PDA

View Full Version : Doğal Ürünler



petal
06-04-2006, 12:54
Doğa bir eczane gibidir! Tahıl, sebze ya da meyvelerde bulunan çeşitli maddeler, vitaminler; depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi gelir. Urfa'nın acı pul biberinin cilde yararlı, teni güzelleştiren maddeler içerdiğini, İlaçta aspirin neyse, yiyecekler içinde elmanın da o, olduğunu söyleyen Londra Üniversitesi uzmanlarının hazırladığı doğal savaş programında hangi hastalığa karşı neler yemeniz gerektiği söyleniyor. Türk hekimlerimizin de onayladığı faydalı bilgileri bu başlık altında toparlayalım....

bilgiler birleştikçe büyür....

petal
06-04-2006, 12:55
GRİP

Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.

Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.

Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.

Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.

petal
06-04-2006, 12:56
DEPRESYONA

Avokado: Sindirimi çok rahat olan bu meyvayı özellikle yeni doğmuş bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ederiz. İçerdiği E vitamini kalbe iyi gelir, yüksek potasyum da dinç tutar ve insanı depresyona sokan uyuşukluluk ve rahatlığı üzerinden atar. Vücudun kolesterol oranını ayarlar. Teninizin sürekli hücre yenilemesine neden olur. (Zayıflamak isteyenler dikkat: Yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olan avokadoyu yememenizi öneririz.)

Çikolata: Sütlü çikolataları tercih edin. Çünkü içerdiği kakao yağı, magnezyum, E vitamini beynin kendisini yenilemesine ve psikolojik rahatlık sağlamasına yardımcı olur. Migreni olanlar çikolatadan uzak durmalıdır.
İstiridye: İçindeki demir, sperm sayısını ve insanın seks gücünü artırır. A, B12 ve C vitaminleri içerir. Beyin için en faydalı yiyecek olan istiridye, enerji verir. (Dikkat: Kolesterol oranı birçok balığın iki katıdır.)

Patates: Orta boy bir patates,bir insanın bir gün içinde alması gereken C vitaminini içerir. Beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar.

petal
06-04-2006, 12:59
İDRAR YOLLARI

Nane:İdrar söktürücü özelliğe sahiptir. İçerdiği mentol, midenin normal işlevini görmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Sabahları mide bulantısını keser. Nane çayı, baş ağrısı, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.Ancak nane çayını aç karnına değil, tok karnına içiniz.

Elma: İçindeki C vitamini ve pektin oldukça faydalıdır. Kolesterolü düşürür, sindirim sistemini düzenler ve idrar ve hacet yollarındaki sorunları giderir.

Kepekli ekmek: B3 vitamini, demir, potasyum ve folik asit içerir. Çok fazlası idrar yollarına zarar verirken, günde 2 dilim yemek iyi gelir

petal
06-04-2006, 13:00
ALERJİ

Kayısı: İçindeki betakarotene adlı madde hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak,kanseri önler. Bir kayısı ne kadar parlaksa, içindeki betakarotene oranı o kadar yüksektir. İçerdiği kalsiyum ve magnezyum, gırtlak yanmalarını engeller. Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfür dioksit, astım gibi alerjilere iyi gelir.

petal
06-04-2006, 13:00
MENOPOZ

Nohut: Sebze hormonu "fitoöstrojen" içerir. Bunlar östrojenin vücuttaki etkilerini dengeler ve menopozun yarattığı etkilere karşı korur. Sebze proteininin en zengin kaynaklarından birisidir.

Kola: Kafein vücudun yorgunluğunu alır ve konsantrasyonu sağlar.

Üzüm: İçerdiği "elajik" asit sayesinde menopozun neden olduğu kemik erimesine karşı korur. Kandaki östrojen seviyesini yükselterek de menopoz semptomlarını en aza indirir.

Kuru erik: Sadece iki-üç adet yemek dahi vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşılar. İdrar yolları kaslarını rahatlatır. Bu da kolon kanserine karşı korur. Demir, A vitamini, B6 vitamini ve potasyum içerir. İçerdiği yüksek orandaki bor minerali sayesinde menopoz dönemindeki kadınlarda ös trojen seviyesini dengede tutar.

Tatlı patates: Adrenal salgılayan bezleri güçlendirerek vücuda enerji sağlar. Fosfor, magnezyum, kalsiyum, C vitamini, potasyum ve folik asit içerir.

petal
06-04-2006, 13:01
KARIN AĞRISI

Papatya çayı: Bağırsak yollarında toplanan gazı çıkartır, sindirim sistemini düzenler, mide ağrısını keser.

petal
06-04-2006, 13:02
KARACİĞER

Enginar: Cynarine adlı madde sayesinde en sert yiyecekleri dahi sindirimine yardımcı olur.Karaciğer hastalarının yanı sıra romatizma, artirit ve gut hastalığına yakalananlarla, hamilelere şiddetle tavsiye edelir.

Meyan kökü: Dünya üzerinde birçok kabile yüzyıllardır ülser, artirit, bronşit ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı meyan kökünü "doğal ilaç" olarak kullanır. Adrenalini yükseltir, insanın strese girmesini engeller, kan basıncını düşürür.

Zerdeçal: Karaciğer rahatsızlıklarının yanı sıra sindirime de yardımcı olur.

petal
06-04-2006, 13:04
DİŞ

Ekmek: Şekerli yiyecek yenildiğinde içindeki asitler dişlere her 20 dakikada bir saldırır. Ekmek,dişleri korur. Gün boyunca 6 ila 11 dilim ekmek yiyin.

Meyve: (Her çeşit) Günde 2 ila 4 öğün meyve tüketin.

Sebze: (Her çeşit) Günde 3 ila 5 öğün tüketin.

Yoğurt veya beyaz peynir: Eğer yemekler arası atıştırırken diş sağlığınızı düşünüyorsanız,kalsiyum deposu olan bu iki yiyeceği tercih edin.

Muz: Yüksek miktarda karbonhidrat içerir. Zengin bir potasyum kaynağıdır. Bu mineral, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlar.

petal
06-04-2006, 13:05
TANSİYON

Rezene: İçerdiği potasyum sayesinde tansiyonu düzenler. Sağlıklı kan hücreleri için gerekli olan folik asidi de bol miktarda bulundurur. Rezene çayı sindirim için iyidir.

Tahıl: Kan damarlarını gevşeten ve rahatlatan bir tür fotosentez kimyasal maddesi içeriyor. Bu sayede kanın damarlardan daha rahat geçmesini sağlıyor. Tahıl yemek sebzelere oranla vücutta daha fazla kalori yakılmasını sağlar. Kalorinin azalması tansiyonu düzenler.

petal
06-04-2006, 13:07
SİNDİRİM SORUNLARI

Arpa: İçerdiği kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamini vücuda direnç kazandırır.Ayrıca ABD'deki bir araştırma, 6 ay boyunca her gün arpa ürünü şeylerin yenmesinin kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı.

Yoğurt: Günde 150 gram yoğurt vücudun bir günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar. Meyvalı yoğurtlara 3 çay kaşığı şeker eklendiği için şeke r oranları daha yüksektir. Yoğurttaki potasyum, kan basıncı ve kalp atışlarını düzenler. Midenin yiyecekleri düzenli olarak öğütmesini sağlar...

ÇELEBİOĞLU
06-04-2006, 13:28
Öksürük

Aktarlarda bulabileceğiniz öksürük tozu gerçekten çok etkili oldu ben de.Yılın bu aylarında 2-3 yıldan beri öksürük nöbetlerine yakalanıyorum..Bu tozu birkaç defa kullanmak ben de çok etkili oluyor...(En son kg.ı 10 ytl idi)..

balaban
06-04-2006, 13:47
 Bal ve Tarçın karışımının birçok hastalıklara iyi geldiği saptanmıştır.
 Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal,asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır.
 Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir.
 Bal hertürlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir.
 Bugünün tıp ilmi,balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir.
 Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 OCAK 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.

balaban
06-04-2006, 13:48
ARTRİT
Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.

Artritli hastalar,bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah ,akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ;kahvaltıdan önce Bir yemek kaşığı Bal ve ½ çay kaşığı toz Tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemiyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

balaban
06-04-2006, 13:49
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Hergün kullanılan Bal ve Tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.

Araştırmacılara göre Bal,birçok Vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir.

Balın düzenli kullanılması, Akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan,korpuskülleri de kuvvetlendirir.

balaban
06-04-2006, 13:49
HAZIMSIZLIK & GRİP

Toz Tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler

İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

balaban
06-04-2006, 13:50
İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

İki kaşık toz Tarçın,bir tatlı kaşığı Bal, ılık su içerisinde eritilip içilir.

İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

balaban
06-04-2006, 13:51
KANSER

Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada ,mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur.

Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık Tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

balaban
06-04-2006, 13:52
KALP HASTALIKLARI

Bal ve Tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür.

Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur.

Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.

Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

balaban
06-04-2006, 13:53
KOLESTEROL

İki kaşık Bal, Üç tatlı kaşığı Toz Tarçın,450 gr.demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir.

Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.

Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

ekselans
06-04-2006, 14:03
KEREVİZ

Uyarıcı ve idrar söktürücüdür. İktidarsızlığı giderir. Şeker, guatr ve yüksek tansiyonda faydalıdır. Böbrek, akciğer ve karaciğer hastalıklarını önler. Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar. Sürmenajda faydalıdır. Sinir yorgunluğunu giderir. Kanı temizler. Karaciğer şişliğini giderir. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesinde yardımcı olur. Safra ifrazatını düzenler. Nikris ve romatizmada faydalıdır. Susuzluğu keser ve vücuda serinlik verir. Kalp hastalarına tavsiye edilir. Ses kısıklığını giderir.

ekselans
06-04-2006, 14:04
KESTANE

Kabuklarının suda kaynatılması ile hazırlanan ilaç; ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi, kasları kuvvetlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçirir. Kansızlığı giderir. Mideyi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememelidir.

petal
06-04-2006, 17:18
ROMATİZMA

Enginar: Vücuttaki zehiri atma etkisi sayesinde başta romatizma olmak üzere gut hastalığı ve eklem yanmasına karşı birebirdir. Folik asit ve potasyum kemikleri güçlendirir.

Domates: C vitamini boldur.

Tahıl: İçerdiği doğal kimyasallar, romatizmanın yol açtığı eklem yanmaları ve romatizmal ağrıları hafifletir.

Kekik: Timol adı verilen bir tür doğal yağ, vücuttaki diğer yağların parçalanmalarını sağlar. Kekik yağı banyoda sürüldüğü zaman romatizma ağrılarını büyük oranda azaltır.

Zencefil: Uyarıcı etkileri kan damarlarını genişletip kan dolaşımını artırarak romatizma ağrıları ve yanmaları yok eder.

petal
06-04-2006, 17:18
SİSTİT

Kuşkonmaz: Folik asit, C ve E vitaminleri içerir. Yenilen besinlerin vücuttaki zehirli kalıntılarını atmayı sağlar. Karaciğer ve böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır, destekler. Bu nedenle doktorlar, sistit hastalarının mutlaka kuşkonmaz yemeleri gerektiğini söylüyor

petal
06-04-2006, 17:19
KANSIZLIK

Hurma: Türüne göre değişse de hurmaların birçoğu yüksek oranda demir içerir. Besin değeri yüksek ve önemli bir enerji kaynağıdırlar. Doğal müshil etkisine sahiptir. Kurutulmuş olanlarına göre daha yüksek oranda su ve daha düşük kalori içerir.

petal
06-04-2006, 17:20
İDRAR VE BÖBREK

Pancar: Böbrekleri çalıştırır. Önemli bir potasyum kaynağıdır. Vücuttaki tuz oranını dengeler. Bu sayede böbrekler ve idrar yollarının çalışmasını destekler.

