Dobi Hasan, Tuncay, İskender, Lemi, Hami ilk aklıma gelen isimler son şampiyonluk yıllarından kalan......
|
|
tamam kabul ediyorum 22 yıldır fırtına dinmiş durumda ama herkeste şunu kabul etsin bu ülkenin dördüncü büyük takımı Trabzonspordur..bazı medya maymunları 4 büyükler yerine ısrarla 3 büyükler ifadesini kullanıyor,kullansınlar bakalım zamanı gelince nasıl olsa 4 büyükler diyecekler biraz oynaktırlarda kendileri forumu dizayn eden arkadaşada trabzonspora ayrı bi başlık açtığı için teşekkür ederim..
Dobi Hasan, Tuncay, İskender, Lemi, Hami ilk aklıma gelen isimler son şampiyonluk yıllarından kalan......
Efsane kadro yıllarca şampiyon oldu..
96' da kıl payı kaçan şampiyonluğun kadrosu da çok iyiydi.. hami, şota, ünal, abdullah, ünal, tolunay, ogün...
ama 96'da herkesin şampiyon gözü ile baktığı Trabzonspor şampiyonluğu kendi elleriyle rakibine verince başta şenol hoca ardından yıldızlar koptu takımdan..
belki de bir efsane kadro ve yıllar daha başlamadan bitti..
şimdi bu kadroya yakın bir noktadayız kanımca, 3 tane kaliteli topçu iyi bir hoca gelirse yeni şampiyonluklarlar neden olmasın diyorum??!
2 yıldır sampıyonlugu yıne zorluyoruz ama komple takım olmamız lazım yenı stad yapılcakmıs mesela tesıslesmeye hız vermemız lazım akılcı takviyelerle yine ligin en dominant takımı oluruz
Bu hafta sadece uyarmakla yetiniyorum... buraya sadece trabzonlu dostlarımız yazı yazabilirler... haftaya erciyes topicine daha sonra diğer topiclere G.saraylı veya Fenerli arkadaşlardan biri yazı yazacak olursa uyarılmadan cezalandırılacaklardır... bilgilerinize....
Trabzon'lu değilim, Doğu Karadeniz'e adım atmışlığım da yok, ama bir kere "ben Trabzonspor'u tutuyorum" demiş bulunduk, bırakamıyoruz...
En büyük dezavantajı, kazanması gereken, hiçbir kritik maçı kazanamaması... İnsan kahroluyor...
Tamam, Trabzon küçük şehir, ekonomik gelişmişlik düzeyi az, halkının geliri düşük (Fenerbahçe, Galatasaray maçında 55 binlik stadının kale arkası biletlerini 45 milyona satıyor, biz Fenerbahçe maçında 20 bin kişilik stadın kapalı tribün biletini 40 milyona satıyoruz),iyi futbolcular Trabzon'a küçük ve sosyal imkanlar kısıtlı diye gelmek istemiyor; bunlar üç büyüklerle rekabetimizi güçleştiriyor, ama; bunlar iyi veya kötü bir yerlere gelip çıktığımız kritik maçlarda aldığımız yenilgilerin sebebi olamaz... Dünkü maçta hadi biraz şanssızdık, 1-0 öne geçtikten sonra direkten topumuz döndü, Rüştü bir iki top çıkardı, defansın bel kemiği sakatlandı, o arada gol yedik, dengemiz bozuldu vs...Sonuç olarak mutlak kazanmamız gereken bir maçı kaybettik...Rum takımıyla yaptığımız, geçen sene Galatasaray ile oynadığımız maçlar gibi..
Bunun Trabzonspor'un genel handikaplarıyla alakalı olmadığını düşünüyorum.
Fener'e Trabzon'da 2-1 yenilerek şampiyonluğu kaybettiğimiz (galiba 1997 yılıydı) sezondan sonra, sözüm ona altyapı ve yerli futbolculara yönelerek, yerli hocalarla çalışarak başlattığımız yeniden yapılanmanın ortaya çıkan en büyük olumsuzluğu olarak bakıyorum ben olaya...Çalışılan hocalar 'ın (isim belirtmemek daha uygun olacak herhalde -Şenol GÜNEŞ'i ayrı tutuyorum-en büyük özelliği ve başarıları takımlarını küme düşmekten kurtarmaları veya ligde üçüncülüğe oynamaları...Bunların en büyük ortak özellikleri bence düşünce ufuklarının, vizyonlarının darlığı...Düşünsenize, adamlar X takımıyla anlaşıyorlar, sezon başında puan hesabı yapıyorlar, büyük takımlarla oynadıkları maçlara kafadan 1 puan alsak iyidir gözüyle bakıyorlar...Futbol anlayışları da defansı sağlam tutulması, kontratak ve genç-ucuz futbolcuların koşması ve mücadele etmesi üzerine...(Şenol Güneş'i ayrı tutmamın nedeni bu, o daha çok hücum futbolunu oynatıyor...Onun da en büyük dezavantajı, oyunu okuyamaması,oyunun gidişatına göre oyuncu değiştirememesi ve değişik futbol taktik ve varyasyonlarını takımına uygulatamaması...)
Takımı yöneten hocanın futbol anlayışı da oyuncusuna geçiyor, futbolcular Trabzonspor'un da herşeye rağmen büyük bir takım olduğunu unutup Fener-Beşiktaş-Galatasaray ile oynadıkları maçlara kafadan mental olarak ezik ve yenik başlıyorlar..Sonunu da bu yüzden getiremiyorlar zaten...
Yalnız Halilhodziç konusunda kararsızım...Onun takıma oynattığı defansif futbolun,yenilme korkusu, eziklikten değil de futbol anlayışı olarak bunu benimsemesinden kaynaklandığını düşünüyorum.(Lucescu gibi) Atyarışlarında bir tabir var: jokeyin atı tutması diye (Jokey atı bıraksa, at fırlayacak gidecek birinci gelecek, jokey şike yaptı, atı tuttu, birinci getirmedi)Yattara'yı niye bazı maçlarda oynatmadı diye eleştiriyoruz, ama; 97'deki şampiyonluk da Şenol GÜNEŞ'in Fener maçında takımı tutmamasından kaçmadı mı? Geleli de 6 ay oldu herhalde, takımını, rakip takımlarını, ülkeyi daha iyi tanımaya başlamıştır.Üstelik boş bir adam da değil...Önümüzdeki sezon için sıfırdan yeni biriyle anlaşılacağına, Halilhodziç ile devam edilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Yeni Başkan göreve geleli henüz altı ay bile olmadı...Bence kısa sürede olumlu işler yaptılar..Takımdan bu sezon için pek bir beklenti kalmadı,ama inşallah yeni yönetim önümüzdeki sezon için daha iyi adımlar atacak ve özlenen ve oynadığı futbolla taraftarına korkmadan ve gururla izlenen bir Trabzonspor'u ortaya çıkaracak...
Herkese saygılar...
her zaman her yerde en büyük bordo mavi
yok bizden büyüğ...TEK iz biz..imkanlarıyla , coğrafyasıyla tekiz TÜRKİYE de ..
efsaneyiz..duraklama dönemindeyiz şu son 20 yıldır...ama kaplan seneye şahlanacak
Tüm TRABZONSPORLU lara selamalar
Arsinspor a 2.lig de başarılar