Sayfa 20/20 İlkİlk ... 10181920
Arama sonucu : 160 madde; 153 - 160 arası.

Konu: Acaba Başarabilir miyiz?

  1. #153

    Esas

    2008'de havalar nasıl olacak?

    Dünyanın büyük bölümünü yakıp kavuran 2007’nin ardından, 2008'de havanın nasıl geçeceği belli oldu
    İngiltere’deki Doğu Anglia Üniversitesi uzmanları, 2008’de geçen yıla oranla sıcaklıkların bir miktar düşeceği ancak yine de en sıcak 10 yıldan biri olacağı uyarısında bulundu. Uzmanlara göre, 2008’de dünyadaki ortalama sıcaklık, 1961-90 ortalamasının 0.37 derece üstüne çıkarak 14.37 derece olacak. Ve sıcaklık kayıtlarının tutulduğu 1850 yılından beri en sıcak 10 yılı arasına girecek. Geçen yıl sıcaklık ortalaması 14.67 olarak tespit edilmişti. Ancak uzmanlar “2008’in son yıllara oranla daha az sıcak geçecek olması, küresel ısınma tehlikesinin azaldığı anlamına gelmez” uyarısı yaptı. Tarihteki en sıcak 11 yıl, son 13 yıl içinde yaşandı.

    Haber: DIŞ HABERLER
    http://w9.gazetevatan.com/haberdetay...4&Categoryid=7

    Bilginiz olsun.

  2. #154

    Esas

    Kuraklığın yeni nedeni: Küresel loşlaşma 4 Mart 2008


    A.A



    Ankara Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ergin Duygu, bacalardan çıkan partiküllerin atmosferdeki su buharlarına yapışıp havada asılı kaldığı ve tabaka haline gelerek güneş ışınlarını engellediği “küresel loşlaşmanın”, kuraklığa neden olduğunu kaydetti.


    Ergin Duygu, “küresel loşlaşma”nın, İsrail ve ABD'de son yıllarda yapılan araştırmalarda hava hareketlerini etkileyen yeni bir faktör olarak tespit edildiğini söyledi.


    Özellikle yoğun nüfuslu ve sanayileşmiş bölgelerde bacalardan ve egzozlardan çıkan tozların ve partiküllerin gökyüzünde bir tabaka halini alarak, güneş ışınlarının dünyaya ulaşma oranlarını azalttığını anlatan Duygu, bu durumun “küresel loşlaşma” olarak tanımlandığını ifade etti.


    “GÜNEŞ IŞINLARI ORTALAMA YÜZDE 37 AZALDI”

    Ergin Duygu, İsrailli ziraat araştırmacılarının güneş enerjisi ölçüm çalışmaları sırasında güneş ışınlarının bölgeye 100 yıl öncesine göre yüzde 20 daha az düştüğünü belirlediklerini aktardı.
    .......
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/83...d=229&sz=71905

    Bence artık teshis konmuştur. Bir an önce tedaviye geçilmelidir.

  3. #155

    Esas

    Kuraklığın Nedenleri

    Bir önceki yazımdaki alıntıda kuraklığın nedeninin 'Küresel Loşlaşma' olduğu bazı istatistıksel verilerle öne sürülmüştür. Yani -havadaki toz ve partiküller güneş ışığının yeryüzüne ulaşmasını bir oranda engellemekte,dolaysıyla daha az su buharlaşmaktadır-sonucuna varılmaktadır.

    Dün çok ince yağan yağmuru seyrederken, kuraklığın bir başka önemli nedeni daha olduğu düşüncesi kafama takıldı. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.

    Basında sık sık İzmit Körfezindeki 'beyaz köpük' veya Marmara Denizi'nde 'sarı yosun(kir,oluşum)' haberlerini duymuş veya bizzat gözlemiş olanlarınız vardır.

    Benim bir gözlemim de denizin 'sütliman hali' üzerinedir.
    Hiç rüzgar esmediği zamanlarda denizde dalga kabarcıkları olmaz.
    O zaman denize düşen güneş veya ay ışıgı düzgün bir şekilde yansır ve deniz beyaz (süt gibi) görünür, buna da denizcilikte 'sütliman hali' denir. Uzun zamandan beri denizi çoğunlukla sütliman halinde seyretmekteyim.