Kavun: Orta boy bir kavunun yarısı, günlük C vitamini ihtiyacını tamamen karşılar. A vitamini ve betakaroten içerir. Bunlar antioksidan, yani vücudu temizleyici etkiye sahiptir. Böbrekleri rahatlatır. Yüksek miktarda su ve düşük miktarda kalori içerir.

petal
06-04-2006, 17:21
DİYABET

Kuru fasulye: Lif açısından zengin bir besindir. Bu da diyabet riskini büyük oranda azaltır.İçerdiği karbonhidratları vücudun şekere dönüştürmesi uzun sürer.

Mercimek: B vitamini, demir, kalsiyum, potasyum, fosfor ve magnezyum içerir. Çözünebilir lif içermesi sayesinde kandaki koleste rol oranını düşürür. Bu nedenle diyabet ve kalp hastaları için kaçınılmaz bir besindir.

petal
06-04-2006, 17:21
BAŞ AĞRISI

Nane: Nane çayı baş ağrılarını dindirmek için birebirdir. İçerdiği mentol ve mentol doğal yağları sayesinde mideyi rahatlatma etkisine de sahiptir.

Biberiye: Kimyasal içerikleri sayesinde doğal bir ağrı kesici görevi görür.

Çikolata: Doğal antidepresan özelliği vardır. Çikolata magnezyum ve demir içerir. Sinirleri gevşetici özelliği sayesinde baş ağrısını dindirir.

petal
06-04-2006, 17:23
VÜCUT SU TUTMUŞSA

Kuş üzümü: 100 gramı günlük C vitamini ihtiyacının tam 3 katını karşılar. Antibakteriyel ve yanmayı önleyici etkileri vardır. Zengin potasyum ve düşük tuz içeriği, dehidratasyonu olanlar için önemli bir doğal ilaçtır.

Kabak: 100 gram kabak günlük folik asit ihtiyacının 4'te birini karşılar. Yüksek orandaki potasyum sıvı-tuz dengesini sağlar.

Tahıl: İdrar yollarını açıcı, çalıştırıcı ve rahatlatıcı etkileri sayesinde dehidratasyonu rahatsızlığı bulunanların mutlaka yemeleri gerekir. Mideyi rahatlatıcı özelliği vardır.

petal
06-04-2006, 17:23
EĞER MİDENİZ RAHATSIZSA

Tarçın: Mide yanmalarını ve kusma hissini alır.

Hindistan cevizi: Sütlü içeceklere eklendiği zaman mideyi gevşetici ve gazını alıcı bir etki yaratır. Mide bulantılarını önler.

Lahana: Mayalanma sırasında laktik asit üretir. Bu da sindirim sistemindeki zararlı bakterileri öldürerek sindirime yardımcı olur.

petal
06-04-2006, 17:24
GUT HASTALIĞI

Hamsi: Omega-3 yağı açısından çok zengindir. Kolesterol seviyesini düşürür. Kanın pıhtılaşmasını önleyerek damar tıkanıklığı, kalp krizi ve dolayısıyla da felç geçirme riskini düşürür. Haftada en az 1 kez yemek gerekir. Kalp hastaları için bu miktar haftada 3-4 porsiyon olmalıdır.

petal
06-04-2006, 17:25
ADET SANCISI

Muz: İçerdiği yüksek oranda B6 vitamini sayesinde kadınların adet dönemi sancılarını büyük oranda azaltır. Doğal bir ağrı kesici gibidir.

Tarçın: Koli basilinin üremesini önler. Limon çayına balla birlikte eklenerek içildiğinde hem nezlenin yol açtığı boğaz ağrılarına hem de adet dönemi sancılarına iyi gelir.

petal
06-04-2006, 17:26
TİROİD

Midye: Omega-3 yağı açısından zengin bir besin kaynağıdır. İçerdiği selenyum minerali tiroit bezlerinin normal işleyişi için gereklidir.

petal
06-04-2006, 17:26
ARTRİT

Enginar: Enginarın en büyük özelliği toksinleri temizleme yeteneğidir. Bu nedenle artirit ve romatizması olan hastalara özellikle tavsiye ediliyor. Cynarine adlı madde, karaciğer ve safra kesesinin rahatsızlanmasını engelliyor.

petal
06-04-2006, 17:27
ARAÇ TUTMASI

Zencefil: Sindirime yardımcı olur. Mide bulantısını giderir. Enerjinizi artırır. Seyahatin ve otomobilde uzun süre gitmenin yol açtığı bulantı ve rahatsızlıkları azaltır.

petal
06-04-2006, 17:28
CİLT SORUNLARI

Papatya: Bitkisel yağ ve kimyasallar içerir. Çay olarak içildiğinde sindirime yardımcı olur, karın ağrılarını dindirir. Sıcak bir banyonun ardından hazırlanacak papatya çayı torbaları, egzamanın neden olduğu kaşıntı ve yanmaları alır.

Acı pul biber: Portakaldan 3 kat daha fazla oranda C vitamini içerir. Capsantin adlı kimyasal madde zona hastalığının neden olduğu ağrıları dindirmek için yapılan kremlerde kullanılır.

Portakal suyu: Bir bardak portakal suyu günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılar. İçindeki potasyum vücudun su dengesini korur; cildin kurumasını, kırışıklıkların meydana gelmesi önler.

Portakal yağı:Susam yağıyla karıştırılarak kullanıldığında iyi bir cilt yağı elde edilir.Ayrıca;selülitli bölgelere portakal yağıyla masaj yapılması tavsiye edilir

petal
06-04-2006, 17:31
KANSER

Kayısı: Antioksidan olan betakaroten açısından zengindir. Hücrelere ve dokulara zarar veren moleküllerin etkisini ortadan kaldırarak kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Lifli olduğu için bağırsakları koruyucudur.

Tahıllar: Arpa, mısır, buğday, yulaf gibi tahıllar B ve E vitamini, potasyum ve kalsiyum içerir. Kanserojen maddelerin vücuttan atılması sürecini hızlandırır. Tahıl ağırlıklı bir beslenme rejimi,bağırsak kanseri riskini yarı yarıya azaltıyor.

Fasulye: Fasulye, C vitamini ve betakaroten gibi kalp hastalığı ve kanseri önleyen antioksidanlar açısından zengindir. B vitamini de seks hormonlarını kuvv etlendirir.

Pancar: Demir ve folik asit açısından zengin olan pancar eski çağladan beri kan hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Amerikalı uzmanlar pancar suyunun sarılık tedavisinde de etkili olduğunu belirtiyor.

Lahana: Kanserli hücrelerin çoğalmasını önleyen karoten maddesi içerir.

Havuç: Araştırmalar havuç tüketimi arttıkça kanser riskinin azaldığını ortaya koymuştur. Bunun temel nedeni betakaroten, C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar açısından zengin oluşudur.

Nohut: Yağ düzeyi düşük olan ve kolesterol içermeyen nohut kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, bakır, manganez, betakaroten ve folik asit açısından zengindir. Göğüs kanserine karşı korur.

İncir: Potasyum, demir ve kalsiyum içerir. Sindirim sistemine yardımcı olur. Eski çağlarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılan incir, modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak öneriliyor.

Sarımsak: Bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kansere, yüksek kolesterole, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır.

Fındık: Kalp krizine karşı koruyucu olan E vitamini açısından en zengin besinlerin başında gelir. Her gün yenilen bir avuç fındık kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucudur.

Mercimek: B vitamini, demir, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve pota syum içerir. Lifli özelliği kandaki kolesterol oranını düşürür, şeker ve kalp hastaları için yararlıdır.

Zeytinyağı: İçindeki omega yağ asitleri, kandaki kolesterol düzeyini dengede tutar. Antioksidan özelliği olan E vitamini açısından da zengindir. Bu sa yede kalp krizi, felç, kanser ve erken yaşlanmaya karşı beyni koruyucu etkiye sahiptir.

Soğan: Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği allicin ve sülfür; mide ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etkiye sahiptir. Son araştırmalar kemik erimesine karşı, peynir ve sütten daha etkili olduğunu göstermiştir.

Şeftali: Teki bile insanın C vitamini ihtiyacının yüzde 50,sini karşılayabilir. Sindirimi kolaydır. Kansere ve kalp krizine karşı koruyucu olan betakaroten açısından da zengindir. Bir tanesinde 33 kalori vardır.

Pirinç: Pirinç mükemmel bir enerji kaynağıdır. E ve B vitaminleri açısından zengindir. Bağırsak kanserine karşı koruyucu olan pirinç, kolesterolü düşürerek kalp krizi riskini de azaltır.

Çilek: Kolesterol düzeyini düşürür ve sindirim sistemini düzenler. Ellegic asit adı verilen kanser savan bir maddeyi de içerir.

Domates: Likopen açısından zengin ender bitkilerden biridir. Likopen, pankreas gibi çeşitli kanser hastalıklarını önleme konusunda hayati önemdedir. C vitamini açısından zengindir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir

petal
06-04-2006, 17:32
GÖZ

Mısır: Zeaksantin adlı bir bitkisel bileşim içerir.Bu madde yaşa bağlı olarak gelişen görme bozukluklarını azaltır.

Ispanak: Antioksidan özelliği taşıyan A vitaminine dönüşen betakaroten içerir. Sağlıklı gözler için gereklidir. Katarakt ve diğer göz tabakalarının bozulmasına karşı lutein maddesi de içerir.Pişirdikten sonra hemen tüketin; beklemesi halinde içindeki yararlı maddeler toksik maddelere dönüşebilir

baron11
06-04-2006, 22:30
Betakaroten de serbest radikallerle savaşır, yani antioksidandır. Vücudu temizler. Özellikle pembe renkli greyfurtta bol miktarda bulunur. Betakaroten gözler ve cilt için çok faydalıdır. Kalbi korur ve kanser tedavisinde önemli rol oynar. Vücudun günlük betakaroten ihtiyacı yaklaşık 2 - 5 mg'dır.
Öneri: Güne enerjik başlamanın en kolay yolu; sabah kahvaltısında bir greyfurt yemek veya meyve suyu olarak içmektir.

baron11
06-04-2006, 22:39
Bitki Hakkında: Baklagillerden; otsu bir bitkidir. Acı taneleri kullanılır.
Tibbi Etkileri ve Kullanımı: Besleyicidir, idrar söktürür ve idraryollarını temizler. Böbrek iltihabını giderir. Böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardımcı olur. Başağrılarını dindirir. Romatizma, Lumbago ve Siyatik ağrılarını keser. Albümin miktarını düşürür. Vücutta biriken tuzu atar.

baron11
06-04-2006, 22:47
Bitki Hakkında: Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmemektedir. Ama, Anadolu'da benzeri dört türle beraberce yetişen andızotu 1-2,5 m. kadar boylanabilen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Dışı koyu kahverengi kalın yumrulardan oluşan rizom kökünün içi, açık renkli, muz kokulu ve krem gibi yumuşaktır. Bitkinin yuvarlak kesitli, yeşil renkli ve tüylü kalın gövdesinin içi de beyaz renkli, süngersi yumuşak bir özle doludur. 40-45 cm. kadar uzunluktaki kenarları kaba dişli ve sivri uçlu yapraklarının üzeri yeşil, altı ince tüylü ve gri renklidir. Yaz mevsiminde açan sarı çiçekleri papatyaya benzer. Bu çiçeklerden oluşan tohumu silindir biçimindedir. Bir uçunda tüy öbeği bulunur.

