Sayfa 2/2 İlkİlk 12
Arama sonucu : 14 madde; 9 - 14 arası.

Konu: Kişilik Bozuklukları

  1. #9

    Esas

    Teşekkürler sn i-ked böylesi güzel bir başlıkta konu açtığınız için..
    Forumda kıyıda köşede kalmış bir başlık olmuş bende yeni farkettim ve üzüldüm kendi adıma ve bende birşeyler yazmak istedim müsaadeniz olursa.
    Aslında ne kadarda ihtiyacımız var bu konuda bilinçlenmeye..
    Ama büyüklerimiz sağolsun,bu konulara pek yer vermiyorlar medyada,kurumlarda vs vs.
    Belkide bilinçli olsa gerek..
    Çoğumuz biraz egoist,biraz bencil,biraz obsesif,biraz saygısız,biraz takıntılı vs vs vs iz.
    Ama en vahimi çoğumuz sadece kendimizi normal,iyi bir birey ama geriye kalan hemen herkesi anormal buluruz...
    Ne acıdır...
    Tıpkı Temel fıkrası gibi..
    Temel atlar arabasına ve dalar ters yöne..
    Ve bir anons duyar,''sayın sürücüler,bir araç ters yönde ilerlemektedir,lütfen dikkatli olun'' diye..
    Ve bizim Temel sinirli ve kızgın bir şekilde '' ne bir aracı,hepsi ters yönde gidiyor şer...sizlerin'' der..
    Maalesef tıpkı bu durumdayız şu anda...
    Son düzenleme : buraksnl; 25-10-2015 saat: 01:43.

  2. Esas

     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku
    Hayatımızda 1 ve 0'ın Önemi

    by i-ked
    , 28-01-2014 at 20:30 (7 İzlenme)
    Bir grup öğrenci sınıflarında matematik dersinin hocasını bekliyor. Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken, sert görünümlü hoca kapıda beliriyor, içeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.

    Tebeşirle tahtaya kocaman bir "1" rakamı yazıyor. Ve şöyle ekliyor.

    -"Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey."

    Daha sonra bir in yanına bir de sıfır ekliyor ve şöyle diyor:





    -"Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1′i 10 yapar. "

    Bir 0 daha ekliyor

    -"Bu, tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz."

    Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek… disiplin… sevgi… Eklenen her yeni (0)'ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor öğretmen

    Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor.

    Ve hoca yorumunu patlatıyor:

    Kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir.


    i-ked Notu: "Eyvah eyvah! Tek başıma "0"değerim var yani yok. Benim "1"'im papatya!"


    Kişilik... Hmmm!

    KİŞİLİK BOZUKLUKLARI

    Derin olarak yerleşmiş olan, sosyal kalıplara uymayan, yaygın, ısrarlı, uyumsuz davranış örüntüsüdür.

    Genelde yaşamın çeşitli dönemlerinde uzun süreli zorlukların etkisiyle olur. Kendilerini karşısındakinin yerine koymakta zorlanırlar. Görülme sıklığı %6-9 oranındadır. Kişilik bozuklukları ilk bulgularını 15-20 yaş arası gösterir. Kadın-erkek oranı eşittir. Kişilik bozuklukları bir çok nedene bağlı olarak gelişir.

    Tedavisinde psikanaliz, psikoterapi, ilaç tedavisi kullanılır. Başarı oranı düşüktür.


    • Paranoid Kişilik Bozukluğu
      Diğer insanlardan kötü niyetli hareketler bekleme eğilimindedirler. Şüphecilik ve güvensizlik temel belirtileridir. Toplumda %1-2 oranında görülür. Erkeklerde daha fazladır.

    Tedavide ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte kullanılır.



    • Şizoid Kişilik Bozukluğu
      Sosyal ortamdan uzaklaşmanın, izole yaşantının olduğu kişilik yapısıdır. Duygularını ifade edemezler. Genelde tek bir etkinlikte bulunurlar. Yakın arkadaşlıkları ve sırdaşları yoktur. Toplumda %7 oranında görülür.



    Erkeklerde daha sıktır. Tedavide ilaç tedavisi ve psikoterapi kullanılır.



    • Şizotipal Kişilik Bozukluğu
      Davranış, düşünce, duygulanım, konuşma ve görünümde bir çok gariplik ve egzantriklikler vardır. Alınganlık fikirleri, olağandışı yaşantıları, kuşkuculuk, acayip düşünce biçimi belirgindir. Toplumda %3 oranında görülür. %10'u intihar girişiminde bulunur. Şizofreniye dönüşmesi olasıdır. İlaç tedavisi ve psikoterapi tedavide kullanılır.




