RSS olarak izle

mjraa

hukuken parti kapatma davası!...

Rating: 5 votes, 2.40 average.
YASAMA-YÜRÜTME-YARGI yani kuvvetler ayrılığı prensibine göre birbirlerinden bağımsız 3 erk, yani biri diğerine müdahale edemez...

şimdi yargı, yürütme ve dolaylı olarakta yasama erkine müdahale edici bir kararın ilk aşamasında...


yani siyaset kurumu ve demokrasinin işleyişi maalesefki yargı kararı belirleyecek, bu kuvvetler ayrılı prensibine aykırıdır, daha sağlıklı bir denetim yolu yokmudur? tabi ki vardır; demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi tek çıkar yoldur...

ceza hukukun ana ilkelerinden biri suçun ve cezanın şahsiliğidir; şimdi eğer ortada cezayı gerektirecek suç kabilinden bir eylem mevcut ise suçun faili yerine 2 milyon veya 15 milyon oy almış bir siyasal partinin tümden kapatılması çok ağır bir sonuçtur. Oğlunun işlediği bir suçun cezasını , babası -annesi ve yedi sülalesinin eşit derecede çekmesiyle aynı anlamı taşır alınacak menfi bir karar. bu yolla demokrasimiz bir yere varamaz...

netice itibariyle suçun faili kimse yargılamaya muhatap olan o olmalıdır, parti suç işleyemez, kurucusu, başkanı veya üyesi olan gerçek kişi suçun faili olabilir. O halde eğer ceza hükmedilecekse şahsa özgülenmeli ve kurumsallaşmış siyasal partiler bu sonuçtan yara almadan çıkmalı ve demokrasimiz daha sağlıklı bir şekilde işlemelidir...

bu iddianame ile demoktarik hayata darbe vurulmuyor mu? anayasının 2 . maddesinde ki kriterlerden biri diğerinden üstün görülemez...parti kapama bugüne kadar çözüm olmamış siyaset mecrasında ilerlemiştir... suçun ve cezanın şahsiliği ilkesini uygulamaktan başka çözüm yolu mevcut değildir...
Kategoriler
Kategori edilmemiş

Yorum

  1.  Avatarı
    yani demokrasi kurumların denetlenemezliği mi demek oluyor sizce?
    peki demokrasiyi korumak adına ne yapacağız? herşeye eyvallah mı edelim demokrasi adına?
    Updated 16-03-2008 at 01:12 by mjraa
  2.  Avatarı
    Adama;

    ''Şeriatın kestiği parmak acımaz vesselam.

    Yargıya intikal etmiş bir konu hakkında konuşmak suçtur, netekim.

    Dediğiniz gibi partinin bir şahsiyeti yoksa, korkacak birşey de yoktur.

    71 kişi gider. AKP devam eder deel mi? Devlet, parti kişilerle kaim değildir. Gidenin yerine yenisi gelir.''

    Derler. Denmeli midir? Bilemem. Filler tepişir. Arada kaynayıp gitmemek de fayda var.
  3.  Avatarı
    [ Sildim ]
    Updated 15-03-2008 at 15:12 by MALIX
  4.  Avatarı
    davanın içeriği ile ilgili yorum yapmadım sadece kapatma boyutunun ne şekilde olması gerektiğini söyledim...

    işin özündeyim yoksa kapatılır kapatılmaz çokta önemli değil..
  5.  Avatarı
    kıstas çok açık, eylemleriyle terörü ve şiddeti teşvik etmiyosa parti kapatılamaz, ifade özgürlüğünün özüne dokunulamaz, demokrasilerde en güzel denetimi halkın kendisi yapar, hukuk normlarının uygulayıcısı devlet olarak imzaladığımız uluslararası sözleşmeleri hesaba katarak değerlendirme yapmalı, yoksa kargadan başka kuş tanımayız deyip işin içinden çıkmak ülkemize hiçbir şey kazandırmaz...

    parti kapamak idam cezasına eş değerdir, ikisinde de hayat son buluyor, ceza hukukun temel ilkesi suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir, nasıl sizin işlediğiniz bir suçtan dolayı yedi sülaleniz cezalandırılmıyorsa bir kaç mensubunun eylemlerinden dolayı dernek, vakıf , parti kapatılamaz, suçun faili yargılanır ve sonucuna sanık katlanır, yoksa 1-3-5-7 mln her ne kadar sa oy almış bir parti kapatılmamalıdır, istisnası terörü ve şiddeti amaç edinen partidir.
  6.  Avatarı
    Suçun şahsiliği ayrı bir şeydir, yöneticilerin sorumluluğu ayrı bir şey. İfade özgürlüğünün serbest olması veya olmaması meselesi ise halen tartışılmakta.
    Hukukun herkese bir gün lazım olacağını düşünmek gerekirdi gibi geliyor bana. İfade özgürlüğü konusunda yavaş davranmanın sonuçlarından, bu yavaş davranışın müsebbiplerinin muzdarip olması ise zannederim şu an sadece kendilerinin sorunu. İfade özgürlüğü ve bunun sınırları çok net bir şekilde hukukileştirilmeli idi, bu zamana kadar.




    Esen kalın.
  7.  Avatarı
    Sayın mjraa BLOG'unuz hayırlı olsun.
  8.  Avatarı
    ben evrensel hukukun kriterlerinden bahsediyorum:( beni enterese etmez kapıtılma davası ama ülkem ve imajı için çok üzülüyorum sadece...

    kapatma çözüm mü ? asla değil, olmadığını da yaşarak gördük, sadece ekmeklerine yağ sürmektir, ayıkla içinden suça karışanları o zaman daha etkili çözüm alınır kanaatimce, süreç o yöne gidecek gibi görünüyor yapılacak olan anayasa değişikliğiyle, ülkem için en iyisi ne ise o olsun...
  9.  Avatarı
    teşekkürler sevgili pinky, sizinki de çok hoş olmuş...
  10.  Avatarı
    gerçek kişinin idamı yasak, tüzel kişiliğin idamı serbest, idam cezasına karşı değilim ama suç işleyen sadece gerçek şahıslardır...

    şöyle bir düşünün; geçmişte partileri kapatılmasıydı, rte yasaklı olmasaydı, hapse atılmasaydı ve en önemlisi tabikide 2001 de kriz çıkmasaydı, akp den bahsebilirmiydik? tabi ki de HAYIR...

    o zaman cübbesini önüne koyup düşünmeli; parti kapatmak çözüm değil daha akılcı ve kalıcı çözümler üretmek lazım, kapadıça kesilen sakal misali daha itibar görüyor bu akım...
  11.  Avatarı
    ortada henüz dava yok, iddianamenin kabulü kararından sonra dava süreci başlayacak, yani iddianamenin reddine karar verilmesi ihtimaller dahilindedir...

    savcılar dava açılmasını iddianameleriyle talep eder, takdir her zaman mahkemelerindir ve hukuken somut ve kuvvetli suç şüpheleri yoksa davanın esasına geçilemez ve iddianamenin reddine karar verilir...

    kanaatimce düşükte olsa bu ihtimal her zaman mevcut, yapılması gereken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereğince kapatılma kriterlerini içermediğinden bahisle iddianamenin reddi kararı verilir ve mesele çok kısa süre içerinde vuzuha kavuşabilir... bahsettiğim sözleşmeyle iç hukuk normu çatışırsa ,uluslararası sözleşme olması hasebiyle ve ülke olarak altına imza attığımız için, sözleşme normunu uygulamak zorunda mahkemelerimiz...


    sonuç olarak; eğer iddianamenin kabulü kararı verilir ve davanın esasına geçilirse hiçbir karar sürpriz olmaz...
  12.  Avatarı
    iktidarı hukuk dışı yollarla alaşağı edebilmek için solcusu ve milliyetçisi birlik olmuş gözüküyor anlaşılan, demokrasiyi içine sindirememiş, daha net bi ifadeyle özde değilde sözde demokrat olan zihniyetten her şey beklenir, çünkü onlar için her yol mübahtır...

    iddia makamı tüm delil-ifade-şüphe konusu olan adımları atarak işlemlerini yapıyor, sonuçta hiçbir savcının tutklama kararı verebilmesi mümkün değildir...

    nöbetçi sulh ceza hakimi bu kararı verebilir ve bu karara karşı 7 gün içerinde bir üst mahmeye itiraz edilebilir...

    o sebeple savcılar 216 yıl hapis isteyebilir ama mahkeme beraat kararını verebilir, misal k. aydın davası...

    çifte standart olmasın bu ülkede, parti kapatma çözüm değil, çözüm demokrasinin içinde...

    din kurallarının devlet hayatına egemen olduğu yönünde somut bir gelişme yok, soyut ifadelerden sebep açılan kapatma davası halk nezdinde itibar görmez...

    eğer halk laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu kanaatine sahip olsaydı hemen tepkisini verirdi,çünki %70-75 çogunluk bu ilkeye sonuna kadar sahip çıkmaktadır...

    laikliğe karşı çıkarsa o zaman akp yi halk kapatır, bırakın odak olsun , o zaman sorun kendiliğinden hemde demokrasinin içinde çözülür..
  13.  Avatarı
    vazgeçtim..
  14.  Avatarı
    Sayın mjraa,
    Öncelikle bloğunuz hayırlı olsun.
    Bir kaç kez ceza hukukuna atıfta bulunarak cezanın şahsiliği ilkesine değinmişsiniz. Haklısınız.
    Ancak; Konumuz daha doğrusu yazınıza konu ettiğiniz parti kapatma davası ceza hukukuna göre değil Anayasa Hukukuna göre değerlendirilmesi gereken bir davadır. [B]Yani bu dava bir ceza davası değildir. [/B]
    İkinci husus ise bir yazınızda ortada iddianame olmadığından bahsetmişsiniz. Halbuki savcılık makamı aynı zamanda iddia makamıdır. Savcılık İddianamesini hazırlar ve mahkemeye dava açılma talebi ile başvurur. Yargıtay Başsavcısı da aynını yaptı. İddianamesini hazırladı ve Anayasa Mahkemesine müracaat etti ve kapatma davasını açmuış oldu.
    Üçüncü hususa gelince; Başsavcının iddianamesini hazırlayarak Anayasa Mahkemesine müracaat etmesi ile birlikte kapatma davası süreci resmen başlamış oldu.
    Sonuç ne mi olur? ATATÜRK'ÜN KURDUĞU LAİK, DEMOKRATİK, SOSYAL, HUKUK DEVLETİ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ için en hayırlısı ne ise o olsun!
  15.  Avatarı
    Şimdi bir sorunun cevabını bulmak lazım?En önemlisi zaten bu sorunun cevabıdır!Bu parti kapatılırsa Türkiye ne kazanır ve ne kaybeder?Çok şey kazanır diyenler varsa onların yazılarını görmek isterim,ama ne kayber diyecek diye soracak olursanız burda size yazamayağım kadar uzun bir liste çıkıyor karşıma!
  16.  Avatarı
    Evet parti kapatmalar ne yazıkkı bu ülkede olduğu sürece bende çocuklarımın ve ülkem adına üzülüyrum.Yeni doğan her çocuk 12,00 usd borçla doğuyor.Millet uzaya gidiyor biz hala başörtüsü ile uğraşıyorun.
    Yargı bie ideoloji kokuyor.Yani şu anda bağımsız değil.1923 kokuyor.
  17.  Avatarı
    kimse musanın torunlarını kapatamaz merak etmeyin . leviler onlar. simgeleri de yedi ışıklı ampul :O
  18.  Avatarı
    Onca yıl geçmiş aradan bloğunuzda tek yazıyla kalmışsınız:notr:
    Ülkemizde yaşanan onca hukuksuzluk, bir hukuk adamı olarak sizi hiç mi rahatsız etmedi ?
    2008 de dile getirdiğiniz olay tek rahatsızlığınızmıydı?