Güneşli yerleri, nemli ve bitek toprakları seven andızotu, döktüğü tohumlarıyla çoğalır.
Andızotu % 40'a varan oranda inulin ile ayrıca belenin adı verilen uçucu yağı, yapışkan bitki sıvısını, triterpen ve acı maddeleri içerir. Bazı yerlerde bitkinin hoş kokulu kurumuş rizom kökleri çiğ olarak ya da kök sebzesi gibi pişirilip yenilir. Ancak, acı tadına hazırlıklı olunmalıdır.

Tibbi Etkileri ve Kullanımı: Sağlığa yararları Avrupa'da uzun yıllardan beri bilinen andızotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:

*Tadı acı olan bitki midevidir: İştahı açar, sindirimi kolaylaştırır. Safrayı söktürür.
*İdrarı artırıcı etkisi vardır.
*Terleticidir. Nezleyi keser, göğsü yumuşatır. Öksürüğü hafifletir. Özellikle çocuklarda rahatsız edici bronşit öksürüğüne çok iyi gelir.
*Bedeni güçlendirici toniktir. Geçmişte veremin tedavisinde de kullanılmıştır.
*Bronşite eşlik eden astım ve anfizem durumlarında rahatlatıcı etki yapar.

Bütün bu sağlığa yararlı etkilerinden yararlanmak için, andızotunun rizomu, sonbaharın başı ile ortası arasında toprak kazılıp çıkarılır. İyice temizlenip parçalanır. Bu parçalar güneşte ya da 50-70 C derece yapay ısıtmayla kurutulur, 1 tatlı kaşığı kökparçası alınıp önce 8-10 saat süreyle 1 bardak soğuk suda bırakılır. Daha sonra ısıtılıp bir tür infüzyon elde edilir. Bu infüzyondan günde üç kez ve birer bardak sıcak olarak içilir.

* Ayrıca doku ve damar büzücü etkileri nedeniyle andızotu yara iyileştiricidir.
* Antiseptik (mikrop kırıcı) etkisi de vardır.

Bu etkileri sağlamak için, yukarda tarifi verilen infüzyon, şikayetli yerlere dıştan uygulanır.
UYARI
* Andızotu aşırı kullanılırsa mide bulantısına neden olabilir.

baron11
08-04-2006, 00:38
Kök şeklindeki gövdesinden yararlanılan bir Güney Pasifik biber bitkisi (Piper methysticum). Çok eski dönemlerde narkotik içki olarak kullanılıyordu. Ancak şimdi yatıştırıcı olarak yararlanılıyor. Etkin hammaddesi kavapiron. Ayrıştırılabilen bu madde, sakinleştiricilerle benzer etki yaratıyor. Ruh halinde değişiklik yaratabiliyor, görüşü bulandırıyor, kas koordinasyonunu bozuyor ve yüksek dozlarda alındığında hepatite (sarılık) neden olabiliyor. Bazı ilaçlarla zararlı etkileşim yaratıyor.

Kava kavanın yararları konusunda kuşku yok denecek kadar az. Son yıllarda gerçekleştirilen 7 deneyde anksiyete konusunda plasebodan daha yararlı olduğu görüldü.

Serenler
08-04-2006, 09:54
İsveç Şurubu

Acı madde içerikli bitkilerin alkol-su kanşımında açığa çıkmasıyla elde edilen bu acı şurubun reçetesi, îsveçli Dr. Samsf’ın ölümünden sonra, geride bıraktığı notlann arasında bulunmuştur. Dr. Samst, 104 yaşında sağlıklı bir kişiyken, attan düşerek ölmüş. Bilindiği kadarı ile Samst aİlesinin fertleri, kuşaklar boyunca hep sağlıklı ve uzun ömürlü olmuşlar. Bu sağlık iksirini, Avusturyalı Bayan Mari Treben, Tann'nın Eczanesinden Sağlık adlı kitabıyla 1980'li yıllarda topluma tanıtmıştı. Türkçe’ye çevrilen kitap 1984'te yayımlandıktan kısa bir süre sonra îsveç Şurubu (Schweden Bitter) ülkemizde de tanınmaya başladı. Onun inanılması zor başarılanna sürekli olarak tanık olmuş olan binlerce aile, onsuz bir yaşamı düşünemiyorlar artık. Şimdi belki de, Niyazi Eröztürk amma da atıyor! diye düşünüyor olabilirsiniz, ama varsın olsun. Nasıl olsa, onu günün birinde deneyeceğinizi ve bana hak vereceğinizi çok iyi biliyorum!
Alman Dr.Ecz.Theİss, drog katkılannın bazılarını değiştirip, drog çeşidini de zenginleştirerek, şurubu daha da etkili kılabilmeyi başarmıştır.
Reçetedeki droglar, 2-3 litrelik geniş ağızlı bir şişeye konulur, üstüne 1,5 litre, 30-40 derecelik kanyak veya votka veya rum veya etil alkol-su karışımı eklenir. Şişe 2 hafta boyunca, günde 2-3 kere çalkalanarak, güneşte veya sıcak bir ortamda ağzı kapalı olarak bekletilir. Süre sonunda, koyu renkli şişelere aktarılır. Büyük şişedeki posalı şurup ise serin ve loş bir ortamda bekletilir. Bekleme süresi arttıkça etkinliği de artar. Böylece, bu eşsiz iksire yıllar boyunca sahip olunabilir. Dikkat edin! Şurup kumaşta leke yapıcıdır!

Reçete

Türkçe
Latince

Besbase l g MMyrısticae arıllus
Cedvar 5,5g Curcuma zedoria
Centiyane 3,5g Gentiana luteaa
Domuzdikeni 2g Carlina acaulis
Eğir kökü 9g Acaorus calamus
Kafur l g Cinnamomum camphera
Kakule 0,5g Elettaria cardamomum
Melekotu kökü 6,5 Angelica archangelica
Mirra 7g Commiphore molmol
Ravent kökü 9g Rheum palmatum
Safran O, l g Crocus sativus
Sarısabır lOg Aloe ferox miller
Sinameki l g Cassia angusfolia
Tarçın l g Cimamomum zeylanicum


Kullanım Alanları ve Biçimleri
* İçten kullanımda, günde 1-4 kere, 1-2 çay kaşığı doluşu, bitki çaylarına veya ılık suya karıştırılarak alınabilir. Çocuklarda dozaj yarıya indirilir. Akut durumlarda, 1-2 yemek kaşığı doluşu şurup, sek olarak veya bir misli suyla inceltilerek bir kerede içilir. Gebelik sürecinde ve 10 yaşın altındaki çocuklarda içten kullanılması doğru olmayabilir, çünkü bu konularda bilimsel araştırma eksikliği söz konusudur. Şurupla birlikte içilen İnek sütü nedeniyle bazı duyarlı kişilerde alerjik tepkiler oluşabilir. Şurup kullanımına son verildiğinde ise bu tepkiler sona erer.
*Dıştan kullanımda, hasta veya ağrılı bölgeye sürülür veya kompres yapılır. Şurubun bazı duyarlı derileri tahriş edebileceği veya kurulabileceği göz önüne alınarak, o bölge Önceden yağlı bir kremle veya zeytinyağı ile nemlendirilir. Şurupla ıslatıldıktan sonra hafifçe sıkılmış bir pamuk parçası bölgeye uygulanır. Giysilere leke yapmaması ve soğumaması için bir plastik parçasıyla örtülür ve sargı beziyle tespit edilir. Kompresin belirli bir süresi yoktur. Kurudukça tazelenebilir. Sürekli uygulanan kompreslerde hep aynı pamuğu kullanmakla hem kompresin gücü artırılmış, hem de şurup tüketimi azaltılmış olur
içten kullanım-
Mide krampları ve kolit ağrılannda, 1-2 yemek kaşığı doluşu, sek olarak veya aynı miktarda suyla İnceltilerek, bir kerede içilir.
-Fazla alkol kullanıp, ağır yemeklerle midenin zorlanmış olduğu
bir gecenin sonunda veya sabahında, 1-3 yemek kaşığı şurup, sek olarak veya aynı miktar suyla İnceltilerek bir kerede içilir. En geç 1-2 dakika içinde rahatlama başlayacaktır.
-Mide ve bağırsaklarda biriken gazların dışlanmasını sağlar.
Papatya, rezene veya nane çaylarına 2-3 tatlı kaşığı eklenerek içilir.
-Safrakesesi ağrılarını dindirir. Safrakesesi bölgesine ayrıca
kompres uygulanmalıdır.
-Romatizma ağrılarına karşı, günde 3-4 kere, l tatlı kaşığı doluşu şurup, bitki çaylarına eklenerek alınır ve ağrılı bölgelere ayrıca friksiyonlar veya kompresler uygulanır.
-Kan temizliği için, 2-3 haftalık kürler uygulanır. Günde 3-4 kere, yarım veya bir tatlı kaşığı şurup, ısırganotu-civanperçemi eşit karışımının çayına eklenir.
-Uykusuz kişiler, yatmadan yarım saat önce, örneğin mayıs papatyası veya kediotu kökü çayıma l tatlı kaşığı ekleyerek almalıdırlar. Sinirsel kökenli uykusuzluklarda kalp bölgesine friksiyonlar yapılabilir.

-Sarhoş kişi, 2-3 yemek kaşığı doluşu şurubu sek olarak bir kerede içtikten kısa süre sonra kendine gelebilir.
-Şurubu sabah akşam kullananlar başkaca ilaca gerek duymayabilirler. Çünkü o bedeni güçlendirir. Kısacası, bedeni hastalıklara karşı güçlü kılar(bağışıklık sistemim güçlendirir), yüzü gençleştirir ve güzelleştirir.
-Gırtlak, yutak ve dişeti iltihaplarında, dişeti çekilmesi ve kanamasında, gerçekten de çok başarılıdır. Sek olarak veya aynı miktarda suyla inceltilerek bir yudum alınır ve ağzın içinde elden geldiğince uzun süre dolaştırılır. Sonra üstüne bir yudum su daha alınarak gargaralar yapılır ve yutulur. Bu tedavi, dişetini sağlıklı tutmak için bir önlem olarak, örneğin haftada bir kere uygulanabilir. Dişeti rahatsızlıkları fark edildiğinde, bazen çok geç kalınmış olabiliyor! Şurup dişleri sarartabileceği için, kullanımdan kısa bir süre sonra dişler fırçalanmalıdır.
-Diş ağrılarıda da aynı tedavi uygulanır. Ama dişetine şurup kompresi yapılmamalıdır, çünkü uzun süreli bir kompres dişetini tahriş edebilir ve hatta yakabilir! Çalkalamalar yeterlidir.

Dıştan kullanım

-Kulak ağrısı, dışkulak yolunda sivilcelenme veya kabuklanma ve kulak uğultusuna karşı, şurupla nemlendirilmiş küçük bir pamuk parçası kulak yoluna sokulur ve uzunca bir süre(gece boyunca) etkilemeye bırakılır. Ama alkolün kulak yolunu kurutmaması için, önceden, zeytinyağına batırılan küçük parmağı kulak yoluna sokmak doğru olur.
-Burun içindeki kabuklanmalar, şurupla ıslatılan bir pamukla sık sık nemlendirilir. Kabuk kısa sürede düşer ve yara iyileşir.
-Arı, böcek ve sivrisinek ısırıklarına karşı, o bölgeye hemen kompres yapılacak olursa, şişmez, kızarmaz, kaşınma olmaz ve acı hemen diner. Bu tür ısırıklara karşı önlem olarak, ısırılabilecek bölgelere önceden şurup sürülürse, sinekler ve arılar sizi ısırmayacaklardır.
-Kazalar sonunda oluşan kanamalara ilk yardım olarak, hemen bol şuruplu bir kompres yapılacak olursa, hastaneye ulasana kadar kanama durmuş olabilir.
-Eziklerde, örneğin otomobil kapışma sıkışan parmağa hemen bir kompres yapılacak olursa, ağrı diner, parmak morarmaz, şişmez ve tırnak düşmez.
-El ve ayak bileklerinin burkulmasında veya çarpmalarda oluşan şişlikler, yapılan kompresler sayesinde birkaç saat içinde veya bir gecede iner, ağrılar ise çok kısa sürede diner.
-Basit yanık ve haşlanmalarda veya güneş yanıklarında İlkyardım olarak şurup sürülür veya kompresler yapılırsa, acı diner, deri altında su toplanmaz, yani deri ölmez. Ama bunun için, deri yatışana kadar sık sık şurupla nemlendirilmeli ve ayrıca aynısafa merhemi kullanılmalıdır.
-Dudak uçukları, çatlaklar, iltihaplı sivilceler ve gelişme aşamasındaki çıbanlar sık sık şurupla nemlendirilir veya kompres uygulanırsa, gelişmelerini tamamlayamadan yok olurlar. Ama eğer bir çıban oluşma aşamasını tamamlamışsa, İltihabı dışa akıtmak için, örneğin kara merhemle(ihtiyol merhemi) ve sıcak kompreslerle olgunlaştırımalıdır. îltihap dışarı aktıktan sonra uygulanan şurupla çıban kısa sürede kuruyacaktır.
-Akıntılı nezlelerde, 1/5 oranında suyla İnceltilen şurup buruna iyice çekildiğinde, akıntı hemen durur ve tıkalı burun açılır. Şurubun kokusunun buruna çekilmesi de rahatlatıcıdır.
-Her tür eski ve yeni yara, beyaz şarapla temizlenip, şurupla kompres uygulandığında, iltihaplanma sona erer ve yara kısa sürede kapanır.
Nasırlar ve siğilllerin üstüne , 3-4 gün boyunca kompresler uygulanır. Sonunda nasır kendiliğinden düşer veya köküyle acısız olarak çekip çıkarılabilir.
Tüm spor yaralanmalarında, iç kanamayı ve şişmeyi önlemek için ıslak kompresler biçiminde uygulanmalıdır.
Bu bitkisel iksir için çok şey yazılabilir. Ama en doğrusu kişinin onu birebir ilişkiyle tanımasıdır. Her evin ecza dolabında hatta hiç abartısız olarak kişilerin el çantasında bulunması gereken başlıca ve belki en gerkli ilk yardım ilacıdır o!
Temin edeceğiniz bitki karışımı ve verdiğimiz tarifle bu iksiri evinizde de hazırlayabilir ve üstün niteliklerinden yararlanabilirsiniz. Bu şekilde kendiniz, aileniz ve yakınlarınız için yararlı olmanın sevincini yaşayabilirsiniz.
---------------------------------

NOT:Bu iksiri yıllardır hazırlarım, evimdeki ecza dolabını ilk yıldan sonra boşalttım, şimdi sadece isveç İksiri var. Yanımdan da eksik etmiyorum. Tanıdık tanımadık insanlarda ve çok değişik ortamlarda yanık, ezik, böcek ısırırması, yaralanmalarda o insanlara yardımcı olmanın zevkini yaşadım. Bu sayede çok ağır bir yanık vakası geçiren arkadaşımın yaraları İsveç iksiri ve kantaron yağıyla iz bırakmadan iyileşti. Sevgili eşim ayak parmağındaki nasırdan kurtulup istediği aykkabıları giymenin zevkini yaşadı. ergenlik çağındaki kızlarımız iz kalmadan cilt sorunlarından kurtuldular. Bunca yıldır bende şu kanaat oluştu ki; yukarda yazılanlar aslında iksirin basit bir özeti. Gerçekte yararları sayılamayacak kadar çok.

baron11
13-04-2006, 13:03
Güne sağlıklı başlamanın yolu; bir bardak taze sıkılmış meyve suyu içmekten geçiyor.
Güne zinde başlamanın birçok yolu var. Bunlardan en lezzetli ve sağlıklısı turunçgillerden elde edilen bir bardak meyve suyu. Nedeni ise çok basit. Çünkü turunçgillerde bol miktarda C vitamini, betakaroten gibi karatinoid ve sindirimi kolaylaştıran pektin maddesi bulunur.

Meşhur C vitamini
Öncelikli görevlerinden biri bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek, vücudu enfeksiyonlara, bakteri, virüs, mikrop ve serbest radikallere karşı korumaktır. C vitamini bazı hormonların işleyişine yardımcı olur. Aynı zamanda A, B, E vitaminleri, demir ve kalsiyumun vücutta daha iyi kullanılmasını sağlar, koroner kalp hastalığı riskini azaltır ve kılcal damar yapısını güçlendirir. Eksikliği yorgunluk ve halsizlik olarak ortaya çıkar ve hastalıkta iyileşme sürecinin yavaşlamasına neden olur.
Alınması gereken miktar nedir?
Yetişkinlerin günlük C vitamini ihtiyacı yaklaşık 60 - 100 miligram'dır (mg). Soğukalgınlığında, sigara içenler ve hamilelerde bu miktar iki misli olabilir. 100 mg C vitamini bir portakal veya iki limon demektir.
Doğal besinlerde bulunan vitaminler, hap olarak alınan vitaminlerden daha faydalıdır.


Sayın Petal sağlık ihmale gelmez:roll: değilmi.

klasik19
20-04-2006, 18:39
Babam Kronİk Akcİgor BronŞİtİ Yanİ Koah Da Denebİlİr YaŞi 67 Gİtmedİgİm Doktor Kalmadi Dİyebİlİrİm Bİtkİ Tedavİsİ AraŞtiriyorum Yardimci Olursaniz Sevİnİrİm

EnergY
25-04-2006, 12:18
Eşimin böbreklerinde bulunan 2 taş nedeniyle geçirdiği kapalı ameliyattan olumlu bir sonuç alınamaması üzerine bir arkadaşımızın önerisi ile tamamen bitkisel bir şekilde imal edildiği bildirilen ve Almanyada üretilen 100 tabletlik bir ilaç olduğunu duyup bunu bir şekilde temin ettik ve bir ay kullandık. Sonuç inanılmazdı. Taşın biri tamamen yok olup diğeride kısmen küçüldü. Şimdi kullanmaya devam ediyoruz 15 gün sonra ultrasonda bir kontrol daha yaptıracağız.

gagat
04-05-2006, 23:46
annem 78 yaşında ve mitral darlığı,böbrek yetmezliği,gut,hipertansiyon sorunları var.Henüz diyalize girmiyor.Coumadin kullanıyor.Ayaklarında sürekli uyuşukluk,ağrı,yürürken sanki kızgın kuma basmış gibi yanmaları mevcut.Nöropatik ağrı denildi ancak herhangi bir tedavi önerilmedi.Aranızda bu tür problemleri olan varsa deneyimlerini paylaşırsa sevinirim.Özellikle ayak ağrıları için doğal ürünlerden neler önerirsiniz?

abdi
05-05-2006, 06:34
Gilaburu
diğer adı gül ebru bir bitkinin meyvaları Kayseri bölgesinde meşhurmuş. Suyu içiliyor ve böbrek taşlarını ve safra kesesi taşlarını düşürdüğü iddia ediliyor
İstanbul Gima da şişelenmiş olarak satılıyor.
Denendi. Bir yakınımda var olan böbrek taşlarını düşürdü.Bir aylık kullanım sonunda. Ultrasonla bakıldı böbrekler tertemiz.

anadolu
13-05-2006, 13:59
önce aşağıdaki linkteki yazıları bir güzel okuyun sevgili forumdaşlar..polenin yani her türlü çiçek tozunun yararlarını,genç,yaşlı,çocuk için önemini anlayın..
http://www.mucizekarisim.com/polen.htm

polen aktarlarda granüle şekilde kilosu 50 ytl den satılıyor ama ben bunlara pek güvenmiyorum..çünkü polen gölgede kurutulup buzdolabında saklanması gerekir..
isterseniz siz poleni bedava toplayabilirsiniz..
çevrenizde mutlaka ağaçlık,ormanlık bir yer veya piknik falan yaptığınız bir yer vardır..bahar aylarında ağaçlarda erkek çiçek organları olgunlaşıp toz halinde saçılmaya başladığı zaman bunları toplayıp,elinizle ovalayıp bir elekten geçirip,gölgede bir kaç gün kurutup,buz dolabına koyarsınız..
bu polenleri balla,meyve sularıyla karıştırabilirsiniz..veya çok toplayabilirseniz hergün aç karına bir çorba kaşığı yiyerek 15 günlük kür yapabilirsiniz..

anadolu
13-05-2006, 14:11
en kolay ve bol polen toplayabileceğiniz ağaçlar çam-söğüt ve akçaağaçtır..15-20 bitkiden toplayıp karışım yapmak en yararlısıdır.

anadolu
13-05-2006, 14:13
polenin yararlarını en az bilen toplumlardan biriyiz..ilkbaharda bunlar etrafa saçılıp bizde bazı insanlarda alerji yapıyor diye kızarız..oysa en allerjen bünyesi olanlarda bile polen yemek yararlıdır.

anadolu
13-05-2006, 14:15
ecnebi ülke üniversitelerinde POLİNOLOJİ kürsüleri vardır ve adamlar sürekli deney ve araştırmalar yapmaktadır..bizim ülkemiz bir bitki cenneti olduğu halde nedense yeterince önem verilmemektedir.

anadolu
13-05-2006, 14:49
kalp,prostat,sinir,sindirim,kansızlık,yaşlılık,men apoz..çocuk-bebek-zeka gelişmi..
hepsine olmlu etki yapan ve bazılarında kesin çözüm yapan bir madde bu..
bu cennet ülkenin bize sunduğu olanakların bazen farkında bile olamıyoruz maalesef.

anadolu
13-05-2006, 20:33
evimin yanında bir park var..az önce geldim toplamadan..hem temiz hava aldım,hem 100 gram kadar polen (çiçek tozu) topladım..biz hanımla toplarken merak edip bu topladığınız ne işe yarıyor diye soranlar baya oldu..
içtiğimiz meyve sularına katıyoruz..bal ile karıştırıyoruz..
4 günde 1 yıllık ihtiyacımızı elde ettim..hem de bedava..

ekselans
20-06-2006, 12:15
MEYVE VE SEBZE SULARI

Havuç suyu: Cilt güzelliğini korumak için ideal olan havuç suyu, hücre yaşlanması, ülser, karaciğer rahatsızlıkları ve deri bozukluklarına karşı çok etkilidir.

Marul suyu: Öksürüğe, bronşite, astıma, ağrılı âdete ve sinir bozukluklarına iyi gelir.

Domates suyu: Damar sertliğini ve erken yaşlanmayı önler. Yorgunluk ve iştahsızlığa da iyi gelir.

Kereviz suyu: Stres durumlarında çok etkilidir. Sindirim ve böbrek faaliyetlerini artırır.

Patates suyu: Mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri tedavisi için kullanılır. Şeker hastalığına da etkilidir.

Enginar suyu: Karaciğer ve kalp hastalıklarını önler ve tedavi eder. Fizikî ve ruhî yorgunluğa birebirdir.

Elma suyu: Kanı temizler, sinir sistemini gevşetir, bağırsakları çalıştırır.

Kayısı suyu: Depressif durumlarda, nekahet döneminde ve kansızlık hâllerinde çok faydalıdır.

