PDA

View Full Version : Hala bir doktor dövmediniz mi?



şimşek
18-04-2012, 20:49
dün , gaziantepte yapılan saldırıda DR ERSİN ARSLAN hayatını kaybetti.meslakdaşımızı kaybettik,
17 yaşında bir pıskopat, ailesi tarafından doldurulmuş, dr arkadaşımızı hastahane içinde bıçaklayarak öldürdü.
meslakdaşımız,80 yaşında kanser hastası, bir dedemizin ameliyatını yapıyor ve ameliyat sonrası hastası hayatını kaybediyor.
ama hasta yakını medyanın ve sağlık bakanlığının yanlış yönlendirilmeleri sonucu,tek suçlunun doktor olduğu kanısına varıyor, hep hastalar mı ölecek diyerek meslakdaşımızı şehit ediyor.
medyada bazı yazarlara bakıyorum bügün, bügün bile utanmadan doktorları suçluyorlar, vatan gazetesinde bir yazarın yazısına baktım, gülsemmi ağlasammı karar veremedim.
yazılacak çok şey var, ama elim yazmaya gitmiyor.
ama hala bir doktor a bağırmadıysanız, hakaret etmediyseniz, dövmediyseniz, tam zamanı, olur ya birileri
cezaları artırır, sonra pışmanlık fayda etmez.
bakın mynet den vatandaş yorumları


bayroy1 saat önce

BeğenBeğenme


doktorlar eylem yapamaz arkadaş, hayati bir iş yapıyorsunuz, siz eylem yapacaksınız diye milletin sağlığı gözardı edilemez. Sizin sendikanız yokmu, tabip odanız yokmu, seçsinler her hastaneden bir kaç doktor, nasıl eylem yapacaksa yapsınlar, tüm doktorlar aynı anda iş bırakamaz, ben olsaydım o hasta yakınlarının yerinde, iki yumrukta ben sallardım.



sen.veben

BeğenBeğenme


bayroy arkadasımız haklı çnkü her doktor saldırıda ölecek olsa protesto yapsalar bu memlekette adam kalmaz... çoğu kötü sebepten saldırıdan vs vs baska seylerden ölen cogu insanımız var onlarada protesto yapsınlar çok saçma.. hastaların yakınıda haklı kim onların durumunda olmak ister bir doktorun görevi adı üzerinde doktor hastaya bakmak 2-3 kişi toplanıyor nedensz sacma bir sebepten protesto yapıor ve ordaki hasta ölüyor ne kadar günah ne kadar yazık.. insanlık bitmiş arkadas..

evet bunlar bizim ınsanlarımızın yorumları, 30 yaşında bir arkadaşımızı kaybettik, göğus kalp damar cerrahisi uzmanı, eşi 5 aylık hamile, hala saçmalayan kendini gazeteci sanan, vatandaş olduğu için doktora hakareti dövmeyi hak zanneden dangalaklar var.
şimdi herkes cahillikten oluyor diyecek, işin kolayıda bu zaten
sağlık bakanı ınsanlara hoş görünmek için devamlı halkın önüne doktorları atarsa olacak olan bu zaten,
her yer afiş dolu 184 sabim, doktor şikayet hattı.
çalışan kişilerin hakkı yok.
geçen gün beni şikayet etmişler, raporlu ilaçlarını yazmamışım.hasta geliyor eşinin guatr ilacını kendisine yazmamı istiyor, neymiş ılacı bitmiş, alamıyormuş,yazmayınca şikayet,ilaçda 2 lıra, hastaya kendisine guatr teşhisi koyamıyacağımı istediğin kadar anlat.
bügün yine bir doktor dövmüşler, bakirköyde, doktor kadın hastasını ameliyata alabilme ihtimali yüzünden aç bırakıyor, tahlilleri yapılıyor. kadının kocası nasıl karımı aç bırakırsın diye doktora tekme tokat girişiyor.
adam şimdi etrafına anlatıyordur, doktoru şöyle dövdüm, bagırdım, tekmeledim , ne mutlu ona
aramızda doktor dövmeyen varmı,
türkiyede az kaldı doktora hakaret etmeyen.haydi tam zamanı
yarın bende hasta bakmıyacağım, genel sağlık eylemine katılacağım, aklım hastalarımda olacak, ama artık bir tepki verme zamanımız geldide geçti.
belkide bizimde bir sesimizi duyan olur.
belki sağlık bakanı biz çalışanları içinde bir şey yapar.
bütün bu olanlardan halkmı, doktorlarmı, yoksa sağlık polıtıkalarımı suçlu, bunu bir düşünmek lazım.
bügün ben 84 hasta baktım,ne kadar güleryüzlü olabilirdim , olamadım zaten,
bir hastaya 15 dakıka zaman ayırdım, dışardakiler başladı söylenmeye, içerde ameliyatmı yapıyorlar diye
çok şey var yazacak, ama canım çok sıkkın, moralim bozuk, kafam karışık, ancak bu kadar yazabildim.
DEĞERLİ DR ARKADAŞIMIZ ERSİN ARSLANA ALLAH RAHMET EYLESİN, AİLESİNE SABIRLAR DİLERİM.

şimşek
18-04-2012, 21:13
Yarınki yürüyüş 11.30 da çapadan beyazit a ve eminonünden beyazıt a iki koldan yapılacaktır.halkımızında bizi destekliyeceğine ınanıyorum.
Dünya Tabipler Birliği başkanı Jose Luiz GOMES DO AMARAL'ın da katılacağı bir anma ve katliamı kınama yürüyüşü planlanmıştır
aciller ve bazı bölümler gorevlerinin başında olacaktır.umarım bu eylemden dolayı hiç bir hastamızın başına bir şey gelmez.

aokan1973
18-04-2012, 21:20
http://img594.imageshack.us/img594/369/drersinarslan.jpg

Allah Rahmet Eylesin. Sayın Şimşek Sayın Başbakan diyor ya, yumruklarımızı sıktık, dudaklarımızı ısırdık sabrettik diye. İçimdeki insan sevgisini öldürmeyi başardı bu zihniyet. Ciddi anlamda hesaplaşma gününü bekliyorum. Bu dünyada olursa bu dünyada. Ha olmadı Ahirette. Ben onlar gibi sürekli Allah ve inanç konularına girmeyi sevmem. Bu çok kutsal ve kişisel bir şeydir ve Allah ile kul arasındadır. Ama Sabırla bekliyorum ya bu dünyada ya öbür dünyada..

şimşek
18-04-2012, 21:34
sayın aokan 1973, bu hükümeti bu oy potansiyeline sağlık politikları getirdi, yani biz sağlık çalışanları,
halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyeti %85 lerde, ama kimse biz sağlık çalışanlarına ne durumdasınız sormuyor.
bir doktor arkadaşımız öldükten sonra , şimdi sağlıkta şiddetle ilgili meclis araştırma komısyonu kuruluyor,illa birilerinin ölmesi gerekiyordu.
bir hafta iç,inde bu dördüncü şiddet olayı basına yansıyan, samsunda doktorun başı yarıldı, istanbulda bir tinerci mahkum doktorun yüzünü jiletle kesti, ve yukardaki iki olay.
umarım bizede birileri sorar, hakkınızı helal ediyormusun diye
sorarlarmı?
ben ce zor
sizce
yarınki eylem yandaş medyada 1 dakıka bile haber olmaz.bügün olduğu gibi.

şimşek
18-04-2012, 21:47
Hekimliğe saplanan lanet bıçak


Gaziantep'te Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde görevli, göğüs
cerrahisi uzmanı, 30 yaşındaki Op. Dr. Ersin Arslan bir hasta yakını
tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Bundan bir kaç ay önce darp edilen meslektaşlarımızla ilgili bir basın
açıklaması yapmış ve Sağlık Bakanlığı'nı göreve davet etmiştik...

Artık çok geç...

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile açıkça hekimliğin varoluşsal temelini
değiştirdiniz.
Hekimlik mesleğinin genetiğine müdahale ettiniz.
Bizi hastalarımızla düşman haline getirdiniz.
Hizmet ettiğimiz insanlar katilimiz oldu.

Bu cinayet münferit bir olay olmaktan çok ülkemizde hekimlerle
hastaları düşman gibi konumlayan yeni sağlık sisteminin sonucudur.

Bir salgın hastalık haline gelmesine rağmen hiçbir ciddi önlem
alınmayan hekime yönelik şiddet bu kez can aldı. Canımızı aldı.

Bu toplumsal gerilim, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ve onun
uygulayıcılarının eseridir.

Bize dün kalkan el, bugün kalbimize saplanan bıçak politikacıların
elidir, bıçağıdır.

Hükümet Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı toplum gözünde meşru kılabilmek
için bir günah keçisi ilan etti: Hekimler!

Hükümet halka sağlık alanındaki olumsuz tablonun hem nedeni olarak
hekimleri gösterdi.

Hükümet sürekli hekimleri suçlayan hatta aşağılayan bir dil kullandı.

Toplum hekimlere karşı kışkırtıldı.

Oysa, bu hükümet gibi önceki hükümetlerin de sağlık harcamalarının
finansmanında vatandaşın cebini bir kaynak olarak seçmeleri hekimlerin
tercihi ya da kararı değildir.

Hekimler mesleki özerkliklerini, iş güvencelerini kaybetmemek için
itiraz ettikçe hükümet bizi vatandaşın önüne sadece kendi çıkarını
düşünen paragözler olarak attı.

Eski sağlık sisteminden canı yanmış vatandaşlar da maalesef bu oyuna geldi...

Hekimler diğer yüksek okul mezunları gibi, her toplumda ve her zaman
toplumun geneline göre gelirleri görece daha yüksek bir kesimdir.
Hükûmet, bu yalın gerçeği sanki anormal bir durum, bize özgü bir
haksızlık gibi anlattı vatandaşa.

Aslında Türkiye'de hekimlerin ezici çoğunluğu (pratisyen hekimler,
büyük hastanelerde tam zamanlı çalışan uzman hekimler) uzun yıllar
kamusal nitelikte sağlık hizmeti üretmiş emekçilerdir.

Türkiye'de pratisyen hekimlerin geliri ülkenin ortalama ücretinin 2
katı, uzman geliri 4 katıdır. OECD ülkeleri ile kıyaslandığında
Türkiye'nin pratisyen hekim geliri son sırada, uzman hekim geliri ise
orta sıradadır.

Hükümete sesleniyoruz:

* Devlet ve üniversite hastanelerinde (hatta aile hekimliğinde)
performansa dayalı döner sermaye uygulamasına geçtiniz.

* Kamudaki sağlık emek sürecini, rekabet ve üretim artışını temel alan
özel sektör emek süreci ile benzer hale getirdiniz.

* Performans sistemi ile hekimler gelirlerini finansal teşvik
doğrultusunda hasta görme ve girişim yapmalarına göre temin eder hale
geldi.

* Hasta hekim ilişkisini kamu hastanelerinde bile gelir artırma
zeminine oturttunuz.

* Hekimin öncelikli motivasyonunu hastasını iyileştirmekten
çıkardınız; daha çok hasta bakarak, daha çok ameliyat yaparak daha çok
gelir elde etmek haline getirdiniz.

* Ayrıca hekimler genel durumu kötü ya da tedavisi riskli ve güç
hastalardan kaçmaya başladı, bunun yerine daha kolay ve rahat
performans geliri elde edecekleri hasta ve hastalıkların tedavisine
yöneldiler.

* Hasta hekim ilişkisi bir daha düzelmeyecek şekilde bozdunuz.

* Gerçek bir kamu hastanesi kar amacı gütmez. Toplumun sağlık
ihtiyaçlarını karşılar. Ancak, siz Türkiye'de kamu hastanelerini kar
etmeye zorladınız.

* Kamudan kaynak aktararak özel sağlık sektörü yarattınız, ulusal ve
uluslararası sermaye için hastane, ilaç ve tıbbi malzeme, özel sağlık
sigortacılığı gibi karlı sektörler yarattınız.

TÜM BUNLARI VATANDAŞA SAĞLIK HİZMETİ ERİŞİMİNİ ARTIRMA VAADİYLE YAPTINIZ.
İTİRAZ EDEN HEKİMLERİ DE YALNIZCA KENDİ EKONOMİK ÇIKARINI DÜŞÜNEN
İNSAFSIZLAR OLARAK DAMGALADINIZ.

Oysa gerçek bu değil!

Hekimlik mesleği seçimi yalnızca bir kariyer tercihi değildir.

Bu mesleği seçerken ve uygularken hümanizm ve insana hizmet etme
güdüleri başat rol oynar.

Hekimlerin meslekleri ile edindikleri insana hizmet etme ve hümanizm
gibi değerler, bir birey olarak kişisel çıkarları doğrultusunda
hareket etmelerine karşı güçlü bir denge oluşturur. Başka pek çok
meslekte olmayan bir özelliktir bu.

Hekimler toplumsal olarak şekillendirilmiş bir bilinçle karar
verirler. Bunun aksi genel doğru olursa, bir tek hastanın bile
esenliği sağlanamaz.

Hekim-hasta ilişkisi hastanın iyiliğini temel alan bir tıp ethosu
çerçevesinde oluşan mesleki davranış kurallarına ve karşılıklı güvene
dayanan bir ilişkidir.

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile açıkça hekimliğin varoluşsal temelini
değiştirdiniz.

Hekimlik mesleğinin genetiğine müdahale ettiniz.

Bizi hastalarımızla düşman haline getirdiniz.

HİZMET ETTİĞİMİZ İNSANLAR KATİLİMİZ OLDU

Hala sözde sağlık reformunuzla gurur duyuyor musunuz?

Türk Cerrahi Derneği

Objektif
18-04-2012, 21:48
Doktorlarla direk ilgili gibi gözükmesine rağmen ben bunun genel bir manyaklık olduğuna inanıyorum. Yani adam restoranda olsa çatalı ters verdin diye garsonu da öldürebilirdi, yolu uzattın diye taksiciyi öldürebilirdi ya da eve dönüp ortada bir neden olmadan karısının kafasına piknik tüpünü geçirebilirdi. Nitekim bugünkü gazetelerde gördük %35 le karısını en az dövenler Trakyadaymış. Orana bakar mısınız ? Daha bir kaç gün önce canlı canlı yakılan tecavüz edilen patisi kesilen köpek resimlerini gördük. Bu kadınlara tecavüz edenler, şiddet uygulayanlar, köpekleri yakanlar, birbirlerini kesenler de bu toplumda yaşıyor, doktorları öldürenler de bu toplumda yaşıyor. Doktor öldürenleri durdurabilirsek veya toplumu doktorlara şiddet göstermemeye ikna edebilirsek iş bitmeyecek ki.

Geçelim bu işleri, bu toplum cidden hasta.

Öncelikle toplumun akıl sağlığına kavuşması gerek. Bu da tüm toplum kuruluşlarının meslek derneklerinin bir araya gelmesiyle olabilir.

Tek tek ayağa kalkınca sadece yerine oturması kolay oluyor.

Vefat eden doktorun ailesine baş sağlığı dilerim.

şimşek
19-04-2012, 20:59
Bu ş..... bir gün bir doktorun önüne gelecek
G.Antep'teki doktor katili M.G.'nin adı yazılsın ki, her doktor alıp o adı bir kenara kaydetsin. Fatih Altaylı yazdı...

19 Nisan 2012 Perşembe, 08:21:36
OLAYI duydunuz muhakkak.
Gaziantep’te bir “alçak”, 85 yaşındaki dedesi kalp ameliyatı sonrası öldü diye, ameliyatı yapan doktoru bıçaklayarak öldürdü.
Yazacaklarım için kimse kusura bakmasın, öfkem burnumda. Dünden beri kuduruyorum.
Doktorluk en zor ve en şerefli mesleklerden biri.
Sadece bugün değil, binlerce yıldır.
Kabilelerde doktor yerine geçen büyücüler, kabile şefinden bile üstünmüş. Öyle bir iş doktorluk.
İçlerinde iyisi var, kötüsü var elbet.
Paragözü var, gözütoku var. Ama hepsi hayat kurtarıyor. Bazen hata yapsalar da, yaptıkları iş her şeyden önemli. Ama bu memlekette doktor olmak salaklık.
Bir yandan sistemin çektirdikleri, diğer yandan “hayvan” bile denmeyecek yaratıkların yaptıkları.
Hatırlarsınız, birkaç yıl önce dünyanın en önemli doktorlarından biri, Profesör Göksel Kalaycı da bir hastasının yakını tarafından öldürülmüştü.
Darp edilen, canını zor kurtaran pek çok doktor var.
Sınıf arkadaşlarımdan biri, mecburi hizmetini yaptığı bir Güneydoğu ilinde acile getirilen bir hastayı kurtaramadığı için saldırıya uğramış, arka camdan kaçıp hayatını kurtardıktan sonra doktorluğu bırakmıştı.
Vaka çok.
Doktorlarımız hayat kurtarmaya çalışırken hayatlarından oluyorlar.
Gaziantep’teki olay da tambir “rezalet”.
85 yaşında kalp hastasını ameliyat ediyor genç doktor. Hasta ölüyor.
O yaştaki adam belli ki son çare olarak ameliyat edilmiş. Belli ki, ameliyat etmeseler zaten ölecek.
Ama 17 yaşındaki hasta yakını, gencecik doktoru bıçaklıyor ve öldürüyor.
Öldürdüğü doktorun kılı etmeyecek bir “canavar” tarafından. Ve doktorun arkasında minicik bir çocuk ve bir eş kalıyor. Tabii bir de oğullarını doktor yetiştirmek için uğraşmış bir ana baba.
Gazeteler haberi verirken yasa gereği katilin adını “M.G.” olarak yazdılar.
Ama bence hata.
O “canavarı” adıyla, sanıyla soyadıyla yazmak lazım.
Yazılsın ki, her doktor alıp o adı bir kenara kaydetsin.
Kaydetsin ki, nasılsa bir gün er ya da geç önlerine gelip yatacak.
Suratına baksınlar. Ve tükürsünler o surata. Tedavi niyetine. Ve bıraksınlar orada öylece. Doktor katilini.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
bu sefer bir çok yazar, destek vermeye çalışıyor, bugun kü eylemde vatandaşlarımızda yanımızda oldu,eylem boyunca bir kısmı bizle yürüdü,
dr arkadaşımızın asıl ölüm sebebini öğrendik bügün,dahada kahrolduk.katil bankadan dedesinin emekli maaşını çekmeye gidiyor,
alamıyor, ölüm nedeni ile,aile doktoru 15 gün boyunca ölümünü nufusa bildirmeyin diye tehdit ediyor. ölüm bildirilincede seçilmiş bu cani doktoru öldürüyor.
bu sebep dahada acı,

expertadvisor
19-04-2012, 21:06
SGK mensupları o işi çok yapar..Evde ölen yakınlarını köye defnedip SGK ya bildirmezler....Yıllarca maaşı çekilir..SGK dan emekli maaşı alan 3ooo den fazla emekli var..Onların kaçı yaşıyorki?

BORA YAŞAR
19-04-2012, 21:28
Bir hasta -lıklı genç tarafından öldürülen doktora rahmet yakınlarına sabır diliyorum.

Eşimin hastalığı dolayısıyla 3,5 ayı hastane içinde, doktorlar (her kademeden), hemşireler, hastabakıcılar ve hizmetlilerle içiiçe geçirdik aile olarak.

Toplumun her kesimi gibi her türden insan var aralarında.

İyisi, kötüsü, para gözlüsü, fırsatçısı, beceriklisi, beceriksizi...

İşleri insan sağlığı ile uğraşmak...

35 santimlik yarası olan eşimin pansumanında, ömründe yara görmemiş biri olan benden yardım istemini insanca reddettim diye beni dövmeye kalkanı mı ararsın, pazar günü ailesini eğlencesini bırakıp sırf insani bir yaklaşımla eşimin pansumanına geleni mi...

Her türlüsünü gördük...

Bunda anormal bir durum yok. Bu toplumun ferdi onlar da.

Kafayı yemiş, çıldırmasına az kalmış bu toplumun...

Doktorumuz da, onları ne kadar çok saysak da (doğrusu genelde hep budur), hergün hizmet verdikleri insanlar temelinde, bu toplumla yüzleşiyorlar.

Manyağı var, edepsizi var, uğursuzu var...

Doktorlarımız kendilerine haksızlık edildiğini düşünüyorlar böyle bir durumla karşılaştıklarında.

Polismiz de, taksi şöförlerimiz de, marketçimiz de karşı karşıyalar bu tür insanlar ve edimleriyle.

Demem o ki, doktorlarımıza özel bir durum yok.

Sadece onların yaptığı iş çok daha önemli...

Hepimizin sağlığı ve yaşamı ile ilgili bir iş yapıyorlar...

Aslında zalimce öldürülen bir doktorun ardından bunları yazmam hoş karşılanmayabilir ama doktorlarımız bu toplumdan olumlu birçok şey de görüyorlar. Sevgi, hürmet, saygı görüyorlar...Bir kısmı bu ülkenin koşullarında maddi olarak karşılığını bile fazlasıyla alıyorlar. Kadir kıymet bilmez, cahil cüheladan dayak da yiyebiliyorlar.Örneğimizdeki gibi canlarından bile olabiliyorlar.

Doktorlarımız nasıl bir tedbir istiyor bilemiyorum. Hükümet onların yaşamlarını nasıl edip de özel olarak koruyacak fikrim yok.

Ölen öldüğü ile kalıyor.

Gencecik bir doktor ve arkasında bıraktığı gencecik hamile bir kadın.

Ateş düştüğü yeri yakıyor.

BORA YAŞAR
19-04-2012, 21:36
Bu ş..... bir gün bir doktorun önüne gelecek
G.Antep'teki doktor katili M.G.'nin adı yazılsın ki, her doktor alıp o adı bir kenara kaydetsin. ,

İşte bana göre bu acıyla yazılmış bir cümle.

Çünki yanlış.

Doktorluğu diğer işlerden, mesleklerden ayıran en önemli özellik, ayrım yapmadan ihtiyacı olan tüm insanları tedavi etmek zorunda olmalarıdır.

Meslek yeminleri bunu gerektiriyor çünki.

Hekimlik kin, garez, listelemek kaldırmaz.

Bence çok yanlış olmuş.

gemici
19-04-2012, 21:39
hastanelerde yıllarca çalışmış biri olarak dr ları iyi tanırım........................çok kavga olur......dayak yiyen çok olur...ölmeseydi kimsenin haberi olmazdı........

BORA YAŞAR
19-04-2012, 21:43
Googleladığım hekimlik andı fark yaratan bir metin, insanlığın yüz akıdır...

Ben inanıyorum ki o katil bugün sağlık yönünden ihtiyaç duysa, kendisine yardım eli uzatan bir doktor bulacaktır.

Aksine bir yaklaşım,her türden ayrımcılık, doktorluk mesleğinin toplumsal önemi yüzünden kabul edilemez.





HEKİMLİK ANDI


Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda, hayatımı insanlık yoluna adayacağımı açıkça bildiriyor ve söz veriyorum.
Hocalarıma saygı ve gönül borcumu her zaman koruyacağıma, sanatımı vicdanımın buyrukları doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getireceğime, hasta ve toplumun sağlığını baş görev sayacağıma, benden hizmet bekleyen kimselerin sırlarına saygılı olacağıma ve onları saklayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve temiz töresini sürdüreceğime, meslektaşlarımı kardeş bileceğime, Din, Milliyet, Irk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime, İnsan hayatına kesinlikle saygı göstereceğime, baskı altında kalsam bile tıp bilgilerimi insanlık değer ve yasalarına karşı kullanmayacağıma, açıkça, özgürce ve namusum üzerine and içerim.

şimşek
19-04-2012, 21:49
İşte bana göre bu acıyla yazılmış bir cümle.

Çünki yanlış.

Doktorluğu diğer işlerden, mesleklerden ayıran en önemli özellik, ayrım yapmadan ihtiyacı olan tüm insanları tedavi etmek zorunda olmalarıdır.

Meslek yeminleri bunu gerektiriyor çünki.

Hekimlik kin, garez, listelemek kaldırmaz.

Bence çok yanlış olmuş.

o yazıyı fatih altaylı yazdı, ben güneydoğuda askerimle beraber, pkk lıyı bile tedavi etmiş biriyim.
herkesin doktorlarla muhakkak kötü bir anısı var, tepki çekmemiz normal,
sayın bora yaşar umarım eşiniz iyileşmiş sağlığına kavuşmuştur.

Vural-can
19-04-2012, 21:51
Bunların işi gücü geçmişle uğraşmak....Yok askerdi..din di..iman dı..
Milletin babası değil, devletisin sen..Kimsenini maneviyatını öğretmek devlete kalmadı.
Devlet olarak kurulu sistemi takip et ve teftiş et.

Güncelde neler oluyor hiç umurlarında değil...

Zirt-pırt eğitim sistemi/sınav sistemi değişiyor..
Zırt-pırt sağlık/emeklilik sistemi değişiyor..

Bir türlü güncel sorunlarla ilgilenen yok..

Hayatı boyu okuyan/öğrenciliği bitmeyen tek meslek dalı belki...
Sınavlarında en yüksek puan...

Adam muayenehane açıp benden çok kazanacak tabi...

Milletin babasının hayrına mı bu ömürboyu öğrencilik...

Kızım istedi doktor olmayı...Vazgeçiriyorum...

Sonuç ne olacak.....

Doktor arayacaklar...Bulamaycaklar...Hadi bir sistem daha...

Bu ülkenin sağlık bakanı yok mu ?
Nerde ?
Bu adamın kazandığını parayı hesap ediyorsunda...Canını düşünmüyorsun....

--

Nasıl kızıyorum...Böyle zorla yetişmiş insanların heba olmasına..
Bunlar toplum içinde ışıldayan varlıklar...

Allah gani gani rahmet eylesin..

BORA YAŞAR
19-04-2012, 21:55
o yazıyı fatih altaylı yazdı, ben güneydoğuda askerimle beraber, pkk lıyı bile tedavi etmiş biriyim.
herkesin doktorlarla muhakkak kötü bir anısı var, tepki çekmemiz normal,
sayın bora yaşar umarım eşiniz iyileşmiş sağlığına kavuşmuştur.

Fatih Altaylı'ya yakışır.

Bir doktora zaten yakışmazdı. İtirazım buna.

Eşim malesef kötü (hadi talihsiz diyelim) bir operasyon sonunda yarı sakat kaldı.
Yüreyemiyor.

Ama hiçbir doktor dövmedim.

Bu lafı sadece başlığa bir atıfta bulunmak adına kullandım.

şimşek
19-04-2012, 22:01
burda tartışılması gereken sağlıkta dönüşüm dedikleri sistemdir,
performansa dayalı maaş sistemidir,
aile hekimlerini ceza puanlarıyla değerlendirme sistemidir,
tüm özlük haklarının elinden alınmasıdır,
devlet hastahanelerinin bile kar amaçlı kurumlar haline getirilmek istenmesidir,
hastayla doktor arasına para ilişkisini sokmakdır yanlış olan
doktor açığını gidermek için her yere tıp fakultesi açmak,bilgisi yetersiz doktor yetiştirmekdir tehlikeli olan
günde 70-80 hastaya bakmak yanlışdır.
hasta memnuniyeti %85 lerde deyip, çalışanının durumunu sormamak yanlışdır,
HİZMET ETTİĞİMİZ KİŞİLERİN ,SAĞLIĞINI KAZANDIRMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ HASTALARIMIZIN KATİLİMİZ OLMASI YANLIŞDIR.
yanlış olmayan benim hala doktorluk mesleğini sevmem ve severek yapmamdır.
tepkimiz sağlıkda dönüşüm diyerek halkın önüne doktorların atılmasıdır.

bunuel
19-04-2012, 22:07
Bu "hasta memnuniyeti % 85'lerde" ifadesinden emin misiniz ? Sağlıkta devrim denen şey sigortalılar için bile her hizmetin paralı hale gelmesi mi ? Bundan mı memnun herkes ?

şimşek
19-04-2012, 22:08
Fatih Altaylı'ya yakışır.

Bir doktora zaten yakışmazdı. İtirazım buna.

Eşim malesef kötü (hadi talihsiz diyelim) bir operasyon sonunda yarı sakat kaldı.
Yüreyemiyor.

Ama hiçbir doktor dövmedim.

Bu lafı sadece başlığa bir atıfta bulunmak adına kullandım.

sayın bora yaşar, ınanın eşinizin iyileşmemesine çok üzüldüm,
yinede bizlere kızmadan yazdığınız yazı,hepimizin olması , ve nasıl davranması gerektiğini bize gösterdi.
hastamıza bir şey oldumu ınanın sizler kadar acı çekiyoruz.

şimşek
19-04-2012, 22:11
Bu "hasta memnuniyeti % 85'lerde" ifadesinden emin misiniz ? Sağlıkta devrim denen şey sigortalılar için bile her hizmetin paralı hale gelmesi mi ? Bundan mı memnun herkes ?

sağlık bakanlığının anketlerinde ve sayın sağlık bakanın televizyonlardaki konuşmalarında defalarca söylediği bir söz.
daha yolun başındayız, yakında devlet hastahaneleride özelleştirilecek,
ve biz kendimizi ifade edemediğimiz için, yandaş medya sesimizi yansıtmadığı için, halkımızın bundan hiç haberi yok.

BORA YAŞAR
19-04-2012, 23:01
Bunca tatsızlık arasında bir de iyi haber(ileti) vereyim...

Posta kutuma bir arkadaş yollamış:


Yararlı bir bilgi, paylaşmak istedim. Umarım ihtiyaç olmaz.