    • Antisosyal Kişilik Bozukluğu
      Başkalarına hak tanımayan uyumsuz davranışların olduğu kişilik yapısıdır. Suç işleme eğilimi, sürekli yalan söyleme, dürtüsellik, kavgacılık, sorumsuzluk, vicdan azabı çekmeme temel bulgularıdır. Tam genellikle 18 yaşından sonra oluşur. 30'lu yaşlardan sonra kendiliğinden düzelme olabilir. Tedavisi zordur. Madde bağımlılığı riski yüksektir.




    • Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu
      Ayrışma-bireyselleşme sorunları, duygulanımı denetleme sorunları ile ilgili belirtiler ve yoğun kişisel bağlılıklar temelde görülebilir. Terk edilmeye karşı aşırı korku duyma, hep-hiç yasasıyla davranması, kimlik karmaşası, kendine zarar verici davranışlar, sürekli boşluk hissi, öfke patlamaları gibi belirtiler görülür. Toplumda %2 oranında görülür. Kadınlarda daha sıktır. Genelde annelerinde de bu bozukluk vardır. İleri yaşlarda düzelme olabilir. Genelde 40 yaşından önce tanı konulur. Psikoterapi temel tedavi şeklidir. Ek ilaç tedavisi de kullanılır.




    • Histrionik Kişilik Bozukluğu
      Dramatik, duygusal, etkileyici davranış kalıplarının olduğu bozukluktur. İlgi odağı olma beklentisi, baştan çıkarıcı davranma, fiziki görünümüne aşırı dikkat ve insanları kullanma, gösteriş, başkalarından kolay etkilenme ön plandadır. %2-3 oranında görülür. Kadınlarda daha yaygındır.



    Baştan çıkarıcı özelliğe karşın cinsellikten korkma temel bulgudur. Psikoterapi temel tedavi şeklidir.

    • Narsistik Kişilik Bozukluğu
      Kendini beğenme ve öz saygı ile aşırı ilgilenmenin olduğu bozukluktur. Üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi, kendini karşısındakinin yerine koyamama, küstahlık temel belirtileridir.
      Temelde anne ile çatışmalar yatar. Tedavisi zordur. Psikoterapi kullanılır.




    • Çekingen (Kaçıngan) Kişilik Bozukluğu
      Çekingen ve utangaç kişilik yapısı belirgindir. Kaçınganlık, yakın ilişkiler kuramama, eleştirilmeye aşırı duyarlılık, beceriksiz-küçük görüldüğünü düşünme, sosyal etkinliklere katılmama temel belirtileridir.

    Toplumda %1 oranında görülür. Temelde anababa eleştirilerinin etkisi büyüktür. Psikoterapi özellikle grup terapisi tedavide kullanılır. Yaygın etkilenmemiş durumlarda "Sosyal Fobi" tanısıyla tedavi edilir.



    • Bağımlı Kişilik Bozukluğu
      Bağımlı ve boyun eğen kişilik yapısı belirgindir. Başkalarından öğüt ve destek alma ihtiyacı, sorumluluk alamama, muhalefet edememe, inisiyatif kullanamama, tek başına kalamama temel bulgularıdır. Kadınlarda sıktır. Temelde ayrılık kaygısı/bunaltısı vardır. Psikoterapi tedavide kullanılır.




    • Saplantı-Zorlantılı (Obsesif-Kompulsif) Kişilik Bozukluğu
      Mükemmelcilik ve esnek olamama belirgindir. Ayrıntılar üzerinde aşırı uğraşma, işin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelcilik, eskimiş veya değersiz şeyleri saklama, cimrilik, katılık ve inatçılık hakimdir. Erkeklerde daha yaygındır. Ailesel geçiş olasılığı vardır. İlaç tedavisi ve psikoterapi tedavide kullanılır.




    • Pasif-Agresif (Edilgen-Saldırgan) Kişilik Bozukluğu
      Gizli bir şekilde bilerek engelleyici, erteleyici, inatçı ve yetersiz olmayla belirgin bozukluktur. Pasif direnç, somurtkanlık ve kavgacılık, otoriteye karşı çıkma, şanssızlığından yakınma temel bulgularıdır. Temelde anababada benzer problemler vardır. Psikoterapi yararlıdır.




