PDA

View Full Version : En iyi süt sizce hangisidir.



akcay
22-05-2012, 11:32
Günümüzde yediğimiz gıdalarla ilgili bir takım açıklamlar gelmeye devam ediyor.Bende süt konusuna değinmek istedim.Sizce en iyi en vitaminli olarak kullanabileceğimiz inek sütü hangisidir.Paketde kullandığımız sütlermi yoksa çiğ sütler mi?

Drift
22-05-2012, 11:46
hocam benim artık hiç bir marakaya güvenim yok ,en basit şöyle anlatayım dün aldığım isim vermeyim senelerin markası bir beyaz eşya şirketi bildiğiniz en iyi markalardan şukadarını söyleyim adamlar fatura kesmemek için 10 türlü bahane uydurdu. yediğimiz şeylerin nasıl nerede hangi şartlarda yapılıp üretildiğini artık tahmin bile edemem. en iyisi köyden alacaksınız böyle şeyleri peynirini özelikle süt içinse bulunduğunuz yerde yörüklervarsa güvendiğiniz bu işlerle uğraşan en iyisi öyle bence.

Drift
22-05-2012, 11:50
beyaz eşya ile sütün ne alakası var derseniz şöyle var , artık rekabet çok ciddi bilmem kaçtane süt markası var fiyatta kaliteyi ucuza almak gibi birşey deyim var ama o kaliteyide ucuza satmak için illaki biryerden fire veriyorlar.

thebaboli
22-05-2012, 14:28
Günümüzde yediğimiz gıdalarla ilgili bir takım açıklamlar gelmeye devam ediyor.Bende süt konusuna değinmek istedim.Sizce en iyi en vitaminli olarak kullanabileceğimiz süt hangisidir.Paketde kullandığımız sütlermi yoksa çiğ sütler mi?

Bir Ziraat Mühendisi olarak şunu söyleyebilirim ki en iyiden kastınız vitamin açısından ise en iyi süt çiğ süttür.

Paket sütlerde önemli olan sütün vitamininden çok bozulmaya karşı dayanıklılığıdır. Bu dayanıklık sağlanırkende vitaminde kayıplar oluşur. Ayrıca katkı maddesi nedeniyle de sorun yaşatabilir.

bridgea
22-05-2012, 14:30
Süt , anne sütü değilse faydalı değil. Bazı sütler için yakın olduğu söylenir ama doğru değil.

UHT sütlerin tamamı faydasız, hatta zararlı diye biliyorum.

''İnsanoğlu 10 bin yıldır süt içiyor, yeni yeni alışıyoruz '' şeklinde bir prof.un açıklaması vardı. Sanırım Marmara Üniv. den idi.

Bulursam buraya eklemeye çalışırım.

Yoğurt peynir ve peynir altı sular daha uygun diye öğrendim , özellikle son dönemde .

akcay
22-05-2012, 14:41
Şu haberdeki durum gerçek olursa çocukluğumuzdaki gibi saf süte daha kolay ulaşabileceğiz sanırım.

Tarihi çeşmelerden süt akacak

Kendini sektörün sorunlarına adamış Veteriner Hekimlerimizden ve Çiftlik Dergimizin yazarlarından Adnan Serpen’in yayınlanan “AB Ülkelerindeki Çiğ Süt Satışları” yazısı büyük ses getirdi.

21-22 Şubat 2012 tarihleri arasında AB’liğinin değişik ülkelerinden katılan AB Veteriner Hekim uzmanlarıyla birlikte tertiplenen “Gıda Kaynaklı Salgınların İzlenmesi” konulu sempozyumda dile getirilen “Hijyen Kurallarına ve Soğuk Zincir Şartlarına Uyulmak Şartıyla Çiğ Süt Satışının Hiç Bir Sakıncası Olmadığı” bilgisi Türkiye’deki süt üreticilerini ve bakanlığı harekete geçirdi.

Bu konu ile ilgili bilgi veren Veteriner Hekim Adnan Serpen şunları dile getirdi;”21-22 Şubat 2012 Tarihlerinde AB’liğinin değişik ülkelerinden katılan AB Veteriner Hekim uzmanlarıyla birlikte düzenlenen Gıda Kaynaklı Salgınların İzlenmesi ile ilgili bir toplantıya katıldım. Alman meslektaşım, süt Uzmanı ve ayni zamanda Yetkilendirilmiş Veteriner Hekim Mr.Conrad Maas’a yaptığı sunumu ve göreviyle ilgili kendisine yönelttiğim soruları cevaplarken hijyen kurallarına ve soğuk zincir şartlarına uyulmak şartıyla çiğ süt satışının hiç bir sakıncası olmadığını,bu şartlar altında ülkesinde perakende çiğ süt satışının yapıldığını belirterek AB’de perakende çiğ süt satışının yasak olmadığını çok net bir şekilde ifade etti. Yine İtalya’dan katılan Mr.Alfredo Caprioli’de ülkesinde perakende çiğ süt satışının yapıdı ğını hatta bankamatik tarzında bir sistemle soğuk zincir içinde satışı yapılmakta olan perakende çiğ süt satış merkezlerinde kicihazların üzerine “Hiçbir şekilde pişirmeden tüketmeyiniz” ibaresini koydurtan kişinin kendi sinin olduğunu ifade etti,internetten de bu görüntülere ulaşılabileceğini söyledi. AB’de bu gerçekler ortada iken ülkemizde ise her seferinde,sık sık hijyenik ve soğuk zincir içinde perakende satışı yapılan çiğ süt satışlarını hazmedemeyen,bu nedenle hiç yüzlerini kızartmadan sokak sütü diye kamuoyuna lanse ederek kamuoyunu yanıltan ve karşı çıkan,kendilerini adeta sanayiciye hizmet etmeyi görev addetmiş ve sadakat larını ortaya koymaya çalışan bazı meslek mensupları ve bazı bilim adamı diye geçinen akademisyenlerimiz sorunu çözecekleri yerde çözüm getirmeyip AB’nin uygulamalarını çarpıtıp yazılı ve görsel medyada AB’nin uygulamalarıymış gibi ve kendilerini konunun uzmanı gibi gösterip açıklama yapan bu zihniyet sahiplerini bu nedenle asla ve hiç bir şekilde affetmiyorum.Bu konuda ki bazı bilgileri zamanı geldikçe gündemde ki konumuna göre sizlerle ileride paylaşacağım. Bu bilgileri Çiğ Süt Üreticileri internet grubunda da paylaştım,bu açılamalarımüzerine bir grup üyesi benim açıklamalrımı doğrular nitelikte ekipman bilgilerine ulaştı.Bu ekipman bilgilerini aşağıda sizlerle paylaşmak istedim:”

TARİHİ ÇEŞMELERDEN ÇİĞ SÜT AKACAK

Ankara’da yapılan seminerde gösterilen çiğ süt satış otomatları ve tanklarını inceleyen uzmanlar bu sistemi Türkiye’de uygulamak için fikir üretmeye başladılar bile .

Yıllardır boş duran ve su olmadığı için işlevini yitiren tarihi çeşmelerin süt üreticilerine hizmet verebilmesini sağlamak için yasa çıkarılması gerekiyor.Osmanlı Devleti zamanında zenginlerin fakir halka sebil olarak sundukları şerbet çeşitleri ile bazı yiyecekler bu adı geçen çeşmelerin içinden servis ediliyordu.

Süt otomat ve tanklarının şehirlerin belirli merkezlerine yerleştirilerek tüketiciye sunulması neticesinde bu konuda hizmet veren sanayicilerinde bazı halkın yararına karar almaları bekleniyor.

kova2009
22-05-2012, 14:43
En iyi süt tanıdığınız yada imkanınız varsa köyden alabileceğiniz süttür.
Bu süt konusunda sanırım en büyük kabahat devletimizin.
Çoluğumuza çocuğumuza içirdiğimiz,geleceğimizin teminatı diye baktığımız gençlere sabah akşam dayadığımız sütü bile kontrol etmekten aciz kalmak,ayıptır.

bridgea
22-05-2012, 14:47
Bu yazıda biraz açıklama var ,


http://alternatif.cirgan.com/prof-dr-ali-aydinin-kutu-sut-yorumu/

herkes kafasına göre değil de dürüst bilim insanlarına kulak vererek hareket ederse doğru sonuç alınır.

enigma
22-05-2012, 14:48
En iyi süt yeni temiz sağılmıs suttur.KatkıLI veya hazır gıdalar bence cok zararlıdır..

INVENTOR
22-05-2012, 14:50
Geçen senelerde bazı projeler gündemdeydi, AB üyeliği için Türkiye'de üretilen süt miktarının 6 katına çıkması, süt içindeki bakteri oranının; net oranı bilmiyorum; azaltılması konuları konuşulmaktaydı.
Süt üretim tesislerinde otomasyona yönelik pek çok proje geçti elime, hayvanların ve üretimin elektronik olarak takibi ile ilgili.

30 sene önce güğümlerle evimizin kapısına gelirdi süt, kaynatılırdı. İçerdik, yoğurt uyuturdu büyüklerimiz.
Şu sütçü süte su katıyormuş.. denildiğinde bitmişti o sütçü. Kimse süt almazdı ondan. Vay be.. :)

yakuza34
22-05-2012, 14:50
en iyi süt ky sütüdür

BEDESTENLİ
22-05-2012, 14:53
vıyyy...sütün en iyisi...köy sütü...300 kuruş..

vay beaa...

adamlar öldüm fiyatına alıyor..

akcay
22-05-2012, 15:06
Geçen senelerde bazı projeler gündemdeydi, AB üyeliği için Türkiye'de üretilen süt miktarının 6 katına çıkması, süt içindeki bakteri oranının; net oranı bilmiyorum; azaltılması konuları konuşulmaktaydı.
Süt üretim tesislerinde otomasyona yönelik pek çok proje geçti elime, hayvanların ve üretimin elektronik olarak takibi ile ilgili.

30 sene önce güğümlerle evimizin kapısına gelirdi süt, kaynatılırdı. İçerdik, yoğurt uyuturdu büyüklerimiz.
Şu sütçü süte su katıyormuş.. denildiğinde bitmişti o sütçü. Kimse süt almazdı ondan. Vay be.. :)

zaten o yıllardan sonra süt lobisi piyasaya çıkdı...çiğ süt zararlıdır kimse içmesin paket süt için diye yayın yapdılar...sonradan bir baktıkki sütü artık marketteki xxx markalı paket süt almaya başlamışız...çünkü süt lobisi için bu daha ticariydi...ama hijyen adı altında sütün içinden zararlı maddeler giderken yararlı maddelerinde gittiğini ve içinden yağının alındığını kimse bize söylemedi...avrupa ve amerikada insanlar çiğ sütü tüketirken bizde sakın ha çiğ süt içmeyin dendi...kapitalist dünyanın bir oyunu paket süt...italyada insanlar çiğ süt otomatlarından gidip süt alabiliyor...onlara zararlı değil ama bize zararlı...bu otomat işinide engellemek için ellerinden geleni yaparlar...

INVENTOR
22-05-2012, 18:23
Baldız veteriner.
Tarım Orman Bakanlığı tarafından saklanan bir hastalık olduğunu söylüyor; Ankara ve çevresinde.. hastalığın detaylarını, tedavi yöntemlerini, ne derece tehlikeli olduğunu bilmiyorum.



Halk arasında peynir hastalığı olarak bilinen bruselloz hastalığı ile ilgili bilmedikleriniz. Bruselloz aslında bir hayvan hastalığı ve brusella bakterisi nedeniyle oluşuyor. Ancak deri ve/veya mukoza yoluyla hayvanlardan insanlara da bulaşıyor. Solunum yolu ile de bulaşan hastalık, pastorize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden, hasta hayvanla temasta bulunarak bulaşıyor. Hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülen bruselloz ile ilgili..

akcay
22-05-2012, 22:16
Baldız veteriner.
Tarım Orman Bakanlığı tarafından saklanan bir hastalık olduğunu söylüyor; Ankara ve çevresinde.. hastalığın detaylarını, tedavi yöntemlerini, ne derece tehlikeli olduğunu bilmiyorum.

Maalesefki ülkemizde kaliteli süt yok denecek kadar az.Türkiyede süt üretiminin %90 ı köylüden toplanan sütlerle sağlanıyor.Aklınıza ne kadar firma geliyorsa hepsi sütü dışardan alıp ambalajlayıp bize satıyor.Durum böyle oluncada her türlü hastalık çıkabiliyor.Türkiyede kaliteli süt yok değil var ama %10 rakamını geçmez.Onlarda büyüklerin tekeline aldığı piyasada ne kadar kaliteli bakteri oranı düşük süt üretirse üretsin.Fiyatı veren sanayici onuda köylü mehmet ağayıda aynı kefeye koyuyor.Türkiyede bakteri oranı ortalama 1 milyon civarında avrupa birliği standardı 100,000 ama ülkemizde 3,000 bakteri oranında süt üreten tesisler var.Fakat tüketicinin gözünde hepsi süt.

