PDA

View Full Version : Hayvancılık



brokerüstad
23-09-2012, 11:58
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hayvan hareketlerini takip etmek amacıyla yeni doğacak küçükbaş hayvanlara çipli kulak küpesi takacak.

http://www.ekotrent.com/gundem-veriler/haber/927795-koyun-ve-kecilere-elektronik-kimlik-geliyor

2ileri1geri
23-09-2012, 12:07
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hayvan hareketlerini takip etmek amacıyla yeni doğacak küçükbaş hayvanlara çipli kulak küpesi takacak.

http://www.ekotrent.com/gundem-veriler/haber/927795-koyun-ve-kecilere-elektronik-kimlik-geliyor

Oh oh ne kadar güzel...

Vatandaşa bile verilemeyen çipli kimlikler heyvanlara verilir...

Acep heyvanların resimleride olacakmidur küpelerde :kahkah:

brokerüstad
06-10-2012, 12:38
Karabük'ün Safranbolu İlçesi'nde otlarken kanyonda kayalıklara düşen inek, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı 10 metre uzunluğundaki ahşap köprüden geçirilerek aşağı indirildi.
http://www.haber7.com/guncel/haber/936953-bir-inek-icin-10-metre-kopru-yaptilar

brokerüstad
20-10-2012, 10:18
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bu yıl hayvan sayısında bir artış olduğuna dikkati çekerek, kurbanlık sayısında da artış olduğunu ve fiyatların yüksek olmamasının önemli sebeplerinden birisinin bu olduğunu belirtti.

http://www.haberjet.com/NewsDetail.aspx?NewsID=842385

brokerüstad
22-10-2012, 20:10
Desteği gören şehirli hayvancılığa başlıyor
http://www.ekotrent.com/sektorler/haber/943220-destegi-goren-sehirli-hayvanciliga-basliyor

brokerüstad
11-11-2012, 18:58
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, arım sigortaları kapsamında çoğunluğu süt ineği, 606 bin büyükbaş hayvanın sigortalandığını bildirildiler.

http://piyasanet.hurriyet.com.tr/haberler/6-ylda-606-bin-inek-sigortaland/?storyId=132983&goToHomePageParam=true&siteLanguage=en

brokerüstad
14-11-2012, 21:27
Et ve Balık Kurumu, Et ve Süt Kurumu'na dönüşecek
Et ve Balık Kurumu birkaç ay içerisinde Et ve Süt Kurumu'na dönüştürülecek

http://www.posta.com.tr/ekonomi/HaberDetay/Et-ve-Balik-Kurumu--Et-ve-Sut-Kurumu-na-donusecek.htm?ArticleID=148055

brokerüstad
18-11-2012, 11:56
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre yüzde 7,2 oranında artarken, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 oranında arttı

http://www.haberjet.com/NewsDetail.aspx?NewsID=844593

akcay
19-11-2012, 13:20
işin bu safhaya geleceğini aylar öncesinden yazmıştım...Günü kurtarmakla uğraşan tarım bakanımızın bir eseridir bunlar...

http://i49.tinypic.com/2jaagid.jpg

brokerüstad
24-11-2012, 13:35
Sıfır faizli krediler hayvancılığı canlandırdı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2010 yılında başlattığı sıfır faizli kredi uygulaması hayvancılık sektörünü canlandırdı. 2011 yılı verilerine göre son 2 yılda büyükbaş hayvan sayısında yüzde 15’lik artış sağlanırken, küçükbaşta bu artış yüzde 20 olarak gerçekleşti. Bugüne kadar 6 milyar 686 milyon lira kredi kullanan üreticiler, aldıkları kredileri yüzde 99,7 oranında geri ödedi
http://www.haberx.com/sifir_faizli_krediler_hayvanciligi_canlandirdi(17, n,11146046,909).aspx

brokerüstad
29-11-2012, 00:04
Yatırımcı ve patronların yeni gözdesi bu keçiler
Türklerin göçebe kültürlerindeki vazgeçilmez konumunu yerleşik hayatla birlikte yitiren keçi, ithal ırk Saanen ile yeniden cazibe kazandı. Yüksek verimi nedeniyle tercih edilen Saanen tipi keçi varlığı, irili ufaklı yatırımcının yoğun ilgisiyle 5 yılda ikiye katlandı.

İzmir Keçi ve Koyun Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin artık keçi yetiştiriciliğinin önemini kavradığını, devletin ve yatırımcının ilgisinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Soy ıslahı nedeniyle süt verimi yerli türlere göre yaklaşık 10 kat daha yüksek olan Saanen tipi keçilerin kapalı sistemde yetiştirilebildiğini, inek sütüne göre yaklaşık 2 kat daha yüksek fiyatla satıldığını anlatan Türer, bu hayvanın verdiği yavru sayısının da inekten 4 kat daha fazla olduğunu dile getirdi.

Saanen tipi keçinin, bu kadar artı yönüne rağmen ineğe göre daha az yem tükettiğine dikkati çeken Türer, keçi yetiştiriciliğinin hobi olarak başlanarak büyük çiftliklere dönüştürülebilecek bir iş olması nedeniyle de tercih edildiğini bildirdi.

Tüm avantajlarına rağmen yeteri kadar hayvan bulunamaması nedeniyle sektörün yatırımcı ilgisine paralel biçimde büyüyemediğine işaret eden Türer, ''Saanen tipi keçi varlığı 5 yılda ikiye katlandı. İzmir'de 4 bin gerçek Saanen, 10 bini kırma olmak üzere 14 bin yüksek süt verimli keçiye ulaşıldı'' dedi.

-''Hızla yayılıyor''-

Saanen keçi yetiştiriciliğinin İzmir, Çanakkale ve Balıkesir ağırlıklı olmak üzere ülkede hızla yayıldığını bildiren Türer, şöyle konuştu:

''Keçi sütü sindirimi kolay, anne sütüne çok yakın olması ve lezzeti nedeniyle her zaman yoğun talep görüyordu. Ancak keçi sütü için kurulmuş bir soğuk zincir yoktu. Birlik olarak soğuk zinciri kurduktan sonra fiyatlar bir anda yükselmeye başladı. Saanen tipi keçinin avantajlarının anlaşılması ve fiyatların yükselmesi yatırımları tetikledi. 2008 yılında 156 olan üye sayımız bugün 7 bine ulaştı. Bu işe yatırım yapmak isteyenlerden her gün en az 5 telefon alıyoruz. Haftada ortalama 5-6 kişi çiftliğimize geliyor. Bunların çoğu da yatırım yapmaya karar veriyor. Bu işe yatırım yapmak isteyenler arasında holding patronları da var, emekliler de var. Özellikle eline bir miktar para geçen insanlar arazileri de varsa toplayabildikleri kadar hayvanla işe girişiyor.''

-Önde gelen iş adamları ''keçici'' oldu-

Türer, son bir kaç yılda İzmir ve çevresinde bu işe giren büyük yatırımcılar olduğunu, çok farklı sektörlerden bir çok iş adamının da yatırıma hazırlandığını öne sürdü.

Keçi yetiştiriciliğinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından olan kırsal kalkınmayı sağlama ve köyden kente göçü durdurma noktasında etkili bir çözüm olabileceğini savunan Türer, ''Yaptığımız en kötümser hesapla 30 keçiye bakan bir kişinin aylık geliri ortalama 2 bin liradır. Bundan iyi kırsal kalkınma olmaz. Türkiye'nin Saanen yetiştiriciliğini tüm bölgelerde yaygınlaştırması gerekiyor'' diye konuştu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da bunun farkına vararak keçi yetiştiriciliği yatırımına girmek isteyenlere önemli teşvikler sağladığını anlatan Türer, keçi sütüne olan talebin her geçen gün arttığını, Türkiye'de 10 milyon Saanen keçisi yetiştirmeye uygun pazar şartlarının bulunduğunu kaydetti.

-Saanen keçileri-

Alp kökenli bir tür olan Saanen keçileri, soy ıslahı sayesinde Avrupa'da hayvan başına yıllık ortalama bin litre süt verimine sahip. Türkiye'de ise soy ıslahının yeni başladığı Seferisihar'daki çiftliklerde 650-700 litreye ulaşıldı. Yeni kurulan bir çiftlikte bu rakamın ortalama 400 litre olacağı tahmin ediliyor. Pazar sorunu bulunmayan keçi sütü halen 1,30-1,50 kuruş arasından satılıyor. Devlet desteği de eklendiğinde bu fiyat 1,45-1,65 liraya ulaşıyor. İnek sütünde ise bu fiyat 60-80 kuruş arasında kalıyor.

Bir Saanen damızlığının fiyatı bin ila bin 500 lira arasında değişiyor.

Kaynak: AA

http://www.ekotrent.com/basari-hikayeleri/haber/957631-yatirimci-ve-patronlarin-yeni-gozdesi-bu-keciler

okidoki2006
29-11-2012, 00:08
bulunduğum mekan menderese ve seferihisara çok yakın her yerde bu sevimli beyaz ve büyük memeli keçileri görüyorum konuştuğum tüm yetiştiriciler kaymakamlıktan teşviklerinin olduğunu söylüyor zeytini bırakıp sanem keçilerinemi başlasam acaba :he:

brokerüstad
29-11-2012, 00:10
bulunduğum mekan menderese ve seferihisara çok yakın her yerde bu sevimli beyaz ve büyük memeli keçileri görüyorum konuştuğum tüm yetiştiriciler kaymakamlıktan teşviklerinin olduğunu söylüyor zeytini bırakıp sanem keçilerinemi başlasam acaba :he:

Neden olmasın ? Keçi sütüde çok kıymetli yani

birkaç link buldum
http://www.youtube.com/watch?v=NAwotP7X73c
http://www.istekobi.com.tr/kobi-bilgi-merkezi/makaleler/saanen-kecisi-yatirimi-yapmak-isteyenlere-tavsiyeler-m78.aspx
http://www.keciciftligi.com/
http://www.saanen.gen.tr/
http://www.dailymotion.com/video/xs2fu1_saanen-kecylerymyz_animals

brokerüstad
01-12-2012, 21:58
TÜBİTAK desteğiyle 2005 yılında başlatılan proje kapsamında klonlanan sığırlar “Efe, Ece, Ecem, Nilüfer ve Kiraz”, yerli ırkların korunması amacıyla çiftleştirilecek. Çalışmalar kapsamında Türkiye'nin ilk klon sığır sürüsünün oluşturulması amaçlanıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/22046071.asp

brokerüstad
05-12-2012, 22:31
Et ürünlerinde yeni uygulama
Et ve et ürünlerinde Mart 2013 tarihinden itibaren karışım yapılmayacak.

Çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinde, farklı hayvan türleri karıştırılamayacak. Sadece üretim teknolojisi gereği kanatlı eti ürünlerine kırmızı et veya yağı karıştırılabilecek. Düzenleme 3 ay sonra yürürlüğe girecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türk Gıda Kodeksi Et Ve Et Ürünleri Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğ ile çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinin tekniğine uygun olarak üretilmesi, ambalajlanması ve piyasaya arzına ilişkin hususları belirlendi. Tebliğ, çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerini kapsayacak. Tebliğ, et özütleri, eritilmiş hayvansal yağ, donyağı tortusu, jelatin, tuzlanmış veya kurutulmuş kan, tuzlanmış veya kurutulmuş kan plazmasını kapsamayacak.

-FARKLI HAYVAN TÜRLERİNE AİT ETLER KARIŞTIRILAMAYACAK-

Tebliğ ile çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinde farklı hayvan türlerine ait etlerin karıştırılarak elde edilmesine yönelik genel hükümler belirlendi. Buna göre büyükbaş ve küçükbaş hayvan etleri birbirleriyle karıştırılabilecek. Kanatlı hayvan türlerinden elde edilen etler birbirleriyle karıştırılabilecek. Bu durumlar dışında farklı hayvan türlerine ait etler birbirleriyle karıştırılamayacak. Ancak sadece üretim teknolojisi gereği kanatlı eti ürünlerine kırmızı et veya yağı karıştırılabilecek. Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin üretiminde mekanik olarak ayrılmış etler kullanılamayacak.

-DÖNER DEYİP GEÇİLMEYECEK-

Döner piyasaya sunuluş şekline göre; yaprak döner, kıyma döner ve karışık döner olarak sınıflandırılacak. Yaprak döner, üretiminde kırmızı et olarak sadece yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı etin kullanıldığı döneri; kıyma döner, üretiminde kırmızı et olarak en çok yüzde 90 oranında kıymanın ve en az yüzde 10 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı etin kullanıldığı döneri; karışık döner, üretiminde kırmızı et olarak en az yüzde 60 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı et ve en çok yüzde 40 oranında kıymanın kullanıldığı döneri ifade edecek.
Kanatlı eti döneri piyasaya sunuluş şekline göre üretiminde kanatlı eti olarak sadece yaprak haline getirilmiş çiğ kanatlı etinin kullanıldığı döneri yaprak kanatlı eti döneri ile üretiminde kanatlı eti olarak en az yüzde 60 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kanatlı etinin ve en çok yüzde 40 oranında kanatlı kıymanın kullanıldığı karışık kanatlı eti döneri olarak ikiye ayrılacak.

-ET VE ET ÜRÜNLERİNE BOZULMAYI BASKILAYACAK İŞLEM VE MADDE UYULANMAYACAK-

Tebliğ ile çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyma, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları ürün özellikleri de belirlendi. Çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyması, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları, Gıda Hijyeni Yönetmeliği ve Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan kurallara uygun olarak elde edilecek. Bozulmuş olmayacak, bozulmayı baskılayacak herhangi bir işlem veya madde uygulanmayacak.
Perakende işletmede son tüketiciye satış aşamasında kıyma, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları üretimlerini takiben doğrudan satış için hazır ambalajlı hale getirilerek günlük olarak satışa sunulacak. Çiğ kırmızı etler ve çiğ kanatlı etleri ise asgari hijyenik şartlar göz önünde bulundurularak, Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’ne uygun olarak satışa sunulabilecek.
Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyması, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarını üreten veya satan işyerlerinde farklı hayvan türlerine ait etler birbirinden ve diğer gıdalardan ayrı olarak üretilecek ve ayrı olarak satışa sunulacak.

-KEMİK, KIKIRDAK VE SAKATAT KATILAMAYACAK-

Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kırmızı et, kıyma ve hazırlanmış kırmızı et karışımlarının üretiminde kemik, kıkırdak ve sakatat katılamayacak. Sakatat sadece sakatat olarak piyasaya arz edilecek.