Üzüm suyu: Tek başına içildiğinde zayıflatır. Diğer besinlere ilâve edildiğinde şişmanlatır. Yüksek tansiyon ve mafsal romatizmasında faydalıdır; karaciğeri temizler.

Çilek suyu: Bakterileri öldürür, böbrek taşlarını önler ve tedavi eder, sinir sistemini düzene sokar.

petal
27-06-2006, 11:33
KAHVENIN 17 YARARI

Italya'da yapilan arastirmalar sonucunda, çogunlukla zararli oldugu belirten kahvenin sagliga 17 yarari ortaya çikti. Basta kanser olmak üzere kahvenin 1001 derde yarari var. Iste kahvenin insan sagligina yararlari:

* Kolesterolü düsürüyor.
* Agri kesicilerin etkisini yüzde 40 oraninda artiriyor.
* Seker hastaliginin erken uyari sinyali olarak kabul ediliyor.
* Gögüs kanseri riskini azaltiyor.
* Günde 3 fincan kahve, astim tehlikesini azaltiyor.
* Kahve giriskenligi arttiriyor.
* Siroz hastaligi riskini yari yariya düsürüyor.
* Nefesi açiyor.
* Kemikleri güçlendirir, ancak yaslilar fazla tüketmemeli.
* Menopoz sorununu giderir.
* Tip 2 diyabeti ve Parkinson hastaligindan koruyor.
* Selülit gibi cilt sorunlarina karsi etkili oluyor.
* Yüksek tansiyonu önlüyor.
* Pankreas kanserini azaltiyor.
* Kalp rahatsizliklarini büyük oranda önlüyor.
* Bagirsaklari düzenliyor.
* Depresyona karsi etkili.

kantar
23-08-2006, 17:15
Çay yapmak kadar,içmek de bir sanattır...

"Çay, dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir." der Çinli bir filozof...


Dünyanın gürültüsünü unutmak için yapılan bir eylemin rastgele, özensiz ve sıradan olmaması gerektiği düşünülürse eğer, çayı ruh banyosu kılabilmek için seçiminden yapımına, yapımından içimine çaya titizlikle eğilmek, tabiri caizse çayın sanatına gönül vermek gerekir...
Çay içmek başlı başına bir keyif işidir. Ama her keyif gibi dünyanın hızına ayak uydururkenki koşuşturmacada soluklanma gereksiniminden doğar. Bu bağlamda çay da her tür keyif gibi bir gerekliliğin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli toplumlarca yüzyıllar öncesinden günümüze dini ve manevi bir araç olarak taşınabilmenin yanısıra çay, bugün tüm insanlık tarafından özümsenmiş, evrensel çerçevede dünyevi bir meditasyon için en iyi yol arkadaşı olarak kabul görmüştür.

Etrafımızda dönüp duran bizden ayrı paralel dünyaların telaşesinden sıyrılıp kendimize dönme vakti geldiğinde bilinen en sade, en eski ve en soylu insan keşfi içecek olarak tanımlanan çay yardımımıza yetişecektir. Görmek isteyen gözler için dış dünyayı kendi ruh halimizin yansıması olarak fincana yansıtacak olan çayla yolculuğumuzda hem kendimize zaman ayırmanın huzurunu hem de keşfinden bu yana araştırılagelen yararları ile iksirleşen çay lezzetini tadacağız...

Çayı İksir Yapan Yararları:
Kolesterol seviyesini düşürdüğü uzmanlarca kanıtlanmıştır.
Çinko içeriğiyle tadım hücrelerindeki tat alma bozukluklarını önler.
Susuzluğu giderir, karaciğeri temizler ve yeniler.
İçerdiği florid nedeniyle diş çürüklerini önleyici etkiye sahiptir.
Doku sertleşmesini ve damar sertliğini tedavi eder.
İçerdiği flavonollar ile tansiyonu düşürür ve kan damarlarının bağışıklığını artırır.
Sapon içeriğiyle vücuttaki zararlı maddeleri yok eder, iltihaplanmayı önler.
İçerdiği bileşik şekerler ile kan şekerinin yükselmesini önlediğinden diyabet hastalarına önerilmektedir.
İçeriğindeki C ve E vitamini ile karoten maddesi sayesinde kan kanserine karşı bağışıklığı artırır, kısırlığı önler.
Kuru çay yaprağının içerdiği polifenoller sayesinde kan basıncındaki artışları geciktirir, gıda alerjisini önler.
İçerdiği mineral maddeler ile vücuttaki mineral dengesini kurulmasında sudan daha etkili bir rol oynar.
% 2-4 oranında kafein içeriğiyle metabolizmayı ve merkezi sinir sistemini uyarır, ruhsal rahatlık verir, dinlendirici ve konsantrasyon artırıcı etki yapar, kalbi güçlendirir, astımı önler.
Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar. Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri idrar sökücü özelliği ile böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar.
Çay banyoları, sıcak çay kompres ve pansumanları göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, kaşıntı ve egzama ile uzun dönemde sedef hastalığının tedavisinde rol oynar.

İnsan fizyolojisi ve psikolojisi üzerindeki kayda değer olumlu etkilerinin ışığında çayın, dünyaca ünlü Avusturyalı şair Peter Altenberg tarafından henüz 1913 yılında " ruh banyosu" olarak tanımlanması şaşırtıcı olmayacaktır. Nasıl ki yediğimiz, enerji aldığımız besinler vücudumuzun, kulaklarımızdan girip bütün varlığımızı saran müzik ruhumuzun gıdasıysa; çay da benliğimizi önce kendisi sonra tarih içinde büyülü yolcululuklara çıkartıp bulanıklıklardan arındıracaktır. Ruhuna seslenen bestecinin seçimi gibi çay seçimi de zamanın akışı içinde birey olarak kişi tarafından bulunacaktır. Çay bitkisinin çeşitliliği ve diğer bitkilerle kombinasyonlar üreterek yeni yeni sunumlarının gerçekleştirildiği düşünülürse, elbette ki bu süreç emek ve zaman gerektirecektir. Elbette ki kişiye en uygun çay, çay keyfini ruh banyosu olmaya en yakın kılacaktır.

Belli Başlı Çay Çeşitleri

Assam: 1800'lü yıllarda Hindistan'ın Assam bölgesinde İskoçyalı Robert Bruce tarafından bulunmuş koyu renkli, güçlü ve keskin kokulu bir çaydır.

Beyaz Çay: Çaylar arasında en fazla antioksidan içeren çay bu özelliğini üretim aşamasında az işlem görmesine borçludur. Yeşil çaylardan farklı özelikleri dem rengi ve yeşil çayın otsuluğundan uzak kavunsu hoş tadıdır.

Darjeeling: Nepal yakınlarında deniz seviyesinden çok yüksek dağların doruklarında yetişen çay çeşidi, dünyanın en kaliteli çayları arasında yer alır. Tadı frenk üzümüne benzetilen çay, bu özelliği ile 'çayların şampanyası' ünvanını almıştır.

Earl Grey: Darjeeling, Assam ve Seylan çaylarından biriyle bergamot yağının karışımıdır.

English Breakfast: Güne dinç başlamak için Hindistan ve Seylan çaylarının karışımından elde edilen güçlü bir harman çaydır.

Gunpowder: Hafif aromalı bir tür yeşil Çin çayıdır. Ayırt edici özelliği toplandıktan sonra bitkisinin yapraklarının sıkı sıkıya sarılarak üretilmesidir.

Jasmine: Yasemin çiçekleri eklenmiş tercihen yeşil ya da yeşil-siyah çay karışımıdır.

Meyve Çayları: Çeşitli bitki ve meyvelerle tatlandırılıp içimi kolaylaştırılan hoş aromalı çaylardır. Meyve çayları karanfilden naneye, elmadan böğürtlene günden güne genişleyen yelpazesiyle çaya yeni aroma alternatifleri getirmektedir.

Pouchong & Oolong: Çin veya Tayvan mahsulü aroması şeftaliyi andıran yumuşak bir tür yeşil çaydır.

Seylan: Sri Lanka ürünü çaylara verilen genel isimdir. Ne kadar yüksekte yetişirse o kadar kaliteli olan çay, hoş kokulu ve aromalı tadıyla ünlüdür.
Çayı Tatma Sanatı

Çay seçiminde en önemli faktör, çayın tadımıdır. Tıpkı şarap gibi, çay tadımı da başlı başına bir sanat olarak kabul edilmektedir. Çünkü çayın tadı oldukça kompleks bir duyumsamaya dayanır. Üst, orta ve alt aroma profillerinden oluşan çay 2 duyunun bileşimiyle algılanır. Dil ve dilin üzerindeki duyu hücreleriyle algılanan tadı ve koku reseptörlerince duyumsanan aromasıyla bir bütün oluşturan çay tadımında bu iki duyunun yanısıra etkili dört fiziksel detay göze çarpmaktadır:

Ağız duyusu: Çay, öncelikle ağızda yarattığı duyu ile değerlendirilmelidir. İyi bir çay öncelikle ağızda kuruluk hemen arkasındansa kayganlık yaratacaktır.

Sıcaklık: Çayın sıcaklığı doğrudan aroma elementlerinin etkisini etkileyeceğinden çay tadımında çayın sıcaklığı çok önemli bir fiziksel unsurdur.

Demleme methodu: Aroma ve tat elementlerinin suyu içinde etkin bir şekilde çözünürlüğü ve buhar basıncı çayın yapılışı ile direkt ilintilidir.

Kişisel özellikler: Çayı tadan kişinin fiziksel durumu (fizyolojik ve zihinsel faktörler ile genel sağlık ve yaş faktörleri gibi) çayın tat ve aromasının duyumunun keskinliğini belirleyici faktörlerdir.
İyi Bir Çay Demlemek İçin

Günlük hayatın yoğunluğundan ve hızından ötürü "Su kaynatılır, çayın üzerine dökülür, demlenince içilir..." şeklindeki tariflere indirgenen çay yapım işlemi, çay tatmada etkin faktörler göz önüne alınarak değerlendirildiğinde; karşımıza çay demlemenin altın kuralları çıkmaktadır. Bunlar şöyle özetlenebilir:

Taze, yumuşak, kireçsiz ve soğuk su kullanmalı.

Çay, nem ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde kuru ve hava almaz bir kaptan saklanmalı.

Daha iyi bir demleme ısısı elde etmek için demliği ısıtmalı.

Çayın ölçüsüne dikkat etmeli; beher bardak için ortalama bir çay kaşığı dolusu çay ideal ölçü alınmalı.

Su tam kaynama noktasında iken suyu demliğe eklemeli.

Tüm lezzetin açığa çıkabilmesi için çayı en az 5-7 dakika beklemeli.

Eğer çay süt ile içilecekse, daha iyi bir karışım için fincana çaydan önce süt eklenmeli.

Demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir.
Elbette ki çayla kusursuz bir ruh banyosu için iyi demlenmiş çay da yeterli olmayabilir. Bütün sanat dallarındaki gibi eser bir bütündür ve parçalar tamamlanmadan hiçbir şey ifade etmeyebilir. Bunun için çayı demlemek kadar zevke hitap eden bir şekilde sunmaya, sunmak kadar tatmaya, tatmak kadar tadını çıkarmanızı sağlayacak sohbet ve lezzetlerle süslemeye de bir sanatçı estetiği ve inceliğiyle eğilinmelidir.

kantar
23-08-2006, 17:19
Şifalı otlara genel bir bakış ...

ADAÇAYI
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser.Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.Bu uyarıcı bitki kan dolaşımını hızlandırır. Hücre yenilenmesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlar. Bu bitkiyle sivilcelerinizden de kurtulabilirsiniz.

