youthanasia
10-03-2006, 13:19
Borsa da iki günde yaklaşık 5 bin puanlık kayıp sözkonusu. Kimine
göre, global bir kriz ,global likidite sorunu, kimene göre ise bir
kaşık suda büyük fırtına koparma. İlk olarak Brezilya'da başladı ve
ardından türkiyeye kayıplar yaşattı. karşılıklı etkileşim de
sürüyor.Büyük bir para çıkışı olmamasına rağmen (valla ilk gün 41,
2.gün 35 civarı çıkış oldu sanırım ki 5 milyar dolar piyasa
müdahalesinde yaprak kıpırdamıyorken 75 milyonun lafı mı olur) 2 bin
puanın üzerinde bir düşüş yaşadı.
benim bu konuda pek de engin olmadığını düşündüğüm fikirlerim şu
yönde: 46,000 lerde ucuz denen borsamız (ki diğer gelişmekte olan
piyasalarla hiç de temelde farklı değil) için 48,000 lerde pahalı
çanları çaldırılmaya başlandı..piyasamıza duyulan güven o kadar
iyiydi ki, ocak yukselişlerinin adından gelen klasik şubat düşüşleri
bile yatayda karşılandı. küresel düzeyde faiz hadlerindeki
değişiklikler global likiditeye sınırlama getirecek olsa bile kısa
vadede likiditeyi değiştirecek bir sorun ve karar da yok ortalarda.
bu kayıplar ve sert düşüşlerin arkasında ben "felaket tellallığı
yapan" global sermayedar - oyuncuların olduğunu düşünüyorum. CNBCE
bile neredeyse bu ortamda düşüşlerin devam edeceğini, likidite ve
faiz hadleri konusundaki gelişmelerin piyasaları olumsuz yönde
etkileyeceğini ve piyasaların buna neredeyse "mahkum" olduğunu
gösterir tarzda yayına başladı. ne oldu da herşey tersine döndü.? dün
not arttırımından bahsedenler bugün çok kısa vadede not arttırımının
gündemde olmadığını söylüyor..
bence burada IMKB deki spekülasyonların global versiyonunun etkili
olduğu konusunda endişelerim var. çok kısa sürede en çok para
kazandıran ülkeler tabiki gelişmekte olan piyasalar ve dolar
kurlarında istikrara hata kurlarda neredeyse gerileme yaşanan türkiye
gibi ülkeler bu iş için çok ideal. global likidite yılda %4-5 gibi
faiz kazançları yerine tabiki yılbaşından beri % 17 kazandırmış
borsaları tercih etmezler mi? ama borsalarda yabancı paylarının
artmış olması yabancılar arasında tereddütler ve güvensizlikler
doğurdu. kim önce çıkacak veya kim pozisyonunu değiştirecek?fitiller
ateşlendi ve beklenen tepki gelmedi. türkiyede %10-12 lerde sınırlı
kaldı düşüşler. brezilya da ise yarısı kadar. % 5-6 kadar
ancak..şimdi söylem yine aynı...global likidite bir süre daha
gelişmekte olan piyasalardan yana..e tabi gelişmekte olan piyaslardan
yana olur.% 10 lar civarında 75 milyon para çıkışıyla hacimsiz
çökertilen borsamız potansiyel + % 15 daha vaadediyor. bence paniğe hiç gerek yok bu haftadaki gelişmelerden. endex bazlı hisselerde hele sorun daha yüzeysel. ancak seçici bazı kağıtlarda eski potansiyel korunmayabilir diye düşünüyorum.
genelde böyle durumlarda benim ilk aklıma gelen G.SOROS tur. ama bugünlerde pek sesini duymadık. her an çıkması muhtemeldir. G.d.asya ve güney amerika ardından türkiye krizlerini tahmin eden macar asıllı bu adam, spekulasyon ve manupulasyon konusunda en az CEM UZAN kadar başarılıdır. "Açık toplumun düşmanları" adlı kitapıyla tanınan popperın bu öğrencisi yahudi asıllı soros artık duyduğuma göre "bu işleri" oğullarına devretmişse de perde arkasında bu yaşlı kurdu heran görebiliriz. "açık ekonominin düşmanı" olan "sıcak para" konusunda da bu adam bir duayendir.
herneyse bugün biraz eski günlerimi anımsadım heralde..umarım en azından bir fikir jimnastiği yapma fırsatı bile oluşturmuşsa ne iyi...saygılar..