-DÖNERİN YAĞ ORANI YÜZDE 25 OLACAK-

Kıymadan elde edilen hazırlanmış kırmızı et karışımlarının içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 25 ve tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olacak. Dönerin içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 25, tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olarak uygulanacak. Döner üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 1’i aşmaması gerekecek.
Dönerin raf ömrü pişirilme süresi dahil en fazla 24 saat, dondurulmuş dönerin raf ömrü en fazla 6 ay olacak.
Köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.

-KANATLI ETİ KARIŞIMLARINDA YAĞ MİKTARI KÜTLECE EN ÇOK YÜZDE 15 OLACAK-

Çiğ kanatlı eti, hindi kıyma ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarına ait özel ürün özellikleri ise şöyle olacak:
“Bu Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kanatlı eti, hindi kıyma ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarının üretiminde kemik, kıkırdak ve sakatat katılamaz. Sakatat sadece sakatat olarak piyasaya arz edilecek. Hazırlanmış kanatlı eti karışımlarının üretiminde farklı türlere ait kanatlı etleri birbirine karıştırılabilecek. Hazırlanmış kanatlı eti karışımlarında yağ miktarı kütlece en çok yüzde 15 ve bağ doku miktarı kütlece en çok yüzde10 olacak. Kanatlı eti dönerinin içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 15, tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olarak uygulanacak. Kanatlı eti dönerinin üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 1’i aşmaması gerekecek. Kanatlı eti dönerinin raf ömrü pişirilme süresi dahil en fazla 24 saat, dondurulmuş kanatlı eti dönerinin raf ömrü en fazla 6 ay olacak. Kanatlı kıyma sadece kemiklerinden ayrılmış çiğ hindi etinden üretilecek. Hindi kıymanın bileşiminin Ek-1’de belirtilen özelliklere uygun olması gerekecek. Hindi kıyma üretiminde diğer kanatlı hayvanlara ait etler kullanılamayacak. Hindi kıyma sadece dondurulmuş olarak piyasaya arz edilecek. Hindi kıymada kalsiyum oranı en çok 100 g’da 14 mg düzeyinde olacak. Çiğ olarak üretilecek hazırlanmış kanatlı eti karışımlarında kanatlı kıyma olarak sadece çiğ hindi kıyma kullanılacak ve dondurulmuş olarak piyasaya arz edilecek. Kanatlı köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamaz. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.”

-ET ÜRÜNLERİ ÜRÜN ÖZELLİKLERİ-

u Tebliğ kapsamında yer alan et ürünleri, Gıda Hijyeni Yönetmeliği ve Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan kurallara uygun olarak elde edilen etlerden üretilecek. Et ürünleri karkas etinden veya sakatattan hazırlanır. Dilli salam hariç olmak üzere karkas etinden hazırlanan et ürünlerine sakatat katılamaz. Sakatattan hazırlanan et ürünlerine ise karkas eti katılabilecek. Bu Tebliğ kapsamında yer alan et ürünlerinin üretiminde kemik ve kıkırdak kullanılamayacak. Et ürünleri; görünüş, yapı, renk ve koku açısından kendine özgü ürün özelliklerine sahip olur ve bozulma belirtileri gösteremeyecek.
Pastırmada çemen hariç olmak üzere, nem miktarı kütlece en çok yüzde 45, pH değeri en yüksek 6, tuz miktarı kuru maddede kütlece en çok yüzde 7, çemen miktarı kütlece en çok yüzde 10 olacak. Kurutulmuş jambonda nem miktarı kütlece en çok yüzde 40, pH değeri en yüksek 6, tuz miktarı kuru maddede kütlece en çok yüzde 7 olarak uygulanacak. Fermente sucukta toplam et proteini değeri kütlece en az yüzde16, kollajen miktarı toplam et proteinlerinin kütlesinde en fazla yüzde 20, nem miktarının toplam et proteini miktarına oranı 2.5’in altında, yağ miktarının toplam et proteini miktarına oranı 2.5’in altında, pH değerinin en yüksek 5.4 olacak. Isıl işlem görmüş sucukta uygulanan ısıl işlemin; üretimde çiğ kırmızı etin kullanılması durumunda merkez sıcaklık en az 68 derece, çiğ kanatlı etin kullanılması durumunda en az 72 derece olacak şekilde uygulanması gerekecek.
Kıymadan elde edilen köfte gibi ısıl işlem uygulanmış et ürünlerinde toplam et proteini oranı kütlece en az yüzde 12 olacak. Tane karabiber hariç olmak üzere; ürüne adını veren bonfile, dil, fıstık gibi girdilerin kullanıldığı ısıl işlem uygulanmış et ürünlerinde bu girdinin miktarı kütlece en az yüzde 3 olacak.

-SUCUĞA, PASTIRMAYA ET KAYNAKLI OLMAYAN PROTEİN KATILAMAYACAK-

Fermente sucuğa, ısıl işlem görmüş sucuğa ve pastırmaya et kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri katılamaz. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamı kütlece yüzde 1’i aşamayacak. Döner ve kanatlı eti döneri üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde1’i aşmaması gerekecek. Köftede ve kanatlı köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.

-3 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK-

Et ürünlerinin kılıflarında yırtık, delik gibi fiziksel kusurlar olmayacak. Perakende işletmede sadece son tüketiciye satış amacıyla asgari teknik ve hijyenik şartlar göz önünde bulundurularak et ürünleri üretilebilecek. Tebliğ üç ay sonra yürürlüğe girecek.

ANKA

http://www.aksam.com.tr/et-urunlerinde-yeni-uygulama--152511h.html

cetvel
05-12-2012, 23:37
TÜBİTAK desteğiyle 2005 yılında başlatılan proje kapsamında klonlanan sığırlar “Efe, Ece, Ecem, Nilüfer ve Kiraz”, yerli ırkların korunması amacıyla çiftleştirilecek. Çalışmalar kapsamında Türkiye'nin ilk klon sığır sürüsünün oluşturulması amaçlanıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/22046071.asp

klonlama çalışmalarında sıkı bir çalışma ile mümkün olduğunca hızlı yol almalıyız... umarım yerli gen kaynaklarımızı korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı becerebiliriz...

cetvel
05-12-2012, 23:42
bulunduğum mekan menderese ve seferihisara çok yakın her yerde bu sevimli beyaz ve büyük memeli keçileri görüyorum konuştuğum tüm yetiştiriciler kaymakamlıktan teşviklerinin olduğunu söylüyor zeytini bırakıp sanem keçilerinemi başlasam acaba :he:

o görüştüğünüz pek çok yetiştirici bir heves bu işe başlamıştır ama çıkmak için de fırsat kolluyorlardır!

zeytini bırakmadan gerekli bilgi donanımı ve sermaye ile hayvancılık, özellikle de küçükbaş hayvancılık - koyunculuk ve keçicilik çok güzel kar bırakabilecek bir iştir...

okidoki2006
05-12-2012, 23:53
o görüştüğünüz pek çok yetiştirici bir heves bu işe başlamıştır ama çıkmak için de fırsat kolluyorlardır!

zeytini bırakmadan gerekli bilgi donanımı ve sermaye ile hayvancılık, özellikle de küçükbaş hayvancılık - koyunculuk ve keçicilik çok güzel kar bırakabilecek bir iştir...

eminim öyledir ama şaka bir tarafa donanım tecrübe ve bilgi gerekli o da bende yok :)

cetvel
06-12-2012, 00:36
eminim öyledir ama şaka bir tarafa donanım tecrübe ve bilgi gerekli o da bende yok :)

o zaman, size sakız koyunu tavsiye edeyim bari... :)

şöyle 4-5 koyun alıp yavaş yavaş başlarsanız, hem bilgi hem de tecrübe artar...

yürümeyi sevmeyen bu güzel hayvanlara iyi bir padok ile, zeytinliğin altını ot bırakmak kaydıyla güzel bir besi sistemi çıkartabilirsiniz... böylelikle hem zeytinliğin topraklarını korumuş olacaksınız, hem de belli miktarda transpirasyonun önüne geçmiş olacaksınız... toprakta kalacak besin maddeleri de işin kdv'si olsa gerek... koyunlar bu otlarla hayatlarını idame ettirirken hem moda tabirle organik besicilik yapmış olacaksınız hem de kuzulamadan sonraki her 4-5 ayda bir erkek kuzulardan nakit elde edeceksiniz...

neyse... yine besicilik projeleri kafamda canlanmaya başladı... :) bir es verme zamanı galiba!

nafiz50
06-12-2012, 09:39
http://d1212.hizliresim.com/14/6/gmj7w.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

nafiz50
06-12-2012, 09:40
http://d1212.hizliresim.com/14/6/gmj87.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

brokerüstad
08-12-2012, 12:45
Video D
Hayvancılığa hazırlanan, tüm bilgilerini sıfırlamak zorunda
DÜNYA Gazetesi ve İş Bankası iş birliği ile düzenlenen İş'le Buluşmalar toplantısının Şanlı Urfa ayağında konuşmacı olarak katılan DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr.Rüştü Bozkurt hayvancılıkta son dönemdeki gelişmeleri değerlendiriyor.
http://www.dunya.com/hayvanciliga-hazirlanan,-tum-bilgilerini-sifirlamak-zorunda-246v.htm

brokerüstad
17-12-2012, 22:02
Suudi Arabistan Türkiye'den canlı hayvan alacak
Suudi Arabistan, Türkiye'den canlı hayvan almak için çalışma başlattı. Ocak ayında gelecek olan Suudi Arabistan Tarım Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'de hayvancılık tesislerini gezerek üretim konusunda incelemelerde bulunacak. İthal edilecek canlı hayvan sayısı ise Türkiye ve Suudi Arabistan yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerden sonra netleşecek ANKARA (ANKA) - Suudi Arabistan, Türkiye'den canlı hayvan almak için çalışma başlattı. Ocak ayında gelecek olan Suudi Arabistan Tarım Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'de hayvancılık tesislerini gezerek üretim konusunda incelemelerde bulunacak. İthal edilecek canlı hayvan sayısı ise Türkiye ve Suudi Arabistan yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerden sonra netleşecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Suudi Arabistan, Türkiye'den canlı hayvan almak için çalışma başlattı. Ocak ayında gelecek olan Suudi Arabistan Tarım Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'de hayvancılık tesislerini gezerek üretim konusunda incelemelerde bulunacak. İthal edilecek canlı hayvan sayısı ise Türkiye ve Suudi Arabistan yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerden sonra netleşecek.
Suudi Arabistan, Türkiye'den canlı hayvan alması konusu Tarım Bakanı Fahad Bin Abdulrahman Bin Süleyman Belgünaim ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in İstanbul'da yaptığı görüşmede gündeme geldi. Suudi Bakan Belgünaim, Türkiye'nin tarımsal alandaki deneyimlerinden yararlanmak istediklerini belirterek "Son 10 yılda kaydettiğiniz gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Türkiye'nin tarımda büyük bir tecrübesi var, bizim de bu alanda öğreneceğimiz çok şey var. Özellikle bilgi paylaşımı ve ortak araştırmalar yapabiliriz" dedi.
Bakan Mehdi Eker ise uygulanan tarım politikaları ve alınan tedbirler neticesinde Türkiye'nin tarımsal üretim değeri açısından dünyada 11. sıradan 7. sıraya, Avrupa'da da 4. sıradan 1. sıraya yükseldiğini kaydetti.
Türkiye'nin tarımsal araştırma-geliştirme çalışmalarına özel bir önem verdiğini belirten Bakan Eker, 250 bin kapasiteli bir tohum gen bankası ile kuraklık test merkezi kurduklarını aktardı. Suudi Arabistan ile tarım alanında her türlü işbirliğine açık olduklarını belirten Bakan Eker, "İki ülke arasında bir işbirliği mutabakat zaptının imzalanması faydalı olacaktır. Her iki ülke arasındaki tarımsal işbirliği bu sayede daha da ileri taşınacaktır" dedi.
http://www.haberx.com/suudi_arabistan_turkiyeden_canli_hayvan_alacak(17, n,11167717,668).aspx

brokerüstad
19-12-2012, 20:07
http://www.dunya.com/hayvanciliga-yatirim-zamani-150516yy.htm

brokerüstad
20-12-2012, 23:31
ANKARA (ANKA)-
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre 17-19 Aralık tarihleri arasında Menemen Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde Hayvancılık ve Hayvan Yemleri konulu Çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştay Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yapıldı. Çalıştay'da; hayvancılık üretim durumu, pazarlama ve ithalat - ihracat, yem bitkilerinin üretim durumu, pazarlama, ithalat - ihracat ve meraların kullanımı, destekleme modelleri ve desteklemelerin alternatif yem bitkileri ve hayvan besleme stratejileri konuları tartışıldı.
http://www.haberx.com/hayvanciligin_sorunlari_masaya_yatirildi(17,n,1117 1278,171).aspx

Serenler
23-12-2012, 16:14
Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü?

Hani bir söz vardır: Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü?

Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı (Chevalier dans I'Ordre du Merite Agricole), bu yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e verildiği haberleri basında geçince konu; tarım basın ve yazarları ‘’Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü, Bakanımız Nasıl Şövalye Oldu, Niçin Şövalyelik Nişanı Verildi’’ gibi başlıklarda yer aldı. Yazılarda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatında Avrupa Birliği ülkelerinin birinci, Fransa için Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’ye en çok hayvancılık ürünü satışta yine birinci sırada yer aldığı bu yüzden Bakana şövalyelik nişanı verildiği yorumları gerçekleşti. Türkiye’nin 250 milyon TL’lik hayvan ithalatından memnun olan Fransa’nın memnuniyetini hayvancılığımızı Türkler kurtardı şeklinde dile getirdiği, verilen şövalyelik nişanının Fransa’nın bu sevincinin ifadesi olabilir mi soruları basınımızda yer aldı.

Yazının devamı:

http://www.adanafikirplatformu.org/yazi.php?id=1869

brokerüstad
28-12-2012, 20:01
Canlı hayvan ve et ithalatı fiilen durduruldu
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 3 yıl boyunca et fiyatını düşürmek için yaptığı canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurdu. Bakanlığın bu kararı almasında son aylarda çok sayıda süt ineğinin kesilmesinin etkili olduğu ifade edildi.
Ali Ekber YILDIRIM

İZMİR - Hükümet canlı hayvan ve kırmızı et ithalatını fiilen durdurdu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ithalat yapacak firmalara kontrol belgesi vermeyerek ve ithalat için veteriner hekim görevlendirmeyerek ithalat yasağını fiili olarak uygulamaya başladı. İthalatın durdurulmasına ilişkin kararın yakında açıklanması bekleniyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu kararı almasında son aylarda çok sayıda süt ineğinin kesilmesinin etkili olduğu ifade edildi.

İthalatın durdurulması 3 yıldan beri ithalat baskısı ile çok zor bir dönemi geçiren besicilerin rahat nefes almasını sağlayacak.

DÜNYA'nın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile hayvancılık sektörü temsilcilerinden edindiği bilgiye göre canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının resmen durdurulmasında süt ineklerinin kesilmesi ve karkas et fiyatının 16 liradan 13 liraya kadar düşmesi etkili oldu. Bakanlık, et fiyatındaki düşüşü önlemek ve ithalat baskısını kaldırmak ve sektörü psikolojik olarak rahatlatmak için ithalatı yasaklama yoluna gittiği ifade ediliyor.

İthalat fiili olarak durdu

Avrupa Birliği'ne verilen taahhütler çerçevesinde ithalatın resmen yasaklandığının açıklanamayacağını belirten sektör temsilcileri, bakanlığın yetkilerini kullanarak ithalatı durdurduğuna dikkat çekiyor. Bilindiği gibi canlı hayvan ve et ithalatının yapabilmesi için Bakanlık kontrol belgesi düzenliyor. Ayrıca, ithalatın fiili olarak gerçekleşmesi için ithalatçı firmanın talebi üzerine bakanlık resmi olarak veteriner görevlendiriyor. Veteriner hekim ithalatın yapılacağı ülkeye giderek hayvan seçimine katılıyor. Veteriner hekim denetiminde ve raporu doğrultusunda ithalat yapılıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ithalatçı firmalara kontrol belgesi vermeyerek ve veteriner hekim görevlendirmeyerek ithalatı fiili olarak durdurdu.

3 yılda 3 milyar dolar ithalat

Hükümet, 2009'un son aylarında kırmızı et fiyatının çok yükselmesini gerekçe göstererek 2010 Nisan'ında gümrük vergilerini düşürerek ithalat kapılarını açtı. İlk olarak kasaplık canlı hayvan ithalatına izin verildi. Daha sonra besilik hayvan, kurbanlık ve küçükbaş hayvan ithalatına izin verildi. Buna rağmen et fiyatında istenen oranda düşüş sağlanamayınca karkas et ithalatına da izin verildi. Son 3 yılda toplam 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve karkas et ithal edildi. İthalat nedeniyle besiciler ve süt hayvancılığı yapanlar büyük zarara uğradı. Zarar eden birçok işletme kapandı veya el değiştirdi. Koç-Ata Çiftliği ve McDonalds gibi büyük işletmeler ithalata ve yüksek yem fiyatlarına dayanamayarak sektörden çekildi. Birçok işletme besilik hayvan ihtiyacını ithalatla karşılamaya başladı. Ancak, yem fiyatındaki yükselme özellikle saman fiyatının 1 liraya kadar yükselmesi buna karşılık çiğ süt fiyatının düşmesi süt ineklerinin kesilmesine neden oldu. Süt inekleri kesilince kırmızı et fiyatı düştü. Üretici daha çok mağdur oldu. Öncelikle ithalatta gümrük vergileri artırıldı ancak bu da çözüm olmayınca Hükümet, 2008'de olduğu gibi daha büyük bir krizi önlemek ve karkas et fiyatını belli bir seviyede tutmak için ithalatı durdurmaya karar verdi.
İthalat hükümet programında

Resmi Gazete'de yayımlanan 2013 Programı'nda,2009 yılı ikinci yarısından itibaren sürekli bir artış eğilimine giren kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi için 2010 yılında başlatılan kasaplık canlı hayvan ve et ithalatına değinilerek şu görüşe yer verildi:"2011 yılı ile 2012 yılı ilk 8 ayını kapsayan dönemde yaklaşık 500 bin büyükbaş kasaplık canlı hayvan ile 1,7 milyon küçükbaş canlı hayvan ve 132 bin ton kırmızı et ithal edilmiştir."
http://666kb.com/i/ca7msna446bu43u4t.gif
http://www.dunya.com/canli-hayvan-ve-et-ithalati-fiilen-durduruldu-176297h-p1.htm

MATADOR-83
29-12-2012, 13:03
''Zamla bir yere varamayız''
Bakanlık, iç pazarı desteklemek amacıyla Türkiye'ye ithal et girişini yasakladı.
Güncelleme:29 Aralık 2012 10:16

Ekim ayında canlı hayvan ithalat vergisini yüzde 30’dan yüzde 40’a, karkas vergi oranını ise yüzde 75’ten yüzde 100’e çıkaran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye'ye ithal besilik hayvan ve ithal et girişinin yasaklandığını duyurdu.

Kurban Bayramı sonrası talepte meydana gelen düşüş sonrası iç pazarı hareketlendirmek amacıyla hükümet, 2009 yılı sonunda başvurduğu et ithalatından vazgeçti.

Bayram sonrası et talebinde görülen yüzde 50 oranındaki düşüş, et fiyatlarındaki düşüşü de beraberinde getirdi. Bayram öncesi 16 liraya çıkan karkas etin kilosu, bayram sonrası 14 liraya geriledi.

Fiyatlardaki düşüşün yanı sıra yem maliyetleri nedeniyle iyice güçleşen besiciliği desteklemeyi amaçlayan hükümet, çareyi ithal besilik hayvan ve ithal et girişini yasaklamakta buldu.

Sektör yetkilileri ise bakanlığın kararı sonrası et fiyatlarının yükseleceğini kaydederek, üreticilerin sıkıntılarını çözmeyeceğini savunuyorlar. Dışa kapalı bir sektörün gelişmesinin mümkün olmadığını dile getiren sektör temsilcileri, üreticiyi zor sokan maliyetleri düşürmenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar.

''DIŞA KAPALI BİR SEKTÖR GELİŞEMEZ''

Etçi Et Yönetim Kurulu Başkanı Emin Arslan, çiftçiye destek amaçlı ithalata getirilen engellemenin yanlış bir karar olduğunu kaydederek sıkıntısının ileriki dönemlerde daha fazla yaşanacağını belirtti.

''Zam yaparak bir yere varamayız. Üreticinin maliyetini nasıl aşağı çekeriz noktasında hiçbir çalışma yapılmıyor. Sadece zama yönelik çalışma yapılıyor'' diye konuşan Arslan, çiftçinin en büyük derdinin yem maliyetleri olduğuna dikkat çekerek öncelikle yem konusuna bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi.

Et fiyatlarının dünya piyasasının neredeyse üç katına kadar yüksek olduğu bir ülkede ithalatı engellemenin kimseye fayda getirmeyeceğini bildiren Arslan, dışa kapalı bir sektörün gelişemeyeceğini vurguladı.

1996 yılında kapanan ithalatın 2010 yılında açıldığını hatırlatan Arslan, ''14 yıl boyunca dışa kapalı bir ekonomiyle hiçbir yere varılmadığını gördük. Bugün hayvanı olmayan Arap ülkelerinde ortalama kıymanın fiyatı 5 dolarsa bizde şu anda 20-25 liradan çiftçi zarar ediyor. Ülke ekonomisini kapatıp bir yere varmamız mümkün değil. Dışa kapattığın bir sektör yok olmaya mahkumdur, gelişmesi mümkün değildir'' diye konuştu.

Bu yönde bir karar alınmasının en önemli sebebinin son dönemde talepte görülen düşüş olduğuna dikkat çeken Arslan, Kurban Bayramı sonrası et talebinde her yıl görülen yüzde 25'lük düşüşün bu yıl yüzde 50'ye ulaştığını belirtti.

''KARKAS ETİN KİLOSU 20 LİRAYI BULUR''

Çok fazla ineğin kesilmesi, ballığın bollaşması ve bayram sonrasına denk gelmesi gibi etkenler nedeniyle bu kadar büyük oranda bir düşüş görüldüğünü ifade eden Arslan, söz konusu düşüşün geçici olduğunu, Ocak ayında sonra işlerin yeniden düzeleceğini söyledi.

Talepteki düşüş, yüksek arz nedeniyle karkas etin kilosunun 14 liraya kadar gerilediğini bildiren Arslan, son alınan kararla birlikte Mayıs-Haziran aylarında karkas etin kilosunun 20 lirayı bulabileceğini sözlerine ekledi.

''KISIR DÖNGÜ İÇİNE GİRİYORUZ''

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, Türkiye'de şu anda asıl sıkıntının besleme maliyetinin yüksekliği olduğunu kaydederek, 2-3 sene öncesinde yem fiyatlarının besi maliyeti içerisinde yüzde 35 dolayında olan payının yüzde 60 üzerine çıktığını belirtti.

Rahatsızlık duyulan noktada çalışma yapılmasının daha doğru olacağını bildiren Yalçındağ, besicinin kendi yeminin belirli bir bölümünü üretebilir duruma gelmesi gerektiğini dile getirdi.

Hayvan ve yemin dışarıdan alınarak kar edilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Yalçındağ, besicilerin kendi ihtiyaçlarının bir bölümünü karşılar duruma gelmeleri gerektiğini söyledi.

Dünyada besiciliğin birkaç şekilde yapıldığını kaydeden Yalçındağ, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda gibi geniş araziye sahip ülkelerde uçsuz bucaksız meralarda neredeyse sıfır maliyetle yapıldığına değindi.

Yalçındağ, Türkiye'de ise besiciliğin belirli alanlarda yapıldığını, bu belirli alanların arkasını araziye bağlanması gerektiğinin altını çizdi.

Hala piyasada düşük kapasiteyle çalıştıklarını bildiren Yalçındağ, etin karkasına gelecek zammın canlı hayvana da yansıyacağını, kısır döngü içerisine girmek yerine rahatsızlık duyulan noktada tedaviye başlamanın daha doğru olduğunu belirtti.

brokerüstad
31-12-2012, 20:31
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurduktan sonra yeni bir kararla dişi hayvan kesimine 3 ay süreyle yasaklama getiriyor.
Ali Ekber YILDIRIM

İZMİR - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 3 ay süreyle büyükbaş dişi hayvan kesimini yasaklıyor. Son aylarda hızlanan inek kesimini önlemek amacıyla alınan yasak kararını Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlükleri uygulayacak. Bu amaçla il ve ilçe müdürlüklerine konuyla ilgili yazının bu hafta ulaşması bekleniyor. Canlı hayvan ve karkas et ithalatının fiili olarak durdurulmasından sonra dişi hayvan kesiminin yasaklanması ile düşen karkas et fiyatını artırması bekleniyor.
2009 yılı sonunda karkas etin kilosunun 16-17 liraya çıkması üzerine Hükümet kasaplık canlı hayvan ithalatına izin vererek fiyatı düşürmeye çalıştı. Ancak, fiyat düşüşü olmayınca daha sonra besilik canlı hayvan ve karkas et ithalatına da izin verildi. İthalatın artması ile karkas etin kilosu 12-13 liraya düştü. Ancak yüksek girdi fiyatları nedeniyle yerli besicilerin karkas et maliyeti 14-15 lira olduğu için ithal etle rekabet edemedi. Birçok besi işletmesi kapandı. Yem fiyatının artması ve samanın kilosun 1 liraya ulaşması sadece besicileri değil süt hayvancılığı yapanları da büyük sıkıntıya soktu. Çiğ sütün litresi 70 ile 90 kuruş arasında bir fiyata alıcı bulurken samanın kilosunun 1 liranın üzerine çıkması süt hayvancılığı yapanları inek kesimine zorladı. Bakanlık önce ithalatı fiilen durdurarak şimdi de dişi hayvan kesimini yasaklayarak hayvancılıkta yerli üreticileri korumaya ve kurtarmaya çalışıyor.

İthalatın durması inek kesimini durdurmaz
Hükümetin canlı hayvan ve et ithalatını fiilen durdurması hayvancılık sektöründe genel olarak olumlu karşılandı. Ancak, bu kararın tek başına dişi hayvan kesimini durdurmaya yetmeyeceği ifade ediliyor. Gümrük vergilerinin artırılması nedeniyle ithalatın zaten durma noktasına geldiğini hatırlatan sektör temsilcileri: "Gümrük vergileri artınca ithalat cazibesini kaybetti. Bu önlemlerin alınmasında çok geç kalındı. İnek kesimi hızlanınca kırmızı et fiyatı düştü. Şimdi ithalatı durdurmak inek kesimini engellemez. İneğini kesenler ithal canlı hayvan veya et yüzünden kesmiyor. Yem ve diğer girdiler çok pahalı olduğu için zarar ediyor. Çiğ süt fiyatı yerinde sayıyor. Süt sanayicileri fiyatı düşürmekten söz ediyor. Ocak-Mart dönemi Ege ve Trakya'da süt üretiminin arttığı aylardır. Bakanlık, süt fiyatlarını yukarıya çekecek önlemler alamazsa inek kesimini yasaklamakla durduramaz. Çok büyük felaket olur" görüşünü savunuyor

Süt ve ürünleri teşvik edilmeli
Türkiye'nin en büyük hayvancılık işletmesi olan Saray Halı Tarım ve Hayvancılık AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel, kasaplık hayvan ithalatının durdurulmasının tek başına damızlık (süt veren) ineğin kesilmesine engel olamayacağını belirterek görüşlerini DÜNYA'ya şöyle açıkladı: "Bu hususta gerçek ve kalıcı çözüm, süte olan talebin artırılması, süt hayvancılığının desteklenmesidir. Örneğin, okula süt, kışlaya süt, süt üreticisine prim, süt işletmelerine destek verilmeli. Başta süt tozu olmak üzere süt ürünleri ihracatı teşvik edilmeli. Bu gerçeği görmek için konunun uzmanı olmak gerekmez. Gerçek açık ve basittir. Hayvanın üremesi dişiye dayanır. Süt veren doğurgan dişiyi kasaptan kurtaramazsan, hayvancılık yok olur."

Besiciler ithalatın durmasından memnun
Adana'da faaliyet gösteren ve yaklaşık 10 bin baş besi hayvanı kapasiteli Şahbazlar AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahbaz da, canlı hayvan ve et ithalatının durdurulmasının çok yerinde bir karar olduğunu belirterek, "Bakanlık yerli besicinin yaşadığı sıkıntıları görerek doğru bir karar aldı. Bu kararı destekliyoruz. Ancak içeride yeterli miktarda besi materyali yok. Şimdi süt inekleri de kesiliyor. Besi materyali daha da azalacak. Bu konuda en azından ithalatın bir süre daha devam etmesi gerekir. Besici, küçük hayvanı alıp burada beslesin ve öyle kessin" dedi.

İnek eti ile dana eti ayrılsın


İzmir ve Ege'deki en büyük perakende zincir mağazalarının Et Direktörü Hüseyin Özşenoğulları, inek kesiminin yasaklanması kararının çok doğru olacağını söyledi. Balıkta avlanma yasağı olduğu gibi hayvancılıkta da hem dişi büyükbaş hem de kuzu için belli dönemlerde kesim yasağı olması gerektiğini savunan Özşenoğulları DÜNYA' ya şu bilgileri verdi: " İnek kesimi birkaç ay yasaklanmalı. Ayrıca piyasada dana eti ile inek eti birlikte satılıyor. Daha doğrusu inek eti de dana eti diye satılıyor. Avrupa'da inek eti ile dana eti ayrı satılır. Tüketici de inek etini veya dana etini bilerek alır. Nasıl koyun eti, kuzu eti veya inek peyniri, koyun veya keçi peyniri ayrı kategorilerde satılıyorsa inek eti ile dana etinin de ayrı satılması gerekir. Et ve Balık Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin et ihtiyacını karşılıyor. Oradaki kriter sadece dana eti olmalı. Yani inek eti satılmamalı. Bu ayrım yapılırsa inek kesimini kontrol etmek durdurmak daha kolay olur. İthalatın durdurulması inek kesimini durdurmak için yeterli değil. Sektörün asıl sorunu kaliteli kaba yem açığıdır. Öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekir."


http://www.dunya.com/disi-hayvan-kesimi-uc-ay-sureyle-yasaklaniyor-176540h-p2.htm

brokerüstad
02-01-2013, 20:52
Ahi Evran Üniversitesi ve Kırşehir Kent Konseyi'nin düzenlediği "1. Tarım Çalıştayı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.


KIRŞEHİR - Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) ve Kırşehir Kent Konseyi'nin düzenlediği "1. Tarım Çalıştayı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.

AEÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi'nde gerçekleştirilen, üreticiler, çiftçiler, öğretim üyeleri, sanayiciler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı 1. Tarım Çalıştayı'nda gündeme getirilen sorun ve çözüm önerilerinin yer aldığı sonuç bildirgesi hazırlandı.

Bildirgede, kalitesi ile İstanbul et piyasasında önemli bir yeri olan Kırşehir'e 'Organize Besicilik Bölgesi' kurulması talep edildi.

Kırmızı et ithalinin besicilerin geleceğe dönük projeksiyonuna engel olduğu vurgulanan bildirgede, Kırşehir'in Türkiye'nin et üretiminin yüzde 20'sine talip olduğuna işaret edildi.

Bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
"Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) proje desteklerinden ve kırsal kalkınma desteklerinden ilimiz çiftçilerinin ve özellikle besi çiftliklerinin yararlanması için önlemlerin alınması gerekmekte. Kırmızı et ithali, Kırşehir besicilerinin geleceğe dönük projeksiyonuna engel olmaktadır. Zira, Kırşehir besicileri, ülkemizin kırmızı et üretiminin yüzde 20'sini karşılamaya talip olduklarını vurgulamışlardır. Kasaplık sığır işletmelerinde, gübre ve kesimhane atıklarının yönetimi ve beraberinde biyogaz ve organik gübre üretimi konusunda büyük altyapı projelerinin il düzeyinde ve ilgili Bakanlıklar nezdinde desteklenmesi ve 'Organize Besicilik Bölgesi'nin kurulması yönünde girişimlerin yapılması gerektiği açıklanmıştır. Organize besicilik bölgesi için Kırşehir-Çiçekdağı arasında besiciliğin yaygın olduğu uygun bir alanda entegre bir organize hayvancılık bölgesinin kurulması gerektiğine değinilmiştir."

Besici ve bakıcı sıkıntısı

Kasaplık sığır yetiştiren çiftlik sahiplerinin, Ahi Evran Üniversitesi bünyesinde 'besicilik ve veteriner teknikerliği' önlisans programları ile 'hayvan bakıcılığı' sertifikasyon programlarının açılması konusunda taleplerinin olduğu ifade edilen bildirgede, işletme sahiplerinin, hayvanların bakım ve beslenmelerini zamanında yapabilen insan gücüne ihtiyaç duydukları vurgulandı.
Bildirgede, tarımsal sanayiye alt yapı desteği sağlamak için yeterli sayıda soğuk hava depoları ile kesimhanelerin inşa edilmesi gerektiği kaydedildi.
http://www.dunya.com/turkiyenin-et-uretiminin-yuzde-20sine-talip-176763h.htm

brokerüstad
26-01-2013, 16:39
Bakanlığın yasaklamasına rağmen dişi hayvan kesiminin devam ettiğini söyleyen (TDSD) Başkanı Erdal Matraş, durumun gelecekte hayvan ırkı için risk oluşturabileceğini belirterek, yasağa rağmen dişi hayvan kesiminin 6 kat arttığını söyledi
Gamze ŞENER
dunya.com
İSTANBUL - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın dişi hayvan kesimine 3 ay süreyle getirdiği yasak hayvancıyı 'kesmedi'. Söz konusu yasak bazı il ve ilçelerde uygulanmaya başladı. Ancak dericilere göre yasağa uyan yok. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı ve Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş, yasağa uymanın aksine, dişi hayvan kesiminin 6 kat arttığını belirtti. Orta vadede durumun hayvan ırkı için büyük bir tehlike oluşturabileceğini söyleyen Matraş, büyük baş deri işleyen fabrikalara gelen derinin aylık yüzde 5'ten yüzde 30'a çıktığını söyleyerek, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yasağı hani? Şu anda ben bu yasağa uyulmadığını iddia ediyorum, bunu ispat da edebilirim" dedi.
Ali Ekber Yıldırım'ın DÜNYA Gazetesi'nde 31 Aralık 2012 tarihinde çıkan haberine göre, inek kesimini azaltmak adına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 3 ay süreyle dişi hayvan kesimini yasaklayacağı duyurulmuş; söz konusu kararın bir hafta içinde tüm Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlükleri'ne gönderileceği belirtilmişti. Geçtiğimiz aylarda ithalatı durduran bakanlığın, her iki adımla yerli üreticiyi koruması amaçlanıyor.

"Her an büyük bir müdahale gelebilir"
Bakanlığın yasağa uyulmamasından haberdar olacağını ve yakın zamanda duruma müdahale edebileceğini ifade eden Erdal Matraş, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu rakamları çok sıklıkla kontrol ettiğini düşünüyorum. Durumun farkındalar. Her an büyük bir müdahale gelebilir. Her ilin il sağlık müdürlükleri var. Kesim hanelerde ve mezbahalarda da denetçileri var. Tahmin ediyorum bu bilgiler onlara ulaştırılıyordur" değerlendirmesini yaptı.

Hayvan ırkı tehlikede
Kesilmeyen ineklerin sütünün para etmemesi, et fiyatlarının artması ve deri ihtiyacı yüzünden kesilmeye başladığını söyleyen Matraş, durumun gelecekte hayvan ırkı için risk oluşturabileceğini hatırlatarak, "Çok yakın geçmişte kurban bayramını geçtik. Kurban bayramında kesilen hayvanların yüzde 70'i dişiydi. Bu memlekette hayvancılığa verilen destekler süt üretimine gitmiş. Şimdi de hayvanlar kesiliyor" diye konuştu.

Bir ülkenin eti yoksa, sütü nasıl olur?
Türkiye'de hayvan olmasına rağmen 2009 yılından bu yana kesim yapılmadığını söyleyen Matraş, 2009'dan bu yana yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi: "2009'dan 2011'e kadar Türkiye'de hayvan vardı. Türkiye daha sonra bir et krizi yaşadı; eti yetmedi ve et ithal etti. Ancak kesim kilosuna ve yaşına gelmiş olmasına rağmen kesilmeyen hayvanlar vardı. Bunun bir temel sebebi vardı; bu hayvanlar dişiydi. Hükümetin 2002 yılında hayvancılığa verdiği teşvik 80 milyon TL iken 2009-2010 yıllarında bu 1.5 milyar TL'ye çıktı. O dönemde bu ülke etsiz kaldı ancak süte boğuldu. Asıl soru şu: Bir ülkenin eti yoksa sütü nasıl olur? Çünkü doğum yaptıklarında biri dişi, biri erkek çıkıyor. Genelde yüzde 50-50'dir. Et krizi yaşadık, sütümüz boldu, öğrenciler ücretsiz dağıttık. Çünkü dişi hayvanımız boldu. Et besiciliğine yatırım yapılmadı. Dolayısıyla ette bolluk, sütte yokluk çekildi."

Yasak var ama uygulama yok
Deri Tanıtım Grubu Başkanı Lemi Tolunay da dişi hayvan kesiminin arttığını doğrularken, "Okullara 2 yıldır süt dağıtılıyor. Bu da dişi hayvandan temin ediliyor. Ama dişi hayvanı da yaş süreci dolunca kesilmesi lazım. Bana göre kesimler bu nedenle yapılıyor. Bakanlığın bir sınırlaması var ama uygulanmıyor" dedi. Tolunay, deri fiyatlarına yönelik açıklamasında ise "Deri fiyatları bu aralar stabil. Kişisel görüşüm düşüş beklemiyorum ama ileriye doğru yükselme de olmayacak. Bu stabil hali devam edecek" diye konuştu. Fiyatların oldukça değişken olduğunu hatırlatan Tolunay, "Geçtiğimiz yıl Çin'de iç pazar nedeniyle bir talep patlaması oldu ayakkabı sektöründe. Bu ayakkabıların yapıldığı hayvan cinsi de Avustralya ve Yeni Zelanda. Bir anda Avustralya kuzusunun ham deri fiyatları yüzde 40 fırladı. Çünkü talep çok arttı. Birçok global dengeler var" dedi.

Damızlık kesimine adli soruşturma
Bursa Valiliği 11 Ocak, Balıkesir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü 14 Ocak, Uzunköprü Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ise 8 Ocak tarihlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yasağını uygulayacaklarını açıkladı. Her iki açıklamada da gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kesimlerinin yasaklandığı duyuruldu. Yazılı açıklamalarda: "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün yazılı talimatı doğrultusunda damızlık vasfını yitirmiş, 2004 yılından önce doğanlar, tedaviye cevap vermeyen, kırık ve çıkık gibi cerrahi sebeplerle kesimi gereken büyükbaş hayvanlar, resmi veteriner hekim tarafından verilen muayene raporu doğrultusunda kesime gönderilecek veya kesimhane resmi veteriner hekimi tarafından Antemrtem Muayene Raporu doğrultusunda tanzim edilerek kesim yapılacaktır" denildi. Hatta Bursa Valiliği açıklamasında "Alınan kararlara muhalefet eden kesimhane sahipleri ve sorumlularına para cezası kesilecek, durumun tekrar ederse adli soruşturma açılacaktır" sözlerine yer verdi.
http://www.dunya.com/disi-hayvanlar-kesime-gidince-dericiler-tehlike-sinyali-verdi-178872h.htm

brokerüstad
27-01-2013, 12:07
MANİSA (İHA) - Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde, geçmişte her hanede koyun üretimi yapılmasından dolayı “Hacı Tuğlu” olan adı “Koyuncu” olarak değiştirilen köyde şimdi koyun kalmadı.
Koyuncu köyü Muhtarı Bilgi Bacak, ilçe merkezine 8 kilometre mesafede bulunun köylerinde 60 hanede 145 nüfusun yaşadığını kaydetti. Köyün tarihini araştırmak için bir çalışma başlattıklarını, edindikleri bilgilere göre köyün eski adının Hacı Tuğlu olduğunu ifade eden Bacak, “Milli Mücadele döneminde, bu bölgede önemli başarılar kaydeden Hacı Tuğlu’nun adı köyümüze verilmiş. O yıllarda Celal Bayar ve arkadaşları, köyümüzde bulunan Karahallı İbrahim evini karargah olarak kullanmışlar. Ancak, baş gösteren salgın bir hastalık nedeniyle köy halkının çoğu yok olmuş. Bu olayın ardından köyümüzün çevresindeki Emirler ve Kışlalı köyünden bizim buraya göç edilerek yeni bir köy kurulmuş. O tarihte, yeni kurulan köyde her hanede koyun üretimi yapılmasından dolayı köyün adını Koyuncu koymuşlar" dedi.
Ancak bugün köyde sadece bir hanede koyun üretimi yapıldığını kaydeden Muhtar Bacak, "Çünkü köyde hayvanların otlayabileceği mera kalmadı. Genç nesil şehirlere yerleşti. Orta yaşlı ve ihtiyar vatandaşlar ise bu işi yapamıyor. Koyuncu köyünde artık koyun kalmadı” diye konuştu.
http://www.haberx.com/koyuncu_koyunde_koyun_kalmadi(17,n,11206924,765).a spx

brokerüstad
07-02-2013, 23:25
BİNGÖL - Bingöl'de düzenlenen ve hayvancılığın sorunları ve çözüm önerilerinin ele alındığı "Doğu Anadolu Bölgesi Hayvancılık Çalıştayı"nda buzağı kreşi kurulması önerildi.

Bingöl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sedat Ildız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kalkınma Bakanlığı Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nca, Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde düzenlenen ve 14 ilden uzmanlar ile sivil toplum kuruluşu temsilerinin katıldığı çalıştayın çok faydalı geçtiğini söyledi.

Bölgede hayvancılığın küçük işletmelerde yapılmasının hayvan sağlığı açısından elverişsiz olması nedeniyle çok sayıda buzağı ölümünün yaşandığını ifade eden Ildız, şöyle konuştu:
"Buzağı ölümlerinin önlenmesi için Van'dan gelen uzmanlarca önerilen 'Buzağı Kreşi Projesi' uygulanabilir bulundu. Buna göre bölgedeki 2 ilde biner başlık buzağı kreşi kurulması öngörülüyor. Bölgede soy kütüğüne kayıtlı kültür ve melez 2-3 aylık dişi buzağılar satın alınacak. 16-17 aya kadar bu kreşlerde beslenerek damızlık gebe düve olarak satılacak.

Böylece bölgedeki işletmelerin kötü koşullarından kaynaklanan buzağı ölümlerinin azaltılması ve nitelikli gebe düve ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. Bu proje, DAP'a bağlı 14 ilde de uygulanabilir bir projedir. Burada hazırlanan projeler öneri niteliğindedir. Burada önerilen projeler, DAP koordinasyon birimine sunuluyor, uygulanabilirliği araştırıldıktan sonra kabul veya red ediliyor."