    • Depresif (Çökkün) Kişilik Bozukluğu
      Karamsar, zevk alamayan, görev sorumluluğu olan, özgüvensiz ve kronik olarak mutsuz kişilerdir. Keder, mutsuzluk, keyifsizlik, kendini küçük görme, düşünceli ve endişeli yapı, kötümser, pişmanlık duymaya eğilim temel belirtileridir.

      Erken dönemde ana/baba kaybı, anababa yetersizliği temelde yatan sorundur. İlaç ve psikoterapi yararlıdır.




    • Sadistik Kişilik Bozukluğu
      İlişkilerine acımasız veya küçük düşürücü davranış hakimdir. Adli olgularda yaygındır. Sıklıkla anababa kötüye kullanımı vardır.




    • Kendine Zarar Verici (Yenilgin) Kişilik Bozukluğu
      Kişiler yaşamlarını kötü sonuçlara yönlendirirler, yardımı veya iyi sonuçları reddederler, iyi sonuçlara doyumsuz yanıt verirler.
    Mükemmel bir yazı hemen herkesin okuması gereken teşekkürler sn i-ked,bende başka bir yazı buldum onu ekleyeyim..



    Kişilik Bozuklukları

    Kişilik bozuklukları, insanın davranışlarında uzun süreli bozukluklara sebep olan, çevresel veya kalıtsal faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilen hastalıklardır. Modern psikolojide tanımlanmış birçok farklı türü vardır. Toplumda görülme sıklığı %6-10 arasında değişir.

    Kişilik bozukluklarına maruz olanların kötü bir yanı, kendi kendilerine psikolojik bir yardım talep etmemeleridir. O, içinde bulunduğu kişilik bozukluğu ile günlük hayatı, gerçekleri çok farklı algılamakta ve sorunun kendi bakış açısında olduğunu fark etmemektedir. Burada kişilik bozukluğu hastasının yakınlarına çok iş düşmektedir. Tabi ki doktoruna da. Kişilik bozukluğu tedavi edilmediği sürece hastayı iş hayatında, aşk hayatında, sosyal yaşantısında ve günlük en basit işlerinde bile etkileyecektir. Kişilik bozukluğu olduğu bilinen veya kişilik bozukluğundan şüphelenilen kişide ilk dikkat edilmesi gereken husus kişinin çocukluğudur. Çünkü yetişkin dönemlerinde kişilik bozukluğu yaşayanlar genelde çocukluklarında türlü travmalara maruz kalmıştır. Bilinçaltlarına işleyen bu travmalar büyüyünce farklı bir kişilik geliştirmelerine sebep olmuş dolayısıyla bu da kişili bozukluklarını getirmiştir. Kişilik bozuklukları genelde 18-20'li yaşlarda başlar. Zamanla kendi kendine iyileşme ihtimali olsa da bu ihtimal zayıfıtr, kişilik bozukluğunun psikoterapiden başka bir yolla iyileşmesi zordur.

    Kişilik Bozuklukları
    Kişilik bozukluğunun birçok çeşidi vardır. Ayrıca burada dikkat edilmesi gereken nokta; kişilik bozuklukları birbiriyle çok keskin sınırlar ile ayrılmış değildir. Her kişilik bozukluğu kısmen diğerini içinde barındırır; fakat inceleme ve teşhiste kolaylık olması açısından psikolojide kişilik bozuklukları belli kategorilere ayrılmıştır:

    Depresif Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğunda olan kişiler sürekli melankolik bir ruh hali içindedirler. Karamsarlık, özgüven eksikliği, olaylara sürekli kötü açıdan bakma, kendine acıma eğilimi belirgin özelliklerindendir. Depresif kişil bozukluğu olan hastalar çocukken anne/baba kaybı veya anne/baba yetersizliği görmüş olabilirler. İlaçlarla hormonların kontrol edilmesi suretiyle veya psikoterapi yöntemiyle tedavi edilir.

    Paranoid Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğunda hasta, adı üzerinde paronayaklık özellikleri gösterir. İnsanların hareketlerinde sürekli bir kötü niyet arar; hiç kimseye güvenemez, hiçbir yakın arkadaşı veya sırdaşı yoktur. İlaç ve psikoterapi birlikte kullanılır.

    Pasif-Agresif Kişilk Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında belki de en tehlikeli ve fark edilmesi en zor olandır. Bu kişilik bozukluğunda hasta açık açık olmasa da kolay anlaşılmayacak şekilde yapılacak işleri engelleme, erteleme, özgüvensiz gibi gözükme gibi özellikler gösterir. Öfkesini bu şekilde dile getirir. Pasif-Agresif kişilik bozukluklarında mutlaka psikoterapi gereklidir.

