Sayfa 3/19 İlkİlk 1234513 ... SonSon
Arama sonucu : 147 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Öğretmenim Canım Benim.

  1. #17

    Esas



    Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün belirlediği yoldan ilerleyen,çağdaş bilgiye dayalı eğitimin öncüleri olan tüm öğretmenlerimizin saygıyla ellerinden öperim, öğretmenler gününüz kutlu olsun.

  2. #18
    Duhul
    Nov 2006
    İkamet
    sincan
    Yaş
    47
    Gönderi
    517

    Esas

    ÖGRETMEN, BIR BAHCIVANDIR. EN GUZEL GULLERI O YETISTIRIR. HIC YORULMADAN, BIKMADAN, USANMADAN BAHCESINDEKI GULLERE SU VERIR VE ONLARIN BAKIMINI TITIZLIKLE YAPAR

    gununuz kutlu olsun hocam..

  3. #19

    Esas

    ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN..


    " Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki
    orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu,
    diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur. "

    (Atatürk)

    tüm öğretmenlerimizin bu özel gününü kutlar, kutsal mesleklerinde başarılar dilerim.

  4. #20

    Esas

    BİZE UNUTTURAMAZLAR !



    Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve bağlı binalarının duvarları 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle afişlerle süslendi. Ancak bakan Hüseyin Çelik 'in fotoğraflarının bulunduğu afişlerin hiçbirinde Başöğretmen ATATÜRK'ün resimlerine yer verilmedi,ama ben TÜRK MİLLETİ'nin bir ferdi olarak baş öğretmen ATATÜRK'ün resimlerini de görmek istiyorum.

    BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENLERE YAPTIĞI KONUŞMALAR.

    İstanbul'dan Bursa'ya gelen öğretmenlere yaptığı konuşma:
    "İstanbul'dan geliyorsunuz. Hoş geldiniz.İstanbul'un feyz meşalelerinin temsilcileri olan yüce topluluğunuz karşısında duyduğum sevinç sonsuzdur. Yüreklerinizdeki duyguları,kafalarınızdaki düşünceleri doğrudan doğruya gözlerinizde ve alınlarınızda okumak, benim için olağanüstü bir mutluluktur. Bu anda karşınızdaki en içten duygumu, izninizle söyleyeyim: İsterdim ki çocuk olayı, genç olayı,sizin nur saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım.Siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı olurdum. Ne yazık ki elde edilemeyecek bir istek karşısında bulunuyoruz. Bunun yerine sizden başka bir istekte bulunacağım: Bu günün çocuklarını yetiştiriniz.Onları yurda,ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum.

    Muallim Hanımlar, Muallim Beyler,

    Yurdu ve ulusu kurtarmak isteyenler için yurtseverlik, iyi niyet,özveri çok gerekli niteliklerdir. Nedir ki bir toplumdaki hastalığı görmek, onu iyileştirmek,toplumu çağımızın isteklerine uygun olarak yükseltmek için bu nitelikler yetmez bu niteliklerin yanında bilim ve teknik gereklidir. Bilim ve teknikle ilgili çalışmalar başladığı ve geliştirildiği yerse,okuldur. Bunu için okul gereklidir. Okul adını, hep birlikte,büyük saygı ile analım... (dinleyiciler,bir ağızdan "okul!... diye bağırdılar).

    Okul, genç beyinlere,insanlığa saygıyı, ulus ve yurt sevgisini, bağımsızlık onurunu öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düşünce,onu kurtarmak için tutulması uygun olan en doğru yolu belletir. Yurt ve ulusu kurtarmaya çalışanların ayrıca, işlerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları gereklidir. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu yolla,girişilecek her türlü işin usa uygun sonuçlara ulaştırılması gerçekleşmiş olur.

    Bayanlar, Baylar!

    Yudumuz içinde uygarlıkla ilgili düşüncelerin,çağdaş ilerlemelerin, bir an bile yitirilmeden, yayılması ve gelişmesi gerektir. Bunun içindir ki bilimle, teknikle uğraşanların bu alanlarda çalışmayı,birer namus borcu bilmeleri gerekir.
    Öğretmenlerimiz, şairlerimiz,edebiyatçılarımız, yazarlarımız, durup dinlenmeden, ulusa bu acı günleri ve onun gerçek nedenlerini açık ve kesin olarak yazacaklar,anlatacaklar, bu kara günlerin dönmemesi için, yeryüzünde uygar ve çağdaş bir Türkiye'nin varlığını tanımak istemeyenlere, onu tanıtmak zorunda olduğumuzu hatırlatacaklardır.

    Bayanlar, Baylar! Acı da olsa söyleyelim ki, biz üç buçuk yıl öncesine değin, bir "Topluluk " olarak yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi yönetiyorlardı. Dünya, bizi, yöneticilerimize göre tanıyordu. Üç buçuk yıldır, tam bir ulus olarak yaşıyoruz. Bunu elle tutulur, gözle görülür kanıtı, hükümetimizin biçimi, hükümetimizin niteliğidir ki kanun onu Büyük Millet Meclisi diye adlandırdı. Bütün dünya, bir an bile şüphe etmesin ki, Türkiye Devleti'nin biricik ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bayağı çıkarlarını ve kendi güvenliklerini sağlamak için, ulus ve yurdun bağımsızlığını düşmanların eline bırakmakta bir sakınca görmeyen, bağımsızlığımıza son veren koşullara kapsayan Sevr Antlaşması'nı onayan yöneticilerin, sultanların, padişahların öykülerini, bu zorbaların yasa dışı davranışlarını Türk ulusu, artık, ancak ve yalnız tarihte okur.

