hukuken parti kapatma davası!...
by
, 14-03-2008 at 23:56 (4521 İzlenme)
YASAMA-YÜRÜTME-YARGI yani kuvvetler ayrılığı prensibine göre birbirlerinden bağımsız 3 erk, yani biri diğerine müdahale edemez...
şimdi yargı, yürütme ve dolaylı olarakta yasama erkine müdahale edici bir kararın ilk aşamasında...
yani siyaset kurumu ve demokrasinin işleyişi maalesefki yargı kararı belirleyecek, bu kuvvetler ayrılı prensibine aykırıdır, daha sağlıklı bir denetim yolu yokmudur? tabi ki vardır; demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi tek çıkar yoldur...
ceza hukukun ana ilkelerinden biri suçun ve cezanın şahsiliğidir; şimdi eğer ortada cezayı gerektirecek suç kabilinden bir eylem mevcut ise suçun faili yerine 2 milyon veya 15 milyon oy almış bir siyasal partinin tümden kapatılması çok ağır bir sonuçtur. Oğlunun işlediği bir suçun cezasını , babası -annesi ve yedi sülalesinin eşit derecede çekmesiyle aynı anlamı taşır alınacak menfi bir karar. bu yolla demokrasimiz bir yere varamaz...
netice itibariyle suçun faili kimse yargılamaya muhatap olan o olmalıdır, parti suç işleyemez, kurucusu, başkanı veya üyesi olan gerçek kişi suçun faili olabilir. O halde eğer ceza hükmedilecekse şahsa özgülenmeli ve kurumsallaşmış siyasal partiler bu sonuçtan yara almadan çıkmalı ve demokrasimiz daha sağlıklı bir şekilde işlemelidir...
bu iddianame ile demoktarik hayata darbe vurulmuyor mu? anayasının 2 . maddesinde ki kriterlerden biri diğerinden üstün görülemez...parti kapama bugüne kadar çözüm olmamış siyaset mecrasında ilerlemiştir... suçun ve cezanın şahsiliği ilkesini uygulamaktan başka çözüm yolu mevcut değildir...