    Saplantılı (Obsesif) Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında maruz kaldığı kişiyi epey yıpratan bir çeşittir. Bu kişilik bozukluğunda kişide aşırı bir mükemmeliyetçilik ve dedim dedik uygulamalar görülür. Esnek değildir. Gereksiz detaylarla uğraşarak işlerin bitirilmesini engeller ve kendi kendisini de sıkıntıya sıkar. Kişilik bozuklukları arasında kalıtımsal olarak en kolay geçendir. İlaç ve psikoterapi bir arada kullanılabilir.

    Narsistik Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında hastanın kendisine olumlu bakmasına sebep olan tek çeşittir. Fakat bu olumluluk iyi anlamda değildir. Narsistik kişilik bozukluklarında kişide aşırı bir kendini beğenme ve aşırı bir özsaygı görülür. Kendilerini diğer bütün insanlardan üstün görürler, bir çocuk gibi sürekli takdir edilmek isterler. Psikoterapi ile tedavi edilir fakat kişilik bozuklukları arasında en zor tedavi edilendir.

    Histrionik Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında kadınlarda yaygın olarak görülen bir çeşittir. Olayları abartma, aşırı hareketlerle sürekli ilgi odağı olmaya çalışma eğilimi vardır. Dikkat çekmeyi severler ve dış görünümlerine aşırı bir şekilde dikkat ederler. Psikoterapi ile tedavi edilebilir.

    Bu genel çeşitleri dışında; bir nevi ara çeşitler olarak kabul edilebilecek şizoid, sadist, yenilgin, çekingen, borderline, şizotipal, megalomanlık gibi kişilik bozuklukları da mevcuttur. Hastada farklı etkiler yaratsa da kişilik bozuklukları hepsinde ortak olan başlıca iki sebebe dayanır: Çocuklukta (özellikle anne/baba ile) yaşanan travmalar ve kötü bir çevrede yetişmiş olmak. Kişilik bozuklukları tedavisi biraz zordur, süreklilik ve istikrar gerektirir. Fakat yine de imkansız değildir.

  3. Esas

    Aslında toplumsal,ailesel,bireysel yaşadığımız sorunların hepsinin temelinde,
    şu an içinde bulunduğumuz çıkmazın temelinde bu bozukluklar yatmakta maalesef..
    Ama ne yazık ki adalet sistemimiz asla bunu göz önüne almıyor..
    Eğitim sistemimiz,sağlık sistemimiz buna dair çözüm üretmekten aciz...
    Adamda aktif kişilik bozukluğu var eşini dövmekte misal,tamam boşadın iyi hoş..
    Peki bu eleman bir ay sonra yeni bir evlilik yaparken neden'''bu adam evlenmek için uygun değildir,eşine şiddet uyguluyor,gitsin tedavi olsun veya rehabilite olsun gelsin'' denmiyor mesela...
    Yada adam hız tutkunu kişilik bozukluğuna sahip üç kişiyi öldürmüş,ama ifadesinin ardından arabasına atladığı gibi yine yollarda...
    Yada eleman cinsel sapık,belli bir süre içerde,tedavi,rehabilitasyon vs olmadan sonra yine sokaklarda..
    Yada hırsız,adam 70. olayını yapmış yina sokaklara salınıyor az bir hapisten sonra...
    Bence yeterli değil...
    Ver cezasını en ağırından,ama sonrasındada okkalı bir tedavi-rehabilitasyon-denetim sürecinden geçir..
    Adam aynı suçu tekrar işlerse,sonraki cezayı onu düzeltemeyenler veya sokağa salanlar her kimse onlara kes...
    Töre cinayetleri,teröristler,hırsızlar,yolsuzluk yapanlar,gaspçılar,tacizciler,tecavüzcüler,katille r,kabadayı diye lanse edilen çakallar,alkolikler,madde bağımlıları,aile içi sözel,fiziksel şiddet gösteren tipler,ailesi ile ilgilenmeyen tipler vs vs vs
    Hepside kişilik bozukluğunun bir veya daha fazlasına sahip kişiler maalesef..
    Ve kişilik bozukluğu hemen hemen tüm bireylerimizi sarmış ve toplumsal bozukluk halini almış durumda...
    Mesela trafikte yaşadığımız sorunların çoğu,panik,sabırsız,saygısız,bencil vs bozukluk tipi mevcut olan
    şöförlerimizden veya yayalarımızdan kaynaklı olsa gerek...
    İş yerinde yaşadığımız sorunların çoğu egoist,bencil,saygısız vs vs patron veya çalışan kaynaklı olsa gerek...
    Adam yüzlerce kişi ile husumetli af buyrun b..ku ile bile kavgalı,ama kendini dünyanın en mülayım insanı sanmakta..
    Kendinden başka kimseye güvenmeyen,ama karşıdan hep kendine güvenilmesini bekleyen,
    Sadece kendini düşünen,herkesi kendi hizmetkarı yerine koyan,başka biri için kılını kıpırdatmayan zerre riske girmeyen ama lafa gelince adaletten,haktan hukuktan zerre ödün vermeyen,kendini tevazu abidesi gören kişilikler
    Karşıdakine zerre saygı göstermeyen,ama herkesten saygı sevgi bekleyen kişilikler...
    Asla kendinde kusur aramayan,ama karşıdakini hep kusurlu gören eksik gören kişilikler...
    Ve hemen hepsi kendi dünyasını dar ettiği gibi kendisine,ailesini,eşini,çoluğunu cocuğunu,annesini,babasını,
    iş arkadaşlarını,vs ne kadar seveni varsa hatta kel alaka hepsine dünyayı dar etmektedir maalesef..
    Vs vs vs o kadar çok ki çevremizde ,yanı başımızda..
    Rabbim hepimizi yola getirsin,görmeyen gönül gözlerimizi açsın,hırslarımızı azaltsın...

  4. #12
    Duhul
    Jul 2010
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    9,784
    Blog Yazıları
    11

    Esas

    Ötesinden/berisindenn,
    aslında herrrkessde varr bi arızaa

  5. #13
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Thumbs up Bipolar Bozukluk (Manik Depresif Hastalık - İki Uçlu Bozukluk)

    Bipolar Bozukluk (Manik Depresif Hastalık - İki Uçlu Bozukluk)
    http://www.npistanbul.com/assets/uploads/sayfa/46/file/bipolar_bozukluk.pdf
    Bipolar bozukluk nedir, nedenleri nelerdir?




    Önceleri Manik depresif bozukluk veya manik depresyon adıyla bilinen, öz Türkçesi iki uçlu duygulanım bozukluğu olan, bipolar afektif bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren, tedavi edilmediği zaman intihara bile yol açan ciddi ruhsal bir hastalıktır. Bipolar bozukluk, "maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler" olarak tanımlanır. Bu ruh hali oynamaları arasında, bipolar bozukluğu olan kişinin normal ruh halinde olduğu dönemler olabilir. "Manik" terimi aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, güçlü, öforik bir dönemi tanımlar. Sonra, birdenbire bu yükseklerde uçan ruh hali karanlık bir ruh haline dönüşebilir, örneğin; sinirlilik, kafa karışıklığı, öfke, kapana kısılma hissi ortaya çıkar. Bu bir öncekine tamamen zıt olan ruh hali depresyon olarak tanımlanır ve üzüntü, ağlama, değersizlik hissi, enerji kaybı, haz kaybı, uyku problemleri ortaya çıkabilir. Bu yükselmeler ve alçalmalar her insanda değişiklik gösterdiğinden, bipolar bozukluk teşhis edilmesi zor olan bir rahatsızlıktır.



    Bipolar bozuklukta tanı nasıl konulur?




    Psikiyatrik muayene ve ayrıntılı taramadan sonra doktorunuz işaretleri ve belirtileri değerlendirir. Ayrıca kişisel tıbbi geçmişiniz ve aile geçmişinizi de soracaktır. Ruh halini etkileyebilecek diğer ciddi hastalıkları elemek için laboratuvar testleri de yapılabilir. Ayrıca doktorunuz, coşkun olduğunuz zamanları teşhis edebilme ihtimaliyle aile üyeleriyle de konuşmak isteyebilir. Coşku genellikle iyi hissettiren bir şey olduğu için, bipolar bozukluğu olan bir insan için ruh halinin aşırı olup olmadığını tanımlamak zor olabilir. Mani, ciddi problemlere ve utançlara yol açan şekilde sosyal davranışı, düşünceyi ve sağduyuyu etkiler. Örneğin, kişi manik dönemdeyken kendisini zora sokacak iş ve finansal kararlar alabilir.


    Kimler bipolar bozukluğa yakalanır?


    Bipolar bozukluk genellikle 15-24 yaş arasında görülür ve sıklıkla yaşam boyunca sürer. Her yaşta görülebilir (7'den 77'ye) ama en sık 20'li yaşların başında başlar. Her 100 kişiden 1-2'sinde görülür. Tüm dünyada benzer sıklıkta görülmektedir. Kadın erkek arasında görülme sıklığı açısından fark yoktur. Çocuklarda ve 65 yaş üstünde nadiren yeni teşhis edilmiş mani görülür.


    Bipolar bozuklukta ne zaman hastaneye yatış gerekir?


    Hastalığın mani döneminde olan kişiler genellikle riskli davranışlardan, intihar düşüncesinden uzaklaştırılmak için hastaneye yatırılır. Daha ciddi bir formu olan ve belirgin mani ve depresyon atakları ile seyreden bipolar bozukluğu olanların yaklaşık %90'ı en azından bir kez psikiyatrik hastaneye yatırılmıştır. Üç kişiden ikisi yaşamları boyunca iki kere veya daha fazla hastaneye yatırılmıştır.


    Bu hastalık genetik midir?


    Akrabalarının hiçbirinde bipolar bozukluk olmayanlarda hastalık görülme olasılığı % 1-2 iken, birinci derece bir akrabasında (anne-baba veya kardeşlerinde) bipolar bozukluk varsa görülme olasılığı % 7-8'dir. Tek yumurta ikizinde bipolar bozukluk varsa diğer ikizde hastalık görülme olasılığı % 45-60'dır, yani sadece kalıtım tüm hastalığı açıklayamamaktadır.




    Mani dönemi nasıldır?


    Mani nöbetleri genellikle ani başlar ve süresi 2 hafta ile 4-5 ay arasında değişir (ortalama süre 4 aydır). Manik dönemdeki belirtiler şunlardır: Duygudurumda kişinin içinde bulunduğu duruma uygun olmayan coşku, enerji artması ve aşırı hareketlilik, saldırganlık; çok konuşma, uyku süresi ve derinliğinde azalma, toplumsal kurallara uyamama, dikkatte azalma ve dikkat dağınıklığı, özgüven artışı, büyüklük fikirleri, büyüklük sanrıları (kendini başbakan, peygamber, ermiş zannetme gibi); düşüncesizce para harcama, aşırı ticari girişimlerde bulunma, yeme-içme ve kişisel bakım ihmali, sesler duyma, hayaller görme, kokular algılama, ciltte karıncalanmalar veya dokunmalar hissetme şeklinde algı bozuklukları (halusinasyonlar).


    Hipomani dönemi nasıldır?


    Hipomani belirtileri, maniye göre daha hafiftir. Sıklıkla hastalık olarak görülmeyip gözden kaçabilir. Atak sırasında aşağıdaki belirtilerden birkaçının bir arada bulunması gerekir: Kişinin kendine güveninde aşırı artma, uyku ihtiyacında azalma, dikkatin kolayca dağılması, fiziksel ve zihinsel aktivitede aşırı artma, kötü sonuçlar doğurabilecek aktiviteler içine girme


    Depresyon dönemi nasıldır?


    Depresif nöbetler genellikle sinsi başlar ve manik nöbetlere göre daha uzun sürelidir (ortalama süre 6 aydır), yaşlı hastalar dışında genellikle bir yılı geçmez. Depresif dönemdeki belirtiler şunlardır:



    • Dikkatin azalması ve dikkatini toplayamama,
    • anlama, kavrama, hatırlama güçlükleri,
    • benlik saygısında düşüş ve özgüven azalması, suçluluk ve değersizlik düşünceleri,
    • geleceğe ilişkin karamsarlık ve güvensizlik,
    • kendine zarar verme ve intihar düşünceleri ve girişimleri,
    • bedensel halsizlik,
    • uyku bozuklukları (uykuya dalamama, erken uyanma, sık sık uyanma, kâbuslar görme),
    • cinsel istek kaybı,
    • iştah azalması veya artması,
    • hareketlerde yavaşlama veya sıkıntılı hareketlilik,
    • iç sıkıntısı, darlık hissi,
    • eskiden severek yapılan etkinliklere karşı ilgi azalması,
    • sosyal ilişkilerde azalma,
    • içe kapanma,
    • ağrı,
    • hazımsızlık,
    • adet düzensizliği gibi bedensel yakınmalar.



    Karma (mikst) dönem nasıldır?



    Gün içinde sıkça değişen mani ve depresyon belirtilerinin aynı anda yaşanmasıdır. Bazı hastalar bu dönemlerin hepsi ile zaman zaman karşılaşırken, bazı hastalar sadece manik dönem veya depresyon ve hipomani dönemleri yaşıyor olabilir.


    Hastalığın biyolojik yönü nedir?


    Bipolar bozukluk, şeker ya da kalp hastalığı gibi tıbbi bir hastalıktır ve kişinin beynini dolayısıyla da ruh durumunu etkilemektedir. Bu rahatsızlığa sahip olmak kimsenin suçu ya da hatası değildir. Bipolar bozukluğun nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ancak araştırmalar, beyinde duygudurumun normal düzeyde kalmasını etkileyen bazı anormallikler olduğunu göstermiştir.


    Beyindeki kimyasal maddeler, bir beyin hücresinden diğerine iletiler taşır. En az 100 çeşit olan bu kimyasal maddelere "nörotransmitter" adı verilir. Beyin hücreleri arasında iletilerin doğru bir şekilde taşınması kişinin düşünce, duygudurum, hafıza ve öğrenme kapasitesini de etkiler. Bipolar bozukluğa, beyindeki bu kimyasal maddelerin dengesinin bozulması; yani sinyallerin doğru bir şekilde iletilememesi neden olabilir.


    Hastalığın psikolojik yönü nedir ve psikoterapi hastalığın belirtilerinin kontrolüne nasıl yardımcı olur?


    Bipolar bozukluğun tedavisi sadece ilaç içmeyi kapsamamaktadır, aynı zamanda düşünce ve davranışları düzenleyen psikoterapötik yaklaşımı da içermektedir. Tedavide ilaç ve psikoterapinin birlikteliği gereklidir. Bipolar bozuklukla başa çıkabilmeyi başarmak tedavinin en önemli bölümüdür. Psikoterapi, ilaç tedavileri ile birlikte uygulandığında, hastalara ve ailelerine destek, eğitim ve rehberlik sağlamaktadır. Örnek olarak, manik ve depresif dönemleri tetikleyen stres faktörlerini fark etmelerine ve bunlarla başa çıkmaya yardımcı olmaktadır. Psikoterapi ayrıca, gelişmekte olan bir hastalık döneminin erken belirtilerini saptamaya da yardımcı olabilmektedir.


    Çoğu zaman, hızla başlatılan tedavi tam gelişmiş bir depresyon veya mani krizini önleyebilir. Psikoterapi bireysel olarak hastaya, aileye, aile ile birlikte hastaya ve grup olarak uygulamayı kapsamaktadır. Davranışçı psikoterapi yaklaşımı ile bipolar bozukluk belirtileri ile nasıl uğraşılacağı, kişilerde yeni hastalık dönemlerini ortaya çıkarabilecek streslerle başa çıkmasına çalışılmaktadır. Bilişsel psikoterapi yaklaşımı ile bipolar bozuklukta kişilerin depresif ve yükselmiş duygudurumlar sırasında ortaya çıkan çarpık düşünceler ve inançları tanımlamaları ve karşı koyma çalışılmaktadır.


    Bipolar bozukluk nasıl tedavi edilir?


    Tedavinin akut tedavi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki basamağı vardır. Akut tedavi hastalık belirtileri başladığı sırada, belirtileri mümkün olduğunca hızla yatıştırmak için uygulanır. Bu dönem hastanede yatarak tedaviyi de gerektirebilir. Koruyucu tedavi ise yeniden hastalanmayı engelleme amacı taşır. Akut tedavide öncelik hastanın ve çevresinin güvenliğinin sağlanması, intihar riski varsa önlenmesi, tanının netleştirilmesi, mani döneminde sakinlik verecek, depresyon döneminde ise ruhsal kalkınma sağlayacak tedavinin etkili ve güvenli biçimde uygulanmasıdır. Ana tedavi ilaçlarla yapılır. Ancak hastalık şiddetli, kişinin intihar riski var, daha önce ilaç tedavilerine bilinen direnç varsa elektrokonvulsif tedavi (EKD uygulanabilir. Yeni ilaçların kullanılır hale gelmesi ile EKT'ye ihtiyaç oranı azalmıştır ancak hala çok sayıdaki hasta için EKT en etkili tedavidir. Bazı olgularda ilaçlara yanıt yetersizdir, kimilerinde ilaçlar yan etkileri sebebiyle istenilen doza çıkılamaz, bazı durumlarda ise hastanın intihar riskinin bulunması gibi sebeplerle ancak EKT nin sağlayabileceği hızlı düzelme elde edilmek istenir.