    Bayanlar, Baylar!

    Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, yalnız ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve kesinlikle başarıya ulaşacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım,sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız. Son bir söz: Sizin,seçkin bir topluluk olarak Bursa'ya gelmeniz, yalnız Bursa'yı değil, bütün Anadolu'daki kardeşlerinizi sevindirdi. İstanbul'dan getirdiğiniz selamları, bütün ulusa duyuracağız. Ben de sizden rica edeceğim ki, oradaki kardeşlerimize selamlarımızı iletiniz. İstanbul'un alın yazısı, İstanbul'da yaşayan gerçek Türklerin gönüllerinde ve duygularında yaşattıkları dileğe uygun olarak çizilecektir."

    Bursa, 27 Ekim 1922

    Kütahya Lisesi'nde öğretmenlere yaptığı konuşma:
    "Muallime hanımlar ve muallime efendiler, bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum.

    Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir.

    Fakat bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir.

    Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz.

    Biz iki ordudan birincisine, vatan çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya -bütün dünya bilir, bütün dünya şahit oldu ki- pek mükemmelen sahibiz. Vatanın dört sene önce düştüğü büyük felaketten sonra, yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen bu düşmanı kutsal vatan toprağında boğup mahvetti. Yalnız bu orduya sahip olmakla, işimiz bitmiş, gayemiz bu ordunun zaferiyle son bulmuş değildir.

    Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır. Milletimizi geçek mutluluğa, kurtuluşa ulaştırmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü idare şeklimizin sonsuzluğunu istiyorsak, bir an önce büyük, kusursuz, nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunluluğunda bulunduğumuzu inkar edemeyiz.

    Eski idarelerin en büyük kötülüklerinden biri de irfan ordusuna layık olduğu önemi vermemeleridir. Eğer önem verilseydi, geleceği emanet ettiğimiz sizlere, gelecek kadar güvenilir bir mevki verilmesi gerekirdi. Henüz üç dört senelik hayata sahip olan milli idaremizde irfan ordusu ile layık olduğu kadar ilgilenilememiştir. Fakat buradaki mecburiyeti milletin münevverleri olan sizler elbette ki daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetimizi yalnız cephede toplamaya mecbur olduğumuz bu kısa süre içinde tabiatıyla irfan ordusuyla gereğince meşgul olamadık. Lakin Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için harcadığımız bütün emekler mutlu sonucunu verdi.

    Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı istekle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetlerimizin mutlu ve başarılı sonuçlarını aynı parlaklıkta elde edeceğiz.

    Arkadaşlar, asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki birliktelik ve alakayı belirtmek için şunu da ifade edeyim, kıymetli bir eserden ordunun ruhu kumanda heyetidir deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz öğretmenler, sizler de irfan ordusunun kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal mücadelesinde üç dört senedir düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız savaşla ordunun ruhu olan kumanda heyeti değerlerinin yüksekliğini nasıl ispat etmişse, bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek savaşında da irfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim.

    Bu konuda size güveniyor ve saygı ile selamlıyorum."

    Kütahya, 24 Mart 1923

  5. #21
    Duhul
    Apr 2006
    İkamet
    1998
    Gönderi
    1,605
    Blog Yazıları
    1

    Esas

    Başta kardeşim olmak üzere bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlar; sağlık, mutluluk ve esenlikler diler saygılar sunarım...

  6. #22
    CYASHA Guest

    Esas

    5 para etmez bir ogretmen oldugumu, iyice bozulan, kisiliksizlesen, tin tinlasan, kravatsiz yakasini bagrina kadar acmayi ve elindeki tesbihi sallayarak "gardas gardas" diye ortada gezmeyi bir meziyet sanan, zaten kisacik olan eteklerini okuldan cikar cikmaz iyice kivirip kisaltan, akillari en pahali cep telefonundan ve erkeklerden / kizlardan baska sey dusunemeyen, ya kürtcü, ya Türkcü, ya tarikatci, ya Ataturk dusmani ya hirsizliga ya parkciliga ozenti, beyni zerre kadar calismayan zavalli gencler giderek cogaldikca DAHA DA İYİ ANLİYORUM.. Yazik! Cok yazik...

    Aglamak istiyorum, hem de hungur hungur..

    Vatandaslarim, affedin beni; bizi... Affedin...

  7. #23

    Esas

    Tüm Öğretmenlerimizin ,Öğretmenler gününü kutlu olsun.
    Bu başlığı okudum aklıma ilkokul öğretmenim geldi birden netten aradım ve gördümkü yıllar sonra hala görevinde çok duygulandım.Linkteki Erok bey di ilkokul öğretmenin ellerinden öpüyorum.

    http://www.tedkayseri.k12.tr/ilkogretim/idari.htm

  8. #24
    Duhul
    Feb 2005
    İkamet
    TÜRKİYE
    Yaş
    63
    Gönderi
    8,856
    Blog Yazıları
    3

    Esas

    Üç ablam ve eşim öğretmen.
    Üç ablam da öğretmenim oldu.
    Bizim zamanımızda anne baba öğretmene çocuğunu teslim ederken eti senin kemiği benim derlerdi.
    Şimdi dayak yok ceza da çok az ve caydırıcılığı yok.Dayağa karşıyım ama şimdiki öğrenciler bakınca keşke olsaydı demeden edemiyorum.
    Allah bütün öğretmenlerimize sabır ve kolaylık versin.

Sayfa 3/19 İlkİlk 1234513 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •