View Full Version : Hisse.net KİTAP
SunShine
16-03-2004, 10:08
Sn Uzaklar, hisse.net'te kitaplar ile ilgili bölüm olmadığını söylemiş.
Buyrun. Artık var.
Beni çok etkileyen ve en yirmi yıl içinde en az 3 kez okuyup bir o kadar da filmini seyrettiğim bir kitap.
Henri Carriere'den Kelebek.
Okumayanlara tavsiye edebilirim.
Saygılarımla.
William Makepeace Thackeray'ın GURUR DÜNYASI" adlı kitabını tavsiye edebilirim.
bir romandır ve Thackeray'ın başyapıtı olarak kabul edilir. kitabın diğer adı, Kahramanı Olmayan Roman'dır. okurken yanınıza kalem defter almayı sakın unutmayın. çünkü her sayfasında sizi hayrete düşürecek güzellikte özlü sözler vardır. onları not etmekte yarar var.
aklıma gelen iki tanesini yazayım hemen:
- Erdemli bir kadın, kocasının baştacıdır...
- Ortada bırakılacak bir miras yoksa, babalar ve oğulları iyi geçinirler...
okul yıllarımda iki kez okuduğum ve halen unutamadığım bir romandır.
tavsiye ederim.
not: evet, farkındayım; adeta reklam gibi oldu bu yazı :)
Yeni çıkan Da Vinci Şifresi-Dan Brown bence süper, mutlaka okuyun. (Kitap Hristiyan dünyasında tartışmalara yol açtı, Hz. İsa hakkında, papalık yönetimi vs hakkında getirdiği eleştiriler ve bilgiler oldukça ilgi çekici, bu arada Kitapta adı geçen tüm kavramlar gerçek (mesela Opus Dei, Kutasl Kase vs.)
Ayrıca şu sıralar okuduğum Kızıl Tavşan-Tom Clancy de harika Papa suikastini konu alıyor, Rusya, İngiltere, Bulgaristan, Vatikan ve ABD devletleri istihbaratları falan kısacası gayet güzel
Bu arada bu konuda Frederick Forsyth ın kitaplarıda harikadır, mesela Rusyanın yarını için İkon'u tavsiye ederim.
Bu tip çok kitap var aklıma geldikçe yazarım.
onikikarakte
16-03-2004, 19:02
Biraz daha geniş bir özeti tercih ederdim
SunShine
17-03-2004, 09:39
Aklıma bir kitap geldi. Ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama, okuduğum zaman çok etkileyici gelmişti.
Robert Fish, Takip.
İkinici dünya savaşı. Bir SS subayı, toplama kampı komutanı. Almanların yenilme ihtimalini gözardı etmeyerek bir plan yapıyor ve uyguluyor.
Ama planındaki bazı aksaklıklar ve zamanın getirdikleri yüzünden İsarail devletinin kurulmasında öncü rol oynamak zorunda kalıyor. Ve hatta İsrail Ordusunda en yüksek mevkilere kadar yükselmek zorunda kalıyor.
Sürükleyici bir roman idi.
Bulabilirseniz okumanızı tavsiye ederim.
Sn Uzaklar, hisse.net'te kitaplar ile ilgili bölüm olmadığını söylemiş.
Buyrun. Artık var.
Beni çok etkileyen ve en yirmi yıl içinde en az 3 kez okuyup bir o kadar da filmini seyrettiğim bir kitap.
Henri Carriere'den Kelebek.
Okumayanlara tavsiye edebilirim.
Saygılarımla.
Kendimden utaniyorum :( cok gec farkettim.
Tesekkurler...
Henri Carrere nin Banko sunuda ekleyebilirz Kelebek-2 olarak o da guney Amerikada gecer ve son derece enteresan bir kitaptir.
serdarkus
17-03-2004, 15:08
Yeni çıkan Da Vinci Şifresi-Dan Brown bence süper, mutlaka okuyun. (Kitap Hristiyan dünyasında tartışmalara yol açtı, Hz. İsa hakkında, papalık yönetimi vs hakkında getirdiği eleştiriler ve bilgiler oldukça ilgi çekici, bu arada Kitapta adı geçen tüm kavramlar gerçek (mesela Opus Dei, Kutasl Kase vs.)
...
Kitap okuyamıyorum diyenler,
Kitap okumaktan sıkılıyorum diyenler,
Kitap okuyacak vaktim yok diyenler,
Çocuğuma bir tane bile kitap okutamıyorum diyenler,
Çocuğuna kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyenler,
Hanımını/bey ‘ini/çocuğunu TV başından biraz olsun uzaklaştırmak isteyenler..
tavsiye ederim.. akıcı bir kitap, akıcı bir konu, akıcı bir yazım.. ilk sayfaya başlayınca, bitirmeden bırakılamıyor..
ayrıca, Sn.onikikarateke.. geniş özet talebiniz sanırım genel... özet geçeyim mi, iyi mi olur, emin değilim.
onikikarakte
17-03-2004, 19:22
Kitaptan bir alıntıyla süslense kitap daha çekici hale gelebilir demek istiyorum, yoksa siz zaten öz bir özet yapıyorsunuz.
erciyesforce
18-03-2004, 11:45
Kendimden utaniyorum :( cok gec farkettim.
Tesekkurler...
Henri Carrere nin Banko sunuda ekleyebilirz Kelebek-2 olarak o da guney Amerikada gecer ve son derece enteresan bir kitaptir.
güzeldi ikisi de ... okumamak kayıptır bence ....
Kitap okuyamıyorum diyenler,
Kitap okumaktan sıkılıyorum diyenler,
Kitap okuyacak vaktim yok diyenler,
Çocuğuma bir tane bile kitap okutamıyorum diyenler,
Çocuğuna kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyenler,
Hanımını/bey ‘ini/çocuğunu TV başından biraz olsun uzaklaştırmak isteyenler..
Artik kitaplarin cogunun audiolari da oluyor :)
buket uzuner in "uzun beyaz bulut gelibolu" adlı kitabı gerçekten çanakkale savaşının insani içyüzünü çok güzel bir şekilde anlatıyor.
işte kitap ile ilgili bir tanıtım:
Buket Uzuner Bir Başyapıta Daha İmza Atıyor...
Tarih kitaplarında yer almasına henüz hiçbir milletin izin vermeye hazır olmadığı büyük insanlık sınavı: Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede savaş kahramanı olur mu? Ya da: Tarih düz okunacak bir metin midir? Ve tarih yeniden yazılmalı mıdır?
Çanakkale'de 1915 yılında Osmanlı teğmeni Ali Osman Bey ile Anzak Er Alistair John Taylor'ın birlikte insanlığa verdiği dehşetengiz dersi ve 2000 yılında Çanakkale Savaşları'nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu'ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın ve Çanakkale Milli Parkı'nda bastonuyla dolaşan Türk Nine'nin akıllara durgunluk veren seksen beş yıllık sırrını merak ediyorsanız bu kitabı okumalısınız...
Kitap Hakkında Eleştiriler:
"Homeros'tan Fatih Sultan Mehmet'e, Fatih Sultan Mehmet'ten Mustafa Kemal Atatürk'e ve Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze kadar uzanan Doğu-Batı çatışmasını ve bu çatışmanın eksenindeki insanın evrensel özelliklerini, Gelibolu'nun tanıklığında, destansı bir dille anlatıyor Buket Uzuner."
- Prof. Emre Kongar -
"Uzun Beyaz Bulut - Gelibolu, Türk romanında heyecan verici bir yenilik. Savaşın anlamsızlığını, gizemini ve düşmanlığın ötesinde birleştirme mucizesini dünya edebiyatında pek az yazar böylesine sürükleyici bir anlatımla yaratabilmiştir. Buket Uzuner'in yapıtı, roman türünün sınırlarını zorlarken, sinemaya da meydan okuyor. Büyüleyici!"
- Prof. Talat Halman -
ayrıca şu siteye girerseniz yazar ve kitap hakkında daha ayrıntlı bilgi edinebilirsiniz.
http://www.buketuzuner.com/kitapbulut.asp
As the Future Catches You - Juan Enriquez
Mukemmel bir kitap, bunu yoneticilerimiz ve yonetici adaylarimiz okusa 20 yil sonra bambaska bir TR de yasiyor olabiliriz.
Yazar, gelecege isik tutuyor ve ayni zamanda gecmisi analiz edip, bazi ulkelerin neden geri kaldigini ve geri kalmaya mahkum oldugunu ve bazi ulkelerin de nasil atilim yapabildiklerini cok yalin bir dille anlatiyor. Winston Churchill'in, "Gelecegin imparatorluklari, akil imparatorluklari olacak" sozunden yola cikarak, egitimin ve know-how'un nasil onemli bir rol oynadigini yaziyor. Dogal kaynaklara, toprak ve nufus zenginligiyle ayakta duran ulkelerin istatistiklerle nasil erimeye mahkum olduklarini da ogrenebiliyorsunuz. Ingilizlerin, Japonlarin ve Malezyalilarin isgalinden kurtulmus bir Singapur ulkesi, nasil dunyanin en zengin ve modern ulkelerinden biri olmus? Dogal Kaynak zengini Rusya, Nijerja, Suudi Arabistan gibi ulkeler neden kuculmeye mahkumlar? Gelecegin bilimi olan genetik bilimini, hayatimizi nasil degistirecek? Dunya gelir dagilimin nasil etkileyecek?
Bunun gibi bircok ilginc soruya yani ariyor bu kitap. Siddetle tavsiye ederim.
FORTUNATO
21-03-2004, 02:32
Şiddetle tavsiye ediyorum yerine ısrarla tavsiye ediyorum daha iyi olurdu.
Bu şiddet iliklerimize kadar girdi zaten.
dreissena
21-03-2004, 02:43
Sn. empee3 kitabı on-line olarak nereden alabiliriz. weblebide ve ideefixede aradım ama bulamadım.
Evet Sn empee3 ''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil, yalnızca mal üretiyordur." sözü özellikle
dreissena
21-03-2004, 02:47
Sn. empee3 kitabı on-line olarak nereden alabiliriz. weblebide ve ideefixede aradım ama bulamadım.
derken buldum .
www.bn.com
http://a1204.g.akamai.net/7/1204/1401/03122214011/images.barnesandnoble.com/images/7220000/7221957.jpg
Bu tip kitaplardan ve komplo teorilerinden hoslananlar ...
The biggest Secret ''The Book That Will Change The World'' David Icke, 541 sayfa ama ilk cumleden itibaren surukleyici bir kitap.
Hulki Cevizoğlu'nun, başta Atilla İlhan'la yaptığı programın kitabı olmak üzere ,tüm kitaplarını öneririm.
onikikarakte
27-03-2004, 21:32
Şiddetle tavsiye ediyorum yerine ısrarla tavsiye ediyorum daha iyi olurdu.
Bu şiddet iliklerimize kadar girdi zaten.
Sadece tavsiye etsek ve şiddet değil ısrar bile etmesek:)
Alev Alatlının Viva lamuerte ile başlayan Or'da kimse var mı? dizisinin okunmasıda insana bir şeyler katacaktır.
Tecrübe konuştu.
:)
serdarkus
30-03-2004, 20:35
“Henry bir süre hiç konuşmadan oturdu.Sonunda yorgun gözlerini kaldırarak :
- Sizi asılmaya mahkum ediyorum, dedi.
-Asılmaya mı Lord Cenapları?
- Ölünceye dek boynunuzdan asılmaya.
-Değişmişsiniz efendim
Sir Henry birden şaşırarak eğildi,sanıklara dikkatle baktı. Sonra gülümsedi.Alçak sesle .
-Evet, dedi, değiştim.Sizin tanıdığınız Henr Morgan, sizin tanıdığınız Sir Henry Morgan değil. Artık vahşetle değil soğukkanlılıkla adam öldürüyorum, çünkü öldürmem gerekiyor. –Sesini yükseltti- Mahkeme salonu boşaltılsın. Ama kapıları tutun! Tutuklularla gizli konuşmak istiyorum.
Yalnız kaldıklarında söze başladı.
-Değiştiğimi ben de pek iyi biliyorum. Ama sizin gözle gördüğünüz değişiklik nedir?
Burgonya ‘lılar birbirlerine baktılar:Sen konuş, Emil.
-Şu bakımdan değişmişsiniz efendim, Eskiden ne yaptığınızı bilirdiniz. Kendinize güvenirdiniz
Öteki söze karıştı:
- Evet, öyle. Artık bilmiyorsunuz, kendinize güveniniz yok.. Eskiden bir tek adamdınız Bir tek adama, inanılabilir. Ama şimdi birkaç adam olmuşsunuz. Birine inansak da ötekilerden korkmamız gerekir..
Sir Henry güldü .
- Bu az çok doğru... Benim suçum değil ama doğru. Uygarlık bir kişiliği parçalıyor, parçalanmaya yanaşmayan topun ağzına gidiyor.
Antonie öfkeyle mırıldandı:
-Uygarlığı unuttuk biz.Anamız sayesinde.
-Sizleri asmak yazık.
-Ama bizi ille asmak gerek mi efendim? Kaçamaz veya bağışlanamaz mıyız?
-Hayır, asılmanız gerekiyor.Üzgünüm ama böyle olması gerekiyor.Görevim gerektiriyor bunu.
-Ama, ya dostlarınıza karşı göreviniz efendim? Sizinle birlikte silah taşımış, kanlarını sizinkine karışmış adamlara karşı göreviniz?
-Dinle <<Öteki Burgonya ‘lı>> , iki tür görev vardır, Fransa ‘yı anımsarsan bunu sen de bilirsin. Sen bir tür görevin sözünü ediyorsun, daha zayıf olanın. Öteki dev göreve,savsanamayacak olan göreve gösteriş görevi de denilebilir. Sizi korsan olduğunuz için asmıyorum, korsanları asmam benden beklendiği için asıyorum. Sizin için üzülüyorum. Sizi ceplerinize birer törpü koyup hücrelerinize öyle göndermek istiyorum, ama bunu yapamam. Benden bekleneni yaptığım sürece Yargıç olarak kalacağım Herhangi bir nedenle değiştiğim zaman beni de asabilirler….”
Altın Kupa – John Steinbeck
bizim örnek aldıklarımız..... elinize sağlık
son paragraf muhteşemdi
yuh yaa
"Sizi korsan olduğunuz için asmıyorum, korsanları asmam benden beklendiği için asıyorum. Sizin için üzülüyorum. Sizi ceplerinize birer törpü koyup hücrelerinize öyle göndermek istiyorum, ama bunu yapamam. Benden bekleneni yaptığım sürece Yargıç olarak kalacağım Herhangi bir nedenle değiştiğim zaman beni de asabilirler….”
süper resmen süper
Hulki Cevizoğlu'nun, başta Atilla İlhan'la yaptığı programın kitabı olmak üzere ,tüm kitaplarını öneririm.
Aynen katılıyorum,seyretmeye zamanım olmadığından kitap olarak alıyorum.
S.S
kumralada
31-03-2004, 00:23
Bir süreden beri okuduğum bir kitap.Bu bölüme yazmak için bitirmeyi bekliyordum fakat Serdar Turgutun 26/3/2004 tarihli yazısında adının geçtiğini görünce zamanı gelmiş diye düşündüm.Yazarı Burak Eldem;gerçekten emek verilerek özenle yazılmış bir araştırma kitabı,yazarı kutlamak isterim.Sakin kafayla sindirilerek okunması gereken bir kitap,596 sayfa.
Kitap gezegen X veya 10.gezegen olarak adıyla bilim adamlarının izini sürdükleri fakat yerini saptayamadıkları bir gök cismi ile ilgili.Sümer metinlerinde NİBİRU,Babil metinlerinde ise MARDUK adıyla anılan ve eliptik yörüngesiyle 3661 yılda bir dünyamızın yakınından geçen bu gezegenin 2012 yılında yine güneş sistemimizde boy göstereceği anlatılıyor.Tarih boyunca her geçişte çeşitli doğal afetlere ve dünyayı sarsacak değişimlere neden olduğu kutsal metinlere de atıfta bulunularak anlatılıyor.S.Turgutun bununla ilgili yazısını da kopyalıyorum.
Büyük kaos beklentisi var
İki gündür dünyaya hakim olan güçlerin başlatmış olduğu Büyük Savaşa giden sürecin anlamını çözümlemeye çalışıyorum.
Önceki yazılarımda akla ilk gelen rasyonel nedenlerin de bu gelişmede rol olabileceğini ancak olan biteni anlamamızda yeterli kalamayacağını göstermeye çalıştım.
Çünkü güç sahipleri bu gibi yeniden paylaşım savaşlarında daha önce görülmedik bir aceleyle, neredeyse panik içinde hareket ediyorlar ve rasyonel düşünce sınırlarını zorlayan bir acımasızlıkla bir yerlere varmaya çalışıyorlar.
Bu davranış biçiminin iki türlü açıklaması olabilir.
1- Bilim adamları bugüne kadar görülenlerden boyutu hayli farklı olan bir doğal afet olacağını tespit ettiler. Dünyadaki siyasi güç dengelerini de değiştirecek boyutta olacak bu doğal afet, örneğin bir büyük kuraklık öncesinde güç sahipleri pozisyon alarak kendi hakimiyetlerinin devamlılığını garanti altına almaya çalışıyorlar.
Ya da, ki bu da aynı sonuca bağlanmaktadır, şöyle bir gelişme var:
2- Çok eski dönemlerden bu yana bilinen, çok az sayıda insanın bilgisi dahilinde olan, dünyanın tümünü etkileyeceği bilinen bir Büyük Kaosun zamanı yaklaşıyor. 1984 yılında ilk kez resmen tespit edilmiş yaklaşan tehlike son yıllarda bilimsel açıdan daha da netlik kazandı. Bu yüzden de büyük afet döneminde dünyanın düzeninin tamamen kontrol altından çıkmaması içim hakim güçler şimdiden harekete geçtiler. Büyük Kaos vakti gelmeden şimdiden kontrollü stratejik kaoslar çıkararak alt üst oluş döneminde kontrol altından çıkması beklenen dünya bölgelerinde hakimiyetlerini zorla kurarak, vakit geldiğinde dünya düzen hiyerarşisinde büyük bir değişiklik olması riskini azaltmaya çalışıyorlar. Aceleleri, panikleri ve şiddet içeren saldırganlıkları da bundan kaynaklanıyor.
* * *
Şimdi size bir hikaye anlatacağım.
Hikaye diyorsam da masalla karıştırmayın bunu çünkü bu konu dünyada çok parlak beyinlerin üzerinde yıllardır çalıştıkları bir mesele.
Güneş sistemimizde 10'uncu bir gezegenin daha olduğu konusunda çok uzun yıllardır ciddi bir bilimsel şüphe vardı.
Ne gariptir ki bilimde ve aletlerde büyük gelişmeye, hatta uzayın derinliklerine gidilmesine rağmen hala daha net olarak varlığı ispatlanamamış olduğu söylenen ve bence de yalanla geçiştirilmeye çalışılan bu gezegeni İ.Ö binlerce yıl önce Mayalar, Sümerler ve Babilliler son derece modern matematik teknikleriyle ve gök inceleme metotlarıyla tespit etmişler, onun hem tarihini hem de gelecekteki hareket biçimini yazmışlardır.
Sümerler ona geçiş gezegeni anlamına gelen Nİ.Bİ.RU diyorlardı. Babil bilim adamları ona güçlü tanrıları Marduk'un adını verdiler
Mısır medeniyetinde ise bu gezegen 'Milyonlarca Yılın Gezegeni' olarak adlandırıldı.
Bilim adamları tarafından eliptik bir yörüngeye sahip olduğu tespit edilmiş olan ve 1930'lu yıllardan bu yana yapılan araştırmalarda 'Gezegen X' olarak adlandırılan bu gezegen en son olarak İ.Ö 1649 yılında dünya yakınından yörünge geçişini yapmıştı.
Bu gezegen geçişi büyük afetlere neden olmuş, Doğu Akdeniz'den başlayarak 30'uncu paralel ile ekvator arasında kalan bölgelerde kısa aralıklı şiddetli depremler yaşanmış, yanardağları örneğin Ege'deki Santorini adasındaki dağ patlamış, tsunamiler kıyı kentlerini yok etmiş, Yakındoğu'dan Uzak Asya'ya kadar olan bölgede radikal iklim değişiklikleri olmuştu.
Dünyada alt üst oluş o kadar büyüktü ki insanoğlu yemiş olduğu büyük darbe ile manevi açıdan baş edebilmek için başına gelenleri bir şekilde anlaşılır kılacak, o koşullarda bile geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir yeni düşünce sistematiğine ihtiyaç duydu.
Yeni bir dinin temeli atıldı. Tevrat'ta anlatılan afetler o günlerde yaşananlardan kaynaklanmıştır büyük ölçüde.
* * *
Yapılan hesaplamalar her 3661 yılda dünyanın yakınından geçmesi beklenen 'Gezegen X'in 2012 yılında tekrar dünyamızın yakınından geçeceğini gösteriyor
Kurumlaşmış dinlerin üst düzey ve az sayıda yetkilileri bu bilgiyi sıradan insanlardan saklıyorlar.
Onlar gibi 1984 yılında Pluton civarında gözledikleri ve sistemimize girmekte olan büyük gök cismini tespit etmiş olan NASA üst yönetimi ve ABD'de çok az sayıda insan da bu bilgiyi saklıyorlar.
Bu gezegen dünyanın iki ile beş misli büyüklükte, bu da biliniyor.
Bilgi gizleniyor çünkü son gelişinde yeni dinlerin ortaya çıkmasına neden olacak kadar vahim sonuçlar doğuran bu gezegenin tekrar dünyadan geçeceğinin ortaya çıkması durumunda olayların kontrolden çıkacağını düşünen güç sahipleri, gerçek kaçınılmaz olarak ortaya çıkacağı günden önce (bu kaçınılmaz çünkü güneyden yaklaşacak bu gezegeni 2012 Aralık ayında çıplak gözle görebileceğiz) kontrollü kaos stratejilerinden sonuç alıp, büyük kaosta kontrolü bir öncekinde olduğu gibi kaybetme riskini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Ne kadar şanslıyız ki dünyada Zecheria Sitchin gibi büyük alimlerle ortaya çıkarılan bu unutturulmak istenen gerçeğin tüm literatürünü takip eden ciddi bir uzmana da sahibiz. Burak Eldem'in '2001 Marduk'la Randevu' kitabını mutlaka okuyun herkese tavsiye ediyorum.
* * *
Çok lafı edilen 'Yeni Dünya Düzeni' aslında budur. Büyük Kaos'tan önce kurulmaya başlanan ve Büyük Kaos'la bile yıkılmayacağı düşünülen yeni dünyaya o ad verilmektedir aslında.
Amerika'da sıradan insanlar Evangelist Hıristiyanlar'ın ve Yahudiler'in 'kötülüğe ve büyük felaketlere' karşı omuz omuza savaş verdikleri dinci filmler ve kitaplarla yeni döneme hazırlandırılıyorlar, bir anlamda eğitiliyorlar.
Yine din temalı olan ve Babil'e atıfta bulunulan İkiz Kuleler'in yıkılmasıyla başlatılan düzen kurma operasyonunun daha birinci gününde Başkan Bush 'Bu bir haçlı hareketi' demiştir. Orada söylenen Crusade lafı 'Haç taşıyan evangelist' anlamındadır.
Başını Amerika'nın çektiği dünya güçleri büyük karışıklık çıkmadan önce bu kez de başkaldırının olacağını tahmin ettikleri bölgelerde yerleşip bir an önce enerji ve su kaynaklarını tam kontrolleri altına almak istemektedirler.
Türkiye bu açıdan çok önemlidir dolayısıyla da Irak savaşı öncesinde Amerikan askerlerinin neden bir anda ülkemizin savaş ile görünürde hiç alakasız gibi olan bölgelerinde konuşlanmaya başladıkları da bu açıklamalara bakılarak anlaşılabilir.
Irak'ın işgalinin stratejik olmak dışında sembolik bir yanı da vardır çünkü Irak'ta Sümerler'den kalmış olan bazı gizli bilgilerin mirası niteliğinde olan bilgi kaynakları da vardı. Dolayısıyla Irak'taki müze soygunları medeniyetlerin temelindeki gizli bilgilerin saklanmakta olduğu İskenderiye Kütüphanesi yangını kadar önemlidir.
Irak'ta her gün öldürülen insanlar arasında bilgileri rivayet düzeyinde de olsa bilen din adamlarının çok sayıda olması da bu yüzden tesadüf değildir.
Bu yüzden de İsrail 'bela olması beklenilenlere', 'Potansiyel Hiksoslara' karşı infazlara başlamıştır ve durmayacaklarını açıklamaktadırlar. Hiksoslar 3661 yıl önce darbe yiyen medeniyetlere karşı ayaklanan ve ortalığı yakıp yıkan kavime verilen addır.
Büyük savaş çoktan çıkmıştır bile ve zamana karşı yarışılmaktadır.
Aklıma bir kitap geldi. Ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama, okuduğum zaman çok etkileyici gelmişti.
Robert Fish, Takip.
İkinici dünya savaşı. Bir SS subayı, toplama kampı komutanı. Almanların yenilme ihtimalini gözardı etmeyerek bir plan yapıyor ve uyguluyor.
Ama planındaki bazı aksaklıklar ve zamanın getirdikleri yüzünden İsarail devletinin kurulmasında öncü rol oynamak zorunda kalıyor. Ve hatta İsrail Ordusunda en yüksek mevkilere kadar yükselmek zorunda kalıyor.
Sürükleyici bir roman idi.
Bulabilirseniz okumanızı tavsiye ederim.
Harika bir filmdi,siz yazınca aklıma geldi.
S.S
bikmisbroker
02-04-2004, 14:09
Harika bir filmdi,siz yazınca aklıma geldi.
S.S
Shu filmlerin ingilizce original adlarini da rica etsek?? Hafta sonlari DVD ile izleme sansimiz olur??
Mumkunmu?
SunShine
02-04-2004, 15:04
Harika bir filmdi,siz yazınca aklıma geldi.
S.S
Filmini izlememiştim..
bikmisbroker
02-04-2004, 15:14
Filmini izlememiştim..
YINE yanlisimi duzeltene kadar SOBELENDIM!!!
Ne Hizli bir terzi bu bea??? :D
SunShine
02-04-2004, 18:12
YINE yanlisimi duzeltene kadar SOBELENDIM!!!
Ne Hizli bir terzi bu bea??? :D
Terzi fıkrası güzeldi sn BaBo..
Bağlantım kötü bu aralar.. Çok hızlı cevap yazamıyorum..
ihsanokur
02-04-2004, 23:01
Shu filmlerin ingilizce original adlarini da rica etsek?? Hafta sonlari DVD ile izleme sansimiz olur??
Mumkunmu?
Kitabın adı "Pursuit"
Robert L. Fish 1979
Filmin adı "A twist of fate" 1989
http://www.amazon.com/exec/obidos/tg/stores/detail/-/books/0425042588/104-6993168-5885567
onikikarakte
04-04-2004, 14:48
Wordf belgesi olarak Montaigne'den Denemeler:
http://www.geocities.com/onikikarakte/
www.yenisayfa.com da alfa, dogan kitap, iş bankası kültür, nokta, kitap evlerinin kitaplarında % 35 indirim yapmışlar bence kaçmaz
:)
BARBARLAR KAPIDA
MUTLAKA OKUYUN
KİTAP GERÇEK BİR OLAYI ANLATIYOR
Bir dünya devinin nefes kesen satış öyküsü: Para, hırs, kesişen çıkarlar ve akıl almaz entrikalar...
New York Times Best Seller...
New York Times en çok satanlar listesinde altı ay boyunca zirveden inmeyen Barbarlar Kapıda, Camel, Winston ve Salem sigaraları ile yiyecek içecek sektöründe birçok dünya markasının üreticisi RJR Nabisco'nun Wall Street'i ayağa kaldıran satış öyküsünü anlatıyor.
Wall Street Journal'dan iki ünlü gazeteci, Bryan Burrough ve John helyar'ın mükemmel bir kurguyla romanlaştırdıkları bu gerçek öyküyü okurken dünyanın aslında başka türlü döndüğünü göreceksiniz.
Wall Street tarihinin en büyük şirket ele geçirme operasyonu olan ve devir işleminin gerçekleştiği gün ABD bankacılık sektöründe dakikalarca hayatı durduran RJR Nabisco anlaşması, anlaşma düzenleyicileri, yönetim kurulu üyeleri, halkla ilişkiler uzmanları, hukukçular, strateji toplantıları, cemiyet davetleri de dahil olmak üzere iş dünyasına yeni bir pencere açıyor.
Arkadaslar, yillarca, hicbir kizin pesinden kosmadigim kadar pesinde kostugum Sadun Boro abimizin "Pupa Yelken" isimli 1966-1968 yillari arasinda 10 mt.lik teknesi Kismet ile dunya seyahatini anlattigi kitabi 2004 basimi ile tekrar kitapcilarda.
Sakin kacirmayin, yelkencilikle ilgilenen ilgilenmeyen herkesi yeni dünyalari kesfetmeye cagiriyorum bu kitap ile..
__________________
Hala ugrasiyorum!!
Sen Bana Mevsimlerden Söz Et - Gilbert Sinoue
Arjantin'de başlayıp Yunanistan'da sona eren bin yıllar süren bir özlemin hikayesi... Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim... Özellikle reenkarnasyona ilgi duyanlara şiddetsiz ve ısrarsız tavsiye ederim :)
Sn Sea Lord un da belirttiği kitabı bende tavsiye ederim, kitap okurken başka dünyalara gitmek neymiş görün derim. Sayın Sadun Boro' bu kitabının ilk baskılarından bende vardı. Yeni basımının yapılmasına sevindim.
"Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı" robert m pirsig
http://www.kitapstore.com/i/k/19/19842.jpg
amerika yı bir uctan bir uca katettiği motorsiklet yolculugu cercevesinde cesitli felsefi kavramlar uzerine girdigi derin monologlari iceren, 100 ün üzerindeydi sanırım yayınevi tarafından geri çevrilen ve en sonunda kucuk bir yayincinin -bana neden yayincilik yaptigimi hatirlatti- diyerek yayinlamaya razi oldugu kitabı...bilmem kaç dilde 10 larca baskı,bendeki artık enkaz altında kaldı...alıp tekrar okumak lazım...iki kere okumak lazım(kendi adıma):)
Pek kitap okumayı sevmem,ama bu kitap çok hoşuma gitmişti.Askerdeyden okuyordum.Birgün nöbetteyim teğmen geldi "vukuat var mı? ,ne okuyon?" ...demek motorlara çok meraklısın... motorda var kitap içinde asıl konu o değil falan oturduk 2 saat muhabbet... öyle de bir anısı vardı bende...
Henüz okumaya yeni başlamama rağmen tarzı ve içeriğiyle beni kendine bağladı... "Okunması şart" kitaplar arasına ismi eklenmeli bence... Benim gibi okumakta geç kalanlar varsa:
Şevket Süreyya Aydemir - TEK ADAM
Remzi Kitabevi (3 Cilt)
Bence atlanmaması lazım
Birleşik Türk Devletleri
yazarı Dr. A.Nazmi ÇORA Mu.Kur.Kd.AAlbay (E)
q-matris yayınlarından çıktı
Sallama bi kitap değil ilk izlenimim
Kayıp Tarih -YALÇIN İLTER
Bay Pipo -SONER YALÇIN (Her sene yeniden okuma isteği geliyor?? :p
Bütün Kaleler Zaptedilmedi -HULKİ CEVİZOĞLU
Efendi-Beyaz Türklerin Gizli Sırrı- Yazan Soner Yalçın,
Kitap nisan 2004 de çıktı ve 1. ayda 10. baskısını yaptı. Yazarın Bay Pipo adlı kitabını almak üzere iken tesadüfen dikkatimi çekti. Kitabın başlığındaki "sır" kelimesi ve baskı sayısı.
Kitap özetle 1800lerden günümüze dek Osmanlı ve Türkiye topraklarında kontrolün hep belli bir gücün kontrolünde olduğu konusunda odaklanmış.
Bu kitabı okuduktan sonra tarihin yeniden yazılması gerektiğine karar vereceksiniz. Diğer bir dikkat çekici nokta ise kitabın diğer pek çok kitaptan ve tarihsel olaylardan alınmış dipnotlar ile zenginleştirilmiş olması. Bu da kitabın gerçekçilik üzerinde yürüdüğünün bir başka isbatı. (Bunu yazıyorum. Çünkü kitabı okuduktan sonra çok büyük bir oran, aslında bildiğimizin hiçbir şey olmadığını düşünecek ve yazılanlara inanmakta güçlük çekecektir.) Yakın tarihle ilgilenen ve çok şaşırmak isteyen herkese tavsiyemdir.
Sevgili Yeter , yazdığın yorumların hepsi ''Bay Pipo '' içinde geçerli.Defalarca okudum ,okudukça şaşırdım.
''Efendi '' yi aldım ,okuyacağım ama sıradakileri bitirmem lazım.Tabii senin yorumunu okuyunca daha da sabırsızlandım doğrusu.. :rolleyes:
Bu arada DAN BROWN dan Melekler ve Şeytanlar'ı okuyorum.Okudukça sarıyor.Kesinlikle tavsiye ederim.Özellikle fiziğe ve bilime ilgi duyanlar için kaçırılmaması gereken bir kitap....
yeni kitaplar taze taze bugün aldım daha okumadım ama kaliteli olduklarına eminim
1. Dan Brown'ın ( da vinci şifresinin yazarı, süperdir) melekler ve şeytanlar
2. Saygı öztürk ( kasadaki dosyalar, 5-3-2 tamam, ve daha bir kaç tane daha ciddi tartışma ortaya çıkarmış kitapların yazarı, belgelerle konuşur.) madalyalı mahkum
3. Cengiz Abdullayev (mavi meleklerin yazarı, eski kgb ajanı) Kurtlar sofrasında
4. Faruk Mercan Apolet kılıç ve iktidar ( niso, bogazın şövalyesi kitaplarının yazarı, bu kitabında Türkiyedeki komuta kademesine yakından bakıyor doğan kitaptan çıktı)
5. Emre Yılmaz Genç bİr İşadamına (ilk defa okuyacam bakalım ne çıkacak)
6. Kemal Ural (İnançsızlığın Anatomisi'niin yazarı, okunması kolay bir kitap) Küçük Şey Yoktur
7. Bediüzzaman Said Nursi Ene ve Zerre Risalesi ( Biraz metafizik galiba, ama okuyacağım)
budur yani :)
melekler ve Şeytankar' a başladım bile
muhabbet
23-05-2004, 17:10
Kitabın adı: Şubat Uzar Bin Yıl Olur - 28 Şubata'a Karşı Psikolojik Harekat
Yazar: Tuncay Opçin
Yayınevi: Selis Kitaplar
28 Şubat sürecini öncesi ve sonrasıyla anlatıyor. küçük dilinizi yutacaksınız.
yeni kitaplar taze taze bugün aldım daha okumadım ama kaliteli olduklarına eminim
1. Dan Brown'ın ( da vinci şifresinin yazarı, süperdir) melekler ve şeytanlar
2. Saygı öztürk ( kasadaki dosyalar, 5-3-2 tamam, ve daha bir kaç tane daha ciddi tartışma ortaya çıkarmış kitapların yazarı, belgelerle konuşur.) madalyalı mahkum
3. Cengiz Abdullayev (mavi meleklerin yazarı, eski kgb ajanı) Kurtlar sofrasında
4. Faruk Mercan Apolet kılıç ve iktidar ( niso, bogazın şövalyesi kitaplarının yazarı, bu kitabında Türkiyedeki komuta kademesine yakından bakıyor doğan kitaptan çıktı)
5. Emre Yılmaz Genç bİr İşadamına (ilk defa okuyacam bakalım ne çıkacak)
6. Kemal Ural (İnançsızlığın Anatomisi'niin yazarı, okunması kolay bir kitap) Küçük Şey Yoktur
7. Bediüzzaman Said Nursi Ene ve Zerre Risalesi ( Biraz metafizik galiba, ama okuyacağım)
budur yani :)
melekler ve Şeytankar' a başladım bile
melekler şeytanlar iyiydi, ama da vinci şifresi bilmeceler olsun kurgu olsun çok daha kaliteliydi. zaten melekler ... davinci şifresinden daha önce yazılmış.
madalyalı mahkum klasik saygı öztürk kitabı (kaliteli gazetecilik)
apolet kılıç ve iktidar, Askerlerde mi, dedirtiyor bazı yerlerinde, yani kafa dağıtmak için önermem ama başvuru kitabı olabilir yada meraklısına, dili bana çok matah gelmedi, zaten yazarın önceki niso kitabı da yazım dili açısından parıldamıyordu. Meraklısına
Kurtlar Sofrasında (cengiz Abdullayev) bu zamana kadar bayagı casusluk-komplo romanı okudum, bunun dili, anlatımı gerçekten farklı,
Emre yılmazın kitabı için yorum yapmam erken,
selçuk efendi
06-06-2004, 21:35
Alev Alatlı'nın Schrödinger'in kedisi Kabus / Rüya kitapları da mükemmeldir... yannız her iki kitabın da başları çok sıkıcı ama sonradan bir güzelleşiyor ki sormayın... Alev Alatlı'yla tanıştıım kitaplardır. diierlerine de bakıyorum, ilk fırsatta inşallah
Bir arkadaşımın bu sefer "şiddetli" :) tavsiyesiyle aldığım ve iki gündür elimden düşmeyen bir kitap... Henüz bitiremedim ancak önermek için daha fazla bekleyemedim :)
"Nicholai Hel, özellikleri ve özgün kişiliğiyle gerçek bir roman kahramanı... Yarı Rus, Yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş ve bir Japon bilgesinden Go oyununu öğrenmiş. Öğrenilmesi çok zor olan Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları edinen, üstün düzeydeki "yakın algılama" yeteneği sayesinde fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel, korkusuz, yenilmez savaşçı ve gerçek filozof, günün birinde emekli olarak çekildiği şatosundan amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere çıkıyor..."
Kitabı okurken bahsi geçen Nicholai Hel'e hayran oluyor insan :) Kesinlikle çok iyi kurgulanmış bir kitap, ancak çeviride ufak "komiklikler" var - ki bunlar gözardı edilebilecek kadar küçük.
Trevanian - ŞİBUMİ
Şibumi : Sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler...
kitap adı: yıldızların efendisi HAYYAM
yazar:Harold Lamb
çeviren:suat kaya
yayınevi:yurt kitap-yayın
[email protected]
aslında çeviri kitap okumayı pek sevmem ama bu kitabın çevirisi çok güzel,kitap zaten güzel.
syg :)
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
''...'Tokat Gibi Bir Kitap'!..''
(Tespit/1. ''Amerikalı albay kapıdan çıkarken bir an durdu ve görüşmeyi acı sözlerle noktaladı:
''...ABD ile Türkiye arasında, Ortak Savunma İşbirliği anlaşmasına göre yapılan yardım, hibe, satış, ya da herhangi bir nedenle, size devredilen bilgi, proje, ya da malzemenin sahibi, yalnız ve her zaman, Amerika'dır, benim devletimdir...''
Amerikalı Albay, yüzümüze bile bakmadan, sıradan bir şeyden söz eder gibi, sürdürdü açıklamasını:
''Bunlar size Ortak Savunma' (anlaşması) nın gereği olarak devrediliyor. Dikkat ederseniz, bunların statüsü Kongre Yasası'nın 1/4 ve 3. maddelerine göre saptanır. Buna göre de Türkiye, zilyed (sadece kullanıcı) durumundadır. Bu yüzden de yasanızdaki '...bütçeye kaydedilir' hükmü uygulanamaz. Unutmayın ki Başkan ya da Kongre, istediği an, yardımı durdurduğu gibi, o madde ya da bilgiyi geri isteyebilir!...''
Bu olayı 1969 başlarında Millî Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliği odasında yaşamıştık(...) ABD Askeri Yardım Kurulu Başkanlığı 'ndan gelen bir kurulla yaptığım iki evreli bir konuşma sonunda; 'bizi koruduğuna, olmasaydı yok olacağımıza inandırıldığımız' Amerikan Yardımı 'nın ne menem bir şey olduğunu bir kere daha öğrenmiştim...''
İçine düştüğümüz 'tuzağı' görmek!
(Tespit/2. ''...Okuduğunuz satırlar, 'oltanın ucundaki balık' Türkiye 'nin 'dramını' yaşayarak anlatan; hem asker, hem hukukçu bir Türk aydınının, M. Emin Değer 'in bir kitaba yazdığı önsöze girişinden aktarıldı; aynı M. Emin Değer , o önsözü son derece etkileyici şu sözlerle bitiriyor:
''...(Okuyacağınız) bu kitabın her sayfası, bize indirilmiş şamar gibidir. Rahmetli anam, biz uyurken uyanır, 'Allah'a dua edenlerin yüzü suyu hürmetine aç kalmıyoruz' der; ve gece yarısı kalkıp ibadetini yapar, dokuma tezgâhında bez dokurdu. Bugün de uyumayanlar var ve onlar bizim nasıl bir tuzağa düşürüldüğümüzün resmini çekmiş, dersem, resim değil ama, öyle bir çalışma ki, fazla zorlamaya gerek kalmadan, canlı bir fotoğrafa bakar gibi, gerçeği görebiliyorsunuz...''
''İşte Yıldırım uyumamış ve bize gerçeği göstermek için çalışmış. Bu kitabı okumak, içine düştüğümüz tuzağı görmemizi sağlayacak. Belki o zaman kendimizi sorgulamaya başlayabiliriz...''
Demek 'uyumuyorsak', Mustafa Yıldırım 'ın 'Sivil Örümcek Ağında' isimli eserini, mutlaka okumalıyız...''
'Ulusa devlet', en büyük 'engel', ama neye?
(... aslında o, bizim (sizin de) yabancınız sayılmaz; kitabın ana thema 'sını oluşturan, ABD 'nin ünlü 'Project Democracy/Demokrasi Projesi' 'hazırlığını', mahiyeti ve uygulamasıyla, bize ulaştırmıştı; aramızda tartışmıştık; çalışmasını yeni veri ve bulgularla zenginleştirip, geliştirerek yayımlamış, böylece, yalnız Türkiye'nin değil, Rusya, Çekoslovakya, Yugoslavya dahil, ABD'nin 'demokratlaştırdığı' -daha doğrusu 'parçaladığı' - ülkelerin yaşadığı 'serencam', gözler önüne seriliyor: kuralları, uygulama biçimi, ödenen paralar, kullanılan kurum ve kuruluşlar, vs, vs...
Hani, ikide bir, 'ABD 'küreselleşme' operasyonunda 'Demokrasi'yi kullanıyor' diyorum ya, bu 'tespit 'in kökeni, o önceki 'tespitler 'e dayanıyor; Mustafa Yıldırım, kitabının girişinde bunu şöylece özetlemiş:
''...'demokrasi projesi' operasyonunun dibindeki düşünce şudur: başka ülkelerin içişlerine, siyasal ortamına, ABD'nin resmi organlarınca, örneğin merkez haber alma örgütü CIA ile, doğrudan karışması sakıncalıdır. 'Anti/Komünizm' ve 'Hürriyet/Demokrasi Cephesi' adı altında, hem ABD içinde, hem de dış ülkelerde, yönlendirme, örgütleme, dolaylı yönetme, kamplara bölme ve çatıştırma uyguladıkları için, dünyaya yayılan örgütlerin etkinlikleri, ileri sürüldüğü oranda 'hür' ve tüm dünyaya ilân edildiği oranda 'temiz' olmadığından, işlerin karışması elbette kaçınılmazdı. Ayrıca bu işlerin parasal kaynaklarının altından, CIA'nın ve CIA ile ilişkili şirketlerle kirli işler bankerlerinin ortaya çıkması işi bozmaktaydı...''
Şimdi anlaşıldı mı?..
''...örtülü ilişkilerle dolap çevirmek 'Soğuk Savaş' döneminde, 'Komünizm Tehdidi' gösterilerek, uluslararası yasallık içinde kabul edilebilirdi; ne ki Doğu Bloku'nun çözüleceği öngörüsü gerçekleştikçe, Anti/Komünizm dürtüsü giderek zayıflayacak ve örtülü işlerin yasallığı da buna koşut olarak sorgulanacaktı (buraya dikkat!). Oysa ulus devletler, dünya egemenliğinin önündeki en büyük engeldi (...) ulusal egemenliklerinden ödün vermeye yanaşmayan bu tür devletlerin sınırlarının eleğe döndürülmesi işi, örtülü, kirli işlerle becerilemez ve ilgili ülkelerin insanlarının onayı alınmadan gerçekleştirilemezdi. Bu nedenlerle 'hür dünya' işlerinden, 'insan hakları'na ve 'din hürriyeti' bekçiliğine evrilen 'operasyon' ile, ABD'nin uygun göreceği türden 'demokrasiler' kurulmalıydı...''
Şimdi anlaşıldı mı, Vehbi'nin kerrâkesi?..)
Cumhuriyet 02.08.2004
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
''...'Onaltı Adımda Demokrasi'(!)...''
(Tesbit/1. ''...Hep söylemez miyim, Amerikalılar -aslında konu ne kadar gizli olursa olsun- açık sözlü insanlardır; bunun bir kanıtı da; 'Project Democracy / Demokrasi Projesi' uygulamasında, Birleşik Amerika 'nın aslında, ne yaptığını takır takır açıklamış olan; -eski CIA Direktörü- Colby 'nin sözleri; biliyor musunuz, ne demiş hazret? Aynen şunları: '-...biz, CIA'nın örtülü olarak yaptıklarını, açıktan yapıyoruz!'' (Bkz. M. Yıldırım, 'Sivil Örümceğin Ağında' , s. 25)
Nedir o yaptıkları? Mustafa Yıldırım onu şöyle özetlemiş: ''...Toplumla devlet arasına giren yeni örgütlenmeden beklenen, (buraya dikkat!) devlet egemenliğine paralel bir egemenlik kurulmasıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir devlet bunu kabul edemez, çünkü paralel egemenlik demek, o ülkede yeni bir güç ortağı oluşturarak, yeni ve etkili bir ortak yaratmak, erki (iktidarı) anayasal sorumluluk taşımayanlara devretmek demektir...'' Galiba daha da önemlisi, şurası: ''...son elli yıldır, ülkenin içişlerine, ittifak anlaşmalarıyla yön veren egemen devlet yönetimi (yani ABD) kendisine rakip gördüğü sosyalist düzenler yıkılmaya yüz tutunca, (buraya dikkat!) artık kimliği ve yapısı ne olursa olsun, devletlerin egemenlik alanı içinde, açıktan, paralel egemenlik alanları yaratmakta bir sakınca görmemektedir.'' (a.g.e., s. 32)
Nasıl mı yapıyor? Mustafa Yıldırım , onu ilginç bir başlık altında, madde madde kitabında açıklıyor; benzer bir uygulamaya sahne olan ülkelerde, bu noktanın dikkatle izlenip incelenmesi elbette 'hayati' önem taşımaktadır.)
''Onaltı adımda demokrasi (!)...''
M eraklısı, hiç kuşkusuz, kitabı bulup bu onaltı maddenin tamamını öğrenecek; uygulama biçimleri hakkında, bilgi edinecektir; sadece 'liberal sistem' e dahil bazı ülkelerde, nasıl yürütüldüğünü, -ya da yürütülmediğini- ölçebilmesi için, 'maddeler' den bazılarını, şöyle bir hatırlatalım dedik..
''-a. Kamuoyu oluşturucularına -bizdeki adlandırmayla, aydınlara, yazarlara, bilim adamlarına- yönelik, içerde ve dışarda, masraflarını karşılayarak konferanslar çekmek! Katılımcılarla doğrudan ilişki içinde, ilgili ülke hakkında bilgi almak ve 'düşünce' ve 'örgütlenme' özgürlüğü başlığı altında, 'yeniden yapılanma' düşüncesini benimsetmek!..''
''-b. Alt örgütler yoksa, hemen Helsinki Nihâi Senedi kapsamında, Helsinki Yurttaşlar ve Ortak Zemin Merkezleri'ni örgütlemek ve koşullar olgunlaştıkça, uzaktan yönlendirilebilecek bir ilişkiler ağı altında 'İnsan Hakkı' dernekleri ve benzeri örgütlerin kurulması...''
''-c. Yeni propaganda aygıtlarının (radyo, gazete, dergi, televizyon, video yayını) devreye sokulması. Bilimsel ve magazinsel içerikle, insan hakları ilkeleri üstüne sürdürülen yayınların yoğunlaştırılması, insan hakları ihlâllerinin yaratılmasıyla, sürecin hızlandırılması...''
''-d. Casuslar yerine yayın muhâbirleriyle yerinden bilgi elde etmek için, yaygın bir yayıncı eğitim programının gerçekleştirilmesi; bilimsel ve toplumsal konferansların çoğalması; yerel vakıf ve 'think tank' derneklerinin kurulması...''
''-e. İşadamları derneklerinin, sendikalarının kurulması; var olanların içine bilim adamlarının sızması. Siyasi partilere eğitim programlarıyla, particilik dersleriyle yaklaşarak, kadroların yönlendirilmesi; gençliğin 'düşünce özgürlüğü' ve 'siyasi katılımcılık' propagandasıyla örgütlenmesi...''
Tuhaftır, insan ardı ardına bu maddeleri okurken, hiç yabancılık çekmiyor; sanki daha önce, bir yerlerde yaşamış, görmüş gibi oluyoruz, öyle değil mi? Acaba neden?
Tüyleri ürpertmiyor mu?..
Meselâ, şu maddeleri dikkatlice okur musunuz? ''...-f. Etnik kışkırtıcılık! Etnik ayrılıkları güçlendirmek üzere, kültür anımsatma programlarına başlanarak, yerel toplantılardan, uluslararası toplantılara adam taşınması; ulusal/bölgesel tarihin bütünleştirici özelliklerinin azımsanarak, yerel tarih, yerel kültür araştırması adı altında en eskiye özlem yaratılması...''
''-g. Yanlış ve eksik bilgilendirme. Kitlelerin akıl denetimlerini ele geçirmek üzere, yoğun propaganda ve yanlış bilgilendirmeyle, tarihsel devlet kurumlarının ve etnik sürtüşmeleri önleyen geleneksel kurumların yıpratılması; toplumsal kimliği karıştırmak için toplumsal ve tarihsel gerçeklerini tahrif ederek, yeni kimlikli topluluklar yaratılması...''
''-h. Ulusal üretim birimlerinin ele geçirilmesi. Yaratılan iktisadi bunalımlar sonucunda, ağır sanayi işletmelerinin, enerji ve iletişim kurumlarının, 'özelleştirme' adı altında yabancı şirketlere yok pahasına devredilmesi; iktisadi bağımsızlığı pekiştirecek büyük projelerin önlenmesi...''
Evet, son elli seneyi bilinçli yaşamış her yurttaşın, tüylerini ürperten 'maddeler' bunlar! Yeryüzüne uygulanmak istenen 'küreselleşme' nin ne türden bir 'küreselleşme' olduğunu, açık ve seçik olarak gösteriyorlar. Hepsi bu kadar mı? Ne münasebet! Sadece fikir vermek için, sadece altısını aktarayım dedim; yurttaşlık bilinci yüksek olanlar, hiç kuşkusuz 'Sivil Örümcek Ağında' yı okumadan edemeyeceklerdir...
Hem sadece bu sorunu işlemiyor ki!..
e-mail:
[email protected]
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88
Mingitav Elbruz
17-08-2004, 09:32
"Su üstüne yazı yazmak" adlı romanı okumuş olan üye var mı acaba?
"Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı" robert m pirsig
http://www.kitapstore.com/i/k/19/19842.jpg
amerika yı bir uctan bir uca katettiği motorsiklet yolculugu cercevesinde cesitli felsefi kavramlar uzerine girdigi derin monologlari iceren, 100 ün üzerindeydi sanırım yayınevi tarafından geri çevrilen ve en sonunda kucuk bir yayincinin -bana neden yayincilik yaptigimi hatirlatti- diyerek yayinlamaya razi oldugu kitabı...bilmem kaç dilde 10 larca baskı,bendeki artık enkaz altında kaldı...alıp tekrar okumak lazım...iki kere okumak lazım(kendi adıma):)
Pek kitap okumayı sevmem,ama bu kitap çok hoşuma gitmişti.Askerdeyden okuyordum.Birgün nöbetteyim teğmen geldi "vukuat var mı? ,ne okuyon?" ...demek motorlara çok meraklısın... motorda var kitap içinde asıl konu o değil falan oturduk 2 saat muhabbet... öyle de bir anısı vardı bende...
Son derece ilginç ve kitap severlerin kaçırmaması gereken "kült" kitaplardan biri...
Bir arkadaşımın bu sefer "şiddetli" :) tavsiyesiyle aldığım ve iki gündür elimden düşmeyen bir kitap... Henüz bitiremedim ancak önermek için daha fazla bekleyemedim :)
"Nicholai Hel, özellikleri ve özgün kişiliğiyle gerçek bir roman kahramanı... Yarı Rus, Yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş ve bir Japon bilgesinden Go oyununu öğrenmiş. Öğrenilmesi çok zor olan Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları edinen, üstün düzeydeki "yakın algılama" yeteneği sayesinde fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel, korkusuz, yenilmez savaşçı ve gerçek filozof, günün birinde emekli olarak çekildiği şatosundan amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere çıkıyor..."