Bingöl'ün 105 bin büyükbaş, 437 bin küçükbaş hayvan ve 94 bin arı kolonisi varlığıyla önemli bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Ildız, "4 bin 320 bin dekar çayır ve mera arazisi ile Türkiye ortalamasının üzerinde bir mera varlığına sahip olduğu düşünüldüğünde hayvancılığın ilimiz ekonomisi için ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır" diye konuştu.
"Bölgemizde hayvan yetiştiriciliğinde en önemli sorunların başında yem maliyetlerinin yüksekliği gelmektedir" diyen Ildız, şöyle devam etti:

"Bölgemiz ikliminin yem bitkisi üretimine uygun olması, hayvancılığın bölgede gelişmesine katkıda bulunurken, kışların uzun ve sert geçmesi, çayır ve meraların uzun süre karla kaplı olması hayvanların ahırda kalma süresini artırmaktadır. Bölgede hayvan besleme ile ilgili sorunların çözümüne yönelik olarak çayır ve meraların ıslahı ve yönetim sistemlerinin geliştirilmesine yönelik destek programlarının devam etmesi, ayrıca yem bitkileri ve silaj üretimi için bölgesel kalkınma kuruluşlarımızın yerel kaynakları harekete geçirecek projelere destek vermeleri elzemdir."

http://www.dunya.com/buzagi-kresi-kuralim-onerisi-180873h.htm

brokerüstad
17-02-2013, 13:59
Doğu ve Güneydoğu'da Büyükbaş Hayvancılık Yatırımlarına Hibe Desteği
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Projesi (GAP ve DAP) kapsamındaki 25 ilde damızlık sığır yetiştiriciliği için yapılacak yatırımlara hibe desteği uygulanacak.
http://www.haberler.com/dogu-ve-guneydogu-da-buyukbas-hayvancilik-4338906-haberi/

brokerüstad
23-02-2013, 13:00
Yaklaşık 120 bin büyükbaş hayvan kapasitesine sahip ve yıllık 10 bin ton et üretiminin gerçekleştirildiği Kırşehir'de, Organize Hayvancılık Bölgesi kurulması için çalışma başlatıldı.

Kırıkkale-Kırşehir karayolunun Çiçekdağı ilçesinde entegre hayvan üretimi yapan tesislerde büyük bir artış yaşandı. 10 tesisin faaliyet gösterdiği bölgede yaklaşık bin büyükbaş hayvan kapasitesine ulaşıldı. Fiili olarak üretim üssü olan bölgenin Organize Hayvancılık Bölgesi olması için çalışma başlatıldı. Bu bağlamda besi danası üretiminde büyük bir ivme kazanan bölge ‘et üretim üssü’ oluyor.

Türkiye’de yıllık 700 bin ton et üretiliyor. Et üretim üssü haline gelen Kırşehir ise çalışamaların tamamlanmasının ardından bu rakamın yüzde 10’unu karşılamayı hedefliyor.

Kente yerli üretim haricinde, Macaristan, Uruguay ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerden de yılda yaklaşık 60 bin besi danası getiriliyor. 6 aylık periyotlarla beslendikten sonra kesim için İstanbul'a gönderilen bir besi danasından 400 kilogram karkas et elde ediliyor.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/kirsehir-et-uretim-ussu-oluyor

brokerüstad
24-02-2013, 21:29
Kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatının toptan teslimlerinde KDV yüzde 8 olarak belirlendi.
ANKARA - Kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatının toptan teslimlerinde KDV yüzde 8 olarak belirlendi.
Bakanlar Kurulu'nun konuya ilişkin kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, kümes hayvanlarının ve sakatatlarının toptan teslimlerde yüzde 1 olan KDV oranı, yüzde 8 oldu. Kümes hayvanlarının perakende teslimlerinde ise yüzde 8 olan KDV oranı korundu.
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, bu kararda tüketicinin hiçbir kaybının bulunmadığını belirterek, ''Perakende fiyatlar yüzde 8'di yine yüzde 8. Toptan satışlarda yüzde 1 ile satıyorduk, yüzde 7 devletten alacağımız oluyordu. Şimdi biz de toptancıya ve markete yüzde 8 ile satacağız. Bu kararla tavukçuların KDV sorunu çözülmüş oldu'' dedi.
http://www.dunya.com/tavukcularin-kdv-sorunu-cozuldu-182729h.htm

Miramis
09-03-2013, 19:05
http://s11.postimage.org/vhob3050j/hay.jpg (http://postimage.org/) picture sharing (http://postimage.org/)

brokerüstad
10-03-2013, 17:41
"9 hayvan hastalığı tazminat kapsamına alındı"
Türkiye Ziraat Odaları birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013 yılında uygulanacak "Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliği"nin yürürlüğe girdiğini belirterek, "Yönetmelik, ruam, sığır tüberkülozu, sığır, koyun ve keçi brusellozu, sığır vebası, Afrika at vebası, kuş gribi, kuduz ve şap olmak üzere 9 hastalığı kapsıyor" dedi
(ANKA) - Bayraktar, geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren 2013 yılında uygulanacak Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliği'ne ilişkin yaptığı açıklamada "Ülkemizde hayvansal üretimde verimliliğin artması ve elde edilen ürünlerin Avrupa Birliği (AB) ve diğer dış pazarlara kolayca girerek rekabet etmesi isteniyorsa, öncelikle hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmeli ve birçok hastalıkta eradikasyon sağlanmalıdır" dedi. Bayraktar, bu yıl uygulanacak yönetmeliğe göre, hayvan hastalıklarından ruam, sığır tüberkülozu, sığır, koyun ve keçi brusellozu, sığır vebası, Afrika at vebası, kuş gribi, kuduz ve şap olmak üzere 9 hastalığın kapsama alındığını bildirdi.

-YARIŞ ATINA AT BEDELİ KIYMET TAKDİRİ UYGULANACAK-

Bu hastalıklarda, yerel kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen miktarlar üzerinden, yönetmelikte belirtilen esaslara göre hayvan sahiplerine tazminat ödeneceğini kaydeden Bayraktar, yarış atlarının kıymet takdirleri yapılırken damızlık ve yarış atı değerinin dikkate alınmayacağını, at bedeli olarak kıymet takdiri yapılacağını vurguladı.
Yönetmeliğe göre, her hastalığa göre hayvan kıymet değerinin tamamı ya da belli bir oranın sahiplerine tazminat olarak ödeneceğini belirten Bayraktar, tazminat ödenmesini gerektiren hallerde, hayvanların sarf ve tüketimi mümkün olan et, deri ve diğer kısımlarının bedelinin, üreticinin hak ettiği tazminattan düşüleceğini belirtti.

-KESİM 30 GÜN İÇİNDE YAPILACAK-

Bayraktar, tazminatlı hastalıklara yakalanan hayvanlar ile Bakanlığın kesilmesini uygun gördüğü tazminatlı hastalıktan şüpheli hayvanların kesiminin 30 gün içinde yapılacağını ifade ederek, bu süre içinde uygun kesim yeri bulunamadığı takdirde söz konusu hayvanların mahallinde Bakanlıkça itlaf ve imha edileceğini belirtti.
Yönetmeliğe göre; hayvansal ürün, yem, madde ve malzemelerin bedelleri ile imha, nakliye ve dezenfeksiyon masraflarının tamamı da yerel kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen miktarlar üzerinden, yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde hayvan sahiplerine tazminat olarak ödeneceğini ifade eden Bayraktar, kuduz hastalığından şüpheli sığırların 6 ay, koyun ve keçilerin 3 ay, masrafları sahibine ait olmak üzere karantinaya alınacağını ve karantina süresi içinde elde edilecek hayvansal ürünlerin halk sağlığının korunması için imha edileceğini ve tazminat ödenmeyeceğini ifade etti.

-"ZARARI TAZMİN EDİLEN HASTALIK KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ"-

Bayraktar, hayvansal üretimde hastalıkla etkin mücadelenin önemine de vurgu yaparak, Türkiye'de hayvansal üretimde verimliliğin artması ve elde edilen ürünlerin AB ve diğer dış pazarlara kolayca girerek rekabet etmesi isteniyorsa, öncelikle hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmesi ve birçok hastalığın ortadan kaldırılmasını istedi.
Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele yanında üreticilerin bu hastalıklar nedeniyle uğradıkları zararların karşılanmasının da büyük önem taşıdığını ifade eden Bayraktar, "Beklentimiz hastalıklarla etkin mücadele edilerek ülkemizde görülen hastalıkların ortadan kaldırılması ve üreticilerimizin mağdur olmalarının önlenmesi, bu başarılana kadar da bütçe imkanları zorlanarak zararı tazmin edilen hastalık kapsamının genişletilmesidir" dedi.

http://www.haberx.com/9_hayvan_hastaligi_tazminat_kapsamina_alindi(17,n, 11249864,430).aspx

brokerüstad
24-03-2013, 21:36
Türkiye ihracatını sektörel olarak artırmaya devam ediyor. Buna göre ihracatını artıran sektörlerden biri olan su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü ihracatını yüzde 17 oranında artırdı.

Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği verilerine göre Türkiye'nin 2012 yılı içerisinde yaptığı su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı miktarı bir önceki yıla göre yüzde 17 oranında artış göstererek 1 milyar 664 milyon dolara ulaştı.

Son yıllarda ihracatını önemli ölçüde artıran sektör, 2010 yılında 962 milyon dolar olan ihracatını, 2011 yılında yüzde 47 artarak 1 milyar 421 milyon dolara, 2012 yılında ise yüzde 17 artarak 1 milyar 664 milyon dolara çıkardı.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/hayvansal-ueruenlerde-ihracat-art

brokerüstad
14-04-2013, 19:50
Kütahya'nın Domaniç ilçesinde bir girişimci, Anadolu'da nesli tükenmekte olan Osmanlı dönemine has sığır cinsini Macaristan'dan ithal ederek, ana vatanı Türkiye'ye getirdi.
İklim ve zor coğrafi şartlara dayanıklılığıyla bilinen ancak Anadolu'da sayısı gittikçe azalan Osmanlı döneminde yetiştirilen sığırlardan 80'inini Macaristan'dan ithal eden Çarşamba Köyü Muhtarı Sakıp Karaca, Macaristan'da buldukları bu sığır cinsini yeniden Anadolu topraklarına kavuşturmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

"Yaptığımız araştırmalarda bu ırkın Macaristan'da bulunduğunu öğrenince, ithal etme girişiminde bulunduk" diyen Karaca, şunları kaydetti:

"BENİM İÇİN BÜYÜK SÜRPRİZ OLDU"

"Bursa'da hayvancılıkla uğraşan arkadaşımla yaptığımız araştırmada, bu tür sığırın Macaristan'da olduğunu öğrendik. Girişimlerimiz sonunda, Macaristan'da, Osmanlı dönemine özgü bu sığır ırkından 80 adet bulabildik. Bunları ülkemize getirttik. Kurbanlık olarak pazarda satmak üzere yetiştiriyorum. Bu tür sığırının süt verimi düşük ancak ormanda, engebeli arazide, direnci çok yüksek, soğuğa dayanıklı. Bu bizim toprağımıza uygun bir tür. Bu yörenin öz ırkı. Dağda kaldığında, kendini her türlü tehlikeden koruyor. Bu özelliğiyle de doğal beslendiği için, et lezzeti oldukça güzel olur. Bu yüzden yeniden bulmak benim için, büyük bir sürpriz oldu. Ne yazık ki, sığırın dişisinden bulamadık. Eğer ırk özellikleri bozulmamış bir dişi sığır bulursam üretime devam etmeyi istiyorum."

Çarşamba köyündeki 80 yaşındaki Seyfettin Öztürk de 30, 40 yıl öncesinde yörede yoğun bir şekilde besiciliği yapılan Osmanlı dönemine has bu sığırın kalmadığını, bu hayvanları yeniden gördüğüne çok sevindiğini söyledi.

NESLİ TÜKENMEKTE

Domaniç Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Ahmet Ataman ise "boz ırk", "step ırkı" diye bilinen bu sığırların yerli ırklar arasında bulunduğunu ve Türkiye'de nesli tükenmekte olan büyükbaş hayvanlar arasında yer aldığını belirtti.

Bu ırkların halk arasında "Osmanlı sığırı" diye bilindiğini aktaran Öztürk, şunları söyledi:

"İlçemizde de sayısı tükenmek üzere. Birkaç köyümüzde kaldı. Bunlar, iklim arazi şartlarına çok dirençlidir. Ormanda, dağlık arazide dayanıklılığı dolayısıyla engebeli yerlerde tercih edilen bir tür. Marmara ve Ege bölgelerine has bir tür. Balkanlarda da bulunuyor. Macaristan ve Avusturya'da yetiştiriliyor. Ülkemizde de Balıkesir'de Tarım Araştırma Enstitüsü'nde bu ırkın ıslahı ve korunması, neslinin saflaştırılarak korunması yönünde çalışmalar olduğunu biliyorum."

Kaynak: AA

http://www.haber7.com/guncel/haber/1014084-osmanli-sigiri-yillar-sonra-yeniden-vataninda

brokerüstad
24-04-2013, 20:44
Manda üretimine hibe desteği
AFYONKARAHİSAR - Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) 'Et Üreten Tarımsal İşletmeler' başlığı altında manda üretimini destekleyecek. TKDK İl Koordinatörü Metin Şehitoğlu, kararın, Türkiye'nin önemli manda üretim merkezlerinden Afyonkarahisar için çok önemli olduğunu belirterek, üreticilerin bu fırsatı iyi değerlendirmesini istedi. İşletme başına hazırlanacak bir milyon Euro'luk projeye yüzde 50-65 arasında destek verileceğini ifade eden Şehitoğlu, bu sayede geleneksel manda etli sucuk üretiminin yaygınlaşacağını ifade etti. Başvurular, 6 Mayıs'ta sona erecek. (CİHAN)
http://www.habergalerisi.com/haber/manda-uretimine-hibe-destegi-1016255.html

brokerüstad
27-04-2013, 10:57
Et ve Balık Kurumu'nun adı, Et ve Süt Kurumu olarak değiştirildi.

Yapılan düzenleme ile, Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü'nün adı, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü oldu. Et ve Süt Kurumunun amacı, faaliyet konusu, merkezi ve sermayesi ana statüsünde belirtilecek.