AHUDUDU
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ALOE VERA(SARISABIR)
Eski yunanlılarında güzelleşmek için kullandıkları bir bitki. Yıpranmış ciltleri onarmak ve nemlendirmek için son derece yararlı. Akne sıcaktan kaynaklanan kaşıntılara karşı cildi koruyor. Yıpranmış saçları onarıyor ve nemlendiriyor.

ASMA
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO
Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir.Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.

BADEM
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BAMYA
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10'dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor)ihtiyacımızı karşılıyor.

BİBERİYE
Eski zamanlarda gençliği geri getiren bitki olarak adlandırılan biberiye, sivilcelere iyi geliyor. Cildin esnekliğini ve sıklığını artırıyor. Bir litre suya, biberiye ve kekik yağından iki kaşık ekleyin. Bu karışımı cildinizi temizlemek ve yumuşatmak için kullanın.

BEZELYE
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BROKOLİ
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor.İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.

BUĞDAY
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

ÇAM FISTIĞI
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇAY
Binlerce yıllık bir bitki olan çayın yaprakları güzelleşmek içinde kullanılıyor. Yağlı bir cildiniz varsa, çaydan bir tonik olarak faydalanabilirsiniz.
Gözleriniz şişse iki soğuk çay poşetini göz kapaklarınızın üstünde bekletin.
Saçlarınızın eskisinden daha parlak görünmesini istiyorsanız, şampuandan sonra çayla durulayın. Farkı göreceksiniz.

ÇİLEK
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.

ÇÖREKOTU
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

DOMATES
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az.

DUT
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

EBEGÜMECİ
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.Bu bitkinin yaprakları tahriş olan cildi dış etkenlere karşı korur. Cildi nemlendirir ve yumuşatır. Ebegümeciyle kan dolaşımını hızlandırabilir, bağ dokusunun elastikiyetini artırabilirsiniz. Ayrıca göz altındaki kırışıklara ve şişliklere de iyi gelir.

ELMA
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz,kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur. Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir. Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikleri belirtildi.

FESLEĞEN
Sakinleştirici ve yatıştırıcı özelliği vardır. Enerji verir ve cildi rahatlatır. Fesleğenli saç losyonlarıyla saç derisine masaj yaparak, onların kökünü güçlendirebilirsiniz. Fesleğen yağıyla selülitlerinizden de kurtulmanız mümkün.

FINDIK
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

GÜL
Cilde sağladığı yararlar yüzünden kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Parfüm üretiminin önde gelen elemanlarındandır. Gözenekleri sıkılaştırıcıdır.

GREYFURT
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.

HAVUÇ
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi.

IHLAMUR
Ihlamur, 18. yüzyıldan beri çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Sakinleştirici ve yumuşatıcı özelliğiyle kış aylarının vazgeçilmez içeceği. Ihlamurun bu özellikleri yağlı yada kuru her tür cilt için de geçerli. Ihlamur, cildi sakinleştiriyor ve yatıştırıyor.

ISIRGANOTU
Toplaması zor olduğu için pek fazla sevilmeyen bu bitki, cildin parlak görünmesini sağlar ve gerginleştiriyor. Böbrek hastalarının vazgeçilmez dostu saç dökülmesini de önlüyor.

ISPANAK
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili.Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin % 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

İNCİR
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit,öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.

KARANFİL
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KIRMIZI BİBER
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karoten ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir.Kanser riskini serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede(gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır,vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar. Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir.

KİRAZ
Aspirin yerine kiraz. Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre,günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.

KİVİ
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur.Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

LAHANA
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.

LAVANTA
Cildi rahatlatıyor ve gevşetiyor. Alın ve boyun bölgesinin toparlanmasına yardımcı oluyor. Su doldurulmuş küvete lavanta yağı karıştırıp, cildinizin kuru bölgelerine kısa bir masaj yaparak bu dertten rahatlıkla kurtulabilirsiniz.

MAYDANOZ
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir, kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur.

MARUL
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.

MISIR
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler. Adet sancılarını gidermeye birebirdir.

NANE
Cilde enerji, canlılık ve yoğun bir ferahlık hissi verir. Dokuların elastikiyetini kuvvetlendirir.

ÖKSEOTU
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır.Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

PATATES
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir. Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini.

PAPATYA
Her derde deva bir bitki. Tahriş olmuş, temizliğe ve ferahlamaya ihtiyacı olan ciltler için ideal. Kurutulmuş papatyalardan hazırlanmış bir losyonla gözlerinize yapacağınız kompres şişkinliğini alıyor.

PIRASA
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.

SALATALIK
Salatalığı zaten birçok kadın cilt bakımı için kullanıyor. Hassas ciltlerde meydana gelen kaşıntıyı, pullanmayı ve gerginliği ortadan kaldırıyor. Cilde yoğun bir şekilde nem vererek, günlük nem ihtiyacını karşılıyor. Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler,kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır. Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.

SOĞAN VE SARIMSAK
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor.

TURP
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

ÜZÜM
Üzümde bilinen 20 antioksidant var, siyah üzüm ise yeşil üzümden fazlasını içeriyor. Kan yapar, kanı temizler. Yüksek tansiyonu düşürür.Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Besleyicidir.

YOĞURT
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YERALMASI
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir.

ZEYTİN
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur

Serenler
17-02-2009, 19:28
*ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI*
*
*
Zeytin yaprağı, doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan olması nedeniyle hastalıklardan korunma ve hastalıkların tedavisinde etkin rol oynayabilir. Zeytin yaprağında bulunan "oleuropein" ve "eleonik" asit aktif bileşiklerinin antimikrobiyal ajan olarak görev yaptığı bilimsel araştırmalarca kaydedilmiştir. Bu maddelere bağlı olarak zeytin yaprağı çayı, ile vücuda giren mikropları, vücudun doğal bağışıklık sistemi tepki gösterinceye dek yavaşlatır

Zeytin yaprağı, etkileri sarımsak ve soğana da benzeyen doğal bir antibiyotik ve antioksidan-dır.

Düzenli olarak hastalıklardan korunma amaçlı tüketilebileceği gibi doğrudan hastalıkların tedavisinde de kullanılabilir.

Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropein, zeytinin işlenmesi sırasında uzaklaştırılır. Oysa ki zeytin ağacının hastalık ve zararlılara karşı direncini sağlayan en önemli savaşçının oleuropein olduğu düşünülmektedir. Oleuropein' in içeriğinde bulu-nan "elenolik asit" ve oleuropein türevi olan "kalsiyum elenolat" çok çeşitli mikroorganizma gruplarını uzak tutma özelliğine sahiptir.

Bugün çok az insan, zeytin yaprağının çok faydalı kullanımı kolay tıbbi bir bitki olduğunu bilir. Zeytin yaprağı kullanımı daha çok Akdeniz ülkeleri insanları tarafından kullanılmakla beraber son yıllarda birçok ülke tarafından da bitkisel ilaç olarak kullanılması bu konudaki araştırmalara hız vermiştir.


ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYININ YARARLI ETKİLERİ

ANTİMİKROBİYAL ETKİ

Zeytin yaprağı çay olarak tüketildiğinde vücuda alınan oleuropein iki enzim tarafından elenolik aside dönüştürülür. Elenolik asit daha öncede belirttiğimiz gibi yüksek antimikrobiyal etkiye sahiptir. Bakterilerin hücre duvarını etkiler ve böylece doğal yolla bağı-şıklık sistemi güçlenmiş olur. Böylece birçok antibiyotiğe direnç kazanan mikro organizma ve dolayısıyla bunların neden olduğu birçok hastalık doğal yollarla ortadan kaldırılmış olmaktadır.

ANTİOKSİDAN ETKİ

Soluduğumuz havadaki oksijen, vücut içinde serbest radikaller adı verilen ve toksik (zehirli) etki gösteren bazı maddelerin oluşmasına neden olur. Demirin paslanması ve balığın sudan çıktıktan sonra ölmesi, oksijenin zararlı etkilerine örnektir. Antioksidanlar, vücudumuzda kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışardan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan zararlı maddelerin (serbest radikallerin) nötralize edilmesini sağlar. Antioksidanların yardımı ile hastalıkların oluşumu önlenebilir, hormonal denge korunabilir, yaşlanma süreci geciktirilebilir. Zeytin yaprağı ekstraktı yüksek antioksidan aktiviteye sahiptir. Bu etki oleuropein bileşiğiyle beraber tabloda verilen diğer fenolik bileşiklerin sinerjik etkileri sonucu meydana gelir. Vitamin C ve E nin gösterdiği antioksidan aktivitenin yaklaşık 2,5 katı kadar daha yüksek bir antioksidant aktiviteye sahiptir.

KORONER DAMARLAR ÜZERİNE ETKİSİ
İn-vivo şartlarda yapılan birçok çalışma oleuropein' in vasodilator (damar
genişletici) etki yaptığını, tansiyonu düşürdüğünü ve anti-aritmik özellik gösterdiğini ortaya koymuştur. Aynı zamanda LDL kolesterol seviyesinde düşmeye neden olduğu sonucuna varılmıştır. Kalp rahatsızlıklarında zeytin yaprağı çayı ile iyi sonuçlar elde edilmektedir. Laboratuar ve klinik çalışmaların sonucu olarak, zeytin yaprağı çayı kalp yetmezlikleri, damar tıkanıklıkları üzerinde de etkili bulunmuştur.

HYPOGLİSEMİK ETKİSİ
( KAN ŞEKERİ SEVİYESİNİ DÜZENLEME )

Yine yapılan in-vivo (canlı vücudunda) çalışmalarda, zeytin yaprağının etken maddesi oleuropein, hipoglisemik etki göstermiş ve yüksek kan şekeri seviyesinde düşme gözlenmiştir.

ZEYTİN YAPRAĞI

Zeytin ağacı (Olea europaea) Oleaceae familyasına ait herdem yeşil bir bitkidir. Zeytin yaprakları binlerce yıl önce insanlar tarafından hastalıkların tedavisinde çare olarak kullanılmıştır. Son yıllarda dünyada, doğal organik bitkiler üzerindeki araştırmalar gittikçe önem kazanmaktadır. Özellikle Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü zeytin yaprağının 21. yüzyılın en önemli doğala antimikrobiyal, antiviral bir etkiye sahip çok önemli bir bitki olduğunu belirtmiştir.Bu konuda 69 kitap, 1800 den fazla makale, dergi ve çeşitli yayınlar yapılmıştır.

Zeytin ağaçları dünyadaki en dayanıklı ağaçlardandır. Uzun süreli yaşamlarını büyük ölçüde kendilerine hastalık ve zararlı-lara karşı direnç kazandıran "oleuropein" adlı bir madde üretmelerine borçludurlar.

40 yılı aşkın bir süredir kullandığımız antibiyotiklere karşı artık çoğu mikroorganizma direnç kazanmıştır. Geçmiş zamanlarda antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir çok hastalık, artık tedavi edilemez hale gelmiştir. Bakterilerin ve virüslerin bu ilaçlara daha dirençli hala gelmeleri antibiyotiklerin aşırı doz alımı ya da yanlış kullanılmasının bir sonucudur. İşte zeytin yapraklarında bulunan "oleuropein" maddesi ve hidrolizleri, antibiyotiklere direnç kazanmış mikroorganizmalar üzerinde etkili ve çok değerli bir bileşendir. Bugüne kadar zeytin yaprağında 100'e yakın madde elde edilmiştir. Yaprakta bulunan bu maddeler zeytin çeşidini uygulanan kültürel tedbirlere, yetiştiği bölgeye ve hasat zamanına göre farklılıklar gösterir.Yaprakta bulunan fenolik ve flavonait bileşikler vücudun bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar.Yaprakta 60-90mg/gr oranında oleuropein bileşiği bulunmaktadır.

*ZEYTİN YAPRAĞININ ETKİLİ OLDUĞU DİĞER RAHATSIZLIKLAR VE MİKROORGANİZMALAR*

Kan Şekeri Seviyesini Düzenleme
LDL Kollestrol Seviyesini Düzenleme
Antioksidan Etki
Bronşit
Soğuk Algınlığı
Kulak Enfeksiyonları
Fibromalarya
Fungal (Mantar) Enfeksiyonları
Herpes Virüsü
Salmonella sp.
Kandidiyasis
Dizanteri
Streptococcus sp.
Dizanteri
Streptococcus sp.
Hepatit A,B,C
Zatürre
Cilt Rahatsızlıkları
Zona
Romatizmal Hastalıklar


*ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI KULLANIM ÖNERİSİ*

Bir çay kaşığı kuru yaprak, bir bardak sıcak suya konur ve 2-3 dakika demlenmeye bırakılır.. Süzülür ve böylece zeytin yaprağı çayı hazırlanmış olur. Günde 2-3 bardak önerilen dozdur. ......................................
.

GÜRKAN
08-06-2009, 22:02
Bitkisel Ürünler Ilaçlardan Güvenli Degildir

Bitkisel ürünlerde zayiflama ilaçlarindan, aktarlarda satilan karisimlara, zayiflama çaylarina kadar çok genis bir pazar söz konusudur. Birçok bitkisel kaynakli ürünler yillardir kullanilmakta ve yararli oldugu bilinmektedir. Bununla beraber bazi bitkisel ürünler kullanicilar üzerinde ciddi yan etkilere neden olabilmektedir. Dikkat edilmelidir ki, bitkisel ürünler ilaçlardan daha güvenli degildirler. Hepsi olmamakla beraber bitkisel ürünlerin çogu zararli etkiler göstermektedirler. Ticaretini yapanlar kullanicilara bu bitkisel ürünlerin çogunun natürel olduklari söylemektedirler.
Ilaçlardan farkli olarak bitkisel ürünler kullanilmadan önce test edilmezler ve dolayisiyla güvenli olduklari söylenemez. Bu ürünlerden bazilari toksIk maddeler ve polen içerir ki; bu durum bazi kisilerde hastaliklara neden olabilmektedir. Bazilarinin içersinde üzerindeki etikette belirtilmeyen steroid ve östrojen gibi maddeler bulunabilmektedir. Bir kisminin içersinde ise arsenik, civa, kursun ve pestisid gibi zehirli maddeler bulunabilmektedir.

Kullanilan Bitkisel Ürünlerde Dikkat Edilmesi gereken Durumlar;

 Bir bitkisel ürünün üzerinde dogal oldugunu belirten bir etiketin bulunmasi onun güvenli oldugunu göstermez. Örnegin kava ve esek kulagi bitkisi ciddi karaciger hastaligina neden olabilmektedir.
 Bitkisel ürünler bir ilaç gibi düsünülerek, dogru kullanilmadiginda veya büyük miktarlarda alindiginda ciddi saglik problemlerine neden olabilmektedir.
 Hamile kadinlar veya emziren anneler özellikle dikkatli olmalidirlar. Çünkü bu ürünler ilaç gibi etki gösterebilirler.
 Bazi bitkisel ürünler ilaç gibi etki gösterdiginden, kullanilan ilaçlarla etkileserek, zararli olabilmektedirler.
 Birçok bitkisel kaynakli ürünlerin içerisindeki aktif madde bilinmemektedir. Bu ürünlerin içerisinde onlarca, yüzlerce madde veya bilesIk bulunmaktadir. Bilim adamlari faydali oldugu ileri sürülen ürünler içerisindeki bilesenleri tespit etmeye çalismaktadirlar.
 Yapilan arastirmalar sonucu bitkisel ürünlerin etiketleri üzerinde belirtilen bilesIklerin haricinde daha birçok maddeler tespit edilmistir.
 Bazi bitkisel ürünlerin içerisinde metaller, etiketsiz ürünler, mikroorganizmalar ve diger maddeler bulunmaktadir.

Bitkisel Ürünler Sizi Hasta Edebilir

Tedavi veya destek amaciyla kullanilmakta olan yüzlerce bitkisel ürün mevcuttur. Bunlar içerisinde en çok bilinenler; sinameki, bitkisel çaylar, papatya türleri, yosun haplari, kondriotin sülfat, ekinezya, efedra, garlik, ginkgo biloba, ginseng, kava, glukozamin, melatonin ve fitoöstrojenlerdir.
Sik kullanilan ilaçlardan biri olan sinameki, vücuttaki suyun atilmasini hizlandirici etkiler içermektedir. Kullanilan diüretik çaylar (zayiflama ve form çaylari) bagirsaklarda bulunan “mikrovillus” adi verilen tüycüklerin kisalmasina ve düzlesmesine, dolayisiyla kabizliga yol açmaktadir. Sinameki kullanildigi durumlarda besin ögelerinin emilimlerinde sIkintilar yasanabilir. Mesela potasyum emilimi azalinca kalp kaslarina olumsuz yönde etki eder. Sonuç, kalp hastaligina kadar gidebilir.

Özellikle Zayiflamak için Kullanilan Yosun Haplarinda Ciddi Yan Etkiler Söz Konusudur
Bu tip haplarin içersinde “sibutramin” adli istah azaltici bir madde yer almaktadir. Gerçekte insanlar yosunla degil sentetik bir madde ile zayifliyorlar ve madde kontrolsüz kullanildigi için birçok kisinin ölümüne yol açmistir. Dogadan toplanan mantarlar ile zehirlenen insanlara yönelik haberler basinda bol miktarda mevcuttur. Dogadan toplanan ve demlenerek içilen papatyalar da kimi zaman ciddi zehirlenmelere yol açabilmektedir. Çok çesitli papatya türlerinden bazilari böcek öldürücü, bir baskasi migren, digeri ise soguk alginligi tedavisi amaciyla kullanilmaktadir.

Yaslilar ve Hastalar Özellikle Dikkat Etmeli

Kullanilmakta olan bu bitkisel ürünler bazi hastalik durumlarinda güvenli degillerdir. Bu ürünler özellikle yasli kisilerde tehlikeli olabilmektedir. Dolayisiyla bitkisel kaynakli ürünleri asagidaki saglik problemi olanlar kullanirken çok dikkatli olmalidirlar.

 Kanama problemi olanlar
 Kanserli hastalar
 Seker hastaligi olanlar
 Prostat rahatsizligi olanlar
 Sarasi (epilepsi) olanlar
 Göz tansiyonu (glokom) olanlar
 Kalp hastaligi olanlar
 Hipertansiyonu olanlar
 PsIkiyatrik hastaligi olanlar
 Parkinson hastaligi olanlar
 Karaciger hastaligi olanlar
 Felçli hastalar
 Tiroid hastaligi olanlar
 BagisIklik sistemi yetmezligi olanlar.

Bitkisel ürünleri kullanan ve cerrahi müdahale geçirecek olan kisiler bu durumu mutlaka doktoruna belirtmelidirler. Çünkü bitkisel ürünler kanama ve anestezide bazi sorunlara yol açabilmektedir. Bu gibi durumlarda bitkisel ürünün iki hafta önceden kesilmesi gerekmektedir.
Bitkisel ürünler özellikle böbrek ve diyaliz hastalarinda; kan basinci, kan sekeri ve pihtilasma üzerine tahmin edilemeyen etkiler ve elektrolit dengesizlikleri nedeniyle zararli olabilmektedir.

Bu Bitkileri Bu Ilaçlarla Kullanmayin!

 Ekinezya; aspirin ve kortizon tipi ilaçlarla
 Efedra; burun açici (dekonjestan) ilaçlar, kafein, tansiyon ve kalp ilaçlari ile
 Garlik; Aspirin ve romatizma ilaçlari ile
 Ginkgo biloba; aspirin, romatizma ilaçlari, kan sulandirici ve idrar söktürücülerle
 Ginseng; aspirin-romatizma ilaçlari, kalp ilaçlari, seker haplari, idrar söktürücülerle
 Glukozamin; idrar söktürücü ve insülinler
 Kava; Parkinson ilaçlari ve kan sulandiricilarla
 Melatonin; romatizmal ilaçlar, kortizon ve beta blokerler ile
 Kondriotin sülfat; aspirin ile birlikte kullanilmamalidir.

 Ekinezya kullananlarda; mide rahatsizligi, ishal, kabizlik, allerji,
 Garlik kullananlarda bulanti, ishal, kanama, alerji
 Ginseng kullananlarda bas agrisi, uyku problemi, ürtiker, vajinal kanama, gögüslerde hassasiyet, tansiyon problemi
 Ginkgo biloba kullananlarda mide rahatsizligi, ishal, bas agrisi, kanama, epilepsi, kramplar
 Glukozamin kullananlarda mide rahatsizligi, siskinlik, gaz, ishal
 Kava kullananlarda uyuklama, kasinti, karaciger rahatsizligi
 Melatonin alanlarda uyuklama, bas agrisi, depresyon, mide rahatsizligi
 Fitoöstrojen alanlarda meme ve rahim rahatsizliklari, tiroid problemleri
 Sarimsak ve zencefil gibi bitkiler kandaki pihtilasmayi azaltir. Bu nedenle cerrahi müdahalede bulunulacak kisiler ile aspirin ve agri kesici kullananlarin bu bitkisel ilaçlari almamasi gerekir.
 Efedra alanlarda bas agrisi, sinirlilik, tansiyon yüksekligi, felç ve kalp krizi görülebilecegi unutulmamalidir.


Prof. Dr.. Yavuz Baykal

e-fulya
21-07-2009, 15:08
Doktora danışmadan rastgele doğal ürünlerin şifa niyetine alınması bence sakıncalıdır.
Ben bu konularda çok şey okudum,dinledim..

İlaç kullanımı halinde bile yan etkisi olmayan sadece ÇÖREK OTU'nu tesbit ettim.

Çörek otu son derece yararlıdır.
Günde bir çay kaşığı (2 gramı geçmemeli) tercihen aç karına ağızda güzelce çiğnenerek alınmalı,kesinlikle aktarlardan öğütülmüşü alınmamalı (çünkü içindeki etken maddeler öğütüldükten sonra değişime ve bozuluma uğramakta),6 ay kullanılıp 6 ay ara verilmelidir.

http://209.85.129.132/search?q=cache:hnJsiNjvfh0J:www.chipfrm.com/alternatif-tip/corek-otu-her-derde-deva-t9089.0.html%3Bwap%3D+%C3%A7%C3%B6rek+otu+%C3%A7in ko+magnezyum&cd=23&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

http://corek-otu.blogspot.com/

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=85946

http://209.85.135.132/search?q=cache:xUJ7rloxlyQJ:www.sondakika.com/haber-corek-otu-kanserden-koruyor/+%C3%A7%C3%B6rek+otu&cd=30&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

e-fulya
31-07-2009, 10:17
Ben gece yatarken iki diş sarımsağı bıçakla ince dilimlere bölerek kefir veya içine az miktarda nane ve kekik atılmış ayranla yutmayı alışkanlık haline getirmiş ve bunun çok yararını görmüş biri olarak SARIMSAK üzerine aşağıdaki bilimsel yazıyı okumanızı öneriyorum:
http://www.tparazitolderg.org/text.php3?id=258

e-fulya
12-08-2009, 16:14
PROF. DR. MEHMET KANTER'İN BAŞARISI


Üniversitemiz Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet KANTER, Nigella sativa’nın (Çörek otu)antioksidan özelliği ile ilgili yaptığı çalışmalarından dolayı uluslararası bir Doçentlik jürisine seçilerek büyük bir başarıya imza atmıştır.

http://209.85.135.132/search?q=cache:3b37Nl2A7wQJ:basin.trakya.edu.tr/Haberler/2007/02_01_basari.htm+sativa+%C3%A7%C3%B6rek&cd=88&hl=tr&ct=clnk&gl=tr


Aşağıdaki bilimsel araştırmadan benim kısaca anladığım şu:

Kansere yakalanan insanların vücutlarında genelde bakır,mangan ve çinko gibi iz elementlerin eksikliği göze çarpıyor..Bu eksikliğin en iyi tesbit edildiği yer de insanların saçı..

Çörek otu uygulanan tavşanların tüylerinde bu iz elementlerin eksikliğinin en aza indiği tesbit edilmiş..Bu da çörekotunun antioksidan özelliğini kanıtlar nitelikte..
http://209.85.129.132/search?q=cache:tdi8QujHP3IJ:kutuphane.uludag.edu.t r/PDF/tip/htmpdf/2001-1-3/nigella.pdf+sativa+%C3%A7%C3%B6rek&cd=12&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

ceozbay
19-08-2009, 12:25
KARPUZUN FAYDALARI





Havaların ısınmasıyla birlikte alışveriş merkezleri ve manavların reyonlarını süslemeye başlayan karpuzun içeriğinde bol miktarda bulunan laykopen maddesi nedeniyle kansere karşı koruyucu özelliği olduğu bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.. Betül Çiçek kansere karşı koruma özelliği olduğu bilinen laykopen maddesinin karpuzda bol miktarda bulunduğunu belirtti.

Yaz mevsiminde bolca bulunan ve ucuz olmasının yanı sıra her yaştan insan tarafından sevilen bir meyve olan karpuzun insan sağlığına faydasına dikkati çeken Çiçek yaz mevsiminde insanlara bol miktarda karpuz tüketmelerini tavsiye ettiklerini kaydetti.

Laykopen (likopen)maddesinin antioksidan özelliği nedeniyle kansere karşı koruma sağladığını ifade eden Çiçek şu bilgileri verdi: ''Karpuz kansere karşı koruma özelliği olan laykopen maddesi bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Kansere yol açan en büyük sebeplerden biri doku ve organların zararlı maddeler nedeniyle hasar görmesidir. Laykopen maddesi ise antioksidan özelliği sayesinde serbest radikaller denilen zararlı toksinlerin sağlıklı doku ve organlara bağlanmasını engeller. Laykopen doku ve organlara bağlanarak zararlı maddelere karşı koruma sağlar. Bu nedenle karpuz kansere karşı koruma sağlayan en önemli besinlerden biridir.''

Vücudu kansere karşı en fazla koruduğu bilinen maddelerin başında A ve E vitaminlerinin geldiğini hatırlatan Çiçek karpuzda bulunan laykopenin kansere karşı koruyuculuğunun A vitamininden 2 kat E vitamininden 10 kat daha fazla olduğunu vurguladı.''

-KARPUZUN DİĞER FAYDALARI-

Karpuzun besin değeri açısından da oldukça zengin bir meyve olduğunu söyleyen Çiçek orta boy bir karpuzdan kesilen ince bir dilimin 6.4 gram kanbonhidrat bir miktar protein ve yağ ile 26 kalori içerdiğini bildirdi.

Karpuzun içerdiği bol miktardaki potasyumun da insan sağlığı açısından son derece faydalı olduğunu anlatan Çiçek şöyle devam etti: ''Potasyum böbreklerin daha iyi çalışmasını ve böylece böbrekler tarafından vücuttan sodyumun atılmasını hızlandırır. Fazla sodyumun vücuttan atılması sonucunda da kan basıncı dengelenir kalp işlevleri düzenlenir ve kalp krizi riski azaltılır. Karpuz yüksek miktarda su içerdiği ve hazmı kolay olan bir meyve olduğu için de sık tuvalete gidilmesini ve buna bağlı olarak vücuttan atık maddelerin daha sık dışarı atılmasını da sağlar.

ceozbay
19-08-2009, 12:28
KİRAZ
İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz vücudu zehirli maddelerden temizliyor. Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor.
Ayrıca yapısında bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu biliniyor. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.
Kirazın ayrıca peklik giderici özelliği bulunuyor. Özellikle bayatyemeklerle pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz,aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlıyor. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin deride kırışıklıkları önlediği ve giderdiği belirtiliyor.
Karaciğerin dostu olan kiraz, hastalıklar, fazla ilaç tüketimi ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardım ediyor. Karaciğer zamanla normale dönüyor ve safra salgısı artıyor. Böylece sindirim gücünü artırıyor. Kirazda bulunan 'levüloz' adlı şeker kolay sindirilebildiği için şeker hastaları hiçbir tehlike oluşmadan kiraz yiyebiliyor.

ceozbay
19-08-2009, 14:12
İNCİRİ

Ülkemizde en çok Aydın ve İzmir de yetişen incirin çok fazla çeşitleri vardır.
İnsan vücuduna faydaları saymakla bitmez.

Bir kilogramda iki bin 900 kalori bulunan incir, E ve B vitaminlerinden çok zengin.
Kuru incir, içerdiği protein miktarı yönünden fakir, sentezinde kullanılan aminoasit çeşidi açısından zengindir, bu nedenle hücre gelişimini destekler. Ayrıca kuru incir, boğaz ağrısı bronşit ve öksürüğe de faydalıdır.

Yaşı kurusundan daha fazla tercihe şayan olan incir vücuda kuvvet verir. Anasonla beraber yenen incir hem kan yapar, hem de şişmanlatır. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidirler.

Yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülür.
Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.
İnciri sütle ya da sirkeyle eğer oda olmazsa yalnızca zeytinyağına batırıp yiyerek basur şikayetinizi ortadan kaldırabilirsiniz.

İnciri cevizle birlikte yerseniz hem vücudunuzu zehirlerden korur, hem de bronşite iyi gelerek öksürüğü keser. Nezle için de faydalıdır.
İncirin bünyesinde şeker, albüminli maddeler, organik asitler, pektin, provitamin, A, B1, B2, C vitaminleri, magnezyum, kükürt, fosfor ve unlu maddeler bulunur.
Pek çok sağlık sorununa karşı güç ve dayanıklılık kazandırır.

Ayrıca kış aylarında vücudun direncini arttırır,
İncirin kurutulmuşu çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Balgam söktürücü, yumuşatıcı olarak kullanılır.

Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidir.
Bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesi gibi faydaları da vardır.
Vitamin ve mineral bakımından zengin bir gıdadır.
Enerji verir.

e-fulya
06-09-2009, 11:56
Aşağıdaki linkleri okuduktan sonra sarımsağın beslenme zinciri içinde daha çok yeralması gerektiğine inanacaksınızdır sanırım..+çörekotu..+zerdeçal..benim favorilerim bunlar..


http://docs.google.com/gview?a=v&q=cache:4-fSQW4LG-gJ:www.gidadernegi.org/TR/Genel/DosyaGoster.aspx%3FBELGEANAH%3D1274%26DIL%3D1%26DO SYAISIM%3D240934465.pdf+sar%C4%B1msak+p%C3%BCresi&hl=tr&gl=tr


http://www.sifavi.com/Bitkiler/sar%C4%B1msak.html
http://www.50mucizebitki.com/sarimsak.html
http://www.bitkiselbakimtavsiyeleri.com/2009/02/sarimsak-mucizesi-sarimsagin-faydalari.html

http://mucizeiksirler.blogspot.com/2008/06/ahmet-maranki-dogal-antibiyotik-tarifi.html


İbrahim Saraçoğlu'nun uyarısı:
Allicin, hemoglobini oksitleyerek denatürize eder ve eritrozit içerisinde Heinz-Kitlesi oluşturur. Bu da hemolitik anemiye neden olur. Özellikle hemolitik anemi şikayeti olanların sarımsaktan uzak durmaları gerekir.

Bazı insanlar günlük hayatlarında severek, bol bol çiğ sarımsak tüketirler. Bu insanlar kendilerini hep yorgun hissederler. Ancak, sebebinin sarımsak olduğunu bilemezler. Özellikle anemi (kansızlık) şikayeti olanların çiğ sarımsak tüketiminden uzak durmaları gerekir.
http://www.saracoglu.at/bolum.php?name=bitki&kid=54

Saraçoğlu'ndan bir uyarı daha:
http://www.xprodoksit.com/yazi/sarimsagi-pisirmeden-once-en-az-15-dakika-bekleyin
...

brokerüstad
18-10-2015, 09:28
güzel bilgiler var doğal ürünler konusunda
topik canlansın istedim

rosense
18-12-2015, 14:46
http://666kb.com/i/d4rebb2v26s01i6pj.jpg

Tereyağında Yapılan Hileleri Okudunuz Mu ?
Gıdada yapılan hileleri paylaşmaya tereyağı ile devam edelim. Belkide daha önce haberlerde bu hileleri defalarca duydunuz. Sizler için tereyağında yapılan hileli üretimleri derledik.

Bitkisel margarinlere tat ve koku benzerliğini sağlamak için tereyağı esansı , asit veya aroma katılarak tereyağı olarak satılıyor. Öyle ki esans katılan margarinlerin ne kokusu ne de tadı tereyağından ayırt edilemiyor.
Yüksek ısıda haşlanıp ezilen patateslerden püreler yapılıp tereyağlarına katılıyor.
Küflenmiş ve son kullanım tarihi geçmiş tereyağlar eritilerek tekrar tereyağı olarak satışa sunuluyor.
İnanılması güç bir damla süt kullanmadan tereyağı üreten firmalar var. Sadece süt tozu , hayvansal ve bitkisel atık yağlar birlikte kaynatılıp tereyağı aroması ile karıştırılıp hakiki tereyağ olarak satılıyor.


Kıymetli www.neyiyoruz.net okurları aslında satın aldığımız birçok şeyin fiyatına bakarak bile hakiki ürünleri anlamamız mümkündür.

Birlikte hesap yapalım. Marketlerde 1 litre pastörize süt yaklaşık ortalama 2,50 TL’den satılıyor. Tereyağ yapımı için gerekli süt miktarı 8-10 kilogramdır. Üreticilerin sütü 1,50 TL ‘ye mal ettiğini kabul etsek bile 12-15 TL arasında sadece sütün maliyeti var. Diğer bütün girdileri de kattığımızda 20 TL ‘den daha ucuza hakiki tereyağ satmanın çok zor olacağını düşünüyorum. Rekabet koşulları, seri üretim , sütün üreticisi konumunda bulunma gibi etkileri de hesaba katınca olsun da 18 TL olsun .

Peki aldığım tereyağının gerçek doğal tereyağ olup olmadığını en kolay nasıl anlarım deseniz , bunun için basit bir yöntem var:

Hafif sıcak suyu (50°C-60°C) bir kaba dolduruyoruz. Suya bir parça tereyağını atıp bekliyoruz. Eğer yağ tamamen erirse doğal tereyağıdır. Erimiyor parça parça dağılıyorsa büyük olasılıkla margarin ya da patates püresi katılmış tereyağıdır.

Her zaman yaptığımız uyarı ile yazımızı tamamlamak istiyorum. Lütfen tanıdığımız, bildiğimiz yerleri ve güvenilir markaları tercih edelim.