    Sütliman hali bir de yağın denize döküldüğü yerlerde oluşur. Örn. gemilerin atık makine yağları, petrol atığı veya kazası, herhangibir arıtmaya tabi olmadan denize dökülen kanalizasyon suları da denizi bir çeşit sütliman haline dönüştürür.
    Buradaki olay, yağın özgül ağırlğı, suyunkinden küçük olduğu için deniz yüzeyine çıkması ve bu tabakanın daha yoğun(viskoz) olması nedeniyle düzgün bir denizyüzeyi oluşturmasıdır.
    Denizler ve okyanuslar dünya yüzeyinin buyük bir bölümünü kaplamaktadır. Dolaysıyla en önemli su buharı kaynaklarıdır. Ve bunlar o derecede kirletiliyor ki; bazen üzerinde yeni organizmalar bile oluşabiliyor.
    Suyun üzerindeki yağ, su ile havanın temasını kestiği için buharlaşmasını büyük oranda engeller dersek, bu mantıksız bir önerme olmaz, düşüncesindeyim.
    Şimdi bu bilgilerden şu sonuç çıkmaz mı?
    Denizlerin akarsuların kirlenmesi suyun buharlaşmasına bir oranda engel olmaktadır. Bu da gökyüzüne daha az su buharı çıkmasına neden olmaktadır. Bu da daha az yağışa. Yani kuralığa.

    Son sözüm, Dünyamız hastalanmıştır. Bu hastalık sebebi insan mikrobudur.

  4. #156

    Esas

    Yorumumu daha sonra yapmak üzere:
    Yazarlar


    28 Mayıs 2008

    Ege CANSEN

    Kedi kuyruğunu görmüş, yılan zannetmiş

    HERKES bir káhin, hatta kendi çapında bir peygamberdir. Etrafına bakıp, "bu gidişle" (bu gidiş her ne ise) insanlığın bir felakete sürüklendiğine inanmak mesleğe girişin ilk adımıdır.

    Bu adımdan sonra, kendinden emin bir ses tonu ve "bak benden uyarması" edasıyla, gözlemlerini çevreye yaymaya başlamak, káhinliğini ilan etmektir.

    Zaten káhinliğinin esası kıyametin er geç patlayacağını kuvvetli bir şekilde vurgulamaktır.

    Bu meslek ayağa düşünce adı "kıyamet tellallığı"na dönüşmüştür.

    * * *

    Günümüzün káhinleri, genelde iktisatçılardır.

    Herkes, az çok iktisatçı olduğuna göre, toplumda káhinden bol bir şeye rastlanmaz olmuştur.

    Aşk için (amatörce) veya iş ve aş için (profesyonelce) káhinlik taslayanlar, sürekli "kıyamet alametleri" arar ve mutlaka bulur.

    Son zamanlarda bu ahir zaman peygamberlerinin yazdıkları kitap ve makalelerle piyasaya sürdüğü ve yerli "Hacivat"ların (malumatfuruşların) yerli yersiz sıkça tekrarladığı kıyamet alametlerinden en önemli ikisini birlikte irdeleyelim.

    Bakalım bu iki alamet birbiriyle ne kadar tutarlı?

    1. Küresel ısınma.

    2. Petrol fiyatlarının artması.

    Fizikçilerin dediğine göre, küresel ısınmanın sebebi havanın kirlenmesidir.

    Hava kirliliğinin sebebi ise daha fazla enerji üretmek için yakılan fosil yakıtların yanışı sırasında havaya karışan dumandır.

    Bilimsel tanımıyla atmosfere salınan karbondioksittir.

    Hálbuki daha fazla enerji üretmenin amacı insanlığın daha rahat yaşamasını sağlamaktır.

    Káhinlere göre, küresel ısınma sonucunda, dünyanın önemli bir kısmı çölleşecektir.

    Hatta bu şimdiden başlamıştır.

    Ayrıca kutuplardaki buzlar eriyeceği için deniz seviyesi yükselecek, sahillerdeki ovalar ve yerleşim bölgeleri sular altında kalacaktır.

    Bu yüzden gıda maddesi üretimi azalacaktır.

    İnsanlar, açlıktan ve kıtlık sebebiyle çıkacak savaşlarda ölecektir.

    Sonu kıyamet olan bu kötü gidişi durdurmak için "daha az fosil yakıt, özellikle petrol ve kömür" yakılmalıdır.

    Kısaca petrol tüketimi azalmalıdır.

    Böylece küresel ısınma duracak ve dünyamız çölleşmekten kurtulacaktır.

    * * *

    İktisat, maksat kökünden türemiş bir kelimedir.

    Maksat, daha az petrol tüketimi ise, iktisadi olan petrol fiyatlarının artmasıdır.

    Yani petrol fiyatlarının artması maksada uygundur.

    Hálbuki kıyamet alametlerinin ikincisi olarak "petrol fiyatlarının artışı" gösterilmektedir.

    Şimdi durup düşünelim.

    Acaba içinde yaşadığımız bu evrende, kıyametin patlamasını geciktiren bir otomatik mekanizma mı var?

    Bu mekanizma, şimdi de kıyametin en kesin alameti olan küresel ısınmanın çaresini mi ortaya çıkarmıştır?

    Bundan 200 yıl önce Malthus adında bir káhin de, nüfusun 2, 4, 8, 16 gibi yüksek bir hızla artarken, gıda üretiminin 2, 3, 4, 5 gibi yavaş hızla artacağını ve bir süre sonra, insanların açlıktan birbirini kıracağını öngörmüştü.