Subject: Fw: Sağlık 182 servis telefonu



AŞAĞIDAKİ TELEFON No.sunu
BİLENLER BİLSİN BİLMEYENLERDE NOT ALSIN LÜTFEN. .....182.............NEDİR BU?
İZAH EDEYİM:Dün eşim Armağanın ayağı kilitlenir gibi oldu,ağrıdan avaz avaz bağırdı
kalk acile gidelim dedim,yok dedi bu saate kimseyi bulamayız falan filan,Evde ağrı kesici
ilaç melhem vardı sürdüm nisbeten iyi geldi,ALDI TELEFONU ELİNE 182 yi ARADI,
TÜRKİYENİN HER TARAFINDAN ARAYABİLİRSİNİZ.KARŞISINA SAĞLIK BAKANLIĞI
RANDEVU SERVİSİ ÇIKTI.
---ÖNCE BİR SEKRETER,AKABİNDE İLİGİLİ KİŞİ(konuşmaşlar şöyle gelişti)
---İsminiz,
---ARMAĞAN K....R,
---TC KİMLİK NO.nuz....................
---hangi servis..............
---ALSANCAK/İZMİR DEVLET HASTAHANESİ NÖROLOJİ SERVİSİNE,
---Randevunuz 26/12/2011de pazartesi saat 11.10 dadır....DENİLDİ.
Bu sabah eşimi Alsancak Hst.sine götürdüm.11.10 da ekranda eşimin
adı yazılı çıktı,beklemeden içeri aldılar,rontgenler çekildi,işlem tamam.
BU BİR GERÇEK ÖYKÜDÜR,BAŞIMIZDAN GEÇMİŞTİR,NOT ALINIZ LÜTFEN.

aktash38
19-04-2012, 23:41
arkadaşlar herkes kendini kandırıyor.

bu tür olaylar hayatın her anında gerçekleşebilir. kimi zaman hastanede doktorun başına gelebilir, herhangibi devlet dairesinde memurun başına gelebilir,özel sektörde karşınızda muhattap bulamadığınızda orada hiç bir şeyden habersiz güvenlik görevlisinin yada tam tersi olabilir hizmet veren ile hizmet alan yerdeğiştirebilr sonuç olarak her olay bu kadar ileri gitmez söz dalaşı ,araya birilerinin girmesi ,tokat....der biter .gündemi fazla takip etmem ama tahmin edebiliyorum birkaç gün bilemedin bir hafta yazılı basın,tv de yer alıp tarih sayfasında yeralır. saman alevi tarzında biraz ışık biraz ısı sonrası yok.


kimse olayın arkasında durmayacak, umrunda olmayacak
(türk tabipler birliği,siyasetçisi iktidar muhalefetfark etmez ,medyası en yakın arkadaşları)

unutulup gidecek
ki biz neleri unutmadık.....
anlatmak istediğim toplum diye birşey yok sadece bireysellik (bencillik) var. her olayda olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor daha ötesi yok.
insana değer vermediğimiz sürece böyle devam edip gidecek
üzgünüm ama benim yorumum budur

bentham
20-04-2012, 00:01
Bende bişeyler yazayım istedim ama çok karmaşık duygular içindeyim açıkçası...halen Türkiyenin bir hastanesinde şu anda görevdeyim nöbetçi amiriyim(doktor değilim)...ölen doktorumuza çok üzüldüm ve bugün eylemde de yer aldım...bu tür saldırılara defalarca şahit oldum ve görevim gereği müdahale ettim maalesef...ayrıca her nöbetimde doktorlardan şikayetçi olan hasta ve yakınlarını dinledim şikayet dilekçelerini aldım...
örneğin....benim hastamı yoğun bakıma almıyorlar durumu ağır durumu daha iyi olanı çıkartsınlar benim hastamı alsınlar diyenede rastladım...çocuk acilde dr la tartışıp dr un banane tohumuna paramı saydım diyen dr a da rastladım...acilde herkese küfür kafir saydıran hasta yakınına dayanamayıp kafa atan dr u tebrik edip hakkında olumlu rapor da yazmışlığım vardır...Sinirlenip dövmeye kalktığım dr da var bu arada...
15 yılda şunu öğrendim doktorların çalışma şartları çok kötü...bir de şunu öğrendim hasta ve hasta yakını psikolojisini bilmiyorlar yada işlerine gelmiyor....insana insan muamelesi yapmıyorlar ve toplumda olumsuz bir algı var...eee bu da şiddeti doğuruyor...

estella
20-04-2012, 00:21
Dövülecek Dr.ların haricindekilerin? acılarını ve elem,kederlerini anlıyor bedenimde yaşıyorum.Tüm tıp camiasının başı sağolun ALLAH tekrarından cümle TIP a gönül verenlerini böyle acıları yaşatmasın.Saygılarımla:notr:

BORA YAŞAR
20-04-2012, 15:21
Milletvekili doktor dövdü


BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, kaza yapan eşi ve oğlunun getirildiği Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tartıştığı Dr. Oğuz Eroğlu’na tekme tokat saldırdı. Milletvekili Üçer’i, çevredekiler güçlükle engelledi.

http://haber.gazetevatan.com/milletvekili-doktor-dovdu/445065/1/Gundem


Başlığı duyan geliyor...

balaban
20-04-2012, 15:51
Milletvekili doktor dövdü


BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, kaza yapan eşi ve oğlunun getirildiği Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tartıştığı Dr. Oğuz Eroğlu’na tekme tokat saldırdı. Milletvekili Üçer’i, çevredekiler güçlükle engelledi.

http://haber.gazetevatan.com/milletvekili-doktor-dovdu/445065/1/Gundem


Başlığı duyan geliyor...

vatandaş öldürmüş, bu dövmeyip eksik mi kalsın?:(

BORA YAŞAR
20-04-2012, 16:08
vatandaş öldürmüş, bu dövmeyip eksik mi kalsın?:(

Belki de vekaleten dövmüştür.

Temsil ettiği gerizekalıların yerine.

dudu
20-04-2012, 18:09
Su ana kadar yazilan tum yazilari okudum. Ben de yazmadan, icimi dokmeden edemeyecegim.

Meslegim: tip doktoru. 12 Eylul 1980 oncesi karisiklik yuzunden yurtdisina cikip, mezun oldugum yabanci ortaogretim kurumunun da verdigi avantaj ile saygin bir universitenin tip fakultesie girip 7 yillik zorlu bir egitimden sonra mezun oldum, ancak yurda donunce bir cok kisisel, ailevi, iktisadi nedenlerle meslegimi icra edemedim. Baslarda bu icimde bir ukte olarak kaldi ancak zaman icinde yakindan tanidigim ve meslegini herkesin bildigi sartlar altinda fedakarca icra eden meslektaslarima bakinca bu duygu yerini iyi ki hayatimin akisi bu sekilde gerceklesmis kanisina birakti.

Su anda birisi 12 digeri 16 yasinda iki kiz cocugu babasi olarak buyuk kizimin, bir cok tanidigim meslegini icra eden doktor meslekdasimda da oldugu gibi, universite secme sinavlarinda nasil ederim de tip fakultesini secmesini engellerim arayisi icindeyim.

Bugune kadar bir cok ulkede doktor tanidiklarim oldu. Tahsil gordugum ulke icin de gecerli olarak sunu soyleyebilirim. Her yasadigim, kaldigim, tatil yaptigim ulkede doktorlarin toplumun en elit kesimini olusturduklarini, buyuk saygi gorduklerini, bizden farkli olarak mesleklerinin en saygin meslek oldugunun farkina vardim.

Korkarim yakin gelecekte benim gibi dusunen bir suru insan yuzunden bu meslek artik daha da gozden dusecek. Hekimlik meslegi capsiz, vasat ogrencilerin sectikleri siradan bir meslek olacak.
Herkes hasta oldugunda basit hastaliklarda bile iyi hekim arayisi icine girecek ve en onemlisi de yasadigimiz menfur olay turunden olaylar da artik toplumun ilgisini bile cekmeyecek.

Syg,

merlin
20-04-2012, 19:25
Tesadüfen yaşıyoruz.
Bir uzman doktor 20 senede yetişiyor.
Ama bu olaydaki gibi bir manyak 30 saniyelik bir cinsel temasın ürünü. Maalesef sperm yumurtayı döllediği gibi kalıyor, zeka ,akıl ,fikir belirtisi yok.
Ve sokakta milyonlarcası var şu an.

şimşek
20-04-2012, 19:42
27-11-2011 de yazdığım bir yazı, bir doktor babasının yazısı, şimdi yazsa,ülkemizdeki şiddeti de, doktora olan tahammülsüzlüğüde eklerdiç,bizim şanssız olan durumumuz,herkesin bir doktorla mutlaka kötü bir anısının olması, 9 doğru olsada bir yanlış hiç unutulmuyor.


yine özür dileyerek, tartışma yeri olmadığını bilerek bir doktor babasının mektubunu yayınlıyorum, ibretle okuyacaksınız.bunlar türkiye gerçekleri, bir çok meslek grıbundada maalesef var,
DOKTOR BABASININ MEKTUBU
Türkiye Gazetesinde Serbest Kürsüde yayınlanan okuyucu mektubu...


Üniversite öğrencisiyken, kaldığımız yurtlarda tıpta okuyan arkadaşlarım vardı. O zamanlar onların kalın
kalın ders kitaplarını ürkek bakışlarla süzerdik. Okul bitti, iş hayatına atıldım. Yine doktor
komşularım, arkadaşlarım oldu. Onların yaşantılarını uzaktan da olsa izleme fırsatı buldum. Hep dertli
insanlarla haşir neşir olmalarının ruh hallerine yaptığı tesiri, özel yaşantı diye bir şey bırakmayan
çalışma tempolarını yıllarca gözlemledim.

Liseyi birincilikle bitirdiğim zaman, mühendislik okuyacağımı söylediğimde, tıbbı seçmem için
öğretmenlerim, özellikle de coğrafya öğretmenim âdeta yalvarmışlardı. Bu gözlemlerimden sonra onları
dinlememekle ne isabetli bir karar verdiğimi defalarca düşünmüşümdür.

Oğlum tıbbı seçti, acı gerçeği yakından gördüm
Yıllar sonra üniversite tercihi yapma sırası büyük oğluma geldi. Demek ki içinde bir ukde varmış, tıbbı
seçti. Böylece bir tıp öğrencisi 6 yıl boyunca ne yapar, nasıl çalışır, sınavlara nasıl girer, son
yıldaki "intörn" yani stajyer doktorluk devresini nasıl geçirir, yakından ama bu defa çok yakından
izledim.

6 uzun yıl geçti ve oğlum tıbbı bitirdi. Ailece mezuniyet törenine gittik. Başta ben ve annesi olmak
üzere bütün yakınları olarak onunla gurur duyduk. Daha 24 yaşında saçları seyrelmeye başlayan oğlum
artık "pratisyen doktor" olmuştu.

Artık onunla birlikte hepimizin, daha öğrenciyken bile kendisine "doktor bey" denmeye başlanmasının
karın doyurmayacağını, "devlet baba"nın doktorlara nasıl eziyet ettiğini anlamanın, daha doğrusu
yaşamanın zamanı gelmişti.

Liseyi onunla aynı yıl bitirenler, meslekte üçüncü yıllarına başlamışlar, mühendis, mimar, avukat
olmuşlardı. Kimisi bu iki senede yeteri kadar para biriktirmiş, evlenmişlerdi. Aralarında çocuk sahibi
olanlar bile vardı. Ama doktor oğlumun evlenmesi, bizim de torun sahibi olmamız için anlaşılan daha uzun
seneler beklememiz gerekecekti.

Bugün artık mesela böbrek rahatsızlığı olanın, iç hastalıkları uzmanına gitmediği, derdinin şifasını, bu
dalın bir üst uzmanlık alanı olan nefroloji uzmanı aradığı bir çağdayız. Dolayısıyla hangi doktor
pratisyen kalmak ister? En yüksek puanlarla tıp fakültesine girerek doktor çıkan bu parlak gençlerin de
hedefi uzman doktor olmaktır pek tabii...

Ciltler dolusu Tıpta Uzmanlık Sınavı kitaplarını birkaç kere devirmeden, bu sınavı ilk girişte kazanmak
kaç doktora nasip olur? Geçerli bir puan alsa bile istediği yerde ve istediği dalda asistan olmayı, ilk
1-2 denemede kaç pratisyen başarabilir? Oğlum da binlerce yeni mezun pratisyenin akıbetine uğruyor. İlk
sınavında başarılı olamıyor ve mecburi hizmete gidiyor.

MECBURİ HİZMET;HAKSIZ BİR UYGULAMA
Doktorlara uygulanan bu mecburi hizmet konusu, insanlarımızın sağlığını teslim ettiğimiz bu mümtaz
zümreye uygulanan korkunç bir haksızlıktır. Bu insanlar asker değildir, polis değildir. Asker ve polis
gibi, kendi özel okullarında, öğrencilerinin yatacak yerinden, yemeğinden elbisesine kadar devlet
tarafından karşılanarak okutulmaz. Onlara öğrencilikleri boyunca öğrenci maaşı verilmez. Ama okul
bitince, asker ve polis gibi mecburi hizmete gönderilir.

6 yıl ter döktükten sonra doktorlara diplomalarının hemen verilmediğini sanırım çoğunuz bilmezsiniz.
Onlar diplomalarını, mecburi hizmet bitince yani neredeyse 2 yıllık doktorken, Sağlık Bakanlığı, mezun
olduğu tıp fakültesine "bu doktor mecburi hizmetini tamamlamıştır" yazısını gönderdikten sonra
alabilirler.

Biz de çaresiz oğlumuzu, devletimizin mühendise, mimara, avukata uygulamadığı bu mecburi hizmete,
İstanbul'a 850 kilometre uzakta, 1800 metre yükseklikte bir dağın tepesindeki sağlık ocağına uğurladık.
Hayatında Ankara ve İstanbul'dan başka bir yerde yaşamamış bu gencecik insan, kendi halkının bile terk
ettiği bu köyde, 1.5 senesini geçirmek zorunda kaldı. Ahırdan biraz iyice "lojman" ile sağlık ocağı
arasında sıkıştı kaldı. Uzun kış aylarında karın kapattığı dağ yollarından ilçeye gitmek mümkün değildi.
Hoş, gitse kime, nereye gidecekti o da başka. Dolayısıyla genç doktorun 50 metrekare lojmancığının
kapısı, cumartesi, pazar, gecenin bir yarısı da dâhil olmak üzere 7 gün 24 saat köylülerce çalınmaya
amadeydi.

Bu şartlarda çalışmanın karşılığı kaç TL maaş alıyordu dersiniz? 6 yıl tahsilin akabinde, doktorluğunun ikinci yılında 1400 TL. O da 4. bölgede olduğu için. İstanbul'da olsa 1200 TL geçecekti eline
zavallının. Devlet babanın, 50 metrekare ahır lojmanın kirasını 100 TL olarak her ay aldığından da
şüpheniz olmasın. Ama "döner" diyeceksiniz şimdi. Döner sermayeden ayda bazen 150 TL gelir bazen 300-400
TL. İzin ayında da hiç gelmez. (Doktorlara verilen döner sermaye gelirinde geçen ay, bir miktar
iyileştirme yapıldığını duyduk.)

Devletimiz 50 bin uzman, 20 bin asistan ve 50 bin de pratisyenden meydana gelen bu topluluğu, "dürüst
olmayan", "aldığı çuvalla paraya doymayan" iflah olmaz bir zümre olarak tanıtıp, halkın önüne
atıvermekten çekinmez. Aldıkları ücretlerden misal verirken, halkı yanıltır, 120 bin kişilik doktor
kitlesinin, çok azının alabileceği seviyeyi seçer.

Artık hastaların, kendisinden şifa beklediği doktoruna saygısı, sevgisi kalmamıştır. Ona diklenmeyi,
gerekirse bağırıp çağırmayı kendinde hak olarak görür vatandaş. "Parasıyla değil mi, bakacak tabii
bana!" düşüncesi hâkim olur. Yıpratıcı uzun tahsilinin ve yorucu mesaisinin karşılığını göremeyen,
geleceğinden endişe duyan doktorun da ruh sağlığı bozulmuştur. Zaten her gün ama her gün dertli, acılı,
sıkıntılı insanlarla uğraşmak zorunda olan bu insanın, içi kan ağlarken gülümsemesi, kendi derdine
yanarken karşısındakine gerekli şefkati göstermesi imkânsız hale gelir. Kanaatimizce bugün hasta-tabip
ilişkisi en sağlıksız evresini yaşamakta, bizzat ilgililer tarafından, bu iki kesim arasına husumet
sokularak, sosyal bir yara açılmış durumdadır.

Doktorlar mutsuz ve huzursuz

Ama devlet çıkarılan kanunlarla, yönetmeliklerle, genelgelerle doktorları hizaya getireceğini düşünmeye
devam eder. Sağlık reformu yapılmış, sağlık tesislerinin kapısı bütün millete açılmış. Ama içindeki
doktorların kafası bozuk, kendilerine haksızlık yapıldığını düşünüyorlar ve için için isyan ediyorlar.
Doktorluk mesleğinin, özveri demek olduğunu, kendinden vermek demek olduğunu en iyi bilmesi gereken
meslektaşları Sağlık Bakanının, bu çileli mesainin karşılığını almaları, haksız uygulamalara tabi
tutulmamaları konusunda kendilerini savunmadığını düşünüyorlar.

Bu çileler bitmek bilmez
Şimdi oğlumuz 6 ayda bir yapılan TUS'a bir daha girecek. Kazanırsa asistan olacak. 3 ila 5 yıl sonra
uzman doktor olacak. Devlet baba onu yine mecburi hizmete gönderecek. En verimli yılları, "Bitsin de
yerime döneyim" diyeceği bir yerde beklemekle geçecek. Ondan sonra bir yan dalda üst uzmanlık için
sınava girecek, kazanırsa asistanlığa devam edecek. Onu bitirdikten sonra gene mecburi hizmete gidecek.
Peki, bitti mi çile? Ne gezer. Daha askerlik var. Doktor kısa dönem askerlik yapamaz. O asteğmen olarak
diğer meslek gruplarından mutlaka 7 ay daha fazla askerlik yapmak zorundadır. Komando birliğinde ise
birliği ile beraber operasyona gitmek zorundadır. Orada "döner" falan da kalmaz, sadece maaşa talim
eder. Bu askerlik işinden sadece bayan doktorlar yakayı sıyırır. Erkek meslektaşlarını kariyer
kulvarında haksız yere 1 sene sollayıverir.

Uzman olma şansı %50'yi geçmez
Misal bir nefroloji uzmanı 4+3=7 yıl asistanlığın üzerine, en az 5.5 yıl da mecburi hizmet ve askerlik
yapacaktır. Yaş ise artık 40'ı aşmıştır. Uzmanlık kadrolarının düşük tutulması sebebiyle bir doktor için
şu ana kadar anlatılan çileli ama kendisi için şans olan bu sürecin içinde olmak ihtimali %50
civarındadır. En başarılı öğrencilerden olup üniversite sınavında en yüksek puanları almış olmalarına
rağmen, bir doktor %50 ihtimalle pratisyen kalacaktır. İş hayatında bir mühendis de yüksek mühendis gibi
aynı kadrolarda çalışabilir. Kimse sen neden yüksek mühendis değilsin demez. Ama tıp doktorluğunda
pratisyen ile uzman doktor arasında iş hayatı değerleri bakımından uçurum vardır.

Şunu da hatırlatalım: Ben çocuğumu özel üniversitede okuttum. Tıp fakültesine 6 senede 120 ila 150 bin
lira ödedim. Devletten beş kuruş yardım almadım demek tıp doktorunu bu mecburi hizmetten kurtarmaz. Özel
okuldan mezun tıp doktoru ile devlet üniversitesinde okumuş olan arasında bu açıdan bir fark yoktur.

Doktora sahip çıkın!
Meclisteki 542 milletvekilinden 336'sı iktidar partisine mensup. Bunlardan 17'si, Sağlık Bakanı ve TBMM
Sağlık Komisyonu Başkanı dâhil tıp doktoru. 10 tıp doktoru milletvekili de diğer partilerden var. Çoğu
da profesör.


Ey Sağlık Bakanımız, ey Sağlık Komisyonu Başkanımız, ey tıp doktoru diğer 25 milletvekilimiz!
Meslektaşlarınıza haksızlık yapmayın. Toplumun her ferdine, doğumundan başlayarak hizmet veren bu sosyal
kitleyi, her toplulukta olabilecek birkaç tıynetsiz sebebiyle toplumun önünde itibarsızlaştırmayın.
Doktordan, "Doktor Bey, benim şöyle bir rahatsızlığım var" diye edeple söze başlanarak hizmet alınır.
İnsanı hastane, ameliyathane, eczane iyileştirmez. Bu imkânlara kendi birikimini ve deneyimini katarak
insanımıza şifa sunacak tabiplerimizi daha fazla rencide etmeyin!

Bir Doktor Babası

ne güzel yazmış doktor babası şimdi olacakları o günden görmüş,
bügün 87 hasta baktım, 12 hastam bizle beraber ağladı,diğerleri başınız sağolsun diyerek konuya girdi,
bir hastam ise dün aile sağlığı merkezi kapalı olduğı için ağrı kesicisini alamadığı için bize beddua etti çıktı.alacağı ilaç 6 tl idi.
6 lira için bize beddua eden den her şey beklenir ama ben diğer 86 hastama haksızlık edemezdimki.
ama bence hala doktor dövmek için ınsanların zamanı var,az kaldı, fırsatı kaçırmıyalım.
fakat ben bu şartlarda bile yine bu mesleği seçerdim.

JAS
20-04-2012, 19:42
İki doktor adayı kız babası olarak,
olayı gerçekleştiren insan müsvettesi şerefsize,
"hep hasta ölüyor, bir de doktor ölsün" şeklinde konuşan aşağılık yaratığa,
doktorlara sille tokat girişen milletveli dahil herkese
lanet olsun diyorum.

MaTHiLDa
20-04-2012, 19:50
Her meslekten, hizmet alan ya da hizmeti verenden haksızlığa uğrayan insanlar oluyor. mesleklere göre sınıfsal imtiyaz olamaz. bir doktorun hakkı yendiyse hakkı iade edilmeli. hastanın hakkı yendiyse hastanın.

doktorlar hastaya insan gibi davranacak, baştan savma davranmayacak, işini sallapati değil doğru düzgün yapacak. hasta da doktora saygı gösterecek.

şimşek
20-04-2012, 22:09
Milletvekili doktor dövdü


BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, kaza yapan eşi ve oğlunun getirildiği Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tartıştığı Dr. Oğuz Eroğlu’na tekme tokat saldırdı. Milletvekili Üçer’i, çevredekiler güçlükle engelledi.

http://haber.gazetevatan.com/milletvekili-doktor-dovdu/445065/1/Gundem


Başlığı duyan geliyor...

milletvekili boşuna olmamamış, meclis araştırma komısyonu kurulacak,belki bir ihtimal sağlık personeline yapılan saldırıların cezası artacak, vardır doktorlara bir kini, fırsat varken değerlendireyim demiş.
umarım başlığı okumamamışdır, yoksa bir suç da benim olur sn bora yaşar.

ayhan53
20-04-2012, 22:20
planım hazır ayın 11 inde kolonoskopi olacağım:) işini bitirince doktor kapının arkasına gizlenip bekliyeceğim içeri girince gözünün üstüne bi tane çakacağım sonra kapıyı üstüne kapatacağım melonun rierayı ettiğinden beter edeceğim bida hastaların orasına burasına bişe sokmasınlar:he: kesin meşru müdafadan yırtarım:he:

hosan
20-04-2012, 22:25
Bu dovme olayını turk dış politikasının temel soylemi gibi olacak ama şiddetle kınıyorum... yazıklar olsun....

şimşek
20-04-2012, 22:44
Her meslekten, hizmet alan ya da hizmeti verenden haksızlığa uğrayan insanlar oluyor. mesleklere göre sınıfsal imtiyaz olamaz. bir doktorun hakkı yendiyse hakkı iade edilmeli. hastanın hakkı yendiyse hastanın.

doktorlar hastaya insan gibi davranacak, baştan savma davranmayacak, işini sallapati değil doğru düzgün yapacak. hasta da doktora saygı gösterecek.

sn mathilda, sağlık bakanlığı burokratları gibi yazmışsınız, doktorlar hastaya insan gibi davranacak, hadi benim yerime geçin,
sadece bügünü değerlendirin
87 hasta, 8.30-16.30 arası 7 saat , eder 420 dakıka, 87 hastaya 5 dakıka ayırsam 435 dakıka eder.
kaydını ben yapacağım, bilgisayara gireceğim, muayenesini yapacağım, reçetesini yazacağım.
raporlu ilaçları yazmak zaman kazandırıyor bize ama bügün bir mide kanaması geldi, tedavisi düzenlendi , 10 dakıkada bir hasta kontrol edildi, 4 saat boyunca.
astım hastası 3 tane geldi, 3 de kötü durumda idi.
konjestif kalp yetmezliği geldi.
evlilik muyanesi, ehliyet muayenesi,okuldan kaçıp velisi olmadam rapor almak isteyen geldi.
başkasının ilaçlarını kendi üzerine yazdırmak isteyen geldi
bir çoçuk sıra ya başını vurmuş, kesi vardı, 3 sütür atıldı.
muhabbeti seven 2 teyzem geldi, kırmadan odadan çıkartana kadar canım çıktı.
bir çocuk odaya kustu, benim üstüme gelmedide zaman kaybetmedim.
bir tane ispanyada golf turnavasında olan birine burda sağlık raporu almak isteyen geldi.olmıyacağını söyledim,nerdeyse birbirimize giriyorduk.
bir sürü kanunsuz istek, yazmakla bitmez.
hadi geç benim yerime, hala doktorumu suçlıyacaksın, yoksa sistemimi?
doktor sayısını artıralım , artsın tabiiki, ama eğitimi kaliteli vererek yap bunu, bizler diğer meslekler gibi,deneme yanılma yoluyla doğruyu bulamıyoruz,bilgisayar mühendisi bir şeyi dener olmadı, başka bir şey dener, olmadı bir daha bir daha, bizde bu olmaz.
sistem yanlış , sağlıkda dönüşüm sistemi yanlış, vatandaş bunu sorgulamalı,
haberlerde 2-3 doktora saldırıldığını duydum, burayı okumayan var herhalde, 10 tane olmalıydı, haydi son günler doktora saldırmak için, dövmek için son zamanlar, bizler kendini beğenmiş, dunyanın parasını alan ınsanlarız,bazı hastaların dediği gibi sizlerin parasını biz ödüyoruz , ne istersem yapacaksın.
benim sizlere önerim, gidin bir hastahanenin aciline, şişli etfal, okmeydanı, haseki olabilir.
1 saat kalın, neler yaşandığını izleyin.
güzel bir terapı olacaktır, mutsuz ve kendinizi çok sıkıntıda hissediyorsanız, oralarda yaşananları görünce,
halinize şükredeceksiniz.ne orda çalışanlar yerinde ne hastalar yerinde olmak istemiyeceksiniz.deneyin, ama mutlaka deneyin.
bizde bu halkın içinden çıktık uzaydan gelmedik,hatalarımızla, sevaplarımızla, hep biriz.
sizler derken sn mathılda dan bahsetmiyorum, toplumdan bahsediyorum, yanlış anlaşılmasın,yazıyı yeniden okuyunca o anlam çıktı,aman kimseyi kırmak istemem, hele bu ortamda:)

şimşek
20-04-2012, 22:46
planım hazır ayın 11 inde kolonoskopi olacağım:) işini bitirince doktor kapının arkasına gizlenip bekliyeceğim içeri girince gözünün üstüne bi tane çakacağım sonra kapıyı üstüne kapatacağım melonun rierayı ettiğinden beter edeceğim bida hastaların orasına burasına bişe sokmasınlar:he: kesin meşru müdafadan yırtarım:he:

süpersin be ayhan hocam,

aymerkez
20-04-2012, 22:54
Doktoru değilde Okulun bahçesinde yüzlerce çocuğun önünde sigara içen ve çocuklara örnek olması gereken bir Öğretmen gördüm. Valla ayıptır söylemesi ama dövesim geldi :)

şimşek
20-04-2012, 23:24
Hekime Yönelik Şiddet Tüm Ülkede Yaygın Bir "AFET” Halini Aldı



Meslektaşımızı kaybetmenin acısı daha çok tazeyken, yaşadığımız "Afet"e bugün (20 Nisan Cuma günü) bir milletvekilinin hekime saldırısı eklendi.



Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde trafik kazası geçiren yakınlarının tedavisi sürecinde tartıştığı Dr. Oğuz Eroğlu'na saldıran BDP Van Milletvekili Özdal UÇER'i kınıyor, öncelikle tüm hekimlerden özür dilemeye, bunu yapmadığı takdirde istifaya davet ediyoruz. Tüm hastalarımıza olduğu gibi Özdal Uçer'in halen tedavisi süren eşinin ve çocuğunun bir an önce sağlıklarına kavuşmasını temenni ediyoruz.



19 Nisan gecesi Beyoğlu'nda silahla yaralama olayına giden 112 Hızır Acil'de görevli sağlık ekiplerine yaralının yakınlarının 'Geç Geldiniz' dayağı attığı basına yansıdı, kaçarak kurtulan sağlık ekipleri saldırganlardan şikayetçi oldu.



Yine İstanbul Küçükçekmece'de, 112 ekipleri hasta yakınlarının sözlü saldırısına uğradı.



Aynı gün öğleden sonra Küçükçekmece Dr. Sadık Ahmet Özel Hastanesi'ne ölü olarak getirilen ve tüm tıbbi müdahalelerin yapılmasına rağmen geri döndürülemeyen hastanın yakınları yaklaşık 100 kişilik bir grup halinde hastane personeline saldırdı. Hekimler ve hastane çalışanları kendilerini 3. kata kilitleyerek korunmaya çalıştı. Olayın hemen üzerine hastaneye gelen İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr.Fethi Bozçalı Kaymakamlık, İlçe Emniyeti başta olmak üzere tüm idarecilerin olaya derhal müdahale etmelerini sağlayarak, hekimlerin hukuksal ve idari yönden korunması içen gerekli girişimleri başlattı.



Son günlerde yaşadıklarımız, yıllardır yaşamakta olduğumuz şiddet ortamının artık bir "AFET" durumuna dönüştüğünün kanıtıdır. Bu konuda alınacak tutumun da afetlerde olduğu gibi "acil ve katı tedbirleri” içermesi gerekmektedir. Başta AKP Hükümeti olmak üzere TBMM'de bulunan tüm partilerden hekimlere yönelik şiddeti durdurmak üzere "Olağanüstü Durum-Afet" haline uygun tutum almalarını bekliyoruz.



Bunlar yapılmadığı takdirde, sağlıkta çok daha vahim tabloların yaşanacağını, bu şiddet ortamının hekimler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra hasta ve hasta yakınlarına da zarar vereceğini hatırlatıyor; taleplerimizin ısrarlı takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.



İSTANBUL TABİP ODASI

YÖNETİM KURULU

merlin
20-04-2012, 23:59
Bu BDP li vekile de kızmadım pek.
Buyrun buradan yakın.
Devletin resmi memuru, kaymakam bir memurunun evine doktor çağırıyor(hastayı doktora götürmek yerine), gitmeyince sağlık ocağını basıyor, tekme tokat dalıyor .
Peşinden savcı doktor hakkında iddianame düzenliyor, neden kaymakamı dövdün diye.
Şaka değil bu, bu ülkede yaşandı.
http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=157935
http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/siddet-2807.html
BDP li vekile bu durumda kızmak biraz acımasızlık olmaz mı ? Devletin erkek kaymakamı ve devletin savcısının yaptığı ortadayken.

BORA YAŞAR
21-04-2012, 21:56
Hasta yakınından doktorlara bıçaklı saldırı

ADANA gece acil servise getirilen çocuğun yakınları ’ağır çalıştıkları’ iddiasıyla doktorlar ve hemşirelerle tartışırken, bir hasta yakını da elindeki bıçakla doktorlar ve hemşirelere saldırdı.

http://gundem.milliyet.com.tr/hasta-yakinindan-doktorlara-bicakli-saldiri/gundem/gundemdetay/21.04.2012/1531178/default.htm


Kafayı yedi insanımız galiba...:)

Doktorlara tasallut, tehlikeli, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor toplumda.

Duyan, taklit ediyor.

dudu
21-04-2012, 22:17
Hasta yakınından doktorlara bıçaklı saldırı

ADANA gece acil servise getirilen çocuğun yakınları ’ağır çalıştıkları’ iddiasıyla doktorlar ve hemşirelerle tartışırken, bir hasta yakını da elindeki bıçakla doktorlar ve hemşirelere saldırdı.

http://gundem.milliyet.com.tr/hasta-yakinindan-doktorlara-bicakli-saldiri/gundem/gundemdetay/21.04.2012/1531178/default.htm


Kafayı yedi insanımız galiba...:)

Doktorlara tasallut, tehlikeli, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor toplumda.

Duyan, taklit ediyor.

Bence ezikligin disa vurumu.

Bu gidisle yeni statu sembolu olacak bu is. Doktor dovenler ve dovmemis olanlar diye ayrilacak bireyler.

Syg,

BORA YAŞAR
22-04-2012, 22:42
Doktora saldırıya karşı ‘afiş’li önlem


Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bir doktorun uğradığı saldırıda hayatını kaybetmesi ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasıyla ilgili olarak bakanlık olarak yeni bir çalışma başlattıklarını belirterek, “Bir tarafında sağlık çalışanları, diğer tarafında polis, güvenlik görevlisi ve yargıç resmi olan afişler bastırıp sağlık kurumlarına astıracağız” dedi


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20398962.asp


Orta uzun vadeli bir eğitim dışında etkili olabilecek ne yapılabilir bilmiyorum...

Hastanelerde o meşhur "sus" işaretli hemşirelerin yerini bu afiş alacak anlaşılan.

Doktor da kendisine saldıranlara, afişi gösterecek.

Oryantal yaklaşım etkili olur umarım.

guneysu
23-04-2012, 00:41
Bunca tatsızlık arasında bir de iyi haber(ileti) vereyim...

Posta kutuma bir arkadaş yollamış:


Yararlı bir bilgi, paylaşmak istedim. Umarım ihtiyaç olmaz.

Subject: Fw: Sağlık 182 servis telefonu



AŞAĞIDAKİ TELEFON No.sunu
BİLENLER BİLSİN BİLMEYENLERDE NOT ALSIN LÜTFEN. .....182.............NEDİR BU?
İZAH EDEYİM:Dün eşim Armağanın ayağı kilitlenir gibi oldu,ağrıdan avaz avaz bağırdı
kalk acile gidelim dedim,yok dedi bu saate kimseyi bulamayız falan filan,Evde ağrı kesici
ilaç melhem vardı sürdüm nisbeten iyi geldi,ALDI TELEFONU ELİNE 182 yi ARADI,
TÜRKİYENİN HER TARAFINDAN ARAYABİLİRSİNİZ.KARŞISINA SAĞLIK BAKANLIĞI
RANDEVU SERVİSİ ÇIKTI.
---ÖNCE BİR SEKRETER,AKABİNDE İLİGİLİ KİŞİ(konuşmaşlar şöyle gelişti)
---İsminiz,
---ARMAĞAN K....R,
---TC KİMLİK NO.nuz....................
---hangi servis..............
---ALSANCAK/İZMİR DEVLET HASTAHANESİ NÖROLOJİ SERVİSİNE,
---Randevunuz 26/12/2011de pazartesi saat 11.10 dadır....DENİLDİ.
Bu sabah eşimi Alsancak Hst.sine götürdüm.11.10 da ekranda eşimin
adı yazılı çıktı,beklemeden içeri aldılar,rontgenler çekildi,işlem tamam.
BU BİR GERÇEK ÖYKÜDÜR,BAŞIMIZDAN GEÇMİŞTİR,NOT ALINIZ LÜTFEN.

biraz eksik bilgi var gibi geldi bana, o kadar doktor yazıyor burada bir cevapta yazmamışlar.. :):)

Bora abey, telefonla randevu doğru, ama hastaneye gidince kayıt yaptırmak zorundasın tekrar.. Nüfus cüzdanın ile, yoksa hastaneye gidip o kapının önünde akşama kadar beklesen, oradaki ekranda isminin çıkması imkansız..

öyle 11.10 da da isim çıkmaz hemen her zaman sarkma vardır..

en kolayı 10 gibi randevu alıp hastaneye 10.30 gibi gidip, kayıt yaptırdığınız anda, ekranda ilk sıraya düşersiniz.. tecrübe ile sabittir..:cool::cool:

benden söylemesi...:yes::yes:

şimşek
23-04-2012, 14:45
basında tepki verdiğimiz kalemler, bir doktor arkadaşımız öldükten sonra gerçekleri görmeye başlamış. yine de bir ilerleme, ama dediğim gibi illa birinin ölmesi mi gerekiyordu.
altta bir özür yazısı, bir yazarımızdan


Bir hekim öldü diyeler...

22 Aralık 2011'de bu sütunda 'ithal doktor' başlıklı bir yazı yazmıştım.


Üç sebeple. Bir, Türk Tabipler Birliği (TTB) eylemde idi ve aylarca bekledikten sonra yurdun ücra köşelerinden randevusuna gelen gariban insanlara 'eylemdeyiz geri dön' denilmişti. İki, sistemin tepesini işgal eden darbeci materyalist 'eski kafa' hekimlerden çok çekmiştik. Üç, Sağlık Bakanlığı sektörü yap boz tahtasına çevirmişti ve paydaşlarla anlaşmadan doldurup boşaltıyordu.

Her ne kadar 'bütün hekimleri kastetmiyorum, aynı torbaya koymuyorum' dediysem de, yazı TBB eylemini hedef almış idiyse de, genç hekimler o yazıdan çok rahatsız oldular. Gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır, kaza, yangın, deprem demeden bütün hadiselerde en önde giden sağlık ordusunu üzdüğüm için elbette çok üzüldüm. İkinci bir yazı ile kimi kastettiğimi ve kimi de tenzih ettiğimi açıkladım.

Ancak bu vesile ile hekimlerden gelen geri dönüşlerden anladım ki, Sağlık Bakanı 'halka hizmet Hak'ka hizmettir' gazını verdikçe biz de arkalarına takılıyor (maalesef çoğu kez olduğu gibi) gerçeğe şaşı bakar hale geliyoruz. Araştırmalarım neticesinde, sistemin tepesindeki bir avuç azınlık dışında hekimler camiasının kan ağladığını, Sağlık Bakanlığı'nın bizi yanılttığını fark ettim. Bunun üzerine kısa ve öz bir rapor hazırladım. En az iki aydır bu yazı elimde. Ancak iş güvenliği konusunda olduğu gibi, 'konjonktür hazretleri ne der' diye, bu yazıyı da yayınlatacak merci bulamadım. Fındık kabuğunu doldurmayacak meseleler için ağır lobicilik yapanlar, bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiler.

Derken Gaziantep'ten, ömrünü ağır bir eğitime vermiş, hayatının baharındaki gencecik bir hekimin, Ersin Arslan'ın sakat bir tip tarafından 'infaz' edildiği haberi düştü ajanslara. Geride gözü yaşlı, dört aylık hamile genç bir hanım bırakarak. 'Çocuk dengesizdi, şöyleydi, böyleydi' ile geçiştirilecek bir olay değil. Neredeyse her gün bir yerde, bir hekim şiddete, hakarete maruz kalıyor. Sağlık Bakanlığı hekimleri 'açgözlü, aymaz tipler' diye toplumun önüne atıyor. Herkes kendi hukukuna göre yerinde infaz hakkını kendinde buluyor. Baktı ki yapanın yanına kâr kalıyor, BDP'li vekil de hekime tekme tokat girişiverdi. Özlük hakları ayaklar altında. Çalışma şartları insaf ve izan sınırlarını zorluyor.

Oldu olacak, birkaç yazıda hekimler odaklı olarak 'sağlık sistemi'ni tartışacağım.

Kalkınma insan içindir. Kalkınmanın en önemli göstergelerinden biri de halkın sağlık hizmetlerine ulaşabilmesini içeriyor. Bu bağlamda hükümet yıllarca sağlık gibi kangren olmuş önemli bir alanda elini taşın altına koydu. Artık hastalar hekime ve ilaca çok daha rahat ulaşabilir hale geldi. Hatta artık hastaneye gitmek günlük hayatın arasına sıkıştırılan rutin bir iş haline geldi. Hele semt polikliniği ve aile hekimliği harika bir hizmet oldu. İlaca erişim ve ilaç maliyetleri çok düştü. Kanser gibi ağır ve tedavisi bir hayli pahalı hastalıklarda, acil vakalarda, hasta yakınlarının sahiplenilmesinde bir hayli mesafeler alındı.

Peki, sağlık sistemi hastane duvarlarından ve içindeki makinelerden mi ibarettir? Bu başarıda hekimlerin yeri nedir? Sistemin başarısı ile övünüp, esas paydaşları günah keçisi haline getirip toplumun önüne atmak reva mı?

İşin esasına gelelim, Sağlık Bakanlığı'nın temel bir stratejiye istinat etmekten ziyade, işi yapbozlarla, deneme yanılma metoduyla, istikrarsız bir çizgide götürdüğü açıktır. Sektörün paydaşları ile etkin bir istişare ve sinerji ilişkisine girilmiyor. Sektör tarafından algılanamayan ve içselleştirilemeyen bu sürecin, birçok sıkıntıyı ve etkinsizlikleri beraberinde getirdiği görülüyor.

Ve bu sözde 'yönetişim' şekli, hükümetin hemen her alanda denediği, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' tarzı olarak öne çıkıyor. Zaman, enerji ve mali kayıplar yaşanıyor.

[email protected]

23 Nisan 2012, Pazartesi

şimşek
23-04-2012, 15:09
bir olay 3 günde 3 kez sağlık personeline adam saldırıyor, tutuklama ve herhangi bir önlem yok,
diğeri polis hakimi tanımıyor, hapse atılıyor,
ey güzel memleketim,çok komiksin
altta iki olay ayrıntısıyla var, yorum mu yapmaya gerek yok, ülkemizdeki durum bu, ınsanlarımızda devletin hedef gösterdiği doktorlara saldırıyor. bencede normal bir sonuç.
bu doktorlar paragöz, çok maaş alıyor, hastalara bakmıyor, öyleyse onlar suçlu,
milletvekilleri bile uyandı, doktor dövme zamanı diyor,
allta iki farklı olay, iki farklı yorum, cevabı; burası türkiye

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-157457

1 Hakimi garaja sokmayan iki polis tutuklanmıştı



Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Hákimi Orhan Sezgin, kendisini tanımayıp adliye otoparkına girmesini engelleyen polis memurları Recep Memiş ve Mehmet Bakırtaş'ı jet hızıyla, aynı gün tutuklatmıştı. Polis memurları 6 gün tutuklu kaldıktan sonra, 50'şer milyon lira kefaletle serbest bırakılmıştı. Fatih'te 19 Ekim 1999 tarihinde yaşanan olay şöyle gelişmişti: Fatih Adliyesi otoparkı giriş kontrol görevlisi olan polis memuru Mehmet Bakırtaş, Hakim Sezgin'i tanımayarak, aracını durdurmak istedi. Görevli, araçtaki kişinin hákim olduğunu söyledi. Bakırtaş ise ‘‘Hakim olduğunu nerden bileyim. Bundan sonra kapıda bir saat bekletirim’’ dedi. Trafik denetlemesi yapan polis Recep Memiş de, Hakim Sezgin'in yanına gelerek sertçe uyarıda bulundu ve çekiştirdi. İki memur da tutuklandı.



2 Hakimi aramak isteyince az daha içeri giriyorlardı



Geçen Kurban Bayramı öncesi Ankara'ya gitmek üzere Muş Havalimanı'na gelen Hakim Önder Bayrak, kendisini aramak isteyen polis memurları Kenan Koru ve Osman Öztürk'le tartışmıştı. Havalimanına giriş sırasında kimliğini gösteren ve hakim olduğunu bildiren Önder Bayrak, polis memurlarının kararlı tutumları karşısında kendisini aratarak uçağa binmiş ve bayram tatiline gitmişti. Ankara'dan 21 Mart günü dönen Hakim Önder Bayrak, iki polis memurundan şikayetçi olmuştu. Mahkemeye verilen polis memurları hakkında tutuklama kararı çıkmıştı. Cezaevine girmekten bir üst mahkemeye itirazla kurtulan polis memurları, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardı.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,

2.olay

Karabağlar 112 Ambulans İstasyonu görevlileri, yaklaşık 20 gün önce, sokakta içki içip çevreyi rahatsız eden E.K. ve bir grup arkadaşını polise şikayet etti. Bu durumu hazmedemeyen E.K., geçen cumartesi günü, 112 ambulans istasyonunu, iddiaya göre elindeki döner bıçağıyla bastı. O sırada orada bulunan Yeşilyurt, Torbalı ve Ödemiş 112 Ambulans İstasyonu görevlilerinin de aralarında yer aldığı 15 kişiye saldıran E.K.'yi 3 sağlık görevlisi durdurdu. Elindeki döner bıçağının alınması üzerine kaçan E.K., ihbar üzerine polis tarafından yakalandı.

Darp raporu alan sağlık görevlileri Bekir Gürel (39), Gürkan Denizçelik (24) ve Emin Ölmez (21) zanlı E.K.'den şikayetçi oldu. Polisin ifadesini aldığı E.K., savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Hakkındaki evrakların adliyeye gönderilmesi istendi.

TEKRAR SAHNEDE

Dün akşam saatlerinde, kahvede, fenalaşan bir hastanın bulunduğu ihbarını alan Karabağlar 112 Ambulans İstasyonu görevlileri harekete geçti. Bir gün önce arkadaşlarına saldıran E.K.'nın serbest bıkarılmasının tedirginliğini yaşayan sağlık görevlileri, bildirilen adrese vardıklarında şoke oldu. Sağlık görevlileri, girdikleri kahvede, hasta diye bildirilenin E.K. olduğunu görünce dışarı çıkıp uzaklaştı. Yeşilyurt Polis Merkezi'ne giden 3 acil yardım görevlisi, serbest kalan E.K.'nın kasıtlı olarak yalan ihbarda bulunulmasını sağladığını ve can güvenliklerinin olmadığını belirterek şikayetçi oldu. Bunun üzerine polis ekipleri E.K.'yı yakalamak için çalışma başlattı.

ACİL SERVİSİ KARIŞTIRDI

Ekipler sokaklarda E.K.'yı ararken, İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'nde bir kişinin doktor ve sağlık görevlisine saldırdığı ihbarı geldi. Acil servise yönelen ekipler, saldırganın şikayet üzerine aradıkları E.K. olduğunu gördü. Gözaltına alınan E.K., Yeşilyurt Polis Merkezi'ne götürüldü. Arkadaşları tarafından sinir krizi geçirdiği söylenerek acil servise getirilen E.K.'nın "Bana dokunmayın, dokunursanız fena olur" diyerek tedaviyi kabul etmediği, yakınlarının ise "Sakinleştirici yapmazsanız burada bırakırız" demesi üzerine sakinleştirici iğne yapıldığı belirtildi.

Yapılan sakinleştiricinin ardından E.K.'nın aniden Doktor Neslihan Satılmış ile sağlık görevlisi Metin Can'a saldırdığı bildirildi. Araya giren güvenlik görevlilerinin kurtardığı Dr. Neslihan Satılmış ile sağlık görevlisi Metin Can, polis merkezine giderek E.K.'den şikayetçi oldu. Polis merkezinde ifadesi alınan E.K. savcının talimatıyla yine serbest bırakıldı.

Sağlık çalışanlarının konuyla ilgili olarak İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yarın basın açıklaması yapacakları öğrenildi. (BASINDAN)

onursal
23-04-2012, 15:17
Çok yaratıcı bir başlık tebrikler...

şimşek
23-04-2012, 17:32
http://www.izahed.org.tr/index.php?mode=detay&index_id=163

!!!!!Hemşire yokmu..?
Yok..! Çünkü nöbette dövdünüz...
Ebe yok mu?
Yok...! Çünkü sağlık evinde tecavüz ettiniz...
112 yok mu..?
Yok..! Çünkü gereksiz her vakaya çağırdığınız için kaza geçirdi...
Doktor yok mu..?
Yok..! Çünkü onu da öldürdünüz...!
Şimdi sağlık çalışanlarından güler yüz bekleyen insanlara soruyorum,
bu kadar canımız yanmışken daha ne kadar verebiliriz size kendimizden..?!
Sırf siz daha sağlıklı olun diye biz uykumuzdan feragat ediyorken, çocuklarımızın büyüdüğünü göremiyorken, düğünlerimize gidemiyorken, ailemizin cenazesine bile katılamıyorken mükafatımız KEFEN olmamalıydı..!
Beyaz önlükten tek anlaşılan bu olmamalıydı..!!!!!!!!

kadirz_m
23-04-2012, 17:43
abi bazıları gerçekten hakediyor bunu ya.. adamlar sanki babasının hayrına iş görüyormuş gibi tuhaf tuhaf davranıyorlar... geçende bir arkadaşım çocuğunu hastaneye götürmüş, tahlil falan derken bazı değerleri yüksek çıkmış çocuğun, doktorda özel bir hastaneye sevk yapmış, arkadaş sormuş neyi var diye.. doktorda şıp diye demesin mi ''2 nedeni var, ya lösemi ya da .... dan dolayı diye..'' arkadaş ne hale geldi o gün ya.. diğer hastaneye gitti tahlil falan derken Allah'a şükür çocuğun bir şeyi olmadığı ortaya çıktı.. şimdi soruyorum, arkadaşıma o günü zehir eden doktoru ne yapmalı.. insan güzelce bir açıklama yapar değil mi?? şıp diye lösemi mi denir.. gerizekalı adam...

ayhan53
23-04-2012, 17:54
şimdilik daha deövecek doktor bulamadım aile hekimini gözümü kestirdim gerçi şeker gibi adam ama trende uymam lazım mutlaka bi doktor dövmem lazım

şimşek
23-04-2012, 18:00
abi bazıları gerçekten hakediyor bunu ya.. adamlar sanki babasının hayrına iş görüyormuş gibi tuhaf tuhaf davranıyorlar... geçende bir arkadaşım çocuğunu hastaneye götürmüş, tahlil falan derken bazı değerleri yüksek çıkmış çocuğun, doktorda özel bir hastaneye sevk yapmış, arkadaş sormuş neyi var diye.. doktorda şıp diye demesin mi ''2 nedeni var, ya lösemi ya da .... dan dolayı diye..'' arkadaş ne hale geldi o gün ya.. diğer hastaneye gitti tahlil falan derken Allah'a şükür çocuğun bir şeyi olmadığı ortaya çıktı.. şimdi soruyorum, arkadaşıma o günü zehir eden doktoru ne yapmalı.. insan güzelce bir açıklama yapar değil mi?? şıp diye lösemi mi denir.. gerizekalı adam...
sayın kadirz_m, soyleyiş tarzı önemli ama olasılıklarıda belirtmek zorundayız,% 1 şüphe varsa bile bunu hastayla , yada hasta yakını ile paylaşmak zorundayız,
size bir örnek benim başıma gelen, ben aile hekimiyim.
arkadaşım geldi,ayaktabanında halk arasında ben dediğimiz nevüs ler var, bunlardan biri çıkmış,bunlar genelde masum dur ama malign melanom dediğimiz kanser türü 6 ay da ölüme sebebiyet verir,erken dönmede tedavisi 15 dakıkalık bir operasyon dur, lokal anestezi ile alınır ve sorun kalmaz.
yüzde, el ayasında, ayak tabanında olanlar risklidir.
bende arkadaşıma cilt doktoruna bunu göstermesini istedim,bir şey olmadığını ama yinede mutlaka göstermesini söyledim,
ne olabileceğini sordu; izah ettim %99 önemli bir şey değil ama şu şu da olabilir dedim.mutlaka baktırması gerektiğini belirttim.
aradan 2 ay geçti; geçen arkadaşlar toplanmıştık, masada bana dediği şu oldu, herkesin ortasında,sen bana kansersin demiştin ama bir şey çıkmadı. yüzüm kızardı, sinirlendim. arkadaşlara ne dediğimi bir 5 dakıka izah ettim.
bizim değil % 1 , milyonda bir bile risk olsa, o riski alamayız, yok bir şeyin diyemeyiz, bu sağlık,hata yapma şansımız yok.izah etmeliyiz, hastanın moralini bozmadan, ben izah ettim ama bana söylenen bu oldu.
bizim meslekde kahramanlık yapmayacaksın, bilmiyorsan, bilmiyorum diyebileceksin.hastayı oyalamıyaksın.
meslekdaşım da bunu hastaya izah etmiştir ama karşıdaki kişinin yorumu önemli.

şimşek
23-04-2012, 18:06
şimdilik daha deövecek doktor bulamadım aile hekimini gözümü kestirdim gerçi şeker gibi adam ama trende uymam lazım mutlaka bi doktor dövmem lazım

ayhan hocam

galatasaray-fener maçında bile sporda ve sağlıkda şiddete son pankartıyla çıktılar. ve galatasarayı arena da yenmemize rağmen hiç bir olay çıkmadı,
peki bu millet ne yapacak maçda kavga etme, kimseyi dövme, trend döndü,moda değişti, sağlıkçılar var artık, bizim sayemizde sporda şiddet bile azalıyor:)
nasıl yardımcı olabilirim size:)

BORA YAŞAR
24-04-2012, 11:01
Kadın doktora meydan dayağı


Kalbi duran hastayı iki kez hayata döndüren doktor üçüncüde başaramadı. Hastanın 30 yakını hastaneyi bastı

Doktorlara yönelik şiddet tartışılırken iki saldırı haberi de İzmir’den geldi. Hasta yakınları tarafından darp edilen ve bıçak çekilen iki doktor ölümden döndü.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1085898&CategoryID=77

ayhan53
24-04-2012, 11:03
ayhan hocam

nasıl yardımcı olabilirim size:)

sen doktor değilmisin taksimde buluşalım ben yanımda sopa getireyim sen kıpırdama ben evire çevire döveyim seni trende hem ben hem sen uymuş olursun:he:

BORA YAŞAR
24-04-2012, 16:46
'PARAN KADAR SAĞLIK' HEKİME ŞİDDET ÜRETİYOR


İzmir Tabip Odası, son dönemlerde Türkiye genelinde sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Gaziantep, İstanbul ve İzmir’deki olaylara değinilen açıklamada şöyle denildi:

"İzmir’de meydana gelen saldırı olaylarının tümünde İzmir Tabip Odası’nın Genel Sekreteri Dr. Ceyhun Balcı ve Avukatı Mithat Kara, olayın meydana geldiği sağlık kurumuna en kısa zamanda ulaşarak adli sürecin takibini gerçekleştirdiler. Hekim olarak yaşadığımız şiddet olaylarının ortak noktası, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanındaki düzenlemelerinin ’Paran Kadar Sağlık” uygulaması ile sonuçlanmasıdır. Bugüne kadar Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarıyla ’istedikleri zaman istedikleri doktora muayene olabilecekleri ve ücretsiz tedavi edilebilecekleri’ beklentisi içine sokulan vatandaşlar, bu beklentilerinin karşılanmamasından ve sağlık alanındaki her türlü olumsuzluktan hekimleri sorumlu tutmaktadırlar. ’Paran Kadar Sağlık’ hem vatandaşı, hem de hekimi tüketen bir olguya dönüşmüş durumdadır. Dileyen hasta, dilediği kuruma başvurabilmektedir ancak bunu para ödeyerek yapabilmektedir. Sonuçta ’Paran Kadar Sağlık’, hekime yönelik sözel ve fiziksel şiddet üreten bir canavara dönüşmüş durumdadır. Bu olgu kabul edilmediği sürece bu hastalık tedavi edilemeyecektir."

http://www.hurriyet.com.tr/saglik/20410723.asp


Doğrusu İzmir Tabip Odasının bu açıklamasının "Paran kadar sağlık" kısmına katılamayacağım...

Devlet hastahanelerine mahkum olup, doktorların elinde itilip kakıldığımız, hatta üzülerek söylüyorum, insan yerine konulmadığımız dönemlerde, ben sırf bu muameleden kaçmak, kendimi ve ailemi korumak için özel muayenehanelerde dünyanın vizite ücretlerini ödüyordum.

Bıçak paralarından daha tümüyle kurtulmasak da sağlık sistemi 65 yıllık ömrümün en rahat ulaşılabilir döneminde ...

Özel hastaneler, poliklinikler, en azından hastayı memnun etmek, onlara insanca muamele etmek, hızlı hizmet yönüyle çok başarılı...

Doktorlarımızı seviyor sayıyoruz...

Ben postacımızı da, çöpçümüzü de, işini yapan bize hizmet eden tüm insanları vs sevip sayıyorum.

Ama lütfen, insan olarak önem verdiğimiz sağlımız ve yaşamımız, bize tehdit, eza, aşağılama vs olarak geri dönmesin.


Bize de yazık.

BORA YAŞAR
24-04-2012, 18:29
Hocalarımız, doktorlarımız, ehl-i tıp nasıl halledecek bilmiyorum ama doktorların insanlara (hastalara), onların en zayıf oldukları, en çok yardıma muhtaç olduklarını hissettikleri anlarda nasıl muamele etmeleri gerektiği konusunda bir gelişim şart.

Hasta psikolojisine ne kadar önem verilir, bu konuda ne kadar tıbbi ders konusu vardır bilmiyorum.

Ama sonuçlarını devlet hastaneleri, tıp fakülteleri hastanelerine gittiğimizde görüyor, üzülüyoruz. Hasta olduğumuza pişman oluyoruz. (Belki de bu da bir iyileştirme politikasıdır kimbilir. Sarsarak iyileştirme)

Ömrümde kendimi en çok aşağılanmış hissettiğim yerler, karakollar ve hastaneler oldu.

Ege Üniversitesi Hastanesinde bir doktora dayanamayıp "siz de bu toplumun bir ferdi değil misiniz?Bizler de sizler kadar saygın insanlarız.Bizi bu kadar aşağılamaya, hor görmeye, yukardan bakmaya bne hakkınız var? Sizinle dışarıda bir yerde eşit olarak karşılaştığımızda bunun hesabını sizden soracağıma söz veriyorum" gibi duygusal yönü ağır abuk laflar etmiştim.

Doktorlarımızın önemli bir kısmı, hani o "Dr. Jeykll ve Mr. Hyde" romanındaki kişilik bölünmesinden muzdaripler bana göre.

Bunda, yaptıkları hizmetin insanoğlu için yaşamsal öneminin payı büyük tabi.

Bazı operatörler kendilerini tanrı gibi görüyorlar.

Eşimin operasyonunda, ülkemizin tanınmış bir operatörünün bana ve eşime davranışı bence klinik vakadır.Ameliyat sonrası hastasını ziyarete bile gelmeyen , yerine doçentlerini gönderen bu zatı, 3,5 ay kaldığımız hastanede ölümle burun buruna ailecek ızdırap çektiğimiz dönemde, inanın 4 metre uzaklıktaki odasından kalkıp hastasını ziyaret etmeyen bir adam bence, bırakınız doktorluğu, insan bile değildir...


Yazacak çok şey var yeri bu başlık değil.

carpediemeko
24-04-2012, 21:02
Aile hekimliği çıkmadan önce ,1HASTAYA DA aynı para 100 hastaya da aynı para alan doktorlarımız vardı.Muayeneye giderdim
1.Hayvan gibi üst üstte kapının önünde yığılırdık
2.İçerde doktor köpek muameles yapardı.Girer girmez bağırırdı NE VAR
3.Masadan kalkmadan muayene ederdi.
4.Soru sorma yanlışında bulunursan KAPT ÇENENİ derdi
5.Hepimiz FATMAGÜL DÜK
şimdi hasta başına para alıyorlar.randevumu alıp saatinde gidince beklemiyorum.yığılma olmuyor.Doktor içeri girince hoş geldin diyor.Alışkanlık işte hemen arkama bakıyorum.Bir daha gelsin diye bana dokunuyor.muayene ediyor.Hatta bayrama yakın şeker bile verdi.İNSAN OLDUĞUMUZU ANLADIK
SAĞLIK BAKANI Recep AKDAĞ a teşekkürler .
Burdan çıkan sonuç DOKTORLAR PARAYA önem veriyor.Bize yıllarca eziyet ettiler ama yine de dayağa şiddetle karşıyım.DAYAK ATANLARIN ELLERİ KIRILSIN.

julia.luthor
24-04-2012, 21:13
sen doktor değilmisin taksimde buluşalım ben yanımda sopa getireyim sen kıpırdama ben evire çevire döveyim seni trende hem ben hem sen uymuş olursun:he:

maliyeci dövme modası çıksın tez elden, o zaman bakalım ne olur:he:

esnaf maliyecileri dövdü:kahkah::kahkah:

şimşek
24-04-2012, 23:35
evet , yazılanları okuduğum kadarıyla daha öncede yazdığım gibi herkesin bir doktorla kötü bir anısı var. ve bunu tüm doktorlara mal edebiliyor.
sn carpediemko, bende aile hekimiyim, biraz aile hekimliğini anlatayımda, burdaki arkadaşlarda bu sistem hakkında bilgilensin.
en başta aile hekimliği sisteminin doğru bir sistem olduğunu soyleyeyeyim.
bu sistemde günlük muyane sayısımıza göre maaş almıyoruz.bize kayıtlı olan kişi sayısına göre ücret alıyoruz.4000 kişi kayıt olabiliyor doktora,örneğin iki doktorunda 4000 kayıtlı hastası var, biri günde 80 hasta bakıyor, biri 40 hasta bakıyor, sonuç ikiside aını maaş alıyor. yani hastanın tekrar tekrar gelmesi doktora ek bir avantaj sağlamıyor,sadece işi artıyor.
aile hekimi arkadaşımız size iyi davranmış, hpşgeldin demişse, iyi muayene etmişse mesleğini sevdiği, size değer verdiği için olabilirmi, yo olamaz, doktor bunu muhakkak para için yapıyordur.mesleğini sevdiğinden yapma ihtimali olamaz.
istanbulda % 90 hekim arkadaşımızın kayıtlı hasta sayısı 4000 dir,doktor sayısı yetersizdir.hiç bir doktorun hasta kayıt derdi yoktur.
bir kişi kayıt yaptığımızda hasta başına 0.70 kuruş alıyoruz, aylık, komik değilmi,aylık rakam bu. 1 tl bile değil.
size benim aile hekimliğine geçiş dönemimi anlatayım.
istanbulda devlet yeterince sağlık ocağı açmadığı için, sanal asm(aile sağlığı merkezi) adında bir çok kadro açıldı.
buraları biz doktorlar kuracaktık, yeri bulacak kiralayacak, hazır hale getirecektik.içindeki tüm malzemeleri biz alacaktık.devletde cari gider adında bir ödemeyi tavan miktar olan 3200 tl yi 12 ay boyunca asm sınıflaması yapmadan bize ödeyecekti.
sonuç da yer bulduk kiraladık, elektrik tesisatindan suyuna kadar bağlattık.tüm tibbi malzemeleri kredi çekerek aldık.
ama devletimiz 12 ay yapacağı ödemeyi yapmadı bize. sonra baskılarla 7 ay sonra tavan ücret olmasada 8 ay 2700 tl ödeme yaptı, daha sonrada bunu 1900 tl ye düşürdü.
bu cari gider ödemesi maaş haricinde veriliyor.hani herkes 6-7000 tl maaş alıyor denen rakamın içinde bu cari gider.
biz bu 1900 tl ile asm nin 1660 tl kirasını ödüyoruz, doğalgaz,su,elektrik, tibbi araçlar, malzemeler,tadilat, buraya dikkat, çalıştırdığımız hizmetlinin maaaşını burdan ödüyörüz,yetmiyor, birde 3 ayda bir kira ve çalıştırdığımız hizmetlinin stopajını ödüyoruz.sıgortasını ödüyoruz, yetmiyor tabiiki,
kalanı maaşımızdan tamamlıyoruz.
bunla kalsa iyi devletimiz hergün bir şey çıkarıyor, jenaratör alacaksınız diyor,3500 tl alıyoruz, cebimizden,sıramatik alacaksın,
televizyon alacaksın , alacaksın alacaksın, diyor nerden bu bitmeyen 1900 tl cari giderden.
hadi bunlar para konusu ,paragözüz ya, geçelim bu para konusunu.
gebe takibi, bebek izlem ve aşı takıbı yapılmak zorunda,gebeyi 3 ay içinde tespit edemezsek 20 ceza puanı(2 yılda 100 puan olursa sözleşmen feshediliyor), ayrıca maaşdan kesinti, kaçan her izlem ve gebe için 600 tl ye yakın bir rakam.
adam çocuğunun aşısını yaptırmıyor, yaptırmak istemiyor, kesinti senden,gebeliğini saklıyor,al sana bir ceza puanı daha
başıma gelen ilginç bir olayı anlatayım.
bir hastam kimliğini , sıgortası olmayan bir kadına veriyor, kadın hastahanede başkasının kimliği ile muayene oluyor,hamile teşhisi konuyor, gebliz denilen hamilelerin göründüğü bir sistem var(hastahaneler kaydını girerse,özeller pek girmiyor) buraya kimliğini veren hastamın ismi düşüyor.hastam bekar 21 yaşında bir kız.burdaki telofonu arıyoruz.kişinin asm ye gelmesini istiyoruz, ne olduğunu soruyorlar, hasta mahremiyeti olduğu için söylemiyoruz, fakat millet uyanıyor,
birde kzın hamile olmadığını ispat eden tahlillerle uğraşıyor, hamile olmadığına dair yazı veriyor, gebliz sisteminden ,hamileliğini sildiriyoruz.
bunları günde 80 hasta yaparken yapıyoruz.
anne almış bebeğini tatile çıkmış,çocuğun aşısı için son hafta ,yaptırması lazım,gidin hastahaneye yaptırın diyoruz, benim bebeğimden sanane diyor, istediğim zaman yaptırırım, sizemi soracağım diyor, birde tersliyor,ama aşısını yaptırmadımı ceza puanı maaşdan 600 tl kesinti
siz doktorlar hakkında atıp tutanların hiç bir şeyden haberi yok,bizlerin hiç bir sıkıntısı olamaz, bizler uzaydan geldik, kızmayız, hep güleryüzlü olacağız, öylemi,
ilaç firmalarını asm ye sokmuyorum, yazı var kapılarımızda mesai saati içersinde giremezler diye,ama gelmiş reprazant dışarda oturuyor,senmisin onu içeri alan 5 ceza puanı,bizim nelerle uğraştığımızı sizler bilmiyorsunuz, ama doktor hep gülecek, hep iyi olacak, onların hiç bir sıkıntısı yok, olmamalı, onlar uzaydan geldi zaten
bizlerin sıkıntısı yazmakla bitmiyor, sizlerinde doktorlardan nefreti,ben hala mesleğimi seviyorum, oğlumda doktor olmak istiyor, bende destek veriyorum.
ama benim mutluluğum maddiyat değil,hastalarımın bir duası, ufak bir hediyesi bana yetiyor,
yaşlı bir teyzem gözleme yapmış bugün, zar zor yürüyerek gelmiş, sıcak sıcak gözlemeyi getirmiş bana, üstelik benle hiç bir işi olmamasına rağmen, al oğlum bunu sıcak sıcak ye, geçen geldiğimde çay içiyordun yanında hiç bir şey yoktu, bununla iç çayını demesi, bana yeterde artar bile.
ben mesleğimi seviyorum, oğlumunda bu mesleği seçmesini istiyorum ama bilinki biz doktorlar için hayat sorunsuz değil, bizimde mutsuz, sıkıntılı olduğumuz anlar oluyor ve ister istemez karşımızda hasta olarak gelen kişiye bu yansıyor.
içimizde yanlış yapan meslekdaşlarımızda mutalka olacaktır, hata yapmayan hangi meslek grubu, bizi acımasızca eleştirenler bunuda bir sorsunlar bakalım kendilerine,
hakimler,askerler, öğretmenler, avukatlar, mühendisler, inşaat mühendisleri,gazeteciler, futbolcular, hep kusursuz ınsanlardanmı oluşuyor acaba,
ama onlar hata yapabilir, maalesef biz doktorlar yapamayız.bizimde asıl zorluğumuz bu.
şimdilik bu kadar,yoruldum yazmakdan.