    EKT (Elektro Konvülsif Tedavi)


    Modern anestezi teknikleri ile günümüzde EKT daha da güvenilir hale gelmiştir. Filmlerde görülen EKT sahneleri ya da elektrikli sandalye görüntüleri ile gerçek EKT uygulamasının hiçbir benzer yönü yoktur. EKT ağrılı değildir, hasta için ceza değildir. EKT uygulanmış olan çoğu hasta dişçi koltuğuna oturmayı EKT'den daha stresli bulmuşlardır.


    Bipolar bozuklukta TMU uygulanabilir mi?


    TMU'da saçlı kafa derisinin üzerine elektro manyetik bir bobin aracılığıyla beynin elektriksel aktivitesini düzenlemeye yönelik bir tedavidir. Beyinde hedeflenen alanda "nöronal depolarizasyon" dediğimiz değişim oluşur. Beyindeki hücrelerin elektriksel iletisine müdahale edilmiş olur. Beynin elektriksel ve kimyasal ileti ile çalıştığı düşünülürse beynin yeterli çalışmayan doğal süreçlerini harekete geçirici etkisi olduğu anlaşılır. Dışarıdan elektrik akımı vermeden, güçlü ama kısa bir manyetik alan oluşturarak tedavi etkisini oluşturur. EKT beyine doğrudan elektrik akımı verilerek uygulanır, bu sebeple EKT'nin hastane ortamında ve genel anestezi altında yapılması gereklidir. TMU tedavisi ise ayaktan uygulanabilir, anestezi ya da analjezik gerektirmez. Coğu kez hasta hafif baş ağrısı ve uyarım uygulanan yerde hafif bir rahatsızlık dışında herhangi bir olumsuz etki hissetmez. Çok nadir vakalarda epileptik nöbet izlenebilir. Bu durumda tedavi kesilir. Nöbet riski olan kişiler tedavi öncesi çekilen EEG ile tespit edilip tedaviye alınmazlar.


    Tedavi süresi ve sıklığı hastanın bireysel ihtiyacına göre belirlenir. 5-30 dakika süre ile belirlenen sıklıkta, belirlenen frekans ve şiddette ritmik uygulama yapılır. Bipolar bozukluğun depresyon döneminde etkili bir tedavidir. Ancak hipomani döneminde ve EKT uygulanmasına engel durum olan mani dönemlerinde de yardımcı tedavi olarak farklı parametrelerle kullanılabilir.


    Manyetik Uyarım Tedavisi (tTMU - Tekrarlayan Manyetik Uyarım)

    İlaç tedavi seçenekleri nelerdir?



    Bipolar bozukluğun ana tedavisi ilaç tedavisidir. Bu hastalığın tedavisinde kullanılan en önemli ilaç tipi, kişinin duygudurumunu kontrol altına almak için yazılan ilaçlardır. Bu ilaçlar 'duygudurum düzenleyicileri' olarak adlandırılmaktadır ve gelecek atakların önlenmesi ve başlamış bir atağın tedavi edilmesinde etkilidirler. Genel olarak, bipolar bozukluğu olan kişiler duygudurum düzenleyicileri ile tedaviye uzun süre (yıllarca) devam etmektedirler. Duygudurum düzenleyicilerinin kullanılmasına karşın ortaya çıkan mani veya depresyon ataklarını tedavi etmek için ek ilaç tedavileri yazılmaktadır.Örneğin, antipsikotik ilaçlar esas olarak manik atak sırasında yazılırken, antidepresan ilaçlar yaygın olarak depresif atak sırasında verilmektedir. Araştırmalar, antidepresanların mani, hipomani ya da hızlı döngüye geçişi tetikleyebildiğini göstermiştir. Bu nedenle, bipolar bozukluğu olan kişileri bu geçişten korumak amacıyla antidepresan ilaçla birlikte duygudurum düzenleyicileri de yazılmaktadır. Hastalığın semptomlarını tedavi etmek için başka ilaçların alınması da gerekebilmektedir.


    Bu da bu arkadaşların filmi


    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  6. #14

    Esas

    hocam şimdi söz meclisten dışa
    kişilik bozukluğu yoktur
    bozuk kişi vardır
    kişi bozuksa kişiliği duzgun olamaz
    yani sebep o şu bu hikaye
    kendinde arayacan herşeyi
    bulamadın gene kendine dönecen
    ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
    sen kenduğu bilmezsen bu nice ohumaktır
    der
    Yunus

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •