Blog Yorumları

[FONT=Comic Sans MS]"Kulları imzasının tablolar üzerinde kullanılmasına dair bir kriterin de bulunmadığına değinen Gören, Kulları başta olarak kullananlar; kulları Ziya veya isim başta kulları sonra; Ahmet Kulları, başta kulları, isim, semt; Kulları Ahmet Hamdi Üsküdar gibi, Kulları, yer, isim; Kulları Gelibolulu Süleyman , Kulları, yer, rütbe veya yer, kulları, isim: Sultanselimli kulları Hayri…vs örneklerinde de görüldüğü gibi çok çeşitli kullanım biçimleri görülmektedir.

Kulları imzasının takvim anlamında ilk kullanım tarihi ise şimdiye kadar yapılan araştırmalardan çıkartılmak istenirse 1860 yıllarına tekabül etmektedir. Daha öncesinde bu şekilde bir imza görülmemektedir. Mekteb-i Harbiye, Mühendishaneyi Hümayun, Darüşşafaka, Deniz Harp Okulu, Mekteb-i Behiye… gibi okullarda saraya tablolar hediye edilmektedir. 1860 yılında Saray Ressamlığı kurumsal olarak başlamış, yaveran sınıfının oluşması süreci hem başlatmış hem de beslemiştir. Saraya sunulan ilk tablonun tarihi belgeler üzerinde yapılan araştırmada 1884 yılı bulunmuştur. 1877 – 1908 arasından Abdülhamit’in Yıldız Sarayına geçmesiyle yaveran sınıfı ressamlarının Padişaha tablo sunumları her yıl düzenli olarak yapılmıştır.

Bunun dışında kulları imzası her zaman Padişaha sunumu göstermemektedir. Halife Abdülmecit ve bazı bürokratlara yapılan sunumlarda da aynı imza görülmektedir. Devlet kurumları dışında da kulları imzası geçen tablolar bulunmaktadır. Bunu nasıl anlamalıyız: Saraya gelen tabloları Padişah hediye olarak vermiş olabilir, 1908 Yıldız Sarayı yağmasından sonra Saray dışına çıkmış, sivil koleksiyonlara dahil olmuş olabilir veya okullarda hazırlanan tablolardan bazıları padişaha sunulmamış olabilir."[/FONT]

[url]http://nevinmeric.com/padisahin-ressam-kullari-panelinden-akilda-kalanlar.gbt[/url]

[IMG]https://scontent-bru2-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13615108_10153866413748337_1836976518736139184_n.jpg?oh=3ff89d2a9be02d6eed2a2b6abd145df4&oe=57FCF477[/IMG]

Yeni Osmanlılar ve kadınları diye bir başlık açmak lazım bizi son 13 yılda yönetenler için...

Aslında yazıya da başlığa da gerek yok.

Bazan bir fotoğraf herşeyi bir romandan daha iyi anlatır...


[IMG]https://scontent-bru2-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13265965_1158016454249998_4242947302231402652_n.jpg?oh=ee8f5863216370cf8e11320882119942&oe=5799557F[/IMG]

Merhaba,
İ.Ü. Para, Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlar'da yüksek lisans öğrencisiyim. Tezim için BİST'te işlem yapan yatırımcılara bir anket uyguluyorum. Şayet 5 dakika ayırıp, anketi doldurabilirseniz tezime büyük katkı sağlamış olacaksınız. Ankete aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.Şimdiden çok teşekkür ederim.Saygılarımla...

[url]http://goo.gl/forms/sbbYFfBxYk[/url]

[FONT=Comic Sans MS]
Eskiye kıyasla kolaya alışmış tecrübesiz kalabalık ve cahiliz,
her ne olacaksa çoook sancılı olacak gibi, yada :)
[/FONT]
[video=youtube;pxPppEzE71M]https://www.youtube.com/watch?v=pxPppEzE71M[/video]

Ve tepkiler gelmeye başladı üzerimize doğru...

Fransa Türkiye Baş Konsolosluğu önü: ISIS Made in Turkey.

[IMG]https://pbs.twimg.com/media/CTw9UkHU8AAL9ev.jpg[/IMG]

Ülkemizi onurlu yalnızlığa iten mezhep temelli dış politikamızın kurucularından Davutoğlu'nun bu kez de IŞİD konusundaki görüşü:

[IMG]https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpa1/v/t1.0-9/12249813_885079941591223_2504824913707189110_n.jpg?oh=393a06b95ca4e2cd08d8e43da5faba7d&oe=56F0CAB2&__gda__=1459040266_801d7ce441f674d124e8909ca19de554[/IMG]

Antalya'da yarın gerçekleşecek G-20 zirvesinde tekrarlamayacağından şahsen eminim....

[IMG]http://odatv.com/images/2013_07/2013_07_24/el-nusra-turkiyenin-dostu-2407131200_m.jpg[/IMG]

Bir yıl kadar önce El Nusra hakkında böyle değerlendirme yapıyordu yöneticilerimiz...

Bugün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Paris'teki katliamla ilgili yaptığı açıklamada, Nusra ve IŞİD'e karşı savaşta daha fazlasının yapılmaması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi.


Ne olacak şimdi?

Bıldır yediğimiz hurmalar bir yerlerimizi tırmalar mı?

Batı ve batı ideolojisinin kültürel merkezlerinden Paris'e ve halkına dün gece gerçekleşen terörist saldırının failinin IŞİD olara kabul ve de tespit edilmesinden sonra bizim üstten gelen baskılarla üstüne örtmeye çalıştığımız TIR'lar meselesi uluslararası boyutta ve bu kez çok daha ciddiyetle masaya yatırılacaktır.
Başiamam-müezzinbaşı ve çevresi mutlaka bunun endişesi içindedirler.
Teröre yardım ve yataklık etmiş olmanın gerçeği bir iki kınama lafı ile örtülemeyecek.
Pazar günü Antalya'da gerçekleşecek G-20 zirvesini boykotla başlayabilirler mi acaba?

Devletlerin, teröre karşı ortak bir duruş için, kendi konum ve politikaları gereği, terörün ve teröristin tanımı konusunda bile anlaşamadıkları ve korkarım anlaşamayacakları bir gerçek. Bize göre PKK PYD bir terör örgütü iken, bugün terörden canı yanan batılı dostlarımız için "özgürlük savaşçısı"...IŞİD bizim dincilerimiz için "mücahit" durumunda iken, batılılar için kafa kesen eli kanlı bir örgüt...Aynı değerlendirme El Kaide, Taliban, Hizbullah gibi örgütler içinde geçerli. Devletlerden birinin terörist olarak nitelediğini bir diğeri kahraman olarak alkışlıyor. Bundan da daha vahimi, temel insanlık değerlerini bir yana bırakan insanın, ırk ve din temelinde bir yaklaşımla bu örgütlere sahip çıkması ve destek vermesi. Uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar sonucunda, din, eğitim ve ahlaki sistemlerin yönlendirmeleriyle insanlığın geldiği noktada insan o kadar ayrıştı ki, bir genel barış dönemi için bence artık yeni bir insan türü gerekli.

[IMG]http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/11/06/33.jpg[/IMG]


82 yaşında hayatını kaybeden Türk şiirinin usta ismi Gülten Akın Cankoçak'ın Ankara Kocatepe Camisindeki cenaze töreninde tabutunu kadınlar taşıdı. Törende şair Akın'ın dizelerinin yer aldığı Halkevleri çelengi dikkat çekti.

Törene Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu başta olmak üzere kalabalık bir topluluk katıldı. Sanatçı Sezen Aksu da cenazeye bir demet çiçek gönderdi. Akın!ın cenazesi Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.

Yüzlerce şiiriyle Türkiye'de şiirin en büyük isimleri arasına giren Gülten Akın, uzun süredir kanser tedavisi görüyordu. Akın yapılan bir ankette Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünden sonra yaşayan en büyük şair seçilmişti.

[IMG]http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/11/06/51.jpg[/IMG]

[SIZE=3]Gülten Akın Sonesi [/SIZE]

[B]Enis Batur[/B]


[FONT=Comic Sans MS]"anımsayacaksınız, yoluma bulut,
karanlığıma rehber çıktıydınız :Siyah
saçlarınız o günler bugün öyle uzamış ki,
halınıza değmiş ayaklarım, uçuyorum."[/FONT]

Gülten Akın gerçekten öldü mü - Doğan Hızlan

[url]http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/dogan-hizlan_4/gulten-akin-gercekten-oldu-mu_40010537[/url]

[IMG]https://pbs.twimg.com/media/CTEM-84UAAAZnyD.jpg:large[/IMG]

KARŞI-TELE KENDİM

Beni aldat beni kandır
gerçekleri çok önümden
gibi kalsın
donsun vahşet

olsa da solgun bir çiçek
hayatım hayatım
gibi kalsın

dönüş mü? istemem dönüş
dursun geçmiş
gibi kalsın, günü kurtar
beni kurtar, beni kurtar
kendim beni kurtar

Blogumda 12.02.2008 tarihinde Gülten Akın üzerine bir yazı yazmışım...

Aynen şöyle:

Yıllar önce Gülten Akın'ın "Şiir Üzerine Notlar" araştırmasında rastlamıştım Barış Bıçakçı şiirlerine.

Şöyle diyor kitabında Akın şiir ve bu şair üzerine:

"Ne denli yeni, özgün imgelerle çalışılmış. Ve ardında çok şey var. Şiir budur. Az sözcükle, yalın gibi duran bir anlatımla, ardındaki genişliği ve daha çok derinliği sezdirmek."

Şiirle şair, dünyasını, sezgisini, zekasını, inancını, yeteneğini sunar.

Biz kendimize, zekamıza, dünyamıza, inancımıza, ruhumuza, hislerimize en uygununu, en çok layık olduğumuz şiiri seçeriz ve severiz.

Bana sevdiğin şiiri göster seni tanıyayım, seni anlayayım. Kestirmeden. Kolayca.

Barış Bıçakçı şiirinden birkaç örnek vereceğim.(Gülten Akın'ın kitabından)

Aşk

Ben, hiç olmasam keman olurdum!
Titrek olurdum, içli olurdum...
Kentin en eski binasında,
tavanarasında,
Camlı bir dolapta dururdum.
Senin için senin için.


*****


Kırlarda Sonbahar

Uzakların düz çizgisi, kuru otların sesi.
Ah yolculuk, şiddetli genişlik
ve her yöne gidebilirim.
Bunu çok geç anladım, kuşlar geçti yanımdan
bazı mevsimler, çok geç anladım

Önüm arkam ölüm..


*****


Frişka

Artık gidemem buradan, bu şehirden.
Eşyalar ve ben o kadar ağırız ki
Hiç kıpırdamıyoruz yerimizden.
Önceleri hafifti herşey, ağırlaştırdı zaman.
Geçen zaman.


*****


Bu şehir Bu Kapı Aralığı

Burada kalakım, bu kapı aralığında.
Yazlar sıcak ve kurak
kışlarımız göğsümüze işleyecek denli kıvrak!
Burada kalalım, kapı aralığında.
Soğuk havaları önemseme, sessizliği de!

Bağırabilirsin düşerken
ve yükselirken, susabiliriz kabaran bir sevinçle.


*****


Kararan Gümüş Kederi

Coğrafya tutkusu eskiden, dünya haritası
yük vagonları ve uzun kışkırtıcı cümleleri rayların.
Uçma tasarıları, mühendislik bilgisi, rüzgar.
"Kaçsam, yine de sever mi annem" telaşı.

Bitti;pencerenin önünde bir koltuk şimdi
Ve hızla unutmak,içe kapanmak
Tam kalbime göre keder!

Siyah oyunu terkeder.

65 yaşında iseniz bir kere İnönü hükümeti görme ya da idrak etme olanağınız yok.:) Ben sizden yaşlıyım ben bile İnönü hükümeti yaşadım diyemem.

Cumhuriyet döneminin en çalışkan en üretici yönetimini yaşadığınız iddiasındasınız. Bu da sizi bana göre "ötekiler" kategorisine koymakta...

Son üç sene de yapılan hırsızlıkları, adaletsizlikleri, çirkinlikleri, baskıları görmüyor da bu yönetimi başarılı buluyorsanız dedim ya sizinle bir çok anlayışımız, ahlak, güzellik, adalet, yönetim anlayışlarımız taban tabana zıt demektir. Sorun da zaten bu yöneticiler kadar, bunları seçen sizlersiniz.

Ahlakı olmayan, ahlaka önem vermeyen bir toplumun, görünür sistemi ne olursa olsun, gerekli temeli yok demektir.

"Benim hırsızım, benim adaletsizim iyidir" diyerek geldik buralara.

"Çalıyorlar ama Allah için iyi de çalışıyorlar"la geldik.

Ve daha da kötüsü bu ülkede yaşayan insanlar olarak birimizin kara dediğine diğerimiz AK demekte beis görmedi. Yanlışı bulup yanlış yapanı cezalandıracak kurumlar (denetim ve adalet) yöneticiye bağlı ve bağımlı hale getirildi. Bu ülkeyi yaşanmaz ve gelecekten umutsuz hale getiren husus da bu.

Yoksa ileri toplumlarda da yanlışlıklar yapılıyor. Ama yanlışı ve yanlış yapanı temizleyen kurumları ve seçmeni hiç bozulmuyor.

Yazık bu ülkeye ve halka...

Sayın Bora Yaşar;yazınızı bu siteye yakıştıramadım.Anlaşılan çok gençsiniz...Ben 65 yaşındayım...İnönüden bugüne,bütün hükümetleri gördüm...Cumhuriyet döneminin en çalışkan,en üretici yönetimini yaşıyorsunuz...Geçmişi yaşamamış sizin gibi gençler,bu mükemmel günlerin kıymetini bilemez...
Saygılar...

“Bu sonucun alınmasında en büyük etken, ne nedenle olursa olsun, PKK’nin çatışmalı süreç başlatması oldu. Devrimci siyaset strajesisi ile demokratik strateji çatışır dedik, kötü olduk. Sonuç ortada, Türkiye 7 Haziran şansını yitirdi, HDP büyük oy kaybına uğradı, olanlar onun kararı değilse bile, üzerine büyük gölge düştü. Dahası korkarım Kürt barış süreci bir kez daha başkanlık pazarlığına mahkum hale geldi.” (Nuray Mert- Cumhuriyet Gazetesi)