Originally Posted by
COCOR
15 yıl oldu.
Bir çay bahçesinin kenarından geçerken, gözüm kenarda bir anne kedi ve 3 yavruya takıldı.
Yalnız yavrulardan biri farklıydı. Çok zayıf, sürekli miyavlıyordu. Yaklaştım. Bu yavrucak gözleri kapanmış ve çok çapaklıydı. İleri derecede hastaydı. Diğer iki kardeşi annesinin peşinden gidebildiği halde, bu gidemiyor, annesinin sütünü ememiyordu.
Geçip gidemedim. Yavrunun bu haline çok üzüldüm. Bu halde hayatını idame ettiremezdi. bundan sonra her anı çok sıkıntılı olacağı besbelliydi.
Bir kutu buldum. Yavruyu kutuya koydum. Eve getirdim. Gözlerini sildim. Göz kapaklarını açtığımda gözlerinin tamamen geri dönmeyecek şekilde kaybettiğini anladım. Tamamen beyazlaşmıştı artık. Burnu çok akıntılı ve tıkanıktı.
Gözleri görmüyor ve koku almıyordu. Koku almadığını kendisine süt verdiğim halde, içmemesinden anladım. Koku ile tat duyusu beraber olduğu için tat duyusunu da almadığını anladım. Herşeye aşırı tepki veriyordu. Her şey ona yabancı geliyordu. Kendini koruma içgüdüsüyle tırmalıyordu.
Evde bir kutu penisilin tozunu az bir süte attım. Zorla içirdim.
Kendi isteği ile su ve süt içmiyordu. İlaçlı sütten sonra burun akıntısı gitti, gözlerinin çapağı gitti. Artık iyileşti ama görme ve koku duyularını kaybetmişti.
5 yaşındaki kızımla beraber her gün düzenli bir şekilde baktık. Ağzına sütü fışkırtarak zorla içirdik. Temizliğini düzenli yaptık.
Bir şey yiyip içmiyor, sürekli korku halindeydi.
Belki de hastalığından sürekli halüsinasyon görüyordu.
Bu hali içimi burktu. Anlaşıldı çok sürmeyecek ömrü. Bari son günlerini temiz bir yerde, şefkatle bakıldığı bir yerde geçiriyor diye kendimi teselli ettim.
6. günde kendini tamamen bıraktı, kalkmadı. Son nefesini verdi.
Kızım gördü. Baba neden hareket etmiyor?
Nasıl anlatayım, ne edeyim?
Kızım hıçkırıklara boğuldu. Güzelce durumu izah ettim. Bunun kendisi için daha iyi olduğunu gözleri görmez ve koku almadan yaşamasının imkansız olduğunu anlattım uzun uzun.
Yavru kediye güzel bir mezar hazırladık. Boş tarlaya gittik, küçük bir çukur açtık. Başına da oralarda atılmış bir süslü değnek parçasını başına diktik. Bu da mezar taşı oldu ona.
Artık kızım ağlamasını kesti. En azından güzel bir mezar açtık, değer verdik. Bu durum onu teskin etti.
Kızıma ölümü anlamasını kolaylaştıran bir olay oldu.
Hayvan sevgisini kalbine çok güzel yerleştirmiş oldum. En azından eziyet etmeyeceğine kesin kanaatim var.
Ben de kolay kolay unutamayacağım bir hatıra oldu. Bize 6 gün misafir oldu. İsim bile koyamadık. Ona sevgimizi verdik. O bizim verdiğimiz sevgiyi anlayamadı ama bize çok farklı 6 gün yaşattı.