Kitabı okurken bahsi geçen Nicholai Hel'e hayran oluyor insan :) Kesinlikle çok iyi kurgulanmış bir kitap, ancak çeviride ufak "komiklikler" var - ki bunlar gözardı edilebilecek kadar küçük.
Trevanian - ŞİBUMİ
Şibumi : Sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler...
;)
Küçük bir düzeltme...Gizli üstünlükler yerine hüzünlü güzellikler desek daha şık durabilir...
Bu arada biz Trevenian severlerin enterasan bir şekilde ortak olarak beğendikleri bir diğer kitapta İhsan Oktay Anar ın "Puslu Kıtalar Atlası" dır...Hararetle tavsiye edilir...
Arkadaşlar,
Tuncer Şengöz ün "Elliott Dalga Prensipleri" kitabının ardından ikinci kitabı olan "Finansal Piyasalarda Çılgınlık ve Çöküş" yakında çıkıyormuş. Yazarın sitesinde kitabın satışının internetten yapılacağı belirtilmiş. Aşağıdaki linkten kitaba ulaşılıyor.
İlgilenenlere...
http://www.ideefixe.com/kitap/tanim.asp?sid=PVP1I4CC0P3PPW74MWEO
selçuk efendi
21-09-2004, 16:52
;)
Küçük bir düzeltme...Gizli üstünlükler yerine hüzünlü güzellikler desek daha şık durabilir...
Bu arada biz Trevenian severlerin enterasan bir şekilde ortak olarak beğendikleri bir diğer kitapta İhsan Oktay Anar ın "Puslu Kıtalar Atlası" dır...Hararetle tavsiye edilir...
efeneim puslu kıtalar atlası güzeldi ve fakat şibumi'ye başlayamadık bi türlü, başlaycaz ama.... pek yakında...:)
serdarkus
26-09-2004, 17:30
“Birbirinize tutunun,” dedi Roland. “Jake, Oy ‘un tüylerine yapış.Sıkıca! Canını acıtsan da bırakma!”
Jake hem güzel, hem de acı verici olan çınlamalar beynini delercesine artarken, Roland’ın dediğini yaptı.
“Uyuşturucu almadan kanal tedavisi yaptırmak gibi,” dedi Susannah. Başını çevirince bir anlığına tahta perdenin ötesini gördü. Çit, şeffaflaşmıştı. Ötesinde, taçyaprakları kapanmış, ama hala harikulade bir ışıltı saçmakta olan gül vardı. Eddie’nin kolunun, omuzlarına dolandığını hissetti.
“Sıkı dur Suze, ne olursa olsun sıkı dur.”
Susannah, Roland ‘ın elini sıkıca tuttu.İkinci caddeyi bir anlığına gördü, ardından her şey yok oldu. Çınlamalar tüm dünyayı yuttu ve Roland‘ın eliyle Eddie’nin kolunu hissederek kör karanlıkta uçmaya başladı.
Calla‘nın Kurtları/Stephen King
Kara Kule serisinin beşinci kitabı.
Stephen King’i tanımayanımız yoktur sanırım. Uçukluklar ustasının yedi ciltlik bu serisi, çok kötü bir Yüzüklerin Efendisi denemesi. Serinin ilk kitaplarından birinin önsözünde, maceranın nasıl biteceğinin kendisinin de bilmediğini yazmıştı ki, beşinci kitapta hala konunun tam olarak oturmadığını görmek, beni rahatsız etti.. Maceranın nasıl ve niye başladığı, ne anlatmak istediği ve sonucu kafaya pek takılmazsa, King severleri için, oldukça güzel. İlk kitaptan okunması da şart değil. Dördüncü kitap olan “Büyücü ve Cam Küre” serinin en güzeliydi. Sonra da bu gelir.
Yazarın, Tom Hanks’ın başrolünde ve iriyarı John Coffey tiplemesiyle unutulmaz Yeşil Yol ‘u, seyrettiğim gece uykumu rahatsız eden Hayvan Mezarlığı, en iyisi olan Mahşer’i ve sayısız kitabı.. anlatmaya gerek yok, bu Stephen King..
Semerkant-Amin Maalouf
Titanic'te rubaiyat
Şair,matematikçi,gökbilimci Ö.Hayyam'ın
Selçuklu Devleti Baş veziri Nizam-ül Mülk'ün
Hasan Sabbah'ın yollarının kesişmesiyle başlayan olaylar ve entrikalar.
Ö.hayyam, Nizam-ül Mülk'ün divanına çıkar başvezir ona casusluk teklif eder.Hayyam'ın tek istediği kuracağı rasathane de sevgilisi Cihanla birlikte yaşayıp yıldızları okumak ,bilimle uğraşmak ve rubailerini yazmakdır.Teklifi reddeder.Handa tesadüfi karşılaştığı oda arkadaşı Hasan Sabbah'ın bu göreve getirilmesini önerir baş vezirin huzuruna getirir.Ve olaylar başlar.
Bu arada Hasan Sabbah Haşhaşinlerin kurucusu.(Son günlerin popüler kitaplarından Melekler ve Şeytanlar (Dan Brown) 'da okuduğumuz haşhaşinlerin )
Rubailerinde her türlü kavgaya -savaşa karşı olarak tanıdığımız Ö.Hayyam dolaylı olarak bu terrör örgütünün doğmasına sebep olmuş.
Arkadaş tavsiyesiyle aldığım ve sıkılmadan okuduğum bir kitap.
Bende tavsiye ederim.
Değerli arkadaşlar,zamanın birinde biri ''Kitap bir iptiladır müptelalara selam olsun''demiş.
Kitap okumak güzel bir şeydir.İnsanın ufkunu genişletir.Güzel konuşmasını sağlar.Diğer insanları dinlemesini öğretir.Ancak kitap fiyatları da malumunuzdur.Pek çok kişi kitapların pahalı olduğundan dem vurarak okuyamadıklarını söylerler.Ancak bunun da bir çaresi var.www.kitap-net.com www.ideefixe.com isimli siteler %20-45 oranında indirimli kitaplar satıyorlar.Havale kabul ediyorlar.Ayrıca ideefixe'in bu sene ikincisini gerçekleştireceği sanal kitap fuarı 5-22 Ekim tarihleri arasında okurların önüne çıkıyor.82 yayınevinin 20.000'in üzerinde kitabı %35-80 arasında indirimle satışa sunulacak.
Bunun yanısıra Beşiktaş Kitap Fuarı 9-17 Ekim tarihleri arasındaDolmabahçe Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek.135 yayınevinin katılacağı fuarın onur konuğu gazeteci-yazar Çetin Altan.9 gün sürecek olan fuarı 11:00-20:30 arası ziyaret edebilirsiniz.İndirimler %70 civarı olacak.Ayrıntılı bilgiyi www.kitapfuari.com adresinden edinebilirsiniz.
Ben orada olacağım.Bu fırsatı kaçırmam.
serdarkus
07-10-2004, 21:36
Hazreti Musa gibi Tanrı’yla konuşmak isterdim.
“Gençleri affet” derdim ona.
Sonra usulca eklerdim.
“Beni de affet.”
“Affedemememi affet benim.”
Vahşetim için, ahlaksızlığım için, bir bıçağın kadın tenine değişini görmekten aldığım haz için , ihtiraslarıma kendimi delice bir arzuyla bıraktığım için, günahlardan hoşlandığım için affedilmemi istemezdim.
Affedemememi affetmesini isterdim sadece.
Ve, gençlere iyi davranmasını.
Onların güvenle yaslanacakları bir geçmişleri yoktur, değerlerini kabul ettirecek, bir kanıt isteyen kalabalıklara gösterecek bir kanıtları yoktur, onları parlak bir geleceğe götürecek haritaları yoktur.
Coşkuları, heyecanları, arzuları, endişeleri, korkuları vardır.
Kırılgandırlar.
Çabuk alınırlar.
Şefkatle bakarım onlara
"Korkmayın" demek isterim,"en korkusuzlarımız bile korkuyordu sizin yaşlarınızda”
İçimizde Bir Yer / Ahmet ALTAN
Tatile deniz kenarına gittik gitmesine de. Nasıl? Tabii ki yine kitapsız!
Ne kadar yanınıza okuyacak kitap alın dedimse de, benim bebeler yine zamane.. Sonrasında, benim kitaplara musallat oldular, onlar bitince haydii.. kitap ara bakalım.
Bu memlekette tatil yöresinde ne istersen bulursun, yeter ki niyetlen... kavun, karpuz, her türlü dövme, Çin malı çeşitli elektronik oyuncak, tüm cep telefonlarına uygun kapak ve kılıf.. aklına ne gelirse, amma.. sakın ola okuyacak kitap arama, bulamazsın.. nafile!.
Neyse, sonunda büyük bir süpermarkette bu kitaba rastladım. Harika bir pazarlama taktiği.. süper ucuz fiyat ve 1 milyon baskıyla tüm marketlerde.
Tercih lüksüm yoktu, aldım. Bir taraftan da hoşuma gitti. Böylece iki kuş birden vurmuş olacaktım. “Biraz flu çek, alalım siyaseten bir portakal kupası / içeriği boşver, bunlar bizden, verelim bunlara bir kupa” mantığı, yerli film seyretme zevkimizi köreltmişti, “bir genç kızın hatıra defteri” mantığıyla kitap yazmalar başlayıncada bizim yazarları okuma bitti.. çok uzun zaman olmuştu. Yıllardır ilk defa bizden birinin kitabını okuyacaktım. İkincisi ise, “kadın ruhunu en iyi anlayan” tabirli yazarımızı okuma fırsatı bulup,varsa bir eksiğim, tamamlayacaktım.
Okudum. Yazarın okuduğu kitap ya da etkilendiği kişilerle ilgili yazılar denemeleri içeriyor.. beğenmedim. Önsöz yazan bile kitabı okumamış ki, üçüncü baskısında bile kitaptan “roman” diye bahsediyor..ilginç. “kadın ruhunu anlayan” tabirine gelince,diğer kitaplarını bilmem ama, bundan anladığım kadarıyla, bu konuda bir şey anladığı yok, bence hayali!.
mizagora
07-10-2004, 21:49
Sn. Serdarkuş,
Sanırım hem siz hemde Ahmet Altan için şanssızlık olmuş. A. Altan'ı okuyan,beğenen biri olarak bende hiç sevmedim bu kitabını. Hatta şöyle düşündüm:ucuz etin yahnisi misalimi acaba? Saygı ve sevgi ile..
serdarkus
07-10-2004, 22:08
..A. Altan'ı okuyan,beğenen biri olarak bende hiç sevmedim bu kitabını. Hatta şöyle düşündüm:ucuz etin yahnisi misalimi acaba? Saygı ve sevgi ile..
Doğrusu, ben de böyle düşündüm okurken.. yazar, hayatının çeşitli dönemlerinde okuduğu ve etilendiği yazı ve kişlerle ilgli deneme yazıları yazmış. Sonrasında, bunları haydi bir kitap yapalım demişler.. ama kitaba saygılarından, kitap olarak çıkarmaya da biraz utanmışlar, limonların yanında gider diye düşünmüşler.
Okuyan toplum değiliz. Olsaydık, çok okuyoruz zaten, esneklik olabilir diyebilirdik. Hayatının ilk kitaplarından biri olarak bunu okuyan birine, okumayı nasıl sevdireceğiz.
Harry Porter 'i okumuşunuzdur. Seviye/ düzey nasıl? ilkokul dördü üstü çocuğa hafif gelir. O kadar basit, ana sınıfı kitabı.. ama öyle ya da böyle, yazıyorlar, okutuyorlar, satıyorlar.
Hey gidi günler hey.. orta mektep birde, elimde Kemalettin Tuğcu kitabını gören Hasan Varol 'dan edebiyat hocam Tülay Öğretmen, "bu yaşta bu basit kitabı okumaya utanmıyor musun, bebek misin sen?" demişti. Milli Eğitimimizin formasyon takviyeli hocaları, "aşkım aşkım" dan başka laf edilmeyen dizileri tavsiye ederken, araya bir de "kitap okuyun" cümlesi sıkıştırsalar ya. Sanırım, "ne okuyalım hocam, en son sen neyi okudun" sorusundan çekiniyorlardır.
Sevgiler.
greenback
07-10-2004, 23:29
damardan bir yorumla gireyim olaya...
dan brown un çıkan kitaplarını zevkle okumuş biri olarak,son aldığım "deception point" i
kimseye tavsiye etmem...
zaten da vincide fırtına gibi okumaya başlayıp,dijital kalede azar azar darlanmaya başlamıştım ama,bu son okuduğum tam bir karın ağrısı...
tavsiyem dan brown diye atlamayınız...
bu yorumu kitabın yarısında yapıyorum...
sonuna doğru belki biraz hareket olabilir ama film olsa çoktan çıkmıştım...
dijital kaledeki gibi; anlatacağı buluş,saptama vs. herneyse,en az üç kahramanın ağzından defalarca anlatıyor...
aynı buluşun etkilerini üç ayrı bölümde ,5 ayrı insan tartışıyor ve aynı sonuca varıyorlar...
yani okuyucunun ilk defa okuduğunda vardığına...
“Türkiye’nin bir hain kontenjanı var, bu nüfusun yüzde 10’udur”,
- “Türk aydını dediğimiz kişi, Batı’nın manevi ajanıdır”,
- “Eğitim, savunma ve ekonomi milli olmalıdır, olmazsa Sevr gelir”,
- “Batı diye bir şey yoktur. Bu hayâli bir kavramdır.”
- “Türkiye’de basın Türk değildir”
Toplumcu yazar ve düşünür” Attilâ İlhan
Bütün Kaleler Zaptedilmedi, (Attilâ İlhan’la Birkaç Saat), Ceviz Kabuğu Yayınları, 112 Sayfa
selçuk efendi
16-10-2004, 23:16
Hayatının ilk kitaplarından biri olarak bunu okuyan birine, okumayı nasıl sevdireceğiz.
Harry Porter 'i okumuşunuzdur. Seviye/ düzey nasıl? ilkokul dördü üstü çocuğa hafif gelir. O kadar basit, ana sınıfı kitabı.. ama öyle ya da böyle, yazıyorlar, okutuyorlar, satıyorlar.
Hey gidi günler hey.. orta mektep birde, elimde Kemalettin Tuğcu kitabını gören Hasan Varol 'dan edebiyat hocam Tülay Öğretmen, "bu yaşta bu basit kitabı okumaya utanmıyor musun, bebek misin sen?" demişti. Milli Eğitimimizin formasyon takviyeli hocaları, "aşkım aşkım" dan başka laf edilmeyen dizileri tavsiye ederken, araya bir de "kitap okuyun" cümlesi sıkıştırsalar ya. Sanırım, "ne okuyalım hocam, en son sen neyi okudun" sorusundan çekiniyorlardır.
Sevgiler.
sevgili serdar hocam, ben formasyon almış bi ingilizce ööretmeni olarak tavsiye ediyorum.. hattaa övünmek gibi olmasın ama kendi cebimden gidip kitap alıyorum okul kütüpaanesine; çocukların dünyaadan haberi olsun diye.. ama maalesef, okuma olayı bi bütün olarak ele alınmıycaksa sonuca gitmek çok zor... anne-baba'nın kitap okumaları daa ufukta gözükmüyor ama ben çocuklarından kurtarabildiimi kurtarmaya çalışıyorum:)
Ahmet Altan konusunda söyliyceem şudur; Kılıç yarası ve sonrasını elime almayı düşünmedim, düşünmüyorum da... elimde o kadar kitap varken okuycak, artık herşeyi belli bi yazarı israf olarak görüyorum kendi adıma...
Selçuk efendi katılıyorum üstteki yorumuna...
Sn. Serdarkuş,
Sanırım hem siz hemde Ahmet Altan için şanssızlık olmuş. A. Altan'ı okuyan,beğenen biri olarak bende hiç sevmedim bu kitabını. Hatta şöyle düşündüm:ucuz etin yahnisi misalimi acaba? Saygı ve sevgi ile..
adını unuttuğum kalın bir kitabının 100 kadar sayfasını okuyup bir daha asla okunmayacak kitaplar listesinin başına koyduğum bu kişinin kitaplarından ancak çekirdek külahı olur düşüncesindeyim.......................
adını unuttuğum kalın bir kitabının 100 kadar sayfasını okuyup bir daha asla okunmayacak kitaplar listesinin başına koyduğum bu kişinin kitaplarından ancak çekirdek külahı olur düşüncesindeyim.......................
evet......
devadam bakıyorum benden de kısa yazıyorsun sen e de ben anlarım.................
devadam bakıyorum benden de kısa yazıyorsun sen e de ben anlarım.................
İletişim konusunda üstadıma (gemici1) yetişme gayreti içindeyim :D
sayın gemici bu gece sizi takip edeyim dedim hızınıza yetişilmiyor wallahi. bi başladınımı tüm topiklerden geçiyorsunuz. maşallah. ;)
ne yapalım oğlumu bekliyorum sinemaya gitti takılıyoruz işte.......................
Biraz geç de olsa Dan Brown'un Melekler ve Şeytanlar'ıyla Dijital Kale'sini okudum en son. Melekler ve Şeytanlar'da bir ara olayların aynı döngü içinde gelişip durduğu hissine kapılsanız da yazar bunu örtbas etmeyi başarmış bence :) İkisi de son derece sürükleyici kitaplar, hala okumayan varsa bir de ben tavsiye edeyim...
Şimdi biraz ritmi yavaşlatayım dedim Ahmet Altan-İsyan Günlerinde Aşk'a başladım. Umarım onun hakkında da güzel yorumlar yapabilirim...
Sevgiler :roll:
Gece Kartalı Teks Willer: Klaatunun Altını
Minik Yorum : Başka bir şey anlatmak zor,okumak lazım... ;)
arkadaşlar sizlere musait oldukça mustafa kutlu'nun kitaplarının kısa ama çok kısa özetlerini yapacağım.
önce bir listeleyeyim
uzun hikaye
beyhude ömrüm
ya tahammül ya sefer
tufandan önce
mavi kuş
yoksulluk içimizde
yoksulluk kitabı
hüzün ve tesadüf
yokuşa akn sular
bu böyledir
arka kapak yazıları
sır
şehir mektupları(deneme)
akasya ve mandolin(deneme)
ve en son çıkan kitabı rüzgarlı pazar
Arkadaslar mumkunse borsa uzerine kitaplardan da tecrube paylassaniz cok makbule gececek - en azindan benim icin :) -..
Ornegin ben su ana kadar iceriginde "Uygulamali Temel Analiz" ornekleri iceren, bol formullu bir kitap bulamadim ya da bu konuda saglam bir kitap tavsiyesi alamadim.
Bu konuda yardimci olabilecek bir arkadasimiz var mi acep ?
saygi ile,
selçuk efendi
21-11-2004, 15:25
Contact - Mesaj - Carl Sagan......
Robert Zemeckis'in çok güzel bir yorumla filme aldıı romanı ben filmi biraz daa anlayabilirim diyerek almış, okumuştum... Filmi ayrı güzel, kitabı ayrı güzel...
kitap okuma alıskanlıgım son 6 ay ıcınde basladı ve su yasıma kadar nıye hıc okumadım dıye kendımı hayıflamadımda degil yani .bu 6 ay icinde heralde omrumde okumadıgım kadar kitap roman okudumkısaca ozetlersek okudugum kitaplardan birkismi sunlar ama cogunun yazarları aklıma degıl zaten yazarlarına pek dikkat gibi bir alıskanlıgım hic yoktur.....
ozellikle osmanlı zamanını ve osmanlının ıcınde yasayan sultanların hayatını anlatan roman tarzı ve surukleyıcı romanlarda bunların ıcın
1,safıye sultan 3 cilt
2,nurbanu sultan
3,hurrem sultan
daha sonrasında dan brown'u kesfedıp
1,davincinin sifresi
2,meleklerve seytanlar
3,digital kale bu romanların yani dan brown un romanları bana surukleyici geldi ve bu romanların hepsi bir haftadan kısa surede bitti bu duruma ben bile sasmıstım ..
son gunlerde okudugum iki kitaptan soz edim sizler dean koontz'un yanlıs hafıza bana bayagı akıcı geldı ama ilk yüz safyayı atlatınca daha da guzellesıyor roman ...romanı kısaca ozetlersek unlu bir psikolog insanları bir nevi hipnozite edip onlara istedigini yaptırmasını anlatıyor bunların icine cinayet te giriyor .ve hastalarından biri yani bir karı kocanın durumu anlayıp bu duruma el koymaları ve baslarına gelenlerı anlatıyor...
2, kitabımız ise john grısham'ın juri adlı romanı en son okudugum roman ve bu da surukleyıcı konusuna gelınce ıse konu soyle amerıka da sigaradan dolayı akcıger kanserınden olen bırının esı sıgara firmasına tazmınat davası acıyor ve dava baslıyor ve jurıde gecen olaylar ve jurıde bulunan ve onun dısarıda bulunan arkadasının yaptıgı oyunlar anlatılıyor ...tavsıye edebılırım
bunların dısında yazarlarını hatırlamadıgım kıtaplarda var
1,kurtlar ımparatorlugu: bu roman sanırım fransız yazar tarafından yazılmıs .Hatta bu sıra fılmı bıle cekıyor olması lazım konu ıcınde turkler de gecıyor .Ve uyusturucudan aranan bir kadın ve onu oldurmek ısteyen ulkuculer ..
2,kızıl nehır: hatta gecenlerde tv de filmi bile vardı
bu sayfayı acan arkadasların ellerıne saglık derken herkese bol ve surukleyıcı kitap okumaları dıleklerimi sunarım
b.a.b.a.l
26-11-2004, 10:23
Son günlerde aynı anda tamamen hobi olarak Borland C++, Veritabanı Programlama, Kitle Psikolojisi, %100 düşünce, Etekli iktidar, Matrix, Osmanlı Padişahları kitaplarını okuyorum. Etekli iktidarı tavsiye ederim :)
Arkadaslar mumkunse borsa uzerine kitaplardan da tecrube paylassaniz cok makbule gececek - en azindan benim icin :) -..
Ornegin ben su ana kadar iceriginde "Uygulamali Temel Analiz" ornekleri iceren, bol formullu bir kitap bulamadim ya da bu konuda saglam bir kitap tavsiyesi alamadim.
Bu konuda yardimci olabilecek bir arkadasimiz var mi acep ?
saygi ile,
bir kac kitap siparisi verecegim, alintida yer aldigi sekliyle onerebileceginiz bir kitap ismi varsa diger kitaplarin transferine yetistirip hemen alayim diyorum.
( diyosun da duyan mi var, duyan olsa da bilen mi var, bilinse de soylenir mi acep ? :D )
b.a.b.a.l
26-11-2004, 10:49
Temel Analizle ilgili geçenlerde D&R' da birşeyler görmüştüm yeni bir kitap epey kapsamlıydı. Ama açıkçası hatırlamıyorum yazarını vs.
Sayin babal, gurbet ellerde olunca istediginiz kitabi yerinde tespit etmek mumkun olmuyor, dolayisi ile forumdaslarin tavsiyelerinden baskaca bir dayanagimiz yok maalesef..
gurbetciler sozcusu checkmate
dipnot: transfere bir kac gun kaldi hatirlarsaniz sevinirim :p
Okumayanınız varsa george orwell 1984'ü tavsiye ederim insan ister istemez kendi tarihinde de benzer olaylar yakalıyıp sorgulamaya çalışıyor ama bence kendinizi kitabın akışına bırakıp bir solukta bitirin.Ayrıca Da Vinci şifresi yada başka türlü şifreli! kitaplarla da ( örnek Efendi) zamanınızı fazla harcamayın McDonalds menüleri gibi belli bir plan üzerine oturtulup yazılan kar amaçlı kitaplar bunlar
northwind
20-12-2004, 01:50
Okumayanınız varsa george orwell 1984'ü tavsiye ederim insan ister istemez kendi tarihinde de benzer olaylar yakalıyıp sorgulamaya çalışıyor ama bence kendinizi kitabın akışına bırakıp bir solukta bitirin.Ayrıca Da Vinci şifresi yada başka türlü şifreli! kitaplarla da ( örnek Efendi) zamanınızı fazla harcamayın McDonalds menüleri gibi belli bir plan üzerine oturtulup yazılan kar amaçlı kitaplar bunlar
Hakli olabilirsiniz ama sonucta benim icin kitabi okurken en onemlisi surukleyici olmasidir.Son gunlerde Dan Brown in Melekler Ve Seytanlar adli kitabina basladim, inanin hafta ici calisma gunlerine denk gelmeseydi basladigim gibi bitirirdim...
selçuk efendi
06-02-2005, 16:24
bilinmeyen mevlana - yazarını unuttum... fiyat 3900
güzel kitap, her ne kadar agarta - ruhsal idaare mekanizması muaabbetlerine çevrilse de olay sonradan... kitap ucuz kitaplar seriisinden epsilon yayınları... en sonunda mesnevii'yi okutacaklar bana ha:)
ince memed. tek geçerim. 4 cildide 2 kez okudum.
ve Yaşar Kemalin bütün kitapları
turkishwarrior
19-02-2005, 15:17
Moğol Kurdu Homeric okumamış olan arkadaşlara tavsiye ederim.Ben çok beğendim...
portakal
19-02-2005, 23:00
ince memed. tek geçerim. 4 cildide 2 kez okudum.
ve Yaşar Kemalin bütün kitapları
"Kırlangıç yapar yuvayı
Çamur sıvayı sıvayı"
Kesinlikle katılıyorum. Ben Abdi Ağa'yı öldürmesine şahit oldum ilk ciltte :bravo: şimdi ikincisindeyim. Bakalım kime ne olacak :roll:
Simon Pearson
Total War (Topyekün Savaş)
(One mans vision of the future from the dominance of the West to 2006 when an Islamic Alliance dares to challenge it. Russia experiences a second revolution and Europe's hope for the future is fraught by economic policy failures. The USA leads NATO and a single figure emerges to unite Islam.)
Basım eski ama anlatılanlar yeni tezahür ediyor...
varyemez
02-03-2005, 01:28
illuminate
yazar: texs marrs (amerikan ün. öğretim üyesi )
amarikayı ve dolayısıyla dünyayı yöneten derin devlet, dış ilişkiler konseyi,bilderberg konularında soluksuz okuyacagınız bir kitap.mutlaka okumalısınız
selçuk efendi
04-03-2005, 01:13
illuminate
yazar: texs marrs (amerikan ün. öğretim üyesi )
amarikayı ve dolayısıyla dünyayı yöneten derin devlet, dış ilişkiler konseyi,bilderberg konularında soluksuz okuyacagınız bir kitap.mutlaka okumalısınız
tekrar yazıyorum sanırım ama bu konuyla baalantılı olarak, daa çok bir Türkiye çözümlemesi olan Alev Alatlı'nın Schrödinger'in Kedisi Kabus ve Rüya'yı tavsiye ederim(iki kitabın da başlangıcı biraz anlaşılmaz gelebilir, sakın pes etmeyin, çünkü çok güzeller.. hiç okumadıım kitaplarıma acımasam tekrar okumak isterim:))
Yalçın Küçük'ün tüm kitaplarını tavsiye ederim. ;)
Yalçın Küçük'ün tüm kitaplarını tavsiye ederim. ;)
Tüm kitaplarını edinirseniz, tek katlı bir müstakil ev bile yapabilirsiniz onlarla... :D
turkishwarrior
16-03-2005, 20:31
Nazilerle 5 yıl-Önay Yılamz
Nazi Almanyasında yüksek öğrenim görmek için Devlet bursuyla okumak için gönderilmiş Türk gençlerinin yaşadıkaları zorlukları ve başlarından geçenleri anlatan güzel bir kitap...tavsiye ederim...
selçuk efendi
25-03-2005, 18:06
melissa p. - yatmadan önce 100 fırça darbesi... kitap çok satıyor, yazarı da annadıım kadarıyla edebiyat yaptıını zannediyor ama hiç alaakası yok bence.. ben acemilikteyken almıştım, benimle birlikte 5-6 kişi daa okudu ama tamaamiyle ihtiyaca binaaen:D cinsellik ne durumda meraak ediyosanız, buyrun ama kitabın işlevini görecek büssürü site var:)
Demek buraya yaşanacak yer diye geliyorlar; burası ölünecek yer desem daha doğru
diye başlayan kitap daha başlangıcında beni mahvetti.
R.M. Rilke; Malte Laurids Brigge'nin notlarını yeni bitirdim.Herkeze tavsiye ederim mırrrrrrr:)))
Teknik analizle ilgili güzel kaynakalar
Elliott Dalga Prensipleri
Tuncer Şengöz'ün Kitabı. Borsa ve kitle psikolojisinin analizinde farklı bir yöntem.
http://www.borsanaliz.com/kapak.jpg
Finansal Piyasalarda Çılgınlık ve Çöküş
Tuncer Şengöz'ün Yeni Kitabı
http://static.ideefixe.com/images/163/163290_2.jpg
Ahmet Mergen'e ait kitaplar
http://www.teknikborsa.com/images/k-borsa_small.jpg
TEKNİK ANALİZ'E İLK DEFA İLGİ DUYANLAR İÇİN
Teknik Analiz Terimleri;
Destek, direnç, işlem miktarı, trendler, yelpaze prensibi, hız direnç çizgileri, kat edilen mesafeelrin geri alınması oranları...
Ters yöne dönme görünümleri:
Zirve ve taban oluşumları ;
İkili zirveler, omuz-baş-omuz zirvesi,tersyüz olma, ikili taban, ters omuz-baş-omuz tabanı,çok zirveli tepeler, çok dip noktalı tabanlar, fincan ve kulp görünümü,yuvarlak zirveler.......
Sıkışma görünümleri: Simetrik,alçalan veya yükselen üçgenler, dörtgen formasyonu, ayı ve boğa tuzakları, kama formasyonları,
bayrak ve flama formasyonları, boşluklar...
Hareketli Ortalamalar: Sade, ağırlıklı ve üslü ortalamalar...
İşlem miktarı analizleri, göstergeler, uygulamalı analizler vs.
http://www.teknikborsa.com/images/k-tango_small.jpg
PAKET PROGRAM KULLANANLAR İÇİN GEREKLİ BİR KİTAP
Mum grafikleri, Fibonacci sayıları, Elliot dalga teorisi,
Momentum, Alım satım kanalları (ENVELOPES),Bollinger bantları, Göreli güç göstergesi (RELATIVE STRENGTH INDICATOR), Stokastik göstergesi, MACD,Fiyat değişme hızı göstergesi (ROC), Fiyat salınımları göstergesi (PRICE OSCILLATOR),
Hareket yönü göstergesi,Parabolik zaman,
geleceğe dönük vadeli işlemler (FUTURES), Opsiyonlar (OPTIONS),
Chaikin göstergesi, Andrew çatalı, Talep endeksi,
Trix, William's toplama ve dağıtım göstergesi,
87'den bu yana IMKB endeks değerleri vs.
http://www.teknikborsa.com/images/k-kapan_small.jpg
BORSADA ALIM SATIM ZAMANLAMASI TEKNİĞİ
Uzun fiyat aralıklı tersyüz olma günü,
ikili dibe yönelik alım yeri, çok kısa vadeli alım yeri,
çıkışın durulacağı gün, yükselen dipler ve çıkışa hazırlık,
zayıflama belirtileri, yorulma sinyalleri, sıkışma ve yaklaşan sıçrama görüntüsü, aldatıcı hareket, çok tehlikeli görüntüler,
tepede sıkışma ve satışa dönüş, tehlike çanları, arzın fazlalığı,
kanal içi hareketler, azalan işlem miktarı ve daralan fiyat aralıkları,
toplama görüntüsü, yukarıya mı aşağıya mı,
ucuz etin yahnisi misali formasyonlar,
yüzlerce örnek grafik ve açıklamaları...
http://www.teknikborsa.com/images/k-fibo_small.jpg
TEKNİK ANALİZ YÖNTEMİ
Fibonacci üzerine, bir dörtgenin altın bölümü,
Elliot dalga prensibi, atılım dalgalarının özellikleri,
elliota göre düzeltmeler, basit, zigzag, karmaşık,
yatay, düzenli olmayan düzeltmeler, daralan üçgenler, eşitlik kuralı, trend kanalları, dalga ölçümleri ve oranlar,
dalga boylarının birbirleri ile ilişkileri,
düzeltme dalgası içinde alım satım, kazancı koruma yöntemleri ile alım-satım teknikleri,
Fibonacci analizinde zaman faktörü,
zaman ve fiyatın bir arada kullanılması,
dünya piyasalarından örnekler, logaritmik spiral vs.
Buda güzel bir kitap
Mali Krizler Tarihi
Manias, Panics and Crashes
A History of Financial Crises
Yazar: Charles P. Kindleberger
Çevirmen: Neşenur Domaniç
http://www.persembe.com/ebooks/Cinnet_big.jpg
Charles P. Kindleberger Massachussets Institute of Technology'de (MIT) 33 yıl boyunca iktisat profesörü olarak görev yapmıştır ve 30 kitabı yayınlanmış olan bir mali tarihçidir.
İÇİNDEKİLER
Mali Kriz: Dayanıklı Uzun Ömürlü Bir Olgu
Tipik Bir Krizin Anatomisi
Spekülatif Cinnetler
Yangına Körükle Gitmek: Parasal genişleme
Yolsuzlukların Su Yüzüne Çıkması
Tehlikeli Aşama
Ulusal Salgın
Uluslararası Salgın
Paniğin Kendi Haline Bırakılması ve Uygulanan Diğer Araçlar
Kredi İçin Son Başvuru Mercii
Uluslararası Kredi İçin Son Başvuru Mercii
HSonuç: Tarihten Dersler
Kitap değil ancak e-kitap olarak okuyabilirsiniz güzel bir kaynak.
Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitim Kılavuzu
http://www.tspakb.org.tr/index_tur.htm
Genel Ekonomi ve Mali Sistem Cilt-1, Cilt-2
Sermaye Piyasası Mevzuatı ve İlgili Mevzuat, Ticaret Hukuku ve Borçlar Hukuku
Menkul Kıymetler ve Diğer Sermaye Piyasası Araçları
Ulusal ve Uluslararası Piyasalar
Finansal Yönetim
Analiz Yöntemleri
Muhasebe, Denetim ve Etik Kurallar
portakal
02-04-2005, 21:52
Dan Brown'ın yeni kitabı "Deception Point" Türkçe'ye çevrilmiş, "İhanet Noktası" adıyla. Bir Dan Brown-sever olarak en kısa zamanda okuyup yorumlarımı paylaşacağım :roll: Ama şimdiden tavsiye edebilirmişim gibi geliyor :) En kötü kitap bile insanın konuşma kabiliyetine birşeyler katar, kitaptan zarar gelmez ;)
Nietzsche Ağladığında. Irwin Yalom.
Bir tavsiye üzerine okuduğum ve çok beğendiğim, beni oldukça etkileyen bir kitap. Hayatı sorgulamanızı ve değpişik bir pencereden bakmanızı sağlıyor. Okuduktan sonra, neden daha önce bu kitabı okumadım diye sordum.
Nietzsche ve doktoru arasında psikolojik olarak başlayan, ama ilerleyen aşamalarda kimin hasta kimin doktor olduğu giderek karmaşıklaşan ilginç ve bol sorgulama yapmanızı sağlayan bir roman.
Kitapda çok beğendiğim bazı bölümler..
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür.Bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: '' Bu köprüyü geçip bana gelirmisin?'' İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız...
Bir kişi öteki kişiye yaklaşıyor.
O anda karşıdaki kişi ,o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor.
O zaman birinci kişi adım atamıyor.
Çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor.
Belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey: GÜÇ......
-Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav.
-Yaşarken yaşayın ! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir ! İnsan doğru zamanda yaşayamazsa, asla doğru zamanda ölmez.
-Yine de en çok çiy damlası, en ıssız gecede düşer, biliyorum.
Sermaye Piyasası BORSA Menkul Kıymetler
Muharrem Karslı
ALFA YAYINLARI
http://img.photobucket.com/albums/v691/neeldo/77525.jpg
Sermaye piyasası nedir?
Sermaye piyasasının önemi ve ekonomideki yeri
Sermaye piyasasının sosyal yönü
Sermaye piyasasının yapısı
Gelişmiş ülkelerde sermaye piyasası
Sermaye piyasasının hukuki çerçevesi
Sermaye piyasası kanunu
Sermaye piyasasının altyapısı şirketler
Sermaye piyasası faaliyetleri ve sermaye piyasası kurumları
Sermaye piyasası kurulu
Borsalar
Menkul kıymet borsaları
Borsaların ekonomik işlevleri
Borsa sistemleri
Dünya borsaları
Borsa endeksleri
Borsa dışı piyasa
İMKB’nin teknik ve idari organizasyonu
Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük
http://static.ideefixe.com/images/72/72739_2.jpg
Halil Seyidoğlu
Güzem Yayınları
Bende 1.Baskısı var çok güzel her kütüphanede bulunması gereken bir eser
altar237
22-04-2005, 00:28
Dan Brown'ın yeni kitabı "Deception Point" Türkçe'ye çevrilmiş, "İhanet Noktası" adıyla. Bir Dan Brown-sever olarak en kısa zamanda okuyup yorumlarımı paylaşacağım :roll: Ama şimdiden tavsiye edebilirmişim gibi geliyor :) En kötü kitap bile insanın konuşma kabiliyetine birşeyler katar, kitaptan zarar gelmez ;)
ben dan brown hastasiyim inanin bu kitabida çekinmeden daha okumadan tavsiye edebilirim.ben siparisimi verdim bile :roll:.
bu arada piyasadan kimse kitap okumaya firsat bulamiyor anlasilan.kafayi dagitmak için iyi bir yöntem bence özelliklede her sayfasinda icinde farkli pencereler açacak bir kitapsa.
Dan Brown'ın yeni kitabı "Deception Point" Türkçe'ye çevrilmiş, "İhanet Noktası" adıyla. Bir Dan Brown-sever olarak en kısa zamanda okuyup yorumlarımı paylaşacağım :roll: Ama şimdiden tavsiye edebilirmişim gibi geliyor :) En kötü kitap bile insanın konuşma kabiliyetine birşeyler katar, kitaptan zarar gelmez ;)
hemen bulmam lazım o zaman. 1 ayda 3 kitabını okudum. sürükleyici kitaplar. etkileyici anlatım.
altar237
29-04-2005, 18:11
herkes borsa derdinde kimsenin kitap okumak için vakti yok anlasilan ben yine de benim gibi kitap kurdu olanlar için bir kaç kitap önerisinde bulunacagim okursaniz kafa dagitacaginizdan ve banada tesekkür edeceginizi biliyorum...Dan Brown'un ihanet Noktasi'ni okumazsaniz neler kaçirdiginizi bilemezsiniz ben fanatigi olarak kitabi okudugunuz andan itibaren onun büyüsü ve efsanevi gücü her seyi muhtesem kildigini söyleyebilirim.pisman olmayacaksiniz
gerilim sevenler bir de Maxime Chattan inanin son satirina kadar soluksuz okunacak bir kitap yazmis "Kötü Ruh" nefeskesen bir hareketlilik ve özen gösterilmis detaylar okuyuculari kesinlikle tatmin ediyor.
bugünlük iki kitap ama yarin iki tane daha....siz yeterki bana ne tür okumaktan hoslandiginizi söyleyin ben size yardimci olmaya çalisirim....
selçuk efendi
29-04-2005, 18:30
Oğuz Atay - Tutunamayanlar...
720 sayfalık bu kitabın şu an yarısındayım ve fenaa halde üzüldüm, niye 3-4 senedir bekletiyorum diye.... oooy oy, hastası oldum... burıya gelmiş olmama raamen, south park'ın ve penguen'in orta sayfasındaki 'benim de söyleyeceklerim var' bölümünün bu kitaptan esinlendiini düşünüyorum...(south park konusunda abartmış olabilirim:))... kesinlikle klasik derim, bu kitabı daa erken farketmediime yanarım...
joseph stiglitz
Küreselleşme Büyük Hayal Kırıklığı
Temel Parçacıklar / Michel Houellbecq
burada bugüne kadar bir kitabı okumayın diyen oldu mu bilmiyorum ama affınıza sığınarak diyorum ki İlhan Berk'in Galatası kesinlikle okumayın niye mi hiç bi şey anlatmıyo adam içip yazmış kereta...ha diyebilirsiniz sen ne anlarsın edebiyattan ilhan berk'ten saygı duyarız....
ben mi niye okudum boğaziçindeki türkçe hocalarının basiretsizliğinden
Dün bugün yarın ISAAC ASIMOV dan... güncel yayıncılık
biyokimyacı olan asımov un geçmişin incelemesinden geleceğin yorumuna dek ... bilimsel değerlendirmelerden hayal gücüne dek uzanan pek çok ilginç yazısı var...
altar237
08-05-2005, 14:43
Henning Mankell bir polisiye tutkunları için kesinlikle elde bulunmasi gerekiyor hem bir polisiyeden daha fazlasını bulacaklarından eminim akici sürükleyici kitaplarindan üçünü soluksuz okudum Beyaz Aslan, Besinci Kadin, Bir Adim Geriden Altin Kitaplarda ve diger iki kitabı daha var okuyacaklarımın arasında.Ölümün Karanlık Yüzü ve Yanlış Yol......
ayrıca Orhan Kemal favori yazarlar listemde...... BABA EVİ- Küçük Adamın Romanı1
Orhan Kemal 2005, Epsilon Yayınevi daha önce "Suçlu"sunu 3 kez zevkle okudum her birinde farklı bir pencere açtı hayal gücümde....... BABA EVİ'nin konusunu bilmek isteyenler için: Kurtuluş Savaşı'na gönüllü olarak katılmış olan hukukçu baba, savaştan sonra iktidarla çatışınca, kalabalık ailesiyle birlikte Beyrut'a kaçmak zorunda kalmıştır. Orada ufak bir lokanta açar ve iki oğluyla birlikte çalışmaya başlar. Ancak işler kötü gider ve aile geçinemez hale gelir; üstelik baba ağır bir hastalığa yakalanmıştır. Aile çocukların kazandığı üç-beş kuruşla hayatını sürdürmeye çalışırken, babasının baskısından bunalan -aslında çok genç yaştaki- büyük oğul işten atılır, bir türlü yeni iş bulamaz, ailenin yükünü tek başına taşıyan kardeşiyle çatışmaya başlar.
ve uygun fiyatta kitap bulunacak bir adres. kitap kurtlari bir ziyaret etsin inanıyorum farkı görünce anlayacaklar http://www.kitapalemi.com
selçuk efendi
14-05-2005, 13:06
Kim korkar Schrödinger'in kedisinden - Danah zohar ve biri daa, ama adını unuttum...
yeni bilim ve son gelişmeler hakkında ansiklopedi tarzında 400 sahife civaarında bi içeriie saahip... meraklısına tabii ki ama illaa bi solukta okuncak diye bi durum yok, istediiniz zaman açıp bakabilirsiniz..
Bizim hatunun baskıları sonucu okuyormuş gibi yaptığım bir kitap
Ben sevmesem de galiba iyi bişe ;o)
Çağın Olayları Arasında -Ioana Kuçuradi
http://www.ideefixe.com/kitap/tanim.asp?sid=FQ0NO4O6LA5Y8RY27VNQ
Cinnamon
14-05-2005, 22:50
Stratejik düşünme
İş, Politika ve Günlük Yaşamın Rekabetçi Yanı
Avinash K. Dixit
Barry J. Nalebufff
Önsöz'den alıntı...
Stratejik Düşünme, rakibe üstün gelme ve bunu da, aynı şeyi onun size uygulamaya çalıştığını akılda tutarak yapma sanatıdır.
Stratejik düşünmeyi hepimiz, evimizde olduğu kadar işimizde de uygulamalıyız.
...
Stratejik düşünme bilimine Oyun Teorisi denir. Bu oldukça yeni bir bilim koludur. Daha şimdiden, uygulama alanındaki stratejistlere birçok yararlı görüş açısı sağlamıştır.
R.Brautigan / Kürtaj / 6.45 yayınları
Kitabın arka kapağından (sanırım):
Uzun yıllar boyunca kaybedenler kütüphanesinde yaşamanın ardından, dünyanın en güzel kadınıyla tanışıp onunla birlikte olursanız eğer, zaman içinde başınız derde girebilir. Ama, kadın yanınızdaysa, bir gün onun dediği gibi "kahraman" olabilirsiniz. Bu kesin.
Kitaplar, kahve yapım kültürü, soylu bir kapı zili, genç bir erkeği elde tutmanın yolları, inanılmaz bir rekabet, geri geri uçan uçaklar, kürtaj . . .
. . . daha başka şeyler ve aşk üzerine 20. yüzyılda yazılmış en iyi kitaplardan biri.
Öyküsü yazılabilecek bir kadına ve iyi bir kürtaja ihtiyaç duyan her altıkırkbeş okuru göz ardı etmemelidir ki : “mutlu insanların öyküsü yoktur”
selçuk efendi
17-05-2005, 12:04
vay be, kaybedenlerin yayınevi 6.45'den bi yayın sonundu konuk oldu.. okumuştum zamaanında.. uzundur yeni kitap yayınlamıyolar, kapandı mı acep? deyişik bi yayıneviydi...
Boris vian'nın kırmızı ot'u dışındaki kitaplar güzeldi valla kapandıklarını pek samıyorum web sitelerinden kapandıklarına dair bir izlenim edinmedim...
HOWARD ROAK
21-05-2005, 16:52
(Ayn Rand) Atlas vazgeçti - hayatın kaynağı mükemmel ötesi kitaplar...
uzunvadeci
21-05-2005, 19:46
Evet,nihai kahramanın son ciltteki-başlıbaşına bir kitap sayılabilecek- söylevini bir kenara bırakacak olursak,akıcı bir roman olduğunu söylemek mümkün.Bireyciliğin menifestosu,kesinlikle okunmalı
northwind
21-05-2005, 19:50
Erol Mutercimler den Komplo Teorileri...
Akıcı olduğu konusa katılmıyorum maalesef. Objectivizmi köküne kadar her sayfasında vurgulaması yoruyor biraz, fakat hayata bakışıma ufak ritueller katarak birey olmadan toplumu algılamanın zor olduğu gerçeğini belleğime işlemiştir adeta. Ayrıca kahramanın ismi Howar Roark dı yanılmıyorsam.
HOWARD ROAK
21-05-2005, 19:59
Akıcı olduğu konusa katılmıyorum maalesef. Objectivizmi köküne kadar her sayfasında vurgulaması yoruyor biraz, fakat hayata bakışıma ufak ritueller katarak birey olmadan toplumu algılamanın zor olduğu gerçeğini belleğime işlemiştir adeta. Ayrıca kahramanın ismi Howar Roark dı yanılmıyorsam.
Bendenmi bahsettin dostum :) o Hayatın Kaynağı romanının kahramanı... atlas vazgeçti John Galt... gereksiz 1 kaç kitap okumaktansa o kitapları defalarca okumayı tercih ederim.
Birde We The Living (Yaşamak İstiyorum) kitabı var oda çok güzel...
uzunvadeci
21-05-2005, 19:59
Hank Readen
Francisco d'anconia
John Galt
Dagny Taggart
HOWARD ROAK
21-05-2005, 20:02
Ama Hayatın Kaynağı kesinlikle okunmalı inancındayım... Şuan bende mevcut nüshayı yaklaşık 15-20 kişi okumuştur... ve eskidikçe ne de güzelleşiyor kitaplar, ayrıca o kitabı okudukça nekadar da olgunlaşıyor arkadaşlar...
HOWARD ROAK
21-05-2005, 20:04
geleceği yaşamadan görmek istiyorsanız eğer tofflerin serilerini okumak çok faydalı olur inancındayım..
HOWARD ROAK
21-05-2005, 20:13
birde Stefan Zweig in 3' lemeleri de çok güzeller ve ilginçler..
HOWARD ROAK
21-05-2005, 20:18
özellikle, Hayatının şiirini yazan yazarlar 3 lemesi (casanova, stendal, tolstoy ) güzel bir biyokrafıg kitap... Stendal demeden de geçmeyeceğim KIRMIZI VE SİYAHI bir harika...
HOWARD ROAK
21-05-2005, 20:22
Kazancakıs; Zorba' sıyla baslayıp diğer bütün kitaplarını okumak ne kadar güzeldir... Asisili Farancis i bir harika...
Bendenmi bahsettin dostum :) o Hayatın Kaynağı romanının kahramanı... atlas vazgeçti John Galt... gereksiz 1 kaç kitap okumaktansa o kitapları defalarca okumayı tercih ederim.
Birde We The Living (Yaşamak İstiyorum) kitabı var oda çok güzel...
Kahramanın hangi kitapta olduğunu biliyorum da benim belirtmek istediğim senin "nick"inde bir -r eksik olmuş ;)
Maaşallah kütüphaneniz de baya genişmiş. :tamam:
HOWARD ROAK
22-05-2005, 11:43
Kahramanın hangi kitapta olduğunu biliyorum da benim belirtmek istediğim senin "nick"inde bir -r eksik olmuş ;)
Maaşallah kütüphaneniz de baya genişmiş. :tamam:
:) okuyorsan kütüphanende 1 kitap da yeterlidir dostum, okumuyorsan 1000 kitaplık kütüphane neyine... evet bayağı kitaplarım var, evdolup taştığı için bir kısmını zıpleyip yangın merdivenine taşıdım, daha fazla kitap satınalmak için en büyük zevkimi sigarayı bıraktım 1 paeket sigaraya verdiğim parayla 1 kitap alabilecek bir ülkede yaşadığımın farkına vardım... 9 yaşından bu yana faal okurum... nick im de -r- eksik olsun :) inşallah daha sonra tamamlarız...(hızlı okuduğum için o süratte -r- yi atlamış olbilirim)
okumasını bilirsen her insan bir kitaptır...
iyi okuyucuysan her kitap bir insandır... dünyanın bütün mükemmel beyinleri yazmışlar düzünelerce kitap... 3 - 5 ytl vererek lütfedersen al oku diyorlar... benim hayatım bu, düşüncelerim bu, şu yanlış şu doğru, bunu yaparsan öyle olur, çözüm yolu budur vs... vs... milyonlarca yeni fikir yeni düşünce, milyarlar vererek yaşayamayacağın bir tecrübe, 1 kelime veya 1 satırarasının hayatının yönünü değiştireceği, cevherler... ve bunlara 3 - 5 ytl vererek sahip oluyorsun... şu an Abraham Linkon' un hayatını okuyorum... 18 yaşına kadar okuma yazmayı tam bilmeyen bir insanın kitaplarla tanışması ve daha sonra ABD nin başkanı olması ne kadar ilginç... O kitaplar olmasaydı Tanırmıydık Abraham'ı, belkı hayatını çiftçi olarak geçirir ve bir salgın hastalıkta genç yaşta ölebilirdi....
HOWARD ROAK
22-05-2005, 12:14
Satre den "Hürriyetin Yolları" olağanüstü bir kitap.
HOWARD ROAK
22-05-2005, 14:27
charles bokowski' nin kitaplarıda zevkle okunabilir, özellikle howardalar için....
HOWARD ROAK
24-05-2005, 12:18
evet... bu ay bütçeye kitap harcamaları için 200. tyl lik fon ayırdım, varmı güzel tavsiyeleri olan arkasaşlar...
Objektif
24-05-2005, 13:44
"Şu Çılgın Türkler"'i okuyan var mı tavsiye eder misiniz ?
HOWARD ROAK
24-05-2005, 13:47
"Şu Çılgın Türkler"'i okuyan var mı tavsiye eder misiniz ?
valla kitabın ismi jiks'miş... okunurmu, okunur, önce bir konusunu öğreneyim netten... sonra en ucuz nerede satılıyor, bir görelim alışveriş sitelerinden...
HOWARD ROAK
24-05-2005, 13:54
Alain De Botton'un Statü Endişesi sipariş verdiğim ve merak ettiğim bir kitap.
http://www.ideefixe.com/kitap/tanim.asp?sid=W6P33OQ8M2PDBC8QD5QI
Bu kitap, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne çıkarıyor: başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu. Başarısızlığımızın toplum tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle bu kitap, evrensel bir endişeye, statü endişesine ayna tutuyor.
Alain de Botton, yine zarafet ve incelikle statü endişemizin nereden kaynaklandığını ve onu yenmek için neler yapabileceğimizi anlatıyor bize. Felsefecilerin, sanatçıların ve yazarların yardımıyla, statü endişesinin tarihsel öyküsünü ve tarih boyunca bu endişeyi yenmeye çabalamış hareketleri inceliyor. Toplumun acımasız yargılarına karşı kalkanlar edinen ve bu yolla mutluluğa ulaşmaya çalışan yalın ayaklı filozofların, üstsüz bohemlerin, komedyenlerin, şair ve ressamların bir resmi geçidini sunuyor okura.
Sonuç: bu kitap yalnızca eğlendirmiyor, düşüncelerimizi de kışkırtıyor. Felsefenin yardımıyla toplumsal kaygılarımızdan kurtulmamızı sağlayan, yürek hafifleten bir kitap.
Kitabı okuyanlar, belki yıllardır ruhlarını kemiren statü endişesinden arınmış olacaklar.
vallahi tam benlik, ama benim hakkımda başkaları ne düşümüyor diye hiç bir zaman düşünmedimki, kendi bildiğim doğrultuda giderim.
HOWARD ROAK
24-05-2005, 13:56
ZORBA yı defalarca okurum, birde böyle buyurdu zerdüşt, kırmızı ve siyahı da...
SALESMAN
24-05-2005, 13:57
evet... bu ay bütçeye kitap harcamaları için 200. tyl lik fon ayırdım, varmı güzel tavsiyeleri olan arkasaşlar...
koku-patrick suskin
go oyuncusu -
HOWARD ROAK
24-05-2005, 13:59
koku-patrick suskin
go oyuncusu -
:) :roll: tam 12' den, tesekkürler dostum...
altar237
26-05-2005, 12:44
Bilmem Jeffery Deaver adını duydunuz mu? Bir yıl öncesinde okuduğum ilk kitabı ile tanıştım yazarın sihirli dünyası ile. İlk kitabı "Kemik Kolleksiyoncusu" ile bambaşka tat aldım okumaktan sonrada "Şeytanın Gözyaşı" ile. :tamam: yazarın gerçekten muhteşem bir kalem olduğunun kanıtıdır.İki kitabın arkasından "Taş Maymun"u okumayı düşünüyorum.
Bir klasik okuyacaksanız Emile Zola'yı tavsiye ederim özelliklede "Gerçek Yürüyor" eserini okumadan geçmeyin derim.Üstad kaleminin gücünü konuşturuyor.
Ayrıca Jean Christophe Grangé hayranlarına müjde (aralarında benim bulunduğum) yazarın son kitabı çıktı. :bravo: "Siyah Kan" daha almaya fırsatım olmadı ama en kısa zamanda okunmalı diye düşünüyorum.Yazarın müthiş bir tekniği var, yazarınn diğer dört kitabını soluksuz okudum. Eminim bu son kitabınıda elimizden düşürmeyeceğiz...
altar237
26-05-2005, 17:33
kitap severler için özellikle iki adres tavsiye ederim.....
www.yenisayfa.com ve www.kitapalemi.com
uzunvadeci
27-05-2005, 13:22
Unomastica Alla Turco
Sebataycılık tartışmalarına hoş bir katkı,XIII.Kabile'nin köken ve mukadderatı ile ilgilenenlere de hitap ediyor.Ciddi ciddi de okuyabilirsiniz,makaraları koyvererek de.
HOWARD ROAK
27-05-2005, 13:34
bende yeni bir kitaba başladım "ihtiyacımız olan felsefe" ayn rand... ortalarına geldim çok kaliteli işlenmiş....
selçuk efendi
27-05-2005, 20:13
Mesnevi - Mevlana (Akçağ Yayınları) 2 cilt (fiyat 24 ama indirim de yapılıyo akçağ yayınevinde)
bilemiyorum bu kitabı övmek benim haddim mi.. ama taaliplisine yeniden hatırlatmayı, aklında hiç olmayanın aklına sokmayı istedim; bir kişi bile olsa benim ve o kişi için güzel olur...
şu an ilk cildin sonlarında, üçüncü defterin ortalarındayım.. bu ne ihtişamdır kardeşim... bu ne açıklayıcılık, bu ne yakınlaştırma.. mecazlardan biraz daa gerçeklere gelmek istiyenlere yardımcı olucaanı düşünüyorum..
piyasada biçok açıklamalı(şerhli) mesnevi basımı ve çevirisi var.. çevirenin ismini hatırlayamadım ama zamaanında o şekilde kullanılan, ya da mecaazi kelimeleri / koyarak anlaşılacak ya da bugün kullanılan karşılıını da koyarak yardımcı olmaya çalışmış.. güzel de yapmış.. yannız, ya benim annayışımın yetersizliinden ya da çevirenin aacizliinden baazı annayamadıım yerler de oluyor..
Kuran'ın kendine has bir dili vardır, inceleyenler bilirler.. bence Kuran'ı annamaya giriş için biraz diini bilgi edinmek, bunun yanında mesnevii'yi de bi kez okumak çok yardımcı olucaktır...
henüz mesnevii bahçesinin içine giremedim, dışardan izliyorum ama hayran kaldım... bi söz vardı; '... kulaanı aç... annattıım senin hikaayendir...'... Kuran'da anlatılan kıssalar için baazı inkarcılar 'eskilerin uydurmasıdır' dermiş... ama anlatılan insanın hikaayesidir.. inşallah o mecazları çözmek kolaylaştırılmış olsun bize... bunun için güzel bi kılavuzdur mesneviimiz...
hataalı bişey yazmışsam, aacizliimdendir... affola
turkishwarrior
29-05-2005, 21:33
Mehmet Eymür, Analiz...yıllardır baskısı yapılmıyordu,milenyum yayınlarından çıktı.Okumanızı tavsiye ederim.Yazılıp çizilenlerin dışında farklı bir bakış açısı...
altar237
04-06-2005, 14:40
Olağanüstü bir yazar :
AMIN MAALOUF okuyun inanın pişman olmayacaksınız. işte her kitap kurdunun kütüphanesinde olması gereken eşsiz eserler. Sayfalarını çevirdikçe büyüsüne daha da kapılacaksınız.....
* Afrikalı Leo
Gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan İbn el-Vezzan ez-Zeyyati namıdiğer Giovanni Leone de Medici'nin yani Afrikalı Leo'nun özyaşamöyküsü -yazmış olsaydı yazacağı gibi.
* Semerkant
1072 yazında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven. Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran tarihinin de okunuşunun öyküsü- tarihi. Bugünkü İran'ı anlamanın yolu.
* Tanıos Kayası
Yine bir Doğu öyküsü. Mehmet ali Paşa'lı yılların Mısır'I. Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia. Lamia'nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis. Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios. Başka bir kadın: Esma. Bir serüven ve sadakat romanı.
* Doğunun Limanları
Amin Maalouf, Osmanlı İmparatorluğu'nu, etnik çatışma ve çözülmeyi, Avrupa'yla Doğu'nun, dillerin ve dinlerin tanışma noktası Doğu Limanları'nı anlatıyor. İnce dokunmuş bir tarih örtüsüne işlenmiş kentler ve yaşamlar var bu satırlarda.
* Yolların Başlangıcı
Gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan İbn el-Vezzan ez-Zeyyati namıdiğer Giovanni Leone de Medici'nin yani Afrikalı Leo'nun özyaşamöyküsü -yazmış olsaydı yazacağı gibi.
** Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, iki yüzyıl (1096-1291) süren Haçlı Seferleri'ni ve Orta Doğu'daki Frenk işgalini, anlatırken, bu bölgenin güncel durumuna da ışık tutuyor. 1096 yılında başlayan seferlerde Türk, Kürt, Arap emirlerinin kişisel eğilimlerini, kültür yapılarını, zaaflarını görüp, Haçlılar'ın Orta Doğu'da iki yüzyıl kalışlarının hikmetini anlatıyor.
* Beatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl
Dünya bir felakete doğru dolu dizgin koşuyor. Kötüye kullanılan bilim insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Yeni doğan çocuklar büyük oranda erkek, çünkü "oğlan" olsun istiyordu herkes. Buyrun, bilim dilekleri yerine getirdi sonunda. İşin sonu nereye varacak? Kadınlar yeryüzünde silinip gidecek mi? Bir grup aydının kurduğu "Bilgeler Şebekesi" insanları uyarmaya, zararın bir yerinden döndürmeye uğraşıyor ama boşuna. Şimdiye dek Kuzeyliler tarafından "uzaktaki bir başka dünya" olarak değerlendirilen Güney ülkelerinde şiddet tırmanıyor, yavaş yavaş tüm dünyaya yayılıyor. Bunlara tanıklık eden, insanlığın düştüğü korkutucu durum karşısında el ele mücadele veren bir gazeteciyle bir böcekbilimci; onlardan doğacak bir kız çocuğu: Beatrice... Bu Beatrice'in yüzyılı, gerileme ve bıkkınlık çağı.
* Işık Bahçeleri
Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygamberi Mani...
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani II. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor.
Mani'den bugüne, ''sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye'' çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve Mani'nin öyküsüyle bugüne ''ışık'' tutuyor.
* Ölümcül Kimlikler
'Bana içimin derinliğinde ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin içinin derinliğinde ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma kişinin derin gerçekliğinin, doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan öz'ünün var olduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi.' Kimlik, insanın zamanın içindeki incelişinde onu dünyaya bağlayan bir ayna. Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler'de çok yönlü ve saydam bir sorgulamanın eşliğinde, aynadaki görüntünün tutulabileceğine işaret ediyor. Ölümcül Kimlikler, dünyanın yeni zamanlarında insanlığın küllerinden kuracağı düzenin temeline konan bilge bir taş.
* Uzaktan Aşk
XII.yüzyılda, Akitanya'dayız... Soylu bir ozan, Jaufre Rudel, zevk ve eğlenceye doymuş, böylesi bir yaşam sürmekten bıkmış; uzak, arı ve sonsuz bir aşkı düşlüyor... Kusursuz, düşsel bir kadını anlatıyor dizelerinde. Ve günün birinde, denizler ötesinden gelen Gezgin, bu imgenin gerçekten yaşadığını haber veriyor ona. Çılgına dönen ozanın "uzaktan aşk"ını arayışı böyle başlıyor
* Yüzüncü Ad/Baldassare'nin Yolculuğu
Doğu'daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan'dan yollara düşer. Ertesi yıl, İncil'e göre "Canavar'ın Yılı"dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu... Zamanın sonu!
Dünyayı ve Baldassare'yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad'dır. Kimselerin görmediği bir yazma Allah'ın, Kuran'da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü...
Tanrı'nın gizli ve yüce adı...
...
Korku, şaşkınlık, düş kırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk.
Sevincin, mutluluğun tek kaynağı aşk!...
*YAPI KREDİ YAYINLARI
**TELOS YAYINLARI
selçuk efendi
05-06-2005, 17:47
yukarda yazdıınız kitapların çoonu okudum ve Semerkant dışında tereddüt etmeden tavsiye edebiliceem kitap yok aralarında.. tabii ki, zevkler tartışılmaz ve fakat ben de zevkimi açıkliyim dedim.. umarım kızmazsınız:)
altar237
06-06-2005, 11:28
yukarda yazdıınız kitapların çoonu okudum ve Semerkant dışında tereddüt etmeden tavsiye edebiliceem kitap yok aralarında.. tabii ki, zevkler tartışılmaz ve fakat ben de zevkimi açıkliyim dedim.. umarım kızmazsınız:)
:hayır: Neden kızayım ki zevkler ve renkler tartışılmaz.....benim sevdiğim kitapları beğenmek zorunda değilsinsiniz ki.....ben sürekli kitap okurum türü farketmez mesala Dostoyevski okurum beğenirim ama bir başkası tutmayabilir. ben yeşil rengi beğenirim herkesin yeşili sevmesi beklenmez.... ben sadece benim gibi yeşili sevecek olanlara öneride bulunuyorum.....Bu yazarda zevklerimiz uyuşmamış olabilir ama başka bir yazar ve kitap sayfalarında ortak bir zevkte bulabileceğimizden eminim... :roll: kitabın iyisi kötüsü olmazmış sadece hitap edeceği kişiler vardır diyerek..... :roll:
Eh yinede önerimi değerlendirmek isteyenlere bir iki kitabı okuyup değerlendirmelerini isterim....
selçuk efendi
06-06-2005, 13:51
anlayışın için teşekkür ederim... ama 'semerkant'ı ben de hararetle tavsiye ederim:)
selçuk efendi
22-06-2005, 19:56
Fardipli Sinha ..... Derviş ve Sinha... Mehmet Ali Karabulut
birbirinin devaamı ve üçüncüsü de çıkıcak olan seriinin gaayet ilginç olduunu ve zevkle okuduumu beyaan ediyorum.. tarz olarak Ahmed Hulusi'nin 'Evrensel Sırlar' kitabını andırıyor, okuyan varsa bilir:)
selçuk efendi
28-06-2005, 20:46
Alev Alatlı'nın 4'lü seriisi Or'da kimse var mı.. ilki Viva La Muerte- Yaşasın Ölüm... Günay Rodoplu'nun aazından bir Türkiye çözümlemesi... kitabın yarısındayım ve mükemmel gidiyor.. hastasıyım bu kadının kardeşimmmm.... iy ki almışım bütün kitaplarını:)
uzunvadeci
02-07-2005, 20:46
Amin Malaouf'dan Semerkant,Doğunun Limanları ve Yüzüncü Ad okuduklarım şimdiye dek,diğerleri sırada.Sıralama yapacak olsam
Yüzüncü Ad
Doğunun Limanları
Semerkant
olarak sıralardım sanırım.
uzunvadeci
02-07-2005, 20:47
Da Vinci şifresini okuyup da beğenenlere
4'ün kuralı ve
İkona
aynı tarz kitaplar denilebilir,aynı tür beğeniye hitap ediyorlar.
uzunvadeci
02-07-2005, 20:52
Kazancakis sevenler için
Yeniden Çarmıha Gerilen İsa
Yaklaşık 25 yıl önce okumuştum sanırım,tadı hala dilimde
Allahın Garibi de öyle.
uzunvadeci
02-07-2005, 20:54
Yaşar Kemal'den
Akçasazın Ağalar dizisinden Demirciler Çarşısı Cinayeti
Bence Yaşar Kemal'in doruk noktasını temsil eder.
İhanet Noktası'nda yine döktürmüş pek sevgili yazarımız. Takdir ettim :)
Herkese selamlar...
selçuk efendi
12-07-2005, 22:40
Nazan bekiroğlu'nun iki yeni kitabını görünce hemen aldım birinin adı 'cümle kapısı' ki yeni okumaya başladım.. deneme türünde.. bir de romanı var ama adını unuttum.. vaktim müsaait olunca daa uzun yazmak isterim kendisi hakkında... çünkü ilk defa kitabını okuyup tanışmak isteyecek kadar beni etkilemiş bir sevgili ööretim üyesi ve yazardır...
uzunvadeci
19-07-2005, 16:15
Focault'un Sarkacı
Sonunda cesaretimi toplayıp okumaya başladım ve...halen lanetler savuruyorum kendime;daha önce niye okumadım diye.Sanırım 200.sayfa civarındayım.Gülün Adı'ndan sonra kesinlikle daha üst düzeyde bir kitap bu.
Da Vinci Şifresi sevenlerinin de ilgilerini çekeceğinden eminim.
akuarist
19-07-2005, 23:37
türkiye nasıl küreselleşti
yazarı taner timur
çok çarpıcı bi bakış açısı geliştirmiş.
abd imf ırak konularında ekonomik ve siyasi yorumlar.
tavsiye ederim.isterseniz kitabın içinden kısa bi bölümde alıntı yaparım.
saygılar...
Nazan bekiroğlu'nun iki yeni kitabını görünce hemen aldım birinin adı 'cümle kapısı' ki yeni okumaya başladım.. deneme türünde.. bir de romanı var ama adını unuttum.. vaktim müsaait olunca daa uzun yazmak isterim kendisi hakkında... çünkü ilk defa kitabını okuyup tanışmak isteyecek kadar beni etkilemiş bir sevgili ööretim üyesi ve yazardır...
Öğretmenim :p bitirince şöyle uzunca bir yorum yapın he mi merak ettim şimdi :)
altar237
23-07-2005, 14:45
:D merhabalar...... bugün önereceğim yazar Ruth Randell..... ;) okuyanın pişman olmayacağına inanıyorum "Ölüme Bakan Gözler" ve bir de bakmanızı tavsiye edeceğim bir adres daha www.kitapyurdu.com
Jean Christophe Grange'in tüm kitapları.
Nedir?
Kızıl Nehirler
Leyleklerin Uçuşu
Kurtlar İmparatorluğu
Taş Meclisi
ve 1-2 ay kadar önce çıkan "Siyah Kan"
Polisiye/gerilim sevenler için hiç okumadıysanız ya da yukarıdaki listeden eksiğiniz varsa mutlaka ama mutlaka okunmalı. Bu adam dahi dostlar.
selçuk efendi
07-08-2005, 20:06
hani o lise edebiyat kitaplarında adları geçen Türk klasiklerini okuyorum arasıra.. baazen o kadar eylenceli, o kadar güzelleri çıkıyo ki, ben de burdan paylaşayım dedim...
meselaa Yakup Kadri'nin Yaban'ı...
meselaa Ahmet Midhat Efendi'nin Felaatun Bey ve Raakım Efendi'si.. yaahu ne keyifli bi kitap bu...
ama meselaa Araba Sevdaası diye bi kitap var.. iirenç ki ne iirenç...
unutmayalım ve arasıra bakalım bu ilk roman örneklerimize, olar mı?..olar:)
selçuk efendi
10-08-2005, 13:56
sergüzeşt diye de bi kitabımız var, Samipaşazade adlı yazarımızın; hikaaye güzel annadıım kadarıyla fakat kitabın sonundaki sözlüüe bakmaktan 30. sayfadan soora vazgeçtim... o yüzden yannış annamış da olabilirim:) dikkatimi çeken şey; kitaptaki konuşmalar gaayet annaşılırken annatım kısmı o kadar aaır ki... ama olsun, bikaç kelime de öörenmişimdir heralde:)
selçuk efendi
11-08-2005, 21:16
(başta bıcırık olmak üzere, nasiplisine haraaretle)
Ben uydurdum bütün bu hikâyeleri. Ama size şunu söylüyorum ki: Daha yüksekte duran bir gerçeği işaret etmek için bunca hikâye uydurdum. Demek istediğim. hepsi yalanken anlattıklarımın. anne kalbinde bir çocuk yokluğunun işaret ettiği acı yalan değildi. Yalan değildi eşi zalim avcı tarafından vurulan turnanın zaruri ölümü. Yalan değildi kemalin arkasından zevalin geldiği. Olgunlaşan her şeyin sonunda bozulduğu. Bir şey bozulurken onunla birlikte başka şeylerin de bozulduğu. Yalan değildi devletlerin insanlar gibi. aşkların da devletler gibi ömürleri olduğu. mahiyeti safiyet olan aşkı en çok karanlıkların boğduğu. Yalan değildi aşkın birbirine uymayan iki tanımının olduğu.
Bu tanımlardan biri sorgusuz sualsiz teslimiyet anlamına gelirken. diğerinin. sorgusuz sualsiz teslimiyetin kurulumu demek olduğu. Böylece aşkın mutlak tanımının mümkünler âleminde nâ-mümkün olduğu. Yalan değildi güzel kokunun ezel hatırasını taşıdığı. Yalan değildi bazı şeylerin hep bir şeyle bir şey arasında bir ürperti gibi asılı durduğu.
Günahı ve ihaneti bu dünyada su öbür dünyada ateş arıtacakken. suyla arınmayan âşık kalbinin ancak ateşle durulduğu. Belki de bu yüzden bir büyük yangının koptuğu. Bir ocağın; kelâma mecbur çileden yenik elemden ibaret bir kalpten kopa gelen yangınla tutuşup kül olduğu.
Hikâyelerine ayrılarak anlatılmış bir romanda son kez yemin ediyorum ki: Vallahi yalan değildi!
(isimle ateş arasında kitabının arka kapaandan)
Nun Masalları adlı kitabıyla tanıştım ben ilk... ve okurken vuruldum ben bu kaleme... büssürü yerinin altını çizdim... vardı bu kadında bişiyler ve saaolsun, mahçup etmedi beni ama tabii baazı kitaplarını daa çok sevdim... herkez de kendi meşrebine göre sevicek zaaten...
bu kadın popüler diil gördüüm kadarıyla, olmasın da zaaten ama nasiplisinin haberi olsun diye yazıyorum ben... çünkü nasiplisi yere göğe koyamıyor tanışınca...
Kişiler, mekanlar, zamanlar deyişiyo anlattıı hikaayelerde ama bu kadın hep aşkı anlatıyor... ya da: kişiler, mekanlar, zamanlarla işi yok, aadettendir diye bahsediyor, asıl bahsettii aşk... çünkü anlatmak ve aşk ile yoorulmuş.. hyani aşk kadını diyesim geliyor ama bu tamlamanın da içi boşaltıldı...
yazdıkları; aaçların altında çay içerken radyodan cızırtılı bi sanat müzii şarkısı dinlemek gibi çoonlukla.. heycan da veriyor ama, uzun zaman önce aslını kaybettiimiz, şimdilerde cinsellikle bir tuttuumuz aşk hakkında bize bişeyler hatırlatsın diye beklerken...
kitaplarının baazıları:
İsimle ateş arasında
Yusuf ile Züleyha(ki bu hikaayeyi bi de yazarın kaleminden okumanızı şiddetle tavsiye ederim)
Nun masalları
selçuk efendi
11-08-2005, 21:25
Alev Alatlı'nın 'Or'da kimse var mı' adlı dört kitaplık nehir romanının üçüncüsü 'valla kurda yedirdin beni'yi bugün bitirmiş bulunuyorum.. hazır taaze bitmişken ve ateşi üstümde dururken bikaç kelime yazayım dedim:
olmaz böyle bişey kardeşim, bi kitap bu kadar mı güzel yazılır, bu kadar mı güzel anlatılır, bu kadar mı sevdirir insan kendini, kalemini... kesinlikle eminim bütün kitaplarını bir daha okumak istediimden... şurda ne kaldı ilk tura.. 3-4 kitap...
yukardaki gibi biraz daa tanıtıcı bişiyler yazmaya çalışıcam ama vaktim sınırlı.. başka bi zamana...:)
selçuk efendi
16-08-2005, 19:21
eveeet, Alev Alatlı'nın nehir romanı bitti son kitabı da okuyunca... son kitapta ismi geçen Cemil Meriç'in kitaplarını bereket ki bu eve gidişimde yanıma almışım. ne güzel rastgeldi çünkü özellikle son kitap - OK Musti, Türkiye Tamamdır - sanki Cemil Meriç'in fikirlerinin biraz daa açılmışı, olaylarla beslenmiş haali gibi geldi... 'Bu Ülke' adlı Cemil Meriç deneme türü kitabından zaaten alıntılar var... zamaanında böyle fikirler öne sürebilmiş olması ilginç bi adamın... kusura bakmayın derinden tanıyanlar varsa yazarı çünkü ben ilk defa okudum ama iy ki zamaanında almışım üç-beş kitabını.. çünkü tanınması gereken birisi gibi geliyo bana...
Alev Alatlı'nın kitabı ise ne yalan sööliyim, biraz sıkıcı geldi... ama sevgisi yerleşti ben de şikaayet etmeden bitirdim...:)
futbolcu
18-08-2005, 10:44
Hisse.net ailesi mensuplarına Turgut ÖZAKMAN'ın "ŞU ÇILGIN TÜRKLER" kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Eminim okurken gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız. Ellerine sağlık Turgut Özakman.
futbolcu
18-08-2005, 10:53
Bu arada kitabın konusu Milli Mücadelemizin gurur verici anlatısı. Gerçek belgelere dayalı olayların çok akıcı bir anlatımla okuyucuya verilmiş.
uzunvadeci
22-08-2005, 22:54
TARİHÇİ
Gerçek bir başyapıt.Nedense,bana XIX.yy.Fransız ve Rus klasiklerini hatırlattı.Konusuyla değil tabii ki,anlatımıyla.
Karanlık dünyanın efendisi ve şürekasının peşine düşmeye var mısınız?Emin olun Dan Brown tarzı sabun köpüğü geilim-maceradan çok daha fazla haz alacaksınız.
Şimdiye dek okuduğum kitaplar arasında bir sıralama yapmaya kalksam kesinlikle ilk 10 arasında yer vermem gerekir.(Bu sıralamada çağdaşlar arasından sadece Foucault Sarkacı ile Tarihçi yer alırdı.Halen okumakta olduğum Gece Dönencesi de fena değil ama şimdiye dek ilk 10'da yer almayı haketmedi,henüz)
Hisse.net ailesi mensuplarına Turgut ÖZAKMAN'ın "ŞU ÇILGIN TÜRKLER" kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Eminim okurken gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız. Ellerine sağlık Turgut Özakman.
kitabı aldım
ve bir çok yerinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak okudum
öyleki bırakamadım ve 15 dakikalık uykuyla işe gittim bugün
yaşananları yaşayanların ağzından kronolojik bir sırayla anatıyor
mutlaka herkesin okunması gereken bir kitap
ısrarla öneriyorum
hele yarın 30 ağustos olması insanın duygularını daha da kabartıyor.
uzunvadeci
30-08-2005, 15:54
KUTSAL KEFEN
Nasıralı'nın çarmıhtan indirildikten sonra üzerine örtüldüğüne ve üzerinde o'nun görüntüsünü taşıdığına inanılan keten parçasının öyküsü.Dokunulduğunda insanlara şifa verdiğine inanılan bu bez parçası,yüzyıllar boyunca Edessa(Urfa)'da korunduktan sonra,Bizans tarafından zorla alınmış,Haçlı seferleri sırasında İmparatorluğu ele geçirenler tarafından Tapınakçılar'a satılmıştır.
Kefen'in muhafaza edildiği her katedral,her kilise tarih boyunca yangın felaketi ile yüzyüze kalmıştır.İlginç olan her yangın sonrasında;yangın çıkarmaktan zanlı olanların ve/veya yangın sonrasında bulunan cesetlerin diilerinin olmaması ve parmak uçlarının parmak izlerinin belirlenemiyeceği biçimde yakılmış olmasıdır.
Kutsal Kefen'i ele geçirmek/korumak için Urfa'da halen yaşayan(varlıklarını gizleyerek)gizemli bir Hristiyan cemaati ile çağdaş Tapınakçılar arasındaki mücadelenin öyküsü.Tabii işin içinde son yangını aydınlatmak isteyen İtalyan dedektifler de var.
İlginç bir konu,ama bence yeterince derinlik verilememiş.
uzunvadeci
30-08-2005, 16:00
KRALIN KERVANLARI
Hristiyan Habeşistan Krallığı üzerinde etkinlik kurmak isteyen tarikatlar arasındaki entrika yüklü mücadelelerin öyküsü.Fransa doğumlu bir maceraperest ile Fransa'nın Kahire konsolosunun kızı arasındaki aşk da bu bu fonda şekillenir.
Bence okunması gereken bir kitap.
selçuk efendi
02-09-2005, 19:44
Modern Çağın Canileri - Nihat Genç
inanın bişiler katıcaktır size...
bi de;
İçimizdeki Mevlana - Cihan Okuyucu
adından anlaşılcaa üzre Mevlaanaa üzerine bilgilendirici ve yüksek ihtimal gerçek hayattan alınmış bi roman, daa bitirmediim için romanlıı hakkında bişiy diyemiycem ama fazla bişiy bilmeyip meraak edenlere iy bi başlangıç olabilir...
uzunvadeci
06-09-2005, 09:10
TAŞ MECLİSİ
Jean Christophe Grange
İyi bir başlangıç,vasat gelişmeler ve berbat bir final.Tam bir hayal kırıklığı.
Ferrari’sini Satan Bilge
Robın S.SHARMA
Mayıs/2005
Hikaye tarzında kişisel gelişim.
Arayışlara yelken açan bir avukat...
-------------------------------------
Kalabalık mahkeme salonunun tam ortasında çökmüş haldeydi. O; büyük düşleri olan, zeki, yakışıklı, korkusuz ve ülkenin en seçkin dava avukatıydı.
Onu 17 yıldır tanıyordum.Julian'ın şok edici mahkeme gösterileri sürekli gazetelerin ön sayfalarında yer alıyordu.Çoğu kimsenin sadece düşleyebileceği her şeyi elde etmişti:Yıldızlara varan mesleki şöhret,milyonlarca dolarlık banka hesapları,en pahalı semtte olağanüstü bir malikane,özel bir jet,tropikal bir ada ve orada yazlık bir ev ve de çok değer verdiği varlığı-evinin özel yolunun ortasına parkettiği kırmızı bir ferrari.
Şimdi ise Büyük Julian kalp krizi geçirmiş,çaresiz bir bebek gibi yerde kıvranıyor ve deli gibi sarsılıyordu.
Bütün bunlar üç seneden fazla bir zaman önce yaşanmıştı.Son duyduğum Julian'ın Hindistan'a gittiği idi.Ortaklardan birine hayatını sadeleştirmek istediğini,bazı yanıtlara ihtiyacı olduğunu ve onları bu mistik ülkede bulmayı amaçladığını söylemişti.İşine son vermiş,malikanesini,adasını ve jetini elden çıkarmıştı.Hatta Ferrari'sini bile satmıştı.
Birgün ofisimin kapısı yavaşça açıldı.Kapının ardında canlılık ve enerji yayan,genç ve iyi görünüşünden fazla neredeyse kutsal diyebileceğim bir huzura sahip,gülümseyen bir adam kapıda göründü.
"İşimi elimden almaya niyetli hızlı bir avukat herhalde"diye düşündüm.
Genç adam sevdiği bir öğrencisini izleyen Buda gibi gülümseyerek bana bakmayı sürdürdü.Dayanılmaz sessizlikle geçen uzun bir aradan sonra şaşırtıcı bir biçimde emredici bir ses tonuyla konuştu:
"Tüm konuklarına böyle mi davranırsın John,hele sana mahkeme salonlarının sırrını öğreten birine"
"Julian?Bu sen misin?İnanamıyorum !Gerçekten sen misin?"
Güçlü kahkahası kuşkularımı doğruladı.Önümde duran genç adam uzun süredir kayıp şu Hintli Yogiden başkası değildi:Julian Mantle.İnanılmaz değişimi karşısında şaşkına dönmüştüm.
selçuk efendi
11-09-2005, 14:33
gülse birsel'in kitaplarının sonuncusunu okudum, 'yolculuk nereye hemşerim' ve ardından ilk kitabı 'gaayet ciddiiyim'e başladım... erkek olarak aslında gaayet şaşırtıcı bi başarı olarak deerlendiriyorum.. gerçi gülse hanım, benim büssürü kadın arkadaşım var eylenceli diyor ama biz nedense pek naadir görüyoruz... naapıyolar, gizlenip kadın kadına eyleniyolar,zekiice espriler yapıyolar da kendi aralarında mı kalıyo bu,bilmiyorum.. aralarında gülse hanımı seçip gönderdiler heralde:) aslında çoonlukla gastede yayınlanan yazılar bunnar ama eylenceli,nası derler, hafif ve keyifli.. tam taatil kitabı(ne demekse).. tavsiye ederim efenim...
uzunvadeci
11-09-2005, 23:33
SİYAH KAN
İdama mahkum edileceği kesin olan sıradışı bir seri katilin iç dünyasına ulaşabilmek için,kendini bir kadın olarak tanıtan ve yazışan gazeticinin öyküsü.Katil,kaçarak mektup arkadaşına ulaşmaya çalışmakta gecikmeyecektir.
Bu denli zeki ve bedenini disipline etmiş olan seri katilin,sıradan-handiyse-komik ölümünü okuyunca;artık GRANGE okumamaya karar vermiştim ki,bir baktım,Hazretin Türkçeye çevrilen tüm kitaplarını okumuşum.
altar237
18-09-2005, 15:03
merhabalar kitap kurtları...... bugün size önereceğim yazar CHRISTIAN JACQ ve kitabı Nil'deki Baraj ....... ben son sayfasına kadar soluksuz okudum........ okunmayı bekleyen bir kitap daha sizi bekliyor....... bu kitabı beğendiyseniz yazarın diğer kitapları
*Mısırlı Champollia * Güneş Kraliçe *Tutankamon Olayı *Mısırlı Yargıç(üçleme) ve Ramses (beşleme) Mısır ve tarihiyle ilgilenenler için mükemmel bir set....yani okunmayı bekleyen daha sayısız kitap var diyelim.hepsi harika tabi ki zevkler ve renkler tartışılmaz......
uzunvadeci
18-09-2005, 15:52
Sn. altar237,sizin okuduğunuz kitabı bilemeyeceğim ama,bahsettiğiniz hazretin Mısır Yargıcı üçlemesini okuma talihsizliğine uğradım.
Okumayı henüz öğrenen ilköğretim öğrencilerine,okumayı sevmelerini sağlamak için şiddetle öneririm.Ama ondan ötesi....
Kurtuluş Savaşını anlatan Şu Çılgın Türkler i şiddetle tavsiye ediyorum arkadaşlara
altar237
19-09-2005, 11:23
:) sn uzunvadeci anlaşılan siz beğenmemişsiniz Mısırlı Yargıcı....olabilir ama inanın zamanınız boşa gitmemiştir...sonuçta bir kitap bir dünyadır .... bir de riske girin ve diğer kitalarını okuyun ne dersiniz....daha sırada bir dünya kadar kitap var......bugün yeni bir kitap aldım elime beğenirsem :bravo: tavsiye etmeyi düşünüyorum.
trakyalı
19-09-2005, 11:44
Kurtuluş Savaşını anlatan Şu Çılgın Türkler i şiddetle tavsiye ediyorum arkadaşlara
Ben de bugün aldım akşama okumaya başlayacağım.
Augustlobster
19-09-2005, 13:58
cin ali...
Augustlobster
19-09-2005, 14:06
:eek: :eek:
selçuk efendi
24-09-2005, 20:43
Deliliğe Methiye - Erasmus
1500'lü yıllarda yazılmış olan ve benim de üni yıllarında aldıım kitabı henüz okudum ve yazarı çok kafa bi adam olarak buldum.. hakkaten toplumumuzda ve zamaanımızda yaşasaydı, çok baba bi adam olacak yazarımız rönesans zamaanında, delilik tanrısı aazıyla yazdıı kitapta o devrin gündemindeki adamlarla şaane bi şekilde dalgasını geçmiş... hani benzer bi adam bulmaya çalıştım günümüzden;belki, bi Engin Ardıç diyebiliriz... kitabı ben MEB yayınlarından, dolayısıyla 1950'li yılların Türkçe'siyle okudum ama başka yayınevlerinin 'deliliğe övgü' adıyla bastıını gördüm.. belki onnarın dili biraz daa iydir...
altar237
10-10-2005, 11:54
Kitap kurtlarına merhaba......Bugün bir gece ve bir solukta okuduğum Ahmet Ümit ve kitabı PATASANAyı tavsiye etmekteyim....Mitoloji ve polisiyenin çok güzel işlendiği,insanı heyecanlandıran,sürükleyici,zengin bir kitap.Anadolu'nun güneyinde yaşanan olayların farklı bakış açısı ve farklı üslupla anlatılması gerçekten çok başarılı. Olaylara değişik yerlerden bakmayı sağlıyor.Sonunda ne olacağının merak ettiğim,ama bitmesini istemediğim bir roman.
“Patasana”da bir anakroniye başvuran Ahmet Ümit, Hititler döneminde yaşanan iç çatışmalarla Türkiye’nin son yirmi yılda tanık olduğu kanlı bir dönemi anlamaya çalışıyor.
İhanet Noktası'nda yine döktürmüş pek sevgili yazarımız. Takdir ettim :)
Herkese selamlar...
İhanet Noktası oldukça sürükleyici bir roman. Ayrıca melekler ve şeytanlar adlı romanı da tavsiye ederim
Jean Christophe Grange'in tüm kitapları.
Nedir?
Kızıl Nehirler
Leyleklerin Uçuşu
Kurtlar İmparatorluğu
Taş Meclisi
ve 1-2 ay kadar önce çıkan "Siyah Kan"
Polisiye/gerilim sevenler için hiç okumadıysanız ya da yukarıdaki listeden eksiğiniz varsa mutlaka ama mutlaka okunmalı. Bu adam dahi dostlar.
Grangé ın dahi olduğu noktasına katılıyorum. Kızıl nehirler ve siyah kan konusu ve konunun işlenişi son derece çarpıcı ve sürekli bir gizemle kitabın sonuna dek okuyucu da ilgiyi en üst seviyede tutmayı başarıyor.
Tuncay Özkan ın yakın dönem tarihine ışık tutan CIA Kürtleri de ayrıca okunması gereken bir kitap. Yakın dönemde siyasetde yapılmış olan hata üstüne hataları, bunların neden olduüu sonuçları ve ilerde neden olabileceği olası sonuçları da analiz eden bir araştırma, inceleme. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenlere özellikle tavsiye ederim.
Grangé ın dahi olduğu noktasına katılıyorum. Kızıl nehirler ve siyah kan konusu ve konunun işlenişi son derece çarpıcı ve sürekli bir gizemle kitabın sonuna dek okuyucu da ilgiyi en üst seviyede tutmayı başarıyor.
KESİNLİKLE KATILIYORUM KIZIL NEHİRLERİ SOLUKSUZ OKUDUM
uzunvadeci
05-11-2005, 14:31
YANIK YÜZ
Osman AYSU
Sizce iyi bir polisiye/gerilimde rastlantıların rolü olmalı mıdır?Uluslar arası bir cinayet örgütünün sıradışı üyeleri(kadınlar ihtiras yüklü,cinsellikle dolu birer dünya güzeli,erkeklerse dünyayı sırtlayan Atlas’ın diğer yedeği olacak denli iri ve güçlü)işledikleri cinayetler öncesinde pek çok kişi ile iletişim kurmalarına ve pek çok ülkede cinayet işlemelerine rağmen haklarında hiçbir bilgi edinilememiş olması-bu arada eşgallerinin de belirlenememesi- mümkün olabilir mi?
Peki ya kahramanımızın bu denli şanslı olması mümkün müdür?Söz konusu cinayet örgütünün gizlerini çözmek için kurulan uluslar arası polis timinin bir üyesi olarak bulunduğu Almnaya’da,bir birahanede vakit geçirirken,yanına yaklaşan bir kadın satıcısının,cinayet şebekesinin müşterileriyle iletişim kurmakta kullandığı bir aracı olmasına ne buyrulur?Tabii ki Alman aracı,bizimkini yeni bir müşterinin temsilcisi sanmakta gecikmeyecektir;aksi halde,nasıl başlayabiliriz olay örgüsünü çözmeye?
Bu tesadüf,yeter mi sanırsınız,çözüm için.Yetmez.Kahramanımız,örgütün merkezi olan Ada’ya vardığında da rastlantıların lütfuna muhtaçtır.Uğradığı bir barda,önce Yanık Yüz’ün çiftliğinden kaçıp sağ kalabilmiş tek kişi olan bar sahibiyle karşılaşır ve dostluğunu kazanır.sonra da kendisini çiftliğe işçi olarak alacak olan,çiftliğin zenci kahyasıyla karşılaşır orada.
Anti kahramanlarımızdan biri-belki de en önemlisi-olan İngrid’e ne demeli?Yaşamını öldürme güdüsü ve seks üzerine kuran-ikisini birleştirerek hazzın doruklarına varan bu kahramanımız,baskın kişiliğini yitirir ilerleyen bölümlerde.Hem de ne zaman?Cinayet örgütünün merkezinde,Yanık Yüz’ün ardından ikinci güçlü kişi olarak kendini bulduğunda silikleşiverir ansızın.İngrid,o İngrid ki;”dünyanın tüm döllerini içimde istiyorum”diyenin ardılıdır o zamana dek.Ama heyhat,emrindeki insan azmanı bir zenci yeter İngrid’in yelkenlerini suya indirmesi için.
YanıkYüz,kötü bir polisiye için iyi bir örnek bence.
uzunvadeci
05-11-2005, 15:12
ÖLÜME BAKAN GÖZLER
ÖLÜME GİDEN YOL
PARK CİNAYETLERİ
Ruth Rendell
Sıradan insanların,sıradan olayların sıradan öyküleri,öykücükleri.Gayet tabii ki,iyi bir polisiye tarihin köşetaşlarından ya da sıradışı kahramanlar ve olaylardan çıkmaz salt.Ortalama insanların öyküleri de sıkı bir gerilime kaynaklık edebilir.Yazarın ustalığı,anlatımı her şeye muktedirdir.
Korkarım ki yazar,yazdığının ne tür olduğunun farkında değil,ya da eleştirmenleri.Ruth Rendell için”Anglosaksonların yetiştirdiği en esrarengiz yazar”nitelemesinde bulunanlardan bahsediyorum.Sanki,bir başka yazar ve başka kitaplardan bahsediyoruz.Şimdiye dek okuduğum en sıkıcı,cansız,hayal gücünün müebbet hapse mahkum olmuşcasına devre dışı kaldığı metinler okuduklarım.Ya başka yazar ve kitapları sözkonusu,ya da çevirmenin kısır düş gücünün sırıttığı metinlerle karşı karşıyayız.İngiliz ağırbaşlılığı,dedikleri bu olsa gerek
Sıradan kişlikler,sıradan olaylar,sıradan bir yazar karşımdaki.Her şey o kadar sıradan ki;sıradan bir şeyler yazmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.
NUTUK
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa layık görülemez.
yabancı bir devletin koruyup kollayacağını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka birşey değildir. Gerçekten de, bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirilmelerine asla ihtimal verilemez.
Halbuki, Türk ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...
O halde, ya istiklal ya ölüm!
uzunvadeci
05-11-2005, 16:13
HEDEF İBLİS
Ali Cevat Akkoyunlu
Doğan Kitap’ın kadrolu cevirmeninden bir gerilim.Akkoyunlu’nun çevirisini yaptığı Meade’den esinlendiği çok açık.Meade’nin kurgusu tüm haşmetiyle sırıtmakta,kitap boyunca.Fakat,Meade’nin esini yetmiyor kitabı kurtarmaya.Aksine bir handikap haline geliyor,Meade’yi okuyanlar için Akkoyunlu’nun yazdıklarının,kötü bir kopya intibaı vermesi doğal değil mi?
AGİT toplantısı için,İstanbul’da bulunacak olan dünya liderlerinin-özellikle Amerikan liderinin-ortadan kaldırılması mümkün olabilir mi?İslamcı terör örgütü,8.Gün’ün çevirmeni Akkoyunlu’nun kitabıyla yine sahnede.
Kitabı okurken,bazen redaktörün merceğinden geçmemiş olduğunu algılıyorum.Bırakın redaktörü, bizzat yazarın bile,kitabı yazıp bitirdikten sonra,dönüp yazdıklarını okumuş olduğunu sanmıyorum.Bir bölümü okuduktan sonra,takip eden bölümün de,biraz önce okuduğunuz bölümün-çok az –değişik bir versiyonu olduğunun ayırdına varırsanız; ne düşünürsünüz?
Ya kitabin finaline ne demeli?Roman kahramanlarından biri olan Başkanın yakın korumasının,Başkan’a suikast yapılacağının bilinmesine rağmen,otel odasının kapısını çalan ve kendisiyle aynı görünüme sahip kişiye,kapıyı neden açar?Açtı diyelim,nasıl güvenir ona.Başkanın en yakın korumalarından biri olan bu şahıs,böylesine sıradışı bir zamanda,sıradışı bir gelişmeyi,neden doğalmışcasına karşılar?
Bırakın yazmayı sn. Akkoyunlu,emin olun Meade çevirileriniz,sizin isminiz yüceltmek için yeterlidir.Yazarak isminizi lekelemeyin.
en son marquez in "benim hüzünlü orospularım" ı okudum
yine muhteşemdi
marquez in "yüz yıllık yalnızlık" kitabını öneririm
okuduğum en iyi kitaplar arasında
uzunvadeci
06-11-2005, 19:29
MOĞOL KURDU
Homeric
Küçük bir Moğol boyunun fare avcılığı yaparak yaşamını sürdürmeye çalışan,horlanmış reisinin önce Timuçin ve sonra da Cengiz’e dönüşümünün öyküsü.Bu öykü,Moğol boyunun çevresinde önce tüm Moğolların bütünleşmesi,sonra da bir Cihan İmparatorluğuna dönüşmesi ile birlikte gelişecektir.
Cengiz henüz horlanmış küçük bir Moğol boyunun açlıkla mücadele eden güçsüz reisi iken,onunla anda olan Borçu’nun anlatımıyla izliyoruz Cengiz İmparatorluğuna varan adımları.Destansı bir anlatım.Bozkırın yaban hayatından,vahşet,kin,sistemli bir terör ve ihtişam dolu bir yaşama uzanan bir sürece tanıklık ediyoruz.
Timuçin’in andası ve küçük ailesinin ilk ve en önemli yardımcısı olan sadık Borçu,defalarca yaşamını kurtardığı Cengiz’den;tutku duyduğu,aşık olduğu kadınları kurtaramayacaktır.
Homeric,muhteşem bir panaroma sunuyor bizlere.Anlattığı döneme hakim,dersine iyi çalışmış.Sadece bir hata çekti dikkatimi.Romanda bir paragraf içinde,bir kez “tütün kesesi”nden bahsedilmekte.Doğrusu bu hatanın,bizzat romandan mı,yoksa çevirmenden mi kaynaklandığından emin değilim.
Kesinlikle okuyun.
uzunvadeci
06-11-2005, 19:30
Korkarım iki kez göndermişim yazıyı.Sildim.
Özür
uzunvadeci
08-11-2005, 23:21
KUKLA
Ahmet Ümit
Gerek mesleki,gerek duygusal ve gerekse sosyal yaşamında –neredeyse-dibe vurmuş olan gazeteci kahramanımız,çocukluğunda aynı evde yaşadığı üvey kardeşi ile karşılaşacak ve derin devletin-denetimden uzaklaşmış- silahşörleri ile yüzleşmeyi göze almak zorunda kalacaktır.
Kahramanımızın babasının,ikinci evliliğini yaptığı hanımefendinin yanında getirdiği üvey kardeş ile hiç yakınlaşamayan gazetecimiz,bu istenmeyen kardeş ile ilk gençlik çağlarından itibaren zıt siyasi kutuplarda yer almış,üvey kardeş istenmediği ev ortamından sürgüne,yatılı okula gönderilmiş ve giderek aileden kopmuştur.Zaman içerisinde milliyetçi camianın reislerinden biri olarak sivrilmiş,cinayetlere karışmış ve devlet tarafından korunup kollanmak ayrıcalığına da kavuşmuştur.
Ama artık hesaplaşma zamanıdır.Devlet tarafından korunup kollanmaktan,devlet’e paralel ve/fakat gizli bir örgüt üyeliğine terfi etmiştir. Devlet’in olanakları kullanılarak ele geçirilmiş büyük miktarda para söz konudur artık.Üvey kardeş,gazetecimize derin devlet hakkında ifşaatlarda bulunacağını vaat ederken,gerçek amacı nedir?
Basit olay örgüsü ve kısıtlı sayıdaki karakterlerine rağmen KUKLA’yı severek okudum.Bir Türk aydınının toplumla ve kendisiyle çelişkilerini verdiği iç konuşmalar anmaya değer
Kahramanımız cinayet ve entrikalarla örülmüş labirentten,özgüvenini kazanmış,kendisi ve çevresiyle barışık,boşanmış olup hala sevdiği-ve sevgisini karşılıksız olmadığı anlaşıldığı halde bir başka erkekle yatan-eski eşini de tekrar kazanarak çıkabilecek midir?
Zevkle okudum
Okuduğunuz veya aradığınız bazı kitapların bilgisayar ortamında okunabilecek formatta olanlarına (E-Kitap) aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz...
http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=7262
bu kitaplari bilgisayar ortaminda okuya bilmek mumkun mu sayin arkadaslar
HAFTANIN EN ÇOK SATILAN KİTAPLARI
Turgut Özakman'ın kaleme aldığı ''Şu Çılgın Türkler'' adlı eser
haftanın en çok satılan kitabı olurken, okurdan ilgi gören diğer
kitaplar şöyle sıralandı:
1- ''Şu Çılgın Türkler'': Turgut Özakman
2- ''Ferrari'sini Satan Bilge'': Robin S.Sharma
3- ''Ermeni Meselesi'': Bilal Şimşir
4- ''En Uzun Gece'': Ahmet Altan
5- ''Derin Devlet'': Ömer Lütfi Mete-Mahir Kaynak
6- ''Bir Vatan Böyle Kurtuldu'': Erol Mütercimler
7- ''Göz Göre Göre... Kapana Düştü Türkiyem'': Sadi Somuncuoğlu
8- ''Mış Gibi Yaşamlar'': Doğan Cüceloğlu
9- ''Gördüğüme Sevindim'': İclal Aydın
10- ''Tavcan'': Hıfzı Topuz.
uzunvadeci
12-11-2005, 12:43
DUL KASABI
Pavel Kohout
1945 baharı.III.Reich çöküşün eşiğindedir.Prag’da Çek polisinin Cinayet Masası dedektifleri,dul kadınları hedef alan bir seri katilin peşindeyken,kendilerine yardımcı olmak üzere görevlendirilen,fakat gerçekte;Çek polisinin olası direnişi örgütlemesini izlemek ve önlemekle yükümlü bir Gestapo ajanıyla işbirliği içinde çalışmak zorundadır.
Dul bir kadının peşinden giderek ailesini terketmiş bir babanın ardından,annesinin tahakkümü altında yaşamak zorunda kalmış olan katil,adeta tüm dulları dünya üzerinden silmeye kararlıdır.
Prag’da yaşanan kargaşa,Hitler’in intiharı ile tam bir kaosa dönüşecek,katil bu durumdan yararlanarak bir Çek direnişçisi kimliğine bürünüp ufak bir çetenin liderliğine kavuşacak ve vahşi cinayetlerine hız verecektir.Eşini de bu katile kurban veren Dedektif Morava,katilin yeni zırhını delebilecek mi?
İlgiyle okudum.Tavsiye ederim.
Şu anda Mevlana,nın Mesnevi,sini okuyorum.
Sırada ise uzun zamandır arayıp zorlukla bulduğum TUNÇ DERİLİLER diye bir kitap
var, meraklısına yazarı Haluk Cemil Tanju-Atatürk,ün özellikle araştırılmasını
istediği konular,la ilgili yurtdışında uzun zaman çalışan ve bilimsel çalışmalar
yapan değerli bir insan.
Ve tabiki sivil örümceğin ağında-okunacak çok kitap var zaman yok.:aglayan:
Sevgi ve Saygılar.:D
uzunvadeci
14-11-2005, 12:52
CEHENNEM ALEVİ
Dean Koontz
Başarısız geçen 7 yıllık bir evlilikten kurtulmak üzere olan kadın kahramanımz,Avukatlık Bürosundan birlikte dışarı çıktığı kocasının bir kaza sonucu ölümüne tanık olacaktır.Ancak takip eden günlerde yaşananlar;kocanın ölmediği,aksine kolayca da ölmeyeceğinin ayırdına varmasını sağlayacaktır..
Koca’nın sahiplerinden biri olduğu ve tıbbi araştırmalar yapan,Amerikan hükümetinin destek ve –gizli-denetimindeki şirket,insan metobolizmasının kendini yenilemesini güçlendiren bir ilaç geliştirmiş ve koca,bu ilacı kullanmıştır,kazadan önce.
Kullanılan ilaç,kocanın genetik yapısını son derece kararsız bir hale getirmiştir,ölümsüzlüğe ulaştırmakla beraber.Koca,öteden beri kendisini aldattığından kuşkulandığı kadını yok etmek için harekete geçerken,ilacın öneminin ayırdında olan hükümet ajanları da,her ikisinin peşine düşmekte gecikmeyecektir.Bu ajanların başındaki kişinin karanlık geçmişi de,olayların gelişiminde bir etkendir.
Yazarının Dean Koontz olduğuna bakıp da aldığım kitaplardan birisi.Kitaptan bir tat aldığımı söyleyemem.Sanki bir cizgi film seyretmişim,ya da çocukluğumda kalan çizgi romanlardan birisine göz atmışım gibi bir hisse kapıldım,bitirdiğimde.Neden acaba?
Okumasanız da olur.
uzunvadeci
16-11-2005, 10:59
KÖTÜ RUH
Maxime Chattam
Polis tarafından öldürülen bir katilin,öldükten sonra da cinayetlerini sürdürmesi mümkün olabilir mi?İncil ve İlahi Komedya’dan esinlendiği açık olan cinayetler sürmektedir ve elde edilen deliller(DNA analizleri de dahil)yeni cinayetlerin de,artık bedeni cürümüş olması gereken katil tarafından işlendiğini göstermektedir.Kurbanlar tabii ki,genç ve güzel bayanlardır ve vücutlarının bazı parçaları çalınmıştır..Yeniden vücut bulan katilin hedeflerinden biri de,roman kahramanı,Cinayet Masası dedektifinin sevgilisi olacaktır zira;bayan daha önce öldürülen katilin başarısız bir cinayet teşebbüsünden arda kalan mirastır.
Soluk soluğa okudum diyebilirim.Son zamanlarda okuduğum en iyi polisiye/gerilimlerden birisi.Diyaloglar olsun,anlatılar olsun insanı sıkmayacak denli kısa ve/fakat yeterince bilgi verecek denli uzun tutulmuş.Hikayedeki her gelişmenin,sürprizin,okuru ikna edecek açıklaması var.
Ve muhteşem final.Sümsük sarsak bir ihtiyarın ten ve tininde vücut bulmuş KÖTÜ RUH ile karşı karşıyayız.
Kesinlikle okunmalı
registan
16-11-2005, 11:27
şuan elimde
"en öndekiler " diye bir kitap var.
kitap anlatım tarzı olarak farklı bir tarzda anlatıyor.
konusuna gelince peygamberimize ilk inanan 4 insanın hayat hikayelerini öncesi ve peygamberimizden sonraki hayatları şeklinde ele almış..
bu ilk inanan insanları merak ediyorsanız gerçekten çok güzel bir kitap tavsiye ediyorum..
yayınevi:ışık yayınları
yazar: akedemi çalışma grubu.
uzunvadeci
18-11-2005, 18:21
ÖFKE
Denis Marquet
İnsan;gerçekten dünya üzerinde bir habis ur mudur?Dünya,kendisini ölüme sürükleyen bu kanserli hücresinden kurtulmak istiyor olabilir mi?
Önce, o zamana dek bilinmeyen öldürücü virüslerin neden olduğu hastalıklar çıkar ortaya.Derken ev hayvanları,saldırır sahiplerine ve tabii ki vahşi hayvanlar .Depremler,tsunamiler,yanardağ patlamaları,sel ve kasırgalar hiç bu denli şiddetli olmamış,bu denli yıkıma yol açmamıştır,o zamana dek.Beklenmedik felaketler önce ABD’de başlamış ve tüm dünyaya yayılmaktadır.
Oluşturulan pek çok bilimsel araştırma ekibi de bir sonuca ulaşamaz.Olaylar açıklanamamaktadır.Süregiden felaketler insan türünü yok ederken,Amerikan üst yönetimini oluşturan gruplar arasında,cinayet işlenmesine dek varan gerilimler,iktidar çekişmeleri yaşanmaktadır.
Gerçeğe ulaşan,Amazonlar’da ilkel bir topluluğu ve çevre ile ilşkisini inceleyen bir kültürel antropolog olan Mary olacaktır.Amerikan yerlilerinin kadim söylencelerinde yer bulan,insanın doğa ile uyum içerisinde yaşaması gerektiği,aksi halde;dünyanın,yok olmamak için,insan türünü yok edebileceğine ilişkin söylenceler,gerçeğe dönüşmektedir.
Kitabı okuduktan sonra düşündüm.Başlangıçtan bu yana dünya,kaç insan türü ile karşılaştı acaba,biz kaçıncı türüz?Kaç Adem ve Havva oldu,şimdiye dek?
Tavsiye ederim.
uzunvadeci
21-11-2005, 20:05
SON DURAK
Patricia Cornwell
Adli Tıp uzmanı ve kurumun yöneticisi olan Kay Scarpetta polis kimliğine bürünmüş bir katilin saldırısına uğrar,gecenin geç saatlerinde.Katilin elinden kurtulduğu gibi onun yakalanmasını da sağlar üstelik.Ancak takip eden günlerde,delillerin değiştirildiği anlaşılacak ve uzmanımız suçlamalarla karşı karşıya kalacaktır.Üstelik,Eyalet yetkilileri arasındaki iktidar savaşı da Scarpetta’nın lehine çalışmamaktadır.
Kay Scarpetta,kendin aklayabilmek için,çalışma arkadaşı olan polis müfettişi,Nazi zulmünü yaşamış yaşlı bayan arkadaşı,Washington’da görevli Adli Tıp yetkilisi bir bayan ve polis teşkilatında görevli lezbiyen kuzeninin yardımını alacaktır.
Katilin,daha önce işlenmiş pek çok cinayetin faili olduğuna ilişkin delillere rağmen,öldürülen kadınlarda bulunan sperm örneklerini bırakmasının mümkün olmaması,işleri zorlaştırmaktadır.Katil,ender görülen genetik kökenli bir hastalıktan muzdariptir ve bu arada iktidarsız olduğu da anlaşılmıştır.
İlgiyle okudum.
uzunvadeci
24-11-2005, 09:35
Galiba bu alanı da kuruttuk sonunda.Ya kitap okumaktan vazgeçti arkadaşlar-yükselen endekse bakarak dalarken hulyalara-ya da paylaşmak değil kimsenin haddine.
Korkarım bendeniz de katılacağım aranıza.Sürdürmeye çalıştığım monolog,dönüşecek tekrar iç monologlara.
Kendi adima cevap vermem gerekirse,ben son zamanlarda kitap bitiremedim..Cok kötü bir huyum var bir kitaba sardimmi bitirene kadar uykusuz kaliyorum gecem gündüzüme karisiyor,çalistigim için sorun yasiyorum.Kitap elimde günlerce sürünsün de istemiyorum.Ama bazen suan oldugu gibi birkaç kitabi ayni anda okumaya çalisiyorum.Böyle olunca da elimde bitiremedigim kitaplarin yorumlarini sizlerle paylasamiyorum..Eski kitaplardan bahsetsem geneli okunmustur zaten....Kisaca mazeretim budur.Saygilar.....
altar237
02-12-2005, 16:03
sayın uzun vadeci sizin gibi bir kitap severin bu topiğe yazmaması yazık olur.... her ne kadar endeksin yükselişi bir hülyaya sürüklemişsede çoğumuzu, kitaptan ayırmamalı yüreğimizi.... uzun süredir yazamamın nedeni borsa değil yoğun tempodan kaynaklanmıştır.ancak bu bile okumamı engelleyecek bir neden olmamıştır buraya tavsiyede bulunmasamda....
CEHENNEM ALEVİ "Dean Koontz" okuyacak kitaplarımın arasında yazar hayran olduğum gerilim yazarların arasındadır ilk okuduğum kitabı KANATLAR en azından 3 kez okumuş olduğum nadir kitapların arasındadır... şu zamanda hiç bir yerde görmediğimi söyleyeyim heralde basılmayalı uzun zaman olmuştur bence tekrar bir yayınevi ele alsa kitap severlere epey bir katkıda bulunmuş olurlar...
neyse gelelim herkesin şu an eline alıp okuyabileceği zevkli akıcı bir kitap ve yazarına KEMİKLER ŞEHRİ "Michael Connelly"....... Hatta akıcılığına dair test bile yaptım denilebilir.... yılda ancak 1 ya da 2kitap okuyan arkadaşıma tavsiye edip bizzat kitabı verdim... sonuç mu kitabı beğenmesinin yanında bir de kısa sürede kitabı bitirdi.... eh şimdi isterseniz bir de siz deneyin diyorum kitap severler.....
uzunvadeci
06-12-2005, 19:45
Teşekkür ederim sn Altar237
Çocukluk ve gençliğimde hissettiğim kitap sahibi olma tutku ve okuma açlığını,ancak tatmin edebiliyorum ,emekliliğimi yaşadığım bu günlerde.Bu topici keşfettikten sonra,seçim yapmak için pek çok ipucu bulduğumu söyleyebilirim.Kitaplara ilişkin yazıların kesilmesi hiç mi hiç gitmedi hoşuma bu yüzden.
uzunvadeci
06-12-2005, 19:55
Gece Kartalı Teks Willer: Klaatunun Altını
Minik Yorum : Başka bir şey anlatmak zor,okumak lazım... ;)
Espri anlayışınıza hayran kaldım sn.Master
selçuk efendi
06-12-2005, 20:02
Körlük - jose saramago
Körlük, 1998 yili 'Nobel Edebiyat Ödülü' sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yillarda yazdigi en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yesil isigin yanmasini beklerken ansizin körlesir. Körlügü, basvurdugu doktora da bulasir. Bu körlük, bir salgin hastalik gibi bütün kente yayilir; öldürücü olmasa da tüm ahlaki degerleri yok etmeyi basarir. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanik olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardir. Koca kentte körlükten kurtulan tek kisi, göz doktorunun karisidir. Portekiz'in yasayan en önemli yazari olan Jose Saramago, bu çarpici romaninda körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmis, basit imgelere, siradan sözcük oyunlarina basvurmadan, yogun bir anlatimla, anlaticinin ve kahramanlarin konusmalarini ortaklasa bir monologa dönüstürerek, kurgunun evrensellesebilmesi açisindan kisilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanlari sürükledigi sagliksiz ortami olaganüstü bir ustalikla yaratmistir.
(tulumba.com'dan alıntıladım.. ben beendim.. yannız yazım şekli biraz yorucu, nerdeyse paraaraf boşluu bile vermeyceklermiş... sanırım orjinal de öyle, ondan.)
ÖZGÜRLÜK ÜLKESİ
Ken FOLLET
yıl 1767. yer iskoçya. bir toprak sahibinin kızı olan Lizzie Hallim, soğuk bir kış gününde, buz gibi nehirden çıkan çıplak bir adamı izlemektedir. bu adam maden işçisi Mac Mcash'tir.
Mac Lizzie'nin nişanlısı Jay Jamisson'ın madenlerinde çalışan bir köledir; ama artık yazgısını değiştirmeye kararlıdır.
:tamam:
şiddetle tavsiye ederim
selçuk efendi
06-12-2005, 20:55
HOLOGRAFİK BAKIŞ - Ahmed Baki
"Hologram tekniğinin izahı, "evren" ismiyle tanımlamaya çalıştığımız sınırsız ve sonsuz tek varlık, yani "BÜTÜN'e" ait tüm bilginin hologramik bir biçimde her zerrede mevcut olduğunu anlamamızı kolaylaştırmıştır. Buna göre, evrenin halografik yapısında, bizim gözlemlediğimiz evrenimizde, olmuş veya olacak diye bildiğimiz her olay, her oluşum, zaten bilgi olarak yüklüdür..."
son yıllarda bilim, keşfettikleriyle (özellikle kuantum ve evrenin holografik yapısı alanlarında) insanın diine bakış açısını deyiştirme zorunluluunu ve anlatılanları daa kolay kavramayı da beraaberinde getiriyor... Şebnem Ferah'ın şarkısında söyledii gibi 'deli kızım uyan, söylenenler yalan'... evliyanın geçmişte bahsettii şeyleri bir de bu gözle deerlendirin, bakalım ortaya ne çıkacak.. neler bulabilicez?
kendi sitesinde zaaten tüm kitapları bedaava, buraya da kitaptan bir bölümünün linkini koyuyorum.. meraak edenler buyursun...
http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/hologram/07hologramda_seyahat.htm
selçuk efendi
06-12-2005, 21:04
Aynadaki Evren - Ahmed Baki
"Çağdaş araştırmacıların hologram sayesinde fark ettiği ve insanlıkla paylaşmak istediği çarpıcı gerçeği; Tasavvuf ehli diye bilinen gerçeği algılayanlar, yüzlerce yıl öncesinden beri "Kainat, Allah'ın kendi cemalini seyrettiği bir aynadır" şeklinde, yaşadıkları zamanın teknolojisiyle ifade etmeye çalışmışlardır…"
bu kitaba da yukardaki görüşlerimin aynısını yazmak istemiyorum... ama bu sefer link vermiyorum, benim en çok etkilendiim yazılardan birini buraya aktarıyorum:
KENDİLİĞİNDEN
Bir tohum düşer toprağa! Ne toprak haberdar akîbetinden, ne de bahçe sahibi! Bilinmez ne olur! Bakarsın yeşermekte bir süre sonra… Büyür, bitki olur, çiçek açar, meyve verir… Bakar yeşeren bu güzelliğe, seyredersin bahçende…
"Su verdik büyüdü, çiçek açtı, meyve verdi," der kimi…
Kimi duymuştur, "Allah'ın hikmeti, kendiliğinden büyüdü," der!..
Peki düşündün mü hiç, nerede o büyürken, "onu büyüten Tanrı"?..
Bu sözün üzerinde dur!
Dar düşünce var, geniş düşünce var…
Kimi yaşar bilgisizliğin yaktığı ateş için, kimi yaşar bilmenin getirdiği saadet için…
Koymuşlar bir kalp hücresini kültüre; bölünmüş, çoğalmış, organ olmuş; zaman sonra başlamış yürek gibi çırpınmaya olduğu yerde… Düşün bir kez, nereden geldi o hücreye, sen çoğalıp yürek olacaksın ve kendi kendine çarpacaksın, hükmü?.. Kimden?
Göremediğin kadar küçük bir hücrenin içlerinde bir yerde, bir "gen"de, hakkındaki tüm bilgi yazılı… Boyun, posun, kaşın, gözün, beynin, dilin… Ve aynı gen, her yanındaki milyarlarca hücrenin her birinin içerisinde gizli, değişmeden… Her bir gene, vücudunun hangi hücresi ve organı olacağını, ne iş için var olduğunu bildiren kim? Nereden gelmekte bu bilgi, bu istem; düşündünmü hiç?
Yağmuru yağdıran biri mi var?.. Yoksa kendiliğinden mi düşmede yere damla damla?…
Irmakları coşturan!
Denizi biriktiren!
Suyu buharlaştıran; gökte bulutu gezdiren; fırtınayla yağmuru indiren!
Kim?..
Nerede Tanrı?..
Gök gürlerken gürleten kim?
Akan suyu yürüten nerede?
Yağmur "yağar" mı kendiliğinden, yoksa "yağdıran mı var?"
Böyle değil mi herşey?
Mecazda mı hakikat var? Hakikat mi bir mecaz?
"Rüzgâr eser" mi, yoksa estiren mi var?.. Nerede rüzgârın Tanrısı?
Bir kasırga çıkar, yıkar ağaçları şiddetiyle, binaları, evleri… Ne acır hayvan böğürtülerine, ne tanır insan haykırışlarını!.. Sende merhameti çağrıştırsa da feryatlar, inlemeler; anlam ifade etmez doğaya, ne yakarışlar, yalvarmalar, ne çaresiz imdat sesleri!..
Sarsılır arz bir zelzeleyle! Tanımaz üzerinde kim olduğunu! Bakmaz üstündeki dünyalıların kurduğuna, mevkisine, şanına, dinine, devletine!
Hayvan böğürtüsüyle, insan feryadının farkı yoktur tufanın kulağına! Farketmez ne tayfuna, ne sele, ne depreme, ne yanardağa, ne de ateşe!.. Farksızdır onlara önlerindeki, işitmeden kimseyi, yürürler kendi yollarında; yakar, yıkar, ezer, geçer, gider onlar…
Bakmazlar senin yargılarına, kimsenin değerlerine, satın aldıklarına; düşünmeden lâfını edip kendini inandırdıklarına!
Gecenin karanlığında çekip gider herşeyin elinden, ansızın derinlerden gelen bir uğultuyla; sen, tanrının, bu azaba müsaade etmeyeceğini beklesen de…
Yöresel ve göresel inançlarla bakışının, hükümlerinin, yoktur değeri gerçekler karşısında!
Kendi yörüngesinde yüzer her nesne … Ne var ki bir Güneş tutulması sırasında, Ayı, gölge ettiği yerden kaçırtmak için gürültüler çıkararak yaşayan toplumlar var hâlâ, yanıbaşımızda!
Aramızdaki milyonların gözünde, bir deprem, tanrının bir toplumu cezalandırması…
Sen yukarıda başına geleni tanrının "kudret" gösterisi diye yorumlasan da, aşağıda, tutunamayıp kayan güçsüz topraktan, fizik kurallarıyla cereyan eden olaylardan başka birşey yok… Bak ki, uzaktan seyreden, zelzeleye "tanrının cezalandırması" derken, adetâ mezarından çıkan yaralı, sağ kurtulmasını "tanrının merhametine" bağlıyor, "beni O korudu," diyor…
Anla artık doğayla ve insanlarla uğraşan bir TANRI'nın olmadığını, adına ne dersen de!
* * *
Yaşayan sensin, öyle ya da böyle; kendine dön, kendinde ara!
Sistemin hükmü "ellerinle önceden hazırladığını" vurguluyor! Sistemle ve yaşadığın ortamın şartlarıyla arandaki, sonuçlarını kendin yaşayacağın meseleyi, dünyandaki otoriteyle, sürünün çobanıyla arandaki mesele gibi algılamanın sonuçları ağır olur…
Kurunun yanında, yaş ta yanmada! Altında kaldığın enkaz, cehalet! Üzerine gelen tonlarca yük, tamâhın, tabiatın! Yerinden kayıp giden, değer yargıların, duyguların… Seni sıkıştıran, ezen, huyların, şartlanmaların… Seni üzen yerküre değil, sahiplik duygun, ansızın koptuğunu gördüğün bağların! Arınmadıkça bu zincirlerden insan, asla ulaşılamaz felâha!.. İman etmedikçe hakikate, asla erişilemez arınmışlığa…
Yaşananlardan ibret alıp gerektiği gibi içsel arınmayı gerçekleştirmeyen toplumlar, bilinçsizce satınaldıkları necasetin getireceklerini ve sonuçlarını kendi elleriyle biriktirirler.
Taşta, toprakta, tabiatte çözüm arama; taşı, toprağı belâ haline getiren kendi tabiatına bak!
"Bir topluluk kalplerindeki gidişatı değiştirmedikçe, Allah onlar üzerine verdiklerini değiştirmez…" (8/53)
Hakikat apaçık bildirilmişken, Rasul, "Allah uyarısını" seslendirirken; sen duygularına, şartlanmalarına, huylarına, hırsına, açgözlülüğe, bedeninin tabiatına hizmetle ne kadar daha oyalanacaksın? Geçici olanı alıp ta, ebedi olanı görmezden gelerek daha ne kadar kandıracaksın kendini?
* * *
Doğada duygu yok! Doğada acıma yok! Doğada kayırma yok!
Varlık böyle, Sistemin gereği bu!
Bunu iyi düşün!
Kendiliğinden olur herşey, kimseye "başkası" zarar veremez! Kendiliğinden; ne bir özne, ne de karşısında bir nesne olmadan!… Kendine bir bak!..
Kuşattığını yakan güneş te öyle! Güzergâhında herkesin!
Tutuşmuş ateşin hiç yanacakları kayırdığını gördün mü?
Güneş kuşatır dünyayı! Cehennem yakar, ayırmadan taşları ve insanları!..
Düzen bu!
Hâlâ göremedin mi "acıma" olmadığını fiziğin yasalarında? Kimsenin göz yaşına bakılmadığını!!!
Yakan, ateşin kendisidir, başkası değil! Sönmemişse içindeki ateşin eğer, bekleme birinden ne acıma, ne kayırma!
Hiç ateşe farkeder mi kömürün çıkardığı çıtırtı ile senin acıdan feryadın, yanarken?.. Bunu bir ciddi düşün!
Sen diri diri kabre konup, yanından ayırmak bile istemediklerin üzerine tomarla toprak atarken, nerede seni kayıracak yüce Tanrın? Bırakıp giderlerken seni yapa yalnız, tek başına, kim kurtaracak seni, "seni" yakan kaybın, ayrılığın ateşinden?..
Aslanın pençesindeki ceylan gibi, düşer dev hararet girdapları ve kaynar fokurdamaların eline, kozasına tutsak olmuş, kendindekini bilip bulamamış eli kolu bağlı zayıf gariban!
Oltaya takılan balığın gücü yeter mi, balıkçı, insanların en masumu olsa dahi?
Senin sıcak çorbanı yudumladığın bir akşam, gün ağardığından beri kaç bin masum bebeğin daha açlıktan dünyayı terk ettiğini biliyor musun? Açlıktan kim öldürdü onları? Nerede o herşeyi ayıran iyi Tanrının yardımı, nerede seni kayırmasını beklediğin Tanrının, biçare aç anneyi kayırması bu günde?
Düşündünmü hiç, ateşin kağıdı acı çektirmek için yakmadığını, ama varolmak için yanmaktan başka birşey bilmediğini!..
* * *
Farket, üzerinde dur artık işleyen Sistemin ve kendi geleceğinin! Güzergâhın üzerinde olandan gaflette inad etme! Herkesin sırf kendi derdine düştüğü, yakınlarından dahi kaçacağın günü düşün ve kendin için birşeyler yap!..
"ALLAH'tan kendini satın al!" diye uyarıyor ALLAH Rasûlü!
"İnsan" olmak için "vermek" üzere yaşayamayı prensip edinenlere katıl… Onlar, ulaşılması gerekenin ne olduğunu ve karşılığında ne verilmesi gerektiğini akleden ve o gerçeğe iman edenlerdir… Er-geç elinden çıkacak olan dünyalığı satın almakla geçerken günlerin, kaybettiğin değerlerin bilincinde misin?!
Galaksilerden, gezegenlerden; vücudundaki hücrelere, atomlara kadar herşey üzerinde, kimsenin asla müdahalesi olmadan yürüyen SİSTEM'e gafil olup, "olmayan ama varsaydığın" şeylere, fail olarak "özgür iradeni" veya karşındaki başkasının(!) "iradesini" atfetme yanılgısından kurtulup, ne zaman gerçeğin ışığına yöneleceksin?
Tek hakikat olan ve "ALLAH" ismi ile işaret olunanı bilmeden, anlamadan; ALLAH isminin manâsını, anlayışının ve bakışının esası olan hakikat olarak kabul etmeden ve yaşamı bu anlayış üzere değerlendirmeden, kendiliğinden oluşun, -ÖZ'den gelenin- manâsını kavrayamaz; varsaydığın kendini vermeden, hiç bir mahlûkattan ileri gidemezsin.
Ulaşman gerekenin ne olduğunu bildiysen, bunun için vermen gerekeni farket, Sistemin Seslenişine kulak ver ve gereği için değerlendir bu yaşamı?
"Onlar malları ve canlarıyla satın aldılar, cenneti…"
Hitaba kulak ver; "Şükür, Nimeti Veren olarak görmektir…" Bu nimettir, bir de veren var zannıyla, nankörlükten geç artık… "Kendi"liğinden olanı anla!
* * *
Yeni bir Millennium'a girerken, insanoğlu en yalın bir gerçeği farkediyor:
"Asırlar boyunca, bir dünyada bizler varız, yaratılmış; bir de herşeyi vareden tanrı sanırdık, yaratan; oysa şimdi farkediyoruz ki, iki varlık yok imiş, asla var olmamış…"
Kendindeki, seni var kılan hakiki güçleri ve özellikleri bilip, bulup, gereğini yaşamaksa amacın, önce kendine atfettiğin, "benim" sandığın güçlere aslında sahip olmadığının, ancak onları edinmen gerektiğinin bilincine var!
Gördüğünün hakikatinin farkında olarak yaşamaksa amacın, O'nu "sen" veya "o" diye ayırmaktan, suçlamaktan, kızmaktan, kıskanmaktan, yargılamaktan, kınamaktan, dedikodusunu yapmaktan, kısacası "gayrı" diye nitelemekten uzak dur.
ALLAH ilmi ile bakışı kazan ki, aslını bulasın!
Kendiliğinden olmanın manâsı, gören ile görülenin ayrılığının hakikatte olmayışı, etken ve edilgen, özne ve nesne varsayımının geçersizliğidir.
Mutasavvıf diye bilinen, gerçeğe erenlerin yüzyılardır dile getirdiğini, artık çağdaş bilimin dilinden de işitiyoruz…
"Anlam" denen şey, "bilgi, ilim" denen şey her yerde, her nesnededir, deniyor, bir nesne, bir de anlam ayrılığı yoktur; gafil olan ise, tüm bildiklerine rağmen, "benim bilincimden", "benim ilmimden" bahsediyor!..
Sana ceza veren veya seni kayıracak birini aramayı bırak! Kendiliğinden işleyen varlığın Sistemini, varlığını ebedi kılan Sistemi farkedip anlamaya çalış! Ve bil ki o Sistemi görüp, anlayabilmek ve korunmak için en temel bir ihtiyacın var:
"ALLAH" ismiyle işaret edileni hakkıyla bilmek ve o manâya inanarak gereğini ortaya koymak zorundasın.
Evet dostum! Korunanlardan olmak varsa Özünden gelen takdirinde, bırakırsın zanları bir yana, gerçekler rehberin olur! Arınırsın tanrı varsayımından, ki o tanrının kulu, o tanrının velisi, o tanrının peygamberi, o tanrının dini, o tanrının mükâfatı, o tanrının azabı, kaynağından yok olsun indinde!
Bilincini = kalbini = gönlünü, tanrından paklamadan, kendiliğinden oluşun manâsını göremeden, "ALLAH" ismiyle işaret edilen hakikatin ne olduğunu anlamadan, inanıp ta o hakikatin gereğini yerine getirmeden ve o hakikate dayalı bakışa ermeden, içinde bulunduğun evrensel Sistemi OKUyamaz, çözemezsin…
uzunvadeci
07-12-2005, 00:20
Teşekkürler beyler
Yahu biriktirip biriktirip de birden yazacağınıza,daha kısa aralıklarla yazsanız hoş olmaz mıydı?
Neredeyse depresyona girecektim,yalnızlıktan
uzunvadeci
07-12-2005, 15:08
CEHENNEM KULÜBÜ
Peter Straub
Bir Amerikan kentinin zenginlik fışkıran banliyösü.Yalnız yaşayan dul kadınlar,süregelen cinayetler yüzünden korku içindedir.Geçmişinde yaşadığı bir tecavüz yüzünden,ünlü bir yayınevinin müstakbel mirasçısının eşi olan Nora Channel de bu korkuyu yaşayan kadınlardan birisidir.
Nora,eşi ile ilişkisi olan bir kadını kaçırmak ve ona işkence etmekle suçlanacak,tutuklanmak üzereyken;yakalanmış olan seri katilin rehinesi haline gelecektir.Nora’nın gece yolculuğu başlamıştır.Nora’ya yönelik suçlamaları bilen katil,onu ideal bir partner olarak görmektedir.
Nora,bu yolculuğunda bir taraftan kendi yaşamı için mücadele ederken diğer yandan,Channel yayınevinin en popüler kitabı olan gizemli “GECE YOLCULUĞU”nun ardında yatan karanlık sırları,ihanetleri,cinayetleri de aydınlatabilecek midir?
Okuduğum iyi gerilimlerden birisi.Karakterlerin ayrıntılarına dikkat!
Tavsiye ederim.
uzunvadeci
10-12-2005, 01:14
Hala okumamış olan varsa
Norman Mailer'in ÇIPLAK VE ÖLÜ'sü
netkitap.com'da 3 YTL
uzunvadeci
13-12-2005, 20:08
KUTSAL
Daniel Quinn
Yaşamında pek de başarılı olamayan Şikago’lu özel dedektif,Musevi bir işadamı tarafından kadim “tanrılar”ın hala var olup olmadıklarını araştırmakla görevlendirilir.Tarot ve Kabala uzmanlarını ziyaret eden özel dedektifin yolu;işini,ailesini terk eden bir adam ve onun kaybolan oğlu ile kesişecektir bir süre sonra.
İşini,ailesini terk eden adam,gençliğinde “diğer insan türü”tarafından kendisine sunulan ve/fakat değerlendiremediği şansı,-diğer insan türüne katılma- şansını aramaktadır.Fakat bu şans kendisine değil,terkettiği çocuğuna verilecektir.
Musevi işadamı ise,mükafatını,muzdarip olduğu kanser yüzünden ızdırap içinde ölmektense;acısız ve ani bir kalp krizi geçirerek alacaktır.
Dünyamızda,şu andaki bilimsel birikimimiz ile açıklayamadığımız gizem dolu olguların mimarı “diğer tür”olabilir mi,ne dersiniz?
İlgiyle okudum ve keyif aldım.
uzunvadeci
14-12-2005, 01:01
Ünlü İngiliz yazar John Fowles'in halen 10 YTL'nin üzerinde fiyatlarla satılan KOLLEKSİYONCU adını taşıyan romanı,netkitap.com'da KORKUNÇ KOLLEKSİYONCU adıyla(yanılmıyorsam Türkçe'de ilk baskısı) ve 1 YTL fiyatla satılıyor.
Kitap okuyamadığını söyleyip,neden olarak kitap fiyatlarının yüksekliğini gösterenlere öncelikle duyurulur.
Az Seçilen Yol
M. Scott Pek
Sevgi yi en iyi anlatan kitap... (benim okuduklarımın arasında)
unutulanlar dışında yeni bir şey yok
hakkari ve kuzey ırak sağlarındaki askerler
osman pamukoğlu
gorev yaptığı sure içinde muharebeleri bizzat yoneten ve fiilen çatışmalara giren osman paşa, 778 gunde yapılanları, muharebelerin detaylarını kuzey ırakta yaşananları bu kitapta okurlara sunuyor.
ben okudum çok beğendim....
uzunvadeci
18-12-2005, 00:51
Q’NÜN KİTABI
Jonathan Rabb
1500 yıl önce ortadan kalktığı sanılan sapkın bir Hristiyanlık tarikatının,Maniciliğin çağdaş mensupları,Katolik dünyasının liderliğini,Papalık tahtını ele geçirmek üzeredir.Maniciler, nihai olarak salt Katolik dünyasını kendi akideleri etrafında yeniden biçimlendirmek istemekle yetinmeyecekler,tüm Hristiyan inancı taşıyanları Kutsal Birlik etrafında bütünleştirmeyi amaçlayacaklar ve bu güdüyle dünyayı ateşe vermeyi göze alacaklardır.
Bosna’da savaş sırasında bulunmuş olan Amerikalı kahramanımız,eski bir kilisede bulunduğu anlaşılan çok eski parşömenleri ele geçirmişse de Vatikan görevlilerine teslim etmek zorunda kalmıştır.Artık Vatikan’da araştırmacı olarak bulunmaktadır ve Hristiyanliğin ilk dönemlerinden kalma bir şapelde bulunup kahramanımıza ulaştırılan parşömenler,Avrupa’da yüzyıllar önce gizlenmiş ve birbirini izleyen,bir sonraki parşömenlerin yerlerine ilişkin ipuçlarını barındıran başka parşömenlerin varlığına işaret etmektedir.
Kahramanımızın ulaştığı son parşömenler,İsa’ya önce öğretmenlik,sonra da müritlik etmiş bir feylesofun kaleme aldığı metinlerdir ve içerikleri,Katolik inancının tümüyle yıkılmasına neden olacak denli ayrıksıdır.
Ölü Deniz Parşömenleri’ni konu olan bir roman yazıldı mı,bilmiyorum.Yazılsaydı,Q’nün Kitabı kadar etkileyici olurdu sanırım.
Bu türden okuduklarım arasında Gülün Adı,Tarihçi ve Focault Sarkacı ile aynı notu veremesem de bu kitaba,kesinlikle üst düzeyde bir yapıt ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.Ne yazık ki,Türkçe’de hak ettiği ilgiyi bulamamış. Mutlaka okuyun
tulaycan
18-12-2005, 01:25
KUTSAL
Daniel Quinn
Yaşamında pek de başarılı olamayan Şikago’lu özel dedektif,Musevi bir işadamı tarafından kadim “tanrılar”ın hala var olup olmadıklarını araştırmakla görevlendirilir.Tarot ve Kabala uzmanlarını ziyaret eden özel dedektifin yolu;işini,ailesini terk eden bir adam ve onun kaybolan oğlu ile kesişecektir bir süre sonra.
İşini,ailesini terk eden adam,gençliğinde “diğer insan türü”tarafından kendisine sunulan ve/fakat değerlendiremediği şansı,-diğer insan türüne katılma- şansını aramaktadır.Fakat bu şans kendisine değil,terkettiği çocuğuna verilecektir.
Musevi işadamı ise,mükafatını,muzdarip olduğu kanser yüzünden ızdırap içinde ölmektense;acısız ve ani bir kalp krizi geçirerek alacaktır.
Dünyamızda,şu andaki bilimsel birikimimiz ile açıklayamadığımız gizem dolu olguların mimarı “diğer tür”olabilir mi,ne dersiniz?
İlgiyle okudum ve keyif aldım.
evet gerçekten güzel bir eser, bende tavsiye ederim,insanı alıp başka diyarlara sürüklüyor...
uzunvadeci
19-12-2005, 10:44
DANTE KULÜBÜ
Matthew Pearl
Kuzey-Güney savaşının hemen sonrası,Bostan.Bir gurup entelektüel,Dante’nin İlahi Komedyası’nın çevirisini yapmaktayken,çevirinin gerçekleştirilmesi ve yayınlanmasına karşı olanlarla uğraşmak zorunda kalmaktadırlar.
Derken cinayetler başlar.Dante’nin Cehennem’inde tasvir ettiği,sonsuza dek sürecek işkencelerden esinlendiği ancak Kulüp üyeleri tarafından anlaşılabilen cinayetler.Kulüp üyeleri,cinayetlerin;İlahi Komedya çevirisini engellemeyi amaçladığının düşünürler önceleri.Ancak,olaylar geliştikçe cinayetlerin,İlahi Komedya çevirisini engellemeye çalışan kişileri hedeflediğinin ayırdına varılacaktır.
Boston polis örgütünce görevlendirilen ülkenin ilk zenci polisi de cinayetlerle ilgilenmekte ve kulüp üyeleri ile birlikte hareket etmektedir.Polis örgütü içerisindeki ırkçı bir gurup ise zenci polisin etkinliğinden hiç de mutlu değildir.
Katil,iç savaş sırasında Dante’nin eserinde anlatılanlara benzer sahneleri pek çok kez yaşamış ve savaş sonrasında da,katıldığı toplantılarda Dante’nin yazdıklarını konu alan Dante Kulübü üyesi bir rahibin vaazlarından;İlahi Komedya çevirisinin gerçekleştirilmeye çalışıldığını ve/fakat bu çevirinin yapılıp yayınlanmasının engellemek isteyenler olduğunu da anlamıştır.Katil’in,kendine biçtiği rol de,Dante karşıtlarını ortadan kaldırmaktır.
Tereddütte kalan Dante Kulübü üyeleri,katil için;Dante karşıtları olarak algılanacak ve kendi yaşamları için kaygı duymaya başlayacaklardır.
Müthiş bir polisiye/gerilim örneği.Kesinlikle okuyun.Bence,Gülün Adı ve Tarihçi düzeyinde bir yapıt bu.
Tepki Cephesi Piyasa İmparatorluğuna Karşı (http://www.milliyet.com.tr/2005/12/21/pazar/axpaz02.html)
Milliyet yazarı Osman Ulagay, "Tepki Cephesi Piyasa İmparatorluğuna Karşı" adlı yeni kitabında Fransa ve Hollanda'da AB Anayasası'nın reddi ile sonuçlanan referandum krizini, sebep ve sonuçlarıyla birlikte değerlendiriyor. Öyle akademik üslupta yazılmış, sıkıcı bir AB kitabı değil bu. Ulagay konuyu o kadar renkli bir dille ve öyle çarpıcı örneklerle anlatıyor ki, abartmıyorum, kitabı elinizden düşüremiyorsunuz.
AB hakkında zahmetsizce edindiğiniz bilgi de cabası... Kitabın bir diğer ilginç yanı da Ulagay'ın bugüne dek AB ile ilgili yaptığı değerlendirmeler konusunda kendisini samimiyetle sorgulaması ve bazı noktalarda yanıldığını itiraf etmesi. Kitabı okuduktan sonra yepyeni sorulara da hazırlıklı olun.
Tepki Cephesi Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB - Türkiye Yol Ayrımı
Osman Ulagay
Timaş Yayınları, Kasım 2005, 2. Hamur
Trevanian 74 yaşında öldü (http://www.milliyet.com.tr/2005/12/21/yasam/yas06.html)
adamın diğer adlarıyla yazdığı kitapları bu (üzücü) vesileyle türkçeye kazandırsalar bari...
toprağı bol olsun...
bir iki gönderide söz edilmiş ama, tubitak'ın tüm kitaplarını tavsiye ederim. en son "pi coşkusu"nu okudum, sırada "boylam" var...
hepimizin ilkokulda öğrendiği enlem ve boylam çizgilerinin tarihsel gelişiminin anlatıldığı kitapta, hiç metal kullanılmadan yapılan saatlerin varlığını öğrendim. ingiliz parlamentosu 1707 yılında boylamları hesaplayabilecek bir cihaz yapan kişiye ödül verilmesini kararlaştıran bir "boylam yasası" çıkartmış.
Halil Delice nin "KOCA YUSUF" kitabını tavsiye derim arkadaşlar. Neredeyse bir günde aktı 408 sayfa kitap. Bence sinemaya uyarlanması gereken bir kitap. Atalarımızın kahramanlığını, dürüstlüğünü, geniş yürekliliğini anlatıyor. Akıcı, çok güzel bir dille yazılmış muhteşem bir roman.
- Türk, sanki rakibiyle eğlenmek veya seyircilere biraz güreş göstermek istiyor gibiydi. (Amerikan The World Gazetesi)
altar237
26-12-2005, 20:01
:roll: merhabalar...... kitap sever dostlarıma bugün bir kaç kitap tavsiye edeceğim.....:D ilkinin yazarı uzun zamandır çok satanlar listesinde kendine yer edinmiş Tess Gerritson.....ve kitabı. İnsan bedenini ve ruhunu en ince ayrıntısına kadar tarif ettiği tıbbî gerilim romanlarından beşincisi olan "Cerrah", inandırıcı kahramanları, sürükleyici diyalogları ve sürekli tırmanan gerilim duygusuyla bu türü sevenlerin hayran olacağı tarzda bir roman.
Osman Pamukoğlu ve kitabı "Kara Tohum" İnsan, insan zihni ve düşüncelerle nasıl oynandığı bunun sonucunda nasıl savaşlar çıktığını ve güçlü olanın nasıl bir kılıf bulduğu ve sonucunda barışın nasıl bir ideale dönüştüğüyle ilgili okunmasını tavsiye edeceğim son zamanların beğendiğim yazarın eserlerini okumadan geçmeyin derim.....
:D Ben bir Dean Koontz hayranıyımdır o yüzden bu kitabındanda bahsetmeden ve tabi ki tavsiye edemeden yapacağım...."Kara Büyü" işte kısa bir alıntı: On yaşındaki Penny Dawson yatağının altındaki korkunç ‘şeyleri’ babasına anlatamaz. Penny’nin babası Dedektif Jack Dawson, kızının sessiz korkularının farkında değildir. Meslektaşı ve sevgilisi Rebecca Chandler ile dört korkunç cinayet soruşturmasını yürütmektedir. Girişleri ve çıkışları kapalı odalarda işlenmiş cinayetler... Yüzlerce küçük yarayla kaplı cesetler... Jack, zamanla yeryüzüne sözü edilemeyecek kadar korkunç bir şeyin salındığını anlar; kısa zamanda çocuklarına yönelecek olan karşı konulmaz bir kötülük. Ve onları kurtarabilecek olan tek kişi kendisidir. okuyunuz derim....:roll:
uzunvadeci
28-12-2005, 15:32
ŞİBUMİ
Trevanian
Gerçek bir entelektüel,öldürme uzmanı,Japon kültürünü özümsemiş sıradışı bir profesyonel katil kahramanımız.Japonların geleneksel strateji oyunu,Go üzerinde uzmanlaşmış,en basit nesneleri bile öldürücü bir silah olarak kullanabilen,iç disipline sahip bir katil,Nicholai Hel.
Hel,Bask bölgesinin Fransa’da kalan bölümünde,satın alıp restore ettirdiği bir şatoda sürdürmektedir,emeklilik yaşamını.Halen mükemmelliğe ulaştırmaya çalıştığı Japon bahçesi,mağaracılık ve geyşası ile dingin bir yaşam sürmektedir.
Bu yaşam,Münih olimpiyatlarında İsrail kafilesine yönelik terör eylemini gerçekleştirmiş olan Filistin gurubunu ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçen küçük bir gurup İsrailli radikalin Roma havaalanında öldürülmesiyle,dinginliğini yitirecektir.Roma havaalanından sağ çıkan İsrailli genç bir kız,Hel’in şatosunda alacaktır soluğu.
Gerek CIA’ı ve gerekse dünyanın pek çok ülkesinde istihbarat örgütlerini denetimine almış olan Ana Şirket,sanayileşmiş Batılı ülkeler ile Petrol zengini Arap ülkeleri arasındaki uyuşmazlıkların ortaya çıkmasını önlemek ve/veya uzlaşma sağlamak amacı ile kurulmuş uluslar arası,yarı resmi bir örgüttür ve Roma havaalanında gerçekleşen olayın ardında da bu örgüt vardır.
Şatoya sığınan Hanna,Hel’in borçluluk duyduğu eski bir dostunun yakınıdır ve Hel,emeklilik günlerine veda edip kendisi ve dünya ile yüzleşirken;servetini,dostlarını ve yaşamını kaybetmeyi de göze alacaktır.
Trevanian’ı daha önce İNFAZCI’da okumuştum ve –doğrusunu söylemek gerekirse-hayak kırıklığı idi hissettiğim.ŞİBUMİ daha iyi işlenmiş bir kitap.Her ne kadar,roman kahramanını tanımamıza yarayacak giriş ya da hazırlık bölümleri çok uzun tutulmuş,kahramanımızın profesyonel yaşamına ilişkin sahneler çok kısa ise de,kötü bir kitap değil okuduğum.
selçuk efendi
28-12-2005, 17:38
evet okuduumda ben de zevk almıştım ama çok da ileriye gidemeyen bi kitap... sanırım filmi de var bunun...
selçuk efendi
28-12-2005, 23:05
Yusufçuk gece gelir - Melissa P.
daa az bi sayfası var bitirmem için ama ne kadar erken yazarsam o kadar iy olcak... Yatmadan önce yüz fırça darbesi adlı kitabıyla Türkiye'de ve dünyada çok satan ve ilgi uyandıran kitabın devaamı olarak yazılmış, daa doorusu yazarın ilk kitabı çıktıktan soora hayatının devamını yazmış... önceki kitabının işlevini bile yerine getiremeyen(bkz. ilk kitap hakkındaki yorumum:)) bu salak kitaba para harcamanızı hiç istemem.. ben korsan almıştım, ona verdiim 2 milyona bile acıdım...
uzunvadeci
30-12-2005, 18:56
KEMİKTEN DAĞ
Eliot Pattison
Çin’in işgali altındaki Tibet.Bir polis müfettişi iken sistem tarafından bir cezalandırılan ve bir kenara itilen Shan,Tibet’te geçirdiği yıllarda Tibet Budizmini özümsemiş bir Çinlidir.Shan,
bir yüzyıl kadar önce,Çin ordusu tarafından Tibet’ten götürülen ilah heykeline ait bir gözü (bir taş)ait olduğu yere,dağlara götürmekle görevlendirilmiştir.
Kafilenin harekete geçeceği sıralarda öncü keşiş öldürülür,bütün kafilenin gözleri önünde.Görünürdeki cinayet aleti bir asa ve katil de bir dobdob (Budist manastırlarında güvenlik ve disiplini sağlamakla görevli keşiş)olmasına rağmen maktulün öldürücü yaraları daha önce aldığı çıkar ortaya.Niçin ve kim tarafından,bu sorunun yanıtını bulmak,Shan’ın sorunudur artık,ilah gözünü korumak kadar.
Yolculuk sürerken yan kahramanlarımızla tanışırız yavaştan.Tenzin’in dramını,Winslow’un trajedisini,Khodrak’ın ihtirasını,Kızıl Ordu subayı Albay Lin’in dönüşümünü.
Okuduğum kitap,bir destan.Himalayalar’ın görkemi,Budizm’in mistisizmi,sömürgeci Çin sosyalizmi ve Tibetlilerin tevekkül içinde biçimlenen direnişleri,yazarın dingin anlatımı ile görkem kazanıyor.
Sanırım,tiryakisi olacağım Pattison’un.Kaçırmayın
dan brown melekler ve şeytanlar...
da vinci şifresini geçen senelerde herkesin dilinde ve elinde gördüğümden,hatta ordan esinlenip özenerek ortaya birsürü kutsal belge ve kitaptan birtakım hesaplarla anlam çıkarmayı misyon edinmiş insanlar ortalıkta bir hayli türeyince,doğal olarak kitabada önyargıyla yaklaşmıştım.(hatta kurtlar vadisindeki kripteks ve diğer birçok masonik terim,tema bu kitaptan alıntı,kitabı okuduktan sonra anladım).sonra bir arkadaştan tavsiye ile aldım ve okudum.gerçekten mükemmel.yazarın bana diğer 2kitabını daha verdi.biri melekler ve şeytanlar,diğeri dijital kale.şuan melekler ve şeytanları okuyorum.ilerledikçe anladım ki,yazarın kendine özgü tarzı ve akıcılığı,olayları kurgulayış biçimi ve gerçeklik payı,hiçte azımsanacak ölçüde değil.hatta ve hatta piyasadaki en iyi birkaç yazardan biride diyebiliriz..herkese tavsiye ediyorum..
Israilli bir yazar ismini animsayamadim niethcze agladiginda ve Divan.Psikoloji//bilincalti,konusunda guzel kitaplar...
selçuk efendi
31-12-2005, 11:52
Israilli bir yazar ismini animsayamadim niethcze agladiginda ve Divan.Psikoloji//bilincalti,konusunda guzel kitaplar...
İrwin Yalom efenim...
H.C Amstrong Turkiye Nasil Dogdu.
trevanian ın kitaplarını okumayan arkadaşlara öneriyorum.özellikle baş yapıtı olan şibumi,kesinlikle ölmeden önce her insanın okuması gereken bir eser.
bunun dışında kahramanı aynı olan -jonathan hemlock- hesaplaşma ve kar kaplanı,namı diğer infazcıda beni cezbeden kitapları arasında.
editörlüğünü yaptığı ölüm dansı adlı kitabı,içinde barındırdığı birçok dans türüyle ilgili,ince oyunlarla- zeka zerrecikleriyle süslü hikayelerinden oluşuyor.
20.mil değişik bir western tarzı.başı beni sıkmıştı.ama zaman zaman birkezdaha okumayı düşünüyorum.şibumi-infazcı-hesaplaşma özellikle zaman zaman birkaç kez okumayı tekrarladığım kitaplarıdır.
kentte sıcak gece,gerçekten akıcı ayrı ayrı hikayelerden oluşan bir yapıt.bunuda tavsiye ediyorum.yazarın tek okumadığım kitabı,kasaba.elimde,yakında başlarım;)
http://www.ekitaplink.com/
Kemal Tahir'den Devlet Ana ve tüm Oktay Sinanoğlu kitapları muhakkak okunmalı
SIBUMI okumus oldugum en guzel kitaplardan...
minik yatirimci
02-01-2006, 21:32
Albert Camus Yabanci birinci sirada Sibumi 2. sirada gelir benim icin :D
uzunvadeci
05-01-2006, 15:04
KOLLEKSİYONCU
John Fowles
Çocuk yaşlarında kaybettiği babasının ardından,annesi tarafından terkedilen ve yerleştiği halasının yanında yalnızlığı ile birlikte büyüyen Frederick Clegg, kendisine kelebek yakalama ve kelebek kolleksiyonculuğu zevkini aşılayan eniştesinin de ölümüyle içsel yalnızlığının da ayırdına varır.
Clegg yalnızlığından, gizliden gizliye izlediği ve ideal değerleri taşıdığına inandığı resim öğrencisi bir genç kızı kaçırıp alıkoyarak, kurtulmayı deneyecektir.Clegg,kelebek kolleksiyonculuğundan kadın kolleksiyonculuğuna giden yolda en önemli adımını,ilk adımını atmıştır.
Roman iki ana bölümden oluşuyor.Önce Clegg’in gözünden,onun bakış açısıyla izliyoruz kaçırma ve alıkoyma sürecini.Daha sonra da kurban Miranda’nın gözünden.Böylece av ve avcı’nın içsel tradejileri çıkıyor ortaya.
Kolleksiyoncu,bir gerilim romanı .Ama gerilim romanı dediğime bakmayın.Bu kitapta kan yok,doğaüstü güçler yok.300 küsur sayfa boyunca olaylar kapalı bir mekanda geçiyor ve av ile avcı arasındaki ilişkiler oluşturuyor gerilimi.
Bence okuyun.
KOLLEKSİYONCU, John Fowles
bunun filmi de çevrildi. iyi bi filmdir, bi yerlerde rastlarsanız kaçırmayın..
uzunvadeci
08-01-2006, 12:58
KÖR BAKIŞ
Karin Slaughter
ABD’nin güneyindeyiz.Küçük bir üniversite kenti mekanımız.Önünde geniş kariyer olanakları olmasına rağmen doğduğu bu kente uzun yıllar önce dönmüş olan Sara,çocuk doktoru olarak çalışmakta ve bu arada Adli tabip olarak da görev yapmaktadır.Sara’nın eski eşi olan Jeffrey ise aynı kentte polis şefidir ve evlilikleri yıllar önce Jeffrey’in bir kaçamağı sonrasında sona ermiştir.
Üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan kör ve lezbiyen Sybil,bir öğleden sonra yemek yemeyi itiyat haline getirdiği restoranın tuvalet bölümünde Sara tarafından ölmek üzereyken bulunur.Kadın tecavüze uğramış ve acımasızca doğranmıştır.Kentteki tek kadın polis dedektifi ve maktul Sybil’in ikizi olan Lena ile şef Jeffrey’in katili yakalamaya yönelik çabaları sürerken,üniversitede öğrenci olan bir genç kız kaçırılır.Tecavüze uğramış ve Sybil gibi doğranmış olan genç kız da Sara tarafından bulunur,üstelik arabasının kaputu üzerinde ve çarmıha gerili vaziyette.Sara olağanüstü çabasıyla genç kızı ölümden kurtarır,ancak intiharına ne Sara ne de Lena engel olamayacaktır.
Soruşturma devam etmektedir.Ancak Lena’nın da katil tarafından kaçırıldığının anlaşılması ve katilin tecavüzlerden önce kurbanlarına ait eşya veya mekanlara yazdığı aşağılayıcı bir kelimenin keşfedilmesi soruşturmaya hız katar.Doğduğu kente dönmezden önce yaşadığı tecavüz öncesinde o kelimeyi arabasının kaportasına çizilmiş olarak gören Sara,o zamana dek dikkatle sakladığı dramını eski kocasına açmak zorunda hissedecektir kendisini.Ama,katil Sara’nın tecavüzcüsü de değildir,ne yazık ki.
Sara ve Jeffrey,Lena da doğranmadan katile ulaşabilecekler mi?Ya Sara,gerçekten güvende midir?Jeffrey ve Sara geçmişi ve güvensizliği aşıp tekrar birlikte olabilecekler mi?
Polisiye ise polisiye.gerilim ise gerilim.Ama kesinlikle fantazya ile sulandırılmış değil.
Aynı anda en az 5 roman okurum birlikte.Birinden sıkıldığımda bir diğerine geçerim.Böylece daha uzun süre okuma şansı yaratırım kendime.Kör Bakış’ı elime aldığımdan itibaren diğer okuduklarıma süremedim elimi dersem,sanırım sürükleyiciliği hakkında bir fikir vermiş olurum
uzunvadeci
15-01-2006, 12:36
TİTUS GROAN
Mervyn Peake
Anlatımını en iyi tanımlayabilecek sözcük hangisidir,bu roman için.Sizi bilmem ben,”görkemli”derim.Tıpkı kayıp giden Gormenghast Kontluğu gibi.Gormengahast şatosu gibi.
Kuşkusuz ki Titus Groan,bir fantastik roman.Ama çizilen karakterler ve yaratılan atmosferdeki metaforu kavramak çok da zor değil.Hangi tarihsel süreçle örtüşür derseniz anlatılanlar;değişimin,dönüşümün dizginlenemez hale geldiği,içten içe işlemiş olanın yüzeye vurduğu dönemleri anlatıyor derim ben.
Romanın –şimdilik- kahramanı görünen(iki cilt daha var anladığım kadarıyla) Steerpike,kurnazlığı,planlı ve ölçülü adımları, önceden öngörülmesi mümkün olmayan her olguyu kullanmaktaki becerisi,ihtirası ve amaca ulaşmaktaki sarsılmaz Makyavelizmi ile bir yandan burjuvazinin çevikliğini hatırlattı bana,feodal Avrupa karşısında.Diğer yandan Rus İmparatorluğunu hatırladım,sosyalist postuna bürünmüş ayı olarak.
Hangi birini saymalı görkemli kişiliklerden?Kütüphanesinin yıkılmasıyla ruh sağlığını yitirerek,sanki sınıfının yenilgisine ağıt yakan,gelişen yeni sınıfın geleceğini haber verircesine baykuş uluması tutturan Lord Groan’ı mı?
Yoksa ikiz halaları mı saymalı,zekalarıyla eşdeğer işlevsizliklerinden güç ve iktidar çıkarmak isterken Steerpike’nin piyonları olmayı canla başla benimseyen?
Hangi birini sayayım,sadık ve azimli Flay,sadece kuş ve kedilerine sevgi duyan Leydi Gertrude,gelenek ve ritüellerin hakim ve koruyucusu Barquentine?Ama itiraf etmeliyim,en çok etkilendiğim Keda oldu.Tutkuyla sevdiği iki erkeğin birbirlerini öldürdüğüne şahit olan ve içinde taşıdığı canlıyı yaşamla tanıştırmak için yaşayan Keda.
Kaynaklardan anladığım kadarıyla 3 ciltlik bir romanın ilk cildiymiş okuduğum.Umarım diğer ciltler de kazandırılmıştır Türkçe’ye.Ama pek umutlu değilim.Zira 560 küsur sayfalık bu dev yapıt kelepir kitaplar arasına konulmuş ve –yanılmıyorsam eğer-3 YTL fiyatla satılıyor.
Okumanın bir haz kaynağı olduğuna inanıyorsanız,kaçırmayın.Gerçek bir şölen var karşınızda.
Yukarıdaki yazıyı yazdıktan sonra internette aradım kitabın diğer ciltlerini.Türkçe’ye çevrilmişler ve/fakat tükenmiş baskıları.Umarım tekrar yapılır basımları.Şimdilik şölen yarım kaldı.
Powered by vBulletin® Version 4.2.3 Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.