Türkiye'de hayvancılık ve balıkçılığın geliştirilmesi amacıyla var olan kurum, taze ve güvenilir etin yanı sıra süt ürünlerini de raflarına katacak. Bu sayede vatandaşlar taze süt ve süt ürünlerini de güvenle ve uygun fiyata alabilecek.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/sutler-de-artik-guvende

brokerüstad
27-04-2013, 13:17
Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin'in özel izni ile ‘Romanov' cinsi koyun ırkını Türkiye'ye getiren ve üretimine başlayan İzmirli işadamı Cem Aykaplan, bölgede çoban bulamadığını ve çoban okulu açacağını söyledi.
Yurtdışında ve yurtiçinde, Turizm ve hayvancılık konularında yatırım yapan Cesi Tarım Ürünleri, Hayvancılık, Tur. İnş. Ltd. Şti.'nin sahibi Cem Aykaplan, "Foça'da 44 bin metrekare alana sahip çiftlik kurduklarını ve üç bin damızlık Romanov koyunu ile başlamak için yola çıktıklarını, ancak insan sıkıntısı yaşadıklarını" ifade etti.

Aykaplan, ''Rusya'da en doğurgan ırk Romanov koyununu Putin'in özel izni ile getirdik. 5-6 adet doğurabilir. Şu an safkan ırk üretiyor, melezleme yapmıyoruz. Satışlarımız başladı. Beş altı aylık kuzuları 2500 liradan satıyoruz. Yüzde 60 oranında tükettik. İlerleyen günlerde daha büyük hedeflerimiz var. Üç bin damızlık ile başlamayı düşündük ve ikiyüz elli adetlik iki parti sürü getirdik. Fakat en büyük sorunumuz insan sıkıntısı. Çobanlarla çalışmak çok zor. En fazla çalışan iki ay çalışıyor. Üç ay çalışanı görmedik. Bunun için özel bir düşüncemiz var. Çoban okulu açmak ve insanları meslek sahibi yapmak istiyoruz. Ülkemizde hayvan sıkıntısını aşmak için çok doğurgan olan bu ırkın önünü açmak ve yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu aşılırsa hayvancılık sıkıntısı Türkiye'de biter. Bu konuda yatırım yapmak isteyen işadamları 0538.0551366 numaralı telefonlarımızdan veya www.cesiromanov.com web adresimizden bizimle irtibat kurabilir.'' dedi.

'ROMANOV' KOYUNLARIN ÖZELLİĞİ

Romanov koyunu, Rusya'da üretilen bir ırk. Sıcak ve soğuya dayanaklı olup bir batında 5-6 yavru veriyor. Romanov, dünyanın en fazla döl verimine sahip koyunudur. Adaptasyonu en yüksek koyun cinslerinden biridir. Romanov koyunu, kısa kuyruklu, değişik tonda gri renkli yapıya sahiptir. Çift katlı yapağı örtüsüne sahip olan Romanov ırkında yapağı arasında yerleşik kılçık kıllar mevsime göre değişik özellikler göstererek, mükemmel bir ısı izolasyonu sağlamaktadır. Maviye çalan şık ve zarif postu ile tanınmakla kalmayıp deri kalitesi bakımından büyük bir üne sahiptir. Romanov koyunu, eşsiz deri ve yapağı özelliği ile Fransa ve İngiltere'de düzenlenen dericilik fuarlarında ödüller almıştır.

Kaynak: İHA

http://www.haber7.com/yasam/haber/1019251-turkiyeye-coban-okulu-geliyor

brokerüstad
27-04-2013, 19:10
Denizliİ'de hayvancılık sektöründe son 10 yılda yüzde 200 oranında büyüme gerçekleştiği açıklandı.

İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Sezgin Kutlu, 2003 yılında büyükbaş hayvan sayısının 80 bin düzeyinde olduğunu, bu yılın verilerine göre bu rakamın 244 bine ulaştığını söyledi.

Denizli, büyükbaş hayvancılık ve süt üretimi konusunda söz sahibi illerden biri oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Sezgin Kutlu, verilere bakıldığında Denizli'nin sektörde gelişiminin çok üst noktada olduğunu belirtti. Bakanlık ve İl Teşkilatı olarak hayvancılığı daha da yukarılara taşımak için yoğun çaba gösterdiklerini belirten Kutlu, şöyle dedi:

"2003 yılında Denizli'de 79 bin 422 olan büyükbaş hayvan sayısı 10 yılda yüzde 200 artarak 243 bin 446 sayısına yükselmiştir. İlimizde bir çok devasa hayvan çiftliği bulunmaktadır. Profesyonel olarak bu çiftliklerde hayvancılık yapılmaktadır. Toplamda üreticimiz dahil olmak üzere Denizli'de 27 bin 397 işletme bulunmaktadır. Yeni yapılan yatırımlarla hayvan sayısı ve sektör giderek büyümektedir. Hayvancılıkta devlet destekleri, tüm işletmelerin ayakta kalması ve sektörün güçlenmesine katkı sunmaktadır."

Denizli'de günlük süt üretiminin 495 ton olduğunu kaydeden Kutlu, "Yıllık üretim ise, 581 bin tondur. Bu veriler hayvancılık sektörünün ve süt üretiminin ne kadar yukarı seviyelerde olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

Kaynak: DHA

http://ekonomi.haber7.com/sektorler/haber/1019355-hayvancilik-sektorunde-yuzde-200-buyume

brokerüstad
30-04-2013, 18:56
Yurt genelinde açılacak mağazalar ile et ve süt ürünleri üreticiden tüketiciye doğrudan ulaştırılacak.

Etin üreticiden tüketiciye ulaşırken bir çok elden geçmesine karşı yapılan çalışma ile artık et ve süt ürünleri aracı olmadan halka direk ulaştırılacak. Büyükşehirlerde açılacak marketlerde oluşturulacak ortak marka ile et ve süt ürünleri satılacak.

Bu mağazalarda kıyma, kuşbaşı, peynir, kaşar, kaymak ve günlük taze süt satılacak. Yapılan çalışma ile vatandaşa ucuz ve kaliteli et satılacak. Ayrıca ithal ürün olmayan marketlerde tamamen yerli ürün satılacak.

Ülke genelinde yaygınlaştırılacak mağazalar, büyükşehirler başta olmak üzere her ay 5-10 şube açılacak.

Üreticiyle halkı birbirleriyle buluşturacak proje et ve süt ürünlerinde yüzde 20 ucuzluk sağlanacak. Böyle halk aracılar olmadan bu ürünleri taze olarak ve uygun fiyata alabilecek. Söz konusu çalışma Türkiye Kırmızı Et Üreticileri ve Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği işbirliğiyle yapılıyor.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/et-daha-ucuz-olacak

brokerüstad
08-05-2013, 20:25
Hakkari İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 'Küçükbaş Hayvancılığını Geliştirme' projesi kapsamında Yüksekova ilçesindeki çiftçilere 6 bin küçükbaş hayvan dağıtımı yaptı.

Hükümet tarafından başlatılan çözüm süreciyle birlikte bölgedeki hayvanlığı geliştirmek ve canlandırmak amacıyla hazırlanan projeler hayata geçirilmeye başlandı. Hakkâri İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 'Küçükbaş hayvancılığı geliştirmek' projesi kapsamında, Yüksekova'daki hayvancılığı canlandırmak amacıyla 43 çiftçiye 6 bin küçükbaş hayvan verildi.

Yüksekova'ya 17 kilometre mesafede bulunan Uzunsırt köyüde bulunan Naifoğlu Et Kombinesi Et Parçalama ve Kesimhanesi önünde her çiftçiye, kuzularıyla birlikte 13 koyun, oğlaklarıyla birlikte 7 keçi ve birer koç olmak üzere toplamda 41 küçükbaş hayvan dağıtımı yapıldı. Güvenlik gerekçeleriyle köylerinden göç eden çiftçiler, bu projenin bölgedeki hayvancılığı canlandırmak açısından önemli olduğunu belirterek, bu projeden memnun olduklarını söylediler.

"ÜRETİCİLERİMİZ CESARETLENMİŞTİR"

Küçükbaş hayvan dağıtımı sırasında çiftçilerle sohbet eden Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlü Hacı Dursun Yıldız, özel idare kaynaklarıyla Hakkâri'nin küçükbaş hayvancılığını geliştirme projesi kapsamında bir proje hazırladıklarını belirterek, "Bu hazırladığımız projeyle 2 bin kuzulu koyun, bin oğlaklı keçi dağıtma projesi uyguluyoruz. Bu projede vatandaşımızdan geri dönüşüm için yüz lira alıyoruz. Buradaki temel amacımız; eski yıllarda bizim Hakkari'de yaklaşık 3-4 milyon küçükbaş hayvan varken şu anda 600-700 bin civarına düşmüştür. Bu anlamda bu projeyle birlikte Hakkâri'deki küçükbaş hayvancılığını geliştirmek amacındayız. Bölgede çok sayıda mera alanları olmasına rağmen güvenlik gerekçeleriyle bu alanlar kullanılamıyordu. Bu süreçte bu alanlar kullanılıyor olması, hayvancılığın hizmetine açılmış olması çok önemlidir. Köylerine dönmek isteyen üreticilerimize bu projeleri uyguluyoruz. Bugün burada 43 üreticimize 41 küçükbaş hayvan verdik. Umut ediyoruz ki üreticilerimiz bunu arttırarak devam edeceklerdir. Biz de Bakanlık ve Tarım İl Müdürlüğü olarak katkıda bulunmak istiyoruz. Daha önce kullanılamayan mera alanlarımızın kullanıma açılmış olması üreticilerimizi de cesaretlendirmiştir" dedi.

"ESKİDEN 500 KOYUNU OLANLARIN ŞİMDİ BİR KOYUNU BİLE YOK"

Çiftçilerden İbrahim Dağdeviren, 20 sene önce yaylalarının boşaltıldığını ve köylülerin mağdur olduğunu kaydederek, "Bazıları köyde kaldı bazıları şehre gitti. Kiminin hayvanları telef oldu kimi hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Bu destek vatandaşlar için iyidir. Millet fakirleşmiş. Eskiden 500 koyunu olanların şimdi bir koyunu bile yok. Bu barış süreci olmasaydı belki bu destek de gelmeyecekti. Bu barış sürecini çok iyi buluyoruz" diye konuştu.

Konuşmalardan sonra dağıtılan hayvanlar, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlü Hacı Dursun Yıldız, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Cezmi Yılmaz ile ilçe tarım müdürlüğü personelleri ve veterinerlerin gözetiminde araçlara yüklenerek 43 ayrı köye götürüldü.

Kaynak: İHA

http://ekonomi.haber7.com/gundem-veriler/haber/1023990-yuksekovada-ciftciye-6-bin-hayvan-dagitildi

brokerüstad
19-05-2013, 21:34
Türk vatandaşları geçen yıl ağırlıklı piliç eti olmak üzere günlük ortalama 89,3 gram et tüketebildi. İşte bazı ülkelerin kişi başı yıllık et tüketim ortalaması:

ABD Gıda ve Tarım Politikası Araştırma Enstitüsünün "Dünya Tarım Görünümü 2012" Raporu ve Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-Bir) verilerinden yaptığı derlemeye göre, geçen yıl dünyada kişi başına et tüketimi ortalama 38,7 kilogram olarak belirlendi. AB ülkelerinin kişi başına et tüketimi ise 77,1 kilogram tahmin edildi.

Türkiye'de geçen yıl kişi başına ortalama 32,6 kilogramlık et tüketimi ile AB ve dünya ortalamasının altında kaldı.

Hong Kong ve ABD etle besleniyor

Seçilmiş bazı ülkelerin verilerine bakıldığında, dünyada kişi başına et tüketiminin en fazla olduğu ülke 123,6 kilogram ile Hong Kong oldu.

Hong Kong'u kişi başı 108,9 kilogram et tüketimi ile ABD izledi. Geçen yıl Hong Kong'da kişi başı 19,5 kilogram sığır, 67,2 kilogram domuz, 36,9 kilogram piliç eti tüketildi. ABD'de vatandaşları ise kişi başı 38,4 kilogram sığır, 27,3 kilogram domuz, 43,2 kilogram piliç eti tüketti.

Kişi başı et tüketiminde Hong Kong ve ABD'yi 99,1 kilogram ile Arjantin, 97,4 kilogram ile Brezilya, 92,2 kilogram ile Avustralya takip etti.

Kişi başı et tüketiminin en az olduğu ülke, ortalama 4 kilogram ile Hindistan oldu. Hindistan'da geçen yıl kişi başı 1,7 kilogram sığır, 2,3 kilogram da piliç eti tüketildi.

Türkiye'de durum

Türkiye'de yaşayan kişiler günlük ortalama 89,3 gram et tüketebildi. Bu miktar ABD'lilerde 298,3 gram, AB vatandaşlarında ise 211,2 gram oldu.

Et cinslerine bakıldığında Türkiye'de yıllık kişi başı 32,6 kilogramlık et tüketiminin 10,7 kilogramını sığır, 19,3 kilogramını piliç, 1,5 kilogramını da koyun eti oluşturdu. Geri kalan kısım ise avlanan hayvanların etlerinden oluştu.

Dünya Tarım Görünümü 2012 verilerine göre seçilmiş bazı ülkelerin ve AB'nin kişi başı yıllık et tüketim ortalaması kilogram olarak şöyle belirlendi:

ÜLKELER Sığır Domuz Piliç Koyun TOPLAM
Hong Kong 19,5 67,2 36,9 0,0 123,6
ABD 38,4 27,3 43,2 0,0 108,9
Arjantin 55,7 6,7 36,7 0,0 99,1
Brezilya 41,2 13,5 42,7 0,0 97,4
Avustralya 35,4 21,4 35,4 0,0 92,2
Kanada 29,3 23,5 30,1 0,0 82,9
AB ortalaması 15,7 40,7 18,1 2,6 77,1
Paraguay 49,1 16,4 6,5 0,0 72,0
Tayvan 5,8 37,6 27,6 0,0 71,0
Yeni Zelanda 28,0 11,1 30,1 0,0 69,2
Rusya 17,6 21,5 22,9 0,0 62,0
Meksika 16,0 15,3 30,5 0,0 61,8
Güney Kore 11,5 31,6 15,6 0,0 58,7
Çin 4,2 38,4 10,1 1,9 54,6
Güney Afrika 14,0 0,0 33,2 0,0 47,2
Japonya 9,7 19,7 16,2 0,0 45,6
Ukrayna 8,5 16,6 19,0 0,0 44,1
TÜRKİYE 10,7 0,0 19,3 1,5 32,6
Vietnam 3,1 21,8 7,3 0,0 32,2
Tayland 6,3 11,3 13,2 0,0 30,8
Filipinler 3,7 13,5 8,6 0,0 25,8
Mısır 6,8 0,0 6,8 0,0 13,6
Endonezya 1,9 2,4 6,2 0,4 10,9
Hindistan 1,7 0,0 2,3 0,0 4,0

Kaynak: AA

http://ekonomi.haber7.com/gundem-veriler/haber/1028332-turkiye-kisi-basi-yilda-36-kg-et-tuketiyor

BORA YAŞAR
22-05-2013, 12:26
TÜİK 2012 yılına ilişkin “Hayvansal Üretim” istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, büyükbaş hayvan sayısı 2012'de bir önceki yıla göre yüzde 12,3, küçükbaş hayvan sayısı ise yüzde 10,7 arttı. Yıl sonu itibariyle sığır sayısı 13 milyon 915 bin baş, koyun sayısı 27 milyon 425 bin baş, keçi sayısı ise 8 milyon 357 bin baş olarak gerçekleşti.

Toplam süt üretimi de 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,6 artarak, 17 milyon ton oldu. Bunun yüzde 91,82'sini inek sütü, yüzde 5,79'unu koyun sütü, yüzde 2,12'sini keçi sütü ve yüzde 0,27'sini ise manda sütü oluşturdu.


Bal üretimi azaldı

Söz konusu dönemde yapağı, kıl ve tiftik üretimi artarken, bal, balmumu ve yaş ipek kozası üretiminde azalış görüldü. Yapağı üretimi, 2012'de bir önceki yıla göre yüzde 9,9, kıl üretimi yüzde 16,6 ve tiftik üretimi ise yüzde 2,7 arttı. Bal üretimi ise aynı dönemde yüzde 5,4 azalarak 89 bin 162 ton, balmumu üretimi ise yüzde 0,3 azalarak 4 bin 222 ton oldu.

İpekböcekçiliği faaliyeti yapan köy sayısı 2012 yılında 2011 yılına göre yüzde 15,9 arttı ve 342 oldu. İpekböcekçiliğiyle uğraşan aile sayısı ise yüzde 1,9 oranında azalarak 2 bin 572'ye geriledi. Açılan tohum kutusu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4 azalarak 5 bin 576 adet, yaş ipek kozası yüzde 11,2 azalarak 134 tona düştü.

Bu dönemde toplam kümes hayvanı sayısı yüzde 6,6 arttı. 2012 sonu itibariyle et tavuğu sayısı yüzde 6,4 artışla 169 milyon adet ve yumurta tavuğu sayısı ise yüzde 7,2 artışla 85 milyon adet olurken, hindi sayısı yüzde 7,7 artışla 2,8 milyon adete ulaştı.
Söz konusu dönemde, ördek ve kaz sayılarında azalış görülürken, bu azalış ördekte yüzde 6,7, kazda ise yüzde 0,5 olarak gerçekleşti



http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/23340109.asp

brokerüstad
05-06-2013, 13:40
Bu Sözcük Kullanımdan Kalktı


AB yönetmeliğindeki değişiklik nedeniyle kullanımdan kaldırılan sözcüğün yerine yeni en uzun sözcük aranıyor.
Almanca, Avrupa Birliği (AB) yönetmeliğine uyum sağlamak için çıkarılan yasa değişikliği nedeniyle en uzun sözcüğünü kaybetti.

"Sığır tasnifinin izlenmesi için görevlendirme yapılmasına dair kanun" anlamına gelen 63 harflik "Rindfleischetikettierungsüberwachungsaufgabenübert ragungsgesetz" sözcüğü, sağlıklı büyükbaş hayvanlara yapılan testlerle ilgili AB yönetmeliğinde yapılan değişikliğin ardından kullanımdan kaldırıldı.

Mecklenburg-Batı Pomeranya eyaleti tarafından 1999'da deli dana hastalığıyla mücadele çalışmaları çerçevesinde türetilen sözcüğün söylenmesi zor olduğu için "RkReUAUG" kısaltması kullanılıyordu.

Dil dönmeyen sözcüğün kullanımdan kaldırılmasının ardından Almanca'nın yeni en uzun sözcüğü için de arayışlar başladı.

Adaylar arasında "Tuna Nehri'ndeki bir vapur şirketinin kaptanının dul eşi" anlamına gelen "Donaudampfschifffahrtsgesellschaftskapitaenswitwe" ve "kasko" anlamına gelen "Kraftfahrzeughaftpflichtversicherung" da bulunuyor.

Almanca, genellikle yasal ya da bilimsel gelişmeleri tanımlamak için bileşik sözcükler türetmesiyle ünlü. Bu sözcükler, uzunluklarından ötürü "tenya" olarak da biliniyor. - Ankara

http://www.haberler.com/bu-sozcuk-kullanimdan-kalkti-4696747-haberi/

brokerüstad
09-06-2013, 12:37
Ulusal Kırmızı Et Konseyi, belirli zamanlarda bölgelere göre karkasın; Ulusal Süt Konseyi de sütün maliyetini gerektiğinde ilan edecek.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Kırmızı Et Konseyi Kuruluş, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile Ulusal Süt Konseyi Kuruluş, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, kırmızı et ve ürünlerini üreten yetiştirici ve sanayicilerin oluşturdukları birlik, dernek, vakıf ve kooperatif temsilcileri ile bunlara üye gerçek ve tüzel kişiler, ilgili araştırma kurumları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşları bir araya gelerek Ulusal Kırmızı Et Konseyi kuracak.

Kırmızı et sektöründe ve piyasasında ortaya çıkan ulusal veya uluslararası gelişmeler çerçevesinde risk analizi ve yönetimi ile ilgili çalışmalar yapmak, strateji belirlemek, plan ve projeler oluşturmak, uygulamak veya uygulanmasına yardımcı olmakla görevli olacak Konsey, kırmızı et ve ürünlerine ilişkin ulusal ve uluslararası düzeyde araştırma ve inceleme yapabilecek veya yaptırabilecek.

Konsey, kırmızı et ve ürünleri üretimi, tüketimi ve ticaretinin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunacak.

Karkas maliyetini ilan edecek

Kırmızı et ve ürünlerinin işlenmesinde sürdürülebilirlik, insan sağlığı ve çevreye duyarlılık ilkesi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanmasına katkıda bulunacak faaliyetler gerçekleştirecek Konsey, belirli zamanlarda bölgelere göre karkasın maliyetini tespit ederek gerektiğinde ilan edecek.

Ulusal Süt Konseyi

Süt üreticilerinin oluşturdukları birlikler, dernekler, kooperatifler ve sanayicilerin oluşturdukları birlik, dernek, kooperatif temsilcileri ile bunlara üye gerçek ve tüzel kişiler, ilgili araştırma ve eğitim kurumları, meslek odaları, tüketici örgütleri ile kamu kurum ve kuruluşları bir araya gelerek Ulusal Süt Konseyini oluşturacak.

Sütün maliyetini ilan edecek

Süt ve süt ürünleri üretimi, tüketimi ve ticaretinin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunacak Konsey, belirli zamanlarda bölgelere göre sütün maliyetini tespit ederek gerektiğinde ilan edecek.

Çevreye duyarlılık ilkesi çerçevesinde gıda arzı

Organik süt üretiminin ve tüketiminin teşvik edilmesi konularında çalışmalar yapacak Konsey, süt ve ürünlerinin işlenmesinde sürdürülebilirlik, insan sağlığı ve çevreye duyarlılık ilkesi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanmasına katkıda bulunacak faaliyetler gerçekleştirecek.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gerek gördüğünde her iki konseyin her türlü işlem ve faaliyetini idari ve mali yönden denetleyecek.

Ulusal Kırmızı Et Konseyi ile Ulusal Süt Konseyine ilişkin eski yönetmelikler yürürlükten kaldırıldı, yeni yönetmelikler doğrultusunda konsey ve organları seçilinceye kadar eskileri görevine devam edecek.



Kaynak: AA

http://ekonomi.haber7.com/sektorler/haber/1036359-kirmizi-et-ve-sut-konseylerine-yeni-gorev

brokerüstad
17-06-2013, 19:25
Isparta’da üniversite bünyesinde kurulan hayvancılık ünitesinde günde 1 tona yakın süt üretimi yapılıyor.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Araştırma Uygulama Merkezi bünyesinde 2004 yılında hayvancılık ünitesi kuruldu. 2008 yılına kadar tam anlamıyla bir faaliyette bulunmayan hayvancılık ünitesinde bugün öğrencilere uygulamalı eğitim verilirken bir yandan da günde 1 tona yakın süt üretiliyor.

Ünitede bulunan 100 sığırın 50'si 12 ay boyunca günde 2 kez sağılıyor. Her hayvandan günlük ortalama 26 litre süt elde ediliyor. En son teknolojinin kullanıldığı ünitede tüm hayvanlardan ise günde 1 tona yakın süt üretimi yapılıyor.

Hayvanların altları otomatik sistemle temizleniyor, sağımı da bu şekilde gerçekleşiyor. Hayvanlar, boyunlarındaki manyetik halkalarla gözleniyor. Bu gözlemleme ile de hayvanların doğru tohumlama zamanları, herhangi bir rahatsızlıkların olup olmadığı belirlenebiliyor. Hayvan yemlerinin büyük çoğunluğu da üniversite bünyesinde üretiliyor.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/kampusten-gunluk-1-ton-sut

brokerüstad
04-07-2013, 12:32
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in Ramazan ayı ile birlikte ette zam olmayacağını, kıymada yüzde 4, kuşbaşı ette ise yüzde 2,2'lik indirim yapıldığını açıklamasının ardından Et ve Süt Kurumu (ESK) mağazalarında indirimli satışlara başladı.

Ramazan ayına hazırlıklı girildiğini belirten yetkililer, vatandaşın dilediği kadar ucuz et alabileceğini söyledi. ESK Sakarya Kombinası, Ramazan'da İstanbul'daki mağazalarına haftalık 100-120 ton arasında kemiksiz et gönderecek.

Her yıl Ramazan ayı öncesi gündeme gelen et fiyatlarında artış olacağı tartışmalarına Bakan Mehdi Eker, 'ete zam yok, aksine indirim var' açıklamasıyla son noktayı koymuştu. Bakanın yaptığı açıklamanın ardından ESK, satış mağazalarında indirimli satışlarına başladı. ESK kombinaları da Ramazan dolayısıyla artacak taleplere karşı önlemlerini aldı. Et ve Süt Kurumu'nun Adana, Ağrı, Bingöl, Diyarbakır, Erzurum, Sakarya, Ankara ve Van'daki kombinaları talepleri karşılayacak şekilde kesimlerini artırdı.

ESK Sakarya Kombina Müdürü Osman Solak, geçen hafta kıyma ve kuşbaşı fiyatlarında indirim yaptıklarını belirtti. 18,5 lira olan kıyma fiyatını 17.75'e, kuşbaşı fiyatını da 23 liradan 22,50 TL'ye indirdiklerini kaydeden Solak, indirimlerin satışlarına olumlu yansıdığını söyledi. İsteyen herkesin hayvanını keserek ihtiyaca cevap verdiklerini dile getiren Solak, "Diğer kombinalardan kombinamıza et sevkiyatı gerçekleşiyor. Sakarya kombinası olarak İstanbul, Trakya'nın tamamı, Bursa, Çanakkale, Düzce, Kocaeli, Zonguldak, Bartın illerinin etlerini biz karşılıyoruz. Bu illerde Milli Savunma Bakanlığı'nın, jandarmanın, kamu kurum ve kuruluşları ile mağazalarımızın tüm etini Sakarya kombinamız temin ediyor. İstanbul'da 35-36 mağazamız var. Bunların etini buradan karşılamaktayız. Haftanın 3 -4 günü İstanbul'a sevkiyat yapıyoruz." dedi.

Ramazan'da vatandaşın taleplerini karşılayacaklarını ifade eden Solak, şunları söyledi: "Üretim olarak Ramazan'a hazırlıklı giriyoruz. Şu an için İstanbul mağazalarımıza haftalık 60-80 ton arası kemiksiz et gönderiyoruz. Bunun Ramazan'ın başlamasıyla 100-120 tona ulaşmasını bekliyoruz. Et sıkıntımız yok. Mağazalarımızdan herkes dilediği kadar et temin edebilir."

Kaynak: CİHAN

http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/1045653-ramazanda-diledigi-kadar-ucuz-et-alabilirsiniz

brokerüstad
08-07-2013, 21:08
3 Bin Liralık Keçiler Kapış Kapış
ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, TETAM'da bilimsel olarak yetiştirilen damızlık Saanen keçileri, satışa sunuldu.
http://www.haberler.com/3-bin-liralik-keciler-kapis-kapis-4809481-haberi/

Serenler
14-07-2013, 15:45
Bakım merkezi kurdular köy kokudan kurtuldu

Burdur merkeze bağlı Yarıköy’de hayvan bakım merkezi kurarak inekleri köyün dışına taşıyan köylüler, kokudan kurtuldu.







Köyün yaklaşık 1 kilometre dışına kurulan merkezde hayvan bakımının yanı sıra toplu sağım merkezi de bulunuyor. Daha önceden evlerinin altında en fazla 10 hayvan barındırabilen köylü, hayvan bakım merkezinde hayvan sayısını da arttırmış. Hayvan bakım merkezinin 79 dönüm arazi üzerine kurulduğunu anlatan Yazıköy Kooperatifi Başkanı Adnan Kocabıyık; “Merkezde 30 tane biner metrekareden oluşan, 45’er başlık toplu bakım, toplu sağım ünitesi yaptık. Ortaklarımız 26 şar bin lira kredi borçlandı 30 kişi. 2 yıl ödemesiz sıfır faizli, 5 senede ödemeli. Geri kalan kısmını da kooperatifimiz KırsalKalkınma projesinden yüzde 50 hibe alarak bu projeyi gerçekleştirdik. Sağımhanemizde aynı anda 40 tane hayvan sağılabiliyor. İşletmemizde de 500 tane şuan sağmal hayvanımız bulunmaktadır. Bu 500 hayvanda 2,5 saatte sağımı bitmekte. 10-10,5 ton da süt üretmekteyiz. Sağımhanenin 800 bin lirasını da ortaklarımızın almış olduğu süt parasından kesilememek şartıyla firmadan almış olduğumuz çiftlik sütü farkından bankadan kullanmış olduğumuz krediyi şuanda ödemektedir. Buraya gelmeden önce avluda hayvancılık yapıyorduk. 10-15 tane hayvan kapasitesi vardı daha fazlasını yapma şansımız yoktu zaten. Buraya taşındık. Burada 45-50 hayvana bir ortağımız burada rahatlıkla yarım saat içerisinde bakıp, sütünü sağdırıp çıkıyor. Çok rahat oldu, köyün içinde de şuanda fazla bir hayvan kalmadı yani. Kapasitemiz arttı, süt kapasitesi arttı” dedi. Eskinden ahırlarda hayvanlara baktıklarını anlatan Kooperatif ortaklarından İbrahim Kantekin, “Normal süt sağım makineleri var onlarla sağım yapıyorduk, 40’arlık bidonların içine. Oradan merkeze götürüyorduk. Kaliteli bir sütümüz yoktu ama şimdi buraya geçtik hem rahata kavuştuk, hem el değmeden süt üretiyoruz, bakterisiz bir şekilde. Hayvan kapasitemiz arttı eski ahırlarımız küçüktü. 600 metrekarenin içinde hayvancılık yapıyorduk, 10 tane ettikmi 11’cisini satıyorduk. Burada şimdi 40’ar tane, 20’şer tane herkesin hayvanı var. Vatandaş memnun” şeklinde konuştu. Önceden herkesin rezil durumda hayvancılık yaptığını vurgulayan Köy Muhtarı Ali Ceylan, “Şuanda el değmeden temiz bir süt elde ediyoruz. Köyde koku kalmadı. Önceden hayvanlar dışarıya salınıyordu şuanda dışarı salma yok” ifadelerine yer verdi.

http://www.rehberbucak.com/haber/14750/Bakim.merkezi.kurdular.koy.kokudan.kurtuldu.#.UeKc XNJM-kN

net_ria
17-08-2013, 03:15
Evdeki hesap çiftliğe uymadı

Üreticiler, büyük umutlarla kurdukları tesisleri satmak istediklerini, ancak alıcı bulamadıklarını söyledi. Ziraat Bankası’nın ‘sıfır faizli’ kredileri ile hayvancılığın canlandırılması amaçlandı. Değişik sektörlerden çok sayıda girişimci bu alana yöneldi. Avukat, doktor, tekstilci, ‘ucuz kredi’nin cazibesine kapılara hayvancılığa soyundu. Alınan kredilerin önemli bir bölümü ile yurtdışından hayvan satın alındı.

‘Sıfır faiz’in cazibesine kapılan onlarca girişimci besiciliğe girdi. Ancak işler umulduğu gibi gitmedi. Hem kredi veren bankanın şartları, hem önü alınamayan maliyetler girişimcileri yatırım yaptıklarına pişman etti. Konuşulan çok sayıda üretici zarar ettiklerini söyledi. Tekstilcilikten sonra hayvancılığa giren bir yatırımıcı “Her ay 200 bin lira zarar ediyorum. 16 milyon yatırım yaptım. 10 milyon veren olursa çiftliği satacağım” dedi.

http://www.etfiyat.com/kahramanmarasda-kredi-ile-besiciligin-sonu-husran.html

brokerüstad
27-08-2013, 00:27
Türkiye’de hayvancılık yükselme dönemine devam ediyor.

Ülkemizde 1980 yılı sonrası uygulanan tarım politikaları, ırkların yeterince ıslah edilmemesi ve yeterli miktarda ucuz ve kaliteli yem bitkisi ekilmemesi sonucu, hayvan varlığında ciddi azalmalar yaşandı. Sonraki yıllardaki verimli tarım politikaları ile ülke hayvancılığı yeniden ‘yükselme dönemi’ne girerken, hayvan sayıları da hızla artmaya başladı.

Türkiye'de 2011 sonu itibarıyla toplam büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 9 artarak 12 milyon 483 bin 969 baş olarak gerçekleşti. Koyun sayısı 2011 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 8,4 artarak 25 milyon 31 bin 565 baş, keçi sayısı ise yüzde 15,6 artarak 7 milyon 277 bin 953 baş olmuştu.

Ülkedeki büyükbaş hayvan sayısı 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,3, küçükbaş hayvan sayısı ise yüzde 10,7 artış gösterdi. Yılsonu itibarıyla ülkedeki sığır sayısı 14 milyon 22 bin 347, koyun sayısı 27 milyon 425 bin, keçi sayısı ise 8 milyon 357 bin başa ulaştı.

2012 hayvansal üretim değeri bir önceki yıla göre yüzde 9,9 artarak 112,8 milyar liraya ulaşırken, artış oranları canlı hayvan değerlerinde yüzde 5,6 hayvansal ürünlerde ise yüzde 15,7 oldu.

Büyükbaş ve küçükbaş et üretiminde artış

Türkiye'de son yıllarda hayvan eti üretiminde de artış gerçekleşti. Ülkede, 2005 yılında 644,9 bin ton olan büyükbaş hayvan eti üretimi 2012 yılında 801 bin ton seviyesine yükseldi. Bu durum küçükbaş et üretiminde de görüldü. Türkiye'nin 2005 yılındaki küçükbaş hayvan üretimi 98,5 bin ton seviyesindeyken, bu rakam 2012 yılında 114,7 bin ton olarak gerçekleşti.

Tavukçuluk ‘kanatlandı’

Türkiye'de hayvan eti üretiminde yıllar itibarıyla en büyük artış tavuk eti üretiminde yaşandı. Ülkenin 2005 yılında bin ton olan tavuk eti üretimi, 2009 yılında 1 milyon 309,5 bin tona, 2012'de ise 1 milyon 765,8 bin tona yükseldi.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/turkiye-hayvancilikta-kanatlandi

brokerüstad
26-09-2013, 22:38
Bursa'nın İnegöl ilçesinde kurban bayramının yaklaşmasıyla beraber hayvan hazarında hareketlilik başladı.

İnegöl'e Türkiye'nin çeşitli illerinden kurbanlık hayvan sevkiyatı başladı. İnegöl İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mahmut Doğru, kurbanlıkların gelmesiyle birlikte denetimlere başladıklarını kaydetti. Kurban bayramının yaklaştığını hatırlatan Doğru, "İnegöl, hayvan sevkiyatı ve satış anlamında geçiş noktasıdır. Hayvan pazarına gerek İnegöl içinden, gerekse İnegöl dışından kurbanlık hayvanlar getirilmeye başlandı. İnegöl'de şu anki gelişmelere göre hayvan sıkıntısı gözükmüyor" dedi.

Raporsuz hayvan sevkiyatına izin vermediklerinin altını çizen Müdür Mahmut Doğru, "Sevkiyat için menşei şahadetnamesi gerekiyor. 5966 sayılı kanuna göre bütün kontrolleri yapıyoruz. Hayvan sevkiyatı için veteriner raporu olmayanlara 3 ila 6 bin lira arasında idari para cezası kesiliyor" diye konuştu.

Bugün itibariyle hayvan pazarına bin büyükbaş, 500 küçükbaş kurbanlık hayvanın getirildiğini söyleyen Doğru, "Havyanlarını aşılatmayan yetiştiricilere 623 TL hayvan başına para cezası kesilecek. Ayrıca aşılatma yapmayanlar desteklemelerden faydalanmayacak. Dolayısıyla sevkiyat konusunda sıkıntı yaşayacaklardır. Köylülerimizin müdürlüğümüze bağlı aşılama ekibine yardımcı olmaları da gerekiyor. Aşılama kampanyamız bir ay içinde sona erecek" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA

http://ekonomi.haber7.com/sektorler/haber/1078703-hayvan-pazarlari-hareketlendi

brokerüstad
29-05-2014, 19:19
Türkiye'de hayvancılığın geliştirilmesi ve sağlıklı üretimin artırılması için büyük teşvik primleri getiriliyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye hayvancılığının geliştirilmesi, sağlıklı üretimin artırılması ve sürdürülebilirliğin sağlanması, yerli hayvan genetik kaynaklarının yerinde korunması ve geliştirilmesi, kayıt sistemlerinin güncel tutulması, hayvancılık politikalarının etkinliğinin arttırılması ve hayvan hastalıklarıyla mücadele için yetiştiricilerin desteklenmesi konusunda yeni bir adım attı.

Yürürlüğe giren düzenlemeye göre, anaç sığır yetiştiriciliği yapan en az 5 baş anaç sığıra sahip, yetiştirici/üretici örgüt üyesi yetiştiriciler yılda bir kez olmak üzere hayvan başına desteklemeden yararlandırılacak.

Anaç sığır ve manda desteklemesinden faydalanacak yetiştiricilerin; işletmeleri ve sığırlarının, Türkvet ve e-ıslah veri tabanına, anaç mandalarının ise Türkvet veri tabanına aynı tarihte kayıtlı olmaları gerekiyor.

Anaç sığırların kültür ırkı veya kültür ırkı melezi olması gerekecek, işletmede bulunan anaç sığırların aynı ırktan olma şartı aranmayacak.

Koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye, hayvanları Koyun Keçi Kayıt Sistemi (KKKS) ve Koyun-Keçi Bilgi Sistemine (KKBS) kayıtlı yetiştiriciler de anaç hayvan başına yılda bir kez olmak üzere desteklemeden yararlandırılacak.

Üye olmayan yetiştiriciler önsoykütüğü üzerinden İl/İlçe Müdürlüğü'ne müracaat ederek üye olabiliyor.

Tiftikte kilogram başına destek

Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması için üretmiş oldukları tiftiği, Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftik Birlik) veya kooperatiflere satan üreticilere, ürettiği tiftiğin kilogramı başına destekleme primi ödenecek.

Çiğ süt üretimine destek

Çiğ süt primi; üretmiş olduğu çiğ sütü, Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kapsamında faaliyet gösteren süt işleme tesislerine manda, koyun ve keçi sütü ile inek sütü için soğutulmuş süte farklı olmak üzere litre başına destekleme ödemesi yapılacak.

Islah amaçlı süt kalitesinin belirlenmesi desteği; soy kütüğü sistemine 31 Aralık 2014 tarihinde kayıtlı ve etçi ırklar hariç en az 10 baş saf ırk ineğe sahip veya bu destekleme kapsamında analiz şartlarını yerine getiren en az 10 baş saf ırk inek kaydı bulunan, soy kütüğüne üyelik tarihi 1 Ekim 2014 öncesi olan Ankara, İzmir, Balıkesir, Bursa ve Tekirdağ'daki işletmelere uygulanacak.

Arılı kovana destek devam ediyor

Arıcılık kayıt sistemine (AKS) kayıtlı, en az 30, en fazla 1000 arılı kovana sahip yetiştirici/üretici örgütü üyesi arıcılara, arılı kovan başına destekleme ödemesi gerçekleştirilecek.

Örtüaltı Kayıt Sistemine (ÖKS) kayıtlı üreticilere, bakanlıkça bombus arısı üretim izni verilmiş işletmelerden veya bu işletmelerin bayilerinden, o yıla ait üretim sezonu boyunca polinasyon maksatlı bombus arı kolonisi satın alarak kullanmaları halinde koloni başına destekleme ödemesi yapılacak.

İpekböceği yetiştiricilerine teşvik

İpekböceği yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve üretiminin arttırılması için yaş ipekböceği kozası üreticilerine ücretsiz dağıtılacak ipekböceği tohumunu sağlayan Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine (Kozabirlik) tohum bedeli için kutu başına, ürettiği yaş ipekböceği kozasını Kozabirlik/kooperatifleri veya faaliyet alanı kozadan flatürle ipek çekimi ve işleme olan tüzel kişilik vasıflarına haiz işletmelere satan yetiştiricilere ise kilogram başına ödeme yapılacak.

Sürü yöneticilerine istihdah desteği

Sürü yöneticisi istihdamı desteği, 500 ve üzeri küçükbaş hayvan varlığına sahip işletmelere ödenecek.

Müracaat edebilmek için işletmede, sürü yöneticisi çalıştırılacak, desteklemeden faydalanmak isteyen işletmenin en az 500 küçükbaş hayvandan oluşan sürü veya kasaplık güç oranı düşüldükten sonra kalan anaç koyun-keçi varlığına sahip olması gerekecek.

Sürü yöneticisine ait SGK primleri yıl içerisinde kesintisiz olarak en az 5 ay yatırılmış olacak. Müracaatlar işletmenin kayıtlı olduğu İl/İlçe Müdürlükleri'ne, 31 Aralık 2014'e kadar yapılabilecek.

Hayvan hastalıklarına tazminat

Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliği ile belirlenmiş tazminatlı hastalıkların tespit edilmesi sonucu, resmi veteriner hekim veya yetkilendirilmiş veteriner hekim gözetiminde mecburi kesime ta tutulan veya itlaf edilen hayvanlar ile mezbahalarda tespit edilen tazminatlı hastalık nedeniyle imha edilen hayvanların bedelleri, hayvan sahiplerine hayvan hastalığı tazminatı desteği şeklinde ödenecek.

Hayvan genetik kaynakları yerinde korunacak

Bakanlıkça programlanan aşı uygulamalarında uygulayıcılar desteklenecek, ayrıca aralarında Kafkas arısı, Anadolu mandası, Akkaraman koyunu, Kilis ve Ankara keçileri ile Türk Saanen keçisinin de aralarında bulunduğu hayvan genetik kaynaklarının yerinde korunması için de destekleme yapılacak.

Bakanlığın hayvan kayıt sistemlerine kayıtlı hayvan ırklarını yetiştirmek suretiyle hayvansal üretimle iştigal eden yetiştiriciler/yetiştirici birlikleri bu desteklemeden yararlanabilecek. Yerinde koruma desteklemesinden yararlanan yetiştirici, koruma yerinde ikamet edecek ve destek aldığı türün farklı ırklarını bir arada yetiştiremeyecek.

Hayvancılıkla uğraşan yetiştiriciler arasından çocuklarından en az birisi yanında olan, yetiştiricilik dışında bir işle uğraşmayan, tarımsal eğitim görmüş, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini bir arada yapmayanlar tercih edilecek.

Bu tebliğde yer alan desteklemelerden faydalanacak yetiştirici/üretici örgütüne üye üreticilere yapılacak ödemeler, düzenlemede belirlenen merkez birliklerine üye olmak ve üye olduğuna dair belgeyi müracaat sırasında ibraz etmek koşuluyla yetiştirici/üretici örgütleri aracılığıyla veya doğrudan yapılabilecek.

http://www.buyuyenturkiye.com/haber/hayvancilikta-buyuk-destek

LUCKY INVESTOR
22-03-2015, 00:17
en lezzetli kırmızı et kobe sığırından çıkıyor diyorlar....

brokerüstad
02-07-2015, 01:28
http://www.aksam.com.tr/kobi/artik-satilamayacak/haber-418805