ayhan53
24-04-2012, 23:44
maliyeci dövme modası çıksın tez elden, o zaman bakalım ne olur:he:

esnaf maliyecileri dövdü:kahkah::kahkah:

bizi kimse dövmez severler sayarlar:) öyle doktor gibi 40 yılda bi işleri düşmez hergün denk gelebiliriz:) yada kötü bi şey derlerse saat başı denk gelebiliriz.:)

şimşek
24-04-2012, 23:45
sen doktor değilmisin taksimde buluşalım ben yanımda sopa getireyim sen kıpırdama ben evire çevire döveyim seni trende hem ben hem sen uymuş olursun:he:

ayhan hocam hemşeriyiz,hemde renkdaşız, kıyamazsın bana:)

julia.luthor
25-04-2012, 08:55
ayhan hocam hemşeriyiz,hemde renkdaşız, kıyamazsın bana:)

:he::he:

ayhan53
25-04-2012, 09:34
ayhan hocam hemşeriyiz,hemde renkdaşız, kıyamazsın bana:)

burası doktor dövme topiği değilmiydi:)

carpediemeko
25-04-2012, 16:29
Sn şimşek verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.Sizin gibiler sayesinde doktor imajı düzelecektir.
Size bir sorum olacak.Başka yakın yerleşim yerlerindeki arkadaşlarımı benim bulunduğum aile hekimimine kaydettirebiliyormuyum.
Kaydettirmem benim sevdiğim aile hekimine ekonomik kazanç sağlar mı

ayhan53
25-04-2012, 16:38
Sn şimşek verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.Sizin gibiler sayesinde doktor imajı düzelecektir.
Size bir sorum olacak.Başka yakın yerleşim yerlerindeki arkadaşlarımı benim bulunduğum aile hekimimine kaydettirebiliyormuyum.
Kaydettirmem benim sevdiğim aile hekimine ekonomik kazanç sağlar mı

ekonomik kazançtan amacın ne kaydedip her kaydettiğinden para almıyorsan bi kazancın olmaz:)
ayrıca aile hekimliği nüfus kayıt sistemine göre düzenlenmiştir. ikametğah değişmeden aile hekimmi değiştiremezsin.

carpediemeko
25-04-2012, 17:04
ekonomik kazançtan amacın ne kaydedip her kaydettiğinden para almıyorsan bi kazancın olmaz:)
ayrıca aile hekimliği nüfus kayıt sistemine göre düzenlenmiştir. ikametğah değişmeden aile hekimmi değiştiremezsin.
Başkanım kendim için değil inan ki.Adam şeker gibi destek atayım dedim
Bir arkadaş aile hekimimi değiştirdim demişti. dedim doğru mu

şimşek
25-04-2012, 20:43
Sn şimşek verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.Sizin gibiler sayesinde doktor imajı düzelecektir.
Size bir sorum olacak.Başka yakın yerleşim yerlerindeki arkadaşlarımı benim bulunduğum aile hekimimine kaydettirebiliyormuyum.
Kaydettirmem benim sevdiğim aile hekimine ekonomik kazanç sağlar mı

sayın carpediemeko, aile hekimliği sisteminde,ikematgah birinci derecede önemli değil, bakirköyde oturan biri sarıyerde bir doktora kayıt olabilir,ama ne kadar mantıklı olur tartışılır,çünkü ıstanbulda misafir hasta tanımı yoktur, herkes kendi aile hekimine gitmek zorundadır.buda ayrı bir sorundur, hasta ile kavga sebeblerimizden biridir.
aile hekiminize kayıt ettirdiğiniz kişidendoktor 0-5 yaş arasından 1.65 tl,5-65 yaş arasından 0.70 tl, 65 yaş üstünden 1.65 tl aylık kazancı olur. ama hasta sayısı 4000 den az ise, 4000 kişi üstünde sadece artan iş yükü olur.ben de 4000 kayıtlı kişi var, bana getirme ben almam:)
şimdi hazır yeri açılmışken bir sorunu daha belirtelim, istanbul büyük bir şehir, kişi adalarda oturuyor,oğluna geliyor sarıyer e, bizde burda muayene olamazsın adalara git diyoruz, dememiz lazım, ama diyemiyoruz.ben kendi hastalarıma zaten vakit ayıramıyorum, birde misafir hastalara bakarsam yandım,kendi hastama ayırmam gereken vakti, başka hastaya ayırıyorum, aile hekimliğinde bir hastaya en az 20-30 dakıka zaman ayırmammız lazım ama ben 5 dakıka zaman ayırıyorum, dolayısıyla bu aile hekimliği olmuyor.
hastaya kendi aile hekimine gitmeniz gerekir diyince al sana bir kavga sebebi daha, suçlu doktor.sistemde suç yok, yada yokmu acaba
sorunuza cevap olarak aile hekimine kayıt olmada istanbulda ikemetgah şartı yok.
3 ayda bir aile hekimi değiştirilebilir.

ayhan53
25-04-2012, 20:51
Başkanım kendim için değil inan ki.Adam şeker gibi destek atayım dedim
Bir arkadaş aile hekimimi değiştirdim demişti. dedim doğru mu

ha bende para varsa gireyim diyecektim:)

şimşek
25-04-2012, 21:01
ha bende para varsa gireyim diyecektim:)


:):):) 70 kuruş adam başı,aylık iyi para
bazen hastamız sizin maaşınızı biz veriyoruz diyor, ya ben ona 70 kuruş versem ve sus dersem ayıp olurmu.
siz benim yerimde olsanız dermisiniz.
ayhan hocam sakın bu konuda anket yapma:)

ayhan53
25-04-2012, 21:54
:):):) 70 kuruş adam başı,aylık iyi para
bazen hastamız sizin maaşınızı biz veriyoruz diyor, ya ben ona 70 kuruş versem ve sus dersem ayıp olurmu.
siz benim yerimde olsanız dermisiniz.
ayhan hocam sakın bu konuda anket yapma:)

bi şeyi merak ettim gelsede gelmesede 70 kuruşu cukkalıyonuzmu:kahkah::kahkah::kahkah::kahkah:
eğer öyleyse bizim aile hekimi oturup durmasın diye hergğün çalacam kapısını:he:

onursal
26-04-2012, 09:32
Yuh artık!!!

Hastanede şok olay!
Kadın hasta, önce mermiyi namluya sürdu sonra doktorun alnına dayadı...
26 Nisan 2012 Perşembe, 06:43:43
Turhan ARSLANOĞLU-AHT

İSTANBUL’da Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne tedavi için gelen Sevda Bağbur adlı kadın, doktorun alnına tabanca dayadı. Hastanenin ortopedi servisinde Dr. Güven Bulut, odasına çok sayıda hasta girince, hastaların dışarıda beklemesini istedi. Elinde tahlil sonuçlarıyla içeri giren 40 yaşındaki Sevda Bağbur ise “Fazla işim yok, sonuçlara bakmanızı istiyorum” dedi. Doktor Bulut ise “Çıkın sıranızı bekleyin” yanıtını verdi.

NAMLUYA MERMİ VERDİ
Bu sözler üzerine Bağbur, önce elindeki tahlil sonuçlarını doktora fırlattı. Ardından da elindeki poşetten bir tabanca çıkarıp, namlusuna mermi sürdü. Bununla da yetinmedi, tabancayı doktorun alnına dayadı. Özel güvenlik görevlilerinin etkisiz hale getirdiği Bağbur, çağrılan polis tarafından gözaltına alındı.

‘HEDEF TAHTASIYIZ’
Uzun süre olayın şokunu üzerinden atamayan Dr. Güven Bulut, “Maalesef hasta ve yakınlarının hedef tahtası durumundayız. Caydırıcılık yok, güvenliğimiz sağlanamıyor” dedi. Şikâyetçi olmadığı öğrenilen Bulut, 10 gün rapor aldı.

‘ATEŞ ETMEYECEKTİM’
Tabancasının kurusıkı olduğu belirlenen Bağbur’un ise “Tabancıyı ateşlemeyecektim ama doktor çok korktu” dediği öğrenildi. Silah uzmanları, kurusıkı tabancalarda bilyeli mermiler kullanıldığını, yakından ateş edilmesi halinde ciddi zararlar verebileceğini söyledi.

http://www.haberturk.com/yasam/haber/737211-hastanede-sok-olay

şimşek
26-04-2012, 09:52
bir kaç doktoru daha öldürsünler önlem alırlar,
korkum bir doktorun da canına tak edip bir hastayı dövmesi, umarım bu olmaz, ama onlarda etten kemikten yapılmış bir ınsan.
izlemeye devam edelim, toplumumuzu, her zaman yaptığımız gibi

şimşek
28-04-2012, 13:20
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2012/04/28/ogretmenlerin-isyani

Öğretmenlerin isyanı
DENİZ DERİN 28.04.2012 Sınıfta tasdikname alan öğrencisi tarafından bıçaklanan öğretmen için meslektaşları dün protesto yürüyüşü yaptı

İstanbul Esenyurt'ta sınıftayken öğrencisi S.A., tarafından bıçaklanan öğretmen Narife Çekcek'e yapılan saldırı protesto edildi. Türkiye genelinde de pazartesi günü öğretmenlerin 1 saatlik derse girmeme eylemi yapacakları öğrenildi. Kıraç Lisesi önünde saat 10.30'da toplanan Eğitim-Bir-Sen, Eğitim-Sen ve Türk-Eğitim- Sen'e bağlı yaklaşık 150 öğretmen, saldırıyı protesto etti. Okul önünde sloganlar atan öğretmenler yanlarında getirdikleri kalemleri kırarak yola attı. Eğitim-Bir-Sen İstanbul Şube Başkanı Emin Engin, topluluk adına yaptığı açıklamada "50-60 kişilik sınıflarda her bir öğrencisine ayrı sevgi gösteren, daha iyi eğitim almaları adına hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan öğretmenlerimize uygulanan şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir. Bu saldırı, eğitim çalışanlarının vicdanını yaralamıştır" dedi. Öğretmenler daha sonra Narife Çekcek'in tedavi gördüğü Esenyurt Devlet Hastanesi'ne kadar sloganlar atarak yürüdü. Öğretmenlerin yürüyüşünü vatandaşlar da balkonlardan alkışlayarak, araçlarının kornalarına basarak destek oldu. Hastanede halasının kucağında olan yaralı edebiyat öğretmeni Çekcek'in 8 yaşındaki kızı N., hastaneye gelen sendikacı öğretmenlerle birlikte hiçbir şeyden habersiz alkış tuttu. Küçük kıza ise annesinin elinin kesildiği söylendi.
__________________________________________________ __
öğretmenlerimizin yürüyüşü basında küçük bir sutunda çıktı.televizyonlarda sabahtan beri magazin programları var, bu şiddetle ilgili küçük bir haber yok.
doktorlara şiddeti, doktorlarda hakediyor, diye yazılar yazan DANGALAK yazarlar, ve bazı sitelerdeki DANGALAK vatandaş yorumlarının olduğu bir ülkede , bir öğretmenimizin bıçaklanması ve yoğun bakımda olması, haber niteliği taşımaması bu ülke için maalesef normal
YAZIKLAR OLSUN.
öğretmen arkadaşımıza acil şifalar dilerim, inşallah yoğun bakımdan çıkıp öğrencilerine tekrar kavuşur, ve inşallah eski meslek zevkiyle devam eder, edermi, ..............

şimşek
28-04-2012, 14:04
YURDUMUZUN DANGALAKLARINDAN BİR ÖRNEK DAHA

http://gundem.milliyet.com.tr/bilgi-islemdeki-kadin-igne-yapmayinca-doktoru-dovduler/gundem/gundemdetay/28.04.2012/1533884/default.htm


Bilgi-işlemdeki kadın iğne yapmayınca doktoru dövdüler

Erzurum'da 3 kardeş hastalanan annelerini hastaneye götürdü. Doktor, ağrı kesici yapılması istedi ancak kardeşler erkek sağlık bakıcının değil kadın görevlinin iğneyi yapmasını istedi. Doktor da "Hemşireler şu an yemekte, 10 dakika bekleyin" dedi. Kardeşler, kadın bilgi işlem memurunu gösterip, "O yapsın" dedi. Doktor, "Kendisi sağlık görevlisi değil, yapamaz" deyince dayak yedi


Erzurum'un Horasan ilçesinde oturan H.K. adlı kadın, 15 Nisan'da karın ağrısı şikâyeti ile oğulları Cevdet, Serkan ve Erdal Kars tarafından hastaneye götürüldü. Acil servis sorumlusu doktor Cemil Kürkçü (27), hastayı kontrol ettikten sonra ağrı kesici iğne yapılmasını istedi. O an acilde olan erkek sağlık görevlisi iğne yapmak için hazırlanırken, H.K.'nin oğulları annelerine hemşirenin iğne yapmasını istedi. Bu talep üzerine Kürkçü, "Hemşireler öğle tatilinde. 10 dakika bekleyin, hemşire iğne yapsın" dedi. Cevdet Kars bunun üzerine kadın bilgi işlem memurunu gösterip, "O yapsın" dedi. Doktor Kürkçü, "O arkadaş sağlık görevlisi değil. İğne yapma yetkisi yok" dedi. İddiaya göre Cevdet Kars ve kardeşleri doktoru yumrukladı. Yaralanan doktoru diğer sağlık çalışanları ve hasta yakınları kurtardı.

şimşek
28-04-2012, 15:24
son iki yazımda DANGALAK kelimesini kullandım, bilerek bir densize uydum, hataydıi, şimdi bu köşe yazısını yazan kişi bana muayene olmaya gelirse , deantolojiye göre ona bakmalıyım dimi, zor olacak ama bizimde işimiz bu,
SUÇ BUNUN GİBİ DANGALAK VE DENSİZLERİ OKUYANDA(onun tabiri ile)


Fatih Uğurlu
Halil İbrahim Sofrası
[email protected]


2012-04-23
El çek Tabipler Odası bağrımdan!

Bütün Türkiye çalkalanıyor. Tüm sağlık çalışanları sokaklarda yürüyor. “Hükümet istifa, Sağlık Bakanı istifa.” Hatta bir DANGALAK,,var gücü ile üç kere gırtlağını yırtarcasına Sağlık Bakanı'nı istifaya çağırıyor. Suçu mu, çok büyük. Gaziantep'te tedavisi yapılmakta olan 80 yaşında bir ihtiyarın torunu, dedesinin ölümü üzerine doktoru bıçaklayarak öldürüyor ve polise teslim oluyor. Sonradan anlaşıldığına göre de 17 yaşındaki torun, doktordan, dedesinin emekli maaşını alabilmek için ölümünün ilgili makamlara bildirilmemesini istemiş. Doktor da görevi gereği bu bildirimi yapınca, alacağı paradan olacak olan orun da basmış bıçağı. Bu alçaklığı kim onaylayabilir ki? Bunu bahane eden Tabipler Odası tüm Türkiye'de 1 gün tüm hastanelerde işi bırakma eylemi başlatıyor. Binlerce ameliyat erteleniyor ve acil hizmetler dışında sağlık hizmetleri verilmiyor. Sebep, doktorlarının uğradığı fiili saldırılar, “Can güvenliğimiz yok” mazereti. ULAN DENSİZLER, O ZAMAN hepiniz toptan istifa edin ve dağ başında bir kulübeye çekilin, orada ecelinizi bekleyin. Hangi iktidar gelirse gelsin bu tür can güvenliği problemi hep varolacak. Sağlık Bakanı ne yapabilir ki? Ama sizin niyetiniz bu olayı bahane ederek hükümete saldırmak. Biz ilk defa bu hükümet zamanında ve bu Sağlık Bakanı döneminde hastanelerde insan olduğumuzu hatırladık. Bu hükümetin % 50 aldığı oyun aslan payı sağlık hizmetlerinden geliyor. Bunu bilmeyen, bir dönemin hortumcuları Sağlık Bakanı'na tabii yüklenecekler. Önlerinde de güya haklı bir gerekçeleri olacak. Ve bazı saftirik vatandaşlar da uzatılan mikrofonlara konuşuyor:

- Tabii öldürülen doktorun yanındayız, onun için bu yürüyüşe katılıyoruz.

Sanki o doktoru bıçaklayan manyağı alkışlayan var, bunların başında da Sağlık Bakanı ve hükümet geliyor! Hiç kimse o gün yapılmayan binlerce ameliyatın, ertelenen sağlık hizmetinin hesabını sormuyor. O acı olayın ertesi günü yine aynı yaşta 17'lik bir lise öğrencisi okula geç kalıyor ve kendisini derse almayan öğretmenini bıçaklıyor. O da hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Haydiii, tüm öğretmenler Türkiye çapında derslere girmiyor ve sokaklara dökülüyor:

- Hükümet istifa, Milli Eğitim Bakanı istifa!

Her gün terörle mücadelede polis ve asker şehit oluyor. Haydi herkes sokağa:

- Tüm karakollarda ve emniyet birimlerinde bir gün işi bırakıyoruz. Can güvenliğimiz yok! Bugün hırsızlar, katiller iş başına.

Ertesi gün, subaylar sokaklara dökülüyor:

- Bugün bütün kışlalarda ve sınır karakollarında bir gün işi bırakıyoruz. Zira bir arkadaşımız şehit oldu, can güvenliğimiz yok.

Sonraki günlerde itfaiyeciler sokakları dolduruyor:

- Yangını söndürürken bir arkadaşımızı kaybettik, can güvenliğimiz yok. Hükümet ve Kadir Topbaş istifa!

Arkadaşlar, bu örneklerin ardı arkası kesilmez. Siz bir mesleğe girerken o mesleğin hangi handikapları olduğunu bilerek giriyorsunuz. Polis iseniz muhataplarınız hırsız, soysuz, cepçi, yankesici, esrarkeş, mafya mensubu, terörist.

Hakim-savcı iseniz hakeza katil zanlısı, hırsız, ceza almaya namzet insanlar!

Belediye başkanı seçilmişseniz, o güne kadar haksız kazanç sağlayan bir takım insanların hortumunu keseceksiniz. Gümrük müdürü ya da defterdar iseniz aynı olumsuz şartlar sizin için de geçerlidir. Başınıza bir iş geldiğinde “Hükümet istifa” diye bir takım karanlık odaklara hizmet etmek yerine size yapılacak saldırılara karşı sizin hakkınızı, hukukunuzu koruyacak adil bir devleti isteyin. Ama her halükarda size yapılacak saldırılar hep gündemde olacaktır. Dünyanın en iyi korunan devlet başkanı ABD başkanlarıdır. Onları tam tamına 10 bin kişi koruyor. Hiçbir örgütle ve illegal yapı ile bağlantısı olmayan 22 yaşında bir genç sırf macera olsun diye ABD Başkanı Ronald Reagan'ı vurmuştu. Ne yapacağız yani, dünyadaki tüm devlet başkanlarını istifaya mı çağıracağız?

Tabipler Odası'nın haklı, tutarlı, sağlıklı eylemleri olursa destekleyeceğimize söz veriyoruz. Ama bu tür abuk-sabuk işlerde ise ancak Ayhan Songar'ın adresini verebiliriz, geçmiş olsun!

şimşek
29-07-2012, 14:47
ülkemizde ki hakim ve savcılar iyice şaşırdı, komik olmaya başladılar.
altta ki yazıda komik bir durum var. doktorlar hakkında açılan soruşturma, sebebi, acil vakada once niye hastayı kurtarmaya çalıştın, önceliğin adli, olay olduğu için savcılığa bildirecektin.
bu yazıda kı yorumlardan biri dahada ilginç, doktor arkadaşımız traktörün ezdiği adamı kurtarmak için traktöru yerinden kaldırtıyor, yaralıya mudahale ediyor, nemi oluyor, doktora soruşturma , olay yerini değiştirilmesi. adlı vaka
iyice sapıttı bu savcılar ın bir kısmı(hepsi değil, genelleme yapmıyalım). sporda, sağlıkta, siyasi davalarda , günlük yaşamda, ne yaptıklarını bilmiyorlar artık.

http://www.medimagazin.com.tr/hekim/hukuk-etik/tr-adli-vakayi-36-dakika-gec-bildirdigi-iddia-edilen-doktorlara-sorusturma-2-17-45231.html



Yatağan Cumhuriyet Savcılığı'nın bir ay önce elektrik çarpması sonucu yaşamını yitiren kişinin ölümüyle ilgili 4 doktor ve bir tıbbi sekreter hakkında kamu davası açtığı bildirildi.

Muğla Tabip Odası Başkanı Murat Akgül, düzenlediği basın toplantısında, 25 Haziran 2012 tarihinde Yatağan'a bağlı Madenler köyünde bulunan benzin istasyonunda 16 yaşında bir gencin elektrik çarpması sonucu yaraladığını, 112 Acil Servis ekiplerince Yatağan Devlet Hastanesi acil servisine getirilen yaralının burada görevli Dr. Seyhan Şimşek ile Dr. Ahmet Haluk Torun tarafından gerekli müdahalesinin yapıldığını belirtti.



Akgül, hastanın kalbinin durması üzerine, her iki hekimin hastane anestezi uzmanı Dr. Serdar Adar ve dahiliye uzmanı Dr. Mustafa Kızıltaş'ı da yardım ve müdahale için çağırdıklarını, adı geçen her iki hekimin de çağrı üzerine acil servise gelerek hastaya müdahale ettiğini söyledi.



Hastanın müdahalelere cevap veriyor olması nedeniyle hekimlerin hastayı yalnız bırakmayarak kalp masajını ve diğer müdahaleleri sürdürdüklerini ifade eden Akgül, ''Bir ara nöbetçi hekim Dr. Seyhan Şimşek, diğer hekim meslektaşlarının yardımından fırsat bularak, olayın adli vaka olması nedeniyle tıbbi sekretere durumu kolluk kuvvetlerine bildirmesini söylemiş ve müdahaleye geri dönmüş. Hastanın bir kaç kez kalp durmasından kurtulması üzerine, hastanın sevk girişimine başlanmış, ancak gerekli tüm müdahalelere rağmen hasta kurtarılamamış'' dedi.



Akgül, kolluk kuvvetlerine vakanın bildirilme saatinin 16.15 olarak kayıtlara geçtiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

''Kolluk güçlerinin olay yerine ulaşmasına kadar geçen süreçte olayın meydana geldiği istasyondaki kamera kayıtlarının yok edildiği iddiası mevcut. Olay savcılığa intikal etmiş ve savcılıkça 4 hekim ile ilgili adli vakayı bildirmedeki gecikme nedeniyle Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış. Savcılık talimatı gereğince de 4 hekim meslektaşımız Yatağan Jandarma Komutanlığınca gözaltında tutularak ifadeleri alındıktan sonra, aynı gün savcılığa sevk edilmiş ve ifadeleri alınmış.''



-Adli vakanın 36 dakika geç bildirildiği iddiası-

Savcılıkça iddianame hazırlanarak Yatağan Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde TCK 257/2. maddesi gereğince 4 hekim arkadaşları ve tıbbi sekreter hakkında kamu davası açıldığını ve duruşmanın ilk oturumunun dün yapıldığını anlatan Murat Akgül, konuyla ilgili idari sorumluklar kapsamında adli bildirim işlemi gerçekleştirildiğini bildirdi.



Akgül, davanın gerekçesinin 36 dakikalık gecikmeden kaynakladığını ve suçlamayı anlamakta güçlük çektikleri ifade etti. Doktorlardan ağır yaralanma ile gelen hastanın yaşama döndürülmesini hedefleyen tıbbi müdahalenin değil, idari bir işlem olan adli bildirimin öncelikli olarak yapılmasının istendiğine dikkati çeken Akgül, ''Adaletin er geç en doğru kararı vereceğine ve bu kararın da kamu vicdanına uygun olacağına inanmak durumundayız'' dedi.

Heart Attack
03-08-2012, 12:00
http://www.drcz.org/index.php/hekimhaklari

Heart Attack
04-08-2012, 00:22
Keşan Devlet Hastanesi'nde bir hasta yakınının, doktor ile sağlık çalışanı stajyer öğrenciyi darp ettiği ve polise mukavemette bulunduğu iddia edildi.

http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-yine-hasta-yakini-yine-doktora-darp-1-11-45356.html

ayhan53
14-08-2012, 14:51
http://video.milliyet.com.tr/video-izle/Doktordan-hastalarina-dayak--irNL7YmH1qr3.html

sonunda doktorlarda uyandı gerçi bundaki kalıp pek doktorada benzemiyo ama zaten bunu dövecek hasta zor bulunur. ancak güneydoğuda aşiret giriişirse yıkabilir bunu

:kahkah::kahkah::kahkah::kahkah::kahkah:

şimşek
16-08-2012, 22:59
http://video.milliyet.com.tr/video-izle/Doktordan-hastalarina-dayak--irNL7YmH1qr3.html

sonunda doktorlarda uyandı gerçi bundaki kalıp pek doktorada benzemiyo ama zaten bunu dövecek hasta zor bulunur. ancak güneydoğuda aşiret giriişirse yıkabilir bunu

:kahkah::kahkah::kahkah::kahkah::kahkah:
evet ayhan hocam doğru değil ama bazen doktorlarda çıldırabiliyor.,
ama basın olayları doğru yansıtmıyor.

foxmulder
16-08-2012, 23:09
Tıbbi deontoloji diye bir şey kalmadı. Kimse kimseye bakmak zorunda değil. Tıbbi deontoloji uygulanacaksa önce adam akıllı güvenliğimiz hem yasal hemde silah gücüyle korunmalı . Yoksa hiç kimse ksr bakmasın tıbbi deontoloji hikayeden ibaret. Ben başıma bir bela gelmesin diye hastaları sürekli sevk ediyorum. Ne zaman doktorluk yapmaya kalkışsam ayda bir mutlaka küfür tehdit görüyorum. Zaten yaşadığımız stress olabildiğince fazla birde üstüne küfür tehdit insan kaldıramıyor.

balaban
16-08-2012, 23:13
Tıbbi deontoloji diye bir şey kalmadı. Kimse kimseye bakmak zorunda değil. Tıbbi deontoloji uygulanacaksa önce adam akıllı güvenliğimiz hem yasal hemde silah gücüyle korunmalı . Yoksa hiç kimse ksr bakmasın tıbbi deontoloji hikayeden ibaret. Ben başıma bir bela gelmesin diye hastaları sürekli sevk ediyorum. Ne zaman doktorluk yapmaya kalkışsam ayda bir mutlaka küfür tehdit görüyorum. Zaten yaşadığımız stress olabildiğince fazla birde üstüne küfür tehdit insan kaldıramıyor.

Tedavi etmeye çalışan birine teşekkür değil küfür ediyorlar? Akıl alır gibi değil, Türklere özgü demekki.

şimşek
16-08-2012, 23:35
hastam geldi mart ayında, üstelik albay, emekli olmuş. akut üst solunum yolu enfeksiyonu var. muayene ettim reçete yazacağım,
bana nimelid tablet yazın dedi, gribime iyi geliyor dedi,
kendisine nimelid tabletin grip ilacı olmadığını, antiromatızmal ilaç olduğunu söyledim, adamın dediği;
BENİM KULLANDIĞIM İLACI BENDEN İYİMİ BİLECEKSİN.tabiiki yazmadım, gerekli olan reçetesini vermek istedim, bağıra çağıra gitti.
önce valiliğe, sonra sağlık müdürlüğüne şikayet etti beni, sonuç alamadı,
bügünde sağlık bakanlığına şikayet ettiğini öğrendim,
gülermisin ağlarmısın,
gerçekten tedavi etmeye uğraşmak iyice zorlaştı.
DR GOOGLE lar çoğaldı, artık ınsanların ikinci mesleği doktorluk.
bizde kavgalarla, savunmalarla uğraşıyoruz.
birde bakanlık saati 5 tl ye, 8 saat nobet tutturmaya uğraşıyor,günlük 40 tl, temizlikçi bulamazsın bu fiyata, nobet ertesi izin de yok,
artık gülüyorum zaten, iyi bir psıkolağa gideceğimde, onunda ruh halinden şüpheliyim.türkiye şartlarında:)

balaban
17-08-2012, 00:06
hastam geldi mart ayında, üstelik albay, emekli olmuş. akut üst solunum yolu enfeksiyonu var. muayene ettim reçete yazacağım,
bana nimelid tablet yazın dedi, gribime iyi geliyor dedi,
kendisine nimelid tabletin grip ilacı olmadığını, antiromatızmal ilaç olduğunu söyledim, adamın dediği;
BENİM KULLANDIĞIM İLACI BENDEN İYİMİ BİLECEKSİN.tabiiki yazmadım, gerekli olan reçetesini vermek istedim, bağıra çağıra gitti.
önce valiliğe, sonra sağlık müdürlüğüne şikayet etti beni, sonuç alamadı,
bügünde sağlık bakanlığına şikayet ettiğini öğrendim,
gülermisin ağlarmısın,
gerçekten tedavi etmeye uğraşmak iyice zorlaştı.
DR GOOGLE lar çoğaldı, artık ınsanların ikinci mesleği doktorluk.
bizde kavgalarla, savunmalarla uğraşıyoruz.
birde bakanlık saati 5 tl ye, 8 saat nobet tutturmaya uğraşıyor,günlük 40 tl, temizlikçi bulamazsın bu fiyata, nobet ertesi izin de yok,
artık gülüyorum zaten, iyi bir psıkolağa gideceğimde, onunda ruh halinden şüpheliyim.türkiye şartlarında:)

Komik bile değil:(
Neden Türkiye'de duruyorsunuz? İdealistim bedavaya çalışırım diyorsanız başka tabii.
Hem dayak - küfür yiyip hem de para kazanmıyorsunuz.

baron11
17-08-2012, 00:41
Zaman zaman Metin Akpınar beyin Armutlu'da ki yazlığını kullanırım kafa dağıtmak için sohbetler de keyifli oluyor...Yine öyle bir gündü Metin beyin baldızı rahatsızlandı hemen evde ilk müdahalesi arkadaşlar tarafından yapıldı , tansiyonu aşırı derecede yükselmişti hemen Devlet hastahanesine götürdük , ama hastaneye ulaştığımızda çok ilginç bir durumla karşılaştık en az 50 personel çalışması gereken hastahane de bir pratisyen doktor ve iki hemşire görev yapıyordu , hemşirelerden biri de yeni Malatya'dan gelmiş...Durum böyle olunca hastalar dışarı taşmış durumda , uzatmayayım hemşire gözlerimin içene bakarak acı bir gülümsemeyle aynı durum Malatya'da olsa bu hastalar hastahaneyi başımıza yıkarlar dı dedi...Doktor ne yapsın , hemşire ne yapsın , hasta ne yapsın...?

Armutlu orda...?

Selamlarımla...

şimşek
17-08-2012, 00:43
Komik bile değil:(
Neden Türkiye'de duruyorsunuz? İdealistim bedavaya çalışırım diyorsanız başka tabii.
Hem dayak - küfür yiyip hem de para kazanmıyorsunuz.

47 yaşından sonra bu soruya cevap bulamıyorum.
sadece bu sene üniversite imtihanına girecek oğluma , tıp fakültesini seçmemesini öneriyorum.
ama yinede pek ikna edemiyorum.
para çok önemli değil ama haksızlığa uğramaya kızıyor ınsan, en azından benim için öyle.
nöbete katılıp , dinlenmeden tekrar hasta bakmak, hataları ve yeni hasta doktor tartışmalarına sebeb olacaktır.
ondan sonra bizler hastada, doktorda hata arayacağız.
sistemi kimse eleştirmiyecek, temel sorunu kimse görmiyecek.
sonrada hasta memnuniyeti % 80 lere çıktı diye, başarı öyküsü anlatacağız.
çalışanların memnuniyeti ni kimse sorgulamıyacak.sağlık çalışanlarının fedakarlığını görmeyip, basın sayesinde,
paragöz, kendini beğenmiş bir çalışan grubu olarak tanıtılacağız.

sayın balaban, bu yaştan sonra ne yurt dışına gidebilirim , nede meslek değiştirebilirim, SEVE SEVE devam edeceğiz,
ama suç bizde, örgütlenmeyi birlikte hareketi bilmeyen bir grubuz.her yapılanıda hak ediyoruz.

şimşek
17-08-2012, 00:49
Zaman zaman Metin Akpınar beyin Armutlu'da ki yazlığını kullanırım kafa dağıtmak için sohbetler de keyifli oluyor...Yine öyle bir gündü Metin beyin baldızı rahatsızlandı hemen evde ilk müdahalesi arkadaşlar tarafından yapıldı , tansiyonu aşırı derecede yükselmişti hemen Devlet hastahanesine götürdük , ama hastaneye ulaştığımızda çok ilginç bir durumla karşılaştık en az 50 personel çalışması gereken hastahane de bir pratisyen doktor ve iki hemşire görev yapıyordu , hemşirelerden biri de yeni Malatya'dan gelmiş...Durum böyle olunca hastalar dışarı taşmış durumda , uzatmayayım hemşire gözlerimin içene bakarak acı bir gülümsemeyle aynı durum Malatya'da olsa bu hastalar hastahaneyi başımıza yıkarlar dı dedi...Doktor ne yapsın , hemşire ne yapsın , hasta ne yapsın...?

Armutlu orda...?

Selamlarımla...

çok güzel anlatmışsınız,
benimde demek istediğim bu zaten, doktor suçlu, hasta suçlu, yok hiçbiri değil,
asıl suçlu sistem.eleştirilmesi gereken bu.
acilde kalan bir doktor 24 saat çalışacak, 200 hasta bakacak.ve bu kişi hata yapmıyacak, güleryüzlü olacak
üstelik tüm branşlara bakacak,
çok zor.

foxmulder
18-08-2012, 00:04
Hasta mennunniyeti denilen iş bol bol ilaç yazmaktan , 2 dakikada muayene yapan doktordan, boş yere ameliyat yapmaktan , insanların istediği ilaçları yazmaktan başka bir şey değil. Sağlık sisteminde neyazık ki kalite diye bir şey kalmadı. Bu gün bir arkadaşım acile gidiyoruz polikliniklere gidiyoruz doktorlardan güler bir yüz bekliyoruz dedi. Aslında haklı evet güler yüzlü olmalıyız. Ancak bir düşünün elektirik faturası ödemeye gittiğinizde bankaya gittiğinizde vergi ödemeye gittiğinizde kim güleryüz gösteriyor. Benim asıl üzüntüm forumdaki herkesini bilmesini istediğim ise insanların sağlıklarının tehlikede olduğudur. Performans sistemi , aile hekimliği özel sektör sayesinde doktorlar hasta kapma yarışına girdiler. Doktorlar birbirini kötülüyor. Hastalardan çok duyuyorum. AA doktor bunumu vermiş bu ilaç olmaz yada senin hastalığın bu değil gibi ipe sapa gelmez safsatalar. O yüzden hasta tedavisi bitti hasta kapma yarışı başladı. Doktor arkadaşlar birazda buna mecbur bırakıldılar. Aile hekimi hasta sayısı ne kadar çoksa o kadar para kazanıyor. Bulunduğum ilde bütün ailehekimleri birbiriyle kavgalı konuşmuyorlar. Özel sektörde ise uzman doktor arkadaşlara ciro üzerinden para veriyolar. Tabiki özel sektördeki doktor arkadaşlar ciroyu tavanyapmak için elinden geleni yapıyor. Kamu ise daha berbat yine çok basit bir örnek bulunduğum ile genel cerrah arkadaslar maşşalah herkesi apendisit ameliyatı yapıyolar. Tabiki bütün bunlar olurken doktor arkadaşlar komplike ameliyatlardan kaçıyorlar nerde basit ameliyat var heskes bunu yapmaya çalışıyor. Örneğin histerektomi(rahimin alınması) gibi ameliyatlar nerdeyse kamu hastanelerinde tarih olacak. Tamamen özel sektörde güzel paralar karşılığı yapılıyor. Daha kötüsü ise bu ameliyatı olması gereken hastaları herkes birbirine sevk edip hastalara büyük zaman kaybı yaşatıyorlar. Sağlık sistemi mükemmel ya herşey göstermelik kağıt üzerinde ööle yazılıp çiziliyor. Yinebir örnek aile hekimliğinde bebek aşılaması 0diye bir uygulama var . Belirli bir tarih aralığında yapmazsanız bu aşıları performans yiyorsunuz ve maaşınız kesiliyor. Aile hekimi arkadaşlar ne yapıyor biliyormusunuz performans yememek için belirli tarihlerde yapmaları gereken aşıları o tarihlerde yapmıyor ancak bilgisayar sisteminde yapmış gibi gösteriyor. Peki işin kötü yanı ne o tarihler arasında yapılmayan aşıların aslında çoğunun hiç bir etkisi yok. Şu an bilgisayar sisteminde mükemmel her şey ancak biz 4-5 yıl sonra çocuk felci görmeye başlıyacağız.O zaman anlaşılacak sağlık sisteminin ne kadar kötü olduğu ancak io tarihte iş işten geçmiş sayılır. Bütün bunlar neden oldu çünkü doktoru buna zorladılar. Aynen şunu dediler defalarca duydum sen işine bak işleri göstermelik olsada bir şekilde hallet gerisi önemli değil. Yeterki insanlar memnun olsunlar gerisi önemli değil. Bu gün küfür hakaret dayak yiyorsak hasta memnuniyeti için , memnun olsunlar oyversinler her şey bu kadar basit.

Heart Attack
26-08-2012, 19:38
Bu işi iyi yapan yok mu bu memlekette?

lampirty
26-08-2012, 20:32
Bu çirkinliği savunmuyorum lakin 35'inden sonra ihya olmamış bir doktor tanıyamadım henüz, mümkünse,varsa beni bi tanıştırında fakir doktor görelim.

balaban
26-08-2012, 21:03
Bu çirkinliği savunmuyorum lakin 35'inden sonra ihya olmamış bir doktor tanıyamadım henüz, mümkünse,varsa beni bi tanıştırında fakir doktor görelim.

Gelin ben tanıştırayım. Hem de birden fazla doktor var. Pratisyen değil konularında uzman.
İdealist olmayanların yapmak isteyecekleri meslek değil doktorluk.

Heart Attack
27-08-2012, 15:52
Bu çirkinliği savunmuyorum lakin 35'inden sonra ihya olmamış bir doktor tanıyamadım henüz, mümkünse,varsa beni bi tanıştırında fakir doktor görelim.

Görmek için göz lazım, bu güne kadar görmediysen iyi bir göz doktoru bulup ordan başlamanı tavsiye ederim.

foxmulder
16-09-2012, 09:02
Yukarıda açıkladığım gibi yavaş yavaş emareleri görülmeye başladı.
http://www.hurriyet.com.tr/saglik/21477084.asp

şimşek
22-09-2012, 12:52
görevini yaparken, yorgunluk ve dikkatsizlikden bir meslekdaşımızı daha kaybettik,
hiç bir insan 24 saat çalışamaz, çalıştırılmamalı, kendi sağlığıda, hastaların sağlığıda risk altında olur.
http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-samsundan-aci-haber-2-12-46398.html

2ileri1geri
22-09-2012, 12:58
görevini yaparken, yorgunluk ve dikkatsizlikden bir meslekdaşımızı daha kaybettik,
hiç bir insan 24 saat çalışamaz, çalıştırılmamalı, kendi sağlığıda, hastaların sağlığıda risk altında olur.
http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-samsundan-aci-haber-2-12-46398.html

Mustafa hocam hastanemiz acilinde beraber çalıştığımız değerli bir arkadaşımızdı. Uzmanlığı kazanıp asistan olarak gitmişti.
Allah Rahmet eylesin, Mekanı cennet olsun.

Kene olaylarına çok dikkat edelim lütfen. Kene ile temastan sonra mutlaka Sağlık Kurumuna başvurulması ve kene ile temas olduğunun söylenmesi lazım.

şimşek
22-09-2012, 13:13
allah rahmet etsin, ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum,
ama sağlık çalışanlarında köle gibi davranılmasına, bir dur denilmesi lazım.
hele asistan arkadaşlar, 24 saat hastahanede çalışıyor, ertesi günde akşama kadar polikliklerde hasta bakıyorlar,
bu ınsanlardan güleryüz, ve dıkkat bekliyoruz,
uğraştığımız alan insan sağlığı, %100 de 1 bile hata kaldırmaz,
meslakdaşımızın mekani cennet olsun.
kolay yetişmiyorku bu değerler.

şimşek
24-09-2012, 23:50
kocaelinde sözlü şiddete hapis cezası verildi.

belki bu tür cezalar artarsa caydırıcı etkisi olmaya başlar.

http://www.medimagazin.com.tr/saglik-calisanlari/meslek-org/tr-saglikciya-sozel-siddete-hapis-cezasi-6-51-46431.html

Hasta yakını Recai Y., Türk Sağlık-Sen üyesi 112 acil servis görevlisi Özge Kurt ile Tarık Koçak'a, olay yerine geç geldikleri gerekçesiyle hakarette bulundu. İki sağlık çalışanının şikayetçi olması üzerine, davayı görüşen Körfez Sulh Ceza Mahkemesi, sağlık çalışanlarına sözlü şiddet uygulayan kişiye 1 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, kararda dava konusu olan suçun alenen işlediği için cezayı önce 1 yıl 2 aya çıkarttı, ardından şiddet eylemini zincirleme olarak gerçekleştirmesinden dolayı cezayı 1 yıl 5 ay 15 güne yükseltti. Mahkeme ayrıca sanığın suçu tekrar işlemeyeceğine dair olumlu bir kanaat oluşmadığı gerekçesiyle cezayı ertelemedi ve cezanın infaz edilmesine hükmetti.


Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, ANKA'ya yaptığı değerlendirmede, sağlıkta şiddetle ilgili bir hapis cezasının ertelenmemesinin önemli bir gelişme olduğunu vurgulayarak, 'Söz konusu mahkeme kararıyla sağlıkta şiddet para cezasına çevrilmemiş, ceza ertelenmemiş ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan kişinin mahkumiyetine karar verilmiştir. Bu tür kararlar sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için caydırıcı nitelikte olacaktır' dedi.

şimşek
24-09-2012, 23:58
bu arada sağlık bakanlığı ekim yada kasım ayından itibaren hepatit a aşılarını 18 ve 24 aylarda olmak üzere , su çiçeği aşısını ise 12 ayda aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak yapmaya başlıyacakdır.
hepatit a aşıları 30 tl, su çiçeği aşısı da 85 tl ye satılıyordu.
henüz tam olarak açıklanmadı ama yakındır açıklanması.

Heart Attack
30-09-2012, 18:27
Bana göre doktorlukta en önemli iki kural vardır. 1. Önce kendi güvenliğimiz 2. Kendi güvenliğinimizi aldıktan sonra hastanın güvenliğidir. Her hastada HCV, HİV, HBV, Kene Isırması vb. olabileceğini asla aklımızdan çıkarmamamız gerekir.

aminoasit
09-11-2012, 01:21
WHO on sene önce dedi:

insana dair her türlü numuneyi "enfektif" kabul et ve buna göre muamele et diye..


bu başka...


asıl mesele:
dr milleti tırstı artık; çoook vakit geçmesi lazım...

bu çok hazin bir durum;
çünkü,
"acil" denen durum, hipokrat mipokrat ilen de açıklanmaz... amk
bilen adam, bunu "bilir"...

.

merlin
09-11-2012, 11:02
Doktor Ziya Kırkalı.
Hacettepe Tıp mezunu.
İskoçya Glascow, İngiltere Cambridge Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı.
İzmir’e döndü… 1994’de profesör oldu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde üroloji kliniğini kurdu.
Bağırsaktan mesane yaptı, tarihe geçti.

*

Böbrek kanseri tedavisinde yöntem geliştirdi.
Avrupa Kanser Araştırmaları Kurumu’na 6 yıl başkanlık yaptı.
Dünya Onkolojik Araştırma Derneği başkanlığına seçildi.
Avrupa Üroloji ve Onkoloji (kanser) okulunda dersler veriyor.
Birçok uluslararası ödül kazandı.
Amerika’da hiç eğitim almadı. Amerika Üroloji Derneği komitesine başkan ilan edildi.

*

Yine bir gün…
Cep telefonundan aradılar.
Amerikan Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü’ne davet ettiler.
Birlikte çalışmak istediklerini, isteğin Beyaz Saray’ ın (ABD Başkanı Barac Obama’nın isteği) olduğunu bildirdiler.
Washington’da 20 ayrı mülakattan geçirdiler.
Sonuçta…
54 yaşındaki Kırkalı, Amerika’nın en iyi 10 doktorunu geride bıraktı ve seçildi.

*

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü, dünyanın en büyük bilimsel topluluğu olarak biliniyor.
Prof. Kırkalı, burada bilimsel danışman olarak görev yapacak.
Bölümü için ayrılan 1 milyar doları yönetecek.
Obama dâhil, en üst düzeydekilerin doktorluğunu yapacak.
Her türlü bireysel refahı sağlanacak.
ABD’li senatörden fazla maaş alacak.

*

İzmir sevdalısı Kırkalı Hoca ayrılırken…
“ Hayatım boyunca üroloji kanseriyle uğraştım. Tüm dünyaya ameliyat öğretiyorum. 40 ülkenin misafir profesörüyüm. Bu kararıma, sağlık alanında yaşananlar etkili oldu. Ülkemde doktorlara ‘para taciri’ olarak bakılıyor. Dayak yiyor, tartaklanıyor, taciz ediliyor… Hastanede yapamadıklarım için muayene açtım, dünyanın dört bir yanından hasta geldi. Buna karşı geldiler. Potansiyelim minicik oldu. Üniversitede ‘emekli oldu, çalışmıyor’ dedikodusu çıkarıldı… Demek ki ülkem, üniversitem benden faydalanmaya gerek görmedi. Gün gelir çağırılırsam; o gün koşa koşa Türkiye’me dönerim”

Dedi ve gitti.

*

Sevinir misin?
Üzülür müsün?
Türkiye adına…
Gururu dünyaya bedel.
Sözleri kanserden beter!

Erdal İZGİ
************************************************** ******************************

Heart Attack
11-11-2012, 01:36
Adana'nın Kozan ilçesinde Devlet Hastanesi Semt Polikliniğinde görevli Dr. Işık Doğan Yılmaz, bir hasta yakınının saldırısına uğradı.

Olay, dün Tufanpaşa Mahallesi Kanal Sokak üzerinde bulunan Kozan Devlet Hastanesi semt polikliniğinde meydana geldi. İddiaya göre, diş çektirmek için kardeşi ile diş polikliniğine gelen Nursen Ü. isimli bir kadın, "Niçin kardeşimin dişini çekmiyorsun ?" diyerek kadın doktorun üzerine yürüdü, hakaret ederek kolundan tutarak dışarı çıkmasını istedi.

Dr. Işık Doğan Yılmaz İHA muhabirine yaptığı açıklamada, "Günlük poliklinik sırasında hasta bakarken sırası gelen bir hasta içeriye girdi. Onu muayene ettim, muayene ile ilgili diş hekimlerinin anlayacağı bir pürüz çıktı. O sırada bana bağırarak niçin kardeşimin dişinin çekilmediğini sordu. Bende iltihap var çekemem dedim, İzah etmeye çalıştım O sırada içeriye girerek beni dinlemedi. Üzerime yürüdü. Birden bağırmaya başladı. Sen bu dişi çekeceksin sen doktor değil misin gibi saygısız ibareler kullandı. Ben de bunun üzerine odayı terk etmesini söyledim. Dışarı çıkmasını söyledim. Dışarı çıkmayacağını belirterek benim kolumdan tutarak çekmeye çalıştı. Beni odadan dışarı atmaya çalıştı. Psikolojik olarak tamamen çökmüş durumdayım. Fiziksel şiddet bir yana sözlü saldırıya maruz kaldım. Bir hekim olarak bunu hak etmediğimi düşünüyorum" dedi.

"Son zamanlarda hastalar hekimlere karşı ve özellikle de bayan hekimlere karşı daha acımasız davranabiliyorlar" diyen Yılmaz, "Bunun sebebinin de doktorların güvenli bir ortamda çalışamadığıdır. Herkes bir birinden görerek örnek mi alıyor bilmiyorum ama bize kaşı haksız yere hakaret haksız yere bağırmalarının artmasından bizler mutsuzuz. Güvenilir ve mutlu bir ortamda çalışmak istiyoruz. Hastalarımıza bu şekilde bakmak istiyoruz. Hastalarımıza güzel bilgileri de veriyoruz. Buna rağmen böyle tepkiler, davranışlar görünce artık dayanılmaz hale geliyor" dedi.

Dr. Işık Doğan Yılmaz, Kozan Devlet Hastanesine giderek rapor aldığı ve şahıstan şikayetçi olduğunu belirtti.

Kozan Devlet Hastanesine diş polikliniğine gelen polisler, darp ettiği belirtilen Nursen Ü.'yü gözaltına alarak ifadesinin alınması için Emniyet Müdürlüğüne götürdü. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

şimşek
01-12-2012, 01:03
İstanbul (Samatya) Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli bir asistan arkadaşımız bugün (30 Kasım 2012) ikindi sularında hastane 6. Katından atlayarak yaşamına son verdi. Alo 184 hattına yapılan bir hasta şikayeti sebebiyle ifadesinin alındığını öğrendiğimiz genç meslektaşımızın ölümü hekim kamuoyunda büyük bir üzüntü ve tepkiye yol açtı.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyeleri ile İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri olayın ardından acilen hastaneye ulaşarak, hekimlerle bir araya geldi. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu “SABİM’İNİZ HEKİMLERİ ÖLDÜRÜYOR!” “ALO 184 HATTI KAPATILSIN! SAĞLIK BAKANI İSTİFA!” talepleriyle tüm hekimleri 16.30’dan itibaren hastane bahçesinde toplanmaya çağırdı.

doktor arkadaşımızın, şikayet nedeni yüzünün asık olması, savunması isteniyor, muhtemelen depresyonda, sonuç bir canımız daha gitti.
sabim denilen 184 sağlık personelini şikayet etme hattı var.her şikayet işleme konuyor, savunma alınıyor, sözlü yada yazılı.
bizi şikayet etme hattı var, başka meslek gruplarında bu varmı,
ben hakimi,savcıyı, askeri,polisi zabıtayı vs.. şikayet edeceğim bir telofan hattı varmı.
en son beni şikayet etti hastam;
hasta geliyor, eşinin ilacını yadıracak,eşi yok ortada, kimliği yok ortada, yazamam diyorum.
kendisi hasta olduğunu söylüyor, nimelid adlı grip ilacını yazdırmak istiyorum diyor.
ben de nimelid grip ilaci değil antı romatızmal bir ilaçtır diyorum
adamın verdiği cevap; benim kullandığım ilacı benden iyimi bileceksin oluyor,bunu diyen cahil biride değil emekli bir albay

sonuç şikayet , ilaçlarımı yazmadı.
be kardeşim her şikayet işleme alınmazki,hastayı görmeden ilaç yazmak kanunen suç, daha yeni 16 doktoru açığa aldınız,hastayı görmeden ilaç yazdıkları için.
sabim denilen 184 şikayet hattı böyle bir yer.
sonuç bir doktor intihar etti.
yazıklar olsun.

dudu
23-12-2012, 13:06
Saglik personeline saldiri devam ediyor.

http://www.cnnturk.com/2012/turkiye/12/23/hamile.doktoru.darp.ettiler/689745.0/index.html

Syg,

ogonulal
24-12-2012, 03:18
Bir gün arar da bulamazsınız ama doktoru , o gün anlarsınız şamar oğlanı neymiş doktor neymiş ama iş işten geçer. İşte o durumda sağlık olsun denir ( kaldığı kadar ) .

şimşek
13-01-2013, 16:00
İzmir sevdalısı Kırkalı Hoca ayrılırken…
“ Hayatım boyunca üroloji kanseriyle uğraştım. Tüm dünyaya ameliyat öğretiyorum. 40 ülkenin misafir profesörüyüm. Bu kararıma, sağlık alanında yaşananlar etkili oldu. Ülkemde doktorlara ‘para taciri’ olarak bakılıyor. Dayak yiyor, tartaklanıyor, taciz ediliyor… Hastanede yapamadıklarım için muayene açtım, dünyanın dört bir yanından hasta geldi. Buna karşı geldiler. Potansiyelim minicik oldu. Üniversitede ‘emekli oldu, çalışmıyor’ dedikodusu çıkarıldı… Demek ki ülkem, üniversitem benden faydalanmaya gerek görmedi. Gün gelir çağırılırsam; o gün koşa koşa Türkiye’me dönerim”

Dedi ve gitti.

*

Sevinir misin?
Üzülür müsün?
Türkiye adına…
Gururu dünyaya bedel.
Sözleri kanserden beter!

Erdal İZGİ
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;; ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;

biz hiç bir zaman kendi insanımızın değerini anlamadikki,
yabancı hayranlığımız, eskisi kadar olmasada devam ediyor.
belki bir gün anlarız ama o bir gün,
şimdilik çok uzak.

dudu
22-01-2013, 16:41
Bayilana kadar, ustelik bir de kamu gorevlileri....

http://www.internethaber.com/hastanede-inanilmaz-dayak-skandali-496441h.htm

Syg,

emperador
22-01-2013, 16:50
Bayilana kadar, ustelik bir de kamu gorevlileri....

http://www.internethaber.com/hastanede-inanilmaz-dayak-skandali-496441h.htm

Syg,

o vuranlarda azman çavuşla polismiş başka birşey beklenmez bunlardan zaten. hayırı kabul etmezler kanun onlardır onlar ne derse odur. az karşı gelenide döverler tabi herkesi değil bazılarının karşısında sıraya geçerler çocuk gibi azarlanırlar. savcıların bunlara çok sert şekilde dava açmaları lazım kanunlar eksikse bunlara karşı özel işlem yapılmalı meslekten ihraç bile edilmeliler dosyaları kabarıksa ama bizde yok nasılsa dişine geçirdiklerine yaparlar bunları onlarında (mazlumun) dayısı bilmemnesi savcı,hakim,milletvekili yada vali vs.. olmadıgından hiçbirşey yapılmaz.

dudu
25-01-2013, 10:38
o vuranlarda azman çavuşla polismiş başka birşey beklenmez bunlardan zaten. hayırı kabul etmezler kanun onlardır onlar ne derse odur. az karşı gelenide döverler tabi herkesi değil bazılarının karşısında sıraya geçerler çocuk gibi azarlanırlar. savcıların bunlara çok sert şekilde dava açmaları lazım kanunlar eksikse bunlara karşı özel işlem yapılmalı meslekten ihraç bile edilmeliler dosyaları kabarıksa ama bizde yok nasılsa dişine geçirdiklerine yaparlar bunları onlarında (mazlumun) dayısı bilmemnesi savcı,hakim,milletvekili yada vali vs.. olmadıgından hiçbirşey yapılmaz.

Haberin tv'de de izledim. Guvenlik polis diye haykiran kadina kiz kardesinin dedigine gore "guvenlik biziz, polis biziz" demisler ve dovmeye de devam etmisler.
Bunlara karsi dava bile acsaniz, yasayi uygulayanlar da onlarin tarafinda olduklari icin eninde sonunda bir de sizi suclu cikarirlar.

Bu arada yeni bir olay daha medyada gozume ilisti:

http://www.cnnturk.com/2013/guncel/01/25/kocaelide.kadin.doktora.saldiri/693864.0/

Syg,

ayhan53
23-02-2013, 14:14
http://www.haberseninle.com/yasam-haberleri-11/23_subat-doktora_kizdi_otomobille_acile_girdi-haberi-124667.html?r=fb22
Dokdoktora kızdı, otomobille acile girdi


http://kuzey.haberseninle.com/image/2013/02/23/_19cdf87e40dc1aa7fbc8ceb734e98ea74.jpg
Mide kanaması şüphesiyle hastaneye getirdiği kardeşiyle ilgilenilmediğini öğrenen bir kişi, iki arkadaşının içinde bulunduğu otomobiliyle hastane acil servisinin kapısını kırıp içeri girdi.

şimşek
17-04-2013, 15:37
geçen sene bugün 17 nisan da dr ersin arslan arkadaşımız gaziantepte öldürülmüştü. bügün bunun yildonümü,
acil hasta dışında hastalara bakmıyoruz,halkımızın bir kısmı olumlu yaklaşırken, bir kısmı geçen sene ölmüş ne olacakki diye yaklaşımda bulunuyor,
biz nasıl bir milletiz, nasıl bir ınsanız, işim hallosunda ne olursa olsun, anlayışı olduğu müddetçe ben halkımız adına umutsuz olmaya devam edeceğim.
allah dr arkadaşımızın yerini cennet etsin, tekrar ailesine sabırlar diliyor tüm sağlık çalışanlarının tekrar başı sağolsun diyorum
bir yıl geçti, bir şeyler düzelir belki dedik ama hiç bir şey düzelmedi, saldıranın haklı, saldırıya uğrayan haksız olmaya devam ediyor.

nafiz50
17-04-2013, 17:02
Bu Ülkede Maganda Kültürü hakim olmaya devam ettikçe daha nice insanlarımız öldürülür...

Saygısız, hazımsız , hiçbir hak yada hukuka riayet etmeyen o kadar insan varki...

Sağlık çalışanlarımıza sabır diliyorum...

ayhan53
22-09-2013, 15:40
https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/p133x133/404882_614146561935211_866950355_n.jpg
(https://www.facebook.com/photo.php?fbid=614146561935211&set=a.190411080975430.52115.190403674309504&type=1&ref=nf)
Son dönemlerde sağlık çalışanlarına zalimlik derecesinin de ötesinde saldırılar yapılıyor.Hayatı boyunca ona buna laf yetiştirmekten, kendini yetiştirememiş sefiller ise bu saldırıları adeta alkışlayarak karşılıyor.

Çocuklara şiddetin, kadına şidetin, anaya babaya ve dahi börtü böceğe şiddetin bile pik yaptığı bu coğrafyada artık ana karnındaki çocuğa şiddet uygulayacak kadar dip yaptık.

Geçenlerde okuduğumda kanımın çekildiğini hissettim. Ağrı'da bir hasta yakını, 7 aylık hamile doktora kızıp karnına defalarca tekme atıyor. En ufak bir acı, bir sızı ve insanlık adına en küçük bir his duymadan tekmeliyor, tekmeliyor ve yine tekmeliyor.

Haberin altındaki yorumlara göz attım. Eğilimi şiddet ve öldürmek olan bir toplumda bu cehennem tazılarını alkışlayanlar neler yazıyordu neler. Merak ettim, sağlık mensuplarına yönelik saldırı haberlerinin neredeyse hepsini tek tek inceledim.

Hepsinde benzer yorumlar...

"Kimbilir doktor veya hemşire yine neler yaptı?" diye başlayan, "Hakediyorlar kardeşim", "Zaten çok para alıyorlar", "Oh iyi olmuş" diye biten bir sürü yorum alt alta iliştirilmişti.

Savaşlarda bile sağlık personelinin dokunulmazlığı varken, bu ucube beyinlere ne demeli bilmiyorum. Köpek bile kendisini tedavi eden veterineri ısırmazken, sağlıkçıları dövmekten keyif alan saldırganları hangi canlı sınıfına sokmak gerek, onu da sizlere bırakıyorum.

****

Peki gerçekten doktor ve hemşireler neler yapmış olabilirler?

Hastanın birinci derecede yakınları bile evde horul horul uyurken, onlar hastanın başında nöbet beklemiş, saat başı gelerek kontrollerini yapmış, ilaçlarını büyük bir özenle bedenine şifa için zerk etmiş, hatta yemeğini ve suyunu yatağına kadar servis etmiş olabilirler.

İniltiler, feryatlar ve hezeyanlar içinde ve sadece ama sadece canı yananların şikayetlerini dinlemiş olabilirler.

Bundan daha büyük kötülük olur mu?

Hayatımın tamı tamına 10 yılı hastanelerde geçti.

7 yılı gazeteci olarak. Sayısız sağlık skandalı haberi yaptım. Sonra 3 yıl danışmanlık yaptım o hakkında skandal haberleri yaptığım sağlık mensuplarına.

Neler yaşadıklarını iyi bilirim. Kuşkusuz hepsi sütten çıkmış ak kaşık olmayabilir. Kabahati olanları mutlaka vardır. Hangi meslek grubunda yok ki çürük elma söyleyin hadi?

Sadece canı yananların derdiyle ilgilenmek, şikayetlerini dinlemek nedir, bilir misiniz? Siz ayağı kırılmış bir adamın fotoğrafına "Ay psikolojim bozulmasın" diye bakamazken, onlar o kırık ayaklar, parçalanmış bedenler, ahlar vahlar arasında bir tam günü mesaide geçiriyor işte.

3 yıllık danışmanlık süreci içinde yaşadıklarım inanılmazdı.

Bilirsiniz; Yoğun Bakım ünitesi, mikroplardan tamamen arınmış, hastanın sağlık personeli tarafından an be an takibinin yapıldığı çok özel bir odadır. Buradaki hastaların çoğu da işte bu yüzden, yani enfeksiyondan kaybedilir çünkü bağışıklık sistemleri sıfırdır. Bu nedenle sağlık personeli dışında oraya kimse giremez.

Bunu kapıya gelen hasta yakınına anlatamıyorsun. Adam, "ben oraya gireceğim" diyor!

Giremeyince öküzlüğü tutuyor oraya buraya boynuz sallıyor.

Sadece bu mu?


Biri, "Ben buradaki herkesten daha acilim" diye yarışa girişmiş. Diğeri, doktorun yazdığı ilaca, "Bu bana iyi gelmez" diyor. Öteki, "Ben kalp krizi geçirdim sen bilmiyon doktor" diyor. Beriki, "Sen şurama da bir bak" derdinde.

Birine, "Birşeyin yok senin" diyor, "Nasıl yok yav? Sen doktor olduğuna emin misin?" diyor. Ötekine, "Sen daha iyileşmemişsin" diyor, aldığı cevap, "Sen iyi ilaç verdin de ben mi iyileşmedim" oluyor.

Yemin ederim bunu bizzat kulaklarımla duydum. Adam karısını hastaneye gitirmiş. Bildiğin kadın hastalıkları. Kapıda sıra beklerken tembihliyor: "Doktor soyun derse soyunma. Sen görmesen de olur. Bir ilaç ver ben gideyim" dersin. Bağ ikinizi de o odada boğazlamayayım."

Kendisi daha ağır vakaa ama haberi yok!

****

Geçenlerde bir doktor arkadaşımla bu saldırı olaylarını konuştuk. Ocak ayı içinde 6 kez nöbet tutmuş ve 1300 hastaya bakmış. Nöbet başına kaç hasta düşüyor. Tam 216 hasta.

Yahu hepsini öpüp göndersen bile ruhen bedenen bitersin! E bunlar sırada çok bekledikleri için saldırıyor. Oraya iki doktor daha koyamayan devlet adına doktor yumruk, hemşire tokat yiyor.

Doktorun veya hemşirenin kesip attığı tırnak etmeyecek insanlar vahşiliğin ölçü birimi olan şiddete başvuruyor.

Sonra "Niye yaptın angutyos kardeş" diye sorulduğunda, biri "Doktorlar ve hemşireler bize tepeden bakıyor" diyor.

Onların işi hastayla ilgilenmek, seninle laklak değil. Oturup pişti falan oynamadıkları için mi sana tepeden bakmış oluyorlar? Sakın en kendini küçük görmüş olmayasın?

Bir diğeri saldırı gerekçesi olarak "Gergindim biraz" diye cevap veriyor.

Hata sağlık personelinde kardeşim!

Adam gergin.

İçeri girer girmez bir sedyeyi şezlong niyetine cam kenarına açmazsan, adam akıllı bir tai masajı yapmazsan, tabi ki dayak yersin!

İşin daha acı tarafı ne biliyor musunuz?

Bu işi maalesef medya da çok fazlasıyla körüklüyor. Kurtlar Vadisi'ndeki hastane sahnelerine bir bakın. Doktor ve hemşireler mafyavari tipli adamların huzurunda uşak gibi koşuşturuluyor. Önceleri Memati "İyileştir ulan" diyerek doktor dövüyordu. Nöbeti Abdülhey devraldı şimdi de. Daha geçen hafta doktor hırpalayan Abdülhey'in tavırlarını izleyin. "Bir doktor olsa da dövsem be" diye insanın iştahını kabartıyor.

Doktorlar dizisini saymıyorum bile. Yıllarca Kutsi bir başka doktorun peşinden, Yağmur Atacan diğer hemşirelerin arkasından kişneyip durdu.

Baytar yerine yanlışlıkla hastaneye gelen hayvanlar doktorları boş boş oturup diğer doktorun, diğer hemşirenin peşinden koşturan ve gün aşırı birbiriyle fingirdeşen kişiler olarak görüyor Hal böyle olunca Abdülheyler hastanelerde gün be gün artışa geçiyor.

Bize ise bazı insanlarla aynı vatanda yaşamanın utancını yaşamak kalıyor.

i-ked
22-09-2013, 15:53
6 ay kadar önce işyerinden bir arkadaş devlet hastanesine gidip dahiliye servisi için sıra almak istiyor. Oradaki görevli ile biraz atışıyorlar . Görevli "Dahiliye yerine asabiyeye gitmelisin" derken bizim personel de "Sana mı soracağım. Hastanedeki hemşirelerin, doktorların neden öldürüldüğü anlaşıldı" gibi bir söz sarfediyor. Güvenlik geliyor, olay tutanak altına alınıyor, mahkemesi sürmekte :)

şimşek
22-11-2013, 23:21
yarın ankara sıhhiyedeyiz,sesimizi duyurmaya çalışacağız, basında ne kadar yer bulacak bilmiyoruz.
dayatmalara, hak kayıplarına, açık olan her yere aile hekimlerinin kapatmasının istenmesine karşı yürüyeceğiz.
acil de doktor eksiği var, aile hekimi nobet tutsun,
defin ruhsatı verilecek, görev belediye hekimlerininve toplum sağlığı hekimlerinin ama olmaz aile hekimi o nobetleri tutsun,
adli nöbet, adli tabiblik olan yerde görev onlarda ama olmaz yine aile hekimi nöbete,
işyeri hekimliği, sayı yetersiz,ne yapılsın, aile hekimleri ücretsiz olarak o görevi de yapsın
4000 kayıtlı hastasını takip etsin.avrupada bu oran 1500 ama olmaz burasi türkiye 4000 az bile,
günde 60-70 hasta bak ama özelde 40 hasta bakacaksın diye sınır koy,
hergün bir yonetmelik çıkar, şimdide maaşlarda % 20 düşüş,
valilik isterse seni görevden atabilsin,birisi seni şikayet etsin, soruşturma bitene kadar, açığa alınma,iş güvencen olmasın, şikayet eden haklımı değilmi bakılmasın.
maaşlarda %20 düşüşü git acilde nobet tut diyerek, telafi etmeye çalış, 8 saat nöbet, saati 11 tl, günlük 88 tl, temizlikçi bu fıyata çalışmıyor.ayda 2 nöbet,nobet erttesi, izin yok çalışmaya devam,
adli nöbet, defin nöbeti, nöbet ertesi , izin yok çalışmaya devam,siz doktorsunuz, siz farklısınız, yorulmazsınız, siz yorulunca hata da yapmazsınız.
siz çok para alıyorsunuz, çalışın.uyumayın, dinlenmeyin,hatada yapmayın, gelen hastaya güler yüzlü olun.
tamam bunları kabul ettik, biz uzaylıyız, bunada evet,
ama kazanılmış haklarımızı niye geri alıyorsunuz.
evet yarın sıhhıyedeyız,
bakalım basında , ayasofya camiinde obama nın sevdiği kedi kadar yer bulabilecekmiyiz.

şimşek
22-11-2013, 23:30
sağlık bakanından şaka gibi bir açıklama,sağlık sistemi kimlerin yonetiminde
aklınca espri yapıyor, çözüm üreteceğine

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, doktorların emekli olunca maaşlarının çok düştüğü eleştirilerine yanıt verdi: “30 yıl sonra maaşlar iyileşecek, bugün 2012 lira olan emekli maaşı, 2040’ta 3980 lira olacak".

lampirty
22-11-2013, 23:54
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınıyorum, savunulucak bir tarafı yok.
Lakin sağlık çalışanlarınında hastalar ve hasta yakınlarının bu hassas anlarında biraz daha uslup ve tavırlarına dikkat etmeli. Ya da bu husustabir eğitimdne geçirilmeli. Kendi namıma "henüz" ukela olmayan bir sağlık bir çalışanıyla muhatap olma şansına erişemedim.
Gene gariptir henüz "geçim derdi" "ekonomik sıkıntı" çeken bir doktor da göremedim. Tabii ki olmamalı ama sağlık çalışanları bir yana doktorların büyük çoğunluğunun ne tarz paralar kazandıklarını hepimiz biliyoruz. Şahsen benim çevremdeki en fakir doktor bir estetisyen ve aşağı yukarı karı koca sırf ev ve arabalarının toplamı 750 Bin TL civarında.
Bu noktada kimsenin kazandığında ettiğinde gözümüz yok ama hekimlerin sürekli "ağlak esnaf" tadında gezinmeleride kabak tadı vermeye başladı.

şimşek
23-11-2013, 00:00
Bu çirkinliği savunmuyorum lakin 35'inden sonra ihya olmamış bir doktor tanıyamadım henüz, mümkünse,varsa beni bi tanıştırında fakir doktor görelim.

bir yıl oncede aynı şeyleri yazmışsın,hala aynı yerdesin,
sana mutlu ve sağlıklı günler değerli arkadaşım

i-ked
23-11-2013, 00:17
Sıhhıye'de bol şans... Polise ve biber gazına aman dikkat...Tüpte durduğu gibi durmuyor.

Geçen hafta üniversitede arasınav zamanıydı. Hastalanan öğrencimiz doktora gidiyor ve istirahatı uygun görülüyor. Daha sonra sistemde sorun var denilip raporu reçete kağıdına yazıyor üzerine de BİR BAŞKA HASTANIN adını yazıyor. Öğrenci bunun farkında olmayıp fakülteye mazeret sınavına girmek için veriyor tabiki kabul edilmiyor.

Şimdi bu doktoru vurur musun, öldürür müsün? :) Ablam da hastanede çalıştığı için hem bu doktoru, hem de göz doktoru olan eşini tanıyorum.

Sayın sağlık çalışanları ve doktorları aralarındaki daha dikkatli ve saygılı olurlarsa, halk da onlara heryerde sahip çıkar.

şimşek
23-11-2013, 01:01
çürük elma her yerde var,
genç bir hanımefendi geliyor, babam rahatsız evde gelemiyor ılaçlarını yazarmısınız diyor,kanunen hastayı görmeden hastaya reçete yazamazsınız.ama 80 kusur yaşında adam raporlu ilaçlar,onu evden getirmek eziyet,peki yazalım bakalım,
sonuç 5 dakıka sonra eczacı arıyor, bölgede herkes birbirini tanıyor,
eczacı; doktor bey bu reçete yazdığınız hasta dün öldü, haberiniz varmı diyor.
ağzımdan yanımda hasta varken bir ton küfür çıkıyor.
bana gelen hanimefendi hastanın kızı eczaneye ölen babasının borcu olan ilaçları yazdırmaya bana gelmiş.
allahtan yeni mernis sisteminde ölen hemen nufustan düşüyor ve aile hekimliği sisteminde artık istesenizde ölen kişiye bir şey yapılmıyor.
halkımız ne ise doktorlarımızda o, bu doktorlar bu halkın içinden çıkıyor,başka bir ülkeden gelmiyor.
konumuzda bu değil zaten,doktorlar kusursuz, hata yapmaz diyen yok.
23 kasımda ankaradayız,
4 aralıkda iş bırakıyoruz.
abd de doktora saldıran biri hemen tutuklanır ve hapse atılır, bizde ceza verilir, 5 yıl ertelenir.
çalışma şartlarımızın düzeltilmesini istiyoruz,
bir hastaya gerekli zamanı ayırmak istiyoruz,
günde 70-100 hasta bakmak istemiyoruz,
acillerin kolay , beklemeden muayene olma yeri oolarak görülmesinin önüne geçilmesini istiyoruz,
acillerin acil olarak kullanılmasını istiyoruz, gece acilde mantar hastalığı ile uğraşmak istemiyoruz.
asıl sorunlarımız çok farklı, özluk haklarımız, iş güvencemiz , yeni çıkarılacak yönetmelikle elimizden alınmak isteniyor,
çok basit bir örnek, bizler yıllık izin kullanmak için yerimize çalışıp vekalet edecek birini bulmammız lazım,bulamazsak en doğal hakkımız olan yıllık iznimizi kullanırsak maaşımızın 2/3 kesilir. yanı bizler yıllık iznimizi ücretli olarak kullanırız.
kimse bunları bilmez.bilemezde.
umarım duyuruz sesimizi, umarım halkımız da yanımızda olur.
23 kasım ankara sıhhiye,
4 aralık istanbul zeytınburnu iş bırakıyoruz.

lampirty
23-11-2013, 01:30
Bahsettiğiniz hususlarda sonuna kadar sizi desteklerim. Sektöre uzak ve dışarıdan bakan birisi olarak dikkatimi çekenleri yazdım sadece. Lütfen alınıp gücenmeyin.Sizlerde bu mesleğin erbabları olarak şu çürük elmaları ayıklayın ayıklayın ki bu koca meslek locasına karşı şu genellemeleri yapamayalım.
Saygılar

i-ked
23-11-2013, 03:56
Yolunuz açık olsun, umarım taleplerinizi alabilirsiniz.


yıllık iznimizi kullanırsak maaşımızın 2/3 kesilir. yanı bizler yıllık iznimizi ücretli olarak kullanırız.
kimse bunları bilmez.bilemezde.


Bunu tanıdığım doktorlara soracağım ama bana mantıklı gelmedi. Yıllık izne çıkarsanız döner sermayeniz kesilir tabiki, belki bunu kastettiniz. Biz öğretmenler de derse girmez, izne çıkarsak bizim de maaşımız kesilir gibi oluyor ek ders ücreti alamayınca...

Heart Attack
23-11-2013, 13:28
Bizim durum öğretmenlerden biraz farklı! Biz izin aldığımız zaman döner sermayeden aldığımız para hastanesine göre değişmekle birlikte yaklaşık 3500 tl düşer. Bu durum yıllık izin, şua izni ve hastalık durumlarda aldığımız raporlarda böyle. Biz hastaneden geç çıktığımız zamanlarda hiç bir zaman ek mesai ücreti de ödemezler.

şimşek
25-11-2013, 19:25
şerefli medya işbaşındaydı, ankara da 23 kasımda ki eylem hiç bir yerde haber olmadı
tek satır yazı çıkmadı, sanki birileri her şeyi organize ediyor.
özel hastahaneler karteli bir yerde yine devreye giriyor.
yürüyerek bir yere varılamıyacağını mı bize göstermek istiyorlar,
iş bırakma tek çaremiz kalacak, ama o zamanda halk mağdur oldu oyununu oynıyacak şerefli medya
23 kasım eylemindeki görüntüleri ve videoları buraya koymaya çalışacağım

DRTURK
25-11-2013, 20:09
Sıhhıye'deki aile hekimleri eylemine ben de katıldım... yanlış zaman da yapılan eylem idi.. Eğitim-sen le aynı gün eylem yapmak yanlış idi..

şimşek
25-11-2013, 20:12
Sıhhıye'deki aile hekimleri eylemine ben de katıldım...

ayağınıza sağlık,ama basında hiç bir yerde yer almadı,
4 aralıkda istanbulda iş bırakınca bakalım bunada sessiz kalacaklarmı

şimşek
25-11-2013, 20:46
Sıhhıye'deki aile hekimleri eylemine ben de katıldım... yanlış zaman da yapılan eylem idi.. Eğitim-sen le aynı gün eylem yapmak yanlış idi..

bizim iş bırakma eylemi haricinde hangi eylemimiz ses getirdiki,
iş bıraktıkmıda, acilde şu hasta bakılmadı, şu ınsanımız mağdur oldu, şeklinde hep haber yapıldı.
ne zaman bizim isteklerimize yer verildiki, hep eylemler amacından saptırıldı.
sözleşmeli olanlar yürüyüp memur kadrosuna geçirilirken, bizler sözleşmeli personel yapıldık,iş güvencemiz kaldırıldı,
her türlü mobbing uygulanıyor,
sıkıntılar yazmakla bitmez, hep halkla karşı karşıya getirildik.
işe giriş raporu siz veremzsiniz diye kanun çıkardılar,sonrada isterseniz verirsiniz diye yazı gönderdiler ama kanun ortada duruyor,
epilepsisi olan bir kişiye işe giriş raporu verince ve bu kişi yüksekden düşüp ölünce doktor arkadaşa dava açıldı,doktor bunun nerde çalışacağını nasıl bilecek bunu bilecek olan işyeri hekimidir.
yivli silah raporlarını bize yüklediler,adamın akli dengesi yerinde, ama o pompalı sılahla 3-4 kişiyi öldürünce avukatıda aklı dengesi yerinde değil diye rapor çıkarınca , suç doktora kaldı.
kimseye yivli silah raporu vermiyorum, psikiyatrı konsultasyonu istiyorum ama bu seferde vatandaşla kavga ediyorsun
sonuç kanun çıkar, halkla doktoru karşı karşıya getir, ne yaparlarsa yapsınlar.
yazmakla bitmez.
bügünde mendil kapmaca raporu almak için 15 tane öğrenci aile sağlık merkezine gönderildi.değerli öğretmen arkadaşlarımız tarafından, ne diyeyimki.

şimşek
01-12-2013, 15:19
Aile Hekimlerinin Protestosu Neden Basında Yer Almadı?




Özlük hakları için yürüyen ,basınımızın yoğun gündemi arasında kaale alınmayan aile hekimlerine ithaf olunur.

BASINDA GÜNDEM



Gaçak yoldan bostana giren dana

Bilmem bi şey hatırlattı mı sana

Hani bi amca vardı danaları kovuyordu

Dinleyen bebekler,mışıl mışıl uyuyordu

Neyse bırakalım bu çocukca gündemi

İşte size gerçek gündem,basınımızın gündemi

2000 aile hekimi yürümüş,onlarda kimmiş bakıyım

Hır gür çıkarmadan yürüyeni,niye kaale alıp çekiyim

Boşvermiş bunları, Nato ,İsrail,petrol,iran ,ırak, Suriye

Soyunup hamama girmiş ,atanamayan öğretmen nuriye

Neyin gündemi bu,kafam hiç basmıyo aga

Üseyin boltun odasında dans etmiş leydi gaga

Yukarı tükürsen bıyık var,sen iyisimi aşağı tükür

Tweetırdan yorum yazmış ,vekilimiz çok Şükür

Herkes bişey söylüyo,kim ne derse ganıyom

Oğlanı dersaneye göndermedim ona yanıyom

Bide dersane işi çıktı,acaba kim hatalı

Söyleyin hanginiz attı lan, Ahmet kayaya çatalı

Kafanı dağıt,sen iyisimi git kral tv yi aç

Belki şarkı söylüyodur,serdar ortaç..

Karabiberim vur kadehlere,hadi içelim her gece

Ben tuvaletteydim,,sahi ne olmuştu o gece

Su döve döve eskittik bak havanı

Çok şükür dünya gözüyle gördük şivanı

Güzel vatanım ,türkü türkü türkiyem

Hadi ben yatıyom,iyi uykular türkiyem ÖMER GÜNNER 27.11.2013

4 aralık çarşamba istanbulda iş bırakıyoruz zeytinburnunda halk sağlığına yürüyeceğiz..buda yer almıyacaktır basında,olay çıkmayacaktır, olay çıkmazsa gaz olmazsa, polise taş atmazsak, niye yayınlansın basında ki.

akay
01-12-2013, 15:28
Sözüm meclisten dışarı dayaklık doktorlarda az değil, para için meslek yeminini, şerefini ve vicdanını satmış azımsanmayacak büyüklükte bir grupta maalesef sıkı sıkı mevzilenmiş durumda, hatalı ameliyatlar, kaybedilmiş, işlevsiz kalmış organlar, gereksiz ameliyatlar, sakat kalan hatta ölen insanlar, sakat kalan insanların sonrasında hayata adaptasyonu, iş sorunları, ameliyat sonrası üstüne birde kalan borçlar veya tüm hayatın birikiminin elden gitmesi, kolaymı dersiniz bunlar insanlar için olaya çift taraflı bakmak lazım, maalesef artık aşırı derecede sağlığı kapitalistleştirmiş doktorlar var hem özelde hem devlette, insan hayatını ve sağlığını önemsemeyen buda bir günümüz gerçeği.

civanmert
01-12-2013, 19:40
Sözüm meclisten dışarı dayaklık doktorlarda az değil, para için meslek yeminini, şerefini ve vicdanını satmış azımsanmayacak büyüklükte bir grupta maalesef sıkı sıkı mevzilenmiş durumda, hatalı ameliyatlar, kaybedilmiş, işlevsiz kalmış organlar, gereksiz ameliyatlar, sakat kalan hatta ölen insanlar, sakat kalan insanların sonrasında hayata adaptasyonu, iş sorunları, ameliyat sonrası üstüne birde kalan borçlar veya tüm hayatın birikiminin elden gitmesi, kolaymı dersiniz bunlar insanlar için olaya çift taraflı bakmak lazım, maalesef artık aşırı derecede sağlığı kapitalistleştirmiş doktorlar var hem özelde hem devlette, insan hayatını ve sağlığını önemsemeyen buda bir günümüz gerçeği.


O halde beni dövebilirsiniz,bende bir doktorum...

akay
01-12-2013, 20:07
O halde beni dövebilirsiniz,bende bir doktorum...

Genelleme yapmadım ama sizde alınganlık maşallah tepe seviyede...

ufukbey59
02-12-2013, 01:18
Sözüm meclisten dışarı dayaklık doktorlarda az değil, para için meslek yeminini, şerefini ve vicdanını satmış azımsanmayacak büyüklükte bir grupta maalesef sıkı sıkı mevzilenmiş durumda, hatalı ameliyatlar, kaybedilmiş, işlevsiz kalmış organlar, gereksiz ameliyatlar, sakat kalan hatta ölen insanlar, sakat kalan insanların sonrasında hayata adaptasyonu, iş sorunları, ameliyat sonrası üstüne birde kalan borçlar veya tüm hayatın birikiminin elden gitmesi, kolaymı dersiniz bunlar insanlar için olaya çift taraflı bakmak lazım, maalesef artık aşırı derecede sağlığı kapitalistleştirmiş doktorlar var hem özelde hem devlette, insan hayatını ve sağlığını önemsemeyen buda bir günümüz gerçeği.
sonuna kadar katılıyorum,işini iyi yapanları tenzih ediyorum.

strabon
02-12-2013, 01:44
http://u1312.hizliresim.com/1j/2/v31v7.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

http://u1312.hizliresim.com/1j/2/v31vt.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

şimşek
02-12-2013, 20:37
toplumumuzda ,doktor hata yapmaz,doktor ınsan değil,farklı biridir,yemez içmez, uyumaz, kızmaz, üzülmez vs gibi bir anlayış var.
şimdi bir soralım bakalım diğer meslek grupları ne durumda, kendimize soralım,
hakim, savcı,avukat öğretmen, bilgisayar mühendisi,
bakkal, berber,terzi,manav,elektrikçi, tesisatçı,
mali muşavir, muhasebeci,bankacı,iktisatçı, ekonomist, borsacı,
öğretim görevlisi,belediye başkanı, milletvekili,
genelkurmaybaşkanı, albay, yuzbaşi,astsubay, asker,polis
başbakan, bakan, cumhurbaşkanı,
sanatçı,yazar, gazeteci
papaz, rahibe, imam
yazmakla bitmez meslek gruplarını ben bu meslek grupları ile yüzlerce binlerce olumsuz örnek bulurum,
ne dersiniz hepsini dövelimmi.
unutmayın doktor da bir insan, yemek yer,tatile çıkar, sever, kızar, anne olur, baba olur.o da diğer meslek grupları gibi bir insan
bunu kabullenebilirsek sorun yok.
biz kabulleniyoruzda, sizlerde kabullenebilseniz,
yukarda yazdığım meslek grupları ne kadar kusursuz ise bizde o kadar kusursuzuz.
biz tanrı değiliz.

şimşek
02-12-2013, 20:55
şimdi yeni bir kanun çıkıyor tam gün yasasına eklenmiş bazı maddeler,
aile hekimleri en az 16 saat hastahane acillerinde nöbet tutacak,
gece 12-08 arasında nöbet tutacağım, 8.30 da aile sağlığı merkezinde yemeden uyumadan hasta bakmaya başliyacağım,
sağlık bakanına niye bu nobet dediğinde eğitim amaçlı bu nöbetler diyecek.
dünyada acil hekimliği ayrı bir alandır, bu alanda uzmanlık yapılır,
burda sorun sistemdedir, doktorda değil,
bir doktor 24 saat çalıştırılamaz,200 hasta günde bakamaz.
bu rezalete bu çalışma ortamını eleştirme, vurun doktora,
hadi ordan sizde.
4 aralık çarşamba günü iş bırakıyoruz,
özlük haklarımız için, hastalarımıza daha fazla zaman ayırmak için, acil nöbetlerinin eğitim amaçlı olmadığını haykırmak için,
1. basamak sağlık hizmetlerinin koruyucu hekimlik olduğunu, insanlarımıza ınsanca hizmet vermek için yürüyoruz,
siyası bir amacımız yok.bu olmadığı için basına yansımıyacak
kimse bunu bimeyecek, değerli basınımız,yine penguenleri göstermeye devam edecek
ama biz bizi sevenede, sevmeyenede anamız, babamız, kardeşimiz gibi hizmet etmeye devam edeceğiz,

şimşek
02-12-2013, 21:40
bu arada burda insanımızla olan bazı tartışmaların önüne geçmek için bazı bilgileri yazacağım,lütfen arkadaşlar bunu çevremize anlatalımda, bizlerde gereksiz işlerle uğraşmayalım,insanlarımızın çıkan kanunlardan haberi yok,bazı işgüzarlarda bu kanunları bildiği halde hala kendi kafasına göre uygulamaya devam ediyor.

7 Eylül 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28758

YÖNETMELİK

Millî Eğitim Bakanlığından:

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ



İKİNCİ BÖLÜM

Geç Gelme, Devamsızlık ve İlişik Kesme


MADDE 36- (1) Okula devam zorunludur. Veliler, öğrencilerinin okula devamını sağlamakla yükümlüdürler. Millî Eğitim Temel Kanununun 26 ncı maddesi gereğince okul yöneticileri, millî eğitim müdürleri ve mahalli mülkî idare amirleri öğrencilerin okula kayıt ve devamıyla ilgili gerekli tedbirleri alırlar.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

(5) Devamsızlık süresi özürsüz 10 günü, toplamda 45 günü aşan öğrenciler, ders puanları ne olursa olsun başarısız sayılır

(7) Öğrencinin devamsızlık yaptığı süreye ilişkin özür belgesi veya YAZILI VELİ BEYANİ, özür gününü takip eden en geç 5 iş günü içinde okul yönetimine verilir ve e-Okul sistemine işlenir. Zorunlu hallerde özür belgesinin teslim süresi okul yönetimince 20 iş gününü aşmamak üzere uzatılabilir.
SAHTE RAPORA ARTIK İHTİYAÇ YOKTUR, öğrencinin velisinin imzasıyla 35 gün devamsızlık hakkı vardır.artık bizlerden sahte rapor istemeyin,bunu uygulamak istemeyen okul müdürlerinede bu resmi gazetede yayınlanan yönetmeliği gösterin,
bügün 2 öğrenci velisi ile bu yüzden tartıştım, çocuk kalkamamış okula gidememiş, rapor istiyor benden,
uyukakaldığı için okula gidememiştir diye bir hastalık yokki, ama kendine göre haklı, bu işi düzeltecek doktor.
ne yapalım, en kolay yolu doktora kafa tutmak, nasıl olsa biraz bağırır kızarsam dediğimi yaptırırım,
ama asıl hakkını arayacağı yer biz değil, okul müdürüdür, bunu bilmez.
lütfen bu resmi gazetede yayınlanan yönetmeliği herkese anlatın,
hem biz,gerçek hastalarla uğraşalım, hemde para ile rapor verenlerin önüne geçelim.

şimşek
02-12-2013, 21:54
http://www.ahef.org.tr/Haber/172/SPOR-ICIN-SAGLIK-RAPORU.aspx

lisans gerektirmyen sporlar için doktordan sağlık raporuna ihtiyaç yoktur,
pilates, koşu, spor okulları,yüzme, karete, vs lisans çıkarılmıyacaksa kişinin yazılı beyanı yeterlidir.
günün bir kısmıda bu tür gereksiz işlerle uğraşmakla geçiyor,pilates raporu, yüzme raporu, mendil kapmaca raporu:)

bu rapor olayınıda lütfen çevremize anlatalım, hem insanlar gereksiz işlerle uğraşmasın,hemde boşuna masraf yayapmasın.
bizde kurtulallım, insanlarda,
herkes hakkını kanunları bilsin,tüm sorumluluk biz de kalmsın.

ayhan53
02-12-2013, 22:15
halen aranıyom
boyu boyuma uygun bi doktor bulamadım:)

şimşek
02-12-2013, 22:21
halen aranıyom
boyu boyuma uygun bi doktor bulamadım:)
başkan seni kızdıracak bir şey yapmayızki, :)

ayhan53
02-12-2013, 22:23
başkan seni kızdıracak bir şey yapmayızki, :)yok şükür 1,5 senedir
şeker ilaçlarımı sağlık ocağına hidip yazdırmaktan başka bi doktorluk işim olmadı
aile hekimimizde bende ki şeker gibi bi adam:)

i-ked
02-12-2013, 22:39
Doktorluk benim de işim yok ama psikiyatr görürsem yatırır :), psikolog görürsem de log yüklenirim. Ne zaman gitsem abuksabuk şekiller gösterip psikolojimi bozuyorlar :)

hakansahin
02-12-2013, 23:50
Doktor Bayan Olduğu İçin Dövemiyorum Maalesef...

Gün gelir kızımın ayakkabısını fırlatırım...

ayhan53
03-12-2013, 00:03
Doktor Bayan Olduğu İçin Dövemiyorum Maalesef...

Gün gelir kızımın ayakkabısını fırlatırım...

sana sonuna akdar destek veririm.

şimşek
03-12-2013, 00:10
Doktor Bayan Olduğu İçin Dövemiyorum Maalesef...

Gün gelir kızımın ayakkabısını fırlatırım...

bayan meslakdaşlarımı uyarayım, bunu düşünmemişlerdir,:)
genede şansları var ,kızının ayakkabıları olduğu için topuklu değildirler, dimi, umarım öyledir:)

şimşek
03-12-2013, 00:14
Doktorluk benim de işim yok ama psikiyatr görürsem yatırır :), psikolog görürsem de log yüklenirim. Ne zaman gitsem abuksabuk şekiller gösterip psikolojimi bozuyorlar :)

psikiyatrist ve psıkoloğa gittikten sonra,deşarj olman için bir futbol maçına gitmen lazım,
hele birde derbi ise maç süper olur,
şansına fenerbahçe-beşiktaş maçı ise daha iyi olur,
ama şansızlığın hakem yüzünden tekrar psikiyatrist in yolunu tutabilirsin:)

i-ked
03-12-2013, 20:45
28 santimlik 'mala' karnında unutuldu (http://m2.milliyet.com.tr/News/Article?ID=1710862)
Ameliyatın ardından ağrılarından kurtulamadığı için kontrole götürülen kadının karnında 28 santimetre boyunda, 6 santimetre eninde cerrahi malanın kaldığı belirlendi. (http://m2.milliyet.com.tr/News/Article?ID=1710862)

şimşek
03-12-2013, 22:04
Torba tasarıda yer alan mevcut yasanın Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanlığı’nın görevlerini düzenleyen madde, “Denetime tabi olan gerçek ve tüzelkişiler, denetim için gerekli olan bilgi, belge, defter ve kayıtları vermek, ayniyatı göstermek ve incelenmesine yardımcı olmak zorundadır”

bu madde ile hasta mahremiyeti ortadan kaldırılacaktır.
hastalar hakkında tuttuğumuz tüm bilgiler, 3. şahıslara açılmak istenmektedir.
4 aralık da iş bırakıyoruz,
doktorların iyileştirdiği, hastalar vardır muhakkak,onların desteği bize yetecektir.burda herkes hep olumsuz örnekleri yazıyor,olumlu olan örnekde vardır herhalde,:)

i-ked
03-12-2013, 22:43
burda herkes hep olumsuz örnekleri yazıyor,olumlu olan örnekde vardır herhalde,:)

Şimdi doktorum civanım renkdaşım siz de biliyorsunuz, köpek adamı ısırınca değil, adam köpeği ısırınca haber oluyor.

Yukarıdaki haberi nasıl karşılıyorsunuz. Öyle gazlı bez filan değil, koskoca 28 cm uzunluğundaki malayı hangi mala sahibi unutur. :) Daha sonra lazım olmamış mı, yenisini hırdavatçıya (:) medikal de olur) gidip mi almışlar.

TomBombadillo
03-12-2013, 23:06
Bizim gibi pozitif bilimlerden uzak toplumlarda okumus adama hep kin beslenir.Son yillarda da okumusu cahile kirdirma projesi son surat devam etmektedir. ogretmen degersizdir, TMMOB nin elinden yetkiler alinir, hekmler dayak yer, mahalle kirolarindan ombudsman yapilmak istenir, hukukcular ayaklar altina alinir.... Bu meslek gruplari saygi goruyor derseniz.... Geciniz ...Toplumun elinde guc yokken bu meslek gruplarina saygi duyar gibi davranmasi tamamen sark kurnazligindandir. Guc eline gecerse basar samari... genel olarak ulke bu tiplerin sectigi ve kafasindaki insanlar olunca da, saldirilarin artmasi kacinilmazdir. sistemin en buyuk gucu ise.... Okumus insanlar arasindaki nefreti arttirma becersidir. Ornegin doktor da ogretmeni sevmez, cu nku tatili fazladir. ogretmen eczaciyi sevmez, cu nku oturdugu yerden para kazaniyordur, eczaci hicbirini sevmez.... Vs

şimşek
03-12-2013, 23:07
Şimdi doktorum civanım renkdaşım siz de biliyorsunuz, köpek adamı ısırınca değil, adam köpeği ısırınca haber oluyor.

Yukarıdaki haberi nasıl karşılıyorsunuz. Öyle gazlı bez filan değil, koskoca 28 cm uzunluğundaki malayı hangi mala sahibi unutur. :) Daha sonra lazım olmamış mı, yenisini hırdavatçıya (:) medikal de olur) gidip mi almışlar.

savunulacak bir yanı yok olayın ama bir adam günde 3 ameliyat terine 10 ameliyat yaptırırsan değil mala oksijen tüpünü bile unuturlar hastanın içinde,
yazıyorum ama hala anlaşılmayan konu ,hata sistemde,
acilde doktor arkadaşlarımız 24 saat nöbet tutuyor,aistan arkadaşlar örneğin çarşmba günü sabah 8 de işe geliyorlar, akşam 5 den sonra nöbetye kalıyorlar, sabah 8 de mesai ye başlıyorlar, akşam 5 de eve gidiyorlar, 48 saatin 32 saati hastahanede,
bu adam değil hastada malzeme unutmak, evinin yolunu zor bulur.
sağlık sistemi dökülüyor, sağlık çalışanları da bu sistemde bir şeyler yapmaya çalışıyor.
ha bu arada merak edenler olabilir, asistan arkadaşlar ayda 12 nöbet tutarak aldıkları maaş döner sermaye ile 3500-3750 arası,
aile hekimleri türkiyede 4000 hastadan sorumlu, gelişmiş ülkelerde ise 1500,
yazmakla bitmez, sistem, sistem sistem.
ama biz yinede suçu çalışanlarda bulalım, tüm sorunlarımıza at gözlüğü ile bakmaya devam edelim.
ama her meslekde olduğu gibi bizde hatalı olanlar vardır, mesleki bilgisi yetersiz olanlar vardır.
asıl 5-6 sene sonra görün yeni yetişen arkadaşlarımızı,
oğlum tıp fakültesi istiyordu, bu sene,
istanbulda özel hastahanelere baktım,yeni açılan tıp fakültelerini inceledim, iş olsun diye tıp fakülteleri açılmış,
allahtan edirne tıp fakültesini kazandı son anda da içim rahat biraz ,gelecek için.
gene sağlık sistemine geliyor takılıyoruz.
umarım 5-6 sene sonra bügünleri aramayız.

şimşek
03-12-2013, 23:12
Bizim gibi pozitif bilimlerden uzak toplumlarda okumus adama hep kin beslenir.Son yillarda da okumusu cahile kirdirma projesi son surat devam etmektedir. ogretmen degersizdir, TMMOB nin elinden yetkiler alinir, hekmler dayak yer, mahalle kirolarindan ombudsman yapilmak istenir, hukukcular ayaklar altina alinir.... Bu meslek gruplari saygi goruyor derseniz.... Geciniz ...Toplumun elinde guc yokken bu meslek gruplarina saygi duyar gibi davranmasi tamamen sark kurnazligindandir. Guc eline gecerse basar samari... genel olarak ulke bu tiplerin sectigi ve kafasindaki insanlar olunca da, saldirilarin artmasi kacinilmazdir. sistemin en buyuk gucu ise.... Okumus insanlar arasindaki nefreti arttirma becersidir. Ornegin doktor da ogretmeni sevmez, cu nku tatili fazladir. ogretmen eczaciyi sevmez, cu nku oturdugu yerden para kazaniyordur, eczaci hicbirini sevmez.... Vs

güzel bir tespit ve doğru bir bakış açısı

i-ked
04-12-2013, 02:53
...burda herkes hep olumsuz örnekleri yazıyor,olumlu olan örnekde vardır herhalde,:)


Prof. Tuncay Uluğ’dan gururlandıran başarı
Kulak burun boğaz cerrahı Prof. Dr. Tuncay Uluğ’un geliştirdiği 3 cerrahi teknik tıp dünyasının en önemli uluslararası yayınlarından biri olan ‘Atlas’ta yer aldı

http://icube.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2013/12/03/turk-hekimden-gururlandiran-basari-3841799.Jpeg

http://gundem.milliyet.com.tr/prof-tuncay-ulug-dan/gundem/detay/1802197/default.htm

--------------------------------------------------

Gurur duyduk!

batirimciyiz
04-12-2013, 08:33
Insanlari siddete yonlendiren boyle bir konu acilmasina nasil izin veriyorsunuz sayin site yoneticisi?? Millet de oturmus yaziyor burada ve ses yok ....yakistiramadim hisse.net e..bu arada belirteyim doktor falan da degiliz...

Maltioglu
04-12-2013, 09:37
Bu gün saat 11 de Zeytinburnu 'nda Aile Hekimleri yürüyüşü var. İsteyen gidebilir, isteyen basından izleyebilir. İllaki bir Dr dövmekse maksat biber gazı sıkanlar arasında yerinizi alıp bir iki de siz vurun çaktırmadan.

Sadece doktor değil ,sağlık bir ekip işidir. Bu ekipte yer alan tüm sağlık çalışanlarını canı gönülden destekliyorum.

Özel olarak da Siyami Ersek te başhekimlikte yapmış olan Op.Dr.Azmi Bey e şükranlarımı sunuyorum.

Maltioglu
04-12-2013, 10:04
Yunanistan dan 500-1000 Dr. getiren sağlık bakanına bu hizmetinden dolayı RTE plaketi ödüllendirilmeli. Yarın da Amerika dan 500 pilot subay gelir, öbür gün de Rusya da 1000 muallim gelir....Ne olacak memleket işte böyle yönetilir.

Eşek aynı eşşek, tüccar aynı tüccar.

BUZ
04-12-2013, 18:07
bir vatandaş olarak.............

evime en yakın sağlık ocağına düzenli kullandığım ilaçlarımı yazdırmak üzere gittiğimde............

doktorun odasından dakikalarca çıkmak bilmeyen özel misafirlere ve ecza mümesillerine gıcık oluyorum...........

sırf bu nedenle beklemekten tahammülümü kaybederek daldığım odada tatsız durumlara sebebiyet verdiğim için önce kendime sonra doktora ve sonra da özel misafirlere kızıyorum ki o mekanın bir sağlık ocağı olduğunu ve o saatin hasta mesaisine ait olduğunu fütursuzca görmezden geldikleri için...............

önce insana saygı..........

hemen ardından mesleğe saygı..........

kuruma saygı............

bende devlet memuruyum............

ancak 25 yıllık meslek yaşamım boyunca okuluma gelen özel misafrlerimden dolayı derse girmediğimi hatırlamıyorum.....!

ki trabzondan yılın belkide 365 günü gelenim gidenim olmasına rağmen çok şükür...........:)

evet saygı.........

hem doktora hem insana..........

yani insana saygı.............!

ayhan53
04-12-2013, 18:46
Insanlari siddete yonlendiren boyle bir konu acilmasina nasil izin veriyorsunuz sayin site yoneticisi?? Millet de oturmus yaziyor burada ve ses yok ....yakistiramadim hisse.net e..bu arada belirteyim doktor falan da degiliz...

konuyu başından beri okudunmu
yada konuyu açan ve yazanların
profillerine baktınmu
neyin nesidirler ne iş yaparlar
hergün elde sopa doktor avına çıkan adamalr gibimi gözüküyo:)

ayhan53
04-12-2013, 18:47
bayan meslakdaşlarımı uyarayım, bunu düşünmemişlerdir,:)
genede şansları var ,kızının ayakkabıları olduğu için topuklu değildirler, dimi, umarım öyledir:)

o daha küçük masum ve bir doktor kurbanı alesef
ama vekil çözüm bulamıyo
hesap soramıyo

şimşek
04-12-2013, 19:15
o daha küçük masum ve bir doktor kurbanı alesef
ama vekil çözüm bulamıyo
hesap soramıyo

sayın başkan kızınızın bir doktor kurbanı olmasına çok üzüldüm maalesef bu tür örnekler var,
bir hafta önce 23 yaşında bir kadın hastam geldi,baş alın kısmından itibaren çepeçevre büyümüş,gördüğün gibi hıdrosefalı olduğu, beyindeki sıvı nın l dolaşıma geçmediği ve beyin içinde kalarak kafatasını büyüttüğü kapıdan girdiği gibi belli oluyor,ve bu olay genelde doğuştan olur, banada 2 yada 3. gelişi.
şimdiye kadar bunun farkedilmemesi tam bir rezalet, bende ilk gelişinde farketmemişim,23 yaşında kömedi gerçekten.
beyin cerahına yönlendirdim dün ameliyat oldu şant takıldı.umarım beyinde çok hasar olmamıştır.
affedilmez bir hata , kendimede kızdım, geç farkettiğim için,ama günde 70-100 hasta bakarsan olacağı bu.
bügünkü eylemden resimleri foruma koymayı başarabilirsem, burda yayınlarım,
yürüyüşte halkımızın bize desteği,bizleri çok mutlu etti.
ama sabah ilaçlarını yazdırmak için gelen bir kişi bela okuyarak, hıpokrat dan girdi, aç gözlülüğümüzden çıktı.
doğru ya doktorun iyisi köle olandır.

ayhan53
04-12-2013, 19:18
benim değil vekilin (hakanşahin)

şimşek
06-12-2013, 12:53
BİR DOKTOR ARKADAŞIMIZIN YAZISINI PAYLAŞIYORUM ,BİRAZ UZUN AMA LÜTFEN OKUYUN,
BU SİSTEME HEP BERABER KARŞI ÇIKALIM.



Malpraktis denen bişey var, performans sistemi var, bi de bu eklenince tüy de dikilmiş oldu.

Öncelikle, bazıları şunu hala anlayamamış; her doktor para kazanmak için doktorluk yapmaz ama para kazanmadan da hiç bir doktor doktorluk yapamaz.

Malpraktis, yanlış uygulama demek. hastaya yanlış tedavi yaptığın zaman ..tünden kanı alıyolar. alsınlar tabi. misal ben yanlış tedavi yaptığım için 200.000 tl ceza ödüyorsam ve malpraktis oranı aşağı yukarı 10.000 hastada birse, bana önce hasta başı, 200.000 bölü 10.000 eşittir 20 tl'den çok para versinler, sonra hata yaptığımda çatır çatır alsınlar parayı. allah değilim, mutlaka hata yapıcam. bi mühendisten, öğretmenden, memurdan %0 hata beklemiyorsan, benden de bekleyemezsin. ama senin işin insan sağlığıyla ilgili diyorsan ve binde bir hatta onbinde bir bile olsa hata yaptığım taktirde hesabını soracaksan, karşılığını da vereceksin. 10.000'de 1 hatamda tonla paramı alıyosan, 9999 doğru kararımda da hatamı telafi edebileceğim parayı vereceksin. kara kaşım kara gözüm için değil. bildiğin matematik gereği. vermezsen doktorluktan para kazanamam, doktorluk yapamam, doktorsuz kalırsın. ya da hatamı gizlerim, gerekli gereksiz bin tane film çektirip, bin tane tahlil yaptırıp kendimi garantiye alırım. sen de, sağlık sisteminin harcamaları neden bu kadar çok, tomografi için neden 1 ay sonraya gün verdiler diye düşünür durursun.

Performans sistemi de doktorun yaptığı iş oranında ödeme alması demek. öyle anlatıyolar ama aslında durum öyle değil. iki farklı hastanede, aynı işi yapıp, aynı sayıda hasta bakan, birbirinin tıpa tıp aynı iki doktordan biri performanstan 3000 tl alırken diğeri 300 tl alabiliyor. neden? çünkü, "döner sermayeden aldığın pay = (hastanenin o ayki geliri - hastanenin o ayki gideri) x senin performans puanın / hastanedeki herkesin toplam performans puanı" gibi bişey. anlamadıysan, hastanenin gideri artarsa performans gelirin düşüyor. yolsuzlukla, otla bokla hastanenin giderleri artınca ben emeğimin karşılığını alamıyorum. diyelim ki hiç yolsuzluk yok, puanımın karşılığını tam olarak alıcam, o zaman da sorun çözülmüyor. para kazanabilmem için çok hasta bakmam, çok tahlil, çok film istemem, çok girişimsel işlem yapmam lazım. zaten malpraktis yüzünden götüm tutuşmuş durumda, poliklinikte 5 dk'da doğru dürüst tanı koyma riskine girmiyorum, yazıyorum tahlili, istiyorum filmi, bugün git 1 ay sonra filmin çıkınca gel diyorum. film ve tahlilden ayrı puan, muayeneden ayrı puan alıyorum, 1 muayene puanı da 1 ay sonra film çıkınca alıyorum. senin tanın gecikiyor, işin uzuyor ama ben kendimi garantiye alıyorum. bu arada da daha çok para kazanıyorum. netice de allah değilim demiştik. her hastaya 1 saat ayırsam bile hata yapacakken, o günkü kırkıncı hastamda kendi yargılarıma güvenme riskine girmiyorum. çünkü, hastane bahçesinde avukatlar müşteri ararken, kazandığım üç kuruşu malpraktis davasında tazminat olarak ödersem, doktorluktan para kazanamam, doktorluk yapamam, doktorsuz kalırsın.

Şimdiye kadar iyi şeyler olarak gördüğün malpraktis ve performans uygulamalarının seni ya doktorsuz bırakacağını ya da kötü sağlık hizmeti almana neden olacağını, suçlunun da doktorluk yapmamakla kötü de olsa doktorluk yapmak arasında kalan doktor olmadığını anlamışsındır heralde. ben doktor olsam öyle yapmaz böyle yapardım dediğin mantıklı bi önerin varsa yaz, okuyalım, öyle yapalım.

Hastanın doktora puan vermesi sistemi, teknik bilgisi konusunda değil de nezaketi, temizliği, ilgisi vs için puan vermesi, bu sayede daha saygılı, ilgili, titiz doktorların ödüllendirilmesi; asık suratlı, hastaya "sen" diye hitap eden, emir kipiyle konuşan doktorların cezalandırılmasını amaçlıyor. aslında öyle değil ama öyle olsun. düşün şimdi, ben poliklinikteyim, sen de hastamsın. göğsünün sol tarafında ağrın var. benim sana bakmam için 5 dakikam var. içeri girdin, buyrun neyiniz vardı dedim. göğsümün sol tarafında ağrı oluyor dedin. buna sebep olabilecek nerden baksam 30 tane hastalık var. benim bunları elemem lazım. sırayla sorucam: ağrı tam olarak nerede, belli bir noktada mı yoksa yayılıyor mu, batar gibi mi yoksa sıkıştırır gibi mi, ne zamandır ağrı var, aniden mi başladı yoksa hafif başlayıp giderek arttı mı, bütün gün mü devam ediyor yoksa ara ara gelip gidiyor mu, kolunu hareket ettirince göğsünde ağrı oluyor mu, nefes darlığı var mı, öksürük var mı, öksürünce daha çok ağrıyor mu, balgam var mı, balgam varsa kanlı mı, ne renk, kıvamı nasıl, yürüyünce, merdiven çıkınca ağrı değişiyor mu, baş dönmesi, bayılma oluyor mu, çarpıntı var mı, gece kaç yastıkla yatıyorsun, geceleri nefes darlığıyla uyanıyor musun? sorulacak şeyler daha bitmedi ama sen anladın olayı. ben bunları makina gibi hızlı hızlı söylesem sen de hiç lafı dolandırmadan, kısa ve net cevaplar versen bile 5 dakika dolmuş oluyor. daha muayene etmedim, eski hastalıklarını, kullandığın ilaçları, geçirdiğin ameliyatları, alerjilerini, ailede benzer sıkıntısı olanların olup olmadığını sormadım. bu arada sıradaki hasta kapıyı açıp kafayı uzattı bile. daha ne kadar beklicem diye soruyor. bu şekilde günde 20 tane hasta bile bakamam ama bazı günler 100 tane hasta bakmam gerekiyor.

O yüzden napıyorum? hayati tehlike oluşturabilecek hastalıkları 2 dakikada 3-5 soruyla eliyorum. 1 dakikada ciğerlerini ve kalbini dinlemekten ibaret bi muayene yapıyorum, 1 dakika içerisinde en iyi tahminime göre ilacını yazıp tomografi ve kan tahlillerini istiyorum, bilgileri bilgisayara giriyorum ve tomografi sonucuyla tekrar gelmek üzere seni yolluyorum. senin tanın gecikiyor, yanlış tedavi alma olasılığın artıyor, defalarca hastaneye gitmen gerekiyor.

Buna not verme sistemini de ekle. bi doktor bu durumda ne yapar? çoğu doktor bi bok yapmaz. eskiden ne yapıyorsa şimdi de aynısını yapar. elinden geldiğince hızlıca tanı koyup, tedaviyi yazıp, tahlili, filmi ister, sıradaki hastaya geçer. bu arada hasta lafı dolandırıyorsa, yani senin gibi kısa ve net cevaplar vermiyorsa, komşusunun da göğsünün ağrıdığından, bi doktorun ona falanca ilacı verdiğinden falan bahsediyorsa hastanın sözünü keser, hastayı dinlemeyen ilgisiz doktor olur. bu döngüyü sabahtan beri ellinci defa tekrarlarken hastanın yüzüne gülmediği ve hasta muayene için soyunurken acele ettirdiği için saygısız doktor olur. puanı düşer, ceza alır, kazandığı para azalır. bi süre sonra doktorluktan para kazanamaz, doktorluk yapamaz, doktorsuz kalırsın.

Üçkağıtçı doktor ne yapar? hastayı ilgili konulara yönlendirmek için sözünü kesmek yerine, olan vaktini hastanın ilgili ilgisiz cevaplarını dinleyerek geçirir, akciğerinin bi kısmını, kalbin tek odağını dinleyip karını şöyle bi mıncıkladıktan sonra, yarım yamalaktan da az bulguyla en geniş spektrumlu antibiyotiği yazar, tahlil ve film ister, bu arada hastanın yüzüne güler, girişte çıkışta elini sıkar, siz diye hitap eder. ilgili ve saygılı doktor olur. senin tanın daha da gecikir, yanlış tedavi alma ihtimalin daha da artar, hastaneye daha da fazla gelirsin. kırk tane doktora ilgisiz şeyleri tekrar tekrar anlatıp durursun.

Şimdi eğer varsa içindeki doktor nefretini bi kenara bırakıp, sadece kendi çıkarını düşünerek, malpraktisi, performansı, not vermeyi topla kafanda. hala bu sistemi savunabiliyosan, doktorlar daha ilgili, daha saygılı olacak diyosan, daha iyi sağlık hizmeti alacağını düşünüyosan aynen devam et. ama kendi sağlığını düşünüyosan bunlara bi dur demen lazım...

şimşek
06-12-2013, 20:03
https://www.youtube.com/watch?v=8rKrDZrrLdw

video göstermiyorsa,
youtube *sıradaki hasta gelsin *yazın,
toplumumuzdan ilginç kareler var filmde.

ayhan53
06-12-2013, 20:11
https://www.youtube.com/watch?v=8rKrDZrrLdw

video göstermiyorsa,
youtube *sıradaki hasta gelsin *yazın,
toplumumuzdan ilginç kareler var filmde.


https://www.youtube.com/watch?v=8rKrDZrrLdw

civanmert
07-12-2013, 11:07
halen aranıyom
boyu boyuma uygun bi doktor bulamadım:)

1.76 boy 93 kg :D sizin için uygunmuyum?

ayhan53
07-12-2013, 12:01
1.76 boy 93 kg :D sizin için uygunmuyum?

1.69
ve 73

şimşek
08-12-2013, 00:31
mecliste görüşülen torba yasada ilginç bir madde var, izin almadan herhangi bir yerde bir doktorum mesleğini icra etmesi 1-3 yıl arası hapis ve para cezası gerektirir diyor,
yani komşunuz doktor ,rahatsızlandınız size yardım etmesini istediniz,müdahale etti size, 112 yi çağırdı ve kayıtlara size müdahale ettiği geçti,
nemi olacak 1-3 yıl hapis, kömedi yahu,
bize saldıranlara hapis cezası vermeyen zihniyet, mesleğimizi icra etmemize hapis cezası getiriyor,
8 ARALIK TAKSİM GEZİ PARKI merdivenlerine ÖNLÜKLERİMİZİ BIRAKIYORUZ saat 12.30
ttb nin düzenlediği bir eylem
yarın orda olamıyacağım ama gönlüm onlarla.
umarım istenmeyen olaylar olmaz.
bu kadar doktor bir arada bulunmaz,doktor dövmek için ideal bir gün:)

BORA YAŞAR
13-12-2013, 11:22
Sağlık çalışanına şiddet uygulayan tutuklanacak


Sağlık Bakanı Müezzinoğlu torbadan çıkacak yeni düzenlemeyi açıkladı: “Doktora, hemşireye el kaldıran bilsin ki en az bir gece tutuklu kalacak. Caydırıcılığı buradan bekliyoruz

http://haber.gazetevatan.com/saglik-calisanina-siddet-uygulayan-tutuklanacak/591980/4/yazarlar

Bir gece tutuklu kalacaklarmış.:)

şimşek
13-12-2013, 20:05
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, halen 453 yabancı hekimin Türkiye’de çalıştığını belirterek, bunlardan 24’nün Yunanistan’dan geldiğini söyledi. Bakan Müezzinoğlu, Yunan hekimlerin günde 4-5 saat çalışmak istediklerini belirterek, “Hekim kalitesi yüksek ama çalışma kültürü bize uymuyor” dedi.

Bakan Müzezzinoğlu VATAN’ın sorularını yanıtladı:

- Yunanlı hekimler gündem olmuştu. Türkiye’de çalışmaya başladılar mı?

Yunanistan’la iki sorunumuz var. Biri dil sorunuydu, çözdük. Burada çalışıyorsa Türkçe öğreniyor. İkincisi ise Yunanistan’ın hekim eğitim kalitesi yüksek, YÖK denkliğinde sorunumuz yok ama çalışma kültürleri bize uymuyor. Çünkü ‘4-5 saat çalışırız’ diyorlar. Biz de 4-5 saat çalışarak böyle bir sağlık hizmeti sunumu olur mu, bilmiyorum. Özel sektör planlayacak. Hekimlik mesleği 24 saatlik bir meslek. O nedenle değerli. Bir memur gibi düşünürsek mesleğimize en büyük kötülüğü yaparız.

SAĞLIK BAKANIN ANLAMADIĞI ŞEY, SAĞLIK HİZMETİ 24 SAATDIR, DOKTORLUK DEĞİL.(tabiiki yolda giderken, komşun seni çağırdımı yardım edeceksin, ama sen son yasada bunada hapis cezası getiriyorsun.konuştuklarıyla yaptıkları bir olsa.
komedi gibi şiddeti önlemek için 1 gün hapis cezası getiriyormuş,ne diyeyyimki bu anlayışdan herşey beklenir.
yunanlı doktorları da türk doktorlar zannetti, 24 saat çalıştırım zannediyor,onlar bizim gibi köle değilki,

ayhan53
13-12-2013, 20:16
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/18337/Doktordan_doktora_siddet_.html#

:kahkah::kahkah::kahkah::kahkah:

şimşek
13-12-2013, 20:54
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/18337/Doktordan_doktora_siddet_.html#

:kahkah::kahkah::kahkah::kahkah:

ayhan hocam,
geçenlerde marangoz bir arkadaşım geldi,o sıralarda sağlıkçılara şiddet gündemde,
dur dedi sana bir şey vereceğim, masanın yanında dursun,
ne demeye kalmadan çıktı odadan,
1 dakıka sonra elinde bir bowlıng sopası ile geldi,güzel de yapmış, süslemiş, oymalı bir bovling sopası:),
ne yapacağım bunu dedim ,gülerek,
benim arabamda var bundan, tanıdıklarımada yaptım, bir tane de size ayırdım,
size saldıran olursa lazım olur dedi.
evet lazım olur dedim bende aldım.
gitti arkadaşım, gittikten sonra olayı kafamda canlandırdım,
biri saldırdı, bende aldım sopayı elime,
şimdi adamın kafasına vursam, beyin kanaması geçirecek, ondan sonra doktorsun al başına iş, dikişini at, serumunu tak, 112 yi ara,uğraş dur,
kafaya değil başka bir yere vursam, kırıktı,iç kanamaydı onunlada uğraş dur,
olacak olan belli, ben neresine vuracağım diye karar verene kadar adam elimden alır o sapayı kafamda kırar.
attım sopayı:)
haberde ki doktorlarda kavga etmiş ama fazla zarar verememişler birbirine:):)

şimşek
14-12-2013, 19:46
Tabip odaları bangır bangır bağırmadı mı...


“Hastaneleri ticarethaneye, hastaları müşteriye çevirdiler, bedava sağlık diyorlar, aslında paralı hale getiriyorlar, bu kafayla sağlık politikası olmaz, insanlarımız perişan olacak” demediler mi? Dediler. Başbakan ne dedi bunun karşılığında... “Bu tür ideolojik yaklaşımlar, bu milletten beddua alır, iflah etmezler, açıkça söyleyin, çalışmak istemiyorsanız istediğiniz yere çekin gidin” dedi. Peki, ahalimiz ne dedi?“Allah razı olsun hükümetimizden” dedi.

* Doktorlar miting yapmadı mı... “Sağlık haktır, satılamaz” pankartı açmadılar mı? “Ne kadar hasta, o kadar para anlamına gelen performans sistemi, yanlıştır, vatandaşa zararlıdır” diye slogan atmadılar mı? Başbakan ne dedi bunun karşılığında... “Bu millete gönül vermiş doktorlarımız da var, biz yolumuza onlarla devam ederiz” dedi. Peki, ahalimiz ne dedi? “Hükümetimize duacıyız” dedi.




Doktorlara kulak vermediğin için...
Sırf para kesmek amacıyla yapılan tırışkadan ameliyatlar artmadı mı? Durup dururken yatırıp, safrakeseni almıyorlar mı? Sende katarakt var amca diyerek, kahvelerden topladıkları ihtiyarları doğrayıp, kör etmiyorlar mı? Eyvah bebek ters geliyor ayağıyla, sezaryen patlamadı mı? Et yerine tavuk ibiği katılmış dandik sucuk gibi, dandik görüntü veren emar’cılar türemedi mi? Niye sadece İstanbul’da, bütün İngiltere’den daha fazla emar cihazı var? Gariban mı İngiliz hükümeti? Alamıyorlar mı bu cihazı? Yaptırdığın tahlilin ne kadar doğru tahlil olduğunu tahlil edebilir misin? Hani, özel hastane-eczane, her tarafa bedavaydı? Baypastan filan vazgeçtim, tırnağını bile bedavaya kestirebiliyor musun artık?

YILMAZ ÖZDİL
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,
bu sistem değişmelidir, performansa dayalı maaş sistemi olmaz, olursa sağlıkçılarla hastalar birbirine düşer,
gereksiz ameliyatlar, gereksiz tahliller,teşhisi geciken hastalar,
acilde muayene ol ücretsiz, aile hekiminde muayene ol, 3 tl ücret, hastahanede uzmana muayene olursan 8 tl.
75 mılyon nufus, 90 mılyon acilde muayene, dünyada örneği yok,
ilaç yazdırmak isteyen, tırnağında mantarı olan gece acile gidiyor,gerçek acil hastalar sırada bekliyor,doktorla hasta birbirine giriyor,
bu sistem değişmeli,
değişmezse
işinden memnun doktor,
doktor dan memnun hasta kalmıyacak.

şimşek
14-12-2013, 19:49
BİR DOKTOR ARKADAŞIMIZIN YAZISINI PAYLAŞIYORUM ,BİRAZ UZUN AMA LÜTFEN OKUYUN,
BU SİSTEME HEP BERABER KARŞI ÇIKALIM.



Malpraktis denen bişey var, performans sistemi var, bi de bu eklenince tüy de dikilmiş oldu.

Öncelikle, bazıları şunu hala anlayamamış; her doktor para kazanmak için doktorluk yapmaz ama para kazanmadan da hiç bir doktor doktorluk yapamaz.

Malpraktis, yanlış uygulama demek. hastaya yanlış tedavi yaptığın zaman ..tünden kanı alıyolar. alsınlar tabi. misal ben yanlış tedavi yaptığım için 200.000 tl ceza ödüyorsam ve malpraktis oranı aşağı yukarı 10.000 hastada birse, bana önce hasta başı, 200.000 bölü 10.000 eşittir 20 tl'den çok para versinler, sonra hata yaptığımda çatır çatır alsınlar parayı. allah değilim, mutlaka hata yapıcam. bi mühendisten, öğretmenden, memurdan %0 hata beklemiyorsan, benden de bekleyemezsin. ama senin işin insan sağlığıyla ilgili diyorsan ve binde bir hatta onbinde bir bile olsa hata yaptığım taktirde hesabını soracaksan, karşılığını da vereceksin. 10.000'de 1 hatamda tonla paramı alıyosan, 9999 doğru kararımda da hatamı telafi edebileceğim parayı vereceksin. kara kaşım kara gözüm için değil. bildiğin matematik gereği. vermezsen doktorluktan para kazanamam, doktorluk yapamam, doktorsuz kalırsın. ya da hatamı gizlerim, gerekli gereksiz bin tane film çektirip, bin tane tahlil yaptırıp kendimi garantiye alırım. sen de, sağlık sisteminin harcamaları neden bu kadar çok, tomografi için neden 1 ay sonraya gün verdiler diye düşünür durursun.

Performans sistemi de doktorun yaptığı iş oranında ödeme alması demek. öyle anlatıyolar ama aslında durum öyle değil. iki farklı hastanede, aynı işi yapıp, aynı sayıda hasta bakan, birbirinin tıpa tıp aynı iki doktordan biri performanstan 3000 tl alırken diğeri 300 tl alabiliyor. neden? çünkü, "döner sermayeden aldığın pay = (hastanenin o ayki geliri - hastanenin o ayki gideri) x senin performans puanın / hastanedeki herkesin toplam performans puanı" gibi bişey. anlamadıysan, hastanenin gideri artarsa performans gelirin düşüyor. yolsuzlukla, otla bokla hastanenin giderleri artınca ben emeğimin karşılığını alamıyorum. diyelim ki hiç yolsuzluk yok, puanımın karşılığını tam olarak alıcam, o zaman da sorun çözülmüyor. para kazanabilmem için çok hasta bakmam, çok tahlil, çok film istemem, çok girişimsel işlem yapmam lazım. zaten malpraktis yüzünden götüm tutuşmuş durumda, poliklinikte 5 dk'da doğru dürüst tanı koyma riskine girmiyorum, yazıyorum tahlili, istiyorum filmi, bugün git 1 ay sonra filmin çıkınca gel diyorum. film ve tahlilden ayrı puan, muayeneden ayrı puan alıyorum, 1 muayene puanı da 1 ay sonra film çıkınca alıyorum. senin tanın gecikiyor, işin uzuyor ama ben kendimi garantiye alıyorum. bu arada da daha çok para kazanıyorum. netice de allah değilim demiştik. her hastaya 1 saat ayırsam bile hata yapacakken, o günkü kırkıncı hastamda kendi yargılarıma güvenme riskine girmiyorum. çünkü, hastane bahçesinde avukatlar müşteri ararken, kazandığım üç kuruşu malpraktis davasında tazminat olarak ödersem, doktorluktan para kazanamam, doktorluk yapamam, doktorsuz kalırsın.

Şimdiye kadar iyi şeyler olarak gördüğün malpraktis ve performans uygulamalarının seni ya doktorsuz bırakacağını ya da kötü sağlık hizmeti almana neden olacağını, suçlunun da doktorluk yapmamakla kötü de olsa doktorluk yapmak arasında kalan doktor olmadığını anlamışsındır heralde. ben doktor olsam öyle yapmaz böyle yapardım dediğin mantıklı bi önerin varsa yaz, okuyalım, öyle yapalım.

Hastanın doktora puan vermesi sistemi, teknik bilgisi konusunda değil de nezaketi, temizliği, ilgisi vs için puan vermesi, bu sayede daha saygılı, ilgili, titiz doktorların ödüllendirilmesi; asık suratlı, hastaya "sen" diye hitap eden, emir kipiyle konuşan doktorların cezalandırılmasını amaçlıyor. aslında öyle değil ama öyle olsun. düşün şimdi, ben poliklinikteyim, sen de hastamsın. göğsünün sol tarafında ağrın var. benim sana bakmam için 5 dakikam var. içeri girdin, buyrun neyiniz vardı dedim. göğsümün sol tarafında ağrı oluyor dedin. buna sebep olabilecek nerden baksam 30 tane hastalık var. benim bunları elemem lazım. sırayla sorucam: ağrı tam olarak nerede, belli bir noktada mı yoksa yayılıyor mu, batar gibi mi yoksa sıkıştırır gibi mi, ne zamandır ağrı var, aniden mi başladı yoksa hafif başlayıp giderek arttı mı, bütün gün mü devam ediyor yoksa ara ara gelip gidiyor mu, kolunu hareket ettirince göğsünde ağrı oluyor mu, nefes darlığı var mı, öksürük var mı, öksürünce daha çok ağrıyor mu, balgam var mı, balgam varsa kanlı mı, ne renk, kıvamı nasıl, yürüyünce, merdiven çıkınca ağrı değişiyor mu, baş dönmesi, bayılma oluyor mu, çarpıntı var mı, gece kaç yastıkla yatıyorsun, geceleri nefes darlığıyla uyanıyor musun? sorulacak şeyler daha bitmedi ama sen anladın olayı. ben bunları makina gibi hızlı hızlı söylesem sen de hiç lafı dolandırmadan, kısa ve net cevaplar versen bile 5 dakika dolmuş oluyor. daha muayene etmedim, eski hastalıklarını, kullandığın ilaçları, geçirdiğin ameliyatları, alerjilerini, ailede benzer sıkıntısı olanların olup olmadığını sormadım. bu arada sıradaki hasta kapıyı açıp kafayı uzattı bile. daha ne kadar beklicem diye soruyor. bu şekilde günde 20 tane hasta bile bakamam ama bazı günler 100 tane hasta bakmam gerekiyor.

O yüzden napıyorum? hayati tehlike oluşturabilecek hastalıkları 2 dakikada 3-5 soruyla eliyorum. 1 dakikada ciğerlerini ve kalbini dinlemekten ibaret bi muayene yapıyorum, 1 dakika içerisinde en iyi tahminime göre ilacını yazıp tomografi ve kan tahlillerini istiyorum, bilgileri bilgisayara giriyorum ve tomografi sonucuyla tekrar gelmek üzere seni yolluyorum. senin tanın gecikiyor, yanlış tedavi alma olasılığın artıyor, defalarca hastaneye gitmen gerekiyor.

Buna not verme sistemini de ekle. bi doktor bu durumda ne yapar? çoğu doktor bi bok yapmaz. eskiden ne yapıyorsa şimdi de aynısını yapar. elinden geldiğince hızlıca tanı koyup, tedaviyi yazıp, tahlili, filmi ister, sıradaki hastaya geçer. bu arada hasta lafı dolandırıyorsa, yani senin gibi kısa ve net cevaplar vermiyorsa, komşusunun da göğsünün ağrıdığından, bi doktorun ona falanca ilacı verdiğinden falan bahsediyorsa hastanın sözünü keser, hastayı dinlemeyen ilgisiz doktor olur. bu döngüyü sabahtan beri ellinci defa tekrarlarken hastanın yüzüne gülmediği ve hasta muayene için soyunurken acele ettirdiği için saygısız doktor olur. puanı düşer, ceza alır, kazandığı para azalır. bi süre sonra doktorluktan para kazanamaz, doktorluk yapamaz, doktorsuz kalırsın.

Üçkağıtçı doktor ne yapar? hastayı ilgili konulara yönlendirmek için sözünü kesmek yerine, olan vaktini hastanın ilgili ilgisiz cevaplarını dinleyerek geçirir, akciğerinin bi kısmını, kalbin tek odağını dinleyip karını şöyle bi mıncıkladıktan sonra, yarım yamalaktan da az bulguyla en geniş spektrumlu antibiyotiği yazar, tahlil ve film ister, bu arada hastanın yüzüne güler, girişte çıkışta elini sıkar, siz diye hitap eder. ilgili ve saygılı doktor olur. senin tanın daha da gecikir, yanlış tedavi alma ihtimalin daha da artar, hastaneye daha da fazla gelirsin. kırk tane doktora ilgisiz şeyleri tekrar tekrar anlatıp durursun.

Şimdi eğer varsa içindeki doktor nefretini bi kenara bırakıp, sadece kendi çıkarını düşünerek, malpraktisi, performansı, not vermeyi topla kafanda. hala bu sistemi savunabiliyosan, doktorlar daha ilgili, daha saygılı olacak diyosan, daha iyi sağlık hizmeti alacağını düşünüyosan aynen devam et. ama kendi sağlığını düşünüyosan bunlara bi dur demen lazım...

lütfen okuyun, türkiyedeki sağlık sistemi bu durumda,

i-ked
17-12-2013, 02:01
Yılbaşından itibaren berberlere hemşire ve hekim zorunluluğu geliyor
Yılbaşından itibaren, berber, kuaför, kavun-karpuz yetiştirenler, kadın ve erkek hamamı dahil 520 bin işyerinde, hekim, iş güvenliği uzmanı ve hemşire çalıştırma mecburiyeti başlayacak.
(http://www.radikal.com.tr/ekonomi/yilbasindan_itibaren_berberlere_hemsire_ve_hekim_z orunlulugu_geliyor-1165200)

http://u1312.hizliresim.com/1j/k/vm0xy.jpg
İyi artık doktor dövmek için hastaneye kadar yorulmaya gerek yok.

şimşek
31-01-2014, 14:12
Doktor Aktüel


Müezzinoğlu demiş ki "antibiyotik yazan doktoru cezalandıracağız".

Bak beyim. Sana iki çift lafım var.

"Grip geçmedi diye hergün ayrı bir doktora giden hastayı da cezalandıracaksan.....
"şu ilacı yaz" diyen hastayı da cezalandıracaksan.....
"antibiyotiksiz geçmez" diyen hastayı da cezalandıracaksan.....
"canım yanmasın sezaryen olmak istiyorum" diyeni de cezalandıracaksan....
tansiyon ilacını şeker ilacını kullanmayan diyetine dikkat etmeyen hastayı da cezalandıracaksan...
"ben hastaneye falan gidemem sen bi ilaç yaz da geçsin" diyene de ceza vereceksen.....
"paranı ben veriyorum benim dediğimi yap" diyen dingili (ona hasta demiyoruz) de cezalandıracaksan....
tamam tatlım beni de cezalandır....."

i-ked
26-02-2014, 14:03
Modumuz sizlere emanet!

http://i.hizliresim.com/KdE4gX.jpg (http://hizliresim.com/KdE4gX)

Böyle uğraştırmayın yoksa oraya geliriz...

i-ked
27-02-2014, 20:43
Sadece doktorlar mı?

Bizimkileri de dövmüşler!

http://i.hizliresim.com/e7ZLgv.jpg (http://hizliresim.com/e7ZLgv)

şimşek
01-03-2014, 14:15
bu ülkenin insanı,
kanunlar daki cezalar böyle olursa, şiddet uygulayana ceza verilir 5 yıl ertelenirse, bu tür olaylar teşvik edilir.
bu ülkeye her alanda şiddeti önleyecek kanunlar gerekli.
meclisten çıkarmı, çıkmaz, hiç bir dönemde çıkmadı zaten, bu dönem hiç çıkmaz.
ceza verip şiddet uygulayanı içeri atar cezayı ertelemezsen, bak bakalım öğretmene doktara saldıran çıkarmı.

şimşek
01-03-2014, 14:18
4 aralık iş bırakma eylemi nedeniyle, eyleme katılan tüm arkadaşlara sarı zarflar gönderildi.savunmalar isteniyor,
sendikamızın iş bırakma kararı almasına rağmen ceza vermek istiyorlar, kanunı haklarımız bile işe yaramıyor,
bakalım sonuç ne olacak.
3 gün önce öğretmen arkadaşlar iş bırakmıştı zannedersem,sizede sarı zarfları gönderirler herhalde:)

i-ked
01-03-2014, 14:31
... şiddet uygulayana ceza verilir 5 yıl ertelenirse, bu tür olaylar teşvik edilir.


Doktorum, renkdaşım bir de şöyle düşün, ya iftiradan 5 yıl yatılırsa? Zaten 6 aydan fazla olsa devlet memuru da olunamıyor.

Kendim için yazayım, 5 yıl hapis yatacağıma önceden hazırladığım mektupları postaya atar ve intihar ederim.


Kanunlar iyi ya da kötü bilemem ama adaletli uygulandığından kuşkuluyum!

şimşek
02-03-2014, 15:02
Doktorum, renkdaşım bir de şöyle düşün, ya iftiradan 5 yıl yatılırsa? Zaten 6 aydan fazla olsa devlet memuru da olunamıyor.

Kendim için yazayım, 5 yıl hapis yatacağıma önceden hazırladığım mektupları postaya atar ve intihar ederim.


Kanunlar iyi ya da kötü bilemem ama adaletli uygulandığından kuşkuluyum!

kanınların adaletli uygulandığı konusunda tüm türkiye hem fikir, kişilere göre uydulanıyor, maalesef.
bir yanlış anlaşılma oldu herhalde, 5 yıl ceza alsın demedim
öğretmen veya doktora kişi yumruk atıyor, mahkemeye gidiyor,hakim örneğin 18 ay ceza veriyor ve diyorki 5 yıl cezayı erteliyorum,bir daha yaparsan bu cezayıda yeni cezana eklerim.
kişi yediği dayakla kalıyor.
sorun burda.
caydırıcı cezaşlar olmalı, ama bunun dozunuda ayarlamak lazım

ayhan53
27-06-2014, 11:54
http://www.asistanhekim.org/2014/06/sok-vanda-30-kisi-doktoru-linc-etti/

ayhan53
24-07-2014, 12:10
https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpf1/t1.0-9/10491211_10152203308970785_1000720266499505658_n.j pg

bilalx
24-07-2014, 12:52
muayeneye gittiğimizde yüzümüze bakmıyorlar...

ayhan53
17-09-2014, 19:04
https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpa1/v/t1.0-9/10636199_10152307413280785_1403172860607681452_n.p ng?oh=dd725cb9f0b1f43c158ed6b72f32f83b&oe=54CC2DAA&__gda__=1417868220_ee7d6c636c66d375458e624e3579e1a 4

ayhan53
03-11-2014, 13:26
DoktorlarSitesi.NET (https://www.facebook.com/doktorlarsitesi?fref=nf)



İNSAFSIZLIĞIN VE İNSANSIZLIĞIN DA BU KADARI!!! Hasta yakınları, hastasının hayatını kurtaran hekimleri darp etti!
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Olay şöyle Acil servisinin kritik hasta bölümünde takip edilen genel durumu bozuk bir hastanın kalbi durdu. Hastaya hızla tıbbi girişim yapılırken, hasta yakınları kalabalık bir şekilde bu alana girip hekimleri tehdit etti. Kargaşa anında dahi hekimler hastaya kalp masajı yaparak 6 dakika içinde hastanın kalbinin yeniden atmasını sağladı. Sonrasında güçlükle dışarı çıkarılan hasta yakınlarına, durumu haber vermek için kritik bakım alanının kapısına çıkan Acil Tıp Asistanı Dr. Ömer Çanacık hasta yakınları tarafından darp edildi. Olayı ayırmaya çalışan İntörn doktor da bu sırada şiddetten nasibini aldı.
Hasta için bu kadar özveri ile çalışan hekimler sayesinde, hasta şu anda yoğun bakımda ve genel durumu gayet iyi durumda. Hasta Solunum desteği olmadan takip ediliyor. Sonuçta hasta yakınları, hastasının hayatını kurtaran hekimleri darp etmiş oldu.
Olayın sorumluları hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu ve yasal süreçleri sonuna kadar takip edilecek. Ama her şeye rağmen hasta hayatını kurtaran bu hekimlere karşı yapılan insafsız uygulamalar, acil servis çalışanlarının tüm moral motivasyonunu azaltıyor.
Medimagazin'e mesaj gönderen hekimler olayın moralleri üzerine etkilerinin fiziki etkilerinin çok ötesinde olduğunu ifade ediyor. Halen tüm acil servis hekimleri sözlü ya da fiziksel şiddet görebileceği için tedirginler.
http://bit.ly/1wRJuSv (http://l.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fbit.ly%2F1wRJuSv&h=zAQE8Beg2&enc=AZPng2xp5IAzNMQUN2u9NC7AmGGRBLqm765kAu_PZmbNWk XuUYPcOPyKEjEFwwXVi8gOpsewBK3ejgUKULWkpteOCdvSZXhz C6lkgHMURS_xIm-MNyvu7JD9mYLQnqhATECVlLox9IqSik5iw8UNOVL7&s=1)



https://scontent-a-fra.xx.fbcdn.net/hphotos-xpa1/v/t1.0-9/10653385_10152400245920785_1263307450153166317_n.j pg?oh=9f416f7f1914b83dfb5cf77d9040d3c1&oe=54DE16DC
(https://www.facebook.com/doktorlarsitesi/photos/a.395205345784.165409.349861825784/10152400245920785/?type=1)

nikreece
28-11-2014, 14:27
Doktor dediğin böyle açık sözlü olur . . .
>
> Prof. Dr. Esat ORHON' dan
>
> Hangisi yararlı, Hangisi zararlı ?
>
> 100.000 kere söylediklerimi yine tekrarlıyorum, bıktıysanız bu satırdan
> sonrasını okumayınız.
>
> SPOR SAĞLIĞA ZARARLIDIR
> 1. Sizi kan ter içinde ve nefes nefese bırakan her türlü spor
> sağlığınıza zararlıdır.
> 2. Eklem, kas, kalp ve akciğerinizi zorlayan her türlü spor bu
> önermenin içindedir.
> 3. Travmatik sporları saymıyorum bile...
>
> TEMPOLU YÜRÜYÜŞ SAĞLIĞA YARARLIDIR
> 1. Haftada 3 kez en az 45 dakika yapılan tempolu yürüyüş sağlığınıza
> yararlıdır.
>
> Bu konuda sıkça sorulan sorular:
> S: Tempolu yürüyüş nedir ?
> C: Yanınızdakiyle sohbet edebileceğiniz maksimum hızdaki yürüyüştür.
> Tıknefes olacak kadar hızlı yürüyüş değildir, tıngır mıngır vitrin
> gezer gibi yürüyüş de değildir.
>
> S: Ben bütün gün zaten koşturuyorum, bu yetmez mi ?
> C: Ne alakası var? Tempolu yürüyüş demek, lastik ayakkabılarınızı ve
> eşofmanınızı giyip, sadece yürüyüş için ayrılmış zaman diliminde
> yapılan yürüyüş demektir. Sadece yürüyüşe ayrılan zaman, aynı zamanda
> kafanızı boşaltacak ve stresinizi giderecektir. En önemli
> yararlarından birisi, yani "kendinize karşı görevinizi yapmış olmanın"
> huzuru da buna eklenecektir.
>
> SİGARA
> 1. Sigara sağlığa zararlıdır.
> 2. Ancak, eğer dozunda içmesini biliyorsanız yarar sağlayabilir.
> Sigara içenlerin kalbini besleyen koroner damarlar daralmaya
> başlayacağından, erken yaşlarda kollateral by-pass damarları oluşur.
> Böylece kalp krizinden geberip gitme özgürlüğünüzü yine kullanmış
> olursunuz ancak bir farkla; Hayatında hiç sigara içmemiş birisi ilk
> kalp krizinden ölürken, dozunda sigara içmiş olanları kollateral
> damarlar hiç değilse ilk kalp krizinde ölüm riskinden kurtarabilir.
> Kurtarır demiyorum, kurtarabilir. Örnek mi ? "Halı sahada maç yapan 25
> yaşındaki genç, kalp krizi geçirerek öldü". İşte bu cümle, hiç sigara
> içmemiş birisinin gazete üçüncü sayfasına geçecek ölüm haberidir.
> 3. Burada yazdıklarıma burun kıvıranlar, Sigara başlığı altındaki
> birinci maddeyi tekrar okuyacaklardır.
>
> ALKOL VE KIRMIZI SEBZELER, MEYVELER
> 1. Alkolün küpüne düşmezseniz, dozunda bırakırsanız yararlı olabilir.
> Burada sadece kırmızı şarabı kastettiğimi iyi anlayın. Rakının sağlığa
> yararı henüz tespit edilmemiştir. Sanıldığının aksine, anti-depresan
> dahi değildir.
> 2. Yararlı olan tek alkol, günde tek bir kadeh kırmızı şarap olup,
> anti-oksidan ve kan sulandırıcıdır.
> 3. "Kırmızı" sağlığa yararlıdır.
> 4. Siyah üzüm, kara lahana, havuç, turp gibi kırmızı ve koyu renkli
> meyve ve sebzeler sağlığa yararlıdır. En yararlısı, kara lahanadır.
>
> VİTAMİNLER VE ASPİRİN
> 1. A, B, C, D, E ve K vitaminleri alanlarla almayanlar arasında sadece
> takıntı farkı vardır. Önerenlerin ve reklamını yapanların firma
> bağlantılarını araştırınız. Alıp da kendinizi iyi hissediyorsanız en
> azından şunu bilin, zararlı bir şey yapmıyorsunuz, almaya devam
> edebilirsiniz, ama büyük bir yarar da beklemeyin.
>
> ORTHOREXİA - SAĞLIKLI YEMEK YEME TAKINTISI
> 1. Sağlıklı yemek yeme takıntısı, yani ortoreksi zararlıdır.
> 2. Yediklerinin sağlıklı olduğuna hastalık derecesinde kafayı
> takanlar, her lokmada kalori sayanlar, bir gün önce aşırı yediği için
> takip eden günlerde kendine diyet eziyeti yapanlar, kendilerine pek
> bir yarar sağlamayacağı gibi, ruh kanseri adayı olurlar.
> 3. Tereyağlı döner yediği için kendini suçlu hissedip yanında diyet
> kola içenlere gülmeyiniz, kızmayınız, sadece üzülünüz. Onların ruhsal
> desteğe ihtiyaçları vardır.
>
> MEDİKAL SPA VE PARAMEDİKAL BOMBARDIMAN
> 1. Reklamı ve tanıtımı yapılan her türlü para-medikal uygulama,
> pazarlayanlara yararlıdır. Size yararlı olup olmadığını kendiniz
> hesaplayın. Kırmızı ışık vererek yağları hareket ettiren, uzaktan
> bilmemne tutarak belinizi incelten ithal malı cihazların leasinglerini
> kim ödeyecek ? Tabii ki sizler.
>
> Bu konuda sıkça sorulan sorular:
>
> S: Para-medikal nedir ?
> C: "Ben yaptım oldu" türü tüm uygulamalardır.
>
> S: Kırmızı ışık vererek yağları hareket ettiren cihaza 14 seans
> girdim, ilk başta iyi geliyor gibiydi, ama sonuçta hiç faydası olmadı.
> Binlerce lira para kaptırdım, çok pişman oldum. Ama dergide okudum,
> şimdi yeşil ışık verenleri çıkmış, iyi olduğunu söylüyorlar, ne
> dersiniz ?
>
> C: Sakın acele etmeyin, iki ay sonra mor ışık verenleri gelecek.
>
> TIBBİ PERİODİK KONTROLLAR
> 1. Kesinlikle yararlıdır.
> 2. Ama takıntı haline getirmek kesinlikle zararlıdır.
> 3. Her erkek yılda bir prostat kanseri taraması için PSA kan testi ve
> büyük tuvaletinde gizli kan testi yaptırmalıdır.
> 4. Her kadın yılda bir vaginal smear aldırmalı ve meme ultrasonu
> yaptırmalıdır. 50 yaşından sonra her iki yılda bir mammografi ve kemik
> erimesi taramasına girmelidir.
> 5. HDL, yani iyi kolesterolünü 65'ten yüksek tutabilenler, kalpten ve
> tansiyondan pek ölmezler. Ama her altı ayda bir kolesterol baktırmak
> için laboratuara koşanların trafik kazası geçirme riskleri daha
> yüksektir. Yani uyanık olun, ama takıntı haline getirmeyin.
>
> SAĞLIKLI YAŞAMANIN ÖN KOŞULU NEDİR ?
> 1. Sağlıklı yaşamanın ön koşulu annenizi ve babanızı iyi seçmektir.
> Bu konuda sıkça sorulan sorular:
> S: Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz, annemizi babamızı nasıl seçelim yahu ?
> C: İyi ya, ben de onu anlatmaya çalışıyorum zaten. Genetik mirasınızı
> seçemezsiniz. Onun için ikide bir " takıntı yapmayın " deyip duruyorum
> ya. Genetik mirasınız yaşamınızın % 60'ını düzenler. Sizin ayar
> çekebileceğiniz pay sadece yaşamınızın % 40'ıdır. Ama şu şartla; 30
> yaşınıza hangi potansiyelle girdiyseniz, onun % 40'ını
> ayarlayabilirsiniz. 40 yaşına kadar günde bir paket sigara içtiyseniz,
> her gün rakının dibine vurduysanız, ondan sonra tövbe etseniz de
> yararı yok. Keyfinize bakın derim ben. Kanser teşhisi konduğu gün
> sigarayı bırakanlara gülmeyiniz, siz de öyle yapardınız.
>
> Sağlıklı yaşamanın ikinci koşulu otomobilde kemer takmaktır. 100 metre
> ilerideki
> bakkala dahi giderken kemer takmaktır. Arkada otururken bile
> kemer takmaktır.
>
> Sağlıklı yaşamanın üçüncü koşulu, sürat yapmamaktır.
> Tanrı sizi korur. Sürat yapanları ve kemer takmayanları korumaz.
> Trafik ölümleri önlenebilir ölümlerdir.
>
>
>
> Yukarıda yazdıklarımla dalga geçmek, aleyhimde atıp tutmak,
> küçümsemek, çürütmeye çalışmak serbest olup, her bireyin dediklerimi
> dikkate almayarak geberip gitme özgürlüğü vardır.
>
> Prof. Dr. Esat ORHON

ayhan53
09-02-2015, 00:24
https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpa1/v/t1.0-9/44474_10151837605230785_1497890425_n.jpg?oh=35f5d6 85fb3e2fcc952c30d8609cb2a0&oe=55914A03&__gda__=1431134695_f3424126e2402581b82df6376ed911e b

i-ked
10-02-2015, 20:33
Böyle doktora el kalkar mı?


https://www.youtube.com/watch?v=2wxJcdHLZQ0

şimşek
14-03-2015, 19:55
https://vimeo.com/121975005

i-ked
02-04-2015, 11:11
http://i.hizliresim.com/nABlWB.jpg

Ekmek yeme, zararlı
Meyve suyu içme, meyve şekeri 7 kat toksik
...

Ne yiyip içeçeceğimizi şaşırdık, tam dövülesi (şaka şaka öpülesi)


hisse.net iPad uygulaması ile gönderilmiştir.

i-ked
19-04-2015, 07:38
http://i.hizliresim.com/b5Qy38.jpg (http://hizliresim.com/b5Qy38)

Doktor, doktoru dövmekten beter edebilir ama düşününce hastaneden, üniversiteden çok tv ekranlarında görünen popüler biri olunca şimşekleri üzerine çekmiş.


hisse.net iPad uygulaması ile gönderilmiştir.

i-ked
30-04-2015, 22:25
http://icube.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2015/04/30/polis-bashekimi-vurdu-5585521.Jpeg

Polis başhekimi vurdu (http://www.milliyet.com.tr/polis-bashekimi-vurdu-gundem-2052302/)
Manisa’nın Salihli İlçesi’ndeki özel bir hastanenin başhekimi 51 yaşındaki Op. Dr. Yener Bakan, polis memuru V.M. tarafından kasığından silahla vuruldu. Güvenlik görevlileri ile çevredeki hastalarca yakalanan V.M., polise teslim edildi. Ağır yaralanan Bakan ise ameliyata alındı.

luz
15-05-2015, 03:42
bazı sağlık personeli dayağı çok güzel hakediyor ,, hele televizyonlarda görüyoruz ya !! hiiçde boşuna değil onlar ,, hepsinin kendine göre hikayesi ve haklılığı var ,,,, önyargısız ( incelerseniz detayı ..döven haklıdır )

bazı doktorlar hemşireler vb haksızdır kim ne derse desin ,,,,

( insan gibi davranan , efendi olan , işini sapına kadar yapana kimseye gözünde kaşın var demez ,,, taktir eder ,,,) bunun yanında tek tük helal süt emmişler çıkıyor ,, onları ayrı tutuyorum ...


geçmişte hastanede 1 aydan fazla refekatçı kaldım ,,, orada kimin ne mok yediğini gördüm ,,, işini doğrudürüst yapmayan personelmi ,, dötü bi karış havada olan doçentler, doktorlarmı , hele çok bilmiş ama bi moktan anlamayan bazı asalak asistanlar ,,, aksi erkek ve dişi hemşireler ,, neler var neler..

hele hiç unutmam bi doçent vardı kalp cerrahi bölümünde ,, herif 1-2 kez dolaşır ,,burnu bi karış havada ,, ardından odasından çıkmaz , tembeldi , serviste yatan yaşlı vb hastaları ..o asistan,doktorların , hemşirelerin azarlaması affediilir gibi değil ,,, ne iğrençlikler ,,,

onun için ,,,, bazı doktor , hemşire , hastabakıcı vb ,, dayağı çoook güzel hakediyorlar .fazlasıyla ... Acil servisler daha berbat ...

http://i61.tinypic.com/fnckkx.jpg

şimşek
29-05-2015, 22:13
Samsun da hastahanede bir doktorumuz daha öldürüldü.
samsunda yılın doktoru seçilmişti
Allah rahmet etsin,
bir üstte yazan kişilik bozukluğu olan insanlar olduğu müddetçe bu ülkede daha çok doktor, öğretmen , savcı öldürülür.
bu tür düşünen insanları tedavi edemeyen bizler suçluyuz.toplum suçlu.
daha bir yüzyil daha lazım Türkiyeme ,
insanca yaşayabilmek, insanca çalışabilmek ve adalet için.

ayhan53
29-05-2015, 22:21
SİLAHLI SALDIRGANDAN ŞOK SÖZLER

Samsun'da Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde Op.Dr.Kamil Furtun'un silahlı saldırıya uğramasının ardından polis çevrede geniş çaplı araştırma başlattı. Yapılan çalışmalar sonunda şüpheli 30 yaşındaki İsmail K., kısa süre sonra olayda kullandığı ruhsatız tabancayla yakalandı. Sağlık kontrolünden geçirilerek Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüpheli gazetecilerin "Neden yaptın?" sorusu üzerine, "Canım sıkıldı. Böyle zevklerim var abi. Hoşuma gitti ondan vurdum. Sormak istediğiniz başka birşey var mı? Vatan sağolsun" dedi. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

aminoasit
29-05-2015, 23:30
ahali,
bi dr daha vurulmuş, hatta "gebermiş", bazılarının nezdinde; tanımam etmem. emme:
bkz: https://eksisozluk.com/doktorlardaki-anlamsiz-ozguven--4799472
ve yine bkz:

rahat mısınız?
raat olun. acile geldiğinizde bakın kimler size müdahele ediyor:

http://hizliresim.com/7kaAV5
http://hizliresim.com/7kaAV5

hayatımda bi kez, pratisyendim o vakitler, başıma gelmişti.
dünyanın en mutlu insanı bendim o vakit. hiç unutmam.
teyzem, kalkmıştı oradan.
"es" geçmeyin.

i-ked
29-05-2015, 23:45
HEKİMLİK ANDI


Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda, hayatımı insanlık yoluna adayacağımı açıkça bildiriyor ve söz veriyorum.
Hocalarıma saygı ve gönül borcumu her zaman koruyacağıma, sanatımı vicdanımın buyrukları doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getireceğime, hasta ve toplumun sağlığını baş görev sayacağıma, benden hizmet bekleyen kimselerin sırlarına saygılı olacağıma ve onları saklayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve temiz töresini sürdüreceğime, meslektaşlarımı kardeş bileceğime, Din, Milliyet, Irk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime, İnsan hayatına kesinlikle saygı göstereceğime, baskı altında kalsam bile tıp bilgilerimi insanlık değer ve yasalarına karşı kullanmayacağıma, açıkça, özgürce ve namusum üzerine and içerim.

........

şimşek
30-05-2015, 13:47
http://www.sanalbasin.com/mobil/dr-yuksel-agca-9827017/

bir doktor daha sabah saldırıya uğradı, ölmediği için fazla ses getirmez,ölmeliki medyada geniş olarak yer alsın.

doktorların Hipokrat yeminini hatırlatmak güzel ama hasta ve yakınlarına neyi hatırlatmak lazım acaba
her meslek de olduğı gibi olumsuz örnekler çoktur ama bizim mesleğin olumsuzluğu tedavi ettikleriniz akılda kalmaz,etmedikleriniz veya edemedikleriniz akılda kalır.

hakansahin
31-05-2015, 11:50
Geçen hafta çok pis dövesim geldi.İyileşiyim bıyıklarını tek tek koparacam.

i-ked
23-06-2016, 03:04
Dayaklık olmasa da en azından bir zılgıtlık doktor hanım! (http://www.milliyet.com.tr/doktor-tarafindan-azarlanan-yasli-gundem-2266632/)