göre, global bir kriz ,global likidite sorunu, kimene göre ise bir
kaşık suda büyük fırtına koparma. İlk olarak Brezilya'da başladı ve
ardından türkiyeye kayıplar yaşattı. karşılıklı etkileşim de
sürüyor.Büyük bir para çıkışı olmamasına rağmen (valla ilk gün 41,
2.gün 35 civarı çıkış oldu sanırım ki 5 milyar dolar piyasa
müdahalesinde yaprak kıpırdamıyorken 75 milyonun lafı mı olur) 2 bin
puanın üzerinde bir düşüş yaşadı.
benim bu konuda pek de engin olmadığını düşündüğüm fikirlerim şu
yönde: 46,000 lerde ucuz denen borsamız (ki diğer gelişmekte olan
piyasalarla hiç de temelde farklı değil) için 48,000 lerde pahalı
çanları çaldırılmaya başlandı..piyasamıza duyulan güven o kadar
iyiydi ki, ocak yukselişlerinin adından gelen klasik şubat düşüşleri
bile yatayda karşılandı. küresel düzeyde faiz hadlerindeki
değişiklikler global likiditeye sınırlama getirecek olsa bile kısa
vadede likiditeyi değiştirecek bir sorun ve karar da yok ortalarda.
bu kayıplar ve sert düşüşlerin arkasında ben "felaket tellallığı
yapan" global sermayedar - oyuncuların olduğunu düşünüyorum. CNBCE
bile neredeyse bu ortamda düşüşlerin devam edeceğini, likidite ve
faiz hadleri konusundaki gelişmelerin piyasaları olumsuz yönde
etkileyeceğini ve piyasaların buna neredeyse "mahkum" olduğunu
gösterir tarzda yayına başladı. ne oldu da herşey tersine döndü.? dün
not arttırımından bahsedenler bugün çok kısa vadede not arttırımının
gündemde olmadığını söylüyor..
bence burada IMKB deki spekülasyonların global versiyonunun etkili
olduğu konusunda endişelerim var. çok kısa sürede en çok para
kazandıran ülkeler tabiki gelişmekte olan piyasalar ve dolar
kurlarında istikrara hata kurlarda neredeyse gerileme yaşanan türkiye
gibi ülkeler bu iş için çok ideal. global likidite yılda %4-5 gibi
faiz kazançları yerine tabiki yılbaşından beri % 17 kazandırmış
borsaları tercih etmezler mi? ama borsalarda yabancı paylarının
artmış olması yabancılar arasında tereddütler ve güvensizlikler
doğurdu. kim önce çıkacak veya kim pozisyonunu değiştirecek?fitiller
ateşlendi ve beklenen tepki gelmedi. türkiyede %10-12 lerde sınırlı
kaldı düşüşler. brezilya da ise yarısı kadar. % 5-6 kadar
ancak..şimdi söylem yine aynı...global likidite bir süre daha
gelişmekte olan piyasalardan yana..e tabi gelişmekte olan piyaslardan
yana olur.% 10 lar civarında 75 milyon para çıkışıyla hacimsiz
çökertilen borsamız potansiyel + % 15 daha vaadediyor. bence paniğe hiç gerek yok bu haftadaki gelişmelerden. endex bazlı hisselerde hele sorun daha yüzeysel. ancak seçici bazı kağıtlarda eski potansiyel korunmayabilir diye düşünüyorum.
genelde böyle durumlarda benim ilk aklıma gelen G.SOROS tur. ama bugünlerde pek sesini duymadık. her an çıkması muhtemeldir. G.d.asya ve güney amerika ardından türkiye krizlerini tahmin eden macar asıllı bu adam, spekulasyon ve manupulasyon konusunda en az CEM UZAN kadar başarılıdır. "Açık toplumun düşmanları" adlı kitapıyla tanınan popperın bu öğrencisi yahudi asıllı soros artık duyduğuma göre "bu işleri" oğullarına devretmişse de perde arkasında bu yaşlı kurdu heran görebiliriz. "açık ekonominin düşmanı" olan "sıcak para" konusunda da bu adam bir duayendir.
herneyse bugün biraz eski günlerimi anımsadım heralde..umarım en azından bir fikir jimnastiği yapma fırsatı bile oluşturmuşsa ne iyi...saygılar..