AUDİ+
22-05-2012, 22:27
En iyi süt yeni temiz sağılmıs suttur.KatkıLI veya hazır gıdalar bence cok zararlıdır..

Evet katılıyorum piyasada satılan en iyi marka,dan en kötü markaya hepsi süttozundan imal ediliyor ......

INVENTOR
22-05-2012, 22:37
Günlük süt litresi 2.55TL, UHT uzun ömürlü süt 1.99TL/lt

merlin
22-05-2012, 22:51
En iyi süt ?
Tabi ki AOÇ günlük pastörize süt.
http://www.aoc.gov.tr/index.php?view=gnl&nid=127
Rakipsizdir, candır canandır.
Ben sevmem sütü ama istisnası AOÇ'dir.Tabi Ankara dışında yok.
Ve Ankara'da özlediğim ender şeylerden :)

akcay
22-05-2012, 22:58
Bu iş fikri sizce Türkiyede tutar mı?


http://youtu.be/mAuyUW79yrE

INVENTOR
22-05-2012, 23:09
Uygulama güzel. Güven meselesi. :) "Şu sütçü süte su katıyormuş.." :yes:
Bakanlık var olan bir hastalığı saklıyorsa..
Bu şekilde bir dağıtımın ilk yatırım ve işletme masrafları da az olmaz her halde.
Bence tutmaz. Ama denemek isteyen olursa makinenin projelendirme ve imalat işini üstlenebilirim.. :)

Suya para veriyoruz, ne tür bir su içtiğimizi bilmeden. Arıtma cihazını aldığım zaman cihazın montajına gelen ekip ve pazarlama elemanı çeşme suyu, hazır su ve arıtılmış su ile testler yapmıştı. Bir kaç damla kimyasal ile suyun içinde inanılmaz çökeltiler oluşmuştu.

TUNABEN10
22-05-2012, 23:13
Sn akçay siz işin tuttacağına inanmazsanız videoyu eklemezdiniz.
Yerine ve sütün kalitesine göre bence de tutar...

Kendini kanıtlamış kooperatiflerden süt almak göz ardı edilmemeli.

akcay
28-05-2012, 17:03
Tereyağ da sahte çıktı!

Sahteciler margarine esans katıp 'tereyağı' diye satıyor, küflenmiş tereyağlarını eritip tekrardan piyasaya sunuyor.
Üçkağıtçılar, yüzyıllardır insanlar tarafından doğal olarak üretilen ve sofraların vazgeçilmez besinlerinden tereyağına da el attı. Süt, yoğurt, peynir, et ve sucuk derken, tereyağına da hile karıştı. Bazı uyanıklar margarine tereyağı esansı katarak 'doğal tereyağı' diye tüketiciyi kandırırken, kimileri küflenmiş tereyağlarını eritip tekrar piyasaya sürüyor. Kimi hileciler de içerisine patates kattıkları tereyağlarını satışa sunuyor.

SAĞLIĞIMIZLA OYNUYORLAR
Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Yönetim Kurulu Üyesi ve Trakya Sorumlusu Gıda Mühendisi Selim Sücüllü, bazı uyanık üreticilerin yüksek kâr marjı uğruna türlü hilelere başvurduğunu belirtti. Sücüllü, "Tereyağı esansıyla margarini tereyağına çeviriyorlar. İçine tereyağı asidi ve tereyağı aroması katıyorlar. Kokusu, tadı tamamen tereyağına benziyor. Tüketici ne yediğinde, ne de pişirdiğinde hileyi anlayabilir" dedi. Tereyağına patates katanların ve küflenen tereyağlarını tekrar eritip piyasaya sunan hilecilerin de olduğunu söyleyen Sücüllü, "Tereyağı, yayık usulüyle sütün kaymağından elde edilir. Ama birçok firma yağlı sütten tereyağı elde ediyor" şeklinde konuştu.

TÜKETiCiLER DiKKAT ETSiN
YESİDEF Başkanı Hüseyin Bozdağ, markalı ve Tarım Bakanlığı'nın onay verdiği ürünleri kullandıklarını söyledi. "Tereyağını kimileri kokusundan rahatsız olduğu için az kullanıyoruz. Bunların yerine sıvı yağ kullanıyoruz" diyen Bozdağ, tüketicilerin tereyağı alırken seçici davranmasını ve dikkatli olmasını istedi.

akcay
28-05-2012, 21:52
“Hijyen” kutu sütler zararlı mı?



iyibilgi çok mayınlı bir konuya el atıyor. Bilindiği gibi süt ve ambalaj endüstrisi, açıkta satılan sütleri karalayan reklâmlar yapıyor. Peki bizi asıl hasta eden kutu sütlerse? Kısırlık, diş çürümesi gibi dertlerin kaynağı pastörize sütse? Bu yazıyı okumadan çocuğunuza süt içirmeyin!





Reklamlara inandık, bir nesil margarinle büyüdük. Reklamlara inandık, mahallemizi kapı kapı dolaşan sütçümüzü bıraktık, marketlerden kutu süt alır olduk.
Kutu süt üreten şirketler, sokak sütünün (diğer adıyla çiğ sütün) sokakta uzun süre gezdiğini, mikrop ürettiğini, sütçünün su kattığını, pis olduğunu söylediler. Kendi ürettikleri kutu sütler “hijyenik” koşullarda el değmeden hazırlanıyordu, söylediklerine göre.
Atılan onca çamura rağmen, bilim dünyası, sokak sütünün masum olduğunu kanıtladı. Kutu sütlerse, maruz kaldıkları "teknolojik" işlemlerin ardından neredeyse ölüyor. Hatta “öldürüyor”! Dr. Pottenger daha 1930’lu yıllarda ilginç bir deneyle bunu kanıtladı. Pottengers’ Cats – Pottenger’in Kedileri isimli eseri bu konuda yazılmış en önemli kitaplardan biri kabul ediliyor.
UHT süt ve pastörize süt nedir?
Kutu süt derken UHT (uzun ömürlü) ve pastörize sütleri kastediyoruz. UHT süt 135-150 derece sıcaklıkta 2-4 saniye ısıtılır. Pastörize süt ise 72-75 derecede 15-20 saniye tutulur. Metnin kalan kısmında “çiğ süt” ifadesini göreceksiniz; bu ifade işlem görmemiş sokak sütü için kullanılıyor.
UHT sütten uzak durun
Cerrahpaşa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Aydın pastörize veya UHT teknolojisi ile üretilmiş sütlerden uzak durulmasını tavsiye ediyor.
Hakan Arabacıoğlu’nun çevirdiği “Pastörize süt mü, çiğ süt mü?” başlıklı yazı ise "teknolojinin elini değdirdiği sütün" zararlarını ortaya koyuyor. Yazıda UHT ve pastörize sütlerle ilgili çarpıcı bölümler şöyle:
"Pastörize süt mü, çiğ süt mü?
Bugün süt, içindeki doğal enzimleri yok eden ve nâzik proteinleri değiştiren pastörizasyonun her yerde uygulanması yüzünden, sindirilemez hâle gelmiştir.
Çiğ süt, sütün sindirimini sağlayan laktaz ve lipaz aktif enzimlerine sahiptir. Canlılığını yitirmiş laktazı ve diğer aktif enzimleri içeren pastörize süt, yetişkin mideler tarafından gerektiği gibi sindirilemez.
Biberonla beslenen bebeklerin yaşadığı karın ağrısı, pişik, solunum rahatsızlıkları, gaz ve diğer rahatsızlıkların da gösterdiği gibi çocuklar bile bu konuda sıkıntı çeker. Enzimlerin eksikliğinin ve hayâtî proteinlerin değişmesinin, sütteki kalsiyumu ve mineral elementleri erittiği de kuşku götürmez.
1930'larda Dr. Francis M. Pottenger, pastörize ve çiğ sütle beslenmenin 900 kedi üzerindeki etkilerine ilişkin 10 yıllık bir çalışma yürüttü. Bir grup yalnızca çiğ süt alırken, diğer grup aynı kaynaktan alınan pastörize sütle beslendi.
Çiğ süt içen grup kuvvet bularak büyüdü, hayatı boyunca sağlıklı, aktif ve canlı kaldı ama pastörize sütle beslenen grup kısa süre sonra durgun, sersem ve normalde insanlarla ilişkilendirilen kalp krizi, böbrek yetmezliği, tiroit bozukluğu, solunum rahatsızlıkları, diş kaybı, kemik zayıflığı, karaciğer iltihabı gibi kronik yozlaştırıcı rahatsızlıklara karşı savunmasız hâle geldi. Ama Dr. Pottenger'in en çok dikkatini çeken ikinci ve üçüncü nesillere olanlardı. Pastörize sütle beslenen grubun yavrularının hepsi pastörize sütten kalsiyum emiliminin olmadığını gösteren zayıf ve küçük dişler, kalsiyum eksikliğinin açık ifadesi olan güçsüz kemiklerle doğdular.
Çiğ sütle beslenen grubun yavruları ebeveynleri gibi sağlıklı kaldı. Pastörize sütle beslenen grubun üçüncü kuşak yavrularının birçoğu ölü doğarken, kurtulanlar ise kısırdılar ve üreyemiyorlardı. Çiğ sütle beslenen grup soyunu sürdürürken, pastörize sütle beslenen grupta dördüncü nesil olmadığı için deney bitmek durumunda kaldı.
Eğer bunlar pastörize sütün zararlı etkilerinin yeterli kanıtı değilse, ticârî süt endüstrisinin kabul etmekten kaçındığı, kendi annelerinden alınan pastörize sütle beslenen buzağıların genellikle 6 hafta içinde öldüğü gerçeğini dikkate alın.
Çiğ sütün lehinde, pastörize sütün aleyhinde bulunan bu gibi bilimsel kanıtlara ve yirminci yüzyılın başlarına kadar insan türünün çiğ sütle beslendiği gerçeğine rağmen bugün Amerika'da birkaç eyalet hariç çiğ süt satmak yasal değildir.
Doğal niteliklerinden uzaklaştırılmış süt, insan ömrünü uzatmada hiçbir fayda göstermezken; sütü pastörize etmek raf ömrünü uzattığından süt endüstrisi için daha kârlıdır. Dahası, pastörizasyon hepsini olmasa da bazı tehlikeli mikropları öldürerek sıhhî olmayan mandıralardaki hasta ineklerden alınan sütü göreceli olarak "zararsız" hâle getirir ve bu da süt endüstrisinin mâliyetlerini azaltır.

Dr. Pottenger'in pastörize sütle beslenmiş kedilerinin kısırlaşması ve gücünü yitirmesi için yalnızca üç kuşak geçmesi yeterli olmuştur. Amerikalıların ve Avrupalıların neredeyse aynı sayıdaki kuşağı pastörize sütle beslenmiştir. Bugün, kısırlık Amerikan çiftleri için başta gelen sorunlardan biriyken; kalsiyum eksikliği de yayılmıştır.
Amerikalı çocukların yüzde doksanı kronik diş çürümesi sorunuyla karşı karşıyadır. İşin daha kötüsü, şimdilerde kaymağının ayrılmasını (yağın sütte toplanmasını) önlemek için süt "homojenize" ediliyor. Bu, yağ moleküllerinin sütün geri kalanından ayrılmayacağı noktaya kadar mayalanmasını ve öğütülmesini gerektiriyor. Ama aynı zamanda bu durum, süt yağının küçük parçacıklarının ince bağırsağın duvarından kolayca geçmesine izin vererek, doğal niteliğini kaybetmiş yağ ve kolesterolün vücut tarafından emilme miktarını büyük oranda arttırıyor.
Aslında homojenize sütten, saf kremadan aldığınızdan daha fazla süt yağı alırsınız! Kemik erimesi rahatsızlığı olan kadınların pastörize süt ürünleri ile ilgili gerçekleri dikkate almaları gerekir. Doğal niteliklerinden uzaklaştırılmış bu süt, bu durumu önlemek için yeterince kalsiyum sağlamaz.
Yetişkinler harika bir besin olan çiğ sütü temin edemedikleri sürece, günlük diyetlerinde yer alan sütü yeniden gözden geçirmelidirler.
Çocuklara "güçlü ve sağlıklı" büyüsünler diye pastörize sütü tıka basa içirtmek düpedüz deliliktir, çünkü en basitinden, bu sütler içlerindeki besin öğelerini sindiremezler. Aslında, doğal niteliğini yitirmiş süt ürünleri, bağırsakları tabaka tabaka balçık gibi çamurla tıkayarak organik besinlerin emilimine engel olduğundan erkekler, kadınlar ve çocuklar diyetlerindeki tüm pastörize süt ürünlerini çıkarmalıdırlar."

C.ÜNLÜ
28-05-2012, 21:56
Manda sütü...

Bulabilene afiyet olsun....,:he:

akcay
28-05-2012, 22:02
Manda sütü...

Bulabilene afiyet olsun....,:he:

istanbulda düzgün antibiotiksiz çiğ inek sütünü bulalımda manda sütü şöyle kenara dursun... :he:

TUNABEN10
28-05-2012, 23:26
http://www.tarimdunyasi.net/

Süt...süt.

vippol35
28-05-2012, 23:38
En iyi süt.Allah her doğan yavruya içmeyi nasip etsin.ANA sütüdür.

mobutuseseko
29-05-2012, 02:30
aslan sütünü tek geçerim... bulup da sağabilen bulunabilirse tabiii:))

INVENTOR
06-06-2012, 11:55
Sayın akcay, merhaba.
Son 15 gündür karton kutudaki UHT sütleri almıyorum. Fakat günlük iki litre tüketim var evde, mecburen günlük pastorize süt ile devam.
PINAR ürünlerinde bir sorundan bahsetmişsiniz. Nedir acaba?

bilalx
06-06-2012, 12:20
kardeşim oyumu doğal sütten yana kullandım..hayırlı olsun

Günümüzde yediğimiz gıdalarla ilgili bir takım açıklamlar gelmeye devam ediyor.Bende süt konusuna değinmek istedim.Sizce en iyi en vitaminli olarak kullanabileceğimiz inek sütü hangisidir.Paketde kullandığımız sütlermi yoksa çiğ sütler mi?

dmg1
10-06-2012, 18:27
Eskiden köylünün ürettiği sütün hijyenik açıdan sakıncaları vardı. çünkü manuel işlemlerden geçtiğinden mikroorganizmaların bulaşması kolay oluyordu. Teknolojinin gelişmesinden köylüler de nasibini aldı. Manule işlemler azaldı. daha hijyenik ortamlarda üretim yapılıyor. Çoğu yerde süt birlikleri kuruldu. kontrol edilmeden köylülerden süt alınmıyor. fakat bazı şerefsiz tüccarlar antibiyotikli sütü ucuza alıp peynir üretiminde kullanıyorlar. özellikle pazarda açık satılan peynirler çok büyük risk arzediyor. tarihi geçmiş peynirler satılıyor. Dikkat edin üretim ve son tüketim tarihleri pek yoktur. fiyatları da çok ucuzdur.

Birde kültürlü beyaz peynir durumu var. Bir kaç günde sütten peynir yapılıyor. Avrupada bu tarz üretim yoktur ve yasaktır.
Klasik beyaz peynir tüketmek daha sağlıklı olacaktır. 1 yıl ve daha fazla bekleyen klasik beyaz peynir güzel aroması olup daha lezzetli ve sağlıklıdır.

madenci1
11-06-2012, 01:45
En iyi süt, eşek sütüdür. Eşek sütünün faydaları saymakla bitmez.

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2012/06/07/kanserin-ilaci-esek-sutu


Kleopatra zamanından beri faydaları bilinen eşek sütünün kolon kanseri gibi birçok kanser ve hastalık türünün tedavi sürecinde oldukça hızlandırıcı etkisi olduğu belirtildi.



Eşek sütünün şuan için litresi 60 TL dir.

http://eseksutufaydalari.com/esek-sutu-fiyati/

Peki, eşek sütü helal mi, yoksa haram mı? İşte onun cevabı aşağıda :

http://eseksutufaydalari.com/esek-sutu-helal-mi/


Musannif eşek sütü için haram dememiştir.
İslam dininde eşek sütü mekruhtur. Ancak bu Ehli eşek için söylenmiştir. Yabani eşeğin hem sütü hem de eti helaldir.



Eşek sütünün faydaları başlıklar halinde şöyle:


* Eşek sütü faydalari astım hastalığına birebirdir.
* Eşek sütü faydalari bronşit hastalığına birebirdir.
* Eşek Sütü faydalari içerisinde bulunan yüksek kaliteli omega 3 sayesinde kalbi koruyor.

* Eşek sütü faydalari içerisinde bulunan yüksek kalsiyum sayesinde kemik gelişimini arttırıyor ve kemik erimesini engelliyor.

* Eşek sütü faydalari yağ yakımını hızlandırıyor ve vücudu formda tutuyor.

* Eşek sütü faydalari küçük yaştaki çocuklara ve bebeklere içirilebiliyor. Çünkü inek sütü gibi alerji yapmıyor.

* Eşek sütü anne sütüne en yakın süt olarak biliniyor.
*Eşek sütü faydalari içeriğindeki mineraller sayesinde vücuda direnç veriyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

* Eşek sütü faydalari kanser hastalığına karşı direnç sağlıyor.

* Eşek sütü faydalari ile vücudunuzu yıkadığınızda yada bir bez pamuk yardımıyla sildiğinizde cilt hastalıklarına çare oluyor.

* Eşek sütü faydalari siroz'a iyi gelir.

* Eşek sütü faydalari balgam söktürücüdür.

* Eşek sütü faydalari ateş düşürür.

Aslında eşek sütü faydalarını saymakla bitmez.

Jokerr
11-06-2012, 08:09
Sütü nasıl değerlendiğine bağlı.

Açık süt alırsın. Tencerede kaynatırsın sonra üzeri şöyle güzel bir kaymak tutar sende onu kaşıkla güzel bir yersin ohhhh sütün vitaminini aldın değilmi. Kaymağını yedin.

Kaymak değil o yağı.

Tencereyi boşalt dibi tutmuşmu bak. O dibi dutan yer var ya hani annenin dibini sıyır dediği yer. İşte orası sütün en kalsiyumlu yeri.

serkanozden
11-06-2012, 11:40
Eşek sütü olayı çok ilginç, Bu kadar faydaları Allah'ın hikmeti.

akcay
15-06-2012, 14:30
Çiğ sütte antibiyotik kalıntısı ve önemi
Farklı hayvan hastalıklarının önlenmesi, tedavisi, ayrıca hayvanların gelişimini desteklemek ve yemin yarayışlılığını arttırmak gibi çeşitli nedenlerle kullanılan antibiyotikler süte geçebilmektedir. Sütte bulunan antibiyotik kalıntılarının insan sağlığı açısından birçok zararı bulunmaktadır. Ayrıca süt endüstrisinde antibiyotik kalıntıları büyük ekonomik kayıplara yol açmakta, çok düşük konsantrasyonlarda dahi çeşitli süt ürünlerinin üretiminde kullanılan starter kültürlerin asit üretimi başta olmak üzere metabolik aktivitelerini yavaşlatmakta ya da tamamen durdurabilmektedir. Antibiyotiklerin sağmal hayvanın vücudundan atılma sürelerinin verilen doz ve uygulama sayısına bağlı olarak değiştiği unutulmamalı, bu konuda belirlenen limitlere uyulmalıdır.




Gıda Yük. Müh. Elif ÖZER
Doç. Dr. Harun KESENKAŞ
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Bornova - İzmir


GİRİŞ
Antibiyotikler diğer mikroorganizmaların gelişimini engellemek veya öldürmek amacıyla özellikle küfler ve Streptomyces cinsi bakteriler olmak üzere bazı mikroorganizmalarca üretilen sekonder metabolitlerdir. Günümüzde birçok farklı antimikrobiyal, antibiyotik ve sülfonamid benzeri kemoterapötik ajanlar, çeşitli hayvan hastalıklarının önlenmesi, tedavisi, ayrıca hayvanların gelişimini desteklemek ve yemin yarayışlılığını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır (Velioğlu, 2006; Alkan, 2007). Veteriner hekimlikte yaygın olarak kullanılan antibiyotik tipleri; beta laktamlar, tetrasiklinler, aminoglikozitler, makrolidler ve sulfonomidlerdir (Güley ve Akbulut, 2000).

Hastalıkları iyileştirmek amacıyla çeşitli şekillerde süt veren hayvanlara uygulanan antibiyotikler süte geçerler. Adaleye enjekte edilen antibiyotiklerin kan yoluyla süt hücrelerine gelip oradan süte geçtikleri belirlenmiştir. Mastitis olarak adlandırılan meme iltihabını tedavi etmek amacıyla çeşitli şekillerde hazırlanan antibiyotik preperatları, meme başından meme içine, süt kanal ve kanalcıklarına gönderilir. Bu antibiyotiklerin bir kısmı dokular tarafından tutulurken, büyük bir kısmı meme kanal ve kanalcıklarındaki sütle dışarı çıkar (% 30-80). Bu nedenle antibiyotik uygulandıktan sonra yapılan ilk sağımlarda elde edilen sütte antibiyotik oranı çok yüksektir. Bu antibiyotiklerin sütte bulunma süreleri antibiyotik çeşidine, antibiyotik miktarına, memenin hastalık durumuna bağlı olarak 2-6 gün arasında değişmektedir (Bakırcı ve Akyüz, 1996; Yaygın, 1999).

Sütte antibiyotik kalıntılarının oluşumunda etkili olan temel faktörler; ilaç uygulamadan sonra önerilen bekleme süresine uyulmaması, ilaçlı yemlerin fazla miktarda ve sıkça kullanılması, tedavi kayıtlarının iyi tutulmaması, yem fabrikalarının yemlerdeki karıştırma ve ambalaj hataları, farklı yemlerin koyulduğu depoların kirli olması, yanlış ilaç kullanımı (aşırı doz, amaç dışı kullanım gibi), önceden antibiyotik kalıntısıyla kontamine olmuş süt alet-ekipmanının kullanılması, tedavinin yetkisi olmayan kişilerce yapılması şeklinde özetlenebilir (Bakırcı ve Akyüz, 1996; Avcı, 2010). Aşağıda bazı antibiyotiklerin verilme dozları ve sütle atılma süreleri verilmiştir. Çizelge 1’den de görülebileceği gibi, uygulanan doza ve doz sayısına bağlı olarak antibiyotiklerin vücuttan atılma süresi uzamaktadır.

Hayvansal ürünlerin güvenilir ve kaliteli olmasını sağlamak amacıyla hem Türk Gıda Kodeksi’nde hem de Avrupa Birliği Mevzuatı’nda, tüketime sunulan ürünlerde bulunabilecek veteriner ilaçlarının maksimum kalıntı limitleri belirlenmiştir. Bu limitlere uyulması tüketici sağlığı açısından büyük öneme sahiptir

Antibiyotik Kalıntılarının Sağlığa Etkileri
Sütte bulunan antibiyotik kalıntıları insan sağlığı açısından ciddi sakıncalar doğurabilmektedir. Bazı antibiyotikler çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Ani yan etkilere ek olarak düşük kalıntı miktarlarına maruz kalma nedeniyle ortaya çıkan uzun dönemli etkiler de vardır. İnsanlarda hafif alerjiden başlayarak çeşitli organlarda hasara ve anafilaktik şoktan (alerjenlere karşı oluşan şok) ölüme kadar değişik etkileri olan zehirlenmelere yol açabilirler (Bakırcı ve Akyüz, 1996; Velioğlu, 2006).

Ayrıca süt ve süt ürünleriyle birlikte az miktarda da olsa, devamlı antibiyotik alınması sonucu, bu antibiyotikler vücutta birikmekte, bazı bakteri suşlarında bu antibiyotiğe karşı direnç meydana gelmekte, bu durum antibiyotiklerin insan tedavisindeki etkinliğinin azalmasına neden olabilmektedir (Uysal ve ark., 1995).

Antibiyotik Kalıntılarının Süt Teknolojisinde Meydana Getirdiği Sorunlar
Süt endüstrisinde antibiyotik kalıntıları büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Starter kültür olarak kullanılan mikroorganizmalar özellikle laktik asit bakterileri gelişmeleri sırasında oluşturdukları enzimlerle ürünün bileşimindeki bazı maddeleri parçalayarak önemli metabolitleri oluştururlar. Süt ve süt ürünlerinde oluşan bu değişiklikler sonucunda ürün kendine özgü karakteristik özelliklerini kazanır. Asit oluşturma, proteoliz ve lipoliz, lezzet ve aroma bileşiklerinin oluşumu ve zararlı bakterilerin gelişiminin önlenmesi kullanılan bu kültürlerin temel işlevleridir.

Antibiyotikler çok düşük konsantrasyonlarda dahi çeşitli süt ürünlerinin üretiminde kullanılan kültürlerin laktik asit üretimini yavaşlatmakta ya da tamamen durdurabilmektedir (Kınık ve ark., 2002; Ardıç ve Durmaz, 2006).
Peynire işlenecek sütlerin antibiyotik kalıntısı içermesi çok düşük miktarlarda bile peynirde istenmeyen aroma, yapı, arzu edilmeyen şekilde gözenek oluşumu ve bütirik asit fermantasyonuna eğilim gibi bir takım kusurlara neden olabilmektedir. Ayrıca, çiğ sütte bulunan antibiyotiklerin sütün pastörizasyonu sırasında da tamamen inaktive olmadıkları, sütün normal bir sıcaklıkta ve kısa sürede ısıtılmasıyla penisilinin sadece %8’inin inaktive olduğu, 90 °C’de 30 dakika ısıtmayla bu oranın ancak %20’ye ulaştığı bilinmektedir. Dolayısıyla antibiyotikler starter bakterilerin çalışmalarını yavaşlatıcı, hatta durdurucu etki yaratırlar. Bu da istenilen düzeyde asit üretimi olmamasına ve arzu edilen tat-aroma oluşumunun gerçekleşmemesine neden olur. Buna ilaveten kültür bakterilerinin devre dışı kalmaları ile Gram (-) bakterilerin üremesi için uygun bir ortam hazırlanmış olmaktadır. 1 ml peynir sütünde 0.02 IU’lik penisilin kalıntısı bulunması pH’nın düşmesini geciktirmekte ve anormal fermantasyonun şekillenmesine neden olmaktadır (Bakırcı ve Akyüz,1996; Kınık ve ark. 2002; Metin, 2009).

Sütteki antibiyotik kalıntıları özellikle yoğurt yapımında ciddi problemlere neden olmaktadır. Yoğurt bakterileri antibiyotiklere en hassas bakterilerdir. Düşük dozlardaki antibiyotik kalıntısı bile saf yoğurt kültürü olarak kullanılan Lactobacillus delbrueckeii delbrueckii subsp. bulgaricus ile Streptococcus thermophilus arasındaki simbiyotik çalışmayı engellemekte, sütte laktik asit oluşumunu yavaşlatmaktadır. Bu nedenle antibiyotikli sütlerden yoğurt yapımında inkübasyon süresi uzamakta, yüksek dozlarda ise bakterilerin faaliyeti tamamen durmakta ve asitlik gelişimi durmaktadır. Süt endüstrisinde fermantasyon söz konusu olduğunda inhibisyona en duyarlı bakteri olan S. thermophilus’un hassasiyeti göz önünde bulundurulmalıdır. Saf yoğurt kültürünün çalışmasının 0.01 IU/ml bulunan sütlerde yavaşladığı bildirilmiştir (Yaygın, 1999; Velioğlu, 2006).

Sütte bulunan antibiyotik kalıntısı, tereyağının biyolojik olgunlaştırılması sırasında kültür bakterilerinin gelişimini engelleyerek tereyağının karakteristik aroma maddesi olan diasetil oluşumunda da sorunlar yaratmaktadır. 0.25 ünite penisilin içeren kremada aroma maddesinin 3/4 oranında azaldığı ve tereyağı kalitesinin düştüğü tespit edilmiştir. Böyle kremalarda asit oluşumu yetersiz kaldığından yayıklama süresi de uzamaktadır (Bakırcı ve Akyüz, 1996).


SONUÇ VE ÖNERİLER
Çiğ sütte antibiyotik kalıntısı sütün çeşitli ürünlere işlenmesinde ciddi problemlere neden olduğu gibi, insan sağlığı açısından da önemli sakıncalar doğurmaktadır. Dolayısıyla antibiyotikli sütlerin sorun yaratmaması için bir dizi önlem geliştirilmiştir. Bu önlemlerin en önemlisi antibiyotik tedavisi görmüş hayvanların sütlerinin son tedavi işleminden en az üç gün sonrasına kadar satışa çıkarılmaması ve diğer sütlerle karıştırılmamasıdır. Geniş spektrumlu antibiyotiklerde bu süre 13 güne kadar uzatılmalıdır. Süt işleme tesislerinde gelen sütlerde antibiyotik taraması yapılmalı, bu kontroller için çabuk ve güvenilir metotlar geliştirilmelidir. Ayrıca çiftçi ve sanayici bu konuda bilinçlendirilmeli, çeşitli eğitim programlarıyla gereken destek verilmelidir. Aslında süt endüstrisinde birçok problem oluşturan ve sağlık açısından da ciddi sakıncalar doğuran antibiyotik kullanımının son çare olduğu bilinmeli, tedavi etme yaklaşımının yerini önleyici tedbirler almalıdır. Bu tedbirler arasında ilk sırada iyi hayvancılık uygulamalarının olduğu unutulmamalıdır.

okidoki2006
15-06-2012, 15:35
Belki şaşıranlar yada kızanlar olacak ama ben uzmanların yalancısıyım en besleyici ve içinde zararsız maddelerin neredeyse yok denecek kadar az olduğu ve insanlarda anne sütüne en yakın süt EŞEK yanlış anlamadınız eşek sütüdür :) tabi midesi kaldırana

okidoki2006
15-06-2012, 15:40
KANSERİN İLACI EŞEK SÜTÜ


Kleopatra zamanından beri faydaları bilinen eşek sütünün kolon kanseri gibi birçok kanser ve hastalık türünün tedavi sürecinde oldukça hızlandırıcı etkisi olduğu belirtildi.
Kleopatra zamanından beri faydalarıyla bilinen eşek sütü, inek sütünden farklı olarak oldukça nadir kullanılıyor. İnekten günde 30 litre süt elde edilirken eşekten sadece günde 2 litre oranında süt elde edilebiliyor. Eşekten günde 4 kez, 2 saat arayla süt sağılabiliyor. Bu nedenle eşek sütü bir hayli değerli.

Türkiye'de de son zamanlarda eşek sütü üretimi artışa geçti. Kırklareli'nde ilk kurulan eşek çiftliği ülkedeki en büyük çiftlik olma özelliğini taşıyor. 180 eşeğin bulunduğu çiftlikteki yatırımlar tamamlandığında, eşek sütleri piyasaya sürülecek.

'EŞEK YETİŞTİRMEK DAHA KOLAY'
Çiftliğin sahibi Ufuk Usta, 2009'da başlatılan projeyle birlikte eşek sütünü sıkça tüketilen bir ürün haline getirmeyi umuyor.

Usta, "Böyle bir yatırım yapmak aklımızda yoktu. Bundan 3 yıl önce inek çiftliği olarak başladığımız proje, daha verimli olmasından dolayı eşek çiftliğine dönüştü. Eşek yetiştirmenin diğer çiftlik hayvanlarından daha kolay olduğunu belirten Usta, "Eşekler daha az yiyorlar. Az yemeleri maaliyet açısından bizim için önemli" dedi.

ANNE SÜTÜNE EN YAKIN SÜT
Türkiye'nin bir diğer eşek çiftliği ise Bodrum'da bulunuyor. Anne sütüne en yakın süt olduğu bilimsel olarak kanıtlanan eşek sütü alerjik, sindirim, kalp ve damar sistemi hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor.

Eşek sütünün astım ve bronşit hastalığının tedavisinde çok faydalı olduğu ayrıca kolon kanserinin tedavi sürecinde tedaviyi hızlandırıcı etkisi olduğu belirtiliyor. Sütün sedef ve siroza gibi hastalıklarının tedavi sürecinde de olumlu etkisi olduğu ifade ediliyor.

ŞEKERLİ TADIYLA İÇİMİ KOLAY
Süt tozuna karşı alerjisi olan bebeklerde anne sütüne eş değer olan eşek sütünün kalsiyum açısından zengin olduğu belirtiliyor. Eşek sütü sağlık uzmanlarının da ilgisini çekiyor. Son araştırmalar, bu sütün daha fazla protein ve daha az yağ içerdiğini gösteriyor.

72 SAAT GEÇMEDEN TÜKETİLMELİ
Eşek sütü inek sütüne alerjisi olan çocuklar için de önemli bir alternatif. Şekerli tadı da içimi kolaylaştırıyor. Sütün 72 saat geçmeden taze tüketilmesi gerekiyor. Eşek sütünün litre fiyatı Avrupa'da 60 Euro'yu buluyor. Türkiye'de ise bardağı 20 TL'den satılıyor.

enigma
15-06-2012, 15:43
keçi sütü olduğunu duymuşdum bende...

i-ked
22-05-2013, 14:14
En iyi süt ?
Tabi ki AOÇ günlük pastörize süt.
http://www.aoc.gov.tr/index.php?view=gnl&nid=127
Rakipsizdir, candır canandır.
Ben sevmem sütü ama istisnası AOÇ'dir.Tabi Ankara dışında yok.
Ve Ankara'da özlediğim ender şeylerden :)

Geçen Süt Günü ile ilgili programda Tarım Bakanı ve yanındakiler AOÇ ayranı içiyorlardı.
Ankara'da iken severek tüketirdim karton ya da cam ambalajda sütünü, dondurmasını ...

brainme
04-02-2014, 15:27
Eşek sütü (http://eseksutum.com) bronşit, astım, kanser için çok faydalıdır.Eşek sütü kemik erimesine karşı yaşlılar için tavsiye edilir. Antibakteriyel’dir ve bağışıklık sisteminin güçlendirir.

Eşek sütü faydaları çok fazladır, bebekler için süt çok fazla verilmemelidir.Süt miktarına göre şeker , kalsiyum ve proteinlerin değerleri anne sütüne en yakın değerlere sahiptir. Emzirme ile tavsiye edilmekle birlikte bebek için anne sütünün içerdiği proteini eşek sütü (http://eseksutum.com) karşılamaktadır.

İtalya Sağlık bakanlığı eşek sütü faydaları ile ilgili, büyüyen çocuklar ve yaşlılar için eşek sütünü şiddetle öneren bir kampanya başlattı . Özellikle yaşlılarda kemik erimesine karşı tavsiye edilmektedir.

Eşek sütünün dünyada en fazla Çin’de üretilmekte olup, eşek sütü üretimi Avrupa’da da yaygınlaşmaya başladı. Bizim ülkemizde de çok fazla tercih edilmeye başladı. Bunun en önemli nedeni anne sütüne çok benzemesi. Şeker ve protein açısından anne sütü ile birebir aynı. Eşek sütünde lizozim ve laktozi maddeleri vardır. http://eseksutum.com adresinden detaylı bilgi alabilirsiniz.Bu maddeler vücudun bağışıklığını güçlendiriyor dolayısıyla vücutta kanseri engeller olduğu da yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş durumda. Yağ değeri anne sütünden daha düşük. Eşek sütünün kolesterolü düşürdüğünü bu yüzden tüketilmesi gerektiğini belirtmektedir.

i-ked
04-02-2014, 15:58
http://www.haber29.net/guncel-haberler/turkiyenin-ilk-esek-sutu-ureten-ciftligi-h3528.html

http://www.haber29.net/images/haberler/turkiyenin_ilk_esek_sutu_ureten_ciftligi_133007636 3.jpg

2 yıl önce birileri uğraşıyormuş :)

brokerüstad
04-02-2014, 21:25
en iyi süt içebildiğimiz süttür :)

Heval
05-02-2014, 03:31
İçinizden çocukken Eşek sütü içirilen varmı bilmiyorum ama özellikle soğuk algınlığı(öksürük yapan bronşit,astım vb) benzeri hastalıklara yakalanan çocuklara bizim oralarda Eşek sütü içirilirdi.Bende Çocukken bayağı içmişim :he:

Doğal beslenen Keçinin hem eti hemde sütü oldukça faydalıdır...

Yine doğal beslenen Manda sütününde süper yoğurdu olur....

İstanbulda yaşıyorsanız Günlük Süt olarak satılan sütten başka birşey Markette bulmak oldukça zordur maalesef

Grandmaster
05-02-2014, 10:56
En iyi süt ?
Tabi ki AOÇ günlük pastörize süt.
http://www.aoc.gov.tr/index.php?view=gnl&nid=127
Rakipsizdir, candır canandır.
Ben sevmem sütü ama istisnası AOÇ'dir.Tabi Ankara dışında yok.
Ve Ankara'da özlediğim ender şeylerden :)
bembeyaz ve kaymak tadında
sevindirici bir tarafı,ömrü cok kısa ve gercekten sk tarihi gecince 1 gunde bozuluyor 2 kere denedik.gercekten doğal olmalı
sadece tadı için bile içilir

yapayzeka
24-02-2014, 01:18
biz gülüyoruz ama türk göçmen atalarımız asyada yörük hayatı yaşarken at sütü felan içerlermiş o yüzden çok güçlü olurlarmış .

i-ked
30-04-2014, 11:03
Son günlerde şu cam şişelerdeki günlük sütlerden içiyorum. Diğer uzun ömürlü sütler bünyemi rahatsız ederken bunlar etmiyor. Bir deneyin bakalım!