PDA

View Full Version : Vefatlar topiği hakkında görüşleriniz



pinky
08-11-2011, 22:47
Çok sevdiğim bir üyemiz moralini bozduğu için bu topiğe yazmamamı rica ediyor. Ben ise bu topiği sevdiklerini haberdar etmek için açmıştım. Geç haber alıp cenaze namazını kaçırdığımda ve dolayısiyle başsağlığı dileyemediğimde daha çok üzülüyorum. Ayrıca insanlığa faydası dokunmuş kişileri son bir defa anmayı da bir vazife saymaktayım. Karar üyelerimizin.

http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=76317

ayhan53
08-11-2011, 23:19
vefatlar topiği kapansınmı
vefatlar topiği devam etsinmi

sanırım
soru olmamalıydı şıklar
vefatlar başlığı devam etsin diye algılayarak vefatlar topiği devam etsinmi şıkkını işaretliyorum

onur501
08-11-2011, 23:25
vefatlar topiği kapansınmı
vefatlar topiği devam etsinmi

sanırım
soru olmamalıydı şıklar
vefatlar başlığı devam etsin diye algılayarak vefatlar topiği devam etsinmi şıkkını işaretliyorum


imzalıyorum....

HaYaBuSa
08-11-2011, 23:28
umarım hiç bir üyemiz vefat atmez bu topiğede gerek kalmaz..

pinky
09-11-2011, 00:07
vefatlar topiği kapansınmı
vefatlar topiği devam etsinmi

sanırım
soru olmamalıydı şıklar
vefatlar başlığı devam etsin diye algılayarak vefatlar topiği devam etsinmi şıkkını işaretliyorum

Bu eleştirinize katılıyorum. Teşekkürler

TUNABEN10
09-11-2011, 00:41
Ölümden korkmak yersiz, ölüm de hayat kadar normal ve yaşanılası bana göre:) gülerek karşılayabilmek lazım.
Ölümden korkan birinin tek kaygısı, sevdiklerini yalnız bırakmak olmalı; tabi bence.



Ölümü övmüyorum; ama ölüm de var.
Bir sonu olduğunu bilerek başlayabiliyoruz her şeye, hayata bunu bilerek başlamadık; ama hayat bizim için bir şans ve hayat güzel.
Vefatlar topiği devam etmeli.

Aşağıdaki denemeyi bu anlamda çok beğenirim.

.........................


"İnsanlar birbirini yaşatarak yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler." - Lucretius).





Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e; "Otuz zalimler seni ölüme mahkum ettiler," denildiği zaman: "Tabiat da onları!" demiş.

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!

Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de her şeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz sene daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüz sene evvel yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Ölüm başka bir hayatın kaynağıdır. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik, bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik.

Başımıza bir defa gelen şey, büyük bir dert sayılmaz. Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır? Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü yaşamıyanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşıyan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın saat beşinde ölen ihtiyar sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimizi gülünç etmez? Ama edebiyetin yanında, dağların, şehirlerin, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür.

Tabiat bunu böyle istiyor. Bize diyor ki: "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çıkıp gidin. Ölümden hayata geçerken duymadığımız kaygıyı ve korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının, şartlarının biridir. (İnsanlar birbirini yaşatarak yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler - Lucretius).

Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Yahut şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır.

Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin.

"Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? Lucretius."

Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz.

Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldızlar, bu düzendir.

Montaigne

pinky
09-11-2011, 01:24
Herkesin inançlarına ve duygularına saygı duyarım.

Kaybettiğim yakınlarım ve sevdiklerimin resimlerine bakmak, onlar anmak bana huzur verir. Kaybettiği bir yakınının resimlerine bakmak istemiyenleri de tanıyorum.

Hepimizin duyguları farklı. Kültürler arasında da farklılıklar var. En çarpıcı olan Madagaskar kültürü. Belgesellerini hayret ile izliyoruz. Aborjinlerde ölenin ismi asla söylenmiyor. Bizim kültürümüzde tanıdıklarını haberdar etmek ve ölenin hakkında iyi şeyler söylemek esas.

pinky
04-02-2012, 00:53
İnternette gerçek dışı vefat haberlerin çoğalması nedeniyle bu topiği kapatıyorum.