c.Gövdeler gerekiyorsa yazın yakıcı güneş ışınlarından korunmak için kireçle veya daha iyisi kireç ve göztaşı eriyiği ile badana edilmelidir.Veya sap saman ot ile sarılır.
d.Eğer ara ziraati yapmak üretici bakımından zorunlu ise fidanlara 1.5m. den fazla yaklaşılmamalıdır.Ara zıraati 4-5 yıldan fazla yapılmamalıdır.
e.Nemli,soğuk ve ağır topraklı yerlerde kesinlikle baklagil ara ziraati yapılmamalıdır.
f.Her sene zeytinlik ilk ve sonbaharda en az birer defa sürülüp,yabancı ot mücadelesi ihmal edilmemelidir.Arazi meyilli ise fidanların alt kısımlarına iri taşlardan veya topraktan teras yapılarak toprak erozyonunun önlenmesi lazımdır.
g.Yalakların daima temiz tutulmasına sulamalardan sonra kaymak tabakasının kırılmasına dikkat edilmelidir.
h.Ağaç diplerinde kuru ot bırakılmamalı ve kuru otlar toplanarak yakılmalıdır.
ha bir de yararlı bi link attıriyim ortaya, benim sevdiğim çok güzel çizik ve yeşil zeytinler var
http://www.zeyno.com/
Sn Kygnad,
Hisse.net'e her bağlandığımda mutlaka buraya uğruyorum ve çok faydalanıyorum. Benim gibi düşünen birçok arkadaşımın olduğunu da yazılanlardan hissediyorum.
Dediğiniz gibi hayat sadece borsa değildir.
Bazen bazı arkadaşlar istemedende olsa ciddiyeti bozmuş olabilir. Sanıyorum Figo arkadaşımız genç birisi ve yazdığı mesajı gönderirken sonucun bu olacağını kestiremedi. Eminim ki oda bu sonuca üzülmüştür.
Lütfen ciddiyetimizi koruyarak, bilgilerimizi paylaştığımız bu forumun devamını sağlayalım.
Bilgi paylaştıkça güzeldir.:)
Sağlıcakla kalın...;)
ANALİZATÖR
04-12-2005, 18:39
yorumu olanlar yazmaya devam edelim lütfen.ince ayrıntıları yazalım yeni bahçe tesisinde.
zeytin 700m ye kadar yüksekliklerde ve akdeniz iklimi özellikleri gösteren yörelerde yetiştirilen özel bir agaçtır. 8 yılda ekonomik anlamda zeytin tutan ağaç 250 yıl verimlidir. gençleştirme yapılarak verim yılı 100 yıl daha uzatılabilir.bu beş insan ömrü demektir.bunlar zeytin dikmeye yeter sanırım.kolay gelsin.
sagitarius
07-12-2005, 16:12
Arkadaşlar ben gemlikteyim bilindiği gibi gemlik zeytin memleketi fakat zeytin artık buralarda koruma altına alınmış bir ağaç türü sebebi düzensiz kesilen ağaçlar ve düzensiz kentleşme fakat bazı yerler bunun daha önce farkına varıp 10-15 yıldan beri gemlikten zeytin fidanı alarak kendi meralarına zeytin ekmekte en başta manisa ardından urfa (urfa gap tansonra) geleceğe yatırım açısından bence çok isabetli gemlikte bir tabir vardır zeytin için ''kara elmas'' gemlik için vazgeçilmez geçim kaynağıdır bakımı diyer ağaç meyvelerine göre zor geliri çok iyi olan bir bitkidir ayrıca diyer meyveler gibi toplandıktan sonra satıldığı gibi salamura vb gibi tekniklerle sonradanda satılır satamadığın zeytin yağ olarakda deyerlendirilir yeterki iyi mahsul al ..
Zeytin konusunda tecrübeliyimdir zeytin fidanı almak isteyen arkadaşlarada yardım edebilirim .iyi günler....
_______________
SAGİTARİUS
sagitarius
07-12-2005, 16:24
Arkadaşlar ben gemlikteyim bilindiği gibi gemlik zeytin memleketi fakat zeytin artık buralarda koruma altına alınmış bir ağaç türü sebebi düzensiz kesilen ağaçlar ve düzensiz kentleşme fakat bazı yerler bunun daha önce farkına varıp 10-15 yıldan beri gemlikten zeytin fidanı alarak kendi meralarına zeytin ekmekte en başta manisa ardından urfa (urfa gap tansonra) geleceğe yatırım açısından bence çok isabetli gemlikte bir tabir vardır zeytin için ''kara elmas'' gemlik için vazgeçilmez geçim kaynağıdır bakımı diyer ağaç meyvelerine göre zor geliri çok iyi olan bir bitkidir ayrıca diyer meyveler gibi toplandıktan sonra satıldığı gibi salamura vb gibi tekniklerle sonradanda satılır satamadığın zeytin yağ olarakda deyerlendirilir yeterki iyi mahsul al ..
Zeytin konusunda tecrübeliyimdir zeytin fidanı almak isteyen arkadaşlarada yardım edebilirim .iyi günler....
__________________________
Cahil kral taç giydirilmiş eşektir.
İngiliz atasözü
SAGİTARİUS
ANALİZATÖR
07-12-2005, 17:17
iyi bir zeytin fidanını nasıl anlayacaz. neye bakacaz. her sertifikalı denen fidan iyimidir. tek tek bu fidanlar fidanlıklarda kontrolmü ediliyor.yardımlarınızı bekliyorum.1.5milyonada fidan var --2,5 milyonada. birde il tarımda var 800-900 bin tl arası alınabilir diyolar. tabiiki il tarımdakilerin yarı parasının vatandaş tarfından ödendiği için ucuz olduğunu söylüyorlar.
iyi bir zeytin fidanını nasıl anlayacaz. neye bakacaz. her sertifikalı denen fidan iyimidir. tek tek bu fidanlar fidanlıklarda kontrolmü ediliyor.yardımlarınızı bekliyorum.1.5milyonada fidan var --2,5 milyonada. birde il tarımda var 800-900 bin tl arası alınabilir diyolar. tabiiki il tarımdakilerin yarı parasının vatandaş tarfından ödendiği için ucuz olduğunu söylüyorlar.Sayın arkadaşım,ne kadar genç olursa o kadar iyi olur.İl tarım müdürlüklerinden biz de yıllardır fide alırız,bu güne kadar bir yamuğuna rastlamadık.
Sertifikalı fidelerin hepsi elbette tek tek kontrol edilmiyor.Sizin bölgede mısırların tek tek kontrol edilmediği gibi.Bunlar belli işlemler sonucunda yetiştirilmiş fidelerdir.
Gerçekten bu işten ekmek yiyen insan bir kaç yüz fidenin ekstra parası için geleceğini karartmaz.O sertifikaları herkese de rastgele vermezler.
konu hakkında bilgisi olanlara birtakım sorularım olacak .yanıtlayan olursa çok memnun olacağım
1-zeytin toplama zamanı en uygun ne zamandır?kar yağdıktan sonra zeytin toplamak zeytine zarar verir mi?
2-sızma zeytinyağı ile natürel zeytin yağı arasındaki fark nedir?
3-zeytinyağı fabrikası kurmak için gereken makineler nelerdir ne gibi sartları vardır?
4-amerika ve avrupaya zeytin ve zeytinyağı ihracatı için sahip olunması gereken belgeler ve ihracat prosedürleri nelerdir?
5-yurtdışına zeytin/zeytinyağı numunleri ne sekilde gönderilir?
6-zeytini tenekelere koyarken su koymak gerekir mi?
7-zeytinyağı şişelemesi için başvurabileceğim yerler var mı istanbul da özellikle?
şimdiden teşekkür ederim
sagitarius
10-12-2005, 17:00
konu hakkında bilgisi olanlara birtakım sorularım olacak .yanıtlayan olursa çok memnun olacağım
1-zeytin toplama zamanı en uygun ne zamandır?kar yağdıktan sonra zeytin toplamak zeytine zarar verir mi?
2-sızma zeytinyağı ile natürel zeytin yağı arasındaki fark nedir?
3-zeytinyağı fabrikası kurmak için gereken makineler nelerdir ne gibi sartları vardır?
4-amerika ve avrupaya zeytin ve zeytinyağı ihracatı için sahip olunması gereken belgeler ve ihracat prosedürleri nelerdir?
5-yurtdışına zeytin/zeytinyağı numunleri ne sekilde gönderilir?
6-zeytini tenekelere koyarken su koymak gerekir mi?
7-zeytinyağı şişelemesi için başvurabileceğim yerler var mı istanbul da özellikle?
şimdiden teşekkür ederim
1-Zeytin toplama zamanının karla alakası yok zeytin siyahlaşıp olgunlaşması gerekir koparıp içine baktığımızda içininde siyaha yakın mor bir hal alması gerekir kar ve soğuk zeytine zararlıdır çok soğukta cıvıklaşan zeytin yağlık olarak deyerlendirilir yağlık çiy zeytinin fiyatı şu anda 1.00 ila 1.10 ytl nomal iyi zeytin 4.00ytl kar yağıp soğuk olunca oluşan zarar :hmm:
2-Naturel Zeytinyağı Zeytin ağacı meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda, sadece yıkama, sızdırma, santrifüj ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilir yani naturel zeytin yağı sızma tekniğiyle elde edilen yağ çeşitidir örn:çuldan sızma natürel zeytin yağı....
3-Zeytin yağı fabrikası kurmak için önce hangi teknikte zeytinyağı elde edeceğinize karar vermeniz gerekir örn:kontini sistem-manuel sızdırma-çuldan sızdırma vb. diyer şartlarını kanui şartlarını bilmiyorum
4-Yurt dışına zetin satmak için öncelikle pasterizasyon istenmekte bu olayda gemlik zeytinine uygulamada problem yaratmakta çünü gemlik zeytini ince kabuklu ve etli pasterizasyonda sağlıklı deyil akhisar ve aydın zeytini kalın kabuklu ve etsiz pasterizasyon bu tip zeytinlere uygulanmakta.....
:tamam: :tamam: :tamam:
sagitarius
10-12-2005, 17:01
konu hakkında bilgisi olanlara birtakım sorularım olacak .yanıtlayan olursa çok memnun olacağım
1-zeytin toplama zamanı en uygun ne zamandır?kar yağdıktan sonra zeytin toplamak zeytine zarar verir mi?
2-sızma zeytinyağı ile natürel zeytin yağı arasındaki fark nedir?
3-zeytinyağı fabrikası kurmak için gereken makineler nelerdir ne gibi sartları vardır?
4-amerika ve avrupaya zeytin ve zeytinyağı ihracatı için sahip olunması gereken belgeler ve ihracat prosedürleri nelerdir?
5-yurtdışına zeytin/zeytinyağı numunleri ne sekilde gönderilir?
6-zeytini tenekelere koyarken su koymak gerekir mi?
7-zeytinyağı şişelemesi için başvurabileceğim yerler var mı istanbul da özellikle?
şimdiden teşekkür ederim
1-Zeytin toplama zamanının karla alakası yok zeytin siyahlaşıp olgunlaşması gerekir koparıp içine baktığımızda içininde siyaha yakın mor bir hal alması gerekir kar ve soğuk zeytine zararlıdır çok soğukta cıvıklaşan zeytin yağlık olarak deyerlendirilir yağlık çiy zeytinin fiyatı şu anda 1.00 ila 1.10 ytl nomal iyi zeytin 4.00ytl kar yağıp soğuk olunca oluşan zarar :hmm:
2-Naturel Zeytinyağı Zeytin ağacı meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda, sadece yıkama, sızdırma, santrifüj ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilir yani naturel zeytin yağı sızma tekniğiyle elde edilen yağ çeşitidir örn:çuldan sızma natürel zeytin yağı....
3-Zeytin yağı fabrikası kurmak için önce hangi teknikte zeytinyağı elde edeceğinize karar vermeniz gerekir örn:kontini sistem-manuel sızdırma-çuldan sızdırma vb. diyer şartlarını kanui şartlarını bilmiyorum
4-Yurt dışına zetin satmak için öncelikle pasterizasyon istenmekte bu olayda gemlik zeytinine uygulamada problem yaratmakta çünü gemlik zeytini ince kabuklu ve etli pasterizasyonda sağlıklı deyil akhisar ve aydın zeytini kalın kabuklu ve etsiz pasterizasyon bu tip zeytinlere uygulanmakta.....
:tamam: :tamam: :tamam:
Originally Posted by teo34
konu hakkında bilgisi olanlara birtakım sorularım olacak .yanıtlayan olursa çok memnun olacağım
1-zeytin toplama zamanı en uygun ne zamandır?kar yağdıktan sonra zeytin toplamak zeytine zarar verir mi?
2-sızma zeytinyağı ile natürel zeytin yağı arasındaki fark nedir?
3-zeytinyağı fabrikası kurmak için gereken makineler nelerdir ne gibi sartları vardır?
4-amerika ve avrupaya zeytin ve zeytinyağı ihracatı için sahip olunması gereken belgeler ve ihracat prosedürleri nelerdir?
5-yurtdışına zeytin/zeytinyağı numunleri ne sekilde gönderilir?
6-zeytini tenekelere koyarken su koymak gerekir mi?
7-zeytinyağı şişelemesi için başvurabileceğim yerler var mı istanbul da özellikle?
şimdiden teşekkür ederim
bende bir zeytinci olarak bende şu sorulara cevap vereyim..
1-) Zeytin toplamanın zamanı elbetteki vardır. Sıkarsın zeytını, eti mor-siyahsa toplarsın...Kar değilde don yıyen zeytının kabugu sıyrılır ve hiç ir alıcı malını almaz . doğru yağhaneye yollarsın...Yalnız bi önceki arkadasımın dediği gibi baş fıat 4 mılyon ( ki; oda genel ortalamaya vurduğunuzda %2 yi bulamassınız) , yağlık 800 bın liradan verirsin.
2) sıkma zeytın natureldır.sagıtarus acıklamıs zaten..
3) zeytın yagı fabrıkası ıcın sagıtarusa ilave bı 400 kafa ayırman gerek ( daha yeni bi arkadasım kurdu da).binası .deposu .arıtması nıda unutma..
4,5,6 sorulara bi gümrük danışmanı bulmanız gerklidir.
amma velakin bu topiğin burada açılmış olması vesilesiyle ;
sıfırdan zeyıncı olmak, 4 tavan çekmiş kaat almaya benzer..
zeytınlıkler asvalt degıldır .traktor alacan, tutki uygun yerde ekin ve zeytinin tuttu . adam tut , budamasını yap,piçini ( kokten cıkan ıvır zıvır dalları )kır, 2 kere surdur. 2 kere kaz ayagı cek,
7 kere ılaçla . sonraa,
bı dolu yağsın ,elinde kalır,
çicek zamanı 4 gun aşırı sıcak yapsın çıçek kurur,
ilaç zamanını kaçır zeytine guve girsin ,bi sürü delikli zeytın ın olur,
çiçek bol olur , tane yapar ama bi sam yeli eser malın yarısı haziranda yere duser..
tüm bunları atlattın vurdun parayı öylemiii.......
bu yılki gibi en büyük alıcı marmara birlik kotamız doldu malınızı almıyoruz artık der ne yaparsın? tüccarın , kafirin eline düştün işte..alır malını gider ,çekleri elinde kalır...
Bi ton para bağla , emek ver sonun hüsran..
Ukalık gibi olmasın . dolaşın siteleri , öğrenin balık tutmayı. okuyun grafikleri
bu ülkede borsa gibi enfes bi kazanc kapısı bulamssınız..
Bence bu topıc burda bitmeli ve yerine konut nasıl üretilir adlı topic açılması daha verimli olur kanısındayım..
Mudanya'dan sevgilerimle..
eyup2059
11-12-2005, 13:21
Zeytinciliğin sorunları üç bölümde incelenebilir;
1- Fidan aşamasından hasada kadar karşılaşılan sorunlar,
2- Zeytinyağı üretiminde karşılaşılan sorunlar,
3- Sofralık zeytin işlemesinde karşılaşılan sorunlar,
1- Fidan aşamasından hasada kadar olan süreçte karşılaşılan sorunlar :
Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytincilikte de fidan üretimi önemli bir sorundur. Zeytin fidanı genellikle vegetatif yöntemle elde edilirken, ekonomik öneme sahip adventif kök oluşum sorunu nedeniyle, ancak çöğür anaç üzerine aşı yapılarak çoğaltılmaları gerekir. Aşılı fidan üretiminin çelikten yapılan üretime göre daha uzun zaman alması ve iş gücü maliyetinin yüksek olması nedeniyle, aşılı fidanlar yaklaşık üç kat daha fazla fiyata satılmaktadır. Bu ise hem talebi hem de arzı zorlaştırmaktadır. Türkiye genelinde kurum ve özel fidanlıkların % 80’inden fazlasında köklenmesi kolay olan Gemlik çeşidi çoğaltılmakta ve satışa sunulmaktadır. Oysa bu çok kaliteli siyah sofralık çeşidin her ekolojide istenen verim ve kaliteyi vermesi mümkün değildir. Genelde standart olarak kabul edebileceğimiz Gemlik, Domat, Ayvalık, Memecik gibi çeşitlere ait ismine doğru ve talebi karşılayacak düzeyde fidan bulabilmek oldukça güçtür. Yöresel çeşitlere ait fidanları bulmak ise hemen hemen mümkün olmamaktadır.
Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar
Yetiştiricilikten önce, zeytin ağacının genetik yapısından da kaynaklanan ve ürünün bir yıl çok, bir yıl az veya yok denecek kadar az olması demek olan, periyodisitenin yarattığı sorunları ve nedenlerini açıklamakta fayda vardır. Periyodisite nedeniyle zeytin ve buna bağlı olarak zeytin ürünlerinin üretim miktarları yıllar arasında büyük farklılık göstermektedir. Yarı yarıya veya dörtte bir oranında azalan ürün, pazarlama imkanlarını da etkilemektedir. Bir yıl 200 bin ton, bir yıl 50 veya 100 bin ton olan zeytinyağı üretiminde, ihracat imkanı olsa bile pazarlama çok zor ve düzensiz olacaktır. Oysa depolama masrafı da eklenerek pazarı koruma yoluna gidilmelidir. Ancak depolama koşulları uygun değilse olmazsa bu durum zeytinyağında azalmasına neden olacaktır. Sonuçta hem maliyeti yüksek hem de kalitesi düşük ürün elde edilecektir. Bu nedenle depolama koşullarının uygun olması önemlidir. Üretimdeki dalgalanmanın bir diğer dezavantajı üreticinin iki yılda bir para kazanmasıdır. Üretici her yıl bakım işlemleri uyguladığı takdirde elde edeceği gelir ile giderlerini bile karşılaması oldukça güçtür. Periyodisite, çeşitlere bağlı olarak çok farklı şiddette olmasına rağmen, dışarıdan yapılacak uygulamalarla bu azalabilir veya artabilir. Ağacın güçsüz kalması ve generatif ve vegetatif dengenin bozulması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Yanlış budama, yetersiz beslenme ve sulama, zirai mücadele eksikliği ve en önemlisi gelecek yılın ürününü verecek olan gözlere zarar veren hasat yöntemlerinin uygulanması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Ayrıca hasadın geciktirilmesi de periyodisiteyi etkileyen önemli bir nedendir.
Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar ise genellikle ülkenin meyveciliğinde karşılaşılan sorunlarla aynıdır. Bunlar genel olarak kültürel işlemlerin eksikliğinden dolayı meydana gelen verim ve kalite düşüklüğüdür.
500-1000 yıl yaşayabilme özelliğine sahip olduğu halde, 3 veya 4 yaşında verime başlayan zeytin ağacı, 12-20 yaşlarında tam verime ulaşmakta ve ekonomik olarak 80-100 yaşına kadar yaşayabilmektedir. Ancak bu değerler yetiştirme ve bakım koşullarına göre artma veya azalma gösterir. İyi bakım koşullarındaki ağaçlarda verim ve ekonomik ömür daha da artabilmektedir.
Yaklaşık 90 milyon zeytin ağacının olduğu ülkemizde, mevcut ağaç varlığının yaklaşık % 75’i sulama imkanının olmadığı, çorak ve engebeli kır arazilerde yer almaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Doğu Karadeniz Bölgesi’ne kadar olan kıyı boyu, yaklaşık 870 bin ha alanda, yetişen zeytin ağaçlarının % 9’u 10 yaşın altında, % 59’u 10-80 yaşında ve % 32’si 80 yaşın üzerindedir.
Mevcut ağaçların % 75’inin eğimli alanlarda bulunması nedeniyle yalnızca % 20-25’lik bir alanda toprak işlemesi yapılabilmektedir. En yoğun toprak işlemesi genellikle taban arazide zeytincilik yapılan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanabilmektedir. Zeytinliklerin % 31’i her yıl, % 19’u ise yalnızca var yılında gübrelenmektedir. Gübreleme daha çok Marmara ve kısmen de Ege bölgesinde uygulanmaktadır. Ancak zeytinliklerde genellikle azot ağırlıklı gübrelerin veya kompoze gübrelerin kullanımı yetersizdir. Bahçelerde azot yanında potasyum eksikliği de sıklıkla görülmektedir. Oysa azot ve özellikle de potasyum, verim ve kalitenin sağlanmasında en önemli faktörlerden biridir. Diğer yandan bor, demir gibi diğer bazı besin maddelerinin eksikliğine de dikkat edilmelidir. Zeytin üreticilerinin toprak ve yaprak analizlerini mutlaka yaptırmaları ve buna göre gübre uygulamaları gerekmektedir.
Zeytinde verim ve kalite artırıcı unsurlardan biri olan sulama uygulaması da ülkemizde ancak sofralık zeytin üretimi yapılan bahçelerde gerçekleştirilmekte ve bu da toplam alanın % 20’sini oluşturmaktadır. Ancak özellikle eğimli arazilerde teraslama veya sekileme yapılarak ağaçların mevcut yağışlardan daha fazla yararlanabilmesi sağlanmalıdır.
Zeytin ağacının vegetatif ve generatif gelişmesinde fizyolojik bir dengeyi kurabilmek ve ekonomik ömrünü uzatabilmek amacıyla, var veya yok yılları da dikkate alınarak farklı şiddetlerde budamaya ihtiyacı vardır. Mevcut ağaçlarımızın büyük çoğunluğunun yaşlı olduğu da göz önünde bulundurulursa bu ağaçların her iki yılda bir, ancak geri kalanın yaklaşık % 50’sinin ise hemen hemen her yıl budama ihtiyacı vardır. Oysa budanan zeytin ağacı oranı ancak % 15-20 düzeyindedir.
Hem ağacın sağlığı hem de meyvesinin verim ve kalitesi açısından, başta zeytin sineği olmak üzere hastalık ve zararlılara karşı bireysel veya toplu mücadeleye ihtiyaç olduğu halde ancak % 25’inde zirai mücadele uygulanmaktadır.
Ülkemizdeki zeytin ağaçlarının büyük bir kısmının yaşlı olması nedeniyle çoğunlukla geleneksel yetiştiricilik yapılmaktadır. Kültürel işlemlerdeki eksiklikler genellikle geleneksel yetiştiriciliğin yapıldığı bahçelerde veya tamamen rant amacıyla değerlendirilen bahçelerde görülmektedir. Ancak bölgeler bazında bazı farklılıklar söz konusu olabilmektedir. Örneğin kültürel işlemlerinin büyük bir kısmı sofralık yetiştiriciliğin yoğun olduğu Marmara bölgesinde uygulanmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise tamamen susuz koşullarda yetiştiricilik yapıldığı halde, toprak işleme ve budama uygulaması mutlaka vardır.
Bu işlemlerin üretim maliyetindeki paylarını ise şöyle sıralayabiliriz; Toprak işleme, % 27-28, Gübreleme % 10-11, Budama % 18-19 (Şekil 3).
Şekil 3. Bazı kültürel işlemlerin üretim maliyetindeki payları
Kültürel işlemler yanında zeytin için önemli olan bir diğer nokta ise hasattır (Şekil 3). Zeytin hasadı hem üretim maliyetinin % 20-35’ini oluşturmakta hem de verim ve kalite yanında ağacın özellikle çiçeklenme fizyolojisini etkilemektedir. Çoğunlukla geleneksel hasat yöntemlerinin kullanılması sonucunda oldukça büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Özelliklede sırıkla yapılan hasat sonucunda hem meyveler, hem de bir sonraki yılın ürününü verecek olan gözleri taşıyan yıllık sürgünler zarar görmektedir. Bu durum hem meyvenin kalitesini düşürmekte hem de periyodisitenin şiddetini daha da artırmaktadır. Ancak, özellikle İtalya ve İspanya gibi modern yetiştiriciliğin yapıldığı ülkelerde kullanılan hasat makinelerinin kullanımı oldukça güçtür. Çünkü bahçelerin ve ağaçların durumu bu makinelerin kullanımı için uygun değildir.
Ülkemizde kültürel işlemlerdeki eksiklikler ve hatalı hasat ile başlayan verim ve kalitedeki azalma zeytinyağı veya sofralığa işlemler sırasında da devam etmektedir.
Zeytinyağı işleme teknolojisi ve sorunları
Türkiye’nin yağ tüketimi ihtiyacı ve yağ açığı özeti:
Gelişmiş ülkelerde kişi başına yağ tüketimi : 24 kg
Türkiye’de kişi başına yağ tüketimi : 14 kg
Türkiye’nin yağ ihtiyacı : 1.000.000 ton
Türkiye’nin bitkisel yağ üretimi : 358.000 ton
n Ayçiçeği : 180.000 ton
n Zeytin yağı : 50.000 ton
n Pamuk yağı : 60.700 ton
n Soya yağı : 6.000 ton
n Mısırözü yağı : 61.196 ton
Zeytinyağı üretimi 220.000 ton civarında olup iç tüketim 50.000 tonu geçmemektedir.
Buna rağmen Türkiye’nin bitkisel yağ açığı 510.000 ton düzeyindedir. Bu açığı karşılamak amacıyla 1998 yılında 215 bin ton Ayçiçeği ve 400 bin ton soya küspesi ithal edilmiştir.
Zeytinin yağa işlenmesi kısaca şöyledir; zeytin parçalamak suretiyle macun haline getirilir, sıcak su yardımıyla yumuşatılan hücre duvarları bir pres ile parçalanır ve yağ+su olmak üzere posasından ayrılır. Suyun yağdan uzaklaştırılması ile de natürel yağ elde edilmiş olur. Asitlik derecesine göre bunlar farklı isimlerde gruplandırılır.
Zeytinyağı, ham maddenin yapısı ve kalitesi ile işleme tekniği sonrası elde edilen ürünün oleik asit içeriğine bağlı olarak farklı gruplara ayrılır. Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (IOOC) ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE)’nin tanımlamalarına göre 3 tip zeytinyağı bulunmaktadır.
1- Natürel zeytinyağı (Virgin olive oil): Süper kalite için gerekli tüm koşulları içermesinden dolayı en yüksek biyolojik değere sahiptir. Tadı, hafiften keskin aromaya kadar değişmekte olup, oleik asit cinsinden serbest asitlik derecesi % 3,3’ten az olduğunda tüketim için uygun kabul edilmektedir. Asitlik derecesine göre: Natürel sızma zeytinyağı (Virgin olive oil) (< % 1); Natürel zeytinyağı (Virgin olive oil) (< % 2); Natürel birinci zeytinyağı (ordinary virgin olive oil) (< % 3,3); Lampante (lampante virgin olive oil) (> % 3,3).
2- Rafine zeytinyağı (Refined olive oil): Oleik asit cinsinden serbest asitlik derecesi % 0-0,3 arasında değişen ve aroması olmayan bir zeytinyağıdır. Rafine zeytinyağı elde edebilmek için yağlar, asiditenin giderilmesi (nötralizasyon), renginin açılması (ağartma) ve kokusunun giderilmesi (deodorizasyon) olarak bilinen üç değişik aşama ve türde işleme tabi tutulur.
3- Riviera tip zeytinyağı (Pure olive oil): Rafine ve natürel zeytinyağlarının belli oranlarda (% 10-20 natürel, % 80-90 rafine) karışımından elde edilir. Kullanılan yağların türü ve karışım oranlarına bağlı olarak bu yağların asitlik dereceleri, renkleri ve organoleptik özellikleri yani tad ve aromaları farklılık göstermektedir. Bütün bunların yanında natürel zeytinyağı üretimi aşamasından arta kalan zeytin posası (prina olive residue) çözgenlerle işlenmesi sonucu elde edilen prina yağı da tüketime sunulan bir yağdır. Rafinasyon sonrası yemeklik olarak kullanılır.
Bu yağlar arasında en değerli olan natürel sızma zeytinyağının üretiminin ülkemizin ana üretim hedefi olması gerekir. Bunun için ağaçtan şişeye kadar üretimin her aşamasında, verim ve kaliteye etki eden bütün faktörlere dikkat edilmelidir. Oysa, ülkemizde bu faktörlere dikkat eden kuruluş sayısı yok denecek kadar azdır. Bu nedenle üretim daha çok riviera tip zeytinyağı üretimine yönelmiştir. Ülkemizde natürel zeytinyağı üretimi yaklaşık % 25-30 olup, bunun çok küçük bir kısmı natürel sızmadır. Rafine zeytinyağı üretimi ise yaklaşık % 70-75’dir. Oysa diğer önemli zeytinyağı üreticisi ülkelerde, natürel zeytinyağı üretimi yaklaşık % 80-90 oranındadır. Bu durum zeytinyağı ihracatımızı da olumsuz yönden etkilemektedir.
Zeytinyağı üretiminde yetiştiricilikten işlemeye ve pazarlamaya kadar karşılaşılan çok büyük sorunlar vardır.
1- Mevcut ağaçlarımızın büyük çoğunluğunun meyilli alanlarda olmasının ve bağlı olarak yetiştiricilikte karşılaşılan sorunların yani, kültürel işlemlerdeki (toprak işleme, gübreleme, sulama ve mücadele) eksikliklerin zeytinyağı verimi ve kalitesine etkisi çok önemlidir.
Özellikle üretim maliyetinde büyük bir orana sahip olan zeytin hasadında geleneksel yöntemler dal, sürgün, yaprak ve tomurcuk zararlanmasına yol açan sırıkların kullanılması sonucu meydana gelen zararlar nedeniyle üreticiye ve ülke ekonomisine oldukça yüksek maliyet getirmektedir. Sırıkla hasat sonucu dallar zarar görür, sürgünler kırılır, tomurcuk ve yaprak sayısı azalır, meyveler zedelenir. Yaprakların azalması, ağacın fotosentez yeteneğini düşürür. Vurma şiddetiyle zedelenen ve doğal olarak yere dökülmüş olan meyvelerin, bütün ürünün içine karıştırılması sonucunda, yağa işlenene kadar çürümenin ve bozulmanın artmasına neden olacaktır.
Zeytinin ne kadar hassas bir meyve olduğunun bilinmemesi nedeniyle, hasat sırasında ülkemizde yapılan en büyük hatalardan biri diğeri de, hasadın ve işletmeye taşıma işlerinin kasalar yerine çuvallarda yapılıyor olmasıdır. Çuvallar içerisinde bulunan, hasat sırasında zedelenmiş ve berelenmiş zeytinlerin yanı sıra, altta kalan meyvelerin ezilmeleri nedeniyle bozulmalar başlayacaktır. Yağlar doku dışına çıkarak bakteri ve mantarların kolaylıkla faaliyet göstermesine yol açacaktır. Yağ işleme tesislerine mevcut kapasitesi üzerinde, çuvallar içerisinde gelecek olan ürün, çok kısa sürede işlenemeyerek işletmede sırasını bekleyecektir. Çevre şartlarının etkisiyle de bekleme süresince zeytinlerde ezilme ve bozulmalar artacaktır. İşte böyle bir üründen elde edilecek yağın ancak rafinasyona sonrası kullanılabileceği kolaylıkla söylenebilir.
2- Zeytinyağı üretimindeki sorunlardan verim ve kaliteyi etkileyen diğer bir nokta ise işleme ve pazarlama aşamalarındaki sorunlardır. Zeytin, hasattan işlemeye kadar olan aşamalarda çok farklı ellerden geçer. Bunlar bahçe sahibi, tüccar ve zeytinyağı fabrikası sahipleridir. Tüccar veya bahçe sahibi tarafından yapılan hasadın ardından ürün ya doğrudan doğruya zeytinyağı fabrikasına satılır ya da daha sonra satılmak üzere zeytinyağı fabrikasında zeytinyağına işletilir. Ülkemizde, kanunlara göre ambalajlanmamış zeytinyağı satışı yasak olmasına rağmen, işlenmiş zeytinyağının aynı fabrikada ambalajlanması her zaman mümkün olmadığından, zeytinyağı ambalajlanmamış (dökme zeytinyağı) olarak değerlendirmek zorunda kalınmaktadır. Yalnızca vakıflar kooperatifler ve belli başlı büyük firmalar kendi zeytinlerini veya üyelerinin sahip olduğu zeytinler ile dışarıdan aldıkları zeytinleri işleyerek, ambalajlar ve pazarlarlar.
Üreticiden tüketiciye kadar olan safhada arada çok fazla aracının olması nedeniyle, tüketicinin birim zeytinyağına ödediği fiyatın ancak üçte veya dörtte biri zeytin üreticisinin eline geçmektedir. Oysa zeytinyağı maliyetinin % 82’lik gibi büyük bir kısmı, kültürel işlemler ve hasadı içeren üretim safhasını kapsamaktadır. Geri kalan kısım ise taşıma, yağa işleme ve ambalajlamayı içermektedir.
3- Ülkemizdeki mevcut zeytinyağı işletmelerinin büyük çoğunluğu halen ilkel yağ işleme sistemine (geleneksel klasik sistem) sahip olup, küçük ölçekli ve dağınık yağhanelerden oluşmaktadır.
Zeytinyağı işleme tesislerimizin ilkel teknoloji, altyapı eksikliği ve sayıca yetersiz olmasının yanı sıra, işletmecilerin eğitimsizliklerinden kaynaklanan bir çok hata ile de yağın verim ve kalitesinin düşmesine neden olunmaktadır. İşleme tesislerinin sayısı, özellikle var yılında yetersizken, yok yılında ancak yeterli olabilmektedir. Bunun yanı sıra işletme sadece zeytinyağı işliyorsa yılda sadece 2-3 ay çalışıyor, 9-10 ay ise atıl durumda kalıyor demektir.
Hasat sırasında sırıkla zedelenmiş veya ağaç altına önceden dökülmüş zeytinler toplanarak sağlam olan zeytinlerle çuvallar içinde karıştırılmakta ve fabrika önünde saatler veya günlerce yağmur ve güneş altında bekletilmektedir. Oysa zedelenmiş ve sağlam olan zeytinler ayrı yerlerde toplanarak, aşırı doldurulmadan plastik kasalara konmak suretiyle, serin ve gölge bir yerde muhafaza edilerek, 24 saat içerisinde ürüne işlendiği takdirde bu sorunlar giderilmiş olur.
Ayrıca, ilkel teknolojiye sahip işletmelerin büyük bir kısmında, bahçeden gelen zeytin, çuvalın içindeki diğer yabancı maddeler (yaprak, taş, toprak v.b.) ile birlikte hiçbir ayıklama veya yıkama işlemine tabi tutulmadan doğrudan değirmene gitmektedir. İşletmeye gelen zeytinler ayıklama ve yıkama işleminden geçmeli, böylece çuval içinde ezilmiş ve beklemekten çürüyüp kokuşmuş zeytinlerden de taş ve topraklarla birlikte ayrılmış olacaktır.
Diğer yandan, geleneksel sistemde kullanılan değirmenlerin kapasitelerinin üstünde zeytin konması sonucunda zeytinler tam olarak parçalanmadan prese girmektedir. Oysa değirmenden çıkan zeytin hamurunun macun kıvamında olması gerekir.
Yine geleneksel sistemde kullanılan preslerde, zeytinyağının hücre sitoplazmasından dışarı çıkabilmesi için macun halindeki zeytin hamuruna uygulanan suyun sıcaklığının 50oC’nin üstünde olmaması gerekmektedir. Yüksek sıcaklık zeytinyağında oksidasyona neden olmaktadır.
Presleme sonrası elde edilen yağ + suyun santrifüj edilmek yerine yoğunluk farkından faydalanmak suretiyle, geleneksel sistemin bir parçası olan havuzlar kullanılarak ayrılması yoluna gidilmektedir. Ancak havuzlarda faz ayrımı için geçen sürede hava ile yağın teması sonucu meydana gelen oksidasyon kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Önemli olan bir diğer nokta ise yağların üretimden sonra satış veya ambalajlanmaya kadar olan süre için muhafazasıdır. Bu süre piyasa fiyatlarının dalgalanmasına bağlı olarak uzayabilir. Eğer depolama şartları uygun değilse, zeytinyağının asitlik ve duyusal özellikleri olumsuz etkilenecek, kalite düşecektir. Ayrıca depolama, elde edilen yağların kalitesine bağlı olarak sınıflandırılarak yapılmalıdır. Yağların depolanması sırasında dikkat edilmesi gereken bir çok faktör vardır; saklanan yerin sıcaklığı, ışığın varlığı, madeni kapların demir veya bakır içerip içermediği ve nem oranı. Uygun olmayan şartlarda depolamada oksidasyon yağ asitlerindeki çift bağlarda başlar. Oksijen çeken yağda peroksit oluşur. Peroksit ise diğer yağ asitlerini parçalar. Sonuçta yağda acılaşma (ransidite) olur ve yağın tadı ağırlaşır. Nem ise aslında zeytinyağının yağ asitleri ve gliserole hidrolizinde etkili olduğu halde acılaşmayı da çabuklaştırır. Bu nedenle en uygun depolama koşulu paslanmaz çelik tanklardır.
Zeytinyağındaki pazarlama sorunu, büyük çoğunlukla yağ açığı (üretimin tüketimi karşılayamaması) olduğu halde, zeytinyağının iç tüketiminin yetersiz olmasıdır. İç tüketimde en etkili faktörlerden biri fiyattır. Zeytinyağında üreticinin kâr marjı düşer iken tüketici sürekli yükselen fiyatla karşı karşıya kalmaktadır. Üretici kâr marjını yükseltmek için üretim aşamasındaki girdileri iyileştirip verim ve kaliteyi artırmak yerine girdilerden tasarruf etme yoluna gitmektedir. Sonuçta verim ve kalite daha da düşmektedir. Bunda en etkili olan ise büyük zeytinyağı üreticisi markalardır.
Tüketici halen zeytinyağının neden yüksek fiyattan satıldığını bilmiyor. Sızma ve riviera zeytinyağı arasındaki farkın ne olduğunu da bilmiyor. Ayrıca tüketici zeytinyağı tüketimini kendisinin veya çevresinin önceki tecrübelerini dikkate alarak kısıtlamaktadır. Bu tecrübelerini ise genelde zeytin üreticisi köylerden satın aldıkları, hijyenik olmayan koşullarda depolanmış, asitlik derecesi yüksek, acılaşmış zeytinyağlarından elde ederler. Oysa bu zeytinyağları, üreticilere acı gelmez, çünkü artık onların damak tadı olmuştur ve düşük asit yağların gerçek zeytinyağı olmadığına inanırlar.
Özellikle ayçiçeği yağındaki yoğun reklam kampanyaları ve düşük fiyat, zeytinyağı tüketiminin, bilinçli tüketicilerin dışına çıkamamasına neden olmuştur. Oysa zeytinyağının sağlık yönünden değerinin kamuoyuna anlatılması ve tüketimin teşvik edilmesi gerekmektedir.
Zeytinyağının dış pazarı artık neredeyse tamamen ütopya olmuştur. Hale hazırda dünyada en büyük zeytinyağı ithalatçıları Avrupa Birliği (% 34) ve A.B.D. (% 32)’dir. Oysa bu pazarlar en büyük üretici ülkelerden İtalya, İspanya ve Yunanistan’ın elindedir. Özellikle İtalya şişelenmiş ürün bazında marka olarak dünya piyasasında yerini çoktan almıştır.
Ülkemiz ancak 1967 yılında ilk ihracatını yaparak, üretici olduğu halde ihracat yapan ülkeler arasına girmiştir. Ancak ihracatçı olarak fazla bir önemi yoktur çünkü mevcut ihracatın çok büyük bir kısmı çoğunlukla ihracatçı diğer ülkelere ve ambalajsız (dökme) olarak yapılmaktadır. Bu alışveriş, üretici ülkenin zeytinyağı arzının talebi karşılamaması sonucu pazarı kaybetmemek amacını taşımaktadır. Mevcut kalitemizle, dış pazarlara ambalajlı ve markalı olarak çıkmamız, bazı istisnalar hariç, şu an için mümkün görülmemektedir.
Sofralık zeytin işleme teknolojisi ve sorunları
Sofralık zeytin üretimi ile pazarlamasının zeytinyağından farklı olan yanları vardır. Özellikle siyah sofralık zeytin üretiminde en büyük üretici ve en büyük tüketici ülke konumunda olduğumuz halde, işleme ve pazarlama konularında bir çok sorunlarımız vardır. Ancak bu sorunların büyük kısmı Marmara Birlik sayesinde azalmıştır.
Sofralık zeytin yetiştiriciliğinde de, üreticiden kaynaklanan sorunlar vardır. Ancak bu sorunlar yağlık zeytin üreticisinin sorunları kadar vahim değildir. Çünkü üreticinin kaliteli ürüne karşı eline geçen para yüksek olduğu için, kültürel uygulamalara daha fazla dikkat göstermektedir. Ancak üreticinin yeterince bilinçli olmaması nedeniyle bu işlemler yeterince uygulanamamaktadır. Özellikle sofralık zeytinde çok önemli olan hasadın, mutlaka ve mutlaka elle yapılmak zorunda olunması hasadın toplam üretim maliyeti içindeki payını yağlığa göre oldukça artırmaktadır.
Hasattaki farklılık dışında yetiştiricilikle ilgili sorunlar yağlık zeytin üreticisinin sorunlarına benzediği için fazla değinilmeyecektir.
Sofralık zeytinin işlenmesi ve pazarlaması konusundaki en büyük sorun, geleneksel işleme teknolojisinin halen kullanılıyor olmasıdır. İşlenen zeytinlerdeki tuzun yüksek olması ise ihracatı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Ancak bu son zamanlarda, dış pazarın isteği doğrultusunda üretim yapılarak kırılabilmiştir.
Ülkemizde yeşil salamuralık tüketimi fazla olmadığı için üretimin büyük bir kısmı ihracata yönelik olmaktadır. Büyük oranda Ege bölgesinde üretimi yapılan yeşil salamuralık zeytinin yetiştiriciliği siyah sofralıktan daha fazla itina ve dikkat ister. Meyvenin rengi açık olduğu için leke veya berelenmeler doğrudan tüketicinin gözüne çarpacağından en önemli kalite kriteridir. Diğer yandan her zeytin çeşidi yeşil salamuralığa uygun değildir. Yeşil salamuralık zeytinde de siyah sofralıkta olduğu gibi, küçük çekirdek, iri meyve, ince meyve kabuğu ve salamura süresince kolayca parçalanıp ezilmeyen meyve eti istenir. Ancak daha fazlası olarak salamura sırasında renk değiştirmemeli ve dolgu zeytin için çekirdeğin meyve etini parçalamadan kolayca çıkabilmesi gerekir. En uygun yeşil sofralık çeşit; Domat, Memecik ve Manzanilla’dır.
Siyah sofralık üretiminin büyük çoğunluğu iç pazarda tüketilmektedir. İç pazar için tuz engelleyici bir faktör değildir çünkü ülkemizde tuzlu, buruşuk zeytin tercih edilmektedir. Oysa Kalamata tip salamuracılıkta zeytinler, turşu gibi salamura içindedir. Bu, bizim için yabancı bir tat olmasına rağmen ihracat için dikkate alınması gereken bir noktadır. Mevcut ihracatımızın büyük bir kısmı bizimle aynı damak tadını arayan, yurtdışında yaşayan Türk’lerin bulunduğu ülkelerdir.
Sofralık zeytin işlenmesinde artık hijyenik koşulların kontrol altında tutulamadığı beton havuzlar yerine özel tankların (polyester fiberglas) kullanılması gerekir. Bahçeden kasalar içinde getirilen zeytinler işleme öncesi yıkanıp, yaralı ve bereli olanların iyice ayıklanması ve iriliklerine göre sınıflandırılması gerekir. Ancak zeytinler işleme öncesi fazla bekletilmemelidir.
Zeytinde diğer önemli nokta ise ambalajdır. Laklı tenekeler yanında, vakumlu plastik kaplar kullanılmaktadır. Ancak her iki ambalajda da kaliteye önem verilmelidir. Çünkü iyi laklanmamış tenekelerde ürünün raf ömrü azalır. Aynı şekilde kalitesiz malzemeden üretilmiş olan plastik, ambalaj süresince zeytinin tadının değişmesine neden olur.
Sonuç
Zeytinin üretim ve tüketimindeki sorunların dışında diğer bir nokta ise özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara kıyılarında yere alan zeytinliklerin rant kurbanı olmasıdır. Bu alanlar iskana açılmıştır veya otel ve motele dönüştürülmüştür.
Üreticilerin kooperatifleşerek veya şirketleşerek hem girdilerini azaltması hem de doğrudan tüketiciye ulaşması mümkün olacaktır. Aksi halde üretici ile tüketici arasındaki aracılar kârlarından vazgeçmeyeceğinden, zeytin üretimi ve buna bağlı olarak zeytinyağı üretimi gittikçe azalacaktır. Bu ise tüketicinin daha yüksek fiyattan zeytinyağı yemesine neden olacaktır. Yani üreticinin ortağı olacağı şirket veya kooperatif veya birlik ile doğrudan tüketiciye ulaşması gerekir.
Mevcut kooperatifler yasası nedeniyle üreticilerin hareket alanı daha kısıtlı olmaktadır ve sonuçta üreticiler Birlik olma yolunu aramaktadırlar. Devletin kontrolünde olan TARİŞ yanında Marmara Birlik çok başarılı bir birlik örneği göstermektedir. Zeytinciliğe ve diğer birçok tarım ürününe yönelik olarak Tarım Bakanlığı’nın planlama ve yaptırım gücünün, sanayi ürünü olarak kabul edildiğinden, artık Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın elinde olması nedeniyle ortaya çıkan problemleri yok edebilmenin yolu, üreticileri ürün bazında ve ülke bazında birlikler altında toplamaktır. Böylece üreticiler devlete bağlı olmak yerine kendilerinin de içinde bulundukları ve söz sahibi oldukları, şirket gibi yönetilen birliklerle ilişki içinde olacaklardır. Bu birlikler üretim aşamasından ihracat ve tüketime kadar olan bütün sorunları çözme yoluna gideceklerdir. Örneğin birçok gelişmiş ülkede üniversiteler ve araştırma kuruluşları üretici birliklerinin sorunlarını gidermek veya yeni teknolojiler üretmek amacıyla yapılan projelerle ayakta durmaktadır. Oysa ülkemizde üreticiler kendi sorunları ile uğraşırken, üniversitelerden ve araştırma kuruluşlarından da kendi sorunlarına çare bulunmasını içlerinden geçirir veya dilerler.
Ülkemizde zeytincilik giderek yok olurken bir çok ülke zeytinciliğin gelişmesi için çok büyük teşvikler vermektedir. Avustralya, Arjantin, Şili, İsrail gibi ülkeler dünya zeytinciliğinde yer almak için çok büyük uğraşlar vermektedirler. Özellikle tarım alanı çok az olan İsrail’in zeytinciliğe bu kadar önem vermelerinin nedeni ne olabilir? Çok basit, zeytin bitkisi kurak koşullarda dahi kolayca yetişebiliyor, tuzlu suya toleranslı, iyi bakılırsa iyi ürün verir, meyvesi pazarın ihtiyacına yönelik olarak sofralık veya yağlık olarak değerlendirilebilmektedir. İnsan beslenmesi için çok değerli olan zeytinyağını, en uygun koşulları sağlarsak, hiçbir suni antioksidant ilave etmeden uzun süre saklamak mümkündür. İşte bu yüzden İsrail, ülkenin güneyindeki çölde tuzlu su ile sulama yaparak zeytin yetiştirilmesini teşvik etmektedir.
Dış pazarlarla tek bağlantı noktamız olan ve 1956 yılında kurulduğu halde ülkemizin 1963 yılında katıldığı Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nden (International Olive Oil Council) 500 bin ABD doları yıllık aidatı ödememek için çıkmamızı anlamak mümkün değildir. Şu anda Avrupa Topluluğu, Cezayir, Fas, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, Tunus, Yugoslavya, Suriye ve Lübnan’ın üye olduğu ve Arjantin, Hırvatistan, Slovenya ve Şili’nin üyelik aşamasında olduğu UZK’ne, bu ülkeler neden aidat ödüyorlar. Çünkü 4 dönem başkanlığını da yapmış olan ülkemiz, bu konseyin nimetlerinden yeterince faydalanamamıştır. Türkiye temsilciliği önceden Tarım Bakanlığı’nda iken, sonraları İhracatçılar Birliği’ne verilmiştir. Ulusal bir stratejinin olmaması nedeniyle, konsey sadece yurtdışı toplantılara katılım parasını ödeyen bir kurum gibi algılanmaya başlanmıştır. Ayrıca konseyin düzenlediği toplantılar veya kurslara genelde büyük firmaların temsilcileri katılmakta ve edinilen bilgi ve tecrübeler ya kişiler yada firmalar tarafından sır gibi saklanmakta ve genelin faydalanma imkanı azalmaktadır.
Ülkemizin zeytinciliğe verdiği önemi anlamak için Uluslararası Zeytin Yetiştiriciliği Simpozyumu’na ülkemizden katılanların sayısına bakmak yeter. 1993 yılında İsrail’de ikincisi, 1997’de Yunanistan’da üçüncüsü düzenlenen bu toplantılarda, dünyanın her yerinden araştırıcılar ve bilim adamları yanında üretici ve sanayiciler de katılırken ülkemizden 2 veya 3 araştırıcıların karılması utanılacak ve ibretle üzerinde durulması gereken bir olaydır. Hem kafamızı kuma gömmüşüz hem de zeytinciliğimiz elden gidiyor diye üzülüyoruz. Ülkemizde zeytincilik konusunda araştırma yapan kuruluşlar, Tarım Bakanlığı’na bağlı Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ve diğer araştırma enstitüleri ile Ege, Akdeniz, Uludağ ve Ankara üniversiteleridir. Ancak böylesine önemli olan bu bitki için çok yetersizdir.
eyup2059
11-12-2005, 13:32
ZEYTİN ÇEŞİTLERİNİN ÖZELLİKLERİ:
Memecik:Ege bölgesinin en yaygın çeşididir. Kurağa dayanıklıdır. Ağaç orta büyüklükte ve gevrek yapıdadır. Verimli yan dallan sarkık büyüyen taçlar oluşturur. Yeşil ve siyah'salamuraklık olarak değerlendirildiği halde yağlık bir çeşittir. ' Dane orta irilikte, topan ve ucu sivridir. Yağ oram %28 dir.
Ayvalık (Edremit):Orta büyüklükte taç oluşturur. Genç dallar önce dik büyür sonradan sarkmaya başlar. Genç dalların rengi açık zeytin yeşilidir. Dallanma seyrek olur. Kurağa hassas olup periyodisite eğilimi azdır. Yağlık çeşit olduğu halde pembe iken salamura olarak da değerlendirilir. Dane küçük ve yuvarlakçadır. Geç olgunlaşır ve uzun süre ağaç üzerinde kalabilir. %24 yağ içerir.
Domat:Ülkemizin en iyi yeşil salamuralık zeytin çeşididir. Ağaç kuvvetli büyür. Düzenli budandığı ve toplama genellikle elle yapıldığı için periodisite hafif olur. Fidan dikiminde mesafeleri fazla tutmak gerekir. Yağ oranı %23 civarında olup, etli bir zeytindir. Ağacın genel görünümü diğer zeytinlere oranla daha yeşil olup, killi toprağa ve sulanan arazilere önerilk.
Uslu:Akhisar yöresinin yağlık bir çeşidi olup, siyah salamuralık olarak da kullanılır. Ağacı çok kuvvetli büyüyen, büyük taçlı bir çeşittir. Dallar hafif sarkık olup, dar açılıdır. Meyveleri iri, uzunca, parlak, siyana yakın mor renktedir. Erkenci, hastalıklara dayanıksız, olgunluk döneminde kolay tane döken bir çeşittir. Yağ oranı %18-20'dir.)
Gemlik:Siyah salamuralık bir çeşittir. Dane rengi parlak siyah, şekli düzgün ve yuvarlağa yakındır. Çekirdek etten kolay ayrılır, yağ oranı %30'dur. Ege bölgesinde dane kabuğu kalınlaşır ve renk matlaşır.Terbiyesi kolay, fazla aralık istemeyen entansif sisteme uygun bir çeşittir.' Yüksek nem ister ve soğuğa dayanıklıdır. Çabuk köklendiği için şişlemeyle üretimde kullanılmaya uygun bir çeşittir. ,
1-ZEYTİNLİK KURULMASI:
Extansif (klasik) Zeytin Yetiştiriciliği:Eski zeytinlikler genellikle diğer kültürlere elverişli olmayan fakir ve meyilli topraklarda kurulmuşlardır.Extansif zeytin yetiştiriciliğinde başlıca 2 yöntem uygulanmıştır. Birincisi yabani zeytinlerin (delicelerin) yerinde aşılanması suretiyle tesisler, diğeri de sökülen delicelerin ya da diğer üretim materyallerin (dip sürgün, yumru, çelik ve aşılı fidan) az verimli ve derin topraklı yerlerde dikilmeleri suretiyle kurulan tesislerdir.Yabani zeytinlerin aşılanmasıyla tesis edilmiş zeytinliklerde ağaçların beslenme ve güneşlenme yönünden birbirlerine zarar verecek şekilde sık oldukları durumlarda ürün verimlerinde azalmalar görülmektedir. Ayrıca kültürel önlemler için modern aletler kullanılamamaktadır.Çeşitli üretim materyallerinin dikimi suretiyle oluşturulan tesislerde dikim aralık ve mesafeleri çok geniş tutulmuş, zeytin ağacı sayısı dekara 10-20 adede kadar indirilmiştir. Bugün bu tip zeytinliklerde aradaki boş alanlardan yararlanmak amacıyla yapılan ara ziraatı zeytinin zayıflamasına, geç gelişmesine ve verimden düşmesine yolaçmaktadır.Bu sorunlar zeytinciliğin entansif duruma getirilmesiyle çözüme ulaştırılmıştır. Rantabl çalışmalara uygun olan yerlerde entansif zeytin bahçeleri kurulmaktadır.
Entansif Zeytin Yetiştiriciliği:
Entansif zeytincilik şöyle özetlenebilir;Uygun ekolojik koşullarda her türlü yatırım yapılarak ve plantasyonun her türlü teknik zorunluluklarını yerine getirerek zeytinliğin verimsiz dönemini mümkün olan en kısa zamana indirmek ve en yüksek verim devresine mümkün olan en kısa sürede ulaşmaktadır.
Entansif zeytinciliğin temeli şu noktalarda toplanabilir:
1-Birim alandaki ağaç sayısının arttırılması,
2-Birim alandan alınan ürün miktarının artünlması, -*
3-Birim miktardaki ürüne düşen maliyet masraflarının azaltılması, Bu prensiplerin ışığında, entansif zeytinlik- tesisinin genel karakterleri:
-Modern zeytin bahçesi kapama zeytinlik şeklindedir ve ara mahsul yetiştiriciliği yoktur. Topografik bakımdan modern alet ve makina kullanılmasına elverişlidir.
-Ağaçlar aynı yıl dikilmiş olup, çeşit özelliği ve gelişim yönünden tümüyle homojendir.
-Plantasyonlar küçük boylu, alçaktan taçlandırılmış ağaçlardan meydana gelmektedir.
-Ağaçlar arası aralık ve mesafeler mümkün olduğunca azaltılmış, dolayısıyla birim alana fazla sayıda ağaç dikilmiştir.
-Sulama, toprak işleme, gübreleme ve mücadele vardır. Budama hafif ve ilk yıllarda sadece seyreltme şeklindedir.
2-ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÜRETİM METODLARI:
Zeytin üretim metodlan 2 grup altında toplanmaktadır.
A-Vegatatif (Eşeysiz) Üretim:Bu metodun esasını çelik, obur, yumru, sürgün gibi ağaç parçalanmn köklendirilmesi oluşturur. Bu metodla her fert kendi irsi vasıflarını devam ettirir.
B-Generatif (Eşeyli) Üretim:Bu metodun esası çekirdekten elde edilen çöğürlerin ve ergin ağaçların aşılanmasıdır. Tohumla üretmede, çoğunlukla nesillerde az veya çok bir açılma görülür.
Dünyadaki zeytin ağacı varlığının %98 ne sahip bulunan Akdeniz sahil şeridinde yer alan memleketlerde yetiştiriciliğin 19. yüzyılın sonlarına kadar kalın dal çelikleri, yumrular ve köklendirilmiş oburlar kullanılmak suretiyle yapıldığı bilinmektedir. 1880 yılından başlayarak'özellikle yeni endüstiriyel zeytin bahçelerinin kurulmasında-kullanılacak vegatatif materyalin, ihtiyacı karşılayamaması genaratif üretim tipinin fidan çoğaltımında ağırlıklı olarak uygulanmasında zorlunluluk yaratmış ve bu yolla ihtiyacı karşılayacak çok sayıda fidanı üretmek mümkün olmuştur.
1940 yılından sonra bir yıllık zeytin çeliklerinin köklendirilerek üretim materyali olarak kullanılması konusunda başlatılan çalışmalarda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve (Mist PROPAGATION), şişleme metodu ile geniş çapta uygulamaya geçilmiştir.
Ancak şişleme metodunda, materyal sağlama konusundaki güçlük aşılmış olmasına rağmen çok masraflı olması ve materyallerin fidan üretimine uygun olmaması gibi problemlere henüz çözüm getirilememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak generatif üretim, zeytincilikte önemini korumaktadır.
EKİLECEK TOHUMDA ARANILACAK ÖZELLİKLER VE TOHUM TEMİNİ:
Generatif üretimde çöğür temininde kullanılmak üzere tohumlar şu 2 kaynaktan elde edilir. ( -
1-Olivaster (Oleaster)(Yabani Zeytinler çekirdeklerinden.
2-Kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden.
-Yabani zeytinler kolay temin edilmesine karşın, tohumluk özellikleri açısından bir çok istenmeyen özellikler de gösterirler.
-Yabani zeytinlerin çekirdeklerinden çok çeşitli tipte çöğürler meydana gelir. Bunların gövdelerinde meydana gelen anormal dallanmalar yastıklarda karşılıklı olumsuz etkiler yapmaktadır. Oysaki kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden daha mütecanis ve genellikle tek sürgün üzerinden gelişen çöğürler meydana gelmektedir.
-Yabani zeytin çekirdeklerinin çimlenme güçleri kültür çeşitlerine göre çok zayıftır.
-Yabani zeytinlerin çöğürlerinde internodyum aralan çok kısa, gövde kabuklan çok incedir. Bu nedenle aşı için uygun bir ortam bulmada zorluk yaratırlar. Aşı tutma oranlan da bir hayli düşüktür.
-Yabani zeytin çöğürlerinin soğuğa dayanıklıkları düşüktür.
-Tüm bunlardan sonra yabani zeytin kullanılmasının zorunlu olduğu hallerde ak delice tipinin, kara delicelerden daha uygun olacağını belirtmekte yarar vardır. Çünkü ak deliceler çeşidi özellikleriyle kültür çeşitlerine daha fazla yakınlık göstermekte ve anaçlık vasıflan kısmen daha uygun olmaktadır.
-Son yıllarda zeytinci ülkelerde, generatif üretimde tohum kaynağı olarak kültür çeşitleri kullanılmaktadır. Zeytinde çekirdeklerin kabuk kalınlığının, çimlenme yüzdesi ve çimlenme gücü üzerinde önemli etkisi vardır. Çekirdek küçüklüğü çimlenme yüzdesinin düşük olacağını göstermez.
TOHUMLARIN EKİME HAZIRLANMASI:Bunda ilk iş meyve etinin çekirdekten ayrılmasıdır. Günümüzde bu işlemde, Âcapulco tipi çekirdek çıkarma makinası kullanılmaktadır. 'Bu aletin özelliği embriyoya herhangi bir zararlı etki yapmadan eti çekirdekten ayırmasıdır. Bu tip makınalar Türkiye'de yoktur. Eti çekirdekten ayırmada diğer bir yöntem danelerin yan yanya kum ve odun talaşı veya pirinç ile karıştırılarak yağ fabrikalarında sıkıştınlmasıdır.Çekirdeklerin etten ayrılmasında basit ve bizde çok kullanılan bir yöntemde, toplanan tohumluk zeytin donelerinin sert ve düzgün bir ceminde 2-3 cm kalınlıkta yaydıp lastik çizıneli işçiler tarafından çiğnenmesidir. Böylece ezilen eti kısmen ayrılan çekirdekler alta geçmeyecek sıklıktaki elekler üzerinde hafif su verilmek suretiyle kalın telli fırçalarla ovulmakta ve üzerlerindeki et kalıntıları tamamiyle uzaklaştırılmaktadır.Bundan sonra çekirdekler % -5 lik kostik (NaOH) eriyiğinde çekirdek kalınlıklarına göre 15-20 dakika41e 5-6 saat arasında tutulurlar.Burada amaç özellikle yağ tabakasının uzaklaştırılmasıdır. Aynı amaç için kül suyu da kullanılabilir. Kestikle muameleden sonra çekirdekler su ile iyice yıkanırlar.Zeytin çekirdeklerinin zayıf ve çürük embriyo içerenlerinin ekilmeden önce anlaşılması için çekirdeklerin 4-6 saat süre ile tuzlu suda -tutulup, su üzerinde yüzenlerin uzaklaştırılmasından sonra diğerlerinin tatlı su ile bir kaç defa yıkanmaları da uygulanan yöntemlerden biridir.
KATLAMA:Ilıman iklim tohumlarının bazılarında bir dinlenme devresinin olduğu bilinmektedir. Tohumun ana bitkiden ayrıldıktan sonra canlılığını korumasına karşın, bir müddet çimlenmemesi şeklinde oluşan durumu ortadan kaldırıp çimlenmeyi sağlayabilmek için, tohumların kış boyunca nemli bir kum veya toprak tabakası arasında tutulması gerekmektedir. Tohumun embriyosunu çimlenme olgunluğuna getiren bu işleme, katlama denilmektedir.
İyi Bir Katlama İçin Gerekli Şartlar:
1-Düşük sıcaklık
2-Nemin tohum tarafından alınması
3-îyi bir havalandırma
4-Belirli bir zaman süresi
Embriyonun çimlenme olgunluğuna gelebilmesi için 3-7 °C arası en uygun sıcaklıklardır. Tohum kuruma veya havalandırma azlığı çimlenme olgunluğuna gelmede yavaşlatıcı veya durdurucu bir etkiye neden olur. Sonbaharda hasat edilen zeytinin tohumlan hasada izleyen 2. İlkbahara kadar çimlenmezler. Tohum kabuğunun su geçirmemesi dinlenmenin esas nedenleridir.
Başlıca Katlama Şekilleri:
1- 60 cm derinlikte hendek dibine 8-10 cm taş,üzerine 5 cm kalınlıkta hafif toprak, (1/3 kum, 1/3 yanmış gübre, 1/3 funda toprağı) konur. Bunun üzerine 2 cm kalınlıkta çekirdek serilir. Tekrar 2 cm kum konulur. Hendek doldurulur en üste yine kum konur. Üst kısım hasır ile örtülür. Nem kontrol edilir. Gerekirse süzgeçli kova ile su verilir. Çekirdeklerin %10-15'i çatlayınca katlamaya son verilir.
2- Kümbet usûlü katlama; l m çapında 7-8 cm kalınlığında, zemine çakıl taşı konur. Bunun ortasına l m uzunluğunda 7-8 cm çapında delikli ve üst kısmı kapaklı bir boru yerleştirilir, l kat kum, l kat çekirdek konarak yukarıya koni şeklinde yükseltilir. Koninin etrafı 3-4 cm kalınlığında balçık şeklinde bir çamur ile sıvanır. Nem kontrol edilir. Gerekirse borudan su verilir.
3- Sandık içinde yapılan katlama; Bu usulde katlama yapılan odanın ısısı 20-25 °C de sabit tutulmalıdır. Sandıklar değişik boyutta olabilir. Sandığın tabanında havalanma ve suyun sızması için l cm çapında 8-10 delik bulunur. Tabana 3-4 cm kum serilir, üzerine l kat çekirdek, 2 cm kum, tekrar çekirdek yerleştirilir. En üst kum olacak şekilde en üst kısımda 3 cm kalana kadar sandık doldurulur ve çuval serilir. 7-10 günde bir ılık su ile sulama yapılmalıdır.
TOHUM EKİMİ:Ekimde soğuk yastıklar, sıcak yasaklar ve seralar kullanılır. Yastıkların hazırlanmasında toprakların her yıl değiştirilmesi, temizlik ve hastalıklarla mücadele açısından gereklidir.
Soğuk Yastıklar: Sonbahar ekimi, iklimi müsait yerlerde uygun olabilir. Ekim zamanı eylül-kasım aylandır. Metrekareye 3-6 kg tohum atılır, üzerine 1/3 kum, 1/3 funda toprağı, 1/3 yanmış elenmiş gübre karşınımdan 2-4 cm lik kapak atılır, süzgeçli kova ile sulanır. Ot alma, sulama, soğuktan koruma, kaymak kırma gibi bakım işlemleri yürütülür.
Sıcak Yastıklar: Doğu-Batı istikametinde hazırlanırlar, l m. genişlikteki yastıkların kuzeye bakan tarafları 50-60 cm güneye bakan tarafları ise 20-30 cm yüksekliktedir. Tabana 15-20 cm kalınlıkta yanmış hayvan gübresi bunun üzerine 1/3 oranında kum, yanmış gübre, funda toprağından 15-20 cm. konur. Daha sonra çekirdekler konur, 2-4 cm.lik harç ile örtülür. İyice bastırılır, can suyu verilir. Bu yastıklarda ekim zamanı ekim-kasım aylandır. Yastıkların üzeri cam çerçeveyle kapatılır. Don yapabilecek havalarda ayrıca üzerlerine hasır örtülür. Bu tür yastıklarda çekirdekler daha erken ve daha iyi çıkabilir.
Seralar: Sulama, havanın nisbi nemi ve ısı tekniğine uygun şekilde a-yarlanır. Seralarda ekim zamanı, Ekim ayının sonlandır. Seradaki yastıkların tabanına 4-5 cm çakıl döşenir. Üzerine 15 cm. funda toprağı, onun üstüne 10 cm. harç yayılır, sulanır ve çekirdekler serilir, daha sonra 3-4 cm harç serilip süzgeçli kova ile can suyu verilir. Sera içinde uygun ısı 23-25 °C nisbi nem ise %70 olmalıdır.
ÇÖĞÜRLERİN ŞAŞIRTILMASI:Yastık ve seralarda çimlenip gelişen çöğürlerin şaşırtma tavalarına nakli Mart sonunda başlar, nisan ayında devam eder. Bu dönemde çöğürler 6-8 yapraklı hale gelmişlerdir.Metrekareye 7-8 kg yanmış koyun gübresi toprakla iyice karıştırılıp tavalar hazırlanır. Dikimden l gün önce.yastıklardaki çöğürler güzelce sulanır. Böylece sökümleri kolaylaşır. Bozuk olan çöğürler atılır. Sağlam olanlar 10x10 cm. aralıklarla dikilir. Dikimden sonra can suyu verilir.Daha sonra tavalarda ot ayıklama, çapalama, gübreleme, sulama, ilaçlama gibi kültürel işlemler yapılır.
ÇÖĞÜRLERİN AŞILANMASI:Şaşırtma tavalarına dikimlerinden 1 yıl sonra yaklaşık 30-70 cm. boya ve boğaz noktasında 5 mm. çapa erişince (kurşun kalem kalınlığında) aşılanır. En uygun aşı çoban aşısıdır. Çoban aşısında kalemler bir yıl önceki sürgünlerden alınır. Kalemler 2 yaprak, 2 göz içermelidir. Yaprakların 2/3 ü kesilerek su uçma yüzeyi azaltılır. Aşı yapmak için fazla rüzgarlı olmayan günleri : seçmekte yarar vardır.
VEGATATİF ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ:Çöğür aşılama ile fidan yetiştiriciliğinin uzun zamana gereksinim göstermesi ve yeterli sayıda fidan elde edilemeyişi nedeniyle vegetatif yolla fidan üretimine önem verilmesi gerekmektedir.
Vegatatif üretim
1-Yumnılarla
2-Dip sürgünleriyle (Obur, kanırtmaç)
3-Çeliklerle
Yumrularla: Zeytin ağaçlarının gövde veya turbu üzerinde oluşan şişkinliklere, yumru denir. Bu yöntem Türkiye'de Güney Anadolu bölgesinde uygulanmaktadır. Su ve sulama imkanı kıt olan yerlerde uygundur. Yumrular kalem ile anacın uyuşmazlığında budama veya çarpmadan oluşan yaraların kapatılması sırasında yaşlı, bakımsız, yeterince aktivite göstermeyen ağaçlarda oluşur.
Yumrular genellikle 0,5-5 kg ağırlıktadır. Ağaca zarar gelmeyecek şekilde bir ağaçtan 2-5 yumru çıkarılabilir. Kurak yerlerde dikilecek yumruların ağırlıkları fazla olmalıdır.
îyi bir yumruda:
1-Yumrunun kabuğu yeterince kalın olmalı kabuk yaralanmamalıdır.
2-Kabuk altındaki odun kısmı kalın ve sağlıklı olmalıdır:
3-Yumrular açık renkli, düzgün kabuklu olmalı, üzerinde uyur gözlerin olduğunu gösterir hafif kabaralar olmalıdır.
4-Yumru çıkarılırken odun kısmı oldukça düzgün olmalıdır.
5-Yumrudan çıkan sürgünler, fazla dallar kesilmelidir.
Ağaçtan çıkarılan yumru hemen dikilmezse serin, rüzgar tutmayan gölge bir yerde 24-28 saat saklanabilir. Daha uzun süre bekletmek yada bir tarafa nakletmek zorunun ise, ıslak çuval talaş veya yosun arasında bilhassa nem kaybettirmeyen naylon keseler içinde 8-10 gün dayanır. Uzun zaman kurak şartlarda kalmış yumruların dikimden evvel 3-5 saat su içinde bırakılarak şişirilmesi gerekir.
Yumruların Dikileceği Çukurların Hazırlanması ve Dikim Zamanı
Yumruların dikileceği çukurların derinlik ve genişliğine kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Bu ağır topraklar için 100x100x80 cm hafif topraklar için 80x80x80 cm olmalıdır.Dikim mevsimi olarak Kasımdan Nisana kadar devam eder.îyi bakım şartlan sonucunda 35-40 gün sonra sürgünler toprak yüzeyine çıkar.Dikim yapılacak toprak ağır ise dibine 15-20 cm taş ve çakıl bunun üzerine 35-40 cm gübre karıştırılmış üst toprak yumrunun üzerine 3-4 cm kalınlığında kum veya alüviyal toprak, serpilir. Çukurun kenarları aynı seviyeyi alıncaya kadar gübre+toprak karışımı konur. Yumru toprağın 20 cm altında kalmalıdır. Bu miktar ağır topraklarda 10 cm, süzek topraklarda 30 cm olmalıdır, süzgeçli kova ile sulanmalıdır. Toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır. Yumrunun üzerine taş, tahta, toprak, samanla gölgelik yapılır.Buna evcik denir.
Evciğim Faydalan:
1-Toprak kabarık ve yeterli nemde kalır.
2-Yumrudan çıkan sürgünler güneş ve rüzgardan korunur.
3-Her sulama sonunda kaymak kırma zorunluluğu ortadan kalkar.
4-Daha fazla su kullanılmasını önler. Sürgünler 35-40 cm olunca evcik kaldırılmalıdır.
Yumrudan Üretmenin Yararları:
1-Yumrular iyi seçilip tekniğine uygun dikilirse tutma oranı yüksek olmaktadır.
2-Kültür çeşitlerinden alınırsa aşı zorunluluğu ortadan kalkar.
3-Yumrudan yetiştirilen ağaçlar daha düzgün olmaktadır.
4-Doğrudan yerlerine dikildiklerinde kısa sürede fidan üretimi gerçekleşmektedir.
5-Yaşlı zeytinlik varsa masrafsızca yumru elde etmek mümkündür.
Sakıncaları:
1-Yumrular genç ve ürün vermekte olan ağaçlardan alınırsa ağaç yıpranır, verimden düşer.
2-İstenilen çeşitten yeterli büyüklükte ve çok miktarda yumru bulmak güçtür.
3-Anaç delice olan ağaçlardan alman yumrularda, tekrar aşı yapılma zorunluluğu vardır.
Dip Sürgünleriyle:Zeytin ağaçlarının turbundan çıkan sürgünlere dip sürgünü denilmektedir. Bu sürgünler kendi yumrularını geliştirdikleri zaman ana yumrudan çıkarılıp fidanlık tesis edilecek yerlere dikilirler. Bu yöntemin diğer bir adı da kanırtmaçtır. Dip sürgünleri yabani ise dikimden 2-3 yıl sonra kalem veya göz aşısı yapılır. Bu üretim şekli daha çok Marmara Bölgesinde uygulanır.
Çeliklerde Çoğaltma
1-Kalın dal çelikleriyle
2-Yapraklı yeşil çeliklerle
Kalın dal çelikleri ile:Bu çok eski zamandan beri bilinen yöntemdir. Gövde ve dallarında bol miktarda durgun ve sürgün gözlerin bulunması nedeniyle çok yaşlı kısımlar bile kolayca köklenmektedir.Bu metod İspanyada uygulanmakta üç ve daha yaşlı dallardan alınan çeliklerdir. Bu çeliklerin boylan 25-30 cm. çaplan ise 3-5 cm olmalıdır. Üzerinde yosun bulunmayan, hastalıksız çelikler alınmalıdır.
Çeliklerin Alınma Zamanı:Kış dinlenme zamanı alınabilirler. Marttan sonra yapılacak dikimlerde ise yeterince köklenemezler. Donlu havalarda dikim yapılmayıp, çelikler uygun zamana kadar uygun şartlar altında saklanmalıdır. İstif edilen yerde hava boşlukları bulunmalıdır.
Toprağın Hazırlanması ve Dikim:
Dikilecek toprak; derin, zengin, süzek ve yeterince nem tutmalıdır. Dikimden önce derince sürülmelidir. 30-40 cm derinden sürülerek toprakta hendekler açılır. Sıralar arası 40-120 cm arasında değişir. Çelikler sıralar içine 45°.ük bir meyille veya yatay olarak yerleştirilirler. 45ö°lik meyille yerleştirilen çelikler arasında 40-50 cm. mesafe olmalı. İri kalın çelikler ise 10-15 cm. aralıkla yatay olarak dikilmelidir.Üzerleri 2 cm kalınlıkta toprakla örtülmelidir. Dikim sıralan bol su ile sulanmalıdır. Yaz devresinde sulama ot alma, çapalama, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi işlemlerin yapılması gerekmektedir. 1. gelişim yılı sonunda bırakılan 2-3 sürgün dışında yeni gelişen sürgünler varsa, bunlar çıkarılmalıdır. Bırakılan sürgün yan ve doruk dal üzerinden 5-15 cm lik uç alınmalıdır. Normal gövde kalınlıklarını aldıklarında 40 cm den tepeleri vurulur. Dağıtılacak fidanlar en az 1,5 cr.ı çapında olmalıdır.Fidanlıklarda 2-3 yıl bakımları yapılan fidanlar asıl yerlerine dikilmek üzere dikim mevsiminde sökülürler. Toprak, sökümden 1-2 gün önce sulanmalıdır. Gövdeleri 40 cm, kökleri 10-15 emden kesilir. Yan dallar çıkarılır. Fidanlar dikime hazır hale getirilir.
Yapraklı Yeşil Çeliklerle Şişleme Şartların da Zeytin Fidanı Üretimi:Bir yaşlı yari odunsu yapraklı çeliklerin hormonla muamele edilmek suretiyle özel şekilde hazırlanmış seralarda ve özel şartlar altında köklendirilmesidir. Bu metod ilk defa Süs Bitkilerinde uygulanmıştır. Ülkemizde üretilen zeytin fidanlarının %80 i bu yolla üretilmektedir. Köklenmeye Etki Eden Faktörler:
1-Çeliklerin alınma zamanı İlkbahar (Şubat sonundan Nisan ortalarına kadar) ve yaz (Temmuz sonundan Eylül başına kadar) olan devrelerdir.
2-Çelik tipleri köklenmede rol oynamaktadır.
Köklendirmeye alınacak tek senelik sürgün
1.Dip
2.Orta
3. Uç çelik diye 3 kısma ayrılmaktadır.
Bir senelik sürgünün dalla birleştiği yerden itibaren 12-15 cm lik kışımı dip, bundan sonraki 12-15 cm lik kısmı orta ve uçta kalan kısım uç çelik diye adlandırılır.
Yaz aylarında alınan çelikler için dip ilkbaharda alınan çelikler için orta kısımların kullanılması tavsiye edilmektedir.
3-Köklenmeyi teşvik edici maddelerin etkisi îndolbutirik asit (IBA), (IAA) indolasetikasit ve naftalenasetikasit (NAA) ayn ayrı veya birlikte kullanılmış hepside iyi bir sonuç vermiştir.Bunlardan en çok IBA 2000-4000 ppm'lik solüsyonu kullanılmaktadır. Bu solüsyona dikimden hemen önce 4-5 saniye süre ile çeliklerin 2-2,5 cm. lik dip kısımları daldırılıp, hemen dikim yapılmalıdır.
4-Köklenmede ısının etkisi; Çeliklerin köklenmesinde ortam ısısının çok önemi vardır. Isı 20-25 °C olmalıdır. Sıcaklığı sabit bir derecede muhafaza etmek gerekir. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklığın farklı olduğu yerlerde seranın ısıtılması gerekir.
5-Köklenmede nemin rolü; Ortam nemi %90-95 civarında olmalıdır. Bu derece yüksek nem, yapraklı dikilen zeytin çeliklerinde evaporasyonu ve dolayısıyla solmayı önlemek içindir.
6-Köklendirme Ortamının Etkisi; Köklendirme ortamı; köklenme süresince çelikleri yerinde tutar, çeliklere su temin eder, çelik tabanına hava temin eder.Köklendirme ortamı olarak en iyi sonucu perlit vermiştir.
7-Kullanılan çeşitlerin köklenmeye etkisi:
Domat çeşidi %20-25
Memecik çeşidi %30-35
Ayvalık çeşidi %60-70
Gemlik çeşidi %80-90
Manzalina %95-100 oranlarında köklenirler.
Şişleme Metodu ile zeytin fidan, üretiminde takip edilecek sıra;Çelikler yeni tesis edilmiş zeytinliklerdeki veya anaçlıklardaki genç zeytin ağaçla, mm bir yıllık sürgünlerinden hazırlanmaktadır. Çeliğin alt kısmındaki bir gözün hemen altından düzgün olarak kesilmesi ve alttan 4 yaprağın koparılarak üstteki gözün üzerinden meyilli bir şekilde kesilmesi suretiyle yapılmaktadır. Böylece 12-15 cm. uzunlukta hazırlanmış olan her çelik 6-8 yaprak içermektedir.Gölge ve kapalı bir yerde hazırlanan çelikler 25'lik demetler haline getirilerek alttan sıkıca bağlanırlar. Bu demetler halindeki çeliklerin dip kısımları derin bir kapta bulunan hormon eriyiğine 5 saniye müddetle batırılır. Hormonlanmış çelikler sele veya sepetler içinde köklendirme seralarına taşınır. Köklendirme yastıklarına m2 ye 800-1000 çelik isabet edecek şekilde dikilirler.Dikimle birlikte şişlemeye de başlanır. Normal olarak ilk günlerde 10 dakika ara ile 8 saniye süre ile şişleme yapılır. Kök uzunluğu 2,5-3 cm'i bulunca şişleme daha uzun aralıklarla yapılmalıdır. 40-45 günlerde ise bu aralık 30 j dakikaya çıkarılmalıdır. Bu süre içinde haftada l veya 2 kez gübre solüsyonu verilmelidir. Köklenmenin tamamlandığı devrede çelikler 8x12 cm boyutlarındaki saksılara şaşırtılmaktadır. Ayrıca şaşırtma içinde jiffy saksıları ve küçük naylon torbalarda kullanılmaktadır. Dikimden sonra aynı serada 3-5 gün bırakılan saksılar şişlemeye tabi tutulurlar. Saksılara, naylon torbalara dikilmiş olan çeliklerin dış şartlara alışmalarını kolaylaştırmak için nispi nemi daha düşük II. seraya alınmaları gerekmektedir.Burada gelişmesini tamamlayan çelikler 50-80 cm.i bulunca dışarıdaki fidanlığa veya daha büyük naylon torbalara nakledilmektedir.
Bu şekilde yapılan zeytin fidan yetiştiriciliğinin avantajları;
1-Daha kısa zamanda fidan elde edilmektedir.
2-Tüm fidanlar homojen olmakta zeytinliklerde daha standart olup erken ürüne yatmaktadır.
3-Anacın kalem üzerindeki kötü etkileri yok edilmektedir.
3-ZEYTİNİN İKLİM İSTEKLERİ:
Zeytinciliği sınırlayan en önemli iklim etmenleri sıcaklık ve yağıştır. Zeytin yetişen yerlerde ıs> ortalaması 15-20 °C arasında olmalıdır. Zeytin ağacı 25-30°C'lerde çok iyi gelişir. Dayanabildiği en az sıcaklık –7 C olup bu derecenin altında don zararı artar. Hava sıcaklığı +7°C ve altına düşünce zeytin ağacı dinlenmeye çekilir. Kış soğuklama süresinin 60-75 gün kadar olması yeterlidir.Zeytin .ağacının çeşitli vegetasyon devrelerinde ısı isteği farklıdır:
-Tik sürgünlerin görülmesinden çiçeklenmeye kadar olan devrelerde (şubat-mart) sıcaklığın5-10°C olması gerekir.
-Çiçeklenme döneminde (mayıs-haziran) sıcaklık 15-20°C olmalıdır.
-Meyve oluşumu ve büyüme döneminde (temmuz-ekim arası) sıcaklığın 20-25°C olması gerekir.
-Olgunluk döneminde (eylül-ekim-kasım) sıcaklık 15°C dolayında olmalıdır.
-Tam olgunluk hasat sonuna dek (kasım-aralık-ocak) sıcaklık 5°C civarında olmalıdır.
-Yıllık 400-600 mm yağış alan yerlerde ekonomik anlamda zeylin yetiştiriciliği yapılır.
4-ZEYTİN AĞACININ TOPRAK -İSTEKLERİ:Toprak yönünden fazla seçici olmayan zeylin, diğer bitkilerin yetişmediği kır, çakıllı, meyilli topraklarda yetişebilirse de en iyi yetişme ortamını kalkerli, derin, kumlu, killi, havalı ve nemli topraklarda bulur. Ağır. killi, taban suyu yüksek ve kışın su biriken topraklar zeylin için uygun değildir.Ağır ve nemli topraklarda kökler yüzlek olacağından toprak işleme sırasında zarar görürler. Uygun bir kök gelişimi için toprak katmanlarında geçirimsiz, bir tabakanın (pulluk tabanı, kaya) bulunmaması gerekir.
5-FİDAN DİKİMİ VE DİKİM ŞEKİLLERİ:Uzun ömürlü bir bitki olan zeylinin dikimden önce, dikimle ilgili bir çok konunun önceden bilinmesi ve gerekli işlemlerin yapılması gerekir, iyi bir planlama, kurulacak zeytinlikten uzun yıllar bol ve kaliteli ürün almayı kolaylaştırır.
Toprak işleme:
-İşlemeyle gevşek bir strüktür oluşturularak erozyon büyük ölçüde önlenir.
-Mekanik olarak yabani ot mücadelesi yapılır.
-Kökler ve topraktaki mikroorganizmalar için gerekli hava sağlanır.
-Hastalık ve zararlıların gelişme ortamı toprak ait üst edilerek bozulur.
-Toprağın yeterince havalanması nedeniyle ağaçların çabuk uyanması sağlanır.
Tüm bu nedenlerden dolayı zeytinlik tesis edilecek arazi fidan dikiminden birkaç ay Önce sürülerek hem sonbahar ve kış yağırlarının toprakta yeterince birikmesi, hem toprağın havalanması ve hem de kök, taş vs. maddelerden temizlenmesi sağlanır.Toprak mutlaka derin (40-50 cm) sürülmesi ve pulluk tabanı kırılarak bu tabakanın kök gelişimine yapacağı olumsuz etki ortadan kaldırılmalıdır.
-Sonbaharda ilk yağmurlardan sonra yüzlek sürüm (15-20 cm) yapılıp, diskaro çekerek arazi düzeltilmeli ve fidan dikim yerleri işaretlenecek duruma getirilmelidir.
Toprak Hazırlığı: Zeytinlik kurulacak ara/ide taban suyu yüksekse ve su birikimi de oluyorsa drenaj kanalları açılmalı, sulama yapılacaksa toprak tesviyesi yapılmalıdır.Ülkemizde zeytinliklerin büyük bölümünün eğimli arazilerde olduğu düşünülürse, bu yerlerde kurulacak zeytinliklerde erozyonu önleyici ve su muhafazasını sağlayacak önlemler alınmalıdır.
-%2-5 meyilde kültürel toprak muhafaza önlemleri alınır. (Balık sırtı toprak işleme yapılır.) Bunun için biraz kazarak topraklar sıra üzerine çekilmelidir. Böylece su ve besin maddeleri sıra arasında toplanacak ve zamanla toprağa işleyecektir. -%5-15 meyilde kanal teras yapılır, kontur dikim uygulanmalıdır. Kanal her 3 sırada bir açılır. 2-3 yılda bir temizlenir. Kanalların önüne su geçiren fazla yüksek olmayan engeller 10-15 m arayla yapılırsa yağış sulan ile gelen ot ve çalılar kanalı tıkayacak kadar yığıntı yapamaz.
-%15-45 meylide mutlaka seki teras yapılmak ve kontur dikim uygulanmalıdır. Kazılan toprak örülen bir sekinin içine atılır. Duvarlar geriye doğru meyillidir. Duvarın üst kısmı su kanalcığından biraz yüksek yapılır.
-%45'ten fazla meyilde zeytinlik tesisi ekonomik olarak uygun değildir.
Fidan Dikim Şekilleri:Zeytinliğin kurulacağı yerde işleme durumu, ara ziraatı yapılıp yapılmayacağı ve arazinin eğimi gibi konular göz önüne alınarak çeşitli dikim şekilleri uygulanır.
a)Kare Şekilde Dikinm.Köşeleri dik arazilere ve küçük alanlara uygulanır. Sıra arası ve sıra üzeri mesafeler eşittir. Her yönde işleme yapmak olasıdır.
b)Dikdörtgen Şekilde Dikim: Daha çok ara ziraati yapılmak istenen yerlerde uygulanır. Sıra üzerleri daraltılıp, sıra araları genişletilerek dikim yapılır. Bu şekilde sıraların Kuzey-Güney yönünde olmasına dikkat edilmelidir. Böylece ağaçların günün her saatinde güneşten yararlanmaları sağlanır.
c)Üçgen Şeklinde Dikim: Bu şekilde dikimde ağaçlar birbirine eşit uzaklıktadır. Her ağaç eşkenar bir üçgenin köşelerinde yer almıştır. Geniş ovalarda , ara ziraat yapılmayan yerlerde uygulanır. Hafif meyilli yerlerde ağaçlar meyil yönünde çaprazlama bir durum gösterdiğinden bu dikim şeklinin uygulanması yararlıdır.
d)Kontur Dikim: Eğimli yerlerde toprak ve su muhafaza önlemleri olarak setleme yapılmasından sonra uygulanacak dikim şekli mutlaka kontur dikim olmalıdır.
Arazinin aynı yükseklikteki yerlerinden geçirilen setlerin aralarındaki mesafeler her yerde aynı değildir. Ağaçlar düzensiz bir dağılım göstereceğinden çapalama, sulama, ilaçlama ve hasat işleri de kolay olmaz. Bu nedenle tesviye eğrilerine göre dikim yapmak suretiyle bu sakıncalar ortadan kaldırılabilmektedir.
Fidanlar Arasındaki Mesafe: Zeytinlik tesis ederken dikim aralıkları kuracağımız zeytinliğin exstansif ya da entansif olmasına, bölgenin iklimine, toprak karakterine ve çeşide göre hesaplanır.Zeytinlik tesisinde dikkat edilecek konulardan biri de sıraların yönüdür. Bölgenin sert esen rüzgarının yönü bilinmeli ve ağaç sıralan rüzgar yönüne bakmalıdır.Eğimli arazilerde eğim Doğu-Batı istikametinde ise sıralar Kuzey-Güney yönünde; eğim Kuzey Güney istikametinde ise sıralar Doğu-Batı yönünde olmalıdır.İki Tip Zeytinlik Tesis edilebilir.
a) Exstansif: Gövde yapısı yüksek, taçlanması yukarıdan yapılan Zeytinliklerdir. Bu Zeytinlikler daha çok fakir yapılı ve meylin fazla olduğu arazilerde uygulanır. Eski kurulan Zeytinlikler bu şekilde kurulmuştur.
Aralık mesafeleri ise:
Kır arazilerde 7X7-7X8-8X8
Kır taban arazilerde 7X8-8X8
Taban arazilerde 10X10 - 10X12 - 12X12 metredir.
b)Entansif: Gövde yapısı kısa. taçlanması aşağıdan olan Zeytinliklerdir. Daha çok zengin yapılı topraklarda, meyili az olan arazilerde uygulanır. Bu zeytinliklerde, birim alana düsen ağaç sayısı fa/la, yeşil aksamın oranı daha fazla olup hasadı ve diğer mekanizasyon daha kolay ve ekonomiktir.
Aralık mesaileri ise:
Kır taban arazilerde 6X6-5X7
Taban araziler için 7X7 • 7X8 metredir.
Bölge koşullarına uygun çeşitlerin seçilmesi:Zeytin ağacı uygun koşullar bulduğunda ve iyi bakıldığında gelişmesi ve ürün vermesi oranda artmaktadır. Doğal seleksiyon sonucu bölgelerine hakim olmuş bazı zeytin çeşitleri vardır, özellikle toprak ve iklim koşullarına göre kendilerini adapte etmiş durumdadırlar.Örneğin; Memecik, İzmir sofralık zeytin çeşitleri nisbeten kurağa dayanıklı, Ayvalık zeytin çeşidi ise bu konuda daha hassastır. Diğer taraftan Gemlik, Domat, Memecik çeşitleri soğuğa dayanıklıdır.
Fidan dikim zamanı ve dikim tekniği:Bölgemizde Fidan dikimi Aralık ayı babından mart ayı sonuna kadar devam eder.Zeytin fidanı dikiminde de, diğer fidan dikimlerinde olduğu gibi dikim tahtası kullanılır. Zeylin fidanı çukurları, toprak yapısına ve toprak zenginliğine göre kır ve kır taban arazilerde 100x100x100 cm. Taban ara/ilerde ise 80x80x80 cm boyutlarında açılır. Dikimde, eğer elimizde araz/inin toprak tahlil raporu var ise o verilere göre temel gübreleme yapılır.Toprak tahlil raporu yok ise açılan çukurun dip kısmına 1-1.5 kg. Triple Süper Fosfat Gübresi (Temel gübreleme), eğer arazimiz potas bakımından fakir ise bu gübrenin içine 0,5 kg. Potasyumlu gübre de konulur. Bu gübrenin üzerine 2-"3 kürek üst toprak koyarak çukur içinde paçal yapılır. Bu gübre karışımının üzerine dikimde kullanacağımız harç (1/3 üst toprak 1/3 mil 1/3 yanmış hayvan gübresi), koyulmalıdır.Fidan etrafına harçlı toprak konur ve hafifçe bastırılarak sıkıştırılır. Sıkıştırmanın daha çok verilecek can suyu ile yapılması e_n.uygunudur. Eğer hazırladığımız harcımız yetersiz ise, çukur açarken çukurun bir kenarına ayırdığımız üst toprak fidanın etrafına konur.
Dikimden sonra yapılacak bakım işleri:
Fidan dikimi sırasında çıkan delice sürgünler var ise onlar alınır. Verilecek taç şekline uygun olmayacak durum almış sürgünler var ise onlar çıkarılır. Bunu dışında fazla bir budama işlemi yapılmamalıdır.Fidanlara yaz aylarında yağış ve toprağın tav durumuna göre gerektiğinde su verilir. Bunun dışında yüzlek olarak toprak işlemesi yapılır. Fidan çukurlarındaki otlar alınır.
6-ZEYTİNLİK BAKIMI: Zeytinlik bakımında budama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak işleme ve yabancı ot kontrolü ile zeytinliklerde sulama işlemeleri söz konusudur.
Zeytin Ağacının Budanması:Zeytin ağacının hayat devresi, gençlik, verimlilik ve yaşlılık devreleri olarak ayrılabilir. Bu devrelerde ağaçların çeşitli organları arasındaki ilişkiler değişiktir.Gençlik çağı boyunca genel beslenme içinde kök sisteminin «kişi, yaprak sistemininkine baskındır. Fakat bu dengesizlik, çatı geliştikçe azalır. Verim çağında yıldan yıla birbirine baskın şekilde, meyve verimi ve vegetatif gelişmeye yönelik faaliyetler görülür. Yaşlılık devresinde hayat faaliyetleri yavaşlamıştır ve ürün verimi düzensizdir.Zeytin ağacında diğer önemli bir husus odun-yaprak ilişkisidir. Gövde ve ana dallardaki odun miktarı ile yapraklar arasındaki bu ilişki "Taç dengesi" olarak da ifade edilir. Bu durum yaprak-odun ilişkilerinin tümünü veya "taçtaki" ahengi ortaya koyar.
1-Genç Ağaçların Budanması ve Terbiyesi;Genç ağaçlarda kısa zamanda iyi bir çatı teşkil edilmesi ve tacın istenen büyüklüğe erişerek verimli hale gelmesi istenir. Genç ağaçlara istenen şeklin verilmesinde gelişmeyi sekteye uğratacak aşırı kesimlerden kaçınılmalıdır. Her ne kadar genç meyveye yatmamış zeytinlerin budanması vegetatif gelişmeyi geriletirse de kuvvetli bir gövde ve ana dal sistemi elde etmek üzere ilk yıllar bazı budamaların yapılması da gereklidir.Zeytin ağaçlarına goble, koni, serbest vazo v.s gibi çeşitli şekiller verilmektedir. Bununla beraber genç ağaçları bir tek gövde ve 3-4 ana dallı olarak şekillendirmek genellikle uygun düşmektedir.
Bu gövde ve çatının teşekkülü ilk bir-iki gelişme mevsiminde geliştirilebilir. Bu amaçla istenen yükseklikteki (30-60/ cm.) bir gövde üzerinde iyi dağılmış ve aynı noktadan çıkmayan ana dallar seçilir. Bunların geliştirilmesine gayret edilir. Gövdeden ve dipten çıkan sürgünler kesilir. Bütün yaz bu işlemlere devam edilir. Ayrıca gövdeyi güneş yakmalarına karşı korumak ve gövdeden obur çıkışını önlemek üzere, kağıt ve benzeri maddelerle gövdeler sarılabilir.İkinci yaz boyunca da ana dal seviyesinde görülecek fazla sürgünler ve dip sürgünler kesilir. Bu işler yazın yapılmamışsa ve kanser tehlikesi yoksa kışında yapılabilir. İlk yıllar genç ağaçların üst kısmında islenmeyen dallar dışında dal kesimi yapmamak veya çok az kesim yapmak gerekir. Daha sonra 3-5 yıl ana dalların teşekkülü sağlandıktan sonra ikinci ana dallann geliştirilmesi safhası başlar.Bu zamanda taç da dal yoğunluğu arttığından dal seyreltmesi yapılır. Bu budamayı bir defada değil, bir çok yılları içine alan bir devrede uygulamak uygun olur. Ağaçların hafif ve sistemli bir şekillde budanması, mahsuldarlığın gerilemesini önler.İkinci dal sisteminin birçok yıllara dağılarak şekillendirilmesi, çok yapraklı ve geniş "meyve kafesi" oluşmasını sağlar.
Verimli Ağaçların Budanması;Yetişkin ağaçlar, kök-yaprak ve yaprak-odun faaliyetleri yönünden belirli bir dengeye erişmiş, meyve verimleri yüksek ağaçlardır. Ağaçlar büyüdükçe ve yaşlandıkça daha fazla meyve verirler; kendi hallerine bırakılırlarsa taç dengeleri bozulur. Mahsul kafesinde, kuru kısımlar ve zayıflamış sürgünler artar. Mahsul kafesi, ağacın en altından tepesine kadar yuvarlak 1 m. kadar derinlikte bir tabakadan ibarettir.En yüksek ürünü alabilmek için, bu kafesi yanlarda ve üstte sıhhatli ve verimli şanlarda tutmak gerekir.Tepede sıklığın artması, kurumuş kısımların ve canlı dallarda seyreltmeyi gerektirir. Böylece havalanma ve ışıklanma ile özümlemenin daha iyi şekilde yapılması sağlanır. Ayrıca seyreltme ile toplama ve ilaçlamada kolaylaşır, hastalık ve zararlıların gelişmesi de önlenir.Zeytin ağacından alabildiği besin maddesinden fazla mahsul verme temayülü vardır. Fazla mahsûl alındığı yıllar ekseriyetle yıllık sürgünlerin büyümeleri yetersiz kalır. Ertesi yıl meyve verimi oldukça düşer. Bir yıl ürün verip bir yıl vermeme haline periyodisite denir. Bu durum elverişli olmayan şartlarda daha çok görülür, iyi bakım ve besleme şartları uygun bir budama ile ağacın tabiatında mevcut olan periyosite (alternans) yi hafifletmek mümkündür.Zeytinciler çoğunlukla ağacın alternans temayülüne uyarak iki yılda bir ürün almayı kabullenirler. Buna göre de iki yılda bir dolu yılında hasadı takiben budama yaparlar. Böylece alternansı bir ölçüde tahrik de ederler.Budamada asıl amaç, ağaçta mahsulün çok .olduğu zaman fazlasını biraz olsun atmaktır. Bu maksatla bol mahsul öncesinde bir budama yapılması gerekir. Ayrıca alternansı önlemek için dolu yılında meyve tutumundan hemen sonra meyve bağlama sahasında normal meyvede filizleri muhafaza ederek aşın yüklü ve küçük sürgünleri kesmek sureti ile bir seyreltme yararlıdır. Bu tür seyreltmeden amaç az yaprak ve çok meyveyi atmaktır. Böylece meyvenin atılması ile ağaçlar bir miktar sürgün yapma imkanına kavuşmuş olur.İki yıl da bir budama yerine her yıl yapılan hafif bir budama genellikle verim yönünden en iyi sonucu vermektedir.
Budama zamanı; Ağaçlar yılın her zamanında budanabilir ancak budama soğuğa karşı ağacın direnci azalacağından soğuk tehlikesi olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Ilık yerlerde kışın veya ilkbaharda yapılır. Kanserde bulaşık yerlerde yağışsız ve sıcak bir mevsimde, çok bulaşık durumda yaz içinde budama yapılmalıdır. Kurak bölgelerde budama mümkün olduğunca geç yapılır. Zira budamadan önce yağış miktarının bilinmesi gerekir.Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytin ağaçları da çok zayıf veya çok kuvvetli değil, orta kuvvette oldukları zaman en verimli olurlar. Sulama, gübreleme, budama, gibi bakım işleri ile bu durum sağlanabilir.
Budamaya başlamadan önce ağaçların durumu gözden geçirilir;
-İyi bir mahsul alınmışsa, orta bir budama yapılır.
-Yağış kıt, sulama yapılmamışsa ağır bir budama yapılır.
-Toprak şartlan iyi ,gübre ve suda kullanılmışsa hafif budama yapılır.
-Hastalık ve zararlıların etkisi ile zayıflamışsa ağaçlar daha fazla budanır. Soğuk kış devrelerinden sonra soğuk zarar görmüş ağaçlarda yaprak dökümü, kabuk çatlama, filiz kurumaları olur. Böyle ağaçlardan zarar görmemiş gözlerden ilkbaharda bol sürgün meydana gelir. Eğer soğuktan hemen sonra kesim yapılırsa zarar görmemiş gözlerden sürecek sürgünler kesilmiş olabilir, o nedenle soğuk zarar görmüş ağaçlarda kesim işini Haziran-Temmuz da yapmak gerekir.
Budama Uygulaması;
-Zeytin ağacında kesim işine ağacın tepesinden başlanarak aşağıya doğru inilir. Ağacın üst kısımları daha çok özsu çektiğinden aşağı kısımlara göre daha ağır budamaya tabii tutulurlar.
-Ağaç üzerindeki oburlar kesilir. Ancak eğilmiş, uzamış, zayıflamış dallar-dan çıkan bu dalların yenilenmesinde kullanılacak oburlar bırakılabilir.
-Kurumuş çok zayıflamış dallar kesilir.
-Yapraklı bir sürgünün ucu kesilir. Uç alma daha çok şekil budamasında kuvveti azaltacak filiz ve dallarda uygulanır.
-Bir dalın alabildiğine uzamasını önlemek için dal kısaltılarak geriye alınır.
-Don, dolu, sırık, haşere zararları yanında kanser bulaşmasına, budamada sebep olabilir. Zeytin kanseri görülen yerlerde yazın, kurak mevsimde budama yapılmalı, budama nemli havada yapılıyorsa budama aletleri dezenfekte edilmeli, budamadan sonra ilaçlama yapılmalıdır.
Gençleştirme Budaması;Zeytinliklerde yaşlanma veya hatalı bakım, budama, şiddetli kuraklık, aşın soğuklar, hastalık veya zararlılar nedeniyle vaktin-den önce verimden düşen ağaçlarda gençleştirme budaması yaparak iyi bakım tedbirleri ile tekrar mahsuldar hale getirmek mümkün olur.Zeytin, gençleştirme budamalarına en dayanıklı ağaçların başında gelir. Yaşlı ve verimden düşmüş ve zeytinliklerin gençleştirilerek ıslahı genellikle taçta, ana dallar seviyesinde ve gövde seviyesinde, ayrıca dipten toprak seviyesinden olmak üzere üç esasa göre yapılmaktadır.
1-Taçta İskeletik Budama:
Bu budama uzun yıllar ihmal görmüş yada aşırı kuraklık şiddetli soğuk veya hastalık ve zararlıların tahribatı sonucunda-taçla verimden düşmüş ve gerileme görülen ağaçlarda uygulanır.Burada esas kaide ağacın üst ve yan uçlarında bilek kalınlığındaki dallar muhafaza edilir, çapı 3-5 cm den a/ kalınlıktaki bütün dal ve dalcıklar budanarak çıkarılır.
İskeletik budama uygulandıktan sonra 2-3 yıl içinde taçta latent gözlerden yeni sürgünlerin teşekkülü ile verimlilik yeniden meydana getirilir.
2-Ana dallar veya gövde seviyesinde yapılım gençleştirme;Ana dalların gövdeye bağlandığı kısım iyi ise dallar gövdeye 30-35cm. mesafeden budanarak kabaklanan kesim yerleri perdahlanarak macunlanır. Eğer ağaç henüz bir miktar mahsul vermekte ise kesimler tedrici olarak yapılabilir. Tedrici kesimlerde ilk yıllarda bilezik alınıp ertesi yıl kesilebilir. Tedrici gençleştirmede bilezik alma işlemi her iki yılda bir ana dallar üzerinde aynı yükseklikte, sıra ile uygulanmalı ve böylece gençleştirme 6-8 yıl içinde tamamlanmış olmalıdır.Bilezik alma işlemi ağaç mahsul yılına girerken en geç 15 Şubata kadar uygulanırsa o yıl bu ağaçlardan bol mahsul alınır. Ertesi yıl bilezik alınan dal mutlaka ç ikan l malıdır. Ayrıca av m yıl bileziğin allından gençleştirmeyi kolaylaştıracak kuvvetli sürgünler teşekkül eder. Bu sürgünlere ilk yıl dokunulmaz ertesi yıl bir kısmı seyreltilip iyi durumda olan dört beş sürgün seçilerek daha ertesi yıl bir seyreltme daha yapılır, seçilen sürgünlerin fazla yükselmesine meydan verilmez, tali sürgünlerin yanlara doğru gelişmesi sağlanır.Ağacın gövdesi yüksek, aynı /.amanda dallar da yükselmişse ağacın gövdesi 40-60 cm yükseklikte olacak şekilde dipten 7Ü-80cm mesafeden gövdeye l cm genişlikte çepeçevre bilezik alma sapılarak açıcın boyu indirilir. Bu işlem ağaç verim yılına girerken uygulanırsa o yıl bol ürün alınır.Eğer gövde yabani ise yine aynı yükseklikten gövde etrafına birkaç tane yama aşı yapılır. Aşılar tuttuktan sonra bunların sürmesi için aşı yapılan yerlerin ü/erinden yanıtı boğmalar yapılır. Aşı tatbikinden 2-5 yıl sonra aşı yerinin 30-35 cm yukarısından çepeçevre bilezik alınır ve ertesi yıl ağaç aynı noktadan kabaklanarak gençleştirilmiş olur. Verimsiz topraklarda bilezik alma veya boğma yapma sakıncalı olabilir.
3-Ağacın dipten kabaklanması; şayet gövde yaralanmış, yanmış, hastalık ve haşerelerden tahrip olmuş ise veya yaşlanarak içleri boşalmış, kurumaya yüz tutmuş ise gövde toprak seviyesine yakın kesilerek kabaklanır. Kesim yeri perdahlanır, çürümeyi önlemek için ince bir tabaka yağlı boya astar sürülür.Tedricen yapılacak dipten gençleştirmelerde ağaç mahsul yılına girer 1-2 cm genişlikte gövdenin dip kısmından bilezik alma uygulanmalı esas kesim daha sonraki yıllarda yapılmalıdır. Böylece daha o yıl bileziğin altından teşekkül edecek sürgünler gençleştirmeyi garanti altına alacak ve hem de ağaçtan mahsûl alınacaktır, ilk yıl sürgünler gelişmeye bırakılıp ertesi yıl bir miktar seyreltilmelidir. Üçüncü yıl bir seyreltme daha yapılarak seçilmiş sürgünler uçları alınarak fazla yükselmeler önlenmelidir. Daha sonra bunlar üzerinde taze dalların gelişmesi sağlanmalıdır.
Dipten kabaklayarak gençleştirmede ağacın toprak üstü kısmen gençleşmekte toprak alt kısmı gençleşmeden kalmaktadır.Kök aksamımda gençleştirmek amacıyla; yaşlı ağacın dip kısmı açılarak, kalın bir kökte bir parça yumru kesilip gövdeden ayrılması şeklinde bir uygulama yapılabilir. Kesim yeri 10 cm kalınlıkta toprak tabakası ile örtülerek bir işaret kazığı ile yeri belli edilir. O yıl burada teşekkül eden sürgünlerden bir kısmı seçilir. Diğerleri kesilir. Bu sürgünlerin 4-5 yıl içinde büyüyüp meyveye yatması için, ana ağacın gölge yapacak kısmı, ağır bir şekilde budanır.Bu arada ana ağaç mahsul vermeye devam eder ve 5-6 yıl sonrada tamamen dipten çıkarılır.
Genç sürgünler ise kesilen kök kısmından dipten yeni genç kök sistemi oluşturur.Bakım şartlan uygun alanlarda gençleştirilen her ağacın ortasına bir yeni fidan dikilerek kesafetin arttırılması da pratik bir yoldur.
Zeytinlerin Gübrelenmesi:Zeytinlerde gübreleme ocak-mart aylarında 15-20 cm. derinliğe uygulanır. En iyi gübreleme programı toprak ve yaprak analizlerinin sonuçlarına göre oluşturulabilir. Ancak genel bir bilgi olarak verim çağında ve toprak verimliliği normal bir durum gösteren zeytinliklere verilmesi gereken gübre miktarları kısaca şöyle özetlenebilir.
Ürün Miktarı
Azotlu gübre Amonyum Sülfat yada
Amonyum Nitrat
Fosforlu gübreler Sülfat fosfat
(% 18 fosfor)
Potasyumlu Güb. Potasyum sülfat
(%50 Potasyum),
Organik Gübre(%5 Azot)
25 Kg ; ve daha az ürün veren
1,5-2
0,75-1
0,75-1
60-80
25-50 kg arasında ürün veren ağaçlar
2,5-3
1,25-1,5
1,25-1,5
100-120
50-100 kg arasında ürün veren ağaçlar
4-5
2-2,5
2-2,5
100-200
Not: Yukarıdaki rakamlar ağaçların verim durumlarına göre bir ağaca verilecek kg olarak gübre miktarlarıdır.
-İlk tesis yıllarında toprağı organik madde bakımından zenginleştirmek amacıyla yeşil gübreleme yapılabilir. Yeşil gübrelerin (Bakla, Bezelye, fiğ vb.) tohumları Sonbaharda ekilir, Nisan başında toprağa karıştırılır. Ekim sırasında dekara 25-30 kg. Süper fosfat ve 15-20 kg potasyum sülfat verilir.
-Süperfosfat ve potasyum sülfat gübreleri iki yılda bir kök derinliğine uygulanır.
-Çizelgede önerilen kimyasal gübrelerin yerine kompoze gübreler kullanılacaksa orta boy bir ağaca 15-15-15'ten 3,5 kg., 20-20-20'den 3 kg. verilmesi uygundur. Bu miktarlar ağacın yaşı ve verim durumuna göre azaltılıp, çoğaltılırlar.
-Zeytinlere hasadın arkasından, kış toprak işlemesinden önce hiç olmazsa üç yılda bir dönüme 2-3 ton çiftlik gübresi verilmelidir.
-Gübrelerin Verilme Zamanı: Azotlu gübrelerin 1/3 miktarının Sonbaharda 2/3 miktarının ilkbahar (şubat ve mart ortasına dek) verilmesi öneriliyorsa da bir defada Mark ayı içinde de verilebilir.Fosfor ve potasyumla gübrelerin taş başında verilmiş olmaları gerekir. Bu gübrelerin uygulama güçlükleri ve masraflı olmaları nedeniyle 2-3 yıllık miktarlarının bir defada verilmesi mümkündür.
Zeytinlerde Toprak İşlemesi: Zeytinliklerde toprak işleme, yabancı otlan öldürme, yağış ve sulama sularının toprağa hızla işlemesini sağlama amacıyla yapılır. Toprak işleme üç grupta incelenebilir.Birinci kış başında yapılan toprak işlemesidir. Hasattan sonra zeytinlikler iki kat sürülür. Bu şekilde toprak yağmur sularını daha iyi tutar ve hızla emer.İkinci toprak işleme çiçeklenmeden 15-30 gün önce kaymak kırma ve yabancı otlan öldürmek amacıyla ve daha yüzeysel yapılır.Üçüncü işlemeyse Eylül ayında yapılır. Bu işlem zeytin tanelerinin daha kolay toplanmaları ve otlar arasında bulunamayan tanelerden dolayı meydana gelen kayıpların en aza indirilmesi için zeytinliklerin tırmık ile düzeltilmesinden ibarettir.
Zeytinliklerde Sulama:
Zeytin yıllık 650-700 milimetre yağış ister. Bunun altında olan miktar sulama ile tamamlanmalıdır.Zeytin suya en çok çiçeklenme-tane tutma dönemi (nisan-mayıs) ile çekirdeğin sertleşmeye başladığı dönemde (ağustos-eylül) gereksinim gösterir.Bu zamanda suyun yeterli olması hem tane tutumunu arttırır, hem de tanenin irileşmesini sağlar. Tam çiçeklenme ve tane tutumu sırasında sulama uygun değildir. Bu dönemden hemen önce sulama yapılmalıdır.Ağaçlarda genel bir durgunluk görülmesi ya da yaprakların pörsümesi su yetersizliğinin belirtileridir. Verile suyun yeterli olup, olmadığı kök bölgesinde 1-1,5 metre derinlikte burgu ile alınacak toprağın nemi ile kontrol edilir. Bu derinlikte toprak kuru ise sulama yetersizdir.Genel olarak dekara 400 ton suyun hesaplanması gerekir. Meyil derecesine göre, sulama yöntemleri değişiklik gösterir; Meyilli zeytinliklerde yalak veya tava usulü, Az meyilli zeytinliklerde karık veya çizgi usulü sulama uygulanır.
Kışı sert geçen yörelerde dona karşı dayanıklılığı arttırmak için yaz sonu yada Sonbaharda ağaçlara fazla su vermekten kaçınmalıdır.
Her sulamadan sonra toprağın yüzlek olarak işlenmesi, suyun buharlaşarak ya da yabancı otlar tarafından alınarak kaybolmasını önlemek bakımından gereklidir.
Hasat:
Hasat Zamanı: Zeytin meyvesi sofralık ve yağlık olmak üzere iki amaçla değerlendirildiği için farklı olgunluk devrelerinde toplanır.
Sofralık olarak ta yeşil ve siyah olum devrelerinde hasat edilir. Yeşil zeytinlerde hasat zamanı tane renginin yeşilden sarıya döndüğü dönemdir. Genelde 15 Ekim'de başlar. Siyah sofralıklarda ise çeşide özgü rengi alması beklenir. Bunun hasadı da Kasım-Aralık aylarında olur.Yağlık zeytinler olgunlaşınca tane yumuşar, elle sıkışınca meyvenin suyu akar ve kabuk etten kolayca ayrılır. Bölgemizde yağlık zeytinlerin hasadı 15 Kasım'dan sonra başlar.
eyup2059
11-12-2005, 13:35
bu bilgiler ziraatci.com sitesinden alınmıştır :)
sagitarius
11-12-2005, 14:28
:gulen: :hayır: :hayır: Ülkemizde birçok tarım ürününde olduğu gibi zeytinde de yanlış politikalar nedeniyle bu yıl Marmara birlik geçen gün yaptığı açıklamada zeytin alımını durdurdu oysa daha zeytin dalında hamken tüm çifçilerden nekadar zeytin üreteceklerini sormuş bu sene alacağı zeytin miktarını açıklamıştı Marmara bölgesinden 71.000ton zeytin alacaktı.Çifçi için marmara birlik marmara birlik için çifçi olmazsa olmazlardan vazgeçilmez bir unsurdur Bu cuma gemlik umurbeyde bu konuyla ilgili tarihte ilk defa miting düzenlendi medya bu konuya hiç yer vermedi desek yeri vardır sözde gemlikli çifçiden 40.000ton zeytin alıp alımı durduran marmara birlik depolarımız dolu bişey yapamayız diyor hiç bir yetkili bu konuya eyilmiyor başındaki adam erdekli gemlik zeytini diye bu yaz tüm türkiyeye erdek zeytini satarak hem ülkemin insanlarını kandıracak hemde bu sene fazla kâr elde edeceğini zannediyor ama düşünmüyor yılların marmara birliğinin adını lekeleyecek hemde gemlik zeytininin tadını değiştirecek hep söylenir tarım ülkesiyiz diye krediler veriyoruz tarımı destekliyoruz diye fakat tarımın zeytinide-tütünüde-şeftaliside-buğdayıda-fındığıda bu tip yanlışlarla bitmek üzere artık köylü ATAmın dediği gibi ''Köylü milletin efendisidir'' desteklenmeyen kendi haline bırakılmış yanlız kalmış bir efendi ...
Arkadaşlar zeytincilik yapmak çok güzel hem ülke için hem üreten için geliride çok iyi iyi bakıldığında fakat bu işe girerken ülkemizin tarım politikasını da çok iyi analiz edip öyle para yatıralım yinede bende zeytin üretiyorum bundanda çok memnunum.
Madalyonun arka yüzünüde yazalımki zeytin yatırımcıları DİKKATLİ davransın saygılar bol kazançlar:tamam: :tamam: :tamam:
______________
SAGİTARİUS
Altının ne olduğunu mihenk, cimrinin kim olduğunu dilenci bilir.
Sadi
bu bilgiler ziraatci.com sitesinden alınmıştır :)
Hocam iyi ettin ya.Bilgileri bir kez daha bir arada bulmak iyi oldu.Eline sağlık.
Zeytincilik yatırımı bizim işlerimizin bir parçası.Bu konuda emeği olan herkesi takdir ediyorum.
Yüzyılımızın bitkisi olan zeytine gerekli önemi verelim.Petrolden bile kıymetli.Belki bir gün "petrol savaşları" gibi "zeytin savaşları" bile çıkabilir.Her ne kadar barışın sembolü ise de...
Tadımdan önce parfüm, makyaj ve stres yasak (http://www.milliyet.com.tr/2005/12/11/pazar/paz09.html)
Tariş'in zeytinyağı tadımcılarından Meltem Zengin: "Hiçbir şeyden etkilenmeden, sadece tadarak ve koklayarak karar vermeliyiz. Parfüm, deodoran, makyaj malzemesi, kokulu sabun kullanmıyoruz"
ilber ortaylı'nın yazısını buraya göndermeye karar verdim. hem yazının konusuyla ilgili bir başlık bulamadım, hem de buraya yazan-okuyan kişilerin yazıyı daha iyi değerlendirecektir sanırım.
Göç konusunda panik başladı (http://www.milliyet.com.tr/2005/12/11/pazar/yazortay.html)
İlber Ortaylı
Büyük şehirler modernleşmek için çok çaba harcıyor ama buralara göç eden nüfus bunları yutuyor. Kentlerin takati azalıyor. Ayrıca kırsal alan şehre aktıkça Türkiye'yi besleyemez hale gelecek. Durum hiç iç açıcı değil
Merhaba
Okumaktan hoşlandığım bir topic...
Ne olur yazmaya devam edin.Azıcık olan bilgilerimi paylaşmıştım zaten.
Ama bu yeterli değil dostlar
Hakikaten yazın.
Yani 7 bölüm tekmili birden bir topic olsun.
Canım zeytinler canım doğa.
Saygılarımla
Yahu yatırımcı gibi düşünsek ya:
Kivi, kiraz, elma, zeytin bunları karşılaştırsak... İkinci olarak göbek, maydonoz gibi ürünler ile risk düşürsek... Atıyorum... Kiraz frekasn yılda bir ise bu riski niye alayım.. Risk çok yüksek....
eyup2059
13-12-2005, 22:48
Yahu yatırımcı gibi düşünsek ya:
Kivi, kiraz, elma, zeytin bunları karşılaştırsak... İkinci olarak göbek, maydonoz gibi ürünler ile risk düşürsek... Atıyorum... Kiraz frekasn yılda bir ise bu riski niye alayım.. Risk çok yüksek....
İşte size fırsat sayın hbice karşılaştırın bu dediklerinizi bizde faydalanalım.şimdiden teşekkürler.
cok faydalandım tesekürler
yazanlara
çekirdeği kahverengi değil de siyah olursa boya kullanılmıştır diye bir sey duymuştum
bu ne kadar doğru
bu yaz kozak yaylasından iri çizme zeytin almıştım 4 kıloyu kısa zamanda bitirdim .ama istanbulda bulamıyorum
istanbul da bulabileceğim yer bilen var mı acaba
sagitarius
14-12-2005, 13:56
Arkadaşlar daha öncedende yazmıştım ben Gemlikte oturuyorum zeytin dikmek isteyen arkadaşlara duyurulur:gemlikte zeytin fidanı 70cm-100cm arasında olanlar dikilmeye hazır şekilde 1.200ytl fiyattan satılıyormuş pazarlık ve vade şeklinde değişiklik de olabiliyormuş ilgilenen arkadaşlar araştırıp diyer yerlerdende fiyat alarak ve kalitesi konusunda bilgilenip alsınlar ben fidanlar hakkında fazla bir bilgiye sahip deyilim ama isteyen olursa buradaki fidancıların telefonunu bulabilirim bir gemlikli olarak bu kadarınıda yapayım diye düşündüm saygılarr:tamam: :tamam: :tamam:
_______________________
Devlet ne denli bozulmuşsa, kanunların sayısı da o denli çoktur.
Tacitius
SAGİTARİUS
çekirdeği kahverengi değil de siyah olursa boya kullanılmıştır diye bir sey duymuştum
bu ne kadar doğru
Duyduğunuz çekirdeği değil et rengiyle olmalıdır, zeytin doğal olarak kahverengili siyahlı olarak karışıktır, kötü niyetli bazı üreticeler zeytini kimyasallar kullanarak rengini iyice siyahlaştırarak satışa sunmaktadırlar. Kullanılan kimyasallar çoğunlukla kanser yapıcı olup sağlığa zararlıdır.
tesekürler sn kasved
baska ipuçları var mı acaba kimyasal kullanılıp kullanılmadığına dair
1 yasındaki kızım korkunç siyah zeytin yiyor . ben de tedirgin oluyorum
yesil zeytinde bu konuda tedirgin olmaya gerek yok herhalde
kapadokya
15-12-2005, 00:12
[QUOTE=sagitarius]Arkadaşlar daha öncedende yazmıştım ben Gemlikte oturuyorum zeytin dikmek isteyen arkadaşlara duyurulur:gemlikte zeytin fidanı 70cm-100cm arasında olanlar dikilmeye hazır şekilde 1.200ytl fiyattan satılıyormuş pazarlık ve vade şeklinde değişiklik de olabiliyormuş ilgilenen arkadaşlar araştırıp diyer yerlerdende fiyat alarak ve kalitesi konusunda bilgilenip alsınlar ben fidanlar hakkında fazla bir bilgiye sahip deyilim ama isteyen olursa buradaki fidancıların telefonunu bulabilirim bir gemlikli olarak bu kadarınıda yapayım diye düşündüm saygılarr:tamam: :tamam: :tamam:
Sayin sagitarius,
Fidanci telefonlarini iletebilirseniz cok sevinirim.
70-100 cm'lik fidanlar kac yillik acaba. Saniyorum 3 yildan sonra urun alinabiliyor. O yuzedn kac yillik oldugu önemli.
Bizde 3 arkadas Yalova'da zeytin bahcesi kurmayi planliyoruz. Birkac 1000 adet
zeytin fidesi alma planimiz. Eger tanidiginiz, bildiginiz üreticiler varsa, iletisim bilgilerini verebilirseniz memnun olurum.
Tesekkurler...
sagitarius
15-12-2005, 21:38
[Sayin sagitarius,
Fidanci telefonlarini iletebilirseniz cok sevinirim.
70-100 cm'lik fidanlar kac yillik acaba. Saniyorum 3 yildan sonra urun alinabiliyor. O yuzedn kac yillik oldugu önemli.
Bizde 3 arkadas Yalova'da zeytin bahcesi kurmayi planliyoruz. Birkac 1000 adet
zeytin fidesi alma planimiz. Eger tanidiginiz, bildiginiz üreticiler varsa, iletisim bilgilerini verebilirseniz memnun olurum.
Tesekkurler...[/QUOTE]
Dha öncede söylemiştim ben zeytin fidanından pek anlamam bu işi yıllardan beri profesyonelce yapan gemlikte tanıdığım fidancinın telefonunu verebilirim bu konuyla ilgili merak ettiğiniz herşeyi sora bilirsiniz ismi Kemal 0537 4053787 daha önce kendisine bahsettiğim için konuyla azda olsa bilisi mevcut umarım yardımcı olabilmişimdir..:) :) :)
_________________
Herkes bir şeyden hoşlanmaz ki... Kimi gider dikeni koparır, kimi gülü.
(Seneca)
SAGİTARİUS
ANALİZATÖR
24-12-2005, 18:38
tarım il müdürlüğünden fidanlarımı aldım. hava yağışlı. dikemiyorum şu an. tarlayı mısırı biçtikten sonra kötenle sürdürdüm. hava açarsa birdaha toprağı karıştırıp düzleyip çukurları açacağız inşallah. kafama takılan üst toprak alt toprak meselesi---dikim mesafesi ve şekli--- 60*60çukur açacağız (düz arazi .)gemlik tipi fidan aldık. dölleyici olarak ne kullanalım. çukurlar karemi yuvarlakmı açılmalı. dölleyici olarak 10 adet gemlik fidanı için 1 adet ayvalık kullan diyolar. buralarda ayvalık çeşidi bulmak zor. dölleyici olarak ayvalık kullanmam şartmı. tarlaya tamamen gemlik diksem olmazmı.mutlaka gerekiyorsa bulmaya çalışacam. birde fidanlar şu an dış ortamda duruyo. zarar görürmü 1-2 ay beklese.saygılar.tüplü fidan.
yurtman42
24-12-2005, 19:20
tesekürler sn kasved
baska ipuçları var mı acaba kimyasal kullanılıp kullanılmadığına dair
1 yasındaki kızım korkunç siyah zeytin yiyor . ben de tedirgin oluyorum
Kırmızı bantta az tuzlu ,Ortada Gemlik-Fora ,85 derece PASTÖRİZE,yazan net 750 g. mavi konserve tenekede zeytini alırsanız(İş Bankası kuruluşudur) güvenle yersiniz.Zaten açınca et ve çekirdek renginin siyah olmadığını görecek ve bu konu da bir açıklamayı da üzerinde okuyacaksınız.Simsiyah etli ve çekirdekli zeytin yemeyin ve çocuğunuza yedirmeyin. O oluşum kimyasal maddelerle-sudkostik gibi-sağlanıyormış...
benim eski yazılarıma gözatmanız yararınızadır..
not: Gemlik tipi kendi kendini dölleyicidir,ama yinede 40-50 fidana domat tipi fidan kullansanız iyi olur..
fidanları şimdi dikmeyecekseniz kök sistemlerinin zarar görmemesi için torbaların üst seviyesine kadar talaş-toprakla kapatınız..
fidan alırken boy hiç önemli değildir,kalem kalınlığı önemlidir..sigara kalınlığında yüksek boylu fidan alacağınıza,kısa ve çapı 10-15 mm. kalınlıkta ve çatallı fidanları seçiniz..ve mutlaka 1 yaşlı olsun..
dikimde torbada kıvrılan ve torba içinde dolanmış kökleri ve tabandaki keçelenmiş kökleri temizleyiniz..
çukur dibini 1-1,5 kilo triple süper fosfat ve potasyum sülfat gübrelerini sacayağı şeklinde toplu olarak mutlaka koyunuz..
fidan sıralarını hakim rüzgar istikametine denk getiriniz..
toprak tava gelmeden,çamur bir vaziyette dikim yapmayınız..
alttan çıkan toprağı hiç kullanmamaya bakınız,çukurları iyi toprakla kapatınız..
tarlanın genelini enine boyuna 80-90 cm. patlatma yapmadan dikim yapmayınız..
ANALİZATÖR
24-12-2005, 20:22
şu an fidanların bir kısmı torak zeminde dışarda bir kısmı evin altında kapalı mekanda yine toprak zeminde poşet tüpte duruyor.dışarda olanların üstüne yağmur yağdı. diğerleri yağmur görmedi. kaç günde bir sulamalı diğerlerini. birde özürdilerim talaş toprak ne demek anlamadım.tarlanın genelini 35-40 cm derinliğinde sürdük. mısır sapları alta geldi. üstüne yağmur yağdı. tarla tava gelince sürecez yaylı kültüvatörle. patlatma şartmı.her çukura 1yaşlı fidan için kaç gram veya kilo olarak hangi gübrelerden koyalım. tek tek yazarsanız memnun olurum. bu iş bayağı yoracak beni. ama olsun seviyorum zeytini.alttan çıkan toprağı hiç kullanmayın demişsiniz 60*60 çokur eşeceğim. nekadarı alt topraktır ilk 20 cm mi --yoksa 15 cm mi verimli topraktır.
-fidanlık tesisinde 5 li 7 li patlatma yapmak şarttır;bu işlem bugüne kadar pullukla kadar yapılmış sürümlerde oluşan pulluk tabanını yırtarak yağışların toprağın alt katmanlarında depo edilmesini sağlar..mısır saplarının ne olduğu pek önemli değil..aslolan toprağı derin bir şekilde yırtmaktır,bu işlem ileride fidanlarınızın daha iyi köklenmesine sebep olacaktır..burada amaç yağmur sularının sel olup gitmesini tarla dışına akmasını önlemek ve zeytin için yıllık 600-700 mm.lik yağışı absorbe etmektir..sonradan patlatma yapacağınıza şimdi yapın ve fidan dikeceğiniz yer de karışsın,yırtılsın,kabarsın,sonradan yapacağınız patlatmanın fidan diktiğiniz yere faydası olmaz..ancak etrafına olur..patlatmadan önce dekara 2-3 traktör veya tahmini dikim yapılacak yerlere 100-150 kilo hayvan gübresi atarsanız çok çok iyi our,o da karışmış olur..
-fidanları torbaların üst seviyesine kadar talaş veya toprakla örtülmesini kastettim..illa talaş olması şart değil..kolaylık açısından yazdım talaşı..fidanları kapalı yerde değil doğal ortamda muhafaza edin..açıkta yani..sulamanıza gerek kalmaz yağmur yeterli olur..
-enine ve boyuna 1-2 defa patlatma yaptığınız takdirde çukurları 30-40 cm.derinlikte açmanız yeterli olabilir..çap 60 cm..olu tabi..triple ve p.sülfat gübrelerini çukur kenarına üç noktaya sacayağı şeklinde toplu olarak koyun,gübreyi dağıtmayın..her iki gübreden de 1.5 kilo olmalı..bu gübre 2 yıl yeter..(3. yıl tekrar dal izdüşümlerine 20 cm. derinlikte 2 şer kilo daha koyarsınız..)sonra üstünü 4-5 cm. toprakla kapatın sonra fidanı dikin..dikimden sonra toprağın üstüne de 100-150 gram amonyum sülfat saçıp karıştırın..
-genelde 15-20 cm. toprak katmanı verimli toprak sayılır..patlatma yaparsanız alt-üst davası kalmaz..
gerçi bu tür şeyler eski yazılarımda var ama gene yazayım;FİDANLARI KESİNLİKLE DERİNE EKMEYİN..torbanın üst seviyesinden 5-10 cm aşağısı yeter..
ANALİZATÖR
24-12-2005, 21:53
çok iyi yanmış hayvan gübresi bulmak zor. bunun yerine piyasadan bulabileceğimiz organik gübre diye satılan humik asit içeriyormuş onlardan kullansak olurmu.kükürt de tavsiye ediyorlar ne dersiniz. saygılarımla.
yanmış hayvan gübresi genelde çoğu besin değerini yitirmiştir..çünkü bizim köylümüz bu tür gübreyi su geçirmeyen havuzda üretmediği için yağan yağmur sularıyla birçok besin kaybolmaktadır..taze hayvan gübresi daha makbuldür ve ucuzdur,bazen çok cüzi bir parayla bile bulunur..
bu taze hayvan gübresini bulamaç haline getirip fidanlara verin,sulamayı da ihmal etmeyin bakın nasıl çılgınca büyüyecek fidanlarınız..bunu yaptığınız takdirde kimyasal gübre vermeniz gerekmez..yalnız bunun bi mahzuru danaburnu üretebilir ve bunlar fidanlarınızın köklerini yiyebilir..bu yüzden yeni dikilmiş fidan diplerine hayvan gübresi koymamak daha iyidir..çevresine ve köklerin gelişeceği bölgeye konabilir ve mutlaka toprağa gömülmelidir..
humik asitin toprağı düzenleyici,mikroorganizmaların çalışmasını arttırıcı,toprağın su tutmasını sağlayıcı,kökleri islah ve tamir edici pekçok yararı vardır..ben her sulamada azda olsa kullanırım..ama humik asit düzenleyicidir,besleyici değildir tek başına..azot,fosfor,potas gibi temel elementleri ve diğer bor,bakır,çinko,mangan,manganez,demir,kükürt gibi mikrobesinleri içermez..
kullanacağınız amonyum sülfatta kükürt olduğu için ve her yıl birkaç kez yapacağınız bordo bulamacı uygulamalarında da kükürt olduğu için ayrıca kükürt kullanmaya gerek yoktur..kükürt ve mangan zeytin ağacının -7 deki donma riskini azaltır,aldığı bu maddeler sayesinde biraz daha donlara karşı mukavemet kazanır..
ANALİZATÖR
26-12-2005, 18:32
dölleyici olarak ne çeşit kullanacağımı bilemiyorum. ayvalık kullanacaktım. çiçek açma zamanı farklı olmaz dediler. diyen bir ziraat mühendisi .ne kullanacağım ozaman. yardımınız lütfen ? 5*5 mi yoksa 6*4 dikimmi daha iyi olur düz arazi için. güneşi alma bakımından tarlayı işleme v.s yönünden saygılar.
ziraatçilere ne kadar çok sorarsan o kadar kafanı karıştırırlar..
-gemlik kendi kendini döller..ama 40-50 fidan arasına domat dikseniz iyi olur..çiçek zamanı aynıdır..çiçek açma zamanını bulunduğu yöre ve iklim şartları belirler..
-araziniz düz ve verimliyse ve bodur zeytinlik amaçlıyorsanız 5X5 ten aşağısı olmaz..arazi verimsizse ve traktörle bakım işlerini yaparım diyosanız 6X6 olur..
-sıraları yöredeki ana rüzgar yönüne paralel yapın..
ANALİZATÖR
26-12-2005, 20:01
6*4 yaparsan daha iyi güneş alır dedniyo. yani dikdörtgen dikim daha iyi mi güneş alır, kare dikime göre.yani 6*4 mü 5*5 mi iyi olur.gerçi ikisindede birim alandaki zeytin sayısı aynı. ama ilerde seyreltme yapmak gerekirse 6*4 daha iyi mi olur. 4 leri kaldırsan 6*8 olur. fikriniz lütfen. saygılarımla.burda domat yok.ayvalık kullansak olurmu dölleyici olarak 10 ağaca 1 adet.dölleyici türü tarlanın dış çevesine dikmekle aralaa dikmek arasında verim bakımından dölleme kalitesi bakımından farklılık olurmu. saygılar.
sevgili Analizator,
tarladaki çalışmaların sırasında fotoğraf çekebilme imkanın var mı acaba? Çalışmalarını, fotoğraflarla desteklersen benim arşivim için çok makbule geçecek... :tamam:
saygılar...
6*4 yaparsan daha iyi güneş alır dedniyo. yani dikdörtgen dikim daha iyi mi güneş alır, kare dikime göre.yani 6*4 mü 5*5 mi iyi olur.gerçi ikisindede birim alandaki zeytin sayısı aynı. ama ilerde seyreltme yapmak gerekirse 6*4 daha iyi mi olur. 4 leri kaldırsan 6*8 olur. fikriniz lütfen. saygılarımla.burda domat yok.ayvalık kullansak olurmu dölleyici olarak 10 ağaca 1 adet.dölleyici türü tarlanın dış çevesine dikmekle aralaa dikmek arasında verim bakımından dölleme kalitesi bakımından farklılık olurmu. saygılar.
kardeşim güneş ışıklarını sen ne yaparsan yap her taraftan yansımalarla alır..6x4 5x5 hiç farketmez..ağaçlaştığı zaman da ağacın ortasında yapacağın budamalarla ışığın daha iyi alınmasını sağlarsın..seyreltmeyi niye yapacaksınki..seyrelteceğin şeyi niye şimdi ekmek zorundasınki ?
tekrar yazıyorum gemlik kendini dölleyicidir..madem bu konuda endişelisin 40-50 fidana 1 adet başka ne tür bulursan ek..istersen yabani ek..
dölleyicileri serpiştir kenarlara ortalara..merak etme tabiat ana bu işleri halleder rüzgarla,arılarla böceklerle..sen ekmesende 10 kilometre ötedeki zeytinlerden rüzgar getirir polenleri..
biraz evhamlısınız.
ANALİZATÖR
26-12-2005, 20:30
sayenizde öğreniyoruz sayın kygnad.70 dönüm arazi ye dikecem. ilk defa böyle bir iş yapacam.klasik tarım olan mısır--buğdaydan vaz geçiyoruz. herkes bu tarlaya yazık git dağbaşına ek diyor zeytini,.... sanki mısırdan ne kazandıysak ....6ay bekle 70 dönümde 2 milyar cıvarı bir kar.bunada şükür tabbiki zararde edebilirdik. çok soru soruyorum kusura bakmayın öğrenmeye çalışıyorum,yapmışken en güzelini yapayım istiyorum. saygılarımla.
bakın aşağıda gemlik döllenme bigileri var ve hangi çeşitlerle döllenmeyi arttıracağınız yazılı..içiniz rahat etsin:
Sinonimleri : Trilye, Kaplık, Kıvırcık, Kara
Orijini : Kocaeli ilinin Gemlik ilçesi
Ağaç Kuvveti : orta
Meyve Büyüklüğü : orta
Meyve Şekli : yuvarlağa yakın silindirik
Meyve Eti % : 85,86
Çekirdek % : 14,14
Periyodisite Durumu : yok
Döllenme Durumu : kısmen kendine verimli. ayvalık , çakır ,erkence.
Ürünün Değerlendirilmesi : siyah sofralık
=======================
valla basit ürünler eken çiftçinin işi bitik..
eğer kışın tarlada sular 2-3 günden fazla göllenme yapmıyorsa yaptığınız iş doğrudur fidanlık kurmakla..
söylenenlere bakmayın bizde dedikodu yapmak,yaptığın işten vazgeçirmeye çalışmak,kafa çelmek boldur..birazda hasetlik oldumu..
70 dekara mini bir bahçe traktörü almak şart size..ot-çapa işleri çok masraflıdır..ot işinde kanınızı emer elalem..
dikimden önce mutlaka enine boyuna derin bi patlatma yapın ve dikimden sonra ağır traktör sokmayın arazinize..toprak pamuk gibi geçirgen kalsın..
ANALİZATÖR
26-12-2005, 20:50
bu bilgileri yazan site varmı?birde şunu merak ettim ağaç başına verim kg olarak .4 yaşında meyve verirse kç kilo verir.5 yaşında kç kilo verir. ben burdaki köydeki arkadaşın birine dedimki 4 yıl idare edebilsen belkide 4. veya 5. yıl alacağın zeytin in geliri toplam 4 yıllık buğday -mısır gelirine yaklaşır diye tahminde bulundum. tabbiki mevlam bilir en iyisini.yani 5 yaşlı bir ağaç iyi bakılırsa 10kilo zeytin verebilirmi?
biz bu işlerde çok geç kaldık..elin arap suriyesi bile bizi solladı..gap'taki kürt kardeşler dehap-pkk işleriyle,eşkiyalık yapmakla uğraşacaklarına zeytin dikselerdi şimdi ihya olurlardı..
bizim dünyaya kafa tutan ve piyasa yapıcı bir rol üstlenmemiz için şimdiki 90 milyon ağacımızı en az 400 milyon adede çıkarmamız lazım..
türkiyede ormandan başka herşeye benziyen ama mevzuat hazretlerinin 2-b'nin müsaade etmediği ve buraya zeytin ek diye ağlayan o kadar geniş atıl çalılık arazilerimiz varki..
ANALİZATÖR
26-12-2005, 20:55
birde şu an fidanlar köyde evin avlusunda toprakta duruyor. en dıştaki fidanların etrafını toprakla besledik. bütün fidanlar birbirine destek olacak şekilde dip dibe duruyor. içerdekileri tavsiyeniz üzere dış ortama çıkardım.yani bütün fidanları tüpe kadar toprağa gömmedim. sık bir şekilde bir araya getirip endıştakilerin etrafını toprakla 10-15cm kadar besledim.fidanları dikmemiz tahminim 1 ayı geçer.dışarda bişe olurmu?kökler veya fidanların gövdeleri soğuktan etkilenirmi? bundan endişe ediyorum bir tek.
ANALİZATÖR
26-12-2005, 20:59
zeytini çok seviyorum herkesede tavsiye ediyorum.sevabı yeter be?ne demiş efendimiz (s.a.v.) kıyametin kopacağını bilsen,elindede bir ağaç olsa onu yinede dik demiş. güzel bir iş bu,hayırlı bir iş . inşallah başarılı olurum.
ANALİZATÖR
26-12-2005, 21:13
patlatma yapacam ama 1metreden patlatmayı yapacak güçte traktörü olan birini bulmak lazım. traktörler hep zayıf.şu an derin bir kötenle sürülmüş vaziyette tarla. yağmur yağdı üzerine. toprağın tava gelmesini bekliyorum. en fazla 40 cm kadar derinden sürmüşüzdür kötenle.siz belkide pulluk diyorsunuzdur. işte o aletle sürdük. ama 2sene önce tarla icara verildiğinde güçlü bir traktörle 80cm den patlatma çekilmişti tarlaya.o bize hala fayda sağlarmı. yoksa illaki araştırıp cıvar köylerden traktör bulayımmı?çukurları 60*60 eşecem.dediğim gibi 35-40cmden derin bir sürüm yaptık.bundan sonrada toprak tava gelince yaylı kültüvatörle birdaha tarlayı karıştırıp düzleyip ekecektik fidanları. şimdi ise patlatma işini düşünüyorum needecem bilemiyorum. hayırlısı olsun.
zeytini çok seviyorum herkesede tavsiye ediyorum.sevabı yeter be?ne demiş efendimiz (s.a.v.) kıyametin kopacağını bilsen,elindede bir ağaç olsa onu yinede dik demiş. güzel bir iş bu,hayırlı bir iş . inşallah başarılı olurum.
Zeytin doğallıktır, sağlıktır, lezzettir... Binlerce yıllık bir kültürdür... Hayattır... Sıkılan ilk danedir, süzülen ilk damladır, bandırılan ilk ekmektir... Alınteridir... Sevinçtir... Mutluluktur... Zeytin yaşama biçimidir... Sadakattır... Tutkudur... Berekettir...
ANALİZATÖR
26-12-2005, 21:17
sayın kygnad yukarıda 3-4 soru sordum . onlarada özetle bir cevap verseniz sizi bayağı yordum .kusura bakmayın.sağolun cevaplarınız için verdiğiniz ve vereceğiniz bilgiler için çok sağolun.
ANALİZATÖR
26-12-2005, 21:18
saat 19,50den sonra sorduğum sorular için.
birde şu an fidanlar köyde evin avlusunda toprakta duruyor. en dıştaki fidanların etrafını toprakla besledik. bütün fidanlar birbirine destek olacak şekilde dip dibe duruyor. içerdekileri tavsiyeniz üzere dış ortama çıkardım.yani bütün fidanları tüpe kadar toprağa gömmedim. sık bir şekilde bir araya getirip endıştakilerin etrafını toprakla 10-15cm kadar besledim.fidanları dikmemiz tahminim 1 ayı geçer.dışarda bişe olurmu?kökler veya fidanların gövdeleri soğuktan etkilenirmi? bundan endişe ediyorum bir tek.
içinizin daha rahat etmesi için imkanınız varsa çok aşırı don olayı olma ihtimali olan günlerde fidanların üstüne naylon örtersiniz..
endişeye gerek yok hiç birşey yapmasanız da zarar olmaz..ben talaşı o yüzden yazmıştım size,hafiftir,taşıması kolaydır torba aralarına 5-6 çuval talaş serpeleseniz boşlukları dolduruverir..
patlatma yapacam ama 1metreden patlatmayı yapacak güçte traktörü olan birini bulmak lazım. traktörler hep zayıf.şu an derin bir kötenle sürülmüş vaziyette tarla. yağmur yağdı üzerine. toprağın tava gelmesini bekliyorum. en fazla 40 cm kadar derinden sürmüşüzdür kötenle.siz belkide pulluk diyorsunuzdur. işte o aletle sürdük. ama 2sene önce tarla icara verildiğinde güçlü bir traktörle 80cm den patlatma çekilmişti tarlaya.o bize hala fayda sağlarmı. yoksa illaki araştırıp cıvar köylerden traktör bulayımmı?çukurları 60*60 eşecem.dediğim gibi 35-40cmden derin bir sürüm yaptık.bundan sonrada toprak tava gelince yaylı kültüvatörle birdaha tarlayı karıştırıp düzleyip ekecektik fidanları. şimdi ise patlatma işini düşünüyorum needecem bilemiyorum. hayırlısı olsun.
çiftçeker bulabilirseniz patlatmayı yapın derim..bunlar sonradan telafi edilmez..
3 lü 5 li pulluklarla 40 cm.derinlik işleneceğini sanmıyorum..tek pulluk olursa belki..onu da ufak traktör çekemez 60-70 cm. derinden..
toprağın havalanması ve geçirgenliğinin artması için patlatmayi şiddetle öneririm..bu tür şeylerde maliyet-para hesapları yapmayın derim ben..
patlatma yapılırken ben olsam karşıdan seyretmem,traktöre binerdim..çünkü hileye kaçmayacak çiftçi bulmak zor bu zamanda..sırtınızı döndüğünüz anda patlatma kolunu kaldırır biraz yukarı kuş gibi uçmaya başlar traktör..ben patlatma yaptırırken patlatma üzerine 200-300 kilo ağırlık koydum ve patlatmanın üstüne bindim..kütür-kütür gitti patlatma,kaç defa da pim kesti patlatma kollarında..
ehl-i namus çiftçi bulmak bu devirde mesele..paranı kapmaya bakarlar..
toprak ağır ve killi yapıdaysa bu kış mevsiminde kolay kolay tava geleceğini pek sanmıyorum..isterseniz patlatma işini seneye ağustos-eylüle erteleyin..
ANALİZATÖR
28-12-2005, 10:27
toprak tava gelmezsse fidanları nasıl ekeceğim.?fidan ekmemde mahzur varmı?mevlam bir fırsat verir inşallah.hayırlısı olsun.
Kanser ilacı olarak ZEYTİN
http://www.milligazete.com.tr/index.php?action=show&type=news&id=14489
borsaci19
30-12-2005, 15:23
Arkadaşlar bu başlık.çok güzel. ilgiyle okudum.
bir şey sormak istiyorum ?
Şile,Agva,Sapanca 'da Zeytin işi yapılamaz mı?
Hep ege bölgesi civarları konuşuluyor?
Ya da denense hiç mi olmaz ? Düşüncelerinizi alabilir miyim?
Teşekkürler;
Arkadaşlar bu başlık.çok güzel. ilgiyle okudum.
bir şey sormak istiyorum ?
Şile,Agva,Sapanca 'da Zeytin işi yapılamaz mı?
Hep ege bölgesi civarları konuşuluyor?
Ya da denense hiç mi olmaz ? Düşüncelerinizi alabilir miyim?
Teşekkürler;
Zeytin binlerce yıldan beri Akdeniz çanağında ve bu çanağın benzeri olan iklimsel koşullarda yetişmektedir.Sözünü ettiğiniz yerler bu iklim koşullarına benzer ise,sizde zeytin yetiştiriciliği yapabilirsiniz.
Zeytin aşırı yağışlı ve taban suyu olan yerleri pek sevmez.Bunu dikkate almak gerekir.
büyük bir olasılıkla olmaz..karayel ve poyraza açık ve kışın -7 nin altını gören yerler oralar..ekersiniz,bir-kaç yıl şansınız yaver gider,aşırı don olayı olmaz ama sert bir kış yaşandığında fidanlarınız kavrulur gider..
kuzeye kapalı vadi içlerinde belki bi ihtimal ama risk almaya değmez..
ılıman bölge ağacıdır zeytin.
Bu konu bu kadar uzun sürmez zannediyordum, fakat yazıldıkça yazılmış.
Didimde bizim site eski bir zeytin bahçesi üzerine kurulmuş. Bizim evin bahçesinde 3 tane ağaç vardı. Bir tanesi eve çok yakın olduğu için evi saran yürüme yolunu patlatıyordu, o yüzden kestik. Yıllarca dibinden dal verip durdu. Onları da kestim, fakat tekrar vermeye devam edince, 60-70 kiloluk beton parçasını üstüne kapattım ve bir daha vermedi. Bir diğeri komşu ile aramızdaki duvarın dibindeydi. Komşu "Bunu kesin, yaprakları bahçeme düşüyor" diye tutturdu. Biz yıllarca kesmedik. Bir ara eve geldiğimizde komşu "Fırtına ağacınızı kırdı bizim bahçeye düşürdü. Biz de yarısını budadık." dedi.
Özet olarak şimdiye kadar zeytinin değerli olduğu, geçime ve yatırıma yaradığı hiç aklıma gelmemişti.
Not: Kuraklığa süper dayanıyor. Bizim bahçedeki diğer meyve ağaçları yazın sulanmasın hemen kuruyup ölüyorlar, fakat zeytine hiçbirşey olmuyor. Hatta bizim yanımızdaki boş arsadaki ağaca 20 yıldır su veren falan yok, hala sapasağlam ve de zeytin veriyor. Demekki baharda aldığı su ona bütün yaz yetiyor.
Başarılar,
Sn kygnad değerli bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler... Ayrıca yeni yılınızı da kutlarım... Benim sormak istediğim gerçek bir zeytinyağını ve kalitesini nasıl ayırt edebiliriz...Bu konuda da bilgi verirseniz topik biraz daha zenginleşir sanıyorum...
zeytinyağının asit derecesi tek başına yağın kalitesini belirlemez..
hakiki zeytinyağı:
elle toplanmış,çürüksüz ve kurtsuz küflenmemiş zeytinlerin fazla bekletilmeden taş değirmende ezilip sıcak su ilave edilmeye başlanmadan önce preslenmesinden ilk elde edilen yağdır..bu yağ karanlık bir yerde dinlendirilir ve acı suyundan ayrılır..
en hakiki,doğal z.yağı budur..bunu bulmak çok zor,bulsanızda doğru olduğunu bilmek çok zor..anlamanın en güzel yolu; böyle bir yağa sıcak (özellikle )köy ekmeğini banıp yediğinizde genzinizde bir meyve aroması hissetmeniz gerekir..
toprak tava gelmezsse fidanları nasıl ekeceğim.?fidan ekmemde mahzur varmı?mevlam bir fırsat verir inşallah.hayırlısı olsun.
doğa size bu fırsatı mutlaka verecektir..
kazdığınız toprak küreğe,çapaya,kazmaya bulaşmıyorsa ve vurduğunuzda toprak dağılabiliyorsa TAV tamam demektir..
atilla17
01-01-2006, 03:24
zeytinyağının asit derecesi tek başına yağın kalitesini belirlemez..
hakiki zeytinyağı:
elle toplanmış,çürüksüz ve kurtsuz küflenmemiş zeytinlerin fazla bekletilmeden taş değirmende ezilip sıcak su ilave edilmeye başlanmadan önce preslenmesinden ilk elde edilen yağdır..bu yağ karanlık bir yerde dinlendirilir ve acı suyundan ayrılır..
en hakiki,doğal z.yağı budur..bunu bulmak çok zor,bulsanızda doğru olduğunu bilmek çok zor..anlamanın en güzel yolu; böyle bir yağa sıcak (özellikle )köy ekmeğini banıp yediğinizde genzinizde bir meyve aroması hissetmeniz gerekir..
Öyle bir tarif ettiniz ki! inanın çocukluğum aklıma geldi.Aynen dediğiniz gibi ,yağ değirmenine gittiğimiz gün sıcak köy ekmeği yapılırdı.O ekmeği değirmenden çıkarılan yağa batırıp,üzerine havanda döğülmüş iri tuz ve biraz da kırmızı biber ekerek yerdik.Genzimizde aynen dediğiniz meyve aromasını hissederdik.Neydi o günler...Saygılarımla mutlu yıllar dilerim.
TBMM, zeytinciliği mercek altına alacak
03/01/2006 00:38:18 Geri dön gönder yazıcı
ANKARA - TBMM zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin sorunlarını araştırarak çözüm önerilerinin ve politikaların belirlenmesi, zeytin üretim ve tüketiminin artırılması için yapılması gerekenlerin tespiti amacıyla harekete geçti. AKP ve CHP milletvekilleri tarafından verilen 5 ayrı araştırma önergesi yarın TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacak, yapılacak görüşmelerin ardından TBMM'nin yılın ilk araştırma komisyonunu zeytin ve zeytinyağında yaşanan sorunları araştırmak üzere kurması bekleniyor.
AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu, verdiği araştırma önergesinde toplam 35 il sınırı içinde 400 bin ailenin doğrudan geçimini zeytincilikten sağladığını belirtti. Zeytin yetişen bütün ülkelerde zeytin dikilmesi ve ağacının daha verimli hale getirilmesi konusunda teşvik sağlanırken, ülkemizde bu konunun ihmal edildiğini kaydeden Karapaşaoğlu, dünyanın en kaliteli sofralık zeytinini yetiştiren Gemlik, Mudanya, İznik ve Orhangazi yörelerinde kalitenin korunması ve yaygınlaştırılması için alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi gerektiğini bildirdi.
-Zeytinyağı borsası kurulsun
AKP Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ise zeytin ağacı sayısındaki artışa rağmen zeytin üretim miktarının her yıl farklılık göstermesinin zeytinyağı üretimini olumsuz etkilediğini, bu durumun ise taban fiyat ve pazarlama konusunda sıkıntılara neden olduğunu belirtti. Özgün, araştırma önergesinde yemeklik zeytinyağı üretiminin yüzde 95'inin Balıkesir, Körfez ilçelerinde üretildiğine dikkat çekerek bu bölgede zeytinyağı borsası kurulmasını önerdi. Dökme ham zeytinyağı ihracatının serbest bırakılması gerektiğini de kaydeden Özgün, bu durumun zeytinyağının gerçek fiyatını bulmasına katkı sağlayacağını bildirdi.
-Verimlilik düşük
Türkiye'nin zeytin ağacı varlığına rağmen verimin düşük olması nedeniyle İspanya, Yunanistan ve İtalya'nın gerisinde yer aldığını belirten AKP Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ise ülkemizde zeytinyağı tüketiminin kişi başına 1 kg ile sınırlı kaldığını ifade etti. Zeytin ağaçlarının 'solgunluk' hastalığı nedeniyle kurumasının üreticinin en önemli sorununu oluşturduğunu kaydeden Ertürk, bir kaç yıldır ortaya çıkan bu hastalığın 'ölmez ağaç' olarak bilinen zeytin ağacını 4-5 ay gibi kısa bir sürede kuruttuğunu ve hastalığın şu anda Aydın, Akhisar ve Manisa yörelerinde yoğun olarak görüldüğünü bildirdi.
Sanayileşme olumsuz etkiliyor
CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel ise verdiği araştırma önergesinde zeytin ve zeytinyağının sağlık açısından önemine dikkat çekerek, zeytin üretiminde kullanılan kimyasal maddeler, gübreler ve tarım ilaçlarının ürüne olan etkilerinin araştırılması gerektiğini bildirdi. Zeytinliklerin bulunduğu yerlerdeki yapılanmanın zeytinliklere olan etkisinin saptanması gerektiğini kaydeden Demirel, sanayileşme ile birlikte tarım alanlarının içine kadar ulaşan fabrikaların zeytin ağaçlarına verdiği kimyasal ve fiziksel zarara dikkat çekti.
Bitkisel yağ açığı yüksek
AKP Edirne Milletvekili Necdet Budak ise bitkisel yağ açığının yıllara göre farklılık göstermekle birlikte yaklaşık 500 bin ton olduğunu ve bunun yıllık değerinin 600-700 milyon dolara ulaştığını belirterek, yağlı tohum üretimindeki sorunlara dikkat çekti.
zeytinyağının asit derecesi tek başına yağın kalitesini belirlemez..
hakiki zeytinyağı:
elle toplanmış,çürüksüz ve kurtsuz küflenmemiş zeytinlerin fazla bekletilmeden taş değirmende ezilip sıcak su ilave edilmeye başlanmadan önce preslenmesinden ilk elde edilen yağdır..bu yağ karanlık bir yerde dinlendirilir ve acı suyundan ayrılır..
en hakiki,doğal z.yağı budur..bunu bulmak çok zor,bulsanızda doğru olduğunu bilmek çok zor..anlamanın en güzel yolu; böyle bir yağa sıcak (özellikle )köy ekmeğini banıp yediğinizde genzinizde bir meyve aroması hissetmeniz gerekir..
Taş baskı eğer başında durmuyor ve ilk ağızda alınan yağı almışsanız anlamı var, birde taşbaskıda hijyen sorunu var.
Taşbaskıda bir diğer sorun zeytinde sinek mücadelesinde kullanılan ilaç kalıntılarının sıcak su kullanmadan ilk baskıda zeytine bulaşma ve sonuçta daha sağlıklı yağ kullanayım derken kansorojen problemiyle karşılaşma ihtimali var. Hernekdar zeytin toplamaya üç hafta kala son ilaçlama yapılıyor ve denildiğine göre toplama öncesi son üç haftada ilacın zeytin üzerinden herne kadar kalıntısı kalmadığı iddia edilsede ben açıkçası taşbaskı zeytin yağını hijyen ve kalıntı şüphesiyle kullanmıyorum.
Kullandığım zeytinyağı üst zeytin tabir edilen sırakla toplanan zeytinden elde edilen sıcak su kullanılarak taş baskı yapılmadan elde edilen yağı kullanıyorum, zaten dipden toplanan zeytin ve Sn. kygnad'ın belirttiği kurtlu ve don yemiş zeytinden elde edilen edilen yağın asit seviyesi yüksek olur. Bildiğim kadarıyla iki asit seviyesindeki yağı normal damak anlamadığından rahatlıkla tüketilebilinir. Örneğin yaşadığım bölgede geçen aşırı dondan bahçelerde büyük zarar meydana geldi sonuçta geçen yıl elde edilen zeytinyağındaki asit seviyesi 1.5 idi, bu sene don olmadığından elde edilen zeytinyağındaki asit seviyesi 0,5 asittir.
Sn. kygnad'a katılmadığım tek nokta asitin seviyesi ile zeytinyağı kalitesi arasında yanlış bilyorsam eğer bence doğru orantı vardır. Bunu kelime ile anlatmam zor ancak diazem tabir edilen 1 asidin altındaki z.yağını bir tabağa döküp üstüne limon sıkıp ve sonracıma kekiği dökerek esmer köy ekmeğine sürüp yediğinizde ne demek istediğimi anlatmış olurum.
Not: başka bir topikte tarifini vermiştim, burada tekrarlayayım ızgara veya tava yaptığınız balığa, sızma zeytinyağı, kekik, nane, limon suyu ve bolca taze dövülmüş sarmısağı karıştırıp bir deneyin farkı göreceksiniz.
Afiyet olsun :)
sn.kasved,
ben piyasada satılan markalı sızmaları kastettim..bunların rafinaj yoluyla asit derecesini düşürülüp sızma diye satıyorlar..halbuki z.yağı fabrikalarına gitseniz bunu gözünüzle görürsünüz..ben çok defa bursada marmarabirlik tesislerine gittim,oraya getirilen yağlık zeytinler günlerce kasalarda ve çuvallarda bekliyor maalesef..açık havada,yağmur güneş altında..ve küfleniyorlar..kaldıki buraya genelde defolu zeytin gelir yağ için..ama bunlar rafinajdan sonra güzel ambalajlarla SIZMA diye satılıyor..
ikinci olarak taşbaskıda ilk sıkımdaki yağa ilaç kalıntıları karışır diyorsunuz..z.yağına yabancı maddenin karışacağını sanmıyorum..ilaç kalıntısı olsa bile bu yağa değilde acı suya karışır..çünkü ilaç yağa karışmaz,ancak suda erir..ayrıca şu da var:ilaçlama işleri genelde eylülde biter..ve toplama zamanı olan aralık ayına kadar birçok defa yağmur yağar ve zeytinler bi güzel yıkanır..pek ilaç kalıntısı falan kalmaz yani..
sn.kasved,
ben piyasada satılan markalı sızmaları kastettim..bunların rafinaj yoluyla asit derecesini düşürülüp sızma diye satıyorlar..halbuki z.yağı fabrikalarına gitseniz bunu gözünüzle görürsünüz..ben çok defa bursada marmarabirlik tesislerine gittim,oraya getirilen yağlık zeytinler günlerce kasalarda ve çuvallarda bekliyor maalesef..açık havada,yağmur güneş altında..ve küfleniyorlar..kaldıki buraya genelde defolu zeytin gelir yağ için..ama bunlar rafinajdan sonra güzel ambalajlarla SIZMA diye satılıyor...
Ben bu kısmını yanlış anlamış özür dilerim sizinle rafine yapılan işlemle sızma arasındaki fark konusunda tamamen hemfikirim bu konuda haklısınız.
ikinci olarak taşbaskıda ilk sıkımdaki yağa ilaç kalıntıları karışır diyorsunuz..z.yağına yabancı maddenin karışacağını sanmıyorum..ilaç kalıntısı olsa bile bu yağa değilde acı suya karışır..çünkü ilaç yağa karışmaz,ancak suda erir..ayrıca şu da var:ilaçlama işleri genelde eylülde biter..ve toplama zamanı olan aralık ayına kadar birçok defa yağmur yağar ve zeytinler bi güzel yıkanır..pek ilaç kalıntısı falan kalmaz yani..
İlaç suya karışması konusunda haklı olabilirsiniz fakat nede olsa biraz aşırı titizlik var, suya karışsada zytinyağından bulaşarak karışacağından içim rahat değil bu konuda. Birde auyrıca benim bulunduğum bölgede çoğunlukla toplama işini 15 ekim 15 aralık tarihleri arasında bitiriyorlar.
Cevabınız için teşekkür ederim.
Saygılarımla
...ve acı suyundan ayrılır..
karasu diye de geçer..
sızmayı içerseniz, gırtlağınızdan yağ gibi kayıp gider; sızma değilse, genizde yanma yapar.
ülkemizde eğitim o kadar plansız programsızki..milyonlarca gencimiz maalesef düz liselere gidiyor,neye yaradığı hiç belli olmayan üniversite bölümlerinden milyonlarca diplomalı işsiz mezun ediliyor..oysa bu ülkenin en büyük ihtiyacı mesleki teknik eğitim görmüş ara elemanları yetiştirmekten geçiyor..maalesef düz liselerden ve işsizler ordusuna katkı yapan üniversite branşlarından mezun olmuş hiçbir işe yaramıyan,gerçek bir meslek sahibi olamamış milyonlarca gencimiz bu ülkenin en büyük sorunlarından biri..oysa,edremitte açılan bu meslek okulu gibi birçok meslek dalında okullar açılabilir..
==============================================
DÜNYA'NIN İLK ZEYTİNCİLİK MESLEK OKULU, EDREMİT'DE KURULDU.
ANKARA, 16/08 --- Dünya'da ilk zeytincilik meslek okulu Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde kuruldu. Yeni kurulan Zeytin Teknolojisi Bölümü, Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde bu yıl 30 öğrenci ile eğitim öğretime başlayacak.
Normal derslerle birlikte analitik kimya, gıda mikrobiyolojisi, kimya mikrobiyoloji laboratuarı, gıda, endüstriyel kimya, sofralık zeytin işleme, zeytin üretim makineleri, zeytin analiz laboratuarı, zeytin yağı kimyası, sofralık zeytin kimya teknolojisi, zeytin üretim teknolojisi, zeytin yağı üretim uygulamaları dersleri görülecek. 3 Yıllık okuldan mezun olacak zeytin teknisyenleri, Edremit Meslek Yüksek Okulu bünyesinde açılan Zeytin Enstitüsü'nde eğitim ve öğretimlerine sınavsız olarak devam edebilecek. (MAKAJANS)
sn.KASVED haklısınız..
=========================
Zehirli tek ürün biber değil
Tarım Bakanlığı verileri zehirli tek tarım ürününün biber olmadığını ortaya koyuyor. Sadece son 4 ayda 21 parti tarım ürünü ihracatı, limitlerin üzerindeki ilaç kalıntısı nedeniyle reddedildi. Biberin yanısıra yerfıstığı, fındık, incir, kuru kayısı, üzüm ve zeytinyağında da zehirli kalıntı bulundu.
http://dosya.hurriyetim.com.tr/zehir/
Zeytin reçeline ilgi çığ gibi artıyor
Balıkesir'in Havran ilçesi Cennet Bahçeleri mevkisinde zeytincilik yapan Emel Çelikbaş'ın (22) zeytin reçeli, her geçen gün biraz daha çok ilgi görüyor.
22 Şubat 2005 13:25
İki yıl önce üretilmeye başlayan ancak ilk yıllarda yeterince ilgi görmeyen zeytin reçeli şimdilerde kapışılıyor. Her geçen gün meraklısının arttığı reçel, özellikle büyükşehirlerde kahvaltı sofralarını süslerken üretim yerleri de artmaya başladı. Çelikbaş, kahvaltının vazgeçilmez yiyeceklerinden olan reçelin birçok meyve ve sebzeden yapılabildiğini, herkesçe bilinen vişne, havuç, çilek, incir, ayva, turunç, kızılcık, kayısı ve böğürtlen reçellerinin yanısıra patlıcan, limon çiçeği, mandalin, portakal, kiraz ve zeytin reçeli de ürettiklerini belirtti. Zaten başlıbaşına çok lezzetli bir yiyecek olan zeytinin, salamurasının yanında reçeliyle de kahvaltı sofralarını süslediğini anlattı. Marketinde birçok reçel çeşidinin yanısıra zeytin reçeline de yer veren Emel Hanım, yarımşar kiloluk kavanozlardaki zeytin reçellerinin büyük ilgi gördüğünü, ürettiklerinin çoğunu İstanbul'a gönderdiklerini ifade etti.
Farklı lezzete sahip zeytin reçelini herkese tavsiye eden Çelikbaş, "Zeytin reçelinin yapımı diğerlerinden çok farklı değil. Kireç suyunda bir gün süreyle bekletilen çekirdeği çıkarılmış yeşil zeytin, daha sonra şeker ve portakal reçinesiyle kaynatılır. Ardından kavanozlara konulan reçel hazır hale gelir. Zeytin reçeli, biraz kestane şekeri, biraz da incir reçelinin tadını veriyor." şeklinde konuştu. Çelikbaş, reçelin kilosunun 5 milyon lira olduğunu sözlerine ekledi.
Zeytinyağı severlere 3 perdelik siyaset oyunu!
06.01.2006 / Eyüp Can / Yorum
Bugün size son 3 yıldır siyaset sahnesinde görmeye pek alışık olmadığımız örnek bir hikaye anlatacağım.
Önce kronolojik sıralama.
Hikayenin 2. perdesi 3 Ocak 2006’da CHP ve AK Parti milletvekilleri tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sahnelendi.
İlk perdesi ise 29 Kasım 2005’ten itibaren 16 CHP milletvekili tarafından Mudanya, Ayvalık, Dikili, Torbalı, Muğla, Milas ve Akhisar’da.
Aslında hikayemiz bundan 2 ay kadar önce bir grup CHP milletvekilinin CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’u ziyareti ile başlıyor.
Muğla Milletvekili Prof. Gürol Ergin bir grup CHP milletvekili ile birlikte kafayı Türkiye’de zeytin ve zeytin yağı üretimine takıyor. Anadol’a, Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’nin zeytin yağı üretiminde yeni bir strateji ile hareket etmesi gerektiğini, bunun için de bir araştırma komisyonu kurmak istediğini anlatıyor.
Parti gurubundan onay alır almaz 16 zeytinyağı sever milletvekili iki ay boyunca Eğe ve Marmara bölgesinde üretici, ihracatçı, tüccar, birlik ve kooperatifler olmak üzere zeytinle ilgili hemen herkesle görüşüyor.
Sonra bu görüşmelerden çıkan sonuçlar Türkiye’nin AB Üyeliği Sürecinde Zeytinde Karşılaşacağı Tehdit ve Fırsatlar başlığı ile rapora dönüştürülüyor.
Bir anlamda AB sürecinde Türkiye’nin ulusal zeytin ve zeytin yağı stratejisinin genel çerçevesi çiziliyor.
Özetle "Türkiye bir an önce yılda en az 10 milyon zeytin fidesi dikerek üretim kapasitesini ikiye katlasın, değilse AB sürecinde kotalar yüzünden zeytinyağı treni kaçacak" deniyor.
Zeytinyağı Türkiye’nin fındık, kayısı, deri, altın gibi en kolay rekabet üstünlüğü sağlayabileceği ürünlerin başında geliyor.
Fakat yanlış destekleme politikaları ve yılların ihmali bu alanda Türkiye’nin öne çıkmasını engelliyor.
İşte CHP’nin hazırladığı zeytin raporu bu konuda tarihi bir misyon üstleniyor. Dünya zeytinyağı üretiminde 177 bin ton üretim yapan Suriye’nin bile gerisine düşen Türkiye’ye, yeniden İspanya (933), İtalya (760), Yunanistan’ın (420) dahil olduğu süper ligde oynama çağrısında bulunuyor.
Raporun tüm ayrıntılarını dün haber merkezinden deneyimli muhabirimiz Selma Şimşek Referans’ta anlattı, bu yüzden ben ayrıntılar yerine siyasette yeni bir çığır açabilecek CHP’nin bu başlı başına önemli adımı üzerinde durmak istiyorum.
Çok iddialı olacak biliyorum ama hakikati teslim etmek adına iddialı olmaktan kendimi alamıyorum.
Bence CHP önceki gün mecliste 3 yıllık ana muhalefet partisi döneminin "en önemli, en yapıcı, en kalıcı, en öncü ve en vizyoner" adımını attı.
CHP öncülüğünde 3 Ocak 2006 tarihi itibariyle mecliste bir Zeytin Komisyonu kuruldu. Aman ne olur "Mecliste komisyondan çok ne var!" diyerek konuyu hafife almayın. Çünkü CHP’nin bu adımı en az 5 açıdan büyük önem taşıyor.
Bir kere, CHP uzun bir aradan sonra alternatif siyaset üretme kabiliyetini kullanarak bir ana muhalefet partisine yakışır adım attı.
İkincisi, CHP’nin öncülüğünde bir rapora AKP, iktidar kompleksine kapılmadan destek verdi.
Üçüncüsü; iktidar ile muhalefet arasında süre giden üç noktalı atışma yerini zeytinyağının geleceğini tartışan anlamlı bir komisyona bıraktı.
Dördüncüsü, 400 bin ailenin üretim yaptığı sorunlu bir sektör, ortak akılla daha çok insana kazanç sağlayacak stratejik bir sektöre dönüştü.
Beşincisi, zeytinde atılacak bu stratejik adım, dış ticaret açığı yüzünden cari açık sarmalından bir türlü kurtulamayan Türkiye ekonomisine, içinde bulunduğu kısır döngüden nasıl çıkabileceğini gösterdi.
Listeyi uzatmak mümkün fakat bu oyunu başarıyla sahneleyebilmek için 3. perdeye odaklanmak gerekiyor.
Türkiye 2000’li yılların başında Ege Zeytinyağı Birliği Başkanı Şevket Aksoy’un öncülüğünde Zeytin Ormanı Projesi ile bugün zeytinde yaşanan sıkıntıların hepsini çözecek bir adım atmıştı. Fakat orman vasfını yitirmiş arazilere zeytin fideleri dikme projesi o tarihte TEMA’nın romantik çevreciliği ve zeytinyağı birliklerinin iç çekişmeleri sonucunda rafa kalktı.
Eğer 5 yıl önce Zeytin Ormanı Projesi hayata geçse bugün Türkiye, Suriye’nin arkasında değil Yunanistan’ın önünde bir zeytin yağı ülkesi olacaktı.
Fakat olmadı.
Hiç değilse bu kez fırsat kaçmasın. Çünkü 5 yıl sonra AB kotaları gündeme geldiğinde bir daha Türkiye bu şansa hiç sahip olamayacak.
O halde 1 ve 2. perdeyi başarıyla sahneleyen CHP ve AKP’nin şimdi 3. perde ile konuşulanları hayata geçirmesi gerekiyor.
Biz zeytinyağı severlere ise siyaset sahnesinde 3. perdelik keyifli bir oyunu izlemek düşüyor.
Zeytin üretimini üçe katlayacak 'AB harekatı' başlıyor
05.01.2006 / Selma Şimşek Bektaş / Haber
Avrupa Birliği sürecine hazırlanan zeytin ve zeytinyağ sektörüne milletvekilleri sahip çıkacak. TBMM'de CHP'nin önerisiyle Zeytin Komisyonu kuruluyor. CHP Zeytin Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre ise Türkiye'nin AB kotasından daha az zarar görmesi için mevcut ağaç sayısını artırması gerekiyor.
Türkiye zeytincilik alanında en ciddi rakiplerinin yer aldığı Avrupa Birliği (AB) ile tam üyelik sürecinde tarım görüşmelerini başlattı. Bu nedenle oluşturulacak politikaların, stratejisi ayrı bir önem taşıyor. İşte bu gerçekten hareket eden siyasiler zeytin ve zeytinyağına ilişkin sorunların çözümü için harekete geçti. Konuya ilişkin ilk adım Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) geldi. Grup Başkanlığı'na bağlı olarak kurulan Zeytin ve Zeytinyağı Üreticilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu bir rapor hazırladı. CHP'nin Meclis'te daha önce de gündeme getirdiği komisyon kurma önerisi ise 3 Ocak'ta kabul edildi. İktidar ve muhalefet partilerinin bu kararı sektör tarafından da olumlu karşılandı.
Zeytinyağı politikasına ihtiyaç var
CHP'nin 16 milletvekili ile birlikte 29 Kasım'dan itibaren Mudanya, Ayvalık, Dikili-Bademli, Torbalı, Muğla-Milas, Akhisar gibi bölgelerde üretici, ihracatçı, tüccar, birlik ve kooperatifler olmak üzere zeytin ile ilgili tüm taraflarla görüşme yaparak hazırladığı ve Türkiye’nin AB üyeliği ile birlikte zeytinde karşılaşacağı tehditlere de dikkat çektiği rapor önceki akşam açıklandı. Komisyon üyelerinden Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin'in açıkladığı raporda şu görüşlere yer verildi: "Türkiye'de zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı yaşlı ve düşük verimli. Ayrıca ilkel toplama yöntemi olarak bilinen çubukla vurma hala yaygın. Zeytinde destekleme primi yıllar içinde düşürüldü. 1999 yılında kilo başına 40 cent olan prim 2004'te 18 cent'e geriledi. Türkiye'nin bir çok yöresinde yeni dikimler bölgesel ekolojiye uygun yapılmıyor. Yanlış bölgelerde yanlış dikim yapılıyor. Türkiye'de sürekliliği olan bir zeytinyaği politikası yok."
Ergin sayının artmasının çok önemli olduğunu da dile getirerek "5 yıl içinde ağaç sayısının en az 150 milyon adede çıkması gerekiyor. Bu her yıl 10 milyon zeytin ağacı dikmek anlamına geliyor. Bunun için şimdiden proje üretmek gerekiyor. Aksi durumda Türkiye AB’nin kota sınırlaması nedeniyle potansiyelini hiçbir zaman kullanamayacak.”
Konsey'den ayrılmak yanlış oldu
"Türkiye'nin zeytine ne kadar önem verdiğini Uluslararası Zeytin Komisyonu'ndan ayrılmış olmamız yeterince açıklıyor" diyen Ergin, "Aidat yüksek diye çıktık. Şimdi yeniden komisyona girmeye çalışıyoruz ama sürekli oyalıyorlar. Türkiye hem bu komisyona tekrar girmeli hem de Ulusal Zeytin Komisyonu oluşturmalı" diyor.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, raporun hazırlık aşamasının yaklaşık bir ay sürdüğünü ve çok çarpıcı sonuçlara ulaştıklarını söylüyor. Son üç yıldır tarımda ciddi tahribatların yaşandığını dile getiren Anadol, bunun başında da zeytin ve zeytinyağı tarımının geldiğini anlatıyor. Parti Komisyonu olarak asıl hedeflerinin Meclis'te bir zeytin komisyonu kurulması olduğunu belirten Anadol, "3 Ocak tarihli genel kurulda Meclis Komisyonu kurulması için adım atıldı" dedi.
Ağaç sayısının artması şart
Türkiye'nin katma değeri yüksek markalı ihracatın artırması konusunda en fazla çabayı gösteren üreticilerden biri Tariş Zeytin ve Zeytinyaği Birliği.Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, meclisin sektörün sorunlarına sahip çıkmak için başlattığı girişimi çok yararlı buluyor. Çetin, AB görüşmeleri sürerken ağaç sayısının hızla artması gerektiğini söylerken, "Türkiye'de üreticinin zeytin ağacı dikimine yönelmesi sevindirici ama doğru bir politika oluşturulması gerekiyor" diyor.
Çetin AB görüşmeleri sırasında masaya ilk getirilmesi gereken konunun AB ülkelerinin paketli Türk ürünlerine yönelik gümrük uygulamasını kaldırılmasıyla başlanması gerektiğine dikkat çekerken, "Bu bizim hakkımız ama kabul ettiremedik" diyor.
Gümrük en can alıcı sorun
Türkiye'de zeytin ağacı sayısının artırılması için 1990'lı yıllarda Zeytin Ormanları Projesi'ni başlatan Lio'nun ortaklarından Ragıp Arsan da mecliste ortak komisyon kararını "sevindirici" buluyor. Ağaç sayısının artırılması için atılan adımların engellendiğini hatırlatan Arsan, "Türkiye'de üreticinin bu alana yönelmesi gerçekten olumlu. Üretim kendiliğinden artıyor. Bu konuda birilerinin hızlandıracak bir şeyler yapması lazım" diyor.
Arsan da Çetin gibi AB ile görüşmelerde asıl tartışılması gereken konunun paketli ürünlere yönelik gümrük vergisi olduğuna dikkat çekerken, "AB dökme mal yerine paketli mal almalı. bunun için hiç olmazsa bir kota oluşturmalı. İhracatçı Birlikleri'nin bu konuda lobi yapması gerekiyor. Türkiye'nin bu hakkı verilmeli" diyor.
400 bin aile zeytinle uğraşıyor
* Türkiye'de zeytin tarımı, sanayisi ve ticaretiyle uğraşan 400 bin aile bulunuyor.
* Türkiye'de zeytinyağı üretimine sistemli bir destek verilmiyor. 1998/99 pazarlama yılından bugüne kadar zeytinyağına beş kez prim verilmesine rağmen prim tutarları ton başına 400 dolardan 10 kuruşa kadar gerilemiş durumda.
* Zeytinyağında planlı bir devlet politikası yok. Bu durum zeytincilik sektöründe planlama yapılmasını engelliyor.
* Sektörün geliştirilmesi için zararlılarla mücadele, çiftçilerin eğitimi ve stoklama koşullarının iyileştirilmesi gibi önlemler uygulanmasına ihtiyaç var. * Türkiye'nin Uluslararası Zeytinyağı Konseyi üyeliği yeniden gerçekleşmeli. * Zeytinyağı tüketiminin artırılması için iç ve dış piyasaya yönelik promosyon kampanyaları hazırlanmalı.
* Gerekli önlemler alındığında Türkiye’nin zeytinyağı ihracatının toplam değerinin 1.5 milyar doları aşması bekleniyor.
AB'de 2.8 milyon zeytinyağı üreticisi var
* AB’de kayıtlı 2,8 milyon zeytinyağı üreticisi bulunuyor. Bunlardan 2,2 milyonu her yıl üretim yardımı alıyor.
* AB’deki zeytinyağı üreticilerinin yüzde 40’ı küçük üretici konumunda. Sahip oldukları ağaç sayısı 100’den az.
* Zeytinyağı üretimi için her yıl AB bütçesinden 2. 2 milyar ila 2.5 milyar euro ayırıyor. Bu tutarın yaklaşık yüzde 90’ı üretim yardımlarına ayrılıyor.
* Zeytinyağı üretiminde hedef fiyat belirleniyor. Hedef fiyatla piyasa fiyatları arasındaki fark oluşursa üreticiye prim olarak ödeniyor.
* Dünya fiyatlarına göre zeytinyağı AB'de ihracatçılarına iade uygulaması var. AB üreticisine en son kutulu natürel sızma için ton başına 60, kutulu
riviera için ton başına 55 euro verildi.
* Arz fazlası yaşanan dönemlerde üreticiye stoklama yardımı veriliyor. Verilen son yardımın tutarı ton başına 1.22 Euro oldu.
* Zeytinyağı üretiminin kalitesini geliştirmek için AB zirai ve sınai önlemler içeren programlara her yıl yaklaşık 30 milyon euro ayırıyor.
* AB zeytinyağı sektöründe faaliyet gösteren üretici birliklerini de unutmuyor. Bunların idari ve teknik masraflarının karşılanması için de 30 milyon euro tahsis ediliyor.
Egeli zeytincilerle TEMA Vakfı arasındaki buzlar eridi
08/01/2006 10:17:54 Geri dön gönder yazıcı
İZMİR - Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ve TEMA Vakfı, bir Akdeniz ülkesi olan ülkemizin zeytinciliğinin hakettiği kapasiteye ulaşması adına birbirlerine zeytin dalı uzatarak birlikte üretimin arttırılması için çalışma yapılmasını kararlaştırdı.
Ortak yapılan açıklamya göre, daha önce "Zeytin Tarımı" yapılması için kullanılacak alanların seçimi konusunda fikir ayrılığı yaşayan iki kuruluş, doğru yöntem ve arazi seçimi için işbirliği yapacak.
Yaşanan bu olumlu gelişmeler çerçevesinde TEMA Vakfı, basında yer alan çeşitli beyanlarla ilgili olarak Birlik aleyhine açtığı tazminat davasını geri aldı. Birlik ve Tema yönetimlerinin birlikte yapacakları çalışmalar ülke topraklarının daha iyi değerlendirilmesi, zeytin üretiminin arttırılması yoluyla istihdama katkı sağlanması, iç göçün önlenmesi ve refah seviyesinin yükseltilmesine katkı sağlayacak. Artan üretim, gelecek yıllarda Türkiye’nin uluslararası ticarette de hak ettiği yeri almasına yardımcı olacaktır. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği; Zeytin Tarımı yapılacak arazi için hazine arazileri, ürün değiştirilen tarım alanları, gerçek ve tüzel (kamu ve özel) kişilere ait araziler vb. yerlerde de yapılması seçeneklerin belirlenmesi ve arazi seçimi konusunda TEMA ile işbirliği yapacak.
Ege Zeytin ve Zeyitnyağı İhracatçıları Birliği ve TEMA Vakfı, Zeytin tarımı ile ilgili ilk proje bölgesini Manisa olarak belirledi. Manisa ilinde gerçekleştirilecek uygun arazi seçimi sonrasında, süratle bu alanlara zeytin fidanları dikilecek. Bu işbirliği çerçecesinde ayrıca en kısa süre içinde "Zeytin Tarımı" konusunda lider ülkelerin katılımıyla, geniş kapsamlı bir "Zeytin Çalıştayı" gerçekleştirilecek.
bu ayki atlas dergisinde dünyanın uydusu ay ve dünyaya etkileri işlenmiş. konunun tarımı da ilgilendiren yönlerine de değinilmiş.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 17:48
çok zor işmiş vesselam.insanlarla uğraşmak kurdurana kadar çıldırtıyolar insanı.
işaretlemede hata yaparlar.olmuyo dersin. yılların uzmanıyız derler birde.
işçiler çukur açacak küreklerini getirmezler seni 15 km ye çarşıya kürek almaya yollarlar. terzinin iğnesi yanında olur benim bildiğim.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 17:51
çukurları kürekle 60*60*60 açalım dersin akıl veren çok olur senin paran çok derler .ne alakası varsa. traktörle burguyla açacakmışım yılların uzmanı tarımda devlette çalışmış kişilerde traktörle aç derler
ANALİZATÖR
24-01-2006, 17:54
onları dinlemedim zar zor 60*60*60 çukur açtık bazıları 50-55 cm gelsede geneli 60*60*60 açtık şükür. dikim aşamasında çarşıya beylere kürek almaya gittim 1000 e yakın fidanımı dağıtmışlar çukurların kenarına. neden dağıttınız hepsini dedim. sanki 1günde dikecekmisiniz.yetişmesem diğerlerinide dağıtacaklardı. başlarında da ziraat mühendisi var.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:03
ancak 300 fidan dikebildik .şu an 700e yakın fidan dışarda çukurların kenarında toprak yığınının üstünde yağmur yiyor. tüplü fidan. donmaz inşallah kökleri. köklerine bişe olurmu diye endişe ediyorum.hava 1 haftadır yağıyor ne zaman dikmeye başlayacam bilmiyorum. tarla çamur şu an.gübre alırsın üstünü bile öylesine örterler yağmurda. şunu gördüm el adamı acımıyor insana. fidanları üsten tutup taşıyolar vicdanım sızlıyor. onlarda benim gözümde bir bebek,küçük bir bebek,onlarında şevkate ihtiyacı var. aaah bir anlasalar insanlar bunu.sevebilseler bir fidanı,bitkiyi,bir tavuğu,güvercini .sütliman olur dünya. hep madde düşünmüşüz,maneviyatı sevgiyi unutmuşuz.çık doluyum be vaktinizi aldım kusura bakmayın.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:05
birde kulakla aç diyenler oldu.yani tek parça pulluk gibi bişeyle hat çek traktörle sonra dik dediler.herkes karşı çıktı bana. negerek var 60*60*60 çukura imarlı tarla burası dediler.benmi hata yaptım yoksa onlar mı işi bilmiyor.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:08
birde dikerken çok dikkat edeceğim püf noktaları varsa yazarsanız memnun olurum. şuna inandım damdan düşenin derdini damdan düşen biliyor. mühendiste olsa pratikte iş başka..
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:09
ziraat mühendisidir ,dieride yıllardır bahçe kuran kişidir dedik 2 kişi uzman koyduk işcilerin başına işaretlemede yine hata oldu. mesafe5*5 tamam ama bazı yerlerde hiza tutmuyor.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:11
vesselam ben 1haftada epey yoruldum mevlam yardımcım olsun bana dua edinde arkadaşlar şu fidancıkları hayrlısıyla toprağa koyabileyim.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:15
tüpün boyu 20cm.60cmlik çukurun yaklaşık 40 cm ini etraftaki güneş görmüş toprakla dolduruyoruz. bunun üstüne organik toprak(GÜBRE)(tarım krediden aldım) serpiyoruz 300gr fidan başı.sonra fidanı koyup yine fidanın etrafını yine güneş görmüş işlenmiş üst toprakla dolduruyorum. çukurdan çıkan toprağın tamamınıda fidanın etrafına havuz yapmada kullanıyorum. YAPTIĞIM İŞLEM DOĞRUMU?
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:17
Çukurdan Çikan TopraĞin Tamamini Havuz İÇİn Kullaniyom ÇÜnkÜ Çukur EŞenlerİn Alt-Üst Toprak Ayrimini İyİ Yaptiklarina Kalbİm Kanaat Etmİyor.
ANALİZATÖR
24-01-2006, 18:19
Yanİ Çukurun Altini Fİdanin Etrafini Hep Tarladakİ İŞlenmİŞ Üst Toprakla Dolduruyom. DoĞru Mu Yapiyom. Fİdana Zarari Olurmu?saygilarimla. Sayin Kgynad Sayin Dursun Bu Konudan Anlayan TÜm Hİsse Net Katilimcilari Fİkİrlerİnİz LÜtfen.saygilarimla.
Eta_Aquarus
24-01-2006, 19:18
:mad:
Valla gerçekten yazdıklarınız dehşet verici..Aslında geleceğin petrol kuyusunu dikiyorsunuz...İzmir'de Tarişi'in Bir Araştırma birimi var ..Ege Kampüsünün içinde..Onların bu konuda tam uzman olduklarını biliyorum..Tabii sizi bunlar paralı gördüler...Ve O negatif ruh haliyle ;kıskançlık krizine girdiler..Anlaşıldığı kadarıyla ...Ben size Ege Ziraat ve Tarişin o araştırma kurumunu önermek isterim..Bir de şöyle bir şey geldi aklıma: sürekli dijital fotoğraf ve..ile fidanları belgeleyin ve numara koyun en azından yanlışlarınızı bu işten TAM anlıyan vede kıskançlık hastalığına tutulmamış bir hocayı ya da uzmanı bulduğunuzda hatanızı görebilirsiniz.. Yani söylediğim: 1000 fidan için bir exel veri tabanı bu 7 yıllık bir gelişim vs..için ayarlarsınız..Ve fidanlarınızın yüzde 70 tutmazsa bu sefer ..tam bilenlerle çalışırsınız..En azından sinirlerinize dikkat edin bu ülkede iş yapmaya çalışıyorsunuz...Kolay değil.. Ama bu badireden ne kadar zararlı (hatalı dikim) yaptığınızı öğrenmiş olursunuz...Sizi çok takdir ettim..Tebrik ediyorum...Eğer gerçekten çok ihtiyacım var derseniz.. İzmir de kendim giderim bulurum istediğiniz adamı..gerçekten çok samimi söylüyorum ..Tabii soruları vs tam olarak formüle etmelisiniz? Yapabileceğim bir şey varsa söyleyin ...İşsiz bir akademisyen olarak işe yaramış olurum hiç olmazsa..Saygılarımla...
ANALİZATÖR
24-01-2006, 19:55
Ben Adana BÖlgesİndedyİm.Çok SaĞolun Eta Aguarus,Çok SaĞolun.burda AraŞtirip Sİzlerİnde Teknİk Bİlgİ Olarak DesteĞİnİ Alarak Mevlam MÜsade Ederde YaĞmurlar Bİraz Durursa Tekrar Dİkmeye BaŞlayacam. Şu An Tek EndİŞem Fİdanlar 70 DÖnÜm Arazİde Çukurlarin Yaninda Bİr Bİr Duruyor. Acaba KÖklerİ SoĞuktan Etkİlenİrmİ Dİyorum Ama Ben Onlari YÜce Mevlama Emanet EtmİŞİm BİrŞey Olmaz İnŞallah.
Eta_Aquarus
24-01-2006, 20:25
..Dediğim gibi buradakiler bir numara google eart den dikim alanınız hakkında da konuşurlar sanıyorum....Toprak nem vs.. Yüzlerce değişken var ..
Ama en azından excell konusunu ciddiye alın.. Tam dikim tarihi ve hepsini..ve fotoğraflayın...Biliyorsunuz her başarısızlık ...Aslında bir fırsat olmalı..Teklifim geçerlidir..Her türlü yardımı yaparım.Aslında en iyisi kendinizin bu kitapları devirmesi..Sanıyorum bu konuda yüksek teknoloji ve bilişim teknolojisi geliştirmişlerdir..En azından İtalyanlar ;İspanyollar..Teklifim geçerlidir..Çok acil bir durum için telimi de veririm...Sizi ve Fidanlarınızı Allah'a emanet ediyorum..Not..Çukurova Zirraat'de bölgede Zeytincilik üzerine yapılmış Tez var mı bilmiyorum.. www.yok.gov.tr dan tez aramadan ararsanız sanırım sizin Mühendislerden çok daha fazla şey öğrenirsiniz..Burada Hurma diye bir zeytin var.. Karaburun dan gelenler 6 kağıttan fazla ediyor ..Daha İçerden Güzelbahçeden gelenler 4 ediyor.. Haklısınız gelecek Zeytin 'de..Ama sonunda her şey siz de bitecek...
sn.analizatör,
bu sayfalarda çok şey,çok pratik bilgi aktardım ama size pek yararı olmamış gibi bu yazdıklarımın..
bizim köylülerin ne zihniyette insanlar olduğunuda aktarmıştım size..
işiniz biraz zor ve karışık gibime geliyor..allah yardımcınız olsun ne diyeyim..
ziraat mühendisidir ,dieride yıllardır bahçe kuran kişidir dedik 2 kişi uzman koyduk işcilerin başına işaretlemede yine hata oldu. mesafe5*5 tamam ama bazı yerlerde hiza tutmuyor.
çapraz çekilen iplerin kesiştikleri noktaları kireç ile işaretleseydiniz ve iplerin hizalarını siz kontrol edebilseydiniz sorun olmazdı..sıraların ve fidanların aynı hizada olmaması ileride toprak işlemede biraz sorun olabilir.
onları dinlemedim zar zor 60*60*60 çukur açtık bazıları 50-55 cm gelsede geneli 60*60*60 açtık şükür. dikim aşamasında çarşıya beylere kürek almaya gittim 1000 e yakın fidanımı dağıtmışlar çukurların kenarına. neden dağıttınız hepsini dedim. sanki 1günde dikecekmisiniz.yetişmesem diğerlerinide dağıtacaklardı. başlarında da ziraat mühendisi var.
paranın ve işin sahibi sizsiniz,siz organize etmeliydiniz yapılacak işleri..dikimden önce yeterince kürek getirmelerini sağlamak veya sizin takviye olarak kürek gibi malzemeleri almanız gerekirdi..kürek almaya giderken onlara siz yokken yapacakları işleri söyleyebilirdiniz..çukurların milimi milimine illa 60.60 olması şart değil..bazısı 55 bazısı 50 olur çok önemli değil..
ancak 300 fidan dikebildik .şu an 700e yakın fidan dışarda çukurların kenarında toprak yığınının üstünde yağmur yiyor. tüplü fidan. donmaz inşallah kökleri. köklerine bişe olurmu diye endişe ediyorum.hava 1 haftadır yağıyor ne zaman dikmeye başlayacam bilmiyorum. tarla çamur şu an.gübre alırsın üstünü bile öylesine örterler yağmurda. şunu gördüm el adamı acımıyor insana. fidanları üsten tutup taşıyolar vicdanım sızlıyor. onlarda benim gözümde bir bebek,küçük bir bebek,onlarında şevkate ihtiyacı var. aaah bir anlasalar insanlar bunu.sevebilseler bir fidanı,bitkiyi,bir tavuğu,güvercini .sütliman olur dünya. hep madde düşünmüşüz,maneviyatı sevgiyi unutmuşuz.çık doluyum be vaktinizi aldım kusura bakmayın.
fidanları üstten tutup taşımaları pek sorun çıkarmaz..sizin adana yöresinde kökleri donduracak gibi -7 soğuk olmaz,tasalanmayın..tabi fidanları dikilecek miktarda dağıtsalardı iyi olurdu..hırsızlık olayları falan olmuyorsa endişe etmeyin..
tüpün boyu 20cm.60cmlik çukurun yaklaşık 40 cm ini etraftaki güneş görmüş toprakla dolduruyoruz. bunun üstüne organik toprak(GÜBRE)(tarım krediden aldım) serpiyoruz 300gr fidan başı.sonra fidanı koyup yine fidanın etrafını yine güneş görmüş işlenmiş üst toprakla dolduruyorum. çukurdan çıkan toprağın tamamınıda fidanın etrafına havuz yapmada kullanıyorum. YAPTIĞIM İŞLEM DOĞRUMU?
organik toprağa falan gerek yoktu,asıl daha önce size yazdığım gibi triple süper fosfat ve potasyum sülfat suni gübrelerini koymanız gerekirdi fidan tabanına hiç olmazsa 500-750 gram..diktikten sonrada üste 100 gram üre saçacaktınız olay bitecekti..
birde kulakla aç diyenler oldu.yani tek parça pulluk gibi bişeyle hat çek traktörle sonra dik dediler.herkes karşı çıktı bana. negerek var 60*60*60 çukura imarlı tarla burası dediler.benmi hata yaptım yoksa onlar mı işi bilmiyor.
sizin yaptığınız doğru..onların dediği gibi pulluk izine dikmeyi deneseydiniz mümkün değil fidanlarda hiza olmazdı..
ama pratik olması açısından ve işinizin çabuk bitmesi açısından burgu ile açılan çukurlara dikim yapabilirdiniz..daha önce benimde aklıma gelmedi,sizde sormadınız bu hususu..
ANALİZATÖR
25-01-2006, 09:29
sizin bilgilerinizden faydalandım ve teşekkür ediyorum sayın kgynad.burgu ile açılan çukurlarıda gördüm çok dar.fidanı koyunca sağında solunda 5-10cm mesafe kalıyor.hoşuma gitmedi.
ANALİZATÖR
25-01-2006, 09:33
bana bu işi iyi yaparlar diye tavsiye edilen bu 2 uzmanda triple süper fosfat ve potasyuma karşı çıktı. şu an bitki durgun dönemde. buna gerek yok.ayrıca bitki kökleri yanabilir risk alma üzerine dediler. internetten yazıştığım bu işi bilenler kullan dediysemde hep karşı çıktılar. ilerde üstten verririz dediler.organik gübreyede karşı çıktılarda onuda ben almıştım kullandılar.
ANALİZATÖR
25-01-2006, 09:57
şurda hatalı olduğumu kabul ediyorum. çok güvenmiştim 2 uzmana organize ederler işcileri zannettim ,yanılmışım. zaten birşey sorsan şöylemi yapsak desen biz bu işe yıllarımızı verdik gibi cevaplar alınca insan bidaha bişe demiyor kalpleri kırılmasın diye.yani ilk defa bukadar işciyle uğraştım tecrübesizdim.çok güvenmemeliymişim.yanılmışım.
ANALİZATÖR
25-01-2006, 10:03
ama forumun bana çok faydası oldu en azından çukurlarımı 60*60*60 açtırdım geniş çukur eştirdim.fidanlar beklerken etrafına toprak --muşamba çekip soğuktan korudum.tozlayıcı olarak ayvalık çeşidi kullanacam ayvalık fidanıda temin ettim.v.s.vs.herkese tekrar çok teşekkür ediyorum.
ANALİZATÖR
25-01-2006, 10:05
organik toprağa falan gerek yoktu,asıl daha önce size yazdığım gibi triple süper fosfat ve potasyum sülfat suni gübrelerini koymanız gerekirdi fidan tabanına hiç olmazsa 500-750 gram..diktikten sonrada üste 100 gram üre saçacaktınız olay bitecekti..
bu gübreleri üsten sonra versek bitki gelişiminde tabana vermiş kadar aynı etkiyi sağlayabilirmiyiz .cevabınız için şimdiden teşekkürler.
bana bu işi iyi yaparlar diye tavsiye edilen bu 2 uzmanda triple süper fosfat ve potasyuma karşı çıktı. şu an bitki durgun dönemde. buna gerek yok.ayrıca bitki kökleri yanabilir risk alma üzerine dediler. internetten yazıştığım bu işi bilenler kullan dediysemde hep karşı çıktılar. ilerde üstten verririz dediler.organik gübreyede karşı çıktılarda onuda ben almıştım kullandılar.
bu gübrelere karşı çıkanlara hayret ediyorum..uzman falan olamaz onlar..
bu gübrelerin üstten verilemiyeceğini ve verseniz bile yararını göremiyeceğinizi aşağıdaki yazıyı iyi okursanız anlarsınız..
siz yanlış ve bilgisiz insanlarla yola çıkmışsınız.
Gübreleme
Zeytinliklerimizin genellikle meyilli arazilerde yer alması ve bakım tedbirlerinin tam olarak uygulanmaması gibi nedenlerle beslenme problemlerine sık rastlanmaktadır. Zeytin ağaçları diğer meyve türlerine oranla olumsuz koşullara daha dayanıklı olmakla beraber verim ve kalite düşmesi gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Beslenme problemleri olarak tanımlayabileceğimiz durumlar;
• Besin elementlerinin noksanlığı
• Besin elementlerinin fazlalığı
• Besin elementleri arasındaki dengesizliklerdir.
En çok karşılaşılan sorunlar; noksanlıklar ve besin element dengesizlikleri olup, fazlalıklara oldukça az rastlanmaktadır.
Zeytin ağaçları da, diğer bitkiler gibi uygun beslenme koşullarında normal ve sıhhatli bir gelişme gösterirler. Fakat gerek besin maddelerinin ortamda yokluğu, gerekse ortamda mevcut olduğu halde çeşitli faktörlerin alım üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle bitki normal bir gelişme gösteremez.
Besin maddesi noksanlıklarının başlangıcında normal ve sıhhatli gibi görünen ağaçlarda; ileri noksanlık durumlarında yaprak, çiçek, sürgün, gövde ve meyvelerde bariz belirtiler ortaya çıkar. Tüm ağacın gelişmesi durur ve çok ciddi noksanlık durumları ağacın ölümüne neden olur.
Bu duruma gelen bir ağaca uygulanan tüm bakım ve kültürel tedbirlere rağmen beklenen veya arzu edilen ürünü elde etmek mümkün değildir. Bu durum, zeytinde besin maddesi noksanlıklarının kesin teşhis ve takibi gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Teşhisler mutlaka yaprak ve toprak analizlerine dayandırılmalıdır. Bitki besin maddelerinin topraktaki mevcudiyetine rağmen bitkinin alımını engelleyen faktörlerin varlığı halinde, bu faktörlerin incelenerek değerlendirilmesi yapılmalıdır.
1. Toprak Örneklerinin Alınmasında Uyulması Gereken Kurallar
2. Toprak Örneklerinin Alınma Şekli ve Zamanı
3. Yaprak Örneklerinin Alınmasında Uyulması Gereken Kurallar
4. Yaprak Örneklerinin Alınma Şekli ve Zamanı
Gübrelerin Uygulama Şekilleri:
AZOTLU GÜBRELER ağacın kök boğazına yaklaşmayacak şekilde ağaç tacı altına serpilip ,toprağa karıştırılmalıdır.
FOSFORLU VE POTASYUMLU GÜBRELER ,ağaç tacı hizasında açılacak 15-20 cm. derinliğindeki banda veya kireçli ve killi olmayan topraklarda taç izdüşüm hizasında verilip, diskaro ile toprağa karıştırılmalıdır.
http://www.zae.gov.tr/yetistirme/42.asp
bana bu işi iyi yaparlar diye tavsiye edilen bu 2 uzmanda triple süper fosfat ve potasyuma karşı çıktı. şu an bitki durgun dönemde. buna gerek yok.ayrıca bitki kökleri yanabilir risk alma üzerine dediler. internetten yazıştığım bu işi bilenler kullan dediysemde hep karşı çıktılar. ilerde üstten verririz dediler.organik gübreyede karşı çıktılarda onuda ben almıştım kullandılar.
siz ve etrafınızda uzman geçinen insanlar bu gübreleme konusunda çok hatalısınız..önceki sayfalarda hep yazdım size..bana inanmadınız bari elinizin altında internet var girseydiniz zeytincilik sitelerine google'dan nasıl gübreleme yapılacağını öğrenirdiniz..ve bu şekilde yapılan gübrelemenin sonuçlarını fidanlar deli gibi gelişirken anlayacaktınız..ben çok üzülüyorum böyle yanlış işlere ve yanlış insanlara..potas ve fosfor niye yaksınki fidan kökünü..gübrenin üstüne koyarsın 3-4 cm. toprak olur biter..zaten bu gübreler tam fidan altına değil,çukurun kenarına toplu olarak konur..hayırlısı olsun.sizler daha iyi biliyorsunuz anlaşılan..
====================
KULLANDIĞIMIZ BU GÜBRELERİN ÖZELLİKLERİ VE VERİLME ZAMANI
AZOTLU GÜBRELER:Amonyum sülfat asit karakterli bir gübredir.% 21 azot ihtiva eder.Zeytin ağacı asit karakterli topraklarda iyi yetişemez.Bu gübrenin devamlı kullanılması ile toprak asitliğe doğru kayacağından,sürekli olarak bu gübrenin kullanılması iyi değildir.
Eğer toprağımız çok fazla kireçli ise,toprak pH (asitliğini)arzu edilen seviyeye (pH=6-7)getirmek için kullanılır.Amonyum nitratın etkisi çabuk ve devamlıdır.%20-26 azot ihtiva eder.Rutubet çektiği için hemen kullanmaya dikkat edilmelidir.Saklanacak ise havalandırılmalı,6-8 torbadan fazla üst üste yığılmamalı,benzin,gazyağı gibi maddelerden uzak tutulmalıdır.
Kireçle karıştırılmış olması iyi yönüdür.
Üre % 45-45 azot ihtiva eder.Yağmur ve yıkama suyu ile kaybı diğer azotlu gübrelere göre azdır.Bünyesinde fazla miktarda azot olduğu için diğer azotlu gübrelerin miktarı kadar kullanılmamalıdır.
Azotlu gübrelerin diğer gübrelere nazaran yıkanarak kaybolması çabuk olduğu için tamamı birden verilmemelidir.Örneğin 3 kg gübre verecek isek bunun 2/3’ü yani 2 kg Şubat-Mart ortalarına kadar verilmeli,kalan 1 kg ise çiçeklenme ile çekirdek sertleşmesi arasında kalan Temmuz ayında verilmelidir.
Azotlu gübreler Şubat-Mart ayı ortasına kadar şekildeki gibi tacın izdüşümüne ,pulluk-çizi derinliğine verilerek üzeri kapatılır.
FOSFORLU GÜBRELER
Süper fosfatın ve triple süper fosfatın suda eriyebilen fosfor asidinden zeytin yararlanır.Fosforlu gübrelerden suda eriyebilen fosfor asidi yüksek oranlar tercih edilmelidir.Önemli olan fosforlu gübrelerin ağaç tacının altına potasyumlu gübre ile beraber 25-30 cm.de kök derinliğine Şubat-Mart ortalarına kadar verilmesi gerekmektedir.Pratikte üreticilerimiz kök derinliğine erişememektedir.Bunun için mümkün olduğu kadar derine gömmelidir.Bu gübre her sene yağış ve yağmur suları ile 5 cm. kadar aşağıya kaymaktadır.Süper fosfatta % 16-18,triple süper fosfatta %43-46 suda eriyebilen fosfor asidi vardır.(şekil 2)
POTASYUMLU GÜBRELER
Potasyum sülfat &48-52 potasyum oksit ihtiva eder.Fosfatla beraber verilir.(şekil2)
http://www.zeytincilik.8m.com/gubre.htm
Sn Analizatör
Sn kygnad doğru söylüyor.Bende bir ziraat müh. olarak diyorum ki mutlaka ama mutlaka triple süper fosfat ve potasyum sülfatı fidan başına en az 300 gr vermelisiniz.Bunu en azından daha sonra dikeceğiniz 700 fidana uygulayın derim.Gübreleri fidan çukuruna koyunca üzerlerine kapatacak kadar kum koyun ki kökler gübreyle temas etmesinler.Bu yapılan gübreleme fidanın 3 yıllık ihtiyacını karşılar.
Sn Analizatör
Sn kygnad doğru söylüyor.Bende bir ziraat müh. olarak diyorum ki mutlaka ama mutlaka triple süper fosfat ve potasyum sülfatı fidan başına en az 300 gr vermelisiniz.Bunu en azından daha sonra dikeceğiniz 700 fidana uygulayın derim.Gübreleri fidan çukuruna koyunca üzerlerine kapatacak kadar kum koyun ki kökler gübreyle temas etmesinler.Bu yapılan gübreleme fidanın 3 yıllık ihtiyacını karşılar.
boşuna kafa patlatmış gibi hissediyorum kendimi..
anlamayan anlamaz,hazır ayağına gelmiş doğruları yazanı elinin tersiyle iter..
eğri ile doğruyu ayırdemiyen kişinin başarılı olması çok zordur..
ve insanlara bazı gerçekler pahalıya malolur..
bu zeytincilikte de böyledir,borsada da..
kendi düşen ağlamaz..
sn.Eno, müsait bir zamanımda,biraz düşünüp tartarak fikirlerimi net bir şekilde aktaracağım size toprak ve pavlonya ile ilgili olarak..
Çok sevinirim sn kygnad... Bende kendi çapımda araştırıyorum ancak sizin düşünceleriniz ve tecrübeleriniz benim için çok değerli.
ANALİZATÖR
26-01-2006, 10:17
boşuna kafa patlatmadınız sayın kgynad ben çok ısrar ettim uzman geçinen biride ziraat müh olan arkadaşlara gerek yok deyip durdular tereddüte düştüm ve onlara şunuda söyledim bir çok zeytincilik sitesinde yazıyor bu dedim buna rağmen ikna edemedim çünkü bulunduğum yer de bu işi yapan belli kişilerdi bir sürü bahçe kurmuşlardı .60*60 çukurada karşı çıktılar .ama internet sitelerinde okuduğum da 80*80 öneriliyordu çok yerde. sizde geniş açın çukurları demiştiniz. ama şimdi yağmur yağınca diktiğimiz 300 kadar fidanın yağmur nedeniyle çökme yapacağını söylüyolar çukur uda geniş açtırdın gerek yoktu diyolar. şu andan itibaren onlarla ilişkimi keseceğim.
ANALİZATÖR
26-01-2006, 10:20
sayın kgynad sizi dinleyeceğim ve triple süper fosfat ve potasyumu kullanacağım. ancak bana şu konuda yardımcı olun lütfen. kızmayın lütfen.benim amacım eniyisini yapmaktı ,yanlış kişilerle yola çıkmışım yanılmışım. hatasız kul olmaz.
ANALİZATÖR
26-01-2006, 10:29
şu konuda yardımcı olun :60*60 açılmışçukur ve alt üst toprak birbirine karışmış vaziyette dışarda toran toprak yığını ve yığının yanında 1haftadır dışarda yağmur yiyen fidanlarımız var.triple süper fosfatı---potsı--ve www.organiktarim.biz adresinden bakabilirsiniz yeşil poşetli olan gübre var elimizde. nasıl dikeyim. gübreleri önce sıfıra en tabana yani 60cm derinliğemi koyayım,yoksa çukurun dibine bir miktar toprak serip gübreleri öyle mi koyayım yani ne yapacağımı açık açık yazın nasıl dikecem fidanın çökmemesi için dikerken kaç defa hangi aşamalarda sıkıştıracam yazarsanız memnun olurum. sizi dinleyecem ne derseniz nokta virgül uygulayacam.inanın önceki yazılarınızıda geçenlerde okudum artık beynim durmuş psikolojikmen yıprandım,anlayın beni lütfen. daha dikeceğim 2000 fidan var onlara uygulayalım bari. zararın neresinden dönsek kardır.mevlam benim ve benim gibilerin yar ve yardımcısı olsun inşallah.
-alt üst toprağı fazla kafanıza takmayın,çiftçilikte milimi milimine iş olmaz..mümkün olduğu kadar iyi toprakla doldurun çukurları,doldurunca çiğneyin..
-üçüncü defa gene yazayım:60 cm derinlikte çukuru açtınız diyelim..en alta 15 cm. kadar iyi toprak doldurun..triple ve potası çukurun ortalarına değilde tam kenarlara sacayağı (3 noktaya) şeklinde toplu olarak koyun..
gübreyi koyduktan sonra üstüne 5-8 cm. kalınlıkta toprak örtün..
-fidanı yerleştirin çukura iyi toprakla biraz daha doldurduktan(20 cm) sonra çiğneyin..70-100 gram kadar amonyum sülfat veya üre veya 26 lık amonyum nitrat saçın..gene doldurun kalan yerleri..olay tamam..
-fidanı dikmeden önce dibindeki ve yanlarındaki dolanmış kökleri mutlaka temizleyin..
-aldığınız organik gübreyi iade edip yukarıdaki gübrelerle değiştirirseniz iyi olur..kaça aldınız or.gübreyi ve paketi kaç kilo?
ANALİZATÖR
26-01-2006, 13:29
25 kilosu 15 ytl. herfidana 300gr atmıştık.web sitesinden inceledinizmi ?işe yaramazsa kullanmıyalım ama tarım krediden aldığım için iadesi zor almazlar.ayrıca yükleyip şehre getirmeside ayrı bir külfet.tripleyi vs dediğiniz gibi kullanacam.saygılarımla.
bu kadar bilgi ve tecrübe noksanlığı olan bir kişi böyle 30-40 dekar dikim yapacağına bu yıl 4-5 dekar deneme dikimi yapsaydı..gelecek sene vaziyeti iyice anlar ve işine daha hakim olarak kalan yerleri ekerdi..ve parasal açıdan da baya tasarrufu olurdu..çünkü bizim köylümüz karşısındaki insanın konuya hakim olmadığını anladığı an nasıl sömürü yapacağını düşünür..
aldığınız organik gübreyi sitesinden inceledim..
bu sizin fidanlarınızın azot-fosfor ve potas ihtiyacını karşılamaz..siz bu gübreyi ziyan etmeyin şimdi..fidanlara son 15 cm.lik toprağı doldurmadan önce üre ile birlikte 70-80 gram saçın yeter..
bu gübreler bitki gelişimini düzenleyen bakır,çinko,demir,bor,mangan,kobalt vs.gibi yardımcı besin maddelerini içerir..
şimdi fazla koyarsanız yağmurlarla yıkanıp gider..en güzeli yazın yapacağınız sulamalarda fidan başına 50-60 gram kullanmaktır..
hiç duymadığım firma..piyasada çin malı işleyen bir sürü firma var..pakette yazılanlara ben pek inanmam..çünkü geçen sene BAGFAŞ'ın afrikaya ihraç ettiği gübrelerde bile noksanlık çıktı,ilçe tarım toplattı bunları..bagfaş bunu yaptıktan sonra..pakette %20 yazar tahlilde %3 çıkar..bu yüzden bu tür yaprak gübrelerinde ve takviye gübrelerinde HEKTAŞ'tan şaşmayın..ilaçta da HEKTAŞ..barkodlu ilaç yok bundan başka firmalarda..
ANALİZATÖR
26-01-2006, 14:25
teşekkürler.
valla size kırılmak gücenmek bana yakışmaz..bu ülkede iyi,güzel doğru bir iş yapmaya çalışan insanlara benim katkıda bulunmam boynumun borcudur..
ANALİZATÖR
26-01-2006, 14:58
sağolun çok sağolun.saygılarımla.
tavsiye edilir her mevsim piyasası var
sn.ENO,
öncelikle sizde bir doğa sevgisi olduğuna inanıyorum..ama hayaller ve gerçekler çok farklı oluyor..
-hangi yörede ikamet ettiğinizi bilmiyorum,bu yüzden neler yetiştirebileceğiniz konusunda tam bir öneri getiremiyeceğim..
-eğer marmara ege insanıysanız ve ilgilenme olanaklarınız kısıtlıysa fıstık çamı veya melez kavak ekmenizi önerebilirim..fıstık çamı çok değerli ve bergamada bildiğim kadarıyla fabrikası var..tesis kurmak ve bakımı çok masrafsız ve az zaman alır..bir önemli avantajı da çok fakir,kurak ve ucuza alabileceğiniz arazilere uygundur,ayrıca ileride çocuklarınız için ölümsüz bi kazanç kapısı olur..
-kavak ise biraz sulak alanlarda arazi almanızı gerektirir..bununda dikimi bakımı azdır..12-14 yaşında çocuklarınızın eğitim ve evlilik masraflarını çıkarır..
-tarla alıp boş tutarak bekletmek size yarar sağlamıyabilir..yani tarla alayım da başkalarına kiraya vereyim diye yatırım yaparsanız pek avantajınız olmaz..şimdilik ülke tarımı can çekişiyor ve arazi ve tarla fiyatları pek prim yapmıyor..
-kendinizi zirai konularda eğitip,başkalarının yönlendirmesiyle iş yapacak durumdan kurtulana kadar fıstık çamı ve kavak yetiştiriciliği size en az maliyet ve en yüksek kazanç sağlayan konular olacaktır..
selam ve sevgiler..
10 Mayıs 2005— Bergama’nın Kozak Beldesi’ne bağlı 16 köy fıstık çamı dikerek “yaşamlarını değiştirdi”. Köylüler, yeni ürünle köylerinde yaşanan işsizliği ortadan kaldırdığı gibi, zengin oldular..
İzmir’in Bergama ilçesine bağlı Kozak Beldesinin 16 köyünün kaderi fıstık çamlarıyla değişti. Daha önce bağcılık yaparak geçimini sağlayan bölge köylerinde 1986 yılından itibaren fıstık çamının keşfedilmesiyle bu köylerde yaşam standartları bir anda değişti.
Özellikle Kozak’a bağlı 16 köy arasında fıstık çamından yüz milyarlarca lira gelir elde ederek hayat standartlarını yükselten Kaplan ve Aşağıbey köyü diğer köylere de örnek oldu.
Çam fıstığının ardından köy tüzelkişiliğine ait fıstık çamlarından ürünün olduğu yıllarda 500- 600 milyar liranın üzerinde gelir sağlandığını belirten Kaplan Köyü Muhtarı Harun Demir, şahısların ise fıstık çamından yılda 25- 30 milyar lira arasında gelir elde ettiğini söyledi.
Fıstık çamlarının bir çoğunun kendiliğinden çıktığını belirten Muhtar Demir, ağaçların üzerindeki ürünleri takip ederek ileriki üç yıllık planı da rahatlıkla yaptıklarını, buna göre gelecek yıllarda kaç para kazanacaklarını tahmin edebildiklerini de söyledi.
Kaplan köyünde halkın fıstık çamı sayesinde gelir düzeyinin artmasıyla birlikte eğitim seviyesi de yükselmiş. Köydeki kızların birçoğunun üniversiteye gittiği de edinilen bilgiler arasında. Aydın, Muğla yörelerinde de fıstık çamı bulunduğunu ifade eden Kaplan Köyü Muhtarı Harun Demir, ancak o bölgelerde erken toplanması nedeniyle fıstık çamlarında kalitenin düştüğünü, bu nedenle Kozak yaylasında yetişen fıstık çamlarının kalitesinin daha yüksek olduğunu dile getirdi.
Muhtar Demir, kilosunun 5.5 YTL’den alıcı bulduğu çamfıstıklarının köye kadar gelen kişiler tarafından satın alındığını belirterek, “Köyümüz fıstık çamını keşfettikten sonra tüm herkesin hayatı bir anda değişti. Bu da beraberinde işsizliği getirirken, eğitim kalitesini de yükseltti” dedi.
Köyde daha önce bağcılığın yaygın olduğunu dile getiren, Hulusi Aydın, “zamanla bağlar yaşlandı. Çam fıstıkları da iyi para ettiği için bir çoğumuz bozulan bağlarımızın yerine fıstık çamı diktik” dedi.
Kaplan Köyünde bağcılık yapmakta ısrar eden tek tük kişiler kalmış. Bunlardan birisi de Ali Uysal. Bağcılığın Kozak yöresinin simgesi olduğunun altını çizen Uysal, kendisinin de birkaç fıstık çamı bulunduğunu, ancak üzüm yetiştiriciliğini daha çok sevdiği için bu mesleği sürdürdüğünü bildirdi.
-fıstık çamı BU TARLADA,ARAZİDE HİÇBİRŞEY YETİŞMEZ denilen yerlere ekilebilir,bu yüzden dikim yapacağınız araziyi kelepir fiyata alabilirsiniz..
-fıstık çamının diğer önemli avantajı da,fidanları çok masrafsız bir şekilde kendiniz üretebilirsiniz..alırsınız 10x30 fidan torbalarından,doldurursunuz killi toprakla ve 2 çekirdek gömersiniz..olur biter,bir yıl sonra fidanlarınız hazır olur..
-sulama derdi yoktur..
-hem meyvesi hem kerestesi para yapar..meyvesi ihraç ürünüdür,biliyorsunuzdur pilavlara konulan iç fıstıkların kaç para olduğunu..sanırım 50 gramı 3-4 milyon yapıyor marketlerde..
Powered by vBulletin® Version 4.2.3 Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.