    Malthus’un kehaneti çıkmadı.

    Çünkü tüm dünyada gıda maddesi üretim hızı, nüfus artış hızını geçti.

    Hatta zengin ülkelerin nüfusları azaldı.

    İnsanlar, az değil, çok beslenmekten ölür oldular.

    Son Söz: Dünün çözümleri, yarının sorunlarına çare olamaz.

  5. #157
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Ankara
    Yaş
    51
    Gönderi
    134

    Esas Kutupta sıfır buz ...

    Amerikan Ulusal Kar ve Buz Verileri Merkezi'ne göre bu yaz Kuzey Kutbu'nda buzlar sıfırlanabilir. Merkezin verilerine göre, kutuplardaki kalın buz tabakası, küresel ısınmanın etkisiyle, yerini yüzde 70 oranında ince buz tabakasına bıraktı bile.

    Bu tabaka diğerinin aksine uzun yıllarda değil, sadece bir yıl içerisinde oluşuyor. İnce bir yapıya sahip olduğu için de kolayca eriyebiliyor. Bu yıl yaşanması beklenen erime, kutuplardaki buz seviyesini tarihin en düşük seviyesine getirmesinden korkuluyor. Ancak bu erime, sadece tarihin en büyük buz erimesi değil, dünyada tehlikeli gidişin ne denli hızlandığını da gösterecek.

    İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden The Independent, durumun son derece dramatik olduğunu belirterek "Erime, yaz sonuna kadar sürerse kutup noktası deniz yoluyla ulaşılabilir hale gelecek" ifadesine yer verdi.

    Verileri gören uzmanlar, durumun son derece ciddi olduğunu, yıllar sonra olabileceği tahmin edilen "kutupta sıfır buz" olayının bu yaz meydana gelebilir olmasını "şok" olarak nitelediler.

    http://www.hurriyet.com.tr/dunya/929...d=229&sz=48011

  6. #158
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Ankara
    Yaş
    51
    Gönderi
    134

  7. #159

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Kelebek Yazıyı Oku
    Amerikan Ulusal Kar ve Buz Verileri Merkezi'ne göre bu yaz Kuzey Kutbu'nda buzlar sıfırlanabilir. Merkezin verilerine göre, kutuplardaki kalın buz tabakası, küresel ısınmanın etkisiyle, yerini yüzde 70 oranında ince buz tabakasına bıraktı bile.

    Bu tabaka diğerinin aksine uzun yıllarda değil, sadece bir yıl içerisinde oluşuyor. İnce bir yapıya sahip olduğu için de kolayca eriyebiliyor. Bu yıl yaşanması beklenen erime, kutuplardaki buz seviyesini tarihin en düşük seviyesine getirmesinden korkuluyor. Ancak bu erime, sadece tarihin en büyük buz erimesi değil, dünyada tehlikeli gidişin ne denli hızlandığını da gösterecek.

    İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden The Independent, durumun son derece dramatik olduğunu belirterek "Erime, yaz sonuna kadar sürerse kutup noktası deniz yoluyla ulaşılabilir hale gelecek" ifadesine yer verdi.

    Verileri gören uzmanlar, durumun son derece ciddi olduğunu, yıllar sonra olabileceği tahmin edilen "kutupta sıfır buz" olayının bu yaz meydana gelebilir olmasını "şok" olarak nitelediler.

    http://www.hurriyet.com.tr/dunya/929...d=229&sz=48011

    Ben de bir BBC belgeselinde dünyada geçmişte kutuplar ve dağ zirveleri dahil hiçbir yerde buz oluşmasına izin vermeyecek biçimde çok sıcak iklim devirlerinin olduğunu öğrenmiştim, üstelik insanın olmadığı devirlerden bahsediyorlardı.

    Aslında atmosferin mekanizması hakkında o kadar az bilgiye sahibiz ki yapılan her tehminin hata aralığı o kadar fazla ki doğruya ulaşmak çok zor.

    Belki birileri Newton ve Leibniz'in diferansiyel denklem sistemleri ve integrale yaptığı katkı gibi ki bu mühendisliğin temelidir, yeni bir katkıyı da kaos teorisinin matematik altyapısına ve non lineer denklem sistemlerine yapabilirse atmosferi daha iyi anlayabileceğiz.

    10 gün sonrasının hava tahminini yapmak bile çok zorken yılları tahmin edebileceğini söyleyenleri, hele şimdiki matematiğin bu konu için az gelişmiş olduğunu bile bile bunu iddia etmek çok ama çok komik....

  8. #160

    Esas

    Tabiata zarar vermeyelim
    herkes elinden gelen gayreti göstermeli
    temiz bir çevre yeşil ve temiz bir hava her canlının hakkıdır

Sayfa 20/20 İlkİlk